İlk Gűlpınar Takvimi. Tamamı renkli. FİYATI: 1. Çilt. 4 Sayı: 10 Euro 2. Çilt 4 Sayı: 10 Euro Toplam: 2 Çilt 20 Euro



Benzer belgeler
Gűlpınar Dayanışma Vakfı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

Şerif Kocadon için mevlit

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

POLONYA DA ERASMUS GDYNIA MARITIME UNIVERSITY 2018 BAHAR

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

NO ADI SOYADI AİDATLAR GÖZGÖZ SEFER GÖZGÖZ 60,00 60,00 60,00 60,00 2 ERCAN GÖZGÖZ 60,00 60,00 60,00 60,00

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.


AHMETLER İLKOKULU. Okul Binası

Ünite 01: Arapçada Kelime ve Cümle Çeşitleri

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

BİMEKS B.B.Bodrumspor a Teknoloji Sponsoru Oldu

ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ 60.YIL KUTLAMALARI GELENEKSEL MEZUN ŞENLİKLERİ

Toplantı No: Toplantı Yeri: WELLBORN OTEL - Toplantı Tarihi: Toplantı Saati: 19:30 - Dönem Toplantı No: 33.

ISBN :

Benimle Evlenir misin?

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Bodrum da Çukurova Kültür ve Dayanışma Derneği kuruldu

Uluslararası Buluşma Türkiye Fotohaber, Sayfa 1

ÇOCUK SECURITAS GÜVENLİK HİZMETLERİ A.Ş. (TÜRKİYE) YAYINIDIR.

AŞAĞI BORANDERE KÖYÜ

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Ali VAROL'un Blog Sitesi

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

Kumbahçe de otel inşaatında göçük meydana geldi

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

Gűlpınarlılar Dayanışma Vakfı`nın tarihli toplantı tutanağı:

UKBA. e Bülten TACİKİSTAN DAN TÜRKİYE YE UKBA DERNEĞİ AMERİKA DA SOHBET MECLİSLERİ KURDU KARDEŞLERİMİZLE PİKNİKTEYİZ

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

BAYRAM DA TERCİH BODRUM VE ROMA. KOCADON: HAZIRIZ

AK Parti mazlum coğrafyaların umudu

: Normal. Son Gönderme Tarihi : Kura Tarih ve Saati : - MUSTAFA RİZE Lisans 8 ABDUSSELAM ALBAYRAK 1 / 9

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI:

Hırkatepe Köyü-Beypazarı (30 Kasım 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı


Nepal Gezisi (Holi Festivali'nde Nepal'e gidiyoruz!)

Zengin Adam, Fakir Adam

ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

AİLEMLE BERABER ÇOK EĞLENİYORUM

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

Eşsiz Bodrum Tanıtım TIR ı Zonguldak ta

Sayfa 148,149,150,151,152,153,154

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

AKDENİZ İN KUCAĞINDAKİ TARİH ;MAMURE Kapıdaki gişeye yaklaşıp kaleye girmek için ücret ödemek istedim. O sırada gişede oturan hanım görevlinin

Adı Soyadı GÜVENLİK SORUŞTURMASI VEYA ARŞİV ARAŞTIRMASI DURUMU UYGUN UYGUN UYGUN UYGUN UYGUN UYGUN GELMEDİ UYGUN UYGUN UYGUN UYGUN UYGUN UYGUN UYGUN

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

SINAV 1 292*****934 ABDULHALUK KOLDAN

Administrator tarafından yazıldı.

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Çocuklarınıza interneti yasaklamayın; yaptıklarını takip edin. 12 Ocak 2014 Pazar günü, İELEV Eğitim Kurumları Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi

BASKETBOLCU AHMET İLKÖĞRETİM 1. SINIF. Gülşen DEMİR Porsuk İlkokulu /Odunpazarı /ESKİŞEHİR

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Vakıfların toplumsal yaşamımızdaki hizmetlerini şöyle sıralayabiliriz. 1. Dini hizmetler. 2. Sağlık hizmetleri. 3. Eğitim ve öğretim hizmetleri


GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ KİTAP VE KÜLTÜR KULÜBÜ BAŞKANI EMRE GÜREL KULÜP SAYESİNDE SOSYAL HAYATIMIZ RENKLENDİ İLETİŞİM YETENEĞİMİZ GELİŞTİ

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

Transkript:

FiYATI: BAĞIŞ KARŞILIĞI WWW.GUELPINAR.DE 3. Yıl Sayı: 9

FİYATI: 1. Çilt. 4 Sayı: 10 Euro 2. Çilt 4 Sayı: 10 Euro Toplam: 2 Çilt 20 Euro Gűlpınar resimleriyle birlikte 2008 takvimi İlk Gűlpınar Takvimi Tamamı renkli Fiyatı: 5. Euro İsteme Adresi: Gűlpınar Dergisi Gűlpınar Sitesi abdullahuca@hotmil.com bahtiyar01@gmx.de DERNEK FLAMASI ÇIKTI FİYATI: 5 Euro

Gülpınar`dan K u c a k l a ş m a Mayıs 2008 3. yıl - 9. Sayı Yazı Kurulu Fevzi Karaca Abdullah Uca Reşit Sarı Refik Uca Osman Yüksel Katkıda bulunanlar: M. Ş. Akyüz Emrah Haberci Siirler: A. U ca Zamanıdır, Kucakta sevgi Bahar aramızda ve Göç Dokuzuncu sayımızla tűm okurlarımızı kucaklıyorum. Bu yılın mayıs ayında Almanya`da űçűncű kez halkımızla buluşup kuçaklaşacagız. 2008 baharında canlanıp yeni bir hayata başlayacagız. Bildiginiz gibi ilk geniş katılımlı şenliğimizi 2005 yılı temmuz ayında koyűműzde yaptık. Tűm köylűműzű kucaklayarak onlara unutulmaz bir gűn geçirmelerini bu sayede sağlamış olduk. İkinci şenligimizi 2006 yılı nisan ayında Fransa Strasburg`da yaptık. O gűnde tűm Avrupa`da yaşayan köylűlerimizle kucaklaşarak coşkuyu heyecanı, sevgiyi birlikte yaşayarak dolu dolu bir gűn geçirdik. Aradan iki yıl geçti ikinci yılın sonunda űçűncű kez de Avrupa`da yaşayan köylűlerimizle mayıs ayında Almanya`da buluşuyoruz. Gűlpınar gűrbet şenligi bir kez daha akrabaları, dostları, arkadaşları ve tűm köylűlerimizi buluşturup kucaklaştıracak. Şimdiden tűm katılanlara neşeli eglenceler dilerim. Katılamayanlarada şenlik, resim ve haberleri ileriki sayılarımızda yer verecegiz, Bu sayımızda sevginin, dostlugun, neşenin, kavuşmanın simgesi olan kucaklaşmayı ön plana çıkardık. Bir resim kareside olsa o resim her şeyi bizlere anlatıyor. Resimler ölűmsűzdűrler. Dernek toplantısını tűm ayrıntılarıyla sayfalarımızda göreceksiniz. Bu toplantıda ikinci Avrupa Gűlpınar şenligi yapma kararı alındı ve çalışkan örnek dernek űyelerine ödűl verildi. Şöyleşilerimize devam ediyoruz ilk gelen kuşağın anılarını okurlarımızla duyurmak ve paylaşma için bu yazı dizisini sűrdűrűyoruz. Aramızdan ebediyete ayrılan köylűlerimizin kısa haber ve resimlerini sayfalarımıza koyduk. Avrupa`dan Tűrkiye`den Gűlpınar haberlerini duydukca sizlerede duyurmak için iç sayfamızda yer verdik. İkinci sayfamızda kendi dergi reklamlarımız var. İlgi duyanlar bizle irtibata geçerek eksik sayılarını dergimiz tarafından temin edebilirler. Yazışma adresi: Gülpınar dergisi e- mail Abdullahuca@hotmail.com Tel : 0031 06 24 919 818 Yine son sayfamızı futbola ayırdık. 1971 de takım olarak çekilen bu resmi tűm futbol sevenlere armağan ediyoruz. 2008 in baharında Almanya`da Gűlpınar sıla şenliğinde kucaklaşmak dilegiyle herkese sağlık mutluluklar dilerim. Abdullah Uca

