'Onlardan önce davranmamız gerekiyor'

'Onlardan önce davranmamız gerekiyor' 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin iddianamede dikkat çekici ayrıntılar yer alıyor. 01.04.2017 / 14:37 Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Gülen örgütü tarafından düzenlene 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin iddianame tamamlanarak mahkemeye gönderildi. Darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin iddianamede, teşebbüsü yönettiği iddia edilenlerden Nurettin Oruç savunmasında "Darbe gu nu Akıncı'ya köylerde hayvancılıkla ilgili belgesel çekmeye gelmiştim" derken bir diğer şüpheli Hakan Çiçek ise "Akıncı Hava Üssü'ne bir albayın daveti üzerine sosyal bir etkinlik için gittim" dedi. TBMM'yi bombalayan pilotlardan eski yarbay Hasan Hüsnü Balıkçı'nın ise, Akıncı Üssü'nde pilotların katıldığı toplantıda generallerin görevden alınmaya başlandığını belirterek, "Sonra tek tek bize gelecek. Bu işi bugün yapmamız gerekiyor, onlardan önce davranmamız gerekiyor." dediği şüphelilerin ifadelerinde yer aldı.

"Uçaklara talimatları Ahmet Tosun veriyordu" Darbe girişimi sırasında Akıncı 4. Ana Jet Üssü'ndeki eylemlere ilişkin hazırlanan ve mahkemeye gönderilen iddianamede, darbe girişimi sırasında TBMM'yi bombalayan pilotlardan Hasan Hüsnü Balıkçı'nın faaliyetlerine de yer verildi. İddianamede, şüpheli Hasan Hüsnü Balıkçı'nın 16 Temmuz 2016 saat 02.35'te ASLAN-5 kodunu kullanan 940105 kuyruk numaralı F-16 uçağıyla pilot Uğur Uzunoğlu ile birlike TBMM'ye bir GBU10 bombası attığı, TBMM'de 32 kişiyi yaraladığı ve hasara neden olduğu belirtildi. Balıkçı, iddianameye giren ifadesinde, şunları söyledi: "Akın Öztürk'ün Cuma'yı Cumartesi'ye bağlayan gece saat 23.00-24.00 sıralarında damadı kurmay yarbay Hakan Karakuş'un Akıncı Üssü içindeki lojmanında olduğunu bana Hakan Karakuş söyledi. Konu neydi tam hatırlamıyorum ancak Hakan Karakuş bana kayınpederi Akın Öztürk'ün de Akıncı Üssü'nde olduğunu söyledi. Akıncı Üssü'nde uçaklara talimat verenler arasında ben Akın Öztürk'ün sesini duymadım ancak uçaklara talimatları Muhabere Elektronik Bilgisi Sistemleri'nin (MEBS) başında bulunan Ahmet Tosun veriyordu. Ahmet Tosun da emirleri Hakan Evrim ve Ahmet Özçetin'den alıyordur. Ancak Hakan Evrim general olmasına rağmen pısırık biridir. Bu şekilde eylemleri yalnız başına organize edecek gücü yoktur ancak albay Ahmet Özçetin ise daha etkili ve ataktır." Ayrıca, darbe günü Akıncı Üssü'nde mesainin erken bitirildiği, darbe faaliyetine katılacak subayların Akıncı Üssü'nde kaldığı, görev verilmeyenlerin erkenden evlerine gönderildiği belirtilen iddianamede, Akın Öztürk'ün damadı, eski Yarbay Hakan Karakuş'un katılımıyla Akıncı Üssü'nde brifing salonunda toplantı düzenlendiği belirtilerek, Balıkçı'nın da bu toplantıya katıldığı aktarıldı. "Bu işi bugün yapmamız gerekiyor" Şüphelilerden eski üsteğmen Müslim Macit, ifadesinde, bu toplantıda ilk konuşmayı Hasan Hüsnü Balıkçı'nın yaptığını söyledi. Macit, Balıkçı'nın, "Bizim isim listemiz var, hepsi ellerinde. Hepimiz bu listedeyiz. Bazı generallerden