Rotary, iş ve meslek sahiplerinin hizmet kuruluşudur. İZMİR ROTARY KULÜBÜ 2440. Bölge Kuruluş: 9 Ocak 1961 Başkanın Mektubu 17 Mart 2010 Bülten No: 2348 Kulüp Programımız Toplantı No: Toplantı Tarihi: UR Başkanı John Kenny 2440 Bölge Guvernörü Selim YEĞEN 2009-2010 YÖNETİM KURULUMUZ Başkan Haluk İZER Asbaşkan Selçuk SÖZEN Genel Sekreter Fevzi TAVUS Sayman Şeref TUFANYAZICI Geçen Dönem Başkanı Mekin TANKER Toplantı Yeri ve Saati: Konu: Konuşmacı: Geçen Hafta Bu Hafta Gelecek Hafta 2348 2349 2350 16/03/2010 Salı 23/03/2010 Salı 30/03/2010 Salı Crowne Plaza Oteli Crowne Plaza Oteli Deka Digital İş Yeri Ziyareti Alevilik Ertuğrul Doğuç Ufuk Söylemez Başkan Mektubu ANA KOMİTE BAŞKANLARIMIZ Hizmet Projeleri Vildan GÜNDOĞDU Üyelik Komitesi Sabit LİMONCUOĞLU Fon Oluşturma Ceyhun BALCIOĞLU Halkla İlişkiler Aylin AKSU Rotary Vakfı Faik ALSAÇ Kulüp Yönetimi Hakan PEKİN BÜLTEN KOMİTEMİZ Başkan Oktay YEMİŞÇİ Ofis Sekreteri İlknur DELLAL İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ Toplantılar Salı İzmir Crowne Plaza Adres Gazi Bul. Çankaya İş Merkezi No: 90, D: 8/801, 35230 İzmir Telefon (232) 441 81 53 Faks (232) 483 52 42 Internet rotaryizmir@yahoo.com Değerli Rotaryen Dostlarım, Sayın Ertuğrul Doğuç'tan İslamiyet in doğuşundan başlayıp günümüze kadar gelen bir İslam ve Alevilik tarihi dinledik. Hem Ertuğrul Doğuç hem de arada yaptığı nefis katkısı için Murat Çakaloz arkadaşımıza teşekkür ederiz. Önümüzdeki hafta Eski Bakanlarımızdan Sayın Ufuk Söylemez'i ağırlayacağız. Çok önceden planlanmış bir seyahatim nedeniyle gelecek hafta toplantıda bulunamayacağım, mümkün olduğunca yüksek bir katılımla ağırlamak için tüm arkadaşların bu defalık biraz daha çaba göstererek toplantıya katılmalarını rica ediyorum. Rotaryen sevgi ve saygılarımla. Rtn. Haluk İZER 2009-2010 Dönem Başkanı 1
Geçen Toplantımızın Özeti: Ertuğrul Doğuç Özgeçmişi: sizlere sunmaya gayret ediyoruz. Alevilik 1942 Yılında doğdu. İlk ve orta tahsilini Aydın da yaptı. O.D.T.Ü. den Maden Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu (1964). Askerlikten sonra İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadi Enstitüsü nü bitirdi. Mermer ocak işletmeciliği, ihracatı, makinelerinin ithalatını yaptı. Konak Rotary üyeliği, EBSO Yön. Krl. üyeliği, Meclis Bşk. Vekilliği, Ege Maden İhr. Brl. Başkanlığı, Karşıyaka - Konak Bld. Meclis üyeliği görevlerinde bulundu. Ertuğrul Doğuç dostumuzu, son günlerde zaman-zaman ülke gündemini işgal eden bir konuda kendisine has akıcı üslubuyla dinlemek imkanını bulduk. Aşağıda konuşmanın geniş bir özetini Hz. Muhammed in vefatının ertesi günü Hz. Ali nin bulunmadığı bir toplantıda Hz. Ebubekir halife seçildi. Hz. Ali bu seçimi tanımadı ve eşi Hz. Fatma ölene kadar kendisine biat etmedi. Hz. Ali ancak Hz. Ömer ve Hz. Osman dan sonra halife seçildi. Hz. Ali nin halife olmasına önce Hz. Ayşe ve Hz. Peygamber in yakın arkadaşları Talha ve Zübeyr karşı çıktı. Savaştılar (Cemel Vakası), Hz. Ali kazandı. Daha sonra Şam valisi Muaviye karşı çıktı. Savaştılar (Sıffin Savaşı 657), yenişemediler. Daha sonra Hz. Ali bir aşırı dinci tarafından öldürüldü.