İHVÂN-I SAFÂ RİSÂLELERİ

Benzer belgeler
İHVÂN-I SAFÂ RİSÂLELERİ

İdeaAyrıntı Dizisi. Ayrıntı Yayınları

İHVÂN-I SAFÂ RİSÂLELERİ

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

İdeaAyrıntı Dizisi. Ayrıntı Yayınları

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

İHVÂN-I SAFÂ RİSÂLELERİ

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.


KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

İHVÂN-I SAFÂ RİSÂLELERİ

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

KUR AN DA AKIL ve BİLGİ

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Question. Kur an ın (Defaten Ve Tedricî) İnişi. Dr.İbrahimiyan

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Dua ve Sûre Kitapçığı

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Muhammed Salih el-muneccid

Hindistan ın Pencap bölgesinde bulunan Kadiyan adlı yerden şöyle bir ses yükseldi:

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

Sadece Peygamberlerin sözleri ve onlarla gönderilmiş, tahrif edilmemiş, bozulmamış kutsal metinlerde olan bilgilerdir.

İHVÂN-I SAFÂ RİSÂLELERİ

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.


Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

Altın takmanın erkeklere haram kılınmasındaki hikmet nedir?

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür


Kur ân da Dua Ayetleri

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım.

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

ZEKÂTIN FARZ KILINMASININ HİKMETİ

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

Rahmet Ayı RAMAZAN Pazar, 07 Haziran :17

Esmâu l-hüsnâ. Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece

HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

İHVÂN-I SAFÂ RİSÂLELERİ

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

Ck MTP61 AYRINTILAR. 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi. Konu Tarama No. 01 Allah İnancı - I. Allah inancı. 03 Allah İnancı - III

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

2015 YILI İKİNCİ DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- İRŞAT PROGRAMI

2016 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TESTİ

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 1. DÖNEM )

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

İLAHİ KİTAPLARA İNANÇ

Güzel Ahlâkı Kazanmak

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz.

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

Transkript:

İHVÂN-I SAFÂ RİSÂLELERİ Cilt 4 İdeaAyrıntı Dizisi Ayrıntı Yayınları

Ayrıntı: 816 İdeaAyrıntı Dizisi: 23 İhvân-ı Safâ Risâleleri Cilt 4 Kitabın Orjinal Adı El-Ulûmu n-nâmûsiyye Ve ş-şer iyye İdeaAyrıntı Dizi Editörü Burhan Sönmez Editör Prof. Dr. Abdullah Kahraman Yardımcı Editör Prof. Dr. İsmail Çalışkan Çevirenler Prof. Dr. Abdullah Kahraman Prof. Dr. Metin Özdemir Doç. Dr. Murat Demirkol Doç. Dr. Mehmet Vural Doç. Dr. M. Kazım Arıcan Yrd. Doç. Dr. Salih Aydın İbrahim Türkoğlu Yayıma Hazırlayan Ahmet Çelik Bu kitabın Türkçe yayım hakları Ayrıntı Yayınları na aittir. Kapak Görseli NYPL/Science Source/Photo Researchers Getty Images Turkey Kapak Tasarımı Gökçe Alper Dizgi Hediye Gümen Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti Merkez Efendi Mah. Fazılpaşa Cad. No: 8/2 Topkapı/İst. Tel.: (0212) 612 31 85-576 00 66 Sertifika No.: 12156 Birinci Basım: 2014 Baskı Adedi: 2000 ISBN 978-975-539-792-4 Sertifika No.: 10704 AYRINTI YAYINLARI Basım Dağıtım San. ve Tic. A.Ş. Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Cağaloğlu - İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Fax: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

