26.02.2013 SÖZ VE NÂMÛS Prof. Dr. Mustafa TEMİZ Söz nâmustur. Atasözü Günümüzde dini bütün olarak vasıflandırabileceğimiz birçok Müslüman ın ihmal ettiği bir husus vardır ki bu durum insanı, Müslüman ların hâllerini anlatması açısından, bir hayli üzüntüye sevk ediyor. 21. yüz yıla girdiğimiz şu asırda, 14 asır öncesinden beri yaşayan Dinimiz in ne derece mükemmel bir din olduğu, her geçen gün Güneş gibi ortaya çıkıyor 1. Buna rağmen Müslüman ların çoğunun, Dinimiz in getirdiklerinin insan fıtratı ile ne derece uyuştuğunu anlama husûsunda, hâlâ gaflet içinde olmaları ne cehâlet 2!.. Ve de yıllar geçtikçe ahlâkımızın, şu her gün artan binlerce nîmetin içinde, daha da olgunlaşmasını beklerden 3, derece derece gerilemesine ne demeli bilemiyorum? Meselâ, Müslümanlık anlayışında nâmus değerinde olan verilmiş bir sözün, günümüz dünyâsında, hiçbir değerinin kalmamış gibi görülmesi üzücü bir durumdur. Sözün Değeri Atalarımız, Söz nâmustur. demişler ve verdikleri söze harfiyen uymuşlardır. Namus, kânun, nizam, edep, hayâ, ırz, temizlik, doğruluk anlamlarını taşımaktadır. Söz vermek, bu mânaların hepsine uygunluğu kabul etmek demektir. Şimdi derinden şöyle bir düşününüz!.. Sözünüzde durmazsanız, bu anlamların zıtlarına râzı olabileceğinizi mi zannediyorsunuz? Gördünüz mü? Hemen, en azından, tereddüt ettiniz!.. Kim namussuzluğu kabul eder ki!.. namus: 1. İsim- Bir toplum içinde ahlâk kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık, iffet. 2. Dürüstlük, doğruluk. 1 Temiz, M., İslâm ve Gerçekler, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://gayalo.net/dosyalar/islâm%20ve%20gerçekler.pdf, En Son Erişim Târihi: 26.01.2013. 2 Temiz, M., İslâm da Aklın Yeri, Düşünme (Tefekkür) Ve Çeşitleri - İnsanın Dünyâda Kalan Katma Değeri, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://gayalo.net/dosyalar/islâm da%20akıl%20ile%20düşünmenin%20(tefekkürün)%20yeri%20 Ve%20Çeşitleri.pdf, En Son Erişim Târihi: 26.01.2013. 3 Temiz, M., Kültürümüzde Ahlâk ve Fazîlet Ahlâk, En Hayırlı Sanattır İyi Kavramı Neye Göre İyi, Kötü İse Neye Göre Kötüdür?, Alındığı İnternet Elektronik adresi, http://gayalo.net/dosyalar/kültürümüzde%20ahlâk%20ve%20fazîlet.pdf, En Son Erişim Târihi: 26.01.2013. SÖZ VE NÂMÛS Prof. Dr. Mustafa TEMİZ
2 Özellikle, Müslüman ım diyen ama verdiği sözde gevşeklik gösteren her bir kimsenin, Abdullah bin Ebu'l-Hamsa (RA) ın anlattıklarını aşağıda okumasında fayda vardır: Peygamber olmadan önce Hz. Resûlü Ekrem'e, alış-verişle ilgili bir şey vermek üzere, bir yerde buluşmak üzere sözleşmiştik. Fakat ben unuttum ancak üçüncü gün hatırladım. Gittim baktım ki, Resul-i Ekrem (SAV) orada bekliyor. Hz. Resûlü Ekrem beni görünce: Delikanlı beni yordun!.. Üç günden beri seni burada bekliyorum, buyurdu. Münâfıklık, İslâm da en kötü derecelerden biridir. Verdiği sözde durmamak münâfıklık alâmetlerinden sayılıyor. Bu