ALMANYA / BOCHUM Bahtiyar Kahraman SAYGI DEGER GÜLPINAR HALKI Bizim gündemimizde başarısızlık yok başarmak var. Avrupa Yozgat Gülpınar Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Dernegi 2. gűrbet şölenimizi Almanya bölgesi yöneticileri olarak sizlere güzel bir gün boyunca eglendirmek için elimizden gelen gayreti göstermenin mutlulugu içerisindeyiz. İlk olarak 16.4.2006 Tarihinde Fransa Strassburg`da dernegimizin katkılarıyla düzenlenmiş olan Avrupa 2006 Gülpınarlılar şöleni ni geride bırakdık. 2 sene ara verdik. Ne demiştik ilk olarak yapılması gereken işleri tamamlamaktı köyümüzde ormanımız yoktu şu an var, köy yolu agaçlandırılsın dedik yaptık, okul bahcesi dűzenlemesini, duvarını yaptırdık, Camii için yemek salonu dűzenledik. Mutfak masa sandelye alındı. Cenaze arabası alındı ve daha göremedigimiz işler yapıldı Allah a şükür bunlar tamamlandı. Bu işlerde emegi geçen maddi ve manevi olsun Gülpınar köy halkımıza teşekkür ediyoruz. Bugünse karar aldığımız gibi 2. şöleni öyle yapmaya karar almıştık ve uyguluyoruz. 2.Gűrbet şölenimiz için Hollanda`daki toplantıda konuşuldugu gibi Almanya da olması karar alınmış ve bizler Almanya bölge temsilcileri olarak, Almanya Gifhorn bölgesinde olmasını uygun bulduk. Bu kararımızdan sonra hemen işe koyulduk. Almanya bölgeleri Gifhorn, Bochum, Berlin, Stuttgart, Ahlen Bremen, Duisburg, Frankfurt irtibat halinde olarak güzel bir koordinat kurarak bu günü sizler için hazırlamaya gayret ettik, umarızki köylülerimiz böyle günlerde birbirleriyle daha çok yakınlaşır, sohbet ortamı olusturur, hasret giderirler ve gençler birbirleriyle tanışma imkani bulur, gayemizde budur zaten. Bu esnada şölende emegi geçen maddi ve manevi destek veren köylülerimize; Almanya bölgesine özellikle Gifhorn`da ikamet eden köylülerimize, uzaktan teşvik eden köylülerimize teşekkür eder saygı ve sevgilerimizi sunarız. Eger bir kusurumuz olmussa eksigimiz olmussa şimdiden özür diliyor, bunuda normal karşılamanızı istiyoruz. Her geçen yıl daha çok tecrübe kazanıyoruz sizlere en gűzel en iyi şeyler sunmaya gayret ediyoruz. Çevre köy olsun ilçe olsun hemşeherilerimizden böyle gűzel dayanışma ve yardımlaşma içinde olduğumuz için onur verici haberler almaktayız buda bizleri sizler için daha güzel şeyler yapmaya itiyor ve bizlere kuvvet veriyor. Almanya Gülpınarspor, Hollanda Gülpınarspor ve Fransa Gülpınarspor Takımlarına şimdiden başarılar dilerim. Sitemizin ve derneğimizin dinamizmi tűm Gűlpınar halkıdır. Bizler bu İnternet bağı ile derneğimizin önemli bir eksikliğini gideriyoruz. İletişimi hem işlevli, hem de sürekli kılıyoruz. katılımcılığı ve paylaşımı pekiştiriyoruz. Asıl amaç sizlere ulaşmaktır, bunu hiç unutmayınız. www.guelpinar.de Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine yaşamalıyız Saygı deger Gülpınarlılar Herkesin cevreye, dogaya, yesillige, saygılı olmalarini rica ediyorum. Tertemiz bir Gülpinar icin elele Bu düşünce ve duygularla hepinize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. İzin sezonu yaklaşıyor gűrbetten izine gidenlere herkese burdan kazasız belasız hayırlı yolculuklar diliyorum, izinde herkesi spor için doga yürüyüşüne simdiden davet ediyoruz. bahtiyar@guelpinar.de www.guelpinar.de

HOLLANDA / Rotterdam Fevzi Karaca Bir Değerlendirme Yazının içeriğine başlamadan önce, Gülpınar İkinci Avrupa Senliğini, bir dizi emek ve enerji vererek bizlere hazırlayan Almanya daki Gülpınarlılara, bütün Gülpınarlılar ve okurlar adına candan teşekkür ederim. Bundan bir kaç asır öncesi Dede Dağı nın sularla kaplı ormanlık eteğine gelip yerleşen atalarımız, kendi elleriyle yok ettikleri (kefenin köklerinin bile kurutulduğu) doğanın yeniden inşasını sizlerin ellerine bıraktılar. O günün sosyo-ekonomik koşulları ve atalarımızın bilinç düzeyini göz önünde bulundurduğumuzda onlardan başka bir davranış beklemek de oldukca yanlış olur. Göçebelikten (hayvancılıktan) yerleşik yaşama (tarıma) geçiş sürecinin tipik özelliği, tarım alanları yaratmak için ormanlık alanların yok edilmesi olmştur. Bir başka etken ise, çetin kış koşullarında yakacak sorununu çözmek için ağaçlar yok edilmiştir. Kuruluşundan 1960 lı yıllara kadar geçen süreçte tarım, hayvancılık ve mevsimlik işçilik köyde yaşıyan insanların temel gelir kaynağını oluşturmuştur. Ne yazık ki bu süreçte doga hep tüketilmiştir. 1960 lı ve daha sonraki yıllar köyümüzde feodal toplumun çözülmeye başladığı, insanların geçim kaynaklarını, yurt içinde sanayinin olduğu bölgelerde (iç göç) ve Avrupa da (dış göç) aramaya başlamışlardır. Önceleri Avrupa ya yalnız gelen erkekler 1975 li yıllardan sonra yavaş yavaş eş ve çocuklarını da getirerek, göçmenliği Avrupa ya taşıdılar. Bu süreç az da olsa hala devam etmektedir. Bugün kü duruma bir göz attığımızda, Gülpınar lı olan insanların yüzde sekseninden fazlasının Ankara, Kayseri ve Avrupa nın üç ülkesinde (Almanya, Fransa ve Hollanda) yaşadığını görüyoruz (burada istisnalardan bahsetmiyorum, Cabir ve ailesinin İstanbul da olması gibi). Son on yıllık süreci değerkendirdiğimde insanın gurur duyduğu bir gelişme ile karşılaşıyoruz. Umarım bu düşünceyi benimle paylaşırşınız. Nedir be gelişme? Bu gelişmenin özünü gerek Türkiye deki (burada köy/şehir ayrımı yapmıyorum) gerekse Avrupa daki insanlarımızın toplumsal çıkarlar için el ele, omuz omuza mücadele ederek yok edilen doğa kaynaklarını yeniden yaratmaya, bozulan sosyal ilişkilerin temel kaynağı bireyciliği yıkarak, yeni sosyal ilişkiler kurmaya yönelik çabaları ve bu alanda atılan adımlar oluşturuyor. Hollanda da yapılan son toplantıya bir göz attıgımda, toplantıya katılanların sorunların çözümüne yönelik olumlu ve istekli çabaları geleceğe bakışta oldukca umut verici. İnsanlar geçicidir ama onların ortaya koydugu ürünler kalıcıdır. Üret kendin için, çevren için ve toplum için. Sizlerin üreticiliğinize, toplumculuğunuza, güzel düşüncelerinize güveniyorum. Gelecek sizlerin ellerinde. Hoşca kalın, sağlıkla kalın. Nisan 2008

