HERBOLOJİ DERGİSİ TÜRKİYE. The Journal of Turkish Weed Science Zeitschrift für Türkische Herbologie Journal de Malherbologie de Turquie

Benzer belgeler
Teucrium polium L. Uçucu Yağının Herbisidal ve Antifungal Etkileri ile Kimyasal İçeriğinin Belirlenmesi

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

Bitkisel Kökenli Bazı Uçucu Yağların Bazı Yabancı Ot Tohumlarının Çimlenme ve Çıkışına Olan Etkilerinin Araştırılması*

YABANCI DİL BİLGİSİ Yabancı Dil / Derecesi KPDS ÜDS TOEFL IELTS

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi

makalenin özettir Bu makalenin özettir Bu makalenin özettir Bu makalenin özettir Bu makalenin özettir

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 21 (42): (2007) 43-48

Bazı Uçucu Yağ Bileşiklerinin Kanyaş [(Sorghum halepense (L.) Pers.] Gelişimine Etkinliğinin Belirlenmesi

Yabancı Ot Mücadelesinde Bazı Aromatik Bitkilerinin Uçucu Yağlarının Allelopatik Etkisi

BAZIKÜLTÜR BİTKİLERİNİN ÇİMLENME VE FİDE GELİŞİMİNE KURU PELİN (ARTEMISIA VULGARIS L.) YAPRAK VE RİZOMLARININ ETKİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS. HERBOLOJİ Güz

FARKLI HUMİK ASİT DOZLARININ AYÇİÇEĞİNİN (Helianthus annuus L.) ÇIKIŞ VE FİDE GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ

Arpa (Hordeum vulgare L.) Bitkisinde Mikrobiyel Gübrelerin Çimlenme Üzerine Etkisinin Belirlenmesi. Çiğdem KÜÇÜK, Cenap CEVHERİ

Zakkum Bitkisinin Kök, Gövde, Yaprak ve Tomurcuk Ekstraktların Fasulye ve Buğday Tohumlarının Çimlenme ve Fide Gelişimi Üzerine Etkileri

Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi 1(3): , 2014

Fesleğenin (ocimum bacilicum) Antibakteriyel Etkisinin Araştırılması. Grup Ege

Yardımcı araştırıcı. Yürütücüsü.

ÇUKUROVA KOŞULLARINDA BAZI Crambe TÜRLERİNİN VERİM ve YAĞ ORANLARININ SAPTANMASI *

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA

Prof.Dr. Fatmagül GEVEN

Bazı Yem Bezelyesi Hat ve Çeşitlerinin Farklı Sıcaklıklarda Çimlenme ve Çıkış Performanslarının Belirlenmesi

ORNEMENTAL HORTİKÜLTÜR &ÇİÇEK TASARIMI

Organic priming applications in watermelon (Citrullus lanatus (Thunb.) Matsum. & Nakai) ABSTRACT

Archived at

DEĞĐŞĐK AZOT DOZLARININ FLORADAN TOPLANAN KARABAŞ KEKĐK (Thymbra spicata var. spicata L.) in BAZI AGRONOMĐK VE KALĐTE ÖZELLĐKLERĐ ÜZERĐNE ETKĐSĐ

Trachystemon orientalis (L.) G. Don (Kaldırık) ın Herbisidal ve Antifungal Potansiyeli

6. Seçilmiş 24 erkek tipte ağacın büyüme biçimi, ağacın büyüme gücü (cm), çiçeklenmenin çakışma süresi, bir salkımdaki çiçek tozu üretim miktarı,

Tarım alanlarında, herbisitlere karşı yabancı otların oluşturduğu dayanıklılığın seyri Şekil 1 de gösterildiği gibi gelişmektedir.

ISSN: Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: Araştırma Makalesi Research Article

Adnan Menderes Üniversitesi. Ankara Üniversitesi

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakultesi Bahçe Bitkileri Bolumu Selçuklu/KONYA (Sorumlu Yazar)

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

FARKLI YETİŞTİRME ORTAMLARININ SERA VE İKLİM ODASI KOŞULLARINDA PATATES (Solanum tuberosum L.) MİNİ YUMRU ÜRETİMİNE ETKİLERİ

e mail: Tel: (312)

Araştırma Makalesi. Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 26 (2): (2012) 6-11 ISSN:

Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Derim Dergisi, 2008, 25(1):40-47 ISSN

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. BAZI BTKSEL ÇAYLARIN MNERAL MADDE ÇER ÜZERNE FARKLI DEMLEME ve KAYNATMA SÜRELERNN ETKS

DEĞİŞİK AZOT DOZLARININ FLORADAN TOPLANAN KARABAŞ KEKİK (Thymbra spicata var. spicata) İN BAZI AGRONOMİK VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi

Islamıc Azad Unıversıty, Tabriz Branch, Faculty of Agriculture, Department of Agronomy, Tabriz, Iran

