Kurumsal İletişim Gazetemiz KampüsHaber 1. yılını kutladı nçukurova Üniversitesi nin önemli kurumsal iletişim araçlarından biri olan KampüsHaber Gazetesi yayın hayatının birinci yılını coşkuyla kutladı. Kutlama çerçevesinde, İstanbul Üniversitesi Rektör Danışmanı - Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Doç. Ergün Yolcu, Üniversitelerde Kurumsal Kimlik ve Gazetecilik başlık bir konferans verdi. Etkinliğe çok sayıdaöğrenci, idare personel ve akademisyen u2. SAYFADA V. Sanat ve Dostluk Sergisi nçukurova Üniversitesi ile Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarım Bölümleri nin ortaklaşa düzenledikleri Sanat ve Dostluk Sergisi nin beşincisi Mersin Üniversitesi nde gerçekleştirildi. Sergi açılışı Doç. Dr. Havva Halaçeli Metlioğlu, Öğr. Gör. Özlem Uslu, Öğr. Gör. Selçuk Tanyol, Öğr. Gör. Hande Akçaoğlu ve Öğr. Gör. Yelda Gezicioğlu nun da aralarında bulunduğu topluluğun katılımıyla gerçekleşti. Her iki üniversitenin Tekstil Tasarım Bölümleri arasında akademik ilişkilerin güçlendirilmesi ve öğrencileri arasında sanatsal etkileşimin artırılmasının hedeflendiği vsayi: 20 vçukurova ÜNİVERSİTESİ KURUMSAL İLETİŞİM GAZETESİ sergide öğrencilerin dokuma, baskı, giysi tasarımı ve tekstil sanatına yönelik çalışmaları sunuldu. Sergiye çalışmalarıyla katılan öğrencilere sertifikaları Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Mustafa Yüksel tarafından verildi. v15-30 NİSAN 2014 3. A SAYFAD TÜBİTAK tan girişimcilere büyük destek ntübitak 1512 Girişimcilik Aşamalı Destek Programı nın 2014 yılı başvuruları alınmaya başlandı. 2012 yılından itibaren 239 girişimciyi destekleyen TÜBİTAK, yeni çağrı dönemiyle birlikte girişimcilerin hayallerini gerçeğe dönüştürmeye devam edecek. Programın 2014 yılı çağrısında, belirli konularda iş fikri sahibi girişimciler TÜBİTAK ın çağrı ortağı olarak seçtiği firmalardan da ek destek alabilecekler. İş fikri başvuruları http:// eteydeb.tubitak.gov.tr adresindeki Proje Değerlendirme ve İzleme Sistemi (PRODİS) uygulaması üzerinden alınacak. Çağrı kapsamında herhangi bir konu ve sektör ayrımı gözetilmeksizin, tüm teknoloji alanlarından teknoloji odaklı iş fikri başvuruları kabul edilecek. Çağrı 23 Mayıs saat 17:00 de kapanacaktır. Bu program kapsamında, TÜBİTAK ın sağladığı destekler dışında, çağrı ortakları tarafından yaklaşık 30 girişimciye; çekirdek sermaye desteği, ofis alanı desteği, teknik ve sektörel uzmanlık gibi ek destekler sağlanacak. Çağrı ortaklarının belirlediği çağrı konuları, destek kapsamları ve destek koşullarına ait bilgiler http://tubitak. gov.tr/1512 internet sayfasında yayınlanacaktır. 4. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu Çukurova Üniversitesi nde gerçekleştirildi Rektör Kibar dan, Mustafa Kemal Üniversitesi ne ziyaret nçukurova Üniversitesi Rektörü Mustafa Kibar, Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Hüsnü Salih Güder i makamında ziyaret etti. Ziyarette Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Hüsnü Salih Güder, Rektör Prof. Dr. Kibar a, Mustafa Kemal Üniversitesi ne yönelik yapmayı planladıkları projelerden söz etti. Üniversiteyi büyüttüklerini ve bu yöndeki çalışmalarının devam edeceğini belirten Rektör Güder, buna bağlı olarak yeni fakülte ve bölümleri de üniversite bünyesine kazandırdıklarını ifade etti. Yaklaşımlarını çağın iletişim anlayışına göre şekillendirdiklerini söyleyen Rektör Güder, Mustafa Kemal Üniver- sitesi ni bölgenin öncü, Türkiye nin sayılı üniversiteleri arasına yükseltmeyi arzuluyoruz. Her geçen yıl gerçekleştirdiğimiz tanıtım faaliyetleriyle de üniversitenin tercih edilirliğini arttırıyoruz dedi. Çukurova Üniversitesi Rektörü Kibar ise bölgede güçlü üniversitelerin oluşmasıyla birlikte rekabet gücünün artacağını, akademisyenlerin daha nitelikli bir eğitim vereceğini, bunun da en çok öğrencilerin faydasına olacağını dile getirdi. Rektör Kibar, ellerinden geldiğince bölgedeki üniversitelerle dayanışma içerisinde olacaklarını ve Türkiye nin gelişmesine akademik anlayışla katkı yapmak istediklerini vurguladı.
2 HABER KampüsHaber Üniversite Gözlemevleri İşbirliği Çukurova Üniversitesi Uzay Bilimleri ve Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi nde (UZAYMER) 3. Üniversite Gözlemevleri İşbirliği Platformu Çalıştay ı gerçekleştirildi. Kurumsal İletişim Gazetemiz KampüsHaber 1. yılını kutladı Çukurova Üniversitesi nin önemli kurumsal iletişim araçlarından biri olan KampüsHaber Gazetesi yayın hayatının birinci yılını coşkuyla kutladı. Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Konferans Salonu nda yapılan kutlamaya, Rektör Mustafa Kibar, Rektör Yardımcıları Seyhan Tükel, Hasan Fenercioğlu, İletişim Fakültesi Dekanı Nafiz Bozdemir, KampüsHaber ekibinden Yrd. Doç. Dr. Murat Ertan Do- Bilim haberciliğini önemsiyoruz Kutlama törenin açılış konuşmasını KampüsHaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Nüket Elpeze Ergeç yaptı. Konuşmasında Çukurova Üniversitesi nin iç ve dış paydaşları arasındaki iletişimi sağlayan araçlardan biri olan KampüsHaber Gazetesi nin sadece kurum haberleri ile ilgili olmayıp, geniş bir perspektif Başkanı Cafer Esendemir e ve Cemiyet Yönetim Kurulu Üyelerine teşekkürlerini sunan Doç. Dr. Ergeç, Bugün burada bize destek olan tüm öğretim üyelerimize, iletişim fakültesi personeli ve öğrencilerine, Adana İletişim Lisesi öğrenci ve öğretmenlerine teşekkürü bir borç biliyoruz dedi. İletişim Fakültesi Dekanı Nafiz Bozdemir törende yaptığı konuşmada, iletişimin insan hayatındaki önemine vurgu yaparak Üniversitemi- mektedir. Birinci yılını büyük bir başarı ile tamamlayan KampüsHaber in bundan sonra çok daha zengin içeriklerle yayınlanacağına inanırken, bunun için gerekli ortamların yaratılmasına devam edeceğimizi belirtmek isterim. dedi. Üniversitelerde Kurumsal Kimlik ve Gazetecilik Çalıştay, Ankara Üniversitesi Kreiken Rasathanesi, Ege Üniversitesi Gözlemevi ve İnönü Üniversitesi Gözlemevi nin önerisiyle başladı. Eğitim ve araştırma faaliyetlerinde kullanılan teleskopları bulunan üniversite gözlemevlerinin biraraya geldiği çalıştayda, gözlem araçlarının kapasitelerini nitelik ve nicelik olarak ortaya koyma, donanım ve yazılım ihtiyaçlarını