Hükmî Şahıs/Tüzel kişi

Benzer belgeler
VAKIFLAR İÇİN FİNANS KAYNAĞI OLARAK İCÂRETEYN. Doç. Dr. Süleyman Kaya

REHİNLİ ALACAKLARDA EŞYA VE GAYRİMENKULÜN AYNINDAN DOĞAN VERGİLERİN TAHSİL SIRALAMASI DEĞİŞTİ

SULAR HAKKINDA KANUN (1)

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

ATİYE MERVE IŞIK VERGİ UYUŞMAZLIKLARINDAN DOĞAN DAVALARDA EHLİYET

A. SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR

BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime. 1 inci Fasıl BİRİNCİ BAB

Türkiye de İslami Finansın Tarihsel Kökenleri. Süleyman Kaya

İZMİR BAROSU TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (5192 sayılı, numaralı, nolu yasası)

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

GİDER VERGİLERİ KANUNU 1, 2

AVUKAT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VE ORTAKLARININ ŞİRKET AMME BORÇLARININ ÖDENMESİNE İLİŞKİN SORUMLULUKLARI

İZOCAM TİCARET VE SANAYİ A.Ş. / IZOCM [] :55:33 Özel Durum Açıklaması (Güncelleme) Telefon ve Faks No. :

Madde 1 - Köylerin içme ve kullanma suyu ihtiyacı, DSİ Umum Müdürlüğü tarafından temin ve tedarik olunur.

II 6183 SAYILI KANUNUN 79 UNCU MADDESİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİK

Av. Mürsel YİĞİT İzmir Barosu

1- GENEL OLARAK 2- MUHAKEMAT BİRİMLERİ

6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu DAMGA VERGİSİ ve HARÇLAR BİLGİSİ DERSİ Açık Ders Malzemesi

2018 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

BANKA ALACAKLARININ İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİBİ

AVUKAT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

2017 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

VERGİ DAVALARINDA İDARE LEHİNE HÜKMEDİLEN KARŞI VEKALET ÜCRETİNİN TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ 1

Özet, yaprak test, deneme sınavı ders malzemelerine ANADOLUM ekampüs Sistemin'nden ( ulaşabilirsiniz. 19.

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

Halk arasında haciz işlemleriyle ilgili merak edilen başlıca konulardan biridir.

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI BİRİNCİ BÖLÜM

1- GENEL OLARAK 2- MUHAKEMAT BİRİMLERİ

RE SEN TAAHÜTNAME VE KEFALETNAME

İçindekiler KIYMETLİ EVRAK. Yirmi Dördüncü Bölüm ESASLAR :

AMME ALACAKLARI TAHS L USULÜ HAKKINDA KANUNU (6183) NUNDA YAPILAN DE fi KL KLER 6183 SAYILI A.A.T.U

Anonim Şirket ve Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluk Durumları

VAKIF NEDİR? Vakıf kelimesi Arapça kökenli olup, bir mülkü veya nesneyi tanrıya (veya hayır işine) adama anlamına gelmektedir.

Arkan & Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRK HUKUKUNDA FAİZ

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARI

Prof. Dr. Cemal BIYIK - Öğr. Gör. Dr. Okan YILDIZ - Yrd. Doç. Dr. Yakup Emre ÇORUHLU, KTÜ, 2014

HARCIRAH UYGULAMASI HARÇLAR

RĠYASETĠCUMHUR SENFONĠ ORKESTRASI KURULUġU HAKKINDA KANUN (1)

130 Vakıflar Umum Müdürlüğü 1955 bütçe yılı Hesabı Katî Kanunu. (Resmî Gazete ile ilâm : Sayı : 10417)

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ Malatya Barosu Yönetim Kurulu nun /47 sayılı Kararı ile

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:

ORDU BAROSU BAŞKANLIĞI AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ 2013 YILI BARO TAVSİYE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİDİR.

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

VERGİ İCRA HUKUKU KISA ÖZET KOLAYAOF

Evlenme Akdi. şartları. rükunler/unsurlar. irâde beyanı (icap-kabul/sîga) taraflar (veli-vekil) akdin mevzuu (makudun aleyh)

ÖDEME EMRİNE KARŞI YAPILACAK İŞLEMLER

MEDENİ HUKUKUN ALT DALLARI-TİCARET HUKUKU-ULUSLARARASI ÖZEL HUKUK. Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

İSTANBUL VAKIFLAR 2. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ KAMU HIZMET STANDARTLARI

SİRKÜLER RAPOR

SAKARYA BAROSU Tavsiye Niteliğinde AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ

Yayın Tarihi : Doküman No: Revizyon Tarihi : Revizyon No:

Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca Kooperatifler Ve Üst. Toplantılarına Sunacakları Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ ,00 TL ' den az olmamak üzere dava konusu giderilmesi) Davası

7 Mirasçılık belgesinin iptali

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim Ve Y.M.M. A.Ş.

