b Bakış MKÜ Mustafa Kemal Üniversitesi Bilim, Kültür ve Sanat Dergisi Sayı:7 Ocak-Şubat-2012 ISSN 2146-6092 Bayan Basketbol Takımımız 1. Ligde
Mozaik İşlemeler Hatay Arkeoloji Müzesi
Sunuş Medeniyetler beşiği, köklü şehrimizin genç üniversitesi olarak 20. yıla erişmenin heyecanı ve kıvancı içerisindeyiz. Umarız ülkemiz ve insanımız, hedeflerimiz doğrultusunda dünyada ve Türkiye de adından söz ettiren, marka haline gelmiş bir üniversite olabilmemize şahit olur. Genç üniversitemizin yaptığı atılımlara bir katkının da gençlerimizden gelmesi bizleri ziyadesiyle sevindirdi. Çünkü üniversite yaşantısının ruh ve beden sağlığının birlikteliğiyle daha iyi seviyelere geleceği düşüncesindeyiz. Üniversiteler sadece birtakım bilgilerin öğretildiği yerler değil, aynı zamanda kişilerin ilgi ve istidatlarının tekâmül etme aracı olmalıdır. Bayan basketbol takımımız verilen emekleri taçlandırdı. Marifet iltifata tabidir, iltifat görmeyen marifet meta ı zayi olur. derler. Bu manada gençlerimizin sosyal ve sportif çabalarına desteğimiz devam edecektir. Hoşgörü ve bilimin adresi üniversitemizin hoşgörü ve diyaloğun merkezi şehrimizin medar ı iftiharı olmasını istiyoruz. Bu uğurda bizlere omuz veren herkese özellikle de hayırsever işadamlarımıza teşekkürü bir borç biliyoruz. Sayın Ali Özbuğday ın şahsında hepsine minnetlerimi ifade ederken desteklerinin devamını diliyorum. Zira bizler hancı değil yolcuyuz. Baki kalacak olan Mustafa Kemal Üniversitesi dir ve bizler bu kubbede hoş bir sada bırakmayı amaçlıyoruz. Fakülte ve meslek yüksekokullarımızda yeni göreve gelen arkadaşlarımıza görevlerinde başarılar diliyor, görevi devreden arkadaşlarımıza da şimdiye kadar verdikleri emekler için teşekkür ediyorum. Önceki Milli Eğitim Bakanlarımızdan birisi Öğrencisini ve mesleğini sevmeyen öğretmenin soğuk demiri döven demirciden farkı yoktur. demişti. Bu manada bizler de bu güzide kurumumuzu daha iyi yerlere getirme mücadelesinde işimizi severek yapmalı, elimizden gelen gayreti göstermeliyiz. Bu vesileyle kurumumuzun tüm değerli çalışanlarına başarılar diliyor, heyecanlarının hiç eksilmemesini temenni ediyorum. Dergiyi hazırlayan ekibimize de teşekkür ediyorum. Daha iyi ufuklarda buluşmak dileğiyle Prof. Dr. Hüsnü Salih GÜDER Rektör
Yıl: 2 Sayı: 7 Ocak-Şubat 2012 ISSN 2146-6092 MKÜ BAKIŞ b Bakış MKÜ Mustafa Kemal Üniversitesi Bilim, Kültür ve Sanat Dergisi Sayı:7 Ocak-Şubat-2012 ISSN 2146-6092 T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER Mustafa Kemal Üniversitesi Adına Sahibi: Prof. Dr. Hüsnü Salih GÜDER Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Genel Yayın Yönetmeni: Öğr. Gör. Abdurrahman EREN Yayın Kurulu: Doç. Dr. Eyyup COŞKUN Doç. Dr. Ercüment Osman SARIHAN Danışma Kurulu: Prof. Dr. Aynur ÖZFIRAT Doç. Dr. Hüseyin KORKMAZ Doç. Dr. Ahmet GÜNDÜZ Doç. Dr. Halil DEMİRER Doç. Dr. Mustafa ERAYMAN Doç. Dr. A. Erhan ÖZDEMİR Yrd. Doç. Dr. Adem ÇELİK Yrd. Doç. Dr. Mine TEMİZ Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Şükran ÖZ Yrd. Doç. Dr. Ahmet BALCI Yrd. Doç. Dr. Kemal Zeki ZORBAZ Bayan Basketbol Takımımız 1. Ligde MKÜ Rektörlüğü tarafından 2 ayda bir yayınlanmaktadır Yayına Hazırlayanlar: Zehra ÖZHAN Sakip DURMAZ Selay DEVRİM Bünyamin GÜLTEKİN Grafik-Tasarım: Hasan DİLİM Burak SOMUNCU İletişim Adresi: Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Tel: +90 326 221 55 78 E-Posta: basinyayin@mku.edu.tr Baskı: HATAY Objektif Dergisi Tel: +90 555 392 00 61 Antakya/HATAY HATAY - 2012 http://www.facebook.com/mkuniv http://twitter.com/mkuniv MKÜ Bakiş dergisinin dijital sayılarına ulaşmak için QR Code (Çabuk Tepki) simgesini akıllı telefonlarınıza yada tablet pclerinize okutun.
Editörden Merhaba, Dergimizin 7. sayısıyla karşınıza çıkmanın heyecanını yaşıyoruz. Yine yoğun bir içerikle karşınızdayız. Kapak konumuz olan genç basketbolcu kızlarımızın başarısı hepimizi gururlandırdı. Onları tebrik ediyor ve ilgili haberimizin dikkatinizi çekeceğini umuyoruz. Üniversitemizde Bologna Eşgüdüm Toplantısı ve Sınai Mülkiyet Hakkı Farkındalık Toplantısı yapıldı. İlimizin hayırsever işadamlarından Ali Özbuğday ile yapılan röportajımız dikkate değer. Tecrübe ve fikirlerinin öğrencilerimize ufuk açmasını diliyorum. Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) tarafından üniversitemiz Rektörü Sayın Hüsnü Salih Güder e Stratejik Vizyon Sahibi Bürokrat Ödülü verildi. Liyakatin taşrada dahi olsa fark edildiğini ve taltif edildiğini gördük. İlimizin ileri gelenlerinin Sayın Rektörümüzü ziyaret ederek tebrik ve takdirlerini ifade etmeleri ilimiz adına bir mutluluk tablosu oluşturdu. Bu başarının hepimiz için yeni güzelliklerin bir işaret fişeği olmasını diliyorum. Tarım öğretiminin 116. yılı münasebetiyle yapılan konferans, yakın tarihimizin en trajik hadiselerinden Hocalı katliamı ile ilgili konferans ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ve beraberindeki heyetin üniversitemizi ziyareti, hepimizi onurlandırdı. Belgesellerde görmeye alışık olduğumuz ceylanların ilimizde de yaşadığı gerçeği pek çoğumuz için hoş bir sürpriz olmuştur. Bu konudaki haberimizi ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum. İlimizden ve üniversitemizden çeşitli haberler ve devir teslim törenleri de diğer satır başları. Dergimizin hazırlanmasında emeği geçen bütün ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Yeni ufuklarda ve bakış larda buluşmak dileğiyle Öğr. Gör. Abdurrahman EREN
İÇİNDEKİLER Bologna Eşgüdüm Komisyonu 08 Toplantısı 14 En Büyük Hayır Eğitime Verilen Destektir 12 Sınai Mülkiyet Hakları Farkındalık Toplantısı 26 Anadolu ve Azerbaycan Kurganları Ortak Veri Tabanı Konulu Konferans 18 Stratejik Vizyon Sahibi Bürokrat Ödülü Tebrik Ziyareti 30 DNA, RNA ve Protein Tabanlı Moleküler Yöntemler Uygulamalı Eğitim Kursu 20 Tarım Öğretiminin 166. Yılı Gıda Güvenliği ve Yeni Yaklaşımlar 32 İşitme Engelliler İşaret Dili Teorik ve Uygulamalı Eğitim Kursu 24 Karabağ Sorunu ve Hocalı Katliamı 46 Hatay İli Kick Boks Şampiyonası 6 OCAK - ŞUBAT 2012 MKÜ BAKIŞ
Hatay Dağ Ceylanlarını 36 Köylüler Koruyor 44 54 Yerinde Konuşuyoruz Canlı Yayın Programı 46 Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu Ziyaretler Üniversitemiz Bilimsel Heyetinin Mısır Bilimsel Araştırmalar ve Teknoloji Akademisi Ziyareti 59 64 67 Güvenlik Personeline Eğitim Kış Temel Dağcılık ve Kış Şartlarında Temel Arama Kurtarma Eğitimleri Güneydoğu Anadolu da Petrol Arama, Sondaj ve Üretim Faaliyetleri Semineri 59 60 62 65 66 Türk Telekom Hatay İl Müdürü nün Rektörümüzü Ziyareti Vedat Mirmahmutoğulları Üniversitemizde Rektörümüzden Diş Hekimliği Fakültesi ne Ziyaret Devir Teslim Fen Bilimleri Enstitüsü nde Devir Teslim Töreni Antakya Meslek Yüksekokulu nda Devir Teslim Töreni MKÜ BAKIŞ OCAK - ŞUBAT 2012 7
HABERLER Bologna Eşgüdüm Komisyonu Toplantısı >> Başkanlığını Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder in yaptığı Dış İlişkiler Genel Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Muharrem Keskin ve Bologna Kurum Koordinatörü Prof. Dr. Yurtsever Soysal ın sunum yaptıkları Bologna Eşgüdüm Komisyonu Toplantısı, öğretim elemanları ve öğrencileri temsilen öğrenci konseyinden bir öğrencimizin katılımıyla yapıldı. Üniversitemizde Avrupa Birliği uyum sürecine uyumlu bir yükseköğretim sürecini kurabilmek için Bologna sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder; Eski yıllarda oluşturmuş olduğumuz Bologna sürecinin olmazsa olmazları arasında yer alan Avrupa Kredi Transfer Sistemi (ECTS) kredileri, diploma eki, Europass Belgesi gibi belgeler belirli bölgeler, birimler bazında oluşturulmuştu. Ancak güncel uygulamalar ve müfredat değişiklikleri yapılmadı. Biz var olan eksiklikleri 15 Mart tarihine kadar giderip, hedeflenen noktaya varabilmek için hızlı bir çalışma yapmak istiyoruz dediği konuşmasında bu anlamda Veteriner Fakültesi Mehmet Akif Ersoy Toplantı Salonu nda Bologna Eşgüdüm Komisyonu Toplantısı nın yapıldığını ve düzenlenen toplantıya sürece dâhil olması için Daire Başkanı, Şube Müdürleri, Fakülte Sekreterlerinin de çağrıldığını belirtti. Rektörümüz, Bologna süreci için Süleyman Demirel Üniversitesi nden Bologna çalışmalarını yürütmek üzere bir yazılım alındığını ve Bologna Eşgüdüm Komisyonu nun üyeleri 8 OCAK - ŞUBAT 2012 MKÜ BAKIŞ
Bologna Eşgüdüm Komisyonu Toplantısı, Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Toplantı Salonu nda gerçekleşti. olarak toplantıya katılan tüm öğretim elemanlarının sürece katılım ve destek beklediklerini söyleyerek konuşmasını noktalandırdı. Rektörümüzün konuşmasının ardından üniversitemiz Dış İlişkiler Genel Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Muharrem Keskin yaptığı sunumunda; Bologna sürecinin nasıl bir süreç olduğu, Bologna Eşgüdüm Komisyonu nun kimlerden oluştuğu gibi temel konular hakkında ve Bologna sürecinde hangi aşamadayız, neler yapıldı, neler yapılması gerekiyor gibi soruların cevabı ile ilgili bilgi verdi. Yrd. Doç. Dr. Muharrem Keskin sunumunda; Bologna Süreci, Diploma Eki, Avrupa Kredi Transfer Sistemi konularında yapılması gereken çalışmaları anlattı. Dış İlişkiler Genel Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Muharrem Keskin Bologna sürecini şu şekilde aktardı: 1999 yılında İtalya nın Bologna şehrinde bulunan Bologna Üniversitesi nde 29 Avrupa ülkesinin Eğitim Bakanları toplanıyor ve Avrupa daki yükseköğretimle ilgili bazı kararlar alınıyor. Bu toplantı da Bologna Süreci olarak isimlendiriliyor. Bologna sürecinin amacı, Avrupa ülkelerinde yükseköğrenimi daha şeffaf, daha karşılaştırmalı bir hale getirmek, Avrupa daki özellikle öğrenci değişimleri konusunu biraz daha kolay hale getirmek, Avrupa yükseköğretim alanını ortak bir alan haline getirmektir Bologna sürecini üniversite reformu olarak nitelendirebileceğimizi söyleyen Yrd. Doç. Dr. Muharrem Keskin; üniversitemizde etrafımıza baktığımız zaman derslerin tam anlamıyla yapılıp yapılmadığı, ders başlangıç saatlerinin programda belirtilen saatlere uyup uymadığı, haftada 30-40 saat derse giren öğretim elemanlarının hangi kalitede eğitim verdikleri, derslerde uygulama imkânlarının var olup olmadığı, 50 kişilik sınıflarda belli bir sayının üzerinde başarısız öğrenci varsa bunun nedenlerinin irdelenmesi, kaliteyi kontrol edenin kim olduğu gibi konuları kapsadığını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Muharrem Keskin; 2009 yılından itibaren 47 ülkenin katıldığı ve Türkiye nin de 2001 yılından itibaren dâhil olduğu üniversitelerde öğrenci ve personel değişimini sağlayan Bologna Sürecinin ayaklarını, öğrenci odaklı eğitim öğretim, öğretinin ne anlattığına değil öğ- MKÜ BAKIŞ OCAK - ŞUBAT 2012 9
HABERLER renenin ne kazandığına dayanan bir öğretim sistemi, Erasmus programı, diploma eki, şu anda 5 üniversitenin sahip olduğu Avrupa Kredi Transfer Sistemi (AKTS/ECTS) etiketi, her yıl mayıs ayında hazırlanması gereken kurum raporu hazırlanması ve YÖK e sunulması, bir eğitim kademesini başarıyla tamamlayan bir kişinin neleri yapabileceği, nelerde yetkin olacağıyla ilgili yeterlilikler, Program ve ders öğrenim çıktıları şeklinde sıraladı. Erasmus programında dersler arası, öğrenciler arasında sıkıntı olduğunu belirten ve bunların düzeltilmesi için gerekli çabayı sarf ettiklerini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Muharrem Keskin; Bologna sürecinin en önemli ayaklarından biri olan dört sayfadan oluşan, öğrencilerin ortak bir kredi transferi yapmasını sağlayan diploma ekinin verilmesi zorunlu bir belge olduğunu söyledi. Bologna nın bir gerekliliği olan öğrencinin başarılı olduğu dersin orijinal ismiyle otomasyona işlenmesi ve öğrencinin geçme notunun not dönüştürme tablosu kullanılarak Mustafa Kemal Üniversitesi not sistemine dönüştürülerek karşılığının yazılması gibi mevcut not sisteminin de tartışıldığı toplantıda; Dış İlişkiler Genel Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Muharrem Keskin in sunumunun ardından Biyosistem Mühendisliği Öğretim Üyesi ve üniversitemiz Bologna Kurum Koordinatörü Prof. Dr. Yurtsever Soysal sunum yaptı. Bologna Kurum Koordinatörü Prof. Dr. Yurtsever Soysal yaptığı 10 OCAK - ŞUBAT 2012 MKÜ BAKIŞ
Bologna Kurum Koordinatörü Prof. Dr. Yurtsever Soysal yaptığı sunumunda; onaylanması gereken eylem planıyla ilgili öğretim elemanları ve öğrenci konseyi temsilcisine bilgi verdi. sunumunda; onaylanması gereken eylem planıyla ilgili öğretim elemanları ve öğrenci konseyi temsilcisine bilgi verdi. Gerçekleşen sunu içerisinde bir yarıyıllık öğretim süresinin karara bağlanması, birimler bazında organizasyonların nasıl olacağı, kişilerin görev tanımlarının neler olduğu, bölüm programlarında yapılacak işler, derslerin sınıflandırılması, ders kodlarının düzenlenmesi ve bu kapsamda Bologna Süreci çalışmalarının yürütüleceği web sitesinin nasıl olacağı konuları üzerinde duruldu. Prof. Dr. Yurtsever Soysal bu kapsamda yaptığı sunumda; Bir yarıyıl 14 ya da 15 hafta öğretim süresine sahip olmalı, birim bazında organizasyonlarla ilgili ise, her bölüm / program bir öğretim elemanını Bologna koordinatörü olarak belirleyecek ve bu koordinatör lisans ve yüksek lisans çalışmalarından sorumlu olacak. Bölüm program koordinatörleri, dekan, dekan yardımcıları veya müdür, müdür yardımcıları, bölüm, anabilim dalı başkanları, birim çalışma grupları; Rektörlüğe karşı sorumlu olacaklar. Her bölüm ve program iç ve dış paydaşlarından anket yoluyla görüş alacak. Birim bazında organizasyonlar ise birimlerin insiyatifine bırakılacak. Birimler Bologna Sürecinin dört faaliyet alanına; yeterlilik çerçevesi, kalite güvencesi, derecelerin tanınması, öğrenci katılımı ve sosyal boyuta göre koordinasyon kurulu oluşturabilirler. Her bölüm / program 10-15 maddelik bölüm program müfredatı hazırlayacak. Öğrenim çıktılarına katkısı olmayan dersler, içeriği benzer olan dersler, çakışan dersler müfredattan çıkarılacak. Program öğrenim çıktıları, bölüm öğrenim çıktıları karşılanmıyorsa tam olarak, eksik dersler varsa bu dersler programa eklenecek. Her yarı yıldaki derslerin toplamı 30 AKTS olmalı, yeni müfredat yarıyıl bazında, tablo halinde Türkçe ve İngilizce halinde hazırlanmalı, öğrenme çıktıları matrisi hazırlanmalı, tüm yüksek lisans derslerinin AKTS kredileri standart 6 AKTS olacak şekilde düzenlenmeli gibi öğretim elemanlarının tartışmasına açık konulardan bahsetti. MKÜ BAKIŞ OCAK - ŞUBAT 2012 11
HABERLER Sınai.. Mulkiyet Hakkı Farkındalık Toplantısı Üniversitemiz Atatürk Konferans Salonu nda 20 Şubat Pazartesi günü Üniversitelerde Sınai Mülkiyet Hakları Farkındalığının Yaygınlaştırılması Projesi kapsamında Sınai Mülkiyet Hakkı Farkındalık Toplantısı gerçekleştirildi. Prof. Dr. Mehmet DALKIZ Stoplantıda açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Dalkız,üniversitelerin her türlü fikrin barış platformu içerisinde ortaya döküldüğü, tartışıldığı ve bu tartışmalardan yeni görüşler, fikirler ile farklı düşüncelerin icat edildiği, buluşların yapıldığı ve bu buluşların sanayicilerle birleştirilip istihdama dönüştürüldüğü kurumların ana kaynaklarından birisi olduğunu belirtti. Prof. Dr. Mehmet Dalkız; gerçekleşen bu toplantıyla, insanların emeklerinin boşa gitmemesi ve kayda alınması, tüm bunların istihdama dönüşmesi, insanların emeklerinin kendi hayatları içinde bir anlam ifade edebilmesi için bundan sonraki süreçlerde insanların hangi aşamaları geçerek bu prosedürleri hazırlaması gerektiği, hangi evraklarla, devletin hangi kurumlarına müracaat etmesi gerektiğiyle ilgili bilgi sahibi olacağını söyledi. Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Dalkız ın ardından değerlendirme konuşması yapan Proje Akdeniz Bölge Koordinatörü Prof. Dr. Hamit Serbest; patent kavramının ne olduğu, ortaya çıkışı, işlevselliği konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Prof. Dr. Hamit Serbest; Marka, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım gibi kavramların birbirinden ayrılmış olması gerekiyor. Biz öğretim üyeleri sürekli araştırma yapıyoruz ve yaparken de aslında teknolojik, bilimsel bir yenilik olsun istiyoruz. Bunu yaparken belki de kendi ülkemiz için olmasa bile başka ülkelerin teknolojilerini veya başka ülkelerin sanayini geliştirecek buluşlar yapıyor ve bunları da yayınlıyoruz. O zaman bunları koruma altına almalıyız. Bu nedenle Prof. Dr. Fazilet Vardar ın Ulusal Koordinatör olarak yürüttüğü Üni- 12 OCAK - ŞUBAT 2012 MKÜ BAKIŞ
Prof. Dr. Hamit Serbest versitelerde Sınai Mülkiyet Hakları Farkındalığının Yaygınlaştırılması Projesi Türkiye de başta öğretim üyeleri olmak üzere sanayimize farkındalık kazandırılmasını sağlayacaktır dedi. Proje Akdeniz Bölge Koordinatörü Prof. Dr. Hamit Serbest in konuşmasının ardından Türk Patent Enstitüsü nün kısa film gösterimi gerçekleşti. Kısa film gösteriminden sonra Üniversitelerde Sınai Mülkiyet Hakları Farkındalığının Yaygınlaştırılması Projesi kapsamında Sınai ve Mülkiyet Hakkı yla ilgili sunum yapan Proje Ulusal Koordinatörü Prof. Dr. Fazilet Vardar; 21. yüzyıla baktığımızda ekonomik rekabetin giderek artmakta olduğunu, bilgi odaklı global ekonomilerin öne çıkmakta olduğunu ve toplumun temel yaklaşımlarında, değer yargılarında önemli değişiklikler olduğunu gözlemlemekteyiz. Akademik kuruluşlar, eskiden olduğu gibi eğitim ve araştırma görevlerinin yanı sıra sosyoekonomik birtakım katkılarda bulunup bulunamayacağını sorgulamakta ve bu boyutlarda da işlevlerini bir kez daha gözden geçirmektedir. Üniversiteler olarak kamu kaynaklarının doğru kullanımı, ulusal sosyoekonomik hedeflere katkıda bulunma, eğitim-öğretimde kaliteyi ön plana çıkararak, kişilerin ve pazarın gereksinimlerine göre eğitim etkinliklerimizi, eğitim performanslarımızı değiştirme, düzenleme, Ar-Ge sonuçlarını iş dünyası ve toplumun gelişimine katkı sağlayacak şekilde yeniden gözden geçirme ve bireysel önceliklerimizi daha ziyade ulusal sosyoekonomik önceliklerle uzlaştırma ve bu doğrultuda yeniden bir gözden geçirme gibi birtakım sorumluluklarımız var dedi. Araştırma sonuçlarını topluma mal edecek şekilde faaliyetler düzenleme zorunluluğunu belirten Prof. Dr. Fazilet Vardar;, sınai mülkiyet haklarının neler olduğu, buluşların yasal korunması, patentle faydalı model arasındaki fark, patent verilemeyecek konular, sınai mülkiyet haklarının kullanılmasının gereklilik nedenleri, patent veri tabanları, TÜBİTAK ve KOSGEB tarafından gerçekleşen patent teşvikleri, patent başvuru süreci konularını kapsayan bir sunum yaptı. Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Dalkız, Sınai Mülkiyet Hakları Farkındalığının Yaygınlaştırılması Projesi Ulusal Koordinatörü Prof. Dr. Fazilet Vardar, Proje Akdeniz Bölge Koordinatörü Prof. Dr. Hamit Serbest, üniversitemiz Dekanları, öğretim elemanları ile öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşen toplantı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Dalkız ın, Prof. Dr. Fazilet Vardar ve Prof. Dr. Hamit Serbest e katılım ve katkılarından dolayı çiçek, plaket ve hediye takdimiyle sona erdi. MKÜ BAKIŞ OCAK - ŞUBAT 2012 13
DIŞARIDAN BAKIŞ En Büyük Hâyır 1964 yılında Antakya da doğan Ali Özbuğday, ilk ve orta öğretimini Antakya da tamamlar. 1986 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi, Makine Mühendisliği Bölümü nden mezun olduktan sonra, New Hampshire College da (USA) İşletme üzerine yüksek lisans yapar ve New Hampshire College dan iş yönetimi sertifikası alır. Eğitime Verilen Destektir 1990 yılında ilk aile şirketi olan Özbuğday Pamuk Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile Özbuğday Gıda Sanayi Limited Şirketlerini kurarak iş hayatına başlamış olur. Tarımsal üretimle eş zamanlı iştigal ederek, sektördeki büyük eksikliği gidermek amacıyla 1995 yılında Türkiye nin ilk özel pamuk şirketi olan Özbuğday Tarım İşletmeleri ve Tohumculuk Anonim Şirketi ni kurar. Gelişen tohumculuk faaliyetlerine pamuk dışı endüstriyel tarımlar, tarımsal ürün tohumlarının da katılımının olmasıyla 2004 yılında Progen Anonim Şirketi buna eklenir. Günümüzde ulusal ve uluslararası faaliyetlerini Ar-Ge, üretim ve pazarlama olarak yoğun bir şekilde yürütmektedir. Son olarak 2008 yılında Paymar Pamuk Yağı ve Margarin Anonim Şirketi nin de grup firmaları arasına katılması neticesinde Özbuğday Grup Yatırımları, dört fabrika ve iki Tohumculuk Araştırma Merkezi ile hızlı büyümesini devam ettirmektedir. Özbuğday ailesi olarak 2004 yılında babaları adına yaptırdıkları Hüseyin Özbuğday Anadolu Lisesi yle eğitime sunduğu katkılarla birlikte 2009 yılından itibaren Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Mustafa Kemal Üniversitesi Kurma ve Yaşatma Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olarak birçok kulvarda aktif hizmetlerde bulunmaktadır. Eğitime verdiği önemi, şirket çalışanlarına eğitim-öğretim hayatlarını bir üst seviyeye taşımaları yönündeki teşviki ve eğitim masraflarına yaptığı destek ile gösteren başarılı iş adamı Ali Özbuğday ile üniversitemiz Kurma ve Yaşatma Vakfı nın dünden bugüne üniversitemize yaptığı katkıları, Özbuğday ın iş hayatındaki geleceğe dönük planları, üniversitemiz ve Hatay insanı arasındaki köprü görevi bağlamında yapılanları ve bundan sonra gerçekleşecek önemli projeleri üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. 14 OCAK - ŞUBAT 2012 MKÜ BAKIŞ
Türkiye nin ilk özel pamuk tohum şirketi (1995) olan Özbuğday Tarım İşletmeleri ve Tohumculuk Anonim Şirketi ni kurdunuz. Ulusal ve uluslararası faaliyetlere de devam ediyorsunuz. Hedeflediğiniz yeni yatırımları anlatır mısınız? Tohumculuk, kendi başına oldukça geniş bir alan, hem teknoloji hem geliştirilen teknolojinin pazarlama teknikleri hem de teknolojinin kullanıma sunulması bağlamında ülkemizde ve çevre pazarlarda büyük bir potansiyel oluşturuyor. Dolayısıyla biz, bundan sonraki gelişimimizi de istikbalde tohumculuk sektöründe planlıyoruz. Türkiye nin ilk özel sektörü olan tohum pamukçusuyuz. Pamuk, çok fazla endüstriyel bir işlem gerektiren bir ürün, diğer tohum ürünlerinde aynı oranda prosesler kullanılmıyor. Ama en önemlisi teknoloji, Batı da artık klasik ıslahın ötesine geçmiş durumda, biyoteknoloji ile çok ileri modern teknikler kullanıyorlar. Birtakım yeni tarımsal uygulamalar geliştiriyorlar. Ancak, artık biz sahip olduğumuz genetik materyalin, dünyada ideali olduğunu görüyoruz. Buna belki farklı uluslararası konsorsiyumlarla, Türkiye dışındaki değişik pazarlarda potansiyel arayışını sürdüreceğiz. Amerika, Brezilya ve Çin bağlamında şu anda birtakım ümit edici gelişmeler söz konusu. Mustafa Kemal Üniversitesi Kurma ve Yaşatma Vakfı nın ilk kuruluş aşamasını ve hedeflerini anlatır mısınız? Mustafa Kemal Üniversitesi nin kuruluşu, İlimiz ve şehrimiz için oldukça heyecanlı olmuştu. Vakıf, aynı dönemde diğer üniversite vakıfları gibi üniversitenin alt yapı ve üst yapısının düzenlenmesini hızlandırmak için il hayırseverlerince yine o zamanki Rektörümüz Prof. Dr. Haluk İpek (MKÜ eski Rektörü) ve Valimiz Utku Acun öncülüğünde kuruldu. Biz de o zaman heyecanla bir nebze değer katabilir miyiz, yardımcı olabilir MKÜ BAKIŞ OCAK - ŞUBAT 2012 15
DIŞARIDAN BAKIŞ miyiz? diye düşünerek girişimlerde bulunduk. Sonuçta çok güzel işler yapıldı. O zamanlar üniversite küçük, imkânlar da aynı şekilde. Bu nedenle o zamanlar her katkı büyük öneme sahipti. En küçük katkının büyük ehemmiyeti vardı. Şimdi üniversitemiz Türkiye de sayılı üniversitelerden biri olarak gelişmiş bir alt yapıya sahip. Şu anki Rektörümüz Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder in de katkısıyla son derece iyi ivme kazanmış durumda. Bugün itibariyle vakıf, eskisi kadar üniversite yatırımları içerisinde önemli paya sahip değil; ama yine bazı noktalardaki sorunların çözümünde, hocalarımıza lojman oluşturmada, öğrencilerimizin moral ve motivasyonlarına destek olma noktasında veya üniversitenin il ve şehir kültüründe sosyal hayata yapacağı katkılarda aracılık etme gibi konularda, vakfın önemli gayreti ve desteği devam ediyor. Üniversitemizle beraber 20 yıllık bir eğitim geleneğine ve bir o kadar da yaşıyla aynı düzeyde bir vakıf tecrübeniz var. Bugün gelinen noktayı özetler misiniz? İlk dönemlerde Ziraat Fakültesi ağırlıklı gelişim gösterdi üniversitemiz. O dönemde Selam Çiftliği nde, yine birtakım sera alanlarının yapımında oldukça önemli girişimler yapıldı. Bu noktada vakfın dikkate değer katkısı olmuştur. Ondan sonraki dönemlerde ise inşaat şirketi olarak üniversiteyi desteklemek amacıyla Biltek şirketini kurduk. Biltek, %90 ı vakfa ait olan bir inşaat şirketi. Biltek kaynaklarının daha iyi değerlendirilmesi, yeni fakülte ve kampüs binalarının yapımında çok önemli rol oynadı. Biltek de artık misyonunu tamamladı. Bugün itibariyle artık sonuçlanmak üzere. Bu süreç içerisinde yine Tıp Fakültesi kurulduğunda Araştırma Hastanesi, eski Devlet Hastanesi nin restorasyonuyla ve birtakım düzenlemelerle açılmak durumundaydı. Vakıf, o noktada hayırseverlerin desteği doğrultusunda, hastanenin restorasyonuna katkıda bulundu ve Tıp Fakültesi nin açılmasını bir yerde gerçekleştirdi. Bunun dışında hocalarımız için eski Rektörlük binasının arkasında bulunan lojmanları yaptık. Vakıf olarak üniversite ve halk arasında bir köprü görevi görüyorsunuz. Üniversite ve Hatay halkının birbirini daha iyi anlayıp bir bütün olma yolunda önemli bir işleviniz var. Bu işlev doğrultusunda şu ana kadar yapılanları öğrenebilir miyiz? Henüz düşünme aşamasında olduğumuz çok önemli bir proje var. Şu anki Rektörümüz Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder, bu projenin fikir babası. Bu projeyle ilgili kısaca bir bilgi verecek olursak; Eski Antakya da çok güzel bir binanın restore edilerek memleketimizde yaşayan Süryani si, Alevi si gibi tüm dinlerin kendilerini anlatabilecekleri geçmişten bugüne, kaynakları, kültürünü, yaşam tarzını sunabilecekleri, aynı zamanda her birinin aynı yerde yer alabileceği bir merkez düşünüyoruz. Bu projeyi sonuna kadar destekliyoruz. Henüz proje aşamasında olan bu merkezin oluşmasıyla çok yönlü bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. Biz, böyle bir merkez için özellikle Vakıf Yönetim Kurulu olarak maddi desteğe hazırız. Bunun yanında esasında manevi desteğe ihtiyaç vardır. Hocamız Hüsnü Salih Güder e gönlümüz sonuna kadar açık. Hatay ın ve Antakya nın büyük bir ihtiyacı, bu proje ile karşılanacak. Bir arada yaşayan toplumun birbirilerini tam anlamıyla tanıyıp sindirmedikleri; dolayısıyla o samimiyeti, köklerden gelen o sevgiyi perçinleyemedikleri ya da yeterince olmadığı düşüncesiyle bu projenin ilimizin kültürüne, yaşamına büyük destek vereceğini düşünüyorum. Bu adım, turizm açısından da çok cazip bir adım olacak. Burası Hatay ın vitrini olacak. Hatay için çok yönlü bir katkı sağlayacak. Bu projede biz, çok heyecanlıyız. Sayın Valimiz, Sayın Hocamız ve Yönetim Kurulumuz, şu anda projeyi son derece iyi sahipleniyorlar. Özbuğday ailesi olarak 2004 yılında babanız adına Hüseyin Özbuğday Anadolu Lisesi yle eğitime sunduğunuz katkıları biliyoruz. Bu örnek davranışınızın üniversitemizde bir fakülte olarak da yansımasını görebilir miyiz? Biz, aile olarak eğitimin, toplum ve insan hayatındaki önemini son 16 OCAK - ŞUBAT 2012 MKÜ BAKIŞ
derece benimsemiş bir aileyiz. Bu konuya değer veriyoruz. Aynı zamanda eğitimin insan hayatındaki en önemli hayırlardan olduğunun farkındayız. İnsanlar birçok alanda hayır yapabilir, bizim aile kültürümüzde yapılan en büyük hayır, eğitime yapılan katkıdır. Bu sebeple babamın da genç yaştan beri ideali, böyle bir hayırdı. Onu çok şükür gerçekleştirdik. Bundan sonra benim de şahsen istediğim önemli katkılar ve etkiler sağlayacak bir eğitim kurumu kazandırmak. Nasip olur diye ümit ediyorum. Bu, üniversitede bir fakülte mi olur ya da farklı bir eğitim kurumu mu olur bunu kestirebilmek zor. Ama bu memlekete, gençliğe mutlaka eğitim anlamında sunulacak katkının yani kalıcı bir katkının sağlanması gayreti içindeyiz. Lise dışında da pek çok farklı şekilde katkımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Ama ümit ediyorum, çok daha kalıcı bir müessese de bırakırız. Üniversitemizde şu anda okuyan; ama ileride özel sektörde yer almak isteyen öğrencilerimize yol gösterici olması bakımından neler söylemek istersiniz? Öncelikle klasik söylemle, Ne işi yaparsan yap, sevdiğin işi yap; sevdiğin işi de en iyi şekilde yap! demek istiyorum. İnsanlara bir meslek sunup orada başarı olduğunu söylemek yanlış olur. Meslekler, insanları başarılı kılmaz. İnsan, sevdiği meslekte başarılı olur. Benim çocuklarıma da söylediğim ve genç arkadaşlarıma da bulunacağım tavsiye, mümkün mertebe erken yaşta ideallerini oluşturmaları, yani sevdikleri neyse o yönde kendilerini hazırlamaları; ancak sadece fotoğraf şeklinde sevdiğini ifade etmekle olmuyor. Bunun için uğraşmayı da sevmeli, çalışmayı da sevmeli ve çalıştıkça da daha çok çalışmayı sevebileceği mesleği yapmalı. Üniversite puanına göre meslek seçmemeliler. Arzu ettikleri puanları ne olursa olsun, sevdikleri iş ne ise o yönde ilerlemeliler. Mezun olduktan sonra ise hayat, yeni başlıyor. Mezun olduktan sonra en çok gördüğümüz, mezunların, ne yazık ki herkesin kucağını açmış, bütün kapıları sonuna kadar açık, onları bekliyor gibi bir algılayışlarının olması. Ama esas sınav, mezun olduktan sonra başlıyor. Ben orada da mücadeleden vazgeçmeden herkesten daha iyisini yapma arzusu ve bu uğurda mücadele etme duygusu sergilemeleri gerektiklerine inanıyorum. Umarım, bu söylediklerim onlara ışık tutar. Son olarak Vakfın bundan sonraki proje ve hedeflerini öğrenebilir miyiz? Oldukça önemli projelerimiz var. Zaten bugüne kadar yapılanlar ortada; ancak bundan sonraki projeler arasında tabi Sayın Rektörümüzün de talepleri ve girişimleri doğrultusunda olacak. Gündemdeki projelerimizden biri, üniversite içinde öğretim üyelerine yönelik daha kapsamlı bir lojman yapma girişimimiz var. Diğeri de daha önce değindiğimiz gibi sosyoekonomik açıdan önemli bir proje olan eski bir Antakya evinin kültür merkezi haline getirilmesi projesi var. Bugün itibariyle çok net söyleyebilirim, Rektör Hocamızın vakfa yaklaşımı, bana o ilk kuruluş yılındaki heyecanı anımsatıyor. Biz de aynı heyecanı paylaşıyoruz. Bu heyecanlarla önemli projeler vücut bulacaktır. Güzel şeyleri hep birlikte çok yakın gelecekte görmeye, izlemeye devam edeceğiz. MKÜ BAKIŞ OCAK - ŞUBAT 2012 17
HABERLER Rektörümüze Stratejik Vizyon Sahibi Bürokrat Ödülü T ürkiye nin, bölgesindeki ve dünyadaki konumunun güç ve adalet temelinde sürekli yükselmesi için farklı fikirleri, uygulamaları ve bilimsel yaklaşımları ile ülkemizin stratejik vizyonunu paylaşan ve Türkiye yi muasır medeniyet seviyesinin üzerine taşımak için ciddi çabalar sarf eden devlet adamlarını, bürokratları, bilim insanlarını, kurumları, iş adamlarını, sanatçıları, siyasetçileri ve gazeteci yazarları onurlandırmak amacıyla Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) tarafından verilen Stratejik Vizyon Ödülleri nin altıncısı bu yıl 29 Aralık 2011 de İstanbul da düzenlenen bir törenle sahiplerini buldu. TASAM tarafından düzenlenen törende üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder e Stratejik Vizyon Sahibi Bürokrat Ödülü verildi. Rektörümüze verilen ödül münasebetiyle Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, 2. Hudut Alayı ve Garnizon Komutanı P. Kd. Alb. Mehmet Semih Erdoğan, Hatay Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, Hatay Vali Yardımcısı Şahin Bayhan, İl Müftüsü Mustafa Sinanoğlu, ATSO Yönetim Kurulu Üyesi 18 OCAK - ŞUBAT 2012 MKÜ BAKIŞ
Hayrettin Çolakoğlu, ATSOB Yönetim Kurulu Üyesi Ünal Çolakoğlu, Esnaf Kredi Kefalet ve Kooperatif Başkanı Sabit Teksöz, Hatay Alevi İslam İnancını Yaşatma Derneği (ALİYAD) Başkanı Yahya Eskiocak, Musevi Cemaati Vakfı Başkanı Şaul Cenudioğlu, Ortadoks Klisesi Papazı Jan Dellüller den oluşan bir heyet Rektörümüzü makamında ziyaret ederek tebrik etti. Gerçekleşen ziyarette konuşan Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz ; İlimiz kurum ve kuruluşlarının değerli yöneticilerinin böyle bir güvene, takdire uygun bulunması bizleri memnun ediyor gururlandırıyor. Bizleri olduğu kadar hiç şüphesiz hemşerilerimizi de gururlandırıyor. Çalışmaların fark edilmesi, kurumlarımızın temayül etmesi bizlere keyif veriyor. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki tüm kurum ve kuruluşlarımız, üniversitemizin güzel ve ciddi çalışmalar var. Eğer ulusal düzeyde, küresel düzeyde Hatay ı çok daha iyi noktalara getirme arzumuz var ise -ki var- o zaman yerel düzeyde işbirliği, dayanışma şart. Bu anlamda ilimizdeki gelişmeler son derece heyecan verici. Kurumlarımızın yöneticilerinin aldıkları bu tür ödülleri sanki biz almışız gibi paylaşmak, bu coşkuyu hissetmek önemli. Sayın rektörümüzü ve onun şahsında, tüm çalışanlarını kutluyoruz. Hayırlı, uğurlu olsun. Başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz. dedi. Üniversitemiz Rektörü olarak Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi nin ülkemizde yaklaşık on beş yıldır bölgenin ve komşu ülkelerden başlayarak tüm dünyanın Türkiye ile olan irtibatlarını ve bu irtibatların Türkiye lehine stratejik uygulamalara döndürülmesine yönelik araştırma ve stratejik çalışmaları çeşitli düzeylerdeki faaliyetlerle sürdürmekte olduğunu söyledi. Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder konuşmasını; Bu faaliyetler sırasında zaman zaman sanat, kültür, bilim eliyle; zaman zaman da politika veya devlet yönetimi eliyle, dış ilişikler bürokrasisine katkı bulunan yaklaşımlarla çeşitli organizasyonlarda ülkenin stratejik araştırmalarına katkı sağlayacak çalışmalar sürdürülüyor ve sürdürülmeye de devam edecek. Bu kapsamda ülkenin stratejik vizyonunun geliştirilmesi adına düzenlenen toplantılardan iki tanesine Hatay ımız ev sahipliği yaptı. Sayın Valimizin önderliğinde önce birincisi sonra da ikincisi gerçekleştirilen Orta Doğu konferansları ile Türkiye nin komşu coğrafyalardaki Orta Doğu ülkeleri ile daha sağlıklı, adil, nezaketli, topluluk ilişkilerini en üst düzeyde tutan, ülkelerin toprak bütünlüğünü olmazsa olmaz bir ilke olarak kabul eden ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin gerek Cumhurbaşkanı, Başbakanı gerekse bu misyonu üstlenmiş olan Dış İşleri Bakanlığı eliyle olmazsa olmaz olarak ifade edilen, Biz tüm ülkelerin toprak bütünlüğüne saygılıyız. Her ülke kendi kararlarını kendisi almalı ve kendi vatandaşlarını müreffeh bir dünyada yaşama ve yaşatma yönünde gayret içinde bulunmalı. misyonuna uygun olarak komşularımızla sulh içerisinde bir ilişki sürdürmeye çalışıyoruz. Orta Doğu Konferanslarının her ikisinde de bu amaçla gerçekleştirilebilecek çalışmalar ne olabilir, karar alıcı tarafların daha sağlıklı bir zeminde daha makul çözümleri gerçekleştirerek, herkesin kendini makulün içerisinde bulabileceği, var olabileceği bir zemini oluşturmaya çalıştılar. Her iki toplantı da hem Hatay ımızın tanıtılması hem de Hatay da başta Sayın Valimiz olmak üzere tüm değerli bürokrasimizin ne kadar önemli bir ön görüye sahip olduğu, ön alan yaklaşımlarla hükümetimizin politikalarına bir nebze olsun açılım sağlayabilecek, katkı sağlayabilecek vizyonu olduğunu gösterdi. Bu anlamda gerçekten çok önemli toplantılar oldu. Bu toplantılar sırasında ilişkide TASAM da yapmış olduğumuz katkılardan ve bu sıradaki temaslarımızdan dolayı üniversite Rektörü olarak Stratejik Vizyonu Olan Bürokrat ödülüne beni layık görmüşler. diyerek noktalandırdığı konuşmasında TASAM tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen Stratejik Vizyon Ödüllerinde aldığı Stratejik Vizyon Sahibi Bürokrat ödülünü ilimiz adına olumlu katkı sağlayan herkes adına aldığını dile getirdi. MKÜ BAKIŞ OCAK - ŞUBAT 2012 19
HABERLER Tarım Öğretiminin 166. Yılı Gıda Güvenliği ve Yeni Yaklaşımlar Tarım Öğretiminin 166. Yılı Kutlamaları münasebetiyle üniversitemiz Atatürk Konferans Salonu nda Gıda Güvenliği ve Yeni Yaklaşımlar konulu konferans gerçekleşti. Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emine Özdemir ve Ziraat Fakültesi öğrenci temsilcisi Kasım Tuncer in açılış konuşmalarını yaptığı konferansta; İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Metalürji Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü nden Prof. Dr. Necla Aran, gıda güvenliği ve yeni yaklaşımlarla ilgili bir sunum yaptı. Üniversitemiz Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emine Özdemir; konuşmasında tarım eğitimiyle ve üniversitemiz Ziraat Fakültesiyle ilgili bilgi verdi. Prof. Dr. Emine Özdemir, yaptığı konuşmada fakülteyle ilgili şu bilgileri verdi: Ziraat Fakültesi, 1993 yılında üniversitemizde kurucu fakülte olarak 4 bölümle eğitim-öğretimine başladı. Bahçe Bitkileri, Tarla Bitkileri, Bitki Koruma, Zootekni, Biyosistem Mühendisliği olmak üzere 7 bölümde lisans eğitimini sürdürmektedir. Bunun dışında 20 OCAK - ŞUBAT 2012 MKÜ BAKIŞ
Prof. Dr. Necla Aran Tarım Ekonomisi, Tarımsal Biyoteknoloji ve Teknolojisi olmak üzere toplam 10 bölümümüz mevcuttur. Bu yıl itibariyle lisans eğitimi alan 931 öğrencimiz var. Fakültemizde lisans eğitimi yanında yüksek lisans eğitimi de verilmekte, bu kapsamda yüksek lisansta 116, doktorada 58 olmak üzere toplam 174 lisansüstü öğrencimiz var. Prof. Dr. Emine Özdemir; fakültemizin genç, dinamik bir kadroya sahip olduğunu, toplamda 103 öğretim üyesinin bulunduğunu söyledi. Fakültemizde araştırma ve uygulama eğitimine önem vermekteyiz. Bu bağlamda, uygulamalarımızın arazi kısmını üniversitemize bağlı çiftliklerde ve ilimizin değişik yerlerinde bulunan çiftliklerde yapmaktayız. Fakültemizde laboratuvar olanaklarımız da oldukça iyi düzeyde olup biyoteknoloji, doku kültürü, pomoloji, bitki besleme, tıbbi bitkiler, kimyasal analiz, hayvan besleme, toprak fiziği ve gıda olmak üzere toplam 36 laboratuvarımız var. Ayrıca 40 kişilik bir de bilgisayar laboratuvarımız mevcut. Bu yıl itibariyle fakültemizde 64 adet bilimsel araştırma projesi, 20 adet TÜBİTAK projesi, 6 adet Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) projesi, 5 adet Avrupa Birliği projesi olmak üzere toplam 95 adet proje yürütülmektedir. Tüm bu projelerin yanında içinde bulunduğumuz toplumun tarımsal sorunlarına yönelik çok sayıda proje yürütüldü. Bunlardan birkaç tanesi; bahçe bitkileri alanında, meyvecilik, sebzecilik, bağcılık konularında yapılan çalışmalardır. Böylelikle yöreye uygun tür ve çeşitler belirlenmiş ve bu kapsamda Harbiye Trabzon Hurmasında seleksiyon çalışması ve bu bölgeye has olan bu çeşitle ilgili tescil başvurusu da yapılmıştır. Aynı şekilde Sakıt Kayısı çeşidi, bu yöreye has bir seleksiyon olup uygun tipler bulunup üretime sunulmuştur. Gıda ürünleri alanında Hatay yöresi zeytinyağlarının fiziksel, duyusal ve kimyasal özellikleri belirlendi. Yapılan uygulamalı çalışmaların üreticiye yansıması için üretici koşullarında da çalışmalar yapıldı diyerek konuşmasını noktaladı. Ziraat Fakültesi öğrenci temsilcisi Kasım Tuncer ise konuşmasında tarımın temel ihtiyaç maddelerinin üretilmesi, diğer sektörlere ham madde temini, işlenmiş yada işlenmemiş ürün ihracatındaki payı ve istihdam yaratma özelliği bakımından önemini korumakta olduğunu dile getirdi. Konuşmasının devamında başta küresel ısınma olmak üzere çevre kirliliği, su kaynaklarının giderek azalması, çölleşme ve erozyon gibi olumsuzluklar içerisinde yaklaşık 7 milyar olan ve 2050 de 10 milyara çıkacak olan dünya nüfusunun en önemli sorunununaçlık olacağını belirten Tuncer, bu olumsuzluklar içerisinde dünyanın ve ülkemizin artan gıda ihtiyacının temininin üretim alanlarının arttırılmasıyla mümkün olacağını söyledi. Ziraat Fakültesi öğrenci temsilcisinin konuşmasının ardından üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder; tarım öğretiminin 166. Yılı Kutlamaları münasebetiyle düzenlenen etkinliği, tarım eğitimcisi olan akademisyenlerin varlıklarının en önemli göstergesi olan mesleklerini yaşama, yaşatma ve bu mesleği yaşatacak gençleri yetiştirme yolundaki bir bayram günü olarak düşündüğünü dile getirdi. Rektörümüz, sürekli bir değişim ve dönüşüm içerisinde, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ile Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) nun ortak tahminlerine göre gıda fiyatlarının ve dünyadaki açlığın giderek artacağını söyledi. Bu durumun bir akademisyen için çözülmesi gereken bir soru ve sorun olduğunu vurgulayan üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder, Bu veriler, bize akademisyen olarak, tarımın temel ihtiyaç maddesi olarak varlığının ve öneminin sürmesinin diğer tüm sektörlere MKÜ BAKIŞ OCAK - ŞUBAT 2012 21
HABERLER ham madde olarak girdi temini ve işlenmiş madde ya da işlenmemiş ürün olarak ihracat alanında değerlendirilmesinin ve buna bağlı olarak çeşitli sektörlerde istihdamla olan bağlantısının düne nazaran daha da dikkate değer olduğunu gösteriyor. Bu değerine paha biçemediğimiz kaynakların doğrudan etkilendiği tarımsal faaliyetlerin, her saat artmakta olan nüfusu canlı ve sağlıklı tutabilmek için çok dikkatle yapılmış plan ve projelerle yürütülmesi, yüksek verimliliğin en az kayıp ve zararlarla elde edilmesi, kaynakların sürdürülebilirliğine özen gösterilmesi artık yaşamsal bir gereklilik halini almıştır. Bu gerekliliğin neticesi olarak gerek dünyanın gerekse ülkemizdeki tarım eğitiminin önemi giderek artmaktadır. Bu nedenle yeterli bilgi ve beceriyle donatılmış bireylere ihtiyaç vardır dedi. Kaliteli hizmet anlayışını görev edinen üniversitemizin Ziraat Fakültesiyle bölge ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlama yönünde tarım, hayvancılık sektöründen ve mevcut kaynaklardan daha fazla yararlanarak daha öncü bir rol üstlenmek durumunda olduğunu söyledi. Rektörümüz, Bereketli topraklar üzerinde kurulu olan Amik Ovası nda toprak etüdü taramasını 10 yıl önce yapan üniversitemiz Ziraat Fakültesi, tarımdaki girdilerimizin artması için Amik Ovası nda yetişen birçok ürünün yetiştiriciliğinin ıslahını, defnenin birçok çeşidinin incelenmesini, hangi türün hangi bölgede daha verimli olduğunun saptanmasını, bölgemizde yetişmekte olan tüm ürünler üzerinde inceleme gibi çok değişik çalışmaları özellikle hayvan ıslahı, yetiştiricilik ıslahı gibi çok çeşitli alanlara eğilmiş ve eğilmektedir. Geçen hafta Cuma günü Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları üniversitelerimizde hizmet vermekte olan Su Ürünleri Fakülteleri ile Ziraat Fakülteleri Dekanlarının bir araya geldiği Türkiye deki Su Ürünleri Fakültelerinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin dekanlar konseyi toplantısına ev sahipliği yapmamız münasebetiyle Müsteşarımız; iki genel müdür ve bir daire başkanı ile birlikte üniversitemizde misafir oldular. Müsteşarımızı Ziraat Fakültemiz ve fakültemiz bünyesindeki akademisyenlerimizle bir araya getirdik. Fakültemizin tanıtımıyla yapmış olduğumuz değerli ve özverili çalışmalarla Bakanlığımızın irtibatını daha sağlıklı ve birbirinin tam olarak farkında olan taraflar olarak sürdürmek üzere bir toplantıda beraber olduk. Tarım Bakanlığımızın Ziraat Fakültemizle işbirliği konusundaki desteklerinin bu toplantıdan sonra artarak devam edeceğine inanıyorum diyerek konuşmasını noktalandırdı. Rektörümüzün tarımın önemini vurguladığı konuşmasından sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Metalürji Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü nden Prof. Dr. Necla Aran; Gıda Güvenliği ve Güncel Yaklaşımlar başlıklı sunum yaptı. Prof. Dr. Necla Aran yaptığı sunumunda; uygun koşullarda hazırlandığında, muhafaza edildiğinde sağlığa zarar vermeyen gıdalar olan güvenli gıdalardan ve gıda güven- 22 OCAK - ŞUBAT 2012 MKÜ BAKIŞ
liğinin etkilediği toplum sağlığı, ekonomik kayıplar, politik sorunlar, dünya ticareti, turizm, tarım ve hayvancılık, sosyal faktörler, biyoterörizm konularından ve tüm bu konular ışığında gıda güvenliği için risk analizi, medya vaka kayıtları, raporlama, gıda güvenlik sistemleri ve tüketicinin bilinçlenmesi noktasında yapılması gerekenleri anlattı. Prof. Dr. Necla Aran konuşmasında, Gıda güvenliği sağlanamadığında toplum sağlığı ciddi oranda etkileniyor. Sağlık giderleri, tedavi masrafları, iş gücü kaybı önemli ekonomik kayıpları beraberinde getiriyor. Zaman zaman politik sorunlar yaratıyor. Tarım ve hayvancılıkta üretim artışları, gıda güvenliğini etkileyebiliyor. Bunun dışında gıda güvenliğiyle ilgili sosyal faktörlerde etkileyen etmenler arasında yer alıyor. Risk analizi de gıda güvenliğiyle bağlantılı olarak en önemli unsurlardan biridir. Bu nedenle risk analizinin gerçekçi ve doğru bir şekilde yapılması çok önemli, tüm bunların yanında medyaya da çok önemli görev düşüyor. Ayrıca gelişmiş olan ülkelerde çalışan nüfusun artması, dışarda yemek yemeyi genel olarak arttırdı; bu da bize tüketici taleplerinde değişim olduğunu gösteriyor. Gelişmiş ülkelerde yapılan değerlendirmelerde gıdaya harcanan bütçenin önemli bir kısmının ev dışında hazırlanan gıdalardan oluştuğu belirlenmiş durumda. Gelişmekte olan ülkelere bakacak olursak kentselleşme, her geçen gün artıyor ve bu kentselleşme durumunda da sokakta açıkta satılan gıdalarda artış var. İşlenmiş, paketlenmiş gıda tüketimi az, yerel pazarlarda geleneksel ürünler genellikle satılıyor. Alt yapı eksiklikleri gibi birtakım sorunlar, bu ülkelerde de sosyal faktör olarak ön plana çıkıyor dedi. Tarım ve hayvancılıkta kitlesel üretime geçişin yeni fotojenleri beraberinde getirdiğini belirttiği konuşmasında, bununla mücadele için üreticilerin daha fazla antibiyotik kullanma durumunda kaldıklarını ve bunun sonucunda artan fotojenlerin antibiyotiklere karşı dirençli olduklarını anlattı. Prof. Dr. Necla Aran, Medyanın çok önemli rolü var. Gıda ile ilgili medyada gündeme gelen her spekülasyon çok büyük yankı yaratıyor ve kriz boyutuna ulaşıyor. Bu konuda çalışan bireyler olarak görüyoruz ki medyada konunun uzmanı olmayan kişiler, konuyu felaket senaryosuna dönüştürebiliyorlar. Buda güven unsurunun aşındırılmasına neden oluyor. Medya, riski topluma aktarıyor bu çok önemli, bir araç vazifesi görüyor. Dolayısıyla konunun uzmanı olan kişilere gıda güvenliği konusunda yer verilmesi gerekiyor diyerek sunumunu bitirdi. Öğretim üyeleri ve öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşen etkinlik, Rektörümüz Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder in İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya-Metalürji Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü nden Prof. Dr. Necla Aran a plaket, hediye ve Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emine Özdemir in çiçek takdimiyle son buldu. MKÜ BAKIŞ OCAK - ŞUBAT 2012 23
HABERLER Karabağ Sorunu ve Hocalı Katliamı Üniversitemiz Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi nin düzenlediği Karabağ Sorunu ve Hocalı Katliamı konulu konferans ve fotoğraf sergisi, Atatürk Konferans Salonu nda 22 Şubat Çarşamba günü gerçekleşti. >> Katliamın fotoğraflarının sergilendiği program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.hocalı katliamının 20. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen konferansta açılış konuşmasını yapan Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Necati Bozkurt, 1992 yılında Azerbaycan ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşananların bir insanlık katliamı olduğunu söyledi. Yrd. Doç. Dr. Necati Bozkurt konuşmasında; Müslüman Türk sivillerin toplu şekilde katledildiği bu vahşet, Ruslara ait 366. Motorize Piyade Alayı nın desteğindeki Ermeni güçleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Azerbaycan ın resmi açıklamasına göre; saldırıda 106 sı kadın, 83 ü çocuk olmak üzere toplam 613 kişi hayatını kaybetmiştir. Hocalı faciası, son yılların en acımasız, en vahşice planlanarak uygulanan soykırımıdır. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı katliamını Dağlık Karabağ işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliam olarak nitelendirmiştir. Hocalı da katliam bölgesini gezen Fransız Gazeteci Jean-Yves Junet, gördükleri karşısında; Pek çok savaş hikâyesi dinledim. Faşistlerin zulmünü işittim, ama Hocalı daki gibi bir vahşete umarım kimse tanık olmaz ifadeleriyle vahşetin boyutunu gözler önüne sermiştir dedi. 24 OCAK - ŞUBAT 2012 MKÜ BAKIŞ
Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Necati Bozkurt un açılış konuşmasının ardından üniversitemiz Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Dalkız; yaptığı konuşmasında, tarihte yaşanmış bu savaşın bir karesini orada yaşayan insanların gözüyle göreceğimizi ve bu tarihten ne kadar ders alırsak, ders aldığımız kadar geleceğe yön verebileceğimizi, ders aldığımız kadar tedbir alabileceğimizi ve tedbir aldığımız kadar da birbirimize kenetlenerek bu tür tahrik ve zulümlere karşı tedbir alma yollarını öğrenmiş olacağımızı belirtti. Yapılan açılış konuşmaları sonrasında Hocalı katliamını birebir yaşayan görgü tanıklarının, ailelerini kaybedenlerin duygularını ve yaşananları onların gözüyle anlatan Kar Kırmızı Hocalı belgeselinin gösterimi gerçekleşti. Kısa film gösteriminden sonra 9 Mart 1965 yılında Azerbaycan ın başkenti Bakü de doğan, Karabağ savaşı döneminde Azerbaycan kadın taburu komutanı olan Prof. Dr. Hanım Halilova nın ve ünlü tarihçi Ebülfez Elçibey in en yakın mücadele arkadaşlarından Rafikİsmayıl ın oğlu, Hocalı katliamını bire bir yaşamış olan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Toğrul İsmayıl Karabağ Sorunu ve Hocalı Katliamı konulu sunumunu yaptı. Doç. Dr. Toğrul İsmayıl, konuşmasında; Azerbaycan ile Ermenistan arasında oldukça uzun bir tarihî geçmişe sahip olan ve halen bir çözüme kavuşturulmayı bekleyen Karabağ sorununun katliamlar, yerinden edilmeler gibi ciddi insan hakları ihlallerine sebep olduğunu ve her sene Hocalı katliamının yıldönümü dolayısıyla bu katliamı tekrar tekrar yaşadığını vurguladı ve normal bir insanın böylesi bir Sergi Konferansa katılan konuklar tarafından ilgiyle takip edildi. vahşeti yapamayacağını belirtti. Doç. Dr. Toğrul İsmayıl; Tam teşekküllü tanklarla, donanımlı 366. Rus Motorize Birliği çetelerince silahlı Ermeni çetelerinin yaptıkları çok vahşi bir cinayettir. Gerçek anlamda bir soykırımdır; çünkü bilinçli yapılmıştır. Birlik, kasabaya saldırmadan önce orayı ciddi bir şekilde abluka altına almıştı ve dört bir yandan ilk önce tank ve toplarla bombardımana tutmuştu. Bu abluka içerisinden çıkmaya çalışan eli silahsız, yaşlı kadın, çocuk ilk önce ormanlara girmeye çalışıyor ve açık alana çıktıklarında öldürülmeye Konferans, Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Mehmet Dalkız ın Doç. Dr. Toğrul İsmayıl a çiçek, plaket ve hediye takdimiyle sona erdi. başlanıyorlar. Kısa film gösteriminde resimlerde görünenler, yaşananların sadece küçük bir kısmı, gerçek boyutlar oldukça yüksek diyerek katliamın başlangıç evresiyle sonuçlarını etraflıca anlattı. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Toğrul İsmayıl, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını cevaplandırdı. Konferans, Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Mehmet Dalkız ın Doç. Dr. Toğrul İsmayıl a çiçek, plaket ve hediye takdimiyle sona erdi. MKÜ BAKIŞ OCAK - ŞUBAT 2012 25
HABERLER Anadolu ve Azerbaycan Kurganları Ortak Veri Tabanı Konulu Konferans Üniversitemiz Atatürk Konferans Salonu nda 21 Şubat Salı günü Anadolu ve Azerbaycan Kurganları Ortak Veri Tabanı konulu konferans gerçekleşti. >> Konferans; Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Hüseyin Gözübenli, Arkeoloji Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Aynur Özfırat, Arkeolojive Etnografya Enstitüsü Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi nden Dr. Sefer Aşurov vedoktorantfuadhüseynov, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı ndan Doç. Dr. Şevket Dönmez, üniversitemiz öğretim elemanları ve öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşti. Üniversitemiz ile Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü yle yapılan ortaklık anlaşması temel alınarak, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi nce kabul edilen proje çerçevesindegerçekleşen konferansta, Prof. Dr. Aynur Özfırat,açılış konuşmasını yaptı. Özfırat ın söz konusu projenin içeriğinden bahsettiği açılış konuşmasının ardından Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü nden Dr. Sefer Aşurov, Nahçivan Arkeolojik Yerleşimlerinde Son Araştırmalar konulu sunum yaptı. Nahçivan ın bütün medeniyetlerin kapısı olduğunu belirten Dr. Aşurov, aslında 19. yüzyıldakazıların başlamış olduğunu; ama buna rağmen bölgede uzun süre kazıların gerçekleşmediğini söyledi. Dr. Sefer Aşurov,kazı çalışmaları ve kazılarda bulunan kalıntılarla ilgili bilgi vererek sunumunu tamamladı. Dr. Sefer Aşurov un sunumu sonrasında Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü ndendoktorantfuadhüseynov, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Azerbaycan Kısmındaki 26 OCAK - ŞUBAT 2012 MKÜ BAKIŞ