Ö z e t B ü l t e n Tarih : 23.05.2011 Sayı : 2011/17 Değerli Müşterimiz, Gerçek kişilerin şahsi mülkiyetinde bulunan hisse senetleri ve iştirak hisseleri ile bunların elden çıkarılmasından elde edilen kazançların vergilendirilmesi ile ilgili hususlar özetle bilgilerinize sunulmuştur. I-TİCARET HUKUKU YÖNÜNDEN a)hisse Senedinin Tanımı Hisse senetleri, anonim ortaklıklar tarafından çıkarılan ve belirli ortaklık sermayesine katılma payını temsil eden yasa ve sermaye piyasası kurallarına uygun olarak düzenlenmiş menkul kıymetlerdir. Genel hükümleri itibariyle 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hisse senetlerini pay senetleri olarak ifade etmektedir. b)hisse Senedinin Türleri Hisse senetleri, hamiline veya nama yazılı olur. Bedelleri tamamen ödenmemiş olan paylar için hamiline yazılı hisse senedi çıkarılamaz. Bu hükme aykırı olarak çıkarılanlar geçersizdir. Esas sözleşmede aksi öngörülmemişse hisse senetlerinin nev i değiştirilebilir. Ancak nama yazılı hisse senetlerinin hamiline yazılı hisse senetlerine dönüştürülebilmesi için payların bedellerinin tamamen ödenmiş olması şarttır. c)hisse Senetlerinin Bastırılması Halen yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre, halka açık olmayan anonim şirketlerin hisse senedi bastırması zorunlu bulunmamaktadır. 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanununda ise konu ile ilgili olarak aşağıdaki hüküm bulunmaktadır. Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamen ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. (..) Azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır.
d)hisse Senetlerinin Devri Hamiline yazılı hisse senetlerinin devri şirket ve üçüncü kişiler hakkında ancak teslim (zilyedliğin geçirilmesi) ile hüküm ifade eder. Kanunda veya esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça nama yazılı hisse senedinin teslimi (zilyedliğinin devralana geçirilmesi) ile yapılabilir. Devir şirketle ilişkilerde ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder. e)ilmühaberler 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre henüz hisse senedi çıkarılmadığı durumlarda, hisse senedinin yerini tutmak üzere geçici ilmühaberler çıkarılabilir. İlmühaberler nama veya hamiline olarak düzenlenebilir. Ancak bedelleri tam olarak ödenmemiş olan paylar için hamiline yazılı ilmühaber çıkarılmaz. Nama yazılı ilmühaberlerin devri, nama yazılı hisse senetlerinin devrine ait hükümlere tabidir. Hamiline yazılı hisse senetleri yerine düzenlenen nama yazılı ilmühaberler ancak alacağın devri hakkındaki hükümlere göre devrolabilir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda da pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılmasına imkan sağlanmıştır. Ancak nama ve hamiline yazılı paylar için çıkarılacak ilmühaberler konusunda 6762 sayılı kanundaki gibi bir ayırıma gidilmemiş, nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla ilmühaberlere de uygulanması öngörülmüştür. f)hisse senedi ve İlmühaber Çıkarma Yetkisi 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre hisse senedi veya ilmühaber bastırma kararı genel kurul tarafından alınabileceği gibi yönetim kurulu kararı ile de olabilir. Ancak, şirket ana sözleşmesinde hisse senedi veya ilmühaber çıkarılacağı yönünde bir hüküm varsa ve bunun da yönetim kurulunca karara bağlanacağı belirtilmişse yönetim kurulu kararı ile hisse senedi veya ilmühaber çıkarılabilecektir. Şirket ana sözleşmesinde bu konuda ne genel kurul ne de yönetim kuruluna verilmiş bir yetki yoksa hisse senedi veya ilmühaber çıkarılmasının genel kurul tarafından karara bağlanması uygun olacaktır. Bu konu hisselerin iktisap tarihinin belirlenmesi bakımından büyük önem arzetmektedir. 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununda ise hamiline yazılı senetlerinin basımı zorunlu hale getirilmiş ve bunun da yönetim kurulu kararı ile olacağı ve bu kararın tescil edileceği belirtilmiştir. Ancak, nama yazılı hisse senedi veya nama ya da hamiline yazılı ilmühaberlerin basım zorunluluğu için azlık isteminin gerekli olduğu hükme bağlanmıştır. I-VERGİ HUKUKU YÖNÜNDEN A-Hisse senetleri ve ilmühaberlerin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar 1-01.01.2006 dan sonra iktisap edilmiş olanlar
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinin birinci bendine göre ivazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabidir. a)tam mükellef kurum deyimi Kurumlar vergisi kanununa göre tam mükellef kurumlar kanuni veya iş merkezi Türkiyede bulunan kurumlardır. Kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiyede bulunmayan kurumlar dar mükellef kurumlardır. b)anonim şirket ortaklık paylarının menkul kıymet deyimi karşısındaki durumu Hisse senetlerinin menkul kıymet olduğu konusunda herhangi bir ihtilaf sözkonusu değildir. İlmühaberler yukarıda açıklandığı üzere Ticaret Kanunlarında düzenlenmiş olup hisse senetlerinin yerine çıkarılmaktadırlar. Bu anlamda hisse senetleri ile farkı yoktur. Nitekim Yargıtay içtihatlarında, ilmühaberlerin hisse senetlerinin yerini tuttuğu kabul edilmektedir. 