DEĞERLER EĞİTİMİ PROJESİ KASIM - ARALIK BİRLİKTE YAŞAMA VE KARDEŞLİK



Benzer belgeler
BİRLİKTE YAŞAMAK VE KARDEŞLİK

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

DEĞERLER EĞİTİMİ LİSELER MAYIS-HAZİRAN AYLARI KİTAPÇIĞI

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

DAÇKA için bildik bir anlam; yeni bir kelime : Mayıs ve Haziran Ayları nın değeri diğergamlık

ISBN :

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

Sevgili dostum, Can dostum,

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Her Şeydir İ 3 a h i ^ A p a t f â iun

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

İnanıyorum ki biraz daha gayret ederek planlı ve düzenli bir çalışmayla çok daha başarılı olacaksın

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

Zar Falı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül :14

Anlamı. Temel Bilgiler 1

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR?

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Seher AHRAZ (505)

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır.

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Hayata dair küçük notlar

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

İDEAL BİR EĞİTİMCİ. İdeal Bir Eğitimcinin İhmal Etmemesi Gerekenler

Fatma Atasever.

ARAMIZDA ÇOK FARKLAR VAR

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

Ödev Yapmak İstemeyen Çocuklar 2013 / 2014 SAYI: 22. Haftanın Bazı Başlıkları

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

tellidetay.wordpress.com

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın!

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. Arkadasların ile tartışıp kavga ettiğin zaman her sefer bu tahta

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KİTABIN TANITIM YAZISI Cuma, 12 Ekim :57

Buyurun, hep beraber bakalım: 1. Dişilere Sakın Şefkat Göstermeyin

ÖZEL KIRAÇ ORTAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ RAPORU (NİSAN 2015) KARŞILIKSIZ İYİLİK YAPMAK

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

SEVGİ, SAYGI ve YARDIMLAŞMA

...Bir kitap,bir mesaj!

GİZEMLİ KUTULAR PROGRAMI ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ

İÇİNDEKİLER KAVRAMLAR BİR GÜNÜMÜZ. ROLLERİMİZ ve SORUMLULUKLARIMIZ HAKLARIMIZ OKULUMUZ AİLEMİZ SORUMSUZLUK ÇOCUK HAKLARI ÇOCUK HAKLARI BİLDİRGESİ

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

DEĞERLER EĞİTİMİ SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI MAYIS-HAZİRAN AYI İŞLENEN DEĞER: AİLEMİZİ ARKADAŞLARIMIZI VE HAYVANLARI SEVMEK ARKADAŞ SEVGİSİ DOSTLUK


Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Yardımlaşma ve Dayanışma Nedir? Yardımlaşma ve Dayanışmanın Önem ve Faydaları Nelerdir?

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Hz Âmine, kocası Abdullah ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları ndan.

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim sınıf Takdimci El Kitabı

Akhisarlı Hakkı Baba, 1934 yılında Akhisar da doğdu. Ailesi Aslen Makedonya nın PİRLEPE şehrinden gelmiş Arnavut kökenli bir ailedir.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

13 Mart 2009 Cuma, 12:20 GÜNCEL. A.A Nursel Gürdilek. İşitme engelli çocuklar için Türk-İsrail işbirliği

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

EŞLER ARASI SAĞLIKLI. İLETİŞİM Asiye Türkan

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Transkript:

DEĞERLER EĞİTİMİ PROJESİ KASIM - ARALIK BİRLİKTE YAŞAMA VE KARDEŞLİK KONUSU İLE İLGİLİ LİSE DERS VE SINIF ETKİNLİK ÖRNEKLERİ 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi: Beyin Jimnastiği Evimizdeki/Mahallemizdeki/Ülkemizdeki insanların gönlünü nasıl kazanabiliriz? Konusu üzerine sınıf ortamında beyin jimnastiği yapılmalı ve öğrencilerin birlikte yaşayabilme becerilerinin artırılması hedeflenmektedir. Dil ve Anlatım: ŞİİR ANALİZİ Öğrencilerle Aşık Veysel in Allah Birdir Peygamber Hak 1 adlı şiirini öğrenciler tarafından tahtaya birimler halinde yazarak tahlil edilmesi (Bakınız Ek-1). Türk Edebiyatı: Münazara Ateş düştüğü yeri yakar Ateş nereye düşerse düşsün beni de yakar konuları tartışılmalıdır. Bu tartışma ile insanların sadece birer fert olmadıkları bir bütünün parçaları olduklarının ortaya çıkartılması hedeflenmektedir. Sınıf Öğretmeni /Gezi Kulübü: Çocuk Esirgeme Kurumu ziyareti Sınıf öğretmeni veya Gezi Kulübü resmi makamlardan ve ailelerden izin almalı ve geziyi planlamalıdır. Gezi sırasında izin veriliyorsa fotoğraf çekilmeli ve fotoğraflar sınıf içinde asılmalıdır. Tarih: Mahallemizdeki hayırseverler Öğrenciler bu çalışma ile mahallelerinde bulunan hayırsever insanları keşfetmeye ve onların yaptıkları çalışmaları yakın olarak görme veya tanık olma imkânına sahip olacaklardır. Öğrenci mahallesinde bireysel olarak veya bir Sivil Toplum Örgütü bünyesinde çalışmalar yapan, mahalledeki veya ilçe/ il 1

çapındaki ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya çalışan hayırsever insanları tespit edip onlarla bir söyleşi yapmaları ve bu söyleşilerini fotoğraf çekmeleri istenir. Bu çalışma için öğrencilere grup ödevi verilir. Gruplar 5-6 kişiden oluşmalıdır. Türk Edebiyatı: Münazara 10. Sınıf Ateş düştüğü yeri yakar Ateş nereye düşerse düşsün beni de yakar konuları tartışılmalıdır. Bu tartışma ile insanların sadece birer fert olmadıkları bir bütünün parçaları olduklarının ortaya çıkartılması hedeflenmektedir. Sınıf Öğretmeni /Gezi Kulübü: Lösev/Down Sendromlular Derneği/ Ziyareti Sınıf öğretmeni veya Gezi Kulübü resmi makamlardan ve ailelerden izin almalı ve geziyi planlamalıdır. Gezi sırasında izin veriliyorsa fotoğraf çekilmeli ve fotoğraflar sınıf içinde asılmalıdır. 11. 12. Sınıflar Kompozisyon: Niçin her şeyi kendimize benzetmeye çalışıyor, uymayanları ötekileştirerek baskı altına alıyoruz? Okul Çapında: a. Yetim, Öksüz çocukların tespiti yapılarak aile ziyaretlerinin Sınıf öğretmeni, İdare ve Rehberlik Servisinin katılımı ile yapılması b. Afrika daki insanların tedavisi için oraya giden doktorların videoları izlenebilir c. Diğer Bölgelerimizdeki okullarla kardeş okullar belirlenebilir. Karşılıklı ziyaretler ve hediyeleşmeler yapılabilir. d. Okul içinde kardeş sınıf belirlenebilir. e. Okul içinde Kardeş aile çalışması yapılabilir. f. Kardeşlikle ilgili Mahalle Camisi/Haham/Kilise Din Görevlisinden destek alınarak öğrencilerle bir söyleşi gerçekleştirilebilir. g. Okul web sitelerinde yapılan etkinlikler fotoğrafları ile konularak öğrencilerin ilgisine sunulabilir. h. Diyanet İşleri nin internet sitesinde çok sayıda yazılı doküman, şiirler, ayet ve hadisler, güzel sözler.. yer almaktadır. 2