belirleme, ihtiyaçları gidermede bilgi ve yeteneklerin paylaşılmasını sağlama ve olası teknik işbirliklerini görüşerek koordine etme hedefleri görüşüldü. Gözlemevi yöneticileri ve teknik elemanlarını kapsayan çalıştaya Çukurova Üniversitesi başta olmak üzere, Türkiye nin çeşitli üniversitelerinden çok sayıda bilim insanı Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği Mustafa KİBAR ğan, Yrd. Doç. Dr. Tülay Görü Doğan, Yrd. Doç. Dr. Yeter Torun, Öğr. Gör. Aydın Çam, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir, Yönetim Kurulu Üyesi Mutlu Mete, Adana Seyhan ÇEP Ticaret Meslek Lisesi (İletişim Lisesi) Müdürü Uğur Özen, öğretmenler ve öğrencilerinin yanı sıra İstanbul Üniversitesi Rektör Danışmanı - Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Doç. Dr. Ergün Yolcu ve İletişim Fakültesi personeli Nafiz BOZDEMİR sunduğunu belirten Doç. Dr. Elpeze Ergeç, gazetenin genel çalışmalar ve faaliyetler dışında bilim haberciliğine de yönelmekte olduğunu söyledi. KampüsHaber in yayınlanmasında emeği geçen başta İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Anabilim dalı öğretim üyeleri olmak üzere, desteğini esirgemeyen Rektör Mustafa Kibar a, Çukurova Üniversitesi Basımevi Müdürlüğü ve çalışanlarına, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Doç. Dr. Nüket E. ERGEÇ zin kurumsal iletişim gazetesi olan KampüsHaber İletişim Fakültesi Masaüstü Yayıncılık ve Uygulama Birimi nde tasarlanmaktadır. Fakültemiz sahip olduğu potansiyelle üniversitemizin, Adana nın ve Çukurova Bölgesinin iletişim ihtiyaçlarını karşılamak için tüm gücüyle çalışmaktadır dedi. Çukurova Üniversitesi Rektörü Mustafa Kibar ise, Üniversitemizin marka kimliğini güçlendiren KampüsHaber önemli bir işlevi yerine getir- Doç. Dr. Ergün YOLCU Konuşmaların ardından İstanbul Üniversitesi Rektör Danışmanı - Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Doç. Dr. Ergün Yolcu, Üniversitelerde Kurumsal Kimlik ve Gazetecilik başlık bir konferans verdi. Sunumunda kurumsal kimlik çalışmalarında algı yönetimi ve iletişim araçlarının kullanımından söz eden Doç. Dr. Yolcu, İstanbul Üniversitesi nin kurumsal iletişim çalışmalarından örnekler verdi. Konferansın ardından düzenlenen kokteyl ile program sona erdi. Çukurova Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Konferans Salonu nda Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği başlıklı bir konferans düzenlendi. Konferansta, özel bir şirkette çalışan Elektrik Elektronik Mühendisleri Ufuk Vatanoğlu ve Hüseyin Altunbaş Bir Mühendisin Günlüğü adlı sunumu gerçekleştirdiler. Mühendisler mühendislik bilgisi, bakım planı, elektrik panosu alımı süreci, üretimi etkileyen VDS arızası, TSE tetkik ve hazırlanma süreci, trafo değişim planı konularında önemli bilgiler verdi. Konferans kapsamında Bakım Onarım Şefi İlter Mete Cerit ve eğitmen Menekşe Polatcan Serbest ise gerçekleştirdikleri sunum ile yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konusunda Mühendislik Mimarlık Fakültesi öğrencilerini bilgilendirdiler. KAMPÜS HABER Sahibi Mustafa KİBAR (Rektör) Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Doç. Dr. Nüket ELPEZE ERGEÇ Haber Editörleri Yrd. Doç. Dr. Murat Ertan DOĞAN Öğr. Gör. Aydın ÇAM Tasarım Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Tülay GÖRÜ DOĞAN Dil Editörü Yrd. Doç. Dr. Yeter TORUN Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Masaüstü Yayıncılık Uygulama Biriminde hazırlanmış ve Çukurova Üniversitesi Basımevinde 2000 adet basılmıştır. Masaüstü Yayıncılık Uygulama Birimi (322) 338 67 77 / 413 kampushaber@cu.edu.tr Fotoğraf: Engin ESENDEMİR, Fatih ERAY, Kadir PUSLU Muhabirler: Meryem KILIÇ, Songül BULUT
KampüsHaber HABER 3 Üniversite sanayi işbirliği görüşmeleri devam ediyor Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü nün Üniversite-Sanayi İşbirliği kapsamında başlatıp yürüttüğü ve Adana Çimento AŞ ile Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı arasında devam eden çalışmalar çerçevesinde Çukurova Üniversitesi ve Adana Çimento AŞ arasında yapılacak işbirliği çalışmalarının detayları için akademisyenler bir araya geldi. Fen Edebiyat Fakültesi Toplantı Salonu nda gerçekleştirilen toplantıda işbirliği kapsamında yer alacak konular belirlenmeye çalışılırken Kimya ve Fizik Bölümünün sahip olduğu altyapı ve akademik kadroların çalışma konuları incelendi. Konuyla ilgili açıklama yapan Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Selahattin Serin çimento sektörü için yeni açılımlar planlanıp hayata geçirmek için toplantıların periyodik olarak devam edeceğini söyledi. Cezaevleri ve Hukuk Konferansı Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği işbirliği ile Cezaevleri ve Hukuk konulu konferans düzenlendi. Üniversitelerde Hapishaneleri Konuşuyoruz adlı sosyal sorumluluk projesi kapsamında gerçekleştirilen konferansta hapishaneler, sivil toplum ve üniversitelerin rolü tartışıldı. Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi nde gerçekleştirilen Cezaevleri ve Hukuk başlıklı konferansın moderatörlüğünü Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Günal Kurşun yaptı. Üniversitelerde Hapishaneleri Konuşuyoruz etkinliği kapsamındaki konferansa konuşmacı olarak da Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği Başkanı Zafer Kıraç ile Mahsus Mahal Dergisi / Derneği nden Aytekin Yılmaz 4. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu Çukurova Üniversitesi nde gerçekleştirildi Geleneksel Gıdalar Sempozyumu nun dördüncüsü, Çukurova Üniversitesi nin ev sahipliğinde Mithat Özsan Amfi sinde gerçekleştirildi. Çukurova Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Gıda Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası işbirliğinde üç gün devam eden sempozyuma birçok üniversiteden akademisyenler, kamu kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcileri ile öğrenciler Hamit AKGÜL Daha önce iki kez Van da ve bir kez de Konya da gerçekleştirilen sempozyum öncesinde Mithat Özsan Amfisi fuaye alanında açılan stantlarda firmalar ürünlerini ve teknolojilerini tanıttı. Farklı kentlerden ve üniversitelerden gelen yaklaşık 600 katılımcıya sempozyumda Adana nın tanıtımı da yapıldı. Geleneksel gıdalar, toplumların yeme kültürünü yansıtıyor Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Çukurova Üniversitesi Rektörü Mustafa Kibar, gıdaların ulusal kimliklerin yaşatılmasında ve ülkelerin tanıtımında önemli bir yer tuttuğunu ifade etti. Geleneksel gıdaların, toplumların hem Nebahat SARI yeme alışkanlıklarını hem de kültürel özelliklerini nesiller boyunca aktardığını ifade eden Kibar, turizm sektörünün gelişmesine paralel olarak geleneksel gıdalara olan ilginin de giderek arttığını belirtti. Türkiye nin gıda ve içecek kültürü açısından zengin ülkeler arasında bulunduğunu ifade eden Rektör Mustafa Kibar, Gelişmiş ülkelerde, Songül ÇAKMAKÇI yöresel ve özelliği olan ürünlerin en iyi ve güvenli şekilde üretilmesi amacıyla bilimsel yöntemlerle belirlenmiş kurallar söz konusudur. Türkiye de bu tür bir sistemin, bilimsel ve yasal bazda oluşturulması, sistemin belli otoritelerce kontrol edilmesi ve denetlenmesi, ürünlerimizin tanıtımı açısından önemlidir. Geleneksel gıdalarımızı korumanın ve dünyaya tanıtımının en önemli yolu bu ürünlerin kayıt altına alınması ve modern tekniklerle güvenilir şekilde üretilmeleridir. Geleneksel gıdalarımızın envanterinin çıkarılması, ürün özelliklerinin belirlenmesi, Çukurova Üniversitesi Biyoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi bünyesinde 16-17 Nisan 2014 tarihlerinde, uluslararası katılımlı Bitkilerde Uygulamalı Kriyoprezervasyon (Ultra Soğuk Koşullarda Muhafaza) ve Sentetik Tohum Üretimi kursu gerçekleştirildi. Kursa eğitimci olarak Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü ve Biyoteknoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yeşim muhafaza ve işleme yöntemlerindeki yöresel farklılıkların ortaya konması ile bu gıdalar koruma altına alınabilecektir dedi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hamit Akgül geleneksel gıdaların hem kendi teşkilatları hem de Türkiye açısından çok önemli bir konu olduğunu söyledi. Doç. Dr. İ. Tunç SİPAHİ Mustafa KİBAR Rektör Türk toplumunun 3-4 bin yıllık bir kültürden geldiğini anlatan Akgül, Hem toplumumuzun beslenme alışkanlıklarının devamı hem bu geleneklerimizin korunması hem de kaliteli ve sağlıklı gıdalara ulaşımın sağlanması açısından bu sempozyumu çok önemsiyoruz dedi. Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü nden Tunç Sipahi nin Anadolu da Gıda Kültürünün 3500 Yıllık Geçmişi adlı konferansı ve Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Academic Quartet ekibi sanatçılarının mini konserinin Yalçın Mendi, İtalya/Floransa Trees and Timber Institute of National Research Council bünyesinde araştırmacı olarak görev alan Maurizio Lambardi ve aynı üniversitede araştırmacı olarak bulunan Doç. Dr. Elif Aylin Özüdoğru Çukurova Üniversitsi Biyoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Nebahat Sarı, merkezlerinde ilk kez uluslararası bir çalışma ardından sempozyuma destek veren kuruluşlara, konuşmacılara ve Academic Quartet ekibine teşekkür plaketinin takdimiyle açılış töreni sona erdi. Sempozyumda, Geleneksel Gıdalar ve Sağlık, Geleneksel Gıdalar ve Gıda Güvenliği, Geleneksel Gıdalarda İzlenebilirlik ve Pazarlama, Geleneksel Gıdalar ve Coğrafi İşaretleme, Geleneksel Gıdalar, Politikalar ve Kırsal Kalkınma ile Geleneksel Gıdalar Teknolojisi konu başlıkları altında altı oturum gerçekleştirildi. Ayrıca Mithat Özsan Amfisi fuaye alanında da üç oturumda toplam 428 poster bildiri katılımcılara sunuldu. Zerrin ERGİNKAYA Geleneksel gıdaların tüm yönleriyle tartışıldığı ve bildirilerin sunulduğu sempozyumun kapanış konuşmasını yapan Erzurum Atatürk Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Songül Çakmakçı Çukurova Üniversitesi nin köklü bir üniversite olduğunu belirterek 6 oturumda 4 er bildiriden 24 ü sözlü, 428 poster bildirinin başarılı şekilde sunulduğunu ifade etti. Katılımcılar da tek tek söz alarak sempozyumu değerlendirip, gelecek programlarda görmek istedikleri konu önerilerini sundu. Sempozyum sonrası katılımcılar Kastabala, Kartepe ve Anavarza Antik Kentlerini ziyaret etti. Bitkilerde Uygulamalı Kriyoprezervasyon ve Sentetik Tohum Üretimi Kursu yapıldığını belirterek kursta bitkilerin ultra soğuk hava koşullarında nasıl muhafaza edilebileceğini uygulamalı olarak anlattıklarını ifade etti. Kurs kapsamında Çukurova Üniversitesi nden ve Türkiye nin diğer bölgelerinden gelen katılımcılara iki gün süreyle teorik ve uygulamalı dersler verildi. Bitki ve doku kültürleri kursunun tamamlanmasının ardından tüm katılımcılara belgeleri takdim edildi.
4 SÖYLEŞİ KampüsHaber Liderler sırlarını ÇÜ de paylaştı Çukurova Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEM), konularında uzman ve lider olan iş dünyasının tanınmış isimlerini, geleceğin liderlerini yetiştiren Çukurova Üniversitesi nde öğrencilerle bir araya getirdi. Çukurova Üniversitesi Mithat Özsan Amfisi nde düzenlenen Geleceğin Liderleri etkinlikte çok sayıda akademisyenin yanı sıra idari personel ve öğrenciler Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SEM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Yusuf Ziya Halefoğlu, etkinlikte öğrencilerin iş dünyasının tanınmış liderlerinden kendi branşlarında yükselmeye yönelik birçok ipucu bulacaklarını söyledi. Etkinlikte sektörün duayenleri Mehmet Özel, Burçin Ressamoğlu, Hüseyin Akdeniz, Fatih Kemanlı ve Umut Ahmet Tarakçı kendi alanlarıyla ilgili önemli bilgileri öğrencilere aktardı. Meslek mensupları için geçiş dönemi eğitimi devam ediyor Çukurova Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi nin Meslek Mensupları için Geçiş Dönemi Eğitimi devam ediyor. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu nun gözetiminde ve lisansüstü seviyede gerçekleştirilen Meslek Mensupları Geçiş Dönemi Eğitim Programı çerçevesinde, Muhasebe Standartları konulu eğitimi başarıyla tamamlayan kursiyerlere belgeleri düzenlenen törenle verildi. Rektör Mustafa Kibar ın katılımıyla Çukurova Üniversitesi Kayıkhanesi nde gerçekleştirilen törende katılımcılara sertifikalarını Rektör Yardımcıları Seyhan Tükel, Hasan Fenercioğlu, Yrd. Doç. Dr. Yusuf Ziya Halefoğlu ve Turgut Çürük takdim etti ve törenden sonra toplu fotoğraf çekimi yapıldı. - Sayın Hocam, Hasan Fenercioğlu nu biraz tanıyabilir miyiz? 