İTALYA 2015 GEZİ NOTLARI



Benzer belgeler
Tur Programı. Avrupa suyunda yıkanmış ülke Kanada...

Türk Hava Yolları ile. Japonya. Kurban Bayramı'nda Japonya. Tokyo - Kyoto - Osaka. 28 Ağustos - 04 Eylül 2017 (8 gün - 7 gece)

Tur Programı. Van Gogh'un tablolarından çıkmış gibi, rüya gibi bir yolculuk

ERKEN REZERVASYON Bulgaristan Bansko Kayak Merkezi nde 10 Numara Bir Kış Tatili

FAALİYET RAPORU. 2 Murat Yıldırım 6 Günay Aydos. 3 Bora Akdeniz 7 Burcu Karabulut. 4 Mehmet Karaalp 8 Turgay Türkoğlu

Saffet Emre Tonguç eşliğinde AMALFİ ( Positano & Ravello & Sorrento & Capri & Pompeii & Napoli )

Yunanistan - Mikonos

20 Mayıs - 26 Mayıs 2017 (7 gün - 6 gece)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

KURBAN BAYRAMINDA FRANSIZ ŞATOLARI Ağustos 2018 / 3 Gece 4 Gün

Salzburg Bled Gölü Ljubljana Turu 2

Tur Programı. Van Gogh'un tablolarından çıkmış gibi, rüya gibi bir yolculuk

Salzburg Bled Gölü Ljubljana Turu 2

Tur Programı. İlginç bir şekilde sakin ve mütevazi, fiyortlar, dağlar ve kuzey ışıkları ile masalsı bir diyar

BuranoVenedik denince akla ilk

Fransa - Korsika

SAFFET EMRE TONGUÇ İLE FRANSIZ ŞATOLARI 05 Nisan 2018 / 3 Gece 4 Gün

25/06/2016 Cumartesi

KUZEY İTALYA GEZİSİ VENEDİK / COMO / MİLANO / FLORANSA / PISA MAYIS GECE 4 GÜN

LJUBLJANA DA NOEL PAZARI Aralık 2016 / 3 Gece 4 Gün

PHUKET 29 OCAK 05 ŞUBAT

Türk Hava Yolları ile. Japonya. Şeker Bayramı'nda Japonya. Japonya. 24 Haziran - 30 Haziran 2017 (7 gün - 6 gece)

SAFFET EMRE TONGUÇ İLE NORMANDİYA SAHİLLERİ Ekim 2017

Tırmanılan Rotada -Genel zorluk: TD -Yükseklik : m -Hedeflenen ve Harcanan Zaman : 6 saat, 6 saat 50 dk -Kazanılan ve kaybedilen yükseklik : 400 m

Iron Butt Reports - 09 July 2011

USD

Korkut un Hindistan Güncesi. 6 Haridwar-Varanasi Carsamba Persembe

FAALİYET RAPORU. EMLER-HÜRTEPE-ADSIZ2 FAALİYETİ Yeri. Faaliyet Tarihi ağustos 2014 Süresi 2 gün. Türü. Güzergah.

Amsterdam Turu 3 TUR ÖZELLİKLERİ. 1.Gün: İstanbul Amsterdam "Şehir Turu" 2.Gün: Amsterdam Serbest Gün veya Büyük Hollanda Ekstra Turu

SERDA BÜYÜKKOYUNCU İLE NORMANDİYA & BRETONYA

FAALİYET RAPORU KATILIMCILAR MALZEME BİLGİSİ VARIŞ SÜRELERİ. Erciyes Şeytan Rampası Rotası. Faaliyet Adı

Saffet Emre Tonguç eşliğinde Ramazan Bayramında FRANSIZ ŞATOLARI VE PARİS 25 Haziran 2017 / 4 gece-5 gün

Süha Derbent ile Kuzey Norveç te Fotograf Çekimi

2.Gün 14/06/2018 Chamonix La Fregere Lac Blanc Lacs Noirs Planplaz Telesiyej Chamonix - Les Houches

Lübnan - Beyrut BEYRUT

Kazakistan Renkli Almati Turu 3 Gün / 2 Gece

Patika.travel Küba Turu USD

1.GÜN 7 Ocak, Çarşamba: İSTANBUL BUENOS AIRES

Patika.travel Küba Turu Ekim USD

FİYATLAR EURO DEĞİL TL İSTANBUL ÇIKIŞLİ İNANILMAZ ama GERÇEK ÇOCUKveYETİŞKİN-1750 TL

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

SAFFET EMRE TONGUÇ İLE KUZEY MACERASI - LAPONYA

SIRADIŞI LJUBLJANA Yıl boyunca HER PERŞEMBE / 3 Gece 4 Gün

Tacikistan Turu Air Astana Havayolları ile 8 Gece 9 Gün

Como Gölü Turu TUR ÖZELLİKLERİ. 1. Gün: İstanbul Milano Como "Milano Tanıtım Turu" 2. Gün: Como "Como ve Bellagio Turu"

Herkese Bangkok tan merhabalar,

FAALİYET RAPORU. ~400 mt. Katılımcılar 1 Ayşe Ceyda Akçınar 5 Kaan Meriç. 2 Demet Yolcu 6 Emrah Kırdök. 3 Cüneyt Avcı 7 Bora Akdeniz

Kamp Malzemeleri: Çadır, uyku tulumu, mat, ocak, yemek takımı vs.

