Ezanın Arapça Okunması

Benzer belgeler
Anlamı. Temel Bilgiler 1

Asr-ı Saadette İçtihat

Adıyaman merkez köylerinden Kışla köyüne bağlı Meşetli köyünde doğdum.sonra köyümüz baraj altında kalınca Adıyaman a göç ettik.

Küçüklerin Büyük Soruları-4

KAYI KİRAZ HATIRALARI

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım.

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

BEDÎÜZZAMAN HAZRETLERİNİN İSİM VE ÜNVANLARI

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Yazıcılık Hadisesi ve Hüsrev Altınbaşak Ağabey ile Görüşme

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

Peki, bu bayramın bizlere nasıl hediye edildiğini biliyor musunuz? Dilerseniz bu kıssayı hep birlikte hatırlayalım.

Risale-i Nurun kerametini gördüm.inayet altında olduğumuzu anladım.

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

Kur ân ve iman hakikatlerine ulaşmanın adresi

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

BEP Plan Hazırla T.C Osmangazi Kaymakamlığı HAMİTLER TOKİ MTAL Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

BANDIRMA MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI (27 Haziran - 28 Temmuz)

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.


Rahmet, merhamet ve bereket ayı olan Ramazan-ı Şerif in şehrimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Kurban Allah a yakınlaşmanın adıdır. Sahip olduklarımızın Allah yolunda feda edilmesidir, teslimiyettir, teşekkürdür.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir.

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

İçindekiler. Günlük namazlar. Cemaatle namaz. Cuma namazı. Bayram namazı. Cenaze namazı. Teravih namazı. Namazın insana kazandırdıkları

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

ERZİNCAN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 3. DÖNEM TEMMUZ- AĞUSTOS - EYLÜL AYLARINA AİT VA'Z İRŞAD PROGRAMI

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Nakarat Alnımızın aklığı kafire kabus olur. Mazlumun canı yansa ahı bize dokunur. 2. Nakarat

MHP TURGUTREİS SEÇİM İLETİŞİM MERKEZİ AÇILDI

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ!

Hoş Geldiniz Kutsal Misafirler

a. Daire-i meşruada kalmayan gençliğin; dünyada, kabirde ve ahirette başlarına gelecek belalar ve elemler neler olabilir?

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bu sayfa şu linkten yazdırılmıştır: [

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız.

4. Habib-i Neccar Hz. Anma Etkinlikleri

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

UFA. islam. Rusya Federasyonu Başkırdistan Cumhuriyeti nde UFA İSLAM ÜNİVERSİTESİ YAPILIYOR. ÜNiVERSiTESi TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSTANBUL ŞUBESİ

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

MAHMUD EFENDi HAZRETLERİ (K.S.)

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Şerafettin Tübu: Mehmet Zahit Efendi, Erbakan a çok dua ederdi. Salı, 23 Eylül :13

Şerif Kocadon için mevlit

Avukat Bekir Berk abinin mahkemedeki müdafaalarından hakimlerin ağzı açık kalmış

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri

1988 yılında Hac ziyareti için Arabistan da bulunuyordum. Hac vazifemi yaptıktan sonra Medine-i Münevvere ye geçmiştim.

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu

Herkes bir arayış içinde

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

GEREDE MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI IV. ÜNCÜ DÖNEM (EKİM-KASIM-ARALIK AYLARI) VAAZ PROGRAMI

DAMLA PROJESİ HATAY PROGRAMI HAKKINDA BASINDA ÇIKAN HABERLER

Üç nesil Anneler Günü

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

En hayırlı söz faydalı olandır. Faydasız bilgide hayır yoktur. Lüzumlu olmayan bilgiden de bir fayda temin edilemez.

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN.. GÖNLÜNÜZ SÜRURLA DOLSUN.. ALLAH IN(CC) RAHMETİ, BEREKETİ, MAĞFİRETİ ÜZERİNİZE OLSUN!.. diyelim ve yazımıza başlayalım..

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

UKBA. e Bülten TACİKİSTAN DAN TÜRKİYE YE UKBA DERNEĞİ AMERİKA DA SOHBET MECLİSLERİ KURDU KARDEŞLERİMİZLE PİKNİKTEYİZ

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

1933 yılında Trabzon Sürmene'de doğdum. Köprübaşı'da.. Şimdi ilçe oldu orası..