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilir, lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar veya mal o hakla birlikte

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

OBJEKTİF TARİHİ YORUM METODU İLE OBJEKTİF ZAMANA UYGUN YORUM METODU ARASINDAKİ İLİŞKİ

Kanunun Kabul Tarihi: ; Kanun No:903

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI :

DAVA VEYA UZLAŞMA SAFHASINDA BULUNAN İŞLEMLER. Haluk Erdem BDO DENET 27 Eylül 2016

DEVRE MÜLK SATIŞ SÖZLEŞMESİ

' 783 Vakıflar Umum Müdürlüğünün 1952 Bütçe yılı Hesabı Katî Kanunu

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERİN BORÇLARININ TECİLİ VE BAKANLAR KURULUNA TANINAN TECİL YETKİSİ

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

Yrd. Doç. Dr. Yasemin TAŞKIN - Maliye Bölümü - Mali Hukuk Anabilim Dalı

AVUK AT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

Ticaret Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin

_ 236 Emlâk Alım Vergisi Kanuna

PRATİK BİLGİLER VERGİ UYGULAMALARI HARÇLAR TİCARET SİCİL HARÇLARI:

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : [ /5]

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

MADDE METNİ : MADDE 11 : DEĞERLEME GÜNÜ

SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK) : E BAŞVURU NO : 2018/2765 KARAR TARİHİ : 13/08/2018

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Motorlu Taşıtlar Vergisi Ve Trafik Para Cezalarının Gelir İdaresi Başkanlığı İnternet Sitesinden Kredi Kartı İle Ödenebileceği Anlaşmalı Bankalar

FİRMA SİCİL BİLGİLERİ

YIL ŞUBE YÖNETMELİĞİ

DÜZOVA KÖYÜ KANLIDERE İSKAİYE SULAMA BÖLGESİ TÜZÜĞÜ

İZMİR BAROSU TAVSİYE NİTELİĞİNDE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ

KIBRIS VAKIFLARINI ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME PROJESİ

İlgili-Sorumlu. İlgili; Kendisine yersiz veya fazla ödeme yapılan gerçek ve/veya tüzel kişi ya da kişileri,

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı

DÖNEMİ AVUKAT-VEKİLEDEN ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

7033 sayılı Kanun un 8. Maddesi ile Harçlar Kanunu nun 59. maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinde değişiklik yapılarak;

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007

Transkript:

Hükmî Şahıs/Tüzel kişi amme hükmî şahısları Şahıslar, hakiki ve hükmi olarak ikiye ayrılmış, insanlara "hakiki şahıs", başlı başına bir varlığı olan, kendisine mahsus hak sahibi olabilen topluluklara da "hükrni şahıs" denmiştir. Hükrni şahıslar ictimai hayatta önce fi'li olarak yer almışlar, sonradan hukuk mefhumu olarak kaideleşmiş ve eserlere geçmişlerdir. hususî hükmî şahıslar bütün halkın menfaat ve ihtiyaçlarıyle alakalı bulunan hükmi şahıslar olup iki önemli grupta toplanır: a) amme hakimiyetinin mümessil ve cüzleri. [amme hakimiyetinin mümessilleri devletler ve bunların idarî cüzleridir: bakanlıklar ve yerel idari şubeleri. amme hizmetleri için bunların kendilerine mahsus malları ve bütçeleri vardır. akitler yaparlar, hak ve borç sahibi olurlar. bunların zimmeti, devletin umumı zimmetinin birer parçası mesabesindedir.] b) amme müesseseleri. [amme müesseselerinden maksat, umumun menfaat ve ihtiyaçlarına tahsis edilen kuruluşlardır: üniversiteler, hastaneler, kimsesizler yurtları, radyo idareleri... devletin elinde olduğu takdirde amme müesseseleridir.] Bunların birinci nevi hükmî şahıslardan farkı, devletin idare cihazından değil, ferdierin arzularından doğmuş olmasıdır. Bu sebeple amme hükmı şahısları gayelerine erişebilmek için devletin otoritesini kullanır ve mesela umurnun menfaati namına istimlakte bulunabilirler. Halbuki ikincilerde böyle bir vasıf ve selahiyet yoktur. Hususi hükmi şahıslar da kuruluşları ve gayeleri bakımından kısımlara aynıır. Kuruluş bakımından iki nevi hususî hükmî şahıs vardır: 1) mal toplulukları/tesisler; [özel hastaneler, okullar, aş evleri, çocuk bakııiı yuvaları gibi muayyen bir nizama tabi olarak fertlerin meydana getirdiği ve yaşamalarını temin için muayyen bir meblağ veya malı da ona bağladıkları hayrî, kültürel ve ictimai kuluşlardır. İslam Hukukundaki vakıflar da bu tesisler kabilinden kuruluşlardır.] 2) kişi toplulukları [dernekkler-şirketler-sendikalar]

