3. Ulusal Özel Güvenlik Sempozyumu 1-2 Mart 2013 Gaziantep ÖZEL GÜVENLİK VE KORUMA PROGRAMLARININ MEVZUATTAN KAYNAKLANAN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Tekin ARABACI 1, İbrahim GÜNEŞ 2 1 Eskipazar Meslek Yüksekokulu (tekinarabaci@karabuk.edu.tr) 2 Eskipazar Meslek Yüksekokulu (igunes@hotmail.com) ÖZET Ülkemizde özel güvenlik alanında yürürlükte bulunan mevzuat; 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikten oluşmaktadır. Bunların dışında ayrıca bu kanun ve yönetmeliğe ilişkin, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan genelgeler bulunmaktadır. Kanun ve yönetmelikte, üniversitelerde bulunan özel güvenlik ve koruma programlarına atıf yapan, kanunun 14. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, yönetmeliğin 39. maddesinin üçüncü fıkrası bulunmaktadır. Bunların dışında kanunda ve yönetmelikte özel güvenlik ve koruma programlarıyla ilgili herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Kanunun 14. maddesinin birinci fıkrasına göre, özel güvenlik ve koruma programlarından mezun olan öğrencilerin, silahlı özel güvenlik görevlisi olabilmek için ayrıca özel eğitim kurumunda yirmi saatlik silah bilgisi dersine devam etmesi gerekmektedir. Oysa bu öğrenciler okulda, ortalama elli saat silah bilgisi dersini görmektedirler. Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan yönetici olma şartları arasında dört yıllık yüksekokul mezunu olma şartı yer almaktadır. Bu herhangi bir dört yıllık yüksekokul olabilmektedir. Özel güvenlikle alakalı olmasına gerek yoktur. Özel güvenlik alanında iki yıl eğitim gören program mezunlarına ise yönetici olabilme hakkı verilmemiştir. Yönetmeliğin 34. maddesinin birinci fıkrasındaki yenileme eğitimine özel güvenlik ve koruma programlarından mezun olanlarda tabidirler. İki yıl okuyup göreve başladıktan beş yıl sonra altmış saatlik bir eğitim görecekler ve bu eğitimi özel eğitim kurumlarından alacaklardır. Yüksekokuldan mezun olmanın geçerlilik süresi beş yılla sınırlanmış olmakta bu beş yıl için öğrenci iki yıl okumaktadır. 15
Bir tarafta özel eğitim kurumunda üç hafta, yüz yirmi saat ders görüp hem de silahlı özel güvenlik personeli olabilmek diğer tarafta özel güvenlik ve koruma programında iki yıl ortalama beş bin saat ders görüp silahsız özel güvenlik personeli olabilmek Bu durum hiçte adil olmayan bir tercih yapma durumunu ortaya koymaktadır. Bu durumu adil hale getirebilmek için: Özel güvenlik ve koruma programlarından da silahlı özel güvenlik personeli olarak mezun olunabilmeli, mezun olanlara yönetici olma hakkı sağlanmalı, mezun olanlar yenileme eğitimine tabi tutulmamalıdır. Anahtar Kelimeler: Özel Güvenlik, Özel Güvenlik ve Koruma Programları, Özel Eğitim Kurumları, Mevzuattan Kaynaklanan Sorunlar, Çözüm Önerileri. 1. GİRİŞ Toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyet (TDK Sözlüğü,2012) anlamına gelen güvenlik kavramı insanlığın var olduğu günden bu yana insanoğlunun gündeminde yer almıştır. Soğuk ve yağış gibi iklim olayları ve doğada bulunan kendinden daha büyük ve yırtıcı canlılardan korunmak için mağaralara sığınarak varlığını güvenceye alan insan, bir zaman sonra hemcinsleri ile ortak yaşayışa geçmenin hem yaşamını sürdürmesi için gerekli olan yeterli besini elde etmek hem de korunmak için gerekliliğini fark ederek toplu yaşamaya başlamış ve takım adı verilen grupları oluşturmuştur (Kottak, 2001). Önceleri doğanın güçlerine karşı kendisini güvenceye almak için hemcinsleri ile bir arada yaşamaya başlayan insanoğlu bir süre sonra bu ortak yaşamdan kaynaklanan birtakım güvenlik sorunları nedeniyle ortak yaşayışa kimi sınırlar getirmeye ve bu