Bilgisayarların Tarihi Gelişimi Basit bir hayale dalın, bir kişinin islediği bilgiye anında internet denilen dünya bilgisayarlar arası bağlantı ile erişebildiğini, günlerce sürecek hesaplamaların sonucunu bir tuşa dokunmakla birkaç saniye içerisinde alabildigini, bir hastanın tüm iç yapısının taranarak ne gibi hastalıkları olduğunu anında öğrenilebildiğini ve bu sonuçlara göre tanının konulabildiğini, milyonlarca metre uzaktaki uzay araçlarının kontrol edilebildiğini ve yönlendirilebildigini, binlerce kişinin yatırım bilgilerinin tutuldugu banka hesaplarının birkaç tuşa dokunularak ne durumda olduğunun gözlenebildiğini, taşıtların ve elektronik aletlerin insan eli deymeden robotlar vasıtasıyla üretilebildiğini, işin ve okulun yerinden kalkmadan evden yürütülebildiğini düşünün. İnsanoğlu beyin ve kas kuvvetini kullanarak sürekli yaptığı ve sonuçlanması uzun zaman alan işleri kolaylaştırmak ve hızlandırmak için tarihi süreç içerisinde bazı araçlar geliştirmiştir. Bunlardan belli başlıları hesaplamalarda kullanılan abacus ve sürgülü hesap cetvelidir. Büyüklük ve karmaşıklık yönünden insanlar tarafından elle yapılan hesaplamalarda iki ciddi sınırlama ortaya çıkmaktaydı: 1.) Belli bir hıza sahip olan insan beyni ile yapılan çalışmalar sınırlıdır. Basit toplama veya çarpma gibi birkaç işlemlik hesaplamalar insan tarafından kısa zamanda yapılabilmektedir. Fakat daha büyük ve karmaşık üssel ifadelerin yer aldığı hesaplamalar elle yapılması durumunda, çok zaman alabilecek ve doğru sonucun alınması zorlaşacaktır. 2.) İnsan beyni karmaşık hesaplamalarda hata yapmaya meyillidir. Pascaline Makinası 1642 yılında Blaise FASCAL, adına pascaline denilen,toplama ve çıkarma yapabilen otomatik masaüstü alet geliştirmiştir.aslında üst üste toplamanın bir çarpma,üst üste çıkarmanın da bir bölme işlemi olmasına rağmen bu mekanik hesaplayici çarpma ve bölme işlemlerinde zayıflık göstermekteydi. 1671 yılında Gottfried Leibnitz adlı alman filozof pascaline makinasındaki bu zayıflığı gideren bir sistem geliştirmiştir.bilgisayara benzer makinayı ingiliz matematikçi Charles Babbage isimli kaşif gerçekleştirmiştir.
Hesaplamalarda doğru sonuçlar almaya yatkın ve adına Differens Machine denilen aleti ingiliz matematikçi Charles Babbage isimli kaşif gerçekleştirmiştir. Daha sonra bu aleti geliştirerek, aritmetik problemlerin çözülmesi için tasarlanan ve adına Analytical Engine denilen tek görevli genel amaçlı bilgisayarı ortaya çıkarmiştir. Bu cihazın temeli aslında günümüz sayısal bilgisayarlarının da özünü oluşturan,verinin belli kurallar dahilinde işlenmesinin gerçeklestirildiği islemci birimi ve bu kuralların tutuldugu yer (bellek) depo veya giriş birimi ve hesap sonuçlarının yerleştirildiği çıkış birimidir (yazıcı). 1840 yılında Lady Ada Lovelance adlı matematikçi Babbage'in yarim kalan makinanın program yönünden geliştirmiş ve ilk program tasarımcısı (programcı) ünvanını almıştır. 1890 yılında Herman Hollerith adlı makine mühendisi ve istatistikçi bilgilerin elle mekanik makinalara girilmesinin uzun zaman alması gibi sorunların ortadan kaldırmak için nüfus bilgilerinin delikli kartlarla makinaya girilmesi fikrini geliştirmiştir. Daha sonra delikli kartlarda bilginin giriş çıktı formatını daha düzgün hale getirerek verinin hızlı bir şekilde işlenmesini sağlamıştır. Bu makinayı geliştirdiği firma şu anda dünyadaki en büyük bilgisayar şirketlerinden birisi olan IBM 'in temellerini oluşturmuştur. Aynı zamanda alman Konrad Zuse adlı ilim adamı, ilk role tabanlı bilgisayarı tasarlamış ve gerçekleştirmiştir. 1937 yılında Howard H. Aiken Mark 1 adlı makinayı geliştirmiştir. Mark 1 tamamı elektronik elemanlardan oluşmayan genel amaçlı bir makinaydı, bunun yerine 1943 'de yapımına başlanan ve 1946'da bitirilen tamamı elektronik aksamlardan meydana gelen kısaca adına ENIAC denilen bir bilgjsayar gelişlirilmiştir.bilgisayarda bulunan 19 bin lamba yaklaşık 150 KW güç tüketmekleydi. ENIAC bilgisayarında yetersiz miktardaki bilginin tutulabilmesi, verilerinin sürekli değiştirilerek tekrar tekrar makinaya girilmesini zorunlu hale getirmiştir.