Hakiki Şahıslar ile Hükmî Şahışlar Arasındaki Farklar 1 - hükmi şahısların, yaratılış icabı olarak ancak: insana has haklar ile alakası yoktur; evlenme, boşanma, neseb, akrabalık, miras.. gibi. bunların dışında kalan hakları iktibas ve vecibeleri iltizam edebilir; ehliyet, tabiiyet, ikametgah... gibi. 2- hükmi şahıs ölmez, mümessilinin vefatı veya değişmesinden de müteessir olmaz. 3- hakiki şahısların şahsiyet sahibi olması kanunun kabulüne değil, insan olarak: var olmasına bağlıdır. hükmi şahıslar ise kanunun kabul etmesiyle şahsiyet iktisab ederler. 4- hakiki şahısların tasarruf, hak iktisabı ve vecibe yüklenme ehliyetleri mahdut değildir; bunu ancak ehliyet arızaları daraltabilir. hükmi şahsiyederin mezkür ehliyetlerini ise bir taraftan kanunlar, diğer taraftan da gayeleri tahdid eder. 5- hakiki şahısların ehliyetleri maddi ve manevi gelişmelerine paralel olarak tekamül ederken hükmi şahısların ehliyeti kuruluşunda tesbit edilir ve öylece kalır. 6- hükmi şahıslara bedeni ceza tatbik edilemez, ancak medeni (hukuki) ve idari ceza ile cezalandırabilirler. mesela borcunu ödemesini temin için hapis cezası değil, ancak haciz bahis mevzuu olabilir.

