Global Ekonomi ve Kriz Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası Bölgesel Başkan Yardımcısı Shıgeo Katsu, Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Ulrıh Zachau in katıldığı Global Economy And Crisis adlı konferans Gaziantep Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi nde gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını yapan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, konferansın gerek öğrenciler gerekse Üniversitemiz için çok faydalı olacağını dile getirdi. Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, dünyadaki ekonomik gelişmelerin yerinde tespiti ve incelenmesi amacıyla Devlet Bakanı Sayın Mehmet Şimşek ve Dünya Bankası yetkililerinin inceleme gezisi çerçevesinde Üniversitemizi de ziyaret ettiğini söyledi. Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun toplantının açılış konuşmasında, Gaziantep te yapılan görüşmeler sırasında, Üniversitemizde özellikle öğrencilerle sohbet havasında bir toplantı gerçekleştirmek istemelerinin büyük bir onur olduğunu ifade etti. Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, En yetkili ağızlardan dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmek, dünyadaki ve Türkiye deki son gelişmeleri birinci ağızdan bilgilenmek açısından bakanımıza, Dünya Bankası nın Türkiye temsilcisine, başkan yardımcısına yürekten teşekkür ediyoruz. Ayrıca bu toplantıyı Gaziantep Üniversitesi nde gerçekleştirmek istemeleri bizim için çok büyük mutluluktur. Bu toplantının çok faydalı olacağını düşünüyorum dedi. Dünya Bankası ve IMF inin dünyadaki fonksiyonunu değerlendiren Dünya Bankası Bölgesel Başkan Yardımcısı Shıgeo Katsu, İkinci Dünya Savaşı ndan sonra tesis edilmiş olan kurumlar bir taraftan makro ekonomik yerlerin tesis edilmesi ve bunun düzgün gelişmesi adına garanti etmek için, Uluslararası Para Fonu (IMF) kuruldu. Diğer taraftan da savaş sonrası dönemde yeniden yapılanmaya gidilmiş, yoğun bir çalışma sonucunda Dünya Bankası kurulmuştur. Sonra Dünya Bankası kalkınmaya daha çok odaklanacak şekilde yeniden yapılanma sürecinden geçmiştir. Özellikle 1950 nin sonunda ve 1960 ların başında Dünya Bankasında, daha fazla kalkınmaya odaklı dağılımın başladığını görüyoruz. İlk ismi Uluslararası Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası iken, Dünya Bankası nın adı ve misyonu günümüzde küresel kalkınma finans ve bilgi ile beraber anılır hale geldi şeklinde Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Ulrıh Zachau, Raporlar yazılırken analizler yapılırken Türkiye de birçok öğrenci, akademisyen ve işadamıyla görüşmeler yapıldı. Diğer ülke tecrübelerinden faydalanılarak, mezun olan öğrencilerin daha fazla sayıda istihdam sektöründe yerini alabilmesi için, ne gibi öneriler getirilebilir bunu üzerinde duruldu. Bir başka örnekle, Gaziantep teki Gülsan şirketine bakacak olursak; Dünya Bankası nın ve Türk bankalarına tahsis edilen paraların Türkiye deki şirketlere aktarılması programından faydalanmıştır. Bu mali imkânlar alacağa yönelik gösteren firmalara imkân tanımak için gündeme getirilmiştir. Bu program 2002 yılında gerçekleşmiştir. Gülsan ın bu öneriden faydalanmasıyla görülüyor ki ihr acatı üzerinde olumlu etkileri olmuştur. Yine özellikle KOBİ ler üzerine çalışmayı umut ediyoruz. Aynı zamanda enerji etkinliğine dair ayrı bir etkinliğimiz var. Bu çerçevede yenilenebilir enerji çalışmalarını desteklemeyi düşünüyoruz. Güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi gibi enerji kaynaklarını ve hükümetin de enerji politikasını destekliyoruz. Ayrıca sağlık, eğitim, çevre gibi alanlarda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz diye Konut talebi ve bunun ekonomiyle olan ilişkisini anlatan Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, İçinde bulunduğumuz kriz aslında yani bu modern zamanların kredinin bir anlamda sönmesi sürecidir. Amerika 11 Eylül den sonra faizleri çok aşağı çekti. Faizler 2004 2005 yılına kadar uzun bir süre eksiydi. Faizler çok düşük olunca konut talebi arttı. Konut talebi artınca konut fiyatları arttı. Bunun sonucunda ise, konut kredileri arttı. Tabi bir süre sonra kaygılar belirdi ve Merkez Bankası faizleri yükseltmeye başladı. Böyle olunca ödemelerde zorlanmalar yaşandı. Sonrasında ise ödeyememe durumu ortaya çıkınca haciz gibi sorunlar başladı. Bunun Amerika ve Türkiye ile ne bağlantısı var diye sorarsanız, Amerika konut ihraç etmiyor ama bu konut kredilerini paketlemişler. Ve bu konut kredileri ile bir portföy oluşturmuşlar onun üzerine menkul kıymetler çıkartmışlar ve o menkul kıymetleri dünyanın her tarafına ihraç etmişler. Konutlarda hacizler başlayıp, konut piyasası çökünce fonu alan bankaların aldıkları menkul kıymetlerin piyasa değeri çökünce, sermaye eriyince, tabi ki gelinen noktaya geldik ifadesinde bulundu.