alınmaya başlandı. Sonra tek tek bize gelecek. Bu işi bugün yapmamız gerekiyor. Onlardan önce davranmamız gerekiyor." dediğini söyledi. Macit, Balıkçı'nın daha sonra elinde hedef listesi olduğunu söyleyerek bunların havacıların kullandığı koordinata çevrilmesini istediğini belirtti. Bu iddiayı reddeden Balıkçı ise ifadesinde toplantıya ilişkin şunları söyledi: "Hava kararmaya yakın kurmay yarbay Hakan Karakuş, saat 20.00 sıralarında toplantı yapmak istedi. Toplantıya 18 pilot katıldı. Toplantıda yarbay Hakan Karakuş konuyu açtı. Ahmet Özçetin'den bu gece ilerleyen saatlerde TSK'nın yönetime el koyacağını duyduğunu, bu nedenle buraya toplandığımızı söyledi. Ayrıca darbeyi asıl karacıların yapacağını, havacılar olarak bizim de ihtiyaca göre lojistik destek vereceğimizi söyledi. Ben de bu sırada lavaboya gittim. Yaklaşık 40 dakika gruptan ayrı kaldım, korktum, çekindim. Bana, yapılacak faaliyet doğru gelmedi. Daha sonra içeri geldim. Kurmay

albay Ahmet Özçetin'in getirdiği hedef listesi vardı. Ben bu hedef listesine baktığımda, hedef olarak MİT Müsteşarlığı, MİT'in ikinci yeri, Polis Özel Harekat'ta işaretlenmiş birkaç yer vardı. Pilotlar bu hedef yerlerini inceliyorlardı. Daha sonra görev yapacaklar belirlenmeye başladı. Bütün bu olanlardan sonra albay Ahmet Özçetin'in ve Akıncı Üssü'nde uçuş ekibinde görev alan pilotların FETÖ'cü olduklarını düşünüyorum. Akıncı Üssü'nün baş FETÖ'cüsü kurmay albay Ahmet Özçetin'dir. Ahmet Özçetin Tuğgeneral Hakan Evrim'i de etkisine alarak orada güvendikleri FETÖ'cü pilotlarla bu eylemi planladıklarını düşünüyorum." İddianamede delillerin değerlendirilmesi sonucunda Balıkçı'nın "FETÖ/PDY yöneticisi" olduğunun tespit edildiğine yer verildi. "Cumhurbaşkanlığı uçağını telsizde tarif edildi" 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü'ndeki olaylara ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerden Oğuz Alper Emrah ile görüşen 141'inci filodaki Ahmet Tosun, telsizde cumhurbaşkanlığı uçağını tarif ederek, "Önleyeceg iniz uc ak muhtemel cumhurbaşkanlıg ı uc ag ı, forsu olacak, kocaman bir uc ak, cumhurbaşkanlıg ı forsu olan bir uc ak." şeklinde talimat verdiği yer aldı FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin iddianame tamamlanarak mahkemeye gönderildi. İddianamede, darbe girişimi gecesi savaş uçaklarının pilotlarıyla merkez arasındaki telsiz görüşmelerindeki ilginç detaylar yer aldı. Buna göre, emirlerin 141'inci filodaki Ahmet Tosun tarafından verildiği anlaşıldı. Bir aracın yavaş bir şekilde seyrettiği bilgisinin verilmesi üzerine Tosun, "hareketli hedefleri vuruyoruz, atış serbest" talimatı veriyor. "Önleyeceğiniz uçak cumhurbaşkanlığı forsu olan uçak" Gölbaşı daki Polis Özel Harekat Başkanlığının bombalanma anına ilişkin görüşmelerde, yine Tosun'un "vurabilirsiniz harekat komutanımız burada vurabilirsiniz" emriyle pistteki helikopter vuruluyor. Aynı görüşmede ikinci bir helikopterin varlığından bahseden pilotun, bu helikopteri de vurmak istediklerini bildirmesi üzerine Tosun, "vur" emri veriyor. İddianamede, darbenin yo netim merkezi olan Akıncı U ssu 'nden darbe faaliyeti sırasında şu pheliler Og uz Alper Emrah ve İlker Hazinedar'ın kullandıkları F-16 uc aklarını kaldırdıkları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uc ag ının tespit edilerek o nleme yapılmasını istedikleri ifade edildi. Şüphelilerden Oğuz Alper Emrah ile görüşen Tosun, "Önleyeceg iniz uc ak muhtemel cumhurbaşkanlıg ı uc ag ı, forsu olacak, kocaman bir uc ak, cumhurbaşkanlıg ı forsu olan