DİSTİLEX NANO TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ

EK-3 ÖZGEÇMİŞ Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan makaleler (SCI & SSCI & Arts and Humanities)

Doç.Dr. SALİH MUTLU ÖZGEÇMİŞ DOSYASI. Erzincan Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, ERZİNCAN

TÜRK YE III. B TK KORUMA KONGRES B LD R LER

Biber Tohumlarında Canlılık Tespitine Yönelik Kullanılan Tetrazolium Test Metodunun Modifikasyonu

SEÇİLMİŞ OĞULOTU (Melissa officinalis L.) HATLARININ ANKARA KOŞULLARINDA HERBA VERİMİ VE BAZI ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI *

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

Araştırma Makalesi (Research Article)

Adi Fiğin (Vicia sativa L.) Bazı Yabancı Otların Çimlenmesi ve Gelişmesi Üzerine Allelopatik Etkileri

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

Farklı Sıra Arası ve Sıra Üzeri Mesafelerinin Kekik (Origanum vulgare var. hirtum) de Verim ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi

Archived at Organik Biber (Capsicum annuum L.) Tohumu Üretiminde Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

Farklı Dikim Sıklıklarının Tarhun (Artemisia dracunculus L.) Bitkisinin Bazı Agronomik Özellikleri ve Uçucu Yağ Oranları Üzerine Etkileri

T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

ÖZGEÇMİŞ EĞİ Tİ M DURUMU. Derec e Üniversite Mezuniyet Yılı Gazi Üniversitesi Dokto ra. Dumlupınar Üniversitesi. Fen Bilimleri Enstitüsü

Yeni Tip Doğrudan Değmeli Kurutucunun Geliştirilmesi ve Reyhan (Ocimum basilicum L.) Bitkisini Kurutma Performansının Belirlenmesi

Zeytin Bahçelerinde Yabancı Otlar Yabancı Otların Zararları

HAZIRLAYAN ÖĞRENCİLER:

TÜBİTAK BİDEB LİSE ÖĞRETMENLERİ-FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ, MATEMATİK PROJE DANIŞMANLIĞI EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI (LİSE-4 [ÇALIŞTAY 2014]) GRUP ADI: SERA

Tohumların saklanması sırasındaki rutubet içerikleri %5-14 arasında değişmekle birlikte, genel olarak %8-10 civarına düşmektedir.

Araştırma Makalesi (Research Article)

Latince Adı: Ocimum Türkçe Adı: Fesleğen

Archived at

Ekolojik Yöntemlerle Yetiştirilen Patlıcan ve Biberde Yabancı Ot Mücadele Yöntemlerinin ve Etkinliklerinin Araştırılması

MENTHA PIPERITA (TIBBI NANE)'DE KURUTMA HAVASI SICAKLIĞININ RENK VE TOPLAM KLOROFİL DEĞİŞİMİ ÜZERİNE ETKİSİ

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi

Biberiye (Rosmarinus Officinalis) Bitkisinin Fiziko-Mekanik Özelliklerine Nem İçeriğinin Etkisi

ÖZGEÇMİŞ ve YAYIN LİSTESİ

BİTKİ UÇUCU YAĞLARININ BÖCEKLERE KARŞI İNSEKTİSİDAL ETKİLERİ. Araş. Gör. Dr. Ayşe USANMAZ BOZHÜYÜK Bitki Koruma Bölümü

ADIM ADIM LEUCANTHEMUM GRAND(MARGARİT)YETİŞTİRİCİLİĞİ

ÖNEMLİ ZARARLILARI. Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) yumurta

Ayçiçeğnin (Helianthus annuus L.) Kendilenmesinde ve Melezlemesinde Kullanılan Tabla İzolasyon Materyallerinin Verim Unsurlarına Etkisi

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi MAHLEP (PRUNUS MAHALEB L.) İN BİTKİ KISIMLARINDA MİNERAL BİLEŞİMİNİN BELİRLENMESİ. Seval Aknil MERALER

ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

The Effects of Tomato Seedlings Growing with Side Shoots on Growth, Development and Yield in Tomato

Buğday (Triticum aestivum L.) Çim Suyunun Tohum Çimlenmesi Üzerine Etkisi

GEO-Treat 2000 Series / Serisi. GEO-Treat 1000 Series / Serisi RESERVOIR TEMPERATURE HIGHER THAN 180 C RESERVOIR TEMPERATURE BETWEEN 120 C C

PESTİSİT UYGULAMA TEKNİKLERİ. ARŞ. GÖR. EMRE İNAK ANKARA ÜNİVERSİTESİ/ ZİRAAT FAKÜLTESİ/ BİTKİ KORUMA BÖLÜMÜ

ÖZET OTOMATİK KÖKLENDİRME SİSTEMİNDE ORTAM NEMİNİN SENSÖRLERLE HASSAS KONTROLÜ. Murat ÇAĞLAR

Genetik materyal olarak tohum depolamanın üstünlükleri

~_. TUBITAK. TÜRKiYE TARLA BiifıKiLERi ONGRESi Eylül 2011 BURSA. CiLT II

Yabancı Ot Standart İlaç Deneme Metotları

Hazırlayan: Ramazan YILDIRIM

KLİMALARDA ÜREYEN BAKTERİLERE BİTKİSEL YAĞLARIN ETKİSİ

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 18 (33): (2004) 17-22

Rezene Ve Adaçayı Uçucu Yağlarının Antimikrobiyal Aktivitesi Üzerine Bir Araştırma