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Aramızdan Ayrılışının 70. Yıl Dönümünde Anıldı Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ün aramızdan ayrılışının 70. Yılı Anma Etkinlikleri çerçevesinde, Gaziantep Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi nde anma töreni düzenlendi. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan tören, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun un açılış konuşmasıyla devam etti. Atatürk ün yeterince anlatılamadığını söyleyen Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Atatürk, tahsil yıllarımızda ilkokuldan, liseye daha sonraları üniversite yıllarımızda çok iyi anlatılamamıştır. Kimi zaman anlaşılmayan, derinliği ifade edilemeyen cümlelerle anlatılan Atatürk ün, Ülkemizde çok iyi anlaşıldığını düşünmüyorum. Ölümünün 70. yılında andığımız Atatürk ün bize ne gibi bir miras bıraktığını iyi anlayabilmişmiyiz. 70 yıl sonra ülkenin geldiği noktaya bakarsanız, O küllerinden yeniden doğan Türkiye Cumhuriyeti nin, 10 15 yılda neler yaptığını düşündüğünüz zaman, arkasında bıraktığı 70 yılda geldiğimiz mesafe, hiç mi hiç iyi değildir. Yok olmaya yüz tutmuş koskoca Osmanlı İmparatorluğu ndan son anda Atatürk ün önderliğinde tekrar kurtuluşu tarihin en büyük olayıdır. Atatürk ün arkasından gelinen nokta, istenilen gelişmeyi gösterememiştir şeklinde Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Atatürk ü hep klişelerle, 10 Kasımlar da ağlayarak anıldığını söyleyerek; Atatürk ün ne denli bir deha olduğu, ne denli, devlet, siyaset adamı olduğu noktasında gerek Milli Eğitim de gerekse Milli Eğitim dışında yeterince eğitim verilmemiştir. Atatürk ü içselleştirememişiz, dehasını çok iyi anlayamamışız. Sadece olağanüstü bir liderimizin olduğundan bahisle şiirler okumuşuz, ağlamışız diyerek, Kurtuluş harbine bakarsanız, İstiklal Harbinin ne denli zorluklar içerisinde başarıldığını, arkasından Türkiye Cumhuriyet nin hangi zorluklarda kurulduğunu, o döneme ait bir çok kitap okuyarak kavrayabilirsiniz ifadesinde bulundu. Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Atatürk ü anma töreninde yaptığı konuşmasını Halim Yağcıoğlu na ait, Mustafa Kemal i Anlamak adlı şiirle tamamladı. Açılış konuşmasından sonra, Türk Musikisi Devlet Konservatuarı öğretim elemanlarının verdiği Piyano ve Cevat Ekici Başbakanlık Arşiv Uzmanı Ney Dinletisi gerçekleştirildi. Piyano da Öğr. Gör. Hamdi Hikmet Geçin, Ney de ise Öğr. Gör. Sezgin Bademli izleyenlerin büyük beğenisini topladı. Nizip Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Yaşar Büyükoğlu tarafından, Atatürk Kültür Merkezi nde Atatürk İstismarcılığı adlı konferans verildi. Törenin sonrasında, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü nde yer alan Atatürk e ait 40 belgeden oluşan Belgelerle Mustafa Kemal Atatürk adlı sergi, Atatürk Kültür Merkezi fuaye alanında gezildi. Başbakanlık Arşivi Uzmanı Cevat Ekici tarafından Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun a sergi hakkında bilgi verildi. Serginin, 1914 1938 yılları arasındaki Atatürk e ait olan belgelerden oluştuğunu söyleyen Başbakanlık Arşivi Uzmanı Cevat Ekici, Elimizde Atatürk e ait yüzlerce belge var. Bu sergi, bunlardan sadece 40 tanesini oluşturuyor. Sergi, Atatürk ün; Tümen Komutanlığına tayini, Tuğgeneralliğe yükseltilmesi, 9. Ordu Müfettişliğine tayini, Erzurum Kongresi Beyannamesi, 9 Kasım da verilen sağlık raporu gibi birçok belgelerden oluşuyor dedi. Dünya Bankası Temsilcileri Üniversitemizde Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun tarafından; Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası Bölgesel Başkan Yardımcısı Shıgeo KATSU ve Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Ulrıh ZACHAU un onuruna, Seyirtepe de akşam yemeği verildi. Yemekte, Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, Gaziantep Milletvekili Mehmet Sarı, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey, Emniyet Müdürü Dr. Ali Yılmaz, Sanayi Odası Meclis Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Abdurrahman Kadayıfçı, Prof. Dr. Fahrettin Göğüş, Rektör Danışmanları Prof. Dr. Cahit Bağcı, Prof. Dr. Mehmet Özaslan, Doç. Dr. Mehmet Koruk ve Genel Sekreter Ercan Eroğlu nun katıldığı yemek oldukça samimi bir ortamda geçti.
