Köydeki Muhteşem Amcık Bölüm 42

Benzer belgeler
Köydeki Muhteşem Amcık Bölüm 39

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

SATILMAZ EĞİTİM AMAÇLI KULLANILMAK İÇİN ÇOĞALTILMIŞTIR

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

Bir Ayakkabı Hikayesi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

Korkut un Hindistan Güncesi - 2 Delhi. 2 Delhi Cuma Delhi`de 2.gün

Söyle, üzmesinler onu. Ele güne muhtaç olmasın. Hâlâ sigara. Çünkü gücüm var biraz daha.

Motelimiz, 7 iki kişilik oda, 2 üç kişilik oda ve 3 bungalowdan oluşuyor. Bungalowlarda 2 yatak odası ve 4 yatak var.çocuklu Aileler için çok ideal

Kızlığımı Aşkıma Verdim

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

o ( ) (1 CİN ALİ'NİN HiKAYE KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Öğ. Rasim KAYGUSUZ

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Umutla, harabelerde günlük turuna çıkmış olan bekçi Hilmi Efendi yi aramaya koyuldu. Turist kalabalığı Efes sokaklarına çoktan akmaya başlamıştı.

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:


TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

CİN ALİ İLE BERBER FİL

Hayat Kurtaracak Öneriler

Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum!

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Asuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

Tam Ekran İçin f5 basınız.

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

BİR SEMPOZYUM HİKAYESİ

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

İÇİNDEKİLER FARE İLE KIZI 5 YUMURTALAR 9 DÜNYANIN EN AĞIR ŞEYİ 13 DEĞİRMEN 23 GÜNEŞ İLE AY 29 YILAN 35 ÇINGIRAK 43 YENGEÇ İLE YILAN 47

Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla. Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen. insanların kullandığı yoldan;

Samed Behrengi. Püsküllü Deve. Çeviren: Songül Bakar

I. BÖLÜM. Sayı, insan nefsinde birliğin tekrarından kaynaklanan manevi hayaldir. İhvan-ı Safa (Saflık Kardeşleri)

Azra hızlı hızlı giyinip, kahvaltı yapmadan evden ayrıldı. Asansöre binerken arkadan hala Berrak ın sesi geliyordu:

Derleyen: Halide Karaarslan / Uzman Pedagog Görsel Tasarım: Semra Bolat / Sanat Dersleri Zümre Başkanı

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Irmaktan Gelen Prens

Administrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 27 Temmuz :46 - Son Güncelleme Cuma, 19 Ağustos :53

Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Irmaktan Gelen Prens

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

Hayatınıza değer katarak, ev sahibi olmaktan öte yeni bir deneyim sunan Seyir Konutları ile sizleri ayrıcalıklı bir yaşama davet ediyoruz.

Cumhuriyet Halk Partisi

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

SES ORGANLARINI GELİŞTİRME Diksiyon Çalışmalarınızda Aşağıdaki Egzersizleri Yaptırmadan Eğitime Başlamanız Önerilmez.

4. ve 5. Değerlendirme Sınavları. Puanlama Aşağıda...

Gülmekten Öldüren Fıkralar - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

ÖYKÜ SILA KULAK. Sancektepe Taşdelen Uğur Okulları. Ortaokullar Arası Öykü Yarışması Mansiyon Ödülü

Bay Çiklet in Bahçesi

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

V İ L L A L A R V E S U İ T L E R

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ


Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

Transkript:

