Kahraman Bapçum. Spor Dünyamızın. Olaylar, Eleştiriler, Öyküler, Portreler



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Özel gereksinimli çocuklar

Hayri Ülgen Türk futbolunun ve Türk. basınının centilmenlerinin ilk sıralarında en önemli yerde olan örnek bir insandır. 16/04/195

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

İçindekiler. 1PERESE adalet

Bornova Belediye Başkanı Atilla Olgun, Bornova'nın sporda birçok ilke imza atan, değerli bir. PTT Kadınlar Türkiye Kupası Basın Toplantısı Yapıldı!

Yalıkavak Spor İlk Maçını Kaybetti.

Maksimovic in. Sadece dedikodu mu? SIRP oyuncuların Beşiktaş'la ilgili haberleri medyadan. öğrendiklerini söylediği iddia edildi. Kızılyıldız Kulübü

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

BODRUM BASKET KIRÇİÇEKLERİ SEZONA, MERHABA DEDİ

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Beyni geliştirmek ve zekâmızı parlatmak mümkün. Beyin, yeni bilgiler ve beyin faaliyetleri ile gelişir ve büyür.

OKULUMUZUN SPORTİF BAŞARILARI

STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Beşiktaş Teknik. Taksitle gitti

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

RIDVAN DİLMEN BODRUMSPOR U ZİYARET ETTİ

Kampın iyi bir. Kendimi İspatlamak İstiyorum

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ

Kartal tur. MP Antalyaspor karşısında tur arayacak. Karakartallar 5. turu atlamak için MP Antalyaspor ile oynayacağı maçın hazırlıklarını sürdürdü.

Oktay Ekşi Çetin Emeç'i anlattı : Suikast listesindeydi koruma istemedi

Beşiktaş performansını artırmak için. Kartal acımadı

Kartal, Kuvvet çalışması

TRABZONSPOR RESMİ DERGİSİ

Sevgili dostlar. 53 yıldan sonra avukatlığı bırakmak zorunda kaldım. Sizlere son bir anımı sunuyorum. Sevgiler, saygılar.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

HOLLANDALI ENGELLİ FUTBOLCULAR BODRUM DA DOSTLUK MAÇI YAPTI

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

Gümüşlükspor Futbol Okulu açıldı

Kobe: Beşiktaş ile Görüştüm

Manisa'da ilk antrenman

Bodrum Sutopu Takımı, Başkan Kocadon u ziyaret etti

Bodrum da bir ilk, kapalı kort hizmete girdi

SARILAR ZEKİ VARGÜN İLKÖĞRETİM OKULU. MEVCUT DURUM Mevcut Durum Devam Eden Çalışmalar Hedefler

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Haftalardır en. Rekora gölge düştü

ASLI DEGİRMEN NİN SIRASI BOŞ SINIFINDA HÜZÜN

Sponsorluk Sunumu

Siyah-beyazlılar, Beşiktaş Antalyaspor'u devirdi

MATBAACILIK OYUNCAĞI

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

Fransa da ki saldırıya Bodrumdan tepki

GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ...

TÜRKİYE ATLETİZM FEDERASYONU ÖDÜL TALİMATI

Business Cup Nedir? in yılda 2 kez düzenlediği (Mart ve Ekim);

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

SPOR HİZMET VE FAALİYETLERİNDE ÜSTÜN BAŞARI GÖSTERENLERİN ÖDÜLLENDİRİLMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

BEDEN EĞİTİMİ BÖLÜM BÜLTENİ

BAYRAM DA TERCİH BODRUM VE ROMA. KOCADON: HAZIRIZ

TÜRKĠYE DAĞCILIK FEDERASYONU ÖDÜL TALĠMATI. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Genel Hükümler. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BJK İnönü Stadı'nda BJK 3 FB 2

SPOR HİZMET VE FAALİYETLERİNDE ÜSTÜN BAŞARI GÖSTERENLERİN ÖDÜLLENDİRİLMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

BEDEN EĞİTİMİ BÖLÜM BÜLTENİ

Kartal turu geçti. dışında müdahale etti, dönen topu Kaan ağlara gönderdi (1-2). İlerleyen dakikalarda başka gol olmayınca ilk yarı 1-2 rakibin

Karakaya: İnanmayanlar ile Bizim İşimiz Yok

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

Futbol, Toplum ve "Çarşı"ya Kim Karşı?