NORMANDİYA & BRETONYA

PROVENCE & LAVANTA BAHÇELERİ

Tur Danışmanımız: Ali Canip Olgunlu

Sabi Sabi'de Foto Safari & Cape Town. Sabi Sabi (4) / Cape Town (3)

Yunanistan - Santorini

Dünya Mirası Gezginleri Derneği ile 9 UNESCO Dünya Mirası nın ve 10 Adayının görüleceği. İsrail Turu. 10 Kasım Kasım 2014

Ljubljana Bled Gölü Salzburg Turu

10 MART - 18 MART 2017 NEPAL KÜLTÜREL GEZİSİ

YENİ ŞEHİR ARNAVUTKÖY / 2. İSTANBUL. Daha İyi Bir Gelecek İçin Bugün`den Harekete Geçin

FAALİYET RAPORU. kış yürüyüş ve kampçılık malzemeleri. 1 tam dry ip, çeşitli boylarda buz vidaları ve sikkeler. 3K, kişisel emniyet alma malzemeleri

Dünya Mirası Gezginleri Derneği ile 9 UNESCO Dünya Mirası nın ve 10 Adayının görüleceği. İsrail Turu. 2 Kasım Kasım 2014

ÇEVREMİZ VE BİZ 1.park 2.büfe 3.okul 4.banka 5.otel 6.market 7.alışveriş merkezi 8.kafe 9.hastane 10.köprü 11.nehir 12.kafe 13.spor salonu 14.

Gidiş Dönüş Uçak Biletleri Havalimanı Otel Havalimanı Transferleri Kapadokya Bölge Turu (Öğle Yemeği Dahil İçecek Extra)

MASAL YOLU BREMEN TRENDELBURG HAMELIN - SABABURG

Sibirya nın Mavi Gözü Baykal

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Korkut un Hindistan Güncesi 12 Jaipur Jaipur

Salzburg Bled Gölü Ljubljana Turu

ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011)

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

I SALONI MILANO FUARI AY DAN TURİZM

Küba. Administrator tarafından yazıldı Salı, 15 Mart :23 - Son Güncelleme Salı, 16 Aralık :36 1 / 5

MASAL DİYARINDA NOEL PAZARI COLMAR & STRASBOURG

FETHİYE- LİKYA YOLU GEZİ PROGRAMI

ODA +KAHVALTI GİRİŞ TARİHİ ÇIKIŞ TARİHİ ODA SAYISI 20

VAN & DOĞUBEYAZIT GEZİSİ / Mayıs 2019 / 2 gece 3 gün

İsviçre İtalya Turu TUR ÖZELLİKLERİ. 1. Gün: İstanbul Cenevre. 2. Gün: Cenevre "Cenevre Tanıtım Turu ve Ekstra Lozan Turu"

Ruanda'da Goril Safarisi Ve Kenya

Sarıçamlar Turizm'den 1 Gece 5 Yıldızlı Perissia Hotel'de Konaklamalı Kapadokya Turu

Kenya. Kenya Lake Nakuru. Nairobi Masai Mara

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

Toscana. Toscana (03-08 Mayıs 2011)

Dünya'nın En Yoksul Ama Kültürel Olarak Dünya'nın En Zengin Ülkelerinden Bir Ay ve Güneş Simgeli Nepal...

SÜPHAN YAZ KLASİK ZİRVE TIRMANIŞI FAALİYET RAPORU

NEW YORK (2)-SAN FRANCİSCO (2) - LAS VEGAS (2) -LOS ANGELES (3)!!!İNANILMAZ AMA GERÇEK-BU FIRSATI KAÇIRMAYINIZ!!!

için yola çıkıyoruz. Dubrovnik e varışımıza istinaden akşam yemeğimizi yiyoruz ve otelimize transfer oluyoruz. Konaklama otelimizde. 2.

PHUKET EĞLENCE & DİNLENCE & DENİZ GÜNEŞ KUM HER GÜN HAREKET İMKANI

Patika.travel Cape Town Gezisi URBAN SAFARI

Paskalya Roma Onur Havayolları 3 Gece 08/03/2013

Fethiye, Likya sahilinde bulunan en büyük tatil yöresidir. Ölüdeniz, Hisarönü, unutulmaz anlar yaşayabilirsiniz.

