Türk Ordusu'nda görev yapmış olan bir pilotun anlatımları

Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

İşte ihanet yıllığı HIZLA YÜKSELDİLER

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos :42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos :20

CAN ATAKLI SAAT SAAT AÇIKLADI...

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Gülen'in Haki Cübbesi Darbe Sinyali Miydi?

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

MİLLİ GURURU. Türkiye nin. YILMAZ: 2023 TE HEDEFİMİZ 25 MİlYAr DOlAr İHrAcAT YAPMAK

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

Mübariz İbrahimov tek başına 45 Ermeni asker ve subayı

Diyarbakır ve Yüksekova da kayıplarının failleri soruldu

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

682 SAYILI GENEL KOLLUK DİSİPLİN HÜKÜMLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN DEĞERLENDİRMESİ

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Gülmekten Öldüren Fıkralar - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil

Perşembe İzmir Gündemi

Özal'dan şok açıklama

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

Cumhuriyet Halk Partisi

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

KAYIP KIZI BODRUM POLİSİ BULDU

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

Tarih:. Yer:. Katılımcı numarası:... Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum tarihiniz:.. Yaşınız:.. Milliyetiniz:.

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

Almanya'da Yaşayan Trabzonsporlu Taraftarın 61 Plakanın İlginç Azmin Hikayesi

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Konumuz sol içi cinayetler, özel olarak da Acilciler bünyesindeki cinayetler

Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla giriyoruz Yıl 1983

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

Hilton Garden Inn Istanbul Golden Horn

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

İstihbarat raporu açıklandı : İşte Kandil gerçeği

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

4. ve 5. Değerlendirme Sınavları. Puanlama Aşağıda...

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

Yer altı şehrine açılan kapı, Kayıp İncil, cinayet ve MİT : Tarsus taki gizemli evde ne oluyor?

Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

GÜVENLİK KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI MALİ TÜZÜĞÜ

Yönetici tarafından yazıldı Cumartesi, 06 Kasım :14 - Son Güncelleme Cumartesi, 06 Kasım :36

Cumhuriyet Halk Partisi

Hüseyin Yıldırım Danıştay şemasına Aslı gibidir' imzası atmıştı.

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Necdet Özel: Milletten Özür Dilememiz Gerekiyor

KFAR KAMA -AA- İsrail'in kuzeyinde, Aşağı Celile bölgesindeki köylerden biri olan Kfar Kama'da (Kama Köyü) 3 bin Çerkes yaşıyor.

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

Tümgeneral Dişli: Görüşmeleri Emirle Yaptım

HAYTAP İmdat Turu Ekibi ANKARA Yenimahalle 'Toplama Merkezi'nde... Son Güncelleme Çarşamba, 25 Eylül :37

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

9-11 Aralık 2016 Erciyes Dağı Kış Tırmanışı Faaliyeti Raporu Hazırlayan: Katılımcılar: Amaç: Hava Durumu: Ay durumu: Kamp Malzemeleri:


HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI:

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

"Obama'nın Suriye politikası utanç verici"

Fırat Kalkanı harekatı Başladı

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Serkan Ertem.

Sosyolinguistik Görüşme. 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum Tarihiniz:.. Yaşınız:. Milliyetiniz:.

ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011)

Orhan benim için şarkı yazardı

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

2. Sınıf Cümle Oluşturma Cümle Bilgisi

Kadınlar kimsenin namusu değildir

İsrail. 08 Haziran 2010 TÜRK KIZILAYI MÜDAHALE FAALİYETİ. Yaralıların Tahliye Operasyonu. Afet Yönetimi Müdürlüğü FAALİ YET RAPORU

Transkript:

Türk Ordusu'nda görev yapmış olan bir pilotun anlatımları Sevê Evîn Çîçek «Komutanım çatışmalar dışında 54 kelle aldım» O, bir ordu mensubuydu. Kürdistan daki savaşta kendisine verilen görev insanlığa karşık suç işlemekti. O, şimdi Avrupa da savaş magduru rolünde. Savaş suçlusuyken, bundan dolayı yarğılanması gerekirken sevgi, dayanışma, yardım dilencisi konumunda. Kendisine sevgi ve saygıyla bakacak gözler arıyor. Bulması mümkün değil. Görüntüsü ürperti yaratıyor. Titreyen ellerine doğru uzanacak sıcak avuçlar bekliyor. Bulamıyor. Parmaklar itici. Ölüm soğukluğu fışkırıyor. İnsanlar soru işaretleriyle kendisine bakıyorlar ve güvenmiyorlar. «Çift kişilikli yalancı. Vermesini bilmeyen, hep yararlanmaya, almaya çalışan tuhaf yüzlü. Sürekli yalan konuşan, bir söylediği bir diğerini tutmayan, ne olduğu belli olmayan, yagcı, işini başkalarına yaptırmaya çalışan alkol tutsağı.» diyorlar. O, her anı suçluluk duygusu içinde yaşayan bir insan. Suçlarını kendisi ve kendisini yönetenler, kendisine emir verenler biliyorlar. Kendisi Kürdistan da suç işlemiş bir subay olarak, deşifre olmuş bir insan olarak Türkiye de yaşayamazdı. Türkiye Cumhuriyeti binlerce köy ve mezrayı havadan bombalama suretiyle, yerden de top atışları ve bizzat tutuşturarak yaktı. Kürdistanı insansızlaştırma, göçertme, sürme projesi oluşturulmuştu. Oluşturulan, görevlendirilen ekipler kürd işbirlikçilerde bulmuşlardı. İnsanlarımızın milyonlarca dolarını alıp, onları mal gibi gemilere istifleyip, deniz yolculuklarına sürüklediler, sürdüler. Subayastsubaylardan oluşan insan ticareti ekibleri derin devlete sermaye oluşturuyorlardı. Bu paralar savaşta kürtlere karşı kullanılıyorlardı. Bu subay da bir geminin kaptanlığını yapmıştı. Deniz sularına girdiği bir avrupa ülkesinde yakalanıp, hapse atılmıştı. O, sonunun Hayati Bilgin gibi olma korkusunu her an yaşayan korku dolu bir pilot olmasına rağmen Kürdistan daki duruşu, görüntüsü ve avrupa sokaklarındaki görüntüsü çok farklıydı. Orada kahraman bir subayken, avrupa da insanlar tarafından dışlanmanın, kabul görmemenin acısını yaşıyordu. Yer, insanlar çok farklıydılar. Siyasal, sosyal, ekonomik kültüre göre bir ülke de kahraman olan, bir diğerinde «Sen, hey suçlu ayağa kalk.» muamelesi

