Bölüm 2. Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi



Benzer belgeler
Kanun, üniversitelerin ülke sathına dengeli bir biçimde yayılmasını gözetir.

ÜNİVERSİTELERDE AKADEMİK YAPILANMA

DEVLET HASTANESİNDE EĞİTİCİ OLMAK. Prof. Dr. Necla TÜLEK Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE YÜKSELTİLME VE ATANMA YÖNETMELİĞİ

T.C. İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL YÜKSELTME ve ATANMA YÖNERGESİ

T.C. İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE YÜKSELTME ve ATANMA YÖNERGESİ

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANA YÖNETMELİĞİ

ALTINBAŞ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ BAŞKANLIĞINA

GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Vakıf. Hukuku. Prof. Dr. H. Fehim Üçışık

YÖNETMELİK İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ANA YÖNETMELİĞİ (Resmi Gazete 17 Eylül 2013 tarih ve Sayı) BİRİNCİ BÖLÜM

ASİSTANLARIN HAKLARI VE SORUMLULUKLARI. Av. Kürşat Bafra

GİRNE ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK TEŞKİLAT VE İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK. b) Merkez (Hastane): Turgut Özal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini,

BİRİNCİ BÖLÜM:Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Kısaltmalar

BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ALTINBAŞ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE YÜKSELTİLME VE ATANMA YÖNERGESİ BİRİNCİ KISIM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

Birinci Bölüm. İkinci Bölüm

Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürleri Çalıştay Raporu

TEL: FAKS: MAİL:

Yükseköğretim Üst Kuruluşları ile Yükseköğretim Kurumları Personeli Görevde Yükselme

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 30590

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ÇİFT ANADAL PROGRAMI VE YANDAL PROGRAMI UYGULAMA ESASLARI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

T.C. ĠSTANBUL YENĠ YÜZYIL ÜNĠVERSĠTESĠ AĞIZ VE DĠġ SAĞLIĞI UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL, ENDÜSTRİYEL VE TEKNOLOJİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ ÇİFT ANA DAL VE YAN DAL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Türk Tabipleri Birliği Sağlık Bilimleri Üniversitesi Anayasaya Aykırılık Raporu

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ YENİLİKÇİ GIDA TEKNOLOJİLERİ GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

ÜNİVERSİTEDE KULLANILAN TERİMLER

TÜRK MİLLETİ ADINA. Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nca dosya incelendi, gereği görüşüldü:

KANUN YÜKSEKÖĞRETİM KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

İSTANBUL ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ YAZ ÖĞRETİMİ YÖNETMELİĞİ

Sayı:

ANTALYA BİLİM ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE VE YABANCI DİLLER ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ KADROSUNA NAKLEN VEYA AÇIKTAN ATAMA YÖNERGESİ

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ORDU ÜNİVERSİTESİNDEN DİĞER KAMU KURULUŞLARINA NAKLEN GEÇMEK İSTEYEN İDARİ PERSONELE MUVAFAKAT VERİLMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR

T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği KAMUOYUNA DUYURU

T.C EGE ÜNİVERSİTESİ YAZ OKULU YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

SİNOP ÜNİVERSİTESİ İDARİ PERSONEL ÖDÜL YÖNERGESİ

T.C. KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ ÇİFT ANA DAL VE YAN DAL PROGRAMI UYGULAMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGESİ

12 Haziran 2018 SALI Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından: ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE YÜKSELTİLME VE ATANMA YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

ATILIM ÜNİVERSİTESİ ROBOT TEKNOLOJİLERİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Sayın Bakan, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel. Kurumu Genel Müdürü, Danışma Kurulu Üyeleri, Kurumların Saygıdeğer

İthal Ucuz Hekim... Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası... Eğitim Hastanelerinde AKP Kadrolaşması...

İÇİNDEKİLER KANUN, KHK VE BAKANLAR KURULU KARARLARI

HİTİT ÜNİVERSİTESİ YANDAL PROGRAMI YÖNERGESİ

İSTİNYE ÜNİVERSİTESİ SENATO TOPLANTISI TOPLANTI TARİHİ TOPLANTI SAAT OTURUM NO 13/06/

Resmi Gazete: BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26953

T.C. ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ ÖĞRETĠM ÜYELĠĞĠ YÜKSELTĠLME VE ATANMA KRĠTERLERĠ

Kanun No Kabul Tarihi: 22/2/2018

Resmî Gazete YÖNETMELİK. Süleyman Demirel Üniversitesinden: SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ YENİLİKÇİ TEKNOLOJİLER

TOROS ÜNİVERSİTESİ ÇİFT ANADAL ve YANDAL PROGRAMI ESASLARI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK. Sağlık Bakanlığından: SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARINA AİT SAĞLIK TESİSLERİ VE ÜNİVERSİTELERE AİT İLGİLİ BİRİMLERİN

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİNDEN DİĞER KAMU KURUMLARINA NAKLEN GEÇMEK İSTEYEN İDARİ PERSONELE MUVAFAKAT VERİLMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR Amaç