Arşiv bir milletin hafızasıdır Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Uzmanı Cevat Ekici, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun u makamında ziyaret etti. Rektörlük makamında gerçekleşen ziyarette, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü nün Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı ve Cumhuriyet Arşivleri Daire Başkanlığı ndan oluştuğunu söyleyen Ekici, son dönemde sözde Ermeni soy kırımına yönelik olarak en iyi cevapların, kurumumuzdan elde edilen belgelerle verildiğini, bu konuda 20 nin üzerinde yayının bulunduğunu, belgelerin tasnif edilerek, yerli, yabancı tüm araştırmacıların hizmetine sunulduğunu söyledi. Ülkemizin önemli bir arşive sahip olduğunu söyleyen Uzman Cevat Ekici, Başka ülkelerde de arşivler gördüm. Tarihi arşivleri ancak bir odayı doldurabiliyor. Bizim arşiv belgelerimiz yan yana konduğu zaman 75 kilometre uzunluğunda yer kaplıyor. Bu kadar büyük bir arşiv malzememiz var. Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı mızda, Osmanlı dönemi belgelerinin yer aldığı 100 milyona yakın belgemiz var. Burası, Fatih Sultan Mehmet döneminden, Türkiye Cumhuriyet inin ilanına kadar olan dönemi kapsıyor. Bu belgeler, İstanbul da modern şartlarda saklanarak yerli, yabancı araştırmacıların hizmetine sunuluyor. Ayrıca, 40 a yakın ülkenin milli tarihi de arşivimizde yer alıyor. Balkan, Ortadoğu, Batı Avrupa ülkeleri hatta ilişkide olduğumuz her devletin tarihine ilişkin bilgiler de bulunmaktadır diye Cumhuriyet Arşivleri Daire Başkanlığı nın ise Ankara da bulunduğunu söyleyen Ekici, Cumhuriyet in ilanından günümüze kadar dönemi kapsayan belgeler burada muhafaza ediliyor. 500 tane mükellef kurumumuz var, denetliyoruz ve arşivlik malzemeyi saklıyoruz. Önümüzdeki yüzyıllarda sağlıklı bir Cumhuriyet tarihinin yazılabilmesi için bu belgeler mutlaka gereklidir. Bu belgeleri araştırmacıların hizmetine sunuyoruz. Belgelerden yayınlar, tematik sergiler yapıyoruz. Bu tematik sergilerden bir tanesini de Gaziantep Üniversitesi nde gerçekleştirdik. Bu sergi 1914 ten Atatürk ün ölümüne kadar geçen dönemi kapsıyor şeklinde Bu belgelerin elektronik ortama aktarılma çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Ekici, 5 milyon belgemizin katalog bilgilerine, internet üzerinden bütün dünyadan erişilebiliyor. Bu belgelerin 5 6 milyon kadarının da elektronik ortama görüntüleri aktarılmış durumda. Yine araştırmacılar elektronik ortamda bu belgelerden faydalanabiliyor. Arşiv bir milletin hafızasıdır. Aynı zamanda bizim uluslararası ortamlarda da söz sahibi olmamızı sağlayan malzemeyi de saklamaktadır diyerek, arşivdeki belgelerle beşeri, sosyal yapımız, madenlerimiz, insan kaynaklarımız hakkında çok ayrıntılı çalışmalar yapmak mümkün diye Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan, Yrd. Doç. Dr. Celal Pekdoğan ve Üniversitemiz Genel Sekreteri Ercan Eroğlu nun da bulunduğu Rektörlük makamında gerçekleşen ziyarette, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Uzmanı Cevat Ekici tarafından Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun a, Gaziantep e Gazilik Ünvanı verilmesi kanununun kopyası ve III. Ahmet dönemine ait berat belgesi takdim edilirken, Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun tarafından Uzman Cevat Ekici ye günün anısına hediye takdim edildi. Atatürk Koşusu Yapıldı Gaziantep Üniversitesi nde gerçekleştirilen 10 Kasım Atatürk ü Anma Etkinlikleri çerçevesinde Atatürk Koşusu yapıldı. 10 erkek, 11 kız anaokulu öğrencisinin 50 m lik koşusuyla başlayan yarışta, minikler birbirleriyle kıyasıya mücadele etti. Anaokulu öğrencilerine günün anısına hediye veren Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, öğrencileri tebrik etti. İkinci yarışta ise, Üniversitemiz öğrencileri ve halktan gelen katılımcılar yarıştılar. 30 erkek 20 kızın yarıştığı koşuda Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Bayanlar kategorisinde dereceye girenlere ödüllerini Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun verdi. Bu kategoride birinci Saniye Kazcı, ikinci Nihal Kiraz, üçüncü ise Filiz Tuncer oldu. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Erkekler kategorisinde dereceye girenlere ödüllerini Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Göğüş verdi. Bu kategoride birinci Veysi Tandır, ikinci Serkan Küçükboğa olurken üçüncü Kemal Keleş oldu. Halk Bayan kategorisinde dereceye girenlere ödüllerini Üniversitemiz Rektör Danışmanı Prof. Dr. Cahit Bağcı verdi. Bu kategoride birinci Demet Atacan, ikinci Şükran Abakay, üçüncü ise Betül Dinçer oldu. Halk Erkek kategorisinde dereceye girenlere ödüllerini Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kürşat Karacabey verdi. Bu kategoride, birinci Sait Barlas, ikinci Hasan Arıkan olurken üçüncü Mehmet Taş oldu.