1949 yılı Antalya doğumluyum. Çocukluğumdan itibaren en büyük idealim matematik öğretmeni olmaktı. 1967 yılında liseyi bitirdim ve İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümünü kazandım. Yan dal olarak da Fizik okuyordum. O dönemde İstanbul sokaklarında boykotlar ve işgaller vardı. 68 kuşağı olarak anılan gençlerin yönetime tepkisi nedeniyle üniversitede dersler yapılamadı ve devamsızlıklar çoğaldı. Bu nedenle eğitimimde zaman kaybı ortaya çıkması ve İstanbul da yaşamanın maddiyat gerektirmesi nedenleriyle tekrar üniversite sınavına girerek burs alabileceğim bir kurumu tercih etmek istedim. O güne kadar hiç düşünmediğim ama mezunu olmaktan gurur duyduğum Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesine kaydoldum. Bir saat bile işsiz kalırım korkusu yaşanmayan yılları görmüş bir bireyim Burada alacağım beş yıllık eğitimle yüksek mühendis olarak mezun olabiliyordum. Fakat oraya gittiğimde de boykot ve işgaller devam etti ve bir sömestrimiz geçersiz sayıldı. Buna rağmen, fen fakültesinde matematik okumuş olmanın avantajı ile en başarılı birkaç öğrenci arasına girebildim. Fazla kredi alarak eğitimi normal beş yıllık süre içerisinde bitirdim ve 1973 yılında mezun oldum. Mezun olan belki de beş öğrenciden birisi olarak çıkış belgesi yerine diplomamı almayı beklediğim sırada bir ilan gördüm. Erzurum-Antalya arası çok uzak, bu nedenle seyahatler otuz saat civarında sürüyordu. Antalya ya ulaşmak için Ankara ya giderek aktarma yapmak gerekiyordu. Eğer otobüs kaçtıysa ve sabahsa ancak akşama, akşamsa ancak sabaha başka bir otobüs bulmak mümkün oluyordu. Kısacası, şimdiki ulaşım imkânları yoktu. Eğitim ve öğretim Hasan Fenercioğlu ile akademik yaşam ve Çukurova Üniversitesi nin tarihi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. İlanda 1416 sayılı yasa ile yurt dışına gıda mühendisliği alanında doktora yapmak üzere öğrenci gönderileceği söyleniyordu. Gerekli yere başvurumu yaptım ve sınava girdim. Burs almamdan dolayı mecburi hizmet yükü ile Adana Pamuk Araştırma Enstitüsü ne tayinimi yaptırdım, diplomamı aldım ve Antalya ya döndüm. Evime işim ve diplomamla birlikte dönmüş oldum. O yıllarda her öğrenciye burs ve burs karşılığı olarak da mecburi hizmet veriyorlardı. Bir saat bile işsiz kalırım korkusu yaşanmayan yılları görmüş bir bireyim. Günümüzde durum çok farklı. Mezun ettiğimiz öğrencilerin uzun süre iş aradıklarına şahit oluyoruz. Üniversiteden mezun olduğum yıllarda Türkiye nin durumu da farklıydı. Türkiye bir tarım ülkesiydi, mezun olduğum birim ziraat mühendisliğiydi. Türkiye de gıda mühendisliği diye bir kavram yoktu. Bu nedenle, Milli Eğitim Bakanlığı bu alanda çalışacak kişileri bilim insanı yetiştirmek amacıyla yurt dışına gönderdi. Ben de bir yıl Washington da Amerikan Dil Akademisi nde dil eğitimi gördüktan sonra Ohio State Üniversitesi nde de yüksek lisans ve doktoramı yaptım. - Hocam, o dönemde Amerika da öğrenci olmak nasıldı? Hasan FENERCİOĞLU Kolay değildi, öncelikle haberleşme yoktu. Üç haftalık gazeteleri okuyorduk. Tüm haberleşme mektupla sağlanıyordu. Yedi yıl Amerika da kaldığım süre içerisinde ailemle telefonla ancak bir defa konuşabildim, ikinci kez görüşme şansım olmadı. Çünkü bağlantı da zordu. Santral santrale bağlıyor, uluslararası santrale bağlıyor, Türkiye santrali Antalya ya bağlıyor, soketleri takıyorlar ve bağlantı sağlıyorlardı. Şimdi insanlar gerçekten çok şanslı. Yedi yıl süresince ancak bir ziyaret ve bir telefon görüşmesi yapabildik. Hiç kolay değildi ama sorumluluğun getirdiği kararlılıkla, çok şükür alnımızın akı ile ülkemize döndük. - Biraz da Türkiye ye dönüşünüzden söz eder misiniz? Türkiye ye dönüşüm 1980 yılının Ağustos ayında oldu. Henüz 12 Eylül İhtilali olmamış ve millet ayaktaydı. Amerika daki danışman hocam Türkiye çok karanlık, burada kal yerin hazır dediyse de ben söz verdim ülkemin bursunu aldım döneceğim dedim. Kader kaderdir ondan kaçılmaz inancı ile geldim ve bir ay sonra 12 Eylül İhtilali gerçekleşti. Her şey değişti, devlet daireleri değişti, üniformalı insanlar çevrede hakim olmaya başladılar. - Çukurova Üniversitesi ne gelişiniz nasıl gerçekleşti? Amerika da öğrenim gördüğüm her yıla karşılık, iki yıl mecburi hizmet yapacağım bir yer aranıyordu. Ankara, İzmir ve İstanbul olmaz, herkes buralarda birikmemeli biz sizi gelişecek yerlere katkınız olsun diye gönderdik dediler. Öncelikle bursumun yanmaması için beş ay süreyle Ankara da geçici memur sıfatı ile Talim Terbiye Dairesi nde görevlendirdiler. Daha sonra kalıcı memur kadrosuyla doktor asistan olarak 24 Nisan 1981 de Çukurova Üniversitesi nde göreve başladım. Buralı olduğuma kanaat getirene kadar, geride bıraktığım kişilerle yazışmadım Buraya geldiğimde varlık içinden çıktım, yokluk içine düştüm denebilir. Binamız yoktu. Zootekni bölümü içinde dört odayı gıda mühendisliği bölümüne ayırmışlardı. Öğrenci yok, laboratuvar yok... Belki kısa bir süre pişmanlık duyar gibi oldum neden döndüm diye, ama ben gerçekten döneceğim diye söz verdim. Bir cazibesi olur da karar değiştiririm diye, buralı olduğuma kanaat getirene kadar, uzun süre geride bıraktığım kişilerle yazışmadım. Daha sonra bugün halen içerisinde eğitim verdiğimiz gıda mühendisliği binası teslim edildi ama hepsi dört duvar. Mobilyamız, laboratuvarımız yoktu. İçi boş oda çok, ama insan yok. Ben bölümde öğretim üyesi olan dördüncü kişiydim. Doktor asistanken YÖK yardımcı doçentlik isminde yeni bir kadro oluşturdu. Yurt dışında doktora yapanlar eserleri yeterli bulunursa hemen yardımcı doçent oluyor, Türkiye de doktora yapanların ise üç yıl beklemesi gerekiyordu. Benim şartlarım yardımcı doçent olmaya uygundu. Hatta üniversitemizin çok sevdiğimiz Rektörü Mithat Özsan ın birçok başvuru içinden ayırarak bu üç dosyayı hemen tamamlayalım dediği yardımcı doçent adaylarından biri de bendim. Çukurova Üniversitesi nde çalışmaya böyle başladık. 24 Nisan da 33 yıl bitti ve ömrümün yarısından çoğunu burada geçirmiş oldum. Doğum tarihim itibariyle 15 Ocak 2016 da 67 yaşını doldurmuş olacağım. Sağlıkla, sıhhatle, moralle ve inşallah itibarımız ile emekli olacağımızı düşünüyorum.
