Güncel ÜRO. Susturulan Akademya. Çok Değerli Meslektaşlarım ve Üyeler,



Benzer belgeler
2012 YILI AKTİVİTE PLANI

ÜYE SAYILARIMIZ Mart 2013 Toplam Üye Sayısı 276

2014 YILI AKTİVİTE PLANI

GÜNEYDOĞU ÜROONKOLOJİ GÜNLERİ Eylül 2014

Değerli Meslektaşlarımız, Üroonkoloji Derneği kuruluşundan bu yana mesleki eğitim, hizmet ve etik standartlarının en üst düzeye çıkarılması hedefini

TÜRK. ANA KONULAR BPH - Androloji İnkontinans Pediatrik Üroloji

Ders Yılı Dönem-V Üroloji Staj Programı

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ SAĞLIK VE TIP ALANINDA BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR SEMPOZYUMU DAVET

MEME ve TİROİD HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR 3 EKİM 2015

Sayın Hocalarım, Sevgili Meslektaşlarım ve Değerli Kongre Katılımcıları, Türk Nefroloji Derneği olarak Antalya nın Belek beldesindeki Kaya Palazzo

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Mezun Görüşleri Anketi

Farmakoloji Uzmanlık Eğitiminden Ne Bekliyoruz?

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ Senato 16 Eylül 2015 TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL ATAMA VE YÜKSELTME ESASLARI YÖNERGESİ

14. MEZUNİYET SONRASI HİPERTANSİYON EĞİTİM KURSU MART 2017 SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TOPLANTI SALONU MUĞLA

Sayı:

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

SEPD II.Sempozyumu KURS Sheraton Maslak Otel

MEZUNİYET SONRASI EĞİTİM PROGRAMI

Değerli meslektaşlarımız,

2103 yılı faaliyet raporu

TÜRK ÜROLOJİ AKADEMİSİ

Saygılarımla, Or. Dr. Düzgün Korkmaz WALS Türkiye Başkanı. Değerli Meslektaşlarımız,

ATILIM ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL YURT İÇİ VE YURT DIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ

Sağlık Sektörünün Değerli Temsilcileri,

DAVET YAZISI. Sayın Firma Yetkilisi,

PROFESÖRLÜK BAŞVURUSU için aşağıdaki koşulların sağlanması gerekmektedir.

İBRAHİM ARAP. e-posta: Tel: / : Dokuz Eylül Üni. Sosyal Bilimler Enst.

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ

ÖRNEK HEKIM OLMAYA DOĞRU 1. FORUM ÖRNEK HEKIM OLMAYA DOĞRU 2. FORUM ÖRNEK HEKIM OLMAYA DOĞRU 3. FORUM

T.C. ŞIRNAK ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL İLK VE YENİDEN ATAMA KRİTERLERİ

JİNEKOLOJİK VE GENİTOÜRİNER

Değerli Meslektaşlarımız,


ROBOTİK BÖBREK AMELİYATI

İç hastalıkları eğitiminde sorunlar ve son TUKMOS önerileri

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

XI. REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA ANA BİLİM DALI BAŞKANLARI TOPLANTISI 8-9 Haziran 2012 Kars

Sponsor Ol Rengini Seç Kendini Göster

ÖNSÖZ. Değerli hocalarım, sevgili meslektaşlarım,

Perşembe İzmir Gündemi

T.C. ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE YÜKSELTİLME ve ATAMA KRİTERLERİ YÖNERGESİ

DAVET MEKTUBU. Sayın Meslektaşlarım,

TOROS ÜNĠVERSĠTESĠ ÖĞRETĠM ÜYELĠĞĠ KADROLARINA

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRME ANKETİ

14 15 Mart 2015 Radisson Blu Otel, İstanbul

MEZUNİYET SONRASI EĞİTİM PROGRAMI

YDS puanının 55 olması veya ÜAK tarafından eşdeğerliği kabul edilen bir sınavdan bu puan muadili bir puan almış olmak,

T.C. ŞIRNAK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Personel Daire Başkanlığı ŞIRNAK MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜNE

Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği Bülteni

TÜRKİYE BÖLGESEL HEMOFİLİ SEMPOZYUMU

Davet. Değerli Meslektaşlarım,

1-2 Kasım 2014 tarihinde, Ankara`da düzenlenecek olan 2. Klinik Nöral Terapi Sempozyumu ile ilgili sizlere bilgi vermekten mutluluk duyuyoruz.

Online Asistan Eğitim Programı

THED-İZMİR İkinci Etkinliğimiz İzmir de Yapıldı. Sağlık Bilimlerinde Bilimsel Proje Hazırlama Eğitim Etkinliği

2104 yılı faaliyet raporu

T.C. ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ ÖĞRETĠM ÜYELĠĞĠ YÜKSELTĠLME VE ATANMA KRĠTERLERĠ

Prof.Dr. Aydın Türkmen Türk Nefroloji Derneği

Doç. Dr. Tuncay ERGENE Türk PDR-DER Genel BaĢkanı

TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok

Asistan gözüyle üniversite hastanesi. Dr. Mehmet KILIÇ Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD Araştırma Görevlisi

4. Onkoplastik ve Rekonstrüktif Meme Cerrahisi Kursu 2018

Onur Konuğumuz Prof. Dr. Güler AKSOY. Acıbadem Sağlık Grubu Hemşirelik Hizmetleri Direktörlüğü

29 Ocak İlaç Araştırmaları Hakkında Yönetmelik 23 Aralık Klinik Araştırmalar Hakkında Yönetmelik İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü nün

COĞRAFYACILAR DERNEĞİ ULUSLARARASI KONGRESİ Avrupa Coğrafyacılar Derneği-EUROGEO Kongresi İle Ortak Olarak

TÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU TÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ SPİNAL VE PERİFERİK SİNİR CERRAHİSİ GRUBU

Dr. Önder TOMRUK SDÜ Acil Tıp AD-2017

T.C. ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ ÖĞRETĠM ÜYELĠĞĠ YÜKSELTĠLME VE ATANMA KRĠTERLERĠ

Diş Hekimliği Sempozyumu

Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği Bülteni

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ ONUR, HİZMET, BİLİM ve TEŞVİK ÖDÜLLERİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç

TÜRKİYE EKMUD KONGRESİ Mayıs 2016 Kaya Palazzo Kongre Merkezi Belek, Antalya BİRİNCİ DUYURU.

EK-1 ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE ATAMA VE YÜKSELTME ÖLÇÜTLERİ İÇİN BİLİMSEL ALANLAR GENEL PUANLAMA ÇİZELGESİ

Bir hastanın mektubundan...

Tüm Öğretmenlerimize ve öğrencilerimize iyi tatiller diliyoruz!

ÖNSÖZ. Değerli Hocalarım, Sevgili Meslektaşlarım,

Afiliasyonda İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çalışanlarının Duygu ve Düşünceleri

SAGLIKLI YÖNETIM SAGLIKLI GELECEK PANELI

Dr. Ersin Arslan KINIYORUZ

İKTİSAT (EKONOMİ) ÖĞRETİMİ ÇALIŞTAYI

T.C. İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL YÜKSELTME ve ATANMA YÖNERGESİ

Sevgili Rotary Ailem merhaba,

EK-1 ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE ATAMA VE YÜKSELTME ÖLÇÜTLERİ İÇİN BİLİMSEL ALANLAR GENEL PUANLAMA ÇİZELGESİ

ETKİN YÖNETİM BECERİLERİ - FERDİN HOYİ 10 MART ÇARŞAMBA İNSAN ODAKLI YÖNETİM - FERDİN HOYİ 24 MART ÇARŞAMBA

T.C. TURGUT ÖZAL ÜNĠVERSĠTESĠ AKADEMĠK PERSONEL ATAMA VE YÜKSELTME ESASLARI YÖNERGESĠ

2014 YILI EĞİTİMDE VE PSİKOLOJİDE ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME DERNEĞİ FAALİYET RAPORU

Sevgili Meslektaşlarımız,

ULUSLARARASI ÖĞRENCİLER AKADEMİSİ 2016 SETA ANKARA SETA SİYASET, EKONOMİ VE TOPLUM ARAŞTIRMALARI VAKFI.