bir uc ak." diyor. İddianamede, 12 Temmuz 2016'da Diyarbakır Üssü'nden iki F-16 uçağı kaldırılarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otel ve yakınında fotoğraflama işlemi yapıldığı belirtilerek, 13 Temmuz 2016'da Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığının koordinesinde iki F-16 uçağı havalandırılarak yine Marmaris üzerinde Cumhurbaşkanının bulunduğu otel ile civarında fotoğraflama işlemi gerçekleştirildiği ifade edildi. Darbeye teşebbüs faaliyeti sırasında Gökhan Şahin Sönmezateş'in organizasyonunda darbeci askerlerin helikopterlerle Cumhurbaşkanının kaldığı otele gittikleri ve kendisine suikast girişiminde bulundukları kaydedilen iddianamede, darbe faaliyetini organize edip, yöneten şüphelilerin Cumhurbaşkanına suikast suçuna verdikleri emir ve talimatlarla iştirak ettikleri ifadelerine yer verildi. "Yeşillik alanda kimsenin olması önemli değil, atış serbest" Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve TBMM binasının yola yakın yeşillik tarafına GBU 10 bombası atılması emrini veren Tosun, "Yeşillik alanda kimsenin olması önemli değil, atış serbest" talimatını veriyor. Pilotlardan Uğur Uzunoğlu'nun "Meclisin o nu nu mu sait bulduk, meclisin o nu ne atmamızı ister misiniz?" sorusu üzerine Tosun, sadece "MACH gec işi" yapılması emrini veriyor. AK Parti Genel Merkez binası ve Beştepe üzerinde alçak irtifa emri veren Tosun, bütün cam ve çerçevelerin kırılmasını istiyor. "Genel seçim netleşince harekete geçildi" İddianamede, 1 Kasım 2015'te yapılan genel seçim sonuçlarının kesinleşmesinin hemen sonrası şüpheli Harun Biniş'in, örgüt tarafından darbeyi organize eden sivil yöneticilerden biri olarak görevlendirildiği ifade edildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak mahkemeye gönderilen iddianamede, Harun Biniş'in "FETÖ/PDY'nin yöneticisi" olduğuna işaret edildi. Şüphelinin telefonuna örgütün gizli haberleşme programı ByLock'u yüklediği ve kullandığı, uzun yıllar örgüt için önemli olan kuruluşlarda çalıştığı aktarılan iddianamede, Biniş'in darbe girişiminin organize edilip yönetilmesinde görev aldığının anlaşıldığı belirtildi. 1 Kasım 2015'te yapılan genel seçim sonuçlarının kesinleşmesinin hemen sonrasında, FETÖ/PDY terör örgütü kurucusu ve yöneticilerince darbeye teşebbüs faaliyetini organize edecek kişilerin belirlendiği ifade edilen iddianamede, bu kapsamda sivil

