Sayı : Ocak 2014 UZUNKÖPRÜ ANADOLU İMAM-HATİP LİSESİ
GÜLDESTE İmtiyaz Sahibi Cemal AYDAŞ Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin GÖREN Yayın Kurulu Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni : Mehmet KÖSE Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni : Hatice MORKOÇ İngilizce Öğretmeni : Burcu ŞEN Coğrafya Öğretmeni : Hüseyin KARSON Seçici Kurul Okul Müdürü : Cemal AYDAŞ Müdür Yardımcısı : Hüseyin GÖREN Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni : Mehmet KÖSE Coğrafya Öğretmeni : Hüseyin KARSON İnceleme Kurulu Meslek Dersleri Öğretmeni : Galip PEHLİVAN Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni : Mehmet KÖSE İngilizce Öğretmeni : Burcu ŞEN İÇİNDEKİLER Kadromuz.1 2013Yılı ÖSS Başarıları...2 Tilkinin Zekâsı....3 Aramızdan Ayrılanlar ve Yeni Katılanlar....4 Deniz Yıldızının Hikâyesi......5 Gül Bahçesi..... 6 İlim ve Servet..,,,....7 Uzunköprü nün Tarihî Eserleri..8 İnsanoğlunun En Çok Şaşırtan Davranışları... 9 Güzel Sözler.....10 Mevlâna Celâleddin-i Rumî.....11 Okulumuzdan Görüntüler.. 13 Başarılarımız...21 Etkinliklerimiz....22 İletişim ve Koordinasyon Tarih Öğretmeni : Hülya DEMİRCİ Dağıtım Okul Personeli : Mustafa CAMCI Baskı Atalay Medya Dizgi&Grafik Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni : Mehmet KÖSE
KADROMUZ Sıra No Adı Soyadı Görevi Branşı 1 Cemal AYDAŞ Okul Müdürü Coğrafya 2 İsmail SARIKAYA Müdür Yardımcısı Kimya 3 Hüseyin GÖREN Müdür Yardımcısı Türk Dili ve Edebiyatı 4 Mehmet KÖSE Müdür Yardımcısı Türk Dili ve Edebiyatı 5 Galip PEHLİVAN Öğretmen Meslek Dersleri 6 Özcan GÜNER Öğretmen Meslek Dersleri 7 Hüseyin KARSON Öğretmen Coğrafya 8 Murat OĞUZ Öğretmen Matematik 9 Emine Ebru KİRMAN Öğretmen Arapça 10 Hülya DEMİRCİ Öğretmen Tarih 11 Burcu ŞEN Öğretmen İngilizce 12 Ayşe DİLMAÇ ÇOŞKUN Öğretmen Felsefe 13 Sibel DEMİRAY Öğretmen Tarih 14 Erkan ÖZ Rehber Öğretmen Rehber Öğretmen 15 Fevzi PEKİN Memur - 16 Mustafa CAMCI Hizmetli - Bazı insanlar tanındıkça büyür, bazı insanlar tanındıkça küçülür.
2013 YILI ÖSYS BAŞARILARI Sıra No Adı Soyadı Öğrenim Seviyesi Öğrenim Süresi 1 Şeyma Nur BAKIR Lisans 4 Yıl 2 Büşra KARAHAN Lisans 4 Yıl 3 Burak DİNÇER Lisans 4 Yıl 4 Evren MERDİVEN Lisans 4 Yıl 5 Davut SATILMIŞ Lisans 4 Yıl 6 Furkan SEVİMLİ Lisans 4 Yıl 7 Emre GÜNER Ön Lisans 2 Yıl 8 Hakan ARICI Ön Lisans 2 Yıl 9 Yusuf COŞKUN Ön Lisans 2 Yıl 10 İbrahim CÜVER Ön Lisans 2 Yıl 11 Büşra AY Ön Lisans 2 Yıl 12 Fatma KAMACI Ön Lisans 2 Yıl 13 Esra ŞEN Ön Lisans 2 Yıl 14 İsmail YILMAZ Ön Lisans 2 Yıl Sınava Giren Öğrenci Sayısı : 26 Sınavı Kazanan Öğrenci Sayısı : 14 Başarı Oranı : % 53.84 Kazandığı Okul Okan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İlahiyat Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İlahiyat Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İlahiyat Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İlahiyat Dumlupınar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Trakya Üniversitesi Uzunköprü Meslek Yüksekokulu Kooperatifçilik Trakya Üniversitesi İpsala Meslek Yüksekokulu Lojistik Kırklareli Üniversitesi Vize Meslek Yüksekokulu Bankacılık ve Sigortacılık Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mudurnu SüreyyaAstarcı Meslek Yüksekokulu Kümes Hayvanları Yetiştiriciliği Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İlahiyat (A.Ö.) Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İlahiyat (A.Ö.) Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İlahiyat (A.Ö.) Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İlahiyat (A.Ö.)