Namık Kemal Üniversitesi SÜREKLĠ EĞĠTĠM MERKEZĠ

ALT BAŞLIKLAR DİPLOMASİ. -Sosyal Medya ve Diplomasi. -Kamu Diplomasisinin Gelişimi. - Diplomasinin 11 Eylülü : Wikileaks. -Önleyici Diplomasi

Prof. Dr. Ali Savaş ESSFN Yürütme Kurulu Üyesi

ÇOCUK EĞİTİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

TÜRK-ALMAN ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYELİĞİ KADROLARINA ATANMA VE YÜKSELTİLME KRİTERLERİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

TIBBİ ONKOLOJİ DERNEĞİ FAALİYET RAPORU

Yeni Dönemde Sağlık Yönetim Vizyonu

GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Bilgi Çağına Uyumlu, Doğru Kariyer Yolları

Transkript:

SAYI:2 NISAN 2012 Güncel ÜRO Ü R O L O J İ K C E R R A H İ Çok Değerli Meslektaşlarım ve Üyeler, Ürolojik Cerrahi Derneği nin haberleşme mektubunun ikincisinde, sizleri selamlarken derneğimizin hızlı ve etkin gelişiminden dolayı yönetim kurulu olarak duyduğumuz heyecan ve mutluluğu sizlerle paylaşmak istiyorum. D E R N E Ğ İ Susturulan Akademya Bizler gibi demokrasi geçmişi yarım yüzyıllık ülkelerde bilim kurumlarına Hepimiz, Büyük Önder imiz ve arkadaşlarının yaptığı mücadelelerin sonucunda kurulan Cumhuriyet sayesinde çağdaşlaşma sürecine girmiş ve bugünkü noktaya taşınmış, bayrağımızın güçle dalgalandığı, çocuklarımızın çağdaş, dünya ile rekabet edebilecek bir noktaya geldiği, aklın ve bilimin yol gösterici olduğu bir Türkiye de yaşamak istiyoruz. Bilim ve eğitimin değerini anlayıp ona gücü nispetinde destek verenlerin el üstünde tutulduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz. Bizler, bilimsel liyakatin çağdaş dünyanın kabul ettiği değerler ve kriterlerle tanımlandığı bir ülkede, bilimsel değerlere uygun rasyonel yapıların oluştuğu kurumlarda çalışmak ve eğitim vermek istiyoruz. siyasetin müdahaleleri Bilimsel bir derneğin en önemli misyonlarından birinin konvansiyonel doğruları benimseyip bunu daha ileri götürmek ve yeni jenerasyonların bu yolda gelişmesini sağlayıcı bilimsel paylaşım ve eğitim ortamlarını yaratmak olduğu düşüncesindeyiz. Politik süreçlerin rüzgarlarına kapılmak yerine bunun yol açtığı erozyonlara karşı durma mücadelesi vermek, kendine ve bilimsel gücüne inanan her üyemizin görevi ve dayanışma noktası olmalıdır. belgeleri paylaşmak istedim. Bu vizyonla kurulan ve aktivitelerini sürdüren derneğimizin 3-7 Ekim 2012 deki kongresi bu anlayışımızın uygulamaya döneceği bir şölen niteliğinde geçecektir. Amacımız tüm meslektaşlarımızın özlediği nitelik ve içeriği bulacakları bilgi paylaşım ortamını yaratmaktır. Hepsi konularında önde gelen 21 davetli yabancı konuşmacı, yüzü aşkın yerli konuşmacı ve oturum yöneticisinin görev alacağı çok sayıda en son güncel bilgilerin verildiği konuşmalar, paneller ve kursların olacağı kongremizde, bu akademik zenginliğin içinde genç arkadaşlarımıza özellikle görev vermek istiyoruz. yaygındır. Demokrasi ergenleşme sürecinde bilim çevrelerinin en önemli ödevlerinden birisi de topluma öncülük etmektir. Ancak demokrasi geçmişin kadar ise demokrasi kültürün, bilim tarihin kadar da akademik kültürün olur demek galiba en doğru yaklaşım. Yine de biz ülkemizde bunu ne düzeyde başarmaktayız sorusuna yanıt ararken ulaştığım bilgi ve Bir durum tespiti yapmak, aynı zamanda tarihe not düşmek istedim. Son 10 yılda TÜBİTAK VE TÜBA nın başına gelenler, her İl e bir üniversitesi açılması, sayıları 64 ü bulan vakıf üniversiteleri, rektörlerimizin atanması ve performansları(!), bilimsel araştırma ve yayınlarda etik dışılıklar ve ÖSYM de yaşananlar karşısında bilim kamuoyunun suskunluğunda endişe vericidir. Biz kendi durumumuzu koruyamazken ülkenin aydınlanma ve kalkınmasına nasıl katkı sağlayacağız. Benim için zenginlik: Yetişmiş insan gücü, nitelikli eğitim ve kalkınmada eşitlik, insana ve bilime verilen değerdir.

Öncelikle Yüksek öğretime giriş sınavlarında yaşananlar: Düzenli işleyen tek kurum olan ÖSYM yi de kaybettik. Herkesin güvendiği, kayırmacı kültürün işlemediği tek kurumun yaptığı sınavda yanıtların dağıtıldığı kanıtlandı. Soruşturmalar, incelemeler başlatıldı ama aradan 2 yıl geçti sonuç yoktur. Üniversite giriş sınavı soru şifrelemeleri kanıtlandı. ÖSYM yasası değiştirildi, kadrolar ve her şey değişti: Sınavlar bitmeden soru yanıtları TV de açıklandı, sınavlar yinelendi. Sonuçlar yanlış bildirildi, sonuç olarak son 2 yıldır hata olmayan sınav yapamadılar. Sayın Rektörlerimiz, nitelikli öğrenci almak için burs ve ödüller veren üniversitelerimiz bu durumda nasıl sessiz kalabilmekte? Çocuklarımız bu sınavlar ile Lise, Üniversite, asistanlık, memuriyete giriş hakkı kazanıyor. Bu nasıl olabilir? Kime güveneceğiz. Yeni üniversitelerin kurulması, öğretim üyesi sayı ve dağılımı: Son bilgilere göre 174 Üniversite var. Son 6 yılda 105 tane kuruldu. Öğretim üyesi sayısı ise 15.550 Prof., 8.500 Doç. ve 21.750 Yrd. Doç. kadardır. Üniversite sayımız %150, öğretim üyesi ise % 40 arttı. Böyle bir planlama olur mu? Ayrıca öğretim üyesi dağılımı içler acısı. Beş yıl önce kurulan bir Üniversitede halen 2 Profesör var. Biri Rektör ve diğeri de yardımcısı. Üniversite Yönetim Kurulu da 2 kişi. Bu veya benzeri durumda olanların sayısı az değil. Bu ülkenin çocukları bu kurumlarda okuyup meslek öğrenecekler! Nitelikli insan yetiştireceğiz öyle mi? Buna nasıl suskun kalınır? Bilim insanı Üniversitenin temelidir, temeli olmayan bina olur mu? Esas deprem burada ve sürekli yaşanmakta, cehaletin altında kalacağız. Rektörler, Rektör atamaları: Üniversitelerimiz inşa edilmiş akıl ve bilim yuvalarıdır. Bu bilim kurumlarını rektörler temsil eder. Rektörlük çok onurlu bir görevdir. Ancak bizim bazı rektörler polisten dayak yemekte, Bu vizyonun bir ürünü olarak kongremizde hayata geçirmeyi planladığımız yeni bir uygulamayla ilgili sizleri bilgilendirmek istiyor ve değerli katkılarınızı bekliyoruz. Bu uygulamayla; akademisyen olan veya olmak isteyen genç ürologların cesaretlendirilmesini, bu arenada bilinirliklerinin artmasını, arkadan gelen genç meslektaşlarına örnek olma şansının tanınmasını ve çalıştıkları kurumları tanıtma imkanı bulmalarını amaçlıyoruz. Bu amaçla en az 2 en fazla 7 yıllık üroloji uzmanı genç meslektaşlarımızın kendi başvuruları ile kongremizde konuşmacı olmalarını sağlamak istiyoruz. Başvurular bir jüri tarafından değerlendirilecek ve en az 10 tanesi kongrenin en aktif saatlerinde sunulmak üzere programa konacaklardır. Sunum yapması uygun görülen konuşmacıların kongre katılım, kayıt ve konaklama giderleri derneğimiz ve Astellas firmasının sağladığı katkılarla karşılanacak olup en beğenilen sunum sahibi de ayrıca ödüllendirilecektir. Bunun yanında, sunum sahibi bu arkadaşlarımız kongre kitabında kısa özgeçmişleri ile tanıtılacaklardır. Tüm genç meslektaşlarımızın başvuruyla ilgili herhangi bir çekince yaşamamaları gerektiğini özellikle vurguluyor ve bu uygulamanın başarılı olması için katkılarınızı bekliyoruz. Özellikle değerli hocalarımızdan genç meslektaşlarımızı bu konuda yüreklendirmelerini ve çalıştıkları kurumları ön plana çıkarma şansı tanıyacak bu uygulamaya destek vermelerini diliyoruz. Bu vesile ile kongremize bildiri gönderme süresinin 15 temmuz da sona ereceğini hatırlatmak istiyor sizlere keyifli bir yaz dönemi diliyorum. Dr. Serdar Tekgül EDİTÖRDEN SAĞLIK REFORMU Ülkemizin son on yıl içerisinde şahit olduğu önemli değişimlerden bir tanesi şüphesiz sağlık sisteminde oluşuyor. Kaba saba bir bakışla halkın önemli bir kesimin bu değişimden mutlu olduğunu söylemek yanlış olmaz. Türkiye de sağlık sistemleri nasıl bir evrim geçirdi, nereden nereye gitti, dünya politikaları nasıl, neler kazanıldı ve neler kaybedildi? Bütün bu sorular ve daha niceleri sağlıkla yakından ilgilenen herkesin aklından geçiyor. Süreçle ilgili özet bir yazı kaleme aldıktan sonra bundan sonraki sayılarda da konu ile ilgilenen bilim insanlarının fikirlerini buradan sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Sağlık sistemleri ekonomik ve sosyal anlamda günümüz ülkelerinin en temel sorunlarından birisidir. Kurulan hemen tüm sistemlerin hedefi topluma optimum eşit sağlık hizmetini sunmaktır. Çünkü etik olarak herkesin eşit sağlığa ve sağlık bakımına ulaşması hakkına inanılır. Ancak sağlık hizmeti, nitelik olarak beslenme, eğitim ve ev sahibi olmaktan farklıdır. Sağlık sektörünün temel problemi asimetrik bilgi ve ödeme sorunlarıdır. Sağlık hizmetinin veren hekimler mesleklerinin doğası gereği sunumda bulundukları hastalardan çok fazla bilgiye sahiptirler. Hatta sektörde yer alan profesyonel yöneticilerden de bilgi anlamında çok uzaktadırlar. Bu durum temel olarak iki soruna yol açmaktadır: 1: Hekimlerin bilgi ve birikimleri onları anlaşılmaz ve uzak kılmakta bu da yalnızlaşmalarına neden olmaktadır. 2: Bu birikim hekim tarafından istenildiği şekilde kullanılabilmekte, sunumda bulunduğu sektörü de hastayı istediği şekilde yönlendirebilme gücünü vermektedir. Diğer yandan ekonomik anlamda dipsiz bir kuyuya benzeyen sağlık harcamaları yaşlanan nüfus ve gelişen teknolojinin sunumları ile iyiden iyiye artmakta ve sigorta sistemlerini bu harcama ile başa çıkmaz hale getirmektedir. Sonuç olarak özellikle düşük gelirli ülkelerde ciddi hastalıklar ev halkının fakirleşmesinde önemli bir neden halini almaktadır. Ge- 2

