İVAN SERGEYEVİÇ TURGENYEV Asilzade Yuvası



Benzer belgeler
İVAN SERGEYEVİÇ TURGENYEV Arefesinde

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Eski Dostum Kertenkele

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik

WILHELM SCHMID Arkadaşlıktaki Saadete Dair

KEREM ASLAN Her Şey Dahil

İletişim Yayınları 2472 Çağdaş Türkçe Edebiyat 426 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Sarmaşık

FRANCESCA SIMON FELAKET HENRY İLE SPOR

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

BARIŞ BIÇAKÇI Baharda Yine Geliriz

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Kirpiklerimin Gölgesi

ALİ ARTUN Sanatın İktidarı

MATBAACILIK OYUNCAĞI

TÜLİN KOZİKOĞLU - UĞUR ALTUN Mıstık, seni anlamıyoruz! Noktalama İşaretlerinin Öyküsü

İletişim Yayınları 2462 Çağdaş Türkçe Edebiyat 423 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

İVAN SERGEYEVİÇ TURGENYEV İlkbahar Selleri

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

MELİKE UZUN Soğuk ve Temiz

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos :42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos :20

MENEKŞE TOPRAK Temmuz Çocukları

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

BARIŞ BIÇAKÇI Seyrek Yağmur

ECE ERDOĞUŞ Tuhaf Hikâyeleri Sever misiniz?

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

Arne Bellstorf. ALMAN SEVGİLİ Astrid Kirchherr ve Stuart Sutcliffe in Hikâyesi. Çeviren: Tanıl Bora

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

o ( ) (1 CİN ALİ'NİN HiKAYE KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Öğ. Rasim KAYGUSUZ

tellidetay.wordpres.com

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

JOHN BERGER Leylak ve Bayrak

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır.

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

İVAN SERGEYEVİÇ TURGENYEV Gereksiz Bir Adamın Güncesi

Cem Akaş BUMBA İLE BİBU. Resimleyen: Reha Barış

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

Küçüklerin Büyük Soruları-4

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

PELİN BUZLUK Deli Bal ve Kanatları Ölü Açıklığında

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

ISBN :

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

FRANCESCA SIMON FELAKET HENRY NİN KÂBUSU

meslek seçmişim kendime! Her gün dolaş dur! Masa başında çalışmaktan beter sıkıntıları var bu işin; yolculukların çilesi de işin cabası: Değiştirilen

Yeşaya Geleceği Görüyor

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ORTA HAZIRLIK TÜRKÇE ORTAK SINAVI Açıklamalar GRADE. (20 Aralık 2015, Pazar)

AVUKAT Skeç-Komedi Tiyatro Metni

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

TOMBALAK ı HIÇKIRIK TUTTU!

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

HAKAN BIÇAKCI Otel Paranoya

Belmin Dumlu SAVAŞKAN,

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

BARIŞ BIÇAKÇI Sinek Isırıklarının Müellifi

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

AYLA ÇINAROĞLU. Mavi Boya

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK. Masal. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

GİRAY KEMER Olaylar Boksörün Pazı Sarmasını Yemesiyle Başladı

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

Derleyenler FERYAL SAYGILIGİL - BEYHAN UYGUN AYTEMİZ Gülebilir miyiz Dersin?

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

Arda Alyanak Daniela Palumbo Filiz Özdem Carla Manea

Bilgin Adalı HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mustafa Delioğlu SÜMBÜLLÜ KÖŞK

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Transkript:

İVAN SERGEYEVİÇ TURGENYEV Asilzade Yuvası

Дворянское Гнездо Önsöz: Richard Freeborn, Introduction, Home of the Gentry, Ivan Turgenev, Penguin Books, 1987. Sonsöz: Joost van Baak, Turgenev and the Domus, The House in Russian Literature: A Mythopoetic Exploration, Studies in Slavic literature and poetics, cilt 53, Rodopi, 2009. Sonsözün hakları Koninlijke Brill NV den alınmıştır. İletişim Yayınları 2200 İletişim Klasikleri 89 ISBN-13: 978-975-05-1810-2 2015 İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2015, İstanbul DİZİ YAYIN YÖNETMENİ Murat Belge YAYINA HAZIRLAYANLAR Sabri Gürses, Güneş Akkor, Emrah Serdan KAPAK Suat Aysu KAPAK RESMİ Stanislav Yulianoviç Jukovski, Bahar Işığı. İç mekân, 1913 UYGULAMA Hüsnü Abbas DÜZELTİ Ümran Küçükislamoğlu BASKI ve CİLT Sena Ofset SERTİFİKA NO. 12064 Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi B Blok 6. Kat No. 4NB 7-9-11 Topkapı 34010 İstanbul Tel: 212.613 38 46 İletişim Yayınları SERTİFİKA NO. 10721 Binbirdirek Meydanı Sokak, İletişim Han 3, Fatih 34122 İstanbul Tel: 212.516 22 60-61-62 Faks: 212.516 12 58 e-mail: iletisim@iletisim.com.tr web: www.iletisim.com.tr

İVAN SERGEYEVİÇ TURGENYEV Asilzade Yuvası Дворянское Гнездо RUSÇADAN ÇEVİREN Ergin Altay RICHARD FREEBORN UN ÖNSÖZÜ VE JOOST VAN BAAK IN SONSÖZÜYLE

İVAN SERGEYEVİÇ TURGENYEV 28 Ekim 1818 de, Rusya nın Oryol şehrinde doğdu. 1833 yılında Moskova Üniversitesi ne girdi. Ertesi yıl babasını kaybetti ve kaydını St. Petersburg Üniversitesi ne aldırdı. 1838-1841 yılları arasında Berlin Üniversitesi nde eğitim gördüğü dönemde birçok araştırmacı, filozof ve edebiyatçıyla arkadaş oldu. 1842 yılında gayri meşru bir çocuğu olan Turgenyev, aynı yıl yüksek lisans tezini tamamladıysa da üniversitede bir kürsü edinemedi. Ertesi sene İçişleri Bakanlığı nda işe başladı, Paraşa adlı şiiri yazdı ve bu sayede Belinski gibi edebiyatçılarla tanışıp, edebiyat çevrelerine girmeye başladı. 1944 te ilk öyküsü Andrey Kolosov yayımlandı. Ertesi yıl bakanlıktaki görevinden istifa etti. Hor ve Kaliniç adlı öyküsü 1847 yılında Sovremennik te (Çağdaş) yayımlandı. 1850 de annesini kaybetti, Lüzumsuz Bir Adamın Günlüğü ve Köyde Bir Ay eserlerini kaleme aldı. 16 Nisan 1850 de Gogol ün ölümü üzerine yazdığı bir yazıdan sonra aynı yıl yayımlanan Avcının Notları eserinin de etkisiyle tutuklandı ve bir ay hapiste kaldıktan sonra Spasskoe ye sürüldü. 1856 da ilk romanı Rudin, Sovremennik te yayımlandı. Bu dönemde yurt dışına seyahat etmeye başlayan Turgenyev, Paris, Berlin, Londra gibi şehirleri dolaştı. 1859 da Asilzade Yuvası yayımlandıktan sonra ertesi yıl Arefe ve İlk Aşk ı kaleme aldı. Babalar ve Oğullar ın baş karakteri olan Bazarov u bu dönemde düşünmeye başlasa da, roman 1862 de yayımlandı. Bu dönem Rusya dan uzaklaşıp sırasıyla Baden-Baden, Londra ve Bougival de yaşadı. 1867 de Duman ı, 1870 de Bozkırda Bir Kral Lear ı, 1872 de Bahar Seli ni, 1877 de ise Ham Toprak ı yazdı. Fransa da yaşadığı dönemde Gustave Flaubert, George Sand, Émile Zola, Alphonse Daudet, Edmond de Goncourt ve Henry James le arkadaşlık etti. 1879 da Rusya yı ziyaret etti ve coşkuyla karşılandı. Aynı yıl Oxford Üniversitesi nden fahri doktora aldı. Ertesi sene Moskova daki Puşkin anıtının açılışında bir konuşma yapan Turgenyev, 3 Eylül 1883 günü Bougival de öldü.

