de beraberinde getirdi.



Benzer belgeler
YAZIHAN İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖĞRENCİ TAŞIMA İHALE TAKVİMİ

İhale Şehri :Eskişehir. İş Şehri :Eskişehir. Kurum: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Döner Sermaye İşletmesi Tıp Fakültesi Birimi

ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi :

Kurum: Çevre Ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Eskişehir 3. Bölge Bölge Müdürlüğü

Kurum :Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Sandıklı Vergi Dairesi Müdürlüğü

İşin Adı/Konusu/Cinsi :Jeotermal Gradyan Ve Üretim Kuyusu Açılması İşi Yaptırılacaktır JEOTERMAL GRADYAN VE ÜRETİM KUYUSU AÇILMASI İŞİ YAPTIRILACAKTIR

AKARYAKIT SATIN ALINACAKTIR

İşin Adı/Konusu/Cinsi: Er Yemekhanesi Islak Hacimlerin Onarımı Yaptırılacaktır

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı

ÖZEL İDARESİ DESTEK HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ

YAZIHAN İLÇESİ İLKÖĞRETİM EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖĞRENCİ TAŞIMA İHALE TAKVİMİ

b) Yapılacağı yer : ANKARA : Sözleşmenin imzalandığı tarihinden itibaren 3 c) İşe başlama tarihi

a) Adresi : CUMHURİYET MAH. KARAAĞAÇ CAD. NO:5 GÖLBAŞI BELEDİYESİ HİZMET BİNASI

PERSONEL HİZMETİ ALINACAKTIR EDİRNE BELEDİYESİ MALİ HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ SATINALMA BİRİMİ

Kurum: Çevre Ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Eskişehir 3. Bölge Bölge Müdürlüğü

ARAZİ HAZIRLIĞI HİZMETİ ALINACAKTIR ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ANKARA ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ

TEKİRDAĞ ÇORLU HV. TEL ÖRGÜ, ACİL ÇIKIŞ YOLU, ÇEVRE GÜVENLİK YOLU AYDINLATMASININ YAPILMASI DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ GENEL MDÜRLÜĞÜ (DHMİ)

Denizli İli Güney İlçesi Yeni Mahallesi 118 Adet Konut ve 1 Adet Büfe İnşaatı İle Altyapı ve Çevre

a) Adresi : E.S.K.İ. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ORHANGAZİ MAHALLESİ ÖMÜR MEVKİİ ARITMA TESİSLERİ - ESKİŞEHİR

SULTANGAZİ İLÇESİ DAHİLİNDE KULLANILMAK ÜZERE MUHTELİF BİTKİ ALIM İŞİ SULTANGAZİ BELEDİYESİ PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ

KONUT VE BÜFE İNŞAATI İLE ALTYAPI VE ÇEVRE DÜZENLEMESİ İŞİ YAPTIRILACAKTIR T.C. BAŞBAKANLIK TOPLU KONUT İDARESİ BAŞKANLIĞI- TOKİ

3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Sümer Mah.1327.Sok.No:28 Merkez/Karaman b) Tarihi ve saati : :00

DAĞITIM Gereği : Bilgi :

ARAÇ KİRALAMA HİZMETİ ALINACAKTIR ONİKİŞUBAT BELEDİYESİ FEN İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ. KAMYON, KAMYONET ve TIR KİRALANMASI HİZMET ALIM İŞİ hizmet alımı 4734

İşin Adı/Konusu/Cinsi :Sokak Hayvanlarının Toplanması Ve Veterinerlik Hizmeti Alınacaktır

İşin Adı/Konusu/Cinsi :Cadde Ve Sokak Düzenlleme Malzemesi Satın Alınacaktır

DIŞ LASTİK SATIN ALINACAKTIR TÜRKİYE PETROLLERİ ANONİM ORTAKLIĞI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ(TPAO) MAKİNE_İKMAL VE İNŞAAT DAİRE BAŞKANLIĞI

İHALE İLANI hy56khg@hotmail.com. HATAY/Reyhanlı

T.0 IZMIR GAZIEMIR BELEDIYE BASKANLIĞI Destek Hizmetleri Müdürlüğe hale Birimi IZMIR TICARET ODASINA

AG-YG(OG) ELEKTRİK DAĞITIM ŞEBEKELERİ VE YG(OG) DAĞITIM HATLARI ARIZA ONARIM VE BAKIM HİZMETİ ALINACAKTIR

ERZURUM SU KANAL İDARESİ DESTEK HİZMETLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

TOPRA SANAT YAPILARI VE BSK'LI ÜSTYAPI İŞİ YAPTIRILACAKTIR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ-5.BÖLGE MERSİN DİĞER ÖZEL BÜTÇELİ KURULUŞLAR KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

:

PROJE HİZMETİ ALINACAKTIR

EDİRNE BELEDİYESİ BİRİMLERİNDE KULLANILMAK ÜZERE AKARYAKIT EDİRNE BELEDİYESİ FEN İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ

Kurum :Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Satınalma Dairesi Başkanlığı

BİNA İNŞAATI YAPTIRILACAKTIR İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

Kurum: Sağlık Bakanlığı Müsteşarlık Bolu Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Hastanesi

Kurum :Abant İzzet Baysal Üniversitesi İdari Ve Mali İşler Daire Başkanlığı. ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı

:

BEYOĞLU ŞİŞHANE MEYDANI VE ÇEVRESİ DÜZENLEME İNŞAATI YAPIM İŞİ

:

:

a) Adresi : Alemdar Mahallesi, Ankara Caddesi, Hükümet Konağı Sokak, No: Cağaloğlu Fatih/İSTANBUL :

Süre ve Yaklaşık Maliyet Bilgileri

a) Adresi : G.M.K Bulvarı TOROSLAR/MERSİN :

Kurum :Abant İzzet Baysal Üniversitesi İdari Ve Mali İşler Daire Başkanlığı. ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı

HAVA YER TELSİZ CİHAZLARI SATIN ALINACAKTIR DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (DHMİ)

YAZILIM VE DESTEK HİZMETİ ALINACAKTIR DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (DHMİ)

TEDAŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM VE KREŞ HİZMETİ ALINACAKTIR

İşin Adı/Konusu/Cinsi :Fabrikamız Dahilinde Malzeme Hazırlanması Ve Etütlerinin Yaptırılması Hizmeti Alınacaktır

:

:

Kurum :Abant İzzet Baysal Üniversitesi İdari Ve Mali İşler Daire Başkanlığı. ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı

4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Atıksu Arıtma Tesisleri uygulama projeleri veya rehabilitasyon projeleri hazırlanması

3 - İhaleye ilişkin bilgiler ile ihale ve son teklif verme tarih ve saati

Süre ve Yakla k Maliyet Bilgileri

BORNOVA EVKA-3 ÖĞRENCİ YURDU UYGULAMA PROJELERİ YAPTIRILMASI İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

ĐLAÇ VE SERUM SATIN ALINACAKTIR Gönen Devlet Hastanesi Baştabipliği : Đlaç ve Serum alımı 4734 sayılı Kamu Đhale Kanununun 19 uncu maddesine göre

SÜREYYAPAŞA GÖĞÜS HASTALIKLARI VE GÖĞÜS CERRAHİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİNE

İZMİR KONAK BELEDİYE BAŞKANLIĞI FEN İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ

EĞİTİMDE FATİH PROJESİ KAPSAMINDA 700

EĞİTİMDE FATİH PROJESİ KAPSAMINDA ENGELSİZ EBA EĞİTİM İÇERİĞİ ÖZEL EĞİTİME GEREKSİNİM DUYAN ÇOCUKLAR İÇİN

Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. BOĞAZİÇİ ELEKTRİK DAĞITIM AŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

a) Adresi : ATATÜRK BULVARI NO: KAVAKLIDERE ÇANKAYA/ANKARA

İLAN İSTANBUL DEFTERDARLIĞI AVRUPA YAKASI MİLLİ EMLAK DAİRESİ BAŞKANLIĞI. :

:

:

EĞİTİMDE FATİH PROJESİ KAPSAMINDA ŞUBAT 2016 TARİHLERİ ARASINDA DÜZENLENECEK OLAN KARADENİZ 2

MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI NDAN İLAN

YEMEK HİZMETİ ALINACAKTIR SARIGÖL İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ- MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI MÜSTEŞARLIK

T.C. Köylere Hizmet Götürme Birliği. /*- rz S /7

:

VANGÖLÜ ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. İHALE İLANI

VANGÖLÜ ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. İHALE İLANI

VANGÖLÜ ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. İHALE İLANI

İHALE İLANI T.C. SİVAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI. Yapı Kontrol Müdürlüğü

İHALE İLANI TÜRKİYE PETROLLERİ ANONİM ORTAKLIĞI BATMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ

VANGÖLÜ ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. İHALE İLANI

İHALE İLANI KARA ALANLARINDA AÇILACAK KUYULARDA LOG HİZMET ALIMI YAPILACAKTIR.

VANGÖLÜ ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. İHALE İLANI

VANGÖLÜ ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. İHALE İLANI

VANGÖLÜ ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. İHALE İLANI

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

VANGÖLÜ ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. İHALE İLANI

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ TEKİRDAĞ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜNDEN TA Ş I M A Y A P T I R I L A C A K T I R

:

VANGÖLÜ ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. İHALE İLANI

VANGÖLÜ ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. İHALE İLANI

VANGÖLÜ ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. İHALE İLANI

1-Đdarenin a) Adresi : Hoşnudiye Mh.Şahin Cd.No:84 ESKĐŞEHĐR. b) Telefon ve faks numarası :

VANGÖLÜ ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. İHALE İLANI

İÇİN TEMİN EDİLECEK HİZMET ALIMI İHALESİ İLANI (İKN:2015/75040)

08 HAZİRAN 2015 Sayı 2869

: 2- Ön yeterlik konusu danışmanlık hizmetinin

TIBBİ MALZEME SATIN ALINACAKTIR UYGULAMA VE ARAŞTIRMA HASTANESİ YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

İHALE İLANI T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı

BAKIM ONARIM HİZMETİ ALINACAKTIR ELEKTRİK ÜRETİM A.S GENEL MÜDÜRLÜĞÜf EÜAS^ ÖZELLEŞTİRME VE SANTRALLER TA K İP DAİRE BAŞKANLIĞI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

VANGÖLÜ ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. YENİLENEN İHALE İLANI

Transkript:

Kuşadası ndaki en iyi manzaraya sahip Kese Dağı, hem atıl vaziyette hem de çevresi gecekondulaşmış durumda Yıllardır Kuşadası na her gelen yetkilinin, Kuşadası nın en önemli yerlerinden Kese Dağı nı turizme açacağız demesine rağmen bunu gerçekleştirmemesi, bol keseden attılar, yorumunu da beraberinde getirdi. Şimdi, Kaymakam Muammer Aksoy, gereğini yapma noktasında kolları sıvadı Milyonlarca turistin uğrak yeri olan Aydın da bulunan Kese Dağı, atıl durumda. Müthiş manzarası ile herkesi büyüleyen bu dağın hala neden turizme uygun hale getirilip hizmete sunulmadığı ise merak konusu KESE DAĞI NIN GİRİŞİ BERBAT DURUMDA Turistlerin ısrarla çıkmak istediği ancak hem yol hem de bu dağın berbat durumda olması nedeniyle çıkamadığı ve müthiş bir manzaradan mahrum kaldığı bu dağ için kaymakamlık tarafından şimdilerde bir proje hazırlanıyor. Fakat bu süreçte, Kese Dağına çıkmak için girişine kadar giden turistler, iğrenç bir tabloyla karşılaşıyor ve içeri girmeden geri dönüyor. TURİSTLER KAÇIYOR Böylesine önemli bir noktanın hala turizme açılmamış ve yollarının berbat, peyzajının ise itici olması nedeniyle turistlerin kaçıyor olması tepkileri de beraberinde getirdi. Daha önce manşetten verdiğimiz, Atatürk heykelinin berbat durumda olması, haberinde; heykelin bulunduğu yer de bu Kese Dağı. Dağa hiçbir yatırım yapılmamış ve bu dağ adeta unutulmuş bölge ilan edilmiş.»7 de www.sondakikagazetesi.com 1 Eylül 2014 Pazartesi Denizli hakkını alacak İzmir Büyükşehir Belediyesi, birbirinden renkli sanat etkinlikleriyle sonbahar gecelerine de hareket getirecek. devamı 9 da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne bağlı İzmir'deki oda ve borsaların Ortak Yönetim Kurulu Toplantısı'nda konuşan Olgun, "Vergi rekortmeni vasıflı eleman bulamıyor. Meslek bilen yok" dedi Bornova da üniversite öğrencilerinin esnaftan indirimli alışveriş yapmasını sağlayacak Dost Kart uygulaması başladı. Bornova Belediyesi, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Ege Üniversitesi, Yaşar Üniversitesi ve Şifa Üniversitesi nin işbirliğiyle başlatılan projenin protokolü imzalandı Bugünden itibaren Büyükpark içindeki Gençlik Merkezi nde üniversite öğrencilerinin başvuruları kabul edilecek

SAYFA 02 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 1 Eylül 2014 Pazartesi Aspendos Antik Tiyatrosu bakımdan geçirildi İnternet, ansiklopedileri geri dönüşüme YOLLADI İnternetin hızla yaygınlaşması ve el yazmalarının bile çoğunun dijital ortama aktarılması süreci, basılmış eserlere ihtiyacı azalttı. Bu nedenle pek çok kişi, zamanında evinin baş köşesinde yer açtığı ansiklopediler ve benzer kaynak kitaplarıyla vedalaşıyor. Konya Yazma Eserler Bölge Müdürü Bekir Şahin, yaptığı açıklamada, internetteki bilgilerin doğruluğu ve güvenilirliği konusunda halen soru işaretlerinin bulunduğunu söyledi. Bilgilerin mutlaka süzgeçten geçirilerek incelenmesi gerektiğini ifade eden Şahin, "Bilgiye ulaşmak şimdi daha kolay. Osmanlı arşivleri bile dünyanın değişik ülkelerinde ve ülkemizde dijitalleştirildi. Yazma Eserler Kurumu Başkanlığına bağlı 22 kütüphanede bütün yazma eserler, hatta nadir matbu eserler, eski gazeteler, arşiv belgeleri dijital hale geldi. Bunlar araştırmacılar için büyük kolaylıklar. Bu kolaylıkların yanında o yolun engelleri de var. İnternetin yaygınlaşması iyi yönde kullanılırsa hiç de olumsuz karşılanacak bir şey değil. Yeter ki biz bunu okumasını, yazmasını, kullanmasını bilelim" dedi. Basılı eserlerin eskiden olduğundan daha az önemli hale geldiğini ancak geri dönüşün yaşanabileceğini vurgulayan Şahin, "Artık teknik, teknoloji insanları sıkmaya başladı. İnsanlar eskiye özlem duyarak eskiye yolculuğa başlayacak gibi. Bu da işin bir başka boyutu" dedi. El yazması eserlerin zenginlerin evlerini süslemeye başladığına dikkati çeken Şahin, şunları kaydetti: "El yazmaları ve bazı basılı eserler, okumaktan ziyade aksesuar olarak veya koleksiyonlarda bulundurmak için büyük meblağlar ödenerek alınmaya başlandı. O kitaplar yazıldıkları zamanda da büyük meblağlar ödeniyordu ancak okumak amaçlı alınıyorlardı. Dünyanın gerçekleriyle her zaman yüz yüzeyiz. Dünyanın gerçeği tekniği, teknolojisi, her ne ise ona biz özümüzden, kültürümüzden, inancımızdan taviz vermeden o yolda devam etmeliyiz ve geri durmamalıyız." "Kitaplar tozu çok çeker" diye Tercih Kitapevi sahibi Mustafa Yeşilyurt ise internet ve beraberinde gelen dijital teknolojinin kitaba olan ilgiyi azalttığını dile getirerek, "Raflar boşaltılıyor, ansiklopedileri bize getirmeye başladılar. Biz de kitapları alarak geri dönüşüme tabi tutuyoruz. Özellikle kitaplar tozu çok çeker ve hanımlar kitabı bu nedenle istemeyebilir. Biz satabileceğimiz kitaplar varsa bunları değerlendiriyoruz, diğerlerini geri dönüşüm için alıyoruz. Geri dönüşüm için ansiklopediler de dahil olmak üzere en çok hazırlık kitapları geliyor. İnternet gelince her bilgiyi bulmak kolaylaştı ancak internetteki her bilgi doğru değil. Bunu da not düşmek gerekir" diye konuştu. Yaptıkları işin çok getirisi olmadığını anlatan Yeşilyurt, "İki sene önceki müşteri potansiyelimiz dahi şimdi yok. İki senedir ancak kendimizi geçindirebiliyoruz. Eskiden bir kitabı sipariş verdiğinizde gelmesi bir ay sürerdi, şimdi okul sezonunda bile en fazla 15 günde iş bitiyor" dedi. (AA) Antalya'nın Serik ilçesi sınırlarındaki 2 bin yıllık Aspendos Antik Tiyatrosu, kapsamlı bir bakımdan geçirilerek, yeniden sanatsal faaliyetlere açıldı "Kara Tren"in son makinisti Osmanlı imparatorluğu döneminde Anadolu topraklarının tanıştığı, genç cumhuriyetin gelişiminde rol üstlenen, uğruna türküler yazılan, gelişen teknolojiyle y- erini yeni nesil lokomotiflere bırakarak artık müzelerde ziyaretçilerini ağırlayan buharlı lokomotif, arada bir de olsa raylarla tekrar buluşup, son makinisti Naci Akdağ'ın idaresinde nostaljiyi yaşatıyor Seferleri 1978'den sonra azalmaya başlayan ve 1990 sonrası tamamı raylardan uzaklaşarak bir kısmı hurdaya bazıları da müzelere çekilen buharlı lokomotiflerden, hali hazırda kullanılabilir durumdaki sonuncusu Uşak'ta bulunuyor. Çoğunlukla "buharlı lokomotifleri" tanımak isteyen ziyaretçileri ağırlayan bu lokomotif, belgesel, dizi, film ve reklam çekimleri için zaman zaman bulunduğu yerden, ayrı kaldığı raylar üzerine indiriliyor. Türkiye'de çalışan son "kara trenin" son makinisti ise 32 yıldır baba mesleğini sürdüren 58 yaşındaki Naci Akdağ. Belgesel çekimi için İzmir'den Uşak'a gelen "kara trenin" makinisti Akdağ, yaptığı açıklamada, Türkiye'de buharlı lokomotif kullanabilen iki makinistin daha bulunduğunu, kara trenin dizi, belgesel, reklam çekimleri için raylara indirildiğinde genelde kendisinin bu görevi üstlendiğini bildirdi. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Aspendos Antik Tiyatrosu, bakımdan geçirildi. Çalışmaların büyük bölümünün sona erdiği tiyatroda son rötuşlar yapılıyor. Aspendos Kazı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Veli Köse, yaptığı açıklamada, 2 bin yıllık antik tiyatronun kapsamlı bakımdan geçirildiğini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığınca ihale edilen projede çalışmalara Mayıs 2013'te başlandığını i- fade eden Köse, restorasyon çalışmaları kapsamında yapının genel bir bakımdan geçirildiğini belirtti. Basamakların elden geçirilerek, kırık ve tahrip olmuş parçaların yenilendiğini anlatan Köse, özellikle kış aylarında tiyatronun bazı bölümlerinin sular altında kalmasına neden olan sorunun da çözüldüğünü açıkladı. Tiyatronun üst kısmında yer alan galerilerdeki yalıtım sorununun giderildiğini ve antik tiyatronun çevresindeki su drenaj kanallarının yeniden yapıldığını kaydeden Köse, sahne zemininin de iyileştirildiğini anlattı. Köse, tiyatronun iç ve dış cepheleri ile kulelerinin de kapsamlı bakımdan geçirildiğine işaret ederek, güvenlik ve aydınlatma çalışmalarının da tamamlanmak üzere olduğunu aktardı. Çalışmaların Antalya Rölöve Anıtlar Bölge Müdürlüğünün kontrolünde gerçekleştirildiğini vurgulayan Köse, tiyatronun tepeye yaslanmış şekilde inşa edilmesi nedeniyle kapanan su kanallarında biriken suların yapıya zarar vermesinin önüne geçildiğini dile getirdi. Aspendos Antik Tiyatrosu'nun ayakta kalmış ve korunmuş antik yapılardan olduğunu hatırlatan Köse, bu özelliğiyle dünya genelinde ilgi odağı olduğunu bildirdi. Tarihi yapının günümüze kadar sağlam kalmasını Selçuklulara borçlu olduğunu i- fade eden Köse, tiyatronun Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat döneminde saray olarak kullanıldığına değindi. Köse, tiyatronun Selçuklular döneminde de tadilattan geçirildiğini belirtti. (AA) Makinist babanın oğlu Babasının da buharlı lokomotif makinisti olduğunu, çocukluğunda babasının görevi gereği bulun-duğu istasyonlarda lokomotiflerin geçişini hayranlıkla izlediğini ve kısa mesafelerde babasıyla yolculuklara katıldığını belirten Akdağ, "İlkokul çağlarımda bile onlara yardım ederdim, kömür atardım. İdealimdeki tek meslekte buydu. Babam çok zorladı, 'Oğlum başka iş yok mu' diye ama benim tek yapacağım iş makinistlikti ve idealimdeki baba mesleğine u- laştım" dedi. Buharlı lokomotifleri kullanmanın ayrı bir keyif olduğunu bildiren Naci Akdağ, servise hazırlamanın ise diğer trenlerden zor olmadığını, lokomotifin hareketi öncesi soğuktan sıcak hale gelmesi için de en az 6 saate ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Buharlı lokomotifin hareket etmesi için insan gücüne i- htiyaç duyulduğunu hatırlatan Akdağ, şöyle konuştu: "Şu an buharlı lokomotifte görev alacak personelin yok denecek kadar az. Bu açığı kapatmak için 12 gönüllü arkadaş seçtik ve eğitim veriyoruz. Ayrıca altı farklı tipte daha buharlı lokomotifin yapılacağını duyduk, bu bizim için sevindirici oldu. Dünya mirası dediğimiz şu makineler çalışsın istiyorum ki çocuklarımız, torunlarımız bunları sadece siyah beyaz filmlerde izlemesin, teknolojinin nereye geldiğini görülsünler." "Teknoloji var ama eskinin tadı yok" Buharlı lokomotiflerden kopamadığını, görev olması durumunda son teknolojide üretilmiş lokomotiflerden inip buharlı lokomotifte çalışmaya koştuğunu ifade eden Naci Akdağ, "Eskiden trende çayımızı asker matarasında yapardık, yemeği hanım güvece doldururdu biz de buharın sıcağında pişirirdik. Tüm bunların zevki ayrıydı. Şimdi lokomotiflerde hazır ısıtma kitleri, çay demlere setleri, mikro dalga, buzdolabı, klima var. Ama e- skinin tadı yok" diye konuştu. (AA) 257 YILLIK RAMi Kışlası, restore edilecek Kültür ve Turizm Bakanlığı, Eyüp'teki 257 yıllık Rami Kışlası'nı restore ettirecek. Bakanlıktan alınan bilgiye göre, Sultan III. Mustafa döneminde inşa edilen Rami Kışlası, Sultan II. Mahmud zamanında, 1828-29 yıllarında yenilenip büyütüldü. Kırım Savaşı sırasında Abdülmecid'in karargahı olarak kullanılan kışla, son şeklini II. Abdülhamid döneminde aldı. Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren orduya hizmet veren Rami Kışlası, 1960'lı yıllarda askeri işlevini tamamladı ve daha sonra Eyüp Belediye Meclisi tarafından geçici olarak kuru gıda toptancılarına tahsis edildi. Rami Kışlası, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 14 Ekim 1972 tarihli kararı ile taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edildi. Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın talimatıyla Bizans zamanında sanayi ve ticaretin merkezi haline gelen Haliç'in Eminönü-Unkapanı kıyılarındaki bulunan tüccarların gıda depoları, trafik sıkışıklığı, gürültü ve kirlilik yaratması nedeniyle 1986'da kışlanın bir bölümüne taşındı. Kışlaya geçici olarak taşınan ve şu anda 1500 dükkana ulaşan kuru gıda esnafı, 28 yıldır burada hizmet veriyor. Ancak esnaf, 2-3 yıl içerisinde yeni yerlerine taşınacak. Bir bölümünde de mahalleli gençlerin spor faaliyetlerini yapabildiği halı saha ve parklar bulunduğu kışlanın, etrafı çöplerle dolu surlarına sprey boyalarla yazı yazılmış durumda. Dikdörtgen biçiminde avlusu bulunan yaklaşık 220 bin metrekare alan içerisinde yer alan Rami Kışlası, 8 ana kol ile birlikte farklı yerlerde bulunan 5 bloktan oluşuyor. Yığma kagir sistemde inşa edilen Rami Kışlası'na, çeşitli dönemlerde gerçekleştirilen onarımlar sonucunda birçok ilaveler yapıldığı tespit edildi. Rami Kışlası'nın restore edilmesi sonucunda günümüze kadar ayakta kalabilen özgün duvarlar ile döşemeleri sağlamlaştırılacak, özgün olmayan ve yerinde bulunmayan kısımlar ise yeniden inşa edilecek. Yapının restorasyon ve büyük bir ölçüde rekonstrüksiyonu düşünülürken, ortaya çıkan mekanların kütüphane, laboratuvar ve idari bina olarak değerlendirilmesi planlanıyor. Bu çerçevede, Rami Kışlası'nın restorasyonuna yönelik yapılan ihale kapsamında ilk etapta 2-3-4-5 numaralı ana kolların restorasyonu gerçekleştirilecek. (AA) Yıl: 4 Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilcisi 05326601776. Sayı: 1026. 1 Eylül 2014 Pazartesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