İHVÂN-I SAFÂ RİSÂLELERİ Cilt 4

İDEAAYRINTI DİZİSİ KURTULUŞ TEOLOJİSİ Ed.: Christopher Rowland KİRLİLİK KAVRAMI VE ALEVİLİĞİN ASİMİLASYONU Mevlüt Özben İSLAM IN GELECEĞİ Wilfred S. Blunt İSLAM IN İKİNCİ MESAJI Mahmut Muhammed Taha TANRISIZ AHLAK? Walter Sinnott-Armstrong KOMÜNİSTLERDEN İSLAMCILARA Bir 20. Yüzyıl Tarihi: Endonezya Adrian Vickers İHVÂN-I SAFÂ RİSÂLELERİ 3. Cilt OXFORD İSLÂM SÖZLÜĞÜ Baş Editör: John L. Esposito İLÂHÎNÂME Ferîdüddîn Attâr MÜSLÜMAN SİTE Louis Gardet DÜŞMANIN TARİHİ Gil Anidjar İSLAM DA 50 ÖNEMLİ İSİM Roy Jackson ESRÂRNÂME Ferîdüddîn Attâr İHVÂN-I SAFÂ RİSÂLELERİ 1. Cilt SÜRYANİLER Mutay Öztemiz KIZILBAŞLAR/ALEVİLER Krisztina Kehl-Bodrogi İBNİ HALDUN Tarih Biliminin Doğuşu Yves Lacoste İBNİ ARABÎ VE DERRİDA Tasavvuf ve Yapısöküm Ian Almond CENNETİN ELEŞTİRİSİ Roland Boer MÜSLÜMAN KÜLTÜRÜ V. V. Barthold İHVÂN-I SAFÂ RİSÂLELERİ 2. Cilt HIRİSTİYANLIKTAKİ ATEİZM Exodus un ve Krallığın Dini Ernst Bloch

İçindekiler İkinci -İhvân-ı Safâ Risâlelerinin Kırk Üçüncü- Risâlesi Allah Azze ve Celle ye Giden Yolun Mahiyetine Dair...9 Üçüncü -İhvân-ı Safâ Risâlelerinin Kırk Dördüncü- Risâlesi İhvân-ı Safâ nın İnancının ve Rabbânîlerin Mezhebinin Açıklanmasına Dair...17 Dördüncü -İhvân-ı Safâ Risâlelerinin Kırk Beşinci- Risâlesi İhvân-ı Safâ nın Birbirleriyle İlişki Şekli, Din ve Dünya Konusunda Birbirleriyle Yardımlaşmaları ve Samimi Şefkat ve Sevgilerine Dair...37 İlahi ve Dînî Yaslara Dair İlimlerin (el-ulûmu n-nâmûsiyye ve ş-şer iyye) Beşinci -İhvân-ı Safâ Risâlelerinin Kırk Altıncı- Risâlesi İmanın Mahiyeti ve Araştırmacı Müminlerin Özelliklerine Dair...55 Altıncı -İhvân-ı Safâ Risâlelerinin Kırk Yedinci- Risâlesi İlahî Yasanın Mahiyeti, Nübüvvetin Şartları ve Özelliklerinin Niceliği, Rabbanî ve İlahî Ekollere Dair...97 Yedinci -İhvân-ı Safâ Risâlelerinin Kırk Sekizinci- Risâlesi Allah a Davet Şekli Hakkındadır...115 Sekizinci -İhvân-ı Safâ Risâlelerinin Kırk Dokuzuncu- Risâlesi Rûhânîlerin Hallerinin Niteliği Hakkında...151

Dokuzuncu -İhvân-ı Safâ Risâlelerinin Ellinci- Risâlesi Siyaset Çeşitlerinin Nitelikleri ve Niceliklerine Dair...187 Onuncu -İhvân-ı Safâ Risâlelerinin Elli Birinci- Risâlesi Bütün Âlemin Düzeninin Niteliğine Dair...205 On Birinci -İhvân-ı Safâ Risâlelerinin Elli İkinci- Risâlesi Sihir, Büyü ve Göz Değmesinin Mahiyeti Hakkında...213

İlahi ve Dînî Yasalara Dair İlimlerin (el-ulûmu n-nâmûsiyye ve ş-şer iyye) İkinci -İhvân-ı Safâ Risâlelerinin Kırk Üçüncü- Risâlesi Allah Azze ve Celle ye Giden Yolun Mahiyetine Dair 1 1. Çeviri: Doç. Dr. M. Kazım Arıcan, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi.