Atatürk ü Anlamak Eğitim, Dil ve Bilim Gaziantep Üniversitesi 10 Kasım Atatürk ü Anma Etkinlikleri çerçevesinde, Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakütesi Konferans Salonu nda Atatürk ü Anlamak Eğitim, Dil ve Bilim adlı panel düzenlendi. Üniversitemiz Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tokay Gedikoğlu nun başkanlığında gerçekleşen panele, Eğitim Fakültesi Öğretim Üyeleri Yrd. Doç. Dr. Mehmet Murat, Yrd. Doç. Dr. M. Fatih Özmantar ve Yrd. Doç. Dr. Arif Yılmaz da konuşmacı olarak katıldılar. Küresel krizlerin, bunalımların, terörün ve yolsuzlukların en üst safhada olduğu günleri yaşadığımızı söyleyen Prof. Dr. Tokay Gedikoğlu, böyle durumlarda Atatürk ün yokluğunu daha çok hissettiğimizi belirtti. Atatürkçü düşünce sisteminin süzülmüş fikirlerden oluştuğunu vurgulayan Gedikoğlu, Atatürkçü düşünce sistemi, ulusumuzun aklın bilimin rehberliğinde çağdaş uygarlık düzeyine erişmesini demokratik ve laik kurallar içerisinde, Türk toplumunun ihtiyaç ve isteklerinden doğan bir düşünce sistemidir. Atatürk her zaman Beni görmeniz önemli değil önemli olan beni anlamanız demiştir diye Atatürk ve Eğitim konusunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Mehmet Murat, Savaş yıllarında savaş devam ederken eğitimcileri cepheden çağırıp Siz savaşı bırakın, eğitim işine bakın demiştir. Savaş sırasında O nun böyle bir karar vermesi çok önemlidir. Atatürk burada Savaş zaten kazanılır, önemli olan eğitim savaşını kazanmaktır demek istemiştir. O na göre en önemli vazife eğitim öğretim işleridir. Atatürk, Benim asıl kişiliğim öğretmenliktir. Ben milletimin öğretmeniyim demiştir. Atatürk ayrıca kız öğrencilerin de eğitimine çok büyük önem vermiş kız enstitüleri açmıştır şeklinde Atatürk ve Türk Dili konusunda bilgiler veren Yrd. Doç. Dr. Arif Yılmaz, Türk Dili Türk Milleti için kutsal bir hazinedir. Atatürk dilin yaşamsal ve toplumsal biçimini çok iyi kavramış ve milleti için çok önemli olduğunu her fırsatta dile getirmiştir. Topluma ait olan dilin içerisindeki her şey o toplumu anlatır. Atatürk her zaman milli his ile dil arasında sıkı bir ilişki olduğunu savunmuş, Türk Dili nin dünya dilleri arasında en zengin dil olduğunu söylemiştir. Atatürk, Türk demek dil demektir. Türk Milletindenim diyen her insan her şeyden önce Türkçe konuşmalıdır düşüncesini savunmuştur ifadesinde bulundu. Atatürk ve Bilim hakkında konuşan Yrd. Doç. Dr. M. Fatih Özmantar, Atatürk ün bilime dair görüşlerini ve icraatlarını anlatmak mümkün değildir. Atatürk milletlerin özgürce yaşayabilmesi için bilime ayrı bir önem verilmesi gerektiğini desteklemiştir. O her zaman bilimin ve fennin öncülüğünde hareket etmiş ve insan yaşamındaki önemini vurgulamıştır. Dünyada maddiyat ve maneviyat için en hakiki mürşidin ilim ve fen olduğunu her zaman söylemiş ve gelişmelerden haberdar olmak için bilimi takip etmenin şart olduğunu koşmuştur. Türk sanatı, Türk ekonomisi, Türk şiiri ile edebiyatının okul aracılığıyla olağanüstü incelikleri ve güzellikleriyle oluşup gelişeceğini her fırsatta ifade etmiştir diye ihsan Güvenç ten Cumhuriyet Konseri İhsan GÜVENÇ Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı mezunlarından Gaziantepli Sanatçı İhsan Güvenç, Atatürk Kültür Merkezi nde Cumhuriyet Konseri verdi. 2006 yılında Üniversitemizden mezun olan İhsan Güvenç, geçtiğimiz yıl özel bir kanalda yayımlanan Popstar Alaturka yarışmasında birinci olarak sevenlerinin büyük beğenisini toplamıştı. Önümüzdeki günlerde albüm çıkarmayı planlayan Güvenç, şu sıralar TRT de yayımlanan Akşam Sefası programında muhteşem sesiyle sevenlerinin karşısına çıkıyor. Üniversitemiz Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Öğr. Gör. M. Emin Beyazçiçek in yönetimindeki Konservatuar öğrencilerinden oluşan orkestra eşliğinde birbirinden güzel Türk Sanat Müziği eserlerini seslendiren Güvenç, Üniversiteyi evim gibi görüyorum. Hala burada öğrenci gibiyim. Eğer bugün bir yerlere geldiysem bunda ailemin ve tabi ki Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarının çok büyük etkisi var. Şu an Sayın Rektörümüz Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ve birbirinden değerli hocalarımın karşısında şarkı söylemek bana çok heyecan veriyor. Burada olduğum için çok mutluyum şeklinde Güzel sesiyle gelen konukları adeta büyüleyen İhsan Güvenç, konserde vokalliğini yapan Konservatuar son sınıf öğrencisi Taner Şen i sahneye davet etti. Ben Sana Sevmeyi Öğretemedim adlı şarkıyı söyleyen Şen, izleyicilerin büyük beğenisini topladı. Konser sonrasında Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, İhsan Güvenç e çiçek takdim ederek, Bugün bize burada bu güzel konseri veren İhsan ın, Üniversitemizi çok başarılı bir şekilde temsil ettiğine inanıyorum. Seni yürekten kutlarım. Başarılarının devamını diliyorum diye
