Fay Hattındayız 8. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (72.) dersidir.

Benzer belgeler
Fay Hattındayız 10. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (74.) dersidir.

Yarından Haberler. Nureddin Yıldız ın tarihli (304.) Hayat Rehberi dersidir.

Tarihimizin Tarihi- 1

Fay Hattındayız 7. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (71.) dersidir.

Neyi Göremiyoruz?-10

Terceme : Muhammed Şahin

Ö zürsüz oruç tutmayan kimseye kaza gerekir mi? Muhammed b. Salih el-useymîn

Bu Ümmetin Fitnesi. Nureddin Yıldız ın tarihli (286.) Hayat Rehberi dersidir.

İnternet Fıkhı 4. Nureddin Yıldız ın tarihli (296.) Hayat Rehberi dersidir.

Sünnete Dönüş. Nureddin Yıldız ın Hadislerle Diriliş (124.) dersidir.

ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

Âlimden Âlime Köprü-2

Büyük Genç. Nureddin Yıldız ın tarihli (315.) Hayat Rehberi dersidir.

Fay Hattındayız-15. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (79.) dersidir.

Abdest İbadettir. Nureddin Yıldız ın tarihli (347.) Hayat Rehberi dersidir.

Ganimetlerin Bedeli. Nureddin Yıldız ın Hadislerle Diriliş (114.) dersidir.

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

Fay Hattındayız-13. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (77.) dersidir.

Fay Hattındayız 12. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (76.) dersidir.

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

Budur Dünya. Nureddin Yıldız ın tarihli (301.) Hayat Rehberi dersidir.

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Tarihimizin Tarihi- 7

Kur an ımız Yegânedir

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

Umudumuz Saliha Kadın

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

YARDIM HARİTASI-2. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (31.) dersidir.

Namaz Ümmetiyiz. Nureddin Yıldız ın tarihli (317.) Hayat Rehberi dersidir.

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü. Muhammed Salih el-useymîn

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

İnternet Fıkhı 2. Nureddin Yıldız ın tarihli (294.) Hayat Rehberi dersidir.

Kim Kazandı Kim Kaybetti

Böyle Dönecek Dünya-1

Baba Toprağı. Nureddin Yıldız ın tarihli (333.) Hayat Rehberi dersidir.

EV SOHBETLERİ 135. Sohbet SOHBET BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR! 1

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

Hâmile kadın için haccın hükmü

ON EMİR الوصايا لعرش

MÜMİN SEÇİCİDİR. Nureddin Yıldız ın Âsiye Olmak (42.) dersidir.

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

GECE NAMAZI, SALİHLERİN İŞİDİR

Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi?

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Arefe günü ile ilgili meseleler ve hükümleri مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة. Bir Grup Âlim

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

Mağaradan Arşa-4. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (63.) dersidir.

Midede Savaş. Nureddin Yıldız ın tarihli (82.) Hayat Rehberi dersidir.

Müslümanlık ve İslam şeriatı, bilinenler-anlaşılmışlar-uygulanabilirler ve insan için olanlardan oluşmaktadır.

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Ramazan'ın gündüzünde oruç tutmayanlara ve kâfirlere yemek satmanın hükmü

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Sadaka Dünyası. Nureddin Yıldız ın tarihli (343.) Hayat Rehberi dersidir.

Sünnet İmandandır. Nureddin Yıldız ın Hadislerle Diriliş (86.) dersidir.

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

YARDIM HARİTASI-1. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (30.) dersidir.

Kıblegâh Evlerimizde İncelikler

هل الا نبياء متساوون. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Her Çocuk Özeldir. Nureddin Yıldız ın tarihli (329.) Hayat Rehberi dersidir.

Helalleşmeden Ölme. Nureddin Yıldız ın tarihli (348.) Hayat Rehberi dersidir.

Aç Kurtların Sofrasında Din

Modern Çağda İbadet. Nureddin Yıldız ın tarihli (287.) Hayat Rehberi dersidir.

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Bir Hemşire Kalbi. Nureddin Yıldız ın tarihli (339.) Hayat Rehberi dersidir.

İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Kadın Muhafızdır. Nureddin Yıldız ın tarihli (303.) Hayat Rehberi dersidir.

Muhammed Salih el-muneccid

Baldan Tatlı Sözler. Nureddin Yıldız ın tarihli (29.) Hayat Rehberi dersidir.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Birinci Kıyamet. Nureddin Yıldız ın tarihli (350.) Hayat Rehberi dersidir.

İnternet Fıkhı 7. Nureddin Yıldız ın tarihli (299.) Hayat Rehberi dersidir.

Rahmet Gazabı da Kuşatır

Aldanmayız Aldatmayız

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Arafat'ta vakfenin vakti

İNSAN ALLAHIN HALİFESİ Mİ? (HALEF- SELEF OLAYI) Allah Teâlâ şöyle buyurur:

Duş Değil Gusül. Nureddin Yıldız ın tarihli (86.) Hayat Rehberi dersidir.

İlim öğrenmek kadın ve erkek her müslümânâ farzdır", (1)

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

Birbirimize Sigortalıyız

MEYMÛNE KABRİSTANI İÇİN MEŞRÛ ZİYÂRET. Hazırlayan: Heyet. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin

Güzel Yaşa Güzel Öl. Nureddin Yıldız ın tarihli (332.) Hayat Rehberi dersidir.

Böyle Dönecek Dünya-2

KUREYŞ SÛRESİ Nuzul 21 / Mushaf 106

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

ÂLİM ÂMİLDİR. Nureddin Yıldız ın Hadislerle Diriliş (34.) dersidir.

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

Haccı mı edâ etmesi yoksa oğlunu mu evlendirmesi gerekir?

şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

Transkript:

Fay Hattındayız 8 Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (72.) dersidir.

