KAR HIRSI UĞRUNA ÖLMEK İSTEMİYORUZ

Benzer belgeler
İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

MART 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

Cumhuriyet Halk Partisi

CHP EMEK BÜROLARI EMEK BÜLTENİ

Polis Taksim Meydanı'na girdi

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

EYLÜL 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

ŞUBAT 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

Destek Personeli Eğitimleri

20. ŞUBE ÇALIŞMA RAPOR ÖZETLERİ

18. bölüm. basında bursa il koordinasyon kurulu

7. dönem çalışma raporu TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI. EMO Kocaeli Şubesi 146

DİDİM. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 78. yılında Didim de anıldı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

ESENYURT BELEDİYESİ ERİŞİLEBİLİRLİK ÇALIŞMALARI

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi Eylül Ayı Toplantısını Yaptı

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. BASIN ÇALIġMALARI

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

Kasım 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Devrim Öncesinde Yemen

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Ocak 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Radyo. Bayram teklifi. MUSTAFA Kemal Atattürk 16 Mayıs ta annesiyle vedalaşıp Bandırma Vapuru

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi

EKİM 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

MART 2015 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

MAYIS 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

HAZİRAN 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi:

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

TÜRKİYE ENERJİ, SU VE GAZ İŞÇİLERİ SENDİKASI

OCAK 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Dr. Mustafa KURUCA Isparta da Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları ve Sosyal Güvenlikte Teşvik Uygulamaları konulu konferans verdi

BODRUM, RES LERE KARŞI BİRLİK

SAYIN BASIN MENSUPLARI;

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

MUĞLA DA ÇEVRE TALANINA TEPKİ

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

ASLI DEGİRMEN NİN SIRASI BOŞ SINIFINDA HÜZÜN

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

DALKARA NURHAK VE ELBİSTAN DA

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

16. bölüm. demokrasi mücadelesinde şubemiz

EKONOMİK, DEMOKRATİK ÖZLÜK HAKLARIMIZ; EMPERYALİZME, GERİCİLİĞE VE ÖZELLEŞTİRMELERE KARŞI MÜCADELEDE ŞUBEMİZ

Kumbahçe de otel inşaatında göçük meydana geldi

Şerafettin TUĞ Kaymakamı

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi:

MAHÇİÇEK TEN 2015 MÜJDELERİ

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı

Cumhuriyet Halk Partisi

İsviçreli siyasetçi ve örgütler: Diktatörlüğe karşı Kürtlerle dayanışma büyütmeli

AĞUSTOS 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Soma da 301 maden emekçisinin yaşamını. Bir maden dosyasından yeraltı notları DOSYAMADEN

"Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde"

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

Günlük Kent Gazetesi

HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum

KASIM 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

ANKARA NIN OYLARI SEÇİM GÜNLÜĞÜ

Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Altınordu İlçesi nde bulunan 92 Mahalle nin muhtarlarıyla ile bir araya geldi.

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

MART 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Cumhuriyet Halk Partisi

Günlük Kent Gazetesi

AĞUSTOS 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

KAYMAKAMA ve GAZETECİLERE SALDIRDILAR

10SORUDA AİLE SİGORTASI

Transkript:

Yeni Dünya İçin ÇAĞRI Özel Sayı Ekim 2014 Fiyatı: 1,00 TL KAR HIRSI UĞRUNA ÖLMEK İSTEMİYORUZ İNŞAAT İŞÇİLERİ TEM'İ PARKOMAT İŞÇİLERİ GREVİ TRAFİĞE DİRENİŞTE BELTAŞ BELEDİYE BAŞKANINDAN İŞÇİLERE SALDIRI Tunus Dersleri Güvercin Anıldı Emekçiler Torba'ya Girmeyecek!

ÖLMEK İSTEMİYORUZ Ekim 2014 yeni dünya için ÇAĞRI nın İŞÇİ EKİ 2 Mecidiyeköy'de yıkılan Ali Sami Yen Stadı'nın arazisine yapılan Torun Center rezidans inşaatında, 6 Eylül Cumartesi günü, Alimak denilen asansör saat 19.20'de, içinde bulunan işçilerle birlikte 32 inci kattan zemine çakıldı. 10 işçi feci şekilde hayatını kaybetti. İnşaat, 42'şer katlı iki rezidans ve 36 katlı bir ofis bloğu olmak üzere 3 bloktan oluşuyor. 1500 işçinin çalıştığı inşaat bitmeden satışa çıkan projede daire fiyatları 580 bin dolar ile 4 milyon dolar arasında değişiyor. 21 taşeron firma Torun Center de çalışıyor. Türkiye dünya çapında işçi başına düşen ölümlü kazalarda en ön sıralarda yer alıyor. Soma bunun en son, en acı örneklerinden biri idi. Adına kaza denilen iş cinayetleri kader değil, kokuşmuş sömürü düzeninin ürünüdür! Kapitalistlerin azami kar hırsı biz işçileri öldürmeye devam ediyor. İşçi ve iş güvenliği için alınmayan güvenlik önlemleri, ucuz işgücü taşeronlaştırma, kapitalist üretimin temel amacının kar olması ve azami kar hırsı vb., yaratan ve üreten bizlerin ölümlerine davetiye çıkarıyor. Her iş cinayetinin ardından ihmaller zinciri açığa çıkıyor. 10 işçi kardeşimizin katledilmesine yol açan ihmallerden bazıları şunlar: *Torun inşaatta, inşaat hızlı bitsin diye 24 saat çalışılıyor. *İşçi ve yük taşıyan asansör sık sık arıza yapıyor. Yeterli bakım yapılmıyor. Geçen ay asansör ikinci kattan yere çakılıyor. Şans eseri can kaybı yaşanmıyor. *Makine mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklamada; Asansör muayene süresinin 30 Ağustos ta dolduğu belirtildi. *İstanbul Tabip Odası 15 Mayıs ta attığı twette uyarıda bulundu: Bu günden sesleniyoruz maalesef yarın bu inşaatlarda 8-10 işçi kardeşimizi kaybedeceğiz. Görüleceği üzere 10 işçi kardeşimiz göz göre göre öldü. Sermayenin kar hırsı 10 işçi kardeşimizin ölümüne neden oldu. *** İş cinayetlerinin, işçi katliamlarının sorumlusu ve suçlusu bir bütün olarak kapitalist sistemdir. Şirket sahibi kapitalistler, bütün kurumlarıyla onların devleti iş cinayetlerinin sorumlusu ve suçlusudur. Devletin andaki siyasi yöneticisi hükümet, bu cinayetlerin siyasi sorumluluğunu taşımaktadır. Görevini devletin ve mülkün savunusu olarak gören yargı bu cinayetlerin hukuki sorumluluğunu taşımaktadır. Bu sistemin bütün siyasi partileri bu cinayetlerin siyasi sorumluluğuna ortaktır. Ordusu, polisi ile bu sistemin bekçi köpekliğini yapan bütün emniyet güçleri bu cinayetlerin sorumluluğuna ortaktır. Patronlara işçileri peşkeş çeken sarı sendikalar bu cinayetlerin sorumluluğuna ortaktır. Eğer yeni iş cinayetlerinin, katliamlarının yaşanmasını kökten engellemek istiyorsak: İşçilerin kanından da beslenen kapitalist sistemi yıkmamız gereklidir. Kar, daha fazla kar diyen kapitalistler için biz işçilerin canlarının, sağlıklarının bir önemi yoktur. Kapitalistlerin düzeni sömürü ve kan üzerine kuruludur. Kapitalistlerin kar hırsı uğruna ölmek istemiyoruz. Fakat biliyoruz ki, kapitalizm var olduğu sürece iş cinayetleri de olacaktır. Fakat kapitalizm kader değildir. Bize kader olarak yutturulmaya çalışılan şey ne kaderdir, ne de sonsuzdur. Yeter ki biz gücümüzün farkına varalım, kapitalizme karşı mücadele edelim, bilinçlenelim, örgütlenelim ve onu yıkalım! Başka bir dünya, emeğin dünyası mümkündür! Sömürünün olmadığı, insanın insana kulluğunun ortadan kaldırıldığı, karı değil insanı temel alan, kapitalizm yerine işçinin, emekçinin iktidarda olduğu bir başka düzen mümkündür. İşçilerin-emekçilerin iktidarda olduğu bir sistemde iş kazası olmaz mı? Olur, ama Mecidyeköy de ki gibi bir iş cinayeti olmaz. İşçilerin emekçilerin iktidarında daha fazla kar için işçilerin güvenliği tehlikeye atılmaz! Alınabilecek bütün tedbirler, bunun maliyeti ne olursa olsun alınır. İşçi arkadaşlar, çağrımız size: Ölmek istemiyorsak kapitalizme karşı çıkalım! Kapitalizmi yıkalım! Bunun için örgütlenelim! Halk demokrasisi için, sosyalizm için, Komünizm için mücadele edelim! 15.09.2014