Dostluk, Kardeşlik ve Arkadaşlık Amaç: Öğrencilerin dost ve arkadaşlık kavramlarını özümsemelerini sağlamak. Arkadaşlıklarının ve dostluklarının kıymetini bilmelerini sağlamak. Süreç: Okuma parçası okunur ve aşağıdaki sorular öğrencilere sorulur. Soruları cevaplamak isteyenlere sırayla söz hakkı verilerek etkileşim başlatılır. Soru cevap kısmı bittikten sonra örnekler sınıfa okunur. Örneklerin değerlendirmesi karşılıklı etkileşimle yapılır. Arkadaşlıkta altın kurallar öğrencilerle tartışılır. Son olarak sonuç paragrafı öğrencilerle paylaşılır. Kaç tane arkadaşınız var? Kaç tane dostunuz var? Dostları olmayan insanların hali ne olur? Dostluklar kurulabilmesi için neler yapılmalı? Dinimiz arkadaşlık ve dostluk hakkında neler söylüyor? Bir elin nesi var iki elin sesi var atasözü size neyi çağrıştırıyor? Etkinlikler: Hayırhahın anlamı öğrencilere anlatılarak, öğrenciler arasında hayırhah seçilebilir. Hiç aramadığı eski arkadaşlarından birilerini arayıp ya da ziyaret edilmesi sağlanabilir. Okuma Parçası: Dostları Olmalı İnsanın Dostları olmalı insanın, aynen gemilerin limanları gibi zaman zaman uğradığın, yükünü boşalttığın, dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda. Sonra açık denizlere uğurlamalı seni, geri döneceğin günü bekleme umuduyla, bazen rüzgara o açmalı yelkenini, yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla halatlarını çözmeli, seni çok ama çok özlemeli. Dostları olmalı insanın, ermiş, bilge, hayatı ezbere okuyabilen, düşünmediklerini düşündüren, seni bir cambaz ipinde güvenle tutabilen, gerektiğinde senin için ateşi yutabilen, yolunu ısıtan ustan olmalı, şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini, sana vermeli soğuk bir kış gününde üzerindeki tek gömleğini. Örnek 1: Asker 3

Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu: -Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim? "Delirdin mi?" der gibi baktı teğmen. -Gitmeye değer mi? Arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatini da tehlikeye atma. Asker ısrar etti. Teğmen: - Peki, dedi. Git o zaman. İnanılır gibi değildi. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti. Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü: - Sana hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim. Bak haklı çıktım. Bu zaten ölmüş. - Değdi teğmenim, dedi asker hıçkırarak. Gene de değdi, çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak dünyaya bedeldi benim için. "Geleceğini biliyordum Jim, diyordu arkadaşım... Geleceğini biliyordum!.." Örnek 2: İki Erkek Kardeş Erkek kardeşlerin ikisi de babalarından kalma çiftlikte çalışırlardı. Kardeşlerden biri evliydi ve çok çocuğu vardı. Diğeri ise bekardı. Her günün sonunda iki erkek kardeş ürünlerini ve karlarını eşit olarak bölüşürlerdi. Günün birinde bekar kardeş kendi kendine: Ürünümüzü ve karımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de hakça değil dedi, Ben yalnızım ve pek fazla gereksinimim yok. Böylelikle, her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin evindeki tahıl deposuna götürmeye başladı. Bu arada evli olan kardeş, kendi kendine: Ürünümüzü ve karımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de hakça değil, üstelik ben evliyim, bir eşim ve çocuklarım var ve yaşlandığım zaman onlar bana bakabilirler. Oysa kardeşimin kimsesi yok, yaşlandığı zaman hiç kimsesi yok bakacak diyordu. 4

Böylece evli olan kardeş her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin tahıl deposuna götürmeye başladı. İki erkek de yıllarca ne olup bittiğini bir türlü anlayamadılar, çünkü her ikisinin de deposundaki tahılın miktarı değişmiyordu. Sonra, bir gece iki kardeş gizlice birbirlerinin deposuna tahıl taşırken çarpışıverdiler. O anda olan biteni anladılar. Çuvallarını yere bırakıp birbirlerini kucakladılar. Örnek 3: Kaç Kırlangıç Kovaladınız Kırlangıcın biri, bir adam çok sevmiş. Pencerenin önüne konmuş, bütün cesaretini toplamış, röleli tüylerini kabartmış, güzel durduğuna ikna olduktan sonra küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş. Tık..tık..tık.. Adam cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle uğraşıyormuş. Biraz meşgulmüş! Kimmiş onu işinden alıkoyan? Minik bir kırlangıç! Heyecanlı kırlangıç, telaşını bastırmaya çalışarak, derin bir nefes almış, şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış. " -Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini, niçinini sorma. Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım". Adam birden parlamış. "-Yok daha neler? Durduk yerde sende nerden çıktın şimdi? Olmaz, alamam" demiş. Gerekçesi de pek sersemceymiş."sen bir kuşsun! Hiç kuş,insana aşık olur mu?" Kırlangıç mahcup olmuş. Başını önüne eğmiş.ama pes etmemiş,bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha şansını denemiş: "Adam,adam! Hadi aç şu pencereyi. Al beni içeri! Ben sana dost olurum. Hiç canını sıkmam!". Adam kararlı, adam ısrarlı: "Yok, yok ben seni içeri alamam" demiş. Biraz daha kabalaşmış ve lafı kısa kesmiş. "İşim gücüm var, git başımdan". Aradan bir zaman geçmiş, kırlangıç son kez adamın penceresine gelmiş: "Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda. Aç şu pencereyi al beni içeri. Yoksa sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü ben ancak sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni eğlendiririm. Birlikte yemek yeriz, bak hem de sende yalnızsın, yalnızlığını paylaşırım" demiş. Bazıları gerçekleri duymayı sevmezmiş. Adam bu yalnızlık meselesine içerlemiş. Pek bir sinirlenmiş."- Ben yalnızlığımdan memnunum" demiş. Kuştan onu yalnız bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş. 5

Kırlangıç, son denemesinden de başarısızlıkla çıkınca başını önüne eğmiş,çekip gitmiş. Aradan zaman geçmiş. Adam önce düşünmüş, sonra kendi kendine itiraf etmiş :"-Hay benim akılsız başım." demiş. "- Ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim ki? Şimdi böyle kös kös oturacağıma keyifli bir vakit geçirirdik birlikte. "Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş: "Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. Bende onu içeri alır,mutlu bir hayat sürerim" diye düşünmüş ve çok uzunca bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü yollardaymış. Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş ama...onunki hiç görünmemiş. Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş! Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış.sonunda danışmak ve bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş. Olanları anlatmış. Bilge kişi gözlerini adama dikmiş ve demiş ki; "Kırlangıçların ömrü 6 aydır..." Not: Hayatta bazı fırsatlar vardır,sadece bir kez elinize geçer ve değerlendirmezseniz uçup gider. Hayatta bazı insanlar vardır, sadece bir kez karşınıza çıkar ve değerini bilmezseniz kaçıp giderler. Ve asla geri gelmezler. Dikkatli olun... Farkında olun.. Ve bir düşünün bakalım acaba siz bugüne kadar pencerenizden kaç kırlangıç kovdunuz? Örnek 4: Vücut Uzuvları Vücut uzuvları bir gün kendi aralarında toplantı yaptılar. Hepsi mide için çalıştıklarından şikayetçiydiler. Halbuki, mide hiçbir şey yapmıyordu ve onlar olmadan da hiçbir şey yapamazdı. Oldukça sinirliydiler. Toplantının sonunda organlar artık midenin isteklerini yerine getirmemeye karar verdiler. Öyle ya, mide için çalışamazlardı. Göz, ben bundan sonra seçmeyeceğim, diyor; eller, tutmayacağını; ağız, gıdaları kabul etmeyeceğini söylüyor; dişler, çiğnemekten vazgeçtiğini haykırıyor; ayak, mide için adım atmama kararını ifade ediyordu. Dediklerini yaptı, mideyi boş bıraktılar. Fakat aradan çok geçmemişti ki, gözler bulanmaya, eller titremeye, ağız kurumaya, dişler çürümeye, ayaklar takatsiz kalmaya başladı. Görünen o ki, mide onlarsız hayatını sürdüremese de, onlarda midesiz yaşayamayacaktı. Bir vücudu meydana getiren bütün uzuvların bir biri için çalıştığını ve böyle birliktelik olmadan yaşayabilmenin mümkün olmadığını anladılar. Demek ki, herkes birbiri için çalışıyordu ve her uzvun eksikliği hissedilecekti. 6