görebiliyor, görüyor. Kahraman ünvanlı işkenceciler, ölüm tarlalarının pilotları, ülke değiştirmek zorunda kaldıklarında kendilerini mağdur olarak sunmaya çalışıyorlar. O, çok karmaşık bir kişilik. Maşa haline getirilip kullanılan biri. Konuşurken hep bir şahit görüntüsü oluşturdu. Yani kendisi yıkım, yok etme, kaybetme ekibine dahil değilmiş imajı, hissi yaratma çabası gösterdi. Eylemde ve duyguda şahitti! Son derece uyanık bir ordu mensubu, pilottu. Kürdistan adlı sahnede oyuncu değilde, seyirciymiş rolünü oynadı. Yemek yerken bir an da boş bulunarak «Benim yaptığım görevi kardeşlerim dahi bilmiyorlardı.» dedi. Konuşmak istemediğinde konuyu değiştirmek için sözü hemen kadınlara getiriyordu. Beraber olduğunu belirttiği (!) kadınlardan bahsederdi. Türkiye de şekillenen, ordu da eğitilen, görev yapan biri için kadın bir objedir, maldır. Sexüel araçtır. Değeri yoktur. Helikopter pilotunun kendi hislerine göre de kendisi erkek değildi. Ordu tarafından kadınlaştırılmıştı. Psikolojik olarak alttaydı. Üste çıkması, aradığı yere ulaşabilmesi için de hep karşı cinsten, kadından bahsetti. Kadına, kadın cinsine basıp yeniden erkekleşmek, erkek olarak olması gereken yere ulaşmak istiyordu. Sürekli kadından bahsetmesi, bir erkek olarakta iktidarsız olduğunun da göstergesi değil miydi? Hislerini, sorununu bilmeden dışa vurmuyor muydu? Kadınlar tarafından ilgi çeken, aranılan bir erkek olduğu izlenimi oluşturmaya çalışırken, savaş alanında ordu mensubu olmasından dolayı sahip olduğu sorunu da bilinçsizce dışa vuruyordu. Bir ara büyük bir şehirde jigololuk yaptığını söylediğinde şaşırdım. Nedenlerini sordum. Kendisine göre sıraladı. İnanmadım. Karşımda oturan suçlu şizofreniye doğrumu gidiyor. Cinsellik saplantısı sinyalimi? Düşüncesine daldım. O, çirkef şeyleri, kötü geçmişi hatırlamamak, bahsetmemek için sözü kadınlara doğru yönlendiriyordu. Ağlamak! Onda bir alet. Aynen kadın gibi. İçki, kadın, eşya kırma, saldırganlık, küfürlü konuşma, sofrasına oturduğu yemeğini yediği insanların arkasında aşağılayıcı cümlelerle değerlendirmeler yapma, kendisindeki ahlaki çöküntünün sinyalleriydiler. Yalnız kalamıyordu. Ama arkalarından konuştuğu, hakaret ettiği insanlarla da görüşmeye devam ediyordu. Kendisini içinde bulunduğu azap çemberinden kurtarmanın tek yolu ise Lahey Adalet divanına başvurup kendisini savaş suçlusu olarak ilan etmesidir. Bütün suçlarını, birlikte görev yaptığı kişilerin kimliklerini, suçlarını açıklamasıdır. Ancak bu gelişme kendisine yardım edebilir. Konuştukça rahatlayacak, korkularından kurtulacak. Suçluluk yükünü çekemez duruma gelen bedeni yükten kurtulacak, kendisine eziyet etmeye son verecek. O. bir kez yargılanır, cezalandırılır. Yaşam boyunca, ceza çekmeye mahküm olmaktan kurtulur. Kendisine psikolojik destek verilir, tedavi edilir. İntihar girişimleri son bulur. Geceleri çığlıklarla uyanmaz. Kendisini insanlara kabul ettirme, güven sağlama çabaları son bulur. Şimdi korkuları vucudunu sarmalamış ve aynen ekşiyen, şişen, kokan bir yemek gibi midesini, bağırsaklarını şişirip rahatsızlığının oranını yükseltiyorlar. Sustukça şişiyor. Kıvranıp duruyor. Patlaması, sadece kendi bedenine zarar verir.