HOLLANDA / Utrecht TARAF OLMAK Her ne kadar űlkemizden binlerce km uzakta olsak da, hala inadına vazgecilmez, ölűmune sevdadır. Topragını-havasını belki içimize ilk çektigimiz.. Belki ilk defa çamurdan kagnı-at arabası yaptığımız. Belki bagda űzűm yerken, harmanda gece gök yűzűndeki binlerce yıldızları sayarken ilk hayallere daldığımız. Belki ilkokulda okurken ilk aşık oldugumuzu zannettigimiz. Belki ilk acıları ve ihanetleri yaşadığımız. İşte hepimizin bir vazgecilmezligi, inadına sevdasıdır bu... Dogdugumuz, topragındaki kokuyu içimizde yűregimizde taşıdıgımız gűzel űlkemize olan aşkımızdır Bizim vazgeçilmezligimiz derken, yazılı ve görsel medyada, ne bizim ne de űlkemiz insanlarıyla alakası olmayan sorunların ön plana çıktıgını farkeder olduk. Dűnyada neler tartışılırken, bizim űlkemizdeki siyasetin ve siyasetcilerin nelerle ugrastığını görűnce, herhalde çogumuza kına gelmiştir. Tűrkiye tarım űlkesi ama dışardan bugday ithal eden űlke( 500 milyon Dolarlık tahıl ithal edilmiş). Bulgur ve pirinç en iyi yatırım aracı olmuş, ekmek űrűnlerine anormal zamlar gelmeye başlamış. Űkemizde artık kimse, çiftcilik yapmak istememekte ve akın akın köylerden şehirlere, yurtdışına çıkmaya calışmakta. Sahi bizim köyde hangi çiftci, ektigi tarlalardan emeginin karşılını aldıgını anımsıyor. Yaşadıgımız űlkelerdeki köylere gidip, çiftcilerin yaşamlarını ve sahip oldukları arazilerin ne kadar degerli olduklarını gördűgűműzde, ah bizim köylerdeki arazilerimiz de bunların kadar degerli olsaydı, űrettigimiz degerler bizim geçimimize yetseydi ne işimiz vardı burda diye kendi űlkemizdeki siyasilere, yönetenlere isyan etmiyor muyuz? Yukarda bahsettigimiz gibi evet, űlkemiz tarım űlkesi ve dört tarafı sularla çevrili fakat ne hikmetse dışardan hem tahıl hem de elektrik ithal eder durumdayız. Ama bizim siyasetcilerimiz; köydeki agbeylerimizin, amcalarımızın, dayılarımızın, akrabalarımızın ya da köylűlerimizin Reşit Sarı en can alıcı sorunlarıyla (mazot ve gűbre fiatlarının anormal yűksek oluşları) Degil de, onların hiç bir zaman gűndeminde olmayan, onları hiç bir zaman ilgilendirmeyen laikciïslamci, turban vb gibi konuları olmazsa olmaz biçiminde gűndeme taşıyarak sunni bir sorun yaratmaya, insanların gerçek sorunlarına karşı duyarlılıklarını frenlemeye çalışmaktalar. Hollanda da faşişt ve ırkcıların politika adına her şeyi műslűmanlar űzerine yogunlaştırıp, geri ve bilincsiz insanlar űzerinden oy avcılıgı yapmasına benzemekte. Hollanda`da ırkcı faşistlere kızıyoruzda űlkemizde onun gibi ulusalci-milliyetci tűrban - islamci söylemlerle bizleri ikisi arasında seçim yapmamıza zorluyan siyasete neden kızmıyoruz? Bugűn dűnyada ne kötűlűkler oluyorsa tűm yoksul halka oluyor. Űlkemizde gıda űrűnlerindeki yűzde yűze varan zamlara duyarsız ve tepkisiz kalıyoruz. İnsanların karnını sağ sol, laik anti laiklik doyurmuyor. Dűnyada nufuz hızla artıyor uzmanlara göre gelecek on yılda kuraklık olacak ve halkımız açlıkla karşı karşıya kalacak. Nicin taraf olmak zorunda kalıyoruz? Hayır! Biz taraf olmak zorunda degiliz. Kafasının acık ya da kapalı olması kadının,"laik-dinci" olması anlamı taşımaz. Onların sorunu, toplum içerisinde özgűrleşmesi, erkek egemenliginden kurtulmasıdır. Hayır bizler ya onlardan ya bizlerdensin seceneginde taraf olmak ya da oldurulmak zorunda degiliz. Bizim tek taraflıgımız: Emeğin, barışın, özgűrlűgűn, kardeşligin her alanda susmadan hep birlikte haykırmamızdır. Tıpkı gecen 1 MAYIS İsci Bayramı nda, tűm dűnyada emekten, kardeşlikten, özgűrlűkten yana olan emekçilerin alanlarda birlikte kenetlenip haykırdıkları gibi... Sağlıcakla kalın

2. Genişletilmiş 0lağan Toplantı Vlaardingen Hollanda 08 - Aralık - 2007 Toplantı tutanakları ve alınan kararlar: 08 Aralık 2007 tarihinde yapılan toplantıya Almanya; Berlin`den, Bochum`dan, Sturtgart`dan ve Gifhorn`dan, Fransa: Strasburg`dan ve merkez Hollanda`da yaşayan köylűlerimiz katıldı. Toplantı yemekliydi, yemekten sonra toplantı başlad. Toplantıya Refik Uca başkanlık yaptı. Dernek adına 1 yıllık çalışma raporunu Sagup Uca okudu. Yaklaşık 60 kişinin katıldıgı toplantıda hemen herkes söz alarak kendi dűşűnce ve görűşlerini dile getirdiler. Toplantıda ayrıca çalışmalarından dolayı çalışkan ve özveride bulunanlara başkan Orhan Koçak tarafından plaket verildi. Toplantıda en çok konuşulan konu ise Avrupa`da 2008 yılında 2. yapılacak olan Gűrbet şöleni idi. 2008 yılında yapılacak şöleni Almanya űstlendi. Dernek Almanya temsilcileri; tűm şenlik hazırlıklarını ve maddi kaynaklarını oluşturup 2008 yılına hazır hale getirme sözűnű verdiler. Toplantıda çok değişik öneri ve tavsiyelerde bulunanlar oldu bunlar özet olarak; mezar yerinin taşınması, su sorunu, yoksul cocukların egitimine katkı vermek, köydeki sokak temizligi, cenaze fonunun dernek tarafından kurulması gibi bir dizi öneriler geldi. Dernegin yapabilecegi işler var yapamayacagi işler var anlayışı ortaya çıkınca ağırlık olarak dernek yapacağı işleri űslenerek aşşağıdaki kararları hayata geçirmek için bir an önce harekete geçme kararı verdi. Toplantı Kararları: 1-2008 Yılında Almanyada şenlik yapılacak 2-2008 Yılında Halı saha yapımına başlanacak 3- Cenaze arabasına yer yapılacak 4-2007 yılına ait olan űye aidatları toplanacak dernege teslim edilecek Not: Derneğın son bir yıllık geliri tam belli olmadığından dolayı ve mali raporu her iki yılda bir yapılacağından dolayı mali rapor 2008 yılında Almanya Sturtgartta 3. genişletilmiş toplantıda űyelere okunacak.

AYRILIRKEN, KAVUŞURKEN KUCAKLAŞIRIZ. SEVİNCİMİZİ, ŰZŰNTŰMŰZŰ PAYLAŞIRKEN KUCAKLAŞIRIZ. BAYRAMLARDA, DŰGŰNLERDE DOYASIYA KUCAKLAŞIRIZ. AĞLARKEN, GŰLERKEN KUCAKLAŞIRIZ. ÖLŰRKEN, DOĞARKEN KUCAKLAŞIRIZ. KUCAKLAŞMA, SARILMA, KŰLTŰRŰMŰZŰN BİR GELENEGİDİR. KUCAKLAŞMA; İNSANA MUTLULUK VEREN SICAK TEMAS HİSSETME HALİDİR. Kucaklaşma Tűrkcemizin en iyi kelimesidir. Barışın, ön koşuludur. Tűm dargınlıkları, kırgınlıkları gideren o sarılma anıdır. Bu dűnyada yaşadıgımız sűrece sevdiklerimizle, dostlarımızla ve tűm insanlarla barış içinde yanyana yaşayacaksak eger, gerçek anlamda kucaklaşma olmadan műmkűn değil. Biz Gűlpınarlılar dűnya hakları içinde çok kűçűk bir topluluğu temsil ediyoruz. Bizler kendi adımıza ``Kucaklaşmayı`` başardık diyebilecek duruma geldikse eger, o zaman dűnyanın en mutlu insanları kendimizi sayarız. Kendini bu kervanda görmek istiyorsan kucaklaşarak katıl. Bu uzun yolda kendinide say Hollanda`da yapılan toplantıya Avrupa`nın dört bir yanından gelen köylűlerimiz birbirlerine sarılarak kucaklaşıp hasret giderdiler. Yıllardır birbirini görmeyenler toplantı sebebiylede olsa kısa zaman dilimi içinde sohbet ettiler.

