HABER BÜLTENĐ 27 Ocak 2005 Haber Özetleri Ortadoğu Kerkük'te seçim sonuçlarının adil çıkmaması halinde, çatışma çıkma ihtimali olduğuna dikkat çeken Başbuğ, 'Bu safhada diplomatik kanalları dostça kullanmak dışında bir hareket tarzımız yoktur. Ancak sonuç orada ciddi sorunlar yaratırsa, bu gerçekten Türkiye için de ciddi bir güvenlik sorunu haline dönüşebilir' diye konuştu. Đşte Orgeneral Başbuğ'un önemli mesajları: Musul'da çatışma ihtimali yok: Musul ve Kerkük'te meydana gelen gelişmeleri dikkatle izliyoruz. Musul'da geçmişe göre büyük çatışma ihtimali taşımıyor. Defalarca söyledik: Kerkük'e göç ettirilen yüz binlerce Kürt göçmenin seçmen listelerine kayıt ettirilmesinin, Kerkük'e ilişkin seçim sonuçlarını tartışmalı bir duruma sokabileceğini, Kerkük için adil ve kalıcı bir çözüm bulunmasını neredeyse olanaksız bir hale getirebileceğini defalarca söyledik. Endişe verici: Raporlara göre 1991-2000 arasında Kerkük'ten ayrılanların sayısı 100-120 bin civarında ve hepsi Kürt değil. Gelen Kürtlerin sayısının ise 350 bin civarında olduğu belirtiliyor. Bu hususu defalarca ABD'li yetkililere ilettik. Tablo endişe verici boyutta. Irak'ın toprak bütünlüğü: Kerkük'teki durum Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünü tehdit ediyor. Bölgede büyük bir güvenlik sorunu yaratacağından endişeliyiz. Böyle bir gelişme Türkiye için de önemli bir güvenlik sorunu oluşturacaktır. Yakından izliyoruz. Yanlış adım atılmasın: Tavrımız açık. Kerkük'te demografik yapısının değişmesi Türkiye açısından tehlike yaratır. Bu Irak'ın iç meselesi olarak gözükse de uzun vadede bölge için risk taşır. Bizim temennimiz yanlış adımların atılmamasıdır. Türkmen soydaşlarımızın hakları: Demografik yapının değişmesiyle çatışma olması ihtimalinden endişe ediyoruz. Türkiye olarak bizim hayati önem verdiğimiz iki temel konu var. Bunlardan bir tanesi Kerkük'ün Kürt bölgesine verilmemesi. Diğeri Türkmen soydaşlarımızın siyasi haklarının savunulmasıdır. Bu safhada diplomatik kanalları dostça kullanmak dışında bir hareket tarzımız yoktur. Ancak sonuç orada ciddi sorunlar yaratırsa, bu gerçekten Türkiye için de ciddi bir güvenlik sorunu haline dönüşebilir. Bizim temennimiz böyle bir dönüşümün olmamasıdır. Kerkük'le ilgili az olmakla birlikte yine de ümidimizi korumaya çalışmamız gerekir.(akşam GAZETESĐ) Irak ta Uluslararası Güçlerin Komutanı General George Casey, Amerikalılar tarafından eğitilen Iraklı askerlerin, henüz ülkeyi savunacak düzeye gelemediklerini; ancak ilerleme kaydettiklerini söyledi. 130 bin kişilik Irak ordusu ve polis gücü için Pazar günkü seçimler, önemli bir sınav olacak. Irak 1
güvenlik güçleri, seçmenlerin güvenliğini sağlamakla yükümlü Amerikalı askerler sadece destek rolü oynayacak.