Cumhuriyet Halk Partisi PARTİ MECLİSİ



Benzer belgeler
KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

10SORUDA AİLE SİGORTASI

Cumhuriyet Halk Partisi

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

DALKARA NURHAK VE ELBİSTAN DA

Cumhuriyet Halk Partisi

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

CHP İşveren Sendikaları ve Meslek Birlikleri Genel Başkan Yardımcılığı

Cumhuriyet Halk Partisi

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

Onlar konuşur, AK Parti yapar

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

MHP TURGUTREİS SEÇİM İLETİŞİM MERKEZİ AÇILDI

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de

ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Cumhuriyet Halk Partisi

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır

Başbakan Yıldırım Kütahya Tavşanlı da halka hitap etti

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

KASIM 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Başkan Kocadon basına yemek verdi; tarafsızlığınızdan taviz vermeyin

Cumhuriyet Halk Partisi

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım. TBMM MİLLETVEKİLLERİ Partilere göre dağılım YEREL YÖNETİMLER KADIN ORANI (%)

Doğum günün kutlu olsun Büyük Usta

Cumhuriyet Halk Partisi

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

Başbakan Yıldırım, 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı sonrası basın çadırını ziyaret etti

MİLLİ İTTİFAK BASIN'LA BİR ARAYA GELDİ

KAMU VE BELEDİYE HİZMETLERİNİN YEREL SEÇİME ETKİSİ

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Meclis'te sık sık. Babası yoksa

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Başbakan Binali Yıldırım, başbakan olarak ilk kez memleketi Erzincan'a geldi.

TOPLU KONUTLARIN TEMELİ, 12 ŞUBAT RUHUYLA ATILDI

Cumhuriyet Halk Partisi

Başbakan Yıldırım, İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu Gemlik-Bursa Kesimi Açılış Töreni nde konuştu

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Cumhuriyet Halk Partisi

MÜSİAD Başarılı Öğrenciler Ödül Töreni KARADENİZ EREĞLİ 7 HAZİRAN 2018 Sayın Kaymakamım, Sayın Milletvekilim, Sn Rektörüm, Belediye Başkanlarım,

Başbakan Sayın Binali YILDIRIM KANAAT ÖNDERLERİ VE STK İLE BULUŞMASI KAYSERİ

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

kimdir? Nazif Kerem GÖZENER ÖZGEÇMİŞ

Başbakan Yıldırım, Türkiye genelinde 40 İlçeye Doğalgaz Dağıtım Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

''Yanlış anlaşılıyorum''

Eşsiz Bodrum Tanıtım TIR ı Zonguldak ta

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

ŞUBAT 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

OKAN ÖZSU CHP MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYLIĞINI AÇIKLADI

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

Cumhuriyet Halk Partisi

BURSA KENT KONSEYİ BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ NİN KATKILARIYLA

Bu araştırma, 24 Haziran 2018 de yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde seçmenin oy tercihlerini tahmin etmenin yanı sıra seçmenin

Destek Personeli Eğitimleri

Araştırmanın Künyesi;

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ

MART 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Cumhuriyet Halk Partisi

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

AKP ye Soruyoruz CHP EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI

Cumhuriyet Halk Partisi

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Eylül 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

ezilen vatandaşın hesabının peşindeyiz.

Kasım 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Günlük Ulusal Gazete. yapılar da elbette bu işi bitirmemek için kendilerince bir şey yapacaklardır'' diye konuştu.

AKP ye Soruyoruz CHP EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI

İZMİR SİYASİ DURUM ARAŞTIRMASI MART 2014

Beşiktaş Gazetesi. Bilişim denince Beşiktaş GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ... KENT

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

Transkript:

Cumhuriyet Halk Partisi PARTİ MECLİSİ TOPLANTISINA SUNULAN MERKEZ YÖNETİM KURULU RAPORU 18 MART 2011

CUMHURİYET HALK PARTİSİ MYK ÜYELERİ Genel Başkan Kemal KILIÇDAROĞLU Genel Başkan Yardımcıları ; Örgütlenme ve Örgüt Yönetimleri İdari ve Mali İşler Seçim ve Hukuk İşleri Partinin Tanıtımı ve Basın ve Propaganda Yerel Yönetimler Meslek Kuruluşları, Sendikalar ve Diğer Sivil Toplum Kuruluşları İşçi Memur Sendikaları, Emekliler ve Emek Büroları İşveren Sendikaları Meslek Kuruluşları ve Diğer Sivil Toplum Kuruluşları Gürsel TEKİN Hurşit GÜNEŞ Süheyl BATUM Erdoğan TOPRAK Volkan CANALİOĞLU İzzet ÇETİN Umut ORAN Dış İlişkiler ve Yurtdışı Örgütlenmeler Kadın Örgütlenmesi ve Kadın Kolları Gençlik Örgütlenmesi ve Gençlik Kolları Ekonomik ve Mali Politikalar Halkla İlişkiler AR-GE; Bilim Yönetim ve Kültür Platformu Parti İçi Eğitim Bilgi ve İletişimTeknolojileri İnsan Hakların Genel Sekreter Osman KORUTÜRK Gülsüm BİLGEHAN Engin ALTAY Faik ÖZTRAK Aladdin YÜKSEL Sencer AYATA Sena KALELİ Emrehan HALICI Sezgin TANRIKULU Bihlun TAMAYLIGİL

CHP PARTİ MECLİSİNE SUNULAN MYK RAPORU (18 Mart 2011) İÇİNDEKİLER MERKEZ YÖNETİM KURULU ÜYELERİ GÖREV DAĞILIMI GENEL BAŞKANIN KATILDIĞI PROGRAMLAR... 1 SEÇİM VE HUKUK İŞLERİ FAALİYET RAPORU... 33 TANITIM, BASIN VE PROPAGANDA FAALİYET RAPORU... 35 YEREL YÖNETİM BİRİMİ FAALİYET RAPORU... 36 MESLEK KURULUŞLARI, SENDİKALAR, VE DİĞER SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI İŞÇİ, MEMUR SENDİKALARI, EMEKLİLER VE EMEK BÜROLARI FAALİYET RAPORU... 38 İŞVEREN SENDİKALARI MESLEK KURULUŞLARI VE DİĞER SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI FAALİYET RAPORU... 39 DIŞ İLİŞKİLER VE YURTDIŞI ÖRGÜTLENMELER FAALİYET RAPORU... 40 KADIN ÖRGÜTLENMESİ VE KADIN KOLLARI FAALİYET RAPORU... 41 GENÇLİK KOLLARI FAALİYET RAPORU... 42 EKONOMİK VE MALİ POLİTİKALAR FAALİYET RAPORU... 53 HALKLA İLİŞKİLER FAALİYET RAPORU... 56 AR-GE, BİLİM, YÖNETİM VE KÜLTÜR PLATFORMU FAALİYET RAPORU... 57 PARTİ İÇİ EĞİTİM FAALİYET RAPORU... 59 BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ FAALİYET RAPORU... 60 İNSAN HAKLARI FAALİYET RAPORU... 62 ÖRGÜT DURUMU... 63

GENEL BAŞKAN IN KATILDIĞI PROGRAMLAR GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU NUN AFYONKARAHİSAR GEZİSİ (25 ŞUBAT 2011) Önce hepinize selamlarımı, saygılarımı sunuyorum. Afyon bağımsızlık savaşımızın sembolü olan illerden birisi. Cumhuriyet Halk Partisinin gönlünde Afyon un ayrı bir yeri var, ayrı bir önemi var. Eğer bir el, yere düşmüş bir asker bayrağı elinde tutuyor ve indirmiyorsa o bayrağı tutan Afyon un elidir. Şimdi yeni bir mücadeleyi başlatıyoruz. Bu mücadele insan hakları mücadelesidir. Bu mücadele özgürlükler mücadelesidir. Bu mücadele demokrasi mücadelesidir. Bu mücadele bir tek çocuğun bile yatağa aç girmediği bir Türkiye mücadelesidir. 8 yıldır ülkeyi yönetiyorlar, 8 yıl. 1 yıl değil, 2 yıl değil, 3 yıl değil, 8 yıldır yönetiyorlar. İşçisi memnun mu, emeklisi memnun mu, esnafı memnun mu, sanayicisi memnun mu? O zaman her Afyonlu bir soru soracak bu düzenden kim memnun? Bu düzenden Recep bey ve yandaşları memnun. Lüzumsuzsa söndür diyor afişimiz. 12 Haziran da ampulü söndürüp, güneşi doğurmaya var mıyız? Var mıyız? Bunun için yola çıktık. Hedefimiz bir, amacımız bir. Size söz veriyorum kul hakkı yiyen kim olursa olsun hesabını sormak benim boynumum borcudur. Bizim kitabımızda önce vatandaşı düşünmek var. Vatandaş zengin olacak, vatandaş varlıklı olacak, vatandaşın derdi olmayacak. Vatandaşın işi, gücü olacak. Afyon a ne yaptılar? Afyon kan kaybediyor. Afyon bakın karayollarının merkezi burası, demiryollarının merkezi burası. Yerin altında kaynak var, altın var. Yerin üstünde kaynak var, mermer var. Her şey var Afyon da. Ama Afyon daki işsizlik arttı, Afyon daki yoksulluk arttı. Niye işsizlik artıyor, niye yoksulluk artıyor? Afyonlunun derdi ne? Afyonlu tercihini yaptı ama o tercihin karşılığını alamadı. AKP milletvekili verdi, kepçeyle verdi. Ama AKP Afyonlunun kepçeyle vermesine karşılık bir kaşık su bile vermedi. Afyon kan kaybediyor. Milletvekili sayısı 7 den 5 e düştü. Niçin? Afyon göç veriyor artık. Ama haksızlık yapmayalım. Recep bey bir şey yaptı. Afyon daki icra dairelerinin sayısını 2 den 5 e çıkardı. Başbakan Recep bey buraya geldiğinde Afyonlu yürekli bir gazetecinin veya herhangi yürekli bir gazetecinin veya bir Afyonlu vatandaşımın Recep beye bir soru sormasını istiyorum. Sayın Başbakan desin siz bu ülkede her şey çok iyi gidiyor diyordunuz. Bu Afyon un kaderi nedir, niye bizim icra dairesi sayısı 2 den 5 e çıktı bir sorun bakalım. Bir soru daha var. Sizin soracağınız çok soru var. Ben buradan soruyorum belki Ankara da beyefendinin kulakları duyar diye. Ama biliyorum mikrofonla konuşurken duymazlar telefonla konuşurken duyarlar. Onların kulakları büyük. Ve bir soru daha sormanızı istiyorum. Ya bu Afyon besiciliğin merkezi, kırmızı etin merkezi. Ne oldu bu Afyon a da ithal anguslar geldi. Besicimi yok, toprak mı yok? Afyon un kaymağını yedi Afyon u bitirdi. Recep beye kaymak yok artık. Afyon dan kaymak çıkmasın. Ve bir soru daha ya bir hastane yapılıyor eyvallah. Afyon spor her şeyi yıkmak üzere. Barajları yıkıyor. 3 ten 2 ye çıkacak inşallah. Destek veriyoruz, onları da yürekten kutluyoruz. Ve bir soru daha soracağız. Afyonluların sorması gereken bir soru daha. Ya desinler ki arkadaş, sevgili Recep bey bu Afyon mermerin başkenti. Hastane yapılıyor sen niye bu mermeri Afyonlu sanayiciden, işadamından değil de niye Çin den getiriyorsun? Sormayacak mısınız? Efendim neymiş Afyon un mermeri işe yaramaz. Sağlık açısından tehlikeliymiş. Milletvekilinize Halil beyin soru önergesine verilen cevap bu. Bunu hiçbir Afyonlu kardeşimin unutmasını istemiyorum. Bunun hesabını sandıkta sorarsanız Afyon a demokrasi gelmiş olacak. Hesabını bana soruyorsunuz, AKP halka hesap verecek diye. Önce AKP nin Afyon a 1

