A Gezdikçe Gördükçe İzlen Şen Toker Güzel ağaç adlı masal kasabası lberobello 96
Alberobello nun dar sokaklarında trulli denilen evlerin arasında yürürken resimli bir masal kitabı sayfalarının içindeymişim gibi hissediyorum. Koni şeklindeki taş çatılarıyla sanki birer çam ağacı olmaya özenmiş bu küçük evler birbirine sarılıp dev bir orman oluşturmak istemiş gibi... B itişik nizamdaki evlerin çatılarının dalgalar gibi birbirine bağlanmış görünümü tepeden bakınca dalgalı bir denizi andırıyor. İtalyanca tekil olarak trullo, çoğul olarak trulli denilen bu evler Pamuk Prenses ve 7 Cüceler in evleri gibi görünse de içinde masal kahramanları değil gerçek insanlar yaşıyor. İtalya nın Puglia bölgesindeki Bari kentine trenle 1,5 saat uzaklıkta yer alan bu şirin kasabanın Rione Monti bölgesindeyim. Bir tepenin üzerindeki bu mahallede adı Yunanca kubbe anlamındaki tholos kelimesinden gelen bine yakın trullo var. Tipik bir trullo, kalın duvarlara sahip kare ya da yuvarlak bir gövde üzerine dizilen taşlarla koni biçimli bir çatının oluşturulmasıyla harç kullanmadan inşa ediliyor. Gövde geleneksel olarak beyaz renge boyanırken taş çatı orjinal gri renkte 97
Rione Monti bırakılarak çatının üzerine beyaz boya ile çeşitli semboller çizilerek en tepeye beyaz renkli süslemeler konuyor. Tıpkı yılbaşında süslenen bir çam ağacının en tepesine parlak bir yıldız süsü konması gibi... Sembol ile süslemeler dini ve batıl inançları simgeleyebildiği gibi yapının dükkan, ev, kilise gibi işlevini de gösterebiliyor. 98 Bu yapı şekli genellikle kırsal bir mimari tarzla tarım, hayvancılık ve depolama amaçlı kullanılıyor gibi görünse de Alberobello da halkın bu tarzı ev olarak benimsemesinin bir hikayesi var. 14. yüzyılda yerleşik konumda olmayan basit yerleşimler daha az vergi ödediği için bu bölgede yaşayanlar vergi için denetime gelindiğinde yıkılıp daha sonra yeniden inşa edilebilecek basit bir ev modeli geliştirmişler. Bu model 16. yüzyılda günümüzdeki görünümünü alarak 1797 yılında kasaba statüsüne geçilmesiyle harç kullanılarak inşa edilmeye başlan-
St. Antonio kilisesi mış ve günümüzde de kullanılmaya devam ediyor. Alberobello'da bir trullo da kalmıyorsanız evlerin içini görmek için Rione Monti deki dükkan, bar ya da restoranlardan birine girebilirsiniz. Hediyelik eşya satın alabilir, likör tadabilir ya da küçük terasların manzarasına bakabilirsiniz. Tepenin sonunda trullo tarzıyla inşa edilmiş St. Antonio Kilisesi ne kadar yürüyüp, daha sakin başka sokaklardan aşağı inerek Piazza del Popolo ya gidebilirsiniz. Ben de böyle yaptıktan sonra kasabanın ana caddesi olan Vittorio Emanuele den yürüyerek Basilika dei S. S. Cosma e Damiano nun arkasında kalan Trullo Sovrano ya gidiyorum. 18. yüzyılda harç kullanılmadan oldukça zor bir teknikle inşa edilen bu iki katlı ev, 14 metre yüksekliğindeki ana koni çatının etrafındaki daha küçük 12 koni çatının altında yer alıyor. Ulusal anıt olarak müze gibi dü- zenlenerek ziyarete açılan bu yapı, geçmişte ibadethane, manav, manastır, ev gibi farklı amaçlarla kullanılmış. 19. yüzyılda burayı satın alan ve hâlâ sahibi olan Sumerano ailesinden kalma orijinal eşyalarla birlikte korunan evin giriş katında oturma odası, kiler, mutfak ve yatak 99
odası yer alıyor. Giriş kapısının hemen yanındaki yatak odasında kalın duvarın içinden dışarıya uzanan bir gözetleme deliği gelenlerin kim olduğunu görme imkanı veriyor. Arkada küçük bir bahçesi olan evin mutfak kapısının yanındaki merdiven ikinci kattaki yatak odası ve dokuma odasına çıkıyor. Trullo Sovrano dan çıktıktan sonra kasabadaki ilk harç kullanılarak yapılmış yapı olan Casa D Amore nin önünden geçerek Rione Aia Piccola mahallesine geliyorum. Burası Rione Monti den farklı olarak daha çok konut olarak kullanılan trullo evlerinden oluştuğu için daha sessiz ve sakin. 1 Casa D Amore 100 996 yılından beri UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan kasabanın en güzel yanı bu evlerin hâlâ aynı şekilde yapılmaya devam edilip içinde yaşanıyor olması. Buradaki Trullo evlerinin bir kısmı zeytinyağı, şarap ve el sanatları gibi küçük müzelere de ev sahipliği yapıyor. Ben de camlı kapıları dantel perdelerin süslediği evlerin; mor salkımlar, leylaklar ve bahar çiçeklerinin açtığı sokakların arasından yürüyerek tren istasyonuna yürürken bu eşsiz kasabanın hep böyle güzel kalmasını diliyorum. izlensentokerbd@gmail.com