SEDEF BETİL Kırgınlığın Kuytusunda

Benzer belgeler
KEREM ASLAN Her Şey Dahil

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

İletişim Yayınları 2472 Çağdaş Türkçe Edebiyat 426 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

MELİKE UZUN Soğuk ve Temiz

BARIŞ BIÇAKÇI Baharda Yine Geliriz

PELİN BUZLUK Deli Bal ve Kanatları Ölü Açıklığında

İletişim Yayınları 2462 Çağdaş Türkçe Edebiyat 423 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Sarmaşık

ECE ERDOĞUŞ Tuhaf Hikâyeleri Sever misiniz?

SEDEF BETİL Kısa Karanlıklar

MENEKŞE TOPRAK Temmuz Çocukları

HAKAN BIÇAKCI Otel Paranoya

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Eski Dostum Kertenkele

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

BARIŞ BIÇAKÇI Seyrek Yağmur

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik

BARIŞ BIÇAKÇI Sinek Isırıklarının Müellifi

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

TÜLİN KOZİKOĞLU - UĞUR ALTUN Mıstık, seni anlamıyoruz! Noktalama İşaretlerinin Öyküsü

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

Arne Bellstorf. ALMAN SEVGİLİ Astrid Kirchherr ve Stuart Sutcliffe in Hikâyesi. Çeviren: Tanıl Bora

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

PELİN BUZLUK En Eski Yüz

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

ISBN :

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi 2018 ARALIK AYI EĞİTİM BÜLTENİ

FRANCESCA SIMON FELAKET HENRY İLE SPOR

AHMET KARCILILAR Mavinin Reddi

GİRAY KEMER Ses Veriyorum

WILHELM SCHMID Arkadaşlıktaki Saadete Dair

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

ALİ ARTUN Sanatın İktidarı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! Resimleyen: Burcu Yılmaz

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Kirpiklerimin Gölgesi

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

İletişim Yayınları 2738 Çağdaş Türkçe Edebiyat 475 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A.Ş. / 1. BASIM 1. Baskı 2019, İstanbul

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

JOHN BERGER Leylak ve Bayrak

ÖMER ARSLAN Avuntular

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

ELİF TÜRKER Sevgili Alef,

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΙΕΥΘΥΝΣΗ ΑΝΩΤΕΡΗΣ ΚΑΙ ΑΝΩΤΑΤΗΣ ΕΚΠΑΙ ΕΥΣΗΣ ΥΠΗΡΕΣΙΑ ΕΞΕΤΑΣΕΩΝ ΠΑΓΚΥΠΡΙΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ 2006

GÖNÜL KIVILCIM Uğultular

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Tanşıl Kılıç. Roman ŞEKERLİ SİNEK. 12. basım. Resimleyen: Vaqar Aqaei

GERARD VAN GEMERT YENİ TAKIM RESİMLEYEN MARK JANSSEN. Türkçesi: Gizem Kara Öz

1.Aşağıdaki isimlere uygun sıfatkarı getiriniz.(büyük, açık, tuzlu, şekerli, soğuk, uzun,güzel, zengin)

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ

Kuş Eppeği Levent Cantek

BİZİM SOKAKTA ŞENLİK VAR

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

Cem Akaş BUMBA İLE BİBU. Resimleyen: Reha Barış

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

Söyle, üzmesinler onu. Ele güne muhtaç olmasın. Hâlâ sigara. Çünkü gücüm var biraz daha.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

AYLİN BALBOA Belki Bir Gün Uçarız

OĞUZHAN TAŞ Gazetecilik Etiğinin Mesleki Sınırları

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HÂLÂ HARİKA

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

Derleyenler FERYAL SAYGILIGİL - BEYHAN UYGUN AYTEMİZ Gülebilir miyiz Dersin?