YÖNETMELİK. a) Danışma Kurulu: Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi Danışma Kurulunu,

YÖNETMELİK İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ YAZ ÖĞRETİMİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İstanbul Bilgi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetmeliği

MARMARA ÜNİVERSİTESİ MAR-AHEK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

T.C. ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ ÖĞRETĠM ÜYELĠĞĠ YÜKSELTĠLME VE ATANMA KRĠTERLERĠ

ACIDABEM ÜNİVERSİTESİ ANA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

HİTİT ÜNİVERSİTESİ YANDAL PROGRAMI YÖNERGESİ. Kapsam MADDE 2- (1) Bu yönerge; Hitit Üniversitesi Yandal Programlarına ilişkin hükümleri kapsar.

YÖNETMELİK İSTANBUL KENT ÜNİVERSİTESİ ANA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK. Sağlık Bakanlığından:

YÖNETMELİK. c) Merkez (Hastane): Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezini,

Kanun Numarası : 3843 Kabul Tarihi : 19/11/1992 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 27/11/1992 Sayı : Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 32

KONYA GIDA VE TARIM ÜNİVERSİTESİ ANA YÖNETMELİĞİ İlk Yayın Tarihi MH Onay Tarihi

ATILIM ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME, TASARIM, UYGULAMA, DANIŞMANLIK VE TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ (ARGEDA-TTO) YAPI VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ

a Sayılı Yükseköğretim Kanunu, b Sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu, c Sayılı Mali Yönetim ve Kontrolü Kanunu,

Dr. Önder TOMRUK SDÜ Acil Tıp AD-2017

HİTİT ÜNİVERSİTESİ ÇİFT ANADAL PROGRAMI YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MİLLİ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ ENSTİTÜLERİ TEŞKİLAT VE İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ

15 Nisan 2013 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı: YÖNETMELİK GEDİK ÜNİVERSİTESİ AVRUPA BİRLİĞİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ALES/YDS. Bölüm/Program/ Anabilim Dalı. Kadro Unvanı. Kadro. Eşdeğeri Puanı *Başvuracak adayların Diş Hekimliği Fakültesi mezunu. Fakülte/Yüksekokul

YÖNETMELİK KAYSERİ ÜNİVERSİTESİ KARİYER PLANLAMA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA

ERZURUM TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ÇİFT ANADAL VE YANDAL YÖNERGESİ

ATILIM ÜNİVERSİTESİ ELEKTRO-EROZYON İLE İŞLEME TEKNOLOJİLERİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

HASAN KALYONCU ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK YÜKSELTİLME VE ATAMA YÖNERGESİ

15 Eylül 2013 PAZAR Resmî Gazete Sayı: YÖNETMELİK GEDİK ÜNİVERSİTESİ ASYA ÇALIŞMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

-> :06

MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ ÇİFT ANADAL VE YANDAL YAPILMASINA İLİŞKİN YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

HOCA AHMET YESEVİ ULUSLARARASI TÜRK-KAZAK ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYE TÜRKÇESİYLE UZAKTAN EĞİTİM PROGRAMLARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ YAZ OKULU YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÜNİVERSİTESİ 2016 YILI FAALİYET RAPORU

SOSYAL SİGORTALAR KURUMU MERKEZ VE TAŞRA TEŞKİLATININ NORM KADROLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

YÖNETMELİK İPEK ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Transkript:

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Hakkında Tıp Dekanları Konseyi nin Görüşleri Bölüm 1. TÜSEB TÜSEB kamu tüzel kişiliğine, bilimsel ve idari özerkliğe sahip ve özel bütçeli bir kuruluş olarak tarif edilmiştir. Tasarının 1. Maddesinde yer alan amaç ve kapsamlar incelendiğinde büyük ölçüde üniversiteler bünyesinde yer alan çeşitli enstitü, araştırma merkezleri ve Teknoparkların kuruluş amaç ve gayelerini tarif ettiği görülmektedir. Kuruluş Sağlık Bakanlığı altında kurulmakta ve halen dünyada en fazla üzerinde çalışılan konuları bünyesinde toplamaktadır. Görevleri incelendiğinde halen YÖK ve Üniversitelerin yapabildiği tüm işleri yapabilen tamamen Bakanlığın güdümünde alternatif bir yüksek öğretim kurumu ve kısmen TUBİTAK tarzında bir kuruluş olarak tasarlandığı anlaşılmaktadır. İlgili kurumda görevli personelin burada geçirdiği sürenin yüksek öğretim kurumlarında geçmiş sayılması da bu tezi desteklemektedir. Bir tarafta elleri kolları bağlı, Teknopark lar dışında hiçbir çıkış kapıları olmayan, mevzuatla önleri tıkalı, kaynak ve eleman bulmakta zorlanan, ancak buna rağmen ülke gelişimi için elinden geleni yapan, fakat ayakta durması bile mucizelere kalmış üniversiteler; diğer yanda ARGE yapabilen, teknopark, teknoloji transfer ofisleri hatta kuluçka merkezi kurabilen, şirket kuran veya şirketlere ortak olan, istediği personeli kurumlarından dahi izin istemeden alabilen TÜSEB. Üniversitelerde ücret düşüklüğü nedeniyle nitelikli personelin istihdam sorunu yaşanırken, TÜSEB personelinin maaşının Bakanın önerisi ile Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmesi 91 Tıp Fakültesinde çalışan öğretim üyeleri ve görevlileri için büyük bir motivasyon kaybına neden olabileceğinden kabul edilebilir bir durum değildir. TÜSEB genel hatları ile üniversitelerdeki enstitü, araştırma merkezi ve teknoparkların fonksiyonlarını sonlandırma amacıyla kurulmuş görüntüsü vermektedir. Devletin kendi kurumları ve özel sektörle gayri nizami rekabet ettiği bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. TÜSEB yönetim kurulu kararı ile diğer kurum ve kuruluşlardan kurumlarının muvafakati aranmadan görevlendirilme yapılabileceği şeklindeki bir ifade bu kurumun ülkenin herhangi bir kurumunda alanında başarılı bir araştırmacıyı, ona yıllarca emek veren ve ona güvenerek yatırım yapan kurumunun onayını dahi almaya gerek duymadan çekebileceği anlamı taşımaktadır.