(voanews) Başkan Bush, Irak halkına, Pazar günkü seçimlerde oy verme ve özgürlük istemeyen teröristlere karşı çıkma çağrısında bulundu. Đkinci kez başkanlık yemini ettikten sonra ilk basın toplantısını düzenleyen Bush, seçimleri Irak tarihi için büyük bir dönüm noktası olarak tanımladı. Bush, Irak ta halen devam eden şiddet olaylarının, bu ülkede demokrasinin gelişimine engel olduğu yönündeki iddialarıysa reddetti. Irak ta seçimlerin düzenlenmesine birkaç gün kala, Başkan Bush, bu ülkedeki seçim sürecine verdiği desteği açıkladı. Bush çok sayıda Iraklının oy vermek istediğini, ancak çoğunun sandık başına gitmeye korktuğunu söyledi. Bush şöyle konuştu: "Bütün Iraklıları seçimlerde oy kullanmaya ve teröristlere karşı koymaya çağırıyorum. Bu teröristler Irak halkının çıkarına göre hareket etmiyor. Iraklıların geleceği için net bir görüşe de sahip değiller. Iraklı direnişçilerin kendi halkına savaş açtığını söyleyen Başkan Bush, buna rağmen seçimlerin başarılı geçeceğinden emin olduğunu söyledi: "Milyonlarca Iraklı, sandık başına giderek cesaretlerini, ülkelerine olan sevgilerini ve özgürlük içinde yaşama iradelerini ortaya koyacak." Başkan Bush basın toplantısında, Kongre deki Demokrat Partili üyelerin dış politikasına yönelttiği eleştirileri de reddetti. Bush, bu tarz değerlendirmelerin, Iraklıların Amerikalıların gerçek niyetlerini sorgulamasına yol açtığını ileri sürdü. Başkan gerek kendisini eleştirenlerin, gerekse destek verenlerin, bu mevcut ana bakıp, tarih içindeki değerlendirmelerini ona göre yapmalarını istedi: "Đçinde bulunduğumuz kısa zaman içinde ne olduğuna bir bakın!.. Afganistan ve Filistin de son derece umut verici seçimler düzenlendi. Aynı şey Ukrayna da da oldu ve şimdi de Irak ta olacak. Şu anda görkemli tarihi gelişmelere tanıklık ediyoruz." (VOANEWS) Suudi Arabistan yöneticileri Irak seçimlerini endişe içersinde takip ediyor. Irak seçimlerinde Şiilerin kazanması halinde, Suudi Arabistan da azınlık olarak yaşayan Şiilerin kargaşa yaratacağında endişe duyuyorlar. Arabistan ın doğusunda petrol kaynaklarıyla zengin olan bölgesinde yaklaşık olarak 2 milyon Şii yaşamakta. Fakat bu Şii kesim Arabistan da ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmektedir. Ancak Suudi Arabistan daki Şiilerin liderleri Irak taki kargaşanın Irak sınırlarını aşmayacağını belirtiyor. Şii liderler kendi ülkelerine bağlı oldukarını açıkladılar. Suudi yetkililer, Irak taki Sünni direnişin Suudi Arabistan daki El Kaide üyeleriyle ilişkisi olmasında korkuyorlar.(alquds GAZETESĐ) KYP lideri Celal Talabani Kerkük il meclisi seçimlerinden çekilen Sünni Arapları seçimlere katılmaya davet etti. Talabani televizyonda yaptığı konuşmada tüm Sünnileri seçimlere katılmaya çağırdı. Ayrıca Talabani açıklamasında yabancı güçlerin ülkeden çekilmesi halinde Irak ın bölünmeye gideceği uyarısında bulundu. Ancak seçimlerden ve hükümetin kurulmasından sonra yabacı güçlerin Irak tan çekilmesi için bir program yapılabileceğini ifade etti. (ALQUDS GAZETESĐ) El-Şark El-Avsat gazetesi Ahmet Çelebi ile yaptığı görüşmede bazı önemli konular ele alındı. Ahmet Çelebi ye, Güney Irak Eyaleti konusunda sorular yöneltildi. Cevap olarak, Çelebi Basra, Misan ve Nasiriyya illerinin Kürdistan özerk bölgesine benzer bir eyalet kurabileceklerinin ileri sürdüğünü belirtti. 2