Rahmân ve Rahim Olan Allah ın Adıyla! Allah a hamd, seçtiği kullarına selam olsun, Allah mı daha hayırlıdır, yoksa O na ortak koşulan varlıklar mı? 2 Ey kardeşler! Allah sizi ve bizi kendinden bir ruh ile desteklesin! Biliniz ki, Yüce Allah mahlûkatı yarattı, şekillendirdi, işleri düzene soktu ve yoluna koydu, sonra arşa istiva etti ve yükseldi. Kullarından bir topluluğu seçmesi, seçkin kılması, Kendisine yaklaştırması, kurtarması, ilminin gizli yönlerini ve gaybının sırlarını onlara açması ve onları; kullarına, kendisine ve komşuluğuna davet etmeleri ve onlara sırlarını haber vermeleri için göndermesi, rahmetinin lütfundan, cömertliğinin mükemmelliğinden ve ihsanının tamlığındandır. Bunun amacı, onların cehalet uykusundan uyanmaları, gaflet yatağından kalkmaları, bilginler (ulemâ) gibi hayat sürdürmeleri, mutlu insanlar gibi yaşamaları ve ebedilik yurdunda varlığın yetkinliğine ulaşmalarıdır. Nitekim O, bundan kitaplarında bahsetmiş ve peygamberlerinin (sav) diliyle anlatmıştır. Allah buyurdu ki; Gökleri ve yeri altı günde yarattı ve sonra arşa istiva etti. 3 Yine buyurdu ki; Allah Âdem i, Nuh u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini birbirinden gelmiş nesiller olarak seçip, âlemlere üstün kıldı. 4 Sonra yine buyurdu ki; Allah peygamberleri müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdi ve yanlarında insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm vermek üzere kitabı hak olarak indirdi. 5 Sonra yine buyurdu ki; Allah selam yurduna çağırır ve dileyeni doğru yola iletir. 6 Ey kardeşler! Allah sizi ve bizi kendinden bir ruh ile desteklesin! Biliniz ki, oraya ulaşmak ancak şu elbiseyi giymek (bu iki özelliliğe sahip olmak) ile mümkündür: Bunlardan birisi nefsin arınması, diğeri yolun doğruluğudur. Nefsin arınması, insan cevherinin özüdür. İnsan ismi, nefis ve bedene birlikte verilir. Beden, et, kan, kemik, damar, sinir ve deri gibi şeylerden meydana gelen şu görünen vücuttur. Bütün bunlar, yere ait karanlık, ağır, değişken ve bozulan cisimlerdir. Nefis ise göğe ait ruhânî, diri, nurânî, hafif, hareketli, bozulmayan, bilen ve şeylerin suretlerini idrak eden bir cevherdir. Onun (nefsin) duyulur ve düşünülür varlıkların suretlerini idrak etmesi aynaya benzer. Aynanın şekli düzgün ve yüzü parlak olursa, orada cisimsel şeylerin 2. Neml, 27/59. 3. Hadîd, 57/4. 4. Âli İmrân, 3/33. 5. Bakara, 2/213. 6. Yûnus, 10/25. 11

