100/2000 YÖK Doktora Bursu Projesi Kapsamında Desteklenecek Üniversiteler ve Alanlar Belli Oldu 100/2000 YÖK Doktora Bursu Projesi Kapsamında Desteklenecek Üniversiteler ve Alanlar Belli Oldu. 100 tematik alanda 2 bin kişiye yönelik aylık bin 550 Lira doktora bursu verilecek üniversiteler ve programları açıklandı. Üniversitelerinizin web sayfalarından duyuruları takip ederek başvuruda bulanabilirsiniz!!! YÖK ün kararı doğrultusunda belirlenen 53 üniversiteye doktora bursu başvurusu yapılabilecek. YÖK Başkanı Yekta Saraç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye deki doktoralı insan sayısını artırmak için 100 / 2000 YÖK Doktora Bursları Projesi ni başlattıklarını hatırlattı. Doktoralı insan sayısında gerilerdeyiz Kalkınmış ülkelere bakıldığında, doktoralı insan sayısının çok yükseklerde olduğuna işaret eden Saraç, Çin de bin kişiye 2.2, Amerika da bin kişiye 1.7, Avrupa Birliği ülkelerinde bin kişiye ortalama 1.5 doktoralı insan düşerken Türkiye de bu sayının bin kişiye 0.4 oranında olduğunu söyledi. Doktora için bin / bir hedefini koyduk Ülkenin kalkınmış ülkeler arasındaki sıralamasını yükseltmek için doktoralı insan gücünün artırılması gerektiğinin altını çizen Saraç, Biz de bu bağlamda bin/bir hedefini koyalım diyoruz. Yani bin kişiye 1 doktoralı kişi. Buradaki maksadımız aslında endüstriye de sanayiye de bir doktoralı iş gücü, doktoralı insan gücü kazandırmak. dedi. 100/2000 YÖK Doktora Bursları Projesi kapsamında Türkiye için öncelikli alanlarda nitelikli bilgi üretmek amaçlı doktoralı insan kaynağına olan ihtiyacı karşılamak üzere, devlet üniversitelerindeki doktora programlarında öğrenim gören öğrencileri desteklemek için yükseköğretim tarihinde ilk kez doktora bursu verileceğini hatırlatan Saraç, dünyanın da üniversitelerden, ürettikleri bilginin
kullanımında etkin rol oynamasını beklediğine işaret etti. Artık üniversitelerin sadece kitlesel eğitim ile yetinmediğini, ürettikleri ve öğrettikleri bilginin kullanımının ekonomik, sosyal alanlarda değer bulmasını takip ettiklerini ve hedef olarak gördüklerini ifade eden Saraç, YÖK olarak bu amaçla üniversitelerdeki enstitülerin, araştırma merkezlerinin girişimci doğalarını, disiplinler üstü ve disiplinler arası çalışmalarını desteklemeye kararlı olduklarını vurguladı. Gelecek 10 Yıl İçin Güçlü Nesiller Yetiştirme Projesi Bu bağlamda doktora programlarının gelişmesine ve bu programlara, mezun olan en parlak öğrencilerin katılabilmesine her zamankinden daha fazla emek harcayacaklarını bildiren Saraç, şöyle devam etti: Bu düşünceyle Gelecek 10 Yıl İçin Güçlü Nesiller Yetiştirme Projesi ni başlatıyoruz. Bu öğrencileri 100/2000 YÖK Doktora Bursu ile mali olarak destekleyeceğiz. Yani ülkemizin ihtiyacı olan 100 alanda, 2 bin öğrenci YÖK bursu ile, Türkiye nin güçlü üniversitelerinde doktora yapacak. Yüksek Öğretim Kurulu olarak bizler de öğrencilerin çalışmalarında gösterdiği başarıyı ve akademik performanslarını dikkate alarak, eğitimleri boyunca, özellikle araştırma kavramına yönelik olarak, kendilerine özgün olanaklar sunmaya çalışacağız. Bu projenin önemli bir ayağı, YÖK ün bu doktora programlarının eğitim ve araştırmalarını, ulusal ve uluslararası yaptıkları araştırma ve yayınlarını kalite süreci açısından takip kararı almış olmasıdır. YÖK Başkanı Saraç, 100/2000 doktora programını bir mükemmeliyet ve prestij programı olarak gördüğünü belirtti. Seçilen 100 doktora alanının, 2013 ten itibaren dünya bilim literatürüne katılan Yükseköğretimde Akıllı Uzmanlaşma-Smart Specialisation çalışmaları ve onlarca bilim insanının fikri alınarak kararlaştırıldığını açıklayan Saraç, Bu kavramın esas gayesi, 21. yüzyılda öne çıkan yüksek teknoloji, inovasyon ve gerekli insani ve sosyal değerlerin çalışmalarını ve araştırmalarını üretmek ve ülkeye bu alanda bilim insanı kazandırmaktır. Bunu yaparken de kamu finansmanını doğru ve verimli harcamak ile yükseköğretim çalışma alanlarında dublikasyonu önlemek de üzerinde durulan diğer iki noktadır. Projeyi başarılı olması dileği ile yükseköğretim camiasına sunuyoruz. değerlendirmesini yaptı.