İÇİNDEKİLER ROMANA DAİR GÖRSELLER...7 KRONOLOJİ... 13 ÖNSÖZ ASİLZADE YUVASI / RICHARD FREEBORN... 25 Asilzade Yuvası SONSÖZ TURGENYEV VE DOMUS / JOOST VAN BAAK...231

Asilzade Yuvası nın el yazmasından sayfalar.

Konstantin İvanoviç Rudakov un Asilzade Yuvası için yaptığı çizimler: Liza Kalitina (sol sayfada). Fyodor İvanıç Lavretski (sağda). Hristofor Teodor Gotlib Lemm (sol üstte). Vladimir Nikolayeviç Panşin (sol altta).

I Işıl ışıl güneşli bir ilkbahar günü akşama kavuşuyordu. Küçük, pembe bulut kümeleri aydınlık gökyüzünde yükseklerde öylece duruyor, sanki süzülerek gitmiyor, masmavi gökyüzünün en derinlerine doğru uzaklaşıyordu. O... kentinin (olay 1842 yılında oluyordu) en uzak sokaklarından birinde güzel bir evin açık penceresinin önünde biri elli yaşlarında, öteki artık iyice ihtiyarlamış, yetmiş yaşlarında, iki kadın oturuyordu. Elli yaşlarında olanın adı Mariya Dmitriyevna Kalitina idi. Zamanının ünlü iş bilir adamı, eski bölge savcısı, kararlı, kindar, inatçı, atak bir insan olan kocası Kalitin on yıl önce ölmüştü; Kalitin iyi bir öğrenim görmüş, üniversitede okumuştu, ama yoksul bir ailedendi, mesleğinde yükselmesinin, para biriktirmesinin gerektiğini erken anlamıştı. Mariya Dmitriyevna onunla aşk evliliği yapmıştı: Çünkü yakışıklı, zeki, istediği zaman çok da cana yakın olmayı bilen bir gençti. Mariya Dmitriyevna (kızlık soyadı Pestova idi) da- 35

ha çocukluğunda annesiz babasız kalmış, birkaç yıl Moskova da, enstitüde kaldıktan sonra O... ya geri gelmiş, halası ve ağabeyiyle birlikte kentten elli versta uzakta, babadan kalma Pokrovskoye köyüne yerleşmişti. Ağabeyi kısa bir süre sonra devlet görevi gereği Petersburg a taşınmış, ani ölümü sonucu bu dünyadan göçene kadar halasına da, kız kardeşine de iyi bir hayat yaşatmıştı. Pokrovskoye Mariya Dmitriyevna ya kalmıştı, ama uzun süre kalmamıştı orada. Kalbini birkaç gün içinde fethetmeyi başaran Kalitin le evlenmesinin üzerinden iki yıl geçtiğinde Pokrovskoye çok daha gelir getiren, ama hiç de güzel olmayan, bahçesiz bağsız bir köye dönüşmüştü. Bu arada Kalitin O... da bir ev satın almış, karısıyla birlikte, sürekli yaşamak üzere o eve taşınmıştı. Evin önünde, doğrudan kent dışındaki tarlalara açılan geniş bir bahçe vardı. Köy hayatının sessizliğinden hiç hazzetmeyen Kalitin şöyle diyordu: Dolayısıyla, yazları köye taşınmamıza gerek kalmadı. Mariya Dmitriyevna nın şırıl şırıl akan deresiyle, geniş çayırlarıyla, yemyeşil koruluklarıyla pek güzel köyünden ayrıldığına için için üzüldüğü çok olmuştu; ama kocasına hiç söz etmemişti bundan, onun aklına, dünya görüşüne büyük saygısı vardı. Kocası evliliklerinin on beşinci yılında, bir oğluyla iki kızını arkada bırakıp öldüğünde Mariya Dmitriyevna evine de, kent yaşamına da o kadar alışmıştı ki, O... dan ayrılmayı artık kendi de istemiyordu. Mariya Dmitriyevna gençliğinde güzel, sevimli bir sarışın olarak biliniyordu; ve elli yaşında, yüz hatları, biraz gevşemiş, silikleşmiş olsa da, hoşluğunu yitirmemişti. İyi niyetli olmaktan çok, duygusaldı; olgunluk yıllarına kadar enstitülü genç kız tavırlarını üzerinden atmamıştı. Kendini şımartır, kolayca gücenir; hatta istediği olmadığında ağlardı. Dahası, her arzusu yerine getirildiğinde, söylediği bir şeye itiraz edilmediğinde çok sevecen, çok nazik bile olurdu. Evi kentin en güzel evlerindendi. Maddi durumu, ailesinden ona miras 36

