HADİS DERSLERİ Esselamu Aleykum ve Rahmetullah Eûzübillâhimine ş-şeytâni r-racim Bismillâhirrahmânirrahim. Vesselatu Vesselamu ala Resuluna Muhammedin Seyyidel evvelin vel ahirin. Medet Ya Resulullah, Medet ya Sadat-ı Ashab-ı Resulullah, Medet ya Meşayihina, Şeyh Muhammed Nazım el Hakkani, destur. Gale Resulullah(s.a.v.) Efendimiz (s.a.v) Hadis-i Şerif inde buyuruyor: BAŞA GELEN MUSİBET Dünyada kulun başına gelen bir bela mutlaka günahı yüzündendir. Kıyamette Allah onu affedecektir. Onun orada günahının affını dilemesine hiç lüzum kalmayacaktır çünkü Allah çok kerim ve pek bağışlayıcıdır. : Yani insanın başına bir iş geldi, demek ki bir günahı var. O bela onun yüzünden gelmiştir. Allah (c.c.) o beladan dolayı onu affeder. Yani insan bu nereden geldi diye sormasın, muhakkak bir hatası vardı. Kimse kendisine kusur bulmaz ama Allah biliyor. Ufak tefek de olsa, Allah onu affetsin diye muhakkak böyle bir imtihana sokar. İBADETLERİN KIYMETİ
Bir kul oruca niyet ederse, ona gök kapıları açılır. Onun için dünya semasında bulunanlar hava kararıncaya kadar mağfiret dilerler. : Yani oruçlu insanın bu kadar kıymeti var. Gök kapıları açılır, dünya semasında bulunan cindi, melekti, hepsi o insan için Allah tan mağfiret diler. Bir veya iki rekât namaz kılarsa gökler onun için ışık saçar, nur olur. Huri hanımları şu duada bulunurlar: Ya Rabbi! Biz onu özledik. Bir an evvel onu bize kavuştur. Lâ ilâhe İllallâh derse yahut tespih getirirse ya da tekbir getirirse, yetmiş bin melek bunu alır ve hava iyice kararıncaya dek sevabını yazarlar. : Yani akşama kadar tekrar tekrar yazarlar. KULUN GÖKTEKİ NÂMI Her kulun gökte bir nâmı vardır. : Yani bu iyi midir, kötü müdür, nâmı güzel midir, değil midir diye her kulun bir nâmı var. Eğer gökteki nâmı güzel olursa, : Yani makbul insan olursa. yerde de ona güzel bir nâm verilir. : O insan gökte de muteberdir, yerde de muteber olur. Eğer gökteki ünü çirkin olursa, yerde de ona çirkin bir nâm verilir. YALNIZ İNSANIN MÜKÂFATI
Yabancı bir adam yabancı bir ülkede hastalanırsa, gözlerini kımıldatıp da tanıdığı kimseyi göremezse, Allah onun aldığı her nefese karşılık yetmiş bin sevap yazar, yetmiş bin günahını da affeder. : Yani garip insanlara Allah daha fazla ecir, sevap veriyor. KUDRET PARMAKLARININ ARASINDA Hiçbir kâlp yoktur ki, Rahmân ın kudret parmaklarının arasında olmasın. Onu isterse doğrultur, isterse kaydırır. Mizan da Rahmân ın yed-i kudretindedir. Kıyamete kadar bir takım insanlar için ref eder, diğerleri için de indirir. : Yani kâlpler dediği, her şey Allah ın elindedir. İstediği gibi değiştirir. İster iyi yapar, ister kötü yapar. Onun için, kimse kendine çok güvenmesin, hep Allah a güvensin, Allah a yalvarsın ki kalbimiz dönmesin. Kötü insan görürseniz ona da dua edin, o da Allah ın elindedir, Allah Azze ve Celle onun kâlbini iyiliğe çevirebilir. Terazi Allah ın elindedir. Kıyamete kadar bazı insanlar yükselir, bazıları düşer. MASİYETİ ÖNLEMEK Bir kavim, aralarında işlenen masiyeti önleyecek kadar çokluk ve güçte olup da önlemezse, Allah azabı hepsine birden verir, kimseyi ayırmaz. :