Türkiye yi geleceğe taşıyacak bilim alanları YÖK, 22 Aralık 2016-12 Ocak 2017 tarihleri arasında 100 tematik alanda başvuru ilanına çıktı. Üniversiteler bu alanlar arasından seçtikleri en fazla 10 alt alan için yetiştirecekleri öğrenci sayılarını, kurumsal kapasitelerini ve ilgili alanlarda yetkinliklerine ilişkin YÖK e başvurdu. YÖK e temel bilimler, mühendislik ve mimarlık, sağlık ile sosyal bilimler üst alanlarında 73 farklı üniversiteden gelen toplam 635 başvuru ve 2 bin 964 kontenjan talebi ön değerlendirmeden geçirildi. YÖK ün kararı doğrultusunda belirlenen 53 üniversiteye öğrenciler doktora bursu başvurusu yapılabilecek. Bu üniversiteler şu şekilde: Abant İzzet Baysal, Abdullah Gül, Afyon Kocatepe, Akdeniz, Anadolu, Ankara Sosyal Bilimler, Ankara, Ankara Yıldırım Beyazıt, Atatürk, Boğaziçi, Bursa Teknik, Bülent Ecevit, Çukurova, Dicle, Dokuz Eylül, Dumlupınar, Düzce, Ege, Erciyes, Erzurum Teknik, Eskişehir Osmangazi, Fırat, Galatasaray, Gazi, Gaziosmanpaşa, Gebze Teknik, Hacettepe, Harran, Hitit, İnönü, İskenderun, Teknik, İstanbul Teknik, İstanbul, İzmir Katip Çelebi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Kahramanmaraş Sütçü İmam, Karabük, Karadeniz Teknik, Kocaeli, Marmara, Mersin, Namık Kemal, Necmettin Erbakan, ODTÜ, Ömer Halisdemir, Sakarya, Selçuk, Süleyman Demirel, Trakya, Türk-Alman, Uludağ, Yalova, Yıldız Teknik. Gerçekleştirilen paneller neticesinde, temel bilimler, mühendislik ve mimarlık alanlarında 46 üniversitede 855 kontenjan için alt alanlar şöyle belirlendi: Akıllı malzemeler, biyobenzetim, bilgi güvenliği, biyoenformatik, biyomalzeme ve doku mühendisliği, biyomedikal ekipmanlar (tıbbi cihazlar), enerji depolama ve enerji malzemeleri, güç ve depolama teknolojileri, hava ve uzay araçları tasarımı, hidrojen ve yakıt pilleri, insan-bilgisayar etkileşimi, insan beyni ve nörobilim, insansız sistemler, mikro ve nanoteknoloji, mimarlık, nanobiyoteknolojik güdümlü ilaçlar, nükleer enerji, örüntü tanıma analizi, savunma bilişimi, modelleme ve simulasyon, savunma sistemleri entegrasyonu, sensör teknolojileri, sürdürülebilir ve akıllı kentler, sürdürülebilir yapı malzemeleri ve
teknolojileri, sürdürülebilir, etkin tarım, ulaştırma akıllı ulaşım sistemleri, veri madenciliği ve veri depolama, yeni 3B eklemeli üretim, yeni nesil kompozitler ve çok işlevli nanokompozit malzemeler, yenilenebilir enerji kaynakları/teknolojileri. Sosyal bilimler alanında 28 üniversitede 246 kontenjan için alt alanlar ise şöyle oldu: Afrika çalışmaları, aile psikolojisi, anayasa hukuku, Balkan çalışmaları, deniz ticaret hukuku, Ermenice, fikri mülkiyet hukuku, göç çalışmaları, hadis, idare hukuku, katılım bankacılığı, kentsel dönüşüm çalışmaları, klinik psikoloji, manevi danışmanlık, medeni yargılama usulü hukuku, okul öncesi eğitim, Ortadoğu çalışmaları, özel eğitim (yetenekli, engelli vb), sosyal medya çalışmaları, toplumsal cinsiyet çalışmaları, uluslararası güvenlik ve terör, Uzakdoğu çalışmaları, yoksulluk çalışmaları. Sağlık alanında 25 üniversite için 299 kontenjan için alt alanlar şöyle: Biyomalzeme ve doku mühendisliği, cerrahi hastalıklar hemşireliği, çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği, doğal ve bitkisel ürünler, kozmetik ürünler, farmasötik biyoteknoloji ve ilaç tasarımı, gen tedavisi, gıda-metabolizma etkileşimi, hastane enfeksiyonlarını önleme, iç hastalıkları hemşireliği, kanser epidemiyoloji, metabolizma (obezite, diyabet ve ateroskleroz), moleküler farmakoloji ve ilaç araştırmaları, moleküler onkoloji, moleküler patoloji, moleküler ve hücresel gastroenteroloji, odiyoloji, psikiyatri hemşireliği, tümör immunolojisi. Belirlenen alanlarda doktora yapacaklara aylık bin 550 Lira 4 yıl süreyle verilecek. 100 / 2000 YÖK Doktora Bursları Türkiye nin projesi Saraç, bu projeyi Türkiye nin projesi olarak niteledi ve Yeni YÖK olarak ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayacak bu büyük adımla gurur duyuyoruz dedi.
