9. Milli..,-- Mevl8na Kongresi

Benzer belgeler
HZ. MEVLÂNA DA PEYGAMBER SEVGİSİ

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Azrail in Bir Adama Bakması

Nakarat Alnımızın aklığı kafire kabus olur. Mazlumun canı yansa ahı bize dokunur. 2. Nakarat

Mucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu. Namaz Kitabım. Bilal Yorulmaz

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

23 Nisan Şiirleri. 23 Nisan. Sanki her tarafta var bir düğün. Çünkü, en şerefli en mutlu gün. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan.

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Mevlânâ dan Bilgelik Katreleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun.

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Agape Kutsal Kitap - God's Love Letter Scriptures

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

snevi den ( Me 8şirli) r H i k â y ele

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Hezekiel: Görümler Adamı

Dua ve Sûre Kitapçığı

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

Haydin Câmiye Pazartesi, 31 Ekim :26

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Hazret-i Muhammed (S.A.V.) altı yaşındayken annesi vefat etti. Dedesi Abdül Muttalib çocuğu himayesine aldı, fakat iki sene sonra o, da öldü.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Teheccüd namazını lazım tutun!

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Bir Prens Çoban Oluyor

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

Küçüklerin Büyük Soruları-2

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

. OKULU KUTLU DOĞUM PROGRAMI AKIŞI

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

( Mesnevi den 8 şirli) r H i k â y ele

İslamiyet in dirilmesi bizden fidye ister. Cenab-ı Hak:

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Mucizeleri

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

Hikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri

sınıflar için. Öğrenci El Kitabı

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 116 SAADET ASRINDAN UNUTULMAZ HATIRALAR

nevi den ( Mes 9şirli) r H i k â y ele

Istılah olarak;peygamber Efebdimiz zamanında yaşamış ve de Peygamber Efendimizi görerek ona inanmış olan kişilere denir.

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

Siyonist rejim emrivakilerle fiili durum oluşturarak, dünyayı bu yeni duruma alıştırmak istiyor

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

Ziya Gökalp. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

M14 esnevi den (şirli) r H i k â y ele

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Transkript:

SELÇUK ÜNiVERSITESi 9. Milli..,-- Mevl8na Kongresi TEBLiGLER) r 5-16 Aralik 1997 KONYA

ISBN : 975-448-138-5 ISSN : 1301-5613 Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü, 1998 Selçuk Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun 11.02.1998 tarih ve 265/070/07066 sayılı onayı ile 750 adet basılmıştır. SELÇUK ÜNIVERSITESI BASlMEVi 1998-KONYA