BELTAŞ GREVİ 09.09.2014 Günü Beşiktaş Belediye Başkanlığı önünde grevde bulunan Beltaş işçilerini ziyaret ettim. 52 gündür grevdeler. Belediye başkanlığı önünde grev çadırı açmışlar. Beltaş işletmesi Beşiktaş Belediyesine bağlı bir şirket. Belediye sınırları içinde bulunan parkların bakım, peyzaj, yeşillendirme işlerini yapan, aynı zamanda parklarda bulunan kafeteryaları çalıştıran bir şirket. Greve çıkan işçiler bu park ve bahçelerde çalışan işçiler DİSK Genel İş Sendikasında örgütlenerek geçen yıl yetki aldıklarını söylediler. Mücadelelerini selamlayarak sohbete koyuldum. 239 işçi ile 52 gündür grevde olduklarını, 4 arkadaşlarının da süresiz açlık grevine başladıklarını, açlık grevinde bulunan işçilerin eylemlerinin 9. gününde olduklarını belirtiler. Grev sürecine gelen ana kadar gelişen olayları anlatmaya başladı genç bir işçi. Bundan önceki CHP li belediye başkanı sendikamız yetkiyi aldıktan sonra bizleri oyaladı. Mart yerel seçimlerini farklı bir aday Murat Haznedar ile yine seçimleri kazandı. Göreve geldiği ilk günlerde kendisinin Ordu lu olduğunu, solcu olduğunu tüm emekçilerin haklarını vereceğini, hiçbir işçiyi mağdur etmeyeceğini söyledi. Fakat toplu sözleşme görüşmelerine başlandığında, ekonomik maddelerin birçoğunu kabul etti. 3. Madde olan iş devamlılığı maddesini kabul etmeyeceğini söyledi. Yaşlı işçi hemen söze girerek yol parası, yemek parasını da kabul etmediğini söyledi. Grev yerinde yaklaşık 25 işçi bulunmaktaydı. Başka bir işçi de sohbete katılarak; Hani bunlar solcu idi, hani işçiden yana idiler. Bizleri hep kandırdılar. Geçen gün dışarıdan getirttikleri 30 kadar kişiyi üzerimize saldırttılar. 5,6 arkadaşımız hastanelik oldu. Kazma küreklerle üzerimize saldırdılar. Kişi başına 100TL vermişler. Gaziantep ten getirmişler bu kişileri. Sonra onların parasını da vermemişler. Bir başka işçi de anlatmaya devam ediyor. Belediye başkanı, ben bundan sonra Polen Peyzaj ile çalışacağım. (Bu firma taşeron) Sendika falan dinlemem. Çalışmak isteyen varsa, bu firmada yine işine devam eder diye bizi tehdit ediyor. Başka bir işçi de yeni belediye başkanı Ramazan ayında bizlere iftar verdi. İftarda tüm sendikal haklarınızı kabul edeceğim, siz hiç üzülmeyin dedi, ama ertesi gün evlerimize iş akitimizin feshedildiğine dair yazılar postaladı. Genç işçi Abi biz Ankara da CHP kurultayına gittik. Orada kurultaya katılan tüm milletvekilleri ile görüştük. Hepsi de durumumuzdan haberdar olduklarını, kurultay bitsin sorunlarınızı çözeceğiz dediler. Fakat yine kandırıldık. Biz dedik ki; Genel Başkanınız kamuda taşeronlaştırmayı bitireceğim, işçilerin örgütlenmesinin önündeki tüm engellemeleri kaldıracağım diyor, fakat sizin belediyeniz taşeronlaştırmaya gidiyor. Bu nasıl çelişkidir? Fakat yine bizi kandırmaya çalışıyorlar. Bir başka işçi soruyor: Abi siz nereden geldiniz? Ben de YDİ Çağrı gazetesinden geldiğimi söyledim. Abi boyalı basın hep bizim aleyhimizde yazıyor. Yok biz geceleri parklara çöp boşaltıyormuşuz, parkları kirletiyormuşuz diye çevrede bulunan vatandaşları kışkırtmaya çalışıyorlar dedi. Yaklaşık 1 saat sohbet ettik. İşçiler ara ara Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!, İnadına sendika, inadına DİSK! sloganları attılar. Bu grev bir kez daha gösterdi ki, düzenin yedeği Sosyal Demokratlar -ki bunlar burjuva anlamda da Sosyal Demokrat değiller- işçilerin, yoksulların dostları değiller. İşçilerin dostları devrimciler, sosyalistlerdir. Sosyalistlerin de asıl görevi işçi sınıfını örgütlemektir. Bu da fabrikaları temel almaktan geçer. 10.09.2014 Yeni İşçi Dünyası okuru. BELTAŞ İŞÇİLERİ KAZANDI CHP'li Beşiktaş Belediyesi'ne bağlı BELTAŞ A.Ş.'de işten çıkarılan ve belediye binası önünde çadır kurarak eylem yapan DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası üyesi 239 işçi direnişi 60'ıncı gününde kazandı. İşyeri temsilcisi Ali Palabıyık, Fesh edilen iş akitlerimiz iptal edildi. Pazartesi günü iş başı yapacağız dedi. Palabıyık, 3 ay sonra olacak yeni ihalenin Beltaş ile yapılacağına dair Belediye Başkanı Murat Hazinedar ile protokol imzalandığını söyledi. Palabıyık, direnişinin zaferle sonuçlanmasını Beşiktaş ta bulunan Abbas Ağa Parkı nda yapacakları şenlikle kutlayacaklarını söyledi. Beşiktaş Belediyesi ile park ve bahçe temizlik işlerini yapan BELTAŞ şirketinin işçileri arasında bir süredir devam eden anlaşmazlığın çözümü için taraflar Beşiktaş Belediyesi'nin Etiler'deki binasında bir araya geldi. CHP İstanbul Milletvekilleri Süleyman Çelebi ve Veli Ağbaba'nın da katıldığı törende, atılan imzalarla anlaşmazlık sona erdirildi. Taşeron işçilere iş güvencesi ve sendikal örgütlenme hakkı getiren toplu sözleşme imzalandı. Sözleşmeye, DİSK'e Bağlı Genel-İş Sendikası Genel Sekreteri Remzi Çalışkan ile birlikte imza koyan Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, "Biz Beşiktaş Belediyesi olarak hem sendikal örgütlenmenin en iyi örneklerinden birini gerçekleştiriyoruz hem de sizlerin maddi taleplerini -ki sonuna kadar helal olsun- en güzel şekilde karşılıyoruz" dedi. (kaynak: Evrensel) 18.09.2014 3Ekim 2014 yeni dünya için ÇAĞRI nın İŞÇİ EKİ