kaldığında olduğu kadar olmasa da, kocasının kazanıp ona bıraktıklarıyla, hayli iyiydi. İki kızı yanındaydı; oğlu Petersburg da en iyi devlet okullarından birinde okuyordu. Pencerenin önünde Mariya Dmitriyevna nın yanında oturan yaşlı kadın, Pokrovskoye de bir zamanlar her şeyden uzak, yalnız, birkaç yıl birlikte yaşadığı halasıydı. Adı Marfa Timofeyevna Pestova idi. Tuhaf, özgür yaradılışlı bir kadındı Marfa Timofeyevna, gerçeği herkesin yüzüne karşı söyler, çok kıt olanaklarına rağmen sanki çok zenginmiş gibi davranırdı. Ölen Kalitin den hazzetmemiş, yeğeninin onunla evlenmesi üzerine de küçük köyüne gitmiş, on yıl orada yoksul bir köylünün evinde kalmıştı. Mariya Dmitriyevna çekiniyordu ondan. Yaşlılığında bile saçları simsiyah, gözleri fıldır fıldır, kalkık burunlu, ufak tefek Marfa Timofeyevna nın yürüyüşü çabuktu, dimdik dururdu ve gür sesiyle çabuk, anlaşılır konuşurdu. Hep beyaz bir başlıkla beyaz bir ceket giyerdi. Birden sordu Mariya Dmitriyevna ya: Neden öyle dedin? Neye üzülüyorsun, yavrucuğum? Üzülüyorum işte... diye mırıldadı Mariya Dmitriyevna. Bulutlar ne kadar güzel! Ne yani, acıyor musun onlara? Mariya Dmitriyevna cevap vermedi. Marfa Timofeyevna, şişleri çabuk sokup çıkarken (geniş bir yün atkı örüyordu) mırıldandı: Ne o, Gedeonovski gelmeyecek mi? Seninle birlikte o da pek üzülüyordu... yalan söylemiş olabilir. Onun için her zaman böyle kötü şeyler söylersiniz, halacığım! Sergey Petroviç saygıdeğer bir insandır. Yaşlı kadın sitemli, Saygıdeğer! diye tekrarladı. Mariya Dmitriyevna, Toprağı bol olsun, kocama ne kadar sadıktı, dedi. Ondan söz ederken hâlâ duygulanıyor. Marfa Timofeyevna (parmaklarının arasında şişler çabuk hareket etmeye başlamıştı) mırıldandı: 37

O kadar da olmasın mı! Kulağından tutup çamurdan çıkardı onu. Bir süre sustuktan sonra devam etti: Pek uysal görünüyor, saçları ağardı, ama ağzını açınca yalandan ya da iftiradan başka bir şey söylemiyor. Bir de beşinci dereceden devlet görevlisi olacak! Ayrıca papaz oğlu da... Kusursuz insan var mıdır, halacığım? Böyle zayıf bir yanı var, kuşkusuz. Sergey Petroviç elbette iyi bir öğrenim görmüş değil; Fransızca konuşamıyor; ama kim ne derse desin, iyi bir insandır. Evet, senin ellerini yalıyor. Fransızca konuşamaması önemli değil! Benim Fransızcam da o kadar iyi değildir. Varsın, hiçbir dil bilmesin, ama yalan söylemesin. Marfa Timofeyevna sokağa bakıp ekledi: İşte, iti an, değneği hazırla... Bak, iyi adamın geliyor. Leylek gibi, upuzun... Mariya Dmitriyevna saçlarını düzeltti. Marfa Timofeyevna gülerek baktı ona. Ne o, canım, saçlarında hiç ak yok. Senin Palaşka yı iyice bir azarla... Gözleri görmüyor mu? Mariya Dmitriyevna, canı sıkkın, Siz her zaman böylesiniz, halacığım... diye mırıldandı. Parmaklarıyla koltuğunun kenarında trampet çalmaya başladı. Al yanaklı Kazak çocuk kapıda görünüp ince sesiyle haber verdi: Sergey Petroviç Gedeonovski! 38 II Pek şık redingotlu, kısa pantolonlu, gri güderi eldivenli, (biri üstte, siyah, biri beyaz, altta) iki boyun bağlı, uzun boy-