hesap vermesi lazım. Bu kardeşiniz hesabını soracak siz meraklanmayın. Ama benim hesap sormam için sizin desteğinize ihtiyacım var. Halkın desteğine ihtiyacım var, sizin gücünüze ihtiyacım var benim. Destek vereceksiniz ki, adam gibi hesap nasıl sorulurmuş ben ona göstereyim. Hiç endişe etmeyin. Ben memur Kemal im, hem işçi Kemal im, esnaf Kemal im, emekli Kemal im, sanayici Kemal im. Ben halkçı Kemal im, halkın Kemal iyim. Bakın, Afyon un derdi bir değil ki anlatalım. Afyon un derdi fazla. İşsizlik almış başını gidiyor, gençlerin büyük bir kısmı işsiz, öğrencilerin durumu iyi değil. Hiç meraklanmayın üniversite okuyan gençler hiç meraklanmayın halkın iktidarında YÖK ü de kaldıracağız. Üniversiteleri bağımsız yapacağız, güçlü olacak. Bakınız bu ülkenin diyorlar ki iyi yönetiyoruz. Yine unutmamanız gereken bir soru daha var. Mademki sen bu ülkeyi iyi yönetiyorsun, 8 yıldır iktidardasın Allah aşkına yoksulluk bir yılda 8000 kişi arttı ve Türkiye deki yoksul sayısı 12 milyon 715 bin kişi oldu. Bunlar mı memleketi iyi yönetiyorlar? Memleket iyi yönetildiğinde 12 milyon 715 bin yoksul mu olur? Kendileri zenginleştiler, halk yoksullaştı. Bir şey getiriyoruz diyoruz ki aile sigortasını getireceğiz. Her yoksul ailede kadının banka hesabına 600 lira para yatıracağız. Anasının ak sütü gibi yatıracağız. Ve hemen bir telaş parayı nereden bulacaksınız. Kendine gelince para var, yandaşa gelince para var, damadına gelince para var, fakir fukaraya gelince efendim para yok. Halkın iktidarında para olacak ve biz yoksulluğu tarihe gömeceğiz. 21. yüzyılın Türkiye sinde yoksulluk olmayacak, kadını güçlü kılacağız. Yoksul hanede kadın bankaya gidecek, işçi gibi, memur gibi, emekli gibi alacak parasını çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak. Ve bir şey daha. 9 milyon emekli var. 9 milyon emekliye sesleniyorum. Emekliyi perişan ettiler, milli gelir artışından pay vermeyiz diye kanun çıkardılar, 18 ini aşan kızı evlenmemiş kızı prim yatırmazsa sağlık hizmeti vermeyeceğiz diye kanun çıkardılar. Buna karşı biz sessiz kalacak mıyız? Size söz intibak yasanızı çıkaracağız, milli gelir artışından pay vereceğiz, emeklinin kızı ister 18, ister 28, ister 58 yaşında olsun ona annesinin, babasının sosyal güvenlik hakkını sonuna kadar vereceğiz. Şimdi bunlar diyorlar ya bizde fakir fukaraya yardım ediyoruz. Nasıl? Makarna veriyoruz, bulgur veriyoruz. Bari verdikleri makarna makarna olsa, verdikleri bulgur bulgur olsa, verdikleri kömür kömür olsa. Kömürde bile, kömür dağıtırken bile 1 milyarın üzerinde yolsuzluk yaptılar. İnsan bari Allah tan korkar, Allahtan korkmuyorsan kuldan utan bari. Yoksula yardım yapılırken 1 milyarlık yolsuzluk yapılır mı? Halbuki o adamın evinde doğalgaz var. Niye doğalgazı bedava vermiyorsun? Elinden tutan mı var? Aile sigortasında oda olacak. Yoksul ailenin evinde doğalgaz varsa doğalgazı ona belli bir metreküpü ücretsiz verilecek. Bizde de bir Mübarek var. Mübarekleşiyorlar. Baskı kuruyorlar toplumun üzerine. Gazeteler yazmayacak, televizyonlar söylemeyecek, kimse Recep beyi eleştirmeyecek. Çünkü o dokunulmaz. Bu nasıl demokrasi? Kimi eleştireceksin? CHP. Sanki CHP iktidardaymış gibi. Açın yandaş kanalları bakın bakalım o kanallarda sabahtan akşama CHP ye vuruyorlar, sabahtan akşama CHP yi karalıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, ne söylerlerse söylesinler iktidara gelmekte kararlıyız, gücümüzü de halktan alacağız. Bir şey söylüyorum. Ayrılmayacağız, bölünmeyeceğiz. Sizden bir tek isteğim var benim. Tek bir isteğim var bölünmeyeceğiz, ayrılmayacağız, küçük ayrıntılarda kavga etmeyeceğiz. Vatanseverlik bağlamında bulaşacağız. Bütün vatanseverleri geçmişte hangi partiye oy verirse versin Demokrat Partiye vermiş olabilir, Anavatan Partisine vermiş olabilir, AKP ye vermiş olabilir. Ülkeni seviyorsan, insanını seviyorsan, yolsuzluklara karşıysan, yoksulluğun tarihe gömülmesini istiyorsan, vatanseversen çatı açık. Cumhuriyet Halk Partisidir onun adı. 2

Hiç meraklanmayın demokrasiyi parti dahil her yere getireceğiz. Kararlıyız bunda demokrasi gelecek. Bir pankartımız var korku imparatorluğuna son diye. Hiç meraklanmayın kurultayda söyledim, ayağa kalkın dedim, güçlü olun dedim, kimseden korkmayın, sanayici korkmasın, işçi korkmasın, emekli korkmasın, tacir korkmasın, esnaf korkmasın yürekli olacağız. AKP ye karşı yürekli olacağız, hayata direneceğiz, doğruluğa karşı, doğruluktan yana mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunlar baskı kuruyorlar sanki biz korkacakmışız gibi. Baskı kuruyorlar sanki biz çekinecekmişiz gibi, baskı kuruyorlar sanki bizim sesimiz çıkmayacakmış gibi. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi baskıyı kurarlarsa kursunlar bu kardeşiniz hayatını halka adadı, bunun mücadelesini vereceğiz. Sizlerle beraber yola çıkacağız, bunun mücadelesini sonuna kadar götüreceğiz. Afyon dan bir şey istiyorum. Bir milletvekilimiz var. Sayıyı artırmamız lazım, güçlü olmamız lazım. Ülkeyi seviyorsak birlikte olacağız ve beraber çalışacağız. Tarlada, fabrikada, esnafın dükkanında, kahvede, lokantada, ev gezmelerinde, her yerde anlatacağız. Aile sigortasını getireceğiz diyoruz, diyorlar ki acaba bunlar yeşil kartı iptal edecekler mi? Hayır. Yeşil kart sağlık sigortasıdır hiç iptal edilmeyecek. Aile sigortası ayrı bir şeydir. Aileye ekonomik güvence sağlar. 600 lira parasını alacak anasının ak sütü gibi harcayacak o parayı. İkisi birbirinden farklı şeyledir. Demokrasi açısından söyledim, özgürlükler açısından söyledim, işsizlik açısından söyledim, üretimsizlik açısından söyledim Türkiye sorunları çok olan bir ülke. Ama çözülmez değil. Aklımızla ve mantığımızla ülkemizin sorunlarını çözeriz. Aklı ve mantığı egemen kılarsak çözülmeyecek sorunumuz yoktur. Bir sorunumuz var adına Aldatanlar ve Kandıranlar Partisi diyorlar. Sorunumuz o. Bu toplumun sorunları çok ama çözülmez değil. Çözmemiz için birlik olmamız lazım. Çözmemiz için güç birliği yapmamız lazım. Çözmemiz için oyumuzu kullanmamız lazım, çözmemiz için demokrasiyi güçlendirmemiz lazım. Bunun yolu da gücünüzdür. Gücünüzü kullanırsanız hepsini aşabiliriz. 12 Haziran a hazırlık yapıyoruz, geziyoruz. Sizlerinde gezmesi ve hazır olması lazım. Gençler size söylüyorum siyasete ısındınız, daha fazla mücadele edeceğiz, daha fazla halka gideceğiz, daha fazla anlatacağız ve sağlıklı sonuçlar alacağız. Sizler görev başında oldukça Türkiye nin sırtı zaten yere gelmez. Bundan eminim ben. Gönlümde yatan şu; güzel bir Türkiye, herkesin mutlu olduğu bir Türkiye, herkesin evine alın teriyle kazandığı ekmeği götürdüğü bir Türkiye. Herkesin evinde oturup huzur içinde yaşadığı bir Türkiye. İşsizin olmadığı, yoksulun olmadığı, huzur içinde yaşanan mutlu bir Türkiye. Aileler olmalı mutluluk içinde. Tasalarımızı atmalıyız, kardeşçe yaşamalıyız. Komşumuzun derdi varsa o dert bizim derdimiz olmalı. O derdi paylaştığımız zaman dertlerin paylaştıkça azaldığını hep beraber göreceğiz. Mutlu ve güzel bir Türkiye için beraber olmalıyız. Koca Nazım ın dediği gibi bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşamalıyız. Kamyoncu kardeşimiz diyor ki, ben kamyoncuyum. Ben onun derdini çok iyi biliyorum. Deposunda yağ yaktığını da ben biliyorum. Çözümün yeri belli, çözümün adresi belli, mutluluğun adresi belli. Adresin adı Halk, onun partisinin adı da Cumhuriyet Halk Partisi. Size en içten selamlarımı, saygılarımı sunuyorum, sağolun var olun diyorum. 3

GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU İZMİR-ÖDEMİŞ DE TARIM MİTİNGİNE KATILDI (26 ŞUBAT 2011) İzmir in Ödemiş ilçesindeki Tarım Mitingi nde halka seslenen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi; Hepinize en içten selamlarımı, saygılarımı sunuyorum. 12 Haziran a az kaldı. 12 Haziran da sizin gücünüzle haramilerin iktidarını yıkıp halkın iktidarını kuracağız. Türkümüz var. Diyor ki, halkımız bir kumar oynadı ak dedik, kara çıktı diyor. Evet kendilerine ak diyorlar, ak değiller. Eğer kendilerine ak diyorlarsa milletin memnun olması lazım, çiftçinin memnun olması lazım, esnafın, sanatkarın memnun olması lazım. Emeklinin memnun olması lazım, işçinin memnun olması lazım. Şimdi soruyorum işçi hayatından memnun mu? Çiftçi hayatından memnun mu? Emekli hayatından memnun mu? Sanayici hayatından memnun mu? Kim hayatından memnun? Haramiler hayatlarından memnunlar. Onun için diyorum 12 Haziran a az kaldı. Beraber olacağız, tek yürek olacağız, haramilerin iktidarını yıkıp halkın iktidarını kuracağız. Ödemiş bizim coğrafyamızda çok önemli bir yer. Efeler diyarı. Gelirken efenin heykelini gördük zaten. Yiğit insanların, yiğitlerin harman olduğu bir yer. Köylü milletin efendisidir dendiğinde ilk akla gelen yine Ödemiş tir. Çünkü burası alın teri döktü, emek verdi, ürününü aldı ama hak ettiği parayı alamadı. Kim engel oldu buna? Kendilerine ak diyenler engel oldular buna. Onun için dedik ki, Ödemiş e gidelim, üreticiyle, köylüyle beraber olalım, çiftçiyle beraber olalım, onların dertlerini dile getirelim, onlarla kucaklaşalım dedik. Onun için Ödemiş te tarım mitingimizi yapıyoruz. Ve bir şey daha Ödemiş gerçektende tarımımızda çok önemli bir yer tutuyor. Ödemiş te bereketli topraklar var. Güneşi var, yağmuru bereketli, çalışkan çiftçisi var, ekiyor, biçiyor ama alın terinin karşılığını alamıyor. Bir dönem pamuk bu bölgenin önemli bir ürünüydü. Menderes havzası pamuk ekerdi. Şimdi pamuğu ne yapıyoruz? Dışarıdan getiriyoruz. Ve bizim besicilerin unutmaması gereken bir şey var. Sadece Ödemiş te değil, bütün Türkiye deki besicilerin unutmaması gereken bir şey var. Cumhuriyet tarihinde ilk kez ithal angus geldi. Kurbanlık koyunumuzu da dışarıdan getirdik. Peki bizim besicimiz düşünmeyecek mi ya bu ülkede üretici var çalışıyor, yemimiz var, her şeyimiz var niye dışarıdan geliyor? Niye dışarıdan getiriyorlar? Bu milletin alın terinin değeri niye verilmiyor? Çünkü onlar ceplerini düşünüyorlar halkı değil. Bunu unutmayın sakın. Ve size bir şey daha söyleyeyim. Çiftçi toprağa bağlıdır, toprak bereketlidir. Ekersiniz ürününüzü elde edersiniz. Çiftçi hep şunu yapmıştır. Ekmiştir, gübresini atmıştır, mazotu çalışmıştır, traktörü çalışmıştır ve sonunda geldiği nokta şudur; eker, biçer, ürününü elde eder. Satar onu alın terinin karşılığını alır. Çoluk çoğunu evlendirir düğününü derneğini yapar. Gider kuyumcudan altın alır, esnaftan yiyeceğini alır, şekerini alır, çayını alır. Herkes kazanır. Çiftçi kazanınca herkes kazanır. Çiftçi kaybedince herkes kaybediyor. Onun için diyoruz çiftçi bu ülkenin çimentosuysa o çimentonun dokularını AKP, yani Aldatanlar ve Kandıranlar Partisi bozmuştur. Bir hesap yaptık. Dedik ki acaba çiftçiye ne kadar destek verdiler, çiftçiden ne kadar vergi aldılar. Hesap şu; çiftçinden 5 milyar lira destek verdiler. Bütün Türkiye de çiftçilere verilen destek 5 milyar lira. Çiftçiden ne kadar vergi aldılar? 6 milyar lira. Verdiği destekten daha fazla vergi aldılar. Peki dışarıdan ithal edilen tarım ürünlerine ne kadar verdiler? 20 milyar lira. 5 milyar destek veriyorsun, 6 milyar vergi alıyorsun, 20 milyar lirada dışarıdan tarım ürünü getiriyorsun oraya para veriyorsun. Şimdi ben buradan Türkiye deki bütün çiftçilere sesleniyorum. O 20 milyar lirayı yabancı ülkelerin çiftçisine vermek yerine bizim ülkemizin çiftçisine verilseydi bu ülkenin çiftçisi bırakın 4

Türkiye yi bütün dünyayı beslerdi. Çiftçi ekiyor ama çiftçi nasıl ekiyor? Dünyanın en pahalı gübresi bizim çiftçiye satılıyor. Dünyanın en pahalı mazotu bizim çiftçiye veriliyor, dünyanın en pahalı elektriği bizim çiftçiye veriliyor. Ama ürünü dünyanın en ucuz ürünü. Ne olacak? Ekmiyor. 26 milyon hektar alan AKP iktidarı döneminde ekilmedi, ekilmiyor. Çünkü ürünün karşılığını alamıyor çiftçimiz. Onun için sesleniyoruz, onun için söylüyoruz çiftçinin sorunlarıyla birebir ilgilenmek ancak halkı düşünen iktidarlar için geçerlidir. AKP halkı düşünen bir parti değildir. Türkümüzde diyor ya ceplerine baktık her taraftan para çıktı diye. Bunların yapıları budur. Halkı düşünmeyen, kendini düşünen, kendisi için çaba harcayan, yandaşları için çaba harcayan, halkı için mücadele eden bir siyasi anlayış yoktur bunlarda. Onun için size geldik, sizin dertlerinizi sizlerle beraber gündeme getiriyoruz. Ve şunu söylüyoruz. Yolda gelirken süt üreticileri sütlerini döktüler. Basın mensupları görsün, bütün Türkiye görsün diye. Süt üreticilerinin derdini hepiniz biliyorsunuz. Çocuklarımız var sabahları birer bardak süt içseler ülkede bu sorun kalmaz. Süt üreticileri sütlerinin değerini biliyorlar değil mi? Su mu pahalı, süt mü? Allah ın suyunu alırsınız sadece şişelersiniz. Ya süt? Besleyeceksiniz, yem vereceksiniz, süt elde edeceksiniz, üreteceksiniz, sağlıklı hale getireceksiniz vatandaşa vereceksiniz ve ondan sonrada sudan ucuz olacak. Bu yapıyı tersine çevireceğiz. Kimin iktidarında? Halkın iktidarında bunu. Buna kesinlikle inanmanızı istiyorum. Çünkü biz halkı düşünürüz, halk için mücadele ederiz. Halk için yola çıktık, halk için mücadele edeceğiz. Pamuktan söz ettim. Pamuğun önemini anlatmak için anlatayım. Pamuk ekmedik dışarıdan pamuk ithal ediyoruz. Pamuk olduğunda çırçır fabrikaları çalışırdı. Yağ elde ederdik. Fabrikalarda pamuk işlenir, kumaş oldurdu. Dokuma tezgahları vardı. Binlerce işçi çalışırdı, konfeksiyonumuz vardı. Dışarıdan ürün almaz, kendimiz üretir halkımıza satardık. Perişan ettiler bizim tekstilcilerin büyük bir kısmını çıktı Mısır a gitti. Doğrumu bu? Sizden isteğim bunları anlatın. Sadece burada değil, Türkiye nin her tarafında ben anlatacağım. Bunlar çiftçi dostu değil, esnaf dostu değil, emekli dostu değil. Bunlar kendilerini düşünen bir siyasal anlayışa sahipler. Onun için diyoruz pamuktan başladık, hayvancılıktan başladık. Bakın bütün sorunlara baktığınız zaman alın terinin karşılığının alınmadığı bir Türkiye yle karşı karşıyayız. Sizden isteğimiz bunu Türkiye nin her tarafında anlatmanızdır. Zeytinin bittiğini söylüyorlar. Allah aşkına üzüm var, zeytin var, incir var, pamuk var. Baktığınız zaman bu üreticilerin hangisi memnun? Memnun mu bunlar hayatından? Memnun mu hayatından? Biraz sesli söyleyin ki Ankara dan belki Recep bey duysun. Kulakları duysunda bu milletin derdi nedir anlasın bari. Yalnız şunu söyleyeyim. Ödemiş meydanında siz söylüyorsunuz onların kulakları duymaz bunu. Telefonla konuşurken derdinizi anlatında onlar daha rahat duyarlar bunu. Bakınız aramızda çok sayıda emekli var değil mi? Tarım emeklisi de var. Hayatınızdan memnun musunuz? 9 milyon emekliye sesleniyorum, hayatınızdan memnun değilseniz 12 Haziran da sandığa gideceğiz. Mücadelemize az kaldı, halkın iktidarını kurmaya az kaldı. Onun için mücadele edeceğiz. Bir şey daha, emekli hayatından memnun değilse, eğer demokrasi varsa AKP ye dersini vermelidir. Niye vermelidir? Çünkü AKP dedi ki, sana milli gelir artışından pay vermeyeceğim. Sen ikinci sınıf yurttaşsın dedi. Emekli ikinci sınıf yurttaş olmayı hak ediyor mu? O zaman hep beraber 12 Haziran da sandığa gideceğiz. Emekliler söz veriyor mu? Geliyoruz çiftçi kardeşlerimize. Gübreden rahatsızsınız fiyat yüksek. Elektrikten rahatsızsınız fiyat yüksek. Mazottan rahatsızsınız fiyat yüksek. Recep bey ne demişti seçimlere girmeden önce? Mazottaki ÖTV yi kaldıracağız demişti. Kaldırdı mı? Kaldırdı mı? Kaldırmadığını bende biliyorum. Mazot oldu 3,5 lira. Ama ben size söz veriyorum, işçi Kemal in sözü, çiftçi Kemal in sözü, emekli Kemal in sözü, halkçı Kemal in sözü, mazotu yarıya indireceğiz 1,5 lira yapacağız mazotu. 5