ب س م اہلل ال رح م ن ال رح یم ا ل ح م د هلل ر ب ال ع ال م ین. و ص ل ى اہلل و س ل م ع ل ى س ی د ن ا م ح مد و ع ل ى ا ل ھ و ص ح ب ھ ا ج م ع ین. Âlemlerin Rabbi Allah a hamd, Efendimiz Muhammed aleyhisselama, ailesine, ashabına salat ve selam olsun. Sakallı veya sakalsız olsun herhangi bir Müslüman ın sakal konusundaki görüşünün ne olduğunu merak edip araştırsak görürüz ki âliminden âlim olmayanına kadar bütün Müslümanlar, sakal için Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin sünneti olduğunu söylerler. Hiç kimse sakalın Müslümanlıkla alakalı bir konu olduğunda tereddüt etmez. Allah Teâlâ nın sabah namazını iki rekât emrettiğini bütün Müslümanlar bilirler. Ama genel olarak Müslümanlar, sabah namazını iki rekât da sünnet ilave ederek kılarlar. Hiçbir Müslüman, iki rekâtın yeterli geleceğini söylemeye cesaret edemez. O iki rekâtın neden ilave edildiği sorulunca ise Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin, sizi atlı bir düşman kovalasa bile sabah namazının iki rekât sünnetini kaçırmayın buyurduğunu öne çıkarırlar. Kur an ımızda o iki rekât sünnetin kılınmasına dair bir emir bulunmadığı hâlde Müslümanlar ın Peygamber Efendimiz in sözüne itimadındaki hararet ve yoğunluk, o iki rekât sünneti hafife almaya engel olur. Peygamber aleyhisselam sakal dediyse tamamdır, haktır. Müslüman bunu yapamaz, eksik bırakır; ayrı mesele ama tartışmaya da açmaz. Aynı şekilde diğer sünnetlerde de geçerli bir kaidedir bu: Resûlullah aleyhisselamın mübarek ağzından çıkan her şey bizim için önemlidir, çünkü o bizim Peygamber imizdir, bilmediklerimizi öğretmiştir ve onun bildirdiklerini başka yerden öğrenebilmemiz mümkün değildir. Hele ahiretimizle ilgili işlerimizin tamamında tek kaynağımız odur. Bu cümleler, bir Müslüman ın Peygamber aleyhisselamın verdiği bilgilere nasıl bakması gerektiğini anlatır. Resûlullah aleyhisselam, fitne kavramı etrafında, kıyamet zamanına yaklaşıldıkça yoğun fitnelerin çıkacağını buyurmuştur. Bir Müslüman, sabah namazını emreden Peygamber inin emrine titizlikle sarılır da fitnelere karşı uyarıda bulunan Peygamber inin uyarıları gözünden kaçabilir mi? Sabah namazını önemsemek, sakalı önemsemek, bıyığı kısaltmak, pazartesi perşembe orucu tutmak, 10 Muharrem orucu, umre yapmak Müslüman ın önemli bir malzemesi olur da fitnelere karşı uyaran Resûlullah ihmal edilebilir mi? Müminler olarak Resûlullah aleyhissalatu vesselamın izini tam olarak süreceksek veya başka bir ifadeyle hakiki bir sünnet ehli olacaksak bu, bize buyrulanın güzergâhında o buyrukları kulağımıza küpe yapmakla ve takatimiz yettiğince bulunmakla gerçekleşecektir. Fitne, bir kaos yaşamak ve yer yer hayatın çekilmez, dindar olmanın katlanılmaz hâle gelebileceği zannedilen ortamlarda bulunmaktır. Fitne, Âdem aleyhisselamdan beri vardır. Habil ile Kabil in kavga etmiş olmaları bir fitneydi. Fitneyi Allah Teâlâ murat ederek, kullarını imtihan amacıyla gönderir. Zaten fitne imtihan demektir. Kimi kul hastalıklarla mücadele eder, onun fitnesi böyledir. Kimi akrabası tarafından tart edilir, onun fitnesi böyledir. Kimi erken yaşta sakat kalır, kimi Müslümanlar a siyasî baskılar yapılır Fakat Allah, imtihan etmek için gönderdiği bu dünyada her kulunu sonuçta muhakkak imtihan eder. Bireysel imtihanlar olduğu gibi toplu imtihanlar da olur. Fitneler umumiyetle toplu imtihan şeklinde gelir. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kıyamete yakın zamanda fitnelerin tonajının ve renginin ağırlaşacağını, fitne kavramının hayatın içine doğru daha fazla sızacağını haber vermiştir. Buna karşın bize de şöyle bir tedbir düşmektedir: Madem Allah, ilk insan Âdem aleyhisselamdan son insana kadar kullarını daima imtihan edecektir, öyleyse Müslüman ın fitnelere karşı zaten tedbirli olmasının yanı