Dengeli Kareler ve Kriptoloji Bilişim Kulübü tarafından Üniversitemiz İnşaat Mühendisliği Bölümü Konferans Salonu nda, Prof. Dr. Asker Ali Abiyev tarafından Dengeli Kareler ve Kriptoloji adlı konferans verildi. Eski zamanlardan günümüze kadar insanların sihirli karelerle yakından ilgilendiğini belirten Prof. Dr. Abiyev, son 250 yılda matematikçilerin sihirli kareleri ciddi bir problem olarak gördüklerini söyledi. Birçok ünlü bilim adamının bu probleme çözüm getiremediğini fakat kendisinin çözdüğünü ifade eden Abiyev, Pierre de Fermat, Blaise Pascal, Leonard Euler, Arthur Cayley gibi ünlü matematikçilerin uğraşmasına rağmen sihirli karelere çözüm getirememiştir. Sihirli kareler, algoritma, istenilen dereceden sonsuza kadar ve istenilen sayılardan doğal sihirli kareler oluşturulabilmesini, belli bir kural çerçevesinde verilen renklerin algoritma ile oluşturduğu desenleri kapsamaktadır diye Bugüne kadar yazılan ve bundan sonra da yazılabilecek kareler içerisinde en mükemmelini kendisinin bulduğu Sihirli Kareler olduğunu vurgulayan Abiyev, sunduğu formüllerin dengeli kareler uygulanması için de imkân sağladığını kaydetti. Abiyev, Sayılar yerine küçük karelere kütleler konulduğunda bu karenin kütle merkezi karenin geometrik merkeziyle örtüştüğünden dolayı bu kareye dengeli kare ismini verdim dedi. Abiyev e bu buluşu için Sizin algoritmanız evristik bir buluştur diyen bulanık kümeler teorisinin bulucusu ünlü matematikçi L. A. Zadeh, dengeli karelerden yola çıkarak bilim adamlarının yeni buluşlar gerçekleştirmelerini istediğini belirtti. Sihirli karelerin mükemmel özelliklere sahip olduğunu söyleyen Abiyev, Sihirli kareler doğadaki hiçbir düzenin tesadüf olmadığını gösteriyor. Ben bu uyumu ortaya çıkarmayı amaçlıyorum. Sihirli kareler veya küplerin doğada karşılığı olan olayların fizikte, biyolojide, genetikte hangi alanda olursa o alanın bilim adamları tarafından uygulanacak. Sihirli küpler şifreleme alanını geliştirecek en güzel yöntemdir şeklinde Sihirli karelerdeki uyumun olağan üstü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hüseyin Filiz, hayatta hiçbir şeyin sihirli kareler kadar dört dörtlük olmadığını söyledi. Filiz, Hocanızın bu buluşuna sahip çıkın. Bu küpleri ileride Üniversitemizin bir sembolü olarak kazandırmak sizin elinizde. Sihirli kareleri yaşatmak ve her alanda kullanmak her zaman için ayrıcalıktır diye Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Abiyev in buluşunun çok faydalı bir çalışma olduğunu ve herkesin bu buluştan yararlanması gerektiğini söyleyerek, günün anısına Prof. Dr. Asker Ali Abiyev e hediye takdim etti. Fotoğraf Sanatı ve Haber Fotoğrafı Gaziantep Üniversitesi ile Gaziantep Kültür Sanat ve Edebiyat Derneği işbirliğiyle gerçekleştirilen Türk Dünyası Sanatçıları Gaziantep 2. Buluşması etkinlikleri çerçevesinde Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi nde Anadolu Ajansı Fotoğraf Sergisi açıldı. Sergi sonrasında, Üniversitemiz Ömer Asım Aksoy Konferans Salonu nda Anadolu Ajansı Fotoğraf Haberleri Müdürü Abdurrahman Antakyalı tarafından Fotoğraf Sanatı ve Haber Fotoğrafı adlı söyleşi gerçekleştirildi. Sergide, 1987 2007 yılları arasında Anadolu Ajansı muhabirlerinin görüntülediği ulusal ve uluslararası yarışmalarda ödül alan 56 fotoğraf sergilendi. Haber fotoğraflarını seçerken çok dikkatli davrandıklarını söyleyen Antakyalı, fotoğrafların insanlara çok önemli mesajlar verdiğini ifade etti. Fotoğrafın gazetelerde inandırıcılığı artırdığını söyleyen Antakyalı, iyi yazılan bir haberin başarılı fotoğraflarla desteklendiği zaman okunurluluğunun daha fazla olacağını kaydetti. Haber fotoğraflarının değerini belirleyen ölçütler hakkında bilgi veren Antakyalı, Fotoğraf her şeyden önce ilgi çekici olmalıdır. Sıradan bir fotoğraf ince bir detayla dikkat çekici hale gelebilir. Etki, yakınlık, zamandalık, şöhret, sıradışılık, çatışma ve duygu haber fotoğraflarının ölçütlerini belirler. Çekilen fotoğraf haberle örtüşmelidir. Haber fotoğrafı ne kadar çok kişiyi etkilerse o kadar değerlidir diye Bir editörün fotoğrafı içerik, estetik ve teknik yönlerinden incelediğini vurgulayan Antakyalı, foto muhabirinin fotoğraf çekerken çabuk ve akılcı davranması gerektiğini belirtti. Fotoğrafın etik olması gerektiğini savunan Antakyalı, Fotoğrafta güvenilirlik çok önemlidir. Dijital teknolojinin yaygınlaşmasıyla fotoğraflarda yapılan bazı değişiklikler insanların güvenini kaybetmenize yol açabiliyor şeklinde Fotoğrafı satranç oynamaya benzeten Antakyalı, doğru hamleler yapıldığı zaman çok değerli fotoğraflar çekilebileceğini kaydetti. Antakyalı, Foto muhabirinin stili, anın yakalanması, konuya uygun bakış açısı, konuya uygun objektif, renk ve kontrastlık kullanımı, konunun karede kapladığı alan fotoğrafın estetiği açısından çok önemli noktalardır. Estetik, foto muhabirinin fotoğraftaki kimliğidir dedi.