KampüsHaber SÖYLEŞİ 5 insanı sevmekle başlar - Çukurova Üniversitesi nin o yıllarını bir de sizden dinleyebilir miyiz? Buraya geldiğimde Adana bana yabancıydı. Yurt dışına gitmesem bile yine göreve başlayacağım yer Karataş yolu üzerindeki Pamuk Araştırma Enstitüsü olacaktı. Adana ya geldiğimde kampüse nasıl gidileceğini sordum, şu arabaya binersen gidersin dediler. Kampüse geldim binalar sayıca azdı ve bazılarının yapımı devam ediyordu. Benden önce gelen, abim diye nitelendirdiğim ve şu an Çağ Üniversitesi nin Rektörü olan Halil Çetin Bedestenci bey vardı. Kendisinin burada olması bir ölçüde beni teşvik etti. Bölüm başkanımız, üniversitemizin kurucu hocalarından Kemal Gökçe nin emekliliğine yakın bir dönemdi. Zootekni binasının zemin katında üç dört odalı bir bölümde çalışmaya başladık. Kendi binamız yapılıyordu. Ben binanın yapım aşamasında teslim alma komisyonunda da görev aldım. Babam inşaat ustası olduğu için inşaat işlerinde biraz hissi ve görsel bilgim de vardı. Arkadaşlarla oturduk ne yapacağız diye, ama yapacak bir şey yok laboratuvarlar boş. Bu sırada öğrencisi olmayan bölüme para verilmeyecek diye bir haber yayıldı. Hocamızın emekli olduğu yıl içerisinde hemen karar alarak Ahmet Canbaş bey, Atilla Konar bey, Bülent Evliya bey, ben ve Ali Altan bey de beşinci hoca olarak üniversitelerin programlarını bulduk. Bilgiye ulaşmak zordu, ama gerekli bilgilere ulaşarak kendi programımızı şekillendirdik ve 1982 yılında öğrenci alacağımızı duyurduk. Beş öğretim üyesi olarak senelerce öğrenci yetiştirdik, 1986 yılında ilk mezunumuzu verdik. Bu süreçte öğrencilere en çok danışmanlık yapan kişi olmanın mutluluğunu da yaşadım. Danışmanlık bir yerde aile kadar yakın olmayı da gerektiriyor, eğer öğrenciyle ilgilenirseniz, yani kâğıtta danışmanlık değil uygulamada danışmanlık yaparsanız büyük faydanız olabilir. Danışmanlığını yaptığımız öğrenciler arasından birçok dostlarımız oldu. Türkiye nin dört bir tarafına yayıldılar ve çoğaldılar. - Bunlar üniversitemizin 80 li yıllarından kalan anılar mı? Bunlar 1981-83 yılları arasında yaşadıklarımız. Ben üniversiteye geldiğimde sosyal tesislerde 60 gün kalma izni vardı. 61. günde dışarıya çıkarılıyordunuz. Tesisler boş da olsa kural kuraldı. Benim gibi yurt içinden, yurt dışından buraya gelmiş arkadaşlar çok çaresizdi. Çünkü şehirde ev kiralamak, alışık olmadığımız bir sistemle gerçekleşiyordu. Kiralar yıllık peşin ödeme şeklinde veriliyordu. Kampüsün durumu şöyleydi: Karnınızı doyuracak bir yer bulmak çok zordu, birkaç yere bir kebapçı tablası kurulmuş. Fen-Edebiyat Fakültesi yoktu, Temel Bilimler Fakültesi vardı. İnşaatlar devam ederken birileri et pişiriyor, dürüm yapıyor, eğer kaldıysa siz de karnınızı doyuruyordunuz. Asfalt yolumuz yoktu, inanın dama oynar gibi çamurlara basmamak için gayret sarf ediyorduk. Şehirden kampüse ulaşmak zordu. Üniversitemiz o kum taşıyan kamyon sürücülerine çok şey borçlu Ulaşımdaki zorlukları kolaylaştıran tek unsur Deliçay denilen mevkiden kum taşıyan kamyonların sürücüleriydi. İnsanlar hiçbir kaygı, endişe duymaksızın kız veya erkek günün her saatinde el kaldırdıkları için duran kamyonun şoförünün yanına tıklım tıklım dolarlardı. Kamyonun arkadan şırıl şırıl akan suları ile önde bir yumak insan kamyonun güzergâhında şehre yakın bir yerde inerlerdi. Bir keresinde ben arkama baka baka kampüsten kolorduya doğru yürüdüm. Orada postane vardı. Yurt dışından bir koli geldi, elimde koliyle şimdi Köprüköy denilen yere kadar yürüdüm. Üniversitemiz o kum taşıyan kamyon sürücülerine çok şey borçlu. Bu hatıra hiçbir zaman göz ardı edilemez. Şimdi kimse bir kamyon dursa da binmez. O zamanki öğretim üyelerimizin hepsi, iki tane kamyondan bozma otobüs ile sosyal tesislere taşınıyor, orada bir öğle yemeği yiyor, üstüne çay içiyor, tekrar iş yerlerine dönüyorlardı. Neredeyse kimsenin arabası yoktu. Tüm öğretim üyeleri belediyenin önünden kalkan, Atatürk Caddesi, Gazipaşa, Baraj Yolu, Balcalı hattındaki duraklarda duran araçlarla kampüse ulaşıyordu. Geri dönüş yine aynı güzergâhta gerçekleşiyordu. Bu durum bize çok güzel buluşma ve kaynaşma fırsatları verdi. Arkadaşlarımızla günün olaylarını görüşüyor ve değerlendiriyorduk. Zaman içerisinde ekonomi değişti, imkânlar gelişti ve herkesin arabası olmaya başladı. Lojmanda yaşayanlar için Cumartesi günü kuaför servisi çıkardı. Pazar servisi çıkardı. Sabah çocukları okula götüren, akşam toplayan servis çıkardı. Personel otobüslerle kendi aralarında anlaştıkları fiyatla gelir ve giderdi. Mesai başında ve sonunda duraklar öbek öbek insan doluydu. Dostluklar çok sıcaktı, samimiydi. Ne zaman bireysel yaşama yönelik gelişmeler oldu, burada yaşanan dostluklar da bundan etkilendi. Kampüsümüzde binalar çoğaldı ve yollarımız güzelleşti. Zaman zaman öğrencilerimizin mevcut olanakları eleştirmeleri çok doğal, onları saygıyla karşılıyorum ama benim bildiklerimi bilmedikleri için benim kadar mutlu olamıyorlar. Onlar da 20 yıl sonra biz neler yaşadık, gördük diye eğer çocuklarına anlatacak olurlarsa bunun da yeterli olmadığını görürüz. - Çukurova Üniversitesi nin bugünlere gelmesini birlik ve beraberlik sağlamıştır diyebilir miyiz? Yönetimler farklı da olsa hepsinin farklı değer birikimleri var. Bugüne geldiysek hiç bir zaman inkâr edilemeyecek katkısı ile Mithat Özsan hocamızın her zaman Çukurova Üniversitesi ndeki yeri başkadır. Mithat Özsan hocamıza Adana Ziraat Fakültesi adı altında bir fakülte kurulmak istendiği ve kendisinin ve arkadaşlarının bu yapıda görev alıp alamayacakları sorulduğunda Mithat Özsan Hocamız arkadaşlarıyla aralarında geçen konuşmaları şöyle ifade eder: Üniversitemizin kurucuları arasında yer alan Nurettin Kaşka ve İbrahim Genç ve diğer hocalarımıza Çukurovalı olmaya hazır mısınız diye sordum. Arkadaşlarımın hepsi senin olduğun yerde varız dediler, bu yetmez, şimdi evlerinize gidin, eşlerinize sorun, onlar da Çukurovalı olmaya varlar mı dedim. Ertesi gün eşlerimiz siz neredeyseniz biz de oradayız dediler ve biz bu şartlarda geldik. Çukurova Üniversitesi ni var eden bu inançtır. Ben gelirim ama deselerdi bu iş olmazdı. Şehirde kiralanan bir apartmanı kullanmakla başlayan serüven, bugün elli bine yakın öğrencisi ile bir Çukurova Üniversitesi ni ortaya çıkardı. Bizim ürünümüz insandır Bu çok önemli, şimdi görmediğimiz