Şaheste nin durup dururken böyle bir tavır takınmasına anlam verememiştim. Herşey bitti de ne demek oluyor aşkım? diye sordum. Şaheste, Sen o Aşkım kelimesini beni ekip sikmeye gittiğin köylü karılarına kullanırsın artık! deyince, ben iyice afalladım. Kafayı yiyecektim, Şaheste bunu kimden öğrenmişti acaba? Aklıma Atalay dan başkası da gelmiyordu. İçimden Atalay ın anasına bacısına küfür edip, Bunu kim söyledi sana? diye sordum. Şaheste, Kimse söylemedi, telefonundaki mesajları ve resimleri gördüm, telefonunu odamda unutmuşsun! deyince, mesele anlaşıldı. Atalay ın hiçbir suçu günahı yoktu bu işte, boşuna anasını bacısını kalaylamıştım. Telefonumu şarz olsun diye prize takmıştım ve köye giderken de almayı unutmuştum Şaheste yi çok kolay ikna edebileceğimden emindim. Aşkım bütün mesele buysa, bunda kızmanı gerektirecek birşey yok! Ver telefonumu, sana birşey göstermek istiyorum! dedim. Ama Şaheste, Ben göreceğimi gördüm, telefonun odamda, git al, birdaha da konuşma benimle, aramızdaki herşey bitti, çok ciddiyim! dedi. Şaheste yi enaz Nurcan ı sevdiğim kadar seviyordum, ama telefonumu izinsiz kurcaladığı için zaten sinirlenmiştim ve birde tafra yapınca tahammül edemedim, Tamam, bitti diyorsan bitti! Ama aklın başına gelince arama beni! deyip, gittim odasından telefonumu aldım. Alexandra ların odasının önünden geçerken odadan Gustav çıktı, mayosunu giymişti, havuza gidiyormuş. Alexandra nın Yeter in odasında olduğunu söyledi, alışveriş paketleriyle uğraşıyorlarmış Yeter in kapısını tıklatıp içeri girdim. Yeni aldıkları giysilerin hepsini paketlerden çıkarıp yatağın üzerine yaymışlardı. A dan Z ye herşey vardı. Yeter in sevincine diyecek yoktu, sırayla elbiselerin birini alıp banyoda giyip

geliyor ve Alexandra ya gösteriyordu. Alexandra nın yanına oturup, ben de izledim bu defileyi. Giysi bir insanı inanılmaz değiştiriyordu! Yeter, yüksek topuklu ayakkabıların üzerine giydiği daracık bir kot pantolon ve dar bir beyaz askılı tişörtle anında köylü görünüşünden çıkmış, çok sexy bir kıza dönüşmüştü. Dikkatimi çeken bir başka şey ise, aldıkları giysilerin hemen hemen hepsinin Alexandra nın tarzını yansıtıyor olmasıydı. Sadece eteklerin boyu Alexandra nınkiler kadar mini değil, dizkapağı hizasındaydı Yeter tüm giysileri giyip bize gösterdikten sonra, Alexandra Yeter e iççamaşırlarını da giyip göstermesini söyledi. Yeter bunu yapma konusunda çekimserdi. Ama ben, Hadi aşkım, ben de görmek istiyorum! deyince, nazlanarak da olsa kabul etti. İlk götürdüğü iççamaşır setini giyipte banyonun kapısını araladığında, müthiş heyecanlanmıştım. Ama Yeter kapının aralığından sadece kafasını uzatıp, Yaa, utanıyorum, bunları göstermesem olmaz mı? diye sordu. Alexandra Yeter in utandığını anlamıştı, gülümseyerek ayağa kalktı, soyunup sütyen külotla kaldı ve Bak işte, bunda utanılacak birşey yok! diyerek manken gibi etrafında bir iki döndü. Sonra Yeter in yanına gidip, elinden tutarak odaya getirdi. Yeter beyaz dantelli sütyen külot setiyle müthiş sexy olmuştu. Koca göğüsleri nerdeyse sütyene sığmıyor, etli amı ise külotunun içinde yumruk gibi duruyordu. Alexandra nın da sütyen külotla olması Yeter i biraz rahatlatmıştı, ama yine de utanıyordu. Yanakları kıpkırmızı idi. Alexandra, Çok yakışmış tatlım, çok sexy olmuşsun! deyip, Yeter in dudağına bir öpücük kondurdu ve etrafında bir iki kez döndürdü. Tanganın arkası ise Yeter in kocaman götünün yanakları arasına iyice girmiş, görünmüyordu bile. Alexandra, Nasıl olmuş Harun? diye sorduğunda, Muhteşem olmuş! dedim.