sınırları gözetecek kimi kurumlar oluşturmaya başlamıştır (Kottak, 2001). Toplumsal yapının oluşması ve devletlerin kurulması ile birlikte güvenlik hususunda teşkilatlar kurulmuş ve güvenliğin devlet eliyle gördürülmesi yoluna gidilmiştir. Devletin en başta gelen görevi toplumun huzur ve güvenliğinin sağlanması olup bu görev kolluk güçleri aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Modern çağda güvenlik algısı üzerinde yeniden düşünülmüş ve devletin görevleri arasında olan güvenlik sağlama görev ve yetkisinin bir kısmının özel güvenlik aracılığıyla sağlanabileceği sonucuna varılmıştır. Bu sürece ülkemizde dâhil olarak özel güvenlik uygulamasını gerçekleştiren ülkeler arasında yerini almıştır. Ancak bizde özel güvenlik uygulamasına kanuni altyapı hazırlanmadan geçilmiş kanuni düzenlemeler uygulamadan sonra gerçekleştirilmiştir. Öyle ki ilk özel güvenlik programı açıldığında ortada özel güvenlik hizmetleri alanında bir kanun mevcut değildi. Dolayısıyla özel güvenlik personelinin eğitimine ilişkin kanuni düzenlemelerden yoksun vaziyette bir uygulamaya geçilmiş oldu. Gelinen süreçte özel güvenlik programlarındaki eğitime ilişkin kanuni düzenleme eksikliği halen devam etmektedir. Mevcut 5188 sayılı Kanun da birkaç madde yer almakta ancak bu maddeler özel güvenlik programlarının sorunları yeterince çözememektedir. 16
2. ÖZEL GÜVENLİĞE İLİŞKİN MEVZUATTA EĞİTİM 2.1. 2495 Sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun 22 Temmuz 1981 tarihinde kabul edilip 24.07.1981 tarih ve 17410 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 2495 sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun, özel güvenliğe ilişkin ilk kanuni düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. 2495 sayılı Kanun, 5188 sayılı Kanun çıkana kadar yürürlükte kalmıştır. Ülkemizde özel güvenlik uygulaması yeni bir uygulama gibi görünmesine karşın bu uygulamayı Osmanlı Devleti dönemine dayandıran görüşler de bulunmaktadır. Osmanlı Devleti nde geceleri çarşı-pazar yerlerini gözetleyen asesler (asayişin muhafazası için geceleri dolaşan ve şimdiki polis vazifesini gören memurlar), esnaf loncalarının aldıkları inzibati önlemler, tüccar ve kervanların güvenliğini sağlayan kervansaraylar, yollarda eşkıya soygununa müsait yerlerde yolcu güvenliği için tedbir alan derbentçiler (kale ve hudut muhafızı) özel güvenlik uygulamaları olarak kabul edilmektedir (Dalda, 2007). Ayrıca fikri platformda 1966 yılından bu yana bizzat adı üzerinde özel güvenlik uygulamasının kabul edildiği, hatta o tarihlerde hazırlanan tasarılar kanunlaşmasa bile, barajlar gibi korunması gereken önemli yerlerin güvenliğinin özel bir şekilde sağlanması için yönetmelikler çıkarıldığı görülmektedir (Derdiman, 2010). Bu uygumlalar özel güvenlik olarak değerlendirilse de bu alanda çıkan ilk kanun 2495 sayılı Kanundur. 2495 sayılı Kanunun amacı; Milli ekonomiye veya Devletin savaş gücüne önemli ölçüde katkısı bulunan, kısmen veya tamamen yıkılmaları, hasara uğratılmaları veya geçici bir zaman için dahi olsa çalışmadan alıkonulmaları, ülke güvenliği, ülke ekonomisi veya toplum hayatı bakımından olumsuz neticeler yaratacak, kamuya veya özel kişilere ait kurum ve kuruluşların sabotaj, yangın, hırsızlık, soygun, yağma, yıkma burada bulunanların zorla işten alıkoyma, sağlıklarını ve vücut bütünlüklerini tehdit ve tehlikelere karşı korunması ve güvenliklerinin sağlanması, yurt dışına giriş çıkış yapılan yerlerde giriş ve çıkışa yarayan belgelerin kontrolü ile giriş çıkış işlemlerinin yapılması, aranan ve giriş çıkışı yasaklananların resmi güvenlik görevlilerine tesliminin sağlanmasıdır şeklinde kanunun birinci