lu biri girdi kapıdan. Hoş yüzünden, düz taranmış şakaklarından topuksuz, gıcırtısız çizmelerine kadar her şeyinde bir kibarlık, efendilik vardı. Öne eğilerek önce ev sahibesini, sonra Marfa Timofeyevna yı selamladı, yavaşça eldivenlerini çıkardı, Mariya Dmitriyevna nın yanına gitti, elini saygıyla peş peşe iki kez öptükten sonra hiç acele etmeden bir koltuğa oturdu ve parmaklarının ucunu gülümseyerek ovalarken şöyle dedi: Nasıl, Yelizaveta Mihaylovna iyiler mi? Evet, dedi Mariya Dmitriyevna, bahçede. Yelizaveta Mihaylovna, ha? Lenoçka da bahçede... Yeni bir şey var mı? Konuk, gözlerini kırpıştırarak, dudaklarını öne çıkararak karşılık verdi: Olmaz olur mu, efendim; olmaz olur mu, efendim... Hım!.. Buyurun size yeni bir haber, hem de en ilgincinden: Fyodor İvanıç Lavretski geldi. Marfa Timofeyevna, Fedya! diye haykırdı. Uydurmuyorsun ya, canım? Kesinlikle hayır, efendim, gördüm kendisini. Ama bu onun geldiğinin kanıtı olamaz. Gedeonovski, Marfa Timofeyevna nın dediğini duymamış gibi yapıp ekledi: Dinçleşmiş, omuzları daha genişlemiş, yanakları al al olmuş. Mariya Dmitriyevna, bir an sustuktan sonra, İyileşmiş, dedi, nasıl iyileştiği belli... Gedeonovski karşılık verdi: Evet, efendim. Onun yerinde başka biri olsaydı sosyetede görünmekten utanırdı. Marfa Timofeyevna Gedeonovski nin sözünü kesti: Nedenmiş? Ne saçma şey? Adam ülkesine dönmüş, nereye gizlenmesini emrederdiniz? Hem, ne suçu var ki? 39

İzninizle, hatırlatmak isterim size, hanımefendi, kadının yanlış şeyler yapmasının suçlusu her zaman kocadır. Kendiniz evli olmadığınız için böyle söylüyorsunuz, cancağızım. Gedeonovski zoraki gülümsedi. Kısa süren bir sessizlikten sonra sordu: İzninizle sorabilir miyim, bu hoş atkı kimin için? Marfa Timofeyevna şöyle bir baktı Gedeonovski ye. Hiçbir zaman dedikodu yapmayan, kurnazlık etmeyen, olur olmaz şeyler uydurmayan bir insan için, dünyada öyle biri varsa, elbette. Fedya yı çok iyi tanırım, bir suçu varsa, o da karısını çok şımartmasıdır. Üstelik, bir aşk evliliği yapmıştı. Yaşlı kadın Mariya Dmitriyevna ya göz ucuyla şöyle bir bakıp ayağa kalkarken ekledi, oysa onun bu aşk evliliği hiç iyi yürümedi. Ama canım, kime, hatta istersen bana diş bile, gene de gidiyorum, engel olmayacağım sana... Ve çıktı Marfa Timofeyevna. Mariya Dmitriyevna halasının arkasından bakarken, Her zaman böyledir, dedi, her zaman! Gedeonovski karşılık verdi: Yaşlılık! Ne yaparsınız, efendim! Görüyorsunuz işte, ne diyor: Kurnazlık etmeyen... Bir arkadaşım var, açık olarak söyleyeyim size, rütbesi de öyle küçük falan değil, günümüzde tavukların bile darıya kurnazlıkla, yandan yandan sokulduğunu söyler. Oysa size bakıyorum da, hanımefendiciğim, gerçekten bir meleksiniz siz... verin o kar beyazı elinizi öpeyim. Mariya Dmitriyevna hafiften gülümsedi, başparmağı açık, tombul elini Gedeonovski ye uzattı. Gedeonovski saygıyla öptü elini. Mariya Dmitriyevna ise koltuğunu Gedenovski nin koltuğuna yaklaştırdı, hafifçe ona doğru eğilip alçak sesle sordu: 40