Kanun Tasarısının 19. ve TÜSEB ile ilgili son maddesinde ise demokratik bir hukuk devletinde kabul edilemeyecek bir hüküm yer almaktadır. Ülkemizde sadece mahkemeler veya savcılar istediği taktirde her türlü bilgi ve belge verilmek zorundadır. Bunun dışında hiçbir kurumun böyle bir yetkisi olamaz. Ancak bu maddede TÜSEB in yüksek öğretim kurumlarından bilgi belge istemesi durumunda verilmesi yönünde zorunluluk getirmektedir. Özetle; Kurulması durumunda, TÜSEB yüksek öğretim kurumlarındaki araştırma, bilimsel faaliyet ve her türlü AR GE faaliyetini bitirecek; demokratik olmayan, söylenenin aksine idari özerkliği bulunmayan bir kuruluş olacaktır. Ülke gelişimine vurulabilecek büyük bir darbedir. Öneri; Böyle bir kuruluş yerine üniversitelerdeki araştırma merkezlerine personel alınabilmesi, gelir sağlayıcı faaliyet yapabilmeleri ve vergi muafiyetleri konusunda kolaylıklar sağlanması; üniversitelere de başka gelir kaynakları bulmaları konusunda yasal düzenlemelerin yapılması; TÜSEB e gerek kalmadan ondan beklenenin üzerinde yararlar sağlayacaktır. Mutlaka kurulacaksa dünya örnekleri gibi (ABD Milli Sağlık Enstitüleri (NIH, National Institutes of Health:NIH), İngiltere de Milli Sağlık Araştırma Enstitüsü (NHS, National Institute for Health Research), Almanya da Robert Koch Enstitüsü, Fransa da Pasteur Enstitüsü, Kanada da Sağlık Araştırma Enstitüsü (Canadian Institutes of Health Research), Avustralya da Milli Sağlık ve Tıp Araştırmaları Konseyi (National Health and Medical Research Council) ülkenin üst bir kurumu olarak kurulabilir. Sağlık Bakanlığının yönetiminde değil, YÖK, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, Sağlık Bakanlığının ana paydaşlar olduğu, ilgili sivil kurum ve kuruluşların da temsil edildiği, yönlendirici, destekleyici, teşviklerle katkı sağlayıcı bir yapılanmaya sahip olmalıdır. Bölüm 2. Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi Yasa Taslağı nın 35. Maddesi ile Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi açılması ve buna bağlı başta tıp fakültesi olmak üzere sağlıkla ilgili fakültelerin kurulması amaçlanmıştır. Türkiye son yıllarda sağlık alanında çok büyük değişimler yaşamaktadır. Sağlık hizmetlerinde gerek niteliksel gerekse niceliksel değişimler, sağlıkta dönüşümün bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır. Sağlıkta dönüşüm programının öncesinde yatak sayısının nitelik ve sayı olarak düşük olduğu, başta hekimler olmak üzere sağlık meslekleri mensuplarının sayılarının çok yetersiz olduğu bilinmektedir. Bunun neticesi olarak Sağlık Bakanlığı tarafından 2023 hedefleri arasında hekim sayısının 300 350 kişiye 1 hekim düşecek şekilde olması ve yatak sayısının gelişmiş ülke standartlarına yaklaştırılması yer almıştır.

