KANSER HASTALARIN SEVINDIRECEK HABER Portal : www.modaexe.com İçeriği : Haber Tarih : 22.05.2017 Adres : http://www.modaexe.com/kanser-hastalarin-sevindirecek-haber.html Kanser hastaların sevindirecek haber Türkiye Nükleer Tıp Derneği Başkanı Prof.Dr. Zehra Özcan, kanser teşhis ve tedavisinde kullanılan son teknoloji PET/BT ve PET/MR cihazlarının dünyada 80 tane, Türkiye de ise 3 tane bulunduğunu ve bu sayıyla Türkiye nin birçok Avrupa ülkesini geride bıraktığını söyledi. Söz konusu cihazlarla kanser öncesi teşhis ve tedavide büyük yol kat edildiğini belirten Özcan, Türkiye nin bu cihazlara sahip olmasını büyük bir şans olarak gördüğünü dile getirdi. Türkiye Nükleer Tıp Derneği (TNTD) tarafından düzenlenen 29. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi Antalya Belek te başladı. 10-14 Mayıs 2017 tarihleri arasında yaklaşık 400 katılımcının takip ettiği kongrede, 49 oturum başkanı ve 50 konuşmacı görev aldı. 17 konferans, 2 panel, 3 kurs, 7 bildiri oturumu ve 3 uydu sempozyumunun yapıldığı kongrede bu yıl 'Geleceğin Tıbbında Nükleer Tıp' teması ile kurgulandı. Kongrede, nükleer tıp uzmanlık alanını bekleyen son gelişmeler ile yenilikler ele alındı. Ülkemiz için çok sevindirici bir gelişme Kongrede gazetecilere açıklamalarda bulunan Türkiye Nükleer Tıp Derneği Başkanı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Ana bilim dalı Öğretim üyesi Prof.Dr. Zehra Özcan, kanser teşhis ve tedavisinde kullanılan son teknoloji PET/BT ve PET/MR cihazlarının dünyada 80 tane, Türkiye de ise 3 tane bulunduğunu söyledi. Türkiye nin nükleer tıp alanında çok geniş ekolojik duruma sahip olduğunu ve bir çok Avrupa ülkesini geride bıraktığını belirten Özcan, 'Özellikle kanser tanısında çok önemli olan görüntüleme sistemleri mevcut. Bu görüntüleme cihazlarının ülkemizde sayıları 120 yi aşmış durumda. Ülkemizde şimdiye kadar 2 PET/MR cihazı mevcut idi. Bir tanesi İstanbul ikincisi Ankara da kurulmuştu. Şimdi çok yeni üçüncüsü devreye girdi. İstanbul Cerrahpaşa tıp fakültesine kuruldu. Bu ülkemiz için çok sevindirici bir gelişme. Sağlık hizmetinin en üst seviyede teknolojik donanımla Türk halkına ulaşmış olmasından dolayı memnuniyet duyuyoruz' dedi.
ARDAHAN'DA TABUT IÇINDEKI CESEDIN KIMLIGI BELLI OLDU Portal : www.gaziosmanpasagercegi.com İçeriği : Haber Adres : http://www.gaziosmanpasagercegi.com/ardahan-da-tabut-icindeki-cesedin-kimligi-belli-oldu-8564505.html Ardahan'da tabut içindeki cesedin kimliği belli oldu Ardahan'a bir inşaatın temel kazısı sırasında 25 Nisan'da bulunan ve Rus General Vasiliy Geyman'a ait olduğu iddia edilen tabut içindeki cesedin kimliği belli oldu. Habertürk'ten Ümran Avcı'nın haberine göre Kars Müzesi'nde mühürlenip koruma altına alınan subayın, Yarbay Karl Karloviç Rjepetski olduğu anlaşıldı. Yarbay Karloviç'in, 1. Kafkas Kolordosu 20. Piyade Tümeni 78. Navaginskiy Alayı'na mensup bulunduğu, ölüm tarihinin 1894, ölüm nedeninin de hastalıktan kaynaklı olduğu öğrenildi. Türk uzmanların, cesedin üzerindeki üniformadan Rus yarbayın kimliğiyle ilgiyi bazı bilgileri elde ettikleri, Rus yetkililerle yapılan görüşmeler sonucunda da yüzde 99 ihtimalle kimliğinin belli olduğu kaydedildi. Yarbay Karloviç'in Rus arşivlerinde mezar yerinin, Ardahan Asker Mezarlığı olarak geçtiği ifade edildi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Tanrıseverdi ile Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Cumhuriyet Tarihi Ana Bilim Dalı'nda yüksek lisans yapan Ardahan Savcısı Emre Gezer'in, Tarih Dergisi'nin haziran sayısında, Ardahan'da bulunan mezarla ilgili bilimsel bir yazısının yayınlanacağı öğrenildi.