232 sayılı gelir vergisi kanunu genel tebliğinde de geçici ilmühaberlerin, hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetler olduğu, dolayısiyle ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanununun hisse senetlerinin elden çıkartılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Anonim şirket payının hisse senedine veya ilmühabere bağlanmamış olması halinde ortada bir menkul kıymetin varlığından bahsedilemez. Bu halde payın devrinin ortaklık hak ve hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar kapsamında mükerrer 80 inci maddenin birinci fıkrasının dördüncü bendi hükmü çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. c)menkul kıymetin iktisap tarihinin tespiti Genel olarak hisse senedi tasarruf hakkına sahip olunan tarihin iktisap tarihi olarak kabulü gerekir. Sermaye ve kar yedeklerinin sermayeye eklenmesi dolayısiyle sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak daha önceden sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınır. Keza, hisse senedi sahipleri tarafından rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değerleri ödenerek sahip olunan hisse senetleri yönünden de iktisap tarihi olarak sahip olunan eski hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınır. 232 sayılı gelir vergisi genel tebliğine göre belirli bir şirketin hisse senedinden değişik tarihlerde alımlar yapıldıktan sonra, alınan hisse senetlerinin bir kısmının elden
çıkarılması halinde mükellefler elden çıkarılan hisse senetlerinin hangi işlem ile alındığı konusunda serbestçe karar verebilecektir. d)hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazancın tespiti Genel olarak değer artışında safi kazanç elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve haklarının maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısiyle yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazancın tespitinde satış bedelinden elden çıkarılan hisse senetlerinin maliyet bedelinin düşülmesi gerekir. Hisse senetlerinin iktisap bedelinin tevsik edilememesi halinde, itibari değer iktisap bedeli olarak kabul edilir. Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 81 inci maddesinin son fıkrası hükmüne göre mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli mal ve hakların elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Türkiye İstatistik Kurumu nca belirlenen üretici fiyatları genel endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir. Şu kadar ki, bu endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının %10 veya üzerinde olması şarttır. Şirketlerin sermaye yedekleri ile sermaye artırımında bulunmaları halinde, bu işlem sonrasında gerek önceden sahip olunan gerekse sermaye artırımı dolayısiyle alınan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedelinin, sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle tespit edilecektir. Kar yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde, bu işlem dolayısiyle sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetlerinin itibari değerleri toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır. Şirketlerin nakdi sermaye artırımlarında, hisse senedi sahipleri tarafından rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değerleri ödenerek sahip olunan hisse senetleri yönünden de maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetleri için ödenen bedelin toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır. e)borsada işlem gören hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar Gelir vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesinin (1) inci fıkrasına göre, bankalar ve aracı kurumlar takvim yılının üçer aylık dönemleri itibariyle, alım satımına aracılık ettikleri menkul kıymetlerin alış ve satış bedelleri arasındaki fark üzerinden gelir vergisi stopajı yapmak zorundadırlar (stopaj oranı halen % sıfırdır).
Aynı maddenin (7) nci fıkrasına göre ise, (1) inci fıkra hükümleri uyarınca tevkifata tabi tutulan kazançlar için gerçek kişilerce yıllık veya münferit beyanname verilmez. Diğer gelirler dolayısiyle verilecek yıllık beyannameye bu gelirler dahil edilmez. Bu nedenle borsada yapılan hisse senedi alım satımlarından doğan kazançlar beyan edilmeyecektir. Bu maddeye göre yapılması gereken bir stopaj yapılırsa stopaj nihai vergi olacaktır. 2-01.01.2006 dan önce iktisap edilmiş olanlar 01.01.2006 tarihinden önce iktisap edilmiş hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlarını vergilendirilmesi ile ilgili hususlar ise şunlardır. Gelir Vergisi kanununu geçici 67 nci maddesinin (10) uncu fıkrasına göre bu kazançların vergilendirilmesinde 31.12.2005 tarihi itibariyle geçerli olan hükümler uygulanır. Bu kazançlar stopaja tabi değildir. İvazsız olarak iktisap edilenler, İMKB de işlem görenlerden üç aydan fazla elde tutulanlar ile İMKB de işlem görmeyenlerden tam mükellef kurumlara ait olan ve 1 yıldan fazla elde tutulanlar vergiye tabi değildir. Kazancın safi tutarının hesaplanması sırasında, iktisap bedeli, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere TEFE-ÜFE artış oranıyla endekslenebilir. Diğer alım satım kazançlarıyla birlikte istisna tutarını aşan kısım beyan edilir. (İstisna tutarı 2010 yılı için 18.000,-TL olup her yıl yeniden değerleme oranında artırılacaktır). B-İştirak hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinin birinci fıkrasının 4 üncü bendi hükmüne göre ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabidir. Anonim şirketlerin hisse senedine veya ilmühabere bağlanmamış hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar bu bend hükmüne göre vergilendirilmektedir. Ortaklık hisselerinin elden çıkarılmasında elde tutma süresinin bir önemi bulunmamaktadır. İki yıldan fazla süreyle elde tutulduktan sonra elden çıkarılan hisselerin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar da gelir vergisine tabi olacaktır. Ancak bir takvim yılında elde edilen kazancın bir bölümü gelir vergisinden müstesnadır. İstisna tutarı 2011 yılı için 8.000,-TL dir.
Safi kazancın tespiti ile ilgili olarak hisse senetleri için açıklanan hususlar ortaklık haklarının elden çıkarılması bakımından da geçerlidir. Saygılarımızla, Hasan Zeki Süzen (YMM) - Ekrem Kayı (YMM) D/A