* * * Milletler ve hatta insanlık, bir tek vücut gibidir. İnsanlar ve kurumlar o vücudun uzuvlarıdır. O vücudun sıhhati, gelişip ilerlemesi herkesin üzerine düşeni yapması ile mümkündür. Yoksa huzursuzluk, kokuşma, çürüme, anarşi ve gerileme başlar. Hiç kimse halinden memnun olmaz, hiç kimse tek başına hakiki saadeti yakalayamaz. Örnek 5:Arkadaşlık Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. Arkadaşların ile tartışıp kavga ettiğin zaman her sefer bu tahta perdeye bir çivi çak demiş. Genç, ilk günde tahtaya 37 çivi çakmış. Sonraki haftalarda kendi kendine kontrol etmeye çalışmış ve geçen her günde daha az çivi çakmış. Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahtanın önüne götürmüş. Gence: Bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahta perdelerden bir çivi çıkart. demiş. Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki tahta perdede hiç çivi kalmamış. Babası ona: Aferin iyi davrandın ama bu tahta perdeye dikkatli bak, çok delik var. Artık hiçbir şey geçmişteki gibi güzel olmayacak. Arkadaşlarla tartışıp kavga edildiği zaman kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara, bir delik aynen kalacak, kapanmayacaktır. Bir arkadaş ender bir mücevher gibidir. Seni güldürür, yüreklendirir sen ihtiyaç duyduğunda yardımcı olur seni dinler sana yüreğini açar demiş. Örnek 6: Arkadaş Vietnam'da savaştıktan sonra sonunda evine dönmekte olan bir asker hakkında bir hikaye anlatılır. San Francisco'dan ailesini aradı Anne baba, eve donuyorum, ama sizden bir şey rica ediyorum. yanımda bir arkadaşımı da getirmek istiyorum. Memnuniyetle, onunla tanışmak isteriz, diye cevapladılar. Oğulları, Bilmeniz gereken bir şey var diye devam etti. Arkadaşım savaşta ağır yaralandı. Bir mayına bastı ve bir koluyla ayağını kaybetti. Gidecek hiçbir yeri yok, ve onun gelip bizimle kalmasını istiyorum. Bunu duyduğuma üzüldüm oğlum. Belki onun başka bir yer bulmasına yardımcı olabiliriz. 7

Hayır. Anne, baba, onun bizimle yaşamasını istiyorum. Oğlum, dedi babası, bizden ne istediğini bilmiyorsun. Onun gibi özürlü biri bize korkunç bir yük olur. Bizim kendi hayatimiz var, ve bunun gibi bir şeyin hayatımıza engel olmasına izin veremeyiz. Bence bu arkadaşını unutup eve dönmelisin. O kendi başının çaresine bakacaktır. Oğlu o anda telefonu kapattı. Ailesi ondan bir sure haber alamadı. Ama birkaç gün sonra, San Francisco polisinden bir telefon geldi. Oğullarının yüksek bir binadan düşüp öldüğünü öğrendiler. Polis bunun intihar olduğuna inanıyordu. Üzüntü dolu anne-baba hemen San Francisco'ya uçtular ve oğullarının cesedini tespit etmek için şehir morguna götürüldüler. Onu tanıdılar, ve bilmedikleri bir şey daha öğrenince dehşete düştüler: Oğullarının sadece bir kolu ve bir bacağı vardı. Örnek 7: Müslümanlardan Kardeşlik Örnekleri İslâm dininde kardeşlik, bütünüyle akide temeline dayanmaktadır. Allah (c.c), Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır "Mü'minler ancak kardeştirler. İslam da kardeşlik denince elbette ilk akla gelen Ensar ve Muhacir kardeşliğidir. Bu kardeşlik bilinmeden, anlaşılmadan gerçek kardeşliği kavramamız zor olacaktır. O bakımdan bu kardeşliğin gerçekleşmesini sağlayan mayanın ne olduğunu gözden geçirmemizde fayda olduğuna inanıyoruz. Allah rızası için Mekke de her şeyini bırakıp Medine ye hicret etmiş bulunan, Muhacir Müslümanlara, Medineli Müslümanlar muhabbet ve samimiyetle kucaklarını açmışlar, ellerinden gelen her türlü yardımı onlardan esirgememişler ve bütün insanlığa ibret olacak bir kardeşlik tablosu sergilemişlerdir. Medine ye hicretten yaklaşık beş ay sonra Rasulullah (s.a.v.) Medineli yardımsever Ensar la, hicret eden Mekkeli müslümanları bir araya topladı. 45 i Muhacirden, 45 i de Ensar dan olmak üzere 90 kişiyi kardeş ilan etmiştir. Peygamber Efendimizin kurduğu bu kardeşlik müessesi maddî-manevî yardımlaşma ve birbirlerine varis olma esasına dayanıyor, bu suretle Muhacirlerin yurtlarından ayrılmaktan dolayı duydukları keder ve üzüntüyü giderme, onları Medinelilerle ısındırma, güç ve destek kazandırma gayesini güdüyordu. 8

Kurulan bu kardeşlik müessesine göre, Medineli ailelerden her birinin reisi, Mekkeli Muhacirlerden bir aileyi yanına alacak, mallarını onlarla paylaşacak, beraber çalışıp beraber kazanacaklardı. Rasulullah bir araya getirilen bu aileleri rast gele değil durumlarını göz önünde bulundurarak mizaç, zevk, hissiyat itibariyle birbirlerine uygun olanları kardeş ilan ediyordu. Bu kardeşlik sayesinde Allah ve Rasulullah muhabbetinden başka her şeylerini Mekke de bırakan Muhacirlerin iâşe ve iskan meseleleri halledilmiş oluyordu. Muhacir - Ensar aileleri beraber barınıyor, beraber çalışıyor, beraber yiyorlardı. Bu nesep kardeşliğini, fersah fersah geride bırakacak bir kardeşlikti, iman ve din kardeşliği idi. Her şeylerini Muhacirlerle paylaşan Ensardan biri vefat ettiğinde Muhacir kardeşi ona akrabalarıyla birlikte varis oluyordu. (Bu varis olma işi Bedir Savaşı ndan sonra Enfal Suresi 75. ayetin hükmüyle ortadan kaldırıldı.) Yine bu kardeşlik sayesinde büyük bir sosyal yardımlaşma da temin edilmiş oluyordu. Ensar göstermiş olduğu bu kardeşlikten son derece zevk alıyor, bununla da kalmayıp hurmalıklarını da Muhacir kardeşleriyle paylaşmak için Rasulullah a teklif götürüyorlardı. Muhacirlerin o ana kadar ziraatla meşgul olmadıkları için bu tekliflerini Rasulullah geri çevirmiştir. Fakat Ensar buna da bir çare buldu. Ziraatten anlamayan Muhacirler, sadece tımar ve sulama işlerini yapacaklar, Ensar da ekip biçecek, sonunda çıkan mahsul ortadan pay edilecekti. Rasulullah Efendimiz bu teklife razı oldu. İnsanlık tarihinde birçok göç hadisesi olmuştur ama, böylesine manalı, böylesine ulvî bir hicrete, böylesine can-ı gönülden sarılma, birbiriyle muhabbetle kaynaşma, kucaklaşmaya şahit olunmamıştır. Herhalde bir daha da şahit olunması zor olacaktır. Bu samimi kaynaşma neticesinde muazzam bir kuvvet doğmuş ve kısa zaman içerisinde bütün Arabistan her şeyiyle bu kuvvete boyun eğmek mecburiyetinde kalmıştır. Muhacirler "Ensar kardeşlerimiz bize mal, mülk verdi, iâşemizi temin etti, barınacak yer sağladı" diyerek boş oturmamışlardır. Zaten imanları ve aldıkları Muhammedî ahlaka ters düşerdi. Her biri elinden gelen gayreti göstererek, mümkün oldukça kimseye yük olmamaya çalışıyorlardı. Bunun en canlı örneği Rasulullah tarafından birbirine kardeş ilan edilen Sa d bin Rebi (r.a.), Abdurrahman bin Avf a (r.a.) "Ben mal cihetiyle Medineli Müslümanların en zenginiyim, malımın yarısını sana ayırdım." demişti. Büyük Sahabi, cennetle müjdelenen 10 kişiden biri olan Abdurrahman bin Avf ın (r.a.) verdiği cevap yapılan teklif kadar ibretlidir. 9