İlk planda mevcut tıp fakültesi kontenjanlarının alt yapılarında gelişme olmaksızın yükseltilmesi ile hekim sayısının artırılması denendi ise de yetersiz kalacağının ve hedefe ulaşmak için yıllık 12000 civarında hekim mezun edilmesi gerektiğinin anlaşılmasından dolayı yeni tıp fakültelerinin açılmasına yönelinmiştir. Avrupa ve OECD ülkelerinde her 1.000.000 nüfusa 0.5 0.6 tıp fakültesi düşmektedir. Başlangıçta makul düzeyde açılmaya çalışılan tıp fakültelerinin sayısının kontrolden çıkması, her kurulan üniversitenin tıp fakültesi açmak istemesi, vatandaşın tıp fakültesi açılması durumunda yeterli düzeyde nitelikli hizmet alacağını düşünmesi nedeniyle bugün ülkemizde 1.000.000 nüfusa 1.3 1.4 tıp fakültesi düşmektedir. Herhangi bir planlama yapılmadan ve yeterli hasta portföyü (sayı, çeşitlilik, işlem çeşitliliği) araştırılmadan açılan tıp fakülteleri, gerekli alt yapı ve hastane olanakları sağlanmadan kaderleri ile baş başa bırakılmıştır. Bugün nerdeyse her şehrimizde bir veya birden fazla tıp fakültesi yer almakta, ancak çoğunda öğretim üyesi (özellikle temel bilimlerde), uzman ve/veya sağlık hizmeti ve eğitimde kullanabileceği hastane olanakları bulunmamaktadır. Bir taraftan özellikle pratisyen hekim ihtiyacının fazla olduğu, uzman bakımından birçok alanda hekim ihtiyacının kalmadığı vurgulanırken; pratisyen yetiştirecek fakülteler için hastane yapılması yerine ihtiyaç kalmadığı söylenen uzmanları yetiştirmek üzere çok sayıda Eğitim Araştırma Hastanesi açılmıştır. Bu haliyle tıpta uzmanlık eğitimi veren kurum sayısı her 1.000.000 nüfus için 2.0 ye ulaşmıştır. Gelişmiş ülke istatistikleri incelendiğinde her 10.000 nüfus başına 50 55 hasta yatağı düştüğü görülmektedir. Ülkemizde bu rakamın 25 26 olduğu Sağlık Bakanlığı istatistiklerinde belirtilmiştir. Bu rakamlar batı ülkeleri standartlarında yatak sayısına ulaşabilmemiz için mevcut yatakların 2 katına çıkması gerektiğini göstermektedir. Ancak ülkemiz için en uygun rakamın 32 olduğu yine Sağlık Bakanlığı Stratejik Planı nda dile getirilmiştir. Bu hedefe ulaşmak amacıyla hem Sağlık Bakanlığı tarafından çok sayıda yatırım yapılmış veya planlamalara uygun olarak devam etmektedir. Hem de özel sektör bu konuda teşvik edilmektedir. Ne yazık ki bu süreçte kontrolsüz açılan tıp fakülteleri, hastane açtırılmayarak kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Tıp fakültesi bir ülke için ihtiyaç olabilir ve bu amaçla açılabilir. Ancak Eğitim Araştırma Hastanesi bir gereksinim değildir. Buna rağmen tıp fakültelerinin hastaneye kavuşturulması yerine Eğitim Araştırma Hastanesi açılması tercih edilmiştir. Ülkemizde 40 ın üzerinde ilde 10.000 kişiye düşen yatak sayısı ülke ortalamasının altında, önemli bir kısmında ise 20 nin altındadır. Yine bu illerin çoğunda yada yakınında hastanesi olmayan veya yetersiz tıp fakülteleri mevcuttur. Bu tıp fakültelerinde diğer bir önemli husus ise öğretim elemanı eksikliğidir. Sağlıkta Dönüşümün dile getirilen önemli hedeflerinden biriside kısaca herkes için sağlık olarak özetlenen nitelikli sağlık hizmetinin yaygınlaştırılması, hastaların il il dolaşmadan sorunlarının yerinde çözülmesidir. Kontrolsüz çoğalan tıp fakülteleri tamda bu noktada bir fırsat olarak görülebilirdi. Bu