TİLKİNİN ZEKÂSI Tilki ormanda gezmektedir. Bir ağaç dalında geyik budu asılı olduğunu görür. Açtır ama şüphelenir, kontrol edince tuzağı anlar. Çünkü geyik budu iple bir bombaya bağlıdır. Epeyce uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar, biraz sonra kurt gelir, budu ve yatan tilkiyi görür. Tilkiye sorar : Ne yapıyorsun dostum? Tilki cevap verir : Hiç Yatıyorum! Burada bir but var? Evet var! Neden yemedin? Tilki sakince cevap verir : Bugün oruçluyum! Kurt kendinden emin söylenir : Ben yiyeyim o zaman! Tilki Buyur, afiyet olsun! der. Kurt buda uzanır uzanmaz bir patlamayla ortalık toz duman olur. Kurt yaralı, perişan hâlde yatarken tilki sakince budu yemeye başlar. Bunu gören kurt Hani sen oruçluydun? deyince tilki pişkin pişkin cevap verir : Biraz önce top patladı, duymadın mı? Ahmet Faruk KÖSE 10-A
ARAMIZDAN AYRILANLAR VE YENİ KATILANLAR Okulumuz pansiyondan sorumlu müdür yardımcısı Murat FINDIK tayini Edirne İmam-Hatip Ortaokuluna çıktığı için okulumuzdan ayrılmıştır. Tarih öğretmeni Sibel DEMİRAY ve felsefe öğretmeni Ayşe DİLMAÇ ÇOŞKUN okulumuzdaki görevine başlamıştır. Unutulmak istemiyorsan ya yazılmaya değer bir hayat yaşa veya okunmaya değer bir şeyler yaz. (Benjamin Franklin)
DENİZ YILDIZININ HİKÂYESİ Bir gün sahilde bir adam yürüyüş yapmaktadır. Uzakta dans eder gibi hareketler yapan biri dikkatini çeker. Merak edip hızlı hızlı ona doğru yürür. Yaklaşınca bir gencin yerden bir şey alıp denize attığını sonra bir kaç adım koşup aynı hareketi sürekli tekrarladığını görür. Biraz daha yaklaşıp genci selamlar ve aralarında şu konuşmalar gerçekleşir : - Ne yapıyorsun böyle? - Okyanusa deniz yıldızı atıyorum. - Deniz yıldızı mı? - Evet..Güneş yükseldi sular çekiliyor. Eğer onları suya atmazsam az sonra ölecekler. - Ama görmüyor musun ki kilometrelerce sahil var ve baştan aşağı deniz yıldızı ile dolu. Ne farkedecek? Genç adam eğilerek yerden bir deniz yıldızı daha alır, denize fırlatırken şöyle der : - Bakın..O'nun için farketti! Dünyada iz bırakanlar çok bilenler değil, bildiklerini yaşayanlardır. Hüseyin GÖREN Müdür Yardımcısı
GÜL BAHÇESİ Delikanlı seneler sonra doğduğu kasabaya döner. Sabah uyandığında aklına seneler önce evlenmek istediği, kasabanın güzel kızı gelir. Kızın güzelliği çevre kasaba ve şehirlerde bile dillerde dolaşmaktadır. Kimler istediyse kız bir türlü müspet cevap vermemiştir. Genç adam otelden çıkar. Gördüğü ihtiyar adama kızı sorar. İhtiyar adam az ilerde güzel bir bahçenin içinde bir ev gösterir. Aradığı kızın orada oturduğunu söyler. Delikanlı, kızın nasıl biriyle evlendiğini merak eder. Bir köşede beklemeye başlar. Bir müddet sonra yaşlıca, saçları dökülmüş, pek hoş görünmeyen bir adamı yolcu eder kız kapıdan. Üstelik zengin bir adam da değildir. Adam gittikten sonra delikanlı kapıyı çalar. Kendini tanıtır. Kıza bu adamla niye evlendiğini sorar. Kız, bir şartla söylerim der. Evin arkasında büyük bir gül bahçesine götürür delikanlıyı ve der ki : -Bu bahçenin en güzel gülünü bana getirirsen bu adamla niye evlendiğimi sana söyleyeceğim. Ama asla geri dönmek yok bahçede, arkana bakmak yok, en güzel gülü istiyorum sadece. -Memnuniyetle, der delikanlı ve girer bahçeye. Çok güzel sarı