Süha Derbent Danışmanlığında Botswana da Helikopter ile Foto safari

SABİHA GÖKÇEN KÖLN (ALMANYA)

TUNA NEHRİ & ORTA AVRUPA'DA 5 ÜLKE MACARİSTAN - SLOVAKYA - AVUSTURYA - ALMANYA - ÇEK CUMHURİYETİ

İsviçre Turu (Cenevre Zürih)

Datça da bir Yaz. Gün batımında Datça Limanı

REN NEHRİ & MUHTEŞEM MOSEL NEHRİ HOLLANDA - ALMANYA - FRANSA - İSVİÇRE

15 günlük kısa dönem Avrupa gönüllü hizmeti projemi bitirdikten sonra Türkiye ye döndüm ve sizinle oradaki anılarımı bir raporda paylaşmak istedim.

3rd World Quality Summit US Program -October, 2014

Süha Derbent Organizasyonu ile Uganda da Dağ Gorilleri Yürüyüşü

BREMEN TRENDELBURG HAMELIN - SABABURG

SIRADIŞI FRANSIZ ŞATOLARI

ÇARŞI ESNAFININ BODRUM YOLCU LİMANINA TEŞEKKÜR ZİYARETİ

Transkript:

İTALYA 2015 GEZİ NOTLARI 05.08.2015 Trieste'ye göndermek için sevgili motorlarımızı, Pendik'te UN-RORO limanına götürdük (saat 1300). Burada kimlik kartımızla araç girişinden girdikten sonra, sol tarafta bulunan terminal binası önüne motorları park ettik. İçeride ihracat bölümündeki arkadaşlardan herhangi birisi yardımcı olabiliyor. Önce pasaport ve ruhsat bilgileri ile kayıt açıyorlar. Daha sonra üst kattaki en son bölümdeki gümrük tescil kısmında, yine pasaport ve ruhsat bilgileri işleniyor. Sonra aşağıya dönüp, parasal kısımlar hallediliyor. Bir motor 200 Euro komşimento, 38 Euro liman işlem ücreti ve 50 Euro kişi başı Slovena Lubiyana havaalanı uçak ve oradan Trieste limanına otobüs ücreti olarak toplam 288 Euro'ya mal oluyor. Gidiş dönüş aldığımız için 576 Euro kişi başı veriyoruz. Dönüş tarih rezervasyonu yapılmıyor. O İtalya'da halledilecek. Bu işlemler bittikten sonra motorları gemiye yüklemeye götürüyoruz. Normalde 1500 sonrası alıyorlar ancak. Motorlara imtiyaz var. Hemen yükleme yaptırıyorlar. Binadan çıktıktan sonra soldan duvar dibinden dümdüz gidince, hızlıcı boşaltma işlemi yapan çekicilerle karşılaşmadan limanda geminin yanaştığı yere gidiyoruz. Girişte alt güvertede yaklaşık 50 metre ileride, üst güverteye çıkış platformunun alt tarafında motorlara ayrılan bölüme, turuncu kıyafetli görevli arkadaşlardan biri rehberlik yapıyor. Nereden bağlatmak istediğimize göre ki, biz motor koruma demirlerini tercih ettik, motorları uygun pozisyona getirip park ettiriyor. Bu aşamadan sonrasını onlar hallediyor. Bize düşen heyecanla, motorlarımızın resmini çekmek, özçekim yapmak, onları öpüp okşayıp uğurlamak ve biz yokken uslu durmalarını, en kısa zamanda alacağımızı söylemek ve tabi anahtarlarını, gemi girişindeki görevlilerden birisine teslim etmek. Genelde motor anahtarlarını, TIR'ların anahtarlarının asılı olduğu bölüme değil de, içeride ofiste masa çekmecesine koyuyorlar. Burada acemilik noktası şu oldu. Görevlilere sorduğumuzda kapalı olan her şeyin (top case, yan çantalar vs.) güvenli olduğunu ama fileyle bağlı olanlara bir şey söyleyemeyeceklerini söylediler. Bunun üzerine bizde, değerli olan kask ve giysilerimizi, fileye koymaya kıyamadık. Sabah erken saatlerde uçuşların olacağını bildiğimiz için de kıyafetli olarak gitmeye karar verdik. Geri kalan ve uçakta sorun çıkartacak her türlü malzemeyi de çantalara koyduk. Ama gerek yokmuş!!! Her şey gayet güvenli merak etmeyin. Torbalara tozlanmasın ve görünmesin diye yerleştirerek, her türlü kıyafeti file ile arka koltuğa sabitlemek en mantıklısıymış. Aklınızda bulunsun. Dönüşte de öyle yaptık zaten. Tabi, uçakta el bagajı ile gitmeye çalışacak şekilde, sorunlu malzemeleri (yağ, kask temizleyicisi, çakı, törpü, traş malzemeleri vs.) motora yerleştirmek mantıklı bir yöntem. Bir de bagaj derdiyle uğraşmamak lazım hava alanında. 1