IZMIR KÂTIP ÇELEBI ÜNIVERSITESI 'DÜNYANIN EN IYI 200 Ü' LISTES... Portal : www.marmaristv.com.tr İçeriği : Haber Adres : http://www.marmaristv.com.tr/haber/izmir-katip-celebi-universitesi-dunyanin-en-iyi-200u-listesine/115925 İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi 'dünyanın en iyi 200 ü' listesine girdi İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ), ODTÜ Enformatik Enstitüsü bünyesindeki University Ranking By Academic Performance (URAP) Araştırma Laboratuvarınca... İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ), ODTÜ Enformatik Enstitüsü bünyesindeki University Ranking By Academic Performance (URAP) Araştırma Laboratuvarınca yapılan dünya genelindeki üniversitelerin bilim alanları başarısını gösteren listeye girmeyi başardı. 2010 yılında kurulan İKÇÜ, 'Dünyanın en iyi 200 ü\' listesine birçok köklü üniversiteyi geride bırakarak 157. sıradan yerleşti. 'İzmir in en genç devlet üniversitesi' sloganıyla yola çıkan İKÇÜ, ODTÜ URAP Araştırma Laboratuvarınca yapılan 'Dünyanın en iyi 200 ü\' listesine birçok köklü üniversiteyi geride bırakarak 157. sıradan yerleşti. Üniversiteler alan sıralamasında \'Dünyanın en iyi 200 ü\' listesine 12 Türk üniversitesinin diş hekimliği alanı ile girmesi dikkat çekici bir başarı olarak değerlendirildi. Buna göre Hacettepe Üniversitesi, bu alanda 103 üncü sıra ile en iyi dereceyi yapan Türk üniversitesi oldu. Diş hekimliği alanında İstanbul Üniversitesi 105, Ege Üniversitesi 128, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi 157, Erciyes Üniversitesi 159, Gazi Üniversitesi 170, Ankara Üniversitesi 180, Atatürk Üniversitesi 182, Selçuk Üniversitesi 192, Marmara Üniversitesi 193, Ondokuz Mayıs Üniversitesi 194 ve Başkent Üniversitesi ise 200 üncü sıradan listeye girdi. İki Türk üniversitesi, dünyanın ilk 100 üniversitesi arasına girme başarısını gösterdi. Listede mimarlık alanında İTÜ dünya 97 ncisi, ODTÜ de dünya 100 üncüsü olarak tüm alanlar içinde en iyi dereceyi elde eden Türk üniversiteleri oldu. URAP Laboratuvarı, üniversitelerin güçlü ve geliştirmeye açık yönlerini belirlemelerine yardımcı olmak amacıyla her yıl dünya genelindeki 20 bin üniversiteye ilişkin dünya genel sıralaması ve bilim alanı sıralaması yapıyor. Bu yıl URAP Laboratuvarınca hazırlanan 2016-2017 dünya alan sıralamasında 41 bilim alanına göre değerlendirme yapıldı. URAP alan sıralamasının temel amacı; Türk ve dünya üniversitelerinin akademik performansları hakkında kamuoyunu bilgilendirmek. URAP alan sıralamasında makale ve atıf konusunda güvenilir kaynaklardan biri olan InCites verileri kullanılıyor, anket ve benzeri yöntemlerle elde edilen veriler değerlendirmeye alınmıyor. Türk üniversiteleri yükselişte Türk üniversiteleri, geçen yıl URAP ın yaptığı 41 alan sıralamasının 18 inde yer alırken, bu yıl açıklanan 41 alanın 25 inde yer alma başarısını gösterdi. Bu yıl Türk üniversitelerinden ODTÜ 41 alanın 17 sinde dünya alan sıralamalarında yer alırken, İTÜ 14 alanda, Gazi Üniversitesi 13 alanda, Hacettepe Üniversitesi 12 alanda, İstanbul ve Ankara üniversiteleri 10 alanda, Ege Üniversitesi 9 alanda, Bilkent Üniversitesi 8 alanda, Erciyes Üniversitesi 7 alanda, Dokuz Eylül, Atatürk ve Marmara üniversiteleri 6 alanda sıralamaya girdi.