CİN ALİ İLE BERBER FİL

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

GİRAY KEMER Olaylar Boksörün Pazı Sarmasını Yemesiyle Başladı

ŞAHISLAR: Anne:Zişan, Baba:Orhan, Abla:Fehiman, Abla:Güzin, Abi:Osman, Küçük Kardeş:Fikret

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

MATEMATİK ÖYKÜLERİ BİLGİÇ İLE SAYGIÇ NEŞELİ

İşitme Engelli Öğrenciler için Sıralama Kartlar ile Okuma-Yazma ve Anlama Çalışması. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler Sınıf Öğretmeni

MELTEM GÜRLE Roko ile Konuşmalar

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

I. BÖLÜM. Sayı, insan nefsinde birliğin tekrarından kaynaklanan manevi hayaldir. İhvan-ı Safa (Saflık Kardeşleri)

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

MAHİR ÜNSAL ERİŞ Benim Adım Feridun

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

MENEKŞE TOPRAK Arı Fısıltıları

Delal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mert Tugen YEDİ DENİZLERDE 2. 2 Basım İSKELET SAHİLİ NDEKİ SIR

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK. Masal. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez

Uykusuzluk, Nedenleri ve Çözüm Önerileri. GRUP UYKUSUZLAR Todup D2 Danışman: Prof.Dr. Murat KASAP

Transkript:

SEDEF BETİL Kırgınlığın Kuytusunda

SEDEF BETİL 1945 te Ankara da doğdu. 1966 da Arnavutköy Amerikan Koleji nden, 1971 de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi nin Grafik Bölümü nden mezun oldu. Grafik, iç dekorasyon ve renk danışmanlığı yaptı. 1994 ten beri yoğun olarak sosyal sorumluluk projelerinde çalışmaktadır. İlk kitabı Kısa Karanlıklar (İletişim Yayınları) 2015 yılında çıktı. İletişim Yayınları 2438 Çağdaş Türkçe Edebiyat 417 ISBN-13: 978-975-05-2149-2 2017 İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul EDİTÖR Levent Cantek KAPAK Deniz Karagül UYGULAMA Hüsnü Abbas DÜZELTİ Nebiye Çavuş BASKI Sena Ofset SERTİFİKA NO. 12064 Litros Yolu, 2. Matbaacılar Sitesi, B Blok, 6. Kat, No: 4NB 7-9-11 Topkapı, 34010, İstanbul, Tel: 212.613 38 46 CİLT Güven Mücellit SERTİFİKA NO. 11935 Mahmutbey Mahallesi, Devekaldırımı Caddesi, Gelincik Sokak, Güven İş Merkezi, No: 6, Bağcılar, İstanbul, Tel: 212.445 00 04 İletişim Yayınları SERTİFİKA NO. 10721 Binbirdirek Meydanı Sokak, İletişim Han 3, Fatih 34122 İstanbul Tel: 212.516 22 60-61-62 Faks: 212.516 12 58 e-mail: iletisim@iletisim.com.tr web: www.iletisim.com.tr

SEDEF BETİL Kırgınlığın Kuytusunda

İÇİNDEKİLER Yaz Tatili...7 Güzel Şeyler Olacak...13 Benden Bir Parça...19 Sisli Günler...23 Dam...29 Gitmek Zamanı...33 Anneciğim...39 Genç Bir Kadının Bırakamadıkları...45 Büyükbaba nın Bildikleri...49 Mektup...55 Sesleniş...61 Zamanı Değerlendirmek Lazım...67 Bir Fincan Kahve...71 Ağlamak...77 Uzun ve Kısa Hayaller...83 İlkbahar...89 Kafedeki Herhangi Bir Adam...95

Yaz Tatili Sıcak, öyle sıcak ki, kıpırdayamıyorum, tuhaf bir sıcak, kaya gibi sert. Hele öğleden sonraları, duvarlara çarpa çarpa büyüyor sanki. Sıkılıyorum. İkinci kattaki odada yatakta pikenin üstünde X harfi gibi yatıyorum. Her gün böyle... Sıkıntı. İçimden dışarı doğru çıkmak isteyen, çıkamayan bir sıkıntı... İğneyle yer yer delsem, sivilce gibi aksa dışarı. Canım hiçbir şey istemiyor, YouTube a bile bakmıyorum. Klima olsa. Babam sevmez, sahteymiş. En azından, bu yıl evdeki her tavana, terasa bile, pervane taktırmış. Ağır ağır tüm gün dönüyorlar. Babam da oralarda bir yerde elinde kitabı, ayağında labradoru Çiko, oturuyor. Kaç yıllık sevgilisi yok, eşyalarını da göremedim. Çok merak ediyorum ama babama her şeyi soramayız. Geçen yaz gelememiştik. Tam biletler alındı abimle yola çıkacağız, bir telefon. Bize, Gelmeyin, bu işi erteleyelim, dedi. Yılda bir ona gitmemize, o da topu topu on gün, iş diyor. Her kış İstanbul a gelir, bir ay kalır, bizimle iki üç kere yemek yer. Altı yıl önce, yedi yaşındaydım, abim de on bir, annemle ayrıldılar. O zaman başka bir babaydı, severdim. 7