yönetici şüpheliler bölümündeki Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş'in darbeye hazırlık çalışmasını Türk Silahlı Kuvvetlerine sızan örgüt elemanlarıyla irtibat kurarak yürütmekle görevlendirildiklerinin anlaşıldığı vurgulandı. "Yurtta Sulh" adıyla WhatsApp grubu kurmuşlar Şüphelinin, Adil Öksüz'ün kullandığı araçla 27 Aralık 2015'ten 15 Haziran 2016'ya kadar birçok kez Ankara'ya geldiğine işaret edilen iddianamede, şunlar belirtildi: "Darbeye hazırlık çalışmaları kapsamında Ankara'da toplantılar yaptı. Örgüte bağlı rütbeli askerlerin de katıldığı toplantılarda darbe faaliyetinin planlaması yapıldı. Darbeye teşebbüs sırasında görev ve yetkisi olmadığı halde darbe girişiminin yönetim merkezi Akıncı Üssü'nde bulundu. Burada toplantılar yaptı. Hazırlık faaliyetleri sırasında vurulacak hedefler olarak belirlenen yerlerin vurulması, bombalanması emirlerini üsteki diğer yönetici şüphelilerle verdi. Akıncı Üssü'nde darbeye teşebbüs faaliyeti sırasında alınan kararları 'Yurtta Sulh' adıyla açılan WhatsApp grubu üzerinden Türkiye genelindeki darbe faaliyetine katılan darbecilere ulaştırdı." Şüphelinin darbe teşebbüsünü organize eden diğer şüpheliler ile Akıncı Üssü'nden uçak ve helikopterleri kaldırdığı, TBMM'yi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yakınındaki Köprülü Kavşağı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü binasını, Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanlığını, Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığını, TURKSAT tesislerini bombalattığına değinilen iddianamede, helikopterle Milli İstihbarat Teşkilatını taradıkları, TRT'de yasa dışı bildiri okuttukları, Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinden yasa dışı bildiri yayınladıkları, silahlı kuvvetlerin haberleşme sistemleri üzerinde yasa dışı atama ve görevden alma işlemleri gerçekleştirdikleri anlatıldı. Şüphelilerin İstanbul'da Boğaziçi köprülerini kontrol altına aldıkları, darbeye teşebbüs faaliyetinin sonunda 4'ü asker, 63'ü polis olmak üzere 250 kişiyi şehit ettikleri, 23'ü asker, 154'ü polis 2 bin 735 kişiyi yaraladıkları vurgulanan iddianamede, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, başka bir düzen getirmeye teşebbüs ettikleri kaydedildi. "Alınan kararlara ilişkin Amerika'da Gülen'e bilgi verdi" Biniş'in darbe faaliyetini organize eden diğer yönetici şüphelilerle 15 ve 16 Temmuz'da Cumhurbaşkanının bulunması için Cumhurbaşkanlığına ait uçağın havada görülüp görülmediğini, bu uçağın Dalaman ile Antalya'dan kalkıp kalkmadığını ve radar iz kayıtlarını Akıncı Üssü'nün harekat komutanı Ahmet Özçetin'in talimatıyla araştırdıkları tespitinde bulunulan iddianamede, şu bilgilere yer verildi: "Biniş FETÖ/PDY'nin yöneticisi olarak darbe girişimi için plan hazırlayan ekibin içindedir. Darbenin hazırlık faaliyetleriyle ilgili Adil Öksüz ile 17-21 Mart 2016'da Amerika'ya giderek örgütün kurucusu ve yöneticisi Fetullah Gülen'e bilgi verdi. Öksüz