Çelebi, bu düşüncesinin orada bulunan halk tarafından da kabul gördüğünü vurguladı. Diğer yandan Irak bütçesinin %17 sinin Kürdistan a tahsis edildiğini iddia eden Çelebi bütçenin %20 sinin de güney Irak a ayrılması gerektiğini ifade etti. Bunun nedenini de Irak ın gelirinin %90 ını buradan karşılıyor olması olarak gösterdi.(el-şark EL-AVSAT GAZETESĐ) Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Đbrahim El-Caferi, Iraklı Sünnilerin hepsini, bir grup teröristle aynı kefeye konulmaması gerektiğini söyledi ve Dünya medyasının yansıtmadığı, seçimlere katılacak Sünni partileri göz ardı etmememiz lazım. Irak dışından sızmış katillerle birlikte halkımızı her gün vurmakta olan, direnişçi adı verilen devrik, kanlı rejimin eli kanlı teröristlerine Irak Sünnileri demek yanlış ve haksızlıktır dedi. (EL-HAYAT GAZETESĐ) KYP Bağdat Đl Sorumlusu Abdulçelik El-Feyli nin El-Hayat a yaptığı söyleşide, KYP ve KDP seçim listeleri ve Đyad Allavi nin seçim listesi ile bir anlaşma sağladığını, buna göre taraflar ortak bir listeyle bazı güney illerinde seçime katılacaklarını açıkladı. Bağdat genelinde bir sıkıntı yaşamadıklarını, bunun nedeninin 1 milyon Kürt ün Bağdat ta ikamet ettiğini belirtirken, asıl problemin kuzey illerinden yani Musul, Ramadi gibi seçim bölgelerinden kaynaklandığını, buralarda çok sayıda Kürt vatandaşlarının bulunmasına rağmen, ölüm korkusunun oy vermelerine mani olduğunu ifade etti. Kerkük konusuna gelince El Feyli nin anlattıkları şöyleydi: Evet Irak geçici hükümetinin bilgisi dahilinde Amerikan ve Đngiliz yetkililerinin onayıyla, devrik Saddam döneminde Kerkük bölgesinden göçe zorlanan Kürt ailelerinin Kerkük te oy kullanmalarını sağlayan anlaşma yapılmıştır. Ancak bu vatandaşların Kerkük nüfus dairesine kayıtlı olması şarttır. Yani Kerkük doğumlu olduğunu ispat etmeleri gerekir, aksi taktirde oy kullanamazlar. Bunda herhangi bir kötü niyet aramamak lazım, biz bir grup Kürt vatandaşımızın, doğup büyüdükleri yerlere geri dönmelerini isterken, aynı haksızlıkla aynı dönemde Kerkük iline bağlı ve yüzde yüz Türkmen kazası olan Tuz kazasının, Saddam ın emirleriyle Salahaddin Tikrik iline bağlanmasını haksız bulduğumuz için bu kazanın tekrar Kerkük iline geri bağlanmasını istedik ve ısrarla istiyoruz. Çok kısa bir zaman zarfında bu haksızlığı da ortadan kaldıracağız dedi.(el-hayat GAZETESĐ) Irak'ta Amerikan ordusuna ait bir nakliye helikopterinin düşmesi sonucu 31 deniz piyadesi ölürken, ülkenin çeşitli bölgelerinde düzenlenen saldırılarda da 5 Amerikan askeri öldü. Olay, Amerikalıların Irak savaşının başlangıcından bu yana tek bir olayda verdikleri en büyük kayıp. Dahası bugün, Amerikan ordusunun Irak'ta bir gün içinde en yüksek kayıp verdiği gün oldu. Irak'ın çeşitli bölgelerinde meydana gelen saldırılarda dört deniz piyadesi ile bir Amerikan askeri daha öldü. Helikopter olayında Amerikalılar, herhangi bir saldırının söz konusu olmadığına inanıyor. Yetkililer, neden kaynaklandığını bilmedikleri olayın akşam karanlığında meydana geldiğini ve hava koşullarının da kötü olduğunu söylüyor. Irak'ta daha önce de Amerika Birleşik Devletleri Ordusu'na bağlı pek çok helikopter düşürülmüştü. Öte yandan Musul'da da akşam saatlerinde Kürdistan Demokratik Partisi'nin binasının dışında bir kamyonete yerleştirilen bombanın patlaması sonucu en az 15 kişi öldü. Kürdistan Demokratik Partisi pazar günü seçimlerin yapılması yönünde destek açıklamıştı. El Anbar eyaletinde meydana gelen bir saldırıda ise dört Amerikan askeri öldü. Saldırıyla ilgili ayrıntı verilmedi. Öte yandan, Irak'ın kuzeyindeki 3