Yarağım da bunu onaylamış ve kazık gibi olmuştu. O anda Yeter i öpmek, okşamak, amını götünü yalayıp, deliler gibi sikmek için inanılmaz bir arzu duyuyor ve kalkıp saldırmamak için kendimi zor tutuyordum. Alexandra Yeter in poposuna küçük bir tokat atıp, giymesi için başka bir set verdi. Yeter giyip geldiğinde deminki utangaçlığı nisbeten azalmıştı. Busefer daha rahattı, kimse birşey demeden, acemice de olsa manken gibi etrafında dönüp bize sergiledi giymiş olduğu seti. Yeter üçüncü seti de giyip sergiledikten sonra, sıra bikinilere geldi. İki takım da bikini almışlardı Alexandra Yeter e en son giydiği bikiniyi artık çıkarmamasını, havuza yüzmeye gideceklerini söyledi. Bana da, Sen de gel yüzmeye! Yok mu mayon? dedi. Yanımda mayom yoktu, Otelin butiğinden alırım, ama şu anda başka bir problemim var! deyip ayağa kalktım. Yeter koskoca gözlerle önümdeki çadıra bakarken, Alexandra gülerek, Ben şimdi senin problemini hallederim! deyip önüme diz çöktü. Yeter in meraklı bakışları eşliğinde pantolonumla boxerimi indirdi ve yarağımı eline aldı. Yeter, yüzünün ifadesine bakılacak olursa ilk defa bir yarak görüyordu Alexandra yarağımı biraz sıvazladıktan sonra saksoya başladı. Yarağımı gırtlağına kadar ağzına sokup çıkarıyor, sonra başına tükürüp eliyle başını sıvazlıyor, ardından tekrar ağzına alıyor ve emiyordu. Yeter ise gözünü bir saniye bile ayırmadan bu saksoyu izlerken, aynı ablası Hüsniye gibi alt dudağını emiyordu. Yeter e elimi uzatıp, Gel buraya aşkım! dedim, yanıma gelince de dudaklarına yumuldum. O sırada Alexandra saksoya ara vererek, Yeter in poposunu okşadı, bacağını ve baldırını öptü, sonra yine saksoya devam etti

Müthiş tahrik olmuştum. Çok geçmeden gelmek üzere olduğumu hissettim. Bunu Alexandra da hissetmişti, yarağımı ağzından çıkardı ve Yeter e izlemesini söyleyip, 31 çektirerek boşalttı beni. Alexandra nın ağzı yüzü dölle kaplanmıştı. Yeter in böyle birşeyi de ilkdefa gördüğünden emindim. Alexandra yarağımdan halen gelmekte olan birkaç damla dölü de yalayıp temizledi. Sonra yüzündeki dölleri de parmağıyla sıyırıp ağzına götürdü ve kalktı, ağzını yüzünü yıkamaya banyoya girdi. Ben de boxerimi ve pantolonumu çektim. Yeter heyecandan adeta donup kalmış, demin gördüklerini sindirmeye çalışıyordu. Poposunu okşayıp, dudağına bir öpücük kondurdum ve Çok güzelsin aşkım, seni seviyorum! deyip odadan çıktım ve otelin butiğine indim Mayo alıp, tekrar odaya geldiğimde yoktular. Mayoyu giydim ve elbiselerimi orda bırakıp, ben de havuza indim. Suya girmişlerdi bile. Şaheste ise halen şezlongda yatıyordu, beni görünce umursamaz bir tavırla güneş gözlüklerini taktı. Ben de hiç oralı olmadım, direkt suya atladım Yeter yüzme bilmiyormuş, Alexandra öğretiyordu ona. Tabii öğretirken de sürekli kızın amını götünü ve göğüslerini elliyordu. Havuzu boydan boya iki kez yüzüp, yanlarına gittim ve Yeter e biraz da ben yüzme öğrettim. Tabii benim de asıl amacım Yeter in orasına burasına ellemekti. Bizim havuzda gülüp eğlenmemize ve benim Yeter le ilgilenmeme Şaheste fazla dayanamadı, sinirle kalkıp gitti. Biliyordum, Şaheste bu ilişkiyi bitirdiğine daha köpekler gibi pişman olacaktı Havuzda vaktin nasıl geçtiğini anlayamamıştık. Atalay ın mesaisi bitmiş, bize

