- şiirler - Yayın Tarihi: 18.12.2008 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir.
Akşam Üstü Gittin, Yağmur yağdı şehre, Gözyaşım belli olmadı Allahtan Turnalar geçti habersiz, Turnalar ah! Türkü kokan kanatlarıyla Rüzgar esti her yerde, Saçların dağıldı Hani o okşadığım saçların Yüzüne düştü perçem perçem Daha bir güzel oldun Yağmurda bozulan föne inat Elveda demeden dönüp gittin Kim bilir belki Sıradanlaşmaktan kurtulmak için Sonra, Bir şehir kaldı geriye Bir türkü kokan turnalar Her şeyi ıslatan yağmur Aslında senden hariç her şey yerinde kaldı bir ben bulamadı nerde olduğumu... Gittin Güneş batmadı hala Şimdi akşam üstü
Aşk Yeniden Olsa Aşk yeniden ve hiç hesap da yokken Çıkıp gelse sendeliyerek. Tutsam kolundan kaldırsam Doğrultsam dimdik. Hiç beklemediğim bir anda Karda, kışta, boran da Düşüp gelmiş olsa kapıma Bahar olsa her taraf Çiçekler açsa Hani o hiç görmediğim çiçekler Eski aşklar eski de kalsa Bir sinema tadında karşılaşsam Mesela çarpışsak bir koridorda Mesela bir otobüs durağında Bir kitap evinde O ilk önce soğuk davransa bana Yüz vermese, uzak dursa Sonra o da bana aşık olsa Yani benim sevdiğimden daha az Benim sevildiğimden daha çok sevse Hani dedim ya sinema tadında Aşk hiç hesap da yokken Yeniden olsa. 05.12.08 20:29
Az Önce Özledim Seni Az önce özledim seni Yahut özlediğim aklıma geldi seni Az önce baktı gözlerim boş boş Çok önce geçtiğin, değdiğin yerlere İnsan fark etmiyor ama Ne çok şey yaşandı sensiz Ne çok şey yarım kaldı Eksik bitti bir çok şey Az önce özledim seni Yitip gitti evvel mutlu eden Hala ara sıra gelen Gelip hüzünlendiren Oysaki evvel sevindiren Bayram denilen Seyran denilen. Az önce özledim seni Baktı gözlerim boş boş Çok önce durduğun yerlere Zaman alıp gidiyor her şeyi Götürüyor hüzünleri Lakin silemiyor hiçbir şeyi Ara sıra sızlıyor yürek Dedim ya, Az önce özledim seni, Ve daldı gözlerim Çok önceden güldüğün resimlere Az önce özledim seni. 22.10.2008 21:57
Başka Bir Şeyin Var Ağlıyorsun içten içe Başın dik Akar tuzlu yaşın Yanağının yolundan. Gülüyorsun Sorunca derdini Diyorsun gözlerimin Camını sildim, Kirlenmiş iyice Yüzün zoraki alaycı Eğik yüzün başın dik. Yakalanmış suçlu gibi Durma öyle Bırak aksın tuzlu yaşın Kandırma kendini Göz kirlenmez çok şey görse de. Derdin var senin Ondan akan bu yaş Utanma öyle Senin başka bir şeyin var Hadi söyle 11.12.08 01:14
Ben İyi ki Yokum Ah! bu gitmeler çok erken Ezberlemişim gitmelerin tonunu Anladım sesinden Gül fidanı, Buğday başağı, Zemheri ayazı, Esmeden gider seher yeli Güneş görmez ayçiçeği Ve yadigar kalmış omzumda saçının teli. Tutsak kalmış tutulmamış sevdalar İçe sinmemiş iç çekişlerim Ve çoktan demode olmuş Hiç söylemediklerim Ah! Bu gitmeler çok erken Hiç olmamış kadar Hiç görülmemiş kadar Ayarı kurulmuş vakti gelince çalan Saatler gibi çalmaya mecbur. İnandığım yalanlardan geri kalan Ömrümden azalan Gönlümde çoğalan BEN İYİ Kİ YOKUM! 15.11.2008 18.05
Ben Üstüne Titredim Ben üstüne titredim Sen üşüdüm dedin Kuşluk vakti uykusuz Serçe misali Ayaz var dışarıda Camlara vurur rüzgar Belli sesi gelir Ürkütür hafiften Ürkütür sessiz Gittin, Denizi olmayan şehirler gibi Çaresiz viran. Özlemişim dermanı yok Ölüm gibi bir şey yalnızlık Neden hep bahanelere sığınır Gerçekleri gizler bu ayrılık Ben üstüne titredim Sen üşüdüm dedin Gittin 17.11.2008 23.45