"Allah sana malını hayırlı kılsın. benim onlara ihtiyacım yok. Bana yapacağın en büyük iyilik, içinde alış-veriş yaptığınız çarşının yolunu göstermendir." buyurmuştur. Ticarete başlayan Abdurahman bin Avf (r.a.) Rasululah ın da kendisi için malının çoğalması ve bereketlenmesi için yaptığı duanın da yardımıyla kısa zamanda Medine nin sayılı tüccarları arasında yerini aldı. Bir keresinde 700 deveyi yükleriyle birlikte Allah yolunda sarfetti. Bunun gibi bir çok Mekkeli Müslüman, kendilerine göre birer iş bularak, ellerinin emeğiyle geçinmeye başlamışlardır. Toplumun çeşitli tabakaları bu kardeşlik sayesinde birbirleriyle kaynaştı, kabîlecilik gurur ve düşmanlığını da ortadan kaldırmış oldu. Niyetleri kudsî, gayeleri ulvî, içleri dışları nur, faziletli bir toplumun meydana gelmesinde bu kardeşlik rol oynamıştır. Rasulullah sefere çıkacağı zaman bu kardeşlerden biri götürür, diğeri de her iki ailenin de maîşetini temin etmek, idaresini yürütmek için Medine de kalırdı. Böylece evler sahipsiz ve hâmisiz bırakılmıyordu. Ensar ın, Muhacir kardeşlerine gösterdikleri bu eşsiz samimiyet, misafirperverlik, kadirşinaslık, cömertlik, fedakârlık ve ferağatı Cenab-ı Hak indirdiği Haşr Suresi nin 9. ayetiyle ilan edip bu davranışlarını methetmiştir. "Daha önce Medine yi yurt edinmiş ve imanı kalplerinde yerleştirmiş olanlara gelince, onlar, kendi yurtlarına hicret eden din kardeşlerini severler, onlara verilen şeyden dolayı gönüllerinde bir kıskançlık duymazlar ve kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile onları kendi nefislerine tercih ederler, kim nefsinin ihtiraslarından korunur ise, işte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendisidir." (Haşr-9) Evet, kurulan bu manevi kardeşlik hiçbir milletin tarihinde rastlanmayacak eşsiz bir şeref tablosudur. Bu kardeşlik neticesinde asr-ı saadet dönemi yaşanmıştır. İslam ın kısa zamanda inkişafına vesile olmuştur. Ya bizler! Ne yapıyoruz? Ne yapmamız gerekir? Saadet toplumunun ortaya çıkması, böyle bir kardeşlik tablosunun gerçekleştirilmesi için ne kadar gayret sarf etmemiz lâzımdır? 10

İçinde bulunduğumuz ve yaşadığımız bu asırda hastalığımızın ne olduğunu ve bu hastalığımızın teşhisini ve reçetesini Yüce dinimiz bize bildirmiştir. Cenab-ı Hak hayat kitabımız Kur an-ı Kerim de "Şüphesiz ki Allah bir kavmi (topluluğu) kendi nefislerini değiştirip (düzeltmedikçe) değiştirmez." (Râ d/11) Rasululah (s.a.v.) Efendimiz de bir hadis-i şeriflerinde saadet toplumuna ulaşabilmemiz için bizlere şu tembihte bulunuyor. "Sizden biriniz kendi nefsi için isteyip arzu ettiğini mümin kardeşi içinde arzu edip istemedikçe mümin olamaz." "Ey Allah ın kulları, kardeş olunuz." Bu ve benzeri ayet ve hadisler pek çoktur. Yani hastalığımızın teşhisi ve reçetesi ortadadır. Geriye uygulaması zor olan, nefsimize zor gelen fakat sağlımıza kavuşmamız, için şart olan tedaviye başlamamız, tatbike geçirmemiz gerekmektedir. Onun için de mutlaka birbirimizi sırf Allah rızası için, karşılık beklemeksizin seveceğiz, birbirimizle hayırda yardımlaşacağız, kaynaşacağız, hoşgörülü olacağız, vefayı hiçbir zaman göz ardı etmeyeceğiz, hor ve küçük görmeyeceğiz, affedici olacağız, birbirimizin kahrını çekeceğiz, paylaşacağız, kendimiz için istediğimizi mümin kardeşimiz için de istemekle kalmayıp onu kendi nefsimize tercih edeceğiz. Birbirimizi düzelteceğiz. Sadece düzeltmekle yetinmeyip, bir fide gibi, dikmekle bırakmayıp sulama, zararlı otlardan koruma ve gerekli bakımı yapmamız gerektiği gibi yanlışını düzelttiğimiz kardeşimizin yolda devamına yardımcı olacağız. "Benim olmadığım yerde kimse yoktur." şuuruyla başkasından beklemeyeceğiz. İyiliği emir kötülüğü men edeceğiz. Hayır dualarımızı hiç terk etmeyeceğiz. Hülasa birbirimizi seveceğiz. Bizler birbirimizi seversek ancak yukarda sıraladığımız hususların gerçekleşmesi kolaylaşacaktır. Birbirimizi sevmeden iman etmiş bile olamaz isek bu sevgiye ne kadar muhtaç olduğumuz daha iyi anlaşılacaktır. İnsan fedakârlığı sevdiği kimseler için yapar. Çocuğumuza, eşimize, anne ve babamıza sevgi beslediğimizde, onlar için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayız. Kardeşlerimizi de seversek beklenen bu fedakârlığı gösterebiliriz. Muhabbetten daha muhabbetli ve önemli başka ne var ki? Kardeşliğin mayası sevgidir. 11