100/2000 YÖK Doktora Bursları Projesi ne ilişkin detaylı bilgi için: http://www.yok.gov.tr/web/100-2000/ana-sayfa Muğla nın Bitkileri Üniversitede Kozmetik Ürününe Dönüşüyor Muğla nın Bitkileri Üniversitede Kozmetik Ürününe Dönüşüyor. Öncelikle bu projede emeği geçen Sayın Prof.Dr. Nazan DEMİR e bizlere böyle bir merkez kazandırdığı için çok teşekkür ediyoruz ve çalışmalarında başarılar diliyoruz. Muğla Valisi Amir Çiçek, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen 1. Ulusal Kozmetik Ürünler Tanıtım Günleri ve Araştırma Merkezi nin Açılış programına katıldı. Etkinlikte MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar, Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Cumhur Çoban ve davetliler yer aldı. Üniversitelerdeki araştırma ve uygulama merkezlerinin kurulmasının kampüslerden sahaya inilmesi demek olduğunu söyleyen Vali Çiçek, Bu bizim arzuladığımız bir yöntem. İnanıyorum ki, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi bu kadrosu ve azmi ile sadece kozmetik ürünlerde değil, diğer alanlarda da Muğla ve Türkiye çapında hatta dünyada ihtiyaç olan ne varsa bu konulardaki araştırmalara da imza atacak. Burada ki başarı tek kişinin değil, bir bütün olarak ortaya çıkan bir başarıdır. Rektörümüzden, Nazan Demir hocamıza, öğrencilerine ve alanda yardımcı olan kadınlarımıza kadar bu başarıda herkesin payı vardır. Başarı ekiple birlikte olur. Bu projenin daha da büyümesi için Güney Ege Kalkınma Ajansı marifetiyle destek olduk. Projede, emek sarf edenleri kutluyorum diye konuştu. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar ise, Türkiye miz ve Muğla mız özel bir coğrafi bölgeye sahip. Yöremizde 12 bine yakın bitki çeşitliliği var. Muğla bitkisel zenginlik açısından bir cennet yöresi. Bu zenginliğimizi iyi tespit ederek içeriklerini belirleyerek nasıl yararlanabiliriz
bunun için bu araştırma merkezini kurduk. Bugüne kadar iyi mesafe aldık. Çeşitli ürünleri kozmetik ürün olarak kullanılır hale getirdik dedi. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ALM ve Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nazan Demir, Muğla nın bitki biyoçeşitliliği yönünden çok önemli bir bölge olduğunu söyledi. Demir, MSKÜ Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi, öncelikle sırasıyla yerel, bölgesel, ülke ve dünya genelinde etkin, içinde ulusal ve uluslararası araştırmacıları ve danışmanları barındıran bir eğitim, ürün geliştirme, üretim ve analiz merkezi olarak düşünülmüştür. Merkezimizin, araştırma, proje geliştirme ve araştırmacı yetiştirme, teknik destek, danışmanlık, koordinasyon, güncel veri sağlamanın yanında bilimsel verilerden faydalanarak kozmetik ürün geliştirmeye ve üretmeye yönelik araştırmaları gerçekleştiren ve destekleyen bir merkez olmasını hedefliyoruz dedi. Konuşmaların ardından Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Muğla bölgesinden toplanan bitkiler ile yapılan kozmetik ürünlerin bulunduğu ürünlerin tanıtımı yapıldı.