İSLAM HUKUKUNDA HÜKMÎ ŞAHSİYET beytü l-mâl vakıflar devlet şirketler İslam, devletin umumi hazinesinden ibaret olan beytu'l-malı, devlet başkanının hususi mülkünden ayırnia prensibini getirmiştir. Beytülmal müstakil bir hukuki varlıktır, ammenin mallarında milletin menafiini temsil eder; alacaklı, olur, borçlu olur, mülk sahibi olur, mirasçısı bulunmayan terikelere sahip çıkar, davalarda taraf olur... Onu bütün bunlarda, devlet başkanına niyabeten beytülmal emini temsil eder. Devlet başkanının orada, işi karşılığı aldığı maaş dışında bir hakkı yoktur. Resulullah (a.s.) zamanındaki tatbikattan beri vakıf bugünkü manada bir hükmi şahsiyet esasına dayanmıştır. Vakfın temlik, temellük, irs, hibe ve benzeri tasarruflara konu olmayan, kendi cihetine tahsis edilmiş bir mülkü vardır. Bütün bunlarda vakfı "onun işlerini yürütrneğe selahiyetli kişi" temsil eder ki buna "kayyim" veya "nazır" yahud ta ''ınütevelli'' denir. Mahkemeye karşı mütevelli, vakfın hukukunu korumaktan mes'uldür. Mütevelli vakıf için gerekli şeyleri satın alır, bunlara vakıf malik olur ve bedeli vakfın gelirinden (galle) ödenir. İhtiyaç görüldüğü takdirde ve hakimin izniyle mütevelli, vakıf namına borç para alabilir. Bu durumlarda malik, alacaklı, borçlu mütevelli değil, vakıftır. İslam hukukunda, devlet başkanı ve idarecilerin tasarruflarına dair birçok hüküm ancak devleti bir hükmi şahsiyet olarak kabul esasına istinad edebilir. Devleti, tasarruf, hukuk ve menafiinde reisin ve onun memurlarının temsil ettiği bir hükmi şahsiyet olarak kabul etmeden şu hükümlerin izahı mümkün değildir: Harici bakımdan: Fukaha, devlet başkanı veya komutanın akdeylediği sulh ve muahedelere saygı gösterileceğini, ümmeti bağladığını, başkan ve halkin şartlar tahakkuk etmeden bunu bozmağa hakları bulunmadığını kabul etmişlerdir. Dahili bakımdan: Dahili idare sahasında fukaha, sultanın vefatiyle onun tayin ettiği memurların (vali-kaymakam-kadı vs.) vazifelerinin sona ermeyeceğine (adem-i in'izal) hükmetmişlerdir. Bu hükümler, İslam hukukunda bütünüyle ümmetin (devletin) bir hükmi şahsiyet, sultan ve memurlarının da onun mümessilleri olarak kabul edildiğini göstermektedir. Maliye bakımından: Devletin şahsiyetinde mali zimmetin varlığını ortaya koyan hukuki (medeni mali) mes'uliyet sahasında da fukaha şu hükümleri açıkça ifade etmişlerdir: Kadı, kasıtsız olarak, amme hukuku (hukukullah) sahasında, telafisi imkansız şekilde hata eder -meşela hırsızın elini kestirir sonra da şahidierin ehliyetsiz olduğu ortaya çıkarsa- elin diyetini kadı ödemez; çünkü kadinın hükmü amme menfeati içindir, ceza (had) halkın mutazarrır olduğu bir suçu önlemeye yöneliktir; fayda ammeye raci olduğu gibi tazminat da onlara (ammenin mümessili olarak devlete) aittir. Hükmi şahsiyet mefhumuna uygun kuruluşlardan biri de şirketlerdir. İslam hukukunda şirketler üç nevidir: a- şirket-i emval b-şirket-i emval/ebdan c- şirket-i vücuh Her üç nevi şirkette de ortaklar sermaye, kar ve tasarrufta eşitliği şart koşmuşlarsa ''müfavada'' şirketi, eşitlik şartı yoksa ''inan'' şirketi bahis mevzuudur. İslam Hukuku'nda bir taraftan sermaye diğer taraftan iş ve emek ile teşekkül eden "mudarebe"; bir taraftan tarla diğer taraftan ziraat ile teşekkül eden''müzaraa"; bir taraftan meyva ağacı, diğer taraftan bakım ve istihsal ile teşekkül eden ''müsakat'' şirketleri de ayrı hükümlere tabidir.