Arkadaşlıkta Bazı Altın Kurallar: Arkadaşlar, kendimize verdiğimiz armağandır. Kıskançlık arkadaşça bir davranış değildir. Arkadaşlarınızın başarılarına sevinin. Affedin. Birlikte gülün. Arkadaşlarınıza yardım elinizi uzatın. İyi bir arkadaş sahibi olmanın en iyi yolu, iyi bir arkadaş olmaktır. Asla ne kadar aldığınızın ya da verdiğinizin hesabını tutmayın. Dinlemeyi öğrenin. Arkadaşlar iyi ve kötü günlerde yanınızdadır. Arkadaşlarınızın sırlarını tutun. Kendinizle dost olun ki diğer insanlarla da dost olabilesiniz. Her fırsatta arkadaşınıza övgü ve cesaretlendirme dolu kalbinizi cömertçe açın. Neden bazen çok sevdiğimiz insanlara güzel sözler söylemek zor geliyor? Söyleyin, söyleyin, söyleyin "iyi bir iltifat bana iki ay yeter" (Mark Twain) Arkadaşlıklar esrarlıdır. Bu esrarı çözerken kendinizi de bulabilirsiniz. Arkadaşlığın temeli sözcükler değil, davranışlardır. Arkadaşlar ne zaman yalnız bırakmaları gerektiğini bilir. Arkadaş sizden arkadaşlık dışında bir şey beklemez. Arkadaşlar birbirlerinin güçlü ve zayıf yönlerini iyi bilir. Uzaklık ve zaman arkadaşlığa engel değildir. Bir arkadaşlığın gerçek değerini anlamak için bazen ayrılık ve hatta ölüm acısını hissetmeniz gerekebilir. Arkadaşlar her zaman birlikte olmayabilir. Arkadaşlar her zaman sizinle aynı şeyleri hissetmeyebilir. Arkadaşlar bazen sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Ama bu sizi daha az sevdikleri anlamına gelmez. Arkadaşlık, hayatın haksızlıklarına karşı zor günlerde birbirine destek olmak gibi sorumluluklar içerir. Sahip olduklarınızı verin. Bu bazıları için düşünemeyeceğiniz kadar hayırlı olacaktır. İyi bir arkadaş olmak için özel bir insan olmanız gerekmez. Sizin ve diğer bütün insanların eşsiz ve sevilebilir olduğunu asla unutmayın. Gerçek arkadaşlıkta üstün olan biri yoktur. Gerçek arkadaşlar fazla bir şey yapmak zorunda değildir çünkü yalnızca bir arada olmaktan bile yalın ve sessiz mutluluk duyarlar. Bir insan hayatının en iyi anları; o unutulan, adsız, küçük iyilik ve sevgi dolu davranışlardır. Gerçek arkadaşlık tek yönlü bir yol değildir. Öyle olsaydı bu uzun sürmezdi. Hissettiğiniz sevgi hakkında konuşmaktan kaçınmayın. Sevilmek istiyorsanız, sevin. Arkadaşlık bir ayrıcalıktır. İnsanlara inanmaya başlayın. Yardımsever ve düşünceli bir insan olmaya çalışın. Ne yapmanız ya da söylemeniz gerektiğini bilmeseniz bile size ihtiyaç duyulduğunda orada olun. 12

İnsanları asla kategorize etmeyin. Harika bir arkadaşlık şansını elinizden kaçırabilirsiniz. Mutlu insanlar çelme takmaz, iteklemez. Duygularınızı açıkça ve dürüstçe ifade edin. Yapmak istemediğiniz bir şeyi asla bir arkadaşınızdan sizin için yapmasını istemeyin. Teşekkür kartları gerçek takdirin duyarlı bir işaretidir. Bir arkadaş, başkalarına sizin hakkınızda kötü şeyler söylemez. Gerçek bir arkadaşa sahip olmak, bir çok tanışığa sahip olmaktan iyidir. "Herkesin arkadaşı hiç kimsenin arkadaşıdır." (Aristoteles) Arkadaşlık, "bir insanla kendinizi güvende hissetmenin ifade edilmez rahatlığıdır." Yeni arkadaşlar edinin fakat eskilerini de kaybetmeyin. Eski bir arkadaş kadar özel bir şey daha yoktur. Üzerinde çalıştığınız takdirde arkadaşlıklar bir ömür boyu sürebilir. Doğum gününü asla unutmayın. Dakik olun ama onlar olmadığında anlayış gösterin. Geç kalacağınızda bir telefon edin. Arkadaşlarınızın özel hayatına saygı gösterin. Farklılıklarınıza saygı gösterin. Hasta olduklarında sorumluluklarından bazılarını üstlenmeyi teklif edin. Arkadaşlar birbirlerinin kusurlarını değil güzel yanlarını vurgular. Bir arkadaşın onuru daima savunmaya değerdir. İyi bir arkadaş sizin için zaman ayırır. İyi bir arkadaş yanlış bir yola girdiğinizde sizi uyaracaktır. Bir arkadaşınıza yalan söylerseniz, kendinize yalan söylemiş olursunuz. Arkadaşlarınızı sahip oldukları şeyler için değil kendileri için seçin. Arkadaşlarımız nereden geldiğimizi hatırlamamıza yardımcı olur. Gerçek bir arkadaş, tüm dünya dışarı çıkarken içeri girendir. Rekabetin iş arkadaşlarınızla aranıza aranızı bozmasına izin vermeyin; takım arkadaşları olmaya çalışın. Özgürlüğün olmadığı bir yerde arkadaşlık da olmaz. Arkadaşlık özgürlüğü sever ve düz ve dar kalıplara girmeye zorlanamaz. Bir arkadaş seçerken yavaş, değiştirirken daha da yavaş olun."(benjamin Franklin) Dilini tutarsan arkadaşlarını da tutarsın. "Bir arakadaş bir arkadaşla iş yapıyorsa, pazarlık net olsun ve iyi yazılsın. Böylece arkadaşlar arkadaş kalmayı sürdürürler." (Benjamin Franklin) Bir arkadaşınızın size karşı iki yüzlü davrandığını anladığınızda hemen yüzleşin. Arkadaşlığınızı ancak dürüstlük ve açıklıkla kurtarabilirsiniz. Verilebilecek en iyi hediye kendinizden bir parçadır. "İnsanların sizinle ilgilenmesini sağlamaya çalışarak iki yılda sahip olacağınız arkadaş sayısından çok fazlasına, insanlarla ilgilenerek sadece iki ayda ulaşabilirisiniz." (Dale Carnegie) Bütün insanların zayıflıkları vardır; ve kim kusursuz bir arkadaş peşinde koşarsa aradığını asla bulamaz. Bencil olmayan arkadaşlıklar hayattaki en nadir ve güzel şeylerden biridir. Arkadaşlara iyilik bekleyerek değil, iyilik yaparak sahip olabilirsiniz. Bir arkadaş ikinci bir benliktir. Tatillerde, sms hoşlanacağınız bütün arkadaşlarınıza ve de sizden beklediklerini düşündüğünüz bütün arkadaşlarınıza sms atın. Başkaları için hiçbir şey yapmamak, bizi bir hiçe dönüştürür. Arkadaşlarınızın değerini anlamak için onu kaybetmeyi beklemeyin. Sonuç: 13

Dost ve arkadaşlarını aziz tutup onlara ikramda bulunan kimse, düşmanlarına karşı bir sürü müdafaacı ve kendine arka çıkacak kimseler kazanmış olur. İnsanın sadık arkadaşa ihtiyacı, diğer zarurî ihtiyaçlarından daha ehemmiyetsiz ve geri değildir. Dost ve ahbapları itibarıyla huzur ve emniyet içinde bulunan bir fert, başka birçok hususta da da güvene ermiş sayılır. Akıllı bir insan, çevresiyle münasebetleri bozulduğunda, onlarla arasındaki hoşnutsuzluğu çarçabuk giderip, dostluğunu yenilemesini bilen insandır. Bundan daha akıllısı da, titizlik gösterip, dostlarıyla hiçbir zaman uyumsuzluğa düşmeyen kimsedir. Gizli düşmanlar olduğu gibi, gizli dostlar da vardır. Dostun gizlisi, kendini anlatmayı dalkavukluk sayar. O halde, düşmanları tanımada gayret gösterildiği gibi, dost arama da ihmal edilmemelidir. Zira aranmadan bulunan dostlar, umulduğu kadar emniyetli olamayabilirler. Arkadaşlar arasında sevgi ve alâkanın devamı, meşrû yol ve makul işlerde birbirlerine karşı gösterecekleri anlayış ve ferâgat düşüncesine bağlıdır. Düşünce ve davranışlarında birbirlerine karşı fedakâr olamayan kimselerin dostlukları da kısa ve geçici olur. Bir insanın dostlarına karşı sadakati, onların acılarını vicdanında duyup, lezzetlerini, kendi lezzetleri gibi bildiği ölçüdedir. Dostlarının ağlamasıyla ağlayamayan, onların gülmesiyle gülemeyen dost, vefâlı dost sayılamaz. Gerçek dostluk ve kardeşlik, dost ve kardeşlerin dünyevî durumlarının parlak olmadığı günlerde dahi, onlarla münasebetini devam ettirdiği nispette belli olur. Kötü günlerde ve tehlike anında dostlarının yanında bulunmayan birinin, dostlukla alâkası yoktur. Hakikî dost, düşebileceği yerlerde dostunu kollayandır; her işinde ona baş sallayan değil... Çevresiyle sık sık çekişip münâzaa edenlerin dostları da az olur. Dostlarının hem çok, hem de vefâlı olmasını arzu eden kimse, onlarla gereksiz münakaşalardan kat'iyen kaçınmalıdır. Dostluk, her şeyden evvel bir gönül işidir. Onun riya ve aldatmacalarla elde edileceğini sananlar hep aldanmışlardır. Böylelerinin çevresinde, tabasbus ve yaltaklanmaya aldanmış üç-beş safderûn kimse muvakkaten bir araya gelse de, bunların, dostluklarını uzun süre devam ettireceklerine kat'iyen ihtimal verilemez. 14