Sıcak, üstünde yattığım pikeyi yere attım, duvarla yatağın arasına. Bacaklarıma pikenin motifleri kopyalanmış, ince çizgiler, yer yer kırık kırık. Çarşaf serin serin. Diğer yana döndüm, don ve tişörtleyim, şort ve sutyenimi odaya girince yere atmıştım. Bol kesimli kısa tişörtüm beyaz, donum beyaz. Duvarlar beyaz, bir komodin, bir şifonyer beyaz, yer beyaz. Karşı duvarda bir ayna, beyaz. Kendimi aynada göremiyorum. Bacaklarımı havaya kaldırdım, aynada kahve, kahve oynuyorlar, ayak parmaklarımı açıp açıp kapatıyorum, ikisi iri, ikisi ince uzun, geri kalanlar güdük güdük. Yedi cüceler gibi yürütüyorum onları. Bacaklarım ağır, hızla yatağa düşüyorlar. Ensem, saçlarım yapışkan yapışkan. Pervane inleyerek devamlı dönüyor, bir sinek de ona binmiş ha bire dönüyor. Bu öğlen, yine hiç konuşmadan menemen, salata yedik. Elif Hanım çok güzel yemek yapar, bu yaz her gün geliyor, iyi de oldu, ben artık çok yemek yiyorum, hepsi şaşırıyor. Yorgunum, odama gidiyorum dedim, masadan kalktım. Sabah abimle sörf yapmıştık, rüzgâr muhteşemdi, babam nedense yapmadı. Ben babama sordum, Canım istemiyor, dedi. Oysa bize o öğretti. Gazete aldı, gölgede oturdu. Sörfü hazırlarken baktım, uzun uzun telefonda konuşuyordu, kaşları çatık, kızgın değil de endişeli gibi. Abime gösterdim, Ne bileyim, sen işine bak, dedi. O ikisi bu yıl neredeyse hiç konuşmuyorlar. Eskiden abim hep etrafında dolaşıp, soru sorardı. Şimdi tam tersi, babam ona bakıp bakıp duruyor, tam bir şey söylemeye karar veriyor, abim kapanıyor. Erkekler böyle mi sever? Anlamıyorum. Oysa havaalanında ilk karşılaştıklarında babam gülümseyerek ona uzandı, şefkatle sarıldılar. Ben de öyle gider sanmıştım. Galiba abim büyüdükçe babama benziyor. Babam, beni gördüğünde ise şaşırdı, hatırladığı gibi değilim ki, bir adım geriledi. Kavuşmak için uzandı, başım başı- 8