Gemiden ayrılıp yayan olarak, yine duvar dibinden terminal binasına döndük. Son bir kontrol yaptıktan sonra limandan ayrılıp, gezinin en zor tarafı olan Pendik-Bahçeşehir yaya dönüş yolculuğumuza başladık. Bu arada, uçak bileti, otobüs bileti vs herhangi bir kağıt belge verilmiyor. Adria (Slovenya hava yolları) tarifeli 0500 uçağına gidecek şekilde ayarlama yapılıyor. Sorun çıkmıyor merak etmeyin. 08.08.2015 Sabaha karşı 0500'de uçak ancak, limandaki görevli arkadaş bize erken gidin uyarısı yaptığı için uyumadan, saat 0200'de havaalanına gittik. İyi ki de gitmişiz. O saatte Atatürk Hava alanı trafiği kilit durumdaydı. İçerisi de bir o kadar kalabalık. Anladım ki bütün Arap ve uzak doğu ülkelerinin uçakları sabaha karşı. Bu yüzden de özellikle bu mevsimde tıklım tıklımdı. Adrian Hava Yolları ve Türk Hava Yolları ortak uçuşu için açılan kontuardan bir sorun olmadan pasaport ve kimlik bilgilerimizle biletlerimizi alıyoruz. Gecikme olmadan uçak kalkıyor. Saat 0700 gibi Slovenya Lubiyana Hava Alanı'na indik. Çıkış kontrolden sonra, bizimle beraber olan TIR şoförü arkadaşlara sorarak bizi bekleyen servise doğru gittik. Konusu açılmışken, bir çok blog veya forum sitesinde, TIR şoförü arkadaşlarımızın konuşma şeklinden veya hareketlerinden dolayı bir kaba fakat candan bir davranış şekline kendimizi alıştırmamız gerektiğinden bahsediliyordu. Candan oldukları, yardım etmeye çalıştıkları, güler yüzleri kısmına katılıyorum. Katılmadığım kısım ise, argo ve küfürlü konuşma şekli yerine, gayet de kibar ve seviyeli bir konuşma şekline sahip olmaları. Yurt dışı kesinlikle, bir seviye veriyor insanlara. Biz çok rahat gittik, hiç bir konuda rahatsızlık hissetmedik ve çok da yardım aldık. Başta Savaş Çakmak bey olmak üzere, bizim seferdeki tüm şoför arkadaşlarıma teşekkür ve sevgilerimi tekrar sunuyorum. Havaalanının dışında, sağ tarafta, karşıdaki otopark içerisinde bekleyen servis otobüsüne ilerledik. Bir ara acaba bizi almadan gider mi?, tuvalete gitsek mi gitmesek mi diye düşünüyorduk. Ancak arkadaşlarımız, servisin tüm havaalanı boşalmadan gitmediğini belirterek bizi rahatlattı. Servis yaklaşık 90-100 dakika civarında bir yolculuktan sonra Trieste limanına geldi. İki giriş var limana. biz yakın ancak o gün kapalı olanına gittik ilk önce. Ama ben hemen, her ihtimale karşın koordinat bilgilerini kaydettim telefona. Sonra, Trieste'nin 2