Bir Gün Gün gelir çatar kapıya Seni seven birini seversin Hep onu düşünürsün O hep seni düşünür Ama yine de uzaksınızdır birbirinizden Daha kelimeler buluşmamıştır Daha adı konmamıştır bir şeyin Şimdilik adı kısmet olur Bir gün yan yana yürürsünüz Bu yollardan Eliniz tutar ellerinizi Bir başka bakar gözleriniz Bir başka bakar gözlerinize Bir gün el ele yürürsünüz Bu yollardan Adınız aşk olur 13.01.2008 02:08
Bir Yarım Mutluluk Yağmurdu, Yol boyu küçük bir akıntı çamur çaylak uzanıyordu Kış başlangıcı ve günlerden salıydı, Gelen arabaların üstüme su sıçratmasından kaçmak, Ağır adımlarla yürüyüp paçalarımın kirlenmemesiydi amaç. Bir ses yaklaştı önce arkamdan Sonra hızlıca bir görüntü geçti yanımdan Bir çocuk, bisikletiyle iki elini bırakmış gitmekte Bisikletinin pedalını ölecekmiş gibi çevirmekte Yüzünde bir yarım mutluluk Pedalın birine koyacak Bir ayağının olduğuna sanki şükretmekte Gözlerinde bir sevinç acı acı ışıldamakta Pantolonunun sol paçasını katlamış Bir çatal iğne ile diz kapağında tutmakta İki elini açmış iki yanına Sırtı çamur damlacıklarıyla dolmuş garibimim Boş ver kimin umurunda. Pedalı çevirir tek ayağıyla Ellerini açmış iki yanına Garibimde mutlu olma telaşı Ben böyle de mutluyum der gibi aklı sıra. Sonra kayboldu görüntü, Elimdeki kitaplar yağmurdan ıslanmakta, Ve benim aklımda kendi dertlerim Gönül işlerinden ağrıyan bir kalp sol yanımda Düşünmedim değil benimki de dert mi diye Döndüm köşeden sessizce Sonra unutmaya başladım aklımdaki aşk acılarını O çocuktan utanırcasına
Birine Bir Şiir yüzüne ay düşmüş ay kıskanır kendinden öyle güzelsin ki yarim ay utanır çirkinliğinden Arta kalmış zamanların eski hikayelerinde Büyümüşüm çocukluğum kalmış cebimde Düşmüş saçıma kır Düşmüş yüzüme hasret Geçmişim yolculuğundan zamanın Büyümüşüm düşmüş yüzüme çehren Saçların ince ince, saçların ipek 13.11.2008 00:32
Deli Gönül Neler İstiyor Sen gitmemişsin benden Hatta sarılmışsın boynuma Seni seviyorum demişsin Meğer yalanmış sevemedim diyerek gittiğin Üstelik gelecekten söz etmişsin Evlilik, çoluk çocuk falan Ben okşamışım bakır boyası saçlarını Sen yaslanmışsın göğsüme Çocuksu, narin Ah! bu başıboş, uçarı, mahzun düşler Haberi ulaşmamış Gittiğini bilmiyor hayaller Papatya falları bile vuruyor yüzüme Hile yapıyorum, iki sayıyorum seviyor diye Yoksa yürek dayanmıyor Neylersin insanız işte Deli gönül neler istiyor Gel artık gel Söndü gözlerim Her ne yaptıysam gel Sustu dillerim Yokluğunda buz gibi Yandı yüreğim 17.12.08 22:35
Düş Yola Şimdi Bende ne kadar sen varsa O kadar çok harcadım beni Ne bayramlar geçti sensiz, Ne düğünler, seyranlar Özlemeyi öğrendim yüzünden Adam gibi Ne gül yüzlü yarin gidişi Ne umutların yitişi Ne de ele giden yar eli Senin gidişin gibi İncitmedi Bak yine dolaşıp geldi bayram Uyan da düş yola şimdi