İNŞAAT İŞÇİLERİ TEM'İ TRAFİĞE KAPATTI Halkalı Temapark Mesa Blokları inşaatında çalışan yüzlerce işçi, çalışma şartlarını protesto ederek ateş yakıp yolu trafiğe kapattı. Yedikleri yemekten kurt çıktığını söyleyerek eylem yapan işçiler, "Biz bu şartlarda çalışmak zorunda mıyız? Yemeklerimizden böcek ve kurt çıkıyor. dedi. TEM otoyolunu trafiğe kapatarak inşaat malzemelerini yakan işçilerin eylemi yaklaşık 1 saat devam etti. İşçiler daha sonra şantiyeye geri dönüp iş bıraktı. İşçilerin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Talepleri karşılanana kadar çalışmayacaklarını söyleyen ve işbaşı yapmayan işçilerin patrona ilettiği talepler üzerine protokol imzalandı. İşçiler adına Av. Erkan Kılınç tarafından imzalanan protokolde şu maddeler yer aldı: - Birikmiş tüm maaşlar işçilere verilecek. - Yemeklerin kalitesi ve hijyeni sağlanacak. - Kantin fiyatları düşecek. - İşçileri işten çıkarmakla tehdit eden personelle ilgili gerekli adımlar atılacak. - Şantiyede sıcak su temin edilecek. - Şantiyede iki bilgisayar olacak ve işçiler sigorta işlemlerini anında denetleyecek. - Eksik yatırılan sigorta primleri konusunda adım atılacak. - İş güvenliği konusunda gerekli adımlar atılacak. - İş güvenliği için gerekli tedbirler alınmazsa işçi iş bırakma hakkına sahip olacak. - Protokolün uygulanması için Av. Erkan Kılıç ve işçilerden oluşan komite kurulacak. İnşaat işçilerinin mücadelesi de gösteriyor ki, çalışma şartlarını düzeltmek, iş güvenliği önlemlerini patronlara aldırmak vb. için mücadele dışında başka seçenek yok! 15.09.2014 TAŞERON İŞÇİLİĞİNE DİRENMEK Ekim 2014 yeni dünya için ÇAĞRI nın İŞÇİ EKİ 4 İzmir Büyük Şehir Belediyesi Şirketi İZENERJİ de çalışan 1170 işçi hizmet alım ihalesi ni DERMAR adındaki taşeron şirketinin kazanmasıyla, köle kullanma hakları (dilediği gibi) bu şirkete 1 Ekim 2014 itibariyle devredilecektir. İzener e göre daha acımasız sömürü çarklarına ve yöntemlerine sahip olan Dermar işçilerin tüylerini diken diken etmekte, taşeron firmasında çalışmak istememektedirler. Bundan dolayı 11 Eylül 2014 de DİSK genel başkanı Kani Beko nun da katıldığı bir yürüyüş ile AKP binası önüne gelinip taşeron sistemi protesto edilmiştir. Burada Kani Beko nun okuduğu bildiri ile de AKP nin taşeron firmasının günah keçisi olduğu anlatılmıştır. DİSK, karşısına kapitalist sistemi değil sistemin kuklasını alarak gerçek hedefi karartmaktadır. Asıl hedef kapitalist sisteme yöneltildiğinde, taşeronlaşmanın önüne ancak sömürü sistemi yok edildiğinde geçileceğine vurgu yapıldığında göz boyayıcı olmayan gerçek ifade edilmiş olur. Biz bir kez daha söylüyoruz: Bu reformist istemler işçi sınıfını ne sefaletten, ne de acımasız sömürüden asla kurtaramaz. Kurtuluşun TEK ÇÖZÜMÜ Demokratik Halk Devrimidir. Taşeronculuğu da, kar ihtirasına da, doğanın yağmalanmasına da, iş kazalarındaki anormal orantılara da, zenginin anormal zenginleşmesine, fakirin de anormal fakirleşmesine de vb. tek çözüm sosyalizmdedir. Onun için biz bayrağımıza öncelikle Demokratik Halk Devrimi, sosyalizm diye yazdık. DİSK 1170 işçinin akibetini 1 Ekim de belirleyecek. Ya AKP li anlaşacak ya da 1170 işçi direnişe geçecek! Bekleyip, göreceğiz! 12.09.2014/İzmir Yeni İşçi Dünyası okuru

PARKOMAT İŞÇİLERİ DİRENİŞTE Mersin B ü y ü k ş e h i r Belediyesi nin kentteki Parkomat uygulamasını kaldırmasının ardından işsiz kalan, bir aydır oturma eylemi yapan Parkomat çalışanlarının eylemi devam ediyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi ne bağlı İmar İnşaat A.Ş. nin, kentteki Parkomat işini yürüten Parktur Otopark Yönetim Sistemleri firmasının Temmuz ayı sonu itibariyle 1 milyon 382 bin lira borcu olduğu gerekçesiyle, 2017 ye kadar olan sözleşmeyi tek taraflı feshetmesinin ardından Büyükşehir Belediyesi nin Parkomat uygulamasını kaldırmasıyla işsiz kalan Parkomat çalışanları, Atatürk Parkı içerisinde bir aydır oturma eyleminde. Kendilerinin Büyükşehir belediyesi çalışanı olduğunu söyleyen işçiler, belediyeden bir işe yerleştirilmeyi bekliyorlar. Taşeron şirket işçilerin iş haklarını da feshetmemiş durumda. Olay mahkemeye intikal ettiği için işçilere beklemeleri söylenmiş. İşçiler adına konuşan Akif Şenyiğit, kendilerinin hergün devletin vergisini, taşeronun ve belediyenin parasını kuruşu kuruşuna ödediklerini belirterek, taleplerinin kendilerine istihdam alanlarının gösterilerek bir işe yerleştirilmeleri olduğunu söyledi.taşeron sisteminin bir kölelik sistemi olduğunu, taşeron PARKOMAT İŞÇİLERİ İLE DAYANIŞMA Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından Parkomatların kaldırılması ile işsiz kalan Parkomat işçileri ile dayanışma amacıyla Yenişehir Belediyesi Konferans salonunda dayanışma gecesi yapıldı. Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, HDP yöneticileri, HDK, bileşenleri ve çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisinin katıldığı gecede,"susma haykır taşerona hayır!, Direne direne iş mücadele ile barış!, İşsize iş işten atmalar yasaklansın! ve Güvencesiz çalışmaya, torba yasaya hayır!" yazılı pankartlar salonun çeşitli yerlerine asıldı. Gece başlamadan önce iş kazalarında hayatını kaybeden işçiler ve 12 Eylül askeri faşist darbesi tarafından katledilenler anısına bir dakika saygı duruşunun ardından sisteminin kaldırılması gerektiğini söyledi. Bu kentte siyasi partilerden yönetimler değiştiğinden, o siyasi partinin kendi yandaşlarını yerleştirmek için işçi kıyımları başlıyor. Bu anlayışa karşı da mücadele ettiklerini söyleyen Şenyiğit, Biz sizin iki dudağınız arasına sıkışmış köleler değiliz, Bu uygulama bir insan hakkı ihlalidir diyerek tepkisini dile getirdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Otogar esnafı ve Parkomat çalışanlarının direnişi karşısında Bunlar belli görüşler tarafından yönlendirilen eylemler, bizim bu kentte hizmet etmemizi engelleyemeyecektir diyerek demagoji yapmaktadır. İşçiler Belediye binası önüne zeytin yaprağı bırakarak, kavga değil barış ve iş istediklerini göstermişlerdir. Bir aydan bu yana direnen işçilerin sesine kulak tıkayan Büyükşehir Belediyesine işçiler, 10 Eylül de siyah çelenk bırakmak için yürüdüler. Sloganlar atarak belediye binasına ulaşmaya çalışan işçilerin önü, binaya 20 metre kala çevik kuvvet ekipleri tarafından kesildi. Burada emniyet yetkilileri ile görüşen işçilerin sözcüleri, Türkiye de yaşanan iş kazalarında yaşamlarını yitiren taşeron işçiler anısına belediye binası önüne siyah çelenk bırakacaklarını belirterek izin verilmesini istediler. Görüşmeler sonucunda, grubun bulundukları noktada açıklama yapmalarının ardından, sadece iki çalışan tarafından çelenk bırakılmasına izin verildi. Burada grup adına konuşan işçilerden Akif Şenyiğit, önlerinin çevik kuvvet ekipleri tarafından kesilmesinden üzüntü duyduklarını belirterek, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz a seslendi. Şenyiğit: Gönül isterdi ki, Sayın Belediye Başkanı buraya gelip, tokalaşıp, Hoş geldiniz, sorunlarınızı birebir dinlemek isterim, bir temsilciniz gelsin diyebilseydi. Bir kentin yöneticisi olmak bunları gerektirir. Bir kenti yönetmek GECESİ YAPILDI gece başladı. İlk sözü KESK dönem sözcüsü Sinan Muşlu aldı. Geceye katılım oldukça düşüktü. Bunu Emek ve Demokrasi Platformu adına konuşan dönem sözcüsü Sinan Muşlu ve DİSK Genel İş adına konuşan Vakkas Kılınç ta, konuşmalarında özeleştirisel olarak dile getirdiler. Konuşanlar 12 Eylül Faşist darbesinin 34. Yıl dönümü vesilesi ile 12 Eylül uygulamalarına değinerek bugünde AKP nin uygulamalarının özde 12 Eylül faşist darbesinden bir farkının olmadığını belirttiler. Örnek olarak hala 12 Eylül Anayasasının yürürlükte olduğunu söylediler. Kadın direnişçi Hülya Sarıca ilk defa böyle bir direniş içinde olduğunu belirterek, bir kadın olarak duruşun önemli olduğunu belirtti. Kendilerine sürekli Niye bu direnişin içindesiniz, gidin işinizi arayın gibi telkinlerle karşılaştıklarını ve buna rağmen umudumuzu kaybetmeyerek direnişe devam dedik. Direne direne kazanacağız dedi. Daha sonra konuşan Parkomat işçilerinin sözcüsü Akif Şenyiğit, Parkomatların geri gelmesini istemediklerini ancak bu alanda adil olmayı ve bütün kesimleri kucaklayacak bir anlayış gerektirir. Ancak, burada bizim hak arayışımızdaki bu duruş, bizi emniyet güçleriyle karşılamaları, emniyet güçlerine direktif vermeleri bizi derinden yaralamıştır. Ancak şu da bilinsin ki, biz hiçbir zaman hiçbir görüşün, hiçbir siyasal anlayışın taraftarı değiliz. Biz en kutsal insanlık hakkı olan hak arayışımız içerisindeyiz. Bunun farklı yansıtılmasını istemiyoruz. Bu noktada duruyoruz ve hakkımızı alana kadar da ayrılmama kararlılığı içindeyiz dedi. Yeni İşçi Dünyası/Mersin 12.09.2014 çalışan işçilerin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini ifade etti. Yapılan konuşmaların ardından 12 Eylül konulu sinevizyon gösterimi ve işçilerin hazırladığı Büyükşehir Belediyesindeki taşeronlaşma sistemini anlatan kısa bir skecin ardından etkilik müzik dinletisi ile son buldu. 17. 09. 2014 Yeni İşçi Dünyası/Mersin 5Ekim 2014 yeni dünya için ÇAĞRI nın İŞÇİ EKİ