Şurası bir gerçek ; Kürtlere acı çektirenler mutlu olamıyorlar. Çektirdikleri acıların oluşturdukları korku yağmurları altında ıslanıyor, psikolojik sorunlarla kayalıklara doğru yuvarlanmaya devam ediyorlar. Uçurumların kenarlarında kendilerini bulan biz işkence kurbanlarından, sürgüne mahkum edilenlerden, vatan hasretini rüyalarıyla giderenlerden, yetim çocuklarını savaşın, göçmenliğin darbelerinden kurtarmaya çalışan annelerden de yardım dileniyorlar. Hangi koşullarda, hangi şartlarla, nasıl yardım edebiliriz? Pilot subay ; sığınma başvurusunda bulunduğu ülkenin sokaklarında aç günler geçiriyordu. Kaçak olarak trenlere biniyordu. Biraz içilmiş ve atılmış sıgara izmaritlerini yerlerden toplayarak içiyordu. Paris sokaklarında «clauchare» ları (evsiz barksız, alkol tutkunu, kir içindeki erkekler ) gördükçe kendisini hatırlıyordum. Ben bu savaş suçlusuna söz verdiğim gibi davrandım ve kimlik bilgilerini açıklamıyorum. Bay X aileniz hangi sınıfa mensup? X- Babam ilkokul mezunudur ve işçidir. Kürt ve Çerkez melezidir. Annem ise Laz dır. Çok yoksul bir aileden geliyor. Geçimini trenlerden düşen kömürleri toplayarak satan, bununla ekmek parası kazanan bir ailenin ferdi. Aile yoksulluk sınırlarının altında kalan bir bütçeye sahip. Annem, yoksulluktan dolayı okuyamıyor. 14 yaşın da ise babamla evlendiriliyor. Ben gecekondu da büyüdüm. Harb okullarında ki askeri eğitimden bahseder misiniz? Halklara bakış! X- Programa Kara Harb Okulu bölümlerine göre yer vermek, ayırmak gerekir. Orduda uzmanllaşma ve askeri işbölümü esası mevcuttur. Askerin ideolojik eğitimi; Atatürkçülük ilkelerini temel alan, ırk, ordu üstünlüğünü, yenilmezliğini bayraklaştıran bir anlayıştır. Örmegin her sınıfta öğrencilere; taktik istihbarat elektronik derslerinin yanısıra liderlik dersleri de verilir. Çok üst düzey de Kara Harb Okulu yöneticilerinin katıldıkları haftalık toplantılarda yapılan üstünlük propagandası aslında psikolojik savaşa harzırlama amaçlıdır. Kara Harb Okulu öğrencileri sadece yönetim tarafından izin verilen pastane ve kahvelerde outurabilirler. Bazı subaylar öğrencileri takib ederler. Yani okul dışında da öğrenci gözetim altındadır. Bu izlenme, oturulabilinecek yerlere oturabilme de, eğitimin bir parçasıdır. Öğrencisin bireysel iradesi tümüyle okul yönetimine teslim ediliyor. Edilmek zorunda. Öğrenci olarak çizilen çerçevenin içinde yaşamak zorundasınız. Örneğin Ortadoğu Teknik Üniversitesi nde okuyan ögrenciler solcudurlar. Bu üniversite de okuyan bayanlarla arkadaşlık yapamayız. Her öğrenci gözlemleniyor, izleniyor ve toplanılan bilgiler bir dosya da biriktiriliyor. Hazırlanan dosya 7 bölümden oluşmakta. Askeri okul; beyin yıkama yeridir, makinasıdır. Halklara bakışa gelirsek; Birinci sınıfta düşman kuvvetine örnek olarak Rus Ordusu veriliyor. ABD, Rusya ya düşmandır. T.C. ise NATO üyesidir ve ABD nin müttefikidir. O halde ordumuz da Rusya ya karşı düşman politikasi güdecektir.

Öyle bir Rus düşmanlıgı yapılıyorki, öğrenciler öyle bir manipüle ediliyorlarki, biri sokakta Ben Rus um dese, hiç düşünmeden, çekinmeden o kişiye saldırabilirsiniz. Piyadeler ; İstanbul, Tuzla Topcular ; Ankara, Polatlı topçu okuluna Tankcılar ; Etimesgut Muhabereler ; Ankara, Mamak Jandarmalar ; Ankara, Güvercinlik Personneller ; Konya Levazım ve malıye; İstanbul da, eğitilirler. Havacılık Okulunda esas olarak iki tip pilotluk var. Biri T37 T41 Dorner Cesna Antonov gibi uçak pilotlarını yetiştirir, diğeri helikopterler H.1 33. Sadece uçuş mantığını ögretir. Teknik bilgileri kısmen verirler. Teknisyenle birlikte uçulur. Teknik sorun olduğunda, teknik personnel müdahale eder. Öğrencinin toptan 101 saat uçuş yapması ve başarması gerekir. Skorsky eğitimini 45 günlük süre için de aldım. Skorskiye termal kamera veya diğer parçalar takılıyor, monte ediliyor. Örneğin infraruj bir gözlüktür. Isı sistemine göre çalışır. Her skorsky de makineli tüfek var. Şeridin uzunluğuna bağlı olarak kurşun takılır. Mitralyözü kullanma askeri teknisyenin görevidir. 1990 larda helikopterin uçuş saati 7.000-8.000 euro tutardı. Kürdistan da görevlendirilmeniz?