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

YUNAN'A BEŞ BEŞ BAKİ SARISAKAL

OKULUMUZDAN HABERLER. -Çakma Külkedisi. Okulumuzda yoğun bir sınav haftası geçti. Bu sayımızda sizden gelenler daha çok yer vereceğiz.

Bu kısa Z Nesli tanımından sonra gelelim Torunum Ezgi nin okul macerasına.

'Kıyma Parası ile Kitap Almıştım'

Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Onlar konuşur, AK Parti yapar

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

TC HATAY MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖZEL YETENEK SINAVI KILAVUZU

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Eğitim öğretim yılında açılan BTSO Celal Sönmez Spor Lisesi bu yıl 9. mezunlarını verecektir. Okulumuz kurulduğu ilk yılda 48 öğrenciyle

MEDYA TAKİP DOSYASI PROF. DR. SUAT GEZGİN

Cümle içinde isimlerin yerini tutan, onları hatırlatan sözcüklere zamir (adıl) denir.

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı:24026)

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

TÜRKİYE BASKETBOL FEDERASYONU DİSİPLİN KURULU KARAR

Proje konusu. Sportive markası ile iş birliği yapılarak il genelinde basketbol turnuvası düzenlenecek.

BAYRAM DA TERCİH BODRUM VE ROMA. KOCADON: HAZIRIZ

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

2. BASKI İÇİN ÖN SÖZ

Karadeniz. Beşiktaşlılık mütevazi olmaktır

BAL Ligi 10.grupta şampiyonluk mücadelesi veren lider Kütahyaspor, DPÜ Spor u 3-0 la geçerek üçte üç yaptı.

Benimle Evlenir misin?

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ


Dinleme, Okuma, Konuşma, Yazma Kuralları

KİLİS GENÇLİK HİZMETLERİ VE SPOR İL MÜDÜRLÜĞÜ. İl müdürlüğümüz Kilis İl Özel İdaresine Ait Renk iş hanının en üst katında hizmet vermektedir.

BİN YILLAR BOYU AZİZ İSTANBUL

Transkript:

Kahraman Bapçum Spor Dünyamızın 45 Yılından Olaylar, Eleştiriler, Öyküler, Portreler

Kahraman Bapçum; 1925 yılında İstanbul da doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Bir süre avukatlık yaptıktan sonra Abdi İpekçi'nin çağrısı üzerine 1956 yılında Milliyet gazetesinde spor yazarlığına başladı. Milliyet'te uzun yıllar çalıştıktan sonra aldığı davet üzerine Hürriyet e geçti ve iki yol sonra spor yazarlığını bıraktığını duyurdu. Gene de Cumhuriyet te ara sıra yazarak, kendini deyimi ile deşarj oldu. 1963 yılında Türkiye Spor Yazarları Derneği nin kurucuları arasında bulundu ve derneğin beşinci başkanı olarak altı yıl görev yaptı. Dünya Spor Yazarları Derneği nin yönetim kurulurda dört yıl çalıştı. Eşi tarafından 1951 yılında kurulmuş olan Özel Kalamış Okulları'nı eşinin vefat tarihi olan 2002 yılına kadar çalıştırdı.

Yarım yüzyıl süren dayanılmaz sıkıntılar ve unutulmaz mutluluklarla dolu Spor Yazarlığı Serüveni min bir bakıma özeti olan bu kitabı: Kısalı uzunlu spor seyahatlerime ve tüm hafta tatillerimizi yutan maç görevlerime bir tek gün şikâyet etmeden katlanan rahmetli eşim Meral Bapçum a, Beni neredeyse zorlayarak gazeteci yapan rahmetli arkadaşım, genel yayın müdürüm, koyu Galatasaraylı Abdi İpekçi ye, Okumayı öğrendiklerinden beri yayınlanan her yazımı okuyan ve beni eleştiren iki koyu Fenerbahçeli arkadaşım torunlarım Kahraman Can Duru ve Özdemir Ömer Duru ya borçluyum.