maddesinde ifade edilmiştir. Bu maddenin içeriğinden de anlaşılacağı üzere kanunla, hem kamu kurum ve kuruluşlarının hem de özel kişilere ait kurum ve kuruluşlarının korunması ve güvenliklerinin sağlanması amaçlanmıştır. Kanunun 2. maddesinde; Bu Kanun hükümlerine göre korunacak ve güvenlikleri sağlanacak yerler; 1 inci maddede belirtilen özellikleri taşıyan milli eğitim ve öğretim ve ekonomi ile Devletin savaş gücüne önemli ölçüde katkısı bulunan baraj, enerji santralleri, rafineri, enerji nakil hatları, akaryakıt nakil, depolama, yükleme tesisleri ve benzeri yerlerde, sivil trafiğe açık Devlet eliyle işletilen hava meydanları ve limanlar, tarihi eserler, ören yerleri, sitler, açık ve kapalı müzeler, sanayi ve ticari ve turistik tesislerdir. İstanbul ve diğer şehirlerdeki kapalı çarşı ve buna benzer ticari, turistik tesislerde bu Kanun hükümleri çerçevesinde özel güvenlik teşkilatı kurulabilir denilerek kanun kapsamına giren alanlar ifade edilmiştir. Kanunun devam eden maddelerinde özel güvenlik teşkilatı ve personeline ilişkin, denetime ilişkin düzenlemeler, yasaklar, ceza maddeleri ve çeşitli hükümler yer almaktadır. Bir başlık altında özel güvenlik personelinin eğitimine ilişkin hükümler 17
düzenlenmemiştir. Sadece 17. maddede; Özel güvenlik teşkilatı personelinin eğitim sorumluluğu İçişleri Bakanlığına ait olup, esasları bu Bakanlıkça hazırlanacak bir yönetmelikle tespit edilir denilmektedir. Bunun dışında özel güvenlik eğitimine ve özel güvenlik programlarına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. 2.2. 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun Özel güvenlik personelinin eğitimine ilişkin kanuni düzenlemelerin ilk yer aldığı kanun; 10 Haziran 2004 tarihinde kabul edilip 26.06.2004 tarih ve 25504 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun dur. Bu kanunun amacı; kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyetteki özel güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin esas ve usulleri belirlemektir (5188 s.k. md.1). Bu Kanun, özel güvenlik izninin verilmesine, bu hizmeti yerine getirecek kişi ve kuruluşların ruhsatlandırılmasına ve denetlenmesine ilişkin hususları kapsar (5188 s.k. md.2). Kanunun eğitim başlıklı 14. maddesinde daha çok özel eğitim kurumlarında verilecek derslere, ders saatlerine, yenileme eğitimine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Maddenin birinci fıkrasında; Yükseköğretim kurumlarının güvenlikle ilgili fakülte ve meslek yüksekokullarından mezun olanlar ile fakülte veya meslek yüksekokullarının güvenlikle ilgili bölümlerinden mezun olanlarda silah eğitimi dışında özel güvenlik temel eğitimi şartı aranmaz denilmektedir. Bu ibarenin dışında özel güvenlik programlarına ilişkin herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. 2.3. 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik mevzuatta yer alan diğer bir düzenlemedir. Bu yönetmelik 07.10.2004 tarih ve 25606 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik, 5188 sayılı Kanunun uygulanmasına yönelik usul ve esasları düzenlemektedir (Yönetmelik Md:1). Özel güvenlik programlarına ilişkin düzenleme yönetmeliğin 39. maddesinin üçüncü fıkrasında yer almaktadır. Burada Silah bilgisi ve atış fark dersini alan özel güvenlik meslek yüksekokulu mezunlarının da silah bilgisiyle ilgili yazılı ve uygulamalı sınavdan altmış puan almaları halinde başarılı sayılırlar. Özel güvenlik meslek yüksekokulu öğrencileri eğitim dönemi içerisinde silahsız olarak ve gözlemci sıfatıyla staj yapabilirler. İki yıllık öğrenim boyunca, meslek yüksekokulu tarafından belirlenecek tarihlerde, özel güvenlik eğitim kurumlarında silah eğitimi alabilir ve mezuniyetleriyle birlikte silahlı eğitimleri de geçerli kabul edilir denilmektedir. Bunun yanında yönetmeliğin yenileme eğitimi başlıklı 34. maddesinde zımnen özel güvenlik programı mezunlarının da yenileme eğitimine tabi olacakları anlaşılmaktadır. 18