vakti hatırlatmaya gelmişti. Birazdan Elçin bizi almaya gelecekti. Havuzdan çıktığımızda, Atalay gözlerini Yeter den alamıyordu. Bizimkiler odalarına çıkarlarken, ben Atalay a, Yeter e sulanma oğlum, değilse Alexandra yla bozuşursunuz! Hem kızın babasını da tanımıyorsun, valla postu deldirirsin! diyerek, kendisini uyardım. Atalay la birkaç dakika daha sohbet ettik, Atalay bu gece Elçin le bir icraat olursa diye hapları ayarlamıştı. Atalay aşağıda beklerken, ben de yukarı çıktım giyinmeye Alexandra giyinmiş, Yeter in giyinmesine yardım ediyordu. Yeter in de bizimle geleceğini söylediğinde, Alexandra yı kenara çekip, bunun iyi bir fikir olmadığını, Yeter in bize ayak bağı olacağını söyledim. Ama Alexandra, Merak etme, Yeter le ben ilgilenirim, siz de rahat rahat sikersiniz Elçin i! dedi. Ben de giyinince çıktık, geçerken Gustav ı da aldık ve indik aşağıya. Elçin en son model bir 4 4 le otelin önünde bekliyormuş zaten. Alexandra Yeter i tanıştırıp, bizimle gelip gelemeyeceğini sordu. Elçin de sorun olmadığını söyledi. Gustav öne oturdu, biz de arkaya sığıştık Elçin in köyü fazla uzak değilmiş, yol 10 dakika sürmedi bile. Bir arazinin önünde yavaşlayıp, İşte benim arazi burdan başlıyor! Benim Villa da şu ilerdeki söğüt ağaçlarının arkalarında kalıyor! Söğütlerden sonra bir bukadar daha arazim var! dedi. Hakikaten de arazisi çok büyüktü. Birkaç dakika daha gidince, söğüt ağaçlarının arkasında Elçin in Villası göründü. Ama kendi Villasının ilerisinde 4 tane daha Villa inşaatı vardı. Villalar nerdeyse bitmek üzereydi, kapı ve pencereleri takılmış, işçiler dış cepheleri boyuyorlardı. Gustav inşaatları sorunca, Elçin, Onları da ben yaptırıyorum! İkisi satıldı, birini Alman bir aileye, diğerini de İngiliz bir çifte sattım! İki tane kaldı sadece,