suretleri olduğu gibi görünür. Aynanın şekli eğri olursa, cisimsel şeylerin suretlerini gerçekte olduğundan farklı gösterir. Aynı şekilde aynanın yüzü paslı olursa, elbette orada hiçbir şey görünmez. Nefsin durumu da böyledir. O, bilir ve üzerinde bilgisizlikler birikmezse, kötü amellerle kirlenmemiş temiz bir cevher ve çirkin huylarla paslanmamış saf bir öz olur. O, sahih niyetli olur ve yanlış düşüncelerle bozulmaz. Kendi âlemindeki ruhsal şeylerin suretleri onun özünde görünür. Nefis onları hakikatleriyle idrak eder ve duyuların sağlıklı ve sağlam olması halinde cisimsel şeyleri duyularıyla idrak ettiği gibi, duyulara uzak kalan konuları aklıyla ve cevherinin saflığıyla gözlemler. Nefis, bilgisiz, cevheri arı olmayan, kötü amellerle kirlenmiş veya çirkin huylarla paslanmış ya da yanlış düşüncelerle bozulmuş olur ve bu hal üzere devam ederse, Yüce Allah ın dediği gibi, ruhânî şeylerin hakikatlerini idrak etmekten mahrum, Yüce Allah a ulaşmaktan âciz ve ahiret nimetlerinden uzak kalır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur: Şüphesiz onlar o gün Rablerini görmekten mahrum kalacaklardır. 7 Ey kardeşler! Allah sizi ve bizi kendinden bir ruh ile desteklesin! Biliniz ki, onun (nefsin) Rabbinden mahrum kalması, cevherini, âlemini, başlangıcını ve sonunu bilmemesidir. Onun bilgisizliği, Yüce Allah ın dediği gibi, amellerinin kötü ve fiillerinin çirkin olmasından dolayı özüne çöreklenen pastan ileri gelir. Allah şöyle buyurur: Hayır, onların yaptıkları kalplerini paslandırmıştır. 8 Onun eğriliği, Yüce Allah ın dediği gibi, bozuk düşüncelerinden ve kötü huylarından kaynaklanır. Allah şöyle buyurdu: Onlar yoldan sapınca Allah da kalplerini doğru yoldan saptırdı. 9 Ey kardeşler! Allah sizi ve bizi kendinden bir ruh ile desteklesin! Biliniz ki, nefis, bu nitelikler üzere devam ettiği sürece kendi özünü görmez. Allah ın belirttiği gibi kendi âleminde bulunan bu güzel, üstün, lezzetli ve hoş şeyler onun özünde görünmez. Allah şöyle buyurdu: Canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır. Siz orada ebedi olarak kalacaksınız. 10 Ve yine buyurdu ki, Hiç kimse yapmakta olduklarına karşılık olarak onlar için saklanan göz aydınlıklarını bilemez. 11 Ey kardeşler! Allah sizi ve bizi kendinden bir ruh ile desteklesin! Biliniz ki, nefisler bu şeyleri müşahede etmedikçe, onlara rağbet etmezler, onları istemezler ve onlara özlem duymazlar; Yüce Allah ın dediği üzere, sanki körmüş gibi kalırlar: Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler kör olur. 12 Ey kardeşler! Allah sizi ve bizi kendinden bir ruh ile desteklesin! Biliniz ki, nefisler kendi âlemlerinin durumunu görmezler ve şu an dünya hayatında sahip oldukları halin dışında bir varlıklarının olmadığını zannederlerse, o zaman Yüce Allah ın dediği gibi, hep dünyada kalmayı arzularlar, orada ebedi yaşamayı temenni ederler, ondan hoşlanırlar, onunla huzur bulurlar, ahiretten ümitlerini keserler ve yeniden dirilişi unuturlar. Allah şöyle buyurdu: Dünya hayatından hoşnut oldular ve onunla 7. Mutaffifin, 83/15. 8. Mutaffifin, 83/14. 9. Saff, 61/5. 10. Zuhruf, 43/71. 11. Secde, 32/17. 12. Hac, 22/46. 12