Biliyorum Recep bey bunu duyunca gene diyecek ki parayı nereden bulacaksın. Hiç meraklanmayın size 5 milyar lira teşvik verip, 6 milyar lirayı sizden vergi diye alan bir zihniyet sizi teşvik mi ediyor? Onun için bu kardeşinize güveneceksiniz. Biz para nasıl toplanır, kimden nasıl toplanır, halk için nasıl harcanır onu çok iyi biliriz. Bizim bilgimiz buna yeter, eğitimimiz buna yeter. Demokrasideki, bürokrasideki deneyimimiz buna yeter hiç endişe etmeyin. Yeter ki, halkınızı düşünün. Bunu biz çok iyi biliriz. Bakınız, yoksulluk gittikçe artıyor. 12 milyon 715 bin yoksulumuz var. Ve dedik ki aile sigortasını getireceğiz. Yoksulluğu bitireceğiz, tarihe gömeceğiz dedik. Aile sigortasını dedik başladılar korkmaya. Ve Recep bey kalktı dedi ki sen diyorsun ki, 12 milyon 715 bin yoksul var. Birde kayıt dışı yoksullar var onu niye hesaba katmadın. Rakamlara bakın. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir başbakan kayıt dışı yoksulluktan bahsediyor. Yani açıklanan rakamlar az, yoksul sayısı daha fazla diyor. Ne yaparsa yapsın, ne düşünürse düşünsün, aile sigortasını getireceğiz, yoksul evde kadının banka hesabına her ay 600 lira yatıracağız ve o kadın anasının ak sütü gibi o parayı çekip çoluk çoğunun rızkını sağlayacak. Biz bunu söyledik hemen dediler ki, efendim bakın kulislere bakın. Efendim aile sigortası gelecek, kadına 600 lira verilecek doğru banka hesabına yatırılacak. Ama bunlar yeşil kartı iptal edecekler diyorlar. Buradan söylüyorum Recep bey sende, bütün bakanlarında, bütün örgütünde duysun yeşil kart iptal edilmeyecek, 600 lirada verilecek. Bu milleti düşüneceğiz biz. Bir hedefim var, bir isteğim var, bir umudum var. Bir gelecek umudum var. Herkes mutlu olsun, evine alın teriyle kazandığı ekmeği götürsün. İşsizlik olmasın, yoksulluk olmasın. Bizim ülkemiz bereketli bir ülke. Toprağımız bereketli bir ülke. Toprağımız bereketli, çiftçimiz çalışkan. Ama başımızda bir iktidar var bereketsiz bir iktidar. O kadar bereketsiz ki, ithal koyun getiriyor, ithal angus getiriyor, çiftçiyi perişan ediyor. Onun için bereketsiz iktidar diyorum bunlara. Ceplerini düşünüyorlar, yurdu düşünmüyorlar, halkı düşünmüyorlar. Ve sizden bir şey daha. Az önce söyledim konuşurken telefonla konuşun belki sizin dertlerinizi dinlerler diye. Bunu şunun için söylemiştim. Eğer hükümeti eleştirirse birisi sabahın 5 inde, 6 sında polis kapısına gelir seni götüreceğiz diye. Bizim iktidarımızda, halkın iktidarında sabahın 5 inde, 6 sında kapıyı sütçü çalacak, çocuğunuza süt getirdim diyecek. Bunların iktidarında polis çalacak, tutuklayacak gözaltına alacak. Ama biz demokrasiyi getireceğiz. Biz özgürlüğü getireceğiz. Ailemizi düşüneceğiz, bütün aileleri düşüneceğiz. Onların çocuklarını düşüneceğiz, sabahın 5 inde, 6 sında sütçü gelecek çocuklarımıza süt getirecek. Bu ülkenin üreticisi kazanacak, çocuklarımız daha akıllı olacak, daha iyi beslenecekler ve mutlu bir Türkiye yi beraber kazanıp, beraber yaratacağız. Bir pankart var. Diyor ki, pankartımızda tüyü bitmemiş yetim hakkı yiyenlerden hesap sormazsan dünyada, ahrette hakkımızı helal etmeyiz diyor. İki elimiz yakandadır. Söz veriyorum halkın iktidarında kul hakkı yiyenlerden hesap sormak benim boynumun borcu olsun söz veriyorum size. Bunlar unutmayın aşınıza, ekmeğinize göz koyanlardır bunlar. Bunlar az önce söyledim halkı düşünenler değil, halkı düşünen halkın sorunlarıyla ilgilenir. Halkın sorunları nedir onu dinler. Siz hiç Recep beyin vatandaşın arasına girdiğinde, bir vatandaş gelip şikayetini anlattığında Recep beyin can kulağıyla onu dinlediğini duydunuz mu, gördünüz mü? Mersin de bir çiftçi ne söylemişti? Mahvolduk diye. Ne demişti? Çiftçi kardeşlerim sizin ananız için ne demişti? Ananı da al git demişti. AKP yle aramızda bir fark var. O ananı da al git dedi. CHP ne diyor? Ananı da, babanı da, kardeşini de al gel kardeşim diyor. Hiç meraklanma sen. Şimdi biz birlik olursak halk olarak, bölünmezsek, ayrışmazsak bizi yıkacak güç yoktur. Size bir örnek vereyim. Geçmişte hangi siyasi partiye oy verdiyseniz verdiniz başımın üstüne. Ama artık beraber olacağız, güçlü olacağız beraber olduğumuz zaman. Sizden söz istiyorum 6

12 Haziran da sandığa gidip halkın iktidarı için oy kullanmaya söz mü? Söz mü? Çiftçi kardeşlerim söz mü? O zaman meraklanmayın siz söz verdiniz, bende verdiğim bütün sözlerin arkasında duracağım. Sizin için mücadele edeceğim, sizin için çaba harcayacağım. Biz aile sigortasında kadının banka hesabına 600 lira yatırdığımızda bu 600 lira ne olacak biliyor musunuz? Gidecek mahallenin esnafından alışveriş yapacak. Alışveriş yaptığı zaman esnaf kazanacak. Esnaf kazandığı zaman, ürününü sattığı zaman gidecek fabrikadan yeni ürünler alacak. Herkes kazanacak buradan. Esnaf kazanacak, sanayici kazanacak, yoksulluk bitecek, çocuklarımız huzur içinde olacak, geleceğe güvenle bakacağız. Tarımı, çiftçiyi desteklediğimiz zaman ürünü üreten kazanacak, ürünü tüketen kazanacak, onu fabrikada kullanan kazanacak. İthal değil kendimiz üreteceğiz, ithal değil kendimiz tüketeceğiz. İthal değil kendimiz değerini biçeceğiz. İthal değil alın terinin hakkını vereceğiz. Orada güzel bir afiş daha var. Diyor ki Recep bey angusunu al başına çal. Fena bir pankart değil bu. Bizim temel felsefemiz şu; AKP yle farklarımızın her yurttaş tarafından çok iyi bilinmesini isterim. Söylerken zaman zaman diyorlar ki bunların projeleri yok, bunların hedefleri yok, bunlar sadece eleştirirler. Projemiz var, hedefimiz var, gelecek güvencemiz var. Ülkeyi bunlardan çok daha güzel yöneteceğiz, halk memnun olacak. Bundan kesinlikle emin olmanızı isterim. Bunlar bir şey daha söylüyorlar. Efendim CHP iktidara gelirse faizler yükselirmiş. Ödemiş meydanından sesleniyorum. Ödemiş meydanından söylüyorum. Faizler asla ve asla çıkmayacak. Çünkü biz ekonomiyi yöneteceğiz. Hatta ben size şunu söyleyeyim icra dairelerinin de sayısı alacak. Hacizli traktör olmayacak. Traktörleri haczedeceksiniz, çiftçiyi perişan edeceksiniz, hapis kıskacına sokacaksınız yetmemiş efendim CHP gelirse daha kötüsü olacak. Bundan kötüsü mü olur? Haciz kıskacından çiftçimizi kurtaracağız. Yüksek faizden çiftçimizi kurtaracağız. Mazotta ÖTV yi indireceğiz ve göreceksiniz ki mutlu bir Türkiye yi beraber kuracağız. Biliyorum çok sayıda pankartımız var. O pankartlarda yeni vaatler isteniyor. Sizden istediğim bir şey var. Bizi hayatın her alanında izleyin. Söylediklerimizin bilinmesini isterim. Bize güvenmenizi isterim. Biz karşılıklı birbirimize güveneceğiz. Bir şeyi söyleyeyim size. Araştırıyorlar, yıllardır araştırıyorlar bunların bir açığını bulabilir miyiz diye. Bizim açığımız yok. Alnımız ak, temiz, pirupak, halka hizmet için yola çıktık, temiz siyaset için yola çıktık. Bunların ekonomi politikası neydi çiftçi için bilen var mı? AKP nin çiftçi için ekonomi politikası neydi bilen var mı? Ben size söyleyeyim. Onların ekonomi politikasının adı çiftçiyi imha planı. Çiftçiyi nasıl imha ederiz, nasıl aç bırakırız, ürününün bedelini nasıl vermeyiz bunu planladılar. Aşama aşamada hayata geçirdiler. Mazota yap zammı, gübreye yap zammı, suya yap zammı, elektriğe yap zammı ürünün fiyatını düşür. Bakın, elimde 30.11.1993 tarihli mandıra işletmesi Recep Oduncu ya ait bir fatura var. 1993 sütün kilosu 40 kuruş. 2011 sütün kilosu ne? 50 kuruş. Yapılan zam 93 2011 sadece 10 kuruş. Yeme ne kadar zam geldi, elektriğe ne kadar zam geldi, mazota ne kadar zam geldi? Ben size diyorum ya bunların politikası çiftçiyi imha planı. Bunların ekonomi politikası bu. Onun için diyoruz ki, AKP yi hepiniz çok iyi bilin, çok iyi tanıyın ve ona göre kararınızı verin. 12 Haziran da beraber olacağız. 12 Haziran da halkın iktidarını kuracağız. Hiç meraklanmayın 12 Haziran a az kaldı. Size söz veriyorum Türkiye yi adım adım dolaşacağım. Halkla kucaklaşacağım, halkın sorunlarını dinleyeceğim. Ta ki haramilerin iktidarını yıkıncaya kadar. Deniyor ki, hayvancılık merkezi Küçükmenderes kan ağlıyor. Sadece burası değil, Van a gittim Van daki üreticide kan ağlıyor. Muş a gittim Muş taki üreticide kan ağlıyor. Yozgat a gittim Yozgat taki üreticide kan ağlıyor. Bunlar ülkeyi düşünmüyorlar. Evet arıcıda burada diyor. Hiç meraklanmayın bu ülkede bir sorun varsa unutmayın o sorun Kemal Kılıçdaroğlu nun sorunudur. Bu ülkede bir çocuk yatağa aç giriyorsa o sorun Kemal 7