sahilinden ulaşılan ikinci kapıya gittik. Orayı da kaydettim. Sonradan da bu koordinatlar, navigasyon cihazında çok yardımcı oldu. Burada pasaportlar toplandı ve güvenlik görevlileri tarafından kontrolden geçirildi. Daha sonra tüm pasaportlar geri verildi. Bir şoför arkadaşım herkesin ismini okuyarak pasaportları dağıttı. Bu andan itibaren içeri giriş yaptık. Sabah erken vakit olduğu için ne UnRORO'nun oradaki bürosu (SAMER) açılmıştı ne de gemi gelmişti. Limanın girişinden itibaren yaklaşık 1 km uzaklıkta bulunan kırmızı bina adıyla anılan, restoran kafeterya binasına gittik. Orada Türk tipi kahvaltı yaptık. Börek, açma poğaça, tost, ayran ve çay mevcut. Şoför arkadaşlar bize memleketten getirdikleri böreklerden de ikram ettiler. Saat 1130'a kadar orada, bizim gibi motor getiren Murat eşi Arzu ve bir diğer arkadaşımız Serter beylerle, şoför arkadaşlarla sohbet ettik. Zaman kolay geçiyordu ancak uykusuzluk da başlamıştı. Gece uyumadan başlayan yolculuk, uçakta bir saat, serviste bir o kadar daha uyku ile devam ediyordu. Zaten bu yüzden de ilk konaklama yerimizi yakın bir şehirden seçmiştim. Saat 1130'da haber geldi ve oraya ait servis minibüsleriyle SAMER binasına gittik. Orada Trieste limanına özgü motor başı 50 Euro işlem parasını verdik. belgelerimizi aldık, dönüş için konuşacaktık ancak görevli olan Özgür ve İlker beylerin Türkiye'de olduğunu, hafta arasında telefonla konuşmamız gerektiğini öğrendik ve telefon numaralarını alarak gemiye, motorlarımızı almaya gittik. Motorlarımızı bir sorun olmadan aldık. Kıyafetlerimiz de zaten üzerimizde olduğu için hemen yola çıkmaya hazır duruma geldik. Diğer arkadaşlarımız için ise bir sorundu bu. Çünkü yakında kıyafet değişecek bir yer yok. Onlar da limandan kıyafetsiz çıkıp tuvaleti olan bir kafeterya bulmak üzere çıkış yaptılar. Ben olsam şimdi, motorları aldıktan sonra tekrar kırmızı binaya gider, orada kıyafetleri değiştikten sonra paşa paşa limandan çıkış yapardım. Limandan çıkmadan, navigasyonu açtım ve daha önce yüklediğim kalacağımız hotele gitmek üzere Belluno şehrine sürmeye başladık. Günlük güneşlik bir hava ve çok güzel yollardan sonra otobana çıkışa geldik. Geçen sene aslında kullandığımız halde, ya uykusuzluktan ya da dikkatsizlikten, gişelere geldiğimizde sanki para verecekmişiz gibi düşündük. Halbuki ilk gişeler bilet alma gişeleri. Bilet aldıktan sonra yolumuza devam ettik. Sonra da çıkış gişelerinden ödeme yaparak ki bunun için yanınızda çok büyük olmayan banknot paralar bulundurmanızda fayda var. Her gişe de görevli olmadığı ve bazı gişeler otomatik olduğundan, bunlar 50 euro ve üstünü kabul etmiyor. Bozuk paralar her zaman kullanılabilir. Belluno'ya doğru artık kuzeye ve dağlara doğru yöneldik. Hava şartları da değişmeye başladı. Kara kara bulutlar ve artan rüzgar biraz endişelendirmeye başladı. İki dağ şeridinin arasından geçerken rüzgar fırtınaya döndü, yağmur yağmaya başladı. Hemen bir köprü altında yağmurluklarımızı giydik. Yola devam ediyorduk ancak fırtınaya dönüşen rüzgar ve yağmur bizi etkiliyordu. Motorlar olduğu yerde kaymaya başladılar. Hızımızı 50 km/saat'e kadar düşürdük. Şansımıza yaklaşık 45 dk sonra, fırtına etkisini azaltmaya başladı ve yalnızca yağmura dönüştü. Belluno'ya yaklaşırken ise, ara ara yağmaya başladı ve hava yükseldi. Belluno'nun merkezinde Albergo Cappello e Cadore Hotel'ine vardık. Belluno çok özel ve güzel bir şehir. Sakin, diğer kayak cazibesi haline gelmiş şehirler gibi turistlerle tıklım tıkış değil. Uzun ve son bölümleri de tehlikeli olan bir yolculuktan sonra, dingin ve hafif serin hava, sessizlik, güzel bir şehir görüntüsü, geniş meydan ve eski binaların ve kulelerin ardından görünen dağlar çok rahatlatıcı oldu. Arnavut taşlı dar yollardan minik meydanlara çıkılıyor. Nispeten küçük sayılabilecek şehirde bile, etkinlikler, sokaklarda opera söyleyen sanatçılar son derece güzel geldi. Aslında 3

bu şehirde sırf kafa dinlemek için bir gün daha kalınabilir. Şehri yürüyerek dolaştıktan sonra, hotelden aldığımız tavsiyeye göre, güzel bir pizzeria restorana gittik. Aslında bir kaç tane tavsiye almıştık. Ufak bir de harita verdi elimize hotel görevlisi bayan. Ancak diğerlerinin yerini pek beğenmedik, daha açıkta bir yer aradık. Bir kısmı da saat 1800 olmasına rağmen ne yazık ki açık değildi ki, bunu 15 Ağustos haftasında bol bol yaşayacaktık. Çünkü 15'i onların önemli bir tatil zamanı ve tatilini birleştiren bir çok İtalyan Ağustos ayının başından, üçüncü haftasına kadar tatile çıkıyorlar. Yine de kalan sağlar bizimdi ve çok da güzel bir tane bulduk. Vadiye bakan bir terası olan restoranda güzel pizza, spagetti ve şarap üçlemesi yaptık. Sabah acele etmeden hareket edecek olmamıza rağmen, yorgunluktan fazla ayakta duramadık ve gece çok geç kalmadan yattık. 09.08.2015 Sabah kalktıktan sonra, kahvaltı edip hazırlık yapıp motorlarımıza bindik. Bugün hedef Cortina d'amprezzo'ya varana kadar, yapabildiğimiz kadar pass geçişi yapmaktı. Hava harikaydı ve dün geceki yağmur, fırtına korkularım geride kalmıştı. Her ihtimalde yine de Alplerde hiç belli olmuyor hava durumu. Yarım saat içinde, güneşin gülen suratı, kara bulutların somurtkan suratı haline gelebiliyor. Kuzeye doğru, Albergo yolunu takip ederek yola çıktık. Albergo'dan sonra Arabba yoluna saptık. Arabba'dan sonra zaten Cortina d'amprezzo'ya gitmek için yapılacak tek şey, Alp pass'larını geçmekti. Yukarı doğru çıkmaya başladıktan hemen sonra, muhteşem dağ manzarası ve ormanlar, göller, içinden geçtiğimiz ufacık, ama bir o kadar da modern ve güzel köy ve kasabaların tadını çıkartmaya başladık. 4