tatmin oldular. 13 Yine buyurdu ki, Kabirlerdeki kâfirlerin ümit kestikleri gibi tamamen ahiretten ümitlerini kestiler. 14 Sonra, Yüce Allah ın dediği gibi, kendilerine peygamberlerin (sav) diliyle gelen Allah ın tavsiyesi hatırlatıldığında hiçbir öğüt almazlar. Allah şöyle buyurdu: Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almazlar. 15 Sonra onlar ölünceye kadar sanki hiçbir şey duymamış gibi direnerek ve kibirlenerek körlük, bilgisizlik ve azgınlık içinde kalırlar. Nefsin bedenden ayrılması ve bedeni kullanmayı terk etmesi demek olan ölüm sarhoşluğu geldiğinde, hoşlanmadığı halde onu terk ettiğinde, bedeni kullanmayı ve duyulur şeyleri idrak etmeyi bıraktığında, uyanmak için kendi özüne döner. Fakat Yüce Allah ın dediği gibi, günahlarının ağırlığından, kötü amellerinden ve çirkin âdetlerinden uyanamaz. Allah şöyle buyurdu: Günahlarını sırtlarına yüklenirler. 16 O zaman beden aracılığıyla elde ettikleri duyulur lezzetler ellerinden kaçtığını ve kendi âlemlerinde bulunan düşünülür lezzetleri elde edemediklerini anlarlar. Yine o zaman dünya ve ahireti kaybettiklerini fark ederler. Bu apaçık bir hüsrandır. Bu da tamamlanmıştır, olup bitmiştir. Birinci Bölüm Nefsin Terbiyesi ve Huyların Düzeltilmesine Teşvik Hakkında Yolun doğruluğu dediğimiz diğer haslete (özelliğe) gelince: Dünya işlerine ait herhangi bir isteğe yönelen kimse, bu yönelişinde yolların en yakın ve yürümesi en kolay olanını arar. Çünkü o, yakın bir yolunun bulunmaması halinde aradığı şeye ulaşmada gecikeceğini bilir. Aynı şekilde yolun yürümeye elverişli olmaması halinde oraya ulaşmasını engeller veya yürümesini zorlaştırır. Yolların en yakını doğru çizgi üzerinde olandır. Yürümeye en elverişli olan yol ise üzerinde engel bulunmayan yoldur. Nefislerini arındırdıktan sonra Yüce Allah a yönelen, esenlik yurdunda ahiret nimetlerine istek duyan (rağbet eden) ve göğün melekûtuna yükselip melekler topluluğuna katılmak isteyen kimselerin maksatlarında yolların en yakınına yönelmeleri gerekir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurdu: İşte onlar doğruyu arayıp bulmuşlardır. 17 Yine eksiklikten münezzeh olan şöyle buyurdu: İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O nun yolundan ayırır. İşte size bunları emretti. 18 Yine Yüce Allah buyurdu: Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmiş olsam da mı? de. 19 Yüce Allah ın dediği gibi, O nun bize tavsiye ettiği ve peygamberlerinin (sav) diliyle tâbi olmamızı emrettiği doğru yolun ne olduğunu açıklamak ve Rabbimizin vaat ettiği şeye ulaşmak için o yola nasıl koyulmamız gerektiğini anlatmak istiyoruz. Yüce Allah onların ne diyeceğini şöyle anlatır: Rabbimizin bize vadettiğini biz gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenirler. 13. Yûnus, 10/7. 14. Mümtehine, 60/13. 15. Saffât, 37/13. 16. En âm, 6/31. 17. Cin, 72/14. 18. En âm 6/153. 19. Zuhruf, 43/24. 13