(661) Bütün bu olaylar bir Ali taraftarı, Ali yi sevenler, hakkının yendiğini düşünenler kitlesi oluşturdu ve bunlara Şia dendi. Hz. Ali nin öldürülmesi üzerine yandaşları oğlu Hz. Hasan ı halife seçtiler fakat Muavine ordusu ile üzerine gelince Hz. Hasan onun lehine halifelikten çekildi. Muaviye nin ölümü üzerine Irak lılar Hz. Ali nin diğer oğlu Hz. Hüseyin i halife yapmak üzere Irak a davet ettiler. Yolda Kerbela denilen yerde Muaviye nin oğlu Yezid asker göndererek Hz. Hüseyin ve ailesini öldürttü.(680) Bu olay Hz. Ali yandaşlarını çok etkiledi ve Şii mezhebinin oluşumundaki duygusal zemini hazırladı. Muaviye ile birlikte halifelik Emevi ailesine geçmişti ve İslam Devleti de Suriye, Mısır, İran ve Horasan ı kapsayacak şekilde genişlemişti. Emeviler Arap asıllı olmayan Müslümanları (mevali) aşağılıyor, vergide de adil davranmıyorlardı. Bu tutum özellikle Horosan da Emevi karşıtlığı, dolayısı ile Ali dostluğu doğurdu ve Şia dini ve siyasi bir güç olarak gelişip kuvvetlendi. Bu grup içinde Horasan yöresinde yaşayan ve Şamanizm den Müslümanlığa geçmiş Türkmenler alıştıkları hoşgörü ve yumuşaklıkla Aleviliği oluştururken, katı mecusilikten İslam a geçen İran lılar katı Şiiliği oluşturdular. Osmanlı ülkesinde Alevilik üç kola ayrıldı. Bektaşilik: Hacı Bektaş ın kurduğu tarikat. Kurucusu, kuralları belli olarak bir tarikat disiplini içinde gelişti. Osmanlı Ordusunun merkez gücü olan Yeniçerilerin tarikatı oldu. Diğer Alevilerle kaynaşmadılar. Çaldıran da Alevi Şah İsmail e karşı savaştılar. Şiilik: On iki imam töresine inanan katı kurallı mezhep. Anadolu da yaygın olamadı. İran ve Güney Irak da yayıldı. Ne Bektaşi Ne Şii Alevilik: Bir kısım halk arasında Kızılbaş diye de bilinen kesimin inanç sistemi. Bu metinde alevi diye bahsedilen bu gruptur. Bu Aleviler Hacı Bektaş dan önce de vardı. Türkler Anadolu ya geldikleri zaman çeşitli inançların karşılıklı saygı ortamı içinde varolduğu zengin ve çok yönlü bir kültür mirası üzerinde yaşamlarını sürdürdüler. İslam la çok uzun geçmişleri olmayan bu kitleler din felsefelerini oluştururken şehirlerde yaşayanlar medreselerin de etkisiyle Sünni İslam a yönelirken, kırsaldakiler yaşam modellerine daha uygun esnek ve hoşgörülü Aleviliğe yöneldiler. Anadolu Aleviliği Sünnilikten, Şiilikten, Şamanizm den, Bektaşilikten etkilenerek şekillendi. Ancak hâkim unsur ve yönetici kadro Sünni olarak kaldı. 1071 Malazgirt savaşından sonra Anadolu ya yayılarak çoğalan Türkmenler Selçukluların çöküşünden sonra muhtelif beylikler kurdular. Timur ile Yıldırım Beyazıt arasında 1402 Ankara savaşında Türkmenlerin Timur u tutması ve daha sonra Osmanlı ile Türkmen beyleri arasındaki devamlı sürtüşme olayın zaten var olan siyasi boyutunu daha da öne çıkardı. 1473 Fatih - Akkoyunlu Uzun Hasan (Otlukbeli Savaşı) bir Osmanlı - Türkmen savaşıdır. Bu yıllarda Azerbaycan da Şeyh Safi Saferi tarikatını kurmuştu 1447 yılında 2