SAYFA 3 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ 117 Eylül Şubat 2014 2013 Pazartesi Perşembe Yıldız Sarayı 1926'da Sultan İkinci Abdülhamid Han ın 30 yıl hilafet merkezi olarak kullandığı Yıldız Sarayı nın 1926 da yıllığı 30 bin liradan 30 seneliğine bir İtalyan kumarhane ve gazino işletmecisine kiralandığını ortaya çıktı. gazino ve kumarhane yapılmış Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi, Eylül sayısında Yıldız Sarayı nın gazino ve kumarhane yapılmasını ele aldı. Tarihçi yazar Ömer Faruk Yılmaz tarafından belgelenen olay, Yıldız Sarayı 1926'da Gazino ve Kumarhane Yapıldı bağlığıyla kapak yapıldı. Yazıda, Dolmabahçe Sarayı o- larak kullanılan hükümet merkezinin, Sultan Abdülhamid Han devrinde Yıldız Sarayı na taşındığı ve 1909 yılında tahtan indirilinceye kadar buradan ülkeyi idare ettiği bilgisine yer verildi. Dergide yer alan bilgilere göre; Abdülhamid Han, 34 yaşında padişah olduğunda ilk aylarını Dolmabahçe Sarayı nda geçirdi, daha sonra Yıldız Sarayı na taşındı. İttihat ve Terakki nin Osmanlı Devleti ni etkilemeye başlamasından itibaren devlet idaresi ve otoritesi zayıfladı. Yıldız Sarayı, İkinci Abdülhamid Han ın bir komplo ile tahttan indirilmesine kadar her zaman en hareketli bir yer oldu. Tahttan indirildiğini bildiren o meşhur heyet bu saraya geldi, Küçük Mabeyn Dairesi nde padişaha hal ini bildirdi. Padişah ve ailesi bir gece ansızın yine bu saraydan Selanik e gönderildi. Yıldız Sarayı daha sonra gelen padişahlar tarafından da zaman zaman kullanıldı. Anadolu ya gidecek olan heyete son talimatı Sultan Vahidüddin yine burada verdi. YILDIZ SARAYI'NIN KARA GÜNLERİ Abdülhamid Han ın hal inden sonra Yıldız Sarayı, müthiş bir yağmaya uğradı, saray teşkilâtı da dağıtıldı. Cumhuriyet devrinde, o zamana kadar Mekteb-i Harbiye ile beraber İstanbul Harbiye de olan Mekteb-i Erkân-ı Harbiye de Yıldız Sarayı na taşındı. Sarayın büyükçe bir kısmı, Harp Akademileri dediğimiz bu en yüksek askerî okula tahsis edildi. NASIL KUMARHANE YAPILDI? Sarayların ve bilhassa Yıldız Sarayı nın eşyalarının satılması, binalarının satılması veya kiralanması meselesi ilk defa 27 Temmuz 1924 tarihinde gündeme geldi ve Türkiye Cumhuriyeti Başvekaleti nin 27/07/1340 (27 Temmuz 1924) tarih ve 733 numaralı yazısıyla, Yıldız Sarayı nın bahçesiyle buna bağlı diğer bahçelerin halkın hizmetine tahsis edilmek üzere İstanbul Şehremaneti ne verilmesi kararlaştırıldı. Yıldız Sarayı nın uğradığı akıbetin en kötüsü 28 Haziran 1925 tarihinde yaşandı. Bu tarihteki tahsiste, saray binaları, park ve bahçeleri, eğlence ve oyun salonları yapılmak üzere İstanbul Belediyesi ne verildi. İstanbul Belediyesi, 9 maddelik kira sözleşmesine 13 Ağustos 1925 tarihinde son şeklini vermiş. Sözleşmenin birinci maddesi şöyleydi: Yıldız bahçelerinde oyun, dans ve gazino gibi müesseseler vücuda getirmek ve işletmek hakkı münhasıran kendilerine ait olmak üzere en müsait şart dermeyan eden talip -tabiiyet farkı gözetilmeksizin tercih edilir. Yani hangi milletten veya ülkeden olursa olsun, parayı çok veren ve şartları yerine getiren herkese kiralanacaktı. SARAY MÜDÜRÜNÜN YABANCI OLMASI ŞARTI KONULMUŞ Mukavelenin dördüncü maddesinde ise sarayın kullanımı sırasında, otel ve gazinolarında çalışacak olan memur ve hizmetkârların da Türk olması, ama genel müdürün yabancı olması müsaadeli olarak şart koşulmuştur. Nihayet uzun görüşmeler ve pazarlıklardan sonra Sultan İkinci Abdülhamid Han ın 30 sene hilâfet ve saltanat merkezi olarak devleti idare ettiği Yıldız Sarayı ve müştemilatı 8 Ağustos 1926 yılında gazino, eğlence yeri ve kumarhane yapılmak üzere Mario Serra adında bir İ- talyan a verildi. ZENGİN GİREN SEFİL ÇIKIYOR Yıldız Sarayı gazino ve kumarhane olarak işletilirken halkın tepkisini çekmeye başladı ve bu durum karşısında bazı milletvekilleri TBMM ye soru önergesi verdi. 27 Kasım 1926 tarihinde Sinop Mebusu Recep Zühdi Bey in İçişleri Bakanlığı na şifahi olarak verdiği soru önergesinde (sual takririnde) Yıldız kumarhanesinin kamuoyu üzerindeki zararlı tesirlerini gidermek için hükümetçe ne gibi tedbirler alındığı soruldu. Bu takrirden anlaşıldığı kadarıyla, Yıldız Sarayı Kumarhanesi, sadece İstanbul halkını değil, Anadolu tüccarını da perişan hale getiriyor, cebinde parası olanı sefil halde bırakıyordu. İŞTE SİNOP MEBUSU ZÜHDİ BEY'İN FERYADI Zühdi Bey in sual takriri şöyleydi: Türkiye Büyük Millet Meclisi Riyaseti Riyaset-i Celileye. Yıldız Kumarhanesi, Türkiye sermayesi ve iktisadiyâtı için korkunç bir afet ve bir girdap halini almıştır. Bu müessesenin sureti teşekkül ve teessüsü etrafında dönen rivayetler ve tezvirat da bu muzır ocağın bir an evvel söndürülmesi için hükümetin derhal harekete geçmesini mucibdir. Bir seneyi geçmeden İstanbul da bir tek şen ocak kalmayacaktır. Anadolu dan İstanbul a giden bazı müstahsiller de bir senelik istihsalâtının hâsılasını buraya yatırıp işlerinin başına sefil perişan dönüyorlar. Binaen aleyh mevcud kanunlarla da teâruz eden bu müesseseye karşı düşündüğü âcil t- edbirin neden ibaret olduğunun şifahen izahını Dahiliye vekili beyefendiden rica ederim. 25 Teşrin-i sani 1926. Sinop Mebusu Receb Zühdi (CİHAN) Üniversite KAYDINA hazırlanıyordu, hayatını kaybetti Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde arkadaşları ile dolaşırken aniden fenalaşan 19 yaşındaki genç yaşamını yitirdi. Üniversite kaydı sebebiyle Edirne'ye gitmek için gün sayan gencin ölümü aile fertlerini gözyaşlarına boğdu Olay, saat 23.30 sıralarında, ilçeye bağlı Bağlık mahallesi Zirve kent sitesinde meydana geldi. İddiaya göre, akşam saatlerinde 2 arkadaşı ile birlikte mahallede dolaşan 19 yaşındaki Mertcan Yılmaz, arkadaşları ile birlikte koşmaya başladığında aniden rahatsızlanarak yere yığıldı. Arkadaşlarının sağlık ekiplerine haber vermesi ile kısa sürede o- lay yerine gelen özel hastane ambulansı, Mertcan Yılmaz'ın kalbinin durması üzerine kalp masajı yaptı. Yeniden hayata döndürülen Mertcan, kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Acı haber alan aile fertleri hastaneye akın etti. Mertcan Yılmaz'ın cenazesi kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Ankara Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. İHALE İPTAL İLANI ELEKTRİK MOTORLU TAŞINABİLİR DALGIÇ POMPA SATIN ALINACAKTIR İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SATINALMA DAİRE BAŞKANLIĞI MAL ALIMLARI ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ELEKTRİK MOTORLU TAŞINABİLİR DALGIÇ POMPA SATIN ALINACAKTIR ihalesi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 16 ncı maddesine göre iptal edilmiştir. İhale Kayıt Numarası : 2014/95152 1- İdarenin a) Adresi : CUMHURIYET BULVARI No:1 K:4 35250 KONAK/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : 2322931391-2322934246 c) Elektronik posta adresi : satinalma@izmir.bel.tr 2- İptal edilen ihalenin ilanının yayımlandığı a) Kamu İhale Bülteninin : 15.08.2014-2665 tarih ve sayısı b) Gazetenin adı ve tarihi : SONDAKİKA - 15.08.2014 (yayımlanmış ise) : 3- İhale İptal Tarihi : 28.08.2014 4- İptal nedeni veya nedenleri 2014/95152 İhale Kayıt Numarasıyla 29.08.2014 tarihinde saat 10:00'da yapılacak olan İtfaiye Yangın ve Acil Müdahale Şube Müdürlüğü'ne "Elektrik Motorlu Taşınabilir Dalgıç Pompa" Alımında teknik şartnamenin 2.5 maddesinde motor gücü en az 0,75 KW olduğu, 3.3 maddesinde ise motor gücünün en az 1,4 KW olarak yazıldığı tespit edilerek teknik şartnamenin hatalı olduğu görülmüş ve zeyilname için yeterli süre olmadığından İhale Yetkilisi tarafından 27.08.2014 tarihinde iptal edilmiştir. Sondakika: 1/9 Basın: 9519 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr de Genç yaşta hayatını kaybeden Mertcan Yılmaz'ın kalp rahatsızlığı olduğu öğrenildi. Mertcan Yılmaz'ın yarın Trakya üniversitesi İşletme bölümüne kayıt yaptırmak üzere ailesi ile birlikte Edirne'ye gitmek için hazırlık yaptığı öğrenildi. (CİHAN) Defineci kazdığı toprağın altında kalarak can verdi Şile'de 7 kişi, define aramak için ormanlık bir alanda kazı yapmaya başladı. Bu sırada kazdıkları toprağın göçmesi sonucu altında kalan bir kişi, feci şekilde can verdi. Alınan bilgi göre olay; dün gece Büyükbucaklı Köyü yakınlarındaki turistik Kadırga Koyu yakınında ormanlık bir alanda saat 02.00 sıralarında meydana geldi. Define aramaya gelen Yaşar Şakar (43) ve 6 arkadaşı ormanlık alanda toprağı kazmaya başladı. Tam bu sırada kazılan alanda bulunan Şakar, göçen toprağın altında kaldı. Yaşar Şakar, arkadaşlarının müdahalesine rağmen göçük altında feci şekilde can verdi. (CİHAN) ISUZU, MERCEDES, BMC, FORD VE NEW HOLLAND MARKA ARAÇLARIN BAKIM ONARIM İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SATINALMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI HİZMET ALIMLARI ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ISUZU, MERCEDES, BMC, FORD VE NEW HOLLAND MARKA ARAÇLARIN BAKIM ONARIM hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/105182 1-İdarenin a) Adresi : CUMHURIYET BULVARI NO:1 K:4 35250 KONAK/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : 2322931530-2322933639 c) Elektronik Posta Adresi : satinalma@izmir.bel.tr ç) İhale dokümanının görülebile- : https://ekap.kik.gov.tr/ekap/ 2- İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : 5 KISIM (9 HİZMET KALEMİ) - İhalenin niteliği, türü ve miktarına ilişkin ayrıntılı bilgiye EKAP'ta (Elektronik Kamu Alımları Platformu) yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : YÜKLENİCİNİN ATÖLYESİ c) Süresi : İşe başlama tarihinden itibaren 25(YİRMİBEŞ) gündür 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Cumhuriyet Bulvarı No:1 K:4 Oda No: 429 Konak / İZMİR b) Tarihi ve saati : 08.09.2014-10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge. 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı İzmir Büyükşehir Belediyesi Satınalma Dairesi Başkanlığı (Cumhuriyet Bulvarı No:1 K:4 Oda No:425 Konak / İZMİR) adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Cumhuriyet Bulvarı No:1 K:4 Oda No: 425 Konak/İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Sondakika: 1/9 Basın: 9472 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr de