lişmemiş ülkelerde vatandaşların %20-30 u sağlık harcamaları için borç almakta veya sahip oldukları kıymetleri satmaktadır. Diğer yandan birçok ülkede kişi başına olan sağlık harcamaları kişi başına olan milli gelirden daha hızlı artış göstermektedir. Şüphesiz toplum sağlığının iyiliği ülke ekonomisine ve kalkınmaya katkıda bulunmaktadır. Dolayısı ile tüm popülasyonun tatmin olmasını sağlayacak, herkese uygun korunma ve optimal eşit sağlık sağlayacak bir sistem oluşturulmalıdır. Henüz yeryüzünde böyle bir sistem uygulanabilmiş değildir. Küçük nüfus yoğunluğundaki bir iki ülke hariç hedeflerin gerçekleştirilebildiği bir ülke bulunmamaktadır. Buna gayrisafi milli hasılasının %18 ini sağlığa harcayan Amerika Birleşik Devletleri de dahildir. Ülkemiz yıllarca önleyici tıp hizmetlerini ön planda sunmuş ve sağlık harcamalarını oldukça düşük düzeyde tutmayı başarmış bir ülkedir. Ancak vergi mükellefi çalışan sayısının azlığı, farklı sigorta sistemleri, farklı sağlık sunum sistemleri derken yaşanan büyük keşmekeş içerisinde hizmet sunumundan faydalanamayan ve ciddi sorunlarla karşılaşan toplumumuz yeni sağlık sistemlerine karşı zaten uzun zamandır açtır. Sağlık sadece popülasyonun beklentileri ile değil aynı zamanda büyüyen ilaç endüstrisi ve tıbbi araç-gereç, laboratuvar ve malzeme pazarı ile politik yatırımların aç gözlülükle baktığı bir alan haline gelmiştir. Bir yandan hasta kimliğini unutup seçmen kimliğine hizmet eden bir politik anlayış aynı zamanda finansal anlamda da önemli bir grubun desteğini alabilecektir. Şüphesiz bu kombinasyon politik stabiliteyi sağlamak için önemli bir araçtır. Ülkemizde sağlık sistemleri ve harcamalar üzerine önemli çalışmalar yapılmıştır ve bu çalışmalarda temel hedef hep daha ucuza, daha niteliklli ve eşit sağlık sağlamanın yolları irdelenmiştir. Bu çalışmaların sonucunda büyük olasılıkla anlaşılan şudur ki, ülkemizde sağlığa harcanması gerekenden daha az para harcanmaktadır ki bugün ki sistem ortaya çıkmıştır. Günümüz sistemi hastadan çok seçmen odaklı bir sistem olup hedeflerine hızla ulaşmaktadır. IMF verilerine göre bir ülkenin sağlık harcamalarının %50 si popülasyonun %5 ine yapılmaktadır. Toplumun %20 sine ise hiçbir harcamada bulunmamaktadır. Toplumun %75 i ise politik açıdan hedef olan gruptur. Ki bu grup hasta ciddi mağduriyeti olmayan, tanı konulma ve tedavi zorluğu taşımayan hastalardan oluşmaktadır. Bu gruba yapılacak olan yatırımın kalite zorunluluğu olmamakla birlikte, görsel açıdan zengin bir yaklaşımın kazançlı sonuçları olacağı kesindir. Bu grubun iyi hekimlere, çok fazla para harcanmasına, gereksinimi yoktur. Temel gereksinimleri standart hekimlere en kısa sürede ulaşmaları ve temel değerlendirmelerinin kısa sürede ve sıra beklemeden yapılmasıdır. Dolayısı ile politik olarak da etik olarak da kaliteden taviz verilmesinde bir sakınca yoktur. Erken dönemde elde edilen sonuçlar şüphesiz detaylı incelemeler sonucunda konusunda uzman kişiler (Harvard Üniversitesi Ulusal ve Uluslararası Sağlık Politikası Uzmanları) tarafından hazırlanmış olan bu sistemin pek yanılmadığı izlenimini vermektedir. En azından politik açıdan. Peki diğer yandan elimizde neler var? Hekimler maruz kaldıkları maddi ve manevi şiddete nasıl karşılık veriyorlar? Hastalar mükemmel görülen sağlık arzının ardında aslında nelere maruz kalıyorlar? Tıp eğitimi ne tür bir tehlike ile karşı karşıya? Bilimsel üretim ve tüketim nasıl etkilendi? Yeni sağlık sunucuları kaybedilen kurumların yerini alabilecek mi? Her şeyden önemlisi kimsenin söz etmediği ve hızla kaybedilen etik değerler... Zaten zayıf olan ve belki bir daha kimsenin hatırlamayacağı mesleki değerlerimizi kazanma şansımız olacak mı yeniden? Dr. Cenk Y. Bilen emekli olan öğretim üyesinin arkasında davul çaldırmakta. Bir de padişah rektörler var. Rektör atama süreçleri çok üzücü. Rektör adayı belirleme seçimleri tam bir orta oyunu. Gruplaşmalar, dedikodu ve belden aşağı vuruşlar, yararlanma kültürü, hediye paketleri ile bezenmiş seçimler. En güzel tanımlamayı seçimde 1 oy alıp Cumhurbaşkanı na sunulan 3 kişilik listede yer alan aday söyledi: atanmak için 100 oy ile 1 oy arasında bir fark yok. Bu sistemi en iyi anlatan cümle bu. Çeper Üniversiteleri bir kenara bırakın İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Hacettepe, Gazi, Dokuz Eylül, Yıldız Teknik, Uludağ vb. üniversitelerimiz de görev yapan Rektörlerimiz ilk sırada seçilenler mi? Öğretim Üyelerinin oyları bir anlam taşımıyor ise kalanı teferruattır. TÜBİTAK ve TÜBA da yaşananlar konusunda çok dertliyim. Akademik kurumların başına geleceklerin ilk işaret fişeği TÜBİTAK Başkanı ataması krizi ile verildi. TÜBİTAK Bilim Kurulu şubat 2003 toplantısında başkanını oy birliği ile seçti ama işeme konulmadı. Seçilen başkan atanmasını engelleyen Başbakana karşı dava açtı, kazandı ve tazminatı aldı. TÜBİTAK yasa değişikliği, Anayasa mahkemesi iptalleri ve nihayet son yasa. Ancak bu yetmemiş olmalı ki yeni bir kanun hükmünde kararname ile TÜBİTAK bir bakanlık genel müdürlüğü haline geldi.17 üyenin 7 tanesini Başbakan 3 tanesini YÖK atamakta, 2 üyede TOBB dan gelmektedir. Durum 3