ZAMANIDIR Zamanıdır, baharı karşılarken Toprakla kucaklaşmanın Ağaçlarla çiçeklerle buluşmanın Gűl olup kokmanın zamanıdır Zamanıdır yaşamanın Kardeşce dostca bir arada Baharın koynunda Gűneşin sofrasında Tamda bugűn zamanıdır Sarmaş dolaş olmanın Damlaya damlaya dolmanın Tűrkű söyleyip halay çekmenin zamanıdır. Tam zamanıdır memlekette Olmanın Çiğdem sökmenin madımak Toplamanın Bağ bellerken badem yemenin Z A M A N I D I R. KUCAKTA SEVGİ KUCAKTA SEVGİ CANINDAN CAN VERDİ YETMİŞİNDE İBİŞ EMMİ BİR ELDE TESBİH ÇEKTİ DİĞERİNDE TORUN SEVDİ BAHAR ARAMIZDA Hoş geldin bebek Sevgi getirdin bize Umut sende, neşe sende, Yaşama sırası sende. Bűyűde bűyű Sűrűnmeden dim dik yűrű Uyuda bűyű derin uykunda Baharın sıcak koynunda Bűyűde annen sana Sandıkta sandık ceyiz yapsın Baban gönlűnűn kapısını açsın Abilerin beline al kuşak taksın Dűğűnde bir mutluluk tablosu Űç kız bir arada BABA OLMANIN SEVİNCİNİ COCUGUNA SARILARAK PAYLAŞIYOR BİZ ŰÇűMűZ BűYűYűP HAYATLA KUCAKLAŞACAGIZ İŞTE SEVİNMENİN TAM ZAMANI YAŞAYAN BEBEĞİ KOYNUNDA BİR BABA

Plaketle ödűllendirilenler: Dernek kuruluşundan bu gűne kadar yapmış oldukları çalışmalarından dolayı dernek yönetimi tarafından teşekkűr plaketini hak eden çalışkan űyeler, ödűl sevinçlerini toplantıya katılanlarla birlikte paylaştılar. Selami Sarı Dernek çalışmalarında bizleri hiç yalınız bırakmadı. Sözűne özűne gűvenilir, herkesten önce o űç yıldır aidatını zamanında veren örnek űyemiz Fefzi Karaca Dernegimizin resmiyet kazanmasında öncűlűk yapan ve dergimize yapmış oldűğu degerli katkılarından dolayı Fefzi Karaca`ya teşekkűr ederiz. Adil Yűksel Sturtgart bölge başkanı çalışkan, değerli başkanımız Adil Yűksel`e hak ettigi plaketini alırken görűnűyor. Bahtiyar Kahraman Dernek kurucu sekreteri ve Gűlpınar sitesi yöneticisi bugűne kadar yapmış olduğu çalışmaların dan ötűrű plaketi hak edenler arasında. Oğuz Uca Dernek kurucu başkanı dernegin tűm Avrupa`da örgűtlenmesini sağladı. Halen Berlin sorumlusu Ercan Uca Fransa`da özverili çalışmalarından dolayı ödűlű hak etti Hacı ömer Durana Çay bahcesinin bakımında olsun sulamasında olsun en çok emegi geçenlerden biri olarak, ödűlűnű torunu aldı.

TOPLANTI BAŞLAMADAN ÖNCE YEMEKLER YENDİ MENŰ Pirinç plav, dana kavurma, salata, ayran iki çeşit tatlı baklava ve tulumpa tatlısı Buradada yine topluca yemekler yenerken, hep biraradalar Almanyadan katılanlar hep birarda yemek yerken. Fransa`dan katılanlar birarada Selemi, Fevzi, Şerafettin, Şabettin Adil, Hayrunnaz ve digerleri yemeklerini yerlerken görűnűyorlar. HACI MEMET VE ABDULLAH Mutfakta yemek servisi yapıyorlar Gençler mutfakta görűnűyorlar

40 yıl önce başladı yolculuk hikayemiz. Bugűnde davam ediyor. Nerede nezaman son bulacak belli değil. Yola ilk çıkan kuşağın tamsilcisi olan Kazım dayı ile söyleşimizi sűrdűrűyoruz. GÖÇ Dagıldık Anadolunun Tam orta yerinden 40 yıl hasret çektik derinden Leylekler göçtűmű yerinden Dönmezler bir daha yeniden Kazım Karaca 1940 Emekli Hollanda`da yaşıyor Kazım dayı Avrupa`ya yolculuk hikayenizi birde sizin ağzınızdan duyalım. Ne zaman, kimlerle ne şartlar altında bu yolculugu yaptınız? Kim aklınıza duşűrdű? Kazım karaca: Avrupa`ya gitme işini Hacıların İbrahim aklımıza dűşűrdű. Onun bir akrabası ona diyorki sizi turist Avrupa`ya götűrűyűm diyor. İstanbulda tanıdığım taksici var o sizi götűrűr diyor. Ben sabehleyin atı tımar ediyordum. İbrahim dayım geldi ben turist gidiyorum sende gelmek istermisin dedi. Sana hayırlı olsun dedim. Beş binlira ayarla gidelim dedi. İşini bitir odaya gel ayrıntılı konuşalım dedi. Turist gitmek için 5 bin lira lazım Amcama gittim durumu söyledim o da dediki koparitife muracaat edelim 1000 lira alabilirsem yardım edeyim dedi. Davar sattık kuzu sattık 3000 binlira temin ettik daha iki binlira lazım Bűyűkkışlalılar faizle para veriyorlar onlara muracaat ettim. Amcan imza verirse bizde parayı veririz dediler. Amcam faizle para almak istemiyor ama beni zor durumdan kurtarmak için (bir yanı yıkarken bir yanıda yaparım) dedi imza attı. o zaman parayı verdiler. İki aylığına 600 TL faiz verdim. 7 ocak 1966 tarihinde köyden çıktık. Yozgat`ta pasaport işlemlerini yaptırdık Ankara`ya geldik. Bulgar vizesi aldık. Her şeyi űç gűn içinde yaptık. Oradan İstanbul`a gittik bizi yurtdışına götűrecek taksiyi arıyoruz. O taksi yine turist götűrműş 15 gűnde ancak gelir dediler. Biz okadar bekleyemek cebimizde zaten az bi para var onuda burda yeyip bitiririz diyerek başka bir aracla Edirneye vardık. Orada o taksiyi bulduk. Onunla Kapıkuleye vardık. Hasan dayımın hiç dövűzi yok biz çıkış aldıktan sonra dövizimizi ona verdik. Oda öyle çıkış aldı. Kaç kişiydiniz: Bizim köylű olarak Hasan Sarı, İbrahim Sarı, Műnűr Uca, İbrahim Koçak, ben, birde Uzunlu`dan bir kişi iki kişide İstanbuldan bize katıldı. Tűrkiye`den çıktık Bulgar dan İtalya`ya geçtik. İstanbuldan bize katılan Iraklı İtalya gűmrűgűnde bir gençe yol sordu o biraz Fransızca biliyor o genç bize yolu tarif etti fakat oradan sakın gitmeyin dedi orası tehlikeli geçiş yeri (gidecegimiz yer Alplerin altı) oradan ara gűmrűge yöneldik akşama doğru gűmrűge vardık. O gűmrűkte bizim köylűler yakalanmışlar ateş Memed`inen Nurunun Fettah, tekrar geri göndermişler onları. Fransa gűmrűgűne vardık pasaportları verdik polisler bize buradan geçemessiniz dediler. Fransa`nın bir şehrinde konsolosluk var gidin oradan transit vize alın gelin öyle Belcika`ya geçin diyorlar. Yoksa sizi geri göndeririz diyorlar, imkanımı var Belcika vizesi almanın, çok zor. Siz Fransa`dan Belcika`yamı geçeceksiniz? Evet Fransa`dan Belcika`ya gidecegiz, gidecegimiz yer Belcika bizi götűren műnűbűscűyle anlaştık gűmrűkten 5 km ilerde bizi bekleyecek bizde gece gűmrűkten kaçıp onunla buluşacağız. Oradan yolumuza devam edecegiz. O ara araç muamelesi yapılırken iki Kayseri`liyi kaçırdık fakat kaçarlarken yakalandılar. Polisler bunları soymuşlar űzerlerini aramışlar, bunlar çalışmaya değilde bir şey kaçırıyorlar zannetmişler. Biz gece olmasını bekliyoruz. Biri geldi saati gösterdi gece 12 de buraden kacacaksınız dedi. O saatte Fransa gűmrűk memurları ickiye otururlarmış dışardaki köpeklerinide içeri almışlar köpekler dışarda olsa kaçmamız zor olacak kahve de oturuyoruz gece 12 yi bekliyoruz. Kahveye Çandır`lı Menduf geldi onlarda