bir gül durmaktadır karşısında tam elini güle uzatmışken pembe bir gonca görür az ötede, ilerler. Ona elini uzatırken kadife kırmızı bir gül ilişir gözüne ilerde. Derken Bir de bakar bahçenin sonuna gelmiş. Kıza verdiği söz aklına gelir. Geri dönmek yok! Ne yapsın Mecburen bulduğu alelade, hatta solmaya yüz tutmuş bir gülü mahçup bir şekilde götürür kıza. Kız gülümser gülü görünce. Bilmem aldın mı cevabını, der delikanlıya. Hayat bu bahçede yürümeye benzer. Erkan ÖZ Rehber Öğretmen
İLİM VE SERVET Hz. ALİ kendisine ilim ile servetten hangisinin daha faydalı olduğunu soran bir adama aşağıdaki cevabı vermiştir. İlim peygamberin, servet ise avamın mirasıdır. İlim, sahibini muhafaza eder, serveti ise sahibi muhafaza eder. Servet düşmanı, ilim dostu çoğaltır. Servet harcandıkça azalır, ilim ise çoğalır. Servet sahibi cimrilikle suçlanır, ilim sahibine ise tazim edilir. Servet hasede, ilim ise hürmete vesiledir. Servet kalpte darlık, ilim ise ferahlık sebebidir. İlim hâkimdir ölmez, servet mahkumdur kalmaz. Servet insanda benlik ve kibri, ilim kemal ve tevazuyu arttırır. Galip PEHLİVAN Meslek Dersleri Öğretmeni
UZUNKÖPRÜ NÜN TARİHÎ ESERLERİ ERGENE KÖPRÜSÜ Uzunköprü nün bugün bulunduğu yerde, tarihi süreç içinde geçmişte, Ergene nehrinin bataklıkları ve ormanlık arazilerin bulunduğu biliniyor. Avrupa ya sefer yapan Osmanlı ordusunun toplanma yeri olan Edirne ve bu merkeze geçiş güzergahı olan bu elverişsiz arazi bir çok sıkıntılara neden oluyordu. Özellikle daha önce ordunun geçişi için yapılan köprüler, Ergene nehrinin kabarması sonucu yıkılıyordu. Ayrıca ormanlık ve bataklık bu arazide, bölgenin tüm hırsız ve yol kesen eşkiyası barınıyordu. Tüm bunlara bir çözüm bulmak amacı ile buraya büyük bir köprü yapılması ve köprünün de korunması için bir kasaba kurulmasına karar verildi. Sonuçta: Osmanlıların Rumeli de kurdukları ilk yerleşim yeri ortaya çıkmış oldu. Osmanlının son dönemlerinde Uzunköprü adını alacak bu kasaba, o dönemlerde, uzun süre Cisr-i Ergene olarak anıldı. Kasaba kurulduksan sonra Sultan II.Murat tarafından kasabaya, Muradiye Camii ve bir de hamam yaptırıldı. Daha önce söylediğimiz gibi burası Osmanlının, Avrupa kıtasında kurduğu ilk yerleşim yeridir. Diğer yerleşim yerleri, daha önce var olan ve fetihlerle ele geçirilen yerlerdi. Evet, gelelim köprüye İnşaatı 4 yıl sürdü. Dünyanın en uzun taş köprüsü olarak tarihe yazıldı. Mimarı Muslihiddin,uzunluğu 1200 metre, kemer sayısı 174 civarındadır. Kemerlerin bazıları sivri, bazıları yuvarlak,köprünün yüksekliği ve genişliği, yer yer değişiyor. Özellikle genişliği, cumhuriyet döneminde yapılan onarımlarda arttırılmıştır. MURADİYE CAMİİ Bu eser, tek minareli ve çatılıdır. Bu cami: Sultan II.Murad zamanında, 1443 yılında yapılmış. Dikdörtgene yakın, 22 19 metre ebatlarındadır. Cami, 1621 yılında Sultan II.Osman zamanında onarılmıştır. Yapılan onarımlar sonucu, ilk yapıldığı özelliklerinden uzaklaşmış ve üzeri çatı ile örtülmüştür. Moloz taştan yapılmış olan caminin yüksekliği 5.70 metre olup, bu yükseklik diğer camilere göre çok alçaktır. Bu nedenle pencereleri üst örtü saçaklarına kadar dayanmaktadır. Saçakların geniş oluşu da, camiye daha alçak göstermektedir.