fakültelere hastane yapılması hem orada öğretim elemanı istihdamını sağlayacak, hem de nitelikli sağlık hizmetinin götürülmesi ile büyük illerdeki hasta yığılmaları ve daha da önemlisi hasta çilesini bitirecekti. Ancak zaman içerisinde hedeflerin değiştiği görüldü. Yatak sayısı 20 hatta 10 un altında olan illere yatırım yapmak yerine, zaten yatak sayısı ortalamanın üstünde ve hatta hedefe yakın veya üstünde olan, hastaların başka illerden gelerek büyük çileler çektiği büyük illere yerleşke hastaneler yapılmaya başlandığı görüldü. Buna son zamanlarda büyük yatırım projeleri ile destekleneceği belirtilen devasa fakülte projelerinin de eklenmesi ile diğer illerdeki fakültelerin gelişme ve yatırım ümitlerinin tamamen ortadan kalktığı, hatta içlerinde gelişmiş olanların da giderek gerileyeceği bir sürece doğru sürüklendiğimiz anlaşılmaktadır. Bu projelerden sadece birisi için ön görülen yatırımlarla belki de diğer yetersiz imkanlara sahip il ve fakültelerin tamamının sorunları çözülebilirdi. Son 2 yıldır 12.000 lere ulaşan tıp fakültesi kontenjanları ve başta hemşirelik olmak üzere doygunluğa ulaşan yardımcı personel öğrenci kontenjanları ile 2023 hedeflerine ulaşmak mümkün hale gelmiştir. Bu noktada yeni fakülte açılmaması, 2017 den itibaren kontenjanların giderek azaltılması ve hatta küçük fakültelerin kapatılması gerektiği, aksi takdirde 2030 lu yıllarda çok sayıda işsiz hekimin olacağı Bakanlık yetkilileri tarafından da dile getirilmektedir. Benzer şekilde mevcut tıp fakültelerinin ülke ihtiyacı olan uzman hekimleri yetiştirecek kapasitede olduğu, hatta çoğu zaman asistan bulamadığı, buna karşılık Eğitim Araştırma Hastanesi açılmaya devam edildiği anlaşılamaz bir tezat olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun önemli nedenlerinden birisi olan üniversitede alınması gereken akademik unvanlardan doçentliğin Eğitim Araştırma Hastaneleri nde de alınması ve burada görev yapan eğiticilerin özlük hakları ve profesör olmak için üniversite kadrosuna geçmek istemesidir. Bunun dışında yeni tıp fakültesi ve Eğitim Araştırma Hastanesi açılmasını haklı kılacak hiçbir gerekçe yoktur. Eğitim Araştırma Hastanelerinde görevli akademik unvana sahip yaklaşık 340 hekimin imzası ile hazırlanan Eğitim ve Araştırma Hastaneleri Akademik Personel Sonuç Bildirgesi (8 Haziran 2013) nde sorunlar; Akademik kimlik sorunu, tanımlanması, akademik yükselmenin önünün açılması Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri nde çalışan doçent ve profesörlerin üniversitede çalışan doçent ve profesörlere göre özlük haklarının eksik olması Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri nde yetişen yetkin donanımlı uzmanların ve doçentlerin kaybının fazla sayıda olması Eğitim görevlilerinin ve yetkin uzmanların ayrılması ile uzmanlık eğitiminde yaşanan sorunlar: asistanlarda motivasyon kaybı. Doçentlik jürilerinde Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ndeki Profesörlerin yer almaması

Doçent ve profesörlerin otomatik olarak eğitim görevlisi olmaması Çok sayıda akademik personelin lisans seviyesinde eğitime katılamaması Şeklinde belirtilmiş ve; Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ndeki akademik personelin tümünün kamu üniversitelerinde kadroya alınması, daha sonra kendi kurumlarında görevlendirilmesi YÖK e bağlı, sağlık bakanlığı tarafından yönetilecek enstitü kurulması. Yukarıda belirtilen sorunların ilgili kurumlarca çözülmesini sağlayacak şekilde alternatif mevzuat düzenlemelerinin yapılması önerileri getirilmiştir. Aslında girişte bahsedilen Kanun Tasarısının arka planında yatan gerçeğin bu olduğu apaçık görülmektedir. Mevcut tasarıdan önce Bakanlık yetkilileri tarafından hazırlanmış olan Türkiye Yüksek Sağlık Enstitüsü Kurulması Hakkında Teklif in ön taslak metninde gerekçe kısmında yer alan Tıpta uzmanlık eğitiminin temel anlamda mesleksel eğitim olduğu ve usta çırak ilişkisi bağlamında gerçekleştiği göz önüne alındığında Sağlık Bakanlığı kendi bünyesinde görev yapmakta olan 24.819 uzman tabip yönünden sadece 11.569 uzman tabibin görev yaptığı üniversite hastanelerine büyük üstünlük sağlayacaktır. Türkiye Cumhuriyetinin uygulamalı tıp bilimleri nakli konusunda yetişmiş ve ülke çapında yüksek deneyime sahip eğitici kadrosunu içerisinde barındıracak Sağlık Öğretim Kurumunda yetişecek genç bilim adamları Sağlık Öğretim Kurumunun ve mevcut eğitim ve araştırma hastanelerimizin bilim adamı, uzman hekim ve tıbbi personel kadrosunun devamlılığını sağlayacaktır. Organlar kısmında ise Rektör, dört yıl için Sağlık Bakanı tarafından Cumhurbaşkanının onayı ile atanacaktır. İbaresi Tıp ve Tıpta uzmanlık Eğitimine bakışı göstermek anlamında manidardır. Anayasasının 131. Maddesi Yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek, yükseköğretim kurumlarındaki eğitim öğretim ve bilimsel araştırma faaliyetlerini yönlendirmek bu kurumların kanunda belirtilen amaç ve ilkeler doğrultusunda kurulmasını, geliştirilmesini ve üniversitelere tahsis edilen kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak ve öğretim elemanlarının yetiştirilmesi için planlama yapmak ifadesi ile burada sayılan tüm yetkileri YÖK na vermiş, yine Anayasanın 130. Maddesinin sondan bir önceki paragrafında Yükseköğretim kurumlarının kuruluş ve organları ile işleyişleri ve bunların seçimleri, görev, yetki ve sorumlulukları üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve denetim hakkını kullanma usulleri, öğretim elemanlarının görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri, öğretim elemanı yetiştirme, üniversitelerin ve öğretim elemanlarının kamu kuruluşları ve diğer kurumlar ile ilişkileri, öğretim düzeyleri ve süreleri, yükseköğretime giriş, devam ve alınacak harçlar, Devletin yapacağı yardımlar ile ilgili ilkeler, disiplin ve ceza işleri, malî işler, özlük hakları, öğretim elemanlarının uyacakları koşullar,