rastlamadığımız bir şey. İlçelerimizde birçok kuruluş var. Konma, göçme ocağı ile bu olmaz. Konma göçme yöntemle hiçbir birim gelişemez. Yerinde yaşamadıkça, insanlarının yaşamını paylaşmadıkça, niçin orada olduğunu o insanlara kabul ettirmedikçe bir kurum gelişemez. Kaymakamı tanımıyorsun, belediye başkanını tanımıyorsun, üç saat ders verip oradan kaçmakla eğitim bir yere gelmez. - Hocam, akademik hayatınızdaki bunca başarının sırrı nedir? Benim kanaatimce bu işin sırrı insanı sevmek, yaptığın işi sevmek, mutlu olmak ama özünde insanı sevmek. Ben Amerika da da kalsam bu inançla görev yapardım. İnsana verilen sevgi ve gösterilen saygı bizim meslekte çok önemlidir. Üniversitelerin kuruluş amacı eğitim-öğretimdir. Üniversiteler, araştırma enstitüleri değildir. Devletimizin ülkenin dört bir yanına dağılmış araştırma enstitüleri var, ama eğitim-öğretim, araştırmadan farklıdır. Yeni bilgi üretmek için araştırmalar yapılır ama onun hatırına eğitim-öğretim ihmal edilemez. Ben her zaman önce eğitim-öğretim dedim. Amerika daki hocam Benim ürünüm insandır derdi. Ben de 33 üncü yılını bitireceğim çalışma hayatımı aynı inançla sürdürdüm, halen de herkese böyle olması gerektiğini söylüyor ve inandırmaya çalışıyorum. - Günümüz imkanları ve insani ilişkiler için ne söylemek istersiniz? Gelişmeler olumlu, insan gücü olarak bilgiye erişim çok hızlandı ve kolaylaştı. Fiziki altyapımız yönetimlerin idare anlayışı ile ilgili ve imkânlarla sınırlı. Bana göre önce güzel bir çevre yaratmak önemli, çünkü bu çevre içerisinde yaşıyoruz. Bununla birlikte, eğitim-öğretimde öğretim üyelerinin seçkin olması, ama bilgisinden daha çok sevgi ile o bilgiyi yoğurup öğrencilere aktarabilmesi önemli. Dolayısıyla üniversite ortamında sevgiyle yoğrulmuş bilginin olması çok önemli. İzinsiz insani eylemlerin en başta geleni sevgidir İzin almadan bir kişi ile yapabileceğiz ender şeylerden birisi o kişiyi sevmektir. Kimse ben seni sevebilir miyim, diye kimseden izin almıyor. İzinsiz insani eylemlerin en başta geleni sevgidir. Ben Çukurova yı da ülkemizi de seviyorum. Bir öğrenci mezun olduğu zaman burayı özleyerek ayrılacağının farkında olmalı, kurtuldum diye bir sevinç duymamalı. Şimdiki teknolojinin olanakları sayesinde 1986 da mezun ettiğimiz öğrencilerimizin çoğu dâhil olmak üzere birçok kişiyle iletişimimi koruyorum. Mezunlarımızın sözleri bazen şımartıcı düzeyde olabiliyor. Bunun tek sebebi, insanlara karşılık beklemeden bilgi ve sevgi sunuyor olmamızdır.
6 HABER KampüsHaber Sürekli bilgisayara bakmak kuru göz hastalığına neden olabilir Tıp öğrencileri ortak deklarasyon yayımladı Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Yağmur, gözünü kırpmadan sürekli bilgisayar ekranına bakan kişilerin göz kuruluğu olarak bilinen kuru göz hastalığına yakalanabileceğini söyledi. Türk Tıp Öğrenciler Birliği nin 62. Genel Kurulu, Çukurova Üniversitesi nin ev sahipliğinde yapıldı. İki gün süren genel kurul sonrası Tıp öğrencileri ortak bir deklarasyon yayımladı. Deklarasyonda nitelikli sağlık hizmeti sağlayabilmek için bireyin fiziksel, sosyal ve ruhsal durumunu bütün olarak ele alan çok disiplinli bir anlayış benimsenmesinin gerekliliği vurgulandı. Çukurova Üniversitesi Mithat Özsan Amfisi nde gerçekleşen Tıp Öğrencileri Birliği 62. Genel Kurulu, Türkiye deki 60 Tıp Fakültesi nden 500 öğrencinin Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Mete Gülmen, çocuklarda cinsel istismarın çok önemli bir kısmının gizli kaldığını ya da tesadüfi olarak ortaya çıktığını söyledi. Yapılan bir çalışmada 2.384 olası cinsel istismar olgusunun yüzde 99.3 ünde fizik muayene bulgularının normal olduğunun belirtildiğini vurgulayan Prof. katılımıyla gerçekleştirildi. Genel Kurul da, Türk Tıp öğrencilerinin ortaklaşa yürüttükleri projeler ve yapılması planlanan çalışmalar tartışıldı. Ayrıca Tıp Öğrencileri Birliği ne yeni katılacak Tıp öğrencilerinin adaylık sunumları da yer aldı. Birlikte hareket etmemiz aramızdaki bağı kuvvetlendirecek İki gün süren Genel Kurul sonunda, Tıp öğrencileri ortak deklarasyon yayımladı. Türk Dr. Gülmen, ruhsal belirtilerin ise çok daha ön planda olduğunu kaydetti. Çocuk Adalet Sistemi Paneli gerçekleştirildi Mete GÜLMEN Adana Barosu tarafından düzenlenen Çocuk Adalet Sistemi adlı panelde konuşan Gülmen, çocuklara ilişkin düzenlemeleri İstismar, ihmal, şiddet, çatışma ve savaş başlıkları altında değerlendirdi. Cinsel istismarı, Çocuğun bir yetişkin veya yaşça büyük kişi tarafından cinsel haz amacı ile zorla ya da ikna edilerek cinsel etkileşime maruz bırakılması olarak tanımlayan Gülmen, Bugüne kadar çocuklara yaptığımız davranışların suç, hatalı tutum olduğunun farkında değildik. Yeni bir bilinç düzlemi içerisindeyiz. Saptanması en zor olan, çoğunlukla gizli kalan cinsel istismar. Gerek ülkemizde, gerekse dünyanın dört bir yanında bu konu buzdağı gibidir. Fark ettiğimiz, yansıyan, duruşmalara gelen olgular sadece buzdağının görünen kısmı dedi. Çocuğunuzun davranışlarını dikkatle takibe alın Cinsel istismar sonrası çocukta bir takım davranış değişikliklerinin görülebileceğine işaret eden Gülmen şunları söyledi: Uyku bozuklukları, iştah değişiklikleri, olayı anımsatan kişilerden ve görüntülerden panikleyip kaçma, evden kaçma, aileden uzaklaşma, intihar girişimi, kişinin vücuduna zarar vermesi, nedensiz bayılma, agresif davranışlar, okuldan kaçma, disiplin problemleri, ders başarısında düşme, madde kullanmaya başlama, konuşma bozuklukları, ağlama nöbetleri, çok terleme, derin ve hızlı nefes alıp verme, göz temasından kaçınma, donuk bakışlar, ölüm üzerine şiir yazma, resim ve karalamalarda Diş Hekimleri Birliği Öğrenci Kolu, Türkiye Diyetisyenler Derneği Gençlik Komisyonu, Türk Eczacıları Birliği Gençlik Komisyonu, Türkiye Fizyorerapistler Derneği Gençlik Komisyonu, Türk Hemşireler Derneği Öğrenci Komisyonu, Türk Psikoloji Öğrencileri Çalışma Grubu, Türk Tabipler Birliği Tıp Öğrenci Kolu ve Türk Tıp Öğrencileri Birliği öğrencilerinin imzasıyla kamuoyuyla paylaşılan deklarasyonda özet olarak şu görüşlere yer verildi: Nitelikli sağlık hizmeti sağlayabilmek için bireyin fiziksel, sosyal ve ruhsal durumunu bir bütün hâlinde ele alan çok disiplinli bir anlayış benimsenmelidir. Sağlık öğrencileri olarak bu anlayışın profesyonel hayata adım atmadan çok daha önce kazanılması