TÜRK ÇOCUKLARININ YÜZDE KAÇI ÜSTÜN ZEKALI? Portal : www.gidahatti.com İçeriği : Gıda Adres : https://www.gidahatti.com/turk-cocuklarinin-yuzde-kaci-ustun-zekali-80699/ Türk çocuklarının yüzde kaçı üstün zekalı? Tüm Üstün Zekalılar Derneği 5. Dahiler ve Üstün Zekalılar Günü çerçevesinde üstün zekalı çocuklar ve ailelerine yönelik etkinlikle bir araya geldi. 5. Dahiler ve Üstün Zekalılar Günü etkinliği bu yıl 'Altın Keşif Dahiler' konseptiyle İstanbul da gerçekleştirildi. Tüm Üstün Zekalılar Derneği (TÜZDER); dahi ve üstün zekalı çocukları, ailelerini Dünya Dahiler Birliği (WCGTC) Eski Başkanı ve Uluslararası Eğitimde İnovasyon Merkezi (ICIE) Direktörü Prof. Dr. Taisir Subhi Yamin ve Türkiyenin dahi çocuklarına kendilerini adayan eğitimcilerle buluşturdu. Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü Kongre ve Kültür Merkezi nde yapılan renkli etkinliğin açılışında konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Şahin Oruç, TÜZDER in bir sivil toplum kuruluşu olmasına rağmen çok ciddi akademik çalışmaları olduğunu vurgulayarak üniversite olarak akademik anlamda katkı sağlamaya çalıştıklarını belirtti. Ezberci değil düşünen, araştıran, üreten bir nesil Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Arslan ise, ülkemizin en önemli sorunlarından birinin düşünen, araştıran, üreten bir nesil yetiştirmek olduğunu söyledi. Ezberci bir nesil yetiştirildiğini belirten Prof. Dr. Mustafa Arslan, 'O zaman yapmamız gereken nedir? Altını çizerek söylüyorum düşünen, araştıran ve üreten bir nesil yetiştirmemiz lazım ama bu sadece yeterli mi yeterli değil. Aynı zamanda milli ve manevi değerlere sahip bir nesil yetiştirmemiz lazım' dedi. Prof. Dr. Arslan, üstün zekalılarla ilgili ciddi çalışmalar yapan TÜZDER e teşekkür etti. TÜZDER Genel Müdürü Tunahan Coşkun da eğitimin insanlığın var olduğu günden beri devam ettiğini ancak gelişme hızına baktığımızda bir arpa boyu mesafe kaydedilmediğini söyledi. Açılış konuşmalarının ardından sunumlara geçildi. Dünya Dahiler Birliği Eski Başkanı ve Uluslararası Eğitimde İnovasyon Merkezi Direktörü Prof. Dr. Taisir Subhi Yamin, üstün zekalıların tespiti ve eğitimi konusunda yapılması gereken altyapı çalışmaları konusunda zevkli ve bilimsel değeri yüksek bir sunum yaptı. Dünya ülkelerinden örnekler veren Prof. Dr. Taisir Subhi Yamin, üstün zekalıların eğitimi için bir yasaya ve kamu desteğine ihtiyaç olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Yamin, 'Kamu desteği olmadan bu programların yürütülmesi mümkün olmayacaktır' dedi. Bölgesel ve uluslararası alanda networke de ihtiyaç olduğunu anlatan Prof. Dr. Yamin, Türkiye de bu görevi TÜZDER in yaptığını söyledi. Prof. Dr. Yamin, sunumunun ardından dahi ve üstün zekalı çocukların, ailelerinin ve eğitimcilerinin sorularını cevapladı: Türk çocuklarının yüzde kaçı üstün zekalı? 'Üstün ve yaratıcı çocuklar toplumda az sayıda bulunuyor. Türk toplumunda yüzde 1 ile 10 arasında çocuklar yaratıcı ve üstün zekalılar. Dolayısıyla toplumun yüzde 10 uyla ilgileniyoruz, herkesle değil. Erken yaşta araştırmaya başlayın Ailelerin çocuklarının üstün zekalı olduğunu araştırmaları amacıyla harekete geçmeleri için geçmişte dokuz yaş diyorduk. Şimdi anaokulundan itibaren diyoruz. Çocuklara IQ testi yaptırılmalı mı? Pek çok ülke eski bilgiler üzerinden ilerliyor. Yeni gelişmelerden haberdar değil. Üstün zekalıların belirlenmesi konusunda eski bilgiler kullanılıyor. Testlerde artık eski araçlar kullanılmamalı. Ne yazık ki birçok ülkede ticari amaçlarla kullanılıyor bunlar. Anne babalar çok endişeli. Çocuklarının IQ değerini çok merak ediyorlar. Ben hiç yaptırmadım. 