na yaklaşmış, o kısalmış sanki, beceriksizce beni sarmalamaya çalıştı. O zayıflamış, benim memelerim oluşmuş. Onun saçı dökülmüş, sakalını kesmiş, benim kaşlarım alınmış, saçım mavilenmiş. Bilemedi ben kimim, bana bakarken, konuşurken de sanki yeni tanışmışız gibi ne diyeceğini düşünüyor. Benim canım sıkılmasa, onu konuştururum da, ama şu sıra olmuyor, sebebini bilmediğim bir şeyler hissediyorum, sanki bedenim içimden dışarı çıkmak istiyor. Şu sıralar kendi sorunlarım var. Hele uyumak, çok zor. Hep yorgunum ama yatınca da uyuyamıyorum. Geçen gece İstanbul da sonunda ağladım, annemi çağırdım. Geldi, saçımı okşadı, küçüklüğümü anlattı. Bu durumumu sorunca, Babana gideceksin, heyecandandır, dedi. Ama buraya geleli yedi gün oldu, hep aynı sıkıntı, uykusuzluk. Ergen olmak, bu mudur? Her sabah donuma bakıyorum, kanama yok, yüzüme iyice bakıyorum, hiç sivilce yok. Ama memelerim hep yanıyor. Yana yana büyüyorlar. Kambur durursam gözükmüyorlar, bazen de omuzlarımı öne alıyorum. Abimin tişörtlerini giydiğim de oluyor. Ter kokuyorum, her yanımdan kıllar uzuyor. İstemediğim şeyler oluyor, hoş değil, hatta çirkin. Sıcak, yattığım yer hemen ısınıyor. Demin biraz da yerde yattım. İyi geldi. Sabah iki arkadaşımın Instagram da özçekimi vardı, onları aradım, ulaşamadım. Belki WiFi sız bir yerdeler, belki de beni görünce açmadılar. Beni kimse aramıyor. Abime sordum, onu arkadaşları çok arar, Sizinki kız işi, ben anlamam, dedi. Abime babamın sevgilisini de sordum. Koskoca adam, küçücük kız, sıkılıp gitmiştir, dedi. Aslında sevgilisi, küçük değildi, bana kendi söyledi, otuz altı yaşındaydı, iki yaz önce, şimdi otuz sekiz oldu, babamdan ancak on yaş küçük. Neşeliydi, hep gülerdi. Benimle tavla oynardı, krep yapardık, akşamları dizi seyrederdik. Gece, hiç üşenmez, dondurma almaya giderdik. Anneme bunları hiç anlatmadım. Bu yaz da olsaydı iyi olurdu. Abimle babam 9

olimpiyat seyrediyorlar, hep ayrı tarafı tutuyorlar, Japon a karşı Çin örneğin veya Portekiz e karşı İspanya, yakın yerler yani. Sporun ne olduğu önemli değil, bisiklette de, okçulukta da, yelkende de hep aynı. Belki de birbirlerine rakip olunca daha çok kızıp, seviniyorlar. Neden böyleler, ben anlamıyorum. Ben sörfü, bisikleti, okuldaki voleybolu hep birileriyle olmak, eğlenmek için yapıyorum. Pervanedeki sinek yatağıma düştü, yamyassı olmuş, kurumuş. Sağ ayağımın başparmağıyla yataktan yere attım. Tam yatağın ortasına geldim, yüzükoyun döndüm, T harfi gibi yatıyorum. Başım sola dönük, tek gözüm, tek burun deliğim saç tellerimin arasından etrafı izliyor. Her nefeste teller uçuşuyor, yavaşça yerine konuyor. Burnum kaşınıyor, sol elim zorla yerinden kalkıp, burnumu buluyor, kaşıyor, telleri tek tek geri itiyor, ağır ağır eski yerine gidiyor. Gözüm kapanıyor. Yapışkan sıcak üstümü örtüyor. Uyusam, ah, bir uyusam. Memelerim acıyor, yanmaya başlıyor, hemen sırtüstü dönüyorum. Gözlerim pervanede, pervane inceden inleyerek ağır ağır dönüyor, gözkapaklarım usulca kapanıyor... Kapı birden açılıyor. Yatağımda fırlıyorum, kalbim çarpıyor. Uyandırdım mı güzel kızım? Haydi kalk, neredeyse akşam olacak. Bak, sana ne getirdim. Elif Hanım koca bir tabak karpuzla yatağımın kenarına oturdu, ağzıma da bir parça koyarak. Üçgen sulu bir parça, buz gibi. Tüm oda serinledi, karpuz oldu, bizi içine aldı. Isırıyorum. Karpuz, dudaklarımın arasından kırmızı kırmızı, ıslak ıslak, serin serin çenemden, boynuma, memelerimin arasından göbeğime akmaya başladı. Elif Hanım gülüyor, daha ben yutkunmadan, ağzıma bir parça daha koyuyor. Ağzım bir ara boşken soruyorum, Elif Hanım, babamın sevgilisi neden gitti? 10