İçIndekIler Küfür ne ki?... 19 Kulüpçü bir ADAM... 21 Atatürk ün Kızları... 22 Rüzgâr Eken... 23 Galatasaray Lobisi... 26 Seul den... 29 Volkan gibi... 29 Seul den Bazı Şampiyonlar Şampiyonluğu da Yüceltiyorlar... 32 Atlanta dan Bir Zaferin Anatomisi... 34 Anlamlı Ders... 36 Gözler Üzerimizde... 39 Montreal den Sporda Mucize Yoktur... 42 Mektup... 46 Bir Dünya Şampiyonluğunun Öyküsü Kendini Adayan Adam... 47 Geleceğe Çalışmak... 52 Şeref Madalyası... 55 Balkan Atletizm Şampiyonasının Ardından Yaya Kalmışların Öyküsü. 59 Bana Gelince Bir Tip in Örneği... 62 Asıl Ayıp Şamatacıların... 63 Milliyet in Görüşü... 65 Atletizm Stat İlahları... 69 Doping... 72 Açıkça Büyük Kimdir?... 75 Açıkça Teşvik de ne ki?... 78 Bir Sevgi Despotu... 80 Bana Gelince Siz ve Biz... 81 Batı Ufkundan Başlayıp Anadolu da Biten Deniz: Akdeniz... 82 Olimpiyatçılar Uyanın... 86 Kuşbakışı Bayram Bitti... 90 Gerçek Kahramanlar... 93

Erimiş Güneş Gibi... 94 Münih 72: Dünya ve Biz I Günaydın! Akşam Vakti... 96 Münih 72: Dünya ve Biz 2 İşte Zafer!.. ve Yolu... 101 Münih 1972: Dünya ve Biz 3 İki Büyük Ders: Dünyaya ve Bize... 105 Milliyet/Spor un Destansı Öyküsü... 108 Milliyetin Görüşü... 109 Açıkça Dünümüz-Yarınımız... 115 Galatasaray ın Neuchatel Serüveni... 120 Galatasaray tarih yazdı: 5-0 Zafer Ayrıntıları Unutturur... 121 Haksızlıklar... Beceriksizlikler... 122 Karar Öncesi Son Söz... 126 Sen Nereden Geldin?... 130 Bana Göre Bu ne İlk ne Son Örnektir... 132 Bana Gelince Köle mi Bunlar?... 133 Gene Futbol, Gene Trt, Gene Spikerler... 134 Kimleri Yeniyoruz Biliyor musunuz?... 137 Enayi Pazarı... 140 İtalya da Türk Futbolcuları... 142 İstifa... Niye?... 147 Selam Size... Doyamadıklarımız... 148 Bana Gelince Allahlık!... 150 Kuşbakışı Yurdadön lerin Sahibi Kimdir?... 150 Asıl Sınav Tribünde... 154 Açıkça Olacağı Kadar Olamamak... 156 Sporcular Bir Cenaze... 159 İzmir Akdeniz Oyunları nın Ardından Herkes, Her Şey Başarılıydı... 164 Ne Kazandık?... 166 Açıkça Faruk Barlas a... 168 Basketbolda Balkan Şampiyonuyuz Dev Uyanıyor mu?... 170 İşte Zafer! Onu Korumak ve Yüceltmek Kimin Görevi?... 172 Seyircinin Sevgisi Zafere de Götürür, Yenilgiye de... 177 Geleceğin Büyük Şampiyonlarına Yenildik... 179 Fenerbahçeliler Uyanın!.. ya da... 181 Şeytanın Faydaları... 185 Fenerbahçe Yalnız Fenerbahçelilerin Değil... 188 Açıkça Bu Bir Yıkılıştır... 190 Ağıtlar-Portreler Altan Erbulak Ağlattı Nereye be Altan?... 195 Metin in Ardından O Bir Efsaneydi... 196 Mıruts Yıfter: Dağ Keçisi... 199