Kerkük kentinde bomba yüklü araçlarla düzenlenen saldırılarda toplam beş kişi hayatını kaybetti. Polis yetkililerinin verdiği bilgiye göre ilk saldırı Kerkük'ün güneybatısında bulunan Riyad kasabasındaki bir polis karakolunu hedef aldı. Đkinci saldırı kasabanın belediye binasında meydana geldi. Üçüncü saldırı Riyad'dan Kerkük'e giden bir Amerikan askeri konvoyuna yönelikti. BBC Orta Doğu muhabiri saldırıların eşgüdümlü olduğunu belirterek direnişçilerin seçimler öncesinde bu kez, diğer kentlere oranla daha az şiddetin yaşandığı Kuzey Irak'ı hedef almaya başladıklarını söylüyor.(bbc) (ALQUDS GAZETESĐ) Đran, Đsrail in, Tahran ın nükleer programına karşı uluslararası önlem alınması çağrısını reddetti. Đran Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Đsrail in kendi nükleer silah programından dikkatleri uzaklaştırmak için, Đran a bu tür suçlamalarda bulunduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca, Tahran a yöneltilen suçlamaların, Đsrail in Filistinlilere karşı yürüttüğü örgütlü terörü gizlemeyi amaçladığı öne sürüldü. Batılı uzmanlar, Ortadoğu da sadece Đsrail in nükleer silahları olduğu görüşünde. Geçen hafta, Amerika Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Đran ın nükleer silah edinme aşamasına gelmesi durumunda, Đsrail in bir önleyici saldırı düzenleyebileceğini söylemişti. Tahran ise nükleer programının barışçıl amaçlar taşıdığını savunuyor, Đsrail yada Amerika dan gelecek herhangi bir saldırıya karşılık vereceğini bildiriyor. (VOANEWS) Malezya Başbakanı Abdullah Ahmet Bedevi, Amerika nın Đran a saldırma kararı alması durumunda, yalnız kalacağını söyledi. Başkan Bush, Đran ın nükleer programı konusunda süren diplomatik girişimlerinin sonuç vermemesi durumunda, askeri operasyon düzenlenebileceğini ima etmişti. Başbakan Bedevi, Đngiltere dahil bütün Avrupa nın Başkan Bush un bu düşüncesine katılmadığını; ve Đslam dünyasının da kesinlikle karşı çıkacağını belirtti. Bu hafta, Đranlı bir dışişleri bakanlığı yetkilisiyse, Amerikanın Đran a saldırmasının stratejik bir hata olacağını söylemişti.(voanews) Filistin'de geçen ay Batı Şeria'da başlayan yerel seçimlerin ikinci ayağında bugün Gazze Şeridi'nde seçmenler sandık başına gidiyor. Gazze'deki belediyelerin yaklaşık üçte biri için düzenlenen seçime katılan partiler arasında bölgedeki en güçlü silahlı grup Hamas da var. Hamas Batı Şeria'daki seçimlerde önemli siyasi kazanımlar elde etmişti. Gazze ise taraftarlarının daha da yoğun olduğu bir bölge. Hamas, oy pusulalarına ve seçim sandıklarına çok da yabancı değil. Filistin üniversitelerinin kontrolü için yapılan seçimlere yıllardır katılıyorlar. Ancak örgütün siyasî sürece katılımı şimdi bir adım daha ileri gidiyor. Yerel seçimlerin ardından yaz aylarında yapılması planlanan parlamento seçimlerinde de Hamas adaylarının mücadele edebileceği belirtiliyor. Yıllar boyunca Hamas militanları Đsrail hedeflerine saldırılar düzenlediler. Örgüt hâlâ, amacının Đsrail'i yıkmak olduğunu gizlemiyor. Đsrail de Hamas'ı en tehlikeli düşmanı olarak görüyor. Ancak pek çok Filistinlinin gözünde Hamas, Đsrail işgaline karşı cesaretle direnen bir grup. Örgütün bu ünü, seçim sandıklarında da oy toplamasına yardımcı olacak. Uzun zamandır, yapılan kamuoyu yoklamaları, Hamas'ın arkasındaki oy desteğinin yüzde 25'e kadar çıktığını gösteriyor ki bu oran seçimlerden önemli bir güç olarak çıkması için yeterli.(bcc) 4
