Doktor, Çocuðum Çok Yaramaz!..



Benzer belgeler
Otizmin Erken Tanýsý ve Önemi

Çalýþma Hayatý ve Üreme Saðlýðý

KADININ EL KÝTABI YASALARDAKÝ HAKLARIMIZ. YAYINA HAZIRLAYANLAR Esra Koç - Av. Ayþegül Kaya

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Gömülmüþ Cesetlerin Ýncelenmesi

TEMMUZ 2011 Sayý: 511 Fiyat: 5 TL AZ SEÇÝLEN YOL. Tanrý Ýnancý Ýçin Özet Bilgiler BÝR KEÞÝÞTEN DERSLER

Zirvenin Yol Haritasý STRATEJÝK PLANLAMA. Bireyden Aileye, Þirketlerden Kurumlara. Zirvenin Yol Haritasý STRATEJÝK PLANLAMA.

Mesleki Eðitimde 8 Renk. Yönetici El Kitabý

3 DE. Sevgili Ýnci Abla, Ben 9 yaþýndayým. Henüz Koray kadar çocuðum yani Sivas adýný ilk duyduðumdada çocuktum.

ARK 2 E 9 O 9 L 1 O İ J Ğ İ E V N E R A E R D K E R OLO LA G

Sandýktan Yüzde 50 AK Parti çýktý

Mukaddeslerimize. Basýn ve fikir hürriyetine sonuna kadar EVET. Aþaðýdaki haberimiz neden hala aktüel? Sýfýr komisyon ile dürüst hizmet

GÝRÝÞÝMCÝ OLABÝLÝR MÝYÝM

KUTSO Kütahya Ticaret ve Sanayi Odasý Ahmet BAÐIRGAN Umutla Beklediðimiz Zafer Havalimaný Depremi Yaþamak Sonbaharýn Getirdiði Seferberliði andan

G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ð Ü

Ýþ fikri bulabilmenizin birkaç yolu mevcuttur:

2050'YE DOÐRU NÜFUSBÝLÝM VE YÖNETÝM:

Önemli Bir Saðlýk Sorunu: Þiþmanlýk

RÝEDRÝCH ENGELS AÝLENÝN, ÖZEL MÜLKÝYETÝN VE DEVLETÝN KÖKENÝ ERÝÞ YAYINLARI. riedrich Engels Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni

THKP-C/HDÖ THKP-C/HDÖ VE 15 YIL ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. THKP-C/HDÖ ve 15 Yýl

Ýki ya da daha fazla hasta grubunun bir çalýþmanýn parçasý

Adres: Mahmutbey Cad. No:5 Þirinevler / Ýstanbul Tel: (0212) Fax: (0212)

ÝLETÝÞÝM TEKNOLOJÝSÝ VE SENDÝKALAR (Sanal Sendika ya da Ýnternet Sendikacýlýðý)

J. STALÝN SON YAZILAR ERÝÞ YAYINLARI. J. Stalin Son Yazýlar

Yenilenmiþ II. baský. Türk Tabipleri Birliði Görüþleri TÜRK TABÝPLERÝ BÝRLÝÐÝ YAYINLARI

V. Ý. LENÝN BÝR ADIM ÝLERÝ, ÝKÝ ADIM GERÝ ERÝÞ YAYINLARI. V. Ý. Lenin Bir Adým Ýleri, Ýki Adým Geri

TÜRKÝYE DE EKONOMÝK VE SOSYAL KONSEY

Pir Sultan ýn evine konuk olduk!

2050'YE DOÐRU NÜFUSBÝLÝM VE YÖNETÝM:

Kur an Anlaþýlsýn Diye

Transkript:

Doktor, Çocuðum Çok Yaramaz!.. Dr. Sadýk Akþit* Yazýnýn baþlýðýný oluþturan türden yakýnmalarla karþýlaþýnca anne ve baba ile uzun uzun konuþarak, iyi bir öykü almalý, ailedeki bireylerin birbirlerine karþý olan davranýþlarýný öðrendikten sonra, ebeveynlere çocuða nasýl davranmalarý gerektiði Çocuða hangi davranýþlarýnýn iyi, hangi davranýþlarý yapmamasý gerektiðini öðretmek ebeveynlerin görevidir. Bunlarýn çocuða öðretilmesi aslýnda sanýldýðý kadar zor deðildir, ancak biraz sabýr gerektirir. Özellikle küçük çocuklarýn öðrenmesi zaman aldýðýndan, hatalý bir davranýþý deðiþtirmek genellikle birkaç haftalýk bir çalýþmayý gerektirir. Bunun için acele edip hemen ümitsizliðe kapýlmamalýdýr. Çocuk eðitiminde cezanýn yeri Terbiye etmek denilince pek çok kiþinin aklýna hemen cezalandýrma gelir. "Dayak cennetten çýkmadýr" ya da " Kýzýný dövmeyen dizini döver" gibi atasözleri, ülkemizde cezalandýrmanýn çocuk eðitiminin bir parçasý olarak asýrlarca kullanýldýðýnýn bir kanýtý olarak dilimizde yer etmiþtir. Terbiye etmek ve cezalandýrmak birbirinden çok farklý kavramlardýr. Terbiye, çocuða olumlu davranýþlarýn, kendini nasýl kontrol etmesi gerektiðinin öðretildiði ve içinde ödüllendirmenin de yer aldýðý bir sistemdir. Cezalandýrma ise daha negatif bir anlam taþýr; çocuðun yaptýðý ya da yapmadýðý bir davranýþýn arkasýndan gelen bir sonuçtur. "Terbiye etmek" bizim geleneklerimizde genellikle cezayý çaðrýþtýrdýðýndan, "eðitmek" kavramýnýn kullanýlmasý daha yerinde olacaktýr. Çocuk yalnýzca yanlýþ yaptýðý zamanlarda deðil, diðer zamanlarda da davranýþlarý konusunda eðitilmelidir. Hatalý davrandýklarý zaman çocuklara kýzma ve azarlama yerine, olumlu davrandýklarýnda yüreklendirme ve takdir etme, onlarýn yanlýþ davranýþlarýný daha kolay deðiþtirmelerini saðlayacaktýr. Çocuklar kendilerine deðer verildiðini gördükçe kendilerini daha iyi hissedecek, çevredekileri daha fazla dinlemeye gayret edecektir. Ýyi davranýþlarýn takdir edilmesi Çocuðun ilerideki davranýþlarýnýn temeli daha doðumdan itibaren biçimlenmeye baþlar. Örneðin, bebek altýný kirlettiði ya da acýktýðý zaman aðlayarak isteklerini belirtir. Anne hemen onun yanýna gidip isteðini karþýladýðýnda, bebek annesinin yanýnda olduðunu bilerek ona güven duyar. Bebek iki aylýk olduðu zaman, kendi kendine uykuya dalmasýna izin verilmelidir. Bu aydan itibaren, bebeðin uyku, beslenme ve oyun zamanlarý aileye uyum saðlayacak biçimde belirli bir düzene konulmaya çalýþýlmalýdýr. Bebek emeklemeye ve yürümeye baþladýktan sonra gereken güvenlik önlemleri alýnmalý, onun için tehlikeli olabilecek cisimler ortalýkta býrakýlmamalýdýr. Çocuk için tehlikeli olmayacak eþyalar ise, merakýný gidermesi açýsýndan onun ulaþabileceði yerlere konulmalýdýr. Örneðin, aðýr tencere ve çaydanlýk gibi çocuðun yaralanmasýna neden olabilecek eþyalar dolapta kilitli tutulurken, daha hafif olan tabaklar ve plastik eþyalarýn konulduðu dolaplar açýk tutulabilir. Çocuðun hareketlenmeye baþladýðý bu dönem, ona en fazla dikkat gösterilmesi gereken dönemdir. Örneðin, bebek soba ya da elektrik ocaðý gibi sýcak bir eþyaya yaklaþtýðýnda, "hayýr, sýcak!" gibi ifadelerle oradan uzaklaþtýrýlmaya çalýþýlmalý ve oynamasý için eline bir oyuncak verilmelidir. Baþlangýçta bebek bunun bir oyun olduðunu zannedip gülse bile, birkaç hafta sonra onun zararlý bir þey olduðunu öðrenecektir. Çocuk 18 aylýk olduðunda çocuðun kontrol edilmesi biraz daha zorlaþýr. Bu yaþlarda çocuk kendi gücünün sýnýrlarýný öðrenmek ister. Bu dönemde, anne, baba birlikte, onun hangi davranýþlarýna izin verip hangilerine vermeyeceklerini kararlaþtýrmalýdýrlar. Böylece çocuk da bir ikileme düþmemiþ olur. Ebeveynin nasýl davranmasý gerektiði konusunda aþaðýda bazý ipuçlarý verilmiþtir: a. Çocuða deðiþik seçenekler sunmak: Belirli sýnýrlamalar getirirken, ayný zamanda belirli bir serbestlik de tanýnmýþ olur. Örneðin "Oyuncaklarýný kendin mi toplamak istersin, yoksa sana yardým edeyim mi?" denilebilir. b. Yapýlmasý istenen davranýþý bir oyuna dönüþtürmek: Eðer çocuktan istenen davranýþ ilginç bir hale getirilirse çocuk bundan zevk alacaktýr. Örneðin, ona "Hadi bakalým yarýþ yapalým, hangimiz daha çabuk elbisesini giyecek?" denilebilir. * Doç.; Ege Ü. Týp Fak. Pediatri AD, Ýzmir sted 2002 cilt 11 sayý 2 46