Kılıçdaroğlu nun sorunudur. Bu ülkede çiftçi kazanamıyorsa, emekli geçinemiyorsa, esnaf kazanamıyorsa o sorun Kemal Kılıçdaroğlu nun sorunudur. Bunu çözmek için yola çıktım. Bunu çözmek için kararlıyım. Efeler diyarı bilir, efelerimiz burada, yiğit efelerimiz burada. Sizler ulusal bağımsızlık savaşında mücadele ettiniz. İkinci milli kurtuluş savaşını başlatıyoruz. Bunun adı ekonomide milli kurtuluş. Daha güzel, daha çağdaş, daha uygar, geleceğe güvenle bakan bir Türkiye yi beraber kuracağız. Var mısınız? Var mısınız? Var mısınız? Size söz veriyorum bende varım, beraber çıkacağız yola. Ve her şeyin güzelliği beraber olmak, özgür olmak, geleceğe güvenle bakmak. Koca Nazım ın dediği gibi bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşacağız. Hepiniz sağolun, var olun diyorum. İzmir programı kapsamında Bornova Belediyesi tarafından yenilen Işıkkent spor tesislerinin açılışına katıldı ve tesisin yüzme havuzunda gerçekleşen 50 metre serbest yüzme yarışmasını izledi. Daha sonra Ege bölgesi Kars, Ardahan, Iğdır Dernekler Federasyonunun Halkapınar Spor Salonu nda düzenlediği 2. Geleneksel halk şölenine katıldı. GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU ESKİŞEHİR DE CHP YE KATILIM TÖRENİNDE (27 ŞUBAT 2011) Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve DSP il ve ilçe örgütleri, İlçe Belediye Başkanları, Meclis Üyelerinden oluşan grubun CHP ye katılımları için Porsuk Spor Salonunda düzenlenen törene katılan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada şunları söyledi; Adım adım Türkiye yi dolaşağız ve Türkiye de AKP iktidarının kabusunu anlatacağız. Adım adım gezeceğiz özgürlük ve demokrasi isteğimizi bütün Türkiye ye haykıracağız. Biz işçinin, sanayicinin, esnafın derdini anlatacağız ve sahip çıkacağız. Bir şeyi unutmayın. Yola çıkarken tek hedefimiz vardı halkı kucaklamak. Biz her yerde söylüyoruz biz halkın sorunlarına talibiz. AKP ile aramızdaki fark bu; Onlar ülkeyi çağdaşlaştırmıyor, biz çağdaşlık istiyoruz, onlar kadın- erkeke eşitliğine inanmıyor ama biz inanıyoruz. Kadın kardeşlerime seslenmek istiyorum seçme seçilme hakkını size sağlayan parti CHP. Şimdi kadınlarımıza bir fırsat daha veriyoruz. Siyasal hak tanıdık, şimdi de ekonomik hak da tanıyacağız. Kadın makarna kuyruğunda beklemeyecek, bulgur kuyruğunda beklemeyecek. Yoksul ailelere ayda en az 600 lira vereceğiz. Kadınlarda da memurlar gibi işçiler gibi gidip bankadan paralarını çekebilecekler.sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Eskişehir deyiz güzel bir kentteyiz, modern bir şehirdeyiz, üniversite kentindeyiz. Ve Eskişehir i Eskişehir yapan belediye başkanımız burada. Yılmaz Büyükerşen burada. O burada aramızda Eskişehir de halka hizmet etti, Eskişehiri dünyaya tanıttı. 2002 de Eskişehir e tramvay getireceğiz dedi. Tramvayı 2 yılda bitirdi. Yılmaz Büyükerşen verdiği sözü tutu. Hangi AKP li Belediye verdiği sözü tutu. Ama o tutu. 2007 de tramvayın kapsitesi yetmez dedi ve 120 bin yapacağım dedi. Her altı ay da bir projesini onaylatmak 8

istedi. Yıl 2007, şimdi 2011 Ben sizden para da istemiyorum, Eskişehir e hizmet edeceğim dedi. Karşısında bir duvar...recep Bey ne demişti? Belediyeler arasında ayrım yapmayacağım dedi. Ama yetki veriyor mu Eskişehir e?yetki vereceğim diyor, hayır yapma diyorlar. Şimdi de İller Bankasını Yılmaz Büyükerşen nin karşısına dikiyorlar Ankara metrosu bitti mi İstanbul metrosu bitti mi? Hayır. Şimdi de AKP li belediyeler yapmadı, devlet tamamlasın diye uğraş içindeler. Bütün bunlara karşın ne diyor Yılmaz Büyükerşen? Arkadaş bana dokunmayın gölge etmeyin, ben kendim yapacağım diyor. Önümüzdeki dönemde size söz veriyorum iktidarı değiştireceğiz. Eskişehir e sizlerin layık olduğu şekilde hizmet edeceğiz. Artık bölünmeyeceğiz, beraber olacağız. Tek hedefimiz var, halkın iktidarını kurmak. Belediye başkanlarımıza, iki belediye başkanımıza da teşekkür ediyorum. Halkın iktidarında onlarla çalışmaktan onur duyacağım. Başbakanlığa gelmemiz benim değil, sizlerin elinde. Geçmişte hangi partiye oy verirseniz versin, şimdi CHP ye oy vermenizi istiyorum. Tenceriniz kaynamıyor mu? Adres CHP, temiz siyaset mi istiyorsunuz? Adres CHP, Geçinemiyor musunuz? Adres CHP Gençler.. siz destek verdikçe durmayacağız halkın iktidarını kuracağız. Mücadelemiz kutsal bir mücadeledir. Temiz siyaset için halkı kucaklayan bir mücadeledir. Cumhuriyet Halk Partisi artık halkıyla buluşuyor. Biz yolumuzu çizdik, haritamızı çizdik. Gücümüz sizdedir. Halka inanyıruz. Bugüne kadar oy alamadıysak daha çok halka gideceğiz. Çiftçiyi Ödemiş te dinledik.. Kimileri 50 bin dedi, kimileri 100 bin kişi mitingte vardı dedi. Şimdiye kadar olmayan bir katılımla çiftçimizle buluştuk. Neden Ödemiş? Eskiden Menderes Ovasında pamuk üretilirdi. Şimdi yurt dışından getiriyoruz. Çünkü halkı düşünmediler. Aramıza katılan arakdaşlarımızı hiç ayrı düşünmediler, kardeş partimizdeydiler. Ecevitin, halkçı ecevitin partisinden geldiler. Ecevit bizim de liderimizdir. O halkçi bir liderdi. Bu vesile ile Eceviti de anmak istiyorum. Hocama huzurunuzda altı okun çatısı altına geldiği için Mustafa Kemal in partisine geldiği için teşekkür ediyoruz. GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU NUN LONDRA GEZİSİ (3 MART 2011) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, üç günlük İngiltere temasları çerçevesinde, Türkiye nin İşçi Partili Dostları grubunun resepsiyonuna katılarak, İngiltere de muhalefetteki İşçi Partisi nin Genel Başkanı Ed Miliband ile görüştü. Ayrıca, London School of Economics (LSE) Üniversitesi, Chatham House düşünce kuruluşu ve Oxford Üniversitesinde konuşmalar yaptı. İngiltere nin AB İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı David Lidington ve çeşitli İngiliz basın kuruluşlarından temsilcilerle de bir araya geldi. 9

GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU TÜRKİYE DEN GÖÇÜN 50. YILINDA EMEK ŞENLİĞİ NE KATILMAK ÜZERE ALMANYA YA GİTTİ (5 MART 2011) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP ve DİSK tarafından Almanya nın Bochum kentinde düzenlenen Türkiye den Göçün ün 50. Yılında Emek Şenliği nde gurbetçilere hitap etti ve şunları söyledi; Londra dan İstanbul a dönüş hazırlığı yapılıyordu. Otelde daha uyumadan telefon çaldı, gazetecilerin evleri ofisleri basılmış. Bu gazeteciler ne yaptılar. Bir gazetecinin haber emekçisinin ofisi niye basılır? Evi niye basılır? Eşi hastaneden yeni çıkmış gazetecinin evi hangi gerekçe ile basılır? Bunun adına Türkiye de ileri demokrasi deniyor. Şunu unutmayın 12 Eylül darbecileri döneminde 31 gazeteci hapisteydi. 8 yıllık AKP döneminde hapiste olan gazeteci sayısı 61. Bunu özellikle Avrupalı dostlarımız duysun diye söylüyorum. AKP demokrattır diye çıkıp meydanlarda konuşanlar duysun diye Brüksel de koltuklarında oturup CHP yi sabah akşam eleştirenler duysunlar diye söylüyorum. 12 Eylül ürünü bir parti, 12 Eylül darbecilerinden hesap mı sorabilir. Bu ülkenin yetiştirdiği halkı doğru bilgilendirmek için çalışan gazetecilerin evini basacaksınız, sonra kalkacaksınız Türkiye de ileri demokrasi var diyeceksiniz. Bir de milletin gözünün içine baka baka Türkiye de basın özgürlüğü ABD den bile daha öndedir diyeceksiniz. Türkiye de 8 yılda çok şey değişti. Demokrat olanlar için, yetmez ama evet diyenler için söylüyorum. Artık Türkiye de her ev dinleniyor, sokaktaki vatandaş dinleniyor. Türkiye de yalan politikadan, talandan bıktıklarını ve yalan ile talanı sonlandırıp halkın iktidarını kuracaklarını söyleyen Genel Başkan Kılıçdaroğlu, halkı kandırmayacaklarını, kandıranlardan olmayacaklarını ifade eti. Sirkeci den 50 yıl önce trene binip Almanya ya alın teri ile para kazanmak için gelen gurbetçilerin bugün Almanya da yazar, politikacı mühendis, mimar ve işveren olduklarına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, Almanya daki Türklerin 74 bin işletme ile 38 milyar Euro ciro yaptığını söyledi. Bunlar bizi Almanlarla entegre ediyor. Umudum şu Türkiye ye karşı Almanya, Fransa ve Avusturya dan farklı sesler çıkıyor Türkiye AB üyesi olmasın diye. Sizler Almanya da yetişenler Alman yurttaşı olan Türkiye kökenliler, sizler bizi AB ye taşıyacak lokomotiflersiniz. Sizler Türkiye de bizim onurumuzsunuz. Biz sizlerin yazdığınız filmleri izledikçe yazdığınız kitapları okudukça sizinle iftihar ediyoruz. Dosyaları alacağım. Almanya da hortumlanan para 10 milyar avro. Nasıl oluyor insanların alın teri inanç uğruna nasıl sömürülür? Çalışıp kazanmak bu kadar alın teri dökmek bu kadar kolay mı? Hele hele Almanya da para kazanmak kolay mı? dedi. Deniz Feneri davasına bakan Alman yargıç davayı yüzyılın soygunu, Almanya tarihinin en büyük soygunu olarak nitelendirdi. Türkiye Cumhuriyeti nin en küçük soygunlarından birisi. Alman yargıçlar dediler ki Biz Almanya dakileri bulduk yargı önüne çıkardık, mahkum ettik, ama asıl failler Türkiye de. Asıl failler nerede bilenler var mı? Asıl failler Recep Bey in arkasında. Bu faillerden birisi televizyona çıktı, Benim arkamda Başbakan var dedi. Bunları çocuklarımız bile tanımalı. İsim isim söyleyeceğiz. Artık bu ülkede Türkiye de Almanya da Fransa da, Hollanda da, Belçika da 10