Şeyh Cüneyd in başa geçmesi ile tarikat kuvvetlendi. Cüneyd in ölümünden sonra oğlu Haydar şeyh oldu. Ordu sahibi olacak kadar kuvvetlendi. Haydar on iki kırmızı dilimli bir kavuk giydiği için taraftarları kızılbaş diye anıldı. ( Bu konuda başka söylenceler de vardır) Haydar Akkoyunlu larla yaptığı bir savaşta öldü. Yerine oğlu İsmail geçti. İsmail Anadolu Türkmenlerinin katılımı ile daha da kuvvetlendi. Azerbaycan ı ele geçirip şahlığını ilan etti. Tarikatını yerleştirmek için çok şiddet kullandı. İsfahan yöresinde 30.000 Sünni müslümanı öldürttüğü söylenir. İran ve Irak a da hakim oldu ve doğal olarak batısındaki Osmanlılar ile karşı karşıya geldi. Bu karşıtlıkta Yavuz Selim de Şah İsmail de dini siyasete alet etmenin dört dörtlük bir örneğini verdiler. Bu süreçte Aleviler Anadolu da büyük kıyıma uğradılar.(pir Sultan Abdal dâhil 40.000 kişinin öldürüldüğünden bahsedilmektedir.) Baskı altında kalan Anadolu daki birçok Alevi aşiret Dersim in (Tunceli) uzak dağlık bölgelerine çekildiler. Kıyımdan kurtulmak için Kürt kimliği arkasına saklandılar ve zaman içinde dillerini değiştirip (Zazaca) Kürtleştiler. Bazıları da İran ve İran Safevileri ise zamanla katı İmamiye Şiiliği ne kaydılar. Anadolu Alevileri 1960 sonrasının demokratik ortamı içinde kimliklerini belli etmeğe başladılar. Önceleri örneği olmayan ilk Cemevi 1995 de İzmir Karşıyaka da kuruldu. Birçok dernek, vakıf hatta siyasi parti Alevi kitlesini sahiplenmeye çalıştı. Bektaşilik ile birleşik göstermeye çalışan oldu. Bektaşilerin lideri (dedebaba) halk içinde bilinen şekliyle Aleviliği sahiplenmez. Alevilerin bir lideri yoktur. Dağınık toplulukların dede denen liderleri vardır. Dede ibadeti yönetir, anlaşmazlıklarda hakemlik yapar, ceza verir. Bir kimsenin dede olması için dede soyundan gelmesi şarttır. Dedelerin Hz. Ali soyundan geldiğine inanılır. İbadet gece ve evde yapılmalıdır derler. İbadet sırasında Kuran surelerinin Türkçe mealini kullanırlar. Kıble yönünü önemsemezler. Haccı şart saymazlar. Bekir, Ömer, Osman isimlerini çocuklarına vermezler. Cuma günleri kadın erkek beraber sazlı sözlü bazen içkili(1) semahlı Cem ayini yaparlar. Sarhoşluk hoş görülmez. Tavşan yemezler.(tavşan Hz. Ali nin atını ürkütmüştür) Ramazan orucu yerine Muharrem ayının ilk on iki günü (bazıları sadece onuncu günü) oruç tutarlar. Nikâhlı eş ile ilişkide gusulü şart görmezler. Misafire ikrama çok önem verirler. İkram reddedilirse alınırlar. Düğün, ziyafet vs. gibi törenlerine gelmesini istedikleri kişiye kırmızı mum gönderirler. Bu mumla davet edilip gelmemek çok ayıp sayılır. Demokrat ruhlu, olgun ve iyi ahlaklıdırlar. Sosyal yönleri ve dayanışmaları kuvvetli olduğu için aralarından dilenci çıkmaz. Eşiğe basmazlar. Tahtacılar olarak bilinen bir kolu her sene Kaz dağlarında Sarı Kız Tepesi diye bilinen yeri ziyaret