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ

ŞEKER BEGONYASI POLENLERİ ÜZERİNE BİR ÇÖZÜMLEME. Günnur ÖZDEMİR. Hacettepe Üniversitesi. İstatistik Bölümü

ÇOK YILLIK ÇAVDAR (Secale montanum Guss.) DA POLİPLOİD BİTKİ ELDE ETME OLANAKLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA. İlknur AKGÜN (1)

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK

1. ÖZGEÇMİŞ. Selahattin ÇINAR EĞİTİM BİLGİLERİ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi (Tarım Ekonomisi)

Sinapis alba L. nın (Akhardal) Çimlenme ve Gelişimine, Bazı Kültür Bitkisi Kök Eksudatları ve Yeşil Gübrelerinin Etkisi

ARAŞTIRMA MAKALESİ /RESEARCH ARTICLE

===================================================================================== Biological Diversity and Conservation

Adnan YAVİÇ, Adnan DOĞAN*, Ahmet KAZANKAYA, Tarık ENCÜ

FARKLI TUZ KAYNAK VE KONSANTRASYONLARININ GÜNEY ANADOLU DOĞAL LUPINUS VARIUS TOHUMLARININ ÇİMLENME ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ

Ankara Ekolojik Koşullarında Sater (Satureja hortensis L) Bitkisinde Uçucu Yağ ve Bileşenlerinin Ontogenetik Varyabilitesinin Belirlenmesi

Transkript:

TÜRKİYE HERBOLOJİ DERGİSİ The Journal of Turkish Weed Science Zeitschrift für Türkische Herbologie Journal de Malherbologie de Turquie Cilt Volume Band Tome 6 Sayı Number Heft Numero I Ocak January Januar Janvier 2003

Türkiye Herboloji Dergisi, Cilt 6, Sayı 1, 2003, 39-47 BAZI BİTKİSEL UÇUCU YAĞLARIN BiYOHERBiSiDAL ETKİLERİ Hüseyin ÖNEN Laboratory of Weed Science. Graduate School of Agriculture, Kyoto University, Sakyo-ku. Kyoto 606-8502, Japan. ÖZET Bu çalışmada, bitkisel uçucu yağların farklı bitkilerin çimlenme ve fide gelişimine olan inhibitör etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla. Tokat yöresinden toplanan 5 bitkiye ait (Artemisia vulgaris L.. Mentha spicata L. subsp. spicata. Ocimum basilicum L., Salvia officinalis L. ve Thymbra spicata L. subsp. spicata) yaprak ve çiçek materyalinden uçucu yağlar ekstrakt edilmiştir. Elde edilen uçucu yağların biyoherbisidal etkileri petri kaplarında pelin (Artemisia vulgaris L.). domuz pıtrağı {Xanthium strumarium L.), yonca (Medicago sativa L.) ve ingiliz çimi (Lolium perenne L.) tohumlarına karşı 5 ayrı konsantrasyonda (0- kontrol, 2, 5, 10 ve 20µl/ petri) test edilmiştir. Denemede kullanılan tüm uçucu yağlar test bitkilerine ait tohumların çimlenmesi ve fide gelişimi üzerinde yüksek oranda engelleyici bulunmuşlardır. Uçucu yağ miktanndaki artışa bağlı olarak çimlenme ve fide gelişimine olan olumsuz etki de artmıştır. T spicata M spicata uçucu yağlan tohumlann çimlenmesi ve fide gelişimi üzerine en yüksek düzeyde inhibitör (engelleyici) etki gösterirken, S. officinalis uçucu yağinın engelleyici etkisi en düşük düzeyde bulunmuştur. Ancak, S. officinalis uçucu yağı diğer uçucu yağ uygulamalanndan farklı olarak fidelerde kısalma yanında kalınlaşmaya da neden olmuştur. A. vulgaris uçucu yağı uygulamalarında da benzer simptomlar saptanmıştır. Uçucu yağların engelleyici etkilerinde test bitkilerine göre de farklılıklar belirlenmiştir. Diğer bitkilerle karşilaştrıldiğinda ingiliz çimi kullanılan uçucu yağlara daha hassas. Pıtrak ise daha dirençli olarak bulunmuşlardır. Anahtar Kelimeler: Uçucu yağ, Biyoherbisit, Allelopati, SUMMARY BIOHERBICIDAL EFFECTS OF SOME PLANT ESSENTIAL OILS In this study the inhibitory effects of plant essential oils on seed germination and on seedling growth of different plant species were investigated. Essential oils were extracted from the leaves and flowers of five different plant species (Artemisia vulgaris L., Mentha spicata L. subsp. spicata, Ocimum basilicum L.. Salvia officinalis L. and Thymbra spicata L. subsp. spicata) collected from Tokat region of Turkey. Bioherbicidal activities of essential oils were assayed in five concentrations (0-control. 2.5. 10 and 20 µl/petri dish) in petri dishes against seeds of mugwort (Artemisia vulgaris L.), common cockleburr (Xanthium strumarium L,), alfalfa (Medicago sativa L.). and perennial ryegrass (Lolium perenne L.). All essential oils used in the experiments were highly phytotoxic on seed germination and seedling growth of the tested plants. With increasing essential oil concentration the inhibiton, effects on seed germinations and seedling growth increased. T. spicata and M. spicata essential oils possessed the highest inhibitory effect on seed germination and seedling growth. whereas S. officinalis essential oil had the least inhibitory GelişTarihi: 01.08.2003 39