Şükrü Gülesin in Ardından Şükrü nün Gerçeği... 202 Gündüz Kılıç Türk Futbolunda Bir Çağdır... 205 Kendisini Çiğneyerek Yükselen Adam: CIAO BARTU (1)... 207 CIAO BARTU (2)... 210 CIAO BARTU (3)... 214 Kızlar Sözüm Sizedir... 217 Büyük adam: Kadri... 218 Kuşbakışı Büyük, Üstün ve Güzel... 222 Rıdvan... 225 Açıkça Rıdvan... 227 Sert Bir Sporun Yumuşak Ustası: Alpaslan... 229 Yumuşaklık Benim Karakterim... 230 İncili ye Son Görev... 232 Kuşbakışı Yaşarken Ölümsüz Olan Adam... 234 Açıkça Ölen Kim? O mu, Biz mi?... 236 Melih Kotanca Gibi Bir Sporcuya Bu İlgisizlik Gösterilir mi?... 238 TelevIzyonsuz Günlerden BIrkaç Maç Öyküsü Millî Ligin ilk final maçında... 247 Yendik Fakat Elendik... 251 Bravo Fenerbahçe... 257 Dünya Şampiyonlarının Şampiyonunu Yendik... 259 Oool Müthiş Netice: 5-0... 264 Metin... Metin... Metin... 268 İstanbulspor Lidere Puan Kaybettirdi... 272 Beşiktaş, Emniyet e 2-1 Mağlup... 275 Çekleri Yendik: 1-0... 277 Son Söz... ve Daha Sonrası Hoşça Kal Milliyet... 285 O Bir Kalem Ustasıdır/ Tufan Türenç... 287 İki Gazeteci / Nail Güreli... 290 Nezih Demirkent... 292 Bapçum dan Veda!/ Hıncal Uluç... 292 Merhaba Cumhuriyet... 293 Dizin... 295

Bu ne bir anı kitabıdır ne de okuyucuya bir şeyler söylemek amacını taşıyor. Öyleyse neden yayınlanmıştır? 10, 20, 30, 40 yıl önce günlük gazetede yayınlanmış, aradan geçen bunca zamandan sonra güncelliğini bütünü ile kaybetmiş olan bu yazılar -üstelik olayları öncesi ve sonrası, daha doğru bir deyişle, nedenleri ve sonuçlarıyla açıklamak durumunda olmayan- bir kitap halinde neden yayınlanıyor? BU KITAP...... Metin Oktay ın cenazesinden sonra bir yazı yazmışsınız, onu bulamıyorum; bana yardım eder misiniz? diye soran, meslekteki ilk yıllarını yaşadığı gibi, ömrünün de yirmili yaşları içinde olduğunu sandığım o sevimli gazeteci kıza,... Bizim çocukların İstanbul daki bir maçını anlatan ve (Bir gök gürültüsü gibiydiler) diye başlayan yazın, camlı ve çerçeveli olarak bugün bile başucumdaki komodinin üstünde duruyor sözünü o maçtan yirmi yıl sonra bana söyleyen Eskişehirli avukat arkadaşıma,... Batı ufkundan başlayıp Anadolu da biten deniz başlığı ile çıkan yazıyı, yayından önce okuyup Yazık ki bunun gibi nice yazılarımız gazete koleksiyonları arasında tozlana, küflene kaybolacak diyerek yazıyı bana yeniden okutan rahmetli Namık Sevik e,