gerektiğini düşünüyoruz. Birlikte hareket etmemiz, geleceğin profesyonelleri olan bizlerin arasındaki bağı kuvvetlendirecek, bireylere sunulacak sağlık hizmetinin kalitesini arttıracak ve kapsamını genişletecek. Eğitimlerimiz sonunda ideal bir çalışma ortamında hizmet verme hayalimizi gerçekleştirmek ve eğitim düzeyinde yaşadığımız sorunlara çözüm önerileri üretmek için çaba göstermeye devam edeceğiz. bulunma gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor. Türkiye de dokuz ilde çocuk izlem merkezi açıldı Çocuk istismarının dünyanın her yerinde görülebildiğini ve sorunun üzerine gidildikçe sıklığının oldukça fazla olduğunun anlaşıldığını kaydeden Prof. Dr. Gülmen, Ülkemizde ulusal örneklem üzerinde yapılan yeterli çalışma bulunmamakla birlikte çocuklarda fiziksel istismar sıklığı yüzde 30-35, cinsel istismar sıklığı ise yüzde 13 olarak tahmin edilmektedir. Çocuk istismarının önlenmesi ve istismara uğrayan çocuklara bilinçli ve etkin bir şekilde müdahale edilmesi amacıyla Türkiye genelinde dokuz ilde Çocuk İzlem Merkezleri açıldı. Ülke genelinde bir yıl içinde 29 merkez daha açılması çalışmaları sürüyor diye konuştu. Meltem YAĞMUR Dünyada kuru göz hastalığının görülme oranının yüzde 5 ile yüzde 35 arasında değiştiğini, 40 45 yaşından sonra görülme sıklığının ortalama yüzde 15 civarında olduğunu kaydeden Yağmur, Türkiye de hastalığın görülme oranıyla ilgili bir veri bulunmadığını aktardı. Kuru göz hastalığının çok çeşitli nedenleri olabileceğini belirten Yağmur, Gözyaşının üretildiği bezde yaşanan sorundan kaynaklanabilir. Kirpik diplerindeki enfeksiyonlara bağlı oluşabilir. Bunun dışında kontakt lens kullanımı, aşırı bilgisayar kullanımı, yaşlanma gibi nedenler de kuru göz rahatsızlığını tetikleyebilir dedi. Özellikle bilgisayar kullanımındaki yanlışların kuru göz hastalığına davetiye çıkarabildiğini kaydeden Yağmur, Bilgisayar kullanımındaki yanlışlar bu rahatsızlıkta önemli yere sahiptir. Gözler hiç kırpılmadan sürekli olarak bilgisayar ekranına uzun süre bakılırsa gözde kuruluk oluyor. Dolayısıyla bilgisayar kullanırken mutlaka hem göz kırpma sayısını arttırmak lazım hem ara verip dinlenerek bilgisayar başında durmak lazım. Bu önlemlere rağmen gözde kuruluk yaşanıyorsa bilgisayar kullanılırken sakınca içermeyen suni gözyaşları göze damlatılabilir dedi.
KampüsHaber HABER 7 Fiziksel aktivite programı düzenlendi Çukurova Üniversitesi ve Adana Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu (BESYO) işbirliği ile Türkiye Obezite ile Mücadele ve Kontrol Programı kapsamında yetiştirme yurtlarında korunma ve bakım altında bulunan çocuklar ile huzurevi sakinlerine yönelik Fiziksel Aktivite Programı düzenledi. Mart ayında başlatılan programda çocuklar ve huzurevleri sakinleri haftanın 3 günü Çukurova Üniversitesi Jimnastik Salonunda Öğretim Görevlisi Murat Sanrı ve Jimnastik uzmanlık öğrencileri eşliğinde fiziksel aktivite programına katılmaya başladı. ÇÜ erkek hentbol takımı başarıya doymuyor ÜNİLİG de Play off a kalma başarısını gösteren Çukurova Üniversitesi Erkek Hentbol Takımı Antalya Akdeniz Üniversitesi nde yapılan Üniversiteler 1. Lig karşılaşmalarında tüm maçlarını kazanarak şampiyon oldu. Antrenör Öğr. Gör. Kamil Dikici yaptığı açıklamada iki farklı kulvarda yarıştıklarını, 5 8 Mayıs 2014 tarihleri arasında Konya da yapılacak olan Ünilig Final karşılaşmalarına 19 23 Mayıs 2014 tarihleri arasında da Üniversiteler Süper Lige Terfi karşılaşmalarına katılacaklarını belirtti. Necmi Aksaray emekli oldu Ayrıca huzurevi çalışanları ile yetiştirme yurtlarında çalışanlara yönelik BESYO Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Pervin Bilir, Tıp Fakültesi Spor Fizyoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çiğdem Özdemir ve Spor Yöneticiliği Bölümü 4. sınıf öğrencisi Arzu Yağan tarafından Fiziksel Aktivite Semineri de verildi. İki gün süren seminerde, katılımcılara fiziksel aktivitenin önemi anlatıldı. Çukurova düşünce çeşnisi günleri gerçekleştirildi Çukurova Üniversitesi Mithat Özsan Amfisi nde 7. Çukurova Düşünce Çeşnisi Günleri gerçekleştirildi. Bilgi, Teknik, Vicdan ortak temalarıyla gerçekleştirilen oturumların açılış konuşmasını Eğitim Fakültesi Felsefe Grubu Öğretmenliği Anabilim Dalı öğretim üyesi Adnan Gümüş yaptı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Necmi Aksaray 41 yıllık hizmetinin ardından emekli oldu. Aksaray için Hippokrat Konferans Salonu nda tören düzenlendi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi nden mezun olarak Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında uzmanlık eğitimine başlayan ve İngiltere Glasgow Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları departmanında iki yıl süre ile burslu eğitim gören Aksaray, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi nin Pediatrik Enfeksiyon Bilim Dalı kurucusu olarak uzun yıllar hizmet verdi. Törenin açılış konuşmasını yapan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Atilla Tanyeli, Aksaray ın başasistanlık yaptığı yıllarda kendisine büyük katkıları olduğunu söyledi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Dilek Özcengiz de emekliliğin çalışma, üretme ve hayata katkı sunma dönemini başka bir Mustafa KİBAR ÇÜTİK Uyarca adlı oyunla perde dedi şekilde sürdürme anlamına geldiğini ifade etti. Örnek kişiliği ile öğrencilere, asistanlara, çalışma arkadaşlarına rol model oldu Necmi AKSARAY Çukurova Üniversitesi Rektörü Mustafa Kibar ise, Aksaray ın bir bilim insanı olarak çok sayıda hekim ve öğrenci yetiştirdiğine vurgu yaparak, aynı doğrultuda yürütülen birçok bilimsel araştırma ile sayısız hastaya hizmet verdiğini ifade etti. Rektör Kibar, Prof. Dr. Aksaray a hitaben Örnek kişiliğiniz ile öğrencilerinize, asistanlarınıza, çalışma arkadaşlarınıza hep iyi bir rol model oldunuz. Bizlerin de yaptığınız büyük hizmetleri unutmayacağımızı bilmenizi isteriz. Bundan sonraki hayatınızda eşiniz ve çocuklarınızla güzel zamanlar geçirmenizi diliyor, tüm sevdikleriniz ve dostlarınızla birlikte sağlıklı ve mutlu bir hayat yaşamanızı temenni ediyoruz dedi. Academic Quartet ekibi Belarus ta ayakta alkışlandı Etkinlik kapsamında Üçüncül İlişkiler ve Vicdan konu başlığında Felsefe Grubu Öğretmenliği Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Cahit Aslan, İçimdeki Benden Dışımızdaki Bize konu başlığında, İlahiyat Fakültesi nden Doç. Dr. Süleyman Dönmez, Bireyin Kendi Vicdanıyla Hesaplaşması Olarak Adalet Kavramı konu başlığında, Fen Edebiyat Fakültesi nden Arş. Gör. Hasan Cuşa ve diğer katılımcılar düşüncelerini öğrencilerle paylaştı. Çukurova Üniversitesi Tiyatro Kulübü (ÇÜTİK) 2013 2014 sezonunu Ana Oyun Projesi ile açtı. ÇÜTİK öğrencilerinin sergilediği performans ayakta alkışlanırken oyunda rol alan öğrencilere yapılan ve gerçeğini aratmayan makyaj da büyük beğeni topladı. 