Effect. In S. officinalis essential oil treatments, seedlings were shortened and thickened compared to the other treatments. Similar symptoms were observed for A. vulgaris essential oil treatments. Inhibitory effects of essential oils also showed differences according to tested species. Perennial ryegrass was most susceptible, and common cocklebur was most resistant to the essential oils than the other weed species used in this study. Key Words: Essential oil, Bioherbicide, Allelopathy GİRİŞ Her geçen gün artan çevre bilinci ve pestisitlerin insan sağlığına olan olumsuz etkileri nedeniyle sentetik pestisitlere göre biyolojik olarak çok daha kolay parçalanabilen alternatif arayışları sürmektedir (Dudai ve ark., 1993; Dudai ve ark., 1999; Duke ve.ark., 2000). Diğer taraftan herbisitlere karşı yabancı otların direnç geliştirmesi nedeniyle farklı etki mekanizmalarına sahip yeni herbisitlere ihtiyaç duyulmaktadır. Zira muhtemelen ileride herbisitlere dirençli kültür bitkilerinin de yetiştirilmesi ile herbisitlere dirençli yabancı otlarda daha büyük artış olacaktır. Ayrıca, organik tarım her geçen gün daha büyük önem kazanmaktadır. Ancak, organik tarım uygulamalarında sadece mekanik ve termal yabancı ot kontrol yöntemleri ile plastik veya organik malçlar kullanıldığından (Woodward ve Lampkin, 1990), herbisitlerin kullanılmasına izin verilmediğinden, yabancı Otların problem haline geleceği endişesi organik tarımı sınırlandırmaktadır (Bond ve Grody,2001). Dolayısı ile biyolojik temellere dayalı alternatif yabancı ot kontrol yöntemlerine veya yeni herbisit kaynaklarına duyulan ihtiyaç nedeniyle, son zamanlarda sentetik bileşiklerin yerini alacak doğal bileşiklerin araştırılması üzerinde yoğun olarak durulmaktadir (Dudai ve ark., 1993; Dudai ve ark., 1999; Duke ve ark., 2000). Yapılan araştırmalarla; doğal bileşiklerden elde edilen ticari herbisitlerin şimdiye kadar üretilen sentetik herbisitlerden farklı etki mekanizmalarına sahip oldukları (Duke ve ark., 2000), ayrıca özellikle bitkisel kökenli pestisitlerin sentetiklere göre biyolojik olarak çok daha kolay parçalandığı ve daha sistemik etkili oluğu (Rizvi ve ark., 1980) belirlenmiştir. Bu nedenlerle de sentetik herbisitierin yerine doğal bileşiklerin ikame edilmesi ile ilgili çalışmalar son yıllarda güncellik kazanmıştır (Dudai ve ark., 1993). Bitkisel kökenli allelopatik kimyasallar biyolojik aktivite yönüyle çok büyük çeşitlilik gösterdiğinden (Duke ve ark., 1988), allelopatik kimyasalların yabancı ot kontrolünde herbisit olarak veya yeni herbisitlere kaynak olarak kullanma olanakları araştırılmakta ve önemli bir potansiyele sahip olduğu bildirilmektedir (Putnam ve Duke, 1978; Rice, 1984; Dudai ve ark., 1999; Duke ve ark.,2000). Şimdiye kadar allelokimyasalların pestisit olarak kullanımlarına ilişkin en başarılı sonuçlar terpenlerden elde edilmiş olup (Duke, 1991), inhibitör etkili olarak belirlenen terpenler içerisinde de en etkili olanların monoterpenler olduğu saptanmıştır (Robinson, 1983). Dolayısıyla bitkisel kökenli uçucu yağların ana bileşenlerinin terpenler olduğu, özelikle de bünyelerinde bulunan monoterpenler (Robinson, 1983), göz önüne alındığında yabancı ot kontrolünde kullanılma veya yeni herbisitlere kaynaklık etme potansiyeline sahip oldukları ortaya çıkacaktır. İşte bu çalışma ile farklı etken maddelere sahip (Rice, 1984; Misra ve Singh, 1986; Duke ve ark., 1988; Başer, 1993; Koç, 2000; Telci ve ark., 2001) Artemisia vulgaris L.. (Asteraceae), Mentha spicata L. subsp. spicata (Lamiaceae), Ocimum basilicum L. (Lamiaceae), Salvia officinalis L. (Lamiaceae) ve Thymbra spicata L. subsp. spicata 40