sıra ön tedbirleri de artmalıdır ki mümin kalitesi belli olsun ve Peygamber inin sünnetlerine gösterdiği hassasiyetten başka, onun uyarılarına olan dikkati ve sünnete ehil oluşu da ortaya çıksın. Kıyamete yakın zamanlarda fitnelerin artacağı, bir âlimin tahmini ya da kitaplarındaki sözlerden çıkarılmış kanaatleri türünden bir bilgi değildir. Buharî nin, Müslim in, İbni Mace nin ve daha başka hadis kitaplarımızın Efendimiz aleyhissalatu vesselamdan bize nakledip gayptan verdiği haberlerdir, ona da Allah öğretmiştir. Öyleyse bizim kıyamete yakın fitne beklentilerimiz ve endişelerimiz, dolayısıyla tedbirlerimiz, açısından faydalı olacak bazı başlıklar açmalıyız. 1 Fitne sayısı insan sayısının çoğalmasıyla birlikte çoğalacaktır. İnsanlar iki yüz sene önce belki iki milyar nüfusa sahipti, şimdi yedi milyar. Yarın belki yirmi milyar olacaktır. İnsanlar arttıkça ve insanın eline geçen fırsatlar çoğaldıkça fitneler de çoğalacak ve çeşitlenecektir. Çeşidi, kapasitesi ve ağırlığı arttıkça da Müslüman ın tedbiri artacaktır. Yüz sene önceki mümin kardeşlerimizin fitnelere karşı alması gereken tedbirler bugünkülerle aynı değildir. O zamanlar fitne bir Yahudi Hıristiyan casusunun İstanbul sokaklarında çıkaracağı karmaşa olurdu, bununla şehirliler tehdit edilebilirdi. Şimdi ise köy çocuğundan şehir insanına, otobüsle yolculuk edenden gemiye binene, okulda ders dinleyenden kursta hafızlık edene kadar herkesin cebi bir fitne cebi olmuştur. Herkesin masasında internetli bir fitne vardır. Ve kesinlikle insan hayatının tamamını kuşatacak şekilde çoğalacaktır fitneler. İnsanların aklını ve düşünme kabiliyetini de fitneler kuşatacaktır. Bundan iki yüz sene önce mal fitnesi çalmak çırpmaktan ibaret olabilirdi ama şimdi 70 yaşındaki insanın 120 ay taksitin altına girebilmesine dönüşmüştür. İnsanlar mal fitnesi bağlamında aklın nerede senin! denmesini gerektirecek çılgınlıklar edeceklerdir. Fitne, insan aklını kitlesel olarak istila edecektir. Bu bir delirme biçiminde olmayacaktır belki ama pasifize edilmiş akıllı insanlar oluşması şeklinde tecelli edecektir. Tabiatın tabiîliğini yitirmesi, deprem yoğunluğu, hava kirliliği, su dengesinin bozulması, yapılaşmanın arttığı yerlerde hayat tehlikesinin de artması, maden ocaklarının çökmesi gibi denge bozulmaları belki insandan direkt kaynaklı şeyler sebebiyle gerçekleşmeyecektir ancak dünya, iki yüz sene önceki dünya olmayacaktır. Hayat ilerledikçe ve insanlar kıyamete yaklaştıkça dünyanın da dengesi bozulacak, belki Jüpiter in ve başka gezegenlerin de yörüngeleri şaşacaktır. Çünkü Allah sadece kendisi için beka yazmıştır, bu dünyada hiçbir şey ve canlı baki değildir. Akan dereler, dağlar, ovalar, güneş sistemi baki değildir ve dağılmaya mahkûmdur. Bunun ne zaman olacağını ise Allah bilir. Zaman insanlara yetmiyor olacaktır. Dünya yaratıldığında saat kullanılmıyordu ama yine yirmi dört saatte bir kendi etrafında ve üç yüz altmış beş günde güneşin çevresinde dönüyordu. O zamanlar da insanlar güneş altında tarla kazıyorlar, bir bakraç su için üç kilometre öteye yürüyorlar, bir kilo tuz için kilometrelerce yürümeleri gerekiyor, bir terzinin tek ceket dikmesi belki haftalar sürüyordu. Şimdi ise bunların hepsi son derece kolay hâle gelmiştir ama şimdinin insanı bir işi beceremediğinde zaman yetmedi mazeretine sığınabilmektedir. İnsanlar bu mazereti tarlalarda kağnıların bile kullanılmadığı zamanlarda dahi bilmiyorlardı. Zaman yetiyordu, zaman yetmiyor. Çünkü Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, zamanın daralacağını ve fitneye dönüşeceğini buyurmuştur. İnsan zekâsı kabiliyetinden değil, yüz yirmi dakikada soruları çözüp çözemediğinden ölçülecek, zamanı kullanabilenler daha insanî/şeytanî işler yapabileceklerdir. Gerekçesi bilinmeyen katliamların olması da kıyamete yakınken çoğalacak fitnelerdendir.