4 ortada. Son özerk kurumumuz TÜBA çıkarılan bir kanun hükmünde kararname ile dünyada benzeri olmayan bir üye seçim sistemi ile temel işlevini kaybetti. Üye sayısının1/3 kadarını hükümet seçecek. Başkan üçlü kararname ile atanacak. Uluslararası tepkiler artınca hükümet seçme hakkını TÜBİTAK a devretti, başkanı ise seçilen 3 kişi arasından Başbakan atayacak..seçilen adaylar uygun nitelik ve sayıda değilse Başbakan res en atayacak (İstediğini atayacak demektir.)bu nitelik nedir? Ölçüt neye göre belirlenecek? Biz susarken dünya bilim kamuoyu ciddi tepki verdi. Dünya akademileri insan hakları ağbirliği, İslam ülkeleri Bilim Akademileri ağı başkanı saygın dergilerde (NATURE, SCİENCE) bildiriler yayınladılar. TÜRK USULÜ DARBE olarak tanımladılar. Liyakat tek koşul olmaktan çıkarsa, üyeleri hükümet atarsa, özgür ve yansız seçim yapılmazsa TÜBA bir şaka olur. denmekte. Başbakan ve Cumhurbaşkanı na mektuplar yazıldı. Elin Akademilerine, Akademi Federasyonlarına iş düştü. Dünya Bizim TÜBA nın özerkliği için ayağa kalkarken biz ne yaptık? Nerede bu ülkenin 45 bin akademisyeni, Senatoları, Rektörleri ve YÖK ü? Bir özeleştiri yapmak vazgeçilmez oldu ve ben bunu yaptım. Bu derin suskunluğun başat nedenleri: Suskunluk yeni değil ancak son süreçte derinleşti. Rektörlerimizi padişah yetkileri ile donatan bir yasamız var. Sistem yukarıdan aşağı ve Rektöre bağlı akademik yapılanma içermektedir. Bir Rektör öğrencilere..eğer slogan atarsanız kimliklerinizi toplar üniversiteden atarım sizi! dedi. Susturma üniversite kapısında başlıyor. Ayrıca Yardımcı Doçent, asistan, uzman, öğretim görevlisi, okutman atamaları sürelidir. İdare ile ters düşerseniz süreniz dolduğunda kapıya konulursunuz. Kadrolar rektörün elindedir. Doçentlik sınavını verseniz veya Profesör olmayı hak etseniz dahi rektör ilan vermezse atanamazsınız. Bilimsel araştırma proje destekleri, yurt MECBURİ HİZMET İZLENİMLERİ Nusaybin Devlet Hastanesi 1991 yılında kurulmuş, ilk kurulduğunda iki pratisyen hekim ve bir iç hastalıkları uzmanı ile başlayan, şu anda otuzu aşkın uzman ve altı pratisyen hekimle ilçeye hizmet eden elli yataklı bir ilçe hastanesidir ve çevre ilçeler ve köyler ile yaklaşık 200.000 kişiye hizmet vermektedir. Mecburi hizmetimin onuncu ayında muhtemelen alışmışlığımın da etkisiyle bu yazıyı yazıyor olmam muhtemelen bu yazının iyimserliğini fazlasıyla etkilemiştir. Temmuz ayı sonunda içimi döken bir yazı yazmış olmak ve bugünkü yazımla karşılaştırmak iki dönem arasındaki ruh halimin farkını ortaya koymak açısından çok belirgin bir örnek olabilirdi. Genel kuraya kalmamla başlayan şanssızlık hissi kura sonucunda Nusaybin le başlayan devlet hastanesini gördüğümde kabusa dönüşmüştü. Uzmanlığını Hacettepe de yapıp daha önce bu bölgeye gelmemiş biri açısından isim gerçekten korkutucu ve isyan ettiriciydi fakat elden bir şey gelmiyordu. Geldiğimde mecburi hizmetini bitirmek üzere olan diğer ürolog arkadaşım adaptasyonumda önemli bir rol üstlendi. Bölgeye ve hasta potansiyeline çalıştığı süre içerisindeki alışmışlığı ikimize de kolaylık sağladı. Üroloji polikliniğinde günde 60-70 arasında hasta görülüyor. Uzmanlığını üniversite hastanesinde almış ve her hastanın ayrıntılı dosyasıyla ve eski tetkikleriyle beraber geldiği, günde en fazla 30-35 hastaya bakmaya alışık birisi olarak bu sayı bana fazla geldi. Yapılan tahlillerin, çekilen filmlerin, tutulan notun sadece birkaç hasta dışında çöpe atılıyor olması ve bir sonraki kontrole veya randevuya kesinlikle getirilmemesi beni de not tutmaktan uzaklaştırdı. En zorlandığım kısım olan dil sorunu beni bir hayli zorladı. Sekreterimin anlayabildiği, anlatabildiği kısacası tercümanlığı ile bir hastaya faydalı olmaya çalışmak, ilaç başlayabilmek, kontrole çağırmak, çoğuyla aynı dili konuşmadığınız kişilere tedavi verebilmek gerçekten çok zor. Aynı durum hasta açısından düşünüldüğünde benimkinden daha fenadır muhtemelen. İşimizin büyük kısmı poliklinik değil ameliyat etmek olan biz ürologlar için aynı dili konuşamadığımız insanlara ameliyatı anlatmak, sonrası hakkında bilgilendirmek ameliyattan on kat daha zor. Çat pat öğrendiğimiz birkaç kelime ve cümle kalıpları dışında bu konu açısından yapabileceğimiz pek fazla bir şey yok. Yapılması gereken yıllar önceden yapılmalıydı. Yaşamakta olduğum en büyük zorluklardan biri de hastaların poliklinikte aynı anda olmak istemelerine karşı olan sıkıntılı süreç. Gelen herkes aynı anda muayene odasında olmak istiyor ve geldiği gibi içeri giriyor. Herkesin aynı anda içeride olmak istediği bir gruba karşı olan tek tek hasta görme direncim yavaş yavaş işe yaramaya başladı son günlerde. Bulunduğum yer uç bir örnek ve herkesin bu örneği yaşamayacağını biliyorum fakat insanın eğitimini aldığı yer dışında çalışması, periferi görmesi, o anlatılanların her şeyden farklı olduğunu kendi gözüyle görmesi özellikle bir cerrah açısından çok önemli. Manevi ve cerrahi yalnızlığı en yüksek oranda yaşadığım ilk çalışma yerimde cerrahi için gerekli olan cesaretin iki keskin ucunu hesaplamanız gerekli olan bir yer varsa orası tam da bu ilk çalıştığımız yer olmalıdır. Asistanlığımızda başımızın sıkıştığı anlarda aradığımız, bize her zaman her durumda yardım edebilecek bir hocamızın olduğunu bilerek ameliyatı yapmakla, yalnızken yapmak arasındaki farkı ancak ve ancak yalnız ameliyat yaparken başınızın belada olduğunu hissettiğiniz anda anlayabiliriz. Bulunduğum yerin üriner sistem taş hastalığının fazlalığından dolayı olan ihtiyacı nedeniyle gerek idealizm gerekse cesaretimin bana verdiği heyecanla bölgede ilk olarak başlattığım perkütan taş cerrahilerinin biri sırasında yaşadığım ilk komplikasyonda yanımda birini aradım, yalnız olduğumu hissettim. Ve nerede durmak konusunda bir öngörüye sahip olmayı yavaş yavaş öğrendim. Cesaret; peki ama nereye kadar. İşte bunu yalnız kalmadan kesinlikle anlayamayız. Cesaretli ama kontrollü olarak hangi merkezde hangi işlemi hangi hastaya yapabileceğimi şu anda