(Lamiaceae) bitkilerine ait uçucu yağların farklı familyalara dahil bitkilerin çimlenme ve fide gelişimi Üzerine etkilerinin belirlenmesi ile biyoherbisit olarak kullanılma olanaklarınin tartışılması amaçlanmıştır. MATERYAL VE YÖNTEM Denemede test amacıyla kullanılan tohumlar (2000 yılında) ile uçucu yağ elde etmek için kullanılan bitki materyali (2001 yılında) Tokat Fidanlık Üretme istasyonu ve Gaziosmanpaşa Üniversitesi Kampusundan toplanmıştır. Adaçayı (Salvia officinalis L.), nane (Mentha spicata L. subsp. spicata). pelin (Artemisia vulgaris L.), zahter (Thymbra spicata L. subsp. spicata) ve reyhan (Ocimum basilicum L.) bitkilerine ait yaprak ve çiçeklerinden oluşan bitki materyali normal oda sicaklığında kurutulmuş ve bu materyalden Neo-cleovenger aparatı kullanılarak uçucu yağlar elde edilmiştir. Denemede pelin (Artemisia vulgaris L.). domuz pıtrağı (Xanthium strumarium L.), ingiliz çimi (Lolium perenne L.) ve yonca (Medicago sativa L.) tohumlan test materyali olarak kullanılmiştir. Domuz Pıtrağı tohumlan meyvelerinden çikarılmak suretiyle, diğer bitkilere ait tohumlar ise herhangi bir işlem yapilmaksizın direk kullanilmışlardir. Çalışma 6 cm çaplı petri kaplarında 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Petri kaplarına 2 kat halinde kurutma kâğıdı yerleştirilmiş. Üzerine tohumlar (pıtrak tohumlan 15, diğer tohumlar ise 50'şer adet) homojen olarak dağıtılmış ve kurutma kağitları distile su kullanılarak iyice nemlendirilmiştir. Uçucu yağiarın suda çözünürlüğü az olduğundan denemede gaz formunda kullanılmiştir. Bu amaçla petri kapların kapaklarına zamkla bir parça kurutma kâğıdı köşesinden yapiştirılmiş. Daha sonra bir mikropipet kullanılarak uçucu yağlar bu kâğıt parçası üzerine damlatılmış. petri kapaklan hemen örtülmüş ve parafilm ile sıkıca sarılmiştir (Dudai ve ark,. 1993). Denemede, uçucu yağlar 0 (Kontrol), 2. 5. 10 ve 20 µl/petri dozlarda uygulanmıştır. Petri kaplan karanlık koşullarda ve ortalama 24 C'de 1-4 hafta süre ile inkübasyona bırakılmış. Sürenin sonunda çimlenme oranı. Kökçük ve sürgün boylan belirlenmiştir. Sonuçlar ANOVA ile analiz edilmiş ve Duncan çoklu karşılaştırma testi (p=0.01) kullanılarak ortalamalar karşilaştirılmiştir. BULGULAR 1. Pelin tohumların çimlenme ve fide gelişimi üzerine uçucu yağların etkileri Uçucu yağlar tüm kullanım dozlarında pelin tohumlarının çimlenme oranını ve fide gelişimini kontrole göre önemli ölçüde engellemiştir. Genel olarak uçucu yağrı kullanım dozundaki artışa paralel olarak çimlenme ve fide gelişimine olan olumsuz etkide artmıştır. Pelin tohumlarının çimlenme ve fide gelişimi üzerine zahter ve nane uçucu yağları diğerlerine göre daha büyük oranda inhibitör bulunmuşlardır. Zahtere ait uçucu yağlar tüm dozlarda. Nane ve reyhan uçucu yağları 10 ve 20 µl/petri dozlarda, adaçayı uçucu yağı ise 20 µl petri dozda pelin tohumlarının çimlenmesini tamamen önlemiştir. Pelin kendi uçucu yağma diğer uçucu yağlara göre daha dirençli bulunmuştur. Pelin uçucu yağı uygulamalarında 20 µl /petri dozda dahi pelin tohumlarının % 2,2 oranında çimlendiği saptanmıştır (Çizelge 1). Ancak diğer uçucu yağ uygulamalarında olduğu gibi tüm dozlarda fide gelmişimi (özellikle sürgün gelişimi) kontrole göre büyük oranda engellenmiştir. 41