c. Ýleriye dönük plan yapmak: Çocuk hep ayný olumsuz davranýþlarý yineliyorsa, örneðin, bakkala gidildiði zaman sürekli bir þeyler istiyor, tatsýzlýk çýkarýyorsa, baþka bir zamanda bunun doðru olmadýðý ona öðretilmelidir. Bunun için, çocuðun karnýnýn tok olduðu bir zaman bakkala götürülerek alýþtýrýlmaya çalýþýlmalýdýr. Sýkýlmamasý için de çocuðun yanýnda oyuncak ya da kitap vb. götürülebilir. d. Olumlu davranýþýný takdir etmek: Çocuk olumlu bir davranýþ gösterdiðinde bu davranýþý nedeniyle onurlandýrýlmalýdýr. Bu, her zaman çocuða hediye alýnmasý anlamýna gelmez; ona sarýlýp "Bugünkü güzel davranýþýndan dolayý çok mutlu oldum, teþekkür ederim" demek de onu çok mutlu edecek, ilerideki davranýþlarý için yüreklendirecektir. Ama bazen iþler yolunda gitmeyebilir. Eninde sonunda, çocuk anne ya da babasýný dinlemediðinde, onlarýn nasýl davranacaðýný, gerçekten söylediklerini yapýp yapmayacaklarýný sýnamak isteyecektir. Eðer çocuk ebeveynleri dinlemiyor ise, bu durumda baþvurulacak bazý yöntemler vardýr: 1. Doðal sonuçlar: Çocuk yaptýðý hareketin doðal sonuçlarýna katlanmasýný öðrenmelidir. Ancak bu sonuçlar çocuk için herhangi bir tehlike yaratmamalýdýr. Örneðin, çocuk sütünü kasýtlý olarak dökmüþse, o öðünde yeniden süt içemeyecek ya da eðer oyuncaðýný kýrmýþsa artýk o oyuncakla oynayamayacaktýr. Bu kendisinin yaptýðý davranýþlarýn bir sonucu olduðu için de anne ya da babayý suçlamayacaktýr (kendi düþen aðlamaz kuralý). Böylece çocuk sütünü bir daha dökmemesini, oyuncaðý ile daha dikkatli oynamasýný kýsa zamanda öðrenecektir. 2. Mantýklý sonuçlar: Çocuðun doðal sonuçlarla öðrenmesi en iyisidir. Ancak bu her zaman iþe yaramayabilir. Örneðin, anne çocuða oyuncaklarýný toplamasýný söylemiþse ve çocuk da bunu yapmýyorsa ne yapýlabilir? Ýþte bu durumda, çocuðun hareketiyle ilgili bir sonuç yaratýlabilir. Anne, eðer çocuk oyuncaklarýný toplamazsa onlarý kaldýracaðýný ve akþama kadar oyuncaklarla oynayamayacaðýný ona söyleyebilir. Bunu söylerken annenin söylediði þeyi gerçekten yaparak ciddi olduðunu çocuða göstermesi gerekir. Fakat bunu baðýrarak deðil, yumuþak bir ses tonu ile söylemelidir. 3. Çocuðun çok istediði bir þeyi kýsýtlamak: Mantýklý bir sonuç çýkarmak her zaman mümkün olmayabilir. Çocuk ebeveyni dinlememekte ýsrar ediyorsa, çocuða çok istediði baþka bir þeyin kýsýtlanacaðý söylenebilir. Ancak bu yöntem uygulanýrken bazý noktalara dikkat edilmelidir: Beslenme gibi çocuðun gerçekten gereksinimi olan þeyler kýsýtlanmamalýdýr. Bu yöntemin etkili olabilmesi için kýsýtlanacak þey çocuðun gerçekten çok istediði bir þey olmalýdýr. Ebeveyn söylediði þeyi gerçekten yapmalýdýr. Örneðin, davranýþýný düzeltmediði sürece çocuða dondurma yiyemeyeceði söylenmiþ, fakat herhangi olumlu bir geliþme olmadýðý halde, anne ya da baba onun gönlünü almak için biraz sonra dondurma almýþsa, bu yöntem doðaldýr ki iþlemeyecektir. 4. Belli bir süre bir yerde bekleme cezasý: Bu ceza, diðer yöntemler iþe yaramadýðýnda en son çare olarak kullanýlabilir. Bu yöntem, çocuk diðer çocuklarý ýsýrdýðýnda, vurduðunda ya da buna benzer durumlarda kullanýlabilir. Çocuk önce bir kez ikaz edilir, eðer ayný davranýþý sürdürürse, ona önceden belirlenmiþ bir odaya ya da odanýn bir köþesine gitmesi, orada bir süre, genellikle de bir sandalyede sessiz bir biçimde beklemesi söylenir. Eðer oraya gitmemekte direnirse, kucaklanarak oraya götürülür ve bir süre orada kalmasý saðlanýr. Bu cezanýn neden verildiði birkaç cümle ile ona anlatýlmalýdýr. Çocuðun bekletildiði oda ya da yer çocuk açýsýndan herhangi bir tehlike içermemelidir. Çocuðun orada bekleme süresi kabaca her yaþ için 1 dakika olarak belirlenir (Örneðin, 4 yaþýnda bir çocuk için 4 dakika gibi). Eðer ceza süresi çok uzun tutulursa, çocuk neden oraya konulduðunu bir süre sonra unutacaktýr. Ceza süresi için saat kurulur, saat çaldýðýnda çocuða cezasýnýn bittiði söylenir. Çocuk bu süreyi uslu bir biçimde tamamlarsa, sevecen bir biçimde kucaklanýr ve "Tatlým, cezalý olduðun için orada kalmak zorundaydýn" gibi sözler söylenir ve olay orada kapanýr. Bu durumu çocuk ile tartýþmak gerekirse en az birkaç dakika geçmesi beklenmelidir. Eðer ceza süresi içinde çocuk gene baðýrýr çaðýrýr ve olayý protesto ederse, saat yeniden kurulur ve süre baþtan baþlatýlýr. Bu yöntemle, genellikle 2 hafta içinde çocuk uyum saðlamayý öðrenecektir. sted 2002 cilt 11 sayý 2 47

