İstiklâl EŞİTLİK BOZULDU. Türklüğe Sahip Çıkmak Vatana Sahip Çıkmaktır



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ETKİNLİKLERİN İLK HAFTASINDA AŞAĞIDA BELİRTİLEN ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR.

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

Başbakan Binali Yıldırım, başbakan olarak ilk kez memleketi Erzincan'a geldi.

Türk Armatörler Birliği

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler.

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

BURDUR VE ISPARTA OSB LERİ İÇİN ATIKSU ARITMA TESİSİ YAPIMI İLK ADIM ATILDI

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti:

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

KURTULUŞUN 95. YILI COŞKUYLA KUTLANDI

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Y.Selçuk TÜRKOĞLU Bursa Milletvekili Aday Adayı. Biz Bir Ekibiz Ekibimiz Milletimiz

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARI KARAR TARİHİ TOPLANTI SAYISI KARAR SAYISI /

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

GÜL-AY Basın-Meslek İlkelerine Uyar. Yazı ve ilanlar imza sahiplerine aittir. Köşe yazılarına ücret ödenmez. Makalelerinden kendileri sorumludur.

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

İNSANLIĞIN SAVAŞI YENDİĞİ YER; ÇANAKKALE SAVAŞ ALANLARI PROJESİ (TR R5)

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Bir Kadın 3 Sanat Sergisi açıldı

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

HALİDE EDİB ADIVAR VURUN KAHPEYE ROMAN

(1) BÜYÜK PEYGAMBER (S.A.A) KONULU, BÜYÜK YARIŞMA

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

''Hepimiz Atatürk'üz''

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Sosyal Bilimleri söyleyebilir ve yazabilir. Olay-görüş ve Olayı açıklayabilir. Temel insan haklarını söyleyebilir.

Nâzım ın Cep Defterlerinde Kavga, Aşk ve Şiir Notları - 1 ( )

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz

2. Sınıf Cümle Oluşturma Cümle Bilgisi

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Dizeleriyle başladı.

Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir.

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

"Down Şefler Türkiye Projesi"

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

129 KADINI TEMSİLEN 129 KADIN MHP YE ÜYE OLDU

Kazanım: : Vatanımız için mücadele eden insanların fedakarlıklarını öğrenerek vatanseverlik duygusunu artırır.

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

HASAN KABLI GÖREVE BAŞLADI, PERSONEL İSTİFA DİLEKÇESİ VERDİ

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

"15 Temmuz Şehidimiz hemşehrimiz Mustafa Cambaz ın kendisi artık belki aramızda değil, ancak onun Fotoğrafları Batı Trakya da sergileniyor.

KFAR KAMA -AA- İsrail'in kuzeyinde, Aşağı Celile bölgesindeki köylerden biri olan Kfar Kama'da (Kama Köyü) 3 bin Çerkes yaşıyor.

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

En büyük gücümüz teşkilatlarımız

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Başbakan Yıldırım, Otonomi Açılış Töreni nde konuştu

DİKTE METNİ 1 DİKTE METNİ 2

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Mübariz İbrahimov tek başına 45 Ermeni asker ve subayı

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Çocuklara sahip çıkmak geleceğe sahip çıkmaktır

Benimle Evlenir misin?

TOPLU KONUTLARIN TEMELİ, 12 ŞUBAT RUHUYLA ATILDI

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

HAVRAN BELEDİYEBAŞKANLIĞI 2016 YILI TEMMUZAYI FAALİYET RAPORU

İsrailli casus Eli Cohen'in saati, Suriye'de idam edilmesinden yarım asır sonra ülkesine nasıl geri döndü?

Ziya Gökalp. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Aile Bülteni. ANKA Çocuk Destek Programı nın Tanıtımı Yapıldı. aile.gov.tr

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

YİSAD Üyelerinden Çanakkale Şehitliği ne ziyaret Ağustos 2012 / Demir Çelik Store

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Bülteni

Yaşam Boyu Öğrenme, Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ilk şubesi Bodrum da

TÜRKİYE'DEKİ MUHTARLAR ANITKABİR'DE BULUŞTU. hüseyin akdeniz tarafından yazıldı Pazar, 13 Şubat :49 - Son Güncelleme Pazar, 13 Şubat :06

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Bölge Uzmanı Nihai Form

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

II. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR KONGRESİ ÖZEL BÖLÜMÜ

MAHÇİÇEK TEN 2015 MÜJDELERİ

HAVRAN BELEDİYEBAŞKANLIĞI 2016 YILI EKİMAYIFAALİYET RAPORU

DİDİM. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 78. yılında Didim de anıldı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Transkript:

Türklüğe Sahip Çıkmak Vatana Sahip Çıkmaktır www.istiklalgazetesi.com.tr Eylül 2007 Aylık Siyasî Bağımsız Gazete Yıl: 4 Sayı: 38 ISSN 1305-2993 İstiklâl Fiyatı: 1 YTL Aksu'da Büyük Tutuklama... Aziz Türk Milletinin, Bende Türk'üm ama Diye söze başlayan tabansız, çıkarcı, çanak yalayıcı, milli kimlik zafiyetine uğramış, dalkavuk ve şahsiyetsizlere değil, Türk olmakla gurur ve şeref duyabilen kişilere ihtiyacı vardır. 12 DE... Çinliler, Doğu Türkistan ın Aksu bölgesinin Kuçar, Toksu ve Şahyar nahiyelerinde milli bölücülerin yeraltı askeri eğitim kampları keşfedildi bahanesiyle bu nahiyeler dâhilinde genel bir arama ve tutuklama hareketi başlattı. ETIC'in Doğu Türkistan'dan elde ettiği ilk bilgilere göre bu yakınlarda Çin hükümeti Aksu'nun Kuçar, Toksu ve Şahyar nahiyelerinde milli bölücülerin yeraltı askeri eğitim kampları keşfedildi bahanesiyle bu nahiyeler dâhilinde genel bir arama ve tutuklama hareketi başlattı. Bu hareket esnasında önceden siyasi sebeplerle tutuklanarak hapse atılan ve cezalarının bitiminde salıverilenleri ve siyasi açıdan şüpheli gördükleri çok sayıda Uygur gençlerini tutuklayarak hapse attılar. Yukarıdaki nahiyelerin köy ve mezraları bütünüyle Çin asker ve polisleri tarafından abluka altına alınmış olup, bütün kavşaklarda kontrol noktaları kurarak ev ev aramalar yapmak suretiyle şüpheli gördükleri kişileri gözaltına alıp karakollara götürerek sorgulamaya başlamışlardır. Polisler yine bu nahiyelerde insanların akşam saat 8.oo'den sonra sokağa çıkmalarını ve başka memleketlere gitmelerini yasaklamış olup, hükümetin bu bildirisinden habersiz olarak sokağa çıkmış bulunan birçok insan da alınıp götürülerek sorgu suale çekilmektedirler. Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti ve Parlamentosu'nun 4. Dönem Toplantısı Basın Bildirisi D TSH ve Parlamentosu'nun 4, dönem toplantısı Ağustos ayının 11 ve 12 nci günleri başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Toplantıda DTSH ve Parlamentosu'nun 3 yıla yakın zaman dilimi içindeki çalışma raporu ve faaliyet programı gözden geçirilerek tecrübe ve gözlemler dile getirildi. Ve bundan sonraki, vatanın istiklâli yolunda yapılacak faaliyetler doğrultusunda fikir birliğine gelindi. DTSH ve Parlâmentosu; büyük düşman önünde her çeşit imkânsızlıklara bakmadan iki yılı aşkın bir süredir fedakârlıklar göstererek malûm neticelere ulaştığı kanaatiyle, bundan sonra olabilecek gelişmeler ve görevler doğrultusunda aşağıdaki basın bildirisini ilân etmeyi uygun görmüştür: 10 da Almanya'da, Dünya Uygur Kurultayı Tarafından Pekin Olimpiyatlarına Karşı Gösteri Düzenlendi 04.08.2007 günü Öğleden önce, dünya Uygur Kurultayı ile Almanya'da faaliyet göstermekte olan Tibet Teşkilatları Almanya'nın Münih şehrinde, Olimpiyat Spor Müsabakalarının 2008 yılında Pekin'de yapılmasına karşı geniş çaplı bir protesto gösterisi düzenlediler. Uygur ve Tibet'li göstericiler öncelikle öğleden önce saat 11oo'de Münih şehrinin merkezi sayılan Meryem Ana meydanında toplandılar. Ellerine Ay-yıldızlı Doğu Türkistan'ın Gökbayraklarını ve Çin'e karşı yazılmış olan sloganların yer aldığı pankartları alan Doğu Türkistanlı göstericilerin hepsi Dünya Uygur Kurultayının Merkezi organı tarafından özel olarak hazırlanarak dağıtılan ve Pekin Olimpiyatlarına karşı sembollerin yer aldığı tişörtler giydiler.15 de Bolu'daki Zincirleme Kazasında Prof. Dr. Kazım Üzüm'ün Kızı Nagihan Üzüm Hayatını Kaybetti Mehmet Emin BATUR TÜRK AİLE YAPISI TEHDİT ALTINDA REYHANÎ EŞİTLİK BOZULDU GÖÇMEN YASASI'nın Federal Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler tarafından, anayasaya ve tüm uluslararası metinlerde yer alan eşitlik ilkesine ve ayrımcılık yasağına rağmen onaylanmış olması eşitsiziliğin ve ayrımcılığın yasalaştığı kara gün olarak tarihe geçmiştir. 15 de 9 da Hızırbek GAYRETULLAH SDTH'nin Devlet Bakanı ve Başbakan 1.Yrd. Azerbaycan ve Anadolu'da Uygur Türklerinin Kültür İzleri-2 2 de Abdülhamit AVŞAR Güney Azerbaycanlı Yazar, Koşukçu (Şair) Ersan Erel Bey ile Söyleşi-1 4 de Müge Çetinkaya 3 de TEMEL den ŞEN OZAN ŞENTÜRK DOĞRUYOL: Türk Kazaklarında Yılkı Kültürü Kayseri Erciyes Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kazım Üzüm'ün kızı Nagihan Üzüm (16), Bolu Dağı yakınlarında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybetti. 15 de 13 de Basın Bildirisi 15 te Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY 1986 6 da Selahattin TEKİZOĞLU ALLAH, SENİ HÜR YARATTI, O HALDE HÜR YAŞAMAYA ÇALIŞ! -1-11 de Prof. Dr M. Metin KARAÖRS TÜRKÇENİN DİĞER DİLLERDEN ÜSTÜNLÜĞÜ -3-10 da Abdulmecit AVŞAR DOĞU TÜRKİSTAN GERÇEĞİ