3. TARTIŞMA VE SONUÇ Ülkemizde ilk özel güvenlik programı İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu bünyesinde açılmıştır. 2002-2003 eğitim öğretim yılında açılan ve ilk önce Savunma ve Güvenlik olarak daha sonra 2009 yılında Özel Güvenlik ve Koruma şeklinde adlandırılan program, Türkiye de özel güvenlik sektöründe istihdam edilecek özel güvenlik personelini yükseköğretim düzeyinde yetiştiren ilk eğitim programıdır. 2012 yılı ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu na göre; Türkiye de on yedi üniversitede özel güvenlik ve koruma programı yer almakta ve programların Anadolu Üniversitesi Açıköğretim programı hariç 1155 öğrenci kontenjanı bulunmaktadır. Ülkemizde, özel güvenlik personeli yetiştirmede ikili bir yapı söz konusudur. Bugün özel eğitim kurumlarındaki kurslara katılanlar ve özel güvenlik ve koruma programlarından mezun olanlar özel güvenlik personeli olabilmektedirler. Bu ikili yapı programlarda okuyan ve mezun olan öğrenciler aleyhine adaletsiz sonuçlar doğurmaktadır. Buna çözüm olarak sadece programlardan mezun olanlar özel güvenlikçi olsun, özel güvenlik eğitimi kurumları kapatılsın gibi bir yaklaşım, soruna bir çözüm olarak görünebilir ama bu da Türkiye de artık bir sektör haline gelmiş özel güvenlik eğitimi kurumları aleyhine adaletsiz sonuçlar doğurur. Adaletsizlikten adalet sağlanmayacağına göre başka bir çözüm bulma zorunluluğu doğmaktadır. Bu çözümü bulmadan önce özel güvenlik programlarının mevzuattan kaynaklanan sorunlarını tespit etmek yerinde olacaktır. Bugün özel güvenlik alanında var olan mevzuat; 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliktir. Bunların dışında ayrıca bu kanun ve yönetmeliğe ilişkin, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan genelgeler bulunmaktadır. 5188 sayılı Kanunun 14. maddesinde; özel eğitim kurumlarında verilecek eğitimin teorik ve pratik eğitim ile silah eğitiminden oluşmak üzere yüz yirmi ders saatinden yenileme eğitiminin altmış ders saatinden az olamayacağı, özel güvenlik programlarından mezun olanlar için silah eğitimi dışında temel eğitim şartı aranmayacağı ifade edilmiştir. Yönetmeliğin 33. maddesinde; yüz yirmi saatlik dersin yirmi saatinin silah ve atış eğitimine ayrılacağı, günlük sekiz saatten haftada kırk sekiz saat ders verileceği, silah bilgisi ve atış dersi kapsamında 15 metre mesafeden 25 fişek üzerinden atış yaptırılacağı, bu atışların varsa özel eğitim kurumlarına ait atış poligonunda yoksa genel kolluğa ait atış poligonlarında yaptırılacağı belirtilmiştir. Yönetmeliğin 39. maddesinin üçüncü fıkrasında ise; özel güvenlik programlarından mezun olanların özel eğitim kurumlarında silah bilgisi ve atış dersini alarak silah bilgisi ile ilgili yazılı ve uygulamalı sınavdan altmış puan almaları halinde silahlı özel güvenlik personeli olabilecekleri ifade edilmiştir. Bu maddelerden de anlaşılacağı üzere program öğrencileri, programdan mezun olduklarında silahlı özel güvenlik personeli olamamaktadırlar. Oysa bu öğrenciler programlarda iki yıl özel güvenlik eğitimi almaktadırlar. Bu iki yıl içinde beş bin saatten fazla ders görmektedirler. Bu derslerin ortalama elli saati silah bilgisi dersine ayrılmıştır. 5188 sayılı Kanun izin vermediği için sadece silah atışı yapamamaktadırlar. Kanun izin verse bulundukları illerdeki kolluk kuvvetlerine ait atış poligonlarında uygulamalı silah atış dersini de alabilecek durumdadırlar. Kanundaki eksiklik buna izin vermemesidir. Özel eğitim kurumlarında ise sadece ve sadece on beş gün eğitim verilmektedir. 19