~/X~ ~M~İ~L~L/~~M~E~VL~A~AN~~~K~O~N~G~R~E~Sl~ -------------------------------51 HAZRET-İ MEVLANA'DA PEYGAMBER SEVGİSf Şefik Can"* Bu konu insanın tuhafına gidebilir. Yalnız Mevlana değil bütün veliler ve bütün mürninler elbetle alemiere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizi severler. Hatta sadece kendi Peygamberiıniz i değ il bütün peygamberleri severler, onlara saygı gösterirler. Nitekim vaktiyle Viyana Muhasaras ında Müslüman olan papaz Hazret-i İsa'ya ki.ifr ettiği için öldürüldü. Bizler Kur 'an-ı Kerim'de beyan huyurulduğu üzere bazılarını üstün görmekle beraber, vazifeleri bakımından bütün peygamberleri birbirlerinden farklı görmeyiz. Görmeyiz ama elbette kendi Peygamberimizi daha çok severiz. Hatta ya lnı z biz değil, çeşitli milletierin ye ti ştirdiği hakikati seven bilginler, medeniyet ve uygarlık tarihinde iz bırakan büyük insanları sayarken Hazret-i Muhammed' i ihmal etmezler. Senelercc evvel İstanbul Üniversitesinde "Kölelik ve Köleli ğ in Tarihi" konusu üzerinde konferans vermek için davet edilen Cambridge Üniversitesi profesörlerinden biri aynen şöyle söy lemişti. "Bütün dünyada kölelik resmen kaldırılıncaya kadar (l815'te Viyana Bildirisi ile) hiçbir filozof, hiçbir mütefekkir hatta hiçbir peygamber Hazret-i Muhammed kadar kölelerin de insan olduğunu, on l arın da hür insanlar gibi yaşama hakkı bulunduğunu söy l ememiştir. Aristo' nun, Eflatun 'un eserlerinde köleleri insan sayma fikri yoktur. On ların hür insanlara hizmet etmeleri için iri keınikli ya ratıldıklarından bahsedilir." Peygamber Efendimiz: "Kölelerinize de kendi yed iklerinizden yediriniz. Onlar da insandır" buyurmuştur. Köle azad etmek en büyük sevap say ılmı şt1r. (Hazret-i Ömer'in deveye kölesiyle nöbetieşe binmesi) Bugün bütün dünyada insan hakları en ba şta gelen bir problem sayılmaktadır. 15 ası r önce Peygamber Efendimiz bu mesele ile meşgul olmuştur. " Bu bildiri say ın Şefık CAN'ın yaşlılık ve hasta lık nedeniyle konferansa katı lamamasından do lay ı, S.Ü. Fen Edb. Fak. Fars Dili ve Edebi yatı Anabilim Dalı Öğretim Görevlilerinden Nu ri ŞtMŞEKLER tarafından okunmuştur. Emekli Albay, Araştırmacı, yazar. ı- 1

52 Se(ik CAN Bu yüzdendir ki Müslüman o lmad ıkla rı halde hakk ı, hakikatı seven İngil i z ınütefekkiri Carlyle, Alman şairi Göthe gibi büyük insanlar Hazret-i Muhammed'e gönül vermişlerd ir i:nsan olarak Hazret-i Muhaınmed'e kar şı duydukları hayranlığı eserlerinde belirtmiş lerdir. Michael H. Hart'ın yazd ı ğı ve Sabah gazetesinin bir iki sene önce yayın l adığı "En Etkin 100" ad lı kitapta in san lık tarihinin en etkili kişis i olarak en başta, 1 nurnarada Hazret-i İsa'ya yahut Karl Marx'a değil Hazret-i Muhammed'e yer vermiştir. B aşka milletierin en büyük insan olarak hayran o l duk l arı Hazret-i M uhamıned' i bizler, O'nun getirdi ğ i dine bağlı o lduğumuz için daha çok severiz. Bu yüzdendir ki, asırlardan beri gelen İslam şai rl erinin Peygamber Efendimiz hakkında yazd ıkları na'tler ciltler doldurur. Peygamber sevgisine dair Buhari-i Şe rif'tek i bir hadiste "Her ümın et kendi peygamberini daha çok sever." diye buyunılmaktadır. Şu halde Hazret-i Mevlana'da peygamber sevgisi ne demek? Hazret-i Mevlana, yalnız büyük bir veli değil ayn ı zamanda eşsiz bir şa irdir. Herhangi bir konu üzerinde şiir söylerken, Hazret-i Peygamberi hatırladığı zaman, söyled iği beyitler aras ında -benzetmede hata olmasın- "bir koyun sürüsü içinde koçlar gibi" fark edilir. Beyitler arasında Peygamber sözü geçince Mevlana'nm söylediğ i beyitler çok heyecanlıdır, çok s ıcaktır. Hazret-i Mevlana'n ın dudaklarından dökülen o beyitler Hazret-i Muhammed' in n uru ile nurlan ı r da, göz kaınaştınr, insanı mest eder. Mesela, D ivan-ı Kebir'in l.cildlnin 463 numaralı gazelinde Mevlana ilahi aş kı terennüm ederken bir fırsatını buluyor ve Peygamber Efendimizi hatırlıyor. Bu şiirin baş tarafından birkaç beytinin tercümesini arz edeyim: Her an sağdan, soldan ilahi aşkın sesi geliyor. Bu sesin etkisi ile biz, göklere doğru yükseliyoruz. Kimde bizi seyretmek i steğ i ve kabiliycti var? Zaten biz bu dünyaya gelmeden önce gökyüzünde idik, meleklerin dostu id ik. Bizim esas yurdumuz orasıdır. Sonunda yine oraya gideriz.