Çizelge 1. Pelin Tohumlarının Çimlenme Ve Fide Gelişimi Üzerine Uçucu Yağların Etkileri 2. İngiliz çimi tohumlarınin çimlenme ve fide gelişimi üzerine uçucu yağların etkileri Denemede kullanılan uçucu yağlar kullanıldikları tüm dozlarda ingiliz çimi tohumlarınin çimlenmesini tamamen engellemiştir. Bu nedenle sonuçlara yer verilmesine gerek görülmemiştir. Kontrolde çimlenme oranı % 20,7 olarak belirlenmiştir. 3. Yonca tohumlarınin çimlenme ve fide gelişimi üzerine uçucu yağların etkileri Denemede kullanılan tüm uçucu yağlar 5 µl/petri ve üzerindeki konsantrasyonlarda yonca tohumlarının çimlenmesini tamamen inhibe etmişlerdir. Adaçayı 2 µl /petri dozda uygulandığında yonca tohumlarınin çimlenmesi üzerine önemli bir etkisi saptanmamış, ancak fide gelişimi olumsuz olarak etkilenmiştir. Bu dozda. Diğer tüm uçucu yağlar yonca tohumlarınin hem çimlenmesini hem de fide gelişimini önemli ölçüde engellemişlerdir (Çizelge 2). Adaçayı ve nispeten az da olsa pelin uçucu yağları, yonca fidelerinin de kısalma yanında kalınlaşmaya da neden olmuşlardır. 4. Domuz pıtrağı tohumlarının çimlenme ve fide gelişimi üzerine uçucu yağların etkileri Domuz pıtrağı tohumlarınin çimlenme ve fide gelişimi uygulanan tüm uçucu yağlardan olumsuz yönde etkilenmiştir. Özellikle nane ve reyhan uçucu yağlarının pıtrak tohumların çimlenme ve fide gelişimine olan olumsuz etkisi diğerlerine göre daha yüksek bulunurken, adaçayı uçucu yağınin etkisi en düşük düzeyde kalmıştır (Çizelge 3). Ancak, adaçayı ve kısmen pelin uçucu yağı yonca tohumlarında olduğu gibi, fidelerin kısalması yanında diğer uçucu yağlardan farklı olarak fidelerin kalinlaşmasına da neden olmuşlardır.

Çizelge 2. Yonca Tohumlarının Çimlenme Ve Fide Gelişimi Üzerine Uçucu Yağların Etkileri Çizelge 3. Pitrak Tohumlarının Çimlenme Ve Fide Gelişimi Üzerine Uçucu Yağların Etkileri

TARTIŞMA Denemede kullanılan tüm uçucu yağlar tohumların çimlenme oranı ve fide gelişimi üzerinde yüksek oranda engelleyici bulunmuşlardır. Ancak, kullanılan uçucu yağa, kullanılma dozuna ve uygulandikları test bitkilerine göre engelleyici etkide büyük farklıliklar saptanmıştır. Uçucu yağ uygulamaları arasında inhibitör etkide belirlenen bu farklıliklann uçucu yağların bünyelerinde bulunan etken maddeler ile bunların oranlan arasındaki farklılıkların bir sonucu olduğu kanaatine varimiştir. Uçucu yağlar genel olarak pek çok fitotoksik bileşen içerebilmelerine rağmen, denemede kullanılan pelin uçucu yağrın ana bileşenin alpha-thujone (% 56,3) (Misra ve Sinsh. 1986): adaçayı uçucu yağrın Thujone (% 27-30), Camphor (% 10-18) ve 1,8-cineole (% 10-151 (Koç. 2000); nane uçucu yağinın Carvone (% 60-65) 1,8-cineole (%15-27) ve ß-pinene (% 2,5-3) (Telci ve ark., 2001); zahter uçucu yağınınki Carvacrol (% 60-65). Tetpmen ( o 10-14). Cymene (% 6-8) ve Thymol (% 2-4) (Tugay ve ark.. 2000); reyhan uçucu yağnın ise Linalool (% 24-46), Eugenol (%13), Methyleugenol (% 10) ve 1,8-cineole (%14) (Başer. 1993) olduğu belirtilmektedir. Dolayısı ile hem ana bileşenlerde. Hem de büyük oranda inhibitör etkiye sahip olan bu bileşenlerin oranlarındaki farklıliklar uçucu yağların çimlenme ve fide gelişimine olan etkilerinde farklılıklara sebep olmuşlardır. Genel olarak zahter ve nane uçucu yağlan diğerlerine oranla daha yüksek oranda engelleyici olarak saptanırken adaçayı en düşük düzeyde inhibitör etki göstermiştir. Ancak adaçayı uygulamalarında diğerlerinden farklı olarak fidelerde kısalma yanında kalınlaşma da meydana gelmiştir. Pelin uçucu yağında da kısmen benzer etkiler saptanmıştır. Mülicr (1965)'de Salvia leucophylla Greene uçucu yağların da bulunan terpenlerin mitozu ve hücre uzamasinı engellenmesi nedeniyle, hücrelerin genişlediğini ve farkhlaştiğmi bildirmiştir. Benzer etkiler Önen ve ark. (2002) tarafından da belirtilmiştir. Bununla birlikte uçucu yağların bünyelerinde bulunan çok sayıdaki bileşen nedeniyle sebeplere ilişkin olarak kesin bir yargıya varmak mümkün görülmemektedir. Örneğin monoterpen analogu olan ve benzer yapıya sahip 1,4-cineole ile 1,8-cineole ipek çok uçucu yağın bileşenleri içinde yer almaktadırlar) dahi farklı etki mekanizmaları ortaya koymaktadırlar (Romagni ve ark.. 2000). Diğer taraftan. Genel olarak uçucu yağ dozlarındaki artışa bağlı olarak engelleyici etkinin de arttığı belirlenmiştir. Bu durumun pek çok uçucu yağın ana bileşeni olan monoterpenlerin miktarındaki artişın da bir sonucu olduğu düşünülmüştür. Asplud (1968)'da pek çok monoterpenin konsantrasyonundaki artışa bağlı olarak çimlenmeye olan olumsuz (inhibitör) etkinin arttığını bildirmiştir. Diğer pek çok yabancı ot tohumu içinde de benzer sonuçlar alınmiştir (Önen ve ark., 2002). 44