Demek gördünüz onu? Gerçekten, durumu iyi mi, sağlıklı ve neşeli mi? Gedeonovski fısıldayarak karşılık verdi: Neşesi yerinde, efendim. Peki, karısının şu anda nerede olduğu konusunda bir şey duydunuz mu? Son zamanlarda Paris teydi, efendim, ama şimdi İtalya da olduğunu söylüyorlar. Gerçekten de, Fedya nın durumu çok kötü. Buna nasıl katlanacağını bilemiyorum. Böyle felaketler çok insanın başına geliyor. Avrupa da duymayan kalmamıştır bunu. Gedeonovski göğüs geçirdi. Evet, efendim, evet... Dediklerine göre, kadın orada artistlerle, piyanistlerle, Fransızların deyimiyle, aslanlarla, canavarlarla dostluklar kurmuş. Ar damarı çatlamış... Mariya Dmitriyevna, Çok acı, çok, dedi. Biliyorsunuzdur, Sergey Petroviç, Fedya akrabam olur: Yeğenimin oğludur. Nasıl olur, efendim, nasıl olur, sizin ailenizle ilgili her şeyi bilmez olur muyum? Rica ederim, efendim. Ne dersiniz, bize uğrar mı? Uğraması gerekir. Bununla birlikte, duyduğuma göre, köyüne gitmeyi düşünüyormuş. Mariya Dmitriyevna yukarıya baktı. Ah, Sergey Petroviç, Sergey Petroviç, biz kadınların çok dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum! Kadından kadına fark vardır, Mariya Dmitriyevna. Ne yazık ki, sürekli kendine hâkim olmayı bilmeyen kadınlar vardır... ayrıca, bir de yaş konusu var; gene küçüklükten eğitim sorununa geliyoruz... Sergey Petroviç cebinden ekoseli, mavi mendilini çıkardı, elinde çevirmeye başladı. Kuşkusuz, öyle kadınlar da vardır. Sergey Petroviç mendilinin ucunu sırayla iki gözüne götürdü. Ama genel olarak düşü- 41

necek olursak, yani... diyerek bitirdi konuşmasını: Kentte de öyle bir toz var ki... On bir yaşlarında pek güzel bir kız bağırarak daldı odaya: Maman, maman, Vladimir Nikolayeviç atla bize geliyor! Mariya Vasilyevna ayağa kalktı; Sergey Petroviç de kalktı, öne eğilip selam vererek Yelena Mihaylovna ya en derin saygılarımı sunarım, dedikten sonra kibarlığından, bir köşeye çekildi, mendilini uzun, düzgün burnuna götürüp sümkürdü. Kız annesine anlatmayı sürdürüyordu: Çok harika bir atı var! Sokakta, Liza ile bana, evin kapısına kadar atıyla geleceğini söyledi. O sırada bir nal sesi duyuldu, pek güzel doru bir at, üzerinde boylu boslu binicisiyle gelip açık pencerenin önünde durdu. 42 III Atlı gür, hoş bir sesle seslendi: Merhabalar, Mariya Dmitriyevna! Nasıl, yeni aldığım atımı beğendiniz mi? Mariya Dmitriyevna pencereye gitti. Merhabalar, Woldemar! Aman, ne güzel bir at bu! Kimden aldınız onu? Bir süvari subayından... Çok paramı aldı, haydut... Adı nedir? Orland... Evet, saçma bir ad bu; değiştirmek istiyorum adını... Eh bien, eh bien, mon garçon. 1 Çok hareketli bir at! At sesli sesli soluyor, yerinde duramıyor, güzel başını sallıyordu. Lenoçka, okşayın onu, korkmayın... 1 (Fr.) Eh, işte, öyle, çocuğum...