çalışıyor olduğum yer dışında anlayabileceğim daha iyi bir yer olabileceğini sanmıyorum. Geriye dönüp baktığımda ve geçen on ayı değerlendirdiğimde; muhtemelen hasta sayısının fazlalığına alışabilirim, hastaların sonuçlarını getirmemelerine alışabilirim, içeride sadece tek hasta tutmaya çalışmamdaki eforuma alışabilirim, dil sorununa alışabilirim, bazılarının bilerek ve isteyerek fevri hareketlerini sabırla dindirmeye çalışmaya alışabilirim, komplikasyonlarla baş etmeye rahatlıkla alışabilirim ama herhalde alışamayacağım tek şey performans sistemi olacaktır. Hastane performans sistemi doktorlar arası çatışmalara neden olabilecek, niteliğe değil niceliğe dayalı bir uygulamadır ve hastane içi huzuru, doktorlar arası ilişkileri bozan ve bozabilecek olan en önemlisi hastalara zarar veren tehlikeli bir uygulamadır. Tanılarda tetkikleri arttırmanın, tedavilerde endikasyon genişletmenin, cerrahi işlemlerin niceliğini arttırmanın hekime puan getirmesi düşüncesine birtürlü alışamadım. Özellikle bölümümüz konservatif tedavi ile cerrahi tedavilerin çoğunun hekimin anlayışına, eğitimini aldığı yere, en önemlisi hastalığı algılayışına ve hastaya bunu anlatmasına son derece bağlı olması nedeniyle performans sisteminin forse etmesi ile birlikte kişisel maddi manüplasyonlara çok açıktır. Ne kadar ameliyat yapılırsa, ne kadar hasta görülürse, görülen hasta ne kadar çok kontrole çağırılırsa doktorun o kadar çok maddi gelir elde etmesi hasta sağlığını hiçe sayması, devlete olan yükü, aynı zamanda hekimler arası ilişki açısından gördüğüm kadarıyla tam bir cinayettir. Hekimlere ve hekimliğe yönelik son zamanlardaki itibarsızlaştırma çabalarına hekim arkadaşlarımın çanak tutmaması gerekmektedir. Anlayışında hizmet olmayan tezgahtarlık olan birçok kötü niyete açık olan performans sistemi sağlık sisteminin dinamitidir. Hekimin başarısının tek telefonla hasta değerlendirmesine bağlı olan bu sistem sadece hekimin motivasyonunu bozar. Eğitimini aldığım kliniğimin nosyonuyla hasta görüyorum ve ameliyat endikasyonları koyup ameliyat ediyorum, kontrole de gerektiği zamanlarda çağırıyorum. Belki hatırı sayılır şekilde puan ve maddi kaybım oluyor ama birçok hekim arkadaşım gibi önceliğim bu değil ve içim çok rahat. Ülkemizin güçlü bir hekimlik tecrübesi vardır. Tarihimiz her anlamda hekimlerin mesleki çabalarıyla doludur. Zamanında kaynaklanan yanlışlıklardan ötürü çalıştığım bölge doktorun en kötüsünün, sürgün yiyen öğretmenin, polisin çalıştığı yer olma münasebetiyle her türlü eğitim, yönetim ve sağlık hizmetinden mahrum bırakılmıştır ve şu andaki sosyal sıkıntıların tohumları atılmıştır. Tüm hekim arkadaşlarımla beraber zorunlu zorunsuz demeden tarihimizde pek çok kez yaptığımız gibi sorumluluğu alarak görevlendirildiğimiz süre içerisinde bu bölgede hizmette elimizden gelenin en iyisini tüm itibarsızlaştırma çalışmalarına rağmen yapmaya çalışacağız. Şu anda eğitimini almakta olan ve kısa bir süre sonra uzman olarak çalışacak tüm arkadaşlarıma tüm bu olumsuzluklara rağmen almış oldukları eğitimle beraber etik kuralları göz ardı etmeden görevlerine aynı doğrultuda hekimliklerine yaraşır şekilde devam etmelerini tavsiye ediyorum. Dr. Önder KARA dışı eğitim olanakları, kongre destekleri tamamen rektörün elindedir. Ayrıca hiç gereksinim olmayan bilim alanları da tepeden verilen ilanlar ile tıkabasa doldurabilir. Bu ortamda yetişen bir akademisyen gerçek üniversite değerlerini ne kadar özümser? Bir de yararlanma kültürünün yaygın olduğu topraklarda yaşıyorsanız. Bizde Hoca çok, mentör yok. demek zoruma gidiyor ama gerçek payı çok. Öğretim üyeliği memur-hoca kimliğine döndü. Üniversite değerlerini bilmeyen Akademisyen olamaz, ancak ders veren memur olur. Sizin bilim kurumlarınıza yapılanlara İslam ülkeleri bilim akademileri karşı çıkar da siz ses çıkaramazsınız. Üniversiteler ile siyaset ilişkileri nasıl olmalı? Öğretim üyeliği de yapmış TBMM Anayasa komisyonu başkanı bir üniversitede öğrencinin karşısına korumaları ile çıkıyor, öğrencilere beyinsizler diyor ve Rektör ile dekanı istifaya davet ediyor ise durum açıkça ortadadır. Üniversitelerin vazgeçilmezi olan özgürlük ve özerkliktir. Özerklik asla hesap vermemek değildir ancak vazgeçilmezdir. Akademik özerklik ve özgürlük doğası gereği dünyada da her iktidar tarafından tehdit olarak algılanmıştır. Siyasi iktidarların üniversite mensuplarını tasfiye ve kendisini kızdıranları bir şekilde cezalandırması az görülen olaylardan değildir. Bütünleşmiş ve gelişmiş bir bilim topluluğu bulunmayan ünitelerde siyaset bilim kurumlarını denetim altında tutmak ister. Bizde bunun en somut örneği YÖK yasası ve merkezi örgütlenme modelidir. Tablo karamsar olduğu kadar gerçektir. Eleştirilerim asla siyasi değil. Yaşananların zaman dilimi bilinmekte ve tümü belgelidir. Bizler hukuk ve Demokratik kurallar çerçevesinde bilgi ve öngörülerimizi paylaşmak zorundayız. Akademisyenlik ve toplumdaki rol model algısı bunu gerektirmektedir. Bu bizim görevimiz. Dr. Osman İNCİ 5

Şubeler Ege ÜCD Ege Şubesi Aktiviteleri. Ürolojik Cerrahi Derneği Ege Şubesi 19 Nisan 2012 tarihinde aylık olağan bilimsel toplantısını 60 kişi katılımı ile gerçekleştirdi. Ege Üroloji Derneği ile ortak yürütülen bilimsel toplantıda BPH ve Ürodinami konuları ele alındı. Dr. Oğuz Mertoğlu görsel video sunum şeklinde adım adım ürodinami işlemini anlattı ve seçilmiş olgu örnekleriyle tanı yaklaşımlarını paylaştı. Toplantı başkanlığını da yapan Dr. Adil Esen BPH de kombine tedavi seçeneklerini güncel pratik örnekleriyle anlattı. Soru cevap ve tartışmalarla toplantı sona erdiğinde Tepekule Kongre Merkezinin İzmir körfezi manzarası ve imbatında keyifli bir akşam yemeği yenilerek toplantı sona erdi. Ürolojik Cerrahi Derneği Ege Şubesi Yönetim Kurulu adına Dr. Güven Aslan Ege Üroloji Derneği - Ürolojik Cerrahi Derneği Ege Şubesi Ortak Toplantısı 6 Bilimsel Toplantısı Programı Yer: Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi 18:00-18:30 Oturum Başkanı Dr. Adil Esen 18:30-19:15 Ürodinamik İncelemeler - Görsel Dr. Oğuz Mertoğlu 19:15-20:00 BPH da Kombine Tedavi Dr. Talha Müezzinoğlu Sosyal Program/Yemek: Saat 20:00-22:00

Şubeler Batı Karadeniz Ürolojik Cerrahi Derneği Batı Karadeniz Şubesi nin 2012 yılı faaliyeti olarak 09.06.2012 tarihinde Bolu Koru Otel de bilimsel bir toplantı gerçekleştirildi. Üroloji de Güncel Yaklaşımlar ismiyle geniş kapsamlı olarak yapılan toplantıda toplam 46 katılımcı mevcut idi. 6 konuşmacının katılımıyla bilimsel açıdan son derece zengin bir toplantı yaşandı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı nın okunmasından sonra açılış konuşmasını Ürolojik Cerrahi Derneği Batı Karadeniz Şubesi Başkanı Prof.Dr. Kamil ÇAM yaptı. Hoşgeldiniz konuşmasında Dr.ÇAM, Şube olarak güncel yaklaşımlar kavramıyla geleneksel olarak yılda bir, adeta mini kongre havasında toplantı yaptıklarını belirtti. Bu formattaki toplantıların meslektaşlarımızca çok verimli bulunduğunu ve konuk konuşmacıların katkılarıyla bu tarzdaki faaliyetlerinin devam edeceğini belirti. İkinci konuşmayı Ürolojik Cerrahi Derneği Başkanı Prof.Dr. Serdar TEKGÜL yaptı. Kendileri özetle 2010 yılında kurulan bir dernek olmalarına rağmen kısa sürede tüm ülkede şubeleşme faaliyetlerini tamamladıklarını, üye sayısı olarak da 900 lü rakamlara ulaşmak üzere olduklarını ve Avrupa Üroloji Birliğinde Türkiye yi temsil eder hale geldiklerini belirtti. Bu yıl ilk ulusal kongrelerini Antalya Madran Oteli nde yapacaklarını, şimdiden buraya son derece tanınan 14 yabancı konuşmacının katılacağını; kapsam, konuşmalar, uydu sempozyum ve kurs olarak tüm hazırlıkların tamamlandığını ifade etti. Bilimsel toplantı 2 ana oturumda yapıldı: İlk olarak Vezikoüreteral reflüde güncel yaklaşımlar konulu konuşmayı yazarı da olduğu Avrupa Üroloji Birliği kılavuzları eşliğinde Prof.Dr. Serdar TEKGÜL yaptı. İkinci olarak Lokalize prostat kanserinde cerrahi tedavide güncel yaklaşımlar başlığıyla, özellikle de son yıllarda gündemde olan robotik ve açık ameliyat karşılaştırmasıyla Prof.Dr. Haluk ÖZEN konuştu. İlk bölümüm son konuşması ise Prof.Dr. Ahmet METİN tarafından Erektil disfonksiyonun medikal tedavisinde güncel yaklaşımlar başlığıyla gerçekleştirildi. Özellikle güncel tedavi basamakları ve yeni medikal ajanlar vurgulandı. Kahve molasını takiben yapılan ikinci oturumda ilk konuşma Doç.Dr. Bülent EROL tarafından Priapizmde güncel yaklaşımlar başlığıyla yapılarak; tedaviler sıralı olarak anlatıldı. İkinci olarak üriner sistem taş hastalığının tedavisi kılavuzlar eşliğinde tüm ayrıntılarıyla Yrd. Doç.Dr. Adnan GÜCÜK tarafından anlatıldı. Günün son konuşmasında ise Prof.Dr. Kamil ÇAM tarafından transüretral mesane tümörü rezeksiyon uygulamalarının standartları ve kriterleri özetlendi. Toplantı tüm katılımcılara açık akşam yemeği ile son buldu. Ürolojik Cerrahi Derneği Batı Karadeniz Şubesi Yönetim Kurulu adına Dr. Kamil Çam 7