tarafından koordine edilen 6-7-8-9 Temmuz 2016'da Ankara Konutkent'teki villada yapılan darbeye hazırlık toplantılarına katıldı. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde FETÖ/PDY kapsamında usulsüz dinlemelerle ilgili sanık olarak yargılandığı için bahse konu dosya kapsamında aranması nedeniyle diğer şüphelilerle yurt dışına rahat giriş çıkış yapamadığı, yakalandıktan sonra tıpkı Adil Öksüz ve Kemal Batmaz gibi 'Kazan'a tarla bakmaya geldim' mazeretini uydurdu. Şüphelinin Akıncı Üssü 143. Filo güvenlik kameralarında 16 Temmuz'da saat 03.17-03.20 zaman aralığında görüntüleri bulunuyor. Şüpheli, görev ve yetkisi olmadığı halde darbenin yönetim merkezi olan Akıncı Üssü'nde bulunarak darbe planın uygulanmasını ve başarılı olmasını sağlamak için gayret sarf etti." İddianamede, şüphelinin 17-25 Aralık sürecinden sonra örgüt liderinin Bank Asya'nın kurtarılması için yaptığı çağrı üzerine kendisinin 29 bin 890 lira, eşinin ise 43 bin 138 lira para yatırdığı bildirildi. Hava üssüne hayvan belgeseli çekmeye gitmiş Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve mahkemeye sunulan iddianamede, "5" numaralı şüpheli film yapımcısı Nurettin Oruç'un ifadeleri ve Akıncı Üssü'ndeki görüntüleri de yer aldı. İddianamede, Oruç'un,örgütün yöneticisi olarak darbe girişimi için plan hazırlayan ekiple hareket ettiği, teşebbüsün hazırlık faaliyetlerine ilişkin örgütün "hava kuvvetleri imamı" olduğu belirtilen Adil Öksüz ile 17 Mart-21 Mart 2016 tarihlerinde ABD'ye giderek örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e bilgi verdiği belirtildi. Sanığın 2 bin 500 lira maaşla bir film şirketinde çalışıyor olmasına rağmen kısa süre içinde ABD'ye gidip geldiğinin vurgulandığı iddianamede, Milli Eğitim Bakanlığındaki öğretmenlik görevinden istifa eden Oruç'un darbe faaliyetlerinde yer aldığına işaret edildi. Sanığın ayrıca Akıncı Üssu 143. Filo gu venlik kameralarında 16 Temmuz 2016'da saat 03.22 sıralarında göru ntu lerinin bulunduğu ifade edilen iddianamede, Oruç'un darbeye teşebbüs sırasında görev ve yetkisi olmadığı halde teşebbüsün yönetim merkezi olan Akıncı Üssu 'nde bulunarak askeri kalkışmanın başarılı olmasını sağlamak için gayret sarf ettiği aktarıldı. "Tesadüf"lü savunma Öksüz ve Batmaz'ı tanımadığına dikkati çeken Oruç, "Biniş ve Çiçek'i ise cezaevinden tanıyorum. Darbe gu nu Akıncı'ya köylerde hayvancılıkla ilgili belgesel çekmeye gelmiştim. Öksu z, Batmaz ve Çiçek ile seyahatlerimde aynı tarihte ABD'de bulunmam tesadu ftu r. 31 Aralık 2015'te İstanbul Atatu rk Havalimanı'nda Batmaz ve Öksu z ile aynı anda bulunmuş olabilirim. Bu bir tesadu ftu r, farklı uçaklarla gitmişiz ancak bu

şahıslarla havalimanında buluşup herhangi bir toplantı yapmış değilim." ifadelerini kullandı. Oruç, ABD'ye de film festivalleri için gittiğini ileri sürdü. Öksüz, Batmaz ve Çiçek ile aynı tarihlerde ABD'de bulunması ve bunlarla Türkiye'ye dönüşünün arasında birer gün olmasını da "tesadüf" olarak nitelendiren Oruç, "Uçak biletleri daha uygun olduğundan Almanya aktarmalı ve ABD'ye hep yalnız gittim." şeklinde bilgi verdi. Fetullah Gu len'i medyadan tanıdığını belirten Oruç, "Şahsıyla hiç göru şmedim. Gu len cemaatiyle irtibatım yoktur." şeklinde beyanda bulundu. İddianamede, Oruç'un kardeşi eski Jandarma Üsteğmen Hüseyin Oruç'un firari olduğu, öğretmen eşi Mu nteha Sevim Oruç'un meslekten atıldığı, dayısı Şaban Coşkun hakkında Gülen örgütü soruşturması kapsamında soruşturma yürütüldüğü, şirket