yurttaşlarımız soyulmasın. Alın terini çalanlardan hesap soracağız ki bir daha alın teri çalınmasın diye. Hülle ile yargıç atanabilir mi? Bunları her yerde Almanya da, Fransa da, Hollanda da, ABD de Brüksel de, kulakları duymayan Brüksel de söyleyin. Bunlar olurken Türkiye de başka şeyler de oluyor. Türkiye uluslararası şeffaflık örgütünün raporunda rüşvette bir numara yolsuzluklarda zaten markayız. AKP markası eşittir yolsuzluklar. Köşeyi dönenlerin partisi. Büyük düşünün diyenler, yani büyük götürün anlamında. Yoksulu düşünen bir parti olarak aile sigortası getireceğiz dedik, Başbakan çıktı dedi ki 12 milyon yoksulun yanında bir de kayıtdışı yoksul var. Bu bir itiraftır. Devletin resmi rakamlarının yoksul sayısını ne kadar az gösterdiğinin ve Başbakanın ağzından çıkan bir itirafıdır. Gücümüz sizsiniz. AB çağdaşlaşma projesidir. O projesinin altında İsmet İnönü nün imzası vardır. O imzaya sonuna kadar sahip çıkacağız. Sarkozy imtiyazlı ortaklık öneriyor, Merkel imtiyazlı ortaklık öneriyor. AB hakkımızı söke söke alacağız dedi. GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU, İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İLE TCDD ORTAKLIĞIYLA GERÇEKLEŞTİRİLEN ALİAĞA-MENDERES BANLİYÖ HATTI NIN AÇILIŞ TÖRENİNE KATILDI (6 MART 2011) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu açılışın ardından bir konuşma yaptı ve şunları söyledi; İzmir Türkiye nin aydınlık yüzü çağdaş kentidir. İlklerin kentidir İzmir. Bugün önemli bir şey yapıyoruz. Türkiye nin en büyük kent içi toplu ulaşım projesine imza atıyoruz. Başta İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ulaştırma bakanlığı ve TCDD olmak üzere bu önemli projeye destek veren herkese teşekkür ediyorum. Siyasi kaygılar bir kenara bırakılarak İzmir için Büyükşehir Belediyemizin yaptığı ciddi yatırımların en önemli örneklerinden biri gerçekleşti. İzmir şimdiden toplu ulaşımın en çağdaş en konforlu en ucuz yapıldığı bir metropol olarak yapıldığı şehir olarak tarihe geçti. İzmir de 90 dakikalık süre içinde yapılan ulaşımda ücret ödenmiyor. Çok cesur bir yaklaşımla bir ilke daha attı Büyükşehir belediyemiz. Taşeronlaşma gibi bir illeti kesip attı ve bütün taşeron işçileri kadrosuna aldı. Bu kentte yapılan işleri görmezden gelmek başarıları gölgelemeye çalışmak İzmir gibi bir kente yapılacak en büyük haksızlık olacaktır. İzmir e bakınca hukukun üstünlüğünü, basın özgürlüğünü hoşgörüyü görüyorum. İzmir e bakınca Türkiye nin dört bir yanından gelmiş insanların hoşgörüyle birlikte yaşadıkları bir kent görüyorum. Doğayı havayı seven insanlar görüyorum. Ama ben İzmir den bakınca gazetelerde yazıların yazana gazetecilerin, özgürce araştırmasını yapan bilim adamlarının, meydanlarında özgürce gösteri yapan insanların yaşadığı bir Türkiye istiyorum. 11

GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜNÜ MARDİN DE KUTLADI (8 MART 2011) Mardin deyiz, dünyanın en güzel kentindeyiz. Dinlerin buluştuğu, dillerin kaynaştığı, insanlığın doruğa çıktığı en güzel kentteyiz. Burada kadınlarımızla beraberiz. Dünya Kadınlar Günü diyoruz. Acaba kadınlar için sadece bir günü mü ayırmamız gerekiyor? Hayır. Annelerimiz, bacılarımız, onların dertlerini her zaman ama her zaman paylaşmak, mutluluklarında da onların yanında olmak hepimizin görevidir. Bu göreve herkesi davet ediyorum. Bir kardeşimiz diyor ki; dayak değil, gül istiyoruz diyor. Doğrudur şiddeti reddedeceğiz. Yeri zamanı gelince güzel laflar ediyoruz. Cennet anaların ayağı altındadır diyoruz, yeri zamanı gelince kadına şiddet uyguluyoruz. Kadınlara şiddeti her yerde, her ortamda reddedeceğiz. Kadınları baş tacı edeceğiz. Kadınları bu toplumun en güçlü unsuru haline getireceğiz. Bundan herkesin emin olmasını istiyorum. Hayatımızın yarısı kadınlar. Elmanın yarısı gibi. Bir arada oturuyoruz, evleniyoruz, çoluk çocuk sahibi oluyoruz. Çocuklar babaya mesafeli ama anneyi daha fazla istiyorlar. Dertlerini anneye anlatırlar, anneyle dertlerini paylaşırlar. Önce dillerini anneden öğrenirler, kültürlerini anneden öğrenirler. O zaman yapacağımız bir şey var kadınların okuması. Az önce bir kardeşimiz konuştu 9 çocuk annesi. Ben dedi ilkokulu dışardan bitirdim. Keşke okuyabilseydim, keşke liseyi bitirebilseydim. Ama bir çabası var kızlarımı okutuyorum diyor. En azından onları lise düzeyine kadar okutabildim. Eğer toplumun eğitilmesini istiyorsak kadınların eğitilmesi lazım. Kadın okuduğu zaman ilk eğiteceği kişi erkeklerdir. Erkekler eğitildiği zaman kadına şiddeti uygulamazlar. Erkekler eğitildiği zaman kadını baş tacı ederler ve bir evde en büyük sorunu yaşayan kadınlardır. Az önce örneğini verdiler. Diyarbakır da eğer bir sorun yaşanıyorsa, bir evde eğer tencere kaynamıyorsa onun acısını ancak anneler bilir. Annelere o açıdan saygı duymamız gerekir. Biz bir proje geliştirdik. Burada gördünüz. Aile sigortası getireceğiz dedik. Ne demek aile sigortası? Halkın iktidarında sizin izlinizle, sizin oylarınızla inşallah Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında hiçbir ailenin geliri ayda 600 liranın altına düşmeyecek. Bu sözü veriyoruz size. Hiçbir ailede gelir 600 liranın altına düşmeyecek. Neden? Bakın ben size örnek vereyim. Cumhuriyet Halk Partisi bütün kadın kardeşlerimizin evidir. İlk seçme, seçilme hakkını yani siyasi haklarını veren Cumhuriyet Halk Partisidir. Sandığa gidin oyunuzu kullanın dediler, bu yetkiyi verdiler. Ama bu yetkinin yerinde ve zamanında kullanılması için, kadının siyasette daha fazla ağırlığını koyabilmesi için kadının okuması gerekiyor, kadının yazması gerekiyor, kadının üniversiteyi bitirmesi gerekiyor, kadının iş hayatına atılması gerekiyor. Kadının erkeğinin yanında omuz omuza beraber çalışması gerekiyor. Onun için dedik ki siyasi haklarınızı verdik güzel. Şimdi sıra geldi ikinci önemli olaya. Kadınlara ekonomik güvencede vereceğiz. Ekonomik güvencenin adı aile sigortası ve ekonomik güvencenin miktarı en az 600 lira. En az, en fazla değil. En az 600 lira. Çocuk sayısı fazlaysa, evde engelli varsa veya anne babayla beraber kalınıyorsa bu rakam artacak. Aile sigortasının özelliği şu; aile sigortası ayda 600 lira yattı ertesi ay arkası gelecek mi, gelmeyecek mi diye beklemeyeceksiniz. Her ay düzenli kadının banka hesabına yatacak. Evde erkeğin değil, kadının banka hesabına yatacak. Kadın gidecek işçi gibi, memur gibi, emekli gibi ayda 600 lirasını çekecek çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak ve kadın evde daha güçlü olacak. Beyi gelecek belki kadından para isteyecek. Bana biraz harçlık verebilir misin diyecek. Çünkü kadın evin artık temel direği olacak. 12

Bunu yaptığımız zaman ne olur? Bunu yaptığımız zaman şu olur. Bütün kadın kardeşlerimiz acaba bana kömür verecekler mi, makarna verecekler mi, bulgur alacak mıyım diye bir beklenti içinde olmayacaklar. Sosyal devlet onların garantörü olacak. Her ay düzenli sosyal devlet bakacak onlara. Aile sigortası sadece aileye getirilen bir güvencedir. Adı üstünde çoluk çocuğu, kadını kimseye minnet ettirmeyeceğiz. Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek. Bizim felsefemiz bu, inancımız bu, siyasi anlayışımızda bu. Eğer yoksulluk varsa kadının günahı ne? Yoksulluk işsizlik varsa çalışan, iş arayan insanın günahı ne? Bu ekonomik politikalar yoksul sayısını artırdı. Türkiye deki yoksul sayısı 12 milyon 715 bin kişi. Bir daha söyleyeyim 12 milyon 715 bin kişi. Bunu biz söylemiyoruz. Bu devletin resmi kurumları söylüyor. Ve Sayın Başbakan diyor ki, 12 milyon 715 bin kişi az, siz birde kayıt dışı yoksullar onları bilmiyorsunuz diyor. İtiraf. İtiraf ediyor. Kim olursa olsun istersen 15 milyon kişi olsun her aileye asgari gelir güvencesi getireceğiz. Bu konuda kararlıyız. Bu para kime yarayacak? Sadece aileye mi? Hayır. Bu parayı kadın çektiği zaman bankadan alacak çocuklarını yanına mahallenin esnafına gidecek, dükkana gidecek, alışveriş merkezine gidecek. O da istediğini alacak, istediğini koyacak yanındaki sepete. Çoluk çocuğu neyi istiyorsa onu alacak ve çoluk çocuğun rızkını sağlayacak. Kim kazanacak? Aile. İkinci sırada kim? Esnaf kazanacak. Çünkü bu parayı ilk kullanacak olan kişilerden biriside bu ülkenin esnafı. Bir şey daha söyleyeyim size. Aile sigortasıyla ilgili dediler ki, siz efendim bu parayı nereden bulacaksınız. Size söz, namus sözü, işçi Kemal in, memur Kemal in, esnaf Kemal in, çiftçi Kemal in, yani sizin Kemal inizin sözü ben bu parayı bulacağım. Bu para birilerinin dediği gibi öyle çok büyük paralar değil. Bütün kamu harcamalarının %1.7 si. Sen yedi sülalene para buluyorsun, köşeyi dönenlere para buluyorsun, dolar milyarderi olanlara para buluyorsun, sıra fakir fukaraya gelince efendim bunun parasını nereden bulacaksın. Bunun parasını namuslu adamlar bulurlar ve namuslu adamlar öderler. Bir hedefimiz var, bir amacımız var, bir ilkemiz var. Doğudan batıya, güneyden kuzeye kim olursa olsun hepsinin başımızın üstünde yeri var. Ve bir hedefimiz var. Bir tek çocuk bile yatağa aç girmeyecek. Hiçbir anne benim çocuğum aç kalmayacak diyecek. Size söyledim evde tencere kaynamazsa acıyı kadın çeker. Evde tencere kaynamazsa evde sorun çıkar. Kadına şiddet uygulanıyor, beyi işsiz, iş bulamıyor. Kadının işi gücü yok. Nereden bulacaklar? Evde huzursuzluk çıkıyor. Aile sigortasının en büyük özelliklerinden biriside ailede huzursuzluğu kaldıracağız. Ailede mutlu bir aile olacak, huzur içinde bir aile olacak. Sosyal devletin koruması altında bir aile olacak, düzenli geliri olacak, düzenli çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak. Ve bir şey daha bu sizin hakkınızdır arkadaşlar. Bütün bayan kardeşlerime, kadın kardeşlerime söylüyorum bu sizin hakkınızdır. Sosyal devlette bu bir haktır. Bakın anayasanın 63. maddesi ne diyor? Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir der. Eğer bu benim hakkımsa ben bu hakkın arkasında duracağım. Ayda 600 lira vereceğiz, belki ileride diyeceksiniz ki 600 lira yetmiyor. Yeni bir hak talebinde bulunacaksınız. Nasıl emekli benim maaşım yetmiyor diyorsa, işçi benim aylığım yetmiyor diyorsa, memur benim aylığım yetmiyor diyorsa aile sigortasında da kadın yeri geldiği zaman diyecek ki hangi siyasi parti benim aylığımı artırırsa ben oyumu oraya vereceğim diyecek. Bir hak olarak size vereceğiz biz bunu. Kadınlar en çok şiddete uğrayanlar dedik. %1400 kadına yönelik şiddet arttı. %1400. Huzursuz bir ailede şiddet olur. O açıdan biz bayan kardeşimizin, kadın kardeşimizin elinde tuttuğu gibi biz dayağı tarihe gömeceğiz. Evde mutluluk olacak, huzur olacak. Evde huzurun ve mutluluğun olduğu bir ortamda mutlu bir Türkiye olacak. Sizden bir isteğim daha var. Geçmişte siyasi partiler şu veya bu şekilde sizin en temiz duygularınızı istismar ettiler. Din üzerinden istismar ettiler, inanç üzerinden istismar ettiler, etnik kimlik üzerinden istismar ettiler. Size buradan söz veriyorum hangi inançtaysanız başımın üstüne. Hangi etnik kimlikteyseniz başımın üstüne. Ben bu ülkenin, doğudan batıya, güneyden kuzeye bütün yurttaşlarını seviyorum. Bütün kardeşlerimi seviyorum. Onların huzuru için, onların mutluluğu için, onların çocuklarının mutluluğu için yola çıktık. Temiz bir 13