Bir masiyet görürseniz dilinizle veya elinizle önlemek lazım. Elle olmazsa dille de olur. Biz bundan razı değiliz, biz bundan beriyiz. diye söyleyeceksiniz. Yani normal bir şey gibi bakmak iyi değil, hiç olmazsa kalpten buğz edeceksiniz. SULTANI ZELİL KILAN Hiç suçu yokken bir kavim bir sultanı zelil kılmaya çalışırsa, Allah onları kıyamette zelil kılar. : Es-Sultânu zıllullâhı fi l-arzı diyor. Sultan Allah ın yeryüzündeki gölgesidir. diyor. Onun için, sultana başkaldıranı Allah zelil yapar. ALLAH I ZİKRETMEK Herhangi bir kavim oturup Allah ın zikrine koyulursa, onları melekler ziyaret eder. Rahmet onları kaplar, üzerlerine sükûnet iner. Allah onları nezdinde bulunanların içinde sayar. : Allah ın zikri mühimdir, Allah ı unutmayın. ZİKRİN FAZİLETİ
Bir kavim sırf Allah için oturup O nu zikrederse, gökten biri kendilerine şöyle seslenir: Haydi kalkın. Affedildiniz, günahlarınız sevaplara çevrildi. : Allah rızası için yapılırsa tabi. Allah ı zikredecek insanın başka şeyi düşünmemesi lazım, zaten düşünmez de. Allah ın zikri en mühimdir. Öyle olunca da Allah bütün günahlarını affeder. SÂLİH BİR İNSAN Bir kavmin arasında sâlih bir adam bulunursa, o öldüğü zaman doğan çocuğuna içtenlikle onun ismini verirlerse, Allah onlara geride bırakacakları en iyi bir evlat ihsan eder. : Yani Şeyhimiz gibi. Onun adını versen, başka sâlih insanların adını verince Allah onlara iyi nesiller ihsan eder. YAĞMUR Gece veya gündüzün herhangi bir saatinde yağmur yağarsa, Allah onu dilediği yere çevirir.
BİR MÜ MİNİ SEVİNDİRMEK Bir mü min bir mü minin kalbine sevinç koyarsa, Allah bu sevinçten bir melek halk eder. : Yaratır. Bir mü min bir mü mini sevindirirse Allah ona muhakkak bir melek yaratır. Allah a ibadet eder, onu yüceltir. : Yani o melek, o mü minin sevincinden dolayı ibadet eder, sevabı ona gider. Mü min kabrine konduğu zaman, : Bu daha mühimdir. mü minin kalbine soktuğu o sevinç ona gelir ve Beni tanıyor musun? diye sorar. Sen kimsin? Ben falan adamın kalbine soktuğun o sevincim. Ben sana arkadaşlık edeceğim. : Yani o sevinç insanın kabirde en ihtiyaç duyduğu şeydir. O karanlıkta gelip mü minin kalbini kabirde ferah eder. Sana delilini telkin edip kavl-i sabitle seni sarsılmaz yapacağım. : Yani melekler gelince ona da yardım edecek, Münker Nekir e. Kıyamet meşhedinde sana tanıklık edeceğim. Rabbinden şefaat dileyeceğim. Sana cennetteki yerini göstereceğim. diye cevap verir. : Yani bir insanın diğerinin kalbine sevinç sokması güzel bir şeydir. Allah iyiliği hiç unutmaz, onu yüce mertebelere yükseltir. Bir de insan bu kadar ufak bir sevinçle, bu kadar şeye nail olacağını nereden bilecek ki? O kabirde, o zahmette kendisine arkadaş olacak. Onun için insanlar birbirlerine kötülük yapmasın, birbirlerini sevsinler, birbirlerini görünce sevinsinler inşallah.