KARDEŞLİK EĞİTİMİ Aynı anne ve babadan doğanlara kardeş denir. Kardeş, anne ve baba birlikteliğinin bir ürünü olduğu için, yakınlık, beraberlik, dostluk; kısacası huzurlu ve sorunsuz bir hayatın sürdürülebilirliği anlamına gelir. Bu bakımdan, kardeşlik kavramı bazen aynı anne ve babadan olmayı ifade derken, bazen de insanların, aynı anne ve babadan doğma gibi yakın olmasını temenni edişi ifade dene kavram olarak kullanılır. Bu yönüyle kardeşlik kavramı, birlik, beraberlik, dostluk ve iyi ilişkilerin hedeflendiği bir yaşam biçimidir. Bu bakımdan, insanların kardeş gibi yaşamalarını sağlamak bakımından onlara, değişik yaklaşımlarla kardeş olmalarını hatırlatılması ve bu kardeşliğin farkındalıklarının sağlanması için, bir bilgilendirme sürecine yapılmaktadır. Yapılan bu bilgilendirme ve farkındalık geliştirmeyi kardeşlik eğitimi bağlamında değerlendirmek gerekir. Kardeşlik eğitimi, insanların yaşadıkları ortamları yaşanılır hale getirebilmek için birbirleriyle çatışmadan, işbirliği yaparak, belli bir sevgi ortamı içinde yaşama becerisini göstermeleridir. Bu beceriyi kazanabilmek için insanların eğitimlerinde, kardeşliğin yaşam için gerekli ve değerli bir olgu olduğuna inanmalarını sağlamak gerekir. Bu bakımdan kardeşlik eğitimi bir değerler eğitimidir. Kardeşlik, tesis edilmesi, korunması ve geliştirilmesi herkes için gerekli olan bir toplumsal değerdir. İnsanların bu değeri benimsemeleri, korumaları ve pratik yaşamda gereğini yerine getirebilmeleri gerekir. İnsanların bu değerden yoksun olmaları halinde, bireysel ve toplumsal yaşamın, sürdürülmesi zorlaşacaktır. Kardeşliği bir değer olarak koruyup gelecek nesillere aktarmada yetersiz kalan toplumların, ağır faturalar ödediği ile ilgili örnekler çoktur. Bugün, 10 yıldan beri Irak ta, Afganistan da yaşananları bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Suriye de yaşanmakta olanları televizyonlar her gün gözler önüne sermektedirler. Kardeşlik eğitiminin verileceği eğitim kurumlarının başında okullar gelmektedir. Okullarda verilmekte olan eğitimin nerdeyse tamamını kardeşlik eğitimine ayırmak gerekiyor. Yani, okullarda öğrencilere verilen her türlü eğitimin mutlaka kardeşlik değeri ile bağlantısı kurularak verilmelidir. Kardeşlik eğitimi bakımından yeterlik kazanamamış bireylerin, başka alanlardaki kazandığı yeterliliklerin eğitim adına fazla bir anlamı yoktur. Değersel yönü öne çıkarılmayan eğitim, içinde insan sevgisi olmayan kuru bir eğitimdir. İnsanı metağlaştıran bir eğitimdir. Kardeşlik eğitiminin ilk uygulandığı kurum ailedir. Çocuklar, kardeş kavramını gerçek anlamda ailede tanırlar. Aile, kardeşlik eğitimi vermede en uygun olan ortamdır. Çocuklar, yetişkinlik dönemlerinde, ailede almış oldukları kardeşlik eğitimi çerçevesinde davranırlar. Aile bireyleri bu eğitimi bir değerler eğitimi bağlamında vermeyi sağlayamamışlarsa, hatta kardeşlik hukukunun gereğini tam olarak yerine getirememişlerse, burada yetişen çocuklar da 15

toplumsal yaşam içinde bu davranım şeklini yerine getirmeyi başaramamaktadırlar. Onun için, aile bireyleri evde çocuklarını yetiştirirlerken, kardeşliği bir değer olarak aktarmalıdırlar. Başlangıçta, Anasınıfı olmak üzere, örgün eğitimin her kademesinde bu eğitimin bir değer eğitimi olarak verilmesi gerekir. Kardeşlik eğitimi, bir alan eğitimi değil, multidisipliner bir eğitimdir. Her dersin ortak konusudur. Öğretmenler, derslerinde konularını işlerlerken bu eğitim ile bağlantısını kurmak suretiyle, öğrencilerde kalıcı davranışlar kazandırmak için katkı yapıcı olabilirler. Konu sadece dinin konusu değildir. Dinler bu konuda daha hassastırlar. Çünkü dinler, insanların kardeşliğinin, kardeşlik davranışlarının dinin gereği olduğunu ifade dereler. Dinlerin inanırları dinin bu anlamdaki gereğini yerine getirmeyi, bir ibadet olarak telakki etmektedirler. Kardeşçe yaşamanın Tanrı katında değerinin olduğunu ve Tanrı nın hoşuna gidecek bir davranış olduğunu söylerler. İslam dini, kardeşlik eğitimine en fazla vurgu yapan dinlerin başında gelir. İslam a göre tüm insanlar birlikte bir arada yaşamak için gerekli olan kardeşliği tesis etmelidirler. Bilhassa Müslümanların, anlamlı birlikteliklerinin sürdürülebilir olması gerektiğini belirtir. Kur an, Şüphesiz Mü minler kardeştir. Aralarında bir çatışma, kardeşlik değerine zarar verici bir davranış olduğunda, onların aralarındaki sorunun giderilmesi için çaba sarf edici olun buyurmaktadır. Sonuç olarak, bugün örgün ve yaygın tüm eğitim kurumlarında kardeşlik eğitimi bir değer eğitimi bağlamında ele alınmalı ve bu bağlamda kardeşlik eğitimine önem verilmelidir. Kardeşliğin olmadığı ve insanlar arasında yaşatılmadığı sürece, içinde yaşadığımız ortamda güven içinde yaşamak oldukça zordur. Bu bakımdan geleceğin eğitimi tasarlanırken mutlaka kardeşlik eğitimi çerçevesinde ele alınmalıdır. 16