1 Eylül 2014 Pazartesi Su ürünleri av yasağının bu gece sona ereceğini bildiren Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Bu gece itibariyle gırgır avcılığı, 15 Eylül itibariyle de trol avcılığı serbest olacağı için denizlerimiz yoğun bir av baskısı altında kalacak. Balıkçılarımızın av sezonunun 7,5 ay sürdüğünü unutmamaları gerekiyor. dedi Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, av yasağı döneminde balıkçıların başka bir gelir kaynakları olmadığı için sezona borçlu başladıklarını, balığın bol olduğu av sezonu başında da yüksek miktarda avcılık yapıldığından talebin üzerinde bir balık üretildiği, bu durumun balıkçıların gelirinin düşmesine neden olduğunu bildirdi. Arz talep dengesini korucu şekilde yapılacak bir avcılığın balıkçıların yararına olacağını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: Su ürünleri avcılığında sınırsız ve kuralsız avcılığın kontrol altına alınması ve her geçen gün artan biyolojik yok oluşun engellenmesi zorunlu. Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı maalesef yapılamamakta bu nedenle de av baskısı kıyı sularımızda yoğunlaşmaktadır. Ülkemizde avcılık yoluyla elde edilen üretim miktarının avlanabilir stok büyüklüğünün sınırına erişmiştir. Bundan dolayı, ülkemizde avlanma miktarının artırılması yerine sürdürülebilir avcılığın sağlanabilmesi için önlemler alınmaktadır. Sürdürülebilir balıkçılık için av yasağının titizlikle uygulanıyor olması son derece önemli. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı mızın avcılık konusunda getirdiği s- tandartlar da büyük önem taşımaktadır. Belli bir boydan küçük balık tutulması yasak ve ağır cezaları var. Bu gibi uygulamalarla birlikte yapılan denetim ve kontrollerin düzenli yapılmaya devam etmesi gerekiyor. Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde araştırmalar yapılmakta ve koruma kontrol faaliyetlerinin artırılmasına öncelik verilmektedir. Balıkçılarımızın da av yasağı dönemine ve av kurallarına mutlaka ama mutlaka uymaları gerekmektedir. Bayraktar, balıkçıların av yasağı dönemini, yeni sezon için hazırlıklarını tamamlamakla geçirdiğini hatırlatarak, başta denize açılabilmesi için gerekli resmi evraklarla ilgili işlemleri tamamladıklarını, ağlarını gözden geçirerek, tamirlerini yaptıklarını ve akaryakıt, kumanya kasa temini gibi ihtiyaçlarını, tekne ve gemilerin bakım ve onarımlarını tamamladıklarını belirti. Avcılığın yasak döneminde küçük kayık balıkçıları avladıkları palamutun bol olmasıyla yüzlerinin gülmeye başladığını bildiren Bayraktar, 4,5 ay denizlerden ayrı kalan balıkçılarımız, bu av sezonunun iyi geçeceğini düşünüyorlar. Bol bol palamut, hamsi, çinekop, lüfer ve istavrit olacağını tahmin ediyorlar. Tüketicilerimiz de bu fırsatı iyi değerlendirmeli, her yaşta sağlık açısından son derece yararlı olan, sayısız faydası bulunan, çocukların gelişimine büyük katkı yapan balığı bol miktarda tüketmelidir dedi. Su ürünlerinin, tarım sektörünün ana alt sektörlerinden birisi olduğunu bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi: Üç tarafı denizlerle çevrili 8 bin 333 kilometrelik kıyı şeridine sahip ülkemizdeki mevcut su kaynaklarımız da dikkate alındığında, su ürünleri sektörünün ne denli büyük bir potansiyele ve öneme sahip olduğu görülmektedir. Uluslararası pazarlarda daha iyi rekabet edebilmesi için sektörün geliştirilmesi ve güçlendirilmesi gerekiyor. Türkiye de denizlerden avcılıkla yapılan üretim kıyı balıkçılığına dayanmaktadır. Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı maalesef yapılamamakta bu nedenle de av baskısı kıyı sularımızda yoğunlaşmaktadır. Ülkemizde avcılık yoluyla elde edilen üretim miktarının avlanabilir stok büyüklüğünün sınırına erişmiştir. Bundan dolayı, ülkemizde avlanma miktarının artırılması yerine sürdürülebilir avcılığın sağlanabilmesi için önlemler alınmaktadır. Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde araştırmalar yapılmakta ve koruma kontrol faaliyetlerinin artırılmasına öncelik verilmektedir. Rusya, 7 Ağustos 2014 tarihinden geçerli olmak üzere 1 yıl süreyle Avrupa Birliği (AB), ABD, Avustralya, Kanada ve Norveç menşeli gıda ve tarım ürünlerine ambargo koydu. Yılda 40 milyar dolar dolaylarında gıda ve tarım ürünleri ithalatı yapan Rusya, başta Norveç olmak üzere bu ülkelerden milyarlarca dolarlık da su ürünleri ithal etmektedir. Ülkemiz 2013 yılında Rusya ya 32,3 milyon dolar değerinde su ve su ürünü ihracatı yaptı. Bu rakam iki ülkenin potansiyeli dikkate alındığında çok daha yüksek rakamlara ulaştırılabilir. Ülkemiz, bu değeri arttırabilecek potansiyele sahip. Ambargo kararı, ülkemize büyük avantaj sağlıyor. Bu avantajı kullanmamız gerekiyor. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, su ürünleri avcılığında sınırsız ve kuralsız avcılığın kontrol altına alınması ve her geçen gün artan biyolojik yok oluşun engellenmesi gerektiğine dikkati çekti.avcılıkta gerekli denetimlerin mutlak suretle yapılması ve kota sistemi uygulanması zorunluluğu bulunduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: Özellikle avcılıkla elde edilen bazı balık türlerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu düşünüldüğünde, avlanma konusunda yasaklara ve kurallara uymanın, balıkların yumurtalarını bıraktıktan sonra avlanmasının ve böylece stokların korunmasının ne kadar önemli olduğu daha net görülecektir. Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurularak, eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir. Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması önem arz etmektedir. Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin kurulması ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır. İhraç edilen tek hayvansal tarım ürünü olan balığın (su ürünlerinin) uluslararası pazarlarda daha iyi rekabet edebilmesi için desteklemeler günün şartlarına göre artırılmalıdır. Ticari gemilerde olduğu gibi balıkçı tekneleri de tanker istasyonlarından kartlı sistemle mazot alabilmelidir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nın on metre ve üzerindeki balıkçı gemisini kendi isteği ile avcılıktan çıkaran gemi sahiplerine yaptığı desteklemelerin su ürünleri sektörü için büyük önem taşıdığını vurgulayan Bayraktar, sektörün gelişmesi için destek ve teşviklere i- htiyaç olduğuna dikkati çekti.' (AA) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne (TOBB) bağlı İzmir'deki oda ve borsaların ortak yönetim kurulu toplantısı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun katılımıyla yapıldı İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Sertifikalı Güneş Enerjisi Teknik Elemanı Yetiştirme Kursları eğitimlerine başlıyor. İKÇÜ, Zenit Enerji ve SolarRES işbirliği ile yapılan protokol doğrultusunda, Çiğli ana yerleşkesinde kurulan güneş enerjisi santralinde (GES) 15 Eylül den itibaren uygulamalı eğitimler verecek

1Şubat 1 Eylül 2014 2013 Pazartesi Perşembe Gold Teknoloji Marketleri Pazarlama Müdürü Erdemir,"Teknoloji marketlerinde 2013'te ayda ortalama 330 bin adet cep telefonu satılıyordu. Kredi kartı düzenlemesinden sonra bu rakam 200 bine düştü"dedi Konutder Yönetim Kurulu Başkanı Çelik,"Milyonlarca aile deprem tehlikesi altında yaşarken, yeni ve depreme dayanıklı bir konutun talep görmeyeceğini ve atıl kalacağını beklemek son derece yanlış. Bu nedenle doğru fiyatla arz edilmiş konutlar mutlaka alıcısına ulaşır"dedi Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (Konutder) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik, milyonlarca ailenin deprem tehlikesi altında yaşarken, yeni ve depreme dayanıklı bir konutun talep görmeyeceğini ve atıl kalacağını beklemenin son derece yanlış olacağını belirterek, "Bu nedenle doğru fiyatla arz edilmiş konutlar mutlaka alıcısına ulaşır" dedi.çelik, Türkiye İstatistik Kurumu'- nun (TÜİK) açıkladığı yapı izin istatistikleri ve sektöre yönelik AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2014 yılının ilk yarısında konut sektörünün geçen seneye göre biraz daha yavaş bir seyir izlediğini belirterek, konut satışlarının geçen seneye göre yüzde 8 azaldığını kaydetti.bu durumda yılın ilk aylarında yaşanan politik olaylar, yerel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de önemli ölçüde etkili olduğunu ifade eden Çelik, belirsizliklerin arttığı her dönemde olduğu gibi konut almak isteyen kişilerin alımlarını bir miktar ertelediğini söyledi.çelik, 2014 yılının ilk 6 ayında bir önceki yıla göre belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen yapıların bina sayısı yüzde 24,6, yüzölçümü yüzde 35,8, değeri yüzde 50,4, daire sayısı yüzde 27,4 arttığını anımsatarak, şunları dile getirdi:"yapı ruhsatlarındaki artış ülkemizde aslında hala yeni ve nitelikli konuta büyük bir ihtiyaç olmasından kaynaklanıyor. Ekonomik ve politik istikrara bağlı olarak dönem dönem konut talebinde bir yavaşlama olsa da aslında bugün hala halkımızın büyük bir bölümü depreme dayanıklı olmayan niteliksiz konutlarda yaşamakta ve daha iyi bir konuta taşınmak için fırsat kollamaktadır. Bunu gören üreticiler de yatırım kararlarını kısa vadeli dalgalanmalara göre değil, uzun vadede konuta olan ihtiyacı göze alarak vermektedir. Ayrıca son dönemde kentsel dönüşüm projelerinin giderek yaygınlaşması da yapı ruhsatları rakamlarını yukarıya çekmektedir." Konut talebinin zaman zaman dalgalanma gösterebildiğini aktaran Çelik, "Konut alımı sıradan bir aile için hayatı boyunca yaptığı en önemli yatırım. Ekonomik bir belirsizlik, gelir kaybı endişesi veya faiz oranlarında bir yükseliş ailelerin alım kararlarını ertelemelerine neden olmaktadır. Ancak diğer yandan ülkemizde gerek mevcut konut stokunun kalitesi gerekse artan nüfusun sebep olduğu ihtiyaç göz önüne alındığında orta ve uzun vadede konut sektöründe bir talep yetersizliği oluşmasını beklemiyoruz" i- fadelerini kullandı.çelik, milyonlarca ailenin deprem tehlikesi altında yaşarken, yeni ve depreme dayanıklı bir konutun talep görmeyeceğini ve atıl kalacağını beklemenin son derece yanlış olacağını belirterek, bu nedenle doğru fiyatla arz edilmiş konutların mutlaka alıcısına ulaşacağını söyledi.son açıklanan verilerde yapı sahipliğine göre özel sektörün büyük paya sahip olmasına yönelik Çelik, özel sektörün payını artırmasını son derece sağlıklı bir gelişme olarak gördüklerini kaydetti. Çelik, kaynakların en iyi şekilde değerlendirilmesi ve serbest piyasasının arz ve talep dinamikleri içerisinde hareket edebilmesi için kamunun sektörde bir üretici olarak değil, bir düzenleyici ve denetleyici kurum olarak yer almasının en doğru şey olacağını dile getirdi. İstanbul Emlak Komisyoncuları ve Danışmanları Odası Başkanı Nizameddin Aşa, bu yılın ilk yarısının konut sektörü için kötü geçtiğini belirterek, "TÜİK'in konut satış istatistikine bakıldığında geçen yılın temmuz ayına göre konut satışı yüzde 20,2 düştü. Biz bu rakamın daha da yüksek olduğunu düşünüyoruz, çünkü satış vadesi sözleşmeleriyle yapılan bazı satışlar var, bunlar tapu kayıtlarında yoklar. Satılamayan binlerce stok olduğunu biliyoruz" dedi. Aşa, gerçek ihtiyaç sahipleri dışındaki hedef kitle için inşaatların yapıldığını ifade ederek, "Gerçekten ev almak isteyen, fiyatların yüksek geldiği, ödeme koşullarının uymadığı bir alıcı kesim var. Alıcı kesime hitap eden çok fazla proje yok. Sadece TOKİ ve Emlak GYO'nun bazı projeleri var onlar da piyasaya hitap edebilecek sayıda değil. Yeni yapılan projeler oldukça yüksek fiyatta satışa sunuluyor. Biz de buna 'piyasada balon oluştu' dedik. (AA) ASBAŞ Genel Müdürü Gürses,"Avrupa'da yaklaşık 4-5 yıldır devam eden finansal krizin de etkisiyle 30 metreye kadar olan yat siparişleri ciddi anlamda azaldı, buna karşılık 50 metrenin üzerinde yat siparişleri çok fazla gelmeye başladı"şeklinde konuştu

17 1 Eylül ubat 2014 2013 Pazartesi Per embe Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli,"Bizim en önemli hedefimiz, gümrüklerdeki kayıp kaçağın ve kaçakların minimize edilmesidir. Bu alandaki kayıp ve kaçak bilimin, tekniğin, aklın getirdiği bütün yöntemler kararlı bir şekilde kullanılarak minimize edilmeye çalışılacaktır"dedi Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, en önemli hedeflerinin, gümrüklerdeki kayıp kaçağın ve kaçakların minimize edilmesi olduğunu belirterek, "Bu alandaki kayıp ve kaçak bilimin, tekniğin, aklın getirdiği bütün yöntemler kararlı bir şekilde kullanılarak minimize edilmeye çalışılacaktır" dedi.görevi dün eski bakan Hayati Yazıcı'dan devralan Canikli, makamındaki ilk röportajını AA'ya verdi. Nurettin Canikli, "Bakan oldunuz, duygularınızı öğrenebilir miyiz?" sorusu üzerine, "Bir tane duygu yok, duygu çok" i- fadesini kullandı.üstlendiği görevin son derece onur verici bir görev olduğunu dile getiren Canikli, "Bize bu görevin tevdi edilmiş olması, kuşkusuz şahsımıza bununla ilgili bir güven oluştuğu içindir. Şahsi olarak elbette hiç unutamayacağım ve tarihi olarak nitelendirebileceğim bir andır bu yönüyle" diye konuştu. Canikli, üstlendiği görevin aynı zamanda sorumlulukları son derece ağır ve omuzlarına çok büyük yük yükleyen bir görev olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:"bu görevi AK Parti'li bakanımızdan devralıyoruz. 12 yıllık AK Parti hükümetleri döneminde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın faaliyet alanı inanılmaz bir şekilde, çıtanın çok yükseklere ulaşmasını sağlayacak şekilde ortaya konuldu. Bakanlık, son 12 yılda çok büyük ve başarılı, hatta bir çoğunu reform olarak nitelendirebileceğimiz hizmetler verdi. Çıtanın çok yükseklere ulaştığı bir dönemde görevi devralmak, elbette bundan sonra yapacağımız çalışmalarda bizim için bu yönüyle zor olacak. Bu yönüyle elbette bir miktar hassas olmamız gerekiyor. Bir miktar o çıtayı, bayrağı daha ileri noktalara götürebilme konusunda o hassasiyeti hissetmemiz gerekiyor ki onun gerektirdiği çalışmaları yapabilelim. Bize bu görevi tevdi eden Sayın Başbakanımız ve onaylayan Sayın Cumhurbaşkanımız, elbette hükümetimiz, bu alanda faaliyet konusuna giren hususlarla ilgili en iyiyi yapmamızı bekliyorlar. Bizim de hedefimiz o olmalı, en iyiyi yapmalıyız, en iyiyi hedeflemeliyiz. En iyi hizmeti ortaya çıkartabilmek için, o yarışa o zihniyetle, o düşünceyle girebilmeliyiz. Aksi halde bu millete olan yükümlülüğümüzü, görevimizi yerine getirmemiş oluruz ve vebal altında kalırız.böyle ağır bir sorumluluk anlayışı, bugüne kadar bütün AK Parti hükümetlerinin icraatlarındaki ortak noktadır, ortak paydadır. Çünkü yapmamız gerektiği halde yapmadığımız bir faaliyetten, işlemden dolayı biz manevi sorumluluk altında kalacağımıza inanıyoruz. Dolayısıyla bu manevi sorumluluğu tamamen ortadan kaldırmak için de en iyini hedeflememiz ve onu yapmamız, o mantıkla ve anlayışla çalışmamız gerekiyor. Ama sonuç itibariyle millete hizmet, insanı son derece gururlandıran bir olay. Beldemize, ilçemize, ilimize, herhangi bir bölgeye insanları mutlu eden, memnun eden hizmet götürdüğümüzde, onların bir sorununu çözdüğümüzde, onların o çok samimi dilekleri, duyguları, duaları bizim bütün yorgunluğumuzu bir anda ortadan kaldırıyor. Bir taraftan belki biraz yükümüz ağır ama diğer taraftan da milletimizin bu konudaki teveccühü ve bu teveccühü her hatırlayışımız, bütün bunları unutturuyor. Bu teveccühü ne zaman hatırlıyoruz? Her seçimde bunu hatırlıyoruz, görüyoruz, milletimizin o anda verdiği destek, bütün yorgunlukları ve acıları unutturuyor. İnşallah bu anlayışla da görevimize devam edeceğiz."canikli, "Bakanlık koltuğuna yeni oturdunuz. Yapmayı planladığınız ilk proje nedir?" sorusunu yanıtlarken, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın köklü bir kuruluş ve bakanlık olduğunu söyledi.bakanlığın son derece önemli hizmetleri olan ve çok kalifiye insanların çalıştığı bakanlık olduğunu kaydeden Canikli, "Gümrük ve ticaretle ilgili hizmetlerin sunumunda kalitenin yükseltilmesi ve bunlara ulaşmanın kolaylaştırılmasının her zaman karşılığı olmuş, vatandaşımız tarafından takdirle karşılanmıştır" dedi.gümrük ve Ticaret Bakanı Canikli, bakanlığın, gümrükle ilgili boyutta, toplam vergi ve bütçe gelirleri içerisinde çok ciddi kaynak sağlayan, yüzde 20'nin üzerinde paya sahip olan bir bakanlık olduğunu vurgulayarak, "Gümrük teşkilatları, potansiyel olarak kayıp kaçak ve suistimalin teorik olarak en yüksek oranlarda ortaya çıkabildiği alanlardır. Neden? Çünkü her işlem, her eylem orada ranta ulaşır. Dolayısıyla bizim her zaman en önemli hedefimiz - geçmişte de böyle olmuştur - bu kayıp kaçağın ve gümrükteki kaçakların minimize edilmesidir. Bu alandaki kayıp ve kaçak bilimin, tekniğin, aklın getirdiği bütün yöntemler kararlı bir şekilde kullanılarak minimize edilmeye çalışılacaktır. Gümrük teşkilatımızda, gümrükle ilgili işlemlerimizde son 12 yılda, 2002 yılı öncesi ile kıyaslanamayacak kadar iyileşme sağlanmıştır ve kayıp kaçak azaltılmıştır. 2002 yılı öncesini herkes hatırlar. Gümrüklerimiz suistimalin en yoğun olduğu ve kamu vicdanını da rahatsız edecek şekilde kolay bir biçimde ortaya çıktığı alanlardı" diye konuştu."geçmişte rüşvetin adının sık geçtiği bir alandı" sözleri üzerine, Canikli, "Evet ama son 12 yılda bunlar bir hayli azalmıştır. Özellikle teknolojinin öne çıkartılması bu sonucun elde edilmesinde büyük katkı sağlamıştır. Bu çalışmalarımız devam edecektir. Çok önemli adımlar atılmıştır, mesafeler alınmıştır. Zaten bu konuda kamuoyundaki algı da 2002 öncesine göre iyileşmiştir. 2002 öncesinde gümrüklerde bazı unvanların para ile el değiştirdiği yönünde yoğun bir inanış vardı. Fakat hamdolsun AK Parti hükümetleri döneminde bunlar ortadan kaldırılmıştır. A- ma bunun sıfıra yakın hale, olabilecek en düşük seviyeye getirilmesi gerekiyor. Bu mücadele de devam edecektir" değerlendirmesinde bulundu.nurettin Canikli, "En büyük sorunlarımızdan birisi de insan kaçakçılığı. Komşu ülkelere, kara sınırlarımızdan ya da teknelerle deniz yoluyla geçmeye çalışırken ölen insanlar var. Bunu önlemek için neler yapmalıyız?" sorusu üzerine, "Türkiye bir geçiş noktası bu anlamda, insan kaçakçılığının köşe başlarından bir tanesi. Bunun bir çok nedeni var. Batıya sınırının olması, mültecilerin nihai hedefi olan AB ülkelerine geçişte en yakın mesafe Türkiye" dedi.türkiye'nin hem karasal sınırlarının hem de deniz sınırlarının çok geniş olduğunu ifade e- den Canikli, şunları kaydetti:"bunları 24 saat, her an izleyebilmek mümkün değil. Ama Türkiye bu konuda hiçbir ülkenin yapmadığı kadar kararlı bir şekilde bu mücadeleyi sürdürüyor. Bütün kaynaklarını olabilecek en rantabl şekilde kullanarak bu sorunu çözmeye ve engellemeye çalışıyor. Bu minimize edilebilir, en alt seviyeye düşürülebilir ama sıfırlanacağını söylemek çok aşırı bir yaklaşım olur, gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Çünkü dünyadaki gelir dengesizliği, gelir dağılımındaki bozukluk, özellikle fakir ülkelerden batı ülkelerine göçü her zaman cazip kılmıştır. Türkiye de bu göçün en merkezi geçiş noktalarındaki ülkedir. Ama bu konuda son yıllarda büyük oranda azalma sağlanmıştır, bunu rakamlar ve uluslararası kuruluşlar da teyit ediyor. Kararlılıkla, hassasiyetle bu konudaki çalışmalarımızı diğer ilgili bakanlıklar ve kuruluşlarla koordineli bir şekilde sürdüreceğiz."gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yönetiminin, demokratik anlayışın çok ötesinde, jakoben, darbeci yaklaşımın egemen olduğu bir politika yürüttüğünü savunarak, "Kılıçdaroğlu'nun, o gün o hareketi yapan grup başkanvekiline Meclis'i karıştırması için çok net talimat verdiğini tahmin ediyoruz. Bu tahminimizin boş bir tahmin olmadığını da i- fade etmek isterim" dedi.canikli, AA'nın sorularını yanıtladı. Nurettin Canikli, "3 dönemdir milletvekilisiniz. 2002'de milletvekili, 2007'de grup başkanvekili, 2014'te de bakan oldunuz. Neler demek istersiniz?" sorusu üzerine, bu dönem içerisinde AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı ve KİT Komisyonu Başkanlığı da yaptığını anımsattı. Hemen hemen siyasetin tüm birimlerinde görev yapma imkanı bulduğunu kaydeden Gümrük ve Ticaret Bakanı Canikli, bu bakanlık görevini de diğer görevleri gibi değerlendirdiğini söyledi. Nurettin Canikli, "Bu anlamda; verilen görevin, unvanın niteliği, içeriği belirleyici değil bizim için. Eğer takdir makamı bizi hangi makama uygun görürse, orkestranın hangi köşesi, noktası için takdir etmişse biz o görevi en iyi şekilde yapmaya çalışırız. Bütün AK Parti kadroları da böyle düşünür. Diğer siyasi partilerde görülen, bu tür nöbet değişimleri sonrasındaki kavgalar, gürültüler bugüne kadar biz de hiç yaşanmamıştır. Kabinede bir çok kez değişiklik olmuştur ama hiç kimsenin hafızasında bu değişikliklerden sonra olumsuz bir görüntü yoktur. Bu da bütün AK Parti kadrolarının pozisyonu ne olursa olsun, samimiyetinin ve kendi şahsi ikballerinin ötesinde, gerçek amaçlarının millete hizmet olduğunun en açık göstergesidir" diye konuştu.gümrük ve Ticaret Bakanı Canikli, bunun önemini daha iyi anlamak için, AK Parti'de yaşananlar ile başta Anamuhalefet Partisi olmak üzere diğer siyasi partilerde bu tür karar anlarında ve sonrasında yaşanan olayları karşılaştırmanın anlamlı bir sonuç ortaya koyabileceğini ifade ederek, "Gelecek hafta CHP'nin kongresi var. Bizim yaptığımız kongre ile o kongrenin karşılaştırılması dahi AK Parti'nin farkını ortaya koyar. Zaten vatandaşımız, kara kaşımız, kara gözümüz için bu desteği bize vermiyor, hizmet ettiğimize inandığı için veriyor" dedi. (AA) CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, İçişleri Bakanı Efkan Ala ya Şentepe Yenimahalle Teleferiği nda yaşanan arızalar ile yolcuların ne kadar sure havada mahsur kaldığını sordu