Türk Dünyasında Şiir ve Öykünün Kültürel Yaşama Etkisi Gaziantep Üniversitesi ve Gaziantep Kültür Sanat ve Edebiyat Derneği işbirliği ile gerçekleştirilen Türk Dünyası Sanatçıları Gaziantep 2. Buluşması etkinlikleri çerçevesinde Üniversitemiz Ömer Asım Aksoy Konferans Salonu nda Türk Dünyasında Şiir ve Öykünün Kültürel Yaşama Etkisi adlı panel gerçekleştirildi. Tarih Öğretmeni Kemal Polat ın başkanlığında gerçekleştirilen panelde, Üniversitemiz Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Behiye Köksel, Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tamila Aliyeva, Yazar Lütfiye Aydın, Yazar Fevzi Gönenç konuşmacı olarak katıldılar. Şiirin kelimelerin oyunlu ahengi olduğunu söyleyen Kemal Polat, iyi de olsa kötü de olsa şiirden korkmanın yersiz olduğunu belirtti. Polat, Türkiye 70 milyondan oluşur ama 80 milyon kişi şiir yazar. Şiir kötü de olsa yazılmalıdır. Çünkü kötü şiirler sayesinde iyi şiirlerin kıymeti bilinir. İyiler kalır, kötüler uçar gider diye Edebiyatın malzemesinin dil olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Behiye Köksel, Şiir ve öykü kültürü etkilemez, kültür şiir ve öyküyü etkiler. Geçmişten geleceğe Türk Kültürü nde halk türküleri önemli bir yer tutar. Dil nasıl ihtiyaçtan doğduysa şiir ve öyküde öyle doğmuştur. Dede Korkut, Manas, Köroğlu gibi eserleri halk yaşayarak meydana getirmiştir diye Şiir ve öyküde çok zengin bir anlatım geleneğimiz olduğunu söyleyen, Yazar Lütfiye Aydın Eskisi kadar yaygın olmasa bile kimi semt kahvelerinde Ebu Müslim Hikâyelerinden Köroğlu Hikâyelerine, uzun soluklu halk hikâyelerini, hatta saz eşliğinde anlatan ustalar vardı. Daha sonra bir radyo formatına dönüşen Arkası Yarın biçiminde, her gece bir parçası anlatılıp da en heyecanlı yerinde kesilen nazımnesir karışık o hikâyeler, bizdeki anlatma geleneğinin de ne kadar köklü olduğunu gösteriyor dedi. Aydın, Sağlam kurgu, dil özeni, kahraman ya da tip oluşturma, akıcı anlatım vs. gibi yazınsal nitelikler önemsenmeden, neredeyse bilinçli bir saygısızlıkla oluşturulan, duyguyu dışlayan, daha çok ölü Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik - Elektronik Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gölge Öğücü, TÜBİTAK Araştırma projeleri kapsamında gerçekleştirdiği Çok Katmanlı Topraklanmış Bileşik Metamateryal ve Dielektrik Levhaların Varlığında Dipol Kaynağın Yaydığı Elektromanyetik Dalgaların Karakteristiği adlı projesini tamamladı. Metamalzemelerin doğada bulunmayan yapay malzemeler olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Öğücü, bu malzemelerle ilgili ilk teorik çalışmaların 1968 yılında bir geçmişin anlatıldığı, olanca malzemenin bir kıtık bohçasına tıkıştırılırcasına tıkıştırıldığı, nerdeyse yeni bir türü muştulayan bir anlayışın bitmesini umut ederim diye Bazı şiirlerin insanları çok değişik duygulara yönlendirdiğini belirten Doç. Dr. Tamila Aliyeva, Anadolu şiirlerinde genellikle vatan, anne, manevi duygular yer almaktadır. Şiirde her zaman eleştirmek yazmaktan çok daha zordur. Ben tarihle edebiyatı bacı kardeş gibi görüyorum. Bunun nedeni ise, tarihte bazı sert olaylar vardır. Edebiyat ise tıpkı bir kız gibidir. Kelimelerle süslenir ve okuyuculara sunulur şeklinde Şiir ile öykünün toplumsal yaşama etkisini anlatan Yazar Fevzi Gönenç, Hepimiz doğuştan şairiz. İnsanların yaşamlarının olmazsa olmazına dönüşen aşık olma güdüsü, etkilerini şiirle dışa vurur. Sevdiğine şiir yazmamış bir birey düşünemiyorum. O nedenle olmalı ki, 70 milyonluk nüfusumuzun 71 milyonu şairdir diye bir genelleme yapılır. Öyküde ise, öykü artık eskisi gibi giriş, gelişme, düğüm, sonuç gibi bölümleri içermiyor. Modern öykü sınır tanımıyor. Edebiyatçı, çağının tanığı olmak bu tanıklığı okurlar önünde dile getirmek zorundadır diye Metamalzemelerle Daha Verimli Cihazlar Rus bilim adamı olan Veselago tarafından yapılmış olduğunu, fakat üretiminin 2000 li yılların başında gerçekleştiğini belirtti. Metamalzemelerin negatif kırılma indisi özelliğine sahip olduğunu vurgulayan Öğücü, bu malzemeler içinde