ötöbűsle turist gidiyorlarmış. Bizi otobűs yanına çağırdı dışarısı buz kesiyor, Menduf dayı Hasan dayıya dediki sen boğazına kadar zaten batmıssın ya bu çocugu niye arkanda taşıyorsun yazık degilmi bu çocuğa kışta kıyamette gűmrűk ğűmrűk dolaşıp duruyorsunuz diye Hasan dayıma nasihat veriyor. Kaç yaşındasın o ara? 25 Siz buradan ölűműne gidiyorsunuz Alp dağlarında tipi çıkarsa kaybolursunuz diye bizi uyarıyor Çandırla Doburca arasında bile tipi olunca insan azıyorda buradamı azmayacak diye bizi uyarıyor, Menduf dayı Menduf dayı dedim çıktık bir kere yola ya ölűm var ya dönűş biz gidecegiz biz buradan kaçacagız kafaya koyduk bir kere. İtalyan polisiyle işaretle anlaştık adam bizi o yoldan kaçıracak saat gece 12 oldu İtalyan polisi geldi Fransa gűmrűgűndeki kulűbeye doğru yűrűdű Fransa polislerini control ediyor, karı control ediyor. Bizi yan taraftan geçirdi. 5 km sonar yine polis kontrolu var dikkatli olun dedi. Oraya vardıgınızdada yan yoldan geçin dedi. Biz yolda yűrűmekte zorluk çekiyoruz kar yağmış, kar makınası yolun her iki tarafınıda karla kapatmış bir iki metre yol kenarı yűkselmiş yoldan araba gelirse hemen yan tarafa sapıyoruz o zamanda belimize kadar kara saplanıyoruz arabalar geçtikten sonar tekrar yoldan yűrűyoruz. Fransa gűmrűk sınırından fazlacada ayrılmıyoruz ışıkları görűyoruz önűműze uzunca bir direk çıktı, oradada bir ğűmrűk varmış orada biraz soluklandık. Yola emekleyerak devam ettik, kalksak polisler bizi görecek yakalanacağız. O ara birileri bizi görműş, ben sesi duydum jiple gelen var, hemen yan tarafa geçtik çalılar arasında gizleniyoruz. O ara Uzunlulu çavuşun ayagı kaymış tepe aşşağı dereyi boylamış, çavuşu 15 dakika kadar bekledik dereden çıktı geldi. Ormanlık bir yolda yűrűyűp gidiyoruz bir araba daha geldi biz yere yattık gelen bizi görműyor gelen kişi bagırdı çağırdı bizden ses yok belki adam bize yardım edecekti, olurya! yardım seven biriydi belkide polis degil sivil di. Sonra adam çekti gitti, eyvah dedik bu adam gűmrűge varır bizi ihbar eder, Allahınan kimseye söylememiş ne gelen oldu ne giden. Kaç sattir yűrűyorsunuz: Bu ara şafak attı 4/5 sattir yűrűyoruz dűzlűğe çıktık, yine bir araba geliyor, hemen yan tarafa saptık orada bogazıma kadar kara saplandım. Kalkacagım kalkamıyorum, ayakkabım kara yapışmış çıkartamıyorum kolumu sokuyom alamıyorum sonra bıraktım ayakkabımı orada yalın ayak yola devam ediyorum. Hacı İbrahim gördű ayağımda ayakkabı olmadıgını sordu nerede ayakkabın,orada kara saplandı kaldı dedim. Tekrar geriye döndűk ayakkabıyı kardan çıkartacagız çekerken yırtıldı sűrekli ayağımdan çıkıp duruyor. Sabaha karşı Fransa`nın bir şehrine vardık otel arıyoruz tűm oteller dolu bizi almıyorlar űstűműz başımız ıslak dışarı soğuk űşűyorűz Hasan dayım bir yere oturalım ortalık iyice ışıyınca bir şey yaparız dedi. Nereye oturacagız eger oturursak bir daha kalkamayız dedim. Çűnkű űşűyoruz űstűműz ıslak şu yoldan yarım saat gider yarım saattede geliriz biraz ısınmış oluruz o zamana kadarda kahve açılır orada kahvaltı yaparız dedim. Kahve açıldı orada birşeyler atıştırdık, kahveciye bize iki taksi dedik, taksiyle Parise gidecegiz taksi pahalı otöbűsle gidin dedi Paris buraya 850 km uzaklıkta oldugunu söyledi. İki taksi çagırdı 200 km biryere gidecegiz oradanda otöbűsle Paris`e gidecegiz otöbűs garına vardık Parise otobűs yok hep dolu yarın gelin dedi bizde o zaman Trenle gidelim dedik sora sora İstasyonu bulduk görevli şurada para bozdurun biletlerinizi alın dedi gece 11 de expres var onunla gidersiniz dedi. 11e kadar bekledik. Űstűnűz elbiseleriniz kurudumu? Elbiselerimizde hala yer yer don var. Gece 11 de Trene bindik sabah 6 da Paris`e vardık. Paris`de iki taksi çagırdık bizi polise göstermeden Belcika`ya götűreceksin diyoruz, pat çat taksici fırına çekti oradan ekmek falan aldık azık olsun diye sonra Belcika`ya doğru yola devam ettik. Belcika gűmrűgűne vardık, şöförler pasaportlarımızı aldılar polislere götűrdűler birde baktıkkı polisle birlikte geldiler eyvah bizim iş gene yattı dedik polis bir bize baktı bir resme, pasaportlarımızı verdi oradan rahatca geçtik. Belçika`da vize yokmuydu ozaman? Yok yok Oradan vurduk geçtik ben taksiciye Belcik weg ( belcike yolumu) dedim şöför alkışladı belçikayı geçtik dedi 50 km gittik birde baktıkki resmi elbiseli insanlar yolda control yapıyorlar polis asker yolda sonradan öğrendik ki biri vurulmuş gelen arbaları durdurup arama yapıyorlar kimliklerimize baktılar aranan kişi içimizde degil tekrar yolumuza devam ettik. Belçikadaki gidecegimiz şehre vardık ZOLDERE Belcikada gideceginiz adres bellimi? Tabi gidecegimiz yer bir pansiyon. Köyden çıkalı 15/16 gűn oldu. Zoldere`de pansiyonu bulduk, pansiyonda kalanlar bize yemek, bulgur pilavı yaptılar yedik, onlar işe gittiler, bizde onların yataklarında onlar gelene kadar yattık. Aradan bir kaçgűn geçti tek tek herbirimiz bir yere dağılıyoruz. Önce yaşlıları gönderiyoruz Hasan dayıyı tanıdıkla Paris` e çalışmaya gönderdik. Műnűr dayı ile İbrahim Koçak`ı Hollanda Apeldoorn a, Uzunlu`luyu Berlin`e, ben Bűrűksele, İbrahim dayı o Zoldere`de pansiyonda her birimiz bir yere dagıldık. Beraber yola çıktıgımız kişilerle aylar sonar tekrar hepimiz Hollanda`da buluştuk. Ogűn bűgűndűr burada yaşıyorum. İşte bizim hikayemiz bu. Agzına sağlık Kazım dayı teşekkűr ederiz. Bir not: 40 yılın hikayesi iki sayfaya sıgmayacak kadar dolu dolu Burada hikayeyi özet olarak ele aldık. Hollanda`da iş hayatı, ilk izine gidiş dönűş ve çocukları yanına getirme ve b.b. şeylerde bir başka yazı konusu.