Muğla Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi Açılıyor Muğla Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi Açılıyor. 1. Ulusal Kozmetik Ürünler Tanıtım Günleri, KOZMER Açılış Töreni yarın Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Araştırma Laboratuvarları Merkezinde Saat: 10:00 da gerçekleşecek. Türkiye nin en zengin endemik bitki türüne sahip illerin başında gelen Muğla da kozmetik ürünlerin değerlendirilmesi amacıyla Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Araştırma Laboratuvarları Merkezi/Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Nazan Demir ve ekibi tarafından hazırlanan proje Güney Ege Kalkınma Ajansı tarafından destekleniyor. Güney Ege Kalkınma Ajansı tarafından 2015 yılında açılan Üretim ve Ticaret Altyapısının Geliştirilmesi başlıklı proje çağrısına yapılan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kozmetik Ürünler Uygulama Ve Araştırma Merkezi Üretim Birimi projesi GEKA tarafından 611 bin 890 TL destek sağlanacak.
Proje imza töreninde konuşan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar, Güney ege Kalkınma Ajansı nın 2015 yılı kalkınma destek programlarından Üretim ve Ticaret Altyapısının Geliştirilmesi kapsamında Üniversitemiz Kozmetik Ürünler Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından yapılan başvuru karşılığında kozmetik ürünler ve bitkisel üretim merkezi projemiz kabul edildi. Projeyi hazırlayan Prof. Dr. Nazan Demir hocamıza ve Prof. Dr. Yaşar Demir arkadaşımızı kutluyorum. GEKA Genel Sekreteri Süleyman Alata beyi ve çalışma arkadaşlarını bize vermiş oldukları destekten dolayı teşekkür ediyorum. Bölgemizdeki kozmetik ürünlerin araştırılması son derece önemli. Muğla bu konuda Türkiye nin en zengin bitki örtüsüne sahip. Biz özellikle Yerkesik mahallesinde bulunan 25 dönüm arazi üzerinde bu projenin uygulamasını yapacağız. Bu konuda bize GEKA tarafından yaklaşık 600 bin TL dolayında bir destek ayrıldı. Üniversite olarak biz bu projenin arkasında duracağız. Yöremize önemli bir maddi destek sağlayacağını düşünüyoruz. Burası örnek bir tesis olacak dedi. GEKA Genel Sekreteri Süleyman Alata ise 2015 yılında yürüttükleri programlardan birisinin Ortak Üretim Ticaret Altyapısının Geliştirilmesi idi. Bu kapsamda amacımız Güney Ege Bölgesinde üretimde verimin arttırılması. Özellikle ortak üretim ve ticaret alanlarında çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması, hizmet kalitesinin arttırılması idi. Bu kapsamda Muğla Sıtkı Koçman Üniversitemizin vermişi olduğu kozmetik ürünler ile ilgili proje bizim değerlendiriciler tarafından yapılan değerlendirmede başarılı bulundu. Bu proje bizim için de değerli. Değerli olması iki husustan kaynaklanıyor. Birincisi özellikle Muğla nın iklim ve bitki örtüsü bakımından son derece uygun ve çalışma ortamının bulunması. Biz Muğla daki potansiyelin harekete geçirilmesi için projeyi destek vermiş oluyoruz. Umuyorum bu proje ile birlikte Muğla da bir sektör oluşur. İkinci önemli husus ise projenin sahibinin Üniversite olması. Böyle bir konuda Üniversitenin sahip olduğu bilgi ile araştırma altyapısı ile ancak Üniversite liderlik edebilirdi. İnşallah önümüzdeki süreçte özel sektör ile de daha güzel işbirliği gerçekleştiririz dedi. Projeyi hazırlayan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Araştırma Laboratuarları Merkezi/Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Nazan Demir ise Rektör Prof. Dr. Mansur Harmandar a bugüne kadar ALM konusunda verdiği destekler için teşekkür etti. Demir, Rektör hocamız Türkiye de ilk doğal ürünleri çalışan hocalarımızdan birisidir. Projenin hazırlanması konusunda bizlere