~IX~-~M~J~ ı~ı~im~e~vl~-a~~n.~~~k~o~w~g~r~e~si~ ------------------------------- 53 + Aslında biz, gökten de yüceyiz, meleklerden de üstünüz. Bizim konak yerimiz O'nun yanı olunca, neden biz gökleri de melekleri de gerilerde bırakmayal ı m? + Tertemiz inci, ilahi cevher nerede? Kirli toprak dünyası nerede? Şeretiniz i düşünmeden, bu alçak aleme geldiniz, kondunuz. Haydi eşyanızı toplayın, yükünüzü bağlayın. Bu yer bizim yerimiz değildir, buradan göçelim. + Genç baht, bizim dostumuz, can bağışlamak işimiz, meşguliyetimiz. Bizim aşk kervanım ı zın başında da cihanın varlığı ile övü ndüğü Hazreti Mustafa var. + Mustafa Aleyhisselam öyle büyük bir varlıkt ır ki, ay O'nun mübarek yüzünü görmeye dayanamadı, bölündü ve O'nun niyazkar bir kölesi iken bu talihe kavuştu. + Bahar mevsiminde esen şu rüzgarın hoş kokusu, O'nun mübarek saç larının bölümünden geliyor. Hayalin bu parıltısı, bu şa'şaası da kuşluk vaktindeki güneşin parıltı s ını and ıran O'nun güzell iğind end ir. Yirmi beyitten ibaret olan bu şiirinde Hazret-i Mevlana Peygaberiıni zi hatırlamış ve O'nun sevgisi ile yukarıda arz ettiğim 3 beyti söylemiştir. Şiirler söylerken Hazret-i Peygamber Efendimizi bazen Ahmed Aleyhisselam, bazen Muhammed (S.A.V.), bazen de Mustafa ism-i şerili ile yad eder. Divan-ı Kebir'in çeşiti i kafiyelerinde 137 gazelinde Peygamber Efendimiz hakkında çok güzel beyitler söy l emiştir. Bilindiği gibi her velinin kendine göre bir özelliği vard ır. Mevlana hep sevgi, Hakk sevgisi üzerinde durmuş, insanı da Hakk'ın tecellisine en çok mazhar olan üstün bir varlık olarak gördüğü için sevmiştir ve sevgisinin li stünlüğünden ötürü insanın hatalarma da müsamaha gözü ile bakmıştır. Peygamber Efendimize gelince, "Habibullah" Allah'ın sevgilisi olan kamil insanların da kamil insanı sayılan aziz Peygamberimizi Hazret-i Mevlana'nın na sı l sevdi ğ ini bu yönden de görmek gerek. Mevlana'nın " Ben yaşad ığ ım müddetçe, Kur'an'ın kuluyum, kölesiyim. Ben Hazret-i Muhammed'in ayağını bastığı yerin toprağıyım." diye Peygamber sevgisini beliıten ruhaileri de mevcuttur. --- J-- ı