Şubeler Doğu Karadeniz Değerli Üyelerimiz, Ürolojik Cerrahi Derneği Doğu Karadeniz Şubesi nin düzenlediği bölgesel toplantı, 21 Nisan 2012 Cumartesi günü Trabzon da, Saylamlar Otel de başarıyla gerçekleştirilmiştir. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesinden Prof. Dr. Şaban SARIKAYA ve Doç.Dr. Ender ÖZDEN, Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesinden (Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı) Prof.Dr. Feyyaz ÖZDEMİR in bilimsel katkıları ile gerçekleşen toplantıya katılan Üroloji Uzmanı ve Üroloji Uzman adayı sayısı 32 olarak belirlenmiştir. Açılış konuşması, ÜCD 2. Başkanı Prof.Dr. Güner Kemal ÖZGÜR tarafından yapılmış, bu konuşmada Ulusal Kongre konusuna vurgular yapılmış ve toplantıya önemli destek sağlayan Pfizer İlaçları Ltd. Şirketi ne katkıları için teşekkür edilmiştir. İlk oturumda, Çocuk Ürolojisi alanında, Prof. Dr. Şaban SARIKAYA ve Doç.Dr. Ender ÖZDEN konferanslar sunmuş, ara sonrası yapılan ikinci oturumda ise Prof.Dr. Feyyaz ÖZDEMİR ve Doç.Dr. Ender ÖZDEN Üroonkoloji alanında konferanslar sunmuşlardır. İzleyen dönemde gerçekleşen tartışmaların sonrasında toplantı sona ermiştir. ÜCD Doğu Karadeniz Şubesi adına Dr. Rasin ÖZYAVUZ Şube Başkanı 8

Şubeler Doğu Karadeniz Sayın Üyelerimiz, Ürolojik Cerrahi Derneği Doğu Karadeniz Şubesi nin düzenlediği bölgesel toplantı, 25 Şubat 2012 Cumartesi günü Trabzon da, Novotel de gerçekleştirilmiştir. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden Prof.Dr. Bülent ÇETİNEL, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesinden Prof.Dr. Zafer AYBEK, Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesinden Yrd. Doç. Dr. Ömer KUTLU ve Yrd.Doç.Dr. Ersagun KARAGÜZEL in bilimsel katkıları ile gerçekleşen toplantıya katılan Üroloji Uzmanı ve Üroloji Uzman adayı sayısı 34 olarak belirlenmiştir. Açılış konuşmaları, ÜCD 2. Başkanı Prof.Dr. Güner Kemal ÖZGÜR ve ÜCD Doğu Karadeniz Şubesi Başkanı Prof.Dr. Rasin ÖZYAVUZ tarafından yapılmış, bu konuşmalarda Ulusal Kongre ve ÜCD ye üyelik konularına vurgular yapılmış ve toplantıya önemli destek sağlayan Abdi İbrahim İlaç Sanayi Anonim Şirketi ne katkıları için teşekkür edilmiştir. İlk oturumda panel başkanı Dr. Bülent ÇETİNEL e Dr. Zafer AYBEK ve Dr. Ömer KUTLU eşlik etmişler, panele Dr. ÇETİNEL tarafından sırasıyla Dr. Murat MOL- LAMEHMETOĞLU (Trabzon), Dr. Deniz BOLAT (Ağrı-Doğubayazıt), Dr. Burak SANCAK (Giresun) davet edilmiş ve adı geçen hekimler de panele katkı sağlamışlardır. Panele davet edilenler arasında da adı geçen Dr. Deniz BOLAT gibi bölge dışından olmasına karşın, toplantıda, bir diğer bilim insanı, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde görevli Yrd.Doç.Dr. Mustafa Sertaç YAZICI da bulunmuşlardır. İkinci oturumda, Dr. Ersagun KARAGÜZEL tarafından bir konferans sunulmuş, izleyen dönemde gerçekleşen tartışmaların sonrasında toplantı sona ermiştir. Dr. Rasin ÖZYAVUZ Şube Başkanı 9

Şubeler Kuzey Marmara Değerli Meslektaşlarım, Ürolojik Cerrahi Derneği Kuzey Marmara Şubesi nin 2012 yılı içerisindeki 2. Bölgesel Toplantısını Kocaeli nde yapma mutluluğunu yaşıyoruz. Bu toplantımızda erkekte AÜSS medikal tedavisinde son gelişmelerin irdelendiği bir oturum, komplike taş olgularının tartışılacağı bir adet panel ve böbrek kanserlerinin yine olgular eşliğinde değerlendirileceği diğer bir panel yer alacaktır. Bu bilimsel toplantımız sonrası gerçekleştirilecek sosyal programımızda da beraber olmayı ümit ediyoruz. En genç asistanından en kıdemli hocalarımıza kadar tüm meslektaşlarımızı toplantımızda görmekten mutluluk ve onur duyacağız. Kocaeli nde görüşmek üzere, Sevgi ve Saygılarımla, Dr. Bülent Alıcı Ürolojik Cerrahi Derneği Kuzey Marmara Şubesi Yönetim Kurulu Adına; Başkan ÜROLOJİK CERRAHİ DERNEĞİ KUZEY MARMARA ŞUBESİ KOCAELİ BÖLGESEL TOPLANTISI BİLİMSEL PROGRAM 14:00-14:30 Erkek AÜSS Tedavisinde Yeni Moleküller Tufan Tarcan 20 Tartışma 10 14:30-15:30 Panel: Zorlu Taş Tedavileri Moderatör: Yalçın İlker Veli Yalçın Faruk Yencilek Sedat Öner Özcan Atahan 15:30-15:50 Kahve Arası 15:50-17:00 Panel: Onkoloji: Böbrek Tümörleri Moderatör: Levent Türkeri Panelistler: Gökhan Toktaş Özdal Dillioğlugil Mustafa Kaplan Süleyman Ataus 17:00 Kapanış 10

Şubeler Kuzey Marmara ÜROLOJİK CERRAHİ DERNEĞİ KUZEY MARMARA ŞUBESİ 2011-2012 YILLARI BİLİMSEL FAALİYETLERİ Şubemiz, 2011 güz 2012 ilk bahar döneminde toplam 4 bölgesel bilimsel toplantı düzenledi. Bunlardan ilki 15 Mart 2012 tarihinde Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde, ikincisi 7 Nisan 2012 tarihinde Kocaeli Emex Otelde, üçüncüsü 3 Mayıs 2012 tarihinde İstanbul Taksim Point Otel de, dördüncüsü de 9 Haziran 2012 tarihinde Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi nde gerçekleştirildi. Samatya EAH de ürolojinin sıcak konusu testosteron yetmezliği ile başlayan bilimsel program olgular üzerinden testis kanserinin tartışıldığı bir panel ile devam etti. Toplantıda son olarak bir mesane tümörü olgusu tartışıldı. Kocaeli de gerçekleşen toplantımızda erkekte AÜSS medikal tedavisinde son gelişmelerin irdelendiği bir oturum, komplike taş olgularının tartışıldığı bir panel ve böbrek kanserlerinin yine olgular eşliğinde değerlendirildiği diğer bir panel yer aldı. İstanbul da düzenlediğimiz 3. toplantımızda da retrograd intrarenal cerrahinin irdelendiği bir konuşmayı infertilitede oksijen radikallerinin rolünü tartışan bir diğer konuşma izledi. Toplantı çocukta vezizoüreteral reflü tedavisinin olgular üzerinden tartışıldığı interaktif bir panel ile sonlandı. Yaz tatiline girerken bu dönemin son toplantısı Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi nde gerçekleştirildi. İki cm den büyük böbrek taşlarında primer tedaviyi tartışan bir konuşma sonrasında aşırı aktif mesane olgular eşliğinde bir panelde irdelendi. Takiben, meş komplikasyonlarının anlatıldığı konuşma sonrasında Namık Kemal Üniversitesi Üroloji Anabilim Dalı nın ilginç olguları tartışıldı. ÜCD Kuzey Marmara Şubesi Yönetim Kurulu 2012 yılından başlayarak bilimsel toplantılarını her ay düzenli olarak bölgesinde gerçekleştirme kararı almıştır. Yukarıda da görüldüğü gibi bu toplantıların içeriğinde mümkün olduğu kadar interaktif olgu tartışmalarına ve genç uzman meslektaşlarımız tarafından olgu sunumlarına yer vermeyi çalıştık. Bu toplantılara yaz nedeniyle ara verilmiş olup, önümüzdeki öğretim yılında 2012 güzünden itibaren tekrar başlanacaktır. Saygılarımla Dr. Tufan Tarcan ÜCD Kuzey Marmara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi 11