3 kızım 1 oğlum var hiçbirine test uygulamadım. Yapmayacağım da. Çünkü bu ne anlama geliyor? Testi yaptırdıktan etiketi yapıştırdıktan sonra bir program uygulamanız gerekiyor. Hizmet vermeniz gerek. Sadece test yaptırmak prestijli birşey değil ki. Biliyor musun benim çocuğumun IQ su 130 muş. O harika. Bence kesinlikle şanslı değilsiniz. Eğer üstün zekalı bir çocuğunuz varsa kesinlikle şanslı değilsiniz Türkiye deki testlerin geçerliliği yok Bu konuda Türkiye de neler olup bittiğini kestirebiliyorum. Kalifiye olmayan kişiler bu testi yapıyor. Para ödüyorsunuz ama o sonucun hiçbir değeri yok. Fakat Türkiye de zeka testini şu an için en iyi yapan test Epoc testidir. Üstün zekalı kızların ve erkeklerin oranı aynı. Daha fazla kız ya da daha fazla erkek değil ikisi birbirine eşit. Üstün zekalı bireyler neden sabırlı değil? Bu sadece sizin probleminiz değil. Çünkü ilgi alanlarında başarılı olabilirler. Bunları da yapmazsan üniversiteye giremezsin demek onlar için bir cezadır. Sadece ilgi duydukları alanla mutlu hissediyorlar. Bununla birlikte ikna etmemiz lazım. Benim çocuklarımdan biri de aynı şekilde. Test yapmadığım için üstün zekalı mı değil mi bilmiyorum. Ortanın üstü olduğunu biliyorum. Bir gün televizyona röportaj verdim. `Çocuğunuz ne yapmak istiyorsa izin verin dedim. Çocuğum tıp okusun diye ısrar ediyordum, bir sene tıp fakültesine gitti. Röportaj sonrası sözlerimi bana hatırlatarak; `Kendi yapmadığın bir şeyi tavsiye ediyorsun. Tıp okumam konusunda bana ısrar etmiştin dedi. Tamam değiştirebilirsin istiyorsan dedim. Sonra mühendisliğe geçti ve gerçekten çok iyi bir mühendis oldu. Anne baba olarak onlardan daha iyisini bildiğimizi zannediyoruz ama bu doğru değil. Fert olarak ne yapmaları gerektiğini biliyorlar. Tabi ki rehberlik etmemiz lazım. Bu rehberlik görevi okulların işi. Bu yüzden olgunluk çağına erişene kadar beklememiz gerekiyor. En iyi eğitim ABD ve Almanya da Üstün zekalılara en iyi eğitim şu anda Amerika da veriliyor. Çünkü 1940 larda bu alanda çalışmaya başladılar. Kalifiye profesörleri, üniversite akademisyenleri var. Çok geliştirdiler kendilerini. İkincisi Almanya. Programları var. Okula gittiğiniz zaman Almanya da çok yüksek eğitim sistemi olduğunu görürsünüz. Bunun için gelişiyorlar. Sanayi, otomobil sektörü vs Türkiye birçok ülkeden öne Birçok ülke başlamadı bile. Türkiye olarak birçok ülkeden öndesiniz. Bu alanda çalışan çok sayıda değerli insan var. Türkiye de üstün zekalıların eğitimi konusunda kesinlikle çok iyi insanlar var. Pek çok ülkeden daha çok bilgilisiniz. Birçok Avrupa ülkesinden de ileridesiniz. Doğu Avrupa ve Ortadoğu dan iyi durumdasınız. Pek çok ülke henüz bu konuya eğilmeye başlamadı bile. Fransa da bile üstün zekalılar programlarımız yok! Sorbonne Üniversitesi nde bile yok. Türkiye de TÜZDER, Boğazhisar Eğitim Kurumları, İstanbul Üniversitesi nde programlarınız var Üstün zekalı öğretmenlere ihtiyaç var Öğretmenler kalifiye değilse üstün zekalılar için okullarda oluşturulan destek odalarının hiçbir anlamı yok. Üstün zekalılar, güçlü olduğu konularda sınıf atlatılabilirler. Üstün zekalılar için ayrı okullar olmalı. Evet üstün zekalı öğretmenlere ihtiyaç var. Aynı dili konuşmalılar.'
