İZMİR TİCARET ODASI AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ ve İSTANBUL Hazırlayan: Ümit ÇİÇEK İZMİR, Nisan 2006
AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ Avrupa Kültür Başkenti projesi, Avrupa kültürlerinin çeşitliliğini, zenginliğini ve ortak özelliklerini ön plana çıkarmayı ve Avrupa Birliği vatandaşları arasındaki kaynaşmayı artırmayı amaçlar. Kültür başkenti fikri ilk olarak 1985 yılında Yunanistan Kültür Bakanı Melina Mercouri tarafından ortaya atılmıştır. Bu fikir ile Birliğe üye bir ülkenin bir kentinin Avrupa nın kültürel zenginliğini ve çeşitliliğini barındırması halinde kültür başkenti seçilmesi; kentin eksiklerinin giderilmesi, yeni tesisler yapılması ve o kentteki turizm aktivitelerinin artmasının sağlanması hedeflenmiştir. Bu proje Avrupa nın küçük ve ekonomik açıdan kalkınması istenen kentleri için yaratılmıştır. Ancak proje, salt turizm odaklı görülmemelidir. Kent yaşamını düzenlemekte ve kentin altyapı sorunlarının farklı bir biçimde ele alınmasını gerektirmektedir. 1985 yılında ilk kültür başkenti olarak Atina seçildi. 1986 yılından 1999 yılına kadar sırasıyla Floransa (İtalya), Amsterdam(Hollanda), Berlin(Almanya), Paris(Fransa), Glasgow(İskoçya), Dublin(İrlanda), Madrid(İspanya), Anvers(Belçika), Lizbon(Portekiz), Lüksemburg(Lüksemburg), Kopenhag(Danimarka), Selanik(Yunanistan), Stockholm(İsviçre), Weimar(Almanya) kültür başkenti seçildi. 2000 yılında yeni bin yıl anısına seçilen şehirler arttı: Avignon(Fransa), Bergen(Norveç), Bologna(İtalya), Brüksel(Belçika), Helsinki(Finlandiya), Krakov(Polonya), Reykjavik(İzlanda), Prag(Çek Cumhuriyeti), Santiago de Compostela(İspanya). Avrupa Birliği Parlamentosu, 1999 yılında Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerin de kültür başkenti olmasına olanak sağlayan kararı almıştır. Bu karara bağlı olarak Avrupa Kültür Başkentleri iki farklı kategoride seçilmeye başlandı: AB ve AB dışı ülkeler. 2001-2009 yılları için seçilen kentler: 2001 : Porto (Portekiz), Rotterdam (Hollanda) 2002 : Bruges (Belçika), Salamanka (İspanya) 2003 : Graz (Avusturya), 2004 : Cenova (İtalya), Lille (Fransa) 2005 : Cork (İrlanda) 2006 : Patra (Yunanistan) 2007 : Lüksemburg (Lüksemburg), Sibiu (Romanya) 2008 : Liverpool (Birleşik Krallık), Stavanger (Norveç) 2009 : Linz (Avusturya), Vilnus (Litvanya)
Avrupa Kültür Başkenti seçilen şehirde festivaller, sergiler, konserler düzenlenmektedir. Bu unvanı kazanmak söz konusu kente giden turistlerin sayısında önemli oranda bir artışı da beraberinde getirir. Geçmişte bu ünvanı taşıyan Glasgow, Lille gibi kentlerde önemli yatırımlar yapılmıştır. İSTANBUL UN 2010 AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ SEÇİLME SÜRECİ AB Parlamentosu'nun 1999'da AB üyesi olmayan ülkelerin de kültür başkenti olmasına olanak sağlamasının ardından 2000 yılında sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde İstanbul'un başkent olması için çalışmalar başladı. İstanbul un 2010 da kültür başkenti olabilmesi amacıyla ilk girişim ve mutabakat metni 7 Temmuz 2000 de imzalandı. Proje Lideri: Avrupa Kültür Başkenti Girişim Grubu (AKB) Proje Ortakları: Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Bakanlık, Valilik ve Büyükşehir Belediyesi resmi başvurularını yaptı. Projeyi başkanlığını Nuri Çolakoğlu'nun yaptığı ve 13 sivil toplum örgütünden oluşan Avrupa Kültür Başkenti Girişim Grubu yürüttü. AKB, son olarak Avrupa Konseyi'nin Eğitim ve Kültür Genel Müdürlüğü'ne 13 Aralık 2005'te 'İstanbul: 4 Elementin Kenti' başlıklı bir dosya sundu. Bu dosyada tema, Aristo'nun "evrenin dört temel unsuru olarak gösterdiği toprak, su, hava ve ateş" üzerine oturtuldu: Toprağı İstanbul'un tarihi eserleri, Havayı minareleriyle ve çan kuleleriyle dini zenginlik ve hoşgörü ortamı, Suyu İstanbul Boğazı ve Haliç, Ateşi de modern sanatlar, gençlik ve teknoloji temsil etti. 2010 Kültür Başkentliği için Kiev ile yarışan İstanbul oybirliği ile Avrupa Birliği dışı ülkeler kategorisinde Kültür Başkenti seçildi. Böylece Essen (Almanya), Pecs (Macaristan) ve İstanbul 2010 yılı Avrupa Kültür Başkentleri oldu. İstanbul konusundaki nihai karar, kasımda Finlandiya'nın dönem başkanlığı sırasında, AB Kültür Bakanları tarafından verilecek. Projenin başladığı 1985'ten bu yana hiçbir jüri kararı değiştirilmedi. Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin Kültür Bakanlarının onayları ardından, Birliğin proje için ayırdığı yaklaşık 1 milyon euroluk fon, üç kente dağıtılacak.