üniversitelerarası ihtiyaçlara göre öğretim elemanlarının görevlendirilmesi, öğrenimin ve öğretimin hürriyet ve teminat içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine göre yürütülmesi, Yükseköğretim Kuruluna ve üniversitelere Devletin sağladığı malî kaynakların kullanılması kanunla düzenlenir. denilmek suretiyle 2547 sayılı yasaya atıfta bulunmuştur. Burada atıfta bulunurken diğer kurumlarla ilişkilerin de bu yasada düzenleneceği belirtilmiş, ancak yetki devrinden bahsedilmemiştir. Bu maddeye dayanılarak 2547 sayılı yasada tıpta uzmanlık eğitimini düzenleme yetkisi verilmesi anayasaya uygun değildir. Yine anayasanın 132. Maddesi ile özel hükümlere tabii olan yükseköğretim kuruluşları tanımlanırken Sağlık Bakanlığı ve EAH ne atıfta da bulunulmamıştır. Tüm bunları bir arada değerlendirdiğimizde yasanın Bakanlığa bağlı bir üniversite kurmak suretiyle dayanağını Anayasadan almadan EAH lerinde yapılan Eğitici atamaları ile uzmanlık eğitimini legalleştirmek amacı güttüğü de söylenebilir. Nitekim taslak metinde Üniversitenin mütevelli heyetinin olacağı, Bakanın başkanlık edeceği, 5 üyeden sadece birinin YÖK tarafından belirleneceği belirtilmiştir. Tamamen anayasa ve 2547 sayılı kanuna ters olan bu durumun anlaşılabilmesi mümkün değildir. Yine yasa metninde üniversitenin Eğitim Araştırma Hastaneleri ile protokol yapacağı ve buradaki eğiticilerin öğretim üyesi kadrolarına atanacağına dair ifadeler mevcuttur. Benzer şekilde bu üniversiteye 300 profesör, 1200 doçent kadrosu da tahsis edilmiştir. Yasada temel bilimler öğretim üyelerine farklı muamele edilmesi de eğitime bakışı net olarak ortaya koymaktadır. Ülkemizin böyle devasa bir üniversiteye ihtiyacı yoktur. Halen tıp fakülteleri gerek pratisyen, gerekse uzman yetiştirmek için fazlasıyla kapasiteye sahiptir. Böyle bir yapı kaynakların gereksiz yere kullanılması, mevcut fakültelerin gerek personel gerekse alt yapı gereksiniminin karşılanmayarak geri bırakılması, eğitim ve araştırmanın kalitesizleşmesi, akademik unvanların değersizleşmesine neden olacaktır. Kaldı ki tamamen Bakanlığa bağlı, siyasallaşma potansiyeli yüksek, suiistimale açık bir üniversite, üniversite kavramına ve bilimsel özerkliğe de aykırıdır. Ayrıca üniversite için öngörülen idari mekanizmalar da Anayasaya aykırıdır. Dünyada halen benzeri bir örnek yoktur. 2001 yılında İngiltere de NHS (National Health Services) tarafından benzeri bir üniversite kurulmuş, ancak 2005 yılında sistemin iflas etmesi nedeniyle kapatılmak zorunda kalınmıştır. Bunun yerine neler yapılabilir? 1 Yeni tıp fakültesi ve EAH açılmasından vazgeçilmelidir. Mevcut tıp fakülteleri ülkenin uzman ve pratisyen ihtiyacını fazlasıyla karşılayabilir. 2 Halen 86 sı faal 91 tıp fakültesi mevcut olup çoğunluğu başta temel bilimler olarak yetersiz olanaklara sahiptir. Mevcut tıp fakültelerinin yeterli eğitim olanaklarına kavuşturulması, hastanesi