İNŞAAT İŞÇİLERİ ALACAKLARINI İSTİYOR Esenyurt Belediyesinin arsa sahibi olduğu, Kıraç bölgesindeki Startowers inşaatının şantiyesinde belediyenin taşeron firması olan RDS ENERJİ-Reform İnşaat İş Ortaklığı bünyesinde çalışan işçiler, Esenyurt belediyesi önünde basın açıklaması yaptıktan sonra oturma eylemine başladı. Sefaş durağında bir araya gelen işçiler, Dünyayı biz inşa ediyoruz, yine biz altında kalıyoruz! Artık yeter! pankartı açarak sloganlar eşliğinde belediyeye doğru yürüyüşe geçti. Belediyenin önüne gelindiğinde, İnşaat İşçileri Sendikası Başkanı Mustafa Adnan Akyol basın açıklaması yaptı. Bizleri defalarca kandıran Esenyurt Belediyesi önündeyiz. Başkan gelsin ve işçilerle görüşsün. Bu haksızlığı düzeltsin. Yalanlara son versin. Sonrasında oturma eylemine geçildi, yer yer sloganlar ve alkışlarla oturma eylemi devam etti. Bundan öncede işçiler, İnşaat İşçileri Sendikası öncülüğünde Esenyurt Belediyesi önünde basın açıklaması düzenlemiş ve oturma eylemi gerçekleştirmişlerdi. Belediyeden gelen talep üzerine iki işçi ve bir sendikacıdan oluşan bir heyet belediye yetkilileriyle görüşmüştü, belediye yetkilileri kendilerinden taşeron firmada çalıştıklarını kanıtlayan evrakla yarın iki kişinin belediyeye gelmesini istemişti ve taşeronu çağırıp onunla da görüşüp sorunu çözeceğini belirtmişti. İnşaat işçileri sendikası başkanı Mustafa Adnan Akyol dan aldığımız bilgiye göre belediyenin işçilere yaptığı açıklama; Biz taşerona ödemeyi yaptık, oda size yapmış. Bu kadar basit, bozacının şahidi şıracı! Kapitalizm öyle bir illet ki yalan, hırsızlık, arsızlık ve ne kadar insana has kötü özellik varsa bunları besler büyütür ve insanlara asıl bunlar insani özellikmiş gibi gösterip kanıksatır ve kendisini var etmeye devam eder. Şöyle toplum içinde söylene gelen deyimlere bile baktığımız zaman, Devlet malı deniz yemeyen keriz!, Akıllı olsaydın sende çalsaydın!, Gemisini yürüten kaptandır! Vb. bunun boyutlarını çok net algılayabiliriz. 24.09.2014 BELEDİYE BAŞKANINDAN İŞÇİLERE SALDIRI Ekim 2014 yeni dünya için ÇAĞRI nın İŞÇİ EKİ 6 Esenyurt Kıraç ta Belediye ve RDS Enerji-Reform İnşaat ortaklığıyla yapılan Star Towers projesinde çalışan ve iki yıldan fazla süredir ücretlerini alamayan 17 işçi, İnşaat İşçileri Sendikası öncülüğünde, alacaklarının ödenmesi için Esenyurt Belediyesi önünde beş gün oturma eylemi gerçekleştirdi. İşçiler eylemlerinin 4. gününde bekledikleri kaldırımın zabıta tarafından kapatılması üzerine, yolu kapatarak oturma eylemi yaptı. Oturma eylemine polis saldırdı. İşçiler, işçilerin Avukatı Sevinç Sarıkaya ve eylemi takip eden basın emekçileri darp edilerek gözaltına alındı. Kıraç Polis Karakol una götürülen, kimlik tespitleri yapılan ve hastaneye götürülen işçiler akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Eylemin 5. gününde İnşaat İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu üyesi Tekin Arslan ın verdiği bilgiye göre; Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu nun görüşme talebi üzerine, sendika başkanı Mustafa Adnan Akyol, sendika Avukatı Sevinç Sarıkaya ve iki işçi belediye başkanın odasına görüşmeye gittiler. Belediye başkanı Avukat Sevinç Sarıkaya ya, senin ne işin var burada? Çık dışarı deyip hakaret etmiş, Avukatı görüşmeye almak istememiş, Avukatın bu duruma itiraz etmesi üzerine de önce hakaret ederek ( o çık dışarı ) darp ediyor. Saldırıya müdahale eden işçilere, başkanın korumaları saldırarak darp ediyor. Bu olaydan kısa bir süre sonra HDP İstanbul milletvekili Levent Tüzel ve HDP üçüncü bölge sorumlusu Maarif Alparslan belediye önünde geldi. İşçilerden bilgi alan Levent Tüzel Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu ile görüştü. Görüşme sonrası Tüzel in verdiği bilgiye göre; Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu nun işçilerin alacaklarını yarın gelip almalarına rıza gösterdiği, eğer sözünde durmazsa daha kitlesel gelinip eylemlik yapmak gerektiğini ve bugün eylemi burada bitirip, yarın gelişecek duruma göre tavır takınmak gerektiğini söyleyerek işçilere ve basına açıklamada bulundu. Çağdaş Hukukçular Derneği üyeleri Avukat Sevinç Sarıkaya ya yapılan saldırıyı kınamak için basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklama kısaca şöyleydi. Saldırıya uğrayan ÇHD Avukatı Sevinç Sarıkaya ve İnşaat İşçileri Sendikası başkanı, aynı zamanda Soma da başbakan tarafından darp edilen işçidir. Başbakanın koruması tarafından tekmelenen işçidir. ÇHD her zaman haklının yanındadır. Bu saldırıyı yapanlar sanık sandalyesine oturacaklar. ÇHD olarak biz bunun peşini bırakmayacağız. Basın açıklamasından sonra kitle dağıldı. Gelişmeler üzerine bir açıklama yapan İnşaat İş eylemin kazanımla sonuçlandığını duyurdu: Esenyurt Belediyesi arazisi üzerinde RDS Enerji ve Reform İnşaat İş Ortaklığı bünyesinde inşa edilen StarTowers binasının şantiyesinde çalışan 17 işçi arkadaşımızın iki yıldır ödenmeyen ücretleri için başlattığımız eylem kazanımla sonuçlandı. Zabıta baskısına, polis saldırısına ve en son bugün sendika başkanımız, avukatımız ve işçi temsilcimize Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu nun yaptırdığı mafyavari saldırıya rağmen, inşaat işçisinin beş gündür belediye binası önünde yılmadan dirayetle hakkını araması, sendikasında örgütlenmesi neticesinde kazanım elde edilmiştir. Yapılan görüşmeler neticesinde taşeron şirket, işçilerin toplam alacağı miktar olan 91000TL yi bir protokol imzalayarak yarın ödemeyi kabul etti. İnşaat işçilerinin alacaklarının ödenmesi için yaptıkları eylem, direniş tüm saldırı ve baskılara rağmen başarıya ulaştı. Kazanmak için mücadele dışında başka seçenek yok! 01.09.2014