14 Spor Dünyamızın 45 Yılından... Yahu! Senin, İyi ki maça gelmedin dostum diye başlayıp mektup gibi yazdığın o maç yazısını hâlâ unutamıyorum diye boynuma sarılan ve kim olduğunu anlayamadığım için yankesici sandığım o kır saçlı, iri yarı adama,... Avrupa ikincisi olan ve o yıl Milliyet anketinde yılın sporcusu seçilen Eczacıbaşı nın voleybolcu kızları için yazdığım yazıyı aradan 18 yıl geçtikten sonra rahmetli Tekin Aral ın cenazesinde, neredeyse harfi harfine bana hatırlatan Şakir Eczacıbaşı ya,... Münih Olimpiyatları ndan döndükten sonra yazdığım ve birkaç günde yayınlanan Günaydın Akşam Vakti başlıklı yazı serisi için Bitirdikten sonra beş yüz sayfalık bir kitap okumuş gibi oldum diye beni kutlayan Sahir Gürkan a,... İhtiyar fakat güçlü kollarıyla iki omzumdan beni tutup sarsarak Hayatımda en çok üzüldüğüm şey nedir bilir misin? Benim futbolculuğumla senin yazarlığının aynı döneme rastlamayışı. İhtiyarlığımda kendimi senin kaleminden yeniden okumak keyifli olurdu diye beni yüreklendiren rahmetli (Yavuz) İsmet Uluğ a,... Son yıllarda çeşitli fırsatlarla, gazetedeki köşesinde Henüz televizyonun olmadığı bizim üniversite yıllarımızda Kahraman ağabeyin yazıları bizim televizyonumuz olurdu diye yazan vefalı Hıncal Uluç a,... Spor yazarlığını bıraktığımı açıkladığım yazıdan sonra, sütununda beni, hak ettiğimi sanmadığım bir üslupla neredeyse göklere çıkaran ve yazısını Bir gazeteci olarak üzgünüm. Bundan sonra kendimi Kahraman Bapçum u okuma şansına sahip olmuş insanlardan biri olmanın tesellisi ile avutacağım diye bitiren sevgili Tufan Türenç e,... Gene aynı yazımdan sonra, o yazıya göndermeler yaparak yazdığı fıkrasında Bapçum un veda yazısının bir paragrafı var ki, bizce başucu belgesi olarak duvarlara asılacak mı desek, kafalara kazınacak mı desek, el altında saklanacak

Spor Dünyamızın 45 Yılından 15 mı desek... işte öylesine önemli bir ders niteliğinde diye beni onurlandıran hatırşinas arkadaşım Nail Güreli ye,... Kendisiyle yıllarca önce bir yolculukta tanıştığım, sonradan hiç karşılaşmadığımız için adını bile anımsamadığım, beni 12 yaşlarındaki oğluna tanıtırken Önce bir Harbiyeli sonradan da genç bir subayken sporu işte bu amcanın yazılarıyla sevdim diyen o zamanki çakı gibi Hava Tuğgeneraline,... Ve bunlar gibi tanıdığım tanımadığım, anımsadığım anımsamadığım tüm okuyucularıma bir çeşit borç ödemesi olsun diye derlendi ve yayınlandı bu kitap. Namık Sevik in dediği gibi bu yazıların gazete koleksiyonları içinde tozlana küflene kaybolup gitmesine gönlüm de razı olmuyordu zaten...

İçIndekIler Hakkında Kırk Beş yıl gibi uzun bir süre içinde yayımlanmış iki bine yakın yazı içinden bir kitaplık yazıyı seçmek kolay olmadı. Her şeyden önce kalıcı nitelikte olanları, yani bir bakıma bugün de okunabilir olanları aradım. Eleştiriler vardı ki, bugün de geçerli olabilir. Olaylar vardı ki, benzerlerini bugün de yaşıyoruz. Onları seçtim. Yaşanmış sportif olayların arkasında, görünmeyen öyküler vardı ki zamandan soyutlanıp bugün de ilgi çeker. Onları seçtim. Yazılar vardı ki, yazarken de sonradan okurken de büyük keyifler almışım; üstelik okuyucudan da -zamanındabüyük ilgi görmüş... Onları seçtim. Yalnız benim değil, kamuoyunun da dostları olarak tanınmış spor adamlarının arkasından yazılmış ağıtlar vardı ki hiç eskimeyecek... Zamanının yıldızı olmuş sporcuların, sporu bıraktıklarında yayımlanmış portreleri vardı ki bugün anımsanması, kendilerini saygı ile anmamıza yardım eder. Onları seçtim. Ve bir de televizyonsuz günlerimizde oynanmış nice maçların öyküleri vardı. Onlardan da birkaç örnek seçtim.

18 Spor Dünyamızın 45 Yılından Bütün bu yazıları kronolojik bir sıra gözetmeksizin, üstelik konu bakımından da sistematik bir sınıflandırma yapmaksızın, öylesine toparladım. Böylece olaylar, eleştiriler, öyküler serpiştirildi kitap içinde... Sadece portreleri ayrı bir bölüm halinde topladım. Birkaç maç yazısı örneğini de kitabın en sonuna koydum. Bununla kitabın okunmasını kolaylaştırdığımı sanıyorum. Önemli bir konuya dikkatinizi çekmek isterim: Her yazının başında yayımlandığı tarih açıkça belirtilmiştir. Her yazıyı lütfen yayımlandığı tarihi dikkate alarak değerlendiriniz. Bir şeyin daha altını çizmeliyim: Bütün bu yazılar 1956 ile 2001 yılları arasında yayımlanmıştır. Yani çoğu şimdiden tarih olmuş olaylara aittir. Bununla da kalmamakta, yazıldıkları zamandan da geriye dönük anımsatmaları, örnekleri kapsamaktadır. Sonuç olarak Bu kitapta Türk spor dünyasının 60-70 yıllık serüveninden enstantaneler bulacaksınız.