Eylül 2007-38. Sayı - 4. Yıl TÜRKİSTAN CAN Çinli dense yanımda Aklıma yılan gelir. Kanlı, kızıl ellerin Böldüğü vatan gelir. Kürşad atamdan beri Dönmedik biz hiç geri Kapatmadık defteri Açılır o, an gelir! Olsa ne kadar çorak Ele verilmez toprak. Uyan artık Gökbayrak Aç gözünü çan gelir. Gülmedim asırlar var Kalkın artık aslanlar Erisin setler, surlar Elinden tutan gelir. Aşkını dokudukça Bülbülce şakıdıkça Sen ezan okudukça Ölülere can gelir. Türkistan, ana vatan Reva mı yana, vatan Kurbanız sana vatan Oğul oğul kan gelir. Çinliler olur ödlek Korkunca öper etek Onların hakkından tek Osman Batur Han gelir. Çinli dense yanımda Aklıma yılan gelir. Kanlı, kızıl ellerin Böldüğü vatan gelir İsa Yusuf Alptekin Çalışmış dâvâ için Anlamam bugün niçin Birileri yan gelir. Adnan Büyükbaş İstiklâl KÜLTÜR 7 Kutluk Türkan Kutluk Türkan (Piyes)13 Mehmet Emin Buğra Kutluk : Uygur tarafından ne haber? Karluklardan var mı eser? Asker : Uygur ordusu Kumul'da, Karluk ordusuda yolda. Kutluk : Uygur ve Karluklar gelirlerse Besmiller ne yapacak? Asker : Hakanın oğlunu öldürecek. Kutluk : Hakanın oğlu ne halde? Asker : Mahpus imiş sarayda. Kutluk : Yazık olmaz mı genç oğlana? Asker : Çok acıyoruz o yiğit kahramana. Kutluk : Hiçbir dostu yok mu kurtaracak onu? Asker : Saray dışında olsaydı biz kurtarırdık onu. Kutluk ve Bilge ansızın şaşırırlar ve sonra birbirine bakarlar ve şu türküyü söylerler: Aferin aferin Kucu yiğiti Gayretin bir büyük erin gayreti Talihsiz tutkunları azad eylemek Uludur, çok ulu bunun kıymeti Kutluk, Bilge önündeki tutkunlar Yoktur yiğiti gayretine engeller Sen istersen biz kutulup gideriz Gayretine canlar feda olsunlar Kurtarırsan bu canımız sağ kalır Hakan seni büyük ile bey kılar Uygur, Karluk seni candan alkışlar Acun seni bir kahraman er tanır. Başkaldırının Sembolü: Başlık Doppa Askerler : (Hemen yerlerinden kalkarak selâm verirler) Tekinim! Sizi kurtarmak bi hazırız, canınızın esen kalması için fedâkarız. Doğu Türkistan Kutluk : Ey batur yiğitler teşekkür ederiz, kaçmanın çaresi nedir? Millî Başlıkları Asker : Uygur veya Karluk tarafına kaçarsak tutuluruz, Kȗçâ tarafına Yrd. Doç. Dr. Baran Dural kaçarsak kurtuluruz, biz sizi götürürüz, Ayğır bulakˡ sınırına, salimen gidebilirsiniz onun o Doğu Türkistan'ın artık simgesi haline gelmiş olan başlıklar çok çeşitlidir. tarafına. Her ilin kendine has işleyiş farkı, (ana model hariç) değişik denilebilecek Kutluk : Aferin yiğitler! Kȗçâ tarafına kaçalım, herhalde bu gece yola çıkalım, bizim de birçok başlık türleri vardır. Mesela Hoten vilayeti bayan başlıklarıyla, Kaşgar sizinkine benzeyen giyim giymemiz gerek, hiçbir kimse şüphelenmeyecek suretle şehirden şehri ise erkek başlıklarıyla (badem dobba) ünlüdür. çıkmamız gerek. Hoten'deki Dobbalar: Askerler dışarı çıkarlar ve kendi giyimlerine benzeyen Ülkenin güneyindeki ipek ve halısıyla ünlü Hoten vilayetine giderseniz gözün iki kişilik giyim getirirler. Kutlukla Bilge kendi üze çarpacak ilk şey Hotenli kadınların başlık1arını süsleyen eşsiz dobbalar giyimlerini çıkarır ve heybelere koyar ve getirilmiş (başlıklar) olacaktır. Hotenli ustalar bu her biri bir diğerinden güzel olan giyimleri giyerler ve dört kişi beraber çıkıp giderler. bayan şapkalarını özel nakış tarzı ve geometrik Devam Edecek değişken şekiller işleyerek yapıyorlar. Bu başlıkların genel şekli ortada düz, Muhammed Sadık Yarkendi, Muhammed kenarları dışarı doğru kavis Sadık Yenihisarî, Celaleddin Katip DOĞU TÜRKİSTAN UYGUR EDEBİYATI çizmek şekliyle çıkıntılı Yarkendi, Molla Muhammed Timur olarak tespit edilmiş "Hoten Kaşgari, Şeddi Kaşgari, Abdûlveli Celalettin BATUR Ustaları Federasyonu"nca... Sermeni, Mola Musa Aksuî, Molla Musa Hoten bayan başlıkları İslâm dinînin Türkler arasında Sayramî, Bilal Nazım, Abdurrahim ülkenin hemen her yerinde yayılması Türk Dili ve Kültürü' nün Nizarî, Muhammed Baba Hoca Hotenî, satılıyor ve yurt dışına ihraç gelişmesi üzerinde iyice müessir Muhammed Îbni Sedir Zeyneddin, ediliyor. Ayrıca Çin ihraç mallarının el sanatları olmuştur.bir taraftan Ahmet Yesevi, Kaşgari gibi tarihçi, edip, hukukçu, dilci, dalında son oniki yıldır adından en çok söz ettirenin Hoten bayan başlıkları Hakim Ata, Süleyman Ata gibi şairler a s t r o n o m, k i m y a c ı, t a b i p, (dobbaları) olduğu Sanayi Odası dokümanter çalışmalarıyla tasdik edilmiş tarafından halk edebiyatı mahiyetindeki coğrafyacı,matematikçi ve şairler olarak durumda. ilahiler, hikmetler ve umumiyetle yetmiş beş den fazla büyük isim Kaşgar'daki Erkek dobbaları mevzulardan ibaret şiirler vücuda yetiştirmiştir.bunların yazmış oldukları Yine ülkenin güney-batısında yer alan kültürüyle. Tarihiyle konumuyla ünlü getirilirken bir taraftan da Kur' an eserlerin yekûnu 130 dan fazla olup, bu olan Kaşgar şehri aynı zamanda erkek başlıklarıyla da ünlüdür. tercümeleri yolu ile Türkçe yeni İslâm'i eserlerin büyük bir kısmı halen Kaşgar'ın bu ünlü erkek başlıkları ''badem'' tarzında yapılmış ve iki bölüme deyimlerle zenginleştirilmiştir. Bu L e n i n g r a d M i l l î K ü t ü p h a n e s i n d e ayrılmıştır. Bu şapkaların siyah arka yüzlerinin üstüne sadece bu yöreye has suretle müşrik Türk yazarlarının kabul saklanmaktadır. özel beyaz nakış çalışması yapılmış ve üst tarafı özel olarak dört köşeden Türk Uygur bilginlerinin Arapçadan, ettikleri yabancı terimleri de yükseltilmiştir. değiştirilmiş, Türk edebiyatı diline yeni Farsçadan Uygur diline tercüme ettikleri Genelde yüksek makam sahibi, kültürlü kişilerce eserleri de göz önünde bulunduracak yeni mefhumlar katılmıştır. giyilen ''Badem'' türü başlıklar son zamanlarda Uygur Türkleri İslâm muhiti içinde olursak yukarıda vermiş olduğumuz Yusuf Has Hacip, Mahmut Kaşgari, rakam 250 den fazla olur.orta-asya illegal milli direniş kuvvetlerince (mücahitlerce ) (Kaşgarlı Mahmut ) Ahmet Yükneki, İslâm ordusunun kültür değişme ve giyildiği için burada başlıklar iki türde yapılıyor. Ahmet Seyit Kaşgari, Celaleddin bocalamasında, şüphesiz pek büyük rolü İkinci türü teşkil eden ve ideolojik bir yapıya M u h a m m e d, T a b i p Y a r k e n d i, olmuş, Türk kavimlerini Orta-Asya dayanmayan başlıklar sade vatandaşlar tarafından Muhammed Mirza, Haydar Devleti, Sedin sahasının gerçek sahipleri haline giyiliyor. Anlatıldığı kadarıyla ideolojik badem Kaşgari, Mirza Muhammed Çirasi, getirmiş, Türk Dili ve Edebiyatına, yeni motifli başlıkları giymenin bedeli bundan daha Sadreddin Kaşgari, Muhammed Yusuf kültür inkişafını temin etmiştir. yedi-sekiz yıl öncesi hapis ya da sürgünmüş. Kızıl Çin in Aşamadığı Engel: bin Kaşgari, Molla Muhammed Sadık, Devam Edecek