7 1 Eylül Şubat 2014 2013 Pazartesi Perşembe Turizm bölgesi olan Ege nin Aydın İlinde bulunan Kese Dağı atıl durumda Yıllardır Kuşadası na her gelen yetkilinin, Kuşadası nın en önemli yerlerinden Kese Dağını turizme açacağız demesine rağmen bunu gerçekleştirmemesi, bol keseden attılar, yorumunu da beraberinde getirdi. Şimdi, Kaymakam Muammer Aksoy, gereğini yapma noktasında kolları sıvadı Güvercinada Kalesini ve Kuşadasını tamamen gören bu noktaların turizme açılması gerekiyor Turistler, Kuşadası nı izlemek için çıkmak istedikleri Kese Dağına, bu girişi görünce vazgeçiyorlar Kese Dağından Kuş Adası görünümü (Liman) Kese Dağından Güvercinada Kalesi görünümü CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Başbakan Ahmet Davutoğlu nun, Yargıtay ın adli yıl açılış törenine katılmayacağı yönündeki açıklaması ile 'Çankaya Hükümeti'nin başı olduğunu ispat ettiğini söyledi Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, yayınladığı 38 sayfalık 'İktidarın Gölgesinde Türkiye'de Basın Özgürlüğü' başlıklı raporda, Türk medyasının durumunu anlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hizmet Hareketi ne karşı başlattığı cadı avı nın ardından özellikle yandaş medyada işten çıkarmaların bir nedeni olduğu kaydedilen rapora göre Nisan 2014 te en az 210 gazeteci işsiz kaldı. 2013 te ise işinden olan gazeteci sayısı 131 idi. Gezi eylemleriyle baskıların da artması sonucu 94 gazeteci işten çıkarılmış, 37 gazeteci ise istifa etmeye zorlanmıştı. Bağımsız Milletvekili İdris Bal, yaptığı açıklamada ise ''Türk basını, tarihte hiç olmadığı kadar siyasi iktidarın baskısı altındadır. Baskı, en tepedeki patrondan, sahada görev yapan muhabire kadar hissedilmektedir. dedi. HAVUZ MEDYASI'NIN OLUŞUMU Raporda, havuz medyasının oluşumu konusu da işlenerek şöyle denildi: "AKP iktidarının havuz medyası denilen kendi güdümündeki medyayı oluşturmadaki ilk büyük hamlesinin, Star Medya Grubu olduğu yaygın bir kanaattir. Star Medya Grubu nun AKP iktidarının resmi yayın organı gibi çalıştığı, medya dünyasında herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Star gazetesinin 20.08.2014 tarihinde şahsımı hedef alan mesnetsiz bir iddiayı manşet yapması da bu grubun amacını açıkça ortaya koymaktadır. Ethem Sancak tan Hasan Doğan a, Fettah Tamince den AKP eski Milletvekili Tevhid Karakaya ya ve Azeri petrol şirketi SOCAR a kadar pek çok patronun sahip olduğu Star Medya Grubu nun, sermaye yapısı ve sahipleri konusunda aydınlatılması gereken, kamuoyunda tartışılan birçok sorular bulunmaktadır. Star Medya Grubu - nun, AK Parti nin, iddia edilen Para havuzu ile alındığına dair somut bir delil olmamasına karşın Sabah Gazetesi, ATV ve A Haber televizyonlarını bünyesinde barındıran Turkuaz medya grubunun satışı için para havuzu oluşturulduğu, 17-25 Aralık soruşturma fezlekeleriyle ortaya çıktı. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu nun da Meclis kürsüsünden dile getirdiği, Binali Yıldırım hakkında hazırlanan 241 sayfalık fezlekeye göre para havuzu Başbakan Erdoğan ın talimatı ile dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım tarafından oluşturuldu. Bakanlık bünyesindeki kurumların yaptığı büyük ihalelerin, bazı iş adamlarına verilmesi karşılığında yüzde 10 komisyon istendiği internette de yayımlanan tapelere yansıdı. Fezlekedeki tapelere göre Mehmet Cengiz, Celal Koloğlu, İ- brahim Çeçen ve Nihat Özdemir den alınan 100 er milyon dolar ve diğer iş adamlarından alınan paralar ile 630 milyon dolarlık bir para havuzu oluşturuldu. Nitekim Nihat Özdemir, bu parayı verdiğini itiraf etti ancak borç olarak verdiğini ileri sürdü. Başbakan Erdoğan ın damadı Berat Albayrak ile oğlu Bilal Erdoğan ın, paraların yerine ulaşmasını yakından takip ettiği de dosyaya yansıdı. Turkuaz Medya nın satışına ilişkin belgelere göre, 2 gazete ve 2 televizyon ile birkaç dergiyi barındıran medya grubunu satın alıyor gözüken Zirve Holding sadece paravandı. (CİHAN)

SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL 117 Eylül Şubat 2014 2013 Pazartesi Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL 117 Eylül Şubat 2014 2013 Pazartesi Perşembe İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com YENİ KABİNE Ve GÜL'ÜN BEKLENTİSİ Nihayet bakan toto oynanan yeni kabine belli oldu. Kabine de fazla bir değişiklik olmadı. Sadece Başbakan Davutoğlu'ndan boşalan Dışişleri Bakanlığındaki kaymalardan dolayı ve başbakan yardımcılıklarından ikisinin değişmesinden başka bir değişiklik yok. Yani Erdoğan'ın 61. hükümeti küçük bir değişiklik ile yola devam edecek. Başbakan Ahmet Davutoğlu nun açıkladığı 62. Hükümet in yapısı, önümüzdeki döneme ilişkin önemli mesajlar veriyor bana göre: Birincisi, Erdoğan halen Başbakanlık görevinde bulunsa ve bir liste hazırlasa, farklı isimler ortaya çıkmazdı.yine aynı isimler olurdu. siyasetin ekseninin Çankaya Köşkü ne doğru kaydığına ilişkin yorumlar doğru ve yerinde. İkincisi, bu liste önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında sıkıntılar yaşanmasını bekleyenlere önemli bir cevap. Yani bir sıkıntı olmayacağı belli. Uyum içinde çalışma devam edecek. Üçüncüsü de Türkiye bu küçük makas değişikliğine rağmen istikrarı korudu. Ve istikrar sürecek mesajı verildi. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı ve iki başbakan yardımcısı başta olmak üzere Türkiye nin en tepesindeki isimler değişti.ama politikalarda bir değişiklik olmayacağı açıkca belli. Buna karşılık, temel politikalar ve ulaşılmak istenen hedef yerinde duruyor. Özellikle ekonomi de bekleme dönemi olacağını yazıp çizenler gördüler ki bir değişiklik yok. Aynen devam edilecek, ekonomik politikalar sürdürülecek. Bu son derece önemli! Bu dönemde iki önemli konunun ağırlık kazanacağını ve bir seçim hükümeti olacağını görüyoruz.çünkü Çözüm süreci daha hızlı ve daha geliştirilerek devam edecek. İlgili Başbakan yardımcısının değişmesi de bunun işareti. Özellikle Erdoğan'ın danışmanı Yalçın Akdoğan'ın bu göreve getirilmesi de bunun göstergesi. Öyle görünüyor ki, Çözüm Süreci nin lokomotifi bundan böyle Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan olacak. Mevlüt Çavuşoğlu nun Dışişleri, Volkan Bozkır ın da AB Bakanlığı na gelmeleri ile birlikte AB sürecinde daha güçlü adımlar atılacağının işaretlerini görmekteyiz. Her iki isim de AB ile ilgili geniş tecrübeleri olan insanlar. Yani bazılarının beklediği gibi Dışişlerinde ve AB politikalarında bir değişiklik yok, daha da önem verileceği ve hızlanacağı görülüyor. Numan Kurtulmuş ve Nurettin Canikli de ekonomik bilgi-birikimleri ve siyasi tecrübeleri ile Bakanlar Kurulu nu daha da güçlü hale getirecek. Davutoğlu'nun konuşmalarında özellikle vurguladığı gibi Restorasyon çalışmaları ve koşuşturma bitmeyecek ve devam edecek. Şimdi gözler hükümet proğramına çevrilmiş durumda. Proğramda neler yeni, hangi konular ağırlık kazanacak hep beraber bekliyoruz. Artık, Yeni Türkiye nin ve Başbakan Davutoğlu'nun yeni icraatlarını izleyeceğiz. Yeni teamüller ve gelenekler oluşacak. İlk siyasi sınav 2015 seçimleri! Bu yapı, 2015 te de halktan destek görürse, asıl önemli ve büyük adım ondan sonra atılacak. Arkasından sırada Anayasa Değişikliği var. Zaten 11. Cumhurbaşkanı Gül'ün İstanbul da Erbakan ve Necip Fazıl'ın mezarlarını ziyareti de hep beklemede olacağını ve umudunu Davutoğlu'nun 2015 haziran seçimlerinde istenilen sonucu alamamasına bağladığını gözlemliyoruz. Yani tetikde ve pusu da beklemeye devam edecek. Bundan sonraki konuşmaları ve hareketleri de bunu gösterecek. Hep beraber beklemeye ve izlemeye devam edeceğiz. Yani Gül umudunu 2015 seçimlerine bağlamış gözüküyor. Türkiye, köklü yapısal sorunlarını çözmeye ve Başkanlık Sistemi ne doğru hızlı adımlarla ilerlemeye devam edecek. Bu vesile ile yeni kabinenin hayırlı olmasını, yeni ve eski bakanlara da başarılar diliyorum. Bosna ya 3. Yardım TIR ı yola çıktı Dostluğa açık Çek" 83. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında kentte bulunan Çek Cumhuriyeti Sanayi ve Ticaret Bakanı Baş Danışmanı Milan Hovorka ile Büyükelçilik Ticaret Müsteşarı Arnost Kares, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu nu ziyaret etti Ziyarette İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yaşama geçirilecek olan Tam Adaptif Trafik Yönetim ve Denetim Sistemi için sözleşme imzalayan Çek Cumhuriyeti nden AZD Praha S.R.O. - Cross Zlın A.Ş. ortaklık girişimi Türkiye Temsilcisi Alp İyigün de hazır bulundu. İZFAŞ ta (İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat İşleri Tic. A.Ş) gerçekleşen ziyarette konuşan Milan Hovarka, ilk kez geldiği İzmir i çok beğendiğini ve hayran kaldığını söyledi. Daha önce İzmir ile ilgili çok güzel sözler duyduğunu ayrıca İzmir in çok özel, ayrıcalıklı bir tarihi olduğunu vurgulayan Hovorka, Buraya geldikten sonra bu önemli kentin sadece tarihten ibaret olmadığını gördüm. Çok önemli, güçlü, etkileyici bir varlığı var bu kentin. Öte yandan insanları da çok güler yüzlü ve çok misafirperver. Sıcak ev sahipliğiniz ve açık yürekliliğiniz için teşekkür ediyorum dedi. İzmir Enternasyonal Fuarı nın resmi açılış töreninde bulunmaktan dolayı da çok mutlu olduğunu belirten Milan Hovarka, Bu organizasyonun Türkiye ve ülkemiz için de çok iyi bir fırsat olduğunu düşünüyoruz ve bu organizasyonu birlikte kutlamak bizim için çok önemli. Çek Cumhuriyeti ve İzmir arasında var olan ilişkilerin daha ileriye taşınması için de burada bulunuyorum. Gelecekteki işbirliklerimizi de Bosna da geçtiğimiz Mayıs ayında yaşayan sel felaketi sonrasında İzmir den gönderilen yardım TIR larından üçüncüsü, Buca ve Bornova belediye başkanları ile balkan derneklerinin temsilcileri tarafından uğurlandı. Yardım TIR ının bölgeye ulaşmasıyla ilgili organizasyonu gerçekleştiren İzmir Bosna Sancak Derneği Başkanı Abdullah Gül, bir daha böyle bir felaketin yaşanmamasını diledi. TIR ın içerisinde 100 çek yat, 100 yatak, 100 masa sandalye ve 300 metrekare halı bulunduğunu belirten Gül, Bu TIR dan Bosnalı 100 aile faydalanacak. İlk gönderdiğimiz TIR larda gıda maddesi vardı. Ancak aldığımız bilgiler eşya ihtiyacı olduğuna yönelik olduğu için bu kez eşya konuşmak istiyorum şeklinde konuştu. İzmir Enternasyonal fuarının en önemli özelliğinden birisinin dünyadaki bir çok temsilciyi bir araya getirmesi olduğunu vurgulayan konuk danışman özetle şunları söyledi: Örnek verecek olursak Gabon büyükelçisi ile görüşmek istesem oraya gidip görüşmem saatlerimi alır. Ama burada rahatlıkla oturup konuşma imkanı bulabildik. Partner ülke olarak Mauritius u seçtiğiniz teşekkür diyoruz. Biz de benzer bir organizasyon yaptık ve Hindistan ı partner ülke olarak seçmiştik. Bütün bu organizasyonlar bizim için de çok önemli olan şeyleri içeriyor. Özellikle Akıllı Trafik Sistemleri bizim odağımızda olan konular. Yüksek kalibrasyonlu ÇEK firmaları ve Türk ortaklarıyla birlikte bu konuda çok ciddi çalışmalar yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da ziyaretten dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek konuklarına fuarlar ilgili bilgi aktarımında bulundu. Başkan Kocağlu, Fuarlar sadece firmaları değil, kentleri ve milletleri de buluşturuyor. Biz de bu fuarımızı 83 yıldır kesintisiz yapıyoruz. Daha da geliştirmek için çok daha büyük bir alanda yeni bir fuar alanı inşa ediyoruz. Orada da fuarcılığımızı katlayarak büyütmek istiyoruz şeklinde konuştu. Tarım arazilerine sahip çıkılmasını isteyen TZOB Genel Başkanı Bayraktar, "Türkiye'nin en büyük zenginliği verimli tarım arazileridir. Dünyada toprak kıymet kazandı, müthiş bir talep var. Tarımın önemini bilen ülkelerde topraklar kapışılmaya başlandı. Dünyada bu mücadele varken, gıda savaşları başlarken, biz topraklarımızı imara açıp kaybedersek basiretsizlik olur" dedi İzmir Büyükşehir Belediyesi, birbirinden renkli sanat etkinlikleriyle sonbahar gecelerine de hareket getirecek. Her yaştan sanatsevere hitap eden farklı seçeneklerle dolu Eylül programı, Büyükşehir farkıyla sanat takviminde iz bırakacak Mahallelerde müzik rüzgarı estiren Mahalle de Şenlik Var konser dizisi kapsamında 1 Eylül 2014 Pazartesi günü Beydağ Kurtuluş Parkı nda düzenlenecek konserde Grup Mevce sahne alacak. Etkinlik kapsamında 5 Eylül 2014 Cuma günü Kiraz Cevizli Köyü nde Vildan Turan müzikseverlerle buluşacak. 8 Eylül 2014 Pazartesi günü Tire Gölet te Ebru Ertaç ve Fatma Meşe, aynı gün Kemalpaşa Rekreasyon Alanı nda ise Vildan Turan sahneye çıkacak. 9 Eylül 2014 Cumartesi günü Ödemiş Salı Pazarı Mevki nde Grup Mevce kulakların pasını silecek. Dizinin son konserini ise 18 Eylül 2014 Perşembe günü Kınık Taksi Meydanı nda Senem Ersin ve grubu verecek. Ayrıca, 11 Eylül 2014 Perşembe günü Kent Orkestrası da Selçuk ta en güzel şarkılarını söyleyecek. gönderiyoruz. Katkı koyanlara teşekkür ediyoruz dedi. TIR daki malzemelerin bir bölümünü karşılayan Buca Belediyesi nin Başkanı Levent Piriştina da Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila ile uğurlama törenine katıldı. Zor günlerde dayanışmaya vurgu yapan Başkan Levent Piriştina, Yaşanan felaketin tekrarlanmamasını umuyoruz. Allah zor dorumda kalanların yardımcısı olsun. Biz küçük bir katkı koyarak bizim de çorbada tuzumuz olsun istedik. Orada yaşayan Müslüman kardeşlerimize hayata tutunma gücü diliyorum dedi. Altındağ dan yola çıkan TIR ı uğurlamaya İzmir Makedonya Göçmenleri Derneği Başkanı Medat Şenay da katıldı. Dünya KAZANIYOR Türkiye kaybediyor T ürkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye'nin en büyük zenginliğinin verimli tarım arazileri olduğunu belirterek, "Tarımın önemini bilen ülkelerde topraklar kapışılmaya başlandı. Dünyada bu mücadele varken, gıda savaşları başlarken, biz topraklarımızı imara açıp kaybedersek basiretsizlik olur" dedi. Didim Ziraat Odası'nı ziyaret eden Bayraktar, burada yaptığı konuşmada, büyükşehir statüsü kazanan şehirlerde mera ve verimli tarım arazilerinin imara açılma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Tarımın tüm dünyada değer kazandığını dile getiren Şemsi Bayraktar, bunu önemini fark eden ülkelerde toprağa ayrı bir önem verildiğini ifade ederek Türkiye'nin buna göre strateji belirlemesi gerektiğini söyledi. Bayraktar şöyle devam etti: "Verimli tarım arazileri gelecek nesillerimizin ve ülkemizin zenginliği demektir. Çünkü artık dünyada arz yeterli değil. Tüketim alışkanlıkları da değişti. Çinliler artık süt içiyor, et yiyor. Süt ve et demek, ot demektir. Bu da müthiş bir talep yaratıyor. Artık Avrupalılar arabalarında tarım ürünlerinden ürettikleri biyoetanol ve biyodizel kullanıyor. Türkiye'nin en büyük zenginliği verimli tarım arazileridir. Dünyada toprak kıymet kazandı, müthiş bir talep var. Tarımın önemini bilen ülkelerde topraklar kapışılmaya başlandı. Dünyada bu mücadele varken, gıda savaşları başlarken, biz topraklarımızı imara açıp kaybedersek basiretsizlik olur." "Zeytin vazgeçilmez bir üründür" Türkiye'nin zeytin üretiminde dünya ikinciliğini hedeflerken zeytinliklerin imara açılmasına yönelik yasa değişikliklerine de karşı olduklarını ve bu tür düzenlemelere karşı mücadele edeceklerini bildiren Bayraktar, "Son yıllarda zeytin üretiminin hızlı bir şekilde arttığını görüyoruz. Dünya ikinciliği hedefleyen bir ülke zeytin arazilerini imara açarsa bu hedefe ulaşabilmesi mümkün değil. Zeytin hem ekonomik olarak, hem de insan sağlığı için vazgeçilmez bir üründür. Kutsal kitaplarda da zeytinin yer aldığı sure var. Dolayısıyla kutsal kitaplara kadar girmiş çok önemli, değerli bir ürün. Böyle bir ürünü biz göz ardı edemeyiz" diye konuştu. "Et ithalatına gerek yok" TZOB olarak ortaya koydukları çalışmalar sonucunda Türkiye'ye 2 yıldan bu yana et ithalatını engellediklerini vurgulayan Şemsi Bayraktar, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın da bu noktada kendileriyle birlikte hareket ettiğini aktardı. İhalatın yasaklanmasıyla birlikte hayvancılığın gelişmeye başladığına işaret eden Bayraktar, şunları söyledi: "Karkas etin kilogramı şu anda fiyatları 21 lira civarında, makul seviyede. Bu bizim maliyetimize yakın bir fiyattır. Çünkü yem fiyatları hızlı bir şekilde artıyor. Dolayısıyla bu aynı zamanda ahırların da dolmasını sağlayacak, üretimi arttıracak olan bir fiyattır. Et ithalatına gerek yok. İthalat yapılması halinde bu ahırlar boşalır ve bu kısır döngü içerisine hayvancılık sektörünü soktuğumuzda buradan çıkamayız. İthalattan kendimizi kurtaramayız. Türk çiftçisi bu ülkeyi et ithalatından kurtarmış durumda. Bu bir şanstır ve bu şansı iyi kullanmalıyız." (AA) Eylülde de dolu dolu sanat Aşık Veysel de son iki konser Bornova Rekreasyon Alanı ndaki Aşık Veysel Amfi Tiyatrosu nda yaz boyunca düzenlenen Aşık Veysel Sanat Günleri kapsamında 3 Eylül 2014 Çarşamba akşamı saat 21.00 de sevilen sanatçı Servet Kocakaya sahne alacak. Ücretsiz konser dizisi, 17 Eylül deki Grup Abdal konseriyle son bulacak. Havagazı nda sinema vedası Tarihi Havagazı Fabrikası nda gerçekleştirilen Yeniden Sinematek film gösterimleri Eylül ayında gösterilecek iki filmle sonlanıyor. 3 Eylül 2014 Çarşamba akşamı saat 21.00 de perdeye yansıyacak orijinal adı The Grand Budapest Hotel olan Büyük Budapeşte Oteli, Wes Anderson'un yazıp yönettiği ses getiren filmlerden birisi. 20. yüzyılın başlarında iki savaş arasındaki dönemde geçen hikayede, kendisine miras olarak Rönesans tablosu bırakılan otel görevlisi Gustave H ve otelde komilik yapan Zero Mustafa'nın komikliklerle dolu macerası anlatılıyor. Selvitopu'dan Ankara çıkarması Türkiye Belediyeler Birliği encümen üyeliğine seçilen Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, birliğin Ankara da yapılan Ağustos ayı encümen toplantısı na katıldı Yenimahalle ve Büyükçekmece belediye başkanlarıyla birlikte encümendeki üç CH- P li belediye başkanından biri, İzmir den de tek CHP li belediye başkanı olan Muhittin Selvitopu, yeni seçilen yönetimin ilk toplantısında imar uygulamaları ve kentsel dönüşüm konularında encümene önerilerde bulundu. Geçtiğimiz Nisan ayında gerçekleştirilen kongrede Türkiye Belediyeler Birliği nin encümen üyeliğine seçilen Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu Ankara da düzenlenen dönemin ilk encümen toplantısına katıldı. Ağustos Bulutsuzluk Özlemi ni kaçırmayın Yaz boyuca birbirinden seçkin sanatçıları ağırlayan geleneksel Çim Konserleri, 4 Eylül 2014 Perşembe günü sona eriyor. Tarihi Havagazı Fabrikası ndaki konser dizisinin kapanış konserinde, yılların eskitemediği gruplardan Bulutsuzluk Özlemi sevenleriyle buluşacak. Büyükşehir Belediyesi, 9 Eylül İzmir in Kurtuluşu nun 92. yılı kutlama etkinlikleri çerçevesinde İzmir e yakışan bir program hazırladı. Program çerçevesinde 6 Eylül 2014 Cumartesi günü Gündoğdu Meydanı nda saat 19.30 da Grup Dir Ritm Grubu sahneye çıkacak. 7 Eylül 2014 Pazar günü ise İzmir Büyükşehir Belediyesi Bandosu Gündoğdu Meydanı nda saat 20.30 da bir konser verecek. 8 Eylül 2014 Pazartesi günü saat 19.30 da Dj Hande Kaya nın eşliğindeki ritm showun adresi yine Gündoğdu Meydanı. 9 Eylül 2014 Salı günü Cumhuriyet Meydanı nda saat 11.00 deki program kapsamında ise Kent Orkestrası ile zeybek gösterisi eşliğinde Vildan Turan sahneye çıkacak. Saat 21.00 de Gündoğdu Meydanı ndaki törende ise Devlet Opera ve Balesi koro ve solo orkestrasının ardından sevilen sanatçı Selda Bağcan İzmirlilerle buluşacak. Havagazı Fabrikası daki Yeniden ayı encümen toplantısı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş başkanlığında Tevfik Bey Konağı nda gerçekleşti. Toplantıya, Yeni Mahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ın yanı sıra diğer encümen üyeleri Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz katıldı. Dönemin ilk encümen toplantısında Birlik Genel Sekreteri Hayrettin Güngör Türkiye Belediyeler Birliği nin faaliyetleri ve sorunlarına ilişkin bir sunum yaptı. Toplantıda ayrıca, Torba Yasa, Belediyelerin Genel Bütçe Vergi Gelirleri Payı, Belediye Borçlarının Yapılandırılması ve Atık Ücretlerinin ÇTV Birleştirilmesi gibi konular görüşüldü. Karabağlar Sinematek filmlerinde 10 Eylül 2014 Çarşamba akşamı saat 21.00 de, gösterildiği dönemde büyük beğeni toplayan Küçük Gün Işığım, sanatseverlerle buluşacak. Orijinal adı Little Miss Sunshine olan filmde, bir minibüse doluşarak ailenin en küçük ferdinin hayalini gerçekleştirmek için sürprizlerle dolu yolculuğa çıkan Hoover Ailesi'nin hikayesi anlatılıyor. Oscar Ödülleri ne 4 dalda aday olan film, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Özgün Hikaye dallarında aldığı ödüllerin yanısıra BAFTA, Cesar gibi bir çok saygın ödülün de sahibi oldu. Yeniden Sinematek gösterimleri sonbahar döneminde İzmir Sanat Merkezi nde devam edecek. Çocuklar için Kutup Misafirleri Eylül ayında çocuklar için Kutup Misafirleri adlı müzikli oyun sahnelenecek. Kültürpark İzmir Sanat ta minim sanatseverlerle buluşacak oyun, 11-21-23 ve 30 Eylül 2014 tarihlerinde 11.00 ve 14.00 saatlerinde tekrarlanacak. Ahmet Akdeniz in yazıp yönettiği Mavi Sanat Tiyatrosu nun oyununda Sıla Akdeniz, Ufuk Öztabak ve İlker Kılıçer rol alıyor. Tiyatro oyununun biletleri 1 TL. Belediyesi nin proje ve çalışmalarıyla ilgili de encümen üyelerine bilgi veren Selvitopu, imar uygulamaları ve kentsel dönüşüm konularında da önerilerde bulundu. Önümüzdeki toplantılarda bu önerilerin yeniden görüşülüp değerlendirmesi konusunda karar alındı. Karabağlar ın temsili bizim için önemli Başkan Selvitopu toplantının ardından yaptığı açıklamada Türkiye Belediyeler Birliği nde çok sayıda belediye arasında Karabağlar ın da temsilinin olmasının önemli olduğunu söyledi. Karabağlar ı daha çağdaş, daha modern bir yapıya kavuşturmak için göreve geldiklerini ve bu doğrultuda çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Başkan Selvitopu, bu tür toplantılarda Karabağlar ın temsilinin kentin tanıtımına ve gelişimine katkı koyacağına inandığını söyledi. Havalimanında sistem çöktü, yolcular uzun kuyruklar oluşturdu Havalimanındaki arıza uzun kuyruklar oluşturdu. Antalya Havalimanı'nda bagaj sistemi arızalandı, yolcular uzun kuyruklar oluşturdu. Antalya Havalimanı 1. Terminal de yaşanan bagaj sistemi arızası uçuşları etkiledi. Saat 16.00 civarı süren arıza yaklaşık yarım saat önce düzeldi. Yaklaşık 4 saat boyunca havalimanının giden yolcu bölümünde uzun kuyruklar oluştu. Bu durum uçuşlara da Gediz'li öğrenciler Soma'yı unutmadı! Gediz Üniversitesi öğrencileri, Soma daki maden faciasında şehit olan işçilerin aileleri için bir kez daha el ele verdi. Daha önce yardım toplayıp Soma ya götüren, onları ziyaret edip yalnız bırakmayan duyarlı gençler, bu defa sürpriz bir program hazırladı, İzmir e moral gezisi düzenledi. Maden şehitlerinin çocukları, eşleri, kardeşleri ile anne ve babaları için ilk durak, İzmir Doğal Yaşam Parkı oldu. Buradaki sevimli hayvanlarla unutulmaz anlar yaşandı. Ardından şehir turu atıldı, sahilde yürüyüş yapıldı, vapurla Karşıyaka - dan Konak a geçildi. İzmir Saat Kulesi nin önünde hatıra fotoğrafı çektirildi, kuşlara yem verildi. Babalarını kaybeden çocukları biraz olsun güldürebilmek için lunaparka da gidildi. Acılı aileleri, Rektör Prof. Dr. Seyfullah Çevik de misafir etti. Prof. Dr. Çevik, Her zaman yanınızda olmaya devam edeceğiz. dedi, Gediz Üniversitesi nin yardımsever öğrencilerine de teşekkür etti. Başkan Aziz Kocaoğlu'dan FUAR TURU olumsuz yansıdı. Bazı uçaklar rötarlı havalanmak zorunda kaldı. Arızadan binlerce yolcu etkilendi. Arızanın havalimanının en yoğun olduğu cumartesi günü yaşanması nedeniyle etkilenin uçuş ve yolcu sayısının fazla olduğu belirtiliyor. Bagaj sistemindeki arızanın giderildiği, yoğunluğun azalmaya başladığı öğrenildi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Enternasyonal Fuarı nı ziyaret ederek vatandaşların Fuarla ilgili görüş, öneri ve dileklerini dinledi. İEF nin bu yılki onur konuğu illerinden Malatya standına da giden Başkan Kocaoğlu, ziyaretçilerle birlikte hem fotoğraf çektirdi hem de ilginç etkinlikleri izledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi nin Belediye Sokağı yla turuna devam eden Başkan Aziz Kocaoğlu; İzmir Metrosu nun standında Genel Müdür Sönmez Alev ile birlikte, miniklere vatmanlık (Raylı sistem sürücüsü) tadını yaşatan simülatörü izledi. Yoğun rağbet gören smilatörde metro kontrolünü tecrübe eden minikleri kutlayan Başkan Aziz Kocaoğlu, Belediye şirketi İZEL- MAN ın anaokulları standındaki miniklerin yaptığı el ürünlerini de inceledi. Başkan Kocaoğlu susuzluğunu, İzmir Büyükşehir Belediyesi nin 0-5 yaş grubu çocuklar için geliştirerek uyguladığı Süt Kuzusu projesinin tanıtıldığı standda ikram edilen bir bardak süt ile giderdi. Ege Ordusu nun gurur sergisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanlığı tarafından 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle düzenlenen Harp silah, araç ve gereçleri sergisinin açılışına katıldı. Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral Galip Mendi ve İzmir Valisi Mustafa Toprak ile beraber çıkarma gemilerinde incelemelerde bulunan Başkan Aziz Kocaoğlu, Konak tan başlayarak Cumhuriyet Meydanı na kadar uzanan sergiyi gezerek görevli personelden denizcilikte kullanılan envanter hakkında bilgi aldı. Sergi boyunca vatandaşların ilgi odağı olan Başkan Kocaoğlu onlarla bol bol fotoğraf çektirdi. DOĞRUDAN BAKIŞ Mustafa ARSLAN musarslan1960@hotmail.com TARİH NİÇİN ÖĞRENİLİR? Ülkemizde Ağustos ayının son haftası Zafer Haftası olarak kutlanılır. Milletlerin geçmişlerini öğrenmeleri önemli bir husustur ve bütün dünyada eğitim kurumlarında ders olarak okutulmaktadır. Tarih sahnesine yeni çıkan milletler, geçmişleri olmadığı için ciddi bir eksiklik hissetmekte, köklü milletlere gıpta ile bakmakta ve toplumlarındaki fertlerine yeni bir ruh verecek olaylar aramaktadırlar. Çünkü fertler canlı kaldığı sürece millet canlı kalır. Bunun için de tarihin derinlerinden onlara heyecan üfleyecek kahramanlıklara ihtiyaç hissetmektedirler. Hatta bu boşluğu aslı olmasa da destanlarla doldurmaya gayret etmektedirler. Çünkü fertleri ülkesi ve milletine hizmete motive edebilmek, milletlerin varlıklarını gelecek asırlarda sürdürebilmeleri için olmazsa olmaz hususlardandır. Dünya arenasında inkar edilmesi mümkün olmayan bir mücadele vardır ve bu maratonda yarışı doğru metotlarla ve daha fazla heyecanla koşanlar kazanacaklardır. İşte insanları hizmette zinde tutabilmenin vasıtalarından birisi de tarihten gelen ruhu onların gönüllerine üfleyebilmektir. Malazgirt ten Mohaç a, Niğbolu dan Kosova ya, İstanbul un Fethi nden Çanakkale ye, Alaadin Kaykubad la Harzemşah Celaleddin arasındaki kavgaya, Viyana bozgunundan Yıldırım ın oğulları arasındaki mücadeleye, 2. Bayezid le Cem arasındaki çekişmelere, Haçlı seferlerine, Tanzimat Fermanı ndan Osmanlının son dönemlerindeki İttihad ve Terakki ye, Sarıkamış taki nöbette buz kesen Mehmetçiğe kadar tarihimizdeki iyi ve kötü günlerimizin hepsinden çıkaracağımız dersler vardır. Fakat zaferlerimizle tarihin seyrini değiştirdiğimiz şanlı geçmişimizi öğrendiğimiz gibi, ciğerimizi yakan olayları da incelemek zorundayız. Dün elde ettiğimiz başarılarının amilleri, kaybetmemizin sebepleri bizi halde ve istikbalde ayaklarımızı yere sağlam basmaya götürecektir. Tarih geçmişi öğrenip istikbale emin adımlarla yürümek için okunur ve öğrenilir. Eğer geçmişimizi öğrenmemiz, geleceğimize ışık tutmuyorsa onu öğrenmek cahil insanların yapacağı kendini avutmaktan öteye geçmeyen lüzumsuz bilgilerden ibaret kalır. Her milletin tarihinde dönüm noktası olan hadiseler mevcuttur. Bazıları onların yükselmelerine vesile olan olaylar olduğu için onları öğrenirken insanların iç dünyası kabarır ve insan kabına sığmaz hale gelir. Bazı olaylarda yıkılışı anlatan hüzünle dolmaya sebep olan tarihi vak alardır. Fakat şunu unutmamak gerekir ki geçmiş geride kaldı. Geçmişteki gururla andığımız şanlı günleri tekrarlayabilmek ve üzüntüden gırtlağımızın tıkandığı, düğümlendiği ciğersuz hadiseleri yaşamamak için alacağımız dersler vardır. Hatta bunları anlayabilmek için sadece kendimizin değil bütün insanlık tarihini okuyup öğrenmek zorundayız. Bursa, Yunanlılar tarafından işgal edilmişti. Düşman kuvvetlerinin komutanı alrı asır cihana hükmetmiş Osmanlı Devleti nin kurucusu Osman Gazi nin türbesine uğramış, kabri tekmelemiş ve: -Osman! Osman! Kalk! Kalk da torunlarını kurtar, diye bağırmıştı. Emir Sultan Hazretlerinin türbedarı bu nahoş olayı görmüş ve çok üzülmüştü. Türbedarı olduğu zatın türbesine gitmiş, mezar taşına yaslanarak şöyle feryat etmişti: -Emir Sultanım! Osman Gazi nin mezarını tekmelediler. Kalk da bizi kurtar, diye ağlamış ağlamıştı. Sonra bu üzüntüyle evinin yolunu tutmuştu. Gece gözlerini kapatınca kendisini Emir Sultan Hazretlerinin karşısında duruyor görmüştü. Hazret kendisine doğru: -Be ahmak memleketi kurtarmak ölülerin değil, dirilerin vazifesidir, demiş ve suratına bir tokat patlatmıştı. Adam, yatağından fırlamış ve yediği tokadın tesiriyle çenesinin eğildiğini görmüş, ölünceye kadar eğik çeneyle gezmişti. Geçmişte ecdadımız, büyük kahramanlıklar yaparak Malazgirt te, İstanbul un Fethi nde, Mohaç ta, Çanakkale de, İstiklal Harbi nde destanlar yazdı. Fakat onlar bu asırda gelip yeni destanlar yapmazlar. Yeni destanlar yazma ve ecdadımızı sevindirme işi bize kalmıştır. Tarih bizim de neler yapabildiğimizi kaydedecektir. Acaba bizlerden nasıl bahsedecek?