imkânlar ve destek verdi. Burada Muğla halkına da teşekküre etmek istiyorum. Çünkü Üniversite sanayi işbirliği ne kadar iyi ise, Üniversite-Halk işbirliği daha da iyidir. Muğla nın köylü kadınları bana çiçek taşıdı, soğan taşıdı, bitki taşıdı, bildikleri her şeyi taşıdılar. Bu proje halkı da içine alıyor. Bir projenin başarıya ulaşması sadece ve sadece halkın size destek vermesi ile mümkün. Bu projemize halkımız da sahip çıktı. Dünyanın en büyük üçüncü sektörü olarak bilinen bu alanda Türkiye nin söz sahibi olma şansını yakaladık dedi. Prof. Dr. Nazan Demir in yürütücülüğünü yapacağı projeye ilişkin imza Rektör Prof. Dr. Mansur Harmandar ile Güney Ege Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Süleyman Alata arasında imzalandı. Bitki Ekstraktları ve Sıvıcam Karışımı ile Geliştirilen Projeye Tübitak Desteği Bitki Ekstraktları ve Sıvıcam Karışımı ile Geliştirilen Projeye Tübitak Desteği. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Ağaçişleri Endüstri Mühendisliği Bölümü tarafından önerilen Bitki Ekstraktları ve Sıvıcam Karışımı
ile Ahşap Malzeme Üstyüzeyleri için Dayanıklı Doğal Boyaların Geliştirilmesi ve Hızlı Yaşlandırma, Yıkanma, Tuzlu Su Sisi, Sıcak-Soğuk Şoku, Yanma ve Çürüklük Mantarlarına Karşı Dirençlerinin Araştırılması başlıklı proje, TÜBİTAK 1001 proje önerileri kapsamında yaklaşık 220 bin TL bütçe ile desteklenmeye değer bulundu. Yürütücülüğünü MSK Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Dekanı ve Ağaçişleri Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Göktaş ın üstlendiği projeyle, bitki ekstraktları ve sıvıcam karışımı ile ahşap malzeme üstyüzeyleri için harici koşullara dayanıklı yeni tür doğal boyaların geliştirilmesi ve bazı zararlı unsurlara karşı direnç değerlerinin belirlenmesi amaçlanıyor. Doğal ve temel bir yapı malzemesi olan ahşabın insan ve canlıların yaşadığı iç ve dış ortamlarda yoğun olarak kullanıldığını belirten Prof. Dr. Osman Göktaş yaptığı açıklamada, Ağaç malzemenin avantajları yanında, biyotik ve abiyotik zararlılar tarafından tahrip edilebilme, renk kaybı ve şekilsel bozulmalara uğrama gibi bazı dezavantajları da vardır. Bu dezavantajların giderilmesi için çok sayıda koruyucu ve renklendirici malzemeler geliştirilmiştir. Ancak, bu koruyucu ve renklendirici maddelerin ortama yaydığı uçucu organik bileşiklerin, insan ve çevre sağlığı açısından sakıncaları ortaya çıktıkça, doğal koruyucu ve renklendiricilere olan ilgi artmış ve bu alanda bir talep oluşmaya başlamıştır. Son yıllarda, ahşap malzemeye zarar veren biyotik ve abiyotik zararlılara karşı, çevre ve insan sağlığına zararsız veya daha az zararlı olan, bitki ekstraktlarından renklendiriciler, su-bazlı vernikler, borlu bileşikler vb. doğal ahşap koruyucular geliştirilmektedir. Ancak, bu doğal ürünlerin, özellikle dış ortamlarda kullanımları durumunda, zamanla, yıkanma, renk değişimi, yanma ve çürüme gibi bozunmalara uğrayarak, kendilerinden beklenen işlevi kısmen ya da tamamen yerine getiremediklerine ilişkin bilimsel çalışmalar bulunmaktadır. Bu nedenle, özellikle dış mekanlarda kullanılacak olan doğal ahşap renklendiricilerin, biyotik ve abiyotik zararlılara karşı dirençlerinin artırılması, çözülmesi gereken yeni bir problem olarak ortaya çıkmıştır. Belirtilen problemin çözümü amacıyla bu çalışma, literatürde, daha önce sıvıcam ve bitki boyası karışımı ile yapılan herhangi bir çalışmaya rastlanmaması nedeniyle, hem özgün hem de bir ilk olma özelliği taşıyacaktır ifadelerine yer verdi. Söz konusu çalışma sayesinde doğal boyanın sıvıcam ile karışımından dış etkenlere dayanıklı ahşap malzeme üstyüzeyleri için doğal boyalar elde
edilebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Göktaş, Proje kapsamında meyan kökü, çivit ve nar kabuğu bitkilerinden elde edilecek boyar ekstraktlar, sıvıcam ile karıştırılarak, sarıçam, kestane ve maun deney örnekleri üzerine daldırma metodu ile uygulanarak; boyalı örnekler yıkanma, tuzlu su sisi, renk stabilitesi, sıcaksoğuk şoku, yanma, kahverengi ve beyaz mantar çürüklükleri testlerine tabi tutularak dirençleri belirlenecek. Bu sayede geliştirilecek koruyucu ve renklendirici ürünler; su, güneş, don, aşırı sıcak, ateş ve çürüklük mantarlarına maruz kalınabilecek ortamlarda deniz araçları, park ve bahçe mobilyaları, çocuk oyun parkı mobilyaları, ahşap ev ve her türlü ahşap yapılarda, güvenle ve mevcut ürünlere oranla, daha az bakımla kullanılabilecek. Bunun sonucunda ise daha az çevre kirliği, daha az bakım ile daha uzun sürelerde ürünlerden faydalanma ve daha az ağaç malzeme kullanımı sağlanmış olacaktır. Bu çalışma, literatürde ilk çalışma olma niteliği ile gelecek çalışmalara önemli veriler sağlayacak ve ağaç malzeme renklendirme ve koruma problemlerine teknolojik bir ürün olan sıvıcam ile önemli katkılar sağlayacaktır dedi. Kaynak : stargundem
Kozmetik pazarında kilosu 2 bin Euro Trüf Mantarı Orman ve Su İşleri Bakanlığı, dünya gıda ve kozmetik pazarlarında 2 bin Avro ya kadar alıcı bulan trüf mantarı için harekete geçti. 2 bin Avro ya kadar alıcı bulan trüf mantarı için harekete geçildi.orman Genel Müdürlüğü eylem planı hazırladı. 3 bin 480 kişiye trüf mantarı yetiştiriciliği konusunda eğitim verilecek. Toprak altında yetişten trüf mantarını ülke ekonomisine kazandırmak için Orman Genel Müdürlüğü nün Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ile beraber yürüttüğü çalışmalar sonucunda, 2014 ile 2018 yılları arasında uygulanacak Trüf Ormanı Eylem Planı hazırlandı. Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, tabii trüf alanlarının tespit edilerek Tabii Trüf Ormanı na dönüştürüleceğini, müsait orman içi sahalarda da Suni Trüf Ormanları tesis edileceğini belirtti. Bu kapsamda 16 ilde uygulanacak eylem planı ile 238 hektar alanda yapay trüf ormanı oluşturulacağını vurgulayan Bakan Veysel Eroğlu; Eylem planı çerçevesinde 17 gen maksatlı bahçe oluşturulacak. Bu gen maksatlı bahçelerden tohumlar elde edilerek bu mantar çeşidinin daha yaygın hale getirilmesi sağlanacak. Diğer yandan 2 milyon 416 bin lira yatırım bedeline sahip eylem planı çerçevesinde, 3 bin 480 kişiye trüf mantarı yetiştiriciliği konusunda eğitim verilecek diye konuştu. Eylem planının hayata geçirilmesi ile Türkiye de tabii olarak yetişen trüf türlerinin tespit edilerek coğrafik dağılımı ve haritalamasının yapılacağını da belirten Bakan Eroğlu, Gönüllülere trüf toplayıcılığı kursu verilerek trüf mantarlarının rastgele toplanmasının önüne geçilerek bu biyolojik zenginliğin daha iyi korunması sağlanacak dedi. BAZI TÜRLERİ 2 BİN AVRO YA ALICI BULUYOR Eylem Planı nın hayata geçirilmesi