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Onlar konuşur, AK Parti yapar

İLİM HALKALARI PROJESİ

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

Ramazan. Uluslararası İşbirliği Ve Yardımlaşma Derneği HABEŞİSTAN DA İFTAR VAKTİ!

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır.

KIRŞEHİR MÜFTÜLÜĞÜ 2018 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

Baharın bu güzellikleri yanında, beraberinde getirdiği bazı tehlikeli sonuçları da vardır.

Îţi dorim mult succes!

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

HOŞ GELDİN RAHMET AYI RAMAZAN!

Transkript:

Mehmedkirkinci.com Ezanın Arapça Okunması İlk tahsil hayatıma Erzurum meşhur âlimlerinden Hacı Mustafa Efendi ile başladım. Güz mevsimi idi. Babam beni Hoca Efendinin evine götürdü. Ev gayet sade, duvarlar kitap ve levhalar ile süslemişti. Babam Mustafa Efendiye geliş sebebimizi anlatınca, o çok memnun oldu ve bize yakın ilgi gösterdi. Hoca Efendi bana dönerek: Sen niçin okuyacaksın, biliyor musun? Niyet çok önemlidir. Ben okuyayım da müftü olayım, imam olayım gibi şeyler düşünerek okursan bu ilim sana bir fayda vermez. Sen Allah rızası için okuyacaksın. Her şey bir şeydir, fakat cehalet hiçbir şeydir. Sen, cehaletten kurtulacağım diye okuyacaksın. Bu ümmet-i Muhammed e ahlâkı, ibadeti, imana ait hakikatleri öğreteceğim, diye okuyacaksın. Bir de şartlar ne kadar ağır olursa olsun, ilim tahsilinden vazgeçmeyeceksin. Ben ölsem bile gidip başka yerde ilim öğreneceksin. Gücünün yettiği kadar bu ilmi öğrenmeye gayret edeceksin. Netice itibariyle hakiki saâdet yalnız ilimdedir. O ilim ise Kur an ilmidir. diyerek, ilmin ehemmiyetini anlattıktan sonra: Önümüzdeki Çarşamba günü kitabını al gel. dedi. Ben de Çarşamba günü gittim ve böylece ilk dersimizi aldık ve tahsil hayatına başlamış olduk. O zamanlar Erzurum da kışlar çok ağır ve uzun geçerdi. Sabahın erken saatinde karlara bata-çıka faytonların izinden Mustafa Efendi nin evine gidiyorduk. Mustafa Efendi nin kardeşi Hüsnü Efendi, bizim geleceğimizi bildiği için kapının arkasında bizi bekler ve kapıyı açardı. Erken saatte gitmemizin sebebi ise polislerin bizi görmemesi idi. Zira o zamanlar Kur an ı ve dinî ilimleri okumak yasaktı. Ezanlar da Türkçe okunuyordu. Bu bakımdan, erkenden hocamızın evine gider, saat sekize kadar ders okur, evimize dönerdik. Bu kadar tedbire rağmen, Hoca Efendi den şüphelenerek defalarca evine baskın yaptılar. Bütün medreseler ve camiler kapatılmıştı. Sadece Gürcü Kapı Camii, İhmal Camii, Lala Paşa Camii ve Murat Paşa Camii açıktı. Ulu Camii depo, Kurşunlu Camii de hapishane yapılmıştı. O zamanlar yaklaşık elli camii bulunan Erzurum da çok az sayıdaki camii ibadete açık idi. Pazar günü Hoca Efendi nin evindeki sohbetlerde genellikle bunlar konuşulur ve Zaman ahir zamandır, bundan sonra durumun iyi olacağını beklemek yanlıştır. Gittikçe zaman daha da kötüleşecek. denilir, ümitsizlik içinde dertlenilir ve gözyaşı dökülürdü. Biz de o zamanlar daha çocuktuk, orada konuşulanlardan ziyadesiyle etkilenirdik. Yıllar sonra Üstad Bediüzzaman Hazretlerini tanıma şerefine mazhar olup, eserlerinden istifade edince onun ne kadar geniş düşündüğünü, en zor şartlarda bile hiçbir zaman ümitsizliğe page 1 / 5