54 Sefik CAN Dikkat boyurulursa bahsettiğim beyitler, diğer şairler gibi sadece Peygamberimizi düşün erek yazdığ ı na'tlar değ ildir. Divan - ı Kebir'deki binlerce gazeli arasında yeri gelince Peygamber Efendimizi hatırladığı, sevgisini, saygıs m ı aç ığa vurduğu beyitlerdir. Mevlana 'n ın da diğer divan şair leri gibi ya lnız Peygamberimize karşı duyd uğu sevgiyi belirten birkaç na'ti de vardır. Diğer şairler na'tleri d ı ş ında yazdıkları gazellerde Peygamberİnıizi h atırlamazlarken Mevlana bu usulden ayrılmış, başka konular hakkında beyitler söylerken Peygamber Efendimizi sık s ı k hatırlamıştır. Bunlardan da birkaç örnek arz e~mek istiyorum. Divan-ı Kebir' in IJ.cildinin 901 nu maralı gazelinde: + Gönül ile aşk, Ahmed A l eyhisselaın ile Hazret-i Ebu Bekir gibi mağara dostu olmuşlardır. iki mağara dostunun adları iki, canları bir olursa bundan ne çıkar. Divan-ı Kebir'in 3.cilclinin 1137 numaralı gazelinde + Hazret-i Muhammed'in nuru milyonlarca parçaya ayrıldı da, uçtan uca iki dün yay ı kapladı. + Peygamber Efendimiz o nurun (panltıs ınd aki) şimşek gibi çakınca küfür perdeleri yırt ılır da binlerce kişi, binlerce rahip zünnarlan nı koparı verirler. Cild 2 No 882: + Küfür karalar giyindi çünkü Hazret-i Muhammed'in nuru geldi. Ö'ümsüzlük davulunu çaldı lar, ebedi saltanat devri geldi. + Yeryüzü yemyeşil oldu. Gökyüzü hasedinden yenini yakasını yırttı. Ay ikiye bölündü ve dünyaya ruh geldi, canlandı. + Dün gece gökyüzündeki sayıs ı z yıldızlardan mü th iş bir gürülü duyuldu. Çünkü y ıldızı kutlulardan kutlusu eşs iz bir yıldız yeryüzüne in ınişti. Divan -ı Kebir'de bu beyitleri söyleyen Mevlana, Mesnevl'de bu konu üzerinde çok durur. 4.cilt Mesnevl'nin 3844-3846. beyitleri şöyledir.

~~~~~M~İ~Ll~~~~M~E~Vl~~~~N~~K~ON~GR~E~.s~ı~ ----------------------~------- 55 + Hazret-i Muhammed'in sureti bir duvarın yüzüne vursa, duvarın gönlünd~n gönül kanı damlar. O'nun mübarek sureti duvara öyle kutlu gelir ki, duvar bile hemen iki yüzlülükten kurtulur. Temiz ve pak kişilerin bir yüzlü o lu ş l arına karşı, duvarın iki yüzlü oluşu onun için ayıptır. buyurur: Mesnevl'nin 6. cildinde 167. beyitlc başlayan beyitlerde aynen şöy l e + Hazret-i Muhammed, bu dünyada da şefaatçidir, o dünyada da... Bu dünya din dünyasıdır. O dünya ise cennetler dünyasıdır.. Bu dünyada onlara yol gösterir. O dünyada ise ay gibi olan yüzünü gösterir. O'nun gizli ve aşikar adetleri: "Ya Rabbi, üınmetime doğru yolu göster, onlar gerçekten de bilmiyorlar." diye dua etmekti. O'nun mübarek nefesi ile iki kapı da açılmıştır. İki dünyada da duası kabul ed ilmi ştir. O'na benzer birisi ne gelmiştir, ne de gelecektir. O mübarek ruhuna, kutlu geliş in e, eviad ının zamanına da yüzbinlerce salat ü selam olsun. Aynı ci ldin 816.beyti ise şöyledir: Hazret-i Peygamber Efendimizin sözlerinin hep.si de haklk.at denizinin incileridir, çünkü O'nun mübarek gönlü, hakikat denizi ile birleşıniştir. Mesnevl'nin 3.cildinde 31 I O numaralı beyitle başlayan bölümde Peygamber Efendimize ait bir iki mucizeyi Hazret-i Mevlana' mn na sı l an l attığı nı görel im: coşkunlukla Malik oğlu Enes'ten rivayet edilmiştir. Bir kimse ona misafirfiğe gitmi şti.. -ı