1453 ÖDÜLLERI SAHIPLERINI BULDU Portal : www.gundem.me İçeriği : Gündem Adres : http://gundem.me/detail/?id=2374032 1453 ödülleri sahiplerini buldu ÜNAL GÜNDOĞDU İSTANBUL Burada konuşan Kalın, 25 yıl sonra mezun olduğu üniversiteye dönmenin heyecanını ve gururunu yaşadığını söyledi. İstanbul Üniversitesi'nin dünyanın en iyi ilk 500 üniversitesi arasında yer aldığına dikkati çeken Kalın'(İstanbul Üniversitesi) Hamdolsun bir ilim, fikir ve eğitim kurumu olarak yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Bu mekanda, hemen yanı başımızda Süleymaniye, Fatih, Ayasofya ve Zeyrek medreselerinin birleşmesiyle çok uzun yıllar, eski tabirle akli ile nakli ilimler birlikte okutuldu' dedi. Yılın en iyi yazarı ödülüne layık görülmekten duyduğunu memnuniyeti dile getiren Kalın, 'Fakat yazar kelimesine takıldım. Çok modern bir tabir. Ömrü ne kadar olur bilmiyorum. Aslolan insanın ürettiği fikirdir, düşüncedir. Bununla ortaya koyduğu eserlerdir. Bunları ortaya koyarken sahip olduğu mes'uliyettir. İnşallah bu ödül, bu mes'uliyeti hatırlamamıza, şahsen benim hatırlamama vesile olur.' ifadelerini kullandı. Üniversite öğrencileri adına konuşan İstanbul Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Enes Kaşkaş' Türkiye'nin ilk üniversitesi olan, Fatih'in mirası, Abdulhamid Han'ın emaneti olan İstanbul Üniversitesi tarihinde bir ilke imza atarak düzenlediğimiz bu ödül töreninin, Üniversitemizdeki öğrenciler için birer motive ve heyecan, ülkemiz için ise bir prestij kaynağı olması hepimizin otak arzusudur'diye konuştu. Törende, 'Yılın En İyi Yazarı Ödülü, İbrahim Kalın'a, 'Yılın Girişimci İş adamı Ödülü' Erbakan Malkoç'a, 'Yılın En Etkili Sivil Toplumu Ödülü' Kızılay'a, 'Yılın Sosyal Sorumluluk Proje Reklamı Ödülü' Daruşşafaka'ya, 'Yılın Dizisi Ödülü' Payitaht Abdülhamit'e, 'Yılın Sporcusu Ödülü' 'Kenan Sofuoğlu'na, 'Yılın Bilim İnsanı Ödülü' Prof. Dr. Aziz Sancar'a, 'Yılın Genç Bilim İnsanı Ödülü' Ahmet Serdar Mutluer'e, 'Yılın Müzik Adamı Ödülü' Gökhan Türkmen'e, 'Yılın Müzik Kadını Ödülü' Ziynet Sali'ye, 'Yılın Çıkış Yapan Radyosu Ödülü' CRI'ye, 'Yılın Çıkış Yapan Yönetmeni Ödülü' Alişan Günay Yıldırım ve 'Yılın En iyi Türk Halk Müziği Sanatçısı Ödülü' Mustafa Yıldızdoğan'a verildi. Bu haberin içeriği hakkındaki bütün sorumluluk sadece Milat Gazetesi kurumuna aittir.