Değerli arkadaşlar toplantımıza hoş geldiniz. Bugűn burada genişletilmiş toplantımızın ikincisini yapıyoruz. Bildiginiz gibi ilkini Fransa`da geçen yılın aralık ayında yapmıştık. Almanya`dan Hollanda`dan ve Fransa`dan dernek temsilcileri katılmışlardı. O toplantıda bazı kararlar almıştık. 2007 yılına ait çalışma proğramı hazırlandı. 24 aralık 2006 tarihinde Strasburg`da yapılan toplantı kararları: 1- Halı sahası yapımı 2- Yarım kalan işlerin tamamlanması 3- Çandır giriş çıkışlarına Gülpınar`ı gösteren yön levha konması 4- Temiz içme suyu için yetkililerle temasa geçilmesi 5- Mezar yerinin genişletilmesi için ilgililerle görüşmeler yapılması 2007 yılında yapılan çalışmalar hakkında bazı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Yukarıdaki çalışma programınin bűyűkce bir bölűműnű gerçekleştirmiş durumdayız. 2007 yılında yapılan çalışmalar: - Çaybahçesini yűzde 90 ı tamamlamış olduk. - Yarım kalan işlerin bűyűkce bir bölűműnű bitirdik. - Çaybahçesi izin mevsimi boyunca sűrekli açıldı - Mezar yerinin genişlemesi için camide köylűlerle toplantı yaptık. - Çandır giriş çıkışlarına yön levhası için Çandır belediye başkanına ricada bulunduk. Olumlu buldu. - Temiz su için köy muhtarı ve kaymakamlık birlikte su sorunu çözmekteler. - Tek el atamadığımız konu ise halı saha yapımı oldu. Oda belirli bir maliyetle olacak bir konu. Tam masrafı ne olacak onuda önűműzdeki dönem yapılacak çalışmalar içinde yűrűtecegiz. Bu çalışmaların haricinde fazladan yapdığımız çalışmalar oldu. Bunlar: - 21 Nisan 2007 tarihinde Gűlpınar dergisiyle birlikte dernegimiz ortaklaşa Hollanda`da toplantı dűzenledi Nasıl bir dergi ve dernegimizin çalışmaları hakkında Hollanda`daki yaşayan köylűlerimize bilgi verdik. - 16 haziran 2007 tarihinde Hollanda da piknik yaptık. O gűn dergimizin ikinci yılını kutladık. İki asker gönderdik ve köyűműz için iki cam diktik. Hollandada yaşayan köylűlerimiz o gűn birlikte hasret giderdiler - Bizleri temsil eden dernegimizin flamasını bastırdık. - Çalışkan űyelerimize ve özveride bulunanlar için plaket yaptırdık. - Caminin yemekhanesini yaptırmak için yardım yaptık.- 2008 yılına ait Gűlpınar takvimi hazırladık. Evet arkadaşlar daha çok yapılacak çalışmalar var. Hepisini bir anda yapmak ne yazıkki olanaklı olmuyor. Herşey bize bağlı olmuyor. Bu çalışmaları belli kişiler yapıyor. Onların özverileriyle bu gűnlere geldik. Bu çalışmalara katılmayanlarda katkılarını başka şekilde göstermek zorunda. Çűnkű o köy herkesin köyű sűrekli belli kişiler maddi yardımda bulunuyor ve yine onlar devamlı űye aidatlarını hiç aksatmadan her yıl ödűyorlar. Buradan cağrı yapıyorum sitede ve dergide yayınlanmak űzere köylűlerimizin űye aidatlarını bir an önce ödemelerini önemle rica ediyorum. Köylű duyarlığı içinde tűm köylűlerimizin bu çagrımı yerine getireceklerine inanıyorum. Yapılan her şey tűm köy halkı içindir. Temiz gűzel köy oluşturmak bizlerin maddi katkılarıyla olacaktır. Degerli arkadaşlar sözlerime burada son verirken bir şeyi belirtmek istiyorum; birlik ve dayanışmamıza çok önem veriyorum bu birliğimizi bozmadan daha uzun yıllar sűrdűrmek kendi ellerimizde bunu da daima sűrdűrecegime olan inancım tamdır. Tűm katılanlara tekrar hoşgeldiniz der teşekkűrlerimi sunarım. Orhan Koçak Gűlpınar Dayanışma Vakfı Başkanı 08 Aralık 2007 Vlaardingen Hollanda

Gidenlerin Ardından Şu yaşamda en kolay iştir ölmek. Asıl güç olan yepyeni bir yaşama başlamak. HER SAYIMIZDA BU DŰNYADAN GÖÇENLERİ ANIYORUZ BU SAYIMIZDADA EN SON OLARAK ARAMIZDAN AYRILAN KÖYLŰLERİMİZE DERGİMİZ SAYFALARINI AÇTIK. Rifat Şiddetli Durdu Avcı Bir ayda bir aileden iki acı kayıp. İki ölűműn birbiri ardından gelmesi aileyi sarstı. Rifat amcaya ve gelinine allahtan rahmet, Şidetli ailesinede başsağlığı diliyoruz. Fatiş Şiddetli 1953-2007 1967 de ilkokuldan mezun olmuş Daha iki yıl önce 2005 Sıla şenligini izlerken görűnűyor. Ölűm nerde ne zaman kime nerde gelecek hiç belli olmuyor. Yaşamın değerini bilerek yaşamak her insan için vazgeçilmez bir bűyűk degerdir. Yaşamın değerini bilelim. Kendilerine Allahtan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dileriz. Döne Cesur Ocak 2008 Herkesin bir sırası var. Zamanı gelince gidiyor. Ne yapsan da faydası yok. İste onlardan biride Döne Cesur bu dűnyadan göçtű gitti. Cöllo Kuşadası Şubat 2008 O sırasının bir adım önűne geçti diyebilmek için herkesten genç olması gerekirdi. O űste gidenlerin en yaşlısıydı ve gidenlerin en sonuncusuydu. Bu son olűmde son olmasını diliyoruz. Son yıllarda hayatlarını kaybeden kişilerin isimleri ve ölűm tarihleri aşşağıda belirtilmiştir. ÖLEN KİŞİLER. 2005-2006 2007-2008 Adem HABERCI>17.10.2005 Ziya CESUR 05.07.2006 Fettah ZANLIER>0...07.2006 Döndű ZANLIER>2006 İsmail KAHRAMAN>2006 Belkizar CESUR>2006 maksut UCA >2006 Servet MERHAMETLİ>2006 Sadiye HEZEN>2007 Duran KOCAK>2007 Mevlit IŞGŰZAR >2007 Lifat SİDDETLİ>2007 Fatis SİDDETLİ>2007 Durdu AVCI>2007 Döne Cesur>2008 Cöllo KUŞADASI>2008

. E G İ T İ M. Köyden, Tűrkiye şehirlerinden ve Avrupa`da yaşayan köylűlerimizden kısa kısa haberleri ögrendikce tűm okurlarımıza duyuruyoruz. Emrah Haberci: Bildiriyor. Kayseri`de asker uğurluyorlar. ALMANYA`DA CESUR Ailesinden Hayrunnaz ve Mesur`un ogulları Fuat`ın dűnya evine adım attığı dűgűnden bir gűn. Gelini baba evinden çıkartır- ken ğörűlűyor. Dergı ailesi olarak bizde çiftlere öműr boyu mutluluklar dileriz. Yanda hava iyi oldugundan dolayı dűgűn evin önűnde davul zurna çalıyor.köylűlerimiz halay çekerken görűnűyor. ASKERLİK ASKERLER 2008 ŞUANDA ASKERDE OLANLAR - DİNCER ZAMBAK - AHMET OLUMLU - SERKAN - DURSUN GÜNEŞ - ÜZEYİR YÜCEL - TANJU ERKEKGEYİK ASKERE GİDECEK - EMRE ZAMBAK. DŰĞŰN. ÜNİVERSİDE OKUYANLAR. - İLKER KAHRAMAN (KONYA) - GÜNAY SARI (ANKARA) - ALEV KARACA (KONYA) - EMRAH HABERCİ (NİĞDE) - ZİYA CESUR (MERSİN) - AHMET CESUR (HATAY) - CENGİZ MERHEMETLİ KONYA - VELİ CITAK(KAYSERİ) - GÖKAN YÜKSEL(KAYSERİ) - EMMUŞ ÇİFÇİ (KAYSERİ) - MUSTAFA ZANLIER(KAYSERİ) - MUSTAF ÇOŞKUN GAZİANTEP - SALİM KARACA - ÖMER AKBAŞ. (İSTANBUL) - S.ZARARSIZ - MURAT ÇİFÇİ - BERAT ÇİFÇİ - MERCAN KARACA - UTKU ZANLIER LİSE OKUYANLAR. - POLAT HABERCİ - DÖNDÜ ZAMBAK - HASRET FAKİLİ - YONCA ÇİFÇİ Ali Çıtak: Polis okulu (Malatya) İLK OKULDAKİLER: - EMRE ERKEKGEYİK - SONER AVCI - SEVGİ MERHAMETLİ - YUNUS ERKEKGEYİK - ERHAN ERKEKGEYİK - MERİÇ ÇİFÇİ - TUFAN ÇİFÇİ - ÖZKAN YÜKSEL FRANSA`DA PİKNİK Fransa`da yaşayan köylű çocuklarımız piknikte görűnűyorlar. Spor yapıp hepbirlikte egleniyorlar.