Şubeler Güneydoğu - Doğu Anadolu Güneydoğu Anadolu şubemizin kuruluşu henüz 1.5 yılı bulmuşken 2. Bölgesel toplantımızı derneğimizdeki hocalarımızın katkısı ve bölgeden çok sayıdaki Üroloji Uzmanı arkadaşlarımızın katılımı ile 12 Mayıs 2012 tarihinde gerçekleştirdik. Artık bir Diyarbakır klasiği haline gelen Hasanpaşa Han ında sabah erken saatte gelen bir grup hocamızla kahvaltı yaptıktan sonra toplantının ilk oturumunda Aşırı Aktif Mesane tedavisinde tedavinin kişiselleştirilmesi ve İnterstisyel sistit başlıklı konuşmalar Prof. Dr Ceyhun Özyurt ve Prof.Dr. Bedrettin Seçkin hocalarımız tarafından yapıldı. Öğlenden sonra Taş Paneli Doç.Dr. Atilla Arıdoğan ın moderatörlüğünde Zorlu taş olguları başlığı altında vaka sunumları şeklinde yapıldı. Güncel konulardan biri olan BPH nin medikal ve Cerrahi tedavisinde yeni yaklaşımlar konulu konuşmalar ise Doç.Dr. Kubilay İnci ve Prof.Dr. Hakan Özkardeş tarafından yapıldı. Son oturum olan Üroonkoloji oturumunda Prof.Dr. Sümer Baltacı Kasa invaze olmayan mesane tümörleri güncelleme, Prof.Dr. Hayrettin Şahin Prostat rebiyopsi endikasyonları, Prof. Dr. Çağ Çal Lokalize Prostat kanser tedavisinde Radyoterapi alternatif bir tedavi mi?, Prof Dr. Levent Türkeri İleri evre Prostat Ca da hormonal tedavi ve tedavi sonrası takip planı başlıklı konuşmalar yapıldı. Toplantı sonrasında On Gözlü Köprü Manzaralı Erdebil Köşkü nde oldukça neşeli bir akşam yemeğini takiben hocalarımızın bir kısmı Diyarbakır dan ayrıldılar. Bütün konuşmalarda katılımcılar soru ve katkılarıyla toplantıya olan ilgilerini ortaya koymuş, toplantı sonrasında da konu ve konuklardan duydukları memnuniyeti dile getirmişlerdir. Toplantıya katılarak bizleri onurlandıran bütün hocalarımıza, ayrıca derneğimizin yönetim kurulundaki birçok uzmanın gerek uzmanlık eğitiminde ve gerekse akademik yaşamında rolü olan hocalarımız Prof. Dr. Kamuran Bircan ve Prof. Dr. Hayrettin Şahin e teşekkür eder saygılarımızı sunarız. Ürolojik Cerrahi Derneği Güneydoğu - Doğu Anadolu Şubeleri adına Dr. Ferruh Akay Dr. Ali Güneş 12

II. Ulusal Mininal İnvaziv Ürolojik Cerrahi Kongresi Ülkemizde önemli bir gereksinime hitap eden Minimal İnvaziv Ürolojik Cerrahi Kongresi nin ikincisi 29-31 Mart 2012 tarihleri arasında Ankara da Swiss Otel de gerçekleştirildi. Konusunda uzman ve emektar, yerli ve yabancı birçok konuşmacının derslerini ve uygulamalarını keyifle dinledik. Yaklaşık 300 kişinin katılımıyla gerçekleşen kongrede Üroloji nin hemen tüm alanlarında minimal invaziv cerrahinin gelişen, standart hale gelen uygulamalarını gördüğümüz gibi teknolojinin geleceğe yönelik planlarından da haberdar olduk. Çeşitli kliniklerden gelen birçok sunumda ülkemizde hekimlik mesleğinin her türlü olumsuz gelişmeye rağmen ne kadar başarı ile uygulandığına şahit olduk. Genç meslektaşlarımızın ülkemizin en ücra köşelerinde bile yurt dışında sadece ana merkezlerde uygulanan yöntemleri nasıl başarı ile uyguladıklarını izledik. Tüm maddi ve manevi zorluklara rağmen kliniklerinden sırf bu kongreye katılımda bulunmak için ayrılan tüm meslektaşlarımıza, gösterdikleri cesaret ve taşıdıkları meslek onuru için teşekkür etmek bizim borcumuz... Yeni kurulan derneğimiz, Minimal İnvaziv Üroloji Derneği, hiçbir maddi kaygı endişesi olmaksızın tüm gelir ve kaynaklarını kongreye gelmek isteyen asistanlara ve genç uzmanlara ayırdı. Derneğimizin yönetim kurulunda bulunan ve özverilerini eksik etmeyen Hocalarımıza teşekkürler... Organizasyon firmamız Serenas ve desteğini eksik etmeyen İlaç ve Tıbbi Malzeme Sektörü ise destekleri ile kongrenin rengini ve kalitesini kıskanılacak düzeye taşıdılar. Kongremizden kısa süre sonra toplanan dernek yönetim kurulu, kongrenin devamına ve bir sonraki kongrenin 2014 baharında olmasına karar verdi. Bu dönem içerisinde derneğimiz ve üyeleri her zaman olduğu gibi eğitimin sürekliliğine devam edecektir. Birlikte çalışmaktan onur duyduğumuz, meslektaşı olmaktan gurur duyduğumuz sizlere mahcup olmadığımızı umuyoruz. Hekimlik değerlerini görünür hale getiren, herşeye ve herkese rağmen ilkeli olmaktan ve öğrenmekten ve paylaşmaktan vazgeçmeyen tüm hekim dostlarımıza minnetimiz sunuyoruz... Minimal İnvaziv Üroloji Derneği Yönetim Kurulu Adına Dr. Cenk Y. Bilen 13