Daha sonraları Macar John von Neuman isimli matematikçi bu soruna bir çare olarak verinin makinanin içerisinde saklanmasını göstermiştir. Bu yol,komutların sayısal değerler olarak makinanın içerisinde depolanmasıdır. İlk program depolamalı bilgisayar 1949'da EDSAC adıyla Camhridge Üniversitesinde geliştirilmiştir. Daha sonra bu gelişmeyi ACE adlı bilgisayar takip etmiştir. 1951 yılında, Amerika'da UNIVAC 1 adlı makine geliştirilmiştir. Elektriğin bulunması ile mekanik parçaların yerine geçecek parçaların tasarlanması yeni fikirler ortaya çıkarmış (Elektronik devri başlamış) ve bunun sonucunda lambalar icat edilmiştir. Bilgisayarlarda (hesaplayıcılarda) lambalanın kullanılması kısa zamanda pek çok hesaplamanın yapılmasını sağlamış fakat, bilginin (komut ve veri grubu) nerede saklanacağı ve hangi yöntemle makinaya verileceği sorun olmaya devam etmiştir.
Daha sonraları lambanın yerine silisyum ve germanyum maddelerinin bulunup transistörün icat edilmesiyle elektronik dünyasında ve dolayısıyla bilgisayar sistemlerinde büyük ve hızlı gelişmeler yasanmış ve yaşanmaktadır. Genel Bilgisayar Türleri Bilgisayarlar çalışma şekilleri ve fiziksel büyüklükleri bakımından iki kategoriye ayrılabilirler. Çalışma bakımından bilgisayarlar kendi aralarında üçe ayrılırlar. Bunlar; analog bilgisayarlar, sayısal (digital) bilgisayarlar ve bunların karışımından meydana gelen karma (hybrit) bilgisayarlardır. Analog bilgisayarlar, kayıt yapmada tam bir değerin başlangıcından sonuna kadar sürekli fonksiyonlarını kullanırlar. Nasıl ki bir termometre ısıya veya bir barometre atmosfer çevresindeki hava değişimine (basıncına) duyarlıysa, analog bilgisayarlar da kullanıldığı uçak veya benleri sistemlerde bu değerlerin ölçülüp değerlendirilmesinde: duyarlığa sahiptir. Bir çok ölçüm ve denetim cihazı, kesik adımlı sinyallerden daha çok sürekli sinyallere bağlı olarak analog çalışırlar. Sayısal bilgisayarlar, kesikli veya süreklilik arz etmeyen bilgiyi yorumlarlar. Sayısal sistemlerde her şey "evet" veya "hayır"la ifade edilebilmektedir. Böylece "evet" yerine geçen 1'ler ve "hayır" yerine geçen 0'larla her şey tanımlanabilmekledir. Diğerine nazaran hızlı ve performansı yüksektir. Analog bilgisayarlar matemaliksel olarak bazı işlemleri yapabildikleri halde, sayısal bilgisayarlar aynı zamanda mantık işlemlerini de kolaylıkla yapabilmektedir. Karma bilgisayarlar, analog ve sayısal bilgisayarların her iki özelliğini kendisinde bulunduran bilgisayarlardır. Uygulama özelliklerine göre bu cihazlar tasarlanmaktadır.bilgisayarlar fiziksel açıdan birbirinden ayrılmasında büyüklüğü, hızı ve maliyeti göz önüne alınmakladır.
Günümüzde moda kelimelerle ifade edilen bu ayırımlardan en küçük olanına Mikrobilgisayar denilmektedir. Belli başlı elemanları; sistem birimi, monitör ve klavyedir. Sistem biriminin içersinde CPU, anakart, ekran karlı, sahil disk, CD sürücü bulunan metalik plastik karışımı kutudur. Büyük orandaki verilerin depolanmasında ve üzerinde hesaplamaların yapılmasında, daha güçlü ve büyük veri depolama ve İşleme araçları gerektirmiştir. Adına minibilgisayar(büyük ölçekli bilgisayar) denilen yüksek düzeyli makinalarda, veriler ve programlar manyetik disk ortamında tutulurken,aynı anda birden fazla kişi tarafından paylaşılması sağlanmaktadır.