olmayan ve ortalama yatak sayısı 20 nin altında olan illerdeki tıp fakülteleri için hastane yapılması; yatak sayısı yeterli olan illerde hastanesi olmayan fakültelerin eğitimi öncelikleyen bir şekilde birlikte kullanıma geçirilmesi, 3 Ortalamanın üzerinde yatak sayısına sahip illerde yeni fakülte ve hastane yapımından vazgeçilmesi gerekir. 4 Öğretim üyeliği Anayasada kendine özgü önem ve değerde bir meslek olarak tanımlanmıştır. Bu güne kadar uygunsuz bir şekilde üniversite dışında da bu unvanlar verilmiş, unvan alanlar üst unvanlara yükseltilmek için arayışlara girmişlerdir. Bu nedenle öncelikle akademik unvanların üniversiteler dışında alınamaması ve kullanılamaması yönünde düzenleme yapılması gerekir. 5 EAH lerine bir daha eğitici ve başasistan kadroları açılmamak koşulu ile, halen EAH lerinin kadrolarında bulunan profesör ve doçent unvanına sahip eğiticiler kendi illerindeki fakültelerin diğer öğretim üyelerinin atanmasında uyguladığı kriterleri sağlamak ve fakültenin ilgili anabilim dalındaki eşdeğer unvanlı öğretim üyesi sayısının 1/3 ünden fazla olmamak üzere bu fakültelere alınabilir. Bu şartları sağlayamayanların yetersiz ve gelişmekte olan illerdeki tıp fakültesi kadrolarına ön koşulsuz ve ihtiyaç kadar sayıda atanmasının yapılması yapılabilir. Bunu da kabul etmeyenlerin kadroları EAH lerinde kalmak kaydı ile üniversitedeki eşdeğer kadroların özlük haklarına kavuşturulması sağlanabilir. 6 EAH lerinde doçent kadrosunda bulunanların tıp fakültelerindeki profesör kadrolarına yükseltilmesinde ise tıp fakültesinin atama kurallarına tabi olarak atamaları yapılabilir. Bu yapılanmalar (Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ve Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi), Sağlık Bakanlığına hizmet, denetleme, akredite etme, bilim üretme ve lisansüstü eğitim yetkisi vermek demektir; ülkenin tıp ve sağlık eğitimine büyük olumsuzluklara neden olacaktır. Sağlık Bakanlığının eğitim dahil tüm sağlık alanında TEKEL olması çok yakın gelecekte ülkemizde sağlık alanında telafisi çok zor durumların oluşmasına neden olacaktır. Mesleğini iyi icra etmek akademik unvan vermeyi gerektirmez. Akademik unvan, üniversite ortamında aktif çalışma( eğitim, araştırma, sağlık hizmeti) döneminde kullanılır. Nitekim Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi kararları hukuk fakültelerinde örnek kararlar olarak okutuluyor diye bu mahkemede çalışan üst düzey yargıçlara akademik unvan verilmesi istenebilir mi? Ülkenin hukuk hizmetlerini Adalet Bakanlığı veriyor diye Hukuk Fakültelerini Adalet Bakanlığı kurabilir mi? Adalet Bakanlığının merkezi bir hukuk fakültesini mahkemelerle ilişkilendirmesi Sağlık Bakanlığının üniversite kurması ile benzer bir durumdur.

Dünyada örneği olmayan modeller denemektense, bütün dünyada uygulanan sistemlerin geliştirilmesi üzerine enerji sarf edilmelidir. Bölüm 3. Tıpta uzmanlık ve Lisans Üstü Eğitim Kanun tasarısının 24 ve 29. Maddeleri ile halen Üniversitelerarası Kurul un yetkisinde olan tıpta uzmanlık ve yüksek lisans jürilerini ve esaslarını belirlemek yetkisi YÖK na verilmektedir. Halen tüm üniversitelerin temsil edildiği bir yapı yerine YÖK na bu yetkinin verilmesinin gerekçesi anlaşılamamıştır. YÖK nun bu yükün altından kalkamaz. Bölüm 4. Dördüncü kez istisnai yoldan uzmanlık belgesi düzenlenmesi yönündeki düzenlemeler Tasarının 20 ve 21 Maddeleri ile Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanlarına yoğun bakım yandal süresi 2 yıla indirilmiş ve bu alanda 3 yıl çalışmış olanların müracaat etmeleri halinde girecekleri bir sınavla uzmanlık belgesi düzenleneceği belirtilmiştir. Hukuk devletinin ön şartlarından biri olan hukuk güvenliği ilkesi ile bireylerin hukuki güvenliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Hukuk güvenliği ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, kişilerin, tüm fiil ve muamelelerinde, devlete güven duyabilmesini, devletin de kanuni düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici metodlardan kaçınmasını gerekli kılar. Hukuk güvenliği ilkesi, hukuk kaidelerinde sık sık değişiklikler yapılarak hukuki istikrarı ve belirliliği yok eden kurallar konulmaması, zamanda geriye doğru yürüyen kuralların kazanılmış haklara dokunmadan kişilerin temel hak ve özgürlüklerini teminat altına alma ödevini ifade eder. Bu açıdan hukuki güvenlik ilkesi, temel haklarla korunan ortak bir değerdir. Bu prensip, hukuk devleti ilkesinin olmazsa olmaz (sine qua non) şartı olup, modern Anayasa lara egemen olan temel bir ilkedir. Hukuk devleti hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, şahısların tüm işlem ve eylemlerinde devlete karşı güven duyabilmesini, devletin de yasa düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici düzenlemelerden kaçınmasını gerektirir. Diğer bir ifadeyle, hukuki güvenlik ilkesi gereğince devletin, vatandaşların mevcut yasalara olan güvenine saygılı davranması, bu güvenlerini boşa çıkaracak uygulamalardan kaçınması gerekir. Bu durum hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğu kadar Anayasa nın 5. maddesiyle devlete yüklenen, vatandaşların refah, huzur ve mutluluk içinde hayatlarını sağlama, maddi ve manevi varlıklarını geliştirmek için gerekli olan ortamı hazırlama görevinin bir sonucudur. Bu yönüyle, hukuk devletinin önemli bir unsuru olarak hukuk güvenliği ilkesi, yalnızca hukuk düzeninin değil, aynı zamanda belirli sınırlar içinde, bütün devlet faaliyetlerinin, belirli oranda önceden öngörülebilir olması anlamını taşır. Hukuk güvenliği sadece fertlerin devlet faaliyetlerine duyduğu güveni değil, aynı zamanda yürürlükteki mevzuatın süreceğine duyulan güveni de kapsar. Bu