X- Jandarma Genel Komutanlığı, beni, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği Komutanlığı emrinde olmak üzere Şırnak 23.ncü Jandarma Sınır Tugay Komutanlığına tayin etti. Görevli olarak verildiğim yere gittim. Eşim ise benimle gelemedi. Çocuklarımla birlikte ailesinin yanına gitti. Çünkü görevli olarak verildiğim bölge de savaş vardı. Şırnak a gitmeden önce uçakla Diyarbakır Asayiş Bölge Komutanlığı na gittim. 7 kolordu Jandarma Hava Gurup Komutanlığında 30 yakın pilot vardı. Bunlar değişik birliklere hizmet eden pilotlardı. Diyarbakır da yatacak yer bile bulamadım. Tayin dönemiydi. Çok sayı da kişi gelip, gidiyorlardı. Çok yoğun bir personel trafiği vardı. Kimileri uçak, kimileri helikopter bekliyorlardı. Şırnak a gitmek için helikopter bekledim. Helikopterle, Şırnak a, tugaya götürüldüm. Benden önce görev yapan subay ilkin bölgeyi, sonra da depoları, santrallerı, çevreyi ve askeri yerleşim yerlerini bana tanıttı. Malzemeleri; muhabere telsizlerini, santralleri, TV ve bütün elektronik cihazları, radyoları teslim etti. Görevi bana teslim ederken de bazı nasihatlerde bulundu ; Tugay Komutanı Tuğgeneral Erdal Sipahi ye dikkat et. Kendini koru. Laf yeme, ceza alma. Ortalıkta fazla görünme. Benim, Tuggeneral Erdal Sipahi ile tanışmam çok uyumsuz koşullarda oldu. Bir subay beni kendisiyle tanıştırdı. O, sadece uzaktan el sallayarak Hoşgeldin demekle yetindi. Erdal Sipahi Uşak lıydı. O, Tuğgeneral rütbesine sahipti. 1995 Ağustos un da Şırnak dan gitti. Benden önce de, benim dönemimde de operasyonları yönlendiriyordu. Her gün operasyon yapıyordu. Gidiliyordu, geliniyordu. O, subayları da hapse atardı. Diyelim yemekten geliyorsunuz, odanıza geçeceksiniz. Onunla karşılaştınız. Muhakkak bir şey söyler. Sinirleri bozulmuş, tikleri olan, sürekli vucuduyla uğraşan bir tipti. Bir tugay da 20.000 den fazla asker vardı. Muhabere planı, birliklerin görüşmesini içerir. Tugay dan bölüğe kadar. Ben tugayın muhaberesinden de sorumluydum. Subay ve astsubayların yerleri ayrı. Subaylar ve astsubaylar lojmanda kalırlardı. Erler ise birliklerinde ve koğuşlarında. Ben, mubabere birlik komutanıydım. Mahiyetim de ; 100 er, 20 astsubay vardı. Komutam altındaki erlere ve astsubaylara hak ettikleri cezaları verirdim. Örneğin izine gidipte, gelmeyenlere. Muhabere de görevlendirilenlerden bir kısmı muhabere araçlarının kullanımını erlere öğretir. Bir kısmı tuğayın ve bağlı birliklerin bütün muhabere cihazlarını onarır. Bir kesim kayıt tutar. Bir kesim de araçların kullanım durumlarını kontrol eder. Yıpranan, yenilenen. Muhabere olayı; birliklerin birbirleriyle görüşebilmeleridir. Gizli bilgilerin alınıp, verilmesi, istihbarattır. Muhabere üzerinden gizli bilgiler alınır, gönderilir. Yalnız ne gönderen, ne de alan muhabereci içeriği bilemez. Şifrelerle gönderme yapılır. Şifreyi gönderen de, alan da şifreye göre çalışır. Santraldaki de, telsizin başındaki de erdir. Şifreleri bilemez. Bir çok tip santral var. Santralın başın da bir veya, iki er vardır. Aboneye göre görevlendirme yapılır. Ben görevde iken Marconni marka santrallar alınmıştı. Alınmıştı da, bunlarla iletişim yapılamıyordu. Pek çok deneme yaptık. Fakat iletişim olmuyordu. Örneğin deneme için Diyarbakır Bölge Komutanlığı nı aradım. Adana Jandarma Bölge Komutanlığı nı aradım. Sonra Hürriyet Gazetesinden Emin Çölaşan bu konuyu yazdı. Biri de onun yazdığı makaleyi gazeteden koparıp Jandarma Genel

Komutanlığına faxlıyor. Yer yerinden oynadı. Bu işin Jandarma Genel Komutamlığındaki sorumlusu Hüseyin...dir. Gazete küpürünü faxlayanı tahmin ediyor. Kaç kez aradıysa ilgili subayla görüştürmedim. Birliğe burada değil. Uludere dedir, Silopi dedir, diye atlatıyordum. Sonunda tutup bir binbaşı gönderdi. JITEM? X: JİTEM Jandarma Genel Komutanlığına bağlıydı. Jitem i çok duydum. Sivil görevliler rahatlıkla tugaya gelip, gidiyorlardı. Bu kişiler sivil oldukları için geliş, gidişleri dikkatimi çekti. Düşündüm. Bunlar kimler? Köy korucuları mı? Cevap bulmaya çalıştım ve arkadaşlarıma sordum. Cevap ise şuydu; Bunlar JİTEM ciler. Çok sık gelip, gidiyorlardı. Bu kişiler; telsizlerin parçalarını değiştirirken, parça alıp, verirlerken kendileri için; Biz özel harekatçıyız derlerdi. Kagıt üstünde, resmi belge de JİTEM yok. JİTEM de görevlendirilenler Özel harekatçılar olarak isimlendiriliyorlar. Bunlar; sivil kiyafetli, saçlı, sakallı subay ve astsubaylardan oluşmaktaydılar. Resmi işlemler, maaşlar Özel Harekat adı altın da kağıtlara işlenir. JİTEM görevlilerinin maaşları normal subaylardan fazladır. Erol Albay şube müdürüydü. JİTEM mensupları şube müdürüyle görüşürlerdi. Bunların istemleri tugay komutanına yazılırdı. Tugay komutanı olur verirse, şube bölüğüne verilen emir geregi bölükte, JİTEM ciler için istenileni yapardı. Her subayla ilgili özel şahsi dosya tutulur. Örnegin görev verilen subayın zaafları, özellikleri tek, tek belirtilir. Yüz üzerinden not verilir. MİT le, askeri istihbarat arasın da iletişim, bilgi alış-verişi var. Çünkü Jandarma Genel Komutanlığı İçişleri Bakanlığı na bağlıdır. Dolayısıyla ülke çapında MİT in falliyetlerine bağlı olarak ordu içinde ayrıca subaylardan oluşan gizli bir askeri istihbarat teşkilatı vardır. Bu, Genelkurmay Milli Güvenlik Kurulu, Milli Savunma Bakanlığı ve Özel Harp Dairesi kooordinasyonu denetiminde ordu eğilim ve yönelimini denetler. Şırnak da Jandarma Alayının kuruluşu çok mu farklı? X- Evet, çok farklı. Erler var. Levazım deposu. Mümimmat cephesi. Bir sürü bölük var. Bütün Piyadeler karacı oldukları halde, Jandarma; 3.piyade taburu, 1 tank taburu ve bir de mekanize taburu bulunmakta. Bütün Silopi (Girik ), Cizre (Cizira Botan), Şenoba (Helena-Sêgirkê), 5 taktik alay ve her alaya 20 tabur. Şırnak (Şirnex) nüfusundan çok daha fazla asker vardı. Normalde her personelin kendisine ait zimmetli eşyası vardır. Olaganüstü Hal Bölgesi çok farklıdır. Askeri yargılama X- Eşya kaybolursa tutanak tutulur. Subaylar için sorun halledilir. Eğer eşyayı kaybeden erse fiyatını öder ve askeri mahkeme de de yargılanır. Disiplin subayı o kadar erin, subayın disiplin işlerine bakıyordu. Disiplin cezası 7-8 günden, 2 aya kadardır. Disiplin subayı savcı rolündedir. Suç işliyenin ifadesi alınır. Durumu Askeri Mahkeme Başkanı olan subaya sunulur. İşlenen suçlar değişiktir. Nöbette sigara içmiştir, içtimaya geç kalmıştır. Mahkeme başkanı, nöbette uyumaya 7 günden iki aya kadar ceza verirdi.