eder ve Şamanizm den etkiler taşıyan bir nevi dini tören yaparlar. Bazıları Hz.Ali nin Allah ın yeryüzündeki görüntüsü olduğuna inanır. Alevi olmak için Alevi bir anne babanın çocuğu olmak gerekir. Bektaşi olmak için bu şart değildir. İsteyen ve layık görülen Bektaşiliğe kabul edilir. Her Bektaşi Alevidir, ancak her Alevi Bektaşi değildir. Din konusunda uzman kişiler Aleviliğin hangi tarife gireceği konusunda fikir birliği içinde değildir. Kimi mezhep der, kimi tarikat der, kimi cemaat der, hatta ayrı bir dindir diyen de vardır. Kendi içlerinde de kimliklerini tanımlamada fikir birliği yoktur. Şiilikte On iki İmam İnancı: Şiilere göre Müslümanların dini önderliği (imam) Allah tarafından tayin edilmiş ilahi bir makamdır. Şiilikte imam masumdur, Tanrı adına konuşur her söylediği yapılmalıdır. Hz. Muhammed vahiy yoluyla aldığı bir emir neticesinde veda haccından dönerken yolda Hz. Ali nin imam olduğunu ilan etmiştir. Ondan sonra gelen imamlar da Hz. Ali soyundan gelen Hasan, Hüseyin, Zeynel Abidin, Muhammed Bakır, Cafer üs Sadık, Musa-ı Kazım, Aliyy ür Rıza, Muhammed Taki, Aliyy ün Naki, Hasan ül Askeri, Muhammed Mehdi dir. Son İmam Mehdi, (bu inanışa göre) ölmemiştir, bir gün ortaya çıkacak, yedi yıl hüküm sürecek, bozulmuş sosyal düzeni düzeltecek, iyilik adalet ve eşitliği sağlayacaktır. Mehdi ortaya çıkana kadar Ayetullahlar ona vekâlet edecektir. Sünniler de Hz. Ali soyundan gelen bu kişilere saygı gösterir, ancak onların Tanrı adına konuştuğunu ve Mehdi nin halen yaşadığını kabul etmezler. Sünnilere göre imam seçimle göreve gelmelidir. Nitekim Hz. Peygamberden sonra gelen dört halife seçimle halife olmuşlardır. 3
Üyelerden Haberler: Geçmiş Dönem Başkanımız Mekin Tanker dostumuzun, küçük bir operasyon geçirmiş olduğunu öğrendik. Sağlık durumunun iyi olduğunu öğrendiğimiz dostumuz şimdi evinde istirahat ediyor, geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Kıdemli üyelerimizden Rtn. Müzdat Yemişçi nin eşi Bülben hanımın yolda yürürken düşüp kolunu kırdığını öğrendik. Bu sebeple bir de ameliyat geçiren Bülben Hanım şimdi evinde istirahat etmekte, ancak sıkıntısı iki ay süreyle devam edeceği anlaşılıyor. müzün genç üyelerinden, Rtn. Ömer Yeşilyurt un, babası A.Kadir Yeşilyurt u kaybettiğini teessürle öğrendik. Merhuma tanrıdan rahmet Yeşilyurt ailesine baş sağlığı diliyoruz. Bölgeden Haberler: U.R. 2440. Bölge 2009-2010 Dönemi 2. Yeni Üye Adaptasyon Kampı (YÜAK) 27/28 Mart 2010 Korumar Hotel / Kuşadası Aşağıda programı verilen kampımıza katılım ücretleri şu şekilde olacaktır: 2 kişilik odada kişibaşı 50 TL. (yeni üyeler adına kulüpleri ödeyeceklerdir) Tek kişilik oda 85 TL. (yeni üye adına kulübü ödeyecektir) Eğer Rotaryen dostumuz eşiyle katılmak isterse kendisi eşi için 60 TL ödeyecek, kulübü Rotaryen üyemiz için 50 TL ödeyecektir-(toplam 110 TL.).