Küfür ne ki? Milliyet, 19 Eylül 1996 Küfür ne cezadır muhatabı için ne de ondan alınmış bir intikamdır. Önemli bir zarar da vermez, sinirlendirmekten başka. Küfür sadece bir aczin, bir çaresizliğin anlatımıdır, dışavurumudur. Üstelik ceza hukuku açısından da kesinlikle tahriktir, kışkırtmadır, suça davettir. Altmış yıla yakın bir süreden beri Beşiktaş ın, Galatasaray ın, Fenerbahçe nin birbirleriyle ve başkalarıyla yaptıkları maçları izliyorum. Taksim Kışlası nın, Çırağan Sarayı nın avlularında, yarı var yarı yok tribünler önünde ve pürtüklü betona benzer zeminlerde, Kadıköy de tahta tribünlü sözüm ona statta maçlar yaptığımız günlerden beri, böylesine ağız ve tribün dolusu küfürler, böylesine galiz ve iğrenç korolar duymadım. 13-14 yaşlarında ortaokul öğrencisi olduğum günleri anımsıyorum. Tuttuğumuz takım uğruna küfür de ettik, kavga da çıkardık. Ama küfürlerimiz günlük yaşantımızda şakalaşırken kullandığımız argodan, kavgalarımız birkaç dakikalık boks denemelerinden ileri gitmezdi. Neden bugün küfürlerimiz utanç verici çirkinliklere ulaşıyor ve kavgalarımız bıçaklarla, satırlarla yapılıyor? Neden? Suç sadece tribünleri dolduran cahil (bilinmeli ki diploma her zaman cehaleti yok etmez) ve heyecanını kontrol edemeyen zavallıların mıdır?

20 Spor Dünyamızın 45 Yılından Tribündeki fanatikler aslında sadece birer tetikçidir. Üstelik utanç verici suçlarının bilincinde bile değildirler. Asıl suçlu bizleriz. Kulüp yönetimindeki ve medyadaki fanatikler... Asıl suçlu bizleriz. Şimdi, spor tarihimizin onurlu geçmişine kişilikleriyle biçim vermiş başkanları ve yöneticilerini düşünüyorum: Suphi Baturları, Ulvi Yenalları, Refik Selimoğluları, Saraçoğlu Şükrü Beyleri, Zeki Rızaları, Yavuz İsmetleri, Abdülkadir Karamürselleri, Enver Balkanları ve bütün diğerlerini... Eğer tribünde rakip kulübün başkanı varsa, taraftarların birbirini uyarışını anımsıyorum: Ayıp yahu Suphi Bey -ya da Zeki Bey- geldi, ileri gitmeyelim sözünü çok duydum tribünlerde. Neden? Çünkü rakip kulübün başkanına da saygı duyardık. Neden? Çünkü hiçbir yönetici rakip kulübü küçümseyen davranışlar göstermezdi. Baba Hakkı nın ve Büyük Fikret in kendi taraftarlarının karşısına dikilip, kaptanlık görevini onlara karşı da yaptıklarını ve ileri gitmelerini önlediklerini çok gördüm. Oysa bugün kulüp yöneticileri bir yandan, medyadaki nereden çıktıkları belirsiz zıpçıktılar bir yandan tribündekileri tahrik etmek için uğraşıyoruz. Kalabalıklar tahrik edilmedikleri ve sayılan kişiler tarafından uyarıldıkları zaman doğru yolu bulurlar. Sürüler lider ister. Son Fenerbahçe-Beşiktaş maçını görmedim. Görenler anlattı. Beşiktaşlı taraftarlar işi biraz ileri götürünce, Başkan Seba -hani şu ortalara çıkmaktan, sesini duyurmaktan, yüzünü göstermekten sanki utanan Seba- protokol tribününde ayağa kalkıp seyirciyi susturmuş. Bir başka Beşiktaş maçında Fenerbahçeliler, Beşiktaş a küfrederken utanmayacaklar mı? Tribündeki fanatikler tetikçidir. Azmettirenler yönetimlerdeki ve medyadaki fanatiklerdir. Kendimize gelelim.