Onlar, Evet derler. 20 Fakat gerçekte biz onu, ancak, ölçülü bir söz, doğru bir kıyas ve Yüce Allah ın beyanında ve peygamberlerinin (sav) sünnetinde olduğu gibi açık delillerle, onun hak olduğunun açıklığa kavuşması için Allah ın ufuklarda ve nefislerimizde bulunan diğer ayetlerinin etkili bir tasviriyle açıklayabiliriz. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurdu: Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefislerinizde birçok alametler vardır. Hâlâ görmüyor musunuz? 21 Biz bunu yaparsak temizlerden başkasının dokunamadığı birikmiş ilimlerin ve gizlenmiş sırların kapıları açılır. Ey kardeşler! Allah sizi ve bizi kendinden bir ruh ile desteklesin! Biliniz ki, hiç kimsenin Yüce yaratıcının zatı ve sıfatları hakkında tahmin ve varsayımla konuşmaması gerekir. Aksine O nun hakkında ancak nefsini arındırdıktan sonra tartışması gerekir. Yüce Allah ın buyurduğu gibi bu, şüphe, şaşkınlık ve sapıklığa götürür. Allah şöyle buyurdu: İnsanlar arasında hiçbir bilgisi, yol göstericisi ve aydınlatıcı bir kitabı olmadan Allah hakkında tartışıp duranlar vardır. 22 Biz her şeyden önce başlıyoruz ve nefsi çocukluktan itibaren alıştığımız kötü huylardan nasıl arındırmamız gerektiğini açıklıyoruz; beyana en açık, anlamaya en yakın ve öğütte en etkili olması için bunu matematik (riyâzî) risâlelerimizde çeşitli bölümler halinde anlatıyoruz ve her bölümde atasözü haline gelmiş örnekler (darbımeseller) veriyoruz. Bundan sonra, yönelenler için bir yöntem ve isteyenler için bir yol gösterici olması için bu risâlelerde Aziz ve Celil olan Allah a giden doğru yolun ne olduğunu ve ölçülü bir söze ve açık delillere nasıl uyulması gerektiğini açıklayan daha başka bölümler de sunuyoruz. Bu iki husustan sonra Yüce Allah ın ilhamıyla bildiğimiz ve dostlarının kitaplarının ve peygamberlerine (sav) indirilenlerin tefsirlerinden çıkardığımız, irşat ve sembollerinde filozofların dilinde ifadesini bulan canlı ilahi işleri ve saklı ilahi sırları; âlemin yokluktan sonra meydana gelmeye başlama sebebini, nefsin düşmesini, aldanmasını, ilk insanın yaratılışını, isyan etme sebebini, meleklerin konuşmasını, Âdem e secde etmelerini, iblis ve cinler kıssasını, onun secdeden yüz çevirmesini, ebedilik ağacı ve yok olmayan mülkü, Âdem in soyundan söz alınma sebebini, kıyamet haberlerini, sura üfürülmeyi, yeniden dirilmeyi, yayılma ve hesabı, hükmün verilmesini, sırattan geçmeyi, ateşten kurtulmayı, cennete girmeyi, Yüce Rabbin ziyaretini, peygamberlerin (sav) kitaplarında anlatılan buna benzer haberleri ve onların manalarının hakikatlerini açığa çıkarmaya başlıyoruz. İnsanlar arasında öyle akıllı, ayırt etme yetisi kazanmış (mümeyyiz) ve filozofmuş gibi görünen topluluklar vardır ki, bu konular hakkında düşündükleri ve onları akıllarıyla kıyas ettikleri zaman, onların gerçek manalarını tasavvur edemezler. Onları, vahiy lafızlarının görünen (zâhir) kısmının işaret ettiği şeye göre yorumladıkları zaman, akılları bunu kabul etmez ve o zaman şüphe ve şaşkınlığa düşerler. Bu şaşkınlık uzun sürdüğünde, kılıç korkusundan bunu dilleriyle ikrar etmeseler bile, kalpleriyle inkâr ederler. Yine insanlar arasında ilim ve temyizde onlardan daha aşağıda olan öyle topluluklar vardır ki, onun hak olduğuna inanırlar ve bunu bilirler. Başka topluluklar ise onları taklit ederek alırlar ve üzerinde düşünmezler. Yine insanlar arasında öyle bir grup vardır ki bu tür meseleleri işittiklerinde nefisleri onlardan nefret eder ve 20. A raf, 7/44. 21. Zâriyât, 51/20-21. 22. Lokmân, 31/20. 14