Kaynaklar 1- Needlman RD. Growth and development. In: Behrman RE, Kliegman RM, Arvin AM (eds). Nelson Textbook of Pediatrics. Philadelphia, WB Saunders Co.,1996, p 30. 2- Schor EL. Caring for your school-age child. New York: Bantam Books, 1995. 3- Overby KJ. Discipline. In: Rudolph AM, Hoffman JIE, Rudolph CD (eds). Rudolph's pediatrics. London, Appleton & Lange Co., 1996, p 26-7. Etkili bir eðitim için bazý öneriler Çocuðun neler yapýp neler yapamayacaðýna karar verilmelidir. Her çocuk ayný hýzda büyüme ve geliþme göstermez. Ebeveyn çocuða bir þey söylediðinde çocuk yapmýyor ise, bu kasýtlý olabileceði gibi çocuk onu anlamadýðýndan ya da yapamadýðýndan da olabilir. Ebeveynler konuþmadan önce iyice düþünmelidir. Daha önce çocuða herhangi bir uyarýda bulunmuþ ya da bir kural koymuþlarsa ona uymalarý gerekir. Bununla birlikte, çocuktan beklenen davranýþ ya da konulan kurallar gerçekçi olmak zorundadýr. Bir diðer önemli nokta da, ebeveynin her zaman ayný biçimde davranmasý, bir gün farklý diðer gün farklý kurallar koymamasýdýr. Çocuklar ne zaman nasýl davranacaklarýný çabuk öðrenirler. Bunun için de zaman zaman ebeveynin koyduðu kurallarý sýnarlar ve onun sýnýrlarýný öðrenmeye çalýþýrlar. Örneðin, bakkalda huysuzluk yapan bir çocuðu sakinleþtirmek için anne ona sakýz, þeker gibi þeyler alýrsa, bir daha bakkala gittiðinde çocuk yine ayný biçimde davranacaktýr. Bunu önlemek için ebeveyn her zaman ayný biçimde davranmalý ve kendi koyduðu kurallarý çiðnememelidir. Çocuk huysuzlandýðýnda onun duygularý da dikkate alýnmalý ve onun neden öyle davrandýðýný anlamaya çalýþmalýdýr. Eðer davranýþýn nedeni bulunursa çözüm arkasýndan gelecektir. Ebeveyn onu anladýðýný çocuða söylemelidir. Örneðin, "Arkadaþýn gittiði için üzülüyorsun, biliyorum, ama yine de oyuncaklarýný toplamalýsýn" gibi onu anladýklarýný ifade etmek oldukça yararlý olacaktýr. Anne ve babalar da yaptýðý hatalardan ders almasýný öðrenmelidir. Herhangi bir biçimde yanlýþ davrandýklarý zaman önce sakinleþmeli, gerekirse çocuktan özür dilenmeli, bundan sonra nasýl davranacaðýný ona söylemelidir. Çocuða doðru davranýþlarý öðretmek çocuk eðitiminde elbette ki çok önemlidir. Ancak, çocuk kendini kontrol etmesini ebeveynlere ve diðer büyüklere bakarak daha çok öðrenir. Onun