Spor Dünyamızın 45 Yılından 21 Bu yazı Galatasaray ın Romen Constructorul takımı ile yaptığı Avrupa Kupası maçında seyircinin Fenerbahçe ye ve Ali Şen e ettiği küfürler üzerine yazıldı. Ama asla sadece onlara hitap etmiyor. Kulüpçü bir ADAM Milliyet, 16 Mayıs 1987 BIr gün rahmetli Abdi İpekçi ye Kızma ama demiştim, sen Galatasaraylı değil, EN GALATASARAYLIsın... Kızmak şöyle dursun, gülerek cevap verdi: EN GALA- TASARAYLI olmak bana gurur verir. Ama bunu başka Galatasaraylıların yanında söyleme; bana karşı çıkarlar, hatta kıskanabilirler. Çünkü hepsi EN GALATASARAYLI olmak ister. Rahmetli ustam ve arkadaşım, su katılmamış bir kulüpçü idi. * * * Gazeteye oldukça geç geldiğim bir gün, Namık Sevik beni kenara çekti. Sorma başımıza geleni dedi. Senin ve benim aklımıza gelmeyecek bir şey oldu. Abdi Bey, Baba Gündüz ü, üstelik benim yanımda öyle bir haşladı ki neredeyse dudaklarım uçuklayacaktı. Son iki yazısında Galatasaray lehine dengeyi bozduğunu, gazeteyi taraf tutan yazılarla doldurmaya kimsenin hakkı olmadığını öyle sert söyledi ki, Baba cevap bile veremedi. Baba Gündüz ün Galatasaray a sembol olduğu günlerdeydik. Bizimle birlikte herkes bilirdi ki İpekçi nin Gündüz Kılıç a olan sevgisi ve saygısı, öz babaya karşı duyulacak sevgi ve saygıdan daha az değildi. * * *

22 Spor Dünyamızın 45 Yılından EN GALATASARAYLI diye tanımlanmaktan gurur duyan Abdi İpekçi gazetesi ve gazeteciliği söz konusu olunca, Galatasaray ın sembolü olan Gündüz Kılıç a, kişisel saygısının sınırsızlığına rağmen taraf tutamazsın diye sertleşebiliyordu. Çeyrek yüzyıldan fazla bir zaman geçti aradan. Nice gazeteciler, hakemler, federasyon başkanları, genel müdürler, bakanlar gördüm ki Galatasaraylı, Beşiktaşlı, Fenerbahçeli, Trabzonsporlu vb. idiler. Ama kulüp sevgisi ile sorumluluğu birbirine karıştırmayan ADAM tipi olarak Abdi İpekçi yi tanıdım. Kulüp tutan ve aynı zamanda çeşitli kesimlerde sorumluluk taşıyan tüm spor adamlarına söylemek isterim ki, kulüpçü olmak, ADAM olmaya engel değildir. Abdi nin de, Baba nın da, Namık ın da ruhları şad olsun. Atatürk ün Kızları Milliyet, 2 Ocak 1981 Atatürk ün Türk kadını için bir ülküsü vardı: Onun, köleleşmiş bir dişi ya da kişiliğini kaybetmiş bir köle olmaktan kurtulup, koketleşmiş bir salon süsü olmadan, çağdaşlaşmasını istiyordu. Parlamento kürsüsüne, üniversite kürsüsüne, yargıçlık kürsüsüne çıkacaktı Türk kadını. Mavi göklerde kanatlarında ay yıldız olan uçakları kullanacaktı, tarlalarda traktör kullanacaktı... Yollar, köprüler yapan mühendis, ameliyathanede operatör, tiyatro ve konser salonlarında yıldız olacaktı Türk kadını... Atatürk kısa sürmüş yaşantısı içinde bütün bunları gördü.