Caminin duvarına bitişik olan minaresi, kesme taştandır. Dikdörtgen bir kaide üzerinde, Türk üçgenleri ile gövdeye geçmektedir. Minare gövdesi, yuvarlak ve tek şerefelidir. DEMOKRASİ ANITI Atatürk ün yakın çalışma arkadaşlarından Mazhar Müfit Kansu, Uzunköprü de kaymakamlık yaparken bu anıtı yaptırmıştır. Türkiye de demokrasiye geçişi sembolize ediyor. Ama, bu yöndeki ilk anıt olma özelliğini taşıyor. 11 Aralık 1908 tarihinde büyük bir törenle açılmıştır. Hülya DEMİRCİ Tarih Öğretmeni İNSANOĞLUNUN EN ÇOK ŞAŞIRTAN DAVRANIŞLARI Üstada talebeleri : -İki sorumuz var, dedi. -Sorun dedi üstad. Talebeleri birinci soruyu sordu : -İnsanoğlunun hangi davranışları sizi çok şaşırtır? Üstad : -Hepsi, dedi ve sıraladı : Çocukluktan sıkılırlar, büyümek için acele ederler ama büyüdükçe de çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını kaybederler, sonra sağlıklarını kazanmak için paralarını verirler. Yarınlarından endişe ederken bu günü hep unuturlar, dolayısıyla ne bu günü ne de yarını yaşarlar. Hiç ölmeyecek gibi davranırlar ama hiç yaşamamış gibi ölürler. Talebeler ikinci soruyu sordu : -Peki siz ne tavsiye ediyorsunuz? Üstad düşünmeden cevap verdi : -Kimseye kendinizi sevdirmeye çalışmayın. Yapmanız gereken tek şey, kendinizi sevilmeye lâyık hâle getirmektir. İkincisi : Hayatta en çok şeye sahip olmak, asıl zenginlik değildir; asıl zenginlik, en az şeye ihtiyaç duymaktır. İsmail SARIKAYA Müdür Yardımcısı
GÜZEL SÖZLER Önceden öğrenenler indirimli fiyattan öğrenirler, otoriteden öğrenenler özgürlük bedeliyle öğrenirler, deneyerek öğrenenler etiket fiyatından öğrenirler, hayattan öğrenenler gecikme zammıyla öğrenirler, hayattan da öğrenemeyenler boşa gitmiş hayatlarıyla öğrenirler. (Arthur Miller) Yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa, bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz. (Bernard Shaw) Bir araya gelmek bir başlangıçtır, beraberliği sürdürmek bir ilerleme, beraber çalışmaksa gerçek başarıdır. (Henry Ford) Yaşlanarak değil yaşayarak tecrübe kazanılır, zaman insanları değil armutları olgunlaştırır. (Peyami Safa) Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz, eleştirin; basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin. (Şeyh SadiŞirazi) İyi kararlar tecrübeden kaynaklanır. Tecrübeler ise kötü kararlardan kaynaklanır. (Barry LePatner) Hayat da masal gibidir, ne kadar uzun olduğu değil, ne kadar iyi olduğu önemlidir. (Seneca) Akıllı kimdir? Herkesten öğrenen. Kuvvetli kimdir? Hırslarını yenen. Zengin kimdir? Halinden memnun olan. (Meksika Atasözü) Boş zaman yoktur, boşa geçen zaman vardır. (Tagore) Sahili gözden kaybetmeye cesaret edemeyen insan yeni okyanuslar keşfedemez. (Andre Gide) Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız, vardığınız yerin bir önemi yoktur. (Peter F. Drucker) Kaplumbağaya dikkat et. Ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerleyebilir. (James B. Conant) Bir iş yapmak için neden yarını bekliyorsun. Bu gün de dünün bir yarını değil midir? (Ömer Hayyam) Dünya öyle bir gölgedir ki kişi ona arkasını dönünce peşinden gelir de, kişi onun peşinden koşunca önünden kaçar. Ne zamana kadar heva ve isteklerinin peşinde dolaşacak, gerçek aşk yerine nefsinin arzusuna meyledeceksin? Servinin gölgesine örtünü sermişsin de servinin varlığından haberin yok; gölgede oyalanıyorsun. (Molla Camî) Hatice MORKOÇ Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
MEVLÂNA CELÂLEDDİN-İ RUMÎ Mevlâna 30 Eylül 1207 tarihinde bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan Ülkesi'nin Belh şehrinde doğmuştur. Mevlâna'nın babası Belh Şehrinin ileri gelenlerinden olup, sağlığında "Bilginlerin Sultânı" ünvanını almış olan Hüseyin Hatibî oğlu BahâeddinVeled'tir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur. Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'den ayrılmak zorunda kalmıştır. Sultânü'I-Ulemâ 1212 veya 1213 yılllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'ten ayrıldı. Sultânü'I-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur. Nişâbur şehrinde tanınmış mutasavvıfferîdüddin Attar ile de karşılaştılar. Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Ferîdüddin Attar'ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır. Sultânü'IUlemâ Nişabur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kûfe yolu ile Kâ'be'ye hareket etti. Hac farîzasını yerine getirdikten sonra, dönüşte Şam'a uğradı. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Lârende'ye (Karaman) geldiler. Karaman'da Subaşı Emir Mûsâ'nın yaptırdıkları medreseye yerleştiler. 1222 yılında Karaman'a gelen Sultânü'l-Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kaldılar. Mevlâna 1225 yılında Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten Mevlâna'nın Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi isimli iki oğlu oldu. Yıllar sonra Gevher Hatun'u kaybeden Mevlâna bir çocuklu dul olan Kerrâ Hatun ile ikinci evliliğini yaptı. Mevlâna'nın bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Âlim Çelebi isimli iki oğlu ile Melike Hatun adlı bir kızı dünyaya geldi. Bu yıllarda Anadolu nun büyük bir kısmı Selçuklu Devleti'nin egemenliği altında idi. Konya'da bu devletin başşehri idi. Konya sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve sanatkarlarla dolup taşmıştı. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyordu ve Devletin hükümdarı Alâeddin Keykubâd idi. Alâeddin Keykubâd Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled'i Karaman'dan Konya'ya davet etti ve Konya'ya yerleşmesini istedi. Bahaeddin Veled Sultanın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs 1228 yılında ailesi ve dostları ile geldiler. Sultan Alâeddin kendilerini muhteşem bir törenle karşıladı ve Altunapa (İplikçi) Medresesi'ni ikametlerine tahsis ettiler. Sultânü'l-Ulemâ 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak, Selçuklu Sarayının Gül Bahçesi seçildi. Halen müze olarak kullanılan Mevlâna Dergâhı'ndaki bugünkü yerine defnolundu.
Sultânü'I-Ulemâ ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar. Mevlâna'yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu. Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaştı. Mevlâna Şems'de "mutlak kemâlin varlığını" cemalinde de "Allah ın nurlarını"görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü. Mevlâna Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkûbî ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizî'nin yerini doldurmaya çalıştılar. Hayatını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 Pazar günü Hakk'ın rahmetine kavuştu. Mevlâna'nın cenaze namazını Mevlâna'nın vasiyeti üzerine Sadreddin Konevî kıldıracaktı. Ancak Sadreddin Konevî çok sevdiği Mevlâna'yı kaybetmeye dayanamayıp cenazede bayıldı. Bunun üzerine, Mevlâna'nın cenaze namazını Kadı Sıraceddin kıldırdı. Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen "Şeb-i Arûs" diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ah, vah edip ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu. Hz. Mevlânâ nın Vasiyeti: Size, gizlide ve açıkta Allah tan korkmayı, az yemeyi, az uyumayı, az konuşmayı, isyan ve günahları terk etmeyi, oruç tutmayı, namaza devam etmeyi, sürekli olarak şehveti terk etmeyi, bütün yaratıklardan gelen cefaya tahammüllü olmayı, aptal ve cahillerle oturmamayı, güzel davranışlı ve olgun kişilerle birlikte bulunmayı vasiyet ediyorum. İnsanların en hayırlısı, insanlara yararı olandır. Sözün en hayırlısı, az ve anlaşılır olanıdır. Sözleri Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel... Ben yaşadıkça Kur'an'ın bendesiyim Ben Hz.Muhammed'in ayağının tozuyum Biri benden bundan başkasını naklederse Ondan da bizarım, o sözden de bizarım, şikâyetçiyim. Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir. Güneş olmak ve altın ışıklar halinde Ummanlara ve çöllere saçılmak isterdim Gece esen ve suçsuzların ahına karışan Yüz rüzgarı olmak isterdim. Seda AZAMAK Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
OKULUMUZDAN GÖRÜNTÜLER
BAŞARILARIMIZ 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle Uzunköprü İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen Öğretmen Olmak konulu kompozisyon yarışmasında okulumuz Düz 12-A sınıfı öğrencilerinden Aziz AKTAŞ ilçe birincisi olmuştur.