Bir tarafta on beş günlük eğitim al silahlı güvenlik personeli ol, diğer tarafta iki yıllık eğitim al ama silahsız güvenlik personeli ol. Bu durum tam bir adaletsizlik teşkil etmektedir. Bu adaletsizliği gidermenin yolu ise program öğrencilerine de uygulamalı silah atışı eğitiminin verilmesi ve silahlı güvenlik personeli olarak mezun olma imkânlarının sağlanmadır. Bu çözüm uygulaması hiçte zor olmayan bir çözümdür. 5188 sayılı Kanunun 5. maddesinde özel güvenlik şirketi yöneticilerinin dört yıllık yüksekokul mezunu olmaları ve yüz yirmi saatlik temel eğitimi bitirmeleri gerektiği ifade edilmiştir. Bu yüksekokul herhangi bir dört yıllık yüksekokul olabilmektedir. Kanunda program mezunlarına yönetici olabilme hakkı tanınmamış olması da bir diğer eksikliktir. Program mezunlarına yönetici olma hakkı tanınması halinde iki yıllık programlar ile on beş günlük özel eğitim kurumları arasında da bir fark oluşacak, bu durum daha çok öğrencinin programları tercih etmesini sağlayacaktır. Kanuna eklenecek bir cümle ile programlardan mezun olanlara da yönetici olma hakkı tanınmalıdır. Özel güvenlikle ilgili mevzuatta var olan bir diğer eksiklikte Yönetmeliğin 34. maddede yer alan yenileme eğitiminin kapsamına zımnen program mezunlarının da dâhil olmasıdır. Maddede; özel güvenlik görevlileri ile yöneticilerin her beş yılda bir altmış saatlik yenileme eğitimine tabi olacakları belirtilmiştir. Bu kapsama açıkça belirtilmemiş olsa da programlardan mezun olan özel güvenlik personelleri de dâhildir. Bu düzenlemeye göre iki yıllık özel güvenlik programı mezunu olmak sadece beş yıl çalışabilme hakkı vermektedir. Bu durum kamu personeli seçme sınavı ile devlet memuru olmuş bir memura beş yıl sonra senin memuriyetin sona erdi, yeniden memur olabilmen için kamu personeli seçme sınavına yine girmen gerekiyor demeye benzemektedir. Buradaki amaç özel güvenlik personeli ve yöneticilerini daha tecrübeli hale getirmek ve bilgilerini tazelemek ise meslek içi eğitim verilerek aynı sonuç rahatlıkla elde edilebilir. Sonuç olarak, özel güvenlikle ilgili mevzuatta, özel güvenlik ve koruma programları açısından birçok eksiklikler bulunmakta bu eksiklikler bu programlara olan ilgiyi azaltmaktadır. Özel güvenlik eğitimindeki ikili yapı ve bu yapılar arasındaki adaletsizlik mevzuattan kaynaklanan birçok sorununda temelini oluşturmaktadır. Bunun çözümü ise yukarıda ifade edildiği gibi özel güvenlik koruma programlarından mezun olanlara silahlı özel güvenlik görevlisi olabilme, yönetici olabilme haklarının verilmesi ve program mezunlarının yenileme eğitimine tabi tutulmamasıdır. Böyle olursa ancak adaletsizlik adil bir şekilde giderilmiş olacaktır. 20
4. KAYNAKÇA 2495 sayılı Kanun (24.07.1981 tarih ve 17410 sayılı Resmi Gazete) 5188 sayılı Kanun (26.06.2004 tarih ve 25504 sayılı Resmi Gazete) 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik (07.10.2004 tarih ve 25606 sayılı Resmi Gazete) Dalda Y.V. (2007). Özel Güvenlik Hizmetleri, Hukuk ve Adalet Eleştirel Hukuk Dergisi, 11.253-254. Derdiman R.C. (2010). Tüm Yönleriyle Özel Güvenlik Hukuku ve Kişi Hakları, 24. İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu. (http://tbmyo.istanbul.edu.tr/programlar-hakkinda.php?bolumid=22). Kottak C.P. (2001). Antropoloji-İnsan Çeşitliliğine Bir Bakış, 163, 244. Öğrenci Yerleştirme ve Seçme Sistemi (ÖSYS), (2012). Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu. Türk Dil Kurumu Sözlüğü (http://tdkterim.gov.tr/bts/) 21