KÜLTÜR 8 İstiklââll İstikl VATAN UYGUR KIZINA Abdürrahim Ötkür Secde kılsak mu 'eziz yurtumiz, Bitmes, tügümes biznin kerzimiz Abdürrahim Ötkür Köpdur 'eybimiz köpdur borcimiz YArlika bizni, ey animiz sen. Ötkür, vatan hakkındaki duygularını bu şiirde de dili getirmektedir. Vatan, halkı düşmandan koruyan silahtır. O şehitlerin tuttuğu bayraktır.cengizhan dan kalan kalkandır.o ışıktır.onsuz bayramlar matem; onsuz sabahlar akşamdır: Sensiz bayramlar bizge matemdur, Sensiz külkemiz biz üçün ğemdur. Sensiz tafi seher biz üçün şamdur Tanimiz sen-sen, imanimiz sen. Ötkür, 1949-1968 yıl1arı arasında sadece bir şiir yazabilmiştir. VİCDAN DEVİTİ(24) adlı bu şiirde vatan için fedakarlık ideali yer almaktadır. Bu fedakârlıktan önce gönlün bütün kirlerden, kötü niyetlerden temizlenmesi gerekmektedir. Ötkür için bahar, kurtuluş ve hürriyete kavuşma mevsimidir. Ayrıca, bahar mevsimi gönlü kirlerden arındırma zamanıdır. Ötkür, halkını bahar yağmuruyla yıkanmaya ve temizlenmeye davet ediyor: Bahar yamğuru yağdi, suliri taşti, Könül kirlirini yuyayli kel-kel. Yürüp Perhat bilen taşlar kesip biz, Vetennin şenige tikeyli heykel! 1955-1962 yılları arasında Doğu Türkistan da milli ayaklanmalar gittikçe artmıştır. Bu ayaklanmalara önayak olan münevverler de cezalandırılmış; sorgusuz sualsiz hapse atılmıştır. Ötkür'ün kesin olarak hangi tarihte tutuklandığını tespit edemedik. Bu tarih tahminimizce 1950 li yıllara rastlamaktadır. Şairin, Tarım Boylari adlı kitabı da yine bu yıllarda yasaklanmıştır. Onun, 1949-1968 arasında sadece bir şiir yazması da bu ihtimali kuvvetlendirmektedir 1966'dan sonra ''kültür devrimi'' dönemine girildikten sonra halk, karanlık günlerle tekrar yüz yüze gelmiştir. Ötkür, 1968'den sonra hala esir ve vatansız olan halkıyla ilgili duygularını dile getirmek için SECDİĞAHİMĞA(25)(") ile İÇEY KEŞKER ŞARA BİDİN(36) adlı şiirleri yazmış ve vatan özlemini dile getirmiştir. Ötkür, bu şiirlerde feleğe sitem etmekte; onun hiçbir şekilde vatan ve hürriyete kavuşma arzusunu yok edemeyeceğini ifade etmektedir. Ötkür, vatan hayaliyle esareti unutmaya çalışıyor. Çünkü bu hayal şairin gündüz güneşi, gece de ayı olmakta; ona aydınlık vermektedir. İşte bu ışık da ''hürriyet ışığı''dır.: Seni oylaş bilen könlüm tapur her cayda min lezzet, Hiyalin kündüzi aptap, keçeler kökte mahimdur. Şiirin son beytinde Ötkür, vatan toprağına olan sevgisini çok açık bir şekilde ifade etmektedir. Bu vatan, Kâbe'yi bile kıskandıracak derecede mukaddestir. Bu toprak, ana toprağıdır. Secde edilmesi gereken topraktır: Kaynak: Eger reşk eylise meyli Erep yurtidiki Ke'be, Muşu toprak-ana toprak mukeddes secdigahimdur Eylül 2007-38. Sayı - 4. Yıl Abdurrahim Ötkür ün Şiirleri-I Dr. Hülya KASAPOĞLU-ÇENGEL Sayfa: 69-70 Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları Türk Edebiyatı Dizisi: 26 Yusuf Has Hacib YÜCE TANRI'NIN ÖVGÜSÜDÜR Tanrı'nın adı ile söze başladım. Yaratan, yetiştiren ve göçüren o'dur. Kadir ve bir olan Tanrı'ya çok hamd ve binlerce övgü olsun; onun için, ölüm yoktur. Yeryüzü ile gökyüzünü, güneş ile ayı, gece ile gündüzü zamanı ve tüm yaratılmışları o, yarattı. O, istedi ve bütün bu varlıkları yarattı; bir kere: ''Ol!'' dedi. Bütün diledikleri oldu. Bütün bu yaratılmış olanlar ona muhtaçtır; muhtaç olmayan sadece Tanrı'dır; onun eşi yoktur. Ey kuvvetli Kadir, sonsuz ve hiçbir şeye ihtiyacı olmayan Tanrı, Senden başkasına bu ad yakışmaz. Ululuk ve büyüklük sana mahsustur; sana eş ve denk olan başka biri yoktur. Ey bir olan Tanrı, bir başkası sana şerik (ortak) koşulamaz; başta her şeyden evvel ve sonda her şeyden sonra, sensin. (ezeli ve ebedisin) Senin birliğin hesaba gelmez; bu kudretin her şeye hak kimdir. Ey içi ve dışı bilen; gözden uzaksan, fakat gönüle yakınsın. Senin varlığın, parlak güneş ve ay gibi bellidir; ancak bunun nasıl olduğunu kavrayacak gönül ve akıl yoktur. Senin birliğin, eşya ile ilgili değildir; eşyayı sen yarattın, onlar senindir. Her varlığı sen yarattın; varlık yok olur, baki (sonsuz) kalan sadece sensin. Yaratıcı varlığına, yaratılmış olanlar şahittir; yaratılanlar senin birliğinin şahididir. Kutadgu Bilig den Seçmeler- Yusuf Has Hacib Karanfil yayınları Sayfa:11 Örülmüş saçların inmiş dizine, Al leçek yakışmış al al yüzüne, Duruşun benziyor Uygur kızına, Hilâlden mi iniyorsun? Bayrak gibi duruyorsun? Semadan mı indin yerin bağrına, Duruşun benziyor Tanrıdağı'na Uygurluk yakışmış al yanağına Kuçar'dan mı geliyorsun? Neden böyle gülüyorsun? Başında doppası, sırtı atlaslı, Nerede güzel varsa Uygurdur aslı, Kaşgar görünüşlü Yarken bakışlı. Burcu burcu kokuyorrsunhoten'den mi geliyorsun? Altay dağın'dan, Ürümçi bağın'dan, Tarım havzasından, İrtiş yolundan, İpar destanından, Uygur soyundan. Nazımgum a benziyorsun? Neden böyle ağlıyorsun? Lecek: Baş örtüsü Doppa: Bir nevi takke Kuçar, Ürümçi, Yarken, Hoten, Kaşgar: Doğu Türkistan'ın şehirleridir Tarım ve İrtiş: Doğu Türkistan'da nehir adlarıdır. A. Şekür TURAN Görmekteyiz Sizleri Ey eski yurdumun İli elması yüzlü Hoten yeşimi gözlü Tiyanşan tenli kızları İslâm duasında Buda dansında Şaman yasında Kımız tasında Ocak başında Hatırlayın bizleri Ve biz Her güzele bakarken, Görmekteyiz sizleri İli: Doğu Türkistan' da elmasıyla ünlü şehir. Hoten: Doğu Türkistan'ın yeşim taşıyla tanınan şehir. 28 Bugün Doğu Türkistan'ın hâli patlamaya hazır bir bomba gibidir. Veya yanan bir dal parçasının atılıp göz açıp kapayıncaya kadar ateş denizine dönen bir ormana benziyor. Bu bombanın zamansız patlamasını, bu ormanın zamansız ateş almasını önlememiz, gücümüzü bos yere kullanmaktan her zaman kaçınmamız gerekmektedir. Ama Barın ruhunun da aklımızdan hiçbir zaman çıkmaması lazım. 2.Barın İnkilâbinın Çin Halkına Olan Tesiri Çin halkı Çin Komünist Partisi'nin Doğu Türkistan'a yaptığı haksizlik ve zulümlerden habersizdir. Bilhassa Çin kamuoyu Doğu Türkistan'dan sağlıklı haber almamakla birlikte vatanimizin Çin Komünist Partisi sayesinde bayındır kılındığına inanmaktadırlar. Doğu Türkistan'a verilen sözde otonomluk, Doğu Türkistan halkı için değil; Vang in onların yerine geçenlere verilen imtiyazdır. Doğu Türkistan'a gelip yerleşen ve gelecek olan Çinli göçmenlere verilen bir haktir. 19. yüzyılda zengin olma sevdasına kapılan dünya göçmenlerinin Amerika'ya akın etmesi gibi, son 50 yıl içinde zengin olma ve makam kazanma sevdasına kapılan Çinliler de Doğu Türkistan'a geldi. Mecburî veya kandırılarak Doğu Türkistan'a getirilen Çinlilere elbette bir şey demiyoruz. Çin hükümetinin teşvikiyle gelen göçmenlerin büyük çoğunluğu hayal ettiği zenginliğe ve makama sahip oldular. Onları zenginliğe ve makama kavuşturmak pahasına yerli halk yoksul bırakıldı. Bunlar yetmiyormuş gibi Doğu Türkistan'a geldiğinde İnsanın içini sızlatacak kadar aciz ve zayıf olan Çinliler, Doğu Türkistan'ın havasını soluyup, yemeklerini yiyince bir iki yıl içinde güç kuvvet buldular. Çok sayıda göçmende bir tür psikolojik değişiklik oldu. Yine Doğu Türkistan'ın havasının ve yemeğinin bir tesiri daha oldu. Bu değişiklik onların söz ve hareketlerindeki, bu vatanın sahipleri olan yerli halka karsı nefret ve kin, onları aşağılama seklinde ifade edilebilir. Niçin böyle bir hastalık ortaya çıktı? Niçin dostluk yerine düşmanlık, sevgi yerine nefret geldi? Yerli halkı onların gözüne cahil, yabanî, kabiliyetsiz gösteren gözlük onlara Pekin hükümetinin bir hediyesidir. "Ezeni ezmesen kıyamette sorgusu var." sözünde olduğu gibi Çin hükümeti tarafından hor görülen milletin, Çin göçmenleri tarafından da horlanması normal hale geldi. Barın İnkilâbindan sonra Çin'deki ve Doğu Türkistan'daki bazı vicdanlı Henzu aydınları ve cemaat mensupları insanlar arasında nefret yaratanların sırası geldiğinde kendi yarattıkları nefretin kurbanı olacaklarını çok iyi bilmektedirler. Nefret nefreti, ölüm ölümü getirir. Barın İnkilâbindan sonra dışarıdaki Çin demokratik teşkilatlarının bazılarının Doğu Türkistan'ın dışarıdaki bazı teşkilâtlarına, Çin'de sosyalizmin yıkılıp demokrasiye geçildiğinde Doğu Türkistan'daki karşılıklı nefreti bitirmek ve dayanışmayı teklifinde bulunması tesadüf değildir. Zorbalar hakikate değil güce inanır. Elinden güç gittiği zaman kendi yarattığı nefret denizinde boğulup gidecek olanlar Çinli zalimlerdir.barın İnkilâbi bu mantığın küçük bir örneği olarak Çin ve göçmen Çinlilerin bu zulümden vazgeçmesi konusunda unutulmaz bir çığır açmıştır. Ama Urumçi'deki militarist hükümetle Pekinin bu olaylardan hiç ders alacağı yok. Barın olayından sonra Vanginmav ile Sung Xenliyan'in Pekin de Çin devlet başkanı Cangzimin ve başbakan Liping bir araya gelmiş ve açıklamalar yapmışlardır. Vanginmav: "Kuzey Sincan (Doğu Türkistan)'da lienzu ahalisi nüfus bakımından büyük çoğunluğu ele geçirdi, kuzey Sincan'da ebedî saadet elde edildi. Devam Edecek