İŞ CİNAYETLERİNE KARŞI EYLEM 6 Eylül gecesi İstanbul Mecidiyeköy de bir rezidans inşaatındaki asansör kazasında yaşamını yitiren 10 işçi için 8 Eylül günü Adana da çeşitli örgüt ve sendikaların katılımı ile bir basın açıklaması yapıldı. Bu facianın bir kaza değil, denetimsizlik, kuralsızlık yüzünden aslında bir cinayet olduğu ve bu cinayetten başta hükümetin sorumlu olduğu ifade edildi. Açıklamada şunlar söylendi: İşçi ölümleri ve aşırı kar hırsı üzerine kurulu taşeron sistemini ve emekçilere kölece çalışma koşullarını dayatan, işyerlerinde işçi sağlığı ve güvenliği konularında yasal düzenlemeleri yapmayan, yeterli önlemleri almayan, işyerlerini düzgün denetlemeyen hükümet ve onun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ölümlerin siyasal sorumlusudur. İnşaatın sahibi olan şirketin sahipleri hükümet tarafından palazlandırılmış ve işçilerin ölümünden sonra da adeta korumaya alınmıştır. Zira asansörün yere çakılmasından sonra olay yerine ambulanstan önce tomalar, çevik kuvvet ekipleri gelmişti. Bu durum aynı zamanda hükümetin işçi sağlığı ve güvenliği meselesine yaklaşımını bir kez daha ortaya koymuştur. Bu kazalar ı fıtrat, kader diye açıklamaya çalışan hükümet, işçiler için değil patronlar için çalıştığını bir kez daha ortaya koymuştur. Hükümet, iş kazalarına sanki birer doğal afetmiş gibi yaklaşmaktadır. Bu yaklaşım Soma da olduğu gibi, asansör cinayetinde olduğu gibi gelecekte de işçilerin emekçilerin tehlikeli çalışma koşullarında, güvencesiz bir şekilde çalıştırılmaya devam edeceklerini, yaşanabilecek ölümlerin kaza, kader, fıtrat diye açıklanacağını gösteriyor. 09.09.2014 Kısa... Kısa... İSTANBUL BETON'DA 89 İŞÇİ İŞTEN ÇIKARTILDI İstanbul Beton da çalışan 89 işçinin işine taşeron firma TM Müşavirlik tarafından sözleşme bitti gerekçesi ile hiçbir tazminat ödenmeden son verildi. İstanbul Tuzla dan faaliyet yürüten Beton'da çalışan 89 işçinin işine şirket tarafından "sözleşme bitti" gerekçesi sunularak hiçbir tazminat ödenmeden son verildi. İşçilerden Kurtuluş Çevikparmak, şirket yetkililerinin işçilere aralarından temsilci seçerek görüşme yapmayı teklif ettiğini, yapılacak görüşmede sonuç çıkmaması durumunda da yaşadıkları hukuksuzluğa karşı mücadele edeceklerini belirtti. YATAĞAN DA İŞ BIRAKMA Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (Tes-İş) ve Türkiye Maden İşçileri Sendikası (Maden İş) üyesi enerji ve maden işçileri, 8 saatlik iş bırakma eylemine gitti. Enerji ve maden işçileri tarafından geçen yıl kurulan direniş çadırı önünde Tes-İş ve Maden-İş Yatağan Şube başkanları tarafından basın açıklaması yapıldı. Yatağan Termik Santrali önüne geçen yıl kurulan direniş çadırının 1. yılını doldurduğunu ifade eden Maden-İş Sendikası Yatağan ve Havalisi Şube Başkanı Süleyman Girgin ise "Buradan bir kez daha siyasi iktidara ve alıcı firmalara seslenmek istiyoruz. Biz bu mücadeleyi şan olsun diye veya kendi haklarımız için yapmıyoruz. Özelleştirmeler emeğe, emeğin kazanımlarına, halkın geleceğine ve ülkenin bağımsızlığına yapılan bir suikasttır. Bu suikastlara Yatağan ve Milas'ta asla izin vermeyeceğiz." dedi. RAMSEY DE İŞÇİ KIYIMI Karabük te dünyaca ünlü Ramsey markasını üreten Gürmen Tekstil işçileri, ağır çalışma şartlarına ve düşük ücrete karşı Öz İplik-İş Sendikası nda üye oldu. Toplamda 4 fabrikasında 1650 işçinin çalıştığı firmada, şimdiye kadar 400 işçi sendikaya üye olurken, sendikalaşmayı engellemek isteyen patron çeşitli sebeplerle 9 işçiyi işten attı. İşten atmalara ilişkin açıklama yapan atılan işçiler ve sendikacılarla fabrikada çalışan işçiler mola saatinde ıslık, alkış ve sloganlarla atılan arkadaşlarına destek verdi. İşçiler yaptıkları açıklamada Ortalama işçi ücretinin 850 lira olduğunu, tuvalete bile gitmekte sıkıntı yaşadıklarını, kreş olmadığını, bir kamelya için defalarca imza topladıkları halde yanıt alamadıklarını dile getirdiler. sendikanın yetkisi olmamasına rağmen işyerinde değişikliklerin olduğunu ve sendikalaşınca haklarının çok daha iyi olacağını dile getiren işçiler, tüm işçileri bu mücadeleye destek olmaya çağırdı. İŞTEN ÇIKARILAN MADENCİLER OTURMA EYLEMİ BAŞLATTI Zonguldak'ta, torba yasa ile maliyetlerinin arttığı gerekçesiyle üretimi durduran özel maden şirketlerinin işten çıkardığı maden işçileri Valilik önünde oturma eylemi başlattı. Torba yasanın yürürlüğü girdiği gün üretimi durduran 4 bin 200 madencinin çalıştığı 22 özel maden şirketi, işçilerin iş akitlerini sonlandırmaya başladı. Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salih Demir, yasanın yürürlüğe girdiği günden bugüne kadar toplam bin 200 işçinin resmi olarak işten çıkarıldığını söyledi. İşten çıkarılan madencilerden yaklaşık 500'ü, Valilik önünde toplandı. İşçiler, Valilik binası önünde oturup baretlerini yere vurarak torba kanunu protesto etti. İŞKUR İŞÇİLERİ EYLEMDE Depremzede İŞKUR işçileri, Ankara'da başlattıkları eylemi Abdi İpekçi Parkı'nda devam ettiriyor. Her gece sırayla sabaha kadar nöbet tutan işçiler, Başbakan dan randevu bekliyor. işçiler, Ankara'da hem müzakere hem de mücadele yollarını deneyeceklerini, hiçbir şekilde eli boş dönmek istemediklerini vurgulayan işçiler, dönmek için değil, kazanmak için Ankara'da olduklarını ifade ettiler. Van'da işsizliğin giderek büyüdüğüne dikkat çeken işçiler, Bir iş imkanı olsa bu kadar yolu yürümeyiz. Niye asgari ücret isteyelim ki? Hükümet bize kölelik koşullarında çalışmayı bile çok görüyor dediler. 7Ekim 2014 yeni dünya için ÇAĞRI nın İŞÇİ EKİ