Dolayısıyla arttırılan uçucu yağ konsantrasyonuna bağlı olarak petrilerdeki etken madde oranıda artmış ve buna bağlı olarak engelleyici etkide de artış meydana gelmiştir. Uçucu yağların bileşenleri ve bunların oranlan arasındaki farklılıkların bir sonucu olarak test bitkilerine olan etkilerde de büyük farklılıklar belirlenmiştir. ingiliz çimi bitkisi uçucu yağlara en hassas bitki olarak belirlenmiştir. Bu bitkiye ait tohumların çimlenmesi doza bağlı olmaksizın tüm uçucu yağ uygulamalarında tamamen inhibe edilmiştir. Pelin ve yonca tohumlarının çimlenme ve fide gelişimi üzerine zahter ve nane uçucu yağlan, pıtrak üzerine ise nane ve reyhan diğerlerine göre daha büyük oranda inhibitör bulunmuşlardır. Daha önceki çalışmalarda da uçucu yağların nispeten selektif etkiye sahip olduğu. Dolayısıyla da test bitkilerine göre engelleyici etkide büyük farklılıklar olduğu belirlenmiştir (Dudai ve ark., 1993; Tansi. 1995a: Tansi. 1995b; Dudai ve ark., 1999; Önen ve ark., 2002; Önen ve Özer, 2002). Pelin tohumlarına kendi uçucu yağların diğer test bitkilerine göre daha az etkide bulunması bitkinin (yüksek oranda allelokimyasallar içermesine rağmen) kendi uçucu yağlarına karşı nispeten toleranslı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durum farkli bazı aromatik bitkiler için de belirlenmiştir (Dudai ve ark., 1999). Uçucu yağ uygulamalarında çimlenen tohumların oluşturdukları fidelerin kök ve sürgün gelişimi kontrole göre büyük oranda inhibe edildiğinden bu fidelerin normal gelişim gösteremeyecekleri kanaatine varılmıştır. Daha önce yapılan çalışmalarda da bu durum üzerinde durulmuş ve uçucu yağlardan etkilenen fide köklerinin toprağa normal penetrasyon yapamayacakları bildirilmiştir (Dudai ve ark., 1999). Dolayısıyla, uçucu yağların inhibitör etkilerinin belirlenenden çok daha büyük boyutlarda olabileceği düşünülmüştür. Diğer taraftan, özellikle yonca tohumlarında görüldüğü üzere, tohum kabukların çatlamasına rağmen çimlenmenin tamamlanamamış olması etkinin çimlenme sürecinin başlamasından sonra ortaya çıktığı kanaatini uyandırmıştır. Buda normal biyolojik bir olay olarak düşünülmüştür. Zira genel olarak bitki tohumları çimlenme olayının başlamasından önce çevresel faktörlere karşı son derece dirençlidirler. Çimlenme ile bu direnç ortadan kalkar ve tohumlar daha duyarlı hale gelirler (Özer ve ark. 2002). Sonuç olarak; uçucu yağlar yabancı ot tohumlarının çimlenme ve fide gelişimi üzerine yüksek oranda inhibe edici olarak bulunmuşlardır. Daha önce yayınlanan verilerin de ışığında (Önen ve ark., 2002) yabancı ot idaresinde bitkisel uçucu yağların kaynağı olan aromatik bitkiler farklı bir alternatif olarak karsımızda durmaktadır. Ancak, aromatik bitkilerin yabancı ot idaresinde kulanilmasına ilişkin farklı yöntemler bulunmasına rağmen (Jimenez-Osornio ve ark., 1996; Noguchi 2003). Uçucu yağların tarım alanlarında direk herbisit olarak kullanılabilirliği uygun formülasyon tekniklerinin bulunmasına bağlıdır. (Dudai ve ark., 1999). Dolayısıyla uçucu yağların direk kullanılabilmeleri için formülasyon çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Diğer taraftan bitkisel kökenli uçucu yağların yeni herbisitler için kaynak teşkil edecek potansiyele sahip olduğu göz önünde bulundurularak, uçucu yağ bileşenlerinin belirlenmesi, bunların tek başlarına ve birlikte etkinliklerinin test edilmesi üzene yoğunlaşmakta yarar vardır. Uçucu yağların biyolojik aktivite yönüyle çok büyük çeşitliliğe sahip olması nedeniyle sadece herbisidal etkileri açısından değil, genel olarak pestisidal etkilerinin araştırılmasında fayda bulunmaktadır. Zira gelecekte sentetik pestisitlere göre biyolojik olarak çok daha kolay parçalan, doğaya daha az zararlı ve daha sistemik olan bitkisel kökenli pestisitler artarak önem kazanacaktır (Putnam ve Duke, 1978; Rizvi ve ark.,. 1980; Rice, 1984; Dudai ve ark., 1993). 45