İSLAM HUKUKUNDA VAKIF ilgili naslar rükünleri lüzumu şartlar İbn Ömer'in rivayetine göre Hz. Ömer'in payına Hayber'den bir arazi isabet etmişti. Hz. Ömer, Rasulullah'a: "Ya Resalullah! Hayber'den elime öyle bir toprak parçası geçti ki, şimdiye kadar bundan daha değerli bir mala sahip olmamıştım; bana neyi tavsiye buyurursun?" dedi. RasuluIlah da "İstersen aslını - kendinde- bırakır, -menfaatinitasadduk edersin." buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ömer "satılmamak hibe edilmemek, mirasçılara intikal etmemek üzere; fakirler, akraba, köleler, misafirler ve yolcular için tasadduk etti. Onu idare edinin (mütevellinin) mülküne birşey geçirmeksizin, normal ölçüler içinde -vakıft anyemesi ve yedirmesi serbesttir." Rivayete göre bu vakfı Hz. Ömer'in oğlu Abdullah idare edirdi. Vakıf; bir mülkün menfaatini halka tahsis edip aynını -Allah Teala'mn mülkü hükmünde olarak- temlik ve temellükten edebiyyen menetmektir. Bir vakfın rükünleri (unsurları) vâkıf, mevkuf, mevkufun aleyh ve vakıf lafzı olmak üzere dörttür. Ehli olan (hür, aklı başında ve baliğ) kişinin, kendisine ait bir mal için "ben bu malımı filan cihete vakfettim" demesiyle vakıf teessüs etmiş olur. Yalnız niyet kafi değildir. Kendisine vakfedilen muayyen değilse kabulü de şart değildir. Fakat muayyen bir kişi ise -kendi hakkında vakfın kurulabilmesi için- kabulü şarttır. Kabul etmezse vakıf fukaraya intikal eder. Vakfın "kişileri bağlayıcı, hükümlerine riayet gerekli olabilmesi için müctehidler bazı farklı şartlar ileri sürmüştür. Buna göre 1. Ebu Hanife'ye göre hakimin hükmü ile tescil edilmiyen veya ölüm sonrasına İzafe edilmeyen veya mescidden ibaret olup içinde bir kere olsun namaz kılınmamış bulunan bir vakıf lüzum ifade etmez. Vakıf, vakfının maliki olduğundan dilerse rücu ederek vakfı satabilir, hibe edebilir ve vefatında veresesine intikal eder. 2. Şafii, Malik ve Ahmed b. Hanbel, Ebu Yusüfe göre bir mülk, sahibinin vakfetmesiyle onun mülkünden çıkar, başkasının mülküne de girmez, amme menfaatine -veya hususi cihetine- ait olup Allah'ın mülkü telakki edilir. Artık vakıf rücu edemez. Hakimin hükmüne de hacet yoktur. 3. İmam Muhammed'e göre de vakıf teslim ile lüzüm ifade eder. Mahkemenin hükmüyle tescil edilmeyen vakfın lüzümunda böylece ictihad farklı bulunduğu için, bazı vakıfların hükme bağlanarak tescil edilmesi şer'i mahkemelerce öteden beri İcra edilegelmiştir. Vakfiyelerdeki şartlardan islama aykırı olmayanlarına riayet gereklidir. Bu bakımdan vakıfların şartları Şari'in nassı gibidir. Fakat islama aykın olan şartlar muteber değildir ve bunlara riayet edilmez. Mesela bir vakfiyede, hıyanet etseler dahi mütevellilerin hesaba çekilmemesi, azledilmemesi, hakimlerin vakfa müdahale etmemeleri şart koşulmuş bulunsa bunlara riayet edilmez. Sahih ve lazım olan bir vakfın dini hükümlere uygun olan şartlannı vakıf bile değiştiremez; çünkü vakıf artık onun mülkünden çıkmıştır. Normal durumlarda bizzat vakfın istibdali (satılıp bedeliyle başka bir vakıf tesisi) caiz değildir. Fakat vakıf galle getinnez olur veya gallesi (geliri) masrafını karşılamaz olursa, hakimin reyi ile ve gabn-i fahiş bulunmamak şartıyle istibdali caizdir.

vakfa uygun mallar mütevelli 1. Arazi: Sahibi tarafından bir cihete, sahih bir şekilde vakfedilen mülk arazi olabileceği gibi, akar ya da nakitte olabilir. 2. Akar ise iki kısmdır: a) Kiraya verilmek için değil de ayniyle istifade olunmak üzere vakfedilen yerlerdir; bunlara "müessesat-ı hayriye " denir: Mabetler, okullar, çeşmeler, kütüphaneler, imarethaneler,meşrutalar, kabristanlar b) Kiraya verilip varidatının bir hayır cihetine sarfolunması meşrut bulunan akarlardır. Bunlar da "i care-i vahideli", "icareteynli" ve "muqataalı" vakıf akarlar olmak üzere üç nevidir. 3. Paranın vakfı örf ve teamüle istinaden tecviz edilmiştir. Vakıf nakitler, şartlarına göre iki nevidir: a) Muhtaç olanlara faizsiz olarak ödünç verilmesi şartıyle vakfedilmiş olan nuküd; bunlar faiz ile ödünç verilemez. b) Kan (faizi) bir hayra sarfedilmesi şartıyle bir faiz (ribh) karşılığı ödünç verilmesi meşrut bulunan nakitler. İslamda faiz haram olduğu için Ebu Yusüfe göre araya bir muamele sokulmak şartıyle mezkur ikraz caiz görülmüştür. 1- MüteveIli, şer't hükümlere ve vakfın şartlarına göre vakfı idare eden kimsedir. 2- Mütevelliyi tayin selahiyeti sırasıyle vâkıfa, vakıfın vasiyy-i muhtarına, vakıfın şartları içinde ismi geçen müteveilinin vasısine ve selahiyetdar olan hakime aittir. 3- Vakıf müteveili için bir ücret tayin etmiş ise müteveili bu ücrete, hak kazanır. Ücret tayin edilmemiş ise hakim takdir hakkını kullanarak ücreti tesbit edebilir. 4- Mütevelliler vakıfları tamir eder, korur, vakıfların bir kısım akarlarını kiraya verir. kira paralarını toplar veya toplatır. bir kısım vakıfların ferağ ve tefvız muamelelerine izin verir. vakıfların hukukunu korumak için gerektiğinde dava açar, vakıfların gelirlerini şart koşulan yerlere sarf ve tevzi eder.