Alleghe gölü bunlardan bir tanesiydi. Dağ dizilerinin arasına sıkışmış, aniden karşımıza çıkan muhteşem manzarası olan bir göldü. Fırsatı kaçırmadan mola verdik. Kahve eşliğinde bir göl kıyısı keyfi yaptık. Yukarı doğru çıkmaya devam ettik. İlk pass Pordoi oldu. 1800 metre yüksekliği geçtikten sonra, bir anda bitki örtüsü, ağaç ve ormanlardan, tundra ve kayalık, zaman zaman da çayır haline geldi. Yükseklik ve firkete virajlar gerçekten motor sürmenin tadını çıkarmamızı sağladı. Pordoi pass, Alplerde yaptığımız ilk pass, hatta hayatımızda yaptığımız ilk pass geçişi olduğu için ayrıca bir öneme sahipti. Sonrasında inişli ve çıkışlı pass'lerle devam ettik. Tabi her pass'de mutlaka pin ve sticker aldık. Ancak pass'ler çoğalmaya başlayınca, stickerların hepsini motorlara yapıştıramayacağımızı farkedince almaktan vazgeçip yalnızca pin alarak devam ettik. Her pass'ta mutlaka mola verdik. Bir manzara keyfi yaptık. Etraf zaten motor ve bisikletlerle doluydu. Araba ve diğer araçlar, bize oranla çok azdı. Tabi o dar yollarda, medeniyet yine etkisini gösterdi ve hiç bir kargaşa, korna, tehlike olmadan yol yapmaya devam ettik. Sırasıyla Sella Pass, Gardena Pass, Valparola Pass, Falzarego Pass geçişlerini yapıp, öğleden sonra 1600 gibi Cortina d'amprezzo'da konaklayacağımız Concordia Hotel'ine vardık. 5

Hotel tam merkezi bir yerdeydi. Tabi her zaman olduğu gibi, kendine ait özel bir park yeri vardı. Motorları da oraya koyup, odalarımıza yerleştik. Bir duş alıp, uzun günün tadını çıkartmak için dolaşmaya başladık. Cortina d'amprezzo ünlü bir kayak merkezi. Tabi haliyle biraz pahalı. Güzellik ve sıcaklık ise değişmedi. Belluno'ya göre turist sayısı bayağı bir yüksek. Sakinlik artık geride kaldı herhalde. Hatta biraz curcuna bile denebilir. Bunun da ayrı bir keyfi vardır. Tabi lüks mağazalar ve restoran seçenekleri da fazlaydı. Hatta bir alışveriş merkezi bile vardı. Burada da foursquare sayesinde güzel bir Pizzeria bulduk ve değişmez öğünümüz pizza ve makarnayı yedik. Yemeklerle beraber verilen acı zeytin yağına bayılıyorum. Pizzanın, makarnanın üstüne koyduğumuzda müthiş bir acılık ve harika bir tat katıyordu. Gece dolaşmaya devam edip, yine hiç değişmeyen şekilde kahvelerimizi güzel bir cafe'de içip odamıza çıktık. 10.08.2015 Cortina d'amprezzo'dan yola çıktık rahat rahat yaptığımız bir kahvaltıdan sonra. Bugün acelemiz yoktu çünkü, yolumuz düz ve zamanımız da boldu. Cortina d'amprezzo'dan doğuya giderek Pieve di Cadore, Auronzo üzerinden bir daire çizecek ve Vipiteno'ya doğra gidecektir. Yola çıktıktan bir süre sonra, San Vito di Cadore'ye giderken bir göl tabelası görüp içeri doğru saptım. Chalet adındaki bu göl açıkçası büyüleyiciydi. Açık yeşil rengi, etrafındaki ormanlar, su sporları imkanları, sakinlik öylesine dinlendiriciydi ki, acaba bir sefer de çadırla mı buralara gelsek diye aklıma gelmedi değildi. Sonrasında Pieva di Cadore yakındalarındaki Lago di Cadore'de de ister istemez bir kısa mola verip yola devam ettik. Auronzo'da ise Lago di Santa Caterina'daki güzelliğe 6