SAYFA 10 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 GÜNCEL HABERLER 117 Eylül Şubat 2014 2013 Pazartesi Perşembe Kültür ve sanatın kalbi bu merkezlerde atacak! Denizli ye kültür ve sanat alanında farklı bir prestij kazandıracak Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi ve Denizli Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi nin yapımı tüm hızıyla devam ediliyor. Denizli de kültür ve sanatın kalbi yeni yapılan bu modern merkezlerde atacak Denizli Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı tarafından inşaat çalışmaları devam eden Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi ile Denizli Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi Denizli nin kültür ve sanat hayatına önemli katkılar sağlayacak. Kentin kültür ve sanat hayatına yeni bir bakış açısı getirecek iki dev projenin inşası hızla yükselirken, modern yapıların bu alandaki önemli bir eksikliği kapatacağı kaydedildi. Yerel yönetim anlamında Türkiye de örnek olarak gösterilen Denizli Büyükşehir Belediyesi nin en iddialı projelerinden biri olan Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi nin betonarme imalatlarının yapıldığı ifade edilirken, talihsiz yangın sonrasında kullanılmaz hale gelen Belediye Sanat Merkezi inşası da aynı hızla devam ediyor. Denizli Büyükşehir Belediyesi, yeni sanat merkezinde ise bin metrekarelik temel alanında 800 metreküplük beton döküm işini tamamlarken, kolonların yapımı tüm hızıyla sürüyor. "Denizli hak etiğini alacak" Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, yapımı hızla devam eden iki yapının Ege Bölge- si nin en modern sanat merkezleri olacağının altını çizdi. Başkan Zolan, Bir çok alanda olduğu gibi kültür ve sanat alanında da Denizli yi bölgenin en güçlü ve modern şehri haline getirmeyi hedefliyoruz. Türkiye de örnek olarak gösterilecek olan bu modern merkezleri, halkımızın hizmetine sunmak adına çalışmalarımız aralıksız olarak devam ediyor" dedi. Çalışmalar tamamlandığında kültür ve sanat alanında Denizli'nin bölgenin en güçlü şehri haline geleceğini vurgulayan Başkan Zolan, "Kültür ve sanat alanında birçok etkinliklerimiz var ama en büyük sıkıntımız salon konusunda idi. Bu merkezlerle artık fiziki anlamda da bir sıkıntı yaşanmayacak. İnşallah Denizli hak etiğini alacak dedi. Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi 25 bin metrekare alana sahip olacak Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi'nde 2 bin, bin ve 500 kişilik konser, oyun ve toplantı salonları bulunacak. Bunun yanında merkezde sergi salonları, daha küçük çaplı toplantı ve prova alanı olacak. Ayrıca çocuk oyun alanları, nikah salonları ile çocukların uzayla ilgili merak ettiklerini öğrenebilmeleri için planetaryum salonu bulunacak. Modern çağın tüm gereklerini içinde barındıracak merkezde, otopark da yer alacak. Belediye Sanat Merkezi Belediye Sanat Merkezi'nde ise 1 büyük ve 6 küçük olmak üzere toplam 7 gösteri salonu ile 3 iş yeri bulunacak. Bölgenin en modern sanat merkezlerinden biri olacak bu merkezde konser ve tiyatro gibi farklı etkinlikler de düzenlenebilecek. Kent merkezinde eski yerinde inşa edilen sanat merkezi bölgeye canlılıkta getirecek. BİNA TASARIMINDA Osmanlı'yı örnek alalım Savaşın bittiği bir dünyada YAŞAYALIM Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı, Necdet Özer, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında, İnsanların huzur, güven ve mutluluk içerisinde yaşamasının temel koşulu olan barış ve dostluk ortamının sürekli olması, en büyük temennimizdir ifadesini kullandı. Özer, mesajında şu görüşlere yer verdi: Maalesef Filistin başta olmak üzere diğer Müslüman ülkelerdeki yaşanan can kayıpları bizleri derinden yaraladı. Şuanda ise Gazze'de sağlanan ateşkesi olumlu bir gelişme o- larak değerlendiriyoruz. Ancak kadın çocuk demeden, çok sivil insan canından oldu. Bu olay, medeni dünyada onur kırıcı bir insanlık ayıbı olarak tarihe geçmiştir. Ülkemize komşu ülkelerde devam eden bu kargaşa ve belirsizlik, yeniden huzursuzluk kaynağı olarak karşımızda durmaktadır. Bunun da bir an önce çözüme kavuşması beklenti ve dileğimizdir. Bizler, 1 Eylül Dünya Barış gününü vesile bilerek tekrar söylüyoruz, bölgenin en kısa zamanda huzura kavuşmasını, acıların dinmesini temenni ediyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun geleceğe umutla bakılsın istiyoruz. Dostluğa ve kardeşliğe yapılan yatırımlardan hiçbir zaman hiçbir ülke zarar görmemiştir. Ulu Önder Atatürk ün Yurtta barış, dünyada barış ilkesi ile tüm dünyaya sesleniyoruz. Savaşın tamamen bittiği, dostluğun, kardeşliğin ve insanlığın bütünleştiği bir dünyada yaşayalım. diye konuştu. Tarihi evler ile modern binalar arasındaki farka dikka çeken Yurttaş, "Eski ustalar, ev yaparken komşu ile ilişkiye, dışarıdan görünüşe, evin çatısına, bacasına ve hatta yukarıdan görünüşüne dikkat etmişler. Hiç kimse bir diğerinin güneşine engel olmayacak şekilde inşa edilmiş evler" dedi Manisa Milletvekili Dr.Muzaffer Yurttaş,Manisa Kula'da kula Evleri'nin önemine dikkat çekti. Yurttaş, "Kula ya bir hafta sonu vaktinizi ayırınız ve o muhteşem tarihe şahitlik ediniz. Kula evlerindeki felsefeyi anlamaya çalışınız. Bu evler basmakalıp binalar değildir. Onların bir ruhu ve anlamı vardır. Orada sanatı, bereketi, saygıyı ve ahlaki yaşantıyı görürsünüz. Şimdi artık evlerin her tarafı cam haline geldi. Ne mahrem bir mekan kaldı, ne de sığınılacak bir yuva var ortada. Yeni binalar sınırları ve yüksekliği analiz edilmeden inşa edildiği için bir huzur vermiyor insana. Mimarlar içinde yaşayacak kişileri ve onların ihtiyaçlarını düşünerek değil, kendilerini ve reklamlarını hayal ederek bina yapmaya başladılar. Öyle olunca da ortaya çıkan yüksek binalarda, huzur ve sükunetin yerine gösteriş ve ihtişam düşüncesinin yansımaları kendini buldu. Yeni şehir anlayışında komşu kelimesinin bir anlamı kalmadı. Komşuda pişer, bize de düşer deyimi anlamını yitirdi. Dünyanın en uzak yerlerine, hatta aya ayak basan insanoğlu karşı komşusunun evine ayak basmaz ve halini sormaz oldu. Kimsesiz insanların ölümünü günler sonra öğreniyor o semtte oturanlar. Herkesle haberleşme imkanına sahip günümüz insanı, alt kattaki aç ve ihtiyaç sahibinden habersiz yaşıyor" dedi. BÜYÜK BİR DÜZENSİZLİK VAR Tarihi evler ile modern binalar arasındaki farka dikka çeken Yurttaş, "Kula evlerinde avlu kapıda iki çeşit kapı tokmağı var. Büyük olan vurulduğunda erkek misafir geldiği, küçük olan vurulduğunda kadın misafir olduğu anlaşılıyor. Kapı açılınca bir iç avlu karşılıyor sizleri. Mahremiyeti ve saygıyı içeriyor bu mekan biçimi. Avlunun iki yanında sıralanmış odalar ve karşıda misafirler için hazırlanmış daha görkemli bir yapı hakim. Dede ile torun aynı avluda yaşıyor ve büyükler tecrübelerini burada gençlere aktarma imkanını buluyor. Eski ustalar şimdiki mimarların aksine, ev yaparken komşu ile ilişkiye, dışarıdan görünüşe, evin çatısına, bacasına ve hatta yukarıdan görünüşüne dikkat etmişler. Hiç kimse bir diğerinin güneşine engel olmayacak şekilde inşa edilmiş evler. Duvarlar kalın ve yalıtımlı, komşudaki sesi de, ısıyı da geçirmeyecek şekilde örülmüş. Şimdi bir şehre havadan bakarsanız, bir sürü düzensiz ve göze hoş gelmeyen bir yapı ile karşılaşırsınız. Her köşesine büyük bir uygarlığın taşını koyması gereken mimaride kaos ve göz zevkini bozan bir yapı hakim. Osmanlı evine, Selçuklu evine baktığınızda bir kültürün eserini görmek ve hangi döneme ait olduğunu bir bakışta anlamak mümkün. Ama şimdiki yapılardan yola çıkarak bir dönemi tarif etmek ve bir eserden bahsetmek imkansız. Her avluda neredeyse bir nar ağacı var.kula evlerinde. Hatta evlerin ahşap kısımlarında bile nar motiflerine rastlamak mümkün. Nar bereketin sembolü olarak kabul edildiği için yaygın olarak evlerde mevcut. Mekanlar satmak için değil yaşamak için yapıldığında her şey yerli yerince ve her bir bölümün ayrı bir anlamı var. Tavanlar, kapılar, ocaklar hep bir sanat eseri konumundalar. Tavan gökyüzünü, kilim de üstüne basılan cenneti temsil ediyor. Dolaplar, rahleler, kapaklar ve pencereler ayrı bir özen ve tezyin ürünü. Ustalar çevreyi, bakan gözü, komşu hakkını düşünerek inşa etmişler mekanları. Ustalık kopya e- serler üretmek değil, özgün ve bakıldığında muhteşem! denilecek şaheserler meydana getirmektir. Ustanın görevi dünyayı ve yaşamı güzelleştirmektir. Eserleri ile çevre sorunu üretmek değil, ruha ve gönle hoş gelen bir çevre meydana getirmektir gerçek ustalık. Avrupa da artık Yavaş Şehirler gündemde. Yüksek binalardan sıkılan, şehrin telaşından boğulan insanlar kendilerini köylere, çiftliklere ve küçük yapılara atıyorlar. Genç mimarlara ve sanatçılara g- eleceği korumak ve yeniden kurgulamak için büyük görevler düşüyor. Yeni bir bakış açısıyla mekanları ve şehirleri inşa etmek gerekiyor. Kentsel dönüşümden çok öte, bir mekan ve yaşam alanı planlaması gerekiyor. Ruhu olan evler, ruhu olan mahalle ve şehirler kurgulamak ve onu hayata geçirmek için ödün vermeden yola devam etmek zorunlu hale geldi. Güzel bir dünya inşa etme görevi olan insan oğlu binaları, yapıları, doğayı, suları, dağları, ovaları yeniden gözden geçirmeli ve yaptığı çevre katliamına bir dur demelidir. Meydana getirilecek yapılar insani ölçülerde olmalıdır. Kurulacak mahalleler bakkalı, manavı, sanatçısı, yaşlısı, genci, engellisi, çocuğu yetişkini ile herkesin huzur içinde yaşayabileceği ve komşu hakkına riayet edecek türden, g- elecek nesillere iyi bir miras olarak bırakılabilecek yapılar olmalıdır. Dünyada mekan, ahirette iman diye tarif edilen mekanlar gönlü ve ruhu arındıran, sağlıklı ve bir sanat eseri olarak, dantel gibi işlenmiş, ruhu olan yapılar olmalıdır. Felsefesi ve ruhu olan eserler yapmak için tarihi tekrar okumamız ve geçmiş ile bugünü iyi analiz ederek yeni bir pencereden bakabilmemiz gerekiyor. Şehir mimarisini sosyal gereklere, ruhi yapımıza ve inanç sistemimize göre tekrar dizayn etmek zorundayız. Aksi takdirde evler huzur mekanı olmaktan çok uzak, sadece bir otel vazifesi görmeye mahkum kalacaktır. Bir hafta sonunuzu Kula ya ayırın. Bir de bu gözle o tarihi evleri yeniden gezin. Göreceksiniz atalarımız ne ince düşüncelerle mekanları, binaları ve beldeleri kurmuşlar. Yeni ve yaşanabilir bir dünya inşa etmek için çalışan mimarlara ve ustalara selam olsun. Sağlık ve huzur dileğiyle" dedi.

SAYFA 11 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ 117 Eylül Şubat 2014 2013 Pazartesi Perşembe Siyaseti sözlüklere bakarak izlemek noktasına geldik ya... Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Sonunda siyaseti de sözlüklere başvurarak i- zlemek noktasına geldik ya, bu da bir şeydir... Önce eski Başbakan yeni Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın AK Parti olağanüstü kongresinde Beyaz Türkler'e "Biz sizi anladık, siz de bizi anlamaya çalışın" şeklinde seslenirken "Musafaha için elimi uzatıyorum" demesi üzerine "Musafaha"nın dostluk için birlikte olmak, tokalaşmak anlamına geldiğini öğrendik. Daha sonra da eski Dışişleri Bakanı yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun aynı kongredeki konuşmasında "Yeni kültürel uyanış, insanlığın temel değerler itibarıyla varoluşsal ve epistemolojik problemlerle karşı karşıya kaldığı bir dönemde, bütün insanlığa evrensel bir medeniyet çağrısı yapacak bir uyanıştır" demesi üzerine "Epistemoloji" kelimesine takıldık. "Episteme"ler değişirken Meğer Yunancada "Episteme" bilim "Logos" ise öğreti anlamına gelirlermiş... Bu kelimelerden türetilen "Epistemoloji" de "Bilim felsefesi" anlamına geliyormuş. Yıldıray Oğur dün Türkiye'deki yazısında bu kavramı daha da açıp, şunları yazmıştı: "Foucault'un tarif ettiği zamanın, siyasetin hayatın kodları, kültürel şifrelerini içeren ana kodlar olan 'episteme'lerin değiştiği bir kavşaktayız. Daha doğrusu o değişen 'episteme'lere göre bir siyaset ve kamusal hayat inşa etmenin eşiğindeyiz. Bu paradigmatik kopuşa laik kesimin verdiği cevap; o 'episteme'leri ağır çekim bir halk ihtilaliyle değiştirmekte olan halkı epistemoloji kelimesi üzerinden yeniden o- ryantalize etmekten, aşağılamaktan, bunlar ne anlar dilinde ısrar etmekten fazlası olmadı..." Bize yabancı gelen kelimeler ve kavramlar üzerindeki çeşitlemeler aslında sonsuz ve bazen de güldürücüdür. Sıpalardan spagettiye Örneğin İtalyanların ulusal yemeği olan "Spagetti"nin kökenini Konya'da bulanlar vardır... Buna göre makarnanın her çeşidini üreten İtalyanlar, dünyada başka çeşit makarna kaldı mı sorusuna cevap bulmak için 16'ncı yüzyılda dünyanın her köşesine heyetler göndermişler. Bu heyetlerden biri Konya'nın bir köyünde "Şehriye"yi görmüşler. Bu ince, yuvarlak ve uzun makarna türünden yüzlerce kilo örnek alıp, eşek kervanındaki eşeklere yüklemişler. Kervandaki eşekler Çanakkale'de bekleyen gemilere çıkarlarken fırtına kopmuş, eşekler denize düşmeye başlamışlar. Kervanın başındaki Konyalı da bu sırada "Sıpa gitti, sıpa gitti" diye feryat ediyormuş. İşte "Spagetti" kelimesi de bu "Sıpa gitti"den türemiş. Meslektaşım Şeref Özgencil de ünlü şampanya markası "Dom Perignon"un başlangıcının Elazığ olduğunun iddia edildiği bir hikâye anlattı. Dom Perignon ve Elazığ Buna göre "Öküzgözü" üzümünü tatmak üzere 17'nci yüzyılda Elazığ'a gelen Fransız rahip, bu üzümü kendisine ikram eden köylü kadın Perihan'a giydiği şalvarın adını sorunca "Don" cevabını almış. Bunun üzerine "Don"dan "Dom"u, Perihan'dan da "Perignon"u üretip, ürettiği şampanyasına "Dom Perignon" demiş... Bu hikâyeye kapılırsanız 1639 ile 1715 arasında yaşayan ve bir kâtipken vaftiz edilip rahipliği seçen ve şampanyanın babası olan Fransız'ın adını da, Dom'luğunu da, Elazığ'da aldığına inanmanız gerekir. Hepinize iyi ve mutlu pazarlar diliyorum. 31.08.2014 Abdurrahman D L PAK YENİ AKİT GAZETESİ Azazil Salih Memişoğlu nun yaşadığı olaylardan yola çıkılarak hazırlanan bir film geçtiğimiz günlerde gösterime girdi. Film dine yamanmaya çalışılan hurafelerle ilgili olmadığı gibi, bilimle bu olay arasındaki ilişki de filmde sorgulanıyor. Zaten filmin danışmanları arasında Prof. Dr. Safa Saygılı ve Uzm. Dr. Hamdi Kalyoncu da bulunuyor. Yard. Doç. Ali Akben de danışma kurulunda.. Bu konu herkesin kendi arasında konuştuğu, dışa karşı sükut ettiği bir konu. Cin, şeytan konusunu insanlar yüksek sesle konuşmaktan korkuyor.. oysa sürekli o taşlanmış şeytanın şerrinden Allah a sığındığımızı söylüyoruz. Hannas ın vesvesesinin şerrinden de Allah a sığınıyoruz. İnsanların ve cinnin de şeytanlaşanları vardır. Şeytanın ya da cinnin bir insanın bedenine hakim olması ille de onun maddi anlamda hasta olması anlamına gelmiyor.. Her günah şeytanla ilişkilidir. Onun davetine icabettir. Şeytan yeri gelir bir politikacı olur, yeri gelir şeyh olur, yeri gelir bir sanatçıdır. Hani sende şeytan tüyü mü var derler ya, zaman olur, çok hoş da gözükebilir gözümüze.. Bana kalırsa bu olahlar bizim literatürümüzde korku filimlerinin konusu değil. Evet, bu işin gerçekten korku verici yanı da olabilir. Ama öte yandan biz hepimiz, melekler, cinler ve şeytanlarla bir arada yaşıyoruz ve nefsini şeytana satan kişilikler şeytanları kıskandıracak işler yapabilirler. Hz. Süleyman mabedinin inşasını hatırlayın. Harut- Marut olayını hatırlayın, Yecüc-Mecüc olayını hatırlayın. Hz. Musa nın Firavun un sarayında büyücülerle karşılaşmasını hatırlayın. Bu dünyada yalnız değiliz. Onlarla iç içe yaşıyoruz.. Bilmem biliyor musunuz, kiliselerde hâlâ cin çıkarma ayinleri düzenlenir.. Ruh çağırma olayları da bununla ilgilidir.. Olay büyücü kadın hikayeleri ile sınırlı değil. Ezoterik konular aslında hayatımızda sanıldığından daha etkili.. Bu konunun gelecek zaman diliminde insanların gündemini, her anlamda daha fazla meşgul edeceğini düşünüyorum. Bu sağlıklı bir birey ve toplum için def-i mazarrat anlamında olduğu kadar, celb-i menafi anlamında da önem taşımaktadır. Bu konuların sağlıklı bir şekilde konuşulması için önce doğru bilgiye ihtiyaç var. Azazil bu anlamda doğru yöne ileri doğru atılmış önemli bir adım.. Devam edecek bölümlerde daha iyi, doğru ve güzel şeylerin yapılacağını düşünüyorum.. İlk filmde şeytanın bir insanın bedenine hakim olması ve kurtuluş mücadelesi anlatılıyor. Yoğun ses efektleri ile filmin korku dozu artırılmaya çalışılmış. Azazil Allah ın emrine uymadığı için kovulan şeytanın adıdır. Kabbalistik inanışa göre bugünki Tevrat taki Enoş kitabında sözü edilen insan kızlarla evlenerek yeryüzünde fesat çıkartmaya çalışan, Nefilim denen müfsit bir topluluğa liderlik yapan kovulmuş şeytanın adıdır. İbranice konuşan bu Şeytan, bir büyücü aracılığı ile bir kıza musallat edilir.. ve bu konularla ilgili bir kişi dualarla bu şeytanı kovar. Filmin konusu bu.. Bu konunun siyaset, iktisad, askeri konularla ilgili çok farklı versiyonları tarihten bugüne anlatılır durur. Devler, cinler, şeytanlar sadece masalların, mitolojilerin konusu değildir.. Zafer Bayramı Nuriye Akman ZAMAN GAZETESİ İnsan hakikaten bir su damlası. Bir yüzü göğe, diğer yüzü yere dönük. Havada asılıyken de toprağa inerken de nihai amacı denize karışmak. İster henüz bulutun kalbinde otursun, ister bir yaprağa çiğ olarak konsun, isterse ırmaklara karışsın, denize varmadan ona huzur yok. Bu fotoğrafı gördüğümde, Mevlânâ nın İçimde aşkın nurundan bir deniz meydana geldi ve bütün evren o denizde boğuldu gitti dizesini hatırladım. Sonra rübailerini karıştırmaya başladım ve bu kez de şu dizelere rastladım: Denizin sahile bıraktığı köpüklere de ki; çırpınmanız, oynaşmanız, gürlemeniz, gezip tozmanız ne oldu? Neden sessizce kıyıda uyuyorsunuz? Deniz sizi yok olmanız için mi kenara attı? / Sahilde kumlar üzerinde sessizce uyuyan köpükler de sana dille, dudakla değil, hal dili ile; bu soruyu bize zorma, d- enize sor derler... İnsan hakikaten bir su damlası. Bir yüzü göğe, diğer yüzü yere dönük. Havada asılıyken de toprağa inerken de nihai amacı denize karışmak. İster henüz bulutun kalbinde otursun, ister bir yaprağa çiğ olarak konsun, isterse ırmaklara karışsın, denize varmadan ona huzur yok. Bu kadar güçlü bir arzunun her zaman bilince yükselmemesi, çok derinlerinde saklanması ise şaşılacak şey. Asli ö- zleminin farkına vardığı an zaten damlanın içinde bir deniz peydah oluyor. Fakat orada bir tuzak var. İnsan denize çizilmiş köpükten resimlerine hayran kalıp damla haline varlık atfetmeye devam edebiliyor. Yapması gerekeni; diplere bir dalgıç heyecanıyla dalmayı unutuyor. Bazen de aşağılarda kaybolmaktan korkuyor. Oysa iniş gibi gelen eylem gerçekte tam bir çıkış olacak. Tabii bulunduğu derinlik neyse görüp hissettikleri ona göre değişecek. Ne zaman ki denizin altı ile üstü karışacak, ne zaman aydınlıktan ve karanlıktan kurtulacak, balığı, yosunu, taşı eriyip hemhal olacak, işte o günü zafer bayramı olarak kutlayacak... EMİN MİSİN ARKADAŞ? Hadi biraz akıntıya kürek çekelim. Ya bu iç bükey ayna doğruyu söylüyorsa, ya asıl yalancı olan normal aynalarsa? Gördüğümüzden nasıl emin olabiliriz? Dahası kanıtlanmış addedilen bilgiye nasıl güvenebiliriz? Başkalarının gözleriyle sözlerine i- nanmaktan başka bir şansımız var mı? Oysa beş duyuyla algılanan herşey fotoğrafı daima eksik veriyor. Bilimin borusu bile kabulleri yanlışlanıncaya kadar ötüyor ki, bu kutsal çabanın amacı zaten eninde sonunda aksi ispatlanacak hipotezler üretmek. Bu sonu olmayan bir süreç. Gerçeğin daima farklı açıdan çekilebilecek alternatif bir hali var çünkü. Her şeyin birden açıklanabilmesi mümkün değilse tek bir şeyin bile doğruluğundan emin olamayız. Hem Her şey in tanımını kim yapacak ki? Bilgin çok ama bilge yok. Asılalım küreklere: Ya bedenimiz sandığımız gibi katı değil de, bulutsu bir letafeti yansıtıyorsa? Ya baştan aşağı gözden ibaretsek, gerisi faso fisoysa? Ya çok ama çok güzelsek, bize kusur atfedilemezse? Ya ne bir eksiğimiz ne bir fazlalığımız varsa, baştan aşağıya mükemmelsek? Yar bize bir manivela! Dünyayı kaldırmamız lazım! GECE GÖRÜŞÜ Ulaşmak istediğiniz şey hem uzak hem de karanlıktaysa gece dürbününe ihtiyaç duyarsınız. Çıplak gözünüzün erişemeyeceği görüntüleri başka türlü yakalayamazsınız. Dürbün yaklaşmakta olan tehlikeye karşı sizi uyarır ve tedbir almanıza imkan tanır. Peki ya bir düşman beklentisi içinde değilseniz, tam aksine gecenin gizli dostlarını görmek istiyorsanız ne olacak? Elinize tutuşturulacak en marifetli dürbünler bile fayda sağlamaz. Abdülkadir Belhî, Kunûzu l-ârifîn de der ki, O yakınlığından dolayı sana uzak görünür. Örtüler kalkınca O nun yakınlığı belli olur. Erenleri okuduğumuzda anlıyoruz ki, örtüler çoğunlukla geceleri kalkıyor. Mevlânâ, Belhî yi teyid edercesine şöyle söylüyor: Sana çok yakınlığımdan ötürü uzağa düşmüşüm. Seninle son derece içli dışlı olmamdan dolayı senden ayrıyım. Sana olduğum gibi apaçık göründüğüm için örtülüyüm. Seninle çok görüşüp konuştuğum için dertliyim, hastayım. Peki bütün bu gece görüşlerinde neler olur? Mevlânâ ya göre gece olunca bir sevda davulu çalmaya başlar. Böylece O nu sevme zamanının geldiği haber verilir. Gece olunca nerede bir beden varsa hepsi maddi varlıklarını kaybeder ve ruh olur. O yüzden gecelerin ıskalanmamasını önerir: Geceleyin yürü, zira gece sırlar rehberidir. Herkes uyurken ilahi aşk sırları, mânâ zevkleri gönüle gelir. Çünkü geceleyin gönlün kapıları açılır. Yapılan işler, yabancıların gözlerinden gizlenir. Geceleyin gönlümüz aşk ile, gözlerimiz uyku ile karışmış olduğu halde, bizim yarin güzel yüzü ile işimiz vardır. Göze de dürbüne de ihtiyaç olmayan o buluşmalardan başka haber veremiyorlar. Nazar etme ne olur, çalış senin de olur gibi arabeske de y- atmıyorlar. Ne yapacağız o halde? Arzunun dışında ne var elimizde? 30.08.2014 Konusu, anlatım dili itibarı ile önemli ve cesur bir başlangıçtır bu film.. Aslında falcılık, müneccimlik, medyumluk, ruh çağırıcılığı gibi konular hep bu konu ile ilgili.. Film Düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden sabah aydınlığının Rabbine sığınırım diyen Felak suresindeki ayetle başlıyor. Bu da film yapımcılarının düşünce ve niyetlerini ortaya koyması açısından önemli. Büyücülük, sihir gibi uygulamalar müfsit bir gayeye hizmet ettiği için dinen yasaktır.. Allah tan başka hiç kimse verilen bilgi ve izin dışında gaybı da bilemez, kadere, rızga ve ecele de hükmedemez. Ne Hz. Yakub Yusuf unu bulabilir, ne Hz. Ali insanların kalbini değiştirebilir. Bu insanın kuvve-i maneviyesini yok saymak anlamına da gelmez. Allah ın gaybi yardım ve tasarrufları bir ikram olmak üzere bize ulaşabilir.. Azazil filmi, bu anlamda yeni bir tartışma başlatabilir.. Hurafelere düşmeden bu konular hakkında bilgi sağlamak birtakım kötü niyetli kişilerin hilelerine karşı dikkatli olmak açısından bir imkana dönüşebilir.. Eğer korku filmlerinden rahatsız olmuyorsanız Azazil filmini kaçırmayın derim. Şu günler de tüm Türkiye de gösterimde. Bu bir ilk. Bu filmin başarısı yeni çalışmalar için yön gösterici olacak. Dilerim yeni filmler, sadece korku filmi sevenler için değil, herkesin izleyebileceği yeni filmler için model olur.. Selâm ve dua ile.. 31.08.2014

ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS110 110 Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka 372 58 74 Kadifekale 225 49 99 Bornova 388 10 03 Bostanlı 386 17 86 Buca 487 13 61 Karabağlar 237 13 07 Çamdibi 433 65 59 Çiğli 376 73 23 Balçova 278 76 02 Evka 4 351 09 04 Evka 1 452 24 77 Gaziemir 251 00 44 Hatay 250 86 40 Narlıdere 238 35 97 Güzelbahçe 234 25 34 HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa 616 87 87 N.S. İşgören Alsancak 463 64 65 Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı 422 00 76 Alsancak Diş Hast. 464 78 62 Atatürk Devlet 244 44 44 Behçet Uz 489 56 56 Bornava Dev. Hast. 375 58 58 Bozyaka Eği. Hast. 250 50 50 Buca S.D. Hastanesi 452 52 52 Çeşme A. Çizgenakat 712 07 77 Foça 812 14 29 Göğüs Hastanesi 433 33 33 Konak Diş Hastanesi 441 81 81 Karşıyaka 366 88 88 Çiğli Dev. Hastanesi 376 23 33 Menemen Dev. Hast. 832 58 59 Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi 743 20 10 Selçuk Dev. Hast. 892 70 36 Urla Dev. Hastanesi 752 10 04 Tepecik Dev. Hast. 469 69 69 -Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00 -Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi 272 00 11 Agora Tıp Merkezi 425 73 73 Atakalp Kalp Hastanesi 483 14 14 Atakent Tıp Merkezi 336 11 95 Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35 Atafizik, Fizik Ted. Mer. 231 25 15 Batıgöz Hastanesi 489 03 03 Bornova Tıp Merkezi 388 20 40 Bornova Özel Tıp Mer. 343 23 50 Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi 339 77 83 Buca Tıp Merkezi 438 14 14 Buca Sağlık Merkezi 438 06 20 Central Hospital 341 67 67 Can Tıp Merkezi 232 13 48 Caner Göz Merkezi 278 81 11 Çağdaş Tıp Merkezi 285 95 95 Çankaya Tıp Merkezi 425 31 31 Çesav Tıp Merkezi 362 67 67 Çeşme Sissus Has. 723 05 55 Çınarlı Hastanesi 462 27 27 Çiğli Özel Sağ. 386 26 16 Diyabet Hastanesi 449 13 19 Diamed Dah. Dal Mer. 465 27 37 Doğa Tıp Mer. 244 16 16 Dr. Sıhhat Tıp Merkezi 367 67 47 Efes K.B.B. Merkezi 446 15 16 Ege Sağlık Hastanesi 463 77 00 Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45 Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi 489 35 35 Ekol K.B.B. Dal Mer. 386 55 05 Ekol K.B.B. Şube 369 89 65 El ve Mikro Cerrahi 441 02 21 Gazi Kent Tıp Merkezi 252 45 00 Gaziemir Tıp Merkezi 251 47 67 Hayat Hastanesi 441 41 96 İzmir Hastanesi 483 31 31 İrenbe Tüp Bebek Mer. 464 58 88 Karataş 441 41 70 Karşıyaka Tıp Merkezi 369 00 91 71 Şubat Eylül 2014 2013 Pazartesi Perşembe Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde yaşayan ve 2 sene önce trafik kazasında omurilik felci olan Aynur Kumru, arılarının sevgisi ile yeniden hayata tutundu -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara 11811 Danışma 444 14 44 Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova 277 25 25 Afm Park Bornova 373 73 20 Afm Forum Bornova 373 03 50 Afm Ege Park 324 42 64 Afm Passtel 489 22 00 Avşar Palmiye 277 48 00 Cinebonus 278 87 87 Cinebonus 446 90 40 Cinebonus (Ykm) 425 01 25 Cinecity Kipa Çiğli 386 58 88 Çeşme Hollywood 712 07 13 Çamlıca 343 83 15 Deniz Karşıyaka 381 64 61 Batı Sineması 347 58 25 Çınar Sineması 489 88 85 Karaca Sineması 445 87 76 Kipa Hollywood 252 56 66 Menemen Kültür 832 14 11 Şan Konak 483 75 11 Çınar Center 277 11 00 Sema Sineması 483 91 00 Konak Sineması 483 21 91 Desem Sineması 422 53 10 Karşıyaka Sineması 381 50 98 İzmir Sİneması 421 42 61 -Tiyatro- Konak Sahnesi 483 50 35 Ragıp Haykır Sahn. 369 14 87 İzmir Devlet Tiyat. 445 89 41 Uğur Mumcu Sahnesi 343 04 33 İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi 446 77 95 İsmet İnönü Sanat Merkezi 441 09 02 POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi 255 04 44 Bornova Yeni Yaşam 388 03 31 Bozyaka Halk 261 39 13 Bozyaka Dispanseri 256 09 86 Buca Çözüm 438 76 26 Cansu Karabağlar 237 73 83 Çamdibi Derman Polik. 435 00 77 Çizgi Polik. 226 34 34 Deniz Sağlık Polik. 369 90 91 Ege Sağlık 487 57 64 Egeform Fizik 464 24 24 Eşrefpaşa Ö.Sağ. 227 35 26 Eşrefpaşa Zinde Polik. 262 64 71 Gaziemir Dr. Polik. 252 36 92 Gazi Kent Polik. 274 13 74 Halk Polik. 285 46 34 Hatay Özel Sağlık 250 51 52 İhtisas Polik. 254 13 13 Karşıyaka Park Sağlık 367 22 22 Mevlana Polik. 343 32 43 Mersinli Özel Sağlık 461 19 99 Neron Psikiyatri 256 76 76 Nergiz Özel Sağlık 364 08 10 Onur Polik. 458 77 45 Özel 9 Eylüllüler Polik. 453 81 11 Özel Altındağ 458 05 89 Özel Brn Dr. Dispanseri 347 38 92 Özel Çiğli Polik. 386 05 95 Özel Eylül Polik. 373 85 74 Özel Gülhan Polik. 347 99 91 Özel İrem Sağlık Polik. 251 84 24 Özel İzmir Polik. 343 23 50 Özel Pınarbaşı Polik. 479 80 25 Özel Sarnıç Polik. 281 64 03 Özel Seferihisar Polik. 743 58 48 Özel Serin Polik. 261 29 99 Özel Yedigöller Polik. 442 29 92 Özel Yenişehir Polik. 433 09 24 Park Sağlık Polik. 367 22 22 Sevgi Özel Sağlık 438 37 38 Şöferler Odası Sağlık Polik. 227 99 35 Teos Polik. 743 57 77 Vefa Polik. 341 84 24 Yeşiltepe Polik. 351 38 72 Yıkık Cami Halk. 271 27 27 -Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi 285 96 50 Kara Hastanesi 262 55 55 ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi 330 52 30 Dokuz Eylül Ünv. 412 22 22 Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik. 369 30 40 Ege Üniversitesi 444 13 43 İlaç ve Zehir Dan. 277 73 33 Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi 330 52 30 -Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak. 388 19 63 Konak Doğum Evi 489 09 09 Tepecik Doğum Hast. 449 49 49 -Kan Merkezleri- Kızılay 463 63 53 Çocuk Hastanesi 433 06 08 Ege Üni. 388 28 61 Tepecik Kan Merkezi 433 38 74 ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları 464 88 89 THY Rezervasyon 444 08 49 Basm. Rezervasyon 484 86 38 Alsancak Gar 464 77 95 Santral Garaj 472 10 10 -Körfez Ulaşım İskeleler- Konak 484 98 56 Karşıyaka 368 00 42 Alsancak 464 78 31 Bostanlı 330 89 22 Bayraklı İskele 345 77 53 Pasaport İskele 484 22 56 Göztepe İskele 224 20 22 Üçkuyular İskele 259 40 13 -Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb. 435 11 84 Buca 426 69 37 Çiğli 376 90 91 Karşıyaka 369 79 80 Bornova 388 83 78 Narlıdere 238 32 90 Eşrefpasa 261 48 04 Gaziemir 251 92 05 Güzelbahçe 234 05 34 Konak 425 60 60 Çeşme 712 63 46

1 Eylül Şubat 2014 2013 Pazartesi Perşembe ahmetrasimk@hotmail.com Halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen glokom hastalığının, 40 yaş üzerindeki insanları tehdit ettiği belirtildi. Doruk Sağlık Grubu Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Anıl Resmi, glokomun göz tansiyonunun yükselmesi ve buna bağlı olarak gelişen görme kaybı olduğunu belirtti Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Levent Taşlı, cildi kuru ve yağlı olan birinin kullanacağı güneş kreminin çok farklı olması gerektiğine dikkati çekerek bu konuda hekimlerden yardım alınabileceğini bildirdi. Taşlı, yaptığı açıklamada, güneş ışınlarının cilt üzerinde oluşturduğu yanıkların, cilt kanseri, cilt yanıkları, sıcak yorgunluğu, sıcak çarpmasına neden olduğunu, günün her saatinde bu ışınlardan korunması gerektiğini belirtti. Güneş koruyucuların önemine işaret eden Taşlı, ışınların zararlı etkilerinin yıllar içinde vücutta biriktiğini, onun için bebeklikten itibaren günün her saatinde bu ışınladan korunmak gerektiğini ifade etti. Uzun tatil dönemlerinde yoğun güneşe maruz kalan tatilcilerin 30-50 faktörlük koruyucu kullanmalarını tavsiyesinde bulunantaşlı, şöyle konuştu: "Koruyucu alırken en çok dikkat edeceğimiz şey faktörüdür. Eğer cildimiz güneşe hiç tolerans edemiyorsa zaten düşük faktörlü de bile yanıklar oluşacaktır. Cildi kuru ve yağlı olan birisinin kullanacağı güneş kremi çok farklı olmalıdır. Kendimizi için en ideal koruyucuyu seçebilmemiz lazım. Yada bir hekim kontrolü altında bunu seçmek lazım. Bununla ilgili yardım alınması çok önemlidir." (AA) Türkiye'nin, Avrupa ülkeleri arasında diyabetin (şeker hastalığı) en sık görüldüğü ülke olduğu belirtildi. Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) tarafından yayımlanan "6. Diyabet Atlası"nda, Türkiye'de diyabet sıklığına ilişkin verilere yer verildi

SAYFA 14 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 17ubat Eylül 2013 2014 Perşembe Pazartesi Bolu Dağı Tüneli'nde 10 numara yağ uyarısı AİBÜ Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Altunpak, "Otobüs ve kamyon gibi ağır araçlarda, Bolu Dağı Tüneli rampasını çıkarken çok ciddi anlamda hararet oluştuğunu, uygunsuz yakıtın contadan ya da başka şekilde sızıp yangına neden olduğunu düşünüyoruz" dedi Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Bolu Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yahya Altunpak, otobüs ve kamyon gibi ağır tonajlı araçların Bolu Dağı Tüneli'nde seyrederken hararete maruz kaldığını belirterek, 10 numara yağ gibi uygunsuz yakıtların sızarak yangına yol açabileceği uyarısında bulundu. Altunpak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son 8 ayda tünelde 3'ü tır, 4'ü otomobil olmak üzere 7 aracın, lastik ve motor bölümlerinden alev alarak yandığını söyledi. Bu yangınlardan birine tanık olduğu bilgisini veren Altunpak, üniversitede Otomotiv Ana Bilim Dalındaki meslektaşlarıyla görüş alışverişinde bulunduğunu anlattı. Uygunsuz yakıt kullanımının, yangınlarda akla gelen ilk ihtimal olduğunu vurgulayan Altunpak, "Özellikle dizel araçlarda, uygun olmayan, '10 numara' diye adlandırdığımız mazotun özel kimyasallarla inceltilerek kullanıldığını biliyoruz. Bunların yanma dereceleri mazottan çok daha düşük. Özellikle araçların rampalarda zorlandığını, bu esnada hararetin yükseldiğini, bu nedenle sızdırma yaptığını ve yangına neden olduğunu düşünüyoruz" ifadesini kullandı. Altunpak, motorinin, yanma derecesi benzinden yüksek olduğu için bununla ilgili sorun olduğunu zannetmediklerini aktardı. Araçlarda 10 numara yağ kullanımının yasak olduğunu hatırlatan Altunpak, şöyle konuştu: "Otobüs ve kamyon gibi ağır araçlarda, Bolu Dağı Tüneli rampasını çıkarken çok ciddi anlamda hararet oluştuğunu, uygunsuz yakıtın contadan ya da başka şekilde sızıp yangına neden olduğunu düşünüyoruz. Aracımda da bu zorlanmayı gördüm. Test edilmiş, onaylanmış yakıt olsa günümüzde modern bir aracın yanması mümkün değil. Yakmak isteseniz bile yakamazsınız. Başka ihtimal aklımıza gelmiyor." "Özellikle otobüslerde bu yakıtın kullanılması kesinlikle engellenmeli" Uygun viteste araç kullanmamanın da hararete neden o- labileceği uyarısında bulunan Altunpak, deneyimli sürücülerin böyle bir hata yapacağına inanmadığını belirtti. Yahya Altunpak, nakliye ve yolcu taşıma firmalarının izin vermeyeceği yakıtların ekonomik gerekçelerle kullanıldığını tahmin ettiğine değinerek, şunları kaydetti: "Bunların bu şekilde yanmasını da başka şeye bağlamak mümkün değil. Başka türlü niye yansın? Yüksek hararette ve o sıcaklıkta sızdırmazlık elemanı conta da zarar görüyor ve yangına neden oluyor. 10 numara yağ ve kaçak yakıt kullanılan araçlarda hem insan hayatı hem de araç güvenliği büyük risk altındadır. Bunun önüne geçmek için denetimlerin artırılması gerekmektedir. Özellikle otobüslerde bu yakıtın kullanılması kesinlikle engellenmeli." (AA) Somalı madenci ÇOCUKLARI mavi tura çıktı Soma'daki faciada hayatını kaybeden maden işçilerinin çocukları, mavi turla moral boldu. Bazı sivil toplum kuruluşlarının önderliğinde ilçeye gelen 14 çocuk, Bodrum'un tarihi mekanlarını gezdi. Daha sonra Bodrum Kalesi önünden STS Bodrum Yelkenli Okul Gemisi'ne binen çocuklar, mavi yolculuğa çıktı. Bodrum'un mavi koylarını gezen çocuklar, bazı y- erlerde mola verip yüzdü. Program koordinatörü Serap Kalkan, Soma'da hayatını sürdüren 14 genci, acılarını unutturma adına Bodrum'da ağırladıklarını söyledi. Eğitim öğretim yılı öncesi çocuklara moral vermek için böyle bir etkinlik düzenlediklerini ifade eden Kalkan, şunları kaydetti: "Soma faciasından en çok etkilenen çocuklar oldu. Oradaki çocuklar büyük bir travma yaşadı. Bizim bunu tedavi etmemiz mümkün değil ama onlara destek olmak istiyoruz. Yalnız olmadıklarını böylelikle göstermiş olduk. Bölgeye gidip incelemelerde bulunduk sonrasında da 14 çocuğumuzu Bodrum'a getirdik. Onlara Bodrum'un tarihi ve doğal güzelliklerini gösterdik. Böylelikle onların acılarını unutmasına katkı sağladığımızı düşünüyoruz." (AA) "Çanakkale 100. Yıl Gezici Müzesi" Afyonkarahisar'da "Çanakkale 100. Yıl Gezici Müzesi", Afyonkarahisar'da ziyarete açıldı. Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nce (BYEGM) desteklenen ve Çanakkale Zaferi'nin 100. yılı etkinlikleri kapsamında hayata geçirilerek ''Şehitler Diyarından Anadolu'ya'' sloganıyla yola çıkan gezici müze, Anıtpark önünde vatandaşlarla buluştu. Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Akgün Corav, müzenin açılışında yaptığı konuşmada, şanlı tarihin savunma muharebesinin Çanakkale olduğunu kaydetti. Büyük Taarruz'un, Afyonkarahisar ve Kocatepe'de başlayıp Dumlupınar'da bittiğini anımsatan Corav, bu özel günde gezici müze sayesinde vatandaşların zihinlerinde tarihi tekrar canlandırarak şehitleri yad edeceklerini bildirdi. Basın Yayın Enformasyon Afyonkarahisar İl Müdürü Ali Fuat Gölbaşı da Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün "Şehitler diyarından Anadolu'ya" sloganıyla yola çıkan Gezici Müze Projesi'ne destek olduğunu söyledi. Gölbaşı, projenin öncelikli hedefinin yıl içinde Anadolu'yu dolaşarak Çanakkale Zaferi'nin 100. yılı olan 2015 yılına kadar Çanakkale Savaşları'nın önemini ve bu zaferi yaşatan kahramanları bütün Türkiye'ye tanıtmak olduğunu vurguladı. Gezici müzede, savaştan kalma harp malzemeleri, kişisel ve askeri objeler ile resim ve malzemelerden oluşan 4 bine yakın eserin sergilendiğine dikkati çeken Gölbaşı, "2013 yılında Batman'- dan yola çıkan gezici müze şu ana kadar 40 ili ziyaret etmiştir. Yine müze, yıl sonuna kadar Türkiye'nin doğudan batıya yaklaşık 60 ilini ziyaret etmiş olacak ve en son Ankara'ya ulaşacak. Milletçe kutlamakta olduğumuz Büyük Zafer'in 92. yıl dönümü münasebetiyle aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Corav ve Gölbaşı, açılış kurdelesini kestikleri gezici müzede sergilenen materyalleri inceledi. (AA) Soldan sağa: Temelsiz eğreti yapı. Baston. 2. Yöneticilik. 3. Bir tür zamklı cila. Mikroskop camı. Şaşma anlatan ünlem. 4. Bir hayli. Vekil. 5. Bir cins iri at. Soyundan gelinen kimse. 6. Uzaklık anlatır. Çabuk davranışlı, çevik. 7. Hıyar. 8. Aylardan biri. 9. Büyük bıçkı. Eşek yavrusu. 10. İlkel silah. Yaylı bir çalgı. 11. Binek hayvanı. Bir yağış türü. Bir nota. 12. Şikâr. Pulsuz, eti lezzetli bir balık. 13. Nazım Hikmet in soyadı. Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan. 14. Samsun ilinin bir ilçesi. Tavlada bir sayı. 15. Boğa güreşçisi. 16. Pişirilerek hazırlanmış yemek. Yumuşak, ağır başlı. Dahil. 17. Uzun boyunlu rakı sürahisi. 18. Vahşi binek atı. Kırık kemikleri bir arada tutmak için kullanılan tahta gibi düz nesnelere verilen ad. 19. Kanaat. Kayınbirader. 20. Karaciğerinden balık yağı çıkarılan bir balık. İlave. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları El ile kolun birleştiği yer. Gerçek. İki şey arasını hafifçe açmak. 2. Sakarya ilinin eski adı. Sersem. Arap alfabesinde bir harf. 3. Tenis aracı. Mısır. Şöhret, şan. Kürekle yürütülen dar, uzun, hafif tekne. 4. Utanma, utanç duyma. Hastalık, yaşlılık ve sakatlık gibi nedenlerle ömrünü yatakta geçiren. İç giysisi. 5. Saçı dökülmüş olan kimse. Kadınlar hamamında müşteri yıkayan kadın. Süngü gibi tüfeğin ucuna da takılan büyük bıçak. 6. Merak, kararsızlık veya kuşku anlatan sözcük. Bir renk. Bir tür etli ve büyük zeytin. Yabani hayvan barınağı. 7. Dolaylı anlatma. Alüminyumun simgesi. Çölde görülen hayal. Üç katlı balık ağı. 8. Bir renk. İştirak. Deniz giysisi. İstikbal, gelecek. 9. Bacağın arkasındaki iki sinir ve bu sinirlerin ağrılı hastalığı. Elazığ ilinin bir ilçesi. Eski dilde taht. 10. Irmak ya da dere suyunun hızlı aktığı yer. Bağnaz, mutaassıp. Bir meyve.

1 Eylül Şubat 2014 2013 Pazartesi Perşembe Dünya Karate Federasyonu nun önemli organizasyonları arasında yer alan Karate 1 Premier League in Japonya etabına katılan milli karateciler, organizasyonu 4 gümüş, 2 bronz madalya ile noktaladı Karatenin Şampiyonlar Ligi olarak gösterilen Karate 1 Premier League de heyecan karatenin doğduğu topraklar olarak kabul edilen Japonya bağlı Okinawa adasına taşındı. Kasım ayında yapılacak Dünya Karate Şampiyonası öncesi ciddi sınavlar arasında yer alan organizasyon, karatenin doğduğu topraklara ilk kez giderken, 65 ülkeden 350 sporcunun mücadelesi kayıtlara rekor o- larak geçti. 30-31 Ağustos günlerinde yapılan müsabakalara özel davetle katılan Karate Milli Takımı, altı sporcuyla mücadele verdi. Milli sporcular tamamı kürsüye çıkma başarısı gösterirken, kazandıkları 4 gümüş, 2 bronz madalya ile Japonya nın lider olduğu genel sıralamada dördüncü basamakta yer aldı. Okinawa Prefectural Spor Salonu nda gerçekleşen organizasyon büyükler kategorisinde yapıldı. Güçlü rakiplerini geçerek altın madalya mücadelesini Japon rakiplerine karşı veren sporculardan kumite 50 kiloda Serap Özçelik, Chinatsu Endo ya; kumite 55 kiloda da Tuba Yakan dünya üçüncüsü Miki Kobayashi ye kaybederek ikincilikte kaldı. Finalde mücadele eden diğer sporculardan kumite 68 kiloda Merve Çoban, Nisan ayında İstanbul da yapılan 27. Uluslararası Boğaziçi Açık Turnuvası finalinde yendiği İranlı Pegah Zangeneh e; kumite +84 kiloda Enes Erkan ise İranlı Iman Sanchooli ye yenilerek gümüş madalyada kaldı. SERKAN VE ÖMER DEN BRONZ Japonya daki organizasyonda bronz madalyalar Serkan Yağcı ve Ömer Kemaloğlu ndan geldi. Kumite 67 kiloda mücadele veren Ömer, üçüncülük müsabakasında Avusturalyalı Tsuneari Yahiro yu 3-0 ile geçerek bronz madalyanın sahibi oldu. Karate 1 Premier League in Hollanda etabında altın madalya kazanan Serkan Yağcı, 75 kiloda verdiği mücadeleyi üçüncülükle tamamladı. Milli sporcu, bronz madalya mücadelesinde İranlı Bahman Asgari yi teknik nakavt ile mağlup etti. (CİHAN)

SAYFA 16 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Dost Kart imzaları da tamam Bornova da üniversite öğrencilerinin esnaftan indirimli alışveriş yapmasını sağlayacak Dost Kart uygulaması başladı. Bornova Belediyesi, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Ege Üniversitesi, Yaşar Üniversitesi ve Şifa Üniversitesi nin işbirliğiyle başlatılan projenin protokolü imzalandı Bornova da üniversiteli öğrenciler uygulama kapsamında Dostkart amblemini gördüğü işyerlerinden yüzde 10 dan başlayan oranlarda indirimli alışveriş yapma imkanı bulacak. Esnafla öğrencinin kaynaşmasının hedeflendiği uygulamadan yararlanmak isteyenler, Büyükpark taki Gençlik Merkezi ne başvuru yapabilecek. Bornova Belediyesi, ilçedeki üç üniversite ve esnafla birlikte örnek bir projeyi hayata geçirdi. Öğrencilerin daha ekonomik koşullarda alışveriş yapmasını esnafın da daha çok müşteriye ulaşmasını sağlayacak Dost Kart projesi faaliyete girdi. Bornova Belediyesi Nikah Salonu nda düzenlenen protokol imza töreniyle uygulama resmen başladı. Protokolü, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Yaşar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tevfik Balcıoğlu ve Şifa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Erdoğan imzaladı. Törene Bornova daki üniversite ve esnaf odalarının temsilcilerinin yanısıra çok sayıda işyeri sahibi de katılarak destek verdi. Öğrencilerin indirim, esnafın da daha çok müşteri potansiyeli elde etmesine katkıda bulunacak olan Dost Kart ın aynı zamanda iki kesim arasındaki kaynaşmayı sağlayacak olmasına da dikkat çekildi. Dost Kart Protokolü ne imzaların atılmasının ardından, uygulamanın ilk amblemi Bornova Esnaf Odası Başkanı Mustafa Akkaya nın lokantasına asıldı. Kayıtlar başlıyor 1 Eylül den itibaren Büyükpark içindeki Gençlik Merkezi nde üniversite öğrencilerinin buşvuruları kabul edilecek. Dost Kart uygulamasının tanıtılması ve kayıtların alınması için ilçedeki üç üniversitenin kampusunde de tanıtım masaları oluşturulacak. Yüzde 10 - dan başlayan indirimlerle Dost Kart projesine katılan esnaf da Eylül ayı içinde amblemlerini işyerlerine yapıştırmaya başlayacak. Projeye dahil olan öğrencilere, katılan işyerleri ve uyguladıkları indirim oranlarının bulunduğu bir el kitapçığı da dağıtılacak. Bornova Türkiye ye ışık olacak Protokol imza töreninde konuşan Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, Dostkart ın üniversite, belediye, esnaf işbirliği için çok önemli bir başlangıç olduğunu belirtti. Bu proje sayesinde Bornova da yaşayan üniversite öğrencilerinin daha ekonomik şartlarda hayatlarını devam ettirebileceklerini söyleyen Başkan Atila, Bornova nın üniversite kimliğiye ön plana çıkan bir kent olduğun dile getirdi. Dostkart projesinin gelişmesinde katkı sunan esnaf ve üniversitelere teşekkür eden Başkan Atila, Üniversite bizim için bir hazine. Bu hazineden yararlanmak, gelişmek ve Büyük Atatürk ün ve Cumhuriyet in ışığında ilerlemek istiyoruz. Bütün Türkiye ye Bornova dan İzmir den bir ışık olacağımıza inanıyorum dedi. Bu protokol bizim için bayramdır İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu da, Dost Kart projesinin içinde temel bir direk olarak yer almaktan büyük bir onur duyduklarını söyledi. Dost Kart projesinin benzerini bile Türkiye nin hiçbir yerinde görmediğini dile getiren Başkan Mutlu, Değerli başkanımız böyle bir düşüncemiz var diye bize bir ışık tuttu, başlangıç yaptı. Onun bu vizyonu sayesinde biraraya geldik. Esnaf teşkilatı olarak öğrencilerimizle dost olduğumuz için bu projenin içindeyiz. Camlarında amblem olan işyerlerinde öğrencilerimize indirim uygulayacağız. Bakkaldan ekmek peynir alırken, terzide, taksiye binerken indirim yapacağız. Her türlü alanda öğrencilerimizi destekleyeceğiz. Öğrencilerimizle esnaf teşkilatımızı yakınlaştıracağız. Bu protokol imza töreni bizim için bir düğündür, bayramdır, buna katkı koyan herkesi teşekkür ederim diye konuştu. Ana kucağı Bornova Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, kendisinin de bir esnaf çocuğu olduğunu anlattığı duygusal bir konuşma yaptı. Bornova Belediyesi Nikah Salonu nun tamamen izleyicilerle dolduğunu hatırlatarak Böyle bir protokol töreni herhalde çok az yerde imzalanmıştır diyen Rektör Prof. Dr. Yılmaz, Bu katılım bile herkesin katkı verme, terini akıtma konusundaki kararlılığını gösteriyor dedi. Esnafın toplumdaki katkısının çok önemli taraflarını bilerek, yaşayarak bulunduğu yere geldiğini söyleyen Yılmaz, Babam bir esnaf arastasında kundura dikerdi. Kız çocuğunun elinde altın bilezik olmalı diyerek beni okuttu diye konuştu. Üniversite ve esnafın yerel yönetim rehberliğinde bir şeyler yapmaya a- day olmasının çok umut verici olduğunu ifade eden Yılmaz şöyle konuştu: Biz bu protokolle çocuklarımıza adeta bir ana baba gibi yardım etmek isteyen esnafın hizmetini imzalıyoruz. Üç üniversitenin öğrencileri Bornova nın ana kucağında hayatlarına yeni şekiller verecekler. Bu işbirliğinin çok güzel sonuçlar yaratmasını diliyorum dedi. MERHABA KÖRFEZ YUNUSU İZBAN ın İzmir deki testleri tamamlanan Körfez Yunusu isimli 40 adet yeni tren setinin ilki cumartesi günü İzmirlilere merhaba dedi ve ilk yolcularını taşıdı. İZBAN ın Körfez Yunusu isimli 40 adet yeni EMU tren setlerinin ilki, deneme seferlerini tamamlayarak, okulların açılmasına kısa bir süre kala hatta çıktı. Körfez Yunusu, ilk seferini cumartesi günü saat 13:02 de Menemen-Cumaovası arasında yaptı. 6 vagondan oluşan iki dizi halinde sefere çıkan İZBAN ın yeni seti, ilk gün 6 defa raylardaki y- erini aldı. İzmirliler, yeni setlere büyük ilgi gösterirken Körfez Yunusu görüntüsüyle de büyük beğeni topladı. Körfez Yunusu tren setlerinin i- halesi Ocak 2012 de tamamlandı. İhaleyi kazanan Güney Koreli Hyundai Rotem firmasıyla Mart 2012 de sözleşme imza töreni yapıldı ve imalat başladı. İmalatı tamamlanan setler, Haziran 2013 - den itibaren Güney Kore den Adapazarı - na montaj için gönderilmeye başlandı. Körfez Yunusu nun ilk seti, Kasım 2013 de tamamlandı ve hız testleri için Eskişehir-Ankara Yüksek Hızı Tren hattına gönderildi. Temmuz 2014 te İzmir deki testlerine başlayan setlerin ilki, cumartesi günü raylara çıktı. TEK SEFERDE 2.250 YOLCU Körfez Yunusu, TCDD tarafından yürütülen sinyalizasyon sisteminin geliştirilmesi projesi tamamlanıp daha sık tren işletmesi yapılana kadar, bir seferde daha fazla yolcu taşınması a- macıyla bundan böyle üç dizi halinde sefer yapacak. Her bir set, böylelikle yaklaşık 2 bin 250 yolcu kapasitesine ulaşacak. İzmir de bulunan diğer 12 setin testleri ise devam ediyor. Testleri tamamlanan setler, hemen işletmeye alınacak ve böylelikle İZBAN, 120 vagondan oluşan 40 yeni sete sahip o- lacak. Körfez Yunusu trenlerinin her biri 70 metre uzunluğunda. Üç dizi işletme yapıldığında bu uzunluk 210 metreyi buluyor. Genişlikleri 2 metre 95 cm, yükseklikleri ise 3 metre 85 cm olan trenler, saatte 140 km/h hız yapabiliyor. (HABER MERKEZİ) Onkoloji hastaları ve anne adaylarına eziyet Sağlık Muhabirleri Derneği (SMD) İzmir Şubesi nin İzmir Valisi Mustafa Toprak a sunduğu İzmir Sağlık Raporu, kentte yaşanan önemli sağlık sorunlarına dikkat çekiyor. SMD İzmir Başkanı Doğan, Fiziki yetersizlikler ve yönetim sorunları nedeniyle hastalarımız mağdur oluyor dedi Ege Doğumevi Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde hamile kadınların kuyrukta beklediğine dikkat çeken Doğan, bir onkoloji uzmanının görev yaptığı Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde İzmir ve ilçelerinden gelen onkoloji hastalarının mağdur olduğunu söyledi. Sağlık Muhabirleri Derneği (SMD) İzmir Şubesi Başkanı Erkan Doğan, dernek üyeleri Ayça Özgül, Mert Neşet Muslu, Gizem Taban ve Eral Aytemiz geçtiğimiz hafta İzmir Valisi Mustafa Toprak ı ziyaret edip kentin sağlık sorunlarının yer aldığı İzmir Sağlık Raporu nu sunmuştu. Vali Toprak, yaşanan SMD nin raporunda dikkat çektiği sorunların farkında olduklarını bu sorunların yüzde 90 ının fiziki eksikliklerden kaynaklandığını söylemişti. Toprak, ziyarette ilk defa İzmir e ikinci şehir hastanesini İzmir-Aydın Otoyolu üzerindeki 350 dönümlük araziye kuracaklarını açıklamıştı. www.sondakikagazetesi.com Vicdani sorumluluğumuz İlk defa Vali Toprak a sundukları raporu İzmir kamuoyu ile paylaştıklarını anlatan Doğan, Amacımız sağlık muhabirleri o- larak, kentimizdeki sağlık sorunlarının çözümüne katkı sağlamak. Bu mesleğimizin vicdani sorumluluğudur. İzmir ve Ankara daki sağlık yöneticilerimizle birlikte hastalarımıza ve vatandaşlarımıza daha kaliteli sağlık hizmeti verilmesi için çaba gösteriyoruz dedi. Doğan, Vali Toprak a sundukları rapor hakkında da bilgi verdi. İzmir Sağlık Raporu 1 İzmir 25'i özel, 32'si kamu ve üniversite olmak üzere 57 hastane bulunmaktadır. Sağlığa ulaşımın kolay olduğu kentte, kamu sağlık yatırımları istenilen düzeyde değildir. Aile Hekimliği Sistemi, şu an kentte en iyi işleyen sistem olarak görülmektedir. Sağlığın Kamu Hastaneler Birliği, Halk Sağlığı ve Sağlık Müdürlüğü olarak üç ana gruba ayrılmasının sancıları ve sorunları da sürmektedir. Sağlık çalışanlarının hak kayıplarının çok fazla olması, İzmir'deki bir çok devlet hastanesinde hekim dışı sağlık çalışanlarına Döner Sermaye Ek Ödeme'nin düşük verilmesi ya da ödenmemesi, fedakarca çalışan sağlık personelinin motivasyonunu düşürmekte, bu olumsuzluk da sağlık hizmetine yansımaktadır. Genel Sekreterlikler arasındaki rekabet, sağlıkta ikililik yaratmaktadır İzmir'de sağlık Sağlık Müdürlüğü, Kuzey ve Güney Kamu Hastaneler Birliği ve Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak şekillenmiştir. Yaptığımız incelemede bu yapı içerisinde yer alan Kuzey ve Güney Kamu Hastaneler Birlikleri'nin henüz yapılanmasını tamamlayamadıkları görülmektedir. Öte yandan her iki genel sekreterliğin sağlığın kalitesini yükseltme adına yürüttükleri projeler, ortaklaştırılmaması nedeniyle İzmir'in sağlığında bir ikilik yaşanmaktadır.(örnek Kuzey Kamu Hastaneler Birliği tarafından hazırlanan, acil hastalara hızlı müdahale edebilmeyi a- maçlayan Travma Projesi. Proje sadece Kuzey'deki hastanelerde uygulamaya geçirilmesi planlanmaktadır) 1 Eylül 2014 Pazartesi EGE DOĞUMEVİ KADIN HASTALIKLARI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 1970'li yıllarda yapılan binasında hizmet veren Tepecik'teki Ege Doğumevi Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, kentin yükünü çekmektedir. Hastanenin ihtiyaca yanıt verememesi nedeniyle hastanede aşırı bir yoğunluk yaşanmaktadır. Hamile kadınlar ve diğer hastalar, poliklinik randevusunu beklerken uzun kuyruklar oluşturmaktadır. Ameliyathaneler de talebi karşılayamamaktadır. Yoğunluk nedeniyle bir ameliyathanede iki yatakta sezaryen ameliyatları yapılmaktadır. Tıp etiğine ve hasta haklarına aykırı bu durum, basında haber olarak yer almasına rağmen hala düzeltilememiştir. Hamile kadınlar, doğum öncesinde doğumun onuruna yakışmayan ortam ve şartlarda bekletilmektedirler. Bazı servislerde aynı yatakta iki hamile kadın birden oturmaktadır. Konak Doğum Hastanesi'nin kapatılması yükü daha da artan Ege Doğumevi Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin acil o- larak elden geçirilmesi gerekmektedir. İZMİR TEPECİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ Tıbbin bir çok alanında hizmet veren hastane, son yıllarda büyük bir değişim yaşayarak hizmet kalitesini ve yelpazesini artırmıştır. Hastanenin ameliyathane, yoğun bakım, Çocuk Hastanesi bölümleri de yenilenmiştir. Yataklı Servisleri ne yazık ki yenilenememiştir 1000'i aşkın yatak kapasitesine sahip hastanede, yataklı servisler 'koğuş sistemi' şeklinde hizmet vermektedir. Aynı o- dada 6 hasta tedavi görmektedir. Hasta yakınlarıyla birlikte odadaki insan sayısı 20'ye yaklaşmaktadır. (HABER MERKEZİ) Bu da DUMANSIZ KÖMÜRLÜ MANGALI Isparta'da katı yakıtla çalışan kalorifer kazanı i- malatı yapan bir firma, kömürle çalışmasına rağmen duman çıkarmadığı için ev ve iş ortamlarında kullanılabilen mangal icat etti. Firma sahibi Zeybek, "Kömür yakıp da duman çıkarmayan mangal henüz dünyada yok" şeklinde konuştu. Isparta'da katı yakıtla çalışan kalorifer kazanı i- malatı yapan bir firma, doğalgazın yaygınlaşması sonrasında satışları düşünce, kömürle çalışan, ev ortamında kullanıldığında duman çıkarmayan mangal üretimine başladı. Firma sahibi Cengiz Zeybek, daha önce temizlemesi olmayan kalorifer kazanı, is yapmayan baca gibi ürünler imal ettiklerini ve bu ürünlere patent aldıklarını söyledi. Türkiye'de doğalgazın yaygınlaşmasıyla satışlarının düştüğünü belirten Zeybek, şöyle konuştu: "Biz aynı zamanda katı yakıtla çalışan kalorifer kazanı imalatı yapıyoruz. Kömür yakmak bizim işimiz. 'Tecrübemiz var' dedik ve yeni bir ürün geliştirmeye karar verdik. Bu ürün hem kömürle çalışsın hem de herkes kullanabilsin istedik. Kömürle çalışan ürünleri düşünürken mangal ilgimizi çekti. Allah nasip etti, 2 yıl uğraşımızın sonucunda hiç duman çıkarmayan kömürlü mangalı icat ettik. Kesinlikle duman çıkarmıyor. Duman çıkarmamasının sebebi kömürden değil, yakma teknolojisinden dolayı. Çok verimli bir şekilde yaktığımız için dumanı da yakıyoruz. İçinde özel bir sistem var. Yanma verimi çok yüksek, dumanı yakabilecek bir sistem, patenti de orada zaten." Piyasada "dumansız" diye satılan çok sayıda ürünün elektrikli olduğunu vurgulayan Zeybek, icat ettikleri kömürlü duman çıkarmayan mangalın dünyada muadilinin olmadığını ileri sürdü. (AA)