Đsrail Başbakanı Ariel Şaron, 2. Dünya Savaşı'ndaki Yahudi soykırımıyla ilgili olarak "Dünya o zaman soykırımı engellemek için parmağını oynatmadı" dedi. Şaron, Auschwitz toplama kampının Nazilerin elinden kurtarılışının 60'ıncı yıldönümü dolayısıyla parlamentoda düzenlenen törende konuştu. Đsrail Başbakanı, müttefiklerin 2. Dünya Savaşı'nda, Naziler Yahudileri sınır dışı ederken, toplama kamplarına giden demiryollarını bombalamadığını söyledi. Ausschwitz'te yaşananların, kendileri için önemli bir ders olduğunu söyleyen Şaron, "Anladık ki, bu konuda sadece kendimize güvenebiliriz" dedi. Ariel Şaron ayrıca, müttefiklerin, 'Yahudilerin imhası'na yönelik planları bildiklerini, ancak bunu önlemek için hiçbir şey yapmadıklarını kaydetti. Đsrail Başbakanı, Auschwitz toplama kampında her gün 10 bin Yahudinin öldürüldüğünü, ancak kampa Macaristan'dan insan taşıyan demiryolunun bombalanmadığını belirtti. Ariel Şaron kendi deyimiyle 'Đsrail'in Filistinli teröristlere karşı meşru müdafaasını, Nazilerin Yahudilere yaptıklarıyla kıyaslamaya çalışanları' kınadı. Polonya'daki Auschwitz toplama kampında 1940-1945 yılları arasında bir buçuk milyon Yahudinin öldürülmüş olabileceği belirtiliyor. Đkinci Dünya Savaşı sırasında ise yaklaşık 6 milyon Yahudinin öldüğü sanılıyor.(bbc) Kısa Kısa Dünya Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Tassos Papadopulos la Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis arasında anlaşmaya varıldığı söylenen plan üç aşamadan oluşuyor. Planın ilk aşamasını,türkiye nin Avrupa Birliği çerçevesinde Kıbrıs Cumhuriyetiyle Gümrük Birliği anlaşmasını imzalaması oluşturuyor. Bu anlaşmanın Şubat sonuna kadar imzalanması üzerinde duruyorlar. Komisyonun da Türkiye ye süre verdiği belirtiliyor. Eğer Türkiye, hiçbir rezerv koymadan anlaşmayı imzalarsa, bunun Kıbrıs Cumhuriyetini de resmen tanıması anlamına geleceğini hesaplıyorlar. Yani Papadopulos la Karamanlis in kısa vadedeki hedefi, Kıbrıs Rum Yönetiminin bütün Kıbrıs ı temsilen Türkiye tarafından tanınması. Đki lider görüşmelerde, Avrupa Birliğinin Kuzey Kıbrıs la doğrudan ticarete başlaması olasılığı üzerinde de durdular. Papadopulos, Đngiltere ve Almanya nın bu yönde bir karar çıkartmak için Avrupa Birliği içinde yeniden harekete geçtiğinden söz etti, Đki lider böyle bir kararın almasını engellemek için ortak girişimlerin sürdürülmesinde de anlaştılar. Planın ikinci aşamasını ise Birleşmiş Milletlerin başlatması beklenen girişimleri oluşturuyor. Genel sekreterin Kuzey Kıbrıs taki seçimlerin ardından girişimlerine başlamasını bekliyorlar. Genel sekreter inisiyatif almadan önce Kıbrıs Rum yönetimi Annan planını zemin alarak müzakereye hazır oldukları mesajı verecek ancak masaya oturmayı bazı ön koşullara bağlayacak. Đlk önkoşulu, Kıbrıs ta üzerinde anlaşmaya varılacak çözümün, Kıbrıs Cumhuriyetinin devamı olması oluşturuyor. Yani, Papadopulos