Gelen Bahar Kaldığı yerden başlamak hayata Gittiğin günden doğmak Umutların ardına sığınmak Hayra yormak her şeyi Hiçbir şey söylememek Düşünmemek hiçbir şeyi Susmak Gocunmamak söylediklerinden Utanmamak yaptıklarımdan Vazgeçmek her şeyden Alıp başımı gitmek Türkülerde sevmek seni Yürüyüp gitmek yollarda Sindirebilmek yokluğunu Avutabilmek yüreği Olmamış saymadan unutmak Anlam yüklemeden hiç bir şeye Düşünmeden senin başkasını seveceğini Ve inanmadan başkasını sevemeyeceğime Hepsini yapmalıyım sevilmemişsem Gelen baharda gülmeliyim Boşa geçen baharların hatırına 14.03.08 18:51
Gülüşüm Çocuktur Benim Gülüşüm çocuktur benim Gözümün suları gizli Yanmışım ahım sessiz Gülüşüm çocuktur benim İçli bir şarkıdır izin Sevmişim yalnızlığım ondan Kim bilir yalnızlığım kimin Kimden kalmıştır bu sessizliğim Hani o en çok bilinmeyenim Gülüşüm çocuktur benim 28.11.08 01:13
Hayat Seni de Eskitir Hayat seni de değiştirir Bir de bakarsın sen çoktan çıkmışsındır Sen olmaktan Huyların eskir Yenilerini öğrenirsin Zaman değiştirir Kendini de seni de Eskiden ben şöyleydim dersin Hatta kendin bile şaşarsın Hayat seni değiştirir Farkında bile olmazsın Hep böyleymişsin gibi gelir Öyle bir değişirsin ki En çok sevdiğin meyve bile değişir İzlediğin filmler Dinlediğin ezgiler Seni anlatmaz olur Değiştikçe onlarda değişir Yaşadıkça, yaşlandıkça Gülüşün bile eskir Hayat seni de eskitir Sana yine, Hep böyleymişsin gibi gelir Oysa hayat seni de tüketir 03.10.2008
Hiç İlişir geceye şarkılar içli içli. başın bulutlanır gitmek istersin bilirsin çare değildir hiç bilmediğin bir şehirde hiç bilmediğin bir sokakta hiç bilmediğin senle olmak istersin umutların devam eder olmayacağını bildiğin halde şarkılar eskir gecede yağmur yasın istersin artık beyninde çektiğin bir filmden ibaretsin istesen de mutlu sonla bitiremezsin neden mi çünkü sen artık bir hiçsin
İki Sevgili Ey uzak bakışlı, Biz ikimiz yan yana iki ayrı sevgili Birimiz cesaretlenmeli ve gitmek istiyorum demeli Bitirmeli birbirimizden ayrı kalabilmenin hasretini Biz ikimiz bir arada İki ayrı sevgili
Karınca Sevdası Yüreğim küçük benim O yüzden dünyalar kadar değil sevgim Ama seni yaşamaktan daha çok seviyorum Hep senin için uğraşır bu çalışkan ellerim Aramızda mesafeler uzun, hasretin zor Düştüm yola Çekirdek kabuğu aldım sana Yoruldum çok, nefesim kesildi Dinlendim, hayallerimi süsledi Sıcak bir yuva hasreti Doyasıya tatmadım çünkü Kumdan bir evimiz vardı İki küçük çocuk eğlence için yıktı. Kalktım, yola koyuldum Yorgunluktan ağır bastı yılların özlemi Sonra ezilmekten kurtuldum sana gelirken Yaşlı bir amca görmedi beni Neredeyse o kocaman ayaklarıyla ezecekti Bilmezsin, Aslında yollar korkutur beni Acı bir hikayedir Yola düşmüş babamın gidişi Bize yemek getirmek için uzaklarda çalışırdı Ve hiç yokken, Babamı birisi elinin üstüne almış Sonrada iki parmağının arasında ufalamış Çok zoruna gitmiş annemin Ağlamaklı anlatırdı Taze dut yaprağı parçası aldım sana, Sana giden yolum uzun benim insan olsam, bir adım mesafede uzaklığım aslında Yol korkusu içimde depremdi, Her adımımda aklımda canlanırdı babamın hikayesi Korktuğum başıma geldi Bir çocuk süpürge parçasıyla yolumu kesti Ben kaçtıkça o kaçtığım yöne doğru geçti Bu onun için bir zevk benim için işkenceydi Sonra yetmedi kibrit yaktı üstüme Önce ışığını gösterdi Ne yapacağımı şaşırdım elim ayağım titredi Sonra ateşi hafifçe üstüme değdirdi Derim içime çekildi Anlatamam gülüm canım çok acıdı Sırt üstü kalakaldım ayaklarım havada Kimse için önemli olmayan ömrüm Bitmek üzereydi,