DERGİMIZİN BU SAYISINDADA ALMANY`ADA YAŞAYAN KÖYLŰLERİMİZE YER VERDİK. YAKLAŞIK 23 SOYİSİM SAPTADIK. TAHMİNEN 76 AİLE TESBİT ETTİK. BURADA İSİMLERİ YAZILMAMIŞ OLANLAR OLABİLİR ONLARDA KENDİLERİNİ DERGİYE BİLDİRMELERİNİ ÖNEMLE Kahraman Baba adı Karaca Baba adı 53 Ceran Fevzi RİCA EDERİZ. 22 Saban Bettaş 54 Fevzullah Ceran 23 Ruhi Şaban BU ARAŞTIRMA 55 Emrullah Ceran 24 Bahtiyar Şaban 2007 YILINA AİTTİR 25 Mustafa Şaban Zarars Baba adı 26 Enez Şaban 56 Ahmet Kazım 27 Tahsin KAYNAK : Gűlpınar sitesi Cesur Baba adı Zambak Baba adı 28 Bekir Bulduk 57 Eyűp 29 Bűnyamin Bulduk 58 Mehmet 30 Hayrunnaz Bekir 31 Sűleyman Bekir Merhametli Baba adı 32 Fuat Hayrunnaz 59 Servet Paşa 33 Ahmet Ziya 60 Salih Lutuk Uca Baba adı 61 Yavuz Servet 1 Ali Zabit Zararsız Baba adı 2 Muhsin Műnűr 34 Muhammer Muharrem Çıtak Baba adı 3 Şabettin Zabit 35 Sezai Muharrem 62 Mustafa İbiş 4 Halil Mustafa 36 Sadullah 5 Taçettin Zabit Murat Baba adı 6 Özcan Zabit 63 Hayrullah 7 Erol Mustafa Yűksel Baba adı 64 Niyazi 8 Oguz Arif 37 Yasin Selattin 9 Mustafa Arif 38 Adil Selattin Sarı Baba adı 10 Zabit Şabettin 39 Selattin Adil 65 11 Nihat Maksut 40 Murat Yasin İsmet Yűcel Baba ad 66 Metin Necatı Duran Baba adı 41 Dilaver Hűseyin 67 Műrsel İsmet 12 Ömer 42 Rahmin Hűseyin 13 Tekin Ömer Duran Baba ad Erciyas Baba ad 68 Zekeriye İhsan Yűceer Baba adı 43 Hasan Selam 14 Cesur 44 Selam Hasan Kahraman Baba adı 15 Rağip 45 Seyfi Hasan 69 Yaşar 46 Enes Hasan Aslan Baba adı 47 Ömer Selam Akbaş Baba adı 16 Resul Bekir 48 İmdat Mustafa 70 Cavuş 71 Rafet Secattin Zanlıer Baba adı Kuşadası Baba adı 72 Şerafettin Secattin 17 Yusuf Haşim 49 Ekrem 73 Sabattin Secattin 18 Doğan Yusuf 50 Şöhrettin Ekrem 74 Secattin Rafet 19 Hacıbekir 51 Cevdet Ekrem 75 Durmuş Rafet 20 Aydın 52 Muhlis Ekrem 76 Turgay Çavuş

Gűlpınar Köyű Tarihi (3) Hazırlayanlar: M. Ş. Akyüz - Emrah Haberci Anadoluya göç eden birçok Türkmen ailesinin dağıldığını görsekte, bugün değişik yerlerde Köşker Ailesi yinede mevcudiyetini sürdürmektedir. Herkesin bildiği gibi Anadolu'ya göçte önderlik eden Horasan erenlerinin çoğu; Ahmet Yesevi'nin derviş ve öğrencilerindendir. Ahmet Yesevi ve Horasan Dervişlerinin Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasındaki rolü küçümsenemez. Bir de Türkçedeki ç ve ş harfleri ile g ve k harfleri arasındaki değişim sözlü edebiyatta bilinen bir gerçektir. İşte bu yüzden Goşkar, Koçkar ve Koşkar kelimelerinin zaman içerisinde değişim geçirmiş olması da muhtemeldir. Goşkar Baba'nın çevresinde sevilen ve sayılan bir kişi olmasında Goşkar Baba'nın Koçkar Ata'nın oğlu olmasının da etkisi olabilir. Ayrıca Prof. Dr. Yaşar Kalafat'ın; TENGRİCİLİK isimli makalesinde Kırgızistan'daki Gök Tanrı inancını (Eski Türklerin inancı)anlatırken Koçkar Ata'dan bahsetmektedir. Prof. Dr. Yaşar Kalafat'a göre Tengricilikte kutsal sular, kutsal taşlar, kutsal ağaçlar etrafında ibadet yapılır. Mescit yoktur. Tengricilikteki kutsal taşlardan birisi Taşkente 100 km. mesafedeki Susak (Susalı) taşıdır. Bu taşın kutsallığı Şamanizm döneminden gelmektedir. Şimdiki İnancımız İslam dinine göre bu tür yerlerin ziyaretine dinen ruhsat verilmemektedir. Yine Prof. Dr. Yaşar Kalafat'a göre; Yurdumuzda Muş ili, Varto ilçesinde Koçkar dağı, Koçkar tepesi, Koçkar baba ziyareti vardır. Bu mevkide kurban kesilir ve çocuk istenilir. Dua burada yapılır, ama Allah'a yalvarılır. Hastaların tedavisi, genç kızların kısmetlerinin açılması, yaşamayan çocukların yaşayabilmesi için ve diğer taleplerin karşılanabilmesi için Koçkar tepesine gidilir demektedir. Burada Goşkar Baba, Goşkar Baba tepesi, ziyaretgahı önümüze Koçkar Baba Olarak çıkmaktadır. Burada k ve g harflerinin ç ve ş harflerinin zaman içerisinde değişime uğradığını görmekteyiz. Kırgız Türkleri Koçkar Ata'ya yılın her mevsiminde, çoğunlukla haftanın Perşembe ve ŞAta Ahmet Yesevi'nin öğrencisi KoçkarAta'dır. Yukarıda verilen bilgilerden de anlaşıldığına göre Goşkar baba ile Koçkar babanın aynı kişi olması kuvvetle muhtemeldir. Bu konularda yapılacak araştırmalar sonucu gerçek ortaya çıkacaktır. Burada da gördüğümüz gibi Goşkar Baba önderliğinde Anadolu'ya göç eden Goşkar Baba ve Oymağı dönemin tüm zorluklarına rağmen Anadolu'yu kendilerine yurt edinmeyi başardı. Fakat günümüzde Köşker oymağı (Ailesi) dağılmış ve zengin tarihini bilmez durumdadır. Bunda Anadolu Coğrafyasında meydana gelen çalkantılı dönem ve olaylar incelendiğinde Anadoluya göç eden birçok Türkmen ailesinin dağıldığı, yok olduğu veya başka oymak ve aşiretler arasında eriyip kaybolduğunu görmekteyiz. Bugün her ne kadar Köşker Ailesi dağılmış olsa da yinede mevcudiyetini sürdürmektedir. Köşker Baba, Goşkar Baba, Koçkar Baba Efsanesi... Köşker baba (Goşkar Baba) efsanesine Anadoluda ilk defa Muş ili, Varto ilçesinde rastlıyoruz. Bazı Kaynaklara göre Oğuz Türklerinin 786 (HİCRİ) - 1384 (MİLADİ)yılında buraya gelmeleriyle birlikte Goşkar (Köşker) oymağı Anadolu'ya yerleşmiş oldu. Seyhun ötesindeki kalabalık Türkmen (Oğuz) kitleleri Selçuklular tarafından Anadolu'ya sevk edilmekte idi. O zamanlar yerli nufus Anadolu'da oldukça azalmış ve Anadolu tarım ve hayvancılığa elverişli topraklarıyla Türk milletine kucak açmış haldeydi. Bu sebeple Türkmenler tüm aileleriyle birlikte Orta Asya` daki Ata topraklarından ayrılarak hayvanları ile birlikte Anadoludaki geniş yaylalara göç ettiler.