Görevlendirmeler X- Asli görevim, muhabereydi... Aynı zamanda pilottum. Başka görevlerimde vardı. Ek görevler için ücret verilmiyordu. Sadece uçuş pirimi alıyordum. Birlik içinde beni şaşırtan durum ise şuydu; her sabah toplantı da ; Dün ne oldu? Bugün ne olacak? Yarın ne olacak? Yarın için planlama ne olacak? Ben yarın ne olacağını bilemezdim. Bu toplantıya katılanlar; tugay komutanı, kurmay başkanı, bütün şube müdürleri ve bölük komutanlarıydılar. Operasyonlar X- Örnegin bir gurubun yeri keşfedilmiştir. Ajan ihbarını tugay komutanlığına vermiştir. Tugay komutanlığı, Diyarbakır Aşayis Komutanlığı ndan Korgenerali arar. Kimden ne bilgi almışsa iletir. Bundan sonra ilkin F-5 ilgili bölgeye gönderilir. Tur atılır. Alanı kamerayla tesbit eder. Bilgileri F-4 ve merkez üsse bildirir. F-4 kaldırılır ve F-5 lere eskort yaptırılır. Hedefler gösterilir. Uçaklar alanı bombalar. Kobralar savaş helikopterleridir. Görevleri bombalama, jet uçakları gibidirler. Attıkları roketler kobranın sistemidir. Bomba roket atar. Fakat tipini bilmiyorum. Ancak herhangi bir bomba da entegre edilebilinir. Havadan kobralar, karadan timler, havadan hava kuvvetleri uçakları görev yapar. Cobra da iki pilot olur. Birisi helikopter kullanırken, diğeri ateş açar. Ateşçidir. Şırnak tugay da ki muhabere şube müdürü planlamayı yapar, bildirir. Askeri taktik ve planlamaları kurmay başkanı ve kurmay subayları yönlendirirlerdi. Bilgi vermeme gereği duyarlarsa, sadece operasyon sabahı gerekli bilgiyi verirlerdi. 20 assubay 100 er vardı. Bana, tugay komutanı, kurmay başkanı emir verirdi. Ben gittiğimde helikopter hazırlanmış olurdu. Bana sadece koordinatlar verilirdi. Skorsky 22 kişi alır. Gerektiğinde, hava müsaitse daha fazla insan taşınır.yaralı askerleri, korucuları hastanelere taşırdım. (Peki esir düşen gerilaları taşımıyor muydu? Söylemiyor.) Hangi yoğunlukta bir savaş yürütüyordunuz? X- Yoğunluk demek, şiddet demektir. Orada orta yoğunlukta bir savaş var. Bir de bölgesel savaşlar var. Oradaki savaş orta yoğunlukta bir savaştır. Ama devletin bütün yoğunluğunu almıştır. Orta yoğunluktaki savaşta nerede olay varsa, saldırı orayadır. Türk Ordusu orta yoğunluktaki savaşı aştı. Toptan savaş olduğu anlaşılırsa dünyaya rezil olacak. Bölgesel savaş olursa da NATO dan yardım alamaz. Fiilen savaşın devamını isteyen kim? Ordunuz, Güney Kürdistan a pek çok operasyonlar düzenledi. Özellikle AKREP Operasyonu 19 Mart 1995 de gerçekleştirildi. Sadece uluslararası hukuk çiğnenmedi, savaş suçları da işlendi. Katıldığınız operasyonları anlatır mısınız?