Taze dut yaprağı parçası ilişti gözüme Acım içime işledi Anladım, sonuna getirdim bu hayat denilen yalanı Çekirdek kabuğu getirmek nasip olmadı gülüm Neyleyim Bitti bu ucuz can telaşı Sana iğde kabuğu getirecektim Olmadı ama Benden başka ölen var mıdır yar yoluna İnce belli hayaller dizdim oysaki Yumuşak kumdan bir ev yapacaktım sana Ruhumla sundum sana çekirdek kabuğu ile Taze dut yaprağı parçasını Kusura bakma bulamadım iğde kabuğunu Belli ki mevsimi değildi... Ruhumla öptüm yüzünü Ben seni çok sevdim bilesin Sana canımı adadım gülüm Ve hayallerimi, umutlarımı getirdim Benden sana hatıra
Kırıkkale ve Sen Şimdi yürümek vardı Bir sahil kenarında Deniz çekilip Üstüme Üstüme Gelse. Gün batmaya yakın Bulutlar kızıla boyansa Palmiyeler sarsa Dört bir yanı İnceden bir türkü tuttursam İnceden dokunan içime. Elim cebimde yürüsem Düşünceli ama dik Eşlik etse türküme Dalgaların sesi Alıp götürse hüznümü O türkünün sahibine. Sensizlik artık alışkanlık olsa Çizmesem gözümle Yüzünü gözlerime. Gitmemişliğini hayal etmeyi bıraksam artık Deniz kenarında yürümeyi hayal ettiğim Denizi olmayan bu şehirde 07.12.08 00:22
Kova Ne kadar çok boşmuşsun meğer O kadar çok doldurmuşlar seni Sanki bekliyormuşsun bunu Dolduğun an boşalttın kendini Kapağını iyi kapatmış dolduran Kendi istediği yenilginin Kazanmak için zaferini Ne kadar çok boşmuşsun meğer O kadar çok doldurmuşlar seni Ve şimdi böyle bomboş durmazdın Eğer dolduran kadar dinleseydin beni 03.12.2008 11:19
Kumar Durdum yarin karşısına Dağıtıldı kartlar Yar söyledi ben yokum diye Belli ki kartlar iyi değildi Geldi sıra bana Ne pas diye bildim Ne rest Gördüm ama elim de keder Anladım en sonunda Bu el intihar eder
Küçük Bir Çocuk Bugün sen gidiyorsun Ve gidiyorum senden Aşk küçük bir çocuk gibi Kaçıyor bizden Sözleşmeli bir aşk gibi Hani önceden sözleşilmiş de Vadesi dolmuş gibi Ayrılık küçük bir çocuk gibi Tutuyor ellerimizi Bugün ben gidiyorum Ve gidiyorlar benden, Küçük bir çocuk gibi Kapıları çalıp kaçıyor ayrılık Kırıkkale ye bir bahar gelir Getirir ayrılık. 22 ağustos 2008 15:21
Lütuf Arkadaş kalamaz tek taraflı sevenler Arkadaş gibi bakamaz artık Arkadaş kalalım diyen gözlere Aslında bu bir iyi niyettir, Yoksa umurun da değildir Senin arkadaşlığın, O kendince lütuf etmiştir Arkadaş kalamaz tek taraflı sevenler Ondan çeker gider Arkadaş kalmak istemeyen sevenler İhtiyaç yoktur artık ne bir söze ne bir gize Her şey ortadadır boşuna bir anlam yükleme Arkadaş kalamaz tek taraflı sevenler Ondan çeker gider Arkadaşlığın bir lütuf olduğunu bilenler
O da gitti O gitmez sandım hep Oysaki o da gitti Yıldızlar düştü yerinden Kuşlarda gitti O gitmez sandım hep Ondan o kadar güvendim Hiç gitmez diye sevdim Terk etmeyecek tek şey gibiydi O gitmez sandım hep Yalnızlıkta gitti O da gitti 14.12.08 22:45
Öylesine dünyanın en iyi müzisyeni olsanda telden hayır gelmez dertli dokunmayınca en güzel insan olsanda cihanda yardan hayır gelmez sen gibi bakmayınca...