1992 yılında kurulan ve sanatla insanlara, düşünme, yorumlama ve eleştirme kapılarını açmayı amaçlayan ÇÜTİK, Çukurova Üniversitesi nin en aktif öğrenci kulüplerinden biri olma özelliğine sahip. Kulüp, Friedrich Durrenmantt ın yazdığı Emre Karaman ve Murat Zeynilli nin yönettiği Uyarca isimli oyunla yeniden Perde dedi. Mithat Özsan Amfisi nde sahnelenen oyuna sanatseverler yoğun ilgi gösterirken sahne performansları, kostüm tasarımları ve makyajlarıyla profesyonel oyuncuları aratmayan Çukurova Üniversitesi Tiyatro Kulübü öğrencileri ayakta alkışlandı. Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğretim elemanlarından oluşan Academic Quartet ekibi Belarus Cumhuriyeti nin başkenti Minsk te konser verdi. Uluslararası Etnokültür Festivali için Belarus Cumhuriyeti Devleti tarafından Minsk e davet edilen Academic Quartet sanatçıları Türk Halk Müziği nden oluşan repertuvarları kapsamında seslendirdikleri birbirinden güzel eserlerle müzik ziyafeti sundu. Belarus ta yaşayan Türkler ile üniversitelerde eğitimlerini devam ettiren Türk öğrenciler konsere büyük ilgi gösterdi. Konserin açılışında Türkiye Cumhuriyeti Minsk Büyükelçiliği ni temsilen bir konuşma yapan Konsolos Serkan Atabay, Türkiye ile Belarus arasında kültürel ve sanatsal ilişkileri sıcak tutması ve devam ettirmesinden dolayı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Bayık a ve Academic Quartet ekibine teşekkür etti.
HABER KampüsHaber Sterilizasyon Dezenfektasyon Sempozyumu yapıldı Birol GÜVENÇ Lösemiyi yenme sevincini paylaştı ngeçtiğimiz yılın Temmuz ayında akut lösemi hastalığı teşhisi konulan 42 yaşındaki Meryem Uğurerkan, Çukurova Hastanesi Balcalı Hastanesi nde ağabeyinden alınan kemik iliği ile yeni bir yaşamın kapısını araladı. Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi, kalite ve hizmet yelpazesini genişleterek bölgenin ve ülkenin en büyük ve prestijli üniversite hastanesi olma yolunda ilerliyor. Hastane bünyesinde Şubat ayında faaliyete geçen Kemik İliği Nakil Ünitesi nde de iki aylık zaman diliminde dört kemik iliği nakli gerçekleştirildi. Tecrübeli bir kadroyla sağlık hizmeti sunan Balcalı Hastanesi nde yapılan bu nakillerin hepsi başarılı sonuç verdi ve hastalar yeniden yaşama tutundu. 42 yaşında iki çocuk annesi Meryem Uğurerkan da Balcalı Hastanesi sayesinde sağlığına kavuşanlardan biri. 2013 ün temmuz ayında akut lösemi teşhisiyle Balcalı Hastanesi nde tedavi olmaya başlayan Meryem Uğurerkan a ağabe- yinden kemik iliği nakli yapıldı. Başarıyla uygulanan nakil ile sağlıklı bir hayata merhaba demenin mutluluğunu yaşayan Meryem Uğurerkan taburcu olmadan önce tedavisini üstlenen doktorlarla, eşiyle ve hastane personeliyle birlikte pasta keserek mutluluğunu paylaştı. Bu nakil aynı zamanda hastanın bir yakınından alınan kök hücre örneğiyle yapılan ilk nakil özelliğini de taşıyor. Hedef Kemik İliği Bankası Şubat ayından bu yana 4 kemik iliği nakli gerçekleştirdiklerini ifade eden Kemik İliği Nakli Ünitesi Kit Sorumlusu Birol Güvenç, Meryem Uğurerkan a yapılan naklin akrabadan alınan kök hücre yöntemiyle gerçekleştirilen ilk nakil olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Güvenç sıradaki hedeflerinin bölgeye hizmet verecek olan bir Kemik İliği Bankası kurarak tüm hastaların mağduriyetlerini gidermek olduğunu sözlerine ekledi. Güney Rotary Klubünden kan alma aracı bağışı ngüney Rotary Kulübü üyeleri son derece anlamlı bir bağış hizmeti gerçekleştirerek Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Kan Merkezi ne bir adet kan alma aracını düzenlenen törenle teslim etti. Balcalı Hastanesi Kan Merkezi önünde gerçekleştirilen törende bölgenin en önemli hastanelerinden biri olan Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi nin kan merkezinin ihtiyacı- na katkıda bulunmak amacıyla yola çıktıklarını anlatan Güney Rotary Kulübü dönem Başkanı Osman Yanık, proje ortağı kulüplerin ve TEMSA nın da desteğiyle tamamladıkları Kan Toplama Aracı nın seyyar olarak birçok çevre köyleri, okulları ve işyerlerini dolaşarak binlerce insana kan vermenin önemini de vurgulayacağını söyledi. 2430. Bölge Dönem Guvernörü Gürkan Olguntürk de Adana Güney Rotary Kulübünü bu anlamlı projelerinden dolayı kutladı ve toplanacak kanlarla binlerce insanın hayatının kurtulacağına dikkati çekti. Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Başhekimi Yeşim Taşova ise yaptığı konuşmada gerçekleştirilen kan alma aracı bağışının son dere- ce önemli bir ihtiyaç olduğunu dile getirerek bu bağışta emeği geçenlere teşekkür etti. Yeşim TAŞOVA nçukurova Üniversitesi ve Adana Kamu Hastaneleri Birliği Tıbbi Hizmetler Başkanlığı koordinasyonuyla düzenlenen Çukurova Sterilizasyon Dezenfektasyon Günleri Sorunlar ve Çözüm Önerileri Sempozyumu gerçekleştirildi. Sempozyumda hastane enfeksiyonlarına karşı sterilizasyonun ve dezenfektasyonun önemine vurgu yapıldı. İl Sağlık Müdürü Ahmet Özer ve Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri Kemal Kiraz ın da katıldığı sempozyumun açılış konuşmasını yapan Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Başhekimi Yeşim Taşova günümüzde hastane koşullarında enfeksiyon ile mücadelenin son derece önemli olduğunun altını çizdi. Taşova enfeksiyonla mücadele konusunun başında ise sterilizasyon ve dezenfektasyonun önemini vurguladı. Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri Kemal Kiraz ise hastaya sunulan kaliteli hizmetin hijyenle doğru orantılı olduğunu ifade ederek Tüm hastanelerimizde sterilizasyon ve dezenfektasyona büyük önem vermekteyiz dedi. Yapılan konuşmaların ardından Sempozyum Başkanı Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Başhekimi ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yeşim Taşova Hastane Enfeksiyonlarının Önemi ve Maliyet konulu bir sunum gerçekleştirdi.