hareket eden elektromanyetik dalgaların ters yöne hareket ettiğini kaydetti. Öğücü, Bu sayede bir çok elektronik cihazın boyutlarının küçülmesi ve daha verimli olması mümkün olacaktır dedi. Bu projede yapılan çalışmaların metamalzemeler üzerine teorik çalışmalar olduğunu ifade eden Öğücü, doğada bulunan dielektrik malzeme ile metamalzemelerden oluşan düzlemsel çok katmanlı yapılar içine yerleştirilmiş noktasal bir elektrik kaynağının yaydığı dalgaları incelediklerini belirtti. Metamalzemelerin türdeş olmadığını fakat çalışmalarında matemalzemeleri türdeş olarak kabul ettiklerini söyleyen Öğücü, Elektrik ve manyetik alanı bulmak için vektör ve sayıl potansiyelin Green fonksiyonları önce formüle edilip, geliştirilen yazılım programı ile hesaplanmıştır. Sonra bu Green fonksiyonları topraklanmış bir metamalzeme üzerine yerleştirilmiş mikroşerit hat üzerindeki akım dağılımını bulmak için kullanılmıştır. Çalışmanın doğruluğunu göstermek için elde edilen sonuçlar ile ticari bir yazılım programı olan HFSS kullanılarak elde edilen sonuçlar karşılaştırılmış, sonuçların birbirleri ile uyumlu olduğu gösterilmiştir ifadesinde bulundu
Türkiye nin AB deki Yeri ve AB nin Dünyadaki Geleceği Dr.Zahoor Qureshi Shalista Gohir Gaziantep Üniversitesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonu nda, İngiliz Büyükelçiliği nden gelen heyet tarafından, Türkiye nin AB deki Yeri ve AB nin Dünyadaki Geleceği adlı söyleşi gerçekleştirildi. İ n g i l t e r e d e k i Müslümanların ve Türkiye nin AB süreci hakkında gerçekleşen söyleşiye, İngiltere Müslüman Kadınlar Ağı Temsilcisi Shalista Gohir, İngiltere İslam Derneği Kuruluşu Başkanı Dr. Zahoor Qureshi, Akademisyen Aftab Malik, Belgesel Yapımcısı Navid Akhtar, Yazar Shelina Janmohamed ve İngiltere Müslüman Sosyal Bilimciler Birliği Başkanı Dr. Aras Al Shaikh Ali konuşmacı olarak katıldılar. Türkiye nin Avrupa Birliği ne girmesini, İngiltere nin her zaman desteklediğini söyleyen, İngiltere Müslüman Kadınlar Ağı Temsilcisi Shalista Gohir, İngiltere de yaklaşık 2 milyon Müslüman ın yaşadığını ve çoğu Müslüman ın Pakistanlı Aftab Malik Navid Akhtar Shelina Janmohamed olduğunu belirtti. İngiltere de bin 600 tane caminin bulunduğunu ifade eden Shalista Gohir, yerel yönetimler de dahil olmak üzere farklı pozisyonlarda çalışan Müslüman İngilizlerin bulunduğunu kaydetti. Türkiye nin Avrupa Birliğine ihtiyacı olduğu kadar, AB nin de Türkiye ye ihtiyacı olduğunu vurgulayan, İngiltere Müslüman Sosyal Bilimciler Birliği Başkanı Dr. Aras Al Shaikh Ali, Türkiye nin doğu ile batı arasında köprü vazifesi gördüğünü belirtti. Türkiye nin AB ye alınmamasını büyük bir kayıp olarak nitelendiren Dr. Aras Al Shaikh Ali, İngiltere nin Türkiye nin AB ye girmesini her zaman çok güçlü bir şekilde desteklediğini ve Türkiye nin hiçbir zaman umudunu yitirmemesi gerektiğini söyledi. AB ye giren ülkelerin geçmişine bakıldığı zaman her ülkenin sancılı bir dönemden geçtiğini ifade eden İngiltere İslam Derneği Kuruluşu Başkanı Dr. Zahoor Qureshi, Türkiye Müslüman diye alınmıyor gibi bir görüşün yersiz olduğunu söyleyerek, Sabırlı olmak ge rekiyor. Örneğin, yeni kurulmuş bir üniversite ilk önce düşük ya da yüksek puana bakmadan herkesi alır. Ama yıllar geçip o üniversite isim yapınca kriterleri değişir. AB de yıllar geçtikçe kriterlerini değiştirebiliyor diye İngiltere deki Müslümanlar olarak Türkiye yi çok yakından takip ettiklerini belirten Dr. Zahoor Qureshi, Türkiye nin hem laik hem de Müslüman olabileceğini kaydetti. AB yi bir vizyonun etrafında toplayabileceğimizi belirten Akademisyen Aftab Malik, küreselleşme anlamında ülkelerin AB ye ihtiyacı olduğunu söyledi. Günümüzde nasıl bölgesel ticaret bloklarına ihtiyaç oluyorsa aynı şekilde AB ye de ihtiyaç olduğunu ifade eden Aftab Malik, AB tamamen ortadan kalkar diye düşünmüyorum. Bazı şeyler değişebilir ama tamamen yok olmaz. Çünkü AB kurulurken çok zor günler geçirdi. Kimileri kurulsun derken, kimileri kurulmasın dedi şeklinde Kendilerini Batıda yaşayan fakat doğu kimliğine de sahip olan Müslüman insanlar olarak nitelendiren Belgesel Yapımcısı Navid Akhtar, doğu ve batıyı bir arada yaşayan her toplumun çok iyi yerlere geleceğini kaydetti. Hindistan ın ve Çin in yükselişte olduğunu ifade eden Navid Akhtar, Türkiye ye bakıldığı zaman her şeyin üretildiğini ve Türkiye nin çeşitlilik bakımından zengin bir ülke olduğunu söyledi. AB nin geçmişten bugüne kadar hep büyüyen ve gelişen bir yapısı olduğunu belirten Navid Akhtar, dünyanın çok hızlı bir şekilde değiştiğini ifade etti. Türkiye nin sadece doğuya ya da sadece batıya dönmek zorunda olmadığını vurgulayan Yazar Shelina Janmohamed, Türkiye nin sadece doğuya dönmesinin Avrupa için büyük bir kayıp olduğunu söyledi. Geleceği görmenin çok zor olduğu bir dönemde yaşadığımızı ifade eden Shelina Janmohamed, Avrupa nın şu an çok önemli olduğunu ve 30 40 yıl sonra da yine aynı önemini koruyacağını kaydetti.