ama onlar da çabuk satılır, çok soran var! Üstelik fiyatı da çok uygun! dediğinde, bende jeton düştü Elçin in Alexandra ları yemeğe davet etmesinin altında yatan sebep onlara Villa satmaktı. Ve onların bana bağlı olduklarını görünce de, mecburen beni de davet etmek zorunda kalmıştı. Villaları sattığı o Alman ve İngilizleri de muhtemelen otelde bulmuş olmalıydı. Yani Elçin otelde avlanıyordu ve bu icraatına devam edebilmek için Atalay ın da gönlünü hoş tutması gerekiyordu Elçin in Villasına gelmiştik. Elçin uzaktan kumandayla demir kapıyı açıp ön bahçeye soktu arabayı ve indik. Yürüyerek yüzme havuzunu geçip, Villaya girdik. Yaşlı bir köylü kadın mutfaktaki masayı yemeklerle donatıyordu. Elçin, aynı müteahitlerin örnek daire gezdirdikleri gibi, her detayı anlatarak gezdirdi bize Villasını. Diğer Villalarda da aynı kalitede malzemelerin kullanıldığını belirtiyor, herşeyin Avrupa standartlarında olduğunun altını çiziyordu. Yalan yok, ben çok beğenmiştim Villasını. Alt katta oldukça ferah bir Amerikan mutfaklı salon, büyük bir banyo, üst katta ise büyük bir Master yatakodası, 3 tane de orta büyüklükte misafir yatakodası vardı. O odalarda da banyo mevcuttu. Atalay da, Gustav la Alexandra da beğenmişlerdi. Yeter in ise ağzı açık kalmıştı, burası, bahçesinde uyduruk bir kerpiç tuvaleti olan kendi evlerine göre saray gibiydi Gustav Elçin e Villanın tanesini kaça satacağını sordu. Bunu ben de merak ediyordum. Elçin, Çok ucuz, sadece 250.000 Euro! Niye bukadar ucuz diye düşünebilirsiniz, ama ben para kazanmaktan ziyade, sizin gibi kaliteli insanları

kendime komşu yapmak istiyorum! dediğinde, içimden (Yalanını sikeyim senin orospu!) dedim. Kafamdan kabaca bir hesap yaptım, köyde araziler zaten pek para etmiyordu, Villanın tanesini de hadi diyelim taş çatlasa 50.000 Euroya dikse, sattığı Villa başına yaklaşık 200.000 Euro birden kazanıyordu orospu. Gustav rakamı duyunca şaşırmıştı. Elçin, Fiyatı çok mu geldi? diye sordu. Alexandra da, Aksine, çok ucuz! Almanya da böyle bir Villayı 2 Milyon Eurodan aşağı alamazsın! deyince, Elçin in gözleri parladı, beklediği tepkiyi almıştı. Gülerek, Tamam işte, paranız varsa birini de siz alın, komşu olalım! dedi. Alexandra, Olabilir aslında! Kaç senedir güneşi bol olan bir ülkeye yerleşme düşüncemiz vardı. Para sorun değil, paramız var, ama önce banka hesaplarımızı bir gözden geçirmemiz lazım! dediğinde, ben hemen lafa girdim ve Alexandra ya, Gerçekten öyle bir niyetiniz varsa, diğer köylere de bir bakalım, oralarda da satılık Villalar var! dedim. Pişmiş aşa su kattığım için Elçin çok kötü bozulmuştu, zoraki gülümseyerek, Bunları sonra konuşuruz! Ben sizleri buraya Villa satmaya değil, yemek yiyelim, sohbet edelim, eğlenelim diye davet ettim! Hadi mutfağa geçiyoruz! dedi. Elçin işi biliyordu, Otantik köy yemekleri yaptırmıştı yaşlı kadına. İçecek olarak da Rakı ve yöresel şaraplar vardı masada. Oturma şeklini önceden nasıl planlamıştı bilmiyorum ama, Sen şöyle benim yanıma otur Haruncuğum! Sen de şöyle otur Atalaycığım! diyerek bizi sağına ve soluna oturttu. Karşımıza ise Gustav, Alexandra ve Yeter oturdular. İşi bozmamdan korktuğu için olsa gerek, Elçin yemek esnasında herkesten çok benimle iligileniyordu. Konuşurken de elini sürekli bacağıma koyuyordu. Alexandra Elçin e yemeklerin çok güzel olduğunu söyleyince, Elçin, Bu yemekler sadece bizim köye özgüdür, başka