56 Sefik CAN O misafir hikaye etmiştir ki, Encs Hazı etleri, yemekten sonra peşkirinin sararmı ş, so lmu ş, kirlenmiş o lduğunu gördü. Hizmetçi kı za: "Şu kirli ve bu laşık peş kiri bir an için olsun tandıra at ıve r. " dedi. ~ O anlayışh k ız, hemen peşkiri ateşle dolu tandu a attı. Misafirlerin hepsi, bu işe şaştılar, peşkirden dumanlar çı kacağını, yanıp kül olacağını bek liyor l ardı. Bir müddet sonra hizmetçi kız, kirlerden temizlenmiş, beyaziaşmış peşkiri tandırdan çıkard ı. Orada bulunanlar, "Ey Aziz Sahabi" dediler. "Bu peşk iri nasıl oldu da ateş yakmadı, üstelik bir de temizledi?" Enes Hazretleri buyurdu ki; "Mustafa (SA V) bu peşk ire çok defa elini, ağzını sildi de ondan." Ey ateşten ve azabdan korkan gönül, öyle bir el, öyle bir dudak sahibine yaklaş. O mübarek el ve ağız, peşk ir gibi cansız bir şeye böy le bir yücelik böyle bir şeref verirse, bir a ş ı ğm ruhuna neler verir? Ne feyizlerde bulunur. Aynı Mesnevl cildinin 3130 numaralı beyitle baş l ayan bölümünde, Mevlana, Peygamber Efendimizin bir mucizesini şöyle anlatır. + Çölde bir Arap kervanı susuz kalmıştı. Yağmursuzluktan su tulumları kurumuştu. + Çölün ortasında kalmışlar ve susuz luktan öleceklerini anlamışlardı. + Ans ı zın, iki dünyada da darda kalanların yardımına koşan Hazret-i Mustafa Efendimiz, onlara yardım etmek için teşrif buyurdu. + Orada pek kalaba lı k bir kervan gördü. Kervan halkı o uzun yolda kızgın kum üstünde kalmıştı. Develerio susuzluktan dilleri sarkmı ştı. Halk kumların üstünde öteye beriye dağ ılmıştı.

~/X~ ~M~i~L~LI~~M~E~VLA~~N.~~~K~O~N~G~~~E~S/~ -------------------------------57 + Resuluilah onlara acıdı ve buyurdu ki: "Haydi, çabuk kalkın, bir kaçınız şu kum tepesine doğru koşun." + "Orada siyah bir köle, bir zenci var. Devesine binmiş efendisine tulumla su götürüyor." + "O köleyi, devesi ile beraber, istese de istemese de alın, benim yanıma getirin..." + O su arayıc ıl ar kum tepesine doğru gittiler, biraz sonra Peygamber Efendimizin haber verdiği zenciyi gördüler. + Siyah bir köle, bir deveye binmiş gidiyordu. Efendisine su ile dolu bir tulum götürüyordu. + Ona: "İ nsanların övüncü ve kainat ın hayırlısı Hazret-i Peygamber, şurada, seni istiyor." dediler. + Köle: "O kimdir? Ben onu tanımıyoru m." dedi. "O ay yüzlü, şeker huylu Peygamberdir." dediler. + Peygamberimizin bütün iyi huylarını mümkün o l duğu kadar anlattılar. Zenci "O galiba bahsedilen sihirbaz, şair olacak." + "Duyduğuma göre, sihir yaparak h alkın bir kısmını kendine bağlam ı ş. Ben onun yanı na bir ar ş ın kadar bile yak laşmam. " dedi. + Bunun üzerine köleyi ve deveyi çeke çeke kervanın bulunduğu yere götürmeye başladılar. O