PAKET SÜT YERINE ÇIG SÜT KULLANIN Portal : www.cayyolu.com.tr İçeriği : Gündem Adres : http://www.cayyolu.com.tr/haber/paket-sut-yerine-cig-sut-kullanin-128780.html Paket süt yerine çiğ süt kullanın İstanbul Ziraat Odası, süt tüketiminin artırılmasına yönelik bir bilinç oluşturulması için bedava süt dağıttı. Etkinlikte, Yard. Doç. Dr Yavuz Dizdar, paket sütlerin yerine çiğ süt kullanılmasını önerdi. Bakırköy Cumhuriyet Meydanı nda öğrencilere ve halka 30 tonluk tankerden taze sıcak süt dağıtımı yapıldı. Meydana kurulan tankerden sürahilere boşaltılan süt, bardaklarla vatandaşlara dağıtıldı. Vatandaşlar ve öğrenciler Çatalca nın köylerinden sabah erken saatlerde getirilen sütün tadına baktı. Etkinliğe İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr Yavuz Dizdar da katıldı. Çiğ sütün önemine değinen Dizdar, paket sütlerin yerine çiğ süt kullanılmasını önerdi. Öğrencilere sütün faydalarını da anlatan Dizdar, daha sonra vatandaşlara süt dağıttı.
AILEVI AKDENIZ ATESI NE ÇARE TÜRKIYE DEN GELECEK Portal : www.yenikonya.com.tr İçeriği : Gündem Adres : http://www.yenikonya.com.tr/ajanshaberleri/ailevi_akdeniz_atesine_care_turkiyeden_gelecek-637185 Ailevi Akdeniz Ateşi ne çare Türkiye den gelecek Ailevi Akdeniz Ateşi (AAA) tedavisinde kullanılmak üzere geliştirilen ve biyoteknolojiyle üretilen Türkiye'nin ilk orijinal biyolojik ilacına ilişkin Faz-1 klinik çalışmasından umut veren sonuçlar elde edildi Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi ve TRPHARM işbirliğiyle geliştirilen 'RPH-104' isimli moleküle ilişkin ilacın, ileri klinik araştırmaların ardından yaklaşık 5-6 yıl içinde piyasaya çıkması öngörülüyor İlacın, bu hastalığa yakalanan ancak mevcut GİRNE (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Ailevi Akdeniz Ateşi (AAA) tedavisinde kullanılmak üzere geliştirilerek biyoteknoloji ile üretilen Türkiye'nin ilk ve orijinal biyolojik ilacına ilişkin gerçekleştirilen Faz-1 klinik çalışmasından başarılı sonuçlar elde edildi. Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi (ARGEFAR) ve TRPHARM işbirliği ile geliştirilen 'RPH-104' isimli molekülün, hastalarda planlanan ileri klinik araştırmaların ardından ruhsatlandırma sonrasında piyasaya çıkması öngörülüyor. Türkiye'de 18-35 yaş arası sağlıklı gönüllülerde yapılan ilk klinik Faz-1 çalışmadan elde edilen sonuçlar, KKTC'de düzenlenen '9. Uluslararası Ailevi Akdeniz Ateşi ve Sistemik Otoinflamatuvar Hastalıklar Kongresi'nde paylaşılacak. İlacın geliştirilmesi ve klinik çalışmaları yürüten İstanbul Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Gül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilacın, Ailevi Akdeniz Ateşi ve bu guruba giren benzer hastalıklar için kullanılacak önemli bir biyolojik ürün olduğunu söyledi. Bu hastalığı taşıyanların yüzde 5-10'unda, maksimum dozda mevcut tedaviye rağmen iltihabın baskılanması ve komplikasyonların önlenmesinin mümkün olmadığının altını çizen Gül, şunları kaydetti: 'Dolayısıyla bu hastaların mutlaka yeni tedavilere ihtiyacı var. Yapılan erken çalışmalar, iltihap maddesinin engellenmesinin mevcut tedaviye yetersiz yanıt veren hastalarda son derece başarılı sonuçlar verdiğini gösterdi. O nedenle, Türkiye'de yeterli yanıt alamadığımız hastalar için kullanabilecek, kolay ulaşılabilecek ve maliyeti