(Dilerse kulübü eşinin ücretini de karşılayabilir.) İlave yatak 45 TL İki yetişkin ile aynı odada kalmak kaydıyla 0-6 yaş çocuk ücretsiz, 7-12 yaş çocuk %50 indirimlidir. Yukarıdaki fiyatlara günlük konaklama, açık büfe öğlen yemeği, açık büfe akşam yemeği, toplantı salonunda günde 2 defa kurabiyeli çay kahve molası, toplantı salonu kullanımı ve çıkış günü açık büfe kahvaltı dahildir PROGRAM: 27 Mart 2010 Cumartesi 12:00-13:00 Otele Giriş 13:00-14:00 Yemek 14:15-14:45 Açılış, saygı duruşu, İstiklal Marşı İlhan Günendi / Güzelhisar RK Başkanı Feyzi Mercan / Aydın RK Başkanı Hoş geldiniz. Selim Yeğen / Dönem Guvernörü.Amacımız 14:45-15:30 Gül Kırçıl / Bölge Eğitim Komite Başkanı. Sivil Toplum Örgütleri Bağlamında Rotary 15:30-15:45 ARA 15:45-16:30 GDB Kemal Sulaoğlu nun yolu My Way Uğur Gürel tarafından seslendirilecektir. 16:30-16:45 ARA 16:45-17:30 Faik Tokatlıoğlu / GDG.. Rotary Vakfı 17:30-17:45 Sorular, katkılar, 28 Mart 2010 Pazar 09:30-10:15 Uğur Gürel / Bölge Üyelik Geliştirme Komite Başkanı. Tüzük-içtüzük, yazılı ve olmayan kurallarımız, sorumluluklarımız 10:15-10:30 ARA 10:30-11:15 Aydın Işık / GDG.. Rotary Yaşamım 11.15-11:30 Değerlendirme 4
İnternete Takılanlar: Bu Hafta ÇANAKKALE ZAFERİ (18 Mart) Çanakkale Savaşları, Birinci Dünya Savaşı nın seyrini değiştiren, Türk ün gücünü dünyaya bir daha duyuran, tarihe Çanakkale Geçilmez sözünü yazdıran büyük bir destandır. Birinci Dünya Savaşı nın başlarında İngilizler ve Fransızlar, İtilaf Devletlerinin üçüncüsü olan Ruslara yardım etmek için Çanakkale Boğazı ndan geçip Karadeniz e ulaşmayı planlamışlardı. Amaçlarından biri de İstanbul u ve boğazları ele geçirmek, bu yolla Osmanlı Devleti ni etkisiz hale getirmekti. İngiliz ve Fransızlar bu düşünceyi gerçekleştirmek için kurdukları güçlü donanma ile Çanakkale Boğazı önlerine geldiler. Türk mevzilerini yoğun bir top ateşine tuttuktan sonra boğazı geçmeye çalıştılar (18 Mart 1915). Ne var ki Türk topçusunun düşman gemilerini bulan isabetli atışları ve Nusret Mayın Gemisi nin boğaza yerleştirdiği mayınlar, düşman filosunu geri çekilmek zorunda bıraktı. Bu arada düşman gemilerinden bir çoğu battı, bazıları da kullanılamayacak duruma geldi. Düşman, Çanakkale Boğazı ndan geçemeyeceğini anlayınca, Nisan 1915 te Gelibolu Yarımadası na asker çıkardı. Amaçları, yarımadadaki Türk gücünü yok etmek ve boğazı denetimi altına almaktı. İngiliz, Fransız, Avustralya ve Yeni-Zelanda askerlerinden oluşan 70 bin kişilik bir kuvvet; asker ve silah sayısı bakımından az, fakat kahramanlıkta eşsiz olan askerlerimize saldırdılar. Mustafa Kemal komutasında 19. Kolordu, bu güçlü orduyu Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı nda dize getirdi. Çanakkale nin geçilmez olduğunu anlayan düşman, Gelibolu Yarımadası nı boşaltmak zorunda kaldı (1916). Askerlerimizin, kendilerinden kat kat güçlü düşmana karşı hem karada hem de denizde kazandığı bu zafer karşısında bütün dünya, Hayranlığını dile getirmiştir. Çanakkale Zaferi, her yılın 18 Mart ında bütün yurtta kutlanmakta, başta Mustafa Kemal olmak üzere, tüm