Şimdilerde bizim nesillerimiz bu vakıaya yakından şahit olmaktadırlar ancak korkarız ki gelecek kuşaklar çok daha fazlasına tanıklık edeceklerdir. İnsanların toplu ölümlere mahkûm edilmelerinin nedenleri bilinemeyecektir. Yüz milyon insanın I. ve II. Dünya Savaşı nda neden öldüğü hâlâ belli değildir. Şimdi bir savaş çıksa belki bir milyar insanın öleceği muhtemeldir ama bu da kimsenin umurunda değildir. Hayat ilerledikçe ve fitneler çoğaldıkça bereket gidecektir. Bereket topraktan ve çocuktan bile gidecektir. Evliliğin bereketi olan çocukların sayısı azalacak, çocuk olmayacak ve olanından da bereket görülmeyecektir. Daha önce bir kilo domatesten alınan gıda bir kasa domatesten alınamayabilecektir. Toprak, aynı toprak olduğu hâlde kısırlaşacaktır. Fitneler böylece çeşitlenecek; bir gün kaderin inkâr edilmesiyle karşılaşılacak, öbür gün Peygamber aleyhisselamın sünneti inkâr edilecek, diğer gün Allah ın zatındaki bir hata inancından iman tehlikesi yaşanacaktır. Sonuçta ümmet i Muhammed, kıyamete yaklaştıkça imanı üzerinden test üstüne test görecektir. Müminlerin elindeki her şey, müminler için bir sınanma aracı olacaktır. Belki de sağlık sınaması hastalık sınamasından zor olacak, gencin fitnesi ihtiyarın fitnesinden daha ağır geçecektir. Buharî nin 1036. hadis i şerifinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu hususa temas etmekte; ilmin kalkması, depremlerin çoğalması, zamanın daralması, fitne üstüne fitne çıkması, insanların gerekçesiz olarak öldürülmesi, malın istenenden fazla olması hadiseleri yaşanmadan kıyametin kopmayacağı buyrulmaktadır. Malın çoğalmış olması aslında ilk etapta hayırlı bir durumdur. Camiler yaptırmak, Mushaf lar dağıtmak, sadakalar vermek Ancak mal yine de hâlâ bir fitnedir. Ümmetin geneli için fakirlik değil zenginlik imtihanı söz konusu olacaktır ve Resûlullah Efendimiz in korktuğu da budur. 2 Fitneler ortaya dönem dönem çıkmayacaktır. Bugün biri, yirmi sene sonra diğeri değil; hepsi art arda gelecektir; biri bitmeden diğeri Müslüman hazırlığını buna göre de yapmalıdır. Müslim in 1844. hadis i şerifinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, böyle bir fitne kampanyasına karşı hazırlıklı olmayı emretmiştir. 3 Fitneler içinden âlimlerin, aklı başındakilerin dahi çıkamayacağı karışıklık ve karmaşıklıkla gelecektir. Fitneler adeta oturduğumuz yerde durup dururken tutuşuverdiğimiz bir ateş gibidir. Ummadığımız insanlarda zihin karışıklıkları, yıllarca hayırlı bir proje olarak yürüyen oluşumların insanlığı çökerttiği görülebilecektir. Efendimiz aleyhissalatu vesselam, gece karanlığı gibi fitneler olacaktır, hazır bulunun buyurmaktadır. Gece karanlığında nasıl ki yol yordam bulunamaz, iz seçilemezse fitneler de bu denli ağır olacaktır. Kimse fitneleri önümüze dosyalar hâlinde koyup Salı günü fitne gelecek, herkes hazır olsun demeyecektir. Allah Teâlâ, kulluğundan taviz verip vermediğimizi ve en ağır şartlarda dahi mümin ve muvahhit olarak kalıp kalamayacağımızı görmek istemektedir. Şayet biz bütün dünyanın kültürünü bir tuşla masamıza getirecek teknoloji çağında yaşıyor ve hastaneye gittiğimizde kılcal damarları bile test eden görüntüleme sistemlerine girebiliyorsak, ilim parmak kadar cihazlara doldurulup avucumuza konacak kadar geliştirilmiş ve bir gün içinde umre ibadetimizi yapıp evimize geri dönebileceğimiz imkân hizmetimize sunulmuşsa fitneler niçin büyümesin? Teknoloji, sağlık ve gıdada ilerleyip büyümeyi makul karşılıyorsak fitnelerin de büyümesini makul karşılamalıyız.