Atatürk İstismarcılığı Gaziantep Üniversitesi 10 Kasım Atatürk ü Anma Etkinlikleri çerçevesinde Nizip Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Yaşar Büyükoğlu tarafından, Atatürk Kültür Merkezi nde Atatürk İstismarcılığı adlı konferans verildi. Atatürk ün Türkiye nin en büyük ismi olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Büyükoğlu, bunun için özellikle son yıllarda bütün iç ve dış düşmanların onun ülke mizdeki nüfuz ve kudretinden faydalanmaya birinci derecede önem verdiklerini belirtti. Günümüzde karşımıza, Atatürk ün ismine dayanan iki Atatürkçülük çıktığını ifade eden Büyükoğlu, bunlardan birinin doğru Atatürkçülük, diğerinin ise yanlış Atatürkçülük olduğunu vurguladı. Büyükoğlu, Yanlış Atatürkçülük, en başta gerçekçilikten, sonra da sistemden, değerden ve kuvvetten mahrumdur. Onun için buna Atatürkçülük yerine Atatürk istismarcılığı demek daha yerinde olacaktır diye Atatürk isminin yalnız bir çevre tarafından değil birçok çevre tarafından istismar edildiğini söyleyen Büyükoğlu, Atatürk istismarcılığı adı altında sıralayacağımız başlıca sapmaları şahıs Atatürkçülüğü, şekilci Atatürkçülük, fırsatçı Atatürkçü lük, sistemi bozma Atatürkçülüğü şekilleri etrafında toplayabiliriz. Şahıs Atatürkçülüğü anlayışı Atatürk ün şahsına karşı duyulan belirsiz bir romantizm ve daha doğrusu dogmatik bir alaka şeklinde tezahür etmektedir. Şekilci Atatürkçülüğü her şeyden önce bir şekil ve merasim meselesidir. Fırsatçı Atatürkçülük anlayışı ise, Atatürkçülüğün gerçek sistemi yerine, Atatürk ün bu sistemi yerleştirirken doğru yolu bulmak için başvurduğu denemelere saplanıp kalmayı esas sayar dedi. Atatürk düşmanlığını Atatürk istismarcılığı ile aynı çerçevede ele alan Büyükoğlu, Gerçekten Atatürk düşmanlığı da menfi bir Atatürk istismarıdır. Aynı zamanda bu istismar diğer istismar şekilleri gibi haksızlık ve yanlışlıkla doludur. Atatürk düşmanlığı, Atatürk e muhalefet şeklinde, daha İstiklal Harbi nde iken başlamıştır. Atatürk gibi bir önder için daha önce de birtakım kıskançlıkları, çekemezlikleri ve düşmanlıkları üzerine çekmesi normaldir. İstiklal mücadelesiyle beraber Atatürk, harekatın başına geçince, bu düşmanlıklar yavaş yavaş suyun yüzüne çıkmaya başlamıştır şeklinde konuşarak, Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ün Türkiye Cumhuriyeti nin kurucusu olduğunu ve hiçbir devletin kendi varlığı süresince kurucusuna ters düşmemesi gerektiğini sözlerine ekledi. İkinci Dönem Arapça Dil Kursları Başladı Türkiye - Suriye Bölgelerarası İşbirliği Programı çerçevesinde, Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğü tarafından yürütülen Arapça Dil Öğretim Merkezi ne gelen yoğun istek üzere ikinci dönem Arapça kursları başladı. Arapça Dil Öğretim Merkezi Proje Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Yakar, Ocak 2008 den bu yana devam eden ve yoğun ilgiyle karşılanan Arapça Dil Öğretim Merkezi nde kursiyerlerin bu güne kadar 2 defa Halep e götürüldüğünü ve Halep te bulunulan 3 gün boyunca kursi- yerlerin öğrendikleri Arapçayı pratik yapma imkânına sahip olduklarını söyledi. Kursiyerlerin ayrıca Halep te Osmanlı döneminde inşa edilen mimari eserleri de gördüklerini söyleyen Yakar, 2. dönem kursiyerler, birincisinde olduğu gibi genellikle Ortadoğu ülkelerine ihracat yapan firma personelinden oluşmaktadır. Geçen dönemde başvuru yaptıkları halde yoğunluk nedeniyle kaydı yapılamayan kursiyerlere bu dönemde öncelik tanınmıştır. Dersler yine Gaziantep Üniversitesi Uygulama otelindeki butik sınıflarda yapılmaktadır diye Yakar, Üniversite-şehir işbirliğinin en somut projelerinden birini oluşturan bu etkinlik sayesinde Gaziantep Üniversitesi, Gaziantepli sanayici ve işadamlarına katkı sağlamayı hedeflemektedir. Bir bölge üniversitesi olma yolunda hızla ilerleyen Gaziantep Üniversitesi, yakın komşu ülkelere en fazla ihracat yapan Gaziantepli işadamlarına bir altyapı hazırlamayı hedeflemektedir. Proje sayesinde Arapça öğrenen kursiyerler, hem Gaziantep in ve Türkiye nin önüne yeni iş istihdamları yaratacak, hem de Arap dünyası ile olan diyaloglarımızı daha sağlıklı yürütülmesine zemin hazırlayacaktır. Ayrıca, başarılı olan kursiyerler yine Halep e götürülecek ve öğrendikleri Arapçayı pratik yapma imkânına sahip olacaktır diye