Pamuk Tarlası bilmem kaç şehir geçmeli sana gelmek için bilmem kaç yalan biriktirmeli cep de İçten içe bir ah! çekmeli bir sigara yakmalı çalmalı içli bir şarkı cızırtılı radyo da yanmalı, adam gibi yanmalı içinde toplanmalı pamuk tarlası dikenleri batmalı bilmem seni unutmak için kaç günü gözden çıkmalı. sen bir pamuk tarlası yumuşacık, ve bir o kadar da dikenli ben bir pamuk ırgatı seni toplamak için kanattım ellerimi
Seval Sevda dediğin belli olmaz Elinden tutar bir gün Vezir eder adamı rezil etme korkusunu yaşatarak Anlarsın yıllar sonra Lal olmuş dilin konuşarak Sırtında bir hançer gezersin Eksik kalır bir yarın Vazgeçersin gülmekten Ağlamak gülüşün olur Laleler kokun
Sevilmeyen Hayatımız çetelesi tutulmamış yalanlarla, Açtık yüreğimizi, yüreği başkasında olanlara Vebalıydık sanki, kaçılmalıydı bizden El değmemeliydi elimize, Lanetliydik biz, Kokmuş bir çöp suyuyduk akmıştık yola. Biz aslında başa belaydık Yüzümüze bakmak olmazdı Musallat olurduk başa Oysaki insancıl sözlerle kurtulmak kolaydır bizden Alıp sancısını gider sevgisinin, sevilmeyen Gün gelir ömür düşer ayrı kentlere Garantiye alınmıştır kurtuluş Çoktan çekilmiştir yerden suyumuz Payımıza düşer bir zoraki insanlık Gülümseye korkan bir yüz geçer önümüzden. Yok kalsın, Evvel merhaba demediysen Giderken de hoşçakal deme 29.05.2008 01:22 Kırıkkale
Sırdaş Niye benim gibi Yanarsın söyle Senin ne derdin var Ay kızıl güneş. Benim şu halimden Bir sen bilirsin Sende benim gibi Yan kızıl güneş. Şu içimde bilsen Nelerim gizli Dokunsam bağlara Çöl kızıl güneş. Sen yandıkça benim Bu çile bitmez Artık usul usul Sön kızıl güneş. 15.12.2008 21:50
Şans ne şanslı şu terziler, hayalindeki giysiyi anlatmak zahmetine girmeden diker...
Terk-i Diyar Üzerimde menopoza girmiş Kadın yalnızlığı var İşe yaramaz gibi Üretemeyen yalnız Gözlerim uzak yolları gözler Gitmekle gelmek arası Bayram yağmış şehrime Karla karışık Tutmalı yolların ucundan Düşmeli yola Bırakmalıyım eskiyi Bırakıldığım yerde Tedariğim hazır Yalnızlık var heybemde Kaç kere gitmeler gördü bu ömür Hele bir sor kaç kere Dikkat et kendine Dört yanın yalnızlık İzdihama uğrama Neylersin düştü payına gitmek Vizitesi ucuz bir orospu yorgunluğunda Usuldan eyle terk-i diyar Gün olur geri dönersin belki Düşünme hiçbir yaşanmışlığı Zorakidir bu gitmek bilirim Ama neylersin boş ver Haydi gitmek vaktidir ömrüm Kandır yüreğine şöyle Siktir et gönlüm 11.12.08 20:46
Viran Bir başkadır viran kentlerde yaşamak Bir başkadır büyük şehirlere özenerek bakmak Viran kentlerin denizi yoktur örneğin Sevgilinle gezemezsin şöyle kordon boyunda Bir tanıdığın gelse gezdiremezsin Diyemezsin, burası bilmem kaç yılında Falanca tarafından yaptırılmış Yaşamayan için anlamsızdır bu sözler Başkaları ben denizsiz yapamam derken Viran kentlerde çoktur Ömründe hiç deniz görmemiş gözler Sokaklar bir başka pistir Yollar bir başka bozuk Gezip dolaşıp aynı yere gelirsin İki sokakla bitirirsin bir şehri. Ve çoktur Bulunmayan kitaplar Gelmeyen albümler Gösterime girmeyen filmler. Ama insan hayatı aynıdir viran kentlerde de Acılar, özlemler, Nasip olmayan sevgililer Sadece televizyonlarda görülen o büyük şehirler Yaşadığınız şehrin televizyonda adı geçtiğinde Heyecanlanmak gibi komiktir: Bir gün görmek nasip olur inşallah demeler Viran kentlerde yaşamak bir başkadır Bir başkadır, viran şehrinden başka bir yer görememek
Yağmur ve Ateş Bak yine mevsim sonbahar Tel tel döküldü yapraklar Onlar bile çok geride kaldı Mutlu olduğumuzu sandığımız yıllar Bir parça hasretiz şimdi Bir parça ateş Yanmaya özenmişiz Yanarken ağlamayı öğrenmişiz Yağmurla ateşiz şimdi Bir arada Yan yana Yağa yağa Yana yana...