CENNETTEKİ VEKİL Erkek- kadın her mü minin cennette bir vekili vardır. Kur an okuduğu zaman, ona orada köşkler yapar. Tespih çektiği zaman, ona orada ağaçlar diker. Bunlardan vazgeçtiği zaman o da onun namına orada hiçbir şey yapmaz. : Yani sen patron gibisin, orada senin adına çalışır. Burada ne yaparsan senin adına yapacak, sen bir şey yapmazsan o da yapmayacak. Onun için, ne kadar iyilik yaparsanız o vekil de sizin yerinize o kadar cennette köşkler, bahçeler, saraylar yapacak. SELAMLAŞMAK Bir mü min, Müslümanlardan yirmi kişiye selam verirse cennet ona vacip olur. : Onun için, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) devamlı selam edin, söyleyin, insanları görünce selamlaşın diyor. KOMŞULUK Herhangi bir mü minin komşusu olup da ona eziyet ederse, dağ başına tırmansa bile Allah ona eziyet edecek bir şeytanı musallat kılar.
CENNET ELBİSELERİ alırsa. Bir musibetinden dolayı mü min kardeşine taziyede : Taziye yani onun gönlünü bulunan kimseyi Allah, cennet elbiseleri ile kıyamette giydirecektir. : Yani onun acısını paylaşıp da onu teselli eden insana kıyamet günü cennet elbiselerinden giydirir. MÜ MİNİN BAŞINA GELEN Bir mü minin başı ağrısa yahut ayağına diken ya da başka bir şey batsa, bu sayede Allah kıyamette onun bir derecesini yükseltir, bir de günahını affeder. KOMŞULARIN ŞEHADETİ Bir Müslüman ölüp de onun hakkında yakın komşularından dört hane iyi şehadette bulunursa, Allah şöyle buyurur: Onun hakkında bildiklerinizi kabul ettim, bilmediğiniz gizli taraflarını da ona bağışladım. : Yani Allah (c.c.) insanların şehadetlerini, bildiklerini geri çevirmez.
İNFAK Herhangi bir Müslüman malından gizli ve aşikâre Allah yolunda infak ederse, cennet onu Haydi gel, haydi gel diye çağırır. İKİ KERE BORÇ VERMEK Bir Müslüman bir Müslümana iki kere ödünç para verirse, ona bir kere karşılıksız sadaka vermiş gibi sevap verilir. : Yani borç olsa bile, o sadaka vermiş gibi olur çünkü onun sıkıntısını gidermiş oluyor. GECE İBADETİ Bir Müslüman gece kalkıp abdestli olarak Allah ı zikrederse ve Allah tan dünya ve ahiret hacetlerini dilerse, Allah mutlaka ona hacetini ihsan eder. : Yani geceleyin yapılan dua, ibadet Allah katında çok daha makbuldür.
BİR MÜSLÜMANI GİYDİRMEK Bir Müslüman bir Müslümanı giydirirse, elbise onun üzerinde paralanıncaya : Yani parçalanıncaya kadar o, Allah ın hıfzında himayesinde olur. MİSAFİRE İKRAM Evine gelen bir Müslüman kardeşine koltuk veya yastık vererek oturtup ikramda bulunan bir kimseyi Allah affeder. : Yani misafire ikram etmek boşa değil, onun da sevabı var. ŞİFA DUASI Bir Müslüman kul, henüz eceli gelmeyen bir hastayı ziyaret edip de yedi kere: Es elüllâhel azıyme rabbel arşil azıymi en yeşfiyeke diye ona dua ederse mutlaka o hasta iyileşir. : Yani ölümcül hasta olmadıktan sonra bu duayı yedi defa okuyunca hasta şifa bulur.
TELBİYE Telbiye (Lebbeyk, Allâhümme lebbeyk ) getiren her Müslümanın sağında, solunda bulunan ağaçlar, taşlar, yer, (buradan oradan göstererek) nihayete erinceye kadar (onunla birlikte) telbiye getirirler. : Yani Müslüman telbiyeyi hacda da yapsa, hac dışında da yaparsa gene bu sevaplara nail olur. Sadaka Resûlullah fî mâkâl ev kemâkâl Hacı Mustafa Turabi nin ruhu için, cümlemizin geçmişlerinin ruhları için Allah rızası için El Fatiha Şeyh Muhammed Mehmet Adil Hazretleri nin 01 Aralık 2015/19 Safer 1437 Tarihli Hadis Dersi Beylerbeyi Dergâhı