İŞÇİLER TAŞERONA KARŞI EYLEMDE GENEL-İŞ İzmir 2 No lu Şube, taşeron sistemini protesto etmek için 22 Eylül günü yapacakları eylem öncesi İzmir in her ilçesinde yürüyüşler yapıyor. İşçilerin yürüyüşüne polis engel olarak izin vermedi. Gruplar halinde Çevik Bir meydanına gelen işçilere, seslenen Genel-İş İzmir 2 No lu Şube Başkanı Taner Şanlı, Her ne pahasına olursa olsunda burada ekmeği için duran işçiler kazanacaktır. Bu mücadeleyi onurlu sendika ve onurlu işçileri sayesinde kazanacağız dedi. 39 ÇOCUK İŞÇİ YAŞAMINI YİTİRDİ Milyonlarca çocuk okullara başlarken, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİGM) 39 çocuğun çalışırken, yaşamını yitirdiğini açıkladı. Yoksulluk nedeniyle yüzbinlerce çocuğun çalışmak zorunda kaldığını belirten İSİGM, Türkiye'de çalışan çocuklar gerçeğinin saklandığı değerlendirmesinde bulundu. İSİGM'nin hazırladığı rapora göre, Ocak ayında 5 çocuk işçi, Şubat ayında 5 çocuk işçi, Mart ayında 3 çocuk işçi, Nisan ayında 4 çocuk işçi, Mayıs ayında 2 çocuk işçi, Temmuz ayında 9 çocuk işçi, Ağustos ayında 9 çocuk işçi, Eylül ayında ise 2 çocuk işçi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren çocuklar, tarım, inşaat, ticaret, konaklama, genel işler, kimya, gıda, metal, taşımacılık iş kollarında çalışıyordu. 20.09.2014 ANA DİLDE EĞİTİME MÜHÜR VURULDU! Ekim 2014 yeni dünya için ÇAĞRI nın İŞÇİ EKİ 8 TC devletinin kuruluşundan bu yana Türk olmayanlara karşı ulusal baskısı, zulmü devam ediyor. Bu zulme ve ulusal baskıya karşı Kürtler boyun eğmediler. 30 yıldır büyük bedeller ödeyerek mücadeleyi devam ettirdiler. Çeşitli hükümetler döneminde dillendirilen Kürt Sorunu var söylemi, söylemde kalarak devlet katliamlarını yapmaya devam etti. PKK lideri Abdullah Öcalan ın Kenya dan bir komplo sonucu Türkiye ye getirilmesi sonucu, sorunu çözdüğünü düşünen egemen sınıflar, bir kez daha yanıldığını gördü. Kürtler her ne pahasına olursa olsun büyük bedeller ödeyerek mücadeleye devam dedi. Kürtler geldikleri noktada, en geri burjuva demokratik ülkelerde uygulanan en doğal demokratik hakları olan ana dilde eğitim istiyor. Bu talebe devlet, Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek dil ırkçı faşist anlayışı ile cevap veriyor. Devletin her türlü baskı ve asimilasyon politikası, Kürtlerin kararlı tutumu ve mücadelesi sonucu iflas etmiş durumda. Yürürlükte olan seçmeli Kürtçe ve diğer dillerdeki eğitim ise yeterli öğretmenin olmaması sonucu zaten yapılamıyor. Kürtler seçmeli değil, anadilde eğitim hakkını istiyor. Bu yıl okulların açılması ile birlikte, 15 Eylül de tarihi bir adım atılarak, Kürtçe anadilde eğitim için, Amed, Cizîr ve Gever de ziller Kürtçe için çalarak anadilde eğimin startı verildi. Buna devletin cevabı gecikmedi. Bu okulların kapıları İçişleri Bakanının talimatı ile mühürlendi. Bu üç pilot bölgede ders başı yapmakta kararlı olan Kürtler, mühürleri kırıp, okulları açarak ders başı yaptı. Devletin baskısı gecikmedi. Çevik kuvvet polisleri bütün gücüyle orada bulunan halka, özellikle yaşlı kadınlara şiddet uygulayarak dağıtmaya başladı. Bu faşist şiddete karşı halk oturma eylemi ile polis şiddetini protesto etti. Kürtler bu eylemle anadilde eğitimin anayasal bir hak olarak yürürlükte olması gerektiğini savunuyor. Çözüm sürecinin olmazsa olmazlarının başında anadilde eğitim geliyor. Başbakan ve İçişleri Bakanı prosedürlere uyulmak kaydıyla Kürtçe okulların açılabileceğini söylüyor. Yani bunlar diyor ki, devlet yalnız Türkçe eğitim yapar, farklı dillerde eğitim isteyenler bizim kurallarımıza uyarak paralı eğitim yapabilirler. Biz Türk olmayanlara, onları asimile etmek için Türkçe eğitim veririz. Türk olmayan Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Ermeni farklı millet ve milliyetlerden alınan vergiler yalnız Türkçe için harcanacak. Bu ırkçı şoven faşist anlayış dün olduğu gibi bugün de şekil değiştirerek devam ediyor. Devlet Kürtlerin bu kararlı duruşu karşısında, bir gün farklı dillerde eğitimi anayasal hak olarak kabul edecektir. Anadilde eğitim hakkı kimsenin özel lütfü değil, bir haktır. Kürtçe ve diğer dillerde eğitim anayasal bir hak olarak yürürlüğe girmelidir. Anadilde eğitim bir haktır, onu engellemek ise bir insanlık suçudur. Devlet bu suçu işlemeye devam ediyor. Anadilde, bilimsel, demokratik, laik eğitim demokratik halk devrimi ile kazanılacaktır. Kahrolsun milli zulüm! Yaşasın ulusların özgürce ayrılıp ayrı devlet kurma hakkı ve tam hak eşitliği! 17.09.2014

HAYDİ KOBANE İLE DAYANIŞMAYA Faşist dinci IŞİD nin Rojava nın Kobanê kantonuna 15 Eylül de tank, havanlar eşliğinde başlattığı saldırı ve buna karşı YPG, YPJ direnişi sürüyor. Direnişin 4. gününde 5 ana cephede çatışmalar bütün şiddetiyle devam ediyor. YPG Basın Merkezi nden, çatışmaların 5 cephede tüm şiddetiyle devam ettiği belirtilen yazılı açıklamada, doğu, batı ve güney cephelerinden tank, top, füze ve ağır silahlar eşliğinde saldıran çetelere karşı güçlerimiz büyük bir irade ve kararlılıkla direnmektedir denildi. Çatışmaların devam ettiği cepheler, Kobanê'nin güneyinde bulunan Qumçe, Qilhaydê, Cadê ve Kunxeftar, doğusunda bulunan Korik, Îdaniyê, Badik ve Metînî, batısında bulunan Degîrmen, Boraz, Zerik, Talik ve Cibilferac köyleri olarak sıralandı. Kobanê'nin batısında bulunan Zerik, Girê Zagros, Cibilferec, Derbazin, Boraz, Degirmen, Ewenê ve Qilhaydê, doğusunda bulunan Ebu Sirrê hattı ve Korik, Metînî, Îdaniyê, Bexdik ve Qilqilik köyleri, güneyinde bulunan Qerarîşk, Boxazê, Berxbatan, Torman, Qamçê, Kunaftar, Zerik, Üçkardeş, Çelebiyê, Piling, Xarbîstan, Goraniyê köyleriyle Gire Şehîd Xabur'da yoğun ve şiddetli çatışmalar yaşanıyor. (www. firatnews.com) IŞİD nin saldırılarından kaçan, çoğu kadın, çocuk, yaşlı insanlar Kürdistan ın Kuzey sınırına yığıldı. Sınırda dikenli teller dibinde barikat kuran askerler, katliamdan kaçan insanları içeri almadı. İnsanlar uzun süre dikenli teller önünde bekledi. Kuzey Kürdistan dan çadır alanına giden, Rojava dan gelen kardeşlerini karşılayıp almak isteyen binlerce kişiye askerler gaz bombaları ile saldırdı. Kısa süreli yaşanan çatışma HDP Urfa milletvekilleri İbrahim Ayhan ve İbrahim Binici'nin araya girmesi ile son buldu. Daha sonra olay yerine gelen Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi ile milletvekillerinin yaptığı görüşmeler sonucunda Rojavalılar Kuzey'e alındı. Rojava da Kürt halkının kendi özyönetimi kurarak sağladığı demokratik kazanımları koruma mücadelesi haklı bir mücadeledir. Bu mücadeleyi desteklemek işçilerin, emekçilerin görevidir. Emperyalistlerin ve bölge gerici devletlerinin yarattığı IŞİD adlı canavar, bu demokratik kazanımları yok etmek istemektedir. Rojava direnişi, Kobane direnişi haklıdır. Bu direnişi destekleyelim! Zoraki birliğe, milli zulme son! Yaşasın Kürt ulusunun ayrılıp ayrı devlet kurma hakkı! 19.09.2014 İŞÇİLER, EMEKÇİLER ŞİMDİLİK MIŞIL MIŞIL UYUYORLAR! 23.09.2014 Pazartesi, İzmir- Narlıdere Piriştina Demokrasi Meydanı ve saat 19.00 DİSK e ait münibüsün zangır zangır titreten hopörlerlerinden Can Yücel e ait o güzel, KİŞİYE GÜVEN VE COŞKU VEREN işçi marşı çalıyor: Hava döndü işçiden işçiden esiyor yel Dumanı dağıtacak yıldız-poyraz başladı Bahar yakın demek ki mevsim böyle kışladı Bu fırtına yarınki sütlimanlara bedel Hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel Tekliyor işte çağın çarkına okuyan çark Ve durdumuydu birgün bu kör, avare kasnak Bir zincir yitirenler bir dünya kazanacak Sen de o dünyadansın sınıfın bil safa gel Hava döndü işçiden işçiden esiyor yel. Ama ortama bakıyorum yalnız Türkiye nin değil tüm dünyanın işçi sınıfı en karanlık dönemlerinden birini yaşıyor.yıllarca mücadelelerle elde edilmiş haklar birer birer geri alınmış, ücretler acımasızca düşürülmüş, işçi sınıfı açlık sınırında ümitsizce didinip duruyor. Buna karşın işverenler olağanüstü haklar ve korumalarla sürekli kollanıyor, işçilerin yaşam hakları bile patronların vicdanlarına ilişkin yasalara dönüştürülmüş. İş kazalarında ölen ölene, madenlerdeki felaketleri anımsamak dahi istemiyorum. Can Yücel havanın döndüğünden bahsediyor. İşçiden yana diyor Can Yücel! En ufak bir kıvılcım dahi umut doludur. Bu umut muhakkak ki belirli dönemlerde oluşuyor. Devrimci durumun olduğu dönemlerde şair coşuyor, dilleniyor. Ama Demokrasi Meydanı bomboş şimdi. Bu meydanı doldurabilmek için bir şeyler yapmak gerekli, bir şeyler gerekli, birkaç şeyler gerekli. Birçok şeyler gerekli velhasıl kelam! (Objektiv ve subjektiv) Saat 19.00! Ortalık henüz aydınlık, meydanın üzerine zifir karanlık çökmemiş ve 50-60 kişi ancak var koca meydanda. 50-60 kişinin de yarısını Türkiye Genel Hizmetler İşçileri Sendikasının adamları, görevlileri oluşturuyor. Anlıyacağınız Narlıdere halkı, Narlıdere nin ezilenleri, işçileri en alttakileri, küçük esnafı, el sanatçıları, fabrika işçileri,a ydın-entel geçinenleri, öğrencileri duyarsız. İşçiden yana değillermiş gibi uyuşukca hareket ediyorlar, yerlerinden kıpırdamıyorlar. İzmir Belediyesine ait 1150 işçinin ki bu işçiler, şu görevlerde çalışmaktadırlar: Su ve kanalizasyon hizmetleri, Belediye otöbüs şöförlüğü, sokak temizliği, park bakımı, mezarlık hizmetleri vb. İşte böylesine önemli görevleri yüklenmiş bu işçiler 1 Ekim den itibaren taşeron şirketlerde çalıştırılacaklar. Biz bu konuya ilişkin olarak 2 hafta önce de bir ön bilgi vermiştik. Saat 20.00 oluyor. Karanlık çöküyor ama henüz zifiri değil. İsteksizce birkaç fotoğraf çekiyorum. İçimi bir hüzün kaplıyor. Gelen giden yok..disk e ait münibüsün hopörlerlerinden hala aynı zangır zangır titreten tempolarla devrimci şarkı ve türküler çökmekte olan gecenin zindanını yırtıyor: İşte bir sabah uyandığımda Çav Bella Çav Bella Çav Bella 9Ekim 2014 yeni dünya için ÇAĞRI nın İŞÇİ EKİ