4 Fitnelerin ana hedefinde Müslümanlığımız vardır. Müslümanlıkla beraber de tabiî olarak insanlığımız. Allah, bu fitnelerin önünde Müslümanlığımıza ne kadar sahip çıkacağımızı, insanlığımızı nasıl koruduğumuzu görmek istemektedir. Bu bir zevk meselesi değildir, Allah ın bizi imtihan etmek için başımıza yağdıracağı şeylerdir. İnsanlar dinlemesi ve düşünmesi bile ağır olacak şeylerle karşılaşacaklardır. Bunun içindir ki on yıllarca Müslümanlar ın gözbebeği olarak bilinmiş kişiler beş kuruş etmez bir iş için bu itimadı satıyor olabilirler. Böyle bir tehlikeyle karşılaşabiliriz, işte buna hazır olmak için fitnelere karşı alınacak tedbirler masaya yatırılmalıdır ki ileride onları da zikredeceğiz. Resûlullah aleyhisselam, gece karanlığı gibi fitnelerin geleceği zamanda insanların akşam evine Müslüman olarak girip sabahleyin kâfir olarak çıkabileceklerini haber vermektedir: Ve insanlar çok ucuz bir şey karşılığında dinlerini satacaklar. Başka bir hadis i şerifinde ise insanların mümin olarak kalmaları avuçlarında ateş koru tutmaları kadar zor olacaktır buyurmaktadır. Bu, 12 saatlik garantisi ve beklemesi olmayan bir imandan söz etmektir. Maazallah. Şüphesiz ki bu afet de durup dururken olmayacaktır. İnsan ödeme sini on iki saatlik yaptığından dolayı hattı on iki saat sonra kesilmektedir. Kur an ı Kerim e sarılmak, şeriata tutunmak, sünnete bağlanmak, ümmeti sahiplenmek, ulemayı öne geçirmek, dünyevîleşmeye karşı duruş ve bunların nasıl bir tonda oldukları çok önemlidir. Bu fitneler yalnızca bireylerin karşılaşacağı olaylar değildir. Bunlarla Ahmet Mehmet yüzleşebileceği gibi toplumların da karşısına çıkabilir. İslam dan kitlesel bir kopuş mümkündür. Fitne bu bakımdan kitlesel gelebilir. Nitekim günümüzden yaklaşık doksan sene önce özellikle hilafet toprağı olan İstanbul da, İslam ı kitlesel bir terk ediş cereyanı oluşmuştur. Fitne silahlı boyutu ve yedi düveliyle gelince içeriden yetiştirilmişlerin de katkısıyla kitlesel kopuşlar oluşabilmiş, hilafet toprağında bile ezansızlığa tahammül edebilen insanlar bulunabilmiştir. 5 Esasen Allah, kıyamet günü soluk renklerle taptaze renklerin aynı yerde olmasını istemez. İddiada kalmış iman ile pratiği gösterilmiş iman sahiplerinin huzuruna aynı şekilde gelmelerini istemez. Sonbaharda dökülecek yapraklar dökülsün, kopacak dallar kopsun istiyor. Kıyamet yaklaştıkça nesillerin toplumların ve şahısların Müslümanlık iddiaları yerine, art arda ve gece karanlığı yoğunluğunda gelmiş fitnelerden arınabilen yürekli kullarını görmek istemektedir. Kapitalizmin çarkları içinden mümin olarak çıkabilmiş, liberalizm gelmiş ve ondan da arınabilmiş, putlaştırılmış kadın fitnesi gelmiş ve ondan da sıyrılabilmiş mümin aranmaktadır. Siyaset arenasındaki o açılım, bu yayılma derken Kur an ın sahneden çekilmesine ve tecrit edilmesine karşı duruşunu sergileyebilmiş ve şartlarını Medine i Münevvere ye ayarlı tutabilmiş Müslüman aranmaktadır. Kâfirin tankı önünde de parası önünde de ezilmemiş ve açlık çıplak kalma dâhil her ihtimale göğüs gerebilmiş bir müminle daha ilk darbede kopuvermiş, dünyasını değiştirmiş ve Allah tan ayrılmış kimselerin Rabbimizin huzuruna aynı iddia ile gelmelerini bizzat Allah istememektedir. İstemektedir ki dökülen dökülsün. Allahuekber derken kendini güneşe tutunmuş ve daha da yukarılara çıkmakta hisseden mümin ile Allahuekber deyip demediği belli olmayan ses sahipleri ayrılmalıdır. Allah bu iki sınıf insan birbirinden ayrılsın, müminlerin yüreksizleri ve atalarından öyle gördüğü için müminlerin ortasında bulunan ama mümin yüreği taşımayanlar dökülsün istemektedir. Bir aklı kıt çıkıp kader yoktur deyince buna hemen inanan, meleklerin kanadı olduğunu iddia edene de hemen kanan, bir diğeri kabirde yanmanın mümkün olmadığını söyleyince onu da hemen tasdik eden; her gelene inanan ama sözgelimi iş paranın sahtesine gelince sahteyi pek kolay ayırt edebilen kimselerin mazeretlerine Allah inanır, melekler aldanırlar mı?