Kıbrıs Cumhuriyetini Avrupa birliğinin tanıdığını, bunun devam etmesini istiyor ve Kıbrıs Türk toplumunun federasyon adı altında bu Cumhuriyetin çatısı altına girmesini istiyor. Đkinci koşul ise başlayacak müzakerelerde daha önce olduğu gibi zaman sınırlaması yada herhangi bir takvim uygulanmamasını talep edecekler. Üçüncü koşul ise plan üzerinde iki tarafın da anlaşmaya varması. Annan planında olduğu gibi, tarafların anlaşmaya varmaması halinde Birleşmiş Milletler genel sekreterinin son noktayı koymasına da karşı çıkıyorlar. Kıbrıs ta çözümün Türkiye nin Avrupa Birliği sürecinden ayrılmasını ve anlaşmaya varıldıktan sonra da ikinci kez referanduma sunulmasını istiyorlar.(voanews) 5
Gazete Başlıkları Financial Times, Avrupa Birliği'nin Irak'ta eğitim misyonu üstleneceğini haber veriyor. "Avrupa Birliği gelecek ay Brüksel'i ziyaret edecek Başkan George Bush'a Irak'taki polis, kamu yöneticileri ve yargıçları eğitmeyi önerecek. Birlik, Irak'ın kurumlarını güçlendirmek için muhtemelen 700-800 üst düzey sivil yetkiliyi eğitecek." "Savaşa karşı çıkan Fransa bile eğitimin ilk bölümü AB içinde olacağından, planlara destek veriyor. Bu plan ilk olarak Irak'taki seçimlerden sonra, Pazartesi günü AB dışişleri bakanlarınca tartışılacak Guardian, Londra'yı ziyaret eden Đsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz'ın Đran'ın nükleer programı hakkındaki uyarılarına yer veriyor. Uranyum zenginleştirme programlarında bir yıl içinde dönüş olmayan noktaya gelineceğini savunan Mofaz, bundan sonra bir bomba yapmanın sadece bir kaç sene alacağını belirtiyor. Mofaz bir askeri operasyonu da ihtimal dışı bırakmıyor. Avrupa basınında bugün hakim konu, Yahudi soykırımı ve Ausschwitz kampında düzenlenecek anma törenleri. Fransa'da Le Figaro, 44 dünya liderinin bugünkü törende buluşacağını anlatırken bunu "tüm zamanların en büyük suçunun kurbanlarını anmak için, görülmemiş büyüklükte bir tören" olarak niteliyor. Kapağıyla birlikte sekiz sayfasını bu konuya ayıran Đngiliz Independent, Auschwitz - Birkenau kampında kimi günler, tek bir günde 20 bin kişinin öldürülüp yakıldığı tahminine yer veriyor. Gazete Yahudi soykırımından önce ve sonra, daha pek çok soykırım ve katliam yaşandığını belirtirken Nazi toplama kamplarının bunlardan farkını şöyle ifade ediyor: "Burada modern bir sanayi devletinin planlayıp organize ettiği bir soykırım var. Trenlerden zehirli gazlara modern çağın tüm imkanları seferber edilmiş. Başka hiç bir soykırımda insanlar, aranıp toplanıp yüzlerce kilometre öteye ölümlerine götürülmedi. Başka hiç bir soykırımda, ölenlerin cesetleri sanayi hammaddesi muamelesi görmedi." Gazete, "modern medeni bir toplumu Auschwitz'e götüren yolun kavşağı nerede başlıyor?" diye soruyor. Gazete soykırımı yaşamış olanların anılarına da yer veriyor. Bir diğer Polonyalı Yahudi, günlüğünde gaz odasından çıkan cesetleri nasıl ayırmak zorunda kaldıklarını anlatıyor. "Üç kişi cesetleri hazırlıyor. Biri altın dişleri söküyor, diğeri elindeki makasla saçları kesiyor. Üçüncüsü küpeleri ve yüzükleri gerekirse kerpetenlerle sökerek topluyor. Sonrada yığınlar halinde fırınların önüne yığılıyorlar. Yakma süreci ise 20 dakika kadar