bunların dile getirilmesinden tiksinirler. Onun hakkında konuşan veya soru soran kimseyi küfür, zındıklık ve üstüne düşmeyen şeyi yapmakla suçlarlar. Onlar, nefisleri cehalet uykusuna dalan topluluklardır. Onlara öğüt veren kimsenin tedavilerini ilahi kitapların ayetleri, ellerinde bulunan peygamber haberleri ve şeriat hükümlerindeki had, rusûm * ve misaller ile öğüt vererek yapabildiğinin en zarifiyle iyi bir şekilde tedavi eden dost bir tabip olması gerekir. Bütün bunların hepsi, dünya ve ahiret (mebde ve me âd) konularına ait olup onların ihmal ettikleri hususları nefse hatırlatmaya yönelik işaretlerdir. Bunlar, farzların özel sayılar şeklindeki miktarları, peygamberlerin belirli şartlardaki hükümleri, belli vakitlerde onların eda edilmesi, çeşitli yönlere yönelme ve ister Tevrat, ister İncil, isterse Kur an ehlinden olsunlar, farklı şekillerde ibadet etme gibi hususlardır. Onların şeriat hükümlerinin zahirine bağlı kalmaları, peygamberlerinin kitaplarını okumaya aşırı istek duymaları ve önem vermeleri ve onlardaki din ve dünya hükümlerinin doğruluğunu kabul etmeleri, âlemler konusundaki bilgisizliklerinden ve mebde me âdı unutmalarından sonra onlara hatırlatmada bulunan kimselere bir delil ve bizim daha önce anlatmış olduğumuz bu meselelerin manalarına ilişkin inkârları hususunda onlara bir şâhittir. Bu meselelerin manalarını inkâr eden bu topluluk putlara, heykellere, ateşe, güneşe, yıldızlara ve benzeri şeylere tapan kimseler olsalar da bu böyledir. Zira, onların şeriat kitaplarında, mabet resimlerinde ve gelenek hükümlerinde de bununla ilgili nebevî şeriat ve dinlerdekine benzer bir takım örnekler ve işaretler vardır. Fakat onlara hatırlatmada bulunan kimselerin bunları bilmeleri gerekir. İnsanlar arasında bu tür meseleleri işittiklerinde nefisleri onların cevaplarına yönelen ve manalarını bilmeyi arzulayan bir topluluk vardır. Onların cevabını işittiklerinde hiçbir delil ve burhan olmadan kabul ederler. Onlar, nefisleri sağlam ve henüz yanlış fikirlerle bozulmamış ve cehalet uykusuna dalmamış olan kimselerdir. Hatırlatmada bulunan kimse onları aşamalı olarak öğretme yoluna başvurmaya ihtiyaç duyar. Nitekim biz bunları öğretmenler ve öğrenciler için yazdığımız ilk iki risâlede anlattık. Nefisleri güzelleştiği, zihinleri arındığı ve akılları güçlendiği zaman insan suretinde tasvir ettiğimiz beş risâlede açıkladığımız ve delillerini, insan suretindeki örneklerle izah ettiğimiz üzere, onlara bu meselelerin cevaplarını burhanlarıyla sunarsın. İnsanlar arasında ilim erbabı olan, bazı ilimler üzerinde düşünen ve filozofların bazı kitaplarını onaylayan veya onların münazaralarını kelamcılardan, felsefecilerden ve din âlimlerinden dinleyen bir topluluk, bu tür meseleler hakkında konuştular ve onlarla ilgili çeşitli cevaplar verdiler, bir şey üzerinde görüş birliğine varmadılar ve onlar hakkında aynı görüşü açıklamadılar; bilakis bu konuda onlar arasında çekişmeler ve tartışmalar meydan geldi. Bunun sebebi, onların ellerinde bütün bu meseleleri cevaplamalarını sağlayacak bir tek doğru esasın ve düzgün kıyasın bulunmamasıdır. Fakat onların esasları değişik, kıyasları farklı ve yanlıştır. Ey kardeşler! Allah sizi ve bizi kendinden bir ruh ile desteklesin! Biliniz ki farklı esaslara dayanarak cevap vermek ve değişik kıyaslarla hükmetmek çelişkili ve yanlış olur. Biz bütün bu soruları cevapladık. Onların çoğu, bir tek asıl ve bir tek kıyasa * Mantık terimi olarak Had, öze, resim ise ilintiye ait tanımdır. (y.h.n) 15