için ebeveynlerin söyledikleri ile yaptýklarýnýn tutarlý olmasý zorunludur. Büyükler gibi (!) çocuklar da zaman zaman bazý hatalar yaparlar. Önemli olan, bu yanlýþ davranýþlardan yola çýkarak, doðrularýn ona sevecen bir biçimde öðretilmesidir. Çocuk eðitiminde tokatýn yeri var mý? Eskiden ebeveynlerden tokat yemek çocuk terbiyesinin neredeyse ayrýlmaz bir parçasýydý. Bu yüzden, þimdiki eriþkinler arasýnda tokat yemeyen birini bulmak oldukça zordur. Günümüzde de özellikle kýrsal kesimde ve büyük þehirlerin varoþlarýnda çocuklar hala büyüklerinden tokat yemektedir. Hatta okullarda bile zaman zaman öðretmenlerin dayaða baþvurduðu bilinen bir gerçektir. Peki bu "cennetten çýkma (!)" olduðu tabir edilen dayaðýn çocuk eðitiminde yeri var mý? Amerikan Pediatri Akademisi tokatýn çocuk eðitiminde kullanýlmamasý gerektiðini, eðer çocuðun cezalandýrýlmasý gerekiyorsa ona alternatif diðer yöntemlerin kullanýlmasýný önermektedir. Dayak atmanýn çocuk eðitiminde yeri yoktur, çünkü: O an için iþe yaramýþ görünse bile, çocuðun davranýþýný deðiþtirmede aslýnda daha önce söz edilen bir sandalyede bekleme cezasýndan daha etkili deðildir. Tokat atmak çocuða sorumluluk öðretmez, tersine onun daha da kýzmasýna ve hýrçýnlaþmasýna neden olur. Ebeveynlerin çoðu, daha sonradan tokat attýklarý için piþmanlýk duymaktadýrlar. Sürekli tokat yiyen çocukta zamanla bu yöntem de artýk iþe yaramaz olacaktýr. Tokat atmak, þiddetine baðlý olarak çocukta ciddi fiziksel hasarlara neden olabilir. Sürekli dövülen çocuklarda depresyon, alkol kullanýmý, diðer çocuklara saldýrganlýk daha sýk görülür, hatta eriþkin olduklarýnda kendi eþ ve çocuklarýný dövme ve suç iþleme oranlarý diðer kiþilere göre daha fazla olmaktadýr. Yapýlan çalýþmalar, dayak yiyen çocuklarýn, eriþkin olduklarýnda diðer kiþileri -onlarý sevseler bile- daha çok cezalandýrma eðiliminde olduklarýný ortaya koymuþtur. Onun için, hekimler olarak bizler, çocuk eðitimi konusunda ebeveynlere doðru yolu göstermeli, saðlýklý bir nesil yetiþtirmek için her türlü þiddetten kaçýnmalarý gerektiðini onlara olabildiðince öðretmeye çalýþmalýyýz. Son söz olarak, Dorothy Law Nolte'un aþaðýdaki satýrlarý bu konuda söylenmesi gerekenleri çok güzel bir biçimde dile getirmiyor mu? sted 2002 cilt 11 sayý 2 48