nedenle konunun önemini belirtmesi için bir örnek daha vermek istiyorum: Bedir savaşı için yola çıkıldığı sırada, Huzeyfe el-yemanî ile babası Huzeyl, Peygamber (SAV) Efendimiz in tarafında savaşmak için yola çıktıkları sırada müşriklere rastlamışlar, onlar tarafından sorgulanmışlardır: Onların müşriklerle konuşmaları şu şekilde olmuştur: - Siz herhalde Muhammed'in yanına gitmek istiyorsunuz. - Evet, bizim niyetimiz budur. Bunun üzerine müşrikler, buna râzı olmazlar. Medine'ye dönmek ve Peygamber (SAV) Efendimiz ile birlikte savaşmamak üzere onlardan söz alırlar. Bir süre sonra Huzeyfe ile babası Bedir'de Peygamber (SAV) Efendimiz in huzurlarına gelerek başlarından geçenleri anlatırlar ve mücâhitlerle birlikte savaşmak istediklerini söylerler. Peygamber (SAV) Efendimiz, onların müşriklere verdikleri sözü öğrenince, o anda yardıma çok fazla ihtiyâcı olmasına rağmen, bunu kabul etmez ve şöyle buyururlar: Hayır!.. Siz Medine'ye dönün. Onlara verdiğiniz sözü yerine getirin!:. Biz de müşriklere karşı Allah'tan (CC) yardım isteriz. O'nun yardımı bize kâfidir. Görüyorsunuz!.. Atalarımız boşuna, Söz nâmustur. dememişler... Çünkü, söz verince, Sözümü tutmazsam, edep, hayâ, ırz, temizlik, doğruluk mânalarının hepsinin zıddını kabul ediyorum. demek olduğunu çok iyi biliyorlar. Bu sıfatları taşımaya kim râzı olabilir? Bugün bizler, en azından eski büyüklerimizin bu konudaki ciddiyetlerini muhafaza etmemiz gerekirken, ne yazık ki, bu konuda da maalesef patır patır dökülüyoruz. Toplumun her tabakasında Kültür noksanlıklarımıza ilişkin bu dökülmeler hız kesmeden sürüyor: Safa, A., Adamlığımızın Değer Ölçüsü: Ahde Vefa, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://www.enfal.de/ahlak19.htm, En Son Erişim Târihi: 26.01.2013. Müslim Hadisi
3 Borçlu, parayı alırken, borcunu sözleştiği zamanda ödemeye söz verdiği halde, sözünün eri olamıyor, borcunu söz verdiği târihte getirip ödemiyor. Zamanı geçtiği halde, ödeyemediyse, alacaklıya gidip yeniden bir süre talebinde de bulunmuyor. Diğer taraftan, alacaklı ise, ödeme günü gelen alacağını, ha bugün, ha yarın alırım diye günlerce boşuna bekleyip duruyor. Belki de çoğu kere alacaklı sonunda borç verdiği insan nazârında da en kötü insan oluyor. Hâlbuki böyle mi olmalı? Sizin anlayacağınız, bir iyilikte bulunan bir insan kendi parasıyla kendi huzûrunu kaçırmış olmuyor mu? Bu insanlığa yakışır mı hiç? Bu çok büyük bir zulümdür. İşte hadis meali: Borcunu vaktinde ödemeyen alacaklıya zulmetmiş olur. Yalnızca zulüm mü? Hayır!.. Onun bir başka tarafı daha vardır ki, o da sözünü tutmadığı için borçlunun Söz nâmustur. düsturunu çiğnemesidir. Yâni, ters taraftan söylemek gerekirse, o aynı zamanda mânevî olarak namussuz sıfatı derecesine düşmüş durumdadır. Parası olanların zulme uğramaları çoğu kere bu şekilde olmaktadır. Benim gibi, parası olmayıp da kitapları olanlar da sağa-sola verdikleri