ortakları Ferhat Küçük ile Hacer Küçük ve Muhammed Tüfek ile eşi Hayriye Tüfek hakkında ise 2010 Temmuz'daki KPSS'deki usulsüzlüğe ilişkin soruşturma kapsamında işlem yapıldığı bilgileri yer aldı. Oruç'un ByLock kullanıcısı olan dayısı Şaban Coşkun'un örgütün bir tepe yöneticisiyle 5, teyzesinin oğlu Ayhan Bozkurt'un 4 tepe yöneticisiyle 187 kez telefonla irtibatlı olduğu vurgulanan iddianamede, ayrıca şüphelinin dayısının oğlu Akif Coşkun ile şirket ortağı Fetullah Çatal'ın da ByLock kullandığına değinildi. Akıncı Üssü'ne "sosyal etkinlik" için gitmiş Darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü yakınlarında gözaltına alınmasının ardından ve serbest bırakılan örgütün "Hava kuvvetleri imamı" olduğu ortaya çıkan Adil Öksüz ile sivil şüpheliler Harun Biniş, Kemal Batmaz ve Nurettin Oruç'la ortak hareket ettiği gerekçesiyle iddianamede "4" numaralı şüpheli olan Hakan Çiçek'in hakkındaki iddialar ve ifadeleri yer aldı. Örgüt yöneticisi olduğu belirlenen Çiçek'in örgüt içerisinde de "Kurmay Subaylar Abisi" olarak yer aldığına işaret edilen iddianamede, örgütün kriptolu haberleşme programı "ByLock"u da kullandığı, Ankara'daki faaliyetlerini gizli yürüten koleji açtığını, kalkışmaya katılan çok sayıda subayın çocuklarının kolejde okumalarını sağladığı, darbe teşebbüsünün organize edilip yönetilmesinde görev aldığı vurgulandı. İddianamede, Çiçek'in diğer sivil şüpheliler Öksüz, Batmaz, Biniş ve Oruç'la darbenin yönetim merkezi olan Akıncı Üssu 'nde bulunarak darbenin başarılı olması için çaba sarf ettiğine vurgu yapılarak, Çiçek'in bazı akrabalarının örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in yakınında korumalık yaptığının altı çizildi.

Kardeşi ve o albay ihraç edildi Çiçek'in iddianamedeki ifadelerinde, çok sayıda şirketinin olduğunu, 15 Temmuz'dan 3 gün önce Ankara'da bulunduğu, meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Pilot Binbaşı Gökhan Çiçek'in evinde kaldığını, Anafartalar Koleji'ndeki öğrenci velisi, meslekten ihraç edilen Albay Ahmet Özçetin'in "Sosyal etkinlik" bahanesiyle Akıncı Üssü'ne gittiğini savundu. "Askeri hareketlilik başlayınca üsten çıkamadım" İddianamede, Akıncı Üssü'nde Özçetin dışında kimseyi tanımadığını ve sabaha kadar bir bankın üzerinde beklediğini ileri süren Çiçek, "Akıncı Üssü'ne gittikten bir kaç dakika sonra askeri hareketlilik başladı. Kendileri sosyal etkinlik yapacağını söylemişti ancak ben içeriğinin ne olduğunu bilmiyordum. Askeri hareketlilik başlayınca çıkamadım. Sabaha kadar orada kaldım. Sabah 08.00 sıralarında gu n aydınlanınca çitten atlayıp kaçanları gördu m. Ben de beton duvarının u zerindeki tellerden atlayıp köye doğru yu ru meye başladım. Bu şekilde hava u ssu nden kaçarken jandarma görevlileri beni yakaladı. Kaçanların kimler olduğunu bilmiyorum." ifadelerini kullandı. "Fetullah Gülen'i basından tanırım" Çiçek'in, ifadesinde, Gülen örgütü mensubu olmadığını, Gülen'i tanımadığını, kitaplarını da okumadığını, ticaretle uğraştığından ABD'ye gidip geldiğini, darbe girişiminden bir ay önce de oğlunu götürdüğünü söylediği kaydedildi. İddianamede, "Fetullah Gülen'i basından tanırım. Pensilvanya'ya hiç gitmedim. Gu len ile hiç konuşmadım." şeklinde beyan veren Çiçek'in, TSK içerisindeki hiçbir subaya da "Abi"lik yapmadığını, Öksüz ve Batmaz'ı tanımadığını, Biniş ve Oruç'u da cezaevinde aynı koğuşta kaldıkları için tanıdığını beyan ettiği belirtildi. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Çiçek'in ifadelerine karşın, soruşturma aşamasında ifade veren ve meslekten ihraç edilen Pilot Yarbay İlkay Ateş, "kurmaylık sınavına hazırlanırken, örgütte "Abi" olarak nitelendirilen kişilerin sınava hazırlanılması konusunda Çiçek'in kendisini teşvik ettiğini, "Nevzat" kod adlı örgüt mensubunun daha sonra Hakan Çiçek'in kardeşi olan Pilot Binbaşı Gökhan Çiçek'le tanıştırdığını, Hakan Çiçek'in ise örgütün "Kurmay Subaylar Abisi" olarak örgütün tepe yöneticilerinden aldığı talimatları kurmay subaylara ilettiği" beyanları iddianamede yer aldı. Kamu malına 80 milyonluk zarar

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Akıncı Üssü'ndeki darbe faaliyetlerine ilişkin hazırlanan iddianamede, darbecilerin neden olduğu kamu zararı da gözler önüne serildi. Buna göre, darbe faaliyetini organize eden yönetici şüphelilerin talimatlarıyla 15 Temmuz gecesi, Akıncı Üssü'nden kalkan uçak ve helikopterler tarafından TBMM, Genelkurmay Başkanlığı, Gölbaşı Polis Özel Harekat Dairesi Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığı, TÜRKSAT tesisleri, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yakınındaki köprülü kavşak ve civarı, Jandarma Genel Komutanlığı, MİT Müsteşarlığı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü binaları bombalandı. FETÖ'cü pilotların attığı bombalar nedeniyle TBMM'de 19 milyon 472 bin 380, TÜRKSAT'ta 7 milyon 27 bin 655, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü binalarında 7 milyon 349 bin 500, Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığında 40 milyon, Özel Harekat Daire Başkanlığında 6 milyon 341 bin 879, Polis Akademisi Başkanlığında 553 bin 420 lira olmak üzere toplam 80 milyon 744 bin 834 lira kamu zararı oluştu. Kasırga'nın evi de zarar gördü Öte yandan, iddianamede bombalamalar nedeniyle otomobil, dolmuş gibi araçlar ve evlerde oluşan hasarlara ilişkin bilgiler de yer aldı. Özel Harekât Daire Başkanlığına atılan bomba nedeniyle 35 polisin uzun namlulu silahları ile banka ATM'sinin zarar gördüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığına atılan bomba nedeniyle de 6 kişinin aracına zarar verildiği belirtildi. İddianamede, TBMM'ye atılan bombada da 7 kişinin aracına hasar verildiği, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yakınındaki Köprülü Kavşak ve otoparka atılan bombalar sonucunda Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın eşi Aynur Kasırga ile 2 kişinin daha evinde, 1 kişinin de aracında zarar oluştuğu bildirildi. Ankara İl Emniyet Müdürlüğü binası ve yakınına atılan bombalar sonucunda 1 otomobilde, uçakların ses hızını geçerek alçak uçuş yapmaları nedeniyle de 42 kişinin ev ve iş yerlerinde camların kırıldığı anlatıldı. Kaynak: AA