Ekim 2014 yeni dünya için ÇAĞRI nın İŞÇİ EKİ 10 Çav Çav Çav Elleri bağlanmış buldum yurdumu Her yanı işgal altında. Üç-beş kişi daha isteksizce meydana geliyor. Sonra Genel İş Sendikası 2 No lu Şb.Bşk.TANER ŞANLI kısa bir konuşma yapıp Taşeron işçiliğinin sadece İzmir e ilişkin bir bela olmadığını, tüm Türkiye nin başındaki bir bela olduğunu ve bunun hakkından mutlaka gelineceğini söyledikten sonra sözlerine şöyle devam ediyor: yaklaşık bir aydır 1150 arkadaşımız mücadele veriyor, EBOLA SALGINI HAKKINDA... AFRİKA'DA NE OLUYOR? İzmir in her semti ve sokağında taşeronculuğa karşı aktiv mücadele yürütüyoruz, direniyoruz.bugün de Narlı deredeyiz ve sonunda kazanan mutlaka biz emekçiler olacağız. Taner Şanlı nın, konuşmaları sık sık kesilerek sloganlar atıldı: Taşerona geçit vermiyeceğiz! Direne direne kazanacağız! Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz! AKP al yasayı başına çal! Birleşe birleşe kazanacağız! Ekmeğe uzanan elleri kıracağız! Zafer direnen emekçinin olacak! İzmir uyuma işçine sahip çık! Şu ana kadar 2100'ü aşkın insanın ölümüne yol açan Ebola virüs hastalığı salgınıyla ilgili dehşet verici resimleri izlemek zorunda kalıyoruz. Bilim kurgu filmlerinin korkulu sahnelerine benzer sahnelere tanık oluyoruz: Karantinaya alınan koca koca bölgeler, hatta ülkeler, kapatılan hastaneler, sözüm ona salgını engellemek için düpedüz hapishaneye tıkılan insanlar... Terkedildikleri çaresizlikten çıkış umuduyla canlarını kurtarmak için "karantinadan kaçmaya çalışan insanların sağlık personeli mi, yoksa polis-jandarma mı, ne olduğunu bilmediğimiz maskelikoruyucu elbiseli kişilerce yakalanıp zorla sürüklenip götürüldüğü sahneler... Kısacası Batı Afrika'da yeni bir insanlık faciasının yaşandığına dair yeterli ipucu veren görüntüler... Ancak, tam ne oluyor-bitiyor, bunu gerçek anlamda öğrenmemiz, sağlıklı haberlere ulaşmamız pek mümkün değil. Yayılması gripten daha yavaş, ancak ölüme yol açma oranı yüksek bir virüs hastalığı olan Ebola salgını, ilk olarak 1976 da Demokratik Kongo Cumhuriyeti nde tespit edilmiş. Buna karşın ancak aylar sonra, bizzat dünya sağlık örgütünün çalışanlarından birinin hastalığa yakalanması ve apar topar ülkesine taşınması ardından salgının ciddi boyutları hakkında bilgiler yayılmaya başlamış bulunuyor. Gelinen yerde salgın Liberya, Sierra Leone, Nijerya'ya yayılmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) nün 8 Ağustos 2014 te Ebola virüsünün ciddi bir salgın tehdidi (ebola epidemisi) teşkil ettiği açıklamasından sonra Senegal ve Demokratik Kongo Cumhuriyetinde de hastalık ve ölüm vakaları tespit edilmiş durumda. Bizzat DSÖ henüz salgının denetim altına alınmaktan uzak olduğunu teslim ediyor ve bu arada 20 binden fazla insanın Ebola ya yakalanabileceğini açıklıyor. Şu ana kadar Ebola hastalığına yakalanan toplam 3960 kişinin olduğu ve bunlardan 2100'ünün öldüğü bilgisi veriliyor. Dünya Sağlık Örgütünün baskılarıyla örneğin Sierra Leone, ülke olarak karantina altına alınıyor. Yurtdışına çıkışlar tam kontrol altında. Ayrıca 18-21 Eylül'de ülkede sokağa çıkma yasağı uygulanacak. Bu dört günlük sürede sağlık personelinin hastaları tespit edip, yakınlarıyla birlikte karantinayı gerçekleştirmesi planlanıyor. Hasta ve hastalığı gizleyenlere cezai yaptırım getiriliyor. Salgının yayıldığı Batı Afrika ülkelerine uçak seferleri iptal edilmiş durumda Ebola salgını ve buna karşı mücadele adına bugün uygulananlar bir kere daha yoksul Afrika ya gelişmiş zengin dünya nın ırkçı hegemonist bakış açısını ve evet, Taner Şanlı konuşmasını saat 20.30 civarında yapmıştı. Demokrasi Meydanında 150 kişi ancak toplanabildi. Ama işçi sınıfı bugün mışıl mışıl uyuyorsa, bu onların her zaman uyuyacakları anlamına gelmez. Uyandıklarında.. İşte o zaman.. Neyse yazımı yine de Can Yücel in coşkulu marşı ile örtüşen bir başka coşkulu şiirle noktalıyayım: biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya anamız çay demliyor ya güzel günlere sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasiz bu,böyle gidecek demek değil bu işler biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını işte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz CEMAL SÜREYA 24.09.2014/İzmir Yeni İşçi Dünyası okuru dünyalar arasındaki uçurumu sergiliyor. Gine ve Liberya da insanlar Mart ayından bu yana büyük bir yoksulluk ve en temel gereksinimlerden yoksunluk içinde ölümcül Ebola hastalığıyla boğuşurken Dünya Sağlık Örgütünün müdahalede çok geç kaldığı ve düpedüz ihmalkârlığın olduğu yerel sağlık örgütleri ve doktorlar tarafından ileri sürülüyor. Batı Afrika daki Ebola salgınıyla mücadele için yaklaşık 13 bin doktor ve sağlık personeline ihtiyaç olduğu tespit ediliyor. Söz konusu ülkelerde ise ne yeterli sağlık personeli, ne gerçekten hastane denebilecek hastane ve klinikler mevcut. Sargı bezi ve aspirin gibi en basit tıbbi malzemelerin bile yokluğu çekiliyor. DSÖ 8 Ağustos 2014 teki resmi epidemi açıklamasından sonra Batı Afrika da hizmet veren görevli sayısını 500 e çıkarmış durumda 500 en modern koruyucu kıyafet ve maskeli insan ve bunun karşısında milyonlarca en temel ihtiyaç maddelerinden yoksun, açlık ve sefalet içinde yaşayan, dolayısıyla her türden hastalık ve salgına karşı korumasız milyonlar Zor ve zorbalıkla karantina altına alınan insanlar Hasta insanlara yardımı değil, ama haşaratla mücadele yi andıran ürperten yöntemler! Geçmiş yıllarda kuş gribi salgınında zavallı hayvanlara uygulanan vahşiliklere karşı haklı olarak ayağa kalkanlar nerdesiniz? Hani medeni dünyanın insan hakları duyarlılığı??? Afrikalı doktorlar ve sağlık örgütlerinin tepkileri ancak çok yetersiz biçimde dünya kamuoyuna sızabiliyor. Deutschlandfunk un 7.9.2014 tarihli radyo yayınında örneğin, haftalardır Kanada havaalanında hangi uçakla nasıl nakledileceğine bir türlü karar verilemediğinden 800 kutu Ebolaaşısının bekletildiği söyleniyor. Aynı şekilde 50 ton acilen ihtiyaç duyulan tıbbi yardım malzemeleri ve gıda maddelerinin Batı Afrika ya yeniden uçuş düzenleyecek bir uçakla gönderilmek üzere Brüksel de bekletildiğini öğreniyoruz Devede kulak olsa da, hiç yoktan iyi denilebilecek olan bu yardım malzemelerinin yerine ulaştırılmasını bir türlü sağlayamayan aynı medeni gelişmiş ülkeler, söz konusu olan emperyalist çıkarları olunca Güney Kürdistan a silah ve askeri malzeme nakliyatını jet hızıyla gerçekleştirebildiler!!! Batı Afrika da Ebola salgınıyla mücadele adına somutta daha neler olup bitiyor bilemiyoruz. Ancak bu gördüklerimiz bile bize yeter! Emperyalist barbarlık budur işte! 07.09.2014