İstanbul proje kapsamında 2010'a kadar 31 milyon avro, 2010'da da 65 milyon avro harcayacak. JÜRİ NİN YORUMLARI 'Son derece etkili' Diğer şehirler için hükümetlerin ve yerel yönetimlerin inisiyatif üstlenmesine karşın, İstanbul projesinin sivil toplum tarafından yürütülmesi, jüriyi en çok etkileyen unsurların başında geldi. Sunum, jüri başkanı Sir Jeremy Isaacs tarafından "Son derece etkili" olarak tanımlandı. 'Bizi halk etkiledi' Komite Başkanı Jeremy Isaacs, "'Dikkatimizi çeken en önemli konu, merkezi hükümetten ya da yerel idareden daha ziyade, halkın bunu üstlenmiş olmasıydı. İnsanlar gruplar oluşturmuş, fikirlerini savunuyordu. Bize farklı yönlerini gösterdiler. Açık, ileriye bakıyorlardı" dedi. UNESCO: İstanbul'dan etkilendik İstanbul'un "Dünya Kültür Mirası" listesinden çıkarılıp "Tehlikedeki Dünya Kültür Mirası" listesine alınıp alınmayacağına ilişkin raporu hazırlamak üzere İstanbul'da bulunan UNESCO heyeti, incelemelerini tamamladı. Armada Otel'de basın toplantısı düzenleyen heyet üyelerinden ICOMOS Kentsel Planlama Uzmanı ve Berlin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Astrid Debold-Kritter, İstanbul'un çok önemli bir dünya kültür mirasına sahip olduğunu söyledi. Kritter, koruma bilinci ve isteğinin bulunduğunu, sivil toplum örgütlerinde ciddi bir kapasite olduğunu belirterek, "İstanbul'da yapılan işlerden çok etkilendik. Olumlu izlenimlerle ayrılıyoruz" diye konuştu. NELER DEĞİŞECEK? Avrupa Kültür Başkenti seçilen şehirler genelde tanıtım ve turizm alanında belirgin ilerleme kaydediyor. İstanbul için ise konunun siyasi boyutu da olacak. Avrupalılığı ve Avrupa kültürüne ait olup olmadığı bazı kesimlerce sürekli tartışılan İstanbul'un bu etikete sahip olması, olumlu bir etki yaratacak. Kültür turizmi için büyük fırsat İstanbul'un adı, 2006 yılından itibaren tüm dünyada kültür ve sanatla anılacak.
AB'ye adaylık sürecinde Türkiye'nin sembolü olan kentin, Avrupa kültürüyle yüzyıllardır karşılıklı etkileşim halinde olduğu, projelerle ortaya konulacak. Kültürel miras sürdürülebilir bir biçimde yönetilecek, kenti çekim noktası haline getirecek. Kentsel dönüşüm, şehircilik, çevresel ve sosyal anlamda kalıcı kazanımlar elde edilecek. Kültür varlıklarının korunacağı ve sergileneceği yeni müzeler kurulacak, tarihi binalar yenilenecek ve işlev kazandırılarak halka açılacak. Kentli farklı sanat disiplinleriyle kucaklaşacak. Genç ve yetenekli insanlar sanatsal yaratıcılıkla daha yakın bir ilişki kurma olanağına kavuşacak. İletişimden organizasyona, eğitimden tasarıma pek çok kişi için istihdam yaratılacak. Kültür turizmi hareketlenecek, gelişecek. Kültür turizminin hareketlenmesiyle, normal turistin üç katı harcama getiren eğitim ve gelir seviyesi yüksek turist türünün kente gelmesi sağlanacak. Tarihi yarımada, Beyoğlu, Boğaziçi yeniden ele alınacak. Üsküdar'dan başlanarak Anadolu yakası yeniden yapılandırılacak. Kalıcı ve sürdürülebilir bir kent modelinin de oluşması sağlanacak. YORUMLAR "Yılda 5.5 milyon turist geliyor, 2010'da 15 milyona çıkacak." Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Mustafa İsen Avrupa kültür başkenti olayı genellikle Avrupa'nın küçük ve ekonomik açıdan kalkınması istenen kentleri için yaratılmış. En iyi örenk Selanik. 34 müze yapıldı. Hem de mimarisi ve içeriği ile son derece anlamlı ve şık, yani kalıcı şeyler yapıldı. Ayrıca, kentliler çağdaş yaratıcılığı benimsedi, Selanik, Balkan Yarımadası'nın kültür kenti, şimdilerde. Bu bir turistik olay değildir; hele 2010'da hiç olmayacaktır. Kuşkusuz, kentin altyapı sorunlarının da bu süreçte farklı bir biçimde ele alınması gerekir. Yaratıcı insanların önümüzdeki dört yıl içinde desteklenerek dünya sanat ve kültür sahnesine çıkarılmasını hedeflemek gerekir. Bu işin sanat yönetmeni mutlaka uluslararası çapta tanınmış ve çevresi olan bir kişi olmalı. Beral Madra (Küratör) Doğrudan doğruya bir kent yönetimi programıyla karşı karşıyayız. Sergilenecek birtakım etkinlikler, gösteriler değil, bu İstanbul'un hayatını ilgilendiren bir program. Kent yönetiminin Avrupa standartlarında projeler üretmeyi, bugünkü yaşadığımız çelişkileri aşmayı, insanların karar mekanizmasından dışlanmamasını sağlayacak, yaratıcı enerjiyi ortaya çıkaracak. Jüri bu açıdan İstanbul'u seçti. Fikirler ve projelerden önce insanların bu sürece nasıl katılacağını, bunun birkaç kişiye ait olmadığını, halkın projesi olduğunu göstermek lazım. