BİRİLERİ YALAN SÖYLÜYOR Cumhurbaşkanı Erdoğan Marmaris ten İstanbul Atatürk Havalimanı na inip basın toplantısı yaptığında şu cümleyi kurmuştur. Öğleden sonra bir hareketlilik ne yazık ki silahlı kuvvetlerimizin içinde mevcuttu ve bu hareketliliğin neticesinde de Türk Silahlı Kuvvetlerinin içerisinde bir azınlık ne yazık ki (Hürriyet, Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şu anda yapılan hareket bir ihanet hareketidir, bir ayaklanma hareketidir, 16 Temmuz 2016) Cumhurbaşkanı Erdoğan söz konusu açıklamada Her olanda hayır vardır anlayışından hareketle de eninde sonunda şu anda bu çıkış, bu hareket Allah ın bize büyük bir lütfu. Niye büyük bir lütfu? Çünkü bu, tertemiz olması gereken Silahlı Kuvvetlerimizin temizlenmesine vesile olacak olan bir harekettir demiştir. (Sputnik, 16 Temmuz 2016) 15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece Erdoğan ın yaptığı "Öğleden sonra bir hareketlilik ne yazık ki silahlı kuvvetlerimizin içinde mevcuttu" açıklamasından sonra yaptığı diğer çelişkili açıklamaları ise kafaları iyice karışmıştır. 18 Temmuz CNN International: "O gece saat 20.00 civarında bir haber aldım. Bazı bölgelerde gelişmeler olduğunu öğrendim. Biz de harekete geçmeye karar verdik." 20 Temmuz Al Jazeera: "Eniştemde kaldım. Eniştem haber verdi, onun verdiği habere önce inanmadım. Sonra gelişmeler bunu doğruladı. Doğruladıktan sonra MİT Müsteşarıyla görüşmeyi sağladım. Burada istihbarat zaafı olduğu ortada, doğru istihbarat olsaydı önceden önlenebilirdi. (Yeni Şafak, Cumhurbaşkanı Erdoğan: Darbeyi eniştemden öğrendim, 20 Temmuz 2016) 21 Temmuz Reuters: "Saat 16.00-16.30 gibi eniştem aradı, Beylerbeyi civarında bir hareketlilik var, dedi." Erdoğan 15 Temmuz da MİT Müsteşarı Hakan Fidan ı aramış ve ulaşamamıştı. (Sözcü, Cumhurbaşkanı Erdoğan: MİT Müsteşarını aradım ama ulaşamadım, 21 Temmuz 2016) 30 Temmuz ATV-A Haber ortak yayın: "O gün 21.15 civarında falan bir şeyin başladığını duyuyoruz. 21.30'da eniştem beni aradı." 1
Birbiriyle özleşmeyen bu ifadeler kafalarımızın içindeki çelişki yumağının her geçen gün daha da büyümesine vesile olmuştur. Banu Avar İkinci Perde başlıklı 17 Temmuz 2016 tarihli yazısında o gece yaşananları özetle Senaryosu Atlantik ötesinde yazılmış, bilerek ve bilmeyerek rol alanların iç içe olduğu bir Darbemsi Şey yaşadık derken, Ankara daki Amerikan Büyükelçiliğinin 15 Temmuz günü saat 18.37 de vatandaşlarına Ankara da silah sesleri duyuldu. İstanbul da köprüler kapatıldı şeklinde acil uyarısında bulunduğunu oysa olaylar bu uyarıdan 4 saat sonra gerçekleşmişti! diyerek dikkatimizi başka bir yöne çekmeyi başarmıştır. Ve sonrasında Öncelikle 15 Temmuzda sahneye konanlar, başımızdakilerin sahneye koyacağı boyutta değildir! Bundan en iyi yararlananlar onlar olsa bile, daha büyük senaristlerin kalemi ayan beyan görülmektedir saptamasında bulunmuştur. Erdoğan ın bulunduğu Okluk Koyu ndaki tüm tekneler hiçbir gerekçe gösterilmeden darbe girişiminden 4 gün önce, 11 Temmuz da koydan çıkartılmıştır! haberi kafalarımızı iyice bulandırmıştır. (diken.com.tr, Erdoğan ın konutu var, yandan geç: Gökova Körfezi ndeki teknelerin yeri değiştirildi, 11 Temmuz 2016) İstanbul Büyükada'da 1919'daki işgal günlerinde İngiliz Ordu Karargâhı olarak kullanılan Splendid Otel, 15 Temmuz'da CIA'ya çalışan ABD'li Profesör Henri Barkey'in de aralarında olduğu çoğu yabancı 17 ismin gizemli bir toplantısıyla gündeme gelmiştir. Barkey, grupla birlikte otelden çıkış yaptığı 17 Temmuz'da ise otel görevlilerine üzerinde 'Pensilvanya' yazan bir çan bırakıp 19 Temmuz'da Türkiye'yi terk etmiştir. Otelde bulunduğu esnada Barkey in otel yetkilisine "Saat 16.00'da ve 18.00'de CNN International ve Amerika'nın Sesi'ne canlı bağlantı yapacağım. Bana gerekli altyapıyı sağlar mısınız?" dediği iddia edilmektedir. Bu iddialar henüz cevap bulmamakla birlikte bir gerçeğin altını çizen Banu Avar ı haklı çıkartacak niteliktedir. ABD Başkanı Donald Trump 15 Temmuz Darbe Girişimi nin arkasında 13 CIA ajanının bulunduğunu söyleyerek darbeden yaklaşık 1 ay sonra, başkan adayıyken resmi twitter hesabından 13 CIA yetkilisi darbeye yardım etti paylaşımında bulunmuş ancak, bu paylaşım daha sonra nedeni açıklanmadan hesaptan silinmiştir. 2
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı darbeye teşebbüs girişiminde bulunan askerlerle ilgili olarak saat 23.05'de soruşturma başlatmış olması ne bu hız dedirten cinstendir. Cumhurbaşkanı 15 Temmuz da MİT Müsteşarı Hakan Fidan ı aramış ve ulaşamamış olmasına rağmen, MİT Müsteşarı Genelkurmay Karargâhında iken Marmaris te otelde dinlenen Cumhurbaşkanı Erdoğan ın koruma müdürü Muhsin Köse yi 15 Temmuz günü bizzat aramış ve karadan, havadan ya da denizden gelebilecek bir tehdide karşı önleminiz var mı? diye sormuştur. (Milliyet, Serpil Çevikcan, Marmaris e uyarı telefonu, 21 Temmuz 2016) Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Org. Yaşar Güler in ifadesi de bu bilgiyi doğrulamaktadır. Çünkü MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Erdoğan ın koruma müdürü Muhsin Köse yi yanlarında aramıştır. Arama saati Akıncı iddianamesinde saat 19.26 olarak ifade edilmiştir. Hulusi Akar, darbe girişiminden üç gün sonra, 18 Temmuz da savcılığa tanık olarak verdiği ifadesinde; esrarengiz Binbaşı O.K. nın MİT e ihbarından sonra Hakan Fidan ın Genelkurmay binasına gelip kendisiyle görüştüğü bilgisine yer vermemiştir. Akar, ifadesinin devamında "Bilginin geldiği makam itibarıyla ciddiye aldık. Ben, Yaşar Paşa ve Kara Kuvvetleri Komutanı (KKK) Salih Zeki Çolak ile acilen alınacak tedbirleri tartışmaya başladık cümlesine yer vermekte alınan tedbirleri sıraladıktan sonra, Bu şekilde öncelikle tedbirleri aldıktan sonra toplantımız bitti" demiştir. Genelkurmay Başkanlığının 19 Temmuz 2016 tarihli ilk basın açıklamasında ki bu yazılı açıklama her nedense daha sonra TSK nin internet sitesinden kaldırılmıştır, Her ne kadar bu darbe girişimi Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde başlatılmış olsa da bunu yapmaya kalkışan hainlerin, halkımızın Peygamber ocağı olarak adlandırdığı Türk Silahlı Kuvvetlerinin, vatanını, milletini, bayrağını seven ezici çoğunluktaki mensuplarıyla kesinlikle hiçbir alakası yoktur denilmiştir. (ntv.com.tr, Anadolu Ajansı 19 Temmuz 2016 Salı) 3
Genelkurmay Başkanlığının 21 Temmuz 2016 tarihli ikinci basın açıklamasında ki bu açıklama da daha sonra TSK nin internet sitesinden kaldırılmıştır, 15 Temmuz 2016 Cuma günü saat 16.00 sularında Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından verilen bilgi, Genelkurmay Karargâhında; Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay 2. Başkanı nın katılımıyla değerlendirilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ayrılmaz bir parçası olan ve milleti için var olan Hava Kuvvetlerine sızmış olan illegal çete mensubu terörist hainlerin (FETÖ) girişimlerine yönelik olarak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ın talimatları doğrultusunda büyük çoğunluktaki mensupları ile mücadele edilmiş ve durum kontrol altına alınmıştır denilmiştir. 21 Temmuz 2016 tarihli ikinci basın açıklamasında darbe terimi hiçbir şekilde kullanılmamış, MİT Müsteşarının kendisine de hiç yer verilmemiştir. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar gerek savcılığa verdiği ifadede gerekse TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu na gönderdiği 10 soruluk cevapta İhbarda darbe yoktu, MİT Müsteşarı na bir saldırı düzenleneceğinin bilgisinin geldiğini ifade ederken MİT de ihbarcının kesinlikle darbe olacak demediğini sadece Hakan Fidan'ı alacaklar, çok kan akacak ihbarını yaptığını söylemektedir. 38 sayfalık komisyona gönderdiği raporda; Gülen yapılanmasının darbe girişiminde bulunabileceğine dair daha önce istihbarat paylaşımında bulunduklarını ifade eden MİT Müsteşarı Hakan Fidan Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından daha önce dış makamlarla paylaşılan notlarda, FETÖ/PDY nin darbe girişiminde bulunabileceği bildirilmiş olmakla birlikte, TSK bünyesinde istihbarat toplanamadığından, darbe girişiminin tarihi konusunda net bir istihbarata daha önceden ulaşılamamıştır derken Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar komisyona gönderdiği cevapta Bu yapılanmanın (FETÖ) devletin sivil, asker ve polis tüm kurumlarına uzunca bir süredir yavaş ve sistematik bir şekilde kendisini gizlemek suretiyle sızarak, işi bir darbe ile seçilmiş hükümeti devirmeye, TSK yı ve Türkiye yi kontrol altına alma noktasına getirmeye cüret etmesi, devletin diğer kurumları da dâhil pek çok kimsenin beklemediği bir durumdu demektedir. 4
Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ümit Dündar, TBMM komisyonundaki ifadesinde, Darbe ihbarı alınsaydı, Genelkurmay Başkanı nın başka emirler de vererek, girişimi en başından engelleyebileceğini söylemiştir. Darbe girişiminin bastırılmasında kritik role sahip olduğu değerlendirilen Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı Astsubay Ömer Halisdemir in şehit edilmesiyle ilgili davada verdiği tanık ifadesinde Silahlı Kuvvetlerde kriz ve olağanüstü durumlarda haber alınır alınmaz ilk tedbir olarak Personel kışlayı terk etmesin emri verilir. Birlik komutanları kışlalarında, mesaiye devam edilir. Her zaman uygulanan bu temel ve basit kural 15 Temmuz da ilk haber alındığı zaman uygulanmamıştır. Uygulansaydı, darbe girişimi baştan açığa çıkardı demiştir. (Cumhuriyet, Zekai Aksakallı dan 15 Temmuz ifadesi: Ömer Halisdemir e talimatı ben verdim, 20 Mart 2017) Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, darbeciler, Bu akşam çok önemli bir görev var diyerek binbaşıyı çağırıyorlar. 3 helikopterle MİT'i basacağız ve MİT Başkanı'nı alacağız diyorlar. Binbaşı Dışarıdan geldim, üstümü değiştireyim diyor, saat 14.30 civarı. Hemen MİT'e geliyor. Tahminim o da darbeyi bilmiyor, çok önemli bir operasyon olduğunu söylüyorlar. Binbaşı MİT'e çalışan bir istihbarat elemanı değil. Kendi rızasıyla gelip söylüyor demiştir. (Haber Türk, 04 Ağustos 2016) 27 Temmuz Çarşamba günü NTV canlı yayınına katılan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da, MİT in aktarmasına göre zannediyorsam bir binbaşı yanılmıyorsam, önemli bir bilgi için Milli İstihbarat Teşkilatına gelmek istiyor, geliyor daha erken saatlerde geliyor, biraz bekliyor. Saat 15.00 civarında da kabul ediliyor. Kabul edilince de Ben izindeydim beni geri çağırdılar geldim, dediler ki 7 de burada hazır ol, senin görevin helikopterle gideceksin MİT i bombalayacaksın, Hakan Fidan ı alıp geleceksin demiştir. Hürriyet yazarı Mehmet Yılmaz 26 Mayıs 2017 tarihli yazısında Genelkurmay Başkanlığı ndan bir yetkili ile dün konuştum. İsmini veremeyeceğimi anlayışla karşılamanızı bekliyorum. Binbaşı O.K. nın MİT te verdiği ifadede darbe girişiminden söz etmediğini vurguladılar. Binbaşı O.K, 3 helikopterin katılacağı bir operasyon yapılacağından, MİT Müsteşarı nın kaçırılacağından ya da Müsteşar a yönelik bir suikast girişimi ihtimalinden söz etmiş ifadelerine yer vermiştir. 5
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek darbeyi 14 gün önce milletimize duyurduk demiştir. Perinçek bu açıklamasından 7 ay sonra da, darbeyi aslında bir gün önce hükümete söylediklerini açıklayarak Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Atilla Uğur un darbeyi bir gün önce Yeni Şafak gazetesine bildirdiğini söylemiştir. (Cumhuriyet.com.tr, 15 Şubat 2017) Cem TV de İbrahim Sözen in sunduğu 2019 a Doğru Siyaset programında konuşan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Dugin (Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin in özel temsilcisi stratejik Aleksandr Dugin) bize Türk askerinin olağanüstü bir hareketlilik içinde olduğunu söyleyince, bunu hükümete söylemesini belirtik. O da bize söylediklerini Ankara ya gittiğinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek e söyledi ifadelerini kullanmıştır. (odatv.com, 19 Ekim 2017) MİT'in bildiği ve dış makamları bilgilendirdiği darbe girişimine yönelik Cumhurbaşkanı'nın darbeyi eniştemden öğrendim derken, Başbakan Kimden öğrendik, yakın korumalarımızdan ve vatandaştan, eşimizden dostumuzdan öğrendik demiştir. (Sözcü, 22 Temmuz 2016). Kafalarımızı allak bulak eden bu çelişkili açıklamaların gölgesinde yaklaşık 15 ay geçmesine rağmen O.K. nın yaptığı ihbarının mahiyeti dâhil o geceye dair cevaplandırılması gereken yüzlerce soru hala Türkiye'nin gündemini meşgul etmeye devam etmektedir. 15 Temmuz darbe girişiminin merkezine oturan ve gizemini koruyan Binbaşı O.K. ile ilgili süreci irdelemeye devam edelim. 15 Temmuz darbe girişiminin Esrarengiz Binbaşısı H.A haberi ile başlayan daha sonra Cumhuriyet te yayınlanan Alican Uludağ ın haberi ile H.A. değil O.K. olduğu anlaşılan, savcılık ifadesi var mıydı yok muydu derken 20 Mayıs 2017 tarihli Yeni şafak gazetesinde Osman Özgen in İşte O Binbaşının İfadesi başlıklı yazısı ile O.K. nın savcılık ifadesinin 11 Ağustos 2016 tarihinde alınmış olduğu ortaya çıkan karanlık süreç daha dün gibi hafızalarımızda tazeliğini korumaktadır. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Hande Fırat ın kitabından öğrendiğimiz Esrarengiz Binbaşı H.A. yı Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi 4 Ağustos 2016 tarihinde köşesine taşımış, 15 Temmuz Cuma günü öğleden sonra darbe gecesine ilişkin görevi hakkında bilgilendirilen Kara Havacılık Komutanlığı (K.Hv.K) ndan Binbaşı H.A nın, Görevden geldim. Eve gidip üzerimi değiştireyim 6
diyerek izin aldığını ve MİT e giderek Gece MİT basılacak. Bunun için 7 helikopter görevlendirildi. Bana MİT basıldıktan sonra Hakan Fidan ı kaçırma görevi verildi dediğini yazmıştır. Bununla birlikte Binbaşı H.A nın özel kuvvet operasyonları ve Suriye deki gelişmeler nedeniyle zaman zaman MİT le ilişki içinde olan isimlerden biri olduğunu da ifade etmiştir. O.K. nın 6 sayfalık savcılık ifadesinden Bana (MİT te) ne olacağını sordular, ben de büyük bir faaliyet olabileceğini, hatta darbe faaliyeti olabileceğini söyledim. Çok kan akacak dediklerine göre, bu faaliyetin iyi niyetli bir faaliyet olmadığını söyledim. Hatta kendilerine YAŞ kararlarında FETÖ cülere karşı büyük bir temizlik olabileceği sürekli yazılıyor. Bu nedenle YAŞ öncesinde bir darbe faaliyeti olabileceğini söyledim dediği anlaşılmaktadır. Esrarengiz binbaşının ifadesinde yer alan fakat Yeni Şafak ın 20 Mayıs 2017 tarihli haberinde yer almayan bir ibare ise bu defa 29 Mayıs 2017 tarihli Hürriyet gazetesinde haber olmuş, buna göre Binbaşı O.K. ifadesinde Darbe olabilir kelimesini kullandığımı çok iyi hatırlıyorum demiştir. Abdülkadir Selvi nin yazdıklarından farklı olarak O.K. nın savcılığa verdiği ifadeden görevlendirmeyi o gün sabah aldığı, birlikten izin almadan ayrılarak MİT e gittiği, bir tek MİT in basılacağını ve Hakan Fidan ın kaçırılacağını değil aynı zamanda darbe ihbarında da bulunduğu anlaşılmaktadır. İşte herkesin cevabını aradığı temel soru da tam bu noktada ortaya çıkmaktadır. O.K. basına düşen parçalı bulutlu ihbarıyla Darbeyi mi, yoksa MİT in basılacağı haberini mi vermiştir? Çelişkilerle dolu ve adeta birbirlerinin söylemlerini yalanlayacak boyutta bu açıklamalardan sonra şimdi öncelikle K.Hv.K.lığı nda görevli Pilot Binbaşı O.K. nın Ankara Cumhuriyet Savcılığına verdiği ifade doğrultusunda olayları irdelemeye başlayalım. MİT in açıklamasına göre, 14.20 gibi MİT in kapısına gelen, 14.30 u biraz geçe içeri ve 15.00 civarı da toplantı odasına alınan O.K. ile gerekli güvenlik prosedürleri tamamlandıktan sonra 15.30 sularında görüşülmüştür. 7
O.K. verdiği ifadede, Gelen 2 kişiye bir helikopter Hakan Fidan ı alacak, diğer helikopterin ne yapacağını bilmiyorum dedim. Bana ne olabileceğini sordular. Ben de büyük bir faaliyet olabileceğini hatta darbe faaliyeti olabileceğini söyledim. Bu kişi bana Hakan Fidan ı almaktan kasıt ne? diye sordu. Ben de çok kan akacak dediklerine göre bu faaliyetin iyi niyetli bir faaliyet olmadığını kendilerine söyledim. Hatta kendilerine YAŞ kararlarında FETÖ cülere karşı büyük bir temizlik olabileceği sürekli yazılıyor, bu nedenle YAŞ öncesinde bir darbe faaliyeti olabileceğini söyledim. Daha sonra tek bir şahıs geldi, ona da aynısını anlattım. En son hepsinden daha kıdemli olduğunu düşündüğüm uzun boylu 4. kişi geldi. Gelen son kişi önce beni sonra benim üzerimden Deniz Aldemir i sorguladı. Yani bizim mental olarak aklımızın başımızda olup olmadığını, halüsinasyon görüp görmediğimizi test etmeye çalıştı. 3. şahıs Deniz Aldemir ve Murat Bolat ın telefon numaralarını aldı. 4. gelen şahıs Deniz Aldemir i bir arayalım olayı netleştirmeye çalışalım dedi. Ben de kendi telefonumdan onlar yanımdayken aradım. Aldemir, (CH-47 hava araçlarını kastederek) Kuvvet Komutanı gelecek, ona arz edeceğim sen de komutan olarak burada bulun dedi. Uzun olan adam bana dinleme cihazı takılmasını kabul edip etmeyeceğimi sordu. Ben önce tereddüt ettim ama sonra kabul ettim demiştir. O.K. savcılığa anlattıkları bu hususların yanı sıra verdiği ifadede sabah birliğe geldiğinde önce Pilot Yarbay Murat Bolat ile konuşuyor ve Murat Bolat ın kendisine kimsenin duymayacağı şekilde Bu akşam seninle gece uçacağız, hazırlık yaparsın diyor. Daha sonra 10.30'da Yarbay Deniz Aldemir ile görüştükten sonra birlikte Alay Komutanına gidiyorlar. Arabada Deniz Aldemir Telefonunu kapat diyor ve radyoyu açarak radyonun sesini yükseltiyor, daha sonra Ben senin hizmetten olduğunu biliyorum ama uzatmayacağım, bu gece faaliyetimiz olacak. Mesela ben Cougar (Puma) helikopteriyle Hakan Fidan ı alacağım, sen de Murat Bolat la uçacaksın. Çok kan akacak diyor. Daha sonra Alay komutanını görüyorlar ve O.K. Alay komutanının yanına gittik, ben oradan geri döndüm diyerek Tümen karargâhına uğruyor. Murat Bolat ın kendisine Akşam 19.00 gibi bulaşacağız dediğini söylüyor. 8
O.K. nın ihbarı üzerine saat 16.16 da MİT Müsteşarı Hakan Fidan, ihbarı Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler e bildiriyor. Yani sorgulamanın başlaması ile Genelkurmay Karargâhına ilk uyarının gitmesi arasında 50 dakikalık bir gecikme yaşanıyor. Şüpheli Kara Pilot Yarbay Deniz Aldemir ise savcılık sorgusunda O.K. dan hiç bahsetmemiştir. Ancak, Aldemir in gözaltındayken 23 Temmuz 2016 tarihinde el yazısıyla yazdığı 7 sayfalık dilekçe iddianameye girmiştir. Dilekçede cemaat üyesi olduğunu itiraf ettiği söylenen Aldemir, O.K nın komutanların bütün ısrarlarına rağmen bahaneler üreterek uçmak istemediğini anlatmıştır. Aldemir, Yarbay Halil Gül e yönelik ifadesinde ise; 15 Temmuz mesaiye beni Yarbay Halil Gül çağırdı. Mesai arasında beni gördü ve bekleme olduğunu (beklemede olduklarını), gözlük lâzım olduğunu söyledi. Sonrasında, bu gece bir faaliyet olacak hazır ol dedi. İşim olduğunu söyledim. Fakat kalacaksın dedi. Sonra geceki planın ne olduğunu anlattı. Bana MİT'e gitmemi söyledi. Kabul etmedim. Korktum diye karşı çıktım. Yapmayacağımı söyleyerek, kalktım. Oturttu, 'Tamam sen gitmeyeceksin, ama bu işte yoksan ölürsün. Bu mesele büyük bir mesele. İşin içinde Kuvvet Kurmay Başkanı, Genelkurmay Başkanı dâhil' dedi. Halil Gül sonrasında, 'Tamam sadece helikopteri Akıncı'ya götüreceksin dedi. Ben de teyit maksatlı 'MİT değil' dedim ve Akıncı'ya kalktık. 15 Temmuz günü öncesinde alay komutanımız yeni gelen CH-47 hava araçlarını uçurabilmek için maksimum ve tecrübeli pilot olsun dedi. Kuvvet komutanı için uçuş planlanacaktı. Halil Gül de İzinde olan Binbaşı O.K. gelsin dedi. Ben de Bnb. O.K.'ya durumu anlattım ve çağırdım. 15 Temmuz'da geldi ve yorgunum dedi. Halil Gül, O.K. bekleme nöbeti tuttuğu için gece uçmasını istiyorum dedi. (Yb. Murat Bolat da bu konuda bilgi sahibidir.) O.K. uçmak istemeyince, Ben de uçma dedim. Sebeplerinden bir tanesi de alay komutanımızın Gece uçuşlarını kestim demesidir. Konu ile ilgili yazım O.K.'ya o gece gönderdiğim WhatsApp mesajında vardır. Böyle bir şey olmamış gibi Halil Gül ısrarla O.K. uçsun demiş. O.K. da tekrar aradı (sanki beni bir şeylere sürüklemek istiyor gibi düşündüm), Gözlük bulamadım dedi. Kapat O.K. dedim ve muhabereyi kestim. Olay bundan ibarettir. 9
Yarbay Murat Bolat ın Akıncı iddianamesinde yer alan ifadesinin bazı bölümlerine değinmeden geçmeyelim. 14.07.2016 günü saat 17.30 da CH-47'yi, benim kullandığım Skorksky eskortluğunda ABD li pilotlar getirdi. Her iki helikopteri Güvercinlik Üssüne indirdik. Alay Komutan Yardımcısı Yarbay Halil Gül ve Yarbay Özcan Karacan ın odaya beni çağırmaları üzerine gittim. Ben kendilerine "Ne yapıyorsunuz?" diye sordum, onlarda bana yapılacak olan darbeyi kast ederek pilotların ve teknisyenlerin hazır olduklarını söylediler. Bende bunun üzerine hava araçlarının yani saldırı helikopterleri için mühimmatı nasıl temin edeceklerini sorduğumda bu ikisi bana saldırı helikopterleri için mühimmat meselesini hallettiklerini söylediler. Bende bu darbenin tarihini sorduğumda kendileri bana yarın akşam yani 15 Temmuz 2016 tarihinde olacağını söylediler. Alay Komutan Yardımcısı Yarbay Halil Gül ve Yarbay Özcan Karacan ın benden ikinci istekleri ise darbenin yapılacağı 15 Temmuz günü helikopterleri dışarıda bırakmamdı. (Normalde helikopterler hangarlarında durur.) Bende kendilerine dedikleri gibi helikopterleri dışarıda bırakacağımı söyledim. Bu planları biz 14.07.2016 tarihinde gece saatlerinde konuştuk. Yapılan bu plan uygulamaya 16.07.2016 günü gece 03.00 da devreye girecekti yani darbenin başlangıcı 16 Temmuz gece 03.00 da olacaktı. Her şey eş zamanlı başlayacaktı. Bu esnada Kara Kuvvetleri Komutanı alay binasının yanında çay içerken, beni Halil Gül Yarbay karargâha çağırdı "hadi başlıyoruz" diyerek gitti. Akabinde helikopter sesleri gelmeye başladı. Bende helikopterlerin seslerinin geldiği yere uçuş hattına doğru gittim. Yarbay Mehmet Demirhisar ve Binbaşı Osman Karaca'nın da uçuş hattında olduğunu gördüm. Geldiğimiz noktada sorularımızı sormaya başlamadan önce, KKK Orgeneral Salih Zeki Çolak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, K.Hv.K. Tümgeneral Hakan Atınç, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, 4.Kolordu Komutanı ve Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak, K.Hv.K.lığı Harekât Eğitim Şube Müdürü Binbaşı Okan Kocakurt, Kara Havacılık Kurmay Başkanı Yarbay Mehmet Şahin in ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar 10
Güler'in emir subay yardımcısı Yüzbaşı Fatih Ekici nin ifadelerine değinmekte fayda vardır. KKK Orgeneral Salih Zeki Çolak savcılık ifadesinde Toplantı salonuna girdiğimde Sayın Komutan ve 2. Başkan birlikte çalışıyordu. Bana da yanlarına oturmamı işaret ettiler. 2. Başkan elindeki not defterinden elde ettikleri son bilgileri okumaya başladı. Ben de masa üzerindeki bir kâğıda söylenenleri süratle not almaya çalıştım. Gelen duyum bana şu şekilde iletildi demiştir. 14/07/2016 Perşembe günü K.Hv.K.lığındaki bir pilot Binbaşı (Yarbay rütbesindedir), Ankara dışında izinli olan diğer bir pilot binbaşıyı telefonla arayarak CH-47 helikopterlerinin kabul töreni hazırlıkları nedeniyle gösteri uçuşu yapılacağından 15 Temmuz 2016 cuma günü K.Hv.K.lığı nda bulunması gerektiğini belirtiyor. O binbaşı da ertesi gün yani Cuma günü gelip telefon eden binbaşıyı görüyor, binbaşı kendisine, Bugün akşam 19.00'dan itibaren 2 adet SIKORSKY, 1 adet COUGAR helikopteri ile izinsiz olarak uçuş yapılacağını, uçuşun geç saatlere kadar devam edeceğini, bu arada MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın alınacağını, kendisi gibi çağırdığı pilotun da aynı cemaatten olduğunu, bu uçuşu yaparken başka bir pilot yarbayın da kendilerine yardımcı olacağını belirttiği bunun üzerine izinden gelen binbaşının yoldan yeni geldiğini, yorgun ve terli olduğunu, eve gidip duş alıp geleceğini belirterek ayrıldığını, evi yerine süratle Yenimahalle'deki MİT karargâhına gidip ilgililere bilgi verdiğini, MİT yetkililerinin subay kimlik bilgilerinin doğruluğunu teyit ettiğini, bunun üzerine MİT yetkililerinin Genelkurmay 2. Başkanına bilgi verdiğini belirtmiştir demektedir. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Binbaşı O.K. nın yaptığı ihbar karşısında verilen bilginin teyidini alma yoluna gitmiş, KKK Orgeneral Salih Zeki Çolak ı Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar ile birlikte Güvercinlik teki Kara Havacılık Okulu Komutanlığı na göndermeyi planlamıştır. Genelkurmay Başkanının talimatı üzerine saat 18.15 te yola çıkan KKK Çolak yoldayken Kurmay Başkanı İhsan Uyar'ı arayıp, hem kendisinin, hem Merkez Komutanının 5 adamıyla, hem de KKK Askeri Savcısı Hâkim Yarbay Naci Akdemir'in K.Hv.K.lığı'na gelmesini isteyip, Muhtemel bir derdest olayı olacağını, acele etmelerini bildirmiştir. 11
Çolak, Güvercinlik e giderken niyetini maskelemek için üs komutanını arayıp, bir yolculuğa çıkacağını belirterek uçak hazırlanması emrini vermiştir. Saat 18.48'de K.Hv.K.lığı'na giriş yapan KKK Çolak hiçbir hareketlilik görmez. K.Hv.K. Tümgeneral Hakan Atınç ile makamında yalnız kaldıklarında Tümgeneral Atınç'a olayı özetle anlatıp, uçuş planını getirmesini, havadaki uçak ve helikopterlerin indirilmesini, uçuş varsa bu uçuştaki mürettebatın listesini ister. Bu arada K.Hv.K. Tümgeneral Hakan Atınç'ın 24 Temmuz'daki ifadesine göz atalım. Kara Kuvvetleri Komutanımız Orgeneral Salih Zeki Çolak saat 18.46'da nizamiyeden giriş yaptı. Direk benim makam odama çıktık, beraber otururken Komutanımız Çolak bana Deniz Aldemir ve O.K. diye birilerinin birliğimizde olup olmadığını sordu. Ben de Deniz Aldemir'in yeni kurulan Yük Helikopter Tabur Komutanımız olduğunu ve bir gün önce İzmir'den getirilen yük helikopteri ile birlikte geldiğini ve halen Ankara'da olduğunu söyledim. O.K.'nın da yük helikopteri ile ilgili Amerika'da eğitim aldığını ve halen Kara Havacılık Komutanlığımızda görevli olduğunu ilettim. Komutanımız Çolak bana O.K.'nın ve Deniz Aldemir'in Fethullah cemaatiyle bağlantısı olup olmadığını sordu. Ben de kendisine elimizde belge, bulgu olmadığını, ancak tavır ve davranıştan ve arkadaşları arasındaki davranışlarından bu cemaate bağlı olabileceklerini söyledim. Ancak O.K.'nın son zamanlarla onlarla ilişkisini kestiğinin birliğimizde konuşulduğunu söyledim. Komutanımız Çolak bana birliğimde bu kişilerden başka bu tip benzer kişileri olup olmadığını sordu. Ben de kendisine, 'Komutanım ben Allah korkusu olan insanım, elimde bilgi, belge yok. Ancak K.Hv.K.lığında bulunan tüm kritik kadroların bunların elinde olduğunu, hatta Tuğgeneral Ünsal Coşkun'un da onlardan olduğunun söylendiğini' söylediğimde kendisi bana, 'Bunları niye bana iletmediniz?' dedi. Ben de tekrar yukarıda söylediğim gibi, elimde bilgi, belge olmadığını Allah korkusu olan bir insan olduğumu, insanların sürekli birbirlerine hakkında dedikodu yaptığı bir ortam olduğunu, bu nedenle kesinleştirmediğim için bildirmediğimi, ancak Kuvvet Personel Başkanı Tümgeneral Şevki Gençtürk ile bunları paylaştığımı ifade ettim. Bunun üzerine bana konuşmalarımızın ikimizin arasında kalacağını, kimseye söylememem gerektiğini iletti dediğini görmekteyiz. 12
KKK Çolak, K.Hv.K Atınç a Yarbay Deniz Aldemir i sormasına rağmen savcılık ifadesinde bu isme hiç yer vermemesi ise başka bir muamma olarak kayıtlara girmiştir. KKK Çolak bu konuşmanın ardından saat 19.12'de Genelkurmay Başkanı Akar'la görüşür, herhangi bir hareketlilik gözlemlemediğini rapor eder ve hangarlarda inceleme yapacağını söyler. Akar ise oradakilerin olayı anlamaması için merkez komutanı ve askeri savcıyı kışla dışında bekletmesi talimatını verip, Hangarlar bölgesinde yine görüşelim der. K.Hv.K.lığı iddianamesine göre saat 19.19'da Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar da K.Hv.K.lığı karargâh binasına gelir ve Orgeneral Çolak ile Tümgeneral Atınç'ın bulunduğu makam odasına geçer. K.Hv.K Atınç ifadesinde Hangara gittiğimizde burada Yarbay Deniz Aldemir, Yarbay Murat Bolat, Tuğgeneral Ünsal Coşkun, Albay Feyzi Okan bulunmaktaydı. Hangarda Deniz Aldemir tarafından yaklaşık yarım saat sürede helikopterin özellikleri KKK Salih Zeki Çolak'a tanıtıldı demektedir. KKK Çolak Kurmay Başkanı İhsan Uyar la birlikte ikisi hangarlar bölgesine giderek inceleme yapar, yaklaşık 45 dakikalık incelemeden sonra tekrar saat 20.45 de Akar'ı arayıp, durumun sakin, hangar kapılarının kapalı olduğunu bildirir. Bu arada oraya 4. Kolordu ve Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak da gelir. Kamelyada birlikte çay içtikten sonra KKK Çolak ve Kurmay Başkanı Uyar saat 21.25 te K.Hv.K.lığından ayrılırlar. (K.Hv.K İddianamesine göre kamelyadaki konuşmalardan sonra Orgeneral Salih Zeki Çolak ile Orgeneral İhsan Uyar ın saat 21.08'de Kara Havacılık Komutanlığı 1 numaralı nizamiyesinden çıkarlar.) K.Hv.K iddianamesine göre, KKK Çolak'ın Kara Havacılık Okulundan ayrılmasının ardından, 4. Kolordu ve Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak, K.Hv.K. Tümgeneral Hakan Atınç, Okul Komutanı Tuğgeneral şüpheli Ünsal Coşkun ve Alay komutanı Albay İdris Feyzi Okan, Bakım Komutanlığı hangarından yürüyerek, K.Hv.K.lığı karargâh binasına geçerler. Korgeneral Metin Gürak, Tümgeneral Hakan Atınç'a, Aman dikkatli ol, bu şerefsizlerin (darbecileri kastederek) ne 13
yapacakları belli olmaz" der ve Gürak, saat 21.36'da Güvercinlik Kışlasından ayrılır. KKK Çolak 18 Temmuz'daki ilk ifadesinde bu hususlara değinirken 14 Ekim'deki ek ifadesinde Tümgeneral Hakan Atınç'ın odasındayken saatin 19.12 olduğunu ve K.Hv.K.lığı nda herhangi bir hareketlilik gözlemlenmediğini, B-200 uçağının çıkış için hazır beklediğini maskelemeyi başarı ile yaptığını, merkez komutanı, kurmay başkanı ve askeri savcının kışlaya girmek üzere olduğunu, biraz sonra detaylı inceleme için hangarlar bölgesine gideceğini belirtir. Ve Sayın Komutan, Kara Havacılık personelinin savcı ve merkez komutanının gelişini anlamaması için merkez komutanı ve askeri savcının kesin olarak kışla içine sokmamamı, dışarıda bekletmemi belirterek, 'hangarlar bölgesinde yine görüşelim emrini vermiştir der. Hangarlar bölgesinde yaklaşık 45 dakika kadar inceleme yapmaya müteakip Sayın Genelkurmay Başkanımızla ikinci kez telefonla görüşüp durumun sakin olduğunu, meydanda hareketlilik olmadığını, hangar kapılarının kapalı olduğunu, durumu maskelemek için CH-47 (CHİNOOK) helikopter kabul töreni hazırlıklarını yaptığını söyler. Sayın komutan alaydaki pilotlarla görüşmemi, gerekirse onlarla çay içmemi ve sohbet ederek ağızlarından laf almamı denememi rica ettiler... Herhangi bir tespitte bulunamadığım için 21.25 civarında K.Hv.K.lığı ndan araçla ayrıldım... İstanbul yolundan karargâha dönerken saat 21.28 civarında 3. defa Genelkurmay Başkanımızı arayıp bilgi vermek istedim demektedir. Ancak, K.Hv.K.lığı iddianamesinde atıf yapılan güvenlik kamerası kayıtlarına göre, Çolak ın hangar bölgesini teftiş ettiği sırada, şüpheli Albay İdris Feyzi Okan ın komutanı olduğu 1. Kara Havacılık Alay Komutanlığı na ait üçü Cobra, biri Atak olmak üzere dört taarruz helikopterinin tüm bakımları yapılmış, uçuşa hazır olarak uçuş hattında pistte açıkta park etmiş şekilde durmakta olduğu, üsteki taarruz helikopterlerinin içine cephane kutularının daha gündüzden yerleştirildiği, bu arada 2 Sikorsky helikoptere havadan aşağı personel sarkıtma aparatının bile konmuş olduğu ifade edilmektedir. Buna karşılık KKK Çolak, 18 Temmuz 2016 tarihli ilk savcılık ifadesinde, Bu denetim esnasında helikopterlerin hangarların içerisinde olduğunu ve tesis alanının, iniş kalkış alanlarının sakin olduğunu, olağanüstü bir durum olmadığını gördük demiştir. 14
Ancak, KKK nın 45 dakikalık hangar bölgesini gezdikten sonra hiçbir hareket görmediği Güvercinlik Kara Havacılık Okul Komutanlığından ayrılmasından bir müddet sonra helikopterlerin darbe girişimine katılmış olması izahı imkânsız bir durum olarak gözükmektedir. Bu açıklamalardan Çolak'a verilen görevin, bir darbe girişimi ile ilgili olmadığı, sadece izinsiz uçuşlarla ilgili olarak şüphe duyulan bir faaliyeti ortaya çıkarmakla alakalı olduğu anlaşılmaktadır. Ancak KKK Çolak ve yanında bulunan askeri heyetin bu konuda başarılı olamadığı ise çok net bir şekilde görülmektedir. K.Hv.K.lığı iddianamesinde ise, binbaşının MİT e ihbarı öğlen saatlerinde yaptığı anlatılmıştır. İddianamede MİT Müsteşarı Hakan Fidan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler i 16.16 da telefonla arayarak bilgilendirdikten sonra bir MİT Müsteşar Yardımcısı, 17.32 de Genelkurmay karargâhına gelerek Yaşar Güler i bilgilendirmiştir. 18.30 da Hulusi Akar, bütün hava araçlarının indirilmesi emrini vermiştir. Akar ın bu emrinin, Silahlı Kuvvetler Harekât Merkezi tarafından Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi ne iletilmesi ise 19.05 te gerçekleşir denilmektedir. MİT'in raporuna göre ise saat 16.20'de Güler'i arayan Hakan Fidan'dır. Genelkurmay Başkanı Akar, Fidan'ı 16.40'ta arar. Fidan önce ilgili Müsteşar Yardımcısını, Genelkurmay 2. Başkanına gönderir. Daha sonra Fidan, Akar'dan gelen davet üzerine Genelkurmay'a göre, saat 18.15, MİT'e göre, saat 18.00 civarında Genelkurmay Karargâhına gider. Genelkurmay Başkanı, MİT in bilgilendirmesinin ardından başlıca üç emir vermiştir. Genelkurmay Başkanı, birinci emrini TBMM Araştırma Komisyonu na gönderdiği yanıtlarda şöyle anlatmaktadır. MİT ten gelen bilginin teyidi ve netleştirilmesi bakımından ve bilgide belirtilen uçuş faaliyetinin somutlaşması ihtimaline binaen, bu hususun açıklığa kavuşturulması için Genelkurmay Karargahı nda bulunan Kara Kuvvetleri Komutanı na derhal Kurmay Başkanı Uyar Paşa ile gerekiyorsa olay yerinde tutuklama veya gözaltı yapılması için Adli Müşavir ve Merkez Komutanlığından personel de alarak Kara Havacılık Komutanlığına gitmesini, şüphe uyandırmadan başka bir gerekçe göstererek hangarlarda uçakların ve helikopterlerin durumuna 15
bakmasını, gelen istihbaratın doğruluğunu tetkik etmesini ve gerekli gördüğü her tedbiri almasını emrettim. (Bu birinci emirdir.) Yaşar Güler in aktardığına göre Fidan, Akar a şöyle der: Komutanım, bu olay daha büyük bir olayın parçası da olabilir... Güler, sonrasını da şöyle anlatıyor: Bunun üzerine Genelkurmay Başkanımız derhal telefonu aldı ve harekât merkezindeki görevli Tuğgeneral İlhan Kırtıl a İlhan, Türk hava sahasını her türlü askeri uçuşa yasaklıyorum der. (Bu da ikinci emirdir.) Nitekim Akar savcılık ifadesinde şöyle diyor:... daha büyük bir planın parçası olabileceğini mütalaa ettik ve aldığımız tedbirlerle yetinmeyerek (Akıncı iddianamesine göre saat 19.25 de) Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak ı telefonla arayıp bizzat Etimesgut Zırhlı Birlikler Tümenine gitmesini, hiçbir tankın ve zırhlı aracın hiçbir sebeple birlik dışına çıkmasına müsaade edilmemesi yönünde tedbir alınmasını emrettim. (Bu da üçüncü emirdir.) 15 Temmuz günü kamera kayıtlarına göre 18.10 da Genelkurmay karargâhına giriş yapan ve protokol görevlisi bir kadın subay refakatinde 20.22 de karargâhtan çıkan MİT Müsteşarı, Genelkurmay Başkanına bir Kara Pilot Binbaşının MİT Müsteşarlığına gelerek Beni dün izinden çağırdılar. Bugün sabah birliğime katıldım. Önce Tabur Komutanımla görüştüm. Sonra Tabur Komutanımla birlikte bir Albayın yanına gittik. Albay Bu gece bir uçuşumuz olacak ve sonunda da Hakan Fidan ı alacağız. dediğini ve ilaveten ihbarcının MİT tarafından tanınmadığını, dolayısıyla bilginin teyit edilemediğini bu nedenle Genelkurmay 2. Başkanını haberdar ettiklerini söyler. Akıncı iddianamesinde yer aldığı üzere saat 20.09'da Genelkurmay Personel Başkanı Korgeneral İlhan Talu'nun Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın makamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı gördüğü ve odadan çıktıktan sonra İlhan Talu'nun Cemil Turhan'a; KKK Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın K.Hv.K.lığı na gittiğini, FETÖ mensubu personelle ilgili tutuklamaların hemen başlayacağını söylediği, bu görüşmeden sonra Genelkurmay karargahı içindeki darbeci grubun paniğe kapıldığı, kendilerinin ve darbe hazırlığı yapan diğer örgüt üyelerinin tutuklanacağı endişesi ile şüpheli Adil Öksüz ve diğer sivil örgüt üyelerinin bilgisi dâhilinde 16
FETÖ/PDY mensubu Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin koordinesiyle 16 Temmuz 2016 tarihinde saat 03.00 olarak belirlenen darbeye teşebbüs saatinin öne çekilerek saat 20.30 olarak belirlendiği ifade edilmektedir. (Bu savı çürütecek ifadeler olduğunu söylemeden geçmeyelim.) KKK Çolak saat 20.15 sularında K.Hv.K. lığından ikinci bilgilendirmeyi yaptığında MİT Müsteşarı Fidan Genelkurmay da Akar ın yanındadır. MİT in TBMM ye gönderdiği yanıtlarda Sn. Müsteşar Genelkurmay Başkanı nın makamında Sn. Kara Kuvvetleri Komutanı ndan haber gelmesini beklemeye devam etmiştir. KKK ndan saldırı ihbarının teyidine yönelik herhangi bir haber gelmemesi üzerine Sn. Müsteşar, saat 20.30 da MİT Karargâhında Suriye Ulusal Koalisyonu eski Başkanı Muaz El Hatib ile olan randevusu nedeniyle, saat 20.20 de Genelkurmay Karargâhından ayrılmıştır denilmektedir. Genelkurmay 2. Başkanın 7 Ekim 2016 tarihli savcılık ifadesinde MİT yöneticisi Orgeneral Güler e Bugün MİT Müsteşarlığımıza kara pilot olduğunu söyleyen bir şahıs geldi. Adam bize aynen şunları söyledi: Beni dün izinden çağırdılar. Bu sabah birliğime katıldım. Önce tabur komutanımızla konuştum, sonra tabur komutanımla bir albayın yanına gittik. Albay gece görüş gözlüklerinizi alın, bu gece uçuşumuz olacak ve uçuşun sonunda da Hakan Fidan ı alacağız demiştir. Orgeneral Güler, bu bilgiyi aktarmak üzere hemen Genelkurmay Başkanı nın yanına gider. İkisi yandaki toplantı odasına geçerler. Akar, Çolak a Sen çalışmaya devam et veya biraz hava al, ben biraz sonra gelirim der. İçeri geçtiklerinde Güler, kendi ifadesine göre, Önemli bir durum olduğunu değerlendiriyorum, uygun görürseniz Hakan Beyi hemen buraya çağıralım der. Akar, Uygundur der ve telefonla Hakan Fidan ı arayarak kendisini Genelkurmay Karargâhına davet eder. Akar, YAŞ çalışması için Genelkurmay Karargâhında bulunan KKK ve Genelkurmay 2. Başkanı ile görüşürken MİT Müsteşarı Genelkurmay Karargâhına gelir. MİT Müsteşarı olayı tekrar anlattır. Toplantı bir süre dörtlü (Genelkurmay Başkanı, 2. Başkan, KKK ve MİT Müsteşarı) devam eder ve KKK Çolak Karargâhtan saat 18.15 sularında ayrılır. 17
Sorularımıza geçmeden önce son olarak K.Hv.K.lığı Harekât Eğitim Şube Müdürü olarak görev yapan şüpheli Binbaşı Okan Kocakurt ile Kara Havacılık Kurmay Başkanı Yarbay Mehmet Şahin'in savunmalarına da kısa bir göz atalım. K.Hv.K.lığı Harekât Eğitim Şube Müdürü Binbaşı Okan Kocakurt un verdiği ifadede 17.30 sıralarında Genelkurmay'dan tüm Türkiye üzerinde askeri uçuşların yasaklandığı telefon emri geldi. Biz de Genelkurmay'ı arayarak, bu emri teyit ettik. Devamında Genelkurmay ın uçuşların yasaklanması ile ilgili verdiği emirden sonra Malatya dan gelen ATAK helikopterleri ve eğitim uçuşu yapan uçaklarımız havada bulunuyordu, ben de kuleyle görüşüp Tüm uçaklarımız insin dedim demektedir. Akabinde Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak'ın Kara Havacılık Komutanlığına geldiğini söylediler. Komutanımız Hakan Atınç onu koridorda karşıladı, acilen Kara Kuvvetleri Komutanına uçak hazırlatmamızı söylediler. Uçağı hazırlattırdık demektedir. KKK Salih Zeki Çolak, Kara Havacılık Okulu na gelip 2 saat kaldıktan sonra ayrıldı. (21.30 civarı olması gerekir) Kurmay Başkanı Yarbay Mehmet Şahin beni odasına çağırdı. Dostum, askeriye içerisinde bazı hareketlilik olacak. Komutanların yeri değişecek. Bazıları görevden alınacak. Hükümette de bazı değişiklikler olabilir. Bu, Genelkurmay Başkanı nın direkt emridir demiştir. Şahin in talimatı üzerine emir astsubayı Fatih Karagöz le birlikte K.Hv.K. Tümgeneral Hakan Atınç ın odasına girdik. Komutanım TSK yönetime el koydu. Siz bu yönetimde yoksunuz dedik. O da Neden böyle yapıyorsunuz? Yanlış yapıyorsunuz deyince kendisine kelepçe taktık demektedir. Yarbay Şahin ise savunmasında Darbe girişiminin olduğu gün saat 17.00 sularında Tümgeneral Hakan Atınç'a "VIP uçağı hazırlanması" yönünde telefon geldiğini ve bu doğrultuda hazırlık çalışmalarına başlandığını ifade etmiştir. Odatv yazarı Müyesser Yıldız 17 Temmuz 2016 tarihli yazısında, Cuma günü mesainin bitimine yakın, saat 17.00 civarında Genelkurmay Adli Müşavirliği'ne bir talimat gittiğini, bu talimatı doğrudan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın verdiğini, talimatın içeriğinin Adli Müşavir, bir savcı ve Merkez Komutanlığı'ndan bir yetkilinin beklemesi şeklinde olduğunu ifade etmiştir. Müyesser Yıldız 18 Haziran 2017 tarihli yazısında ise; O dönem Genelkurmay Adli Müşaviri olan ve darbeden sonra tutuklanan Hayrettin Kaldırımcı da saat 18
14.00'te başlayan terör toplantısındadır. Güler'in emir astsubayının not getirmesi üzerine toplantıdan ayrılmasından sonra yaşananları şöyle anlatır. Yerine KKK Kurmay Başkanı İhsan Uyar Paşa başkanlık ederek, toplantıya devam etti. Yarım saat kadar sonra İhsan Uyar toplantıya ara verdi. Genelkurmay MEBS Başkanı olan Korgeneral başkanlığında toplantı devam etti. Toplantı devam ederken İhsan Uyar Paşa saat 17.30 gibi 'Hayrettin' diye seslenerek, beni çağırdı. Ben müsaade alarak yanına gittim. Bana Genelkurmay Başkanının, 'Hayrettin yanına bir savcı alsın, Merkez Komutanı ile irtibatlı olsun' dediğini söyledi. Ben de Adli Müşavirlikte görev yapan Deniz Hâkim Yarbay Doğan Uysal ile beraber toplantıdan ayrıldım. Daha büyük bir planın parçası olabileceği değerlendirilen, fakat darbe olarak değerlendirilmeyen ihbarla ilgili olarak 17.00-18.00 civarında bazı emirler verildiğini ve uygulamaya konulduğunu ortaya koyan bu ifadeler doğru ise bu emirlere ne Genelkurmay Başkanının ne Genelkurmay 2.Başkanının ne de KKK nın verdiği savcılık ifadelerinde yer verilmemesi anlaşılır gibi değildir. Bununla birlikte Müyesser Yıldız ın 18 Haziran 2017 tarihli yazısında Ankara'da bir ay kesintisiz devam eden ve Cuma günü sona eren Genelkurmay çatı davasında Perşembe günü ifade veren dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in emir subay yardımcısı Yüzbaşı Fatih Ekici nin, Fidan'ın karargâha o gün iki kez geldiğini öne sürmesi ise mevcut durumu daha da ilginç kılmıştır. Çocuğunu doktora götürüp, öğleden sonra karargâha döndüğünde kendisine Güler'in odasında Hakan Fidan'la görüştüğünün söylendiğini belirten Ekici, saat 16.00 civarında Fidan'ı çıkarken bizzat gördüğünü anlatmıştır. Genelkurmay 2. Başkanı Güler toplantıdayken gönderilen o notu götürenin kendisi olduğunu, notta, Hakan Fidan kriptolu telefondan görüşmek istiyor yazdığını da açıklayan Ekici, Fidan'ın bu görüşmeden sonra ikinci kez geldiğini, bunların kamera kayıtlarıyla tespit edilebileceğini vurgulamıştır. Bu açıklamalara ve yerinde yapacağımız irdelemelere bağlı olarak sorularımızı şimdi sormaya başlayabiliriz. SORU 1: Genelkurmay Başkanlığının 19 Temmuz 2016 tarihli basın açıklamasında darbe girişimi ifadesine yer vermiş olmasına rağmen 21 Temmuz 2016 tarihinde yayımladığı basın bildirisinde darbe terimine ve MİT e ilişkin hiçbir ifadeye yer 19
vermemesi ve her iki basın bildirisinin de sonradan sistemden kaldırılması ne anlam taşımaktadır? Gerekçe nedir? SORU 2: Akıncı iddianamesine göre saat 19.26 da MİT Müsteşarının Cumhurbaşkanı Koruma Müdürü Muhsin Köse'yi arayarak Karadan, havadan ya da denizden gelebilecek bir tehdide karşı önleminiz var mı? sorusunu sorduktan sonra Muhsin Köse in Cumhurbaşkanı'na bilgi vermediğini kabul edebilir miyiz? SORU 3: O.K. nın 11 Ağustos 2016 da alınan ifadesinin yayımlanması için neden 20 Mayıs 2017 tarihi beklenmiştir? MİT Müsteşarının ve Genelkurmay Başkanının 15 Temmuz la ilgili TBMM Darbe Araştırma Komisyonuna cevaplarını O.K. nın savcılık ifadesinin basına düşmesinden sonra bildirmeleri bu anlamda manidar değil midir? SORU 4: Şüpheli sanıklar Binbaşı Okan Kocakurt ve Yarbay Mehmet Şahin in savunmalarında ifade ettiği 17.00 sularında VIP uçağı hazırlanması emrinin verildiği ve 17.30 da uçuş yasağının K.Hv.K.lığı na telefonla bildirildiği söylemlerinin doğru olduğunu farz ve kabul edersek, Akar ın talimatı üzerine karargâhtan 18.15 de çıkan KKK Çolak ın büyük bir gizlilik içerisinde K.Hv.K.lığına gönderilmesi ne anlam taşımaktadır? SORU 5: Eğer 17.00 sularında VIP uçağının hazırlanmasına yönelik bir emir verildi ise 18.15 de Genelkurmay Karargâhından ayrılan KKK Çolak ın niyetini maskelemek için üs komutanını arayıp, bir yolculuğa çıkacağını belirterek uçak hazırlanması emrini Güvercinlik e giderken yolda verdiğini söylemesini nasıl izah edeceğiz? SORU 6: VIP uçağı hazırlık emrinin 17.00 da verilmediğini ancak Genelkurmayın uçuş yasağı emrinin 17.30 da telefonla bildirildiğini farz ve kabul etmemiz durumunda KKK Çolak ın yolda iken uçak hazırlığı talebinin K.Hv.K nca sorgulanmamasının nedeni nedir? SORU 7: Binbaşı Okan Kocakurt ifadesinde KKK Salih Zeki Çolak'ın Kara Havacılık Komutanlığına geldiğini söylediler, (saat 18.46) Komutanımız Hakan Atınç onu koridorda karşıladı, acilen Kara Kuvvetleri Komutanına uçak hazırlatmamızı söylediler. Uçağı hazırlattırdık demesini nasıl izah edeceğiz? SORU 8: MİT Müsteşarının Genelkurmay karargâhına gelerek Genelkurmay Başkanını, Genelkurmay 2. Başkanını ve KKK.nı ihbara yönelik bilgilendirmesi 20
sonrasında ihbar edilen olayın daha büyük bir planın parçası olabileceği mütalaası ile birlikte gerekli tedbirlerin alınmaya başlandığı anlaşılan saat 18.30 dan önce, 17.00 sularında VIP uçağı hazırlanması emrinin verilmiş olması, 17.30 da uçuş yasağının KHK na telefonla bildirilmesi ve saat 17.00 civarında Akar tarafından Adli Müşavir, bir savcı ve Merkez Komutanlığı'ndan bir yetkilinin beklemesi talimatının verilmesi ne anlam taşımaktadır? SORU 9: Darbe olarak değerlendirilmeyen ihbarla ilgili olarak saat 17.00-18.00 civarında bazı emirler verildiğini ve uygulamaya konulduğunu ortaya koyan ifadeler doğru ise bu emirlere ne Genelkurmay Başkanının ne Genelkurmay 2. Başkanının ne de KKK nın verdiği savcılık ifadelerinde yer vermemesi nasıl izah edilebilir? 17.00-18.00 civarında bazı emirler verilmesini ve uygulamaya konulmasını, Güler'in emir subay yardımcısı Yüzbaşı Fatih Ekici nin Fidan hakkında öne sürdüğü ifade doğrultusunda, Fidan'ın 18.00'den önce de Karargâha gelmiş olması olasılığına bağlayabilir miyiz? SORU 10: İhbar edilen olayın daha büyük bir planın parçası olabileceği mütalaa edilmesine rağmen KKK nın Akar ı saat 20.15 deki bilgilendirmesi sonrası MİT Müsteşarının Genelkurmay Karargâhından saat 20.20 de ayrılarak planlı faaliyetine iştirak etmesini, saat 20.00-20.30 sularında başladığı anlaşılan hareketlenmeden MİT in haberdar olmamasını ve saat 22.00 sularında kalkışmayı yemek masasında öğrenmesini nasıl izah edeceğiz? SORU 11: KKK Çolak ın Genelkurmay Başkanı Akar a yaptığı ikinci bilgilendirme zamanı (saat 20.46) ile, saat 20.07 de karargâhtan ayrıldıktan sonra Genelkurmay Başkanı başdanışmanı tarafından saat 20.35'de geri çağrılan Mehmet Dişli nin Genelkurmay Karargâhına giriş saatinin (saat 20.45) birbiriyle örtüşmesi bir tesadüf müdür? SORU 12: MİT in hiçbir mülakatı hele hele böyle önemli bir konuda yapılan bir mülakatı kamera ve ses kaydı almadan yapmasını düşünebilir miyiz? Kamere ve ses kaydı alındı ise O.K. nın mülakatına ilişkin kamera ve ses kaydı Savcılığa verilmiş midir? Verilmiş ise Darbe kelimesi bu kayıtta yer almakta mıdır? Verilmedi ise Savcılıktan bu kaydın saklanmasının gerekçesi nedir? Böyle saklanan başka bilgi ve belge var mıdır? Varsa bu girişimin Kontrollü Darbe mi, Darbemsi Şey mi olup olmadığına yargı nasıl karar verebilecektir? 21
SORU 13: KGB ve CIA nın bildiği anlaşılan bir darbe girişimini MIT in Binbaşı O.K. dan öğrenmesini nasıl açıklayacağız? Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu ve/veya Savcılıklar bu konuyu neden bütün detayları ile inceleyip soruşturmalarında bu konunun üzerine gitmezler? SORU 14: Yarbay Murat Bolat ifadesinin bir bölümünde Bende bu darbenin tarihini sorduğumda kendileri bana yarın akşam yani 15 Temmuz 2016 tarihinde olacağını söylediler derken ifadesinin diğer bir bölümünde Bu planları biz 14.07.2016 tarihinde gece saatlerinde konuştuk. Yapılan bu plan uygulamaya 16.07.2016 günü gece 03.00 da devreye girecekti yani darbenin başlangıcı 16 Temmuz gece 03.00 da olacaktı. Her şey eş zamanlı başlayacaktı demesi kendi içinde bir çelişki değil midir? SORU 15: O.K, MİT e ve savcılığa verdiği ifadelerinde Alay Komutanı Albayın söylemlerine neden hiç değinmemiştir? SORU 16: MİT soruşturmasında O.K. Yarbay Murat Bolat ın telefon numarasını yetkililere vermesine ve MİT Müsteşarının 15 Temmuz saat 18.00 da Genelkurmay Başkanına bilgi vermek için gittiğinde Alay komutanı Albaydan bahsettiği halde KKK Çolak bu isimleri K.Hv.K.lığına gittiğinde niye sorgulamamıştır? O.K. nın saat 19.00 da planlanan uçuş ile ilgili görevlendirilmesine yönelik söz konusu ifadelerde dört subayın adı geçerken neden iki subay soruşturulmuştur? MİT Müsteşarının ifade ettiği ve O.K. nın savcılık ifadesinde sabah mesaide görüştüğünü söylediği Pilot Yarbay Murat Bolat ve Alay Komutanı, K.Hv.K.lığında o gün niye hiçbir şekilde gündeme getirilmemiştir? SORU 17: O.K. nın 11 Ağustos 2016 tarihli savcılık ifadesinde 15 Temmuz sabahı birlik içinde görüştüğünü söylediği Pilot Yarbay Murat Bolat a (Ki bu şahıs, Yarbay Deniz Aldemir tarafından KKK Çolak a hangarlar bölgesinde bilgilendirme yapılırken de oradadır) iddianamede niye yer verilmemiştir? SORU 18: O.K. nın savcılık ifadesine şu ana kadar hiçbir iddianamede yer verilmediğine göre, o zaman O.K. nın darbeyi ihbar etti kabulünü hukuken nasıl yorumlayabiliriz? Yoksa savcılık ifadesinde geçtiği anlaşılan darbe ihbarı nın aslında yapılmadığını mı kabul etmeliyiz? 22
SORU 19: İfade tutanağında dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak, Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen ve bir kâtibin isim ve imzalarının bulunurken Pilot Binbaşının adı ve imzasının yer almamasını O.K. nın güvenliği mazeretine bağlamak ne kadar gerçekçidir? Bu kapsamda söz konusu ifade tutanağından O.K. nın haberi ve bilgisi olmadığını düşünebilir miyiz? SORU 20: MİT Müsteşarı ihbarı Genelkurmaya aktarırken 2 adet Skorsky 1 adet Cougar (toplam 3 adet) helikopterinden bahsederken O.K. nın savcılığa verdiği ifadede, Mesela ben Cougar helikopteriyle Hakan Fidan ı alacağım, sen de Murat Bolat la uçacaksın derken toplam 2 helikopterden bahsetmesi bir çelişki değil midir? O.K. söz konusu ifadesinde 2014 ten sonra bunların korkutucu güçlerinin kalmadığını düşündüm ve koptum. Siz artık cemaat değilsiniz, istihbarat örgütü müsünüz? Hizmet diyorsunuz, kime hizmet ediyorsunuz? demiştir. SORU 21: Büyük bir cesaret ve kararlılık içerisinde cemaatle ilişkisini 2014 yılında kestiği anlaşılan O.K, gerek Deniz Aldemir in gerekse Alay Komutanı Albayın o akşam kendisinden beklediği taleplere neden aynı kararlıkla ve cesaretle itiraz etmemiştir? O.K. 13.55 de üzerini değiştirerek izinsiz mesaiyi terk ederek nizamiyeden çıkar. (K.Hv.K.lığı nın güvenlik kameralarına takılan binbaşının, komutanlığın 1 No lu nizamiyesinden saat 13.42 de çıkarken elinde telefonuna baktığı görülüyor) Çıkarken Yarbay Deniz Aldemir e ben uçamam şeklinde mesaj atar, telefonunu uçak moduna alır ve MİT e gider. MİT ilgililerinin talebine istinaden O.K. telefonla (muhtemelen saat 18.00 den sonra) Deniz Aldemir i aradığında, kendisine Kuvvet Komutanı gelecek, ona arz edeceğim sen de komutan olarak burada bulun der. SORU 22: Yaklaşık 5 saat birlik içinde olmayan ve 6,5 saattir Deniz Aldemir ile hiçbir temasta bulunmayan O.K. telefonla Deniz Aldemir i aradığında, O.K. nın öğlen sularında attığı ben uçamam mesajını hiç sorgulamıyor, niye mesaide bulunmadığını hiç merak etmiyor da sanki her şey normal akışında devam ediyormuş gibi niye sadece Kuvvet Komutanı gelecek, ona arz edeceğim sen de komutan olarak burada bulun diyor? 23