sürüyor" Fransız Le Nouvel Observateur "Toplumlar anmaları sever, peki soykırımın benzer olaylardan farklı olduğunu nasıl anlatacağız?" diye soruyor. "Basın bize her gün şiddet ve katliamlardan bir porsiyon sunarken, soykırımın tüm bunlarla karşılaştırılamayacak bir olay olduğunu nasıl anlatacağız? Đnsanlara Auschwitz'de amacın, bu kişileri insanı insan yapan her şeyden mahrum bırakarak, onurlarını ellerinden almak olduğunu nasıl gösterebiliriz? Đspanya'da El Pais de "bu gibi olayları yaratan kolektif deliliğin kökenindeki nedenlere karşı yılmaz bir savaş başlatmalı" diyor. 6
Auschwitz kampına giren ilk askerler, yani resmi ifadeyle kampı özgürlüğüne kavuşturanlar, Sovyet askerleriydi... Moskova'da Krasnaya Zvezda bu bağlamda batının Rusya'nın rolüne bakışını irdeliyor ve eleştiriyor: "Bu döneme ait tarih, siyasi hedeflere uydurulması için, edebiyatta, medyada ve film sanayinde ya yanlış sunuluyor ya da çarpıtılıyor. Batıdaki okurların ve izleyicilerin büyük bölümü, bu nedenle Alman faşizminin yenilgiye uğratılmasında temel rolü Amerika'nın oynadığını düşünüyorlar. Kimileri "Rusya herhalde sadece etrafta dolanıyordu" derken, Almanya safında savaştığını düşünenler bile var." Almanya'da Frankfurter Rundschau, Alman kimliği ile ilgili tartışmaların gelip hep Nazi dönemine dayandığına dikkat çekerek, Başbakan Schröder'in dünkü konuşmasıyla Alman kimliğine yaklaşımına yeni bir bakış getirdiğini savunuyor. Frankfurter Allgemeine ise soykırımı yeni Alman kimliğinin temel taşlarından biri haline getirmenin, iyi bir fikir olmadığı kanısında. " Böyle bir adım, bu suça hak etmediği bir onur sağlamak olur " diyor. Đngiltere AB anayasası ve 'süresiz göz altı yı tartışıyor. Đngiliz gazetelerinde, terör zanlılarını süresiz gözaltında tutma uygulamasından vazgeçme kararı, günün en fazla tartışılan konusu. Guardian, terör zanlılarını süresiz gözaltında tutmak yerine ev hapsine almanın önerildiğini belirtiyor. Gazete ev hapsi yönetiminin Napolyon a karşı yapılan savaşta ve Birinci ve Đkinci Dünya Savaşlarında kullanıldığını belirterek "bu planlar yasalaşırsa Đçişleri Bakanı Charles Clarke, Đkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en güçlü bakan olacak" diyor. Financial Times, teröristler süresiz gözaltında tutulmak yerine, gereğince adli kovuşturmaya tabi tutulmalı görüşünde. "Teröristleri durdurmanın en iyi yolu haklarında adli işlem yapmak. Yargı süreci yetersizse, o zaman yeni suç tanımları belirlenmeli ve kabul edilebilir kanıt kriterleri gevşetilmeli." Daily Telegraph Đngiltere'nin Avrupa Birliği anayasası konusunda yapacağı referandumu manşetine çekmiş: Halka sorulması kararlaştırılan soru şöyle: "Birleşik Krallık, Avrupa Birliği için bir anayasa oluşturan anlaşmayı onaylamalı mı?" "Bahardaki genel seçimi Đşçi Partisi kazanırsa referandum 2006'da, Muhafazakarlar kazanırsa bu sonbaharda yapılacak" diyen gazete, "Başbakan, seçmenlere Brüksel'e sırtlarını dönme şansı vermekten kaçınmaya çalışıyor" diyor. "Avrupa Birliği'nin ulus devletlerin serbest bir buluşması niteliğini korumak istiyorsak, anayasanın yeri çöp kutusu. Bunu sağlarsa, referandum, Đngiltere'nin bağımsızlık deklarasyonu haline gelebilir." 7