Gündem 12 Eylül 2007-38. Sayı - 4. Yıl İstiklâl Aksu'da Uygur Gençleri HABER YORUM Türklüğe Sahip Çıkmak Vatana Sahip Çıkmaktır Çin hâkimiyeti Uygur gençlerini kendilerinin milli ve dini geleneklerinden, örf adetlerinden uzaklaştırmak için türlü vasıtalar kullana gelmekte ve Uygur gençlerini asimile etme girişimlerine kız kazandırmaktadırlar. Mesela, Çin hâkimiyetinin bu gün Doğu Türkistan'ın güney vilayetlerindeki Uygur gençleri arasında yakasına çiçek takarak Çin usulü toplu düğün yapmayı genelleştirmeye başladıkları bunun en canlı örneklerinden biridir. Sinkiang (Doğu Türkistan) Gazetesinin verdiği habere göre 28.07.2007 günü Aksu hükümet birimlerinin organizasyonu ile şehir civarındaki köylerden getirilen 24 çift Uygur kız ve erkek için kolektif düğün töreni yapılmıştır. Bu törende köy gençleri bir birlerine yüzük takmışlardır. Dünya Türkleri Kastamonu'da buluştu Dünya Türkleri, Kastamonu'da düzenlenen 11. Türk Dünyası Günleri'nde bir araya geldi. Mustafa Kemal Atatürk'ün Kastamonu'ya gelişleri ile Şapka ve Kıyafet İnkılabı'nın 82. yıldönümünde Dünya Türkleri Kastamonu Belediyesi tarafından düzenlenen 11. Türk Dünyası Günleri'nde bir araya geldi. Nasrullah Meydanı'nda düzenlenen etkinliğe Milliyetçi Hareket Partisi Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu, Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanı Albay Zeki Es, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Bahri Gökçebay ve Kastamonu Belediye Başkanı Turhan Topçuoğlu katıldı. Çuvaşistan Türkleri'nin sunduğu halk oyunları beğeni topladı. Belediye Başkanı Turhan Topçuoğlu, etkinlikle Türk Dünyası ile Kastamonu halkını kaynaştırmayı amaçladıklarını söyledi. Çuvaşistan, Balkanlar ve diğer ülkelerden gelen Türklere 3 gün boyunca Kastamonu kültürünü tanıtacaklarını belirten Topçuoğlu, şöyle konuştu: "Türk Dünyası Günleri, Kastamonu ile diğer ülkelerde yaşayan Türkler arasında kardeşlik duygusunun pekişmesini sağlayacak. 'Türk dünyası ile manevi köprüleri sağlam tutmalıyız. Dil bir köprüdür, köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz' diyen Atatürk'ün direktiflerini yerine getiriyoruz" Çuvaşistan Türkleri adına konuşan İlya İvanov ise, "Türkiye ile kardeşliğimizi hiçbir zaman unutmadık. Ne mutlu ki yüzyılların ardından Kastamonu'da kucaklaşıyoruz. İnşallah sıcak buluşmaların devamı gelir" diye konuştu. Konuşmaların ardından Türk Dünyası Kitap Sergisi ve Kırımlı Ressam Ramiz Netovkin'in resim sergisi açıldı. İstikl âl İçin Çince Kolektif Düğün Ç ÇİN'İN ZEHİR SAÇAN OYUNCAKLARI in'in, hilebazlığı, sinsiliği ve entrikaları bütün dünya milletleri tarafından biliniyor. Fakat Çin'i en iyi tanıyanlar ise yarım asrı geçkin bir süredir Çin esareti altında yaşamak zorunda kalan Doğu Türkistanlılardır. Komünist Çin'in mimarı olan Mao'nun ölümünden sonra Çin, Batıya açılma sloganı altında öncelikle Batı Türkistan'ı (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan vs.) ve daha sonra da Çin yayılmacılığının önüne çıkan bütün devletleri de işgal ederek dünya hükümranlığı kurma peşinde olan bir devlettir. Çin bu hedefi konusunda son derece sinsi, sabırlı, inatçı ve zaman kavramını önemli saymayan bir mantıkla hareket etmektedir. Bu menfur emeline erişebilmek için de, öncelikle bütün dünyanın ilgi odağı haline gelmesi gerekiyordu. Bu konuda da büyük bir başarı elde etti ve bu gün bütün dünya Çin'in sahte, kalitesiz ve ZEHİR SAÇAN mallarına adeta mahkûm hale geldi. Bundan sonra ise, Çin'in işi daha da kolay bir sürece girdi. Çünkü Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok devleti kendi ülkesindeki üretim maliyetlerini aşağı çekme zahmetine katlanmamak için yerli fabrika ve atölyelerinin kapılarına kilit vurarak Çin'in sözde ucuz maliyetli ama Truva atı niteliği taşıyan kalitesiz ve hatta öldürücü mallarını ithal etme yolunu tercih etmiş bulunuyor. Akla gelebilecek bütün ürünlerden çılgınca bir şekilde sahte ve kalitesiz mal üretimine başlayan Çin dünyanın bütün ülkelerine bu kalitesiz mallarını da rahatlıkla ihraç edebilmektedir. Birinci aşamayı başarıyla atlatan Çin bu defa da ikinci aşama olan ve Çin yayılmacılığının önünü gelecek on yıllarda kesme ihtimali bulunan yeni nesilleri de bertaraf etme projesini icra etmeye başladı. Son zamanlarda dünyanın bazı ülkelerinden Çin'den gelen oyuncakların birçoklarının öldürücü zehir ihtiva ettiği yolunda tepkiler ve uyarılar yükseliyor. İlk olarak tepki gösterenlerden biri Amerikan oyuncak şirketi olan MATTEL yetkilileri oldu. Çin'den ithal edilen oyuncak arabalarda kurşunlu boya kullanıldığını tespit eden şirket piyasalardaki Çin malı oyuncakları toplatma kararı aldı. Ayrıca çocukların zihninde markalaşan Barbie bebeklerinde de zehirli maddeler kullanıldığının ortaya çıkmasından sonra birçok oyuncak şirketi Çin'den ithal edilen Barbie bebeklerin de toplatılması yönünde karar aldılar. Mattel'e bağlı Fisher Price Sarge ve Taner oyuncak şirketleri de alelacele piyasalardaki Çin malı oyuncakları toplatıyor Bunlar sadece son anda bir şekilde farkına varılabilen ve Zararın neresinden dönersen kârdır anlayışı ile bir tedbir alma girişimidir. Nüfusları Bir buçuk milyar olmaya az kalmış olan Çin'in, Türkiye gibi birçok devletlerin de kurtuluş reçetesi olarak görmeye başladığı Çin malları bütün dünyayı ablukası altına almış bulunuyor. Buradan gazetelerdeki köşelerinde ya da İnternet sitelerinde Çin'i öve öve bitiremeyen ve hiç şüphesiz ki; kursaklarından