düşmediğini hayretle müşahede ettim ve içimi büyük bir ferahlık kapladı. Zira Bediüzzaman Hazretleri münazarat adlı eserinde şöyle diyordu: Şu memleketin maabid ve medaris-i diniyesinden başka makberistanın mezar taşları dahi, birer telkin edici, birer muallim hükmündedir ki; o maânî-i mukaddeseyi, ehl-i imana ihtar ediyorlar. Neden dünya herkese terakki dünyası olsun da, yalnız bizim için tedenni dünyası olsun! Öyle mi? İşte ben de sizinle konuşmayacağım, şu tarafa dönüyorum, müstakbeldeki insanlarla konuşacağım." "Ey üç yüz seneden sonraki asrın arkasında gizlenmiş ve sakitane Nurun sözünü dinleyen ve bir nazar-ı hafiyy-i gaybi ile bizi temaşa eden Saidler, Hamzalar, Ömerler, Tahirler, Yusuflar, Ahmetler vesaireler..! Sizlere hitap ediyorum. Başlarınızı kaldırınız, Sadakte deyiniz. Ve böyle demek sizlere borç olsun. Şu muasırlarım varsınlar beni dinlemesinler. Tarih denilen mazi derelerinden sizin yüksek istikbalinize uzanan telsiz telgrafla sizinle konuşuyorum. Ne yapayım acele ettim, kışta geldim; siz cennet asa bir baharda geleceksiniz Şimdi ekilen nur tohumları, zemininizde çiçek açacaktır. Mustafa Efendi bir gün, Elmalılı Hamdi Efendi nin tefsir sahasında çok dirayetli bir alim olduğundan söz etti ve onun üstad Bediüzzaman Said Nursi hakkındaki: Bediüzzaman berrak sular gibi temiz bir vicdana, çok güzel bir ruha sahip bir zat idi. İstanbul un âlimlerinin gözü öyle bir âlim görmemiştir. sözlerini bize nakletti. Mustafa Efendi, İstanbul da Elmalılı Hamdi Efendi den ders okumuştu. Mustafa Efendi, Bediüzzaman Hazretlerinin İşaratü l-i caz ismindeki eserini daha önce okuduğunu söyledi ve kütüphanesinde bulunan bu kitabı bize gösterdi. Kur an a ait bu tefsirin I. Cihan harbinde Pasinler in dağlarında yazıldığını söyledi. Bundaki hakikatler, nükteler, meziyetler ne Keşşaf ta ne Beyzavî de ne de başka bir tefsirde vardır. Siz tefsir ilmini tahsile başladığınızda bu eseri size okutacağım. dedi. page 2 / 5