X Devlet bu savaşın devamını istiyor. Yani T.C.Ordusu nu yönetenler istiyorlar. Savaş; subaylar için gelir kaynağıdır. Orgeneral Aydın İlter Şırnak a geldiğinde Olaganüstühal Bölge Valiliği nin kaldırılması isteniyordu. Subaylar ne yaptılar biliyor musunuz? Şırnak ta köy koruyucularını Cudi dağının eteklerine gönderip, taciz ateşi açtırdılar. Basıldık, terrörisler var. denildi. Basılma falan yoktu. OHAL bölgesindeki görevliler çift maaş alıyorlar. Bu gelirlerinden olmak istemiyorlar. Bundan dolayı da Aydın İlter Şırnak dayken orada görevli subaylar Cudi eteklerinde silah attırdılar. Bu girişim OHAL i devam ettirme amaçlıydı. Bu atışlar OHAL in devamlılığını sağladı. Şubat ayı içinde Silopi ye gittik. Bize Cihazları, erleri alın Silopi Alay Komutanlığına gidin. Yarın sabah orada olacaksınız. Emri verildi. Hazırlandık, taktik alay komutanlığına gittik. Yer gösterdiler. Tabur geldi. Her yerden Siirt (Seert), Mardin(Mêrdin) Komando taburu aynı frekanstla toplandı. Ben, bizi sınır ötesi operasyon için topladıklarından haberdar degildim. Orada operasyon hazırlığı yapıldı. Bilemiyorsunuz. Bir kamyom hareket halindeyken Silopi-Cizre(Cizira Botan)arasında yükledik. O anda anladım ki sınırötesine götürülüyoruz. Sınır, 19 Mart gecesi sabah 3 te geçildi. Silopi (Gırık), Habur (Xabur), Zaho(Zaxo). Zaho ya girildi. Darkar Ajam a varıldı. Topçular yerleştirildi. Bir mahşer yeri. Gel de irtibatları sağla! Topçu bölüğünün irtibatı sağlandı. Bizi Okula yerleştirdiler. 1 Bay X in kendi el cizimi ile yer belirlemesi 2

Sındi boğazının girişinde herhalde bir gurup vardı. Topçu, atış yaptı. Top, gümbürtüyle yanımıza düştü. Hepimiz çil yavrusu gibi dağıldık. Birlikle irtibat sağlandı. İlk gün timler dağıldılar. Her tim de 11 kişi bulunuyordu. Timler dönmeye başladılar. Her tim yöre halkından 10-15 kişiyi beraberinde getiriyordu. Bunlar sorguya, işkenceye alınıyorlardı. Allahın her günü gözleri baglı insanlar getiriliyorlardı. Eli tutan insanları toplayıp sorgu odalarına tıkıyorlardı. Kocalarını aramaya gelen kadınlar, babalarını soran çocuklar. Bu arada Anadolu dan Görünüm ekibi de oraya getirildi. Programı yapan Gündüz Aktan mıydı, neydi? Adını unuttum. O, ekibiyle birlikte gelip, orada çekimler yaptı. Köye elektrik aktardık ve köy de kalındı. F-16 Sindi boğazını bombaladı. Akrep operasyonu süresi içinde her gün bombalama yapıldı. Hedefler gösteriliyor. Uçaklar bombalıyor. Yerleştirildiğimiz okulun alt tarafında akarsu mevcuttu. Okulun girişinin solundaki odaya paşalar oturdular. Koridorun bir tarafındaki bahçe tuvalet olarak kullanılıyordu. Bahçeyi döndüm. Önüme çıkan odayı muhabere odası olarak aldım. İstihbaratçı binbaşı Ziya Batur u ararken işkence yapılan büyük salona girdim. Ziya Batur çizmeleri giymişti. Salonun altı suyla doldurulduğundan işkenceciler çizme giymişlerdi. 5, 6 sivilden herbirinin yanında bir kaç işkenceci bulunmaktaydı. Ziya Batur bir masanın kenarında oturmuştu. Beni görünce bağırmaya başladı. Çık, hemen çık. Burada ne arıyorsun. Bu şekil de işkence yapılan salonu görmüş oldum. İstihbarata bakan şube müdürü bu kurmay binbaşıydı. Ziya Batur un örtülü ödeneği vardı. Yerel insanlardan jandarmayla işbirliği yapanlara, istihbari bilgi verenlere bu örtülü ödenekten dağıtım yapardı. Biz temizlenmek için yakındaki akarsuya giriyorduk. Ben de gusül abdesti adeti vardır. Ne zaman kendimi öyle his etsem akarsuya yıkanmaya giderdim. Akarsuyu gece tuvalet olarakta kullanıyorduk. Gece okuldan, dereye kadar ilerlerken, cesetlere basıyorduk. Ayaklarımız işkencede öldürülen kişilerin cesetlerine takılıyordu. Ben kusmak istiyordum. Akarsuda cesetler görür ve