sövüp say ı yor, bağ ı rıp çağırıyordu. + Onu Aziz Peygamberimizin yanına getirdiler. Peygamber Efendimiz "Onun tulumundaki sudan için ve kırbalarınızı doldurun." diye buyurdu. + Hepsi, o tulumdan su aldılar, develere varıncaya kadar herkes o sudan içti. + Herkes kırbasın ı o tulumdan doldurdu. Gökyüzündeki bulut bile bu mucizeye gıpta etti, şaştı kaldı. + Bunu kim görmü ştür ki, bir tuluından bunca cehennemin yan ı şı soğusun, susuzluğunu gidersin? 1 ı -. -~... ı

58 s_efik CAN + Kim görmüştür ki, bir tek tulumdaıı bunca kırba, ağzına kadar dolsun? + Kervan h a lkı Peygamber Efendimizin mucizesine hayran oldular da "Ey lutuf ve ih san ı deniz kadar geniş olan Hazret-i Muhammed, bu hal nedir?" dediler. + Küçük bir tulumu, mucizene perde ederek hem Arabı, hem Kürdü suya garkettin." diyor l ardı. + Hazret-i Peygamber buyurdu ki.: "Ey köle, senin suyundan aldılar diye ş ikayete başlayıp, iyi kötü söylenınemen için, su tulumuna bak. O boşalmamış, dopdolu." + O siyah köle Peygamberin mucizesi karş ı s ında şaşınp kald ı. Mckansızlık aleminden onun gönlüne iman geldi. + Köle, gökten bir çeşmeni n aktığın ı gördü. Onun tulumu, gökten gelen ilahi feyzin coşkunluğuna öıtu olmuştu. + Gözlerinin önünden bütün gaoet perdeleri yut ıldı, sıyrı ldı da o, gayb aleminin çeşmesini apaçık gördü. + O anda kölenin gözleri yaşlarla doldu. Efendisini de, yurdunu da unuttu, gitti. t Elsiz, ayaksız kald ı. Allah, onun canına tatlı bir tin em.e sa ldı. Kendini kaybetti. + Hazret-i Peygamber, tekrar i ş ini, vazifesini yapsın diye onu kendine getirdi. "Ey faydalar elde eden köle, kendine gel de, yola düş, susuzlara suyunu götür." diye buyurdu. + "Şimdi, hayret zamanı, şaşkınlık zamanı değil, asıl seni şaş ırtacak hal, ilerde karşma çıkacak... Sen hemen yola düş, hız la gitmeye bak." + Köle Hazret-i Mustafa ' nın e llerine yüzünü sürdü, o mübarek eller. aş ı kçasına öptü, öptü. + Resulullah, mübarek elini onun yüzüne sürdü ve onu ebedi saadete eriştirdi.

~LX~ ~M~İ~L~Ll~-M~E~YL~A~-N-~~~K~O~N~G~R~ES~l~ ------------------------------- 59 + O zenci, o Habeşi köle, beyazlandı. Gece gibi simsiyah olan yüzü, ayın ondördü gibi aydınlandı, gündüz gibi nurlandı. + O siyah köle glizellikte ve olgunlukta Hazret-i Yusuf gibi oldu. Ona "Haydi, köyüne git de hali anlat. Haber ver." diye buyurdu. Köle elsiz, ayaksız bir hale gelmiş, mest olmuştu. Gidiyordu ama elini ayağından ayırt edemiyordu. Kervandan ayrıldı. iki dolu tuluın la efendisinin yanına geldi. + Efendisi, onu, uzaklan beyazlaınış görünce, şaşırdı. Şaşkı nlı ğından o köyün halkını çağırdı. + "Bu su tulumu, bizim tuluınumuz. " dedi. "Deve de bizim devemiz. Fakat zenci yüzlü köle nereye gitti?" + "Bu uzaklardan gelen bir ay ki, yüzünün nuru, gündüzün ışığına vuruyor, onu aydınlatıyor." "Bizim köle nerede? Yolu ımı şaş ırdı? Yoksa onu bir kurt mu yedi?" + Köle karşısına gelince, Ona "Sen kimsin?" diye sordu. "Bir Yemenli mi sin? Yoksa Ti.irk müsün?" + "Kölem nerede? Onu ne yaptın? Doğru söyle, hileye kalkma..." Köle dedi ki: "Senin köleni öldürmüş olsaydım, kendi ayağımla kanımı döktürrnek için sana nasıl gelebilirdim?" + Efendi: "Peki, benim köleın nerede?" diye sordu. Köle: "İşte, burada, Senin kölen benim." dedi. "A IIah ' ın lütuf eli, benim yüzümü ağarttı, pari attı." + Efendi: "Hey" dedi, "Sen ne söylüyorsun? Kölem nerede? Doğru söylemekten başkaçaren yok, yokse benim elimden kurtulamazsın." Köle dedi ki: "Senin o köle ile aranda geçen s ırları sana bir bir anlatayım, hepsini söyleyeyim." + "Beni satın aldığın andan ş imdiye kadar aramızda geçenleri sana an latayıın." r

60 SefikCAN + "Bilesin ki ben oyum, her ne kadar, gece gibi kapkara olan bedenimden parlak göz kamaştırıc ı bir sabah doğınuşsa da, ben ruhi varlığımla aynı köleyim." + "Bedenimin rengi değişti ama tertemiz olan ruhun ne rengi vardır, ne. unsurlara bağlıdır, ne de toprağa mensuptur." Divan-ı Kebir'in 3.cildinin l 135 numaralı ş i irinde: + Kılıçlar üzerine zırhsız çırçıplak atılan sahabe Muhammed Muhtar ' ın su nduğu iman şarabı ile ınest o lmu şlar, kendilerinden geçmiş l erd i. + Hayır, bu söz yanlış oldu. Hazret-i Muhammed saki değildi. İlahi şarap ile dolu bir kadehti. İyi kişilere sakilik eden de Cenab- ı Hakk'tı. Keza Divan - ı Kebir'in 2.cildinin 792 numaralı gazelinde de: + Hazret-i Ahmed'in nuru, dünyada ne bir ateşe tapan bırakır, ne de bir Yahudi. O'nun devletinin gölgesi herkesin, bütün insanların üzerine düşsün, onl arı aydınlatsın. + Yolunu kaybeden insan ların hepsini de imansızlık çölünden alırlar, yola getirirler. Hazret-i Mustafa sonsuz lu ğa kadar Hakk yolunun kılavuzu olsun. Divan-ı Kebir' in I.cildinin 490 numaralı şiirinde: + Dünya ve dünyanın işleri, baştan başa havadan ibaret. İyi köti.i yapılan işlerin karşılığı havaya gider. + Fakat Hazret-i Muhammed'in get irdi ği dine bak. Hicretten 650 yıl geçmiş, o hala durmada... Ne sağ l am yapı! Ebu Leheb ve ona benzeyenlerin hiçbir şeyini göremezsin. Ancak ibret almak için hikayeleri anlatılır. Divan-ı Kebir'dc Peygamberimiz hakkında bu beyitleri söyleyen Hazret-i Mevlana Mesnevl'nin 3.cildinde 1197 nu m aralı beyitle şu beyitle başlayar bölümünde aynı duyguları daha geniş olarak söy lemiştir

~hy~ ~M~İ~L~Liw~M~E~VLA~AN.~~~K~O~N~G~R~ES~I~ -------------------------------61 + Allah'ın lütfu, Muhammed Mustafa Aleyhisselaın'a vadetmişti ki: Sen ölsen de, Kur'an ve İslam dini ölmez. + Senin Kitabını, senin mucizeni, ben yüceltirim. Kur'an' a bir şey katmaya, Kur'an'dan bir şey eks iltıneye ben engel olurum. + Ben, seni iki dünyada da korurum. Sözlerini k ınayanları terk eder onları hor ve hakir bir hale koyarım. + Kimsenin Kur'an'a bir harf ilave etmeye ve bir harf eksiltıneye t:ücü yetmeyecektir. Sen benden daha iyi bir koruyucu arama. + Senin şeref ve şanını günden güne artırırım. Senin adını altın ve gümüş üstüne bastırırım. + Senin için mescitler, minherler ve mihrablar yaptırırım. Sevgi ~ yüzünden sana öyle lütuflarda bulunurum ki, se ni iı kahrın benim kahnın olur, yani senin sevdiğ in benim sevdiğim olur, senin sevrnediğin de benim sevmediğim sayılır. + Şimdi, senin adını, korkudan gizli anıyorlar. Namaz vakti gelince gizli namaz kıltyorlar. + Lanetlenmiş müşriklerin korkusundan, dinin yer altında gizleniyor. + Ben ufukları minarelerle dolduracağım. Onların üstünden senin şeretli adını insanlara duyuracağım. Sana asi olaniann iki gözünü kör edeceğim. + Ku ll arın şehirler a lacaklar, mevkiler bulacaklar, senin dlnin yerden göklere kadar bütün dünyayı kap l ayacakt ı r. + Ey Mustafa, sen, dinin hükmünü kaybedip ortadan kalkacağından korkma. Biz onu kıyametekadar Baki kılacağız. + Senin dinine kasdedenler, serıin Kur'an ve Hadislerine el uzatamayacaklardır. Ey Peygamberlerin şahı, için rahat olarak mübarek bir uyku ile uyu. + Sen, mezarında uyuyor gibisin, fakat nurun göklere vurmuş, seninle savaşa girişecekl er için, savaşa hazırlanmış. ı - _... ı r

62 Sefik CAN Felsefecinin din aleyhinde söylediği sözleri, senin yay gibi olan nurun, oklar yağdırır, onu susturur. Cenab-ı Hakk vadettiğini, hatta, daha fazlasını yapt ı. Hazret-i Peygamber mübarek hücresinde uyudu, fakat bahtı ve ikbali uyumadı. Mevlana bu beyitleri yedi asır ö nce söylem i ş. Onun yaşadığı zamanlarda islam memleketleri önce Haçlılar tarafından yakılmış, yık ı lmış, sonra doğudan gelen Moğollar da vahşi kurtlar gibi saldırmışlardır. Camileri yakmı ş l ar, Müslümanlan kılıçtan geçirmişle rdi. Dikkat edilirse en buhranlı zamanlarda bile Mevlana bedbin, yani karamsar değil. "Mahvolduk!" demiyor İslam 'ın sonsuza kadar yaşayacağından bahsediyor. Bu görüşten ders aimaınız gerekir. Bugün de, islam'ın ilerlemesini çekemeyen Batılılar şu veya bu şeki ld e i s lam'ı baltalaınak istemektedirler. İslam ' ın kalesi olan yurdumuzu da çökeıtmek arzusu ile içimize kurt düşürmekte, bölücü örgütleri beslemektedirler. Bizi birbirimize düşürerek, güzel Anadolu'muzu parçalamak için harek~te geçmişlerdir. İs lam düşmanı olan Batılılar, Cezayir'de, Afganistan'da Müslümanları birbirine kırdırmaktadırlar. Bosnalılar Müslüman olmasalardı da Hristiyan olsalard ı insan haklarından dem vuran Avrupa milletlerinin gözü önünde zulme, işkenceye uğrarlar mıydı? Bütün dünyanın gözü önünde televizyonlarda görülen Müslüman Filistinlil er, senelerce Yahudilerin zulmline, işkencesine maruz kalır mıydı? Aziz Peygamber Efendimiz, kendi ümmetini "ümmet-i mazlume" ezilen, zulüm gören ümmet olarak tavsif buyurmuşlardır. Böylece her devirde Ebu Cehillerin bulun~cağmı, her yerde Müslümanların zulüm görecelerini, ezileceklerini, bor göri.ileceklerini, yılınayacaklarını haber verdi. Müslümanların zul me, işke nceye sabırla dayanacaklarını fakat sonunda Hazret-i Muhammed'in ge tirdiği dlnin sonsuza kadar yaşayacağını müjdeledi.