köylerde bu yemekleri bilmezler! Aslında köyümüzün sunduğu diğer güzellikleri de keşfedince, inanın başka köylere bakmak bile istemeyeceksiniz! diyerek, elini yarağıma attı ve masanın altından okşamaya başladı. Son söylediği cümle bana verdiği bir mesajdı Yarağımı biraz okşadıktan sonra elini çekip masanın üzerine koydu, diğer elini indirdi, Atalay ın yarağını okşamaya başladı ve Atalaycığım, sen ne düşünüyorsun köyümüz hakkında? Beğendin mi köyümüzü? diye sordu. Atalay da, Beğendim tabii, çok hoşuma gitti! dedi. Elçin elini çekip, yaşlı kadına tatlıları getirmesini söyledi Tatlılarımızı yedikten sonra da Türk kahvesi yaptırdı. Ben Atalay a göz kırpıp, Ortak, kahvelerimizi dışarda sigarayla içelim! dedim. Kalktık, kahvelerimizi alıp dışarı çıktık. Atalay hemen hapları çıkardı, birer tane yuttuk. Kahve ve sigaralarımız bitince de tekrar içeri girdik. Herkes içkisini alıp salona geçmişti. Diğerleri Rakıdan devam ederken, hayatında hiç içki içmemiş Yeter in elinde yine şarap kadehi vardı. Bu akşam içtiği üçüncü kadeh şaraptı. Elçin Atalay la bana da birer duble Rakı doldurup verdi. Kısık sesle çalan halk müziği eşliğinde içkilerimizi içip, havadan sudan sohbet ediyorduk. Gustav Rakısını bitirince Elçin den inşaatları gezmek için müsade istedi. Elçin de, Tabii! deyip, inşaatın bekçisini aradı ve bir misafirinin inşaatı gezmeye geleceğini haber verdi Yaşlı kadın da mutfaktaki işlerini bitirip evine gidince, dördümüz kalmıştık. Elçin bana göz kırparak, Yeter e şarap yaramadı galiba, baksana mayıştı iyice! İsterse yukarı çıksın, misafir yatakodasının birinde uzansın! dedi. Ama Yeter, Yok, ben iyiyim! dedi. Alexandra ne konuştuğumuzu sorunca, Elçin Almanca

olarak, Yeter i yukarıya göndermeye çalışıyorum, ama gitmek istemiyor! dedi. Alexandra da Yeter e, Hadi tatlım gel, birlikte çıkalım yukarıya! diyerek Yeter i elinden tutup kaldırdı ve el ele tutuşarak yukarı gittiler. Onlar gidince Elçin büyük koltuğa geçip, Siz de şöyle yanıma gelip otursanıza! dedi. Kalktık, aynı yemekteki gibi Elçin in sağına ve soluna oturduk. Bardaklarımızdaki içkilerimizi bitirince, Elçin ellerini önümüze atıp, yine pantolonun üzerinden yaraklarımızı okşamaya başladı. Aynı zamanda da sırayla bizimle öpüşüyordu. Biz de boş durmuyor, onun göğüslerini okşuyorduk. Bu arada haplar etkisini göstermiş, yaraklarımız kazık gibi olmuştu. Elçin, Hadi biz de yukarı çıkalım, benim yatakta daha rahat ederiz! dedi. Ben de, Siz çıkın, ben bir sigara içip geliyorum! deyip, onları gönderdim. Dışarda sigaramı içip, ben de çıktım yukarı. Ama önce Alexandra yla Yeter e bir bakmak istiyordum. Elçin in odasının hemen yanındaki odanın kapısını usulca açtığımda, Alexandra Yeter i yatağa sırtüstü yatırmış, amını yalıyordu. İkisi de çırılçıplaktı. Yeter amının yalanmasından aldığı zevkle gözlerini kapamış, alt dudağını ısırıyordu. Kollarını da çarmıha gerilmiş gibi yanlara açmış ve tırnaklarını çarşafa geçirmişti. Bu manzarayı saatlerce izlesem bıkmazdım, ama şimdi bunun sırası değildi. Kapıyı geri usulca kapatıp, Elçin in yatakodasına girdim