komutanları ve 251 bin Mehmetçiğimizi saygıyla anmaktayız. YAŞLILAR HAFTASI (18-24 Mart): Ülkemizde her yıl 18 24 Mart tarihleri arası Yaşlılar Haftası olarak kutlanmaktadır. Her insan için değişik mana ve önem ifade eden yaşlılık, hayatın çok özel bir dönemidir. Yaşlılarımız dün ile bugün arasında köprü kuran, kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan en değerli varlıklarımızdır. Yaşlılık dönemi itibar gerektirmektedir bu aynı zamanda bir minnet borcudur. Yaşlı bireylerin toplumla bütünleşmesi, daha aktif olması ve yaşama bağlı kılınmaları gerekir. Bir ömrün büyük kısmını topluma ve ülkeye hizmetle geçirmiş insanların, yaşlandıkları ve bakıma muhtaç oldukları dönemde ömürlerinin sonuna kadar insan onuruna yakışır bir şekilde bakım talep etme hakları vardır. Ailelerinden ve çocuklarından bu hizmeti çeşitli nedenlerle alamayanlara bu hizmet imkânlar ölçüsünde Devletimiz tarafından verilmektedir. Devleti halka hizmet etme aracı olarak gören hükümetler, bir sınıf ve kesimin değil, bütün vatandaşlarımızın refah ve mutluluğunu sağlayacak sosyal politikalar yürütmeyi, bu bağlamda yoksullar, bakıma muhtaç yaşlılar, çocuklar ve işsizler için özel programlar oluşturmayı, zor durumdaki vatandaşlarımıza, terkedilmiş ve kimsesizlik duygusu yaşatmamayı hedeflemelidir. Ancak devletimizin çalışmaları yaşlılarımızın sorunlarının çözümü ve toplumda hak ettikleri yeri almaları konusunda tek başına yeterli değildir. Toplumda bu bilincin yerleşmesi, bugüne kadar olduğu gibi gönüllü kuruluşlarımızın ve yurttaşlarımızın katkıları ile yaşlılarımıza daha iyi yaşama koşullarını sağlayabiliriz. Yaşlılarımıza ve onların sorunlarına sahip çıkmak insanlık ve yurttaşlık görevimizdir. Bizleri bugünlere ve geleceğe hazırlayan yaşlılarımız için hayatı kolaylaştırmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak devletimizin öncelikli görevleri arasındadır. Unutmayın ki bir gün herkes yaşlanacaktır. Büyük Atatürk ne demiştir Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmağa hakkı yoktur. 5
Devam Bilgileri Mazeret Bildirenler: Aylin Aksu, Erdinç Uygur, Ömer Yeşilyurt, Mutlu Günlerimiz Doğum Günleri: 25 Mart Doğan Akad 26 Mart Suat Günhan 27 Mart Ahmet Erdinç 28 Mart Ömer Büktaş Devam Bütünleyenler: Şener Muter (Bornova RK) Evlilik Yıldönümleri: Diğer Kulüp Programları Güzelyalı Rotary Karşıyaka Rotary Balçova Rotary Bornova Rotary Bostanlı Rotary Çiğli Rotary Göztepe Rotary Agora Rotary Buca Rotary Konak Rotary Kordon Rotary Gaziemir Rotary Alsancak Rotary Dokuz Eylül Rotary Efes Rotary Gündoğdu Rotary Mavişehir Rotary Kordon Otel Kaya Prestij Oteli Mövenpick Otel Bostanlı Vilayet Evi 19:30 08:00 Konak Best Western 08:30 Konak Best Western 19:00 Mövenpick Otel Alyans Kulüp 19:00 Kaya Prestij Oteli 18:30 Karaca Oteli Altınbalık Restaurant 08:00 22 Mart 2010 Pazartesi Dengeli Beslenme 23 Mart 2010 Salı Meslek Hizmet Ödülü 24 Mart 2010 Çarşamba 25 Mart 2010 Perşembe Aslı Kınsız 6