Çocuk yaþadýklarýndan öðrenir... Eðer bir çocuk eleþtiriyle yaþarsa, kýnamayý öðrenir. Eðer bir çocuk düþmanlýkla yaþarsa, savaþmayý öðrenir. Eðer bir çocuk utançla yaþarsa, suçlu hissetmeyi öðrenir. Eðer bir çocuk hoþgörü ile yaþarsa, sabýrlý olmayý öðrenir. Eðer bir çocuk övgüyle yaþarsa, deðer vermeyi öðrenir. Eðer bir çocuk alayla yaþarsa, utanmayý öðrenir. Eðer bir çocuk adil yaþarsa, adaleti öðrenir. Eðer bir çocuk güvenceyle yaþarsa, inanmayý öðrenir. Eðer bir çocuk dürüstlükle yaþarsa, doðruyu öðrenir. Eðer bir çocuk yüreklendirmeyle yaþarsa, kendine güvenmeyi öðrenir. Eðer bir çocuk arkadaþlýkla yaþarsa, dünyada sevgiyi bulmayý öðrenir. Eðer bir çocuk onaylamayla yaþarsa, kendinden hoþlanmayý öðrenir. Dorothy Law Nolte Kitap/TTB-STE Kredi Puaný Kazananlar Kasým 2001 sayýmýzdaki Ödüllü Bulmaca dan kredi puaný kazananlar Yýldýz (*) konulmuþ olanlar Nobel Kitap Evleri tarafýndan yayýnlanan Týbbýn Gündelik Yaþamýnda Etik adlý kitabý kazandýlar. 1- Dilek Okur Azder (Adana), 2- Cennet Bayar, 3- Adnan Özkan (Afyon), 4- Yüksel Tur (Aksaray), 5- Ekrem Kutbay, 6- Sami Terzi, 7- Arda Gafur (Ankara), 8- Orhan Özgüç, 9- Fitnat Özgüç (Balýkesir), 10- Ceyda Oðuz (Bolu), 11- Mahmut Anýl, 12- Ruhsar Tuncer 13- Gamze Ünsal, 14- Bekir Saðdýç (Burdur), 15- Erhan Kutsal (Bursa), 16- Güçlü Ýrtem* 17- Aþkýn Kesal (Çanakkale), 18- M. Faruk Öðmen, 19-Gülay Ýlhan (Denizli), 20- Muhammet Özeller (Edirne), 21- Mehmet Afacan* (Elazýð), 22- Nesrin Aksoy Ekici (Eskiþehir), 23- Osman Çelikoðlu (Gaziantep), 24- Cahit Küçük, 25- Tülzu Sürmeli*(Iðdýr), 26- Özgür Çetiner (Isparta), 27- Þehavet Iþýk Tezcan (Ýstanbul), 28- Kazým Atilla Öngel (Ýzmir), 29- Fatih Çolakoðlu (Kýrklareli), 30- Nihan Keysan (Kocaeli), 31- Rahime Yýldýrým (Konya), 32- Fatih Çetin 33- Feray Çetin, 34- Gamze Coþkun* (Malatya), 35-Abdullah Saðlam (Mersin), 36- Ayhan Uzkan (Nevþehir), 37- Mehmet Türkmen (Samsun), 38- Fatma Canki, 39- Gülsen Kýzýlok 40- C. Hakan Yýldýrýr, 41- Sevtap Yýldýrýr(Tekirdað), 42- Murat Daðdeðiren* 43- Temel Akbað, 44- Sebiha Daylak Daðdeðiren (Tokat), 45- Muhammet Yýlmaz*, 46- Ömer B. Sakallýoðlu, 47- Canan Sakallýoðlu (Trabzon), 48- Figen Arseven, 49- Erol Açmalý (Zonguldak). sted 2002 cilt 11 sayý 2 49