DİĞERGAM Amaç: Öğrencilere diğergamlık kavramını tanıtmak ve güzel davranışlar alışkanlığı kazandırmak. Süreç: Okuma parçası öğrencilerle paylaşılır. Aşağıdaki sorular öğrencilere sorulur. Soruları cevaplamak isteyenlere sırayla söz hakkı verilerek etkileşim başlatılır. Soru cevap kısmı bittikten sonra örnekler okunur. Ve örneklerin değerlendirmesi karşılıklı etkileşimle yapılır. Son olarak sonuç paragrafı öğrencilerle paylaşılır. Diğergam, bencil, egoist kelimeleri ne anlama gelmektedir? Toplumun huzuru ile be kelimelerin bir alakası var mıdır? Başkasının derdiyle dertlenmek insanı strese sokmaz mı? Diğergamlık yapanlar, Kapitalistlere göre aptallık yapanlardır. Siz bu düşünüyorsunuz? Diğergamlığın terörün olaylarının ve savaşların bitmesiyle ilişkisi var mıdır? konuda ne Etkinlikler: Vatanımızın kurtulması için kurtuluş savaşında Atatürk ve silah arkadaşlarının yaptıkları diğergamlıklar film halinde izlettirilebilir. Çanakkale gezisi bu amaçla yapılabilir. Okuma parçası: Diğergam; insanı sağlam bir karakter kazandıran, kendisini değil başkasını düşünme yüceliğine erdiren erdemdir. Kişinin başkalarını kendi nefsine tercih etmesidir. Kendinden çok başkalarını, yani diğerlerini düşünmek... Eski dilde bu yapıdaki kişilere "Diğerkâm" denirmiş. Diğergam şeklinde de söylenirmiş. Bencil kişilere "Hotgam" denir, "Diğergam" bunun tersi anlam ifade edermiş... Çok ilginç.. "Hotgam"ın yeni dilde bencil, bireyci, egoist gibi karşılıkları var ama "Diğergam"ın karşılığı yok... Öyle inanıyorum ki, toplumun huzuru, her şeyin gül gülistanlık olması, maddi ve manevi istikrarın sırrı ve anahtarı bu kelimenin anlamını yaşayabilmek ve yaşatabilmek olsa gerek... Bir başka şahıs veya topyekûn insanlık adına her türlü zorluğu, sıkıntıyı, çileyi çekip ona zarar gelmesini önlemek, gelecek nesillerin refahını temini adına kendini bu uğurda yıpratma, başkalarının 17

rahatı uğruna kendi rahatını düşünmeme, başkasının derdiyle dertlenmek ne yüce davranış değil mi? Çoğunluğu böyle olabilen toplumların ne güzelliklere sahip olacağını hayal etmek zor olmasa gerek. Efendimiz (sav ) in diğergamlığı değil midir ki, o zamanın cahiliye ve karanlık dönemini nurlandıran, insanları zulümden huzura kavuşturan... O ( sav ) her türlü haksızlığa ve kötü muameleye maruz kalmasına rağmen başkalarının kurtuluşu için mücadele etmiş, çile çekmiş, yüce şahsına teklif edilen dünyalık maddi menfaatleri red etmişti. Yine Kainatın Efendisinin (sav ) zamanından Hz. Ebu Bekir (ra ) Ya Rabbi, kıyamet günü vücudumu o kadar büyüt ki cehennemi tek başıma doldurayım, başkalarına yer kalmasın diye Rabbine dua ederken bizlere diğergamlığın zirvelerinden misal sunmakta... Bir diğer zirve misalini de yakın geçmiş zamanda yaşamış bir âlimde görüyoruz. Gözümde ne cennet sevdası var nede cehennem korkusu, milletimin imanını selamette görürsem, cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım diyecek kadar diğergam mı diğergam... Tarihin sayfalarına altın harflerle Çanakkale geçilmez yazdırarak, büyük kahramanlık destanı gösteren şanlı ecdadımızın diğergamlığını hangi kelimelerle anlatsak bilemiyorum... Kelimeler burada aciz kalır. Şanlı ecdadımız karşısındaki düşmanın teknik ve sayı bakımından kendilerinden kıyaslanamayacak kadar üstün olmalarına rağmen, gelecek nesillerin esarete düşmemesi, onların rahatı ve huzuru adına eşi görülmemiş diğergamlık destanı göstermemişler miydi? Meselâ Medineli müslümanların, bütün varlıklarını, ailelerini, çocuklarını, Mekke de bırakarak Allah yolunda hicret eden Mekkeli muhacir kardeşlerine karşı yaptıkları fedakârlıklar, müslim, gayri müslim tüm insanlık âleminin ibret alacağı, alması gerektiği çok büyük abidevî bir ibret levhasıdır. Şunu açıkça diyebiliriz ki, içinde bulunduğumuz bize layık olmayan, ahlaki ve kültürel yozlaşmadan, maddi ve manevi zilletten kurtulmanın yegâne yolu diğergam ruhluların çoğalmasıdır. Eğer insanlar inandıkları bir dünyayı rahatlarından, servetlerinden, konforlarından, hayatlarından fedakârlık yapmadan kurabileceklerini düşünüyorlarsa koskoca bir insanlık tarihi onları yalanlayacaktır. Batıl ehlinin batıl davası için yaptığı fedakârlığı, hak ehli hak davası için yapamıyorsa zaferden söz etmesi de abes olacaktır. Çünkü hayatın en değişmez yasasıdır: "İnsan için ancak çalışmasının karşılığı vardır." Kur'an böyle buyurmaktadır. Buradaki şart "çalışmak"tır. Bir insanın Hak'ta oluşu, yatışına mazeret olamaz. Kazananlar, çalışanlar olacaktır 18

Örnek 1: Kulaklar Bebeğimi görebilir miyim?" dedi yeni anne. Kucağına yumuşak bir bohça verildi ve mutlu anne, bebeğinin minik yüzünü görmek için kundağı açtı ve şaşkınlıktan adeta nutku tutuldu! Anne ve bebeğini seyreden doktor hızla arkasını döndü ve camdan bakmaya başladı. Bebeğin kulakları yoktu... Muayenelerde, bebeğin duyma yetisinin etkilenmediği, sadece görünüşü bozan bir kulak yoksunluğu olduğu anlaşıldı. Aradan yıllar geçti, çocuk büyüdü ve okula başladı. Bir gün okul dönüsü eve koşarak geldi ve kendisini annesinin kollarına attı. Hıçkırıyordu... Bu onun yasadığı ilk büyük hayal kırıklığı idi; ağlayarak "Büyük bir çocuk bana ucube dedi..." Küçük çocuk bu kadersizliğiyle büyüdü. Arkadaşları tarafından seviliyordu ve oldukça da basarîli bir öğrenciydi. Sınıf başkanı bile olabilirdi; eğer insanların arasına karışmış olsaydı. Annesi, her zaman ona "İnsanların arasına karışmalısın" diyordu, ancak aynı zamanda yüreğinde derin bir acıma ve şefkat hissediyordu. Delikanlının babası, aile doktoruyla oğlunun sorunu ile ilgili görüştü; "Hiçbir şey yapılamaz mı?" diye sordu. Doktor "Eğer bir çift kulak bulunabilirse, organ nakli yapılabilir" dedi. Böylece genç bir adam için kulaklarını feda edecek birisi aranmaya başlandı. İki yıl geçti bir gün babası "Hastaneye gidiyorsun oğlum, annen ve ben, sana kulaklarını verecek birini bulduk ancak unutma bu bir sır" dedi. Operasyon çok basarîli geçti. Yeni görünümüyle psikolojisi de düzelen genç, okulda ve sosyal hayatında büyük basarılar elde etti. Daha sonra evlendi ve diplomat oldu. Yıllar geçti, bir gün babasına gidip sordu: Bilmek zorundayım, bana bu kadar iyilik yapan kişi kim? Ben o insan için hiçbir şey yapamadım..." Bir şey yapabileceğini sanmıyorum" dedi babası, "fakat anlaşma kesin, şu anda öğrenemezsin, henüz değil..." 19