siyaset olsun, milleti kandırmayalım artık, millete doğruları söyleyelim, doğruların arkasından gidelim ve milletimizde doğrunun yanında, doğru siyasetin yanında yer alsın dedik. Bunun mücadelesini yapıyoruz. Ve sizden isteğim. Sizin inançlarınızı sömürenlere oy vermeyin. Sizin etnik kimliğinizi sömürenlere oy vermeyin. Hiç kimsenin kendi anne babasını seçme hakkı yoktur. Ama biz hepimiz annemiz ve babamızla iftihar ederiz. Annemizi, babamızı, soyumuzu, sopumuzu severiz. O ayrı bir şey. Allah la kulun arasına kimse girmez. Kimin daha fazla Müslüman veya başka bir inançtan olduğuna kimse karar veremez. O manevi duyguya siyasetçinin girme hakkı yoktur. Siyasetçinin görevi şudur; açlık mı var siyasetçinin görevi onu yok etmektir. Yoksulluk mu var siyasetçinin görevi onu yok etmektir. İşsizlik mi var siyasetçinin görevi işsizliği bitirmektir. Bölgeler arası kalkınmada dengesizlik mi var? Siyasetçinin görevi onu çözmektir. Biz bunları bıraktık bir tarafa başka işlerle uğraşıyoruz. O yüzden size söylüyorum doğu ve güneydoğudaki bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum. Gidin her yerde anlatın halkın iktidarında en az 600 liralık bir gelir güvencemiz olacak diyin. Bu gelir güvencesi sizi toplumda güçlü kılacak, ailede güçlü kılacak, mahallede güçlü kılacak. Onurunuzla, alın terinizle, ananızın ak sütü gibi bir parayla sosyal devletin koruması altında olacaksınız. Bunu unutmayın. Bakın, 80 yılda bir sorunu çözemedik. 4 milyon kadınımız okuma yazma bilmiyor. 4 milyon kadınımız. Bu, bu ülkeyi yönetenlerin ayıbıdır. 4 milyon kadınımız okuma yazma bilmiyorsa bir derdimiz var demektir. Onlar okuyacaklar, okula gidecekler, onların okumaları için önlerindeki bütün engelleri kaldıracağız. Bu konuda da söz veriyorum size. Ve bir şey daha söyleyeceğim. Türkiye nin neresine giderseniz gidin bir taşeron işçilik belası var. Size söz veriyorum halkın iktidarında aile sigortasını getireceğiz ama taşeron işçiliğe de son vereceğiz. Herkes sendikalı olacak, herkes örgütlü olacak, herkesin kıdem tazminatı hakkı olacak. Herkesin izin hakkı olacak. Birilerinin emrinde olup iş güvencesi birisinin iki dudağı arasında olmayacak. Bununda sözünü veriyoruz size. Ve bu bölgede önemli olan bir şeye daha dikkatinizi çekmek isterim. Ailede huzursuzluğun acısını kadın çeker ama eşi, babası, kardeşi, çocuğu faili meçhule gitmişse yine dramı kadın çeker. Doğu, güneydoğudaki bütün kadınlara söz veriyorum o faili meçhulleri mutlaka aydınlatacağız, mutlaka hesabını soracağız. 6 sefer önerge verdik. Gelin açıklayalım faili meçhuller varsa bunların üzerine gidelim. Demokrasi diyorsunuz, özgürlük diyorsunuz gelin faili meçhulleri aydınlatalım. Yazık, günah değil mi anaların gözyaşına. Ama 6 sefer önergemiz reddedildi. Unutmayın reddeden partiyi biliyorsunuz. Faili meçhullerin aydınlığa çıkarılmasını isteyen partiyi de biliyorsunuz. Biz faili meçhullerin aydınlanmasını hiçbir cinayetin, hiçbir ölümün failsiz kalmamasını istiyoruz. En büyük hedeflerimizden biriside budur. Sizlere daha fazla ve daha uzun süre seslenmek isterdim. Ama salonumuzun havası gittikçe yoğunlaşıyor, sıcak çok fazla. Bir pankartımız var. Bir kadın kardeşimiz tutuyor. Diyor ki, öğretmene atama. Bakınız şunu söyleyeyim. Bir anne baba boğazından keser çocuğunu okutur, üniversiteye gönderir okusun benden daha iyi yaşam koşullarına sahip olsun, benim çektiğim acıları çekmesin, benim çektiğim dramı çekmesin okusun iyi bir evlilik yapsın, çoluk çocuğuna baksın yeri geldiğinde de ayakları üzerinde durabilsin. Ama üniversiteyi bitiriyor ve işsiz. Dışarıda okul var, öğrencide var, sınıfta var ama öğretmen yok. Öğretmeni atayın diyoruz hayır atamıyorlar. Öğretmeni atamayı isteyen kardeşime söz veriyorum. Ödemiş te de bu sözü verdim, Kayseri de de verdim, Sivas ta da verdim, Batman da da verdim atanamayan öğretmenlerin oluşturduğu platforma gittim. Halkın iktidarında size söz veriyorum bir tek atanamayan öğretmen kalmayacak. Bir tek çocuk öğretmensiz kalmayacak. Bunların hepsini yapacağız. Ve bir şey daha. Bütün kadın kardeşlerime söylüyorum. Biz özgürlük istiyoruz. Herkesin düşüncesini özgürce dile getirdiği bir Türkiye istiyoruz. Telefonlarımız dinlenmesin diyoruz. Çocuklarımız işkence çekmesin diyoruz. Yürüyüş yaptı diye coplanmasın diyoruz. Hakkını 14

aradı diye tekel işçileri dayak yemesin istiyoruz. Düşüncelerin özgürce dile getirildiği bir Türkiye istiyoruz biz. Çok şey mi istiyoruz? Bütün batılı devletlerin, bütün özgür ülkelerin var olan hukuk sistemlerinin bizde de olmasını istiyoruz. Korku imparatorluğunu yıkacağız. Herkes düşüncesini özgürce yazacak, özgürce anlatacak. Kadınlar güvenceye kavuşacak ve Türkiye korku imparatorluğunu yıkıp atacaktır. Hepinize en içten selamlarımı, saygılarımı sunuyorum. Sağolun, var olun diyorum. Sevgili bacılar, unutmayın aile sigortasını gittiğiniz her yerde anlatın. Kadınlara ekonomik güvence veren, gelecek güvencesi veren, çocuklarının güvencesi olan, en az 600 lirayı ananızın ak sütü gibi alacaksınız ve çoluk çocuğunuzun rızkını sağlayacaksınız. GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU GENCEARTI PROJESİ MARDİN DE GENÇLERLE BULUŞTU (8 MART 2011) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, GenceArtı İstihdamda Fırsat Eşitliği Yaratma Projesi 8 Mart 2011 Salı günü Mardin Öğretmenevi nde gençlerle buluştu. Etkinlik sonunda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da salona gelerek etkinliğe katılan gençlere seslendi. Parti Meclisi Üyesi Aylin Nazlıaka nın açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik tüm gün süren kişisel gelişim eğitimiyle devam etti. Katılımcıların sorularının da yanıtlandığı eğitimde, verilen aralarda gençler halaylar çekerek eğlendiler. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu eğitim sonunda yaptığı konuşmada gençlere işsizliğin olağan olarak algılanmaya başlandığını belirterek, Böyle olmamalı. İşsizlik ve yoksulluk olağanüstüdür dedi. Gençlerin sorularını da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Elinizi sıkabilir miyim? diye soran bir katılımcıya O iş en kolayı çıkarken tokalaşacağız diye cevap verdi. Bir katılımcının Kürt sorunu tanımından rahatsız olduğunu dile getirmesine de Genel Başkan Kılıçdaroğlu şöyle cevap verdi: Kürt sorunu diye ifade edilen soruna Doğu ve Güneydoğu sorunu dediğimde buna bazı medya mensupları Vay efendim sen niye Kürt sözcüğünü kullanmak istemiyorsun diye kızıyor. Kullanılabilir. Arkadaşlar yani biz imparatorluktan Cumhuriyeti kurduk. O imparatorlukta her etnik kimlikten insanlar var. Hepsi bizim insanımız. İçinde Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Süryani, değişik inançlardan Ermeni, çok sayıda vatandaşımız var. Biz insana insan olarak bakacağız. İnsan bizim gözümüzde, bizim inancımızda en değerli varlıktır. Bunu inançlarıyla düşünceleriyle kimlikleriyle seveceğiz. GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU, ETİMESGUT KENT KONSEYLERİ BİNASINDA AİLE SİGORTASI PROJESİ TANITIM TOPLANTISINA KATILDI (9 MART 2011) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Aile Sigortası nı tanıtan sinevizyon gösterisinin ardından yaptığı konuşmada, toplantıyı sigortayı tanıtmak amacıyla düzenlediklerini söyledi. Türkiye ilginç bir ülke, AKP ile daha da ilginç bir hale geldi. AKP nin gündemi farklı, toplumun gündemi farklı ama bizim gündemimiz halkın sorunları dedi. Kadınlara seçme ve seçilme hakkını CHP nin verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu hakkın tek başına aileye huzur getirmediğini, bu hakkın desteklenmesi gerektiği düşüncesiyle çalışmalar yaptıklarını ifade etti. 15