sebeple hukuk devletinde yönetimden beklenen, açık ve güvenilir olma yükümlülüğüne uygun davranmasıdır. Tıpta Uzmanlık Tüzüğüyle mevzuatımıza giren ve dolayısıyla 2002 yılından bu yana yan dal uzmanlık eğitimi verilmekte olan ve halen 200 üjn üzerinde uzmanın, 300 e yakın yan dal öğrencisinin olduğu Yoğun Bakım yan dal alanında; sağlık hizmeti sunumunun ve uzmanlık eğitim sürecinin kesintiye uğramasını önlemek için, bu alanda faaliyet ve çalışmalarda bulunmuş hekimlerden faydalanmayı öncelikli hale getiren bir gerekliliğin (aciliyetin) varlığından söz etmek mümkün olmadığından; yan dal uzmanlık eğitimi sürecine tabi olmadan yan dal uzmanlık belgesi verilmesini sağlayacak bir hukuki durumun, uzmanlığın kazanılmasına etken olan eğitim süreci ve başarılı olma özellikleriyle çeliştiğinin açık olması karşısında, çok sayıda uzman varken ve halen eğitim devam ederken Yoğun Bakım yan dal alanında daha önce Tıpta Umanlık Tüzüğü, Tıpta ve Diş Hekimliği nde Uzmanlık Yönetmeliği ve 6225 Sayılı Yasa ile yapılan düzenlemelerden sonra 4. defa istisnai bir şekilde yan dal uzmanlık belgesi verilmesi yönündeki bir düzenleme hukuken yerinde değildir. Bu uygulama ile anadalda uzman olduktan sonra 3 yıl o alanda çalıştığını beyan eden (buna hiçbir eğitim kurumuna uğramadan sadece özel hastanede çalışanlarda dahil) herkes uzmanlık belgesi alabilecektir. Tahminen 4000 kişinin bir anda yoğun bakım uzmanı olması anlamına gelmektedir. Bu hem uzmanlık eğitiminin genel ilkelerine hem de ileride yetiştirilecek uzmanların vasıfsız ve kalitesiz olmasına yol açacaktır. Yapılmak istenen düzenleme ileride doğacak ve vatandaşlarımızı doğrudan ilgilendiren bu konuda ciddi sorunlara yol açacaktır. Bu uygulama ile Yoğun Bakım Yan Dal eğitimi fiilen bitecektir. Böyle bir düzenleme ile halen Yandal uzmanlık Sınavı ile yerleşmiş ve eğitimleri devam etmekte olan uzman adaylarına da haksızlık edilmektedir. Bu adaylar 3 yıllık yoğun bir eğitim süreci, bu sürecin sonunda başarılı olma ve Devlet Yükümlülüğü görevine gitme gibi bir durumla karşı karşıya iken, bu sürece tabi olmadan başkalarına belge verilmesi de eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu şekilde eğitim almakta olanların aynı zamanda olası kariyer basamaklarının da önü tıkanmaktadır. Eğitim süreci boyunca düşük maaş ve ek ödemeye katlanarak uzman olmak için çaba sarf edenlerin yanında, anadalda özel hastane de dahil olmak üzere daha yüksek ücret ve daha az stresle çalışanların aynı haklara sahip olması da devlete karşı olan güveni sarsmaktadır. Böyle bir süreci kabul etmek ileride 3 yıl aile hekimi olarak görev yapanlara, acil serviste çalışmış pratisyenlere, diyaliz merkezinde çalışan dâhiliyecilere aile hekimliği, acil tıp, endokrinoloji ve benzeri unvanların verilmesinin, sonuçta tıpta uzmanlığın beyana dayalı olarak verileceği bir mekanizmanın önünü açacaktır. Kamuoyuna duyurulur