ürperirdim. Askerler akarsuya gitmeye korkarlardı. Çünkü onlarda benim gördüklerimi görüyorlardı. O ara Özel kuvvetler denen bir tabur geldi. Bunlar özel seçilmis subay, astsubaylardı. Hergün gidip, geliyorlardı. Bir gün yaklaşık bir çuval dolarla geri döndüler. Nereden, kimden, nasıl alındı? Kaynağını bilmiyorum. Ayrıca beni ilgilendirmiyordu. O. K., köyde arama tarama yapıldığından söz etti. Orada para birimi olarak dinar vardı. Sıgara almak için para istedim. Bana dollar verildi. Bu şekil de sigara alabildim. Rütbeler ve apoletler sökülmüştü. Her önüne gelen muhabere birimine giremezdi. Özel kuvvetler mensubu Hayati Bilgin özel timdi. Tokat lıydı. Assubay üstçavuştu. Uzmançavuş Kürşat da aynı ekiptendi. 4-5 astsubay vardı ki bunlar sıra dışı idiler. Herkesin bir görevi vardı. Bunlar ise çok özel tim olarak adlandırıyorlardı. Normalde her personelin bağlı olduğu mali bir birim vardı. Bizlerinki belliydi. Bu ekip, bu farklılığıyla da dikkat çekti. Maaş Astsubay Hayati, Uzmançavuş Kürşat...olarak gelirdi. Normal personel 3.000 alıyorsa, onlar 5.000 alıyorlardı. Bu ekipte yer alanlar doğrudan Erdal Sipahi ye bağlıydılar. Bütün emirleri Erdal Sipahi den alırlardı. Bu bilgileri aktarıyorum. Altına imza atmaya da hazırım. Her birimden bir nöbetçi subayın olur. O, o birimden sorumludur. Her akşam bir subaya nöbetçi amirliği nöbeti yazılırdı. Yani bütün nöbetçilerin başı. Ben de o gece nöbetçiydim. O akşam ben sıgara içmek için bahçeye çıktım. Hayati Bilgin i gördüm. Baktım uflayıp, puflayıp duruyor. Hayati nedir, bir şey mi var? Dedim. Komutanım boş ver dedi. Kendisine, gel bizim çocuklar çay, kahve yapmışlardır. Birlikte içelim teklifinde bulundum. Benle geldi. Kendisini aldım, muhabere odasına götürdüm. Rahat olmadığı, sıkıntıda olduğu belliydi. Ona, Hayati nedir, niye sıkıntıdasın? Sorularını yöneltim. Komutanım artık korkuyorum Hayati neden korkuyorsun? Korkmanı gerektirecek ne var? Önce konuşmak istemedi. Komutanım boşver Ben üsteledim. Ya ne var? Çekiniyorum, ürperiyorum desen anlarım. Korkmanı gerektiren ne var? Paşanın kıçında olan bir adamsın! Benim gibi 24 saat azara, fırçaya maruz kalan biri değilsin. Senin ağzından çıkan, paşanın ağzından çıkmış, paşanın emriymiş gibi kabul görüyor. Hayati Bilgin, paşanın en has adamısın! Komutanım iş bildiğin gibi değil. Tugayda, Hayati Bilgin konuştuğunda, bir şey istediğinde talebi ciddiye alınır, istek derhal yerine getirilirdi. Ben üstelemeye devam ettim. Bilmediğimiz nedir? Bildiğimiz bir bok yok. Bunun üzerine konuşmaya başladı. Komutanım çıkıp termal kameraya bakalım. Birlikte okulun üstüne çıktık. Ordaki askeri görevli termal kamerayla köyün bayanlarını gözetliyordu. Kendisine kızdık. Yeniden aşağı indik. Komutanım sen hiç insan öldürdün mü? Kendisine, bizzat bilerek, isteyerek, hedef alarak kimseyi öldürmedim. İnsan, askeri malzeme taşıdım. Bunlar ölüme hizmet ettiler, dedim.

Komutanım birini mi, yoksa birilerini mi diyorsun? Hayati, senin durumunu tahmin ediyorduk. Nedir işin aslı? Komutanım çatışmalar dışında 54 kelle aldım. Hayati, 54 kelle neyin nesi? Paşa birinden gıcık kapardı. İndirin derdi. Gider indirirdik. Paşa duyum alırdı. Falanca adam, Şırnak ın bir köylüsü, PKK ye yardım ediyor. Paşa İndirin emrini verdimi gider indirirdik. Daha fazla üstelemedim ve nereye varacak bu iş? Sonu neresi? Korkuyorum. Beni götürürler. Hadi canım sen de. Paşa nın koruması ve bir numaralı adamısın! Seni de mi götürecekler? Yok komutanım, bildiğin gibi değil. Çok şey biliyorum. Böyle ayrıldık birbirimizden. Hayati Bilgin iki gün sonra Şırnak mahalli erkek giysiler içinde okulun önüne getirildi! Hayati Bilgin öldü mü? Öldürüldü mü? Kendisini kullananlar mı ölüm fermanını yazmışlardı ve çalışma arkadaşlarına mı öldürttüler? X- Hayati ve Murat bir yere gitmişlerdi. Öğle vakti telsiz sesi geldi. Baktım Murat ın sesi. Ben hafif, Hayati ağır yaralı. Ambulans gelsin. Konuşulanları duyunca yemek yemeyi bıraktım. Dışarı fırladım. Ambulans yola çıkarıldı. Hayati ye koştular. Döndürülen araçta birileri vardı. Herkes Hayati yle ilgilendi. Kimler yanındaydı? Hatırlayamıyorum. Hayati nin mahiyetindekiler ağlamaya başladılar. Komutanımız gitti, öldü. Hayati Bilgin inin nişanlısı da Şırnak devlet hastanesinde hemşireydi. Erol Sipahi içerden çıktı; İntikamı alınacak. Beni tanıyor musunuz? Yani ben eserim, öldürürüm, mahvederim... Ben muhabereye gittim. Şırnak tugaya mesaj çektim. Hayati nin öldürüldüğünü bildirdim. Hayati nini görev arkadaşı Murat serçe parmağının kenarından, yakından ateşle yaralıydı. Hayati ise kalbinden vurulmuştu! Doktor geldi ve kontrolu yaptı. Silah çok yakından sıkılmış. Deri yanmış. Belirlemesinde bulundu. Mermi kor halindeyken, yani sıcakken Hayati nin kalbine girmişti. Bu demekti ki Hayati yakınında duran birileri tarafından vurulmuştu! Mart 1995 di. Saldırıyı gören yok. Görgü tanığı yok! Ama her iki çok özel tim den biri ölmüştü. Her ikisi de yakın mesafeden atışa hedef olmuşlardı! Hayati Bilgin ekibiyle ilgili bilgileri iki gün önce bana anlatmıştı. E.Sipahi nin emirlerini yerine getirdiğini vurgulamıştı.