kitap gibi şeylerden zulme uğruyorlar. Tüccar için para ne ise, bir eğitimci için de kitap ve benzeri aynı şeydir. Hepsi yerine göre ihtiyaçtır. Zamânında gelmeyince plân-program aksamaktadır. Bu da eğitimcinin uğradığı zulümlerin basitlerinden biridir. Bu konuda öyle aşırı davrananlar vardır ki, Ben aldığım kitabı geri vermem!.. diyenlere bile rastlamıştım. Verilen her ne ise o, onu alanlar nezdinde bir emânet olmaktadır. Geri verilmeyince bu emânete karşı bir hıyânetlik sayılmıyor mu? Kültür ve Ahlâkımıza Uygun Düşmeyen Bâzı Oyun Programları TV lerin birinde Bana Güven adlı bir programı birkaç kere izledim. Programın adı Bana Güven olmasına rağmen, bence bu program, toplum ve de özellikle yeni yetişen gençler için çok kötü örnekler oluşturuyor. Programda bir miktar para kazanıldıktan sonra iki yarışmacı, birlikte hareket etmek ve sonunda kazanılanı paylaşmak üzere, devam edip etmeyecekleri husûsunda önce anlaşıyorlar. Buraya kadar normal Ama yarışmacıların, oyuna devam etmeye ya da elde ettikleri parayı paylaşmak için birbirlerine önce söz vermelerine rağmen, oyuncuların her birine süreç içinde karşı oyuncudan önce davranıp düğmeye basarak kazanılan paranın hepsini alma hakkı da tanınmış Bu hak, tarafları farkında olmadan sözünde durmamaya, kurnazlık (açıkgözlülük) yapmaya yöneltiyor. Oyunun, Kültür ve Ahlâkımız a uygun düşmeyen ve insanlara kötü örnek olduğu yanı buradan sonra başlıyor. Sergilenen oyunlarda anlaşmalarına uyanlar çok nadir çıkıyor. Oyun bu hâliyle, özellikle yeni yetişen gençlerimiz için çok tehlikeli bir durum arzediyor. Yâni, oynanan bu oyunda çoğu kere, iki taraftan biri hızlı davranıp, önce birbirlerine verdikleri sözü hiçe sayarak, paranın hepsine sâhip olabiliyor. Anlaşmalarına uymayanların çokluğu, hele hele bu oyunu seyreden gençler için Kültür, Ahlâk ve Değer Yargılarımız a rağmen, verilen sözden caymanın meşrû olduğu husûsunda çok kötü bir örnek tekil ediyor. Bir örnek vermek gerekirse, 04 Ocak 2013 Cumâ günü akşamı sunulan oyunu zikretmek mümkündür. Bu oyunda 72 000 T.L. kazanan iki oyuncu önce oyuna devam edecekleri husûsunda birbirlerine söz verdiler. Hattâ, oyunculardan biri, karşı oyuncuya daha
4 çok güven vermek için, Kur an üzerine tekrar tekrar yemin bile etti ama çok geçmeden verdiği sözü, ettiği yeminleri bir tarafa atarak, paraların hepsine sâhip oldu. Bu ve belki de bence bundan daha önemli olan başka bir şey oldu. Kur an üzerine yemin ile karşı tarafa güven veren fakat sonra yeri geldiğinde, verdiği sözleri ve yeminleri çiğneyen gencin annesinin yanındaki arkadaşlarına milyonlarca seyircinin gözleri önünde, Benim oğlumu tanıyor musunuz? Benim oğlum akıllı Ben onunla gurur duyuyorum. yollu metih nağmeleri düzmesin mi? Hayret mi hayret!.. Biz yeşil dalları korumaya çalışırken, meğer ağaç kökünden çürümüş Merak ediyorum bu duruma siz ne diyeceksiniz? Bizim, kimseye zarar