Fitneler ve her bir fitne, Allah Teâlâ nın sahte parayı ayırdığı bir imtihanıdır. Bu sahte paraların döküldüğü, uydurmaların bir kenara itilip orijinallerin sahada kaldığı bir süreçtir. 6 Hamd ederiz ki bu fitnelerin tamamı, ayakta kalan müminler için Erhamurrâhimîn olan Allah ın rahmeti biçiminde tecelli edecektir. Bu ümmet içerisinde ahir zaman fitnelerine duçar olup da bunlardan (çocuğundan, ticaretinden, siyasetinden, fakirliğinden, sağlığından, zelzelesinden, selinden, göçünden, bombasından ) bunalan ama ayakta duran mümin, Erhamurrâhimîn olan Allah ın rahmetini diğer müminlerden daha fazla görecektir. Tıpkı Übey ibni Halef melununun kırbaçları altında inleyen ama imanını ehad, ehad, ehad! diyerek perçinleyen Bilal radıyallahu anhın, evinde oturan sahabilere göre daha değerli, daha çok sevap kazanan ve Resûlullah a daha yakın ve Efendimiz henüz hayattayken ondan Seni cennette gördüm, terlik seslerin hep peşimden geliyordu cümlesini duyacak seviyede olması gibi. Allah ın adaleti mutlaktır ve kıyamete kadar bakidir. Bilal radıyallahu anh daha fazla eziyet çektiği için Resûlullah onun cennete gireceği müjdesini henüz dünyadayken vermişti. Çünkü o, fitneleri diğerlerinden daha fazlasıyla geçirmiş, testleri de başarıyla geçmişti. Bugünkü fitnelere yakalanan, dik, sebat eden ve imanından taviz vermeyen, sahabe ne düşündüyse onu düşünen kimseler Allah ın rahmetinden daha fazlasıyla nasip alacaklardır. Ebu Davud un 4278. hadis i şerifinde Resûlullah aleyhisselam, çilelerimiz bittiğinde ne kazanacağımızı göstermektedir: Benim bu ümmetim rahmet görmüş bir ümmettir. Ümmetim ahirette azap görmeyecektir, onun yerine Allah dünyadayken onlara fitneler, depremler, katliamlar verecektir. Yarın Rabbimizin huzuruna çıktığımızda bugün çileye sabreden müminlerle gevşeyen müminlerin ilk farkı, taviz vermeyip dökülmeyen kimseler üzerinden belli olacaktır. Onlar çilesini bitirmiş, gümrükten önce ödemesini yapmış olarak mahşer yerine geleceklerdir. Baştaki Bilal ler, şimdiki Bilal ler ve şimdiden sonra gelecek Bilal lerin yediği kırbaçlar ve uğradıkları iftiralar sitemler ne anlama geliyormuş, o zaman göreceğiz. O güne kadar sabredenler kazanacaklar, işini hemen bitirmek isteyenler ise çok büyük bir geleceği maazallah kaybedeceklerdir. ا ل ح م د هلل ر ب ال ع ال م ین. و ص ل ى اہلل و س ل م ع ل ى س ی د ن ا م ح مد و ع ل ى ا ل ھ و ص ح ب ھ ا ج م ع ین. Âlemlerin Rabbi Allah a hamd, Efendimiz Muhammed aleyhisselama, ailesine, ashabına salat ve selam olsun.