dayalı meselelerdir. O asıl insan suretidir. Çünkü insan sureti, Allah ın mahlûkatı üzerindeki en büyük delildir. Çünkü o, onlara en yakın olanıdır. Onun delilleri daha açık, burhanları daha doğrudur. O (insan sureti), Allah ın kendi eliyle yazdığı kitap, hikmetiyle inşa ettiği bina, yarattıkları arasına koyduğu ölçü, hesap günü hak ettikleri sevap ve cezayı tarttığı terazi, bütün âlemlerin suretlerin kendisinde toplandığı bütün, Levh-i mahfuzdaki ilimlerin özeti, her inkârcıya karşı şahit, her hayra götüren yol ve cennet ile cehennem arasına çekilmiş sırattır. Hakiki ilimlerde öncülük iddiasında bulunan ve daha önce geçen bu sorulara güzel cevap verdiğini söyleyen kimsenin onun cevabını bir tek asıl ve kıyasa dayalı olarak araması gerekir. Onun felekler, gezegenler, unsurlar, hayvanlar, bitkiler ve diğerlerinden oluşan bütün varlıkların suretleri arasında insan suretinden başkasını asıl kabul etmesi mümkün değildir. İnsan suretinden başka bir şeyi asıl kabul ederse diğer varlıkları onunla kıyaslayamaz ve bu sorulara bizim kıyasladığımız ve cevapladığımız dışında bir şeyle cevap veremez. Böyle yaparsa herkes bir tek görüş, bir tek din ve bir tek mezhep üzerinde ittifak eder; çelişki ortadan kalkar ve doğru herkese açıkça görünür. Bu, herkesin kurtuluşuna vesile olur. Biz hiç kimseye, Yüce ve Mukaddes Allah ın geleneğine uymak için nefsini bu iki kitapta söylediğimiz ve anlattığımız şeylerle eğitmeden bu gibi konular üzerinde düşünmesine ve onlar hakkında soru sormasına müsaade etmeyiz. Nitekim O, şöyle bildirmiş ve söylemiştir: Biz Musa ile otuz gece için sözleştik ve buna on gece daha ekledik. 23 Çünkü Musa (as) nefsinin arınması için geceleri namaz kıldı, gündüzleri oruç tuttu. İşte o zaman Yüce Allah onu kurtardı ve onunla konuştu. Peygamber in (sav) şöyle dediği rivayet edilmektedir: Kim kırk gün sadece Allah a kulluk ederse, kalbi kapalı bir dilsiz de olsa, Allah onun kalbini açar ve göğsünü genişletir ve dilini hikmetle konuşturur. Bundan dolayı filozofların öğrencilere hikmet kapısını açmak ve özel isteklilerin (mürit) sırları keşfetmesini sağlamak istedikleri zaman nefislerinin arınması ve huylarının güzelleşmesi için önce onları razı etmeleri ve nefislerini edeple süslemeleri gerekir. Zira hikmet, kendisine özel bir mekan açmak istediğin gelin gibidir, çünkü o ahiret hazinelerindendir. Filozof, hikmet konusunda öğrencilere onun sırları kendilerine açılmadan önce gerekli alıştırmayı yapmazsa, onun durumu, kralın kapı muhafızının ahmak bir topluluğa edep ve terbiye almadan huzura girmelerine izin vermesine benzer. O böyle yaparsa cezayı hak eder. O zaman o, onların terbiyesi için gerekeni yaptı. Sonra onlar hem yapmadılar hem de kabul etmediler. Filozof kınamadan uzak oldu ve onlara suçluluk gerekti. Çünkü sen aç kişiye yiyecek ve içecek ikram ettiğin zaman onu doyurursun. O aç olarak ölünceye kadar yemezse kanıyla alınır: Kim bir mümini kasten öldürürse onun cezası ebediyen kalmak ve Allah ın gazabına uğramak üzere cehennemdir. 24 Ey saygılı ve merhametli kardeş! Allah seni, bizi ve bulundukları ülkelerde tüm kardeşlerimizi doğruya muvaffak etsin! O, kullarına karşı şefkatlidir. Allah Azze ve Celle ye Giden Yolun Mahiyeti ve Ona Ulaşma Şekli hakkındaki risâle sona erdi. Bunu İhvân-ı Safâ nın İnancı hakkındaki risâle takip edecektir. 23. A raf, 7/142. 24. Nisâ, 4/93. 16