14 Sevgili Üyelerimiz, Değerli Meslektaşlarımız, Ürolojik Cerrahi Derneği mizin 3-7 Ekim 2012 tarihinde yapılacak olan kongresiyle ilgili sizlerden gelen geri bildirimler ve şimdiden gösterilen yüksek ilgi kongremizin çok yüksek katılımlı olacağını göstermekte ve bizleri çok memnun etmektedir. Çok başarılı geçeceğine inandığımız kongremizin hazırlıkları yoğun olarak sürmektedir. Kongre hazırlıkları ile ilgili olarak aşağıdaki konuları dikkatinizi çekmek istiyor ve bu konuda katkılarınızı bekliyoruz. 1. Sponsorluk taleplerinizi lütfen gecikmeden yapınız, son yönetmelikler gereği sponsorlarımız sponsor listelerini Ağustos sonuna kadar Sağlık bakanlığına bildirmek zorunda oldukları için sponsorlukların daha önce tamamlanması gerekmektedir. 2. Kongremizin ana oteli Mardan Palace da odaların dolmak üzere olduğunu hatırlatmak isteriz. 3. Kongremizde sunulacak bildiriler arasından seçilecek en iyi 3 bildiri için ödül verileceği haberini de sizlerle paylaşmak istiyoruz. Değerlendirmede kriter olarak, objektif bir şekilde bilimsel kurul tarafından bildiri değerlendirme aşamasında alınacak puanların ve kongre sırasında sunumların oturum başkanları tarafından yapılacak olan değerlendirmelerin kullanılacağını bilmenizi isteriz. Bu yüzden, gerek bildiri gönderimi gerekse bildirilerin sunumu sırasında bu noktalara dikkat edilmesinin oldukça önem kazanmaktadır. 4.Kongremizde akademisyen olan veya olmak isteyen genç Ürologların Per-Anders Abrahamsson İlk tanıtacağımız misafirimiz Prof. Per-Anders Abrahamsson, hepinizin bildiği gibi şu anki mevcut Avrupa Üroloji Derneği nin genel sekreterlik görevini yürütmektedir. Başta ve özellikle prostat kanseri konusunda olmak üzere hepimizce çok iyi tanınan bir üroonkolog olan Prof. Abrahamsson un 300 den fazla makalesi, 40 ın üstünde kitap bölümü ve 4 adet kitap editörlüğü mevcuttur. Kendisi halen Lund Üniversitesi nde (İsveç) profesörlük ve Malmö Üniversitesi (İsveç) Üroloji bölüm başkanlığı görevleri yanında Amerika Birleşik Devletleri nde Rochester Üniversitesi (New York) Üroloji bölümünde de öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Christopher Chapple İkinci ünlü misafirimiz ise rekonstrüktif ve fonksiyonel ürolojinin çok saygın bir ismi olan Prof. Christopher Chapple. Akademik çalışmalarını Sheffield Hallam Üniversitesi nde (İngiltere) öğretim üyesi olarak ve The Royal Hallamshire Hastanesi nde (İngiltere) konsültan doktor olarak sürdürmektedir. Birçok üroloji ve cerrahi derneklerinin üyesi de olan Dr. Chapple, Uluslararası Kontinans Derneği ve Genitoüriner Rekonstrüktif Cerrahi Derneği nde yönetici pozisyonlarında da bulunmaktadır. Özellikle farmakoterapi üzerine olan 50 den fazla temel bilim alanında, 100 den fazla da klinik çalışmalar üzerine makalesi olan Dr. Chapple şuanda Avrupa Üroloji Derneği'nin uluslararası ilişkiler ofisi başkanlığı görevini yürütmektedir.' Walter Artibani Bir diğer değerli misafirimiz ise Prof. Walter Artibani. Dr. Chapple gibi rekonstrüktif ve fonksiyonel üroloji üzerine engin deneyimlere sahip olan Dr. Artibani, bir dönem Uluslararası Kontinans Derneği nde yöneticilik yapmış bir isim. 2005 yılına kadar Modena ve Verona daki üniversitelerde üroloji bölüm başkanlığı yapmış olan Dr. Artibani, o tarihten itibaren Padova da akademik çalışmalarını yürütmektedir. Yukarıda belirttiğimiz ilgi alanlarına son yıllarda robotik yardımlı laparoskopiyi de eklemiş olan misafirimizin ulusal ve uluslararası dergi editörlükleri görevlerinin yanında 100 den fazlası uluslararası olmak üzere 400 den fazla yayını mevcuttur. Kendisi halen Avrupa Üroloji Derneği nin bilimsel çalışmalardan sorumlu genel sekreter yardımcılığı görevini sürdürmektedir. L. Martínez-Piñeiro Avrupa Üroloji Derneği nin Bilimsel Çalışmalar Bölümündeki Seksiyon Ofisi nin başkanlığını yapmakta olan Dr. L. Martínez-Piñeiro üroonkoloji, rekonstrüktif üroloji ve erektil disfonksiyon üzerine çalışmalarını yürütmektedir. Bütün bunların yanında kendisi İspanya nın laparoskopik radikal prostatektomi konusunda ilerlemesinde önemli isimlerden birisi olmuştur, özellikle üro-onkolojik laparoskopideki deneyimi ile ülkesinde ön plana çıkmaktadır. Sender Herschorn Avrupa dışından gelen konuklarımızdan en önemlilerinden birisi de Prof. Sender Herschorn. Prof. Herschorn, halen Toronto Üniversitesi Üroloji Bölümü nün ve Sunnybrook Sağlık Bilimleri Merkezi Ürodinami Laboratuarları nın başkanı olarak görev yapmaktadır. İdrar kaçırma, aşırı aktif mesane ve erektil disfonksiyon konuları üzerine birçok çalışması olan Dr. Herschorn, Amerika ve Kanada da en iyi doktor ödüllerinin yanı sıra Ürodinami ve Kadın Ürolojisi Derneği nin (SUFU) 2010 yılındaki Ömürboyu başarı ödülü nün de sahibidir. Dünyanın çeşitli ülkelerinde eğitim ve konferanslar vermiş olan Dr. Herschorn Campbell Üroloji nin son 2 baskısındaki İnkontinans cerrahisi bölümlerinin de yazarıdır. 1. Ulusal Ürolojik

Anup Patel Londra da St.Mary Hastanesi nin konsültan üroloğu olarak görev yapmakta olan Dr. Patel, kompleks endoüroloji-laparoskopik cerrahi ve üroonkoloji alanlarında çift sertifikası (UCLA dan) olan bir ürologdur. Bu konuda 100 den fazla yayınının yanı sıra 20 den fazla derginin editöryal kurulunda görev almakta ve uluslararası birçok kongrede konferanslar vermektedir. Avrupa Üroloji Derneği nin Ürolojik Araştırmalar Vakfı nın bir üyesi olan Dr. Patel, ayrıca Prostat Kanseri Vakfı nın ve Pro-kanser araştırma Fonu nun bilimsel danışmanlığını da yapmaktadır. Dmitrios G. Hatzichristou Kongremizin değerli konuklarından biri Androloji alanında üroloji camiasınca tanınan Dimitrios G. Hatzichristou. Hatzichristou, ABD de 3 yıl süren çalışmalarını takiben Selanik Aristotle Üniversitesi Üroloji Bölümü nde akademik hayatını devam ettirmiştir. Halen, üniversitenin üroloji bölümünde Cinsel ve Üreme Sağlığı Merkezi nde çalışmalarını sürdürmektedir. Dimitrios G. Hatzichristou, ESSM kurucularındandır ve bir dönem başkanlığını da yapmıştır. Aynı zamanda WHO International Consultation üyesidir ve JSM dergisinin asistan editörlüğünü de yapmıştır. Avrupa Üroloji Derneği nin Androloji ile ilgili bölümlerinde (EAU kılavuz ofisi, Avrupa Üroloji Okulu, Avrupa Cinsel Tıp Derneği) aktif olarak görevler almış olan Hatzichristou nun Yunanca dışında İngilizce üroloji literatüründeki 100 den fazla yayını 4000 den fazla atıf almıştır. Juan Palou Redorta İspanya nın üroonkoloji alanında önemli bir ismi olan Juan Palou Redorta, akademik hayatını Barselona da Üroonkoloji Bölümü nün başkanı olarak devam ettirmektedir. Özellikle ürotelyal kanserler konusunda klinik araştırmaları olan Dr. Redorta laparoskopik ve robotik cerrahiler konusunda da tanınan bir isimdir. Kendisi halen Avrupa Üroloji Derneği nin Avrupa Üroloji Okulu nun başkanlığını yürütmektedir. Bunun yanında kasinvazif olmayan mesane kanseri kılavuzları panelinin (EAU) ve uluslararası robot yardımlı sistektomi konsorsiyumunun üyesi olarak çalışmaktadır. Özellikle mesane ve üst sistem tümörlerinin tedavileri konusunda 200 den fazla yayını mevcuttur. David Castro-Diaz Ülkemizde daha önce de misafirimiz olarak bulunan Prof. Castro-Diaz La Laguna Üniversitesin de öğretim üyesi ve Kanarya Adaları Üniversitesi nde de konsültan hekim olarak görev yapmaktadır. 1985 ten beri Uluslararası Kontinans Derneği nde her kademede aktif olarak çalışmış olan Dr. Castro-Diaz, fonksiyonel ve kadın ürolojisi konusunda yetkinliği herkes tarafınca kabul edilmiş bir simadır. Bu konular üzerinde birçok yayınının yanında, ulusal ve uluslararası kongrelerde de konferanslar vermiş ve organizasyonlarını yapmıştır. Cerrahi Kongresi 3-7 Ekim 2012, Mardan Palace Otel / ANTALYA cesaretlendirilmesini, bu arenada bilinirliklerinin artmasını, arkadan gelen genç meslektaşlarına örnek olma şansının tanınmasını ve çalıştıkları kurumları tanıtma imkanı bulmalarını amaçlıyoruz. Bu amaçla en az 2 en fazla 7 yıllık üroloji uzmanı genç meslektaşlarımızın kendi başvuruları ile kongremizde konuşmacı olmalarını sağlamak istiyoruz. Web sitemizde verilen kriterlere uygun olarak hazırlanacak konuşmalar, başvuruları takiben bir jüri tarafından değerlendirilecek ve en az 10 tanesi kongrenin aktif saatlerinde sunulmak üzere programa konacaklardır. Sunum yapması uygun görülen konuşmacıların kongre katılım, kayıt ve konaklama giderleri derneğimiz ve Astellas firmasının sağladığı katkılarla karşılanacak olup en beğenilen sunum sahibi de ayrıca ödüllendirilecektir. Bunun yanında, sunum sahibi bu arkadaşlarımız kongre kitabında kısa özgeçmişleri ile tanıtılacaklardır. Tüm genç meslektaşlarımızın başvuruyla ilgili herhangi bir çekince yaşamamaları gerektiğini özellikle vurguluyor ve bu uygulamanın başarılı olması için katkılarınızı bekliyoruz. Özellikle değerli hocalarımızdan genç meslektaşlarımızı bu konuda yüreklendirmelerini ve çalıştıkları kurumları ön plana çıkarma şansı tanıyacak bu uygulamaya destek vermelerini diliyoruz. Lütfen bilgi ve başvuru için web sitelerimize ziyaret ediniz. www.urolojikcerrahikongresi.org www.urolojikcerrahidernegi.org Hepinize şimdiden katkılarınız için teşekkür ediyoruz.. Ürolojik Cerrahi Derneği adına Dr. Serdar Tekgül 15