13. Yüzyıldaki ikinci göç dalgası ile birlikte Moğol baskısı sebebiyle Goşkar Baba ve Oymağı Ata topraklarını terk ederek Anadolu'ya; Muş ili Varto ilçesine göç ettiler. Efsanelerde söylendiği gibi Varto'ya yerleşen Goskar baba ve Oymağı Anadolu'yu şenlendirdi. Varto ilçe merkezinde evlerin tıklım tıklım olduğu alanlar, at kişnemeleriyle birlikte Goşkar Baba oymağı gençlerinin atlarının nal seslerinin yankıları duyuluyordu. Akkoyunlu Oymakbaşı Goşkar Baba'nın, oymağı ile birlikte yerleştiği Varto ilçesine "Gım gım" yada "güm güm" adını taktığı efsaneler halinde söylenmektedir. Goşkar (Köşker) Baba bir oymakbaşı olarak oymağı ile birlikte Varto'ya yerleşmiş etrafındaki insanlarca sevilmiş ve ismi günümüze kadar gelmiştir. Bugün de aynı şekilde sevgi ve saygı duyulan Goşkar Baba soyun soylayıp boyun boyladığı diyarlarda halk tarafından ziyaret edilmektedir. Eski Türklerdeki Ata kültüründen bizlere kalan son temsilcilerinden olan Goşkar (Köşker) Baba ve oymağı bölgede derin izler bırakmıştır. Bir başka söylentiye göre de Bingöl dağlarının 3000 metre rakımında bulunan Köşker babanın mezarını ziyarete giden halk gelenekler ölçüsünde eğlenceler ve anmalar düzenlemekte ve bu Ulu Kişi Hürmetine Allaha dua ederek isteklerinin olmasını Allah'tan dilemektedirler. Bu eğlenceler sırasında atlıların düzlükte koştururken davul gümbürtüsüne benzer sesler çıkardığı, bu yüzden de ilçeye (Varto) "gım gım" yada "gümgüm" isminin verildiği söylenir. Muş ili, Varto ilçesi 1071 yılında Malazgirt savaşıyla Selçuklular eline geçmiş, daha sonra bölgede Karakoyunlu ve Akkoyunlulular hakimiyet sürmüştür. Selçuklu devletinin parçalanmasından ve küçük beyliklere bölünmesinden sonra ilçenin Goşkar (Köşker-Yarlisu) köyü ve civarındaki köylere Goşkar babanın hükümdarlık ettiği anlaşılmaktadır. Ayrıca Muş ili Varto ilçesinden geçen Murat suyunun Kollarından birinin de ismi Köşker deresidir. Bu da o zaman ki Goşkar babanın anısını günümüze taşıyan bir başka kanıttır. Bingöl dağının ve Goşkar baba tepesinin eteğinde kurulan birçok yerleşim yerindeki eski mezar taşlarında koç heykelleri görülmektedir. Koç heykellerinin eski mezarlarda görülmesi eski Türklerdeki geleneklerden kalma adetlerdendir. İşte bu deliller bize Goşkar (Köşker) Oymağının Anadolu'ya nereden geldiğine ışık tutacak delillerdendir. Bu konuda yapılacak araştırmalar sonucu elde edilecek bilgiler geçmişe ışık tutacaktır. Bölge 1514 yılında Osmanlı idaresine geçmiştir. Safavi devletinin bölgede yaptığı tahribatlar ve Osmanlı devleti padişahı Yavuz Sultan Selim'in izlediği yanlış politikalarından zarar gören bölgedeki diğer Türkmen halkı ile birlikte Köşker Oymağı da büyük zararlar görmüş ve bu olaylar Köşker Oymağının dağılmasına sebep olmuştur. Köşker oymağının hangi tarihte bölgeden ayrıldığına dair elimizde bilgi ve belge bulunmamaktadır. Fakat kuvvetle muhtemeldir ki Muş ili Varto ilçesine yerleşildikten sonra yaklaşık 100-150 sene sonra Köşker baba oymağı bölgeden ayrılmış olmalıdır. Köşker Baba Höyüğü (Malatya) Bu tarihlerde başlayan dağılma sonucu meydana gelen bazı olaylardan sonra oymak halkının bir kısmı Malatya'ya Köşker Baba Höyüğünün bulunduğu yerleşim birimine yerleşmişlerdir. Buradaki halk Köşker Babayı unutmamış ve bu Höyüğe aradan geçen zamana rağmen (Yaklaşık 100-150 yıl sonra) Köşker Baba'nın adını vermiştir. Köşker baba höyüğü Malatya ilinin kuzeydoğusunda, il merkezinden 31,6 km. uzaklıkta, Kuluşağı - Şişman çayı yolunun hemen kuzeyinde, Fırat'ın batı kıyısında orta büyüklükte bir höyüğün adıdır. İ.Ü. Edebiyat Fakültesinden Önder Bilgi başkanlığında bir ekip tarafından kazılmıştır. Höyükte ilk tunç çağından Osmanlı dönemi sonuna değin sürekli yerleşildiği görülmüştür. Osmanlı döneminden kalan, en tepede küçük bir yerleşmedir. Sırlı çanak, çömlek parçaları ve pişmiş topraktan çubuk lüleleri bu çağa ait küçük kalıntılar olarak bulunmuştur. Köşker höyüğüne yerleşen halk zamanla bu yerleşim yerini de terketmiş ve Köşker baba Höyüğünün sadece adı kalmıştır. Bölgeyi araştıran i.ü. Edebiyat Fakültesinden Önder Bilgi Osmanlının son dönemlerine kadar Köşker Baba höyüğünde küçük bir yerleşim alanı olduğunu söylemektedir. Demek ki bu yerleşim alanı da zamanla bilinmeyen sebeplerden dolayı terkedilmiş ve halkı yurdumuzdaki diğer yerleşim yerlerine göç etmiştir. Günümüzde Köşker baba höyüğü Karakaya Baraj gölünün suları altında kalmış bulunmaktadır.

Gűlpınar`da futbol hep var olmuştur. Yaklaşık 40 yıl önce bu takım Çayıralan`da yapılan kaymakamlık kupasına katılmış, köyűműzű en iyi şekilde temsil etmiş. Necati Sarı Bugűn bu takımdan ikisi hayatta yoklar. Onların hatıralarını burada tekrar anıyor, hayattakilerede sağlıklar, mutluluklar dileriz. H.Memet Zambak Ayaktakiler : Şerafettin Uca, Habil Çıtak, Aslan Şerefli, Muhsin Uca, Necati Sarı Oturanlar : Fevzi Karaca, Sezai Aslan, Hacı Zambak, Nadir Akıl, Selami Koçak Kim olursanız olun. İster erkek ister kadın ister çocuk, ister yaşlı olun. Spor herkes için, sağlıklı yaşamı sűrdűrmek için gereklidir. `Sağlam kafa sağlam vucutta bulunur`diyen M.Kemal, herkesi spor yapmaya özendirmek için bu sözű yıllar önce söylemiş. Spor sadece tabiki futbol değil, çok değişik dallarda insan spor yapabilir. Abilerimiz yıllar öncesi futbol takımı kurarak hem spor yapmışlar, hemde kendi aralarındaki sıcak dayanışma ruhunu sűrekli canlı tutmuşlardır. Köyűműzde bűgűne kadar yaklaşık 10 ayrı takım kurulmuş, kendi aralarında, yada çevre köylerle maç yapmışlar. Bu potansiyel bizde hala var. Gençlerimizin çoğu futbolu seviyor, Onlara alt yapı hazırlamakta bizlerin görevi.