ETKİNLİKLERİMİZ İMAM-HATİP LİSELERİNİN KURULUŞUNU ANMA PROGRAMI İmam-Hatip Liselerinin Kuruluşunu Anma Programı 11-10-2013 Cuma günü Muradiye Camiinde Cuma namazından önce düzenlenen programla kutlandı. Programda okulumuz öğrencileri ilahiler okudu. Okunan hatimin duası yapıldı. Mevlüt okundu. Cuma namazı çıkışı cemaata lokum dağıtıldı. Programın halka duyurulması iç in okul internet sitesinden duyuru yayınlandı. İMAM-HATİP LİSELERİNİN KURULUŞU KONULU KONFERANS İmam-Hatip Liselerinin Kuruluşu konulu konferans 23-10-2013 tarihinde Uzunköprü Kız Teknik ve Meslek Lisesi konferans salonunda Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa ŞENTÜRK tarafından verildi. Konferansa geniş bir katılımın olduğu görüldü.
OKUL ÖĞRENCİ MECLİSİ SEÇİMİ Okulumuzda 24-10-2013 tarihinde okul öğrenci meclisi başkanlığı için seçim yapıldı. Seçime dört aday katıldı. Başkanlığı Düz 12-A sınıfı öğrencilerin Salih SEPETÇİ kazandı. EĞİTİM YARDIMI DAĞITIMI Okulumuz son sınıf öğrencilerine 30-10-2013 tarihinde YGS deneme seti; YGS Türkçe, Tarih, Felsefe soru bankası; YGS tüm dersler soru bankası dağıtıldı. Okulumuz mezunlarından İstanbul Kültür Dershaneleri Şube Müdürü Sayın Abdullah YÜCEER son sınıf öğrencilerine YGS hazırlık seti hediye etti. Katkılarından dolayı Abdullah YÜCEER e ve onun şahsında bütün mezunlarımıza teşekkür ederiz.
18 KASIM UZUNKÖPRÜ NÜN KURTULUŞU 18 Kasım Uzunköprü nün Kurtuluşu münasebetiyle 15-11-2013 Cuma günü tarihi Muradiye Camii nde okunan Mevlid-i Şerife okulumuz meslek dersleri öğretmeni Galip PEHLİVAN başkanlığında ilahi koromuz katıldı. Okulumuz öğrencilerinin okuduğu ilahiler ve aşr-ı şerifler halkımızın takdirine mazhar oldu. YETİM KARDEŞLERİMİZ MEB ve İHH vakfının imzaladığı protokol kapsamında okulumuz öğrencileri Somali ve Gazze den iki yetim kardeşine sahip çıktı. 2013 yılı ekim ayında yardım yapılarak destek olundu. Okulumuz öğrencileri her ay bu iki yetimin ihtiyaçlarını karşılayacaklar. Şu ana kadar 439,05 TL yardım ilgili hesaba yatırıldı.
Niyagara Şelalesi Mısır Piramitleri
ADRES : Rıza Efendi Mah. Boyacı Sok. No : 25 Uzunköprü-EDİRNE Tel : 0-284-513 46 95 Faks : 0-284-513 11 31 E-Posta Adresi : 144276@meb.k12.tr İnternetAdresi : http://uzunkopruihl.meb.k12.tr