Böyle bir tefsirin harp esnasında dağ ve bayırlarda, kar ve kışta yazılmış olması beni hayretler içinde bıraktı. Bu tefsiri yazan Bediüzzaman Hazretlerine öyle bir muhabbetle bağlandım ki, Keşke bu zatı görüp, elini öpsem ve duasını alsam. niyazında bulundum. Bir gün hocama; Hocam, bu zat nerede ikamet ediyor? Kendisini ziyaret etmemiz mümkün mü? diye sordum. Hocam da: Bediüzzaman Hazretlerini 1925 de Burdur a nefyettiler. Şimdi Isparta da. Görmek isteyenleri takip edip, tutukluyorlar. Eğer onu görmeye gidecek olursanız başınız belâya girer. diye cevap verdi. İşte ben Bediüzzaman Hazretlerinin ismini ilk defa hocamın bu sohbetinde duydum ve gönlümde ona karşı fevkalade bir muhabbet meş alesi tutuştu. Hocam Mustafa Efendi; Ben artık bu memlekette duramam. Burada dinimizi gizli okutuyoruz, okutanlar tevkif ediliyor. Kur an yasak, ezan yok, kamet yok. diyerek, cemaatin karşı çıkmasına rağmen, 1944 senesinde Medine-i Münevvere ye göç eyledi. Uzun yıllar orada yaşayan Hoca Efendi, o mübarek beldede ahirete teşrif eyledi. Allah makamını cennet eylesin! Ezan-ı Muhammedî, 10 Ocak 1932 senesinde Türkçe olarak okunmaya başlamıştı. Minarelerden Allah ın büyüklüğünü ifade eden, insanın kalbine ve ruhuna inşirah veren "Allahu ekber, Allahu ekber" nidaları yerine, "Tanrı uludur, Tanrı uludur" sesleri söylenmeye başlanmıştı. Bu durum müminlerin rikkatine dokunur, fevkalade rahatsız eder, onları karamsarlığa sevk eder ve sürekli olarak ağlamalarına sebep olurdu. Hocam Mustafa Efendi nin Medine-i Münevvere ye göç eylemesinden sonra, ben, Erzurum un Tifnik köyünden Erzurum a yerleşmiş olan büyük mütefekkir, ulum-u aklîye ve ulum-u nakliyede fevkalade salahiyetli bir alim olan okuttuğu talebelerden fakir olanlarının maişetini bizzat kendisi temin eden ve 1952 yılında hakkın rahmetine kavuşan Hacı Faruk Efendi den ders okumaya başladım. Hacı Faruk Efendi nin evi Erzincan Kapı daki tarihî taş binanın üstünde idi ve çok zengin bir kütüphanesi vardı. Yanına ilk gittiğimde kütüphanesine yaslanmış oturuyordu. Bembeyaz bir çehresi ve bembeyaz bir sakalı vardı. Kucağında da beyaz bir Van kedisi oturuyordu. Yüzü elmas kadar saf, berrak ve sevimli idi. Duvardaki levhada Edep Yâ Hû! yazıyordu. O zaman Erzurum un bir çok evinde bu levha asılı idi. Daha sonra Şeyh Sadi nin Gülistan adlı eserinde edebe dair bir bahis okuyunca, page 3 / 5

edebin ne kadar ehemmiyetli olduğunu, Edep Yâ Hû sözünün tasavvur edilemeyecek kadar genişliğe sahip büyük bir hazine ihtiva ettiğini anladım. Zira iffet, haya, haysiyet, istikamet gibi ahlâk-ı haseneden mahrum olan bir insan ilim ve irfan sahibi de olsa zarardan ve hüsrandan kurtulamaz. Bunun içindir ki, terbiye-yi İlâhiye ile mümtaz olan Nebiyy-i Zişan Efendimiz (sav.) ahlâk-ı hasenenin ehemmiyetini ifade etmek için:"rabbim bana edebi, güzel bir surette ihsan etmiş, edeplendirmiş." buyurmuştur. Hacı Faruk Efendi de Mustafa Efendi nin Erzurum dan gitmesine razı olmamış, fakat onu kararından vazgeçirememiş ve bundan dolayı çok üzmüştü. Ben, her sabah Hacı Faruk Efendi nin evine ders okumaya gidiyordum. Yaklaşık iki yıl kadar ondan ders okudum. 1946 yılının Mart ayında Hacı Faruk Efendi nin ziyaretine 40-45 yaşlarında bir misafir geldi. Hocamın elini öptükten sonra: Ben Isparta dan geliyorum, Bediüzzaman Hazretleri nin sana selâmı var. dedi. Hocam hemen ayağa kalktı, selamı aldı ve Bediüzzaman ın hâl ve sıhhatinin nasıl olduğunu ve gözaltında olup olmadığını sordu. Misafir gittikten sonra; Hocam, siz Bediüzzaman Hazretlerini tanıyor musun? diye sordum., Hocam: Cihan harbinden evvel bir Darü l-fünun kurulması hususunda Tahir Paşa nın 'İstanbul a gitmeden önce Erzurum a git, Erzurum uleması ile görüş, onların da fikirlerini al. Orada Yetim Hoca namıyla maruf meşhur bir zat var. O, benim hocamdır. Ona bir mektup yazayım seni misafir etsin ve ulema ile görüşmene vesile olsun. Ben gençliğimde kendisinden bir süre ilim tahsil etmiştim. demesiyle, Erzurum a gelen Bediüzzaman a 35 gün hizmet ettiğini söyledi. Hocam Faruk Efendi Üstadın fikirlerinden etkilenerek fennî ilimler tahsil etmeye başladığını, diploma alarak harf inkılabına kadar lisede o günkü adı ile idadide muallimlik yaptığını söyledi. Erzurum da Bir Bayram Havası 1946 yılında Demokrat Parti kurulunca, yıllardan beri halka ve özellikle de ehl-i ilme yapılan şiddet ve sıkıntılar, eza ve cefalar bir derece de olsa azaldı, köy ve kentlerde bir rahatlama meydana geldi. 14 Mayıs 1950 yılında Demokrat Parti kahir bir ekseriyetle iktidara geldi. Halk bundan önce maddi ve manevi olarak büyük sıkıntılar çekmiş, büyük bir huzursuzluk ve perişaniyet içerisinde yaşamıştı. İnsanlar bir taraftan maddi sıkıntı içerisinde yaşarken, diğer taraftan da bütün maneviyat ve feyiz kaynakları kurutulmuştu. Demokrat Parti nin iktidara gelmesiyle manen ve maddeten büyük bir ferah ve sürur devri başladı. İnsanlar adeta kıştan bahara, zulmetten nura çıkmış gibi idiler. Demokrat Parti iktidara gelince, ilk icraatı olarak ezanın tekrar Arapça olarak okunmasını sağlamak oldu. 16 Haziran 1950 yılında ikindi vaktinden itibaren ezanın aslıyla okunacağını haber alan Erzurum halkı, sokaklara döküldü. Caddelerde ve sokaklarda adeta bir bayram havası yaşanıyordu. Kadınlar ehram ve çarşaflarıyla toprak evlerin üstüne çıkmış, ezanın okunmasını bekliyorlardı. Kurban bayramında her köşede bir hayvan kesildiği gibi, o gün de insanların ekserisi Tebriz Kapı page 4 / 5