Hayati 26-27 yaşlarında ve çok güzel kürtçe konuşurdu. Tokat kürdü müydü? bilmiyorum. Tip olarakta kürtlere benziyordu.? Şırnakta, şırnaklılar gibi giyinirdi. Paşa kendisine Falanca mal müdürü PKK ye yardım ediyor. Sorgulayın emrini verdiğinde, O, sorgulamaya götürüyor. Sorgulamaya gidene ne oluyordu? Bunu Hayati biliyordu. Uzmançavuş Mustafa da aynı ekiptendi. Hayati Bilgin, çatışmalar hariç 54 kelleyi nasıl aldı? İple mi boğdu? Kafayı mı kesti? Bilemiyorum. Zaten olacağı buydu. Kendisi de sonunu tahmin etmeye başlamıştı. Hayati Bilgin, Murat onların komutanıydı. Murat ve Hayati araçlardan indirildiklerinde şırnaklı erkeklerin giydikleri şal-şapık denilen elbiselerin içindeydiler. Bölge de bu elbiseleri giyiyorlardı. Gerçek neydi biliyor musunuz? Bu çok özel tim ler insan kaybetmede, öldürme de kullanılıyorlar. Çok fazla bilgi sahibi oldukları için de tehlikeli görülüyorlar. Görev yerleri değiştiğinde, farklı komutanlarla çalışmaya başlıyorlar. Bunları insan öldürmede görevlendiren birim, tanık istemedigi için, görevlendirdiğini öldürüyor. Hayati 54 can almış, suç işlemiş bir insandı. Kendisine emir verenlerde bu suçlardan sorumluydular. Şırnak da Erdal Sipahi bütün işlerini Hayati Bilgin e yaptırdı. Sonuçta da temizletti. Ben doktor kontrolundan sonra şu inanca vardım; Murat, Hayati yi temizlemesi için görevlendirildi. Murat, Hayati yi çok yakından, kalbinden vurup öldürdükten sonra, bizleri inandırmak için de kendi, kendisinin ayak parmağının kenarına da sıktı. O da yaralıydı! Verilen görev buydu! Hayati nini öldürülmesinden sonra Murat, Kürşat la birlikte - yine uzun, ince, gıcık, Tokatlı biri - paşanın yakın koruması oldular. Paşa, tuvalete gitse bunlar kıçında. Paşa nereye gitse, onlar oraya. Paşa odasında. Bunlar da gece çıkar ve illegal işler (görevler) yaparlardı. G-3, kaleşinkof taşırlardı. Devletin Murat a, Tokat ta ev aldığı, maddi olarak desteklediği, onun Hayati Bilgin i vurduğu yayıldı. Murat, Şırnak da görevini bitirip gittikten sonra, araba kazasıyla öldürüldü. Murat ın öldürülmesini de kendisini tanıyan biri bana anlattı. Hayati, Büyük Birlik Partisi üyesiydi. Hayati ve arkadaşları aldıkları maaşın % 80 inini Büyük Birlik Partisi ne gönderirlerdi. İşin tuhafı bu Çok Özel Tim de yer alanların hepsi Büyük Birlik Partili ve Tokatlıydılar. Hayati nini cenazesini Tokat a köyüne götüren arkadaşla konuştum. Bana Hayati nin köyünün, köylülerinin Şırnak daki bir köyden, köylülerden farkları yok. Yoksul insalar. Bilgisini verdi. Jitem Köy koruyucuları Timler Komando Özel eğitim Timler; A- Tümü subaylardan oluşmakta. Binbaşılar ve üst rütbeliler. B- Subaylar, teğmenler, astsubaylar karışık. C- Astsubaylar ve uzman çavuşlar. D-Köy korucuları Taşıdıkları silahlar; G-3 piyade tüfegi, kanas, doçka, bixi, kalaşinkof.

Biz bir ay orada kaldık. Gözleri bağlı getirilen insanlara işkence yapılıyordu. Bizimkiler kuzeyden, Saddam ise güneyden bu insanlara şiddet uyguluyorlardı. İşkence yapanlar, sivil kıyafetli askeri ekiplerdiler. Köy koruyucuları da vardı. Aslında dağda yakalanmış bir gerilla bile yoktu. Yakalanan işkenceye yatırılan Zaxo lu kürtlerdiler. Koskoca General Erdal Sipahi kendisi işkence odalarındaki insanları döverdi, işkence yapardı. Birgün Beytülşebab a gittik. Orada Sipahi yi karşılamak için sıraya girmiş olanlardan PTT müdürünü E.Sipahi yumruklamaya başladı. Telefon telleri, birileri tarafından kesilmiş. 50 km.lik hat. PTT müdürü ne yapabilirki? Erdal Sipahi; 180 boyunda. Kır saçlı, mavi gözlü acımasız bir insandı. Durmadan ellerini, yüzünü yolan biriydi. Kendisini gören ordu mensubu yolunu değiştirirdi. Eşi Şırnak ta değildi. Paşa, akrep operasyon süresinde okulun altındaki suya girip, çıktı. Üç beş bin kişi sadece paşayı koruyorlardı. E.Sipahi, Şırnak dan, Ankara ya verildi. Özel harp dairesinin bir bölümünde başkan olarak görevlendirildiğini duydum. Strajik yeri olan köylerin bombalanmasına, yakılmasına kim karar veriyordu? X- Tugay komutanı emir verir. Şırnak tugay komutanı, Diyarbakır Bölge Aşayiş Komutanlığından, O, da Jandarma Genel Komutanlığından emir alır. Yakılan köyler; Taşdelen, Işıkdere, Yoğurtçular, Cevizli...Görümlü de hala insanlar vardı. Şırnak a gittim. Çevre de hiç bir yerleşim merkezi yoktu. Hiç bir insan yok. Köyler darmadağan edilmiş. Havadan kobralar, karadan timler. Havadan hava kuvvetleri, uçaklar... 1990- Yazinda evleri yakilan Avyan(Dereler) köylüleri kil çadirlarda kalmaya basladilar.