kanıp tekrar yoldan çıkıp, göl kenarında bir kahve içmek için mola verdik. Burası da herhalde kireçli veya killi topraktan dolayı turkuaz rengine bürünmüş, etrafı piknik alanlarıyla dolu, su sporlarının yapıldığı muhteşem bir manzaraydı. Bu göllerin, kışın donmalarından dolayı bir renk değişimine de uğradığını düşünüyorum açıkçası. Buradan sonra Brunico üzerinden Vipiteno'ya gidene kadar fazla durmadık. Öğleden sonra Vipiteno'daki yine şehir merkezindeki ve yine özel otoparkı olan Hotel Mondschein'a vardık. Hotelin isminin Almanca olması ilginç gelebilir ama zaten burası had safhada Avusturya etkisinde kalmış bir yerdi. 1915 yılına kadar Avusturya toprağı olan bu bölgeyi, İtalyanlar 1915 yılında işgal etmişler. O zamandan beri de İtalyan toprağı ancak Almanca ve Avusturya kimliklerini hiç kaybetmemişler diyebiliriz. Genellikle önce Almanca konuşmaya başlıyor esnaf. İsimlerin çoğu Almanca. İkinci Dünya Savaşı'nın bazı aranan ünlü Nazi'lerinin, uzun süre burada saklandığı biliniyor. Güzel bir şehirdi. Bol bol dolaştık ve ara sokakların bir tanesindeki pizzacıda harika bir yemek yedik. Bu arada Foursquare programı gerçekten çok yardımcı oldu gezi boyunca ve reklam gibi olacak ama Vodafone Red tarife sayesinde günlük 10TL'ye Türkiye'deki aynı konuşma ve özellikle internet kullanım hakkının olması, hem foursquare gibi programları, hem de navigasyonun karıştığı durumlarda, telefonun haritasını kullanmakta son derece yararlı oldu. Havanın yarın güneşli olmasını, en azından yağışsız olmasını umarak gece yattık. 11.08.2015 Hava günlük güneşlik. Bugün erken kalktık. Yolumuz uzun. Hacı olma günümüz bugün. Kahvaltımızı yapıp hemen yola koyulduk. Doğrudan Jaufen Pass üzerinden San Leonardo'ya geçtik. 7

Buradan Merano üzerinden Stelvio Pass'a gittik. Doğrusu ya, Stelvio'ya kadar geçtiğimiz pass'ler gerçekten çocuk oyuncağıymış. Firkete virajların, Stelvio'da eğimli testere dişlerine dönüştüğünü görünce hani bakalım ne olacak diye düşünmedik değil. Sonra başladık tırmanmaya. Tırman tırman tırman, yukarı baktığımda bir arpa boyu yol gitmişiz dedim. Bir ara, kenardaki boşluklarda, mola verenler gibi dinlenmek geçti aklımızdan ama sonra yukarı gitme cesaretimiz kırılabilir diye vazgeçtik ve hazır hızımızı almışken devam edelim dedik. Zirveye varmak tam bir adrenalin boşalması sağladı. Burada artık mola vermeliydik. Burası bir rekor gibi görülüyordu. 2760 metreyle Avrupa'nın ikinci yüksek geçidi ve gerçekten niye motorsikletlerin haccı dendiğini anladım. Yukarısı tıklım tıklımdı. Tam manzaraya bakan bir yerde öğlen yemek molası verdik. Saat 1300 civarıydı. Tabi kaybedecek fazla zaman yoktu. Bormio üzerinden Sondrio'ya gitmeyi planlıyorduk. Gerçi navigasyon ve telefon haritası bizi bir türlü Bormio üzerinden götürmüyordu. Habire İsviçre'ye sokup dolaştırıyordu. Yola çıkıp da Stelvio'dan inmeye başlar başlamaz nedeni belli oldu. Bormio yolu kapalıydı ve bizi İsviçre'ye Santa Maria'ya yönlendirdiler. Gerçi çok da iyi oldu. Çünkü İsviçre'de de dolaşma fırsatı bulmuş olduk. Ancak yolumuz oldukça uzayacaktı ve vodafone İsviçre'de geçerli olmadığı için telefonu kullanamayacaktım. Navigasyon'da habire bizi geri götürmeye çalışıyordu. Yani Santa Maria'ya geldiğimizde, eski model haritamız da olmadığı için hissi kablel vuku durumuna geldik. Bayağı bir yol kat ettikten sonra, Tschierv adındaki kasabada turizm informasyon gördüm. Oradaki bayan sağ olsun çok yardımcı oldu ve bana yetecek bir de küçük bir harita verdi. İsviçre gerçekten çok gelişmiş bir yerdi. Geniş düzlüklerde kurulu kasabaların hepsinde istisnasız, herkes bisitlete, ata biniyor, spor yapıyordu. Manzara gerçekten görülmeye değerdi. Tabi İsviçre'nin ultra pahalı olduğunu da belirtmekte fayda var. Bir küçük suya 3 euro ve aldığımız anı pimine 23 euro verince biraz rahatsız olmadığım değil. Tschierv kasabasından sonra Ofen pass ve Fuern pass'tan geçerek Zernest üzerinden Saint Moritz'e doğru gittik. 8