vermeden kendi çöplüklerinde dolanlar için bir diyeceğimiz olamaz. Ama özellikle geleceğimizin övüncü olacak milyonlarca gençlerimize de kimsenin kötü örnek olarak arz-ı endam etmesini istemiyoruz. Paranın hepsini hîle, yalan, dolan ve kandırma ile alan bu gencimiz de Memleketimiz de değer yargılarımızı hiçe sayanlardan yalnızca biri Şimdiye kadar çoğaltılmaya çalışılan karaktersiz ve yalancıların sayıları umarım bundan sonra azalacak, dürüst insanların sayıları çoğalacaktır. İşte biz burada, Memleketimizin geleceği adına, dürüst insanların sayılarının artmasını istiyoruz. Başka bir maksadımız yoktur. 27 Şubat günü sabah haberlerinde verilen aağıdaki haber beni çok etkilemiştir: Amerika da bir bayan köprü altında 50-60 yaşlarında dilencilik yapan birinin elindeki tasa para atarken, farkında olmadan parmağındaki pırlanta yüzük de tasın içine düşmüş Gerek bayan ve gerekse dilenci ilkin bunun farkında olmamışlar Ama sonradan tasında pırlanta yüzüğü gören dilenci, işin farkına vararak, derhal oturduğu eski yerine dönmüş, pırlanta yüzüğünü arayan bayanla karşılaşıp yüzüğü sâhibine teslim etmiştir. Bayan ve eşi bu dürüstlükten çok etkilenmişler, hemen internette bir yardım kampanyası açarak bu dürüst dilenci için bir yardım kampanyası yapmışlar. Sonuçta kısa süre içinde 190 000 dolar toplanmış Bir anda Amerika da meşhur olan dilenci kısa süre içinde olup biten bu olaylardan âdetâ şaşkına dönmüş ama çok sevinmiş Görüyorsunuz dürüstlüğün bedelini!.. Aleyhinize bile olsa doğruluktan (dürüstlükten) ayrılmayınız. ya da Doğruluk her zaman kurtarıcıdır. diyen Peygamberimiz (SAV) Efendimiz ayrıca şunları da söylemiştir: Bir Müslüman insanlık gereği olarak herhangi bir günahı işleyebilir ama hiç bir zaman yalan söyleyemez ve hıyânetlik yapamaz. Kültürümüz ün esaslarından her bir noksanlık çok şeylere mal oluyor 4. Bunları geçmişe ve hayâta ibretle bakanlar açıkça görüyorlar. Göremeyenler için söyleyen ne güzel ifâde etmiştir: 4 Temiz. M., Kültürümüz den Bir İhmâle Karşı Binlerce Sosyal ve İnsanî Fâcia, Alındığı İnternet Elektronik Adresi,
5 Bir göz ki onun olmaya ibret nazârında Ol düşmanıdır sâhibinin baş üzerinde Söz Verme yi öyle basit bir şey görmeyiniz!.. Söz Vermek ve Sözünde Durmak, insan olan için senetlerin senetidir. Hepimiz bu gibi ölçüsüzlüklerden yaralıyız. Allah (CC) affetsin!.. Sözün güzelliği, onun anlam ve rûhuna uyuluş derecesinde saklıdır 5. Güzel sözü kavramak öyle kolay mı sandın? Söz var ki âlim anlar, câhile bilmecedir. A. Mahir Pekşen http://gayalo.net/dosyalar/kültürümüz den%20bir%20ihmâle%20karşı%20binlerce%20sosyal%20ve%20insa nî%20fâcia.pdf, En Son Erişim Târihi: 26.01.2013. 5 Temiz, M., Güzel Söz Gibi Olanı Var mı? Kurtuluşun Sırrı: Susan Kurtuldu, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://gayalo.net/dosyalar/güzel%20söz%20gibi%20olanı%20var%20mı.pdf, En Son Erişim Târihi: 26.02.2013.