TEŞEKKÜR Katkı ve yardımlarından dolayı Sayın Prof, Dr. Zeki Özer (GOP Üniversitesi, Ziraat fakültesi Bitki Korama Bölümü Tokat), Prof. Dr. Misako Ito (Kyoto University, Graduate School of Agriculture, Laboratory of Weed Science, Kyoto-Japan),ve Dr. Isa Telci (GOP Üniversitesi, Ziraat fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü Tokat) ile Dr. Onur Kolören (Çukurova Üniversitesi. Ziraat fakültesi Bitki Korama Bölümü Adana)'e makale üzerindeki eleştirilerinden ve katkılarından dolayı isimlerini bilmediğim editörlere şükranlarımı sunarım. KAYNAKLAR ASPLUND, R.O., 1968. Monoterpenes, Relationship Between Structure and Inhibition of Germination. Phytochemistry 7:1995-1997, BASER, K.H.C.. 1993. Essential Oil of Anatolian Labiatae: A profiie, Acta Horticulture, 333, 217-238. BOND W. ve A.C. GRUNDY, 2001. Non-chemical Weed Manegement in Organic Farming Systems. Weed Research. 41,385-405. DUDAİ, N., A. POLJAKOF-MAYBER, A.M. MAYER, E. PUT1EVSKY. H.R. LERNER, 1999. Essential Oils as Allelochemicals and Their Potential Use as Bioherbicides. Journal of Chemical Ecology 25(5): 1079-1089. DUDAİ, N., A. POEJAKOF-MAYBER, H.R. LERNER, E. PUTIEVSKY. U. RAVID, E. KATZIR, 1993. inhibition of Germination and Growth by Yolatiles of Micromeria fruticosa. Act. Hort. (ISHS) 344:123-131. DUKE, S.O., 1991. Plant Terpenoids as Pesticides. Handbook of Natural Toxins. Volume 6 Toxicology of Plant and Fungal Compounds 269-295. Edited by KEELER, R.F., TU, A.T. Marcel Dekker Inc. DUKE, S.O., F.E. DAYAN. J.G. ROMAGNL A.M. RIMANDO, 2000. Natural products as sources of herbicides: current status and ruture trends. Weed Research 40,99-111. DUKE, S.O., R.N. PAUL, S.M LEE, 1988. Terpenoids from the Genus Artemisia as Potential Pesticides. ACS Symposium Series 380. American Chemical Society, Washington. DC. JIMENEZ-OSORNIO F.M.V.Z. J., J. KUMAMOTO, C WASSER, 1996. Allelopathic activity of Chenopodium ambrosioides L. Biochemical Systematics and Ecology, 3, 195-205. KOC, H., 2000. The Effect of Mitrogen Fertilizations on the Yield and Quality of Sage {Salvia officinalis). GOP. U. Ziraat Fakültesi Dergisi, 17, 1, 89-93. 2000. MISRA, L, N. ve SINGH, S. P., 1986. Alpha-Thujone, the Major Component of the Essential Oil from Artemisia vulgaris Growing Wild in Nilgiri hills. Journal of Natural Products. 1986, 49: 5, 941. MÜLLER, W.H., 1965. Voletile Materials Produced by Salvia leucopylla, Effects on Seedling Growth and Soil Bacteria. Bot. Gaz. 126:225-231. NOGUCHI, H, K, 2003. Assessment of Allellopathic Potential of Shoot Powder of Lemon Balm. Scientia Horticulturea 1863 (2003) 1-5. ÖNEN H., Z. OZER, I. TELCI, 2002. Bioherbicidal Effects of Some Plant Essential Oils on Different Weed Speeies. J. Plant Diseases and Protection. Sonderheft XVIII, 597-605.