Kadının en ciddi sorunu nedir diye düşündük. Diyarbakır da bir kadın kardeşimiz 4 çocuğuna yemek veremediği için intihar etti. Bu olay, 21. yüzyılın Türkiye sinde yaşandı. Annelerin hayatın içinde çok önemli bir yerde olduğunu belirten Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Aile Sigortası projesiyle Türkiye Cumhuriyeti nde hiçbir ailenin gelirinin 600 liranın altına düşmeyeceğini söyledi. Bunun büyük bir rakam olmadığını, rakamın ailenin düzeyine göre bin 250 liraya kadar çıktığını anlattı. Aile sigortası kavramının dünyadaki 9 sigorta dalından biri olduğunu ve gelişmiş ülkelerde de uygulandığı bilgisini veren Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye de 8 sigorta dalı uygulanıyor, 9 uncusu uygulanmıyor. Uygulanmayan dal, aile sigortası. Biz bunu getireceğiz. Bunun özü de aileye ekonomik güvence sağlamak dedi. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, projenin kaynak sıkıntısının olmadığını ifade ederek, parayı kadının banka hesabına yatıracaklarını kaydetti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarına göre Türkiye de 12 milyon 715 bin yoksul bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: Yoksullukla mücadelede beylerin insafı beklenemez. Hanımlar güçlüdür, hanımlar dirayetlidir, hanımlar kararlıdır, hanımlar tuttuğunu koparır. Bizim projemizde eksik varsa söyleyin düzelteceğiz, eksik varsa tamamlayacağız. Ben başkaları gibi kızmam. Eleştirin, eksiğimiz varsa söyleyin ki biz onları tamamlayalım. Ama sizden benim bir isteğim var. Bunu her gittiğiniz yerde anlatın. Tek başına benim anlatmam, arkadaşlarımın anlatması yetmez. Hepiniz anlatacaksınız, beraber anlatacağız. Artık Türkiye de hiçbir çocuk yatağa aç girmesin, istediğimiz bu. Bu çocuklar hepimizin çocuğudur. Bir çocuk sokakta niye simit satsın? Okula gitsin Yazık, günah değil mi? Bizim neyimiz eksik? Toprağımız mı yok? Bakın bereketli topraklarımız var. Denizimiz, güneşimiz mi yok? Onlar da var. İnsanımız mı yok? İnsanımız da var. Üstelik bir de işsiz. O zaman neyimiz eksik? Yöneticilerimiz eksik. Doğru dürüst politikacımız yok. Ben söz veriyorum size, bütün siyasi hayatım boyunca sadece ve sadece sizin çıkarlarınız için mücadele edeceğim ve etmekte de kararlıyım. Sizi bölüyorlar. Bölenler erkekler, onu da söyleyeyim. Efendim şu bayan başörtülü, efendim bu türbanlı, bunun başı açık, yok bu mantolu, yok bu çarşaflı sana ne kardeşim, herkes istediği gibi giyinir. Bakın burada da ne kadar güzel bir tablo var. Birbirimize bir şey mi diyoruz? Bizim derdimiz nedir? Derdimiz yoksulluk bizim. Derdimiz nedir? Benim çocuğum okula gitsin. Derdimiz nedir? Benim çocuğum yatağa aç girmesin. Derdimiz nedir? Siyaset temiz olsun. Derdimiz bu. Başka işlerle uğraşıyoruz. O yüzden tuzağa düşmeyeceğiz. Biz halkın partisi olma kararındayız. Derdinizi sonuna kadar dinleyeceğiz, ona çözüm üretmeye çalışacağız. Hedefimiz bu. Eğer yoksulluk bitsin diyorsanız, bize destek verin dedi. GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU TÜRKİYE GAZETECİLER FEDERASYONUNUN TOPLANTISINA KATILDI (11 MART 2011) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Gazeteciler Federasyonunun (TGF) Sheraton Otel de yaptığı Anadolu Medyası Liderlerle Buluşuyor konulu toplantıya katıldı ve burada yaptığı konuşmasında, yerel basının önemine değindi. Genel Başkanın şunları söyledi; Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, değerli basın mensupları, hep beraber dinledik. En son Ercan beyi dinledik. Ercan bey bazı sözlerde istedi. Aslında hepimiz Türkiye de yaşıyoruz, kentte yaşıyoruz. Kentli olmak nedir diye bir soru sorsam kendimize 50 tane gerekçe bulabiliriz. Kentli olmanın yolu örneğin kentte oturmaktır. Kentli olmanın yolu sinemaya, 16

tiyatroya gitmektir. Ama bana göre kentli olmanın yolu yerel gazeteyi okumakla başlar. Sabah kalktığınızda benim yaşadığım kentte neler oluyor, bu kentte hangi sorunlar yaşanıyor önce onu okuruz. Kentli olmanın yolu budur arkadaşlar. Sonra yaygın medyaya bakarız. Türkiye de ne oldu. Açarız dünyada ne oldu onları öğreniriz. İnsan olmanın, sorumluluk üstlenmenin, yurttaşına, dünyaya karşı sorumlu bir birey olmanın temel özelliği budur. Kentli olmak yerelde başlıyor. Kentli olmak aynı zamanda televizyonda izlemektir. Ama kentli olmak yalan habere karşı itiraz etmektir, isyan etmektir. Bu yanlıştır demektir. Kentli olmak bunu da gerektirir. Kentli olmanın sorumlulukları vardır. Şimdi bakıyoruz oraya dünyada olağanüstü gelişmeler var. Teknoloji duvarları kaldırdı, sınırları kaldırdı. Baskıcı rejimler bile belli haberlerin acaba benim ülkemde yayınlanmasından halk galyana gelir mi, halk tepki gösterir mi, onlara nasıl yasak getiriyim diye düşünmenin ötesinde artık sınırlar aşıldı habercilikte. Tunus ta üniversitede okuyan üniversite mezunu bir seyyar satıcı kendisini yakıp olayları başlatıyorsa, Mısır a sıçrıyorsa, onlar dünyadaki gelişmeleri yakından izledikleri içindir. Baskıcı rejimlere isyan ettikleri içindir. Özgürlüğe susadıkları içindir. Yolsuzlukla baskıcı rejimlerin birleştiği ortamda demokrasiyi yakalamanın ne kadar güç olduğunu bilmenin bilinci içinde hayata isyan etmektir. Olay budur. Yerelde sizler gazetelerinizi yaparsınız, haberlerinizi de yaparsınız. Eğer yaygın basında bu kadar baskı varsa herhalde yereldeki baskının çok daha yüksek olduğunu siz benden daha iyi biliyorsunuz. Kendiniz yaşıyorsunuz. Senin gazetene ilan vermem. Sen bu haberi yaptın bir daha seni kapımdan içeri almam. Belediye başkanından tutun valiye kadar, vali yardımcılarına kadar, emniyet müdürüne kadar, defterdara, vergi dairesi başkanına kadar bütün bu ilişkiler bir anlamda yerelde ciddi baskı oluşturabiliyor. Biz bunları biliyoruz. Çok tipik bir örneğini anlatayım. Elazığ dan burada yok galiba. Elazığ da Kalem Gazetesi diye bir gazete yayınlanırdı. Bu gazetenin özelliği yereldeki bir yolsuzluğu bütün ayrıntılarıyla ve belgeleriyle ortaya koymasındandır. Ve o yolsuzluğu haber konusu haline getirende yine AKP deki bir belediye meclisi üyesinin artık vicdanına tak ettiği için, yeter ya bu kadar da yolsuzluk olmaz diye patlamasından kaynaklanıyor. Darp var, şiddet var, baskı var ve sonunda bu gazete kapatıldı. Sahip çıkan oldu mu? Hayır. Eğer tek tek sıramızı beklersek bu olmaz. Meydanlara çıkınca sorun artıyor. Susma sustukça sıra sana gelecek. Önce işçiler atıyorlardı. Sıra onlara gelince bağırmaya başladılar. Diğer sendikalar hiç ses çıkarmadı hayatlarından memnundu bunlar. Sıra onlara gelince onlar bu sefer aynı sloganı atmaya başladılar. Medyada kendisine çeki düzen vermek zorundadır. Medyada az önce Ercan bey söyledi, baskı olacak, 12 Haziran dan sonra bize bunun sözünü verin. Ben siyasete adımımı attığım andan itibaren halka doğruları söylemek konusunda söz verdim. Halkı aldatmayacağıma söz verdim. Eğer bir ülkede özgürlük yoksa, medyanın özgürce eleştirme hakkı yoksa o ülkede demokrasiden söz edemeyiz. Türkiye de demokrasi falan yoktur. Hangi demokrasiden bahsediyorsunuz siz? Bir örnek vereceğim size. Sayın Başbakanın örneğini vereceğim size. Diyor ki Sayın Başbakan, 8 yıl boyunca manşetine karıştığımız bir gazete var mıdır? 8 Mart 2011 de söylüyor. Manşetine karıştığımız bir gazete var mı diyor? Sayın Başbakan sen doğruyu söylemiyorsun. Şimdi açıklayacağım kimin kalemiyle? Bir başka gazetecinin kalemiyle. Fatih Altaylı yı hepiniz bilirsiniz. Saygın, kaleminin arkasında duran, direnen, doğruları yazmaktan da çekinmeyen güçlü bir kalemdir. Severiz, sevmeyiz. Ama böyle bir kişiliği var. 21 Nisan 2007 de Sabah gazetesinden ayrılırken meslektaşlarına bir mektup yazdı. Bütün internet sitelerinde var bu. Mektup şöyle başlıyor. Sevgili meslektaşlarım diye başlıyor. Bütün Sabah gazetesi çalışanlarına sesleniyor. Bazı yazarların yazılarına bilgim ve onayım dışında müdahale edildi diyor. Hangi manşetten bahsediyorsun sen hükümetin başında oturan kişi? Doğrudan müdahale edildi. Ve yine devam ediyor. Son olarak geçen hafta Cumhurbaşkanı 17