Spor Dünyamızın 45 Yılından 23 * * * Onunla bir kez olsun karşılaşmak şansına sahip olmuş eski kuşaktan kişilerin asla unutamayacakları o mavi şimşek parıltılı gözleriyle mutlu ve gururlu baktı, o yükselen Türk kadınına. Atatürk yalnız bir tek yerde görmemişti Türk kadınını: Sporcuların şeref kürsüsünde... Şimdi doğumunun yüzüncü yılında Anıtkabir e gelip kendisine saygılar sunan, Avrupa ikincisi Türk kızlarına bakarak nasıl bir övünç, nasıl bir güvenç, nasıl bir kıvanç duydu kim bilir? * * * Ve Atatürk ün tek tek alınlarından öpemediği Türk kızlarını ellerinden öpüyoruz, saygı ile ve övünerek. (Eczacıbaşı Kız Voleybol Takımı, o yıl Avrupa ikincisi olmuş ve Milliyet okuyucularının oylarıyla Yılın Sporcusu seçilmişti.) Rüzgâr Eken Milliyet, 18 Mayıs 1995 Sporculuğu, kaptanlığı, yöneticiliği ve başkanlığı ile tarihin en büyük Fenerbahçelilerinden biri, bence birincisi, olan Zeki Rıza Sporel o günlerde başkandı. Hafta içinde bir gün Moda Deniz Kulübü nde, onun birkaç arkadaşı ile oturduğu masadan birkaç metre ötede bir başka masadaydım. Arada bir bizim masadaki büyüklerimle kısa diyaloğu oluyordu Zeki Bey in. Fenerbahçe nin yöneticilerinden bir geldi. Zeki Bey in yanına yaklaşarak yavaşça bir şeyler söyledi ve bir kâğıt

24 Spor Dünyamızın 45 Yılından uzattı. Kâğıda şöyle bir baktı Zeki Bey, yüksek sesle sordu: Nedir bu? Cevap da yüksek sesle verildi: İzmir deki maçımız için. beyi hakem tayin etmişler. Bu adam bizim aleyhimizedir. Değiştirilmesini istiyoruz efendim. Başkan elindeki kâğıdı masanın uzak köşesine doğru attı. Ben, dedi, Böyle şey imzalamadım. Sen Fenerbahçe sin. Ne yapar sana hakem? Bir golünü saymaz. Sen Fenerbahçe isen yenisini atarsın. Atamadın mı, yenilir gelirsin İstanbul a. Fenerbahçe böyle dilekçe ile bazı makamlara yalvararak kendini korumaya uğraşmaz. Gidin. Hakem haksızlık ederse, yenilin gelin karşıma. Ama başınız dik olarak gelin. Yalvarmış, yakarmış insanlar olarak değil. Yönetici gitti. Bizim masa da, Başkan ın masası da tısss... Tarihin en büyük Fenerbahçelisi, İstanbul dışındaki bir maçta hakem odasının kapısını kırarak hakemlere saldıran; sonra da devlet memuru olan şoförü ve koruması marifetiyle İstanbul da hakem dövdüren Fenerbahçe yöneticisini tanısa ne derdi acaba? Ama bu yönetici ve benzerleri Zeki Bey in o sözlerini duymuş olsalar herhalde şöyle diyeceklerdir: Bize baş eğmeyin demiş. Biz de başı eğilmez, eli bükülmez insanlar olduğumuzu ispatlıyoruz işte... Öyle derler çünkü bilemezler ki, ONUR, KABA KUV- VETTE DEĞİL KABA KUVVETE KARŞI BAŞ EĞME- MEKTEDİR. Siz çıkacağınız her maçtan önce hakemler ve federasyonlar aleyhine kamuoyunu tahrik edecek demeçler vereceksiniz... Her maçta, maç boyunca seyirciyi daha fazla, daha fazla, daha fazla taşkınlık yapması için şartlandıracaksınız... Her maçtan sonra yalnız sizin aleyhinize yapılmış hataları büyütüp hakemlere ve federasyona saldıracaksınız... Sizin bu eylemlerinizi eleştiren ve protesto etmeye kalkanları ayrıca suçlayacaksınız...