DÜNYADAN İŞÇİ HABERLERİ KAMBOÇYA DA BİNLERCE TEKSTİL İŞÇİSİ GREVDE Kamboçya da 3 binden fazla tekstil işçisi, maaşların ve çalışma ortamının iyileştirilmesi için greve başladı. Ülkedeki sendikalar tekstil işçilerinin 100 dolar civarında olan maaşlarının 177 dolara yükseltilmesini talep ediyor. Grevi organize eden Kamboçya Demokratik Konfeksiyon İşçileri Birliği Koalisyonu temsilcilerinden Mom Sarem, fabrika yöneticilerinin greve giden işçileri kovmakla tehdit ettiğini söyledi. Öte yandan 5 bin işçinin bağlı olduğu başka bir sendika da isteklerinin karşılanmaması durumunda 2 haftalık greve gideceklerini duyurdu. FRANSA'DA TARIM İŞÇİLERİ VERGİ DAİRESİNİ YAKTI Fransa'nın kuzeybatısındaki Morlaix şehrinde bulunan vergi dairesinde yangın çıktığı bildirildi. Hükümetin vergi politikalarını protesto eden tarım işçileri vergi dairesini yaktı. Meydana gelen yangını hükümetin vergi politikalarını protesto eden 100'e yakın tarım işçisinin çıkardığı belirtiliyor. Olayda can kaybı ya da yaralanma meydana gelmedi. Morlaix Belediye Başkanı François Hamon, traktör ve römorklarla vergi dairesine ilerleyen işçilerin, binada herşeyi yağmaladıktan sonra ateşe verdiğini ve satılmayan sebzeleri binanın önüne dökerek yaktığını söyledi. FRANSA DA HAVAYOLU İŞÇİLERİ BÜYÜK GREVE HAZIRLANIYOR Fransız-Hollandalı ortak girişimi Air France-KLM nin Perform 2020" adındaki stratejik planına karşı Air France pilotları greve gidiyor. Üç pilot sendikası, söz konusu projeye karşı savaş açmış durumda. Perform 2020, Transavia isimli alt şirketin; Easyjet ve Ryanair gibi firmaların etkin olduğu ucuz fiyatlı (low-cost) havayolları piyasasında, yerel sözleşme ve kontrollerle genişlemesini ön görüyor. Bu durum ise mevcut Air France pilotlarını, tehlike altında olacak sosyal haklarını savunmak amacıyla greve zorluyor. Kısacası pilotlar, low-cost havayolları çalışanlarıyla aynı koşullarda çalışıp haklarını yitirmek tehlikesine karşı greve gidiyor. Ulusal havayolu şirketi Air France bünyesindeki pilotların çoğunluğunun örgütlendiği sendika olan SNPL, 15-22 Eylül tarihlerinde sürdürülebilir grev çağrısı yaparken sendika başkanı Jean-Louis Barber, sendika olarak 2002'den bu yana greve çıkmadıklarını hatırlatıp zam değil, iş güvencesi talebiyle örgütledikleri greve 75% oranında katılım beklediklerini belirtiyor. ÇİN DE İPHONE FABRİKASI İŞÇİLERİ KANSERDEN ÖLÜYOR İphone telefonları üreten Çin in Shenzen bölgesindeki Foxcon fabrikasında kan kanserinden 5 işçi öldü. Çin deki Labour Action China yetkilileri 13 kanser vakasının buzdağının görünen kısmı olduğu ve çok daha fazla işçinin hastalıktan öldüğüne inandıklarını söylüyor. İphone telefonları üreten Çin in Shenzen bölgesindeki Foxcon fabrikasında çalışan işçiler arasında 2010 dan başlayarak bugüne kadar 13 kanser vakası teşhis edildi. Kan kanseri olan 5 işçi öldü. İlk olarak 2010 yılında görünen kanser vakaları daha çok 19-24 yaş arasındaki işçiler arasında görüldü. Kanserli sayısı çok daha fazla, teşhis edilen işten atılıyor Çin deki Labour Action China yönetim kurulu üyesi Suki Chung, Shina Topix e verdiği demeçte, Shenzen de ortaya çıkan 13 kanser vakasının buzdağının görünen kısmı olduğu ve çok daha fazla işçinin hastalıktan öldüğüne inandığını söyledi. Suki Chang ayrıca hastalığın teşhis edildiği işçilerin işten atıldığını, tedavilerinin karşılanmadığını ve işçilerin çoğuna ulaşılamadığını iddia etti. iphone ve ipad üretiminde Benzen ve n-heksan isimli 2 kimyasal kullanılıyordu. Labour Action China dan Suki Chang bu kimyasalların kansere neden olduğunu belirtti. Fabrika yönetimi ise artık bu 2 kimyasalın üretimde kullanılmadığını iddia ediyor. iphone ve ipad cihazlarını Çin de ürettiren Apple firması ise, İddiaların çok ciddi olduğunu Shenzen deki fabrikadaki sorunu incelediklerini açıkladı. Çin in Shenzen şehrindeki Foxcon fabrikasında 230.000 göçmen işçi tarafından haftada 2 milyon iphone üretiliyor. 20.09.2014 Ekim 2014 yeni dünya için ÇAĞRI nın İŞÇİ EKİ 11

İNŞAAT İŞÇİLERİ DİRENDİ VE KAZANDI Yeni Dünya İçin ÇAĞRI Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Metin Yoksu Yönetim Yeri ve Adresi: Fatih Mah. Bahçeyolu Cad. Ülbeği İş Merkezi No: 9 Kat: 4 Esenyurt - İstanbul Tel/Fax: (0212) 620 67 57 e-mail: info@ydicagri.net web: www.ydicagri.net YDİ ÇAĞRI Sayı 171 nin İşçi Özel Sayısı Ekim 2014 Fiyatı: Türkiye: 1,00 TL Türkiye Dışı: 1,00 Avro Baskı: Berdan Matbaacılık Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. C Blok No: 215-216-239 Topkapı/İstanbul Tel: (0212) 613 11 12 Yayın Türü: Yerel Süreli