Bu derin sır yıllar boyunca gizlendi. Ancak bir gün açığa çıkma zamanı geldi... Hayatının en zor günlerinden birinde, annesinin cenazesi basında babasıyla birlikte bekliyordu. Babası yavaşça annesinin basına elini uzattı; kahverengi saçlarını eliyle geriye doğru itti; Annesinin kulakları yoktu. "Annen hiçbir zaman saçını kestirmek zorunda kalmadığı için çok mutlu oldu" diye fısıldadı babası "...ve hiç kimse, annenin daha az güzel olduğunu düşünmedi değil mi?" Gerçek sevgi, yapıldığı bilinen şeyde değil, yapıldığı halde bilinmeyen şeydedir!" Örnek2: Bulunmayacak Tek Şey Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu seyretmekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayakkabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama küçük bir dükkân için yeterliydi. Onların en güzelini ön tarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı. Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı. Hem de güçlükle... Adam ona bir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu. Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu kendinden geçirmişti. Bir müddet öyle durdu. Daldığı hülyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkândan dışarı fırlayıp: "Küçüüük!" diye seslendi." Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller bir harika!" Çocuk, ona dönerek: doğuştan eksik". "Gerçekten çok güzeller!" diye tebessüm etti, "Ama benim bir bacağım "Bence önemli değil!" diye atıldı adam. "Bu dünyada her şeyiyle tam insan yok ki! Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı veya vicdanı." 20

Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü: "Keşke vicdanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsa idi." Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp: "Anlayamadım! Dedi. Neden öyle olsun ki?" "Çok basit!" dedi, adam. "Eğer yoksa cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa problem değil. Zaten orda tüm eksikler tamamlanacak. Hatta sakat insanlar, sağlamlara oranla, daha fazla mükâfat görecekler..." Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar, hafiflemiş gibiydi. Adam, vitrine işaret ederek: "Baktığın ayakkabı, sana yakışır!" dedi. "Denemek ister misin?" Çocuk, başını yanlara sallayıp: "Üzerinde 30 lira yazıyor" dedi, "Almam mümkün değil ki!" "İndirim sezonunu senin için biraz öne alırım!" dedi adam, "Bu durumda 20 liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder." Çocuk biraz düşünüp: "Ayakkabının diğer teki işe yaramaz!" dedi, "Onu kim alacak ki?" "Amma yaptın ha!" diye güldü adam. "Onu da, sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım."küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek: "Üstelik de öğrencisin değil mi?" diye sordu. "İkiye gidiyorum!" diye atıldı çocuk, "Üçe geçtim sayılır." "Tamam, işte!" dedi adam. "5 Lira da öğrenci indirimi yapsak, geri kalır 5 lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı senindir, sattım gitti!" 21

Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkâna girdi. İçerdeki raflar, onun beğendiği modelin aynıyla doluydu. Ama adam, vitrinde olanı çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek "Benim satış işlemim bitti!" dedi, "Sen de bana, bunu satsan memnun olurum." "Şaka mı yapıyorsunuz?" diye kekeledi çocuk, "Onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı, para eder mi?" "Sen çok cahil kalmışsın be arkadaş..." dedi adam, "Antika eşyalardan haberin yok her hâlde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Bu yüzden ayakkabın, bence en az 30-40 lira eder. " Küçük çocuk, art arda yaşadığı şokları üzerinden atabilmiş değildi. Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya. Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kâğıt paralara göz gezdirdikten sonra, 10 liralık banknotu geri vererek: "Bana göre 20 lira yeterli." dedi. "İndirim mevsimini başlattınız ya!" Adam onu kıramayıp parayı aldı. Ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu. Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir günde satsa, böyle bir mutluluğu bulamazdı. Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip: "Babam haklıymış!" dedi. "Sakat olduğum için üzülmeme hiç gerek yok! Demişti." Her Rüzgâr Savuracak Bir Toz bulur, Her Hayat Yaşanacak Bir Can Bulur, Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş Bulur Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir 22

Birlikte Yaşamak İle İlgili Atasözleri -Nerde birlik, orda dirlik: Anlamı:İnsanlar kaderde, tasada, kıvançta ve sevinçte bir olursa, dünya sanki cennet gibi olur. Çünkü böyle bir toplumda tam bir dayanışma ve kaynaşma vardır Aralarında duygu ve düşünce birliği bulunan topluluklar, dirlik ve düzenlik içinde yaşarlar -El el ile, değirmen yel ile: Anlamı:Nasıl ki bir değirmenin dönüp buğdayı öğütebilmesi için rüzgâra ihtiyacı varsa, insanın da birtakım ihtiyaçlarını karşılaması, işlerini görebilmesi için diğer insanlara ihtiyacı vardır Çünkü toplum hayatı yardımlaşma esası üzerine kurulmuştur, insan tek başına bütün işleri yürütemez ve başarıya ulaşamaz -Yalnız taş duvar olmaz: Anlamı:İnsanlar bir arada yaşamak zorundadırlar Bu zorunluluk bir dayanışmayı, yardımlaşmayı gerekli kılar Nasıl ki tek taşla duvar yapılamazsa, insanlar da tek başlarına tüm işlerinin üstesinden gelemezler Dolayısıyla diğer insanlarla ilişki kurmak, işbölümü yapmak, iş birliğine geçmek durumundadır -Komşu komşunun külüne muhtaçtır: Anlamı:Hayat şartları insanları bir arada yaşamaya zorunlu kılmıştır Bir arada yaşama sosyal hayatı, sosyal hayat da karşılıklı olarak yardımlaşmayı beraberinde getirmiştir Dolayısıyla insan her meselesini tek başına halledemez olmuş, yakınındakine başvurmak zorunda kalmıştır Bu bakımdan komşular birbirlerine en küçük şey için bile muhtaçtırlar Çünkü en önemsiz şeyin yokluğu, büyük bir işin aksamasına yol açabilir -Bir Elin Nesi Var İki Elin Sesi Var: Anlamı:Kişi, her işi tek başına halledemez Tek başına halletmeye kalktığında mutlaka başaramayacağı işler olacaktır Bu durumda, yetersiz olduğunu hissettiğinde kişi yardım alması, o işi başarmasını sağlayabilir -Birlikten dirlik (kuvvet) doğar: Anlamı:İnsanlar tek başlarına yaşam konusunda hiçbir anlam ifade edemezler Bir elin nesi var? İki elin sesi var örneğinde olduğu gibi kişiler birleşerek toplumları, toplumlar birleşerek ırkları ve ulusları oluştururlar Bu kocaman insan toplulukları ise dirlik oluştururlar, kuvvetli olurlar Kuvvet bir milleti ayakta tutan en önemli unsurdur Bizde Türk olarak birbirimizi tutmalı, korumalı, her zaman bir diğer Türk'ün yanında olursak kuvvetli oluruz Tıpkı askerlerin birleşerek orduları oluşturması gibi Bu egemen bir davranıştır 23

Birlikte Yaşamak ile ilgili Deyimler -Dirlik düzenlik: Anlamı:Bir arada yaşayan, çalışan kimseler arasında iyi geçim, güven, sevgi ve anlaşma hâli "Bir aileye önce dirlik ve düzenlik gereklidir " -Anca beraber, kanca beraber: Anlamı:Birbirimizden ayrılmayacağız, işler iyi de gitse, kötü de gitse hep birlikte yapacağız, beraberliği bozmayacağız "Bu toprağı yalnız ben mi atacağım, hayır arkadaşlar; haydi anca beraber, kanca beraber " -Bir araya gelmek: Anlamı:Bir yerde toplanmak Biz 1991 mezunları her sene mutlaka mezuniyet günümüzde bir araya geliriz -Bir arada: Anlamı: Toplu olarak Birlik ve Beraberlik ile ilgili Deyimler topluca hep birlikte Ailem birbirine çok bağlıdır Birlik ve Beraberlik ile ilgili Deyimler göreceksin şimdi eminim yine bir aradadırlar -Can yoldaşı: Anlamı:Yalnızlıktan kurtulmak için birlikte yaşanılan kimse "Her insanın bir can yoldaşına ihtiyacı vardır " -Haşir neşir olmak: Anlamı:Aralarında bulunduğu kimselerle kaynaşmak, bir arada bulunup uğraşmak; kimi işlerle ilgilenip durmak "İnsanlarla haşir neşir olmayı sevdiğim söylenemez " 24