ile Odun Dışı Orman Ürünü olarak tabii trüf türlerinin toplanması, trüf pazarının oluşması, teşviki, özel ağaçlandırmanın artması ile kırsal kesime yeni istihdam alanı sağlanacak ve yeni gelir kapıları oluşturulacak. Türkiye de yer altı hazinelerinden olan trüf mantarı, kokusu ve benzersiz aromasından dolayı çok eski zamanlardan beri mutfak kültürlerinde ayrıcalıklı yer tutuyor. Ayrıca parfümeri sanayinde tercih ediliyor. Dünyada tabii orman alanlarından toplanan trüf miktarı her geçen gün azalmasına karşılık talebin her geçen gün artmasından dolayı fiyatlar da oldukça yükseliyor. Trüf mantarı, Avrupa ve Amerika olmak üzere bütün dünyada gıdadan kozmetiğe kadar
geniş bir ürün yelpazesinde değerlendirilirken kilosu, Avrupa da 2 bin Avro ya kadar alıcı buluyor. Türkiye nin İlk Kozmetik Yaz Okulu Açıldı Türkiye nin İlk Kozmetik Yaz Okulu Açıldı. Dünyada yıllık 65 milyar dolarlık pazarı bulunan kozmetik ürünlerinin, hammadde açısından Türkiye nin en zengin illeri arasında yer alan Muğla da Sıtkı Koçman Üniversitesi Gıda Analizleri Araştırma ve Uygulama Merkezi, bu yıl ikincisini açtığı yaz okulunda renkli kozmetiklerde uyulması gereken kanunlar, renkli kozmetiklerin ve makyajın tarihçesi, dünden bugüne kozmetik amaçlı kullanılan kimyasal maddeler, renk bileşenlerinin doğal kaynaklardan elde edilmesi, sentetik boyar maddeler, renkli kozmetiklerin sınıflandırılması ve kullanım amaçları, renklerin ve renkli kozmetik ürünlerin insan psikolojisi üzerine etkileri, AB tüzüğü ile gelen yenilikler gibi konu başlıklarında sunumlar yapacak. Gıda analizlerini yapan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Kozmetik Kimyası Yaz Okulu Uygulamalı Programı, 26-30 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Türkiye de bu alanda sadece Muğla Sıtkı
Koçman Üniversitesi tarafından hayata geçirilen yaz okulunda birçok üniversiteden akademisyenin konuşmacı olarak katılacağı etkinlikte, kozmetik sektöründen birçok öğretici de hazır bulunacak. Kozmetik Kimyası Yaz Okulu hakkında bilgi veren Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Gıda Analizleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nazlı Demir, Muğla nın endemik bitki türü açısından çok büyük zenginliğe sahip olduğunu söyledi. Demir, Kozmetik sektörü şu anda dünyanın en büyük sektörlerinden ve çok büyük bir sektör. Türkiye bu alanda ithalatçı durumunda. Amacımız kozmetik hammaddeleri açısından Muğla nın ön plana çıkarılması. Muğla nın gelecekte sadece Türkiye de değil, tüm dünyada kozmetik hammaddeleri üreten büyük bir merkez dönüştürülmesi. Bu tip okullar uygulamalı okullar olduğu için çok fazla öğrenci kabul edemiyoruz. Kozmetik hammaddeler anlamında bunlar bitkisel hammaddeler olabilir. Aromatik yağlar olabilir. Başta kantron yağı olmak üzere aromatik yağ üretim izni aldık. Çok iyi bir su ürünleri altyapısına sahibiz. Balık yumurtası hammadde olabilir, çam balının merkezi Muğla ve balın poleni hammadde olabilir. Muğla da doğal ve organik kozmetik hammadde üretimi için her türlü imkan var. Özellikle kırsal alanlarda bir yığın endemik bitki var. Başta zambak, orkide ve gül gibi dünyanın en değerli bitkileri Muğla da var. Muğla, bu ülke için endemik bitki türü açısından büyük bir değer taşıyor. Biz bunun ülke genelinde bilinmesini istiyoruz. Alana ilgi duyan kişilere doğrudan üretim yapabileceği uygulamaları da burada göstermek istiyoruz dedi. Kaynak :haber3