San Moritz'e gelmeden hemen önce Samedan ve Pontresina yoluna saptık. Buraları aynı zamanda ünlü Alp trenlerinin de güzergahıydı ve benim yolculuktan önce tren bileti için aranıp da bulamadığım yerlerdi. Kısmetimiz bizi oralara üstelik de motorla götürdü. Morteratsch buzulunun yanında durup resim çektirdik. Yola devam edince Bernina Pass'tan geçtik. Buraları da yüksek olmasına rağmen, Stelvio'dan sonra çok fazla iniş yapmadan geldiğimizden, düz yolda çıkar gibi ulaştığımız pass'lerdi. Bu yolun alternatifi, Livigno üzerinden tünel yolunu takip etmekti. Ancak tünel yolu adam başı 32 euro olacağı için dolaşmayı tercih ettik. İyi bir tercihti. Brusio üzerinden Tirano'ya akşam 1800 gibi vardık. İsviçre İtalya geçişleri yol üzerindeki basit sınır kapılarından oluşuyor. Herhangi bir kontrol olmadığından, sık sık kendimize acaba İtalya'ya geçtik mi diye sorduk. Kültürler o kadar birbirine girmiş ki, İsviçre'de İtalyanca kullanıyor, İtalya'da Almanca. Sonunda Tirano'ya girdik. Burada bir cafede mola verdiğimizde, hotel ayarlamasını da yaptık. Merkezde bulunan Albergo Altavilla hotelinde yer ayırttık. Çatı katı oda esasından Alp yüksekliğinin serinliğinden sonra geldiğimiz sıcak Tirano'da hiç de uygun değildi. Ama o kadar yorulmuştuk ki, yemeğimizi yiyip biraz dolaştıktan sonra hemen uyuduk. Tek hatalı hotel seçimimizdi. 12.08.2015 Sabah kalkarak yola çıktık. Artık dağları arkamızda bırakarak düzlüklere doğru inmeye başlayacaktık. Como gölünün doğusundan dolaşıp, göl ve ağaç manzarası eşliğinde seyahat ettik. Como gönünün kıyısındaki Abbadia Lariana kasabasında Park Hotel Abbadia'da konakladık. Hotelimizin yakınında halk plajında Como gölüne girdim. Gölün suyu gayet sıcaktı ancak girip bir kaç metre uzaklaşınca gölün 9

birden bire derinleştiğini, dipten ilginç yosunların su üstüne kadar çıktığını gördüm. Fazla emniyetli hissetmedim açıkçası. Halkın açılmamasının bir sebebi varmış. Sahil boyunca uzanan kasaba çok fazla bir alternatif sunmuyordu ama kaldığımız hotelin yanında teras katında yer alan restoran, şimdiye kadar gittiğimiz restorandı. 13.08.2015 Sabah kasabadan ayrıldıktan sonra, Milano'ya doğru yola çıktık. Ancak dağlardan sonra bu yollar gerçekten hiç ilginç gelmedi. Dağların serinliği de ayrıca güzeldi. Hatta bazı yüksekliklerde wind stopper'larımızı bile giymiştik. Şimdi ise Ağustos güneşinin en yakıcı sıcaklığını hissediyorduk. Milano'nun biraz dışında, fiyatı çok uygun ve tüm yolculuk boyunca kaldığımız en güzel hotel olan Hotel Da Vinci'ye giriş yaptık. Erken geldiğimiz için hemen yerleşip dışarı çıktık. Hotel'in yakınlarındaki metroya yürüyüp merkeze indik. Burada akşama kadar şehirde belli başlı merkezleri dolaştık. Sonra da yine metro ile hotele döndük. 10

14.08.2015 Milano'dan ayrılarak, uzun bir otoban seyahati yaparak Garda gölü kıyısındaki Desenzano Del Garda kasabasına gittik. Burada biraz motorla dolaşıp, sahile yakın bir cafede kahvemizi içtik. Garda gölü, Como gölüne göre belirgin şekilde daha kalabalıktı. İtalya'nın en büyük gölü. Ama etrafı Como gölü kadar ağaçlık ve motorla dolaşmak için cezbedici değildi. Bayağı bir deniz gibi. Neredeyse sınırları görünmüyordu. yine öğleden sonra Verona'ya Hotel Piccolo'ya yerleştik. Yine aynı taktikle hotele yerleşip hemen dışarı dolaşmaya çıktık. Akşama kadar şehri dolaşabildiğimiz kadar dolaştık. 11

15.08.2015 Verona'dan ayrılıp öğlene kadar Trieste'ye yetişmeye çalıştık. Ancak bir müddet sonra trafik yoğunlaştı. Emniyet şeridi yardım etti. Saat 1400 gibi Trieste limanına vardık. Burada motorlarımızın işlemlerini yaptık. Özgür bey sağolsun bize çok yardımcı oldu. Motorları gemiye götürdük. Kıyafetlerimizi değiştirdik, kasklarımızı, kıyafetlerimizi ve botlarımızı motorların üzerine yerleştirdik. Sonra da limandan taksiyle ayrılıp Trieste'yi dolaşmaya gittik. Akşama kadar dolaştık. Saat 2100 da limana gelen otobüse binerek Lubiyana'ya gittik. 1145 seferiyle İstanbul'a döndük. Güzel bir gezi de böylece bitti. Gezinin en zor bölümü emin oldum ki, Bahçeşehir-Pendik arası oldu. Zaten 3 gün sonra tekrar Pendik'e tam 4 saatte gittik. Herhangi bir sorun olmadan motorlarımızı alıp akşam Bahçeşehir'e döndük. Saat 1900 sonrası motorlarını alacak olanların mutlaka gümrük memurlarıyla konuşup, nöbetçi kalıp kalmayacağını ve işlem yapılması gerektiğini bildirmeleri kendi çıkarlarına olacaktır. 12