yüksek olmayan bir ilaç geliştirilmiş olacak.' Söz konusu molekülün klinik aşamaları hakkında bilgi veren Gül, öncelikle kapsamlı hayvan çalışmaları yapıldığını, sonuçların olumlu çıkmasının ardından ilk defa sağlıklı gönüllülerde klinik çalışmaya başlandığını anlattı. Prof. Dr. Gül, bu çalışmalarda, 5 ayrı dozda ilacın test edildiğini belirterek şöyle devam etti: 'Son tamamlanan tek doz uygulamada ilacın insanlarda yararlı etkisinin beklenilen düzeye ulaştığı, güvenli olduğu ve iyi tolere edildiği ortaya konuldu. Bu süre içinde herhangi bir istenmeyen etki gözlenmedi. Bunların hepsi ümit verici gelişmeler. Bundan sonra tekrarlanan dozlarda da bir risk olmadığının ve ilk olarak AAA hastalığından başlayarak hastalarda bu etkinin gösterilmesi bekleniyor. Bu süreçler beklendiği şekilde yürürse, ülkemizdeki hastalar için büyük bir umut olacak. Bu ilaç, Türkiye dışında hastalığın görüldüğü diğer ülkelerde de kullanıma girecek.' Gül, tamamlanan aşamaların ardından hastalar üzerinde çalışmalara başlanacağını ifade ederek, 'AAA hastalığı ilacın etkilerini test edeceğimiz ilk hastalık olma özelliği taşıyor. Tedavi şansı olmayan Ailevi Akdeniz Ateşi hastalarına geliştirilen yeni ilaç şifa olacak.' açıklamasında bulundu. Gül, son doza ilişkin verilerin de bu yıl yapılacak Amerikan Romatizma Cemiyeti Kongresi'nde paylaşılacağını bildirdi. - 'İlaç, hastaların yaşam şanslarını uzatabilecek' Söz konusu ilacın geliştirilmesi ve üretiminden sorumlu TRPHARM'ın Başkanı Tuygan Göker de hükümetin ilaç sanayisine Ar-Ge desteği verme stratejisi ve vizyonundan yola çıkılarak, AAA tedavisine yönelik molekül geliştirilmesi için çalışmalara başladıklarını söyledi. AAA'nın, Akdeniz ve Ortadoğu kökenli toplumlarda sık görüldüğü ifade eden Göker, 'AAA hastalığı, Türkiye'de binde bir oranında görülmektedir. Ülkemizde 5 kişiden birinin taşıyıcı olduğu öngörülmektedir.' bilgisini verdi. Bu hastaların yüzde10'unun tedavi olamadığını vurgulayan Göker, 'RPH-104 biyoteknolojik ilaç, bu hastaların yaşam sürelerini uzatabilecek.' dedi. Göker, AAA tedavisi için geliştirilen RPH-104 molekülünün sağlıklı gönüllülerle gerçekleştirilen ilk Faz-1 klinik çalışmasına 14 Mart 2016 Tıp Bayramı'nda başlandığını ve dozlamaların ARGEFAR Merkezi'nde 11 Nisan 2017'de tamamlandığını anlattı. Tuygan Göker, çalışmaya, katılım kriterlerini karşılayan sağlıklı erkek ve kadın gönüllülerin dahil edildiğini, geliştirilen yeni ilaca ilişkin güvenlilik ve etkililik analizlerinin sağlıklı kişiler üzerinde tamamlandığını ve başarılı sonuçlar elde edildiğini belirterek, 'Şimdi ikinci aşamaya geçilecek. Her şeyin istendiği gibi gitmesinin ardından, ilacın 5-6 yıl içinde Bakanlığın da desteğiyle ilaca dönüştürülerek piyasa çıkması öngörülüyor.' diye konuştu. Göker, 'kaydetti. - 'İlaç, Türk bilim insanlarının ve yerli sanayinin elinden olacak' AAA tedavisi için geliştirilen ilacın, Türk bilim insanlarının ve yerli sanayinin elinden olacağını vurgulayan Göker, Türkiye'nin artık sadece yurt dışındaki çalışmaları takip eden ve uluslararası klinik programların bir parçası olarak çalışan ülke olmanın çok daha ötesine geçeceğini bildirdi. Göker, Türkiye'de üretimi yapılacak ve Ailesel Akdeniz Ateşi tedavisinde kullanılacak ilacın, dünya pazarından önemli ölçüde pay alacağı değerlendirmesinde bulundu.