üç öğün boyunca çeşit çeşit Çin yemekleri eksik olmayan yazar bozuntularına sesleniyorum! Çin sizlere çeşitli Çin yemekleri dışında daha neler veriyor bilmiyorum Ama bildiğim bir şey var o da sizlerin nokta kadar çıkarınız için Çin'in uşaklığına soyunarak Çinli efendileriniz önünde virgül kadar değil kamyon lastiği gibi eğilmiş ve hatta dairesel bir hal almış olduğunuzdur Etmeyin eylemeyin efendiler! Sayısız Türk çocukları ve dünya çocukları sizin gibiler yüzünden ÇİN OYUNCAKLARI İLE ZEH İ R LEN M EK TE v e Yi n e TÜ R K İ Y E G İ B İ GELİŞMESİNİ HENÜZ TAMAMLAYAMAMIŞ BİRÇOK ÜLKELER SAHTE VE SON DERECE KALİTESİZ ÇİN MALLARI YÜZÜNDEN büyük ekonomik sıkıntılar yaşamakta ve milli ekonomileri felç olmaktadır. Unutulmamalıdır ki; Türkiye'de her geçen gün sayıları artan ve adeta mantar gibi türeyen Çin Pazarları na rağmen yerli üretimi harekete geçirmek, istihdam alanı açmak ve milli ekonomiye katkı sağlamak asla mümkün değildir MİLLİ VE DİNİ HASSASİYETLERİ BULUNAN TÜRK MİLLETİNE SESLENİYORUM! BİR KAÇ KURUŞ DAHA UCUZDUR DİYEREK ALIN TERİNİZİ SOKAĞA ATMAYIN, GÖZ BEBEĞİNİZ OLAN ÇOCUKLARINIZI ÇİN OYUNCAKLARI İLE ZEHİRLEMEYİN..! KAYSERİ-GÜNLÜK GAZETE G ünümüzde artık daha fazla eğip bükmeden, dolambaçlı ifadeler kullanmaya ihtiyaç duymadan Türk kimliğini açıkça ve gururla gerekli olan her yerde ifade etmek son derece elzem hale gelmiştir. Çünkü artık birilerinin, hele hele Türkiye Cumhuriyeti devletinin üst düzey idarecilerinin ve onların emri altındaki bir takım bürokratların Türk kelimesini özellikle kullanmamaya azami özen gösterme çabaları ve hatta Türklükten öcüden kaçar gibi kaçmaya çalışmaları kanıma dokunmaya başladı. Türklerin vatanı anlamına gelen Türkiye'de Türk'üm demek neredeyse suç sayılma noktasına geldi. Yahu! Bu aziz Türk milleti yedi ceddini uğruna şehit verdiği kendi vatanında esaret altındaki bir millet durumuna düşürülmeye müstahak mı? Nedir bu millete reva görülen parya'lık dayatması? Gidişata dikkatle bakılacak olursa Türk milleti tedrici olarak milli kimliğinden uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Ben kendi ülkemde bir kesim ve bazıları gocunacak diye Allah'ın bana bir lütfu olan Türk kimliğimi neden gizleme ihtiyacı duyayım? Bu ülkenin bütün nimetlerinden sonuna kadar istifade eden ama aynen nankörlük ve ihanet mesabesinde bir tavır takınarak bölücülük peşinde olanlar için ben neden Türk kimliğimi gizleyecekmişim. Türk milleti onların dedelerinin topraklarını mı işgal etmiştir? Eğer, biz de bu vatan için kan verdik can verdik diyorlarsa o zaman bu bölücü zihniyet niye? Neden bir arada yaşamaya tahammül gösterememektedirler? Resûlüllah (S.A.V.); Kişi kavmini(bu günkü tabirle Milletini) sevmekle suçlanamaz buyuruyor. Çünkü her millet kendisinin milli ve manevi değerlerine sahip çıkmak zorundadır ve buna kimselerin karşı çıkma hakkı bulunmamaktadır. Kendilerini Kalburüstü olarak millete dayatan zevat! Unutmayınız ki, icranın başında olma hakkını size veren Türk milleti sizlere kendisinin milli ve manevi değerlerini rencide etme, ya da Türk kimliğini her fırsatta hırpalama hakkını vermemiş olup, bir gün sizlerden çok ağır bir biçimde hesap soracaktır. Ey yüce Türk milleti! Ya bu gün gelinen noktada Türk kimliğine Türk'e yaraşır bir biçimde gururla ve cesaretle sahip çıkarsın ki, bu aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti devletine de ciddiyetle sahip çıkmaktır. Ya da sana siyasi çıkar ve kaygılarla tedrici olarak dayatılmaya devam edilen milliyetsizleştirme girdabında yok olur gidersin. Zira Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hiçbir döneminde Türkiye ve Türk milleti bu kadar derin ve sistematik bir tehlike ile karşı karşıya gelmemişti. Bu cennet vatan 1980 öncesi ortamında bile bu kadar uçurumun kenarına getirilememişti. Çünkü artık yerli maşa lar kullanılarak sınırlarımızın dışındaki Türk ve Türkiye düşmanları tarafından Vatanımızın doğu ve güneydoğusunu içine alan haritalar havalarda uçuşuyor, stratejik öneme haiz olan bütün işletmeler yabancılara satıldı, satılmaya da devam ediliyor. ABD işgal kuvveti askerleri Iraktaki camilerde yere yatırdıkları Müslümanların kafalarına mermi yağdırırken ABD'nin Iraktaki başarısı(!) bizim de başarımızdır ve Güneydoğunun dağlarına yazdığınız 'Ne mutlu Türk'üm diyene' sloganlarını neden batıdaki dağlara da yazmıyorsunuz diyen zihniyet bu gün yabancı rejisörler tarafından çevrilmekte olunan film de başrol kapma yarışında. Türklük kavramı artık bir takım mideden düşünenlerin destekleri ile var olmakla yok olmak arasında çok ince bir çizgide duruyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti Türklük guru ve şuuru, İslam ahlak ve faziletine bütün benliği ile sahip çıkan, çıkabilme cesaretini gösterebilenler sayesinde ebediyen varlığını sürdürecektir. Bundan sonra bu ülkenin ve aziz Türk milletinin, Bende Türk'üm ama Diye söze başlayan tabansız, çıkarcı, çanak yalayıcı, milli kimlik zafiyetine uğramış, dalkavuk ve şahsiyetsizlere değil, Türk olmakla gurur ve şeref duyabilen kişilere ihtiyacı vardır. Yüce Türk milleti hiçbir zaman karamsarlığa düşme! Her ne kadar gaflet, delalet ve hatta hıyanet içinde olanlarla her gün burun buruna gelsen de Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur. Unutma ki, Türklüğe sahip çıkmak ve Türklüğünü her fırsatta haykırmak aynı zamanda bu cennet vatana bütün kararlılığınla sahip çıktığının göstergesi olacaktır. 03.08.2007-MEB