Powered by TCPDF (www.tcpdf.org) mevkiinden Lala Paşa Camiine kadar dizilmiş, kurban edeceği hayvanları dışarı çıkarmış, ezanın okunmasını bekliyorlardı. Kiminin elinde bir koyun, kiminin elinde bir koç, bazılarının yanında tosun ve bir kısım insanların yanlarında da düve olduğu halde büyük bir iştiyak ve hasretle ezanın okunmasını bekliyorlardı. Minarelerden Ezan-ı Muhammedî okunmaya başlayınca herkes sonsuz bir sürur içerisinde bıçağını kurbanının boğazına çalmıştı. İnsanlar tekbirlerle kurbanlarını kesiyor, kadınlar ve yaşlı insanlar da göz yaşı döküyorlardı. Bütün bunlar sevinç ve şükür gözyaşları idi. Zira, tam 18 yıl devam eden bir zulüm bitmiş ve o büyük hasret sona ermişti. Biz de huzur ve mutluluk içinde arkadaşlarla beraber fetvahaneye yani müftülüğe gittik. Müftü Solakzade Sadık Efendiyi sevincinden ağlar bir vaziyette bulduk. Ya Rabbi! Ölmeden önce bu günleri bizlere gösterdin ya San a sonsuz şükürler olsun. diyerek, hem Allah a şükrediyor ediyor, hem de ağlıyordu. Zaten o gün, sevincinden ağlamayan kimse kalmamıştı. Bu bakımdan, o günü unutmak asla mümkün değildir. O zamanlar iletişim araçları yaygın değildi. Sonradan haber aldığımıza göre başta İstanbul olmak üzere Türkiye nin bir çok ilinde de aynı sevinç ve aynı heyecan yaşanmıştı. Cenab-ı Hak, Adnan Menderes ten ebediyen razı olsun, makamını ali eylesin! Onun bu büyük hizmeti inşallah günahlarına kefaret olur. Nitekim Üstad Bediüzzaman Hazretleri Adnan Menderes e yazmış olduğu bir mektubunda; Ezan-ı Muhammedî'nin (A.S.M.) neşriyle demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi;.. O vakit âlem-i İslâm'ın teveccühünü kazandıkları gibi, başkalarının zalimane kabahatları onlara yüklenmez fikrindeyim. Dindar Demokratlar, hususan Adnan Menderes gibi zâtların hatırları için, otuz beş seneden beri terkettiğim siyasete bir-iki saat baktım ve bunu yazdım. 1 sözleriyle onu taktir etmiştir. page 5 / 5