Eylül 2007-38. Sayı - 4. Yıl 1986 Hitler'in Avrupa'yı kasıp kavurmaya başladığı 1939 yılının 30 Ocağında, mangalla ısıtılan soğuk bir odada doğmuşum. Babam Cumhuriyet'in ilk polislerinden Şevki Bey; annem Ümmühan'dan öksüz; Bahçesaraylı Lâtif ustadan yetim kalmış Uşak doğumlu Lütfiye Hanım. İlkokula Uşak'ta başladım, Ankara (Kurtuluş, Nâmık Kemal), İstanbul (Anadoluhisarı, Beykoz-Ahmet Mithat Efendi) okullarında okudum. Sonra, Beykoz Ortaokulu, Zonguldak-Mehmet Çelikel Lisesi, Eskişehir Lisesi; Liseyi Eskişehir Lisesi ve Uşak Lisesi'nde okudum. Üniversiteye İstanbul'da Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümünde başladım, Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Fırat üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi (Bişkek), Girne Amerikan Üniversitesi (Kıbrıs), Erciyes Üniversitesi derken, 30 Ocak 2006'da Profesör unvanıyla emekli oldum. Okumaya başladığım 5-6 yaşından beri kitap ve dergiye meraklı idim. Elime geçen 3-5 kuruş ile çocuk dergileri alır okur ve onları titizlikle saklardım. Delikanlılık yıllarımda, lise ikinci sınıfta iken Mevlânâ'nın 10 ciltlik 'Mesnevî'sini okumaya başlamıştım. Bir gün okul kütüphanesine VII. Cildi okurken, başıma birisi eliyle vurdu. Döndüm baktım, müdürümüz rahmetli 'Fâik Eroğlu' idi. Argo konuşmayı seven ve öğrencilere de argo sözlerle hitapeden bir kişiliği vardı. 'Ne okuyorsun dümbük!' deyince, 'Mesnevî'yi!' dedim. Okuduğum kitabın yüzünü çevirip baktı, gerçekten Mesnevî'nin VII. Cildi. 'Âferin!' dedi ve gitti. Daha sonraki günlerde Müdürün bana karşı tavrının daha yumuşadığını, beni görünce gülümseyerek baktığını hatırlıyorum. Yine lise yıllarımda, 1956 Macar ihtilâlini hatırlıyorum. Eve günlük gazete alırdık. Günlük diyorum ama, basıldığı güne göre bir sonraki gün gelirdi gazeteler, Uşak'a. Babamın açıp kapattığı, hiç birimizin elleyemediği 'Grundig' marka radyodan ajansları dinlerdik. Haberlerde Kızıl Ordu'nun Macaristan'ı istilâ ettiğini; Rus tank paletlerinin Budapeşte'yi ezdiğini; Macar çocuk ve gençlerinin, tankların altına girerek 'molotof kokteyli' ile işgalcileri yaktıklarını öğrenirdik. Sovyetlerin, o zamana göre, dünyanın en güçlü ve korkunç ordusu ile Batı Avrupa'yı işgâl ettiklerini, II. Dünya Savaşından sonra Litvanya, Estonya, Letonya, Polonya, Macaristan, Çekoslavakla, Yogoslavya'nın komünistleştiğini, köleleştiğini hep ajans haberlerinden ya da gazetelerden öğreniyorduk. Bir gazetenin günlük haberlerinin kupürlerini keserek Kızılordu'nun Macaristan ve Çekoslavakya'yı işgâl edişini, daha sonraları 'komü-nizm' türküleri söyleyen aldatılmış gençlere de göstermiştim. Sanırım 1957 ya da 1958 yılları idi. Uşak'ın tek gazete bayii ve kitapçısı olan rahmetli 'Zihni Bey'in dükkânının vitrininde üç yeni kitap görmüştüm. Birisi 'Artık Yoldaş Değiliz', birisi '1986', diğeri de Amerikalıların Güney-Kuzey Savaşını anlatan sürükleyici bir kitaptı. Her üçünü de 'bir yudumda okudum'. 'Artık Yoldaş Değiliz' adlı roman Macar gençlerinin komünizme karşı direnişlerini, 1956 Macaristan'ın işgâlini anlatıyordu. Adını hatırlayamadığım diğeri, Amerika'da yaşanan kardeş kavgasının, Güney-Kuzey savaşının korkunçluğunu gözler önüne seriyordu. Bir hiç uğruna ölen ve öldürülen gençlerin ve onların ardından 12-13 yaşındaki çocukların birbirlerini kurşunlayışı ve süngüleyişi Köle zencilerin çektikleri azap, gördükleri işkence ve insanlık suçları '1986' adlı roman bir 'bilim-kurgu' idi. Henüz 1960'a bile gelmemişken, 1986 yılında dünyanın başına gelecek olanlar anlatılıyordu. Dünyaya hâkim olan tek bir güç ve bu gücün insanoğluna yaptıkları zâlimceydi. Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi Almanya'daki Kazak Cemiyeti nin Doğu Türkistan'a Yaptığı Ziyaretini Kınadı 1. Sayfadan DevamKomünist Çin hâkimiyetinin Doğu Türkistan'da Kazakları da içine alan yerli halka yönelttiği asimile ederek yok etme siyasetinin zirveye çıktığı günümüzde, Almanya'da faaliyet göstermekte olan Kazak Cemiyeti görevlilerinin Doğu Türkistan'ı ziyaret ederek, Çin hâkimiyetinin politikalarını överek göklere çıkartması Almanya'da faaliyet yürütmekte olan Uygur teşkilatlarının tepkisine sebep oldu. Tiyanşan(Tanrıdağı)Sitesi nin verdiği habere göre, Merkezi Almanya'nın Köln şehrindeki Avrupa Kazaklar arası Kültür Alışveriş Cemiyeti nin başkanı Abdurahman Çetin Başkanlığındaki bir Kazak heyeti Otonom Bölge(Doğu Türkistan)Dış Kültür Alışveriş Cemiyeti nin daveti üzerine Almanya'dan Ürümçi'ye gelerek 18.08.2007 günü akşamı Otonom Bölge(Doğu Türkistan)Komünist Partisi Propaganda bölümünün başkanı Li Qi ile görüştüler. Görüşme esnasında Li Qi Komünist partisinin önderliğinde şu anda Doğu Türkistan'ın vaziyetinin oldukça istikrarlı ve huzurlu olduğunu Kazakların kültürel işlerinde de büyük ilerlemeler ve gelişmeler vücuda gelip, Kazak Kültür miraslarının iyi korunmakta olduğunu beyan etmiştir. Abdurahman Çetin'de görüşme esnasında yaptığı konuşmada, Avrupa'da yaşamakta olan Çin Vatandaşı olan Kazak muhacirleri ile Sinkiang(Doğu Türkistan) arasında kültürel sahada dayanışmayı güçlendirmeyi arzu ettiklerini, böylece Sinkiang(Doğu Türkistan) da ki Olağanüstü değişiklikler i Avrupa halklarına iyi anlatacaklarını bildirmiştir. Haberlere bakıldığında, Avrupa Kazak Kültür Alışveriş Cemiyeti nin üyeleri Çin hükümetinin organizasyonu ile İli, Altay, Karamay, Turpan, Kumul ve Ürümçi gibi yerleri gezip görecekler. Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi nin başkanı Abducelil Karakaş, Almanya' da ki Kazak Cemiyeti sorumlularının Doğu Türkistan'ı ziyaret etmelerine tepki göstererek şöyle dedi: Çin hâkimiyetinin bu gün Doğu Türkistan halkına vermekte olduğu eziyetler ve haddini aşan zulümleri bütün dünya kamuoyuna malumdur. Elbette ki; Doğu Türkistan'daki Kazak kardeşlerimiz de aynı zulümleri görmektedir. Günümüzde Çin hâkimiyeti Doğu Türkistan'daki Kazak besicileri mecburi olarak besicilik bölgelerinden çırılçıplak gölgesiz çiftçilik bölgelerine göç ettirmektedirler. Kazak kızlarını da mecburi olarak Çin'e götürüp çalıştırıyorlar. Çin hâkimiyetinin amacı sadece Uygurları değil, Uygur, Kazak ve Kırgızları da içine alan Doğu Türkistan'ın bütün yerli halklarını tarih sahnesinden yok etmektir. Bu sebeple Almanya'daki Kazak Cemiyeti bünyesindeki kardeşlerimizin de Çin'in Doğu Türkistan halkına çektirmekte olduğu zulümlerini dünya kamuoyuna ifşa etmek için bir direniş göstermeleri gerekiyordu. Çin'in Doğu İnsanoğlu her şeyden, herkesten korkuyor; diktatörlüğün manevî baskısı ile yaşamaya çalışıyor. Kitabı aldığım zaman 1986 yılının nasıl bir yıl olacağını, başımıza nelerin geleceğini düşünürdüm. Kitabın bir bölümünde 'Ağabey bizi gözetliyor!' deniliyordu ki, o zamanın teknolojisine göre bu imkânsızdı. Çünkü, Türkiye daha o yıllarda manyetolu telefon kullanıyor, şehirlerarası görüşmeler PTT merkezlerinden saatlerce bekledikten sonra yapılabiliyordu. Bu kitap bana Jül Vern'in 'Denizaltında Yirmibin Fersah; Aya Seyahat' gibi fantezi romanlarında anlatılanlar gibi gelmişti. Ama 1986, 1996, 2006 derken, dünyamızın geçirdiği felâketler, depremler, tsunamiler, kasırgalar, tornedolar, toprak kaymaları, sel taşkınları vb. tabiat olayları yanında teknolojinin müthiş bir hızla gelişmesi insanlığa hem mutluluk hem de azap verdi. Artık, CIA, MOSSAT, KGB, Intellegent Service gibi gizli örgütler, insanoğlunun 'vücut ısısı'dan onu takip edebiliyor; isterse yatak odasını bile gözlüyor; bütün telefon konuşmalarını anında kayda geçirebiliyor, sonuç olarak insanlığın onuru, haysiyeti teknolojiye kurban edilebiliyor. Nereden nereye 1959'lu yıllarda, 47 yıl önce okuduğum bir kitaptan günümüze insanlık tarihine bakacak olursak, nelerin değiştiğini görebiliriz. Hitler, Mussolini, Stalin, Mao gibi insanlık suçu işlemiş liderlerden sonra, devrik Irak başkanı Saddam ve onu devirerek 'demokrasi' vaad eden ABD Başkanı Bush, '1986' adlı kitaptan bugüne elimizde kalanlar değil mi? İnsanoğlu 2086 yılını da mutlaka görecektir. O zamanki liderlerin bugünkülerden çok farklı olacağını sanmıyorum. O tarihlerde yine insanlar birbirlerini gözleyecekler, 3-5 yıllık saltanat, iktidar, erk ve 'para' için yine birbirlerini kırıp geçirecekler, kim bilir ne kadar güzel insan bir hiç uğruna ölüp gidecek; kim bilir kaç kişi 'Guantunamo' gibi hapishanelerde ölüp çürüyecek Tanrı insanlığı korusun! Türkistan'daki politikalarını överek göklere çıkartmak ise mahiyeti itibarıyla Doğu Türkistan'ın münevver evladı Osman Batur'a, Çin'in katliamlarında hayatlarını kaybeden binlerce Kazak şehitlerimize yapılan bir hakaretten başka bir şey değildir!. Almanya'da, Dünya Uygur Kurultayı Tarafından Pekin Olimpiyatlarına Karşı Gösteri Düzenlendi 1. Sayfadan Devam-Aynı gün Meryem ana meydanına toplanan yabancıların sayısı da epeyce çok olup, söz konusu protesto eylemi oldukça büyük çaplı siyasi ve içtimai yankı uyandırdı. Gösteri sırasında Dünya Uygur Kurultayı tarafından hazırlanan ve Komünist Çin hâkimiyetinin Uygurlara yönelik olarak uygulamakta olduğu zulümlerin yer aldığı bildiriler dağıtıldı. Meryem Ana meydanına toplanan Doğu Türkistan ve Tibet göstericileri kendi bayraklarının eşliğinde sloganlar atarak bu meydandan Münih şehrinin diğer bir merkezi olarak kabul edilen Odeonsplatz meydanına doğru yürüyüş yaptılar. Bolu'daki Zincirleme Kazasında Prof. Dr. Kazım Üzüm'ün Kızı Nagihan Üzüm Hayatını Kaybetti 1. Sayfadan Devam-Kazada yaralanan, Üzüm'ün yeğenleri Zafer ve Tuğçe Üzüm ile Fatih ve Ferhat Ulubaş, Halim Özdemir, Döndü ve Fatih Gezginci, Düzce Atatürk Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Bolu Dağı 2. Viyadüklerinde meydana gelen kaza nedeniyle karayolunun İstanbul şeridi uzun süre trafiğe kapalı kaldı. Nagihan Üzüm'ün elim bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetmesi, Kayseri'de ve Erciyes Üniversitesi camiasında büyük üzüntü oluşturdu. İstiklâl Gazetesi olarak merhumeye Allahtan rahmet kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

www.istiklalgazetesi.com.tr Eylül 2007 Aylık Siyasî Bağımsız Gazete Yıl: 4 Sayı: 38 ISSN 1305-2993 İstikl â l Haftalık Satır Arası Gazetesi ne Abone olmak için Tel: 0535 885 12 36 0533 565 35 46 Fiyatı: 1 YTL Ürümçi'de 25 Binin Üzerinde Dinî Kitap Yok Edildi Çin hükümeti mukaddes İslâm'a ve Doğu Türkistan Müslümanlarına yönelttiği bu tür hakaretlerinin Seviyesini daha da yükseltmektedir. Komünist Çin hâkimiyetinin Doğu Türkistan'da Şehvet içeren ve yasa dışı dini içerikli eserlere darbe vurma hareketi adı altında, Kur'anı kerim ve hadisi şerifleri de içine alan dini kitap ve eserleri, Çinliler tarafından gizli olarak neşredilen bazı şehvet içeren kitap ve dergilerle birlikte yok etme hareketi yürütülmekte olduğu Doğu Türkistan'daki ve yurt dışındaki Doğu Türkistanlılar arasında sert tepkilere sebep olmakltadır. Onlar Çin hâkimiyetinin bu davranışını mukaddes İslâm dinine ve Doğu Türkistan Müslümanlarına yapılan büyük bir hakaret olarak telakki etmektedirler. Ne yazık ki; Çin hükümeti mukaddes İslâm'a ve Doğu Türkistan Müslümanlarına yönelttiği bu tür hakaretlerinin seviyesini daha da yükseltmektedir. Mesela, Ürümçi Akşam Gazetesi nin verdiği habere göre, 2007 yılı girişiyle beraber Şehvet içeren ve yasa dışı dini içerikli eserlere darbe vurma hareketi adı ile bir kültürel imha hareketi de başlatıldı. 03.08.2007 tarihinde 3. kez başlatılan imha etme töreni Ürümçi'deki bir kâğıt fabrikasında gerçekleştirilmiş olup, aynı günkü merasim sırasında 70 bin adet yasa dışı eser eritilerek yok edilmiştir. Bunların arasında 25 bin 230 adet dini kitap ve çeşitli eserler de bulunuyordu. Çin hükümeti 2007 yılının girişini müteakip Mart ayın 15'i ve Nisan ayının 14. günleri Ürümçi'de ayrı ayrı olarak Yasa dışı kitapları imha merasimi icra etmiş olup, bu iki defa yapılan merasim sırasında 832 Kuçar'da Silah Atış Talimi Yapmakta Olan Millî Mücadeleciler Çin Askerlerince Yakalandı BENİM ELİM * BENİM YOLUM DR. ÇAĞRI (MAHMUT ALİ ) ÇÖHREGANLI Sehend - Tebriz 1378 (1999) Türkiye Türkçesinde düzenleyen: Müge ÇETİNKAYA İnsanların ve milletlerin haklarının kutsiyetine inanılan bir dünya düzeni içinde yaşıyoruz. Papaların kiliselerin; şövalyelerin, derebeylerin milletleri ezdiği günleri ortaçağ`ın karanlıklarında bıraktık. Gün, huzurlu ve yüksek seviyeli hayatları yakalamaya çalışmanın günüdür. Dolayısıyla Güney Azerbaycan Türklerinin milli ve insanı haklarını alma savaşlarını desteklemek; gayet medeni, gayet insani, gayet demokratiktir. İrtibat cetinkaya_muge@yahoo.com binden fazla kitap yakılmış yada eritilerek yok edilmiştir. Bunların yarısına yakını İslâm dinine dair kitap, eser ve hatıralardan ibarettir. ETIC Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi Almanya'daki Kazak Cemiyeti nin Doğu Türkistan a Yaptığı Ziyaretini Kınadı Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi nin daha önceki haberlerinde Çin hâkimiyetinin son zamanlarda Aksu'nun Kuçar, Şahyar ve Bay nahiyelerinde genel bir arama ve tutuklama hareketi başlatmış olduğu bildirilmişti. ETIC bu konuda gizli bir inceleme başlatmak suretiyle, Çin hâkimiyetinin bu bölgede yürütmekte olduğu büyük çaplı arama ve tutuklama hareketinin asıl sebebini açıklığa kavuşturdu. 9 da Komünist Çin hâkimiyetinin Doğu Türkistan'da Kazakları da içine alan yerli halka yönelttiği asimile ederek yok etme siyasetinin zirveye çıktığı günümüzde, Almanya'da faaliyet göstermekte olan Kazak Cemiyeti görevlilerinin Doğu Türkistan'ı ziyaret ederek, Çin hâkimiyetinin politikalarını överek göklere çıkartması Almanya'da faaliyet yürütmekte olan Uygur teşkilatlarının tepkisine sebep oldu. 15 de Aktu'da 42 Doğu Türkistanlının Çinlilerce Tutuklanmasını Sağlayan Muhtar Mahmut Hakkında Doğu Türkistan'daki Çin basını Aktu nahiyesindeki Polis dairelerinin siyasi komiseri ve Bölücülüğe Karşı Koyma Kahramanı Muhtar Mahmut'un yapmış olduğu icraatlarının propagandasını yapmaya başladılar. Muhtar Mahmut Sinkiang (Doğu Türkistan) Gazetesi 05.08.2007 tarihli sayısında yayınlanan Halkın Sadık Koruyucusu-Aktu Nahiyesi Polis dairesinin siyasî komiseri Muhtar Mahmut şeklinde başlıklar altında yayınlanan makalelerde işaret edildiğine göre muhtar Mahmut Polis olduğu 1989 yılından beri 42 milli bölücü yü ele geçirip, bölücüler e karşı öldürücü darbeler indirmiş. Bunun dışında Muhtar Mahmut yine, 2006 yılının Temmuz ayından beri Aktu nahiyesinde sürdürdüğü ev aramalarında 50'den fazla yasa dışı dini kitap ve 20 adet dini kaset ele geçirmiştir. Yukarıdaki makalede belirtildiğine göre, 1990 yılı Nisan ayının 5. günü milli kahramanımız Zeydin Yusuf'un önderliğinde Barın İnkılâbı meydana geldiğinde Muhtar Mahmut'un sol el parmağını ve göğsünü milli mücadeleciler kılıçla biçerek yaralamışlardır. Bu olay esnasında Muhtar Mahmut Kahramanlık göstererek(!) 7 Barın mücahidini tutuklamış. Çin hâkimiyeti bu sadık uşağına ülke çapında münevver polis, Çin'in münevver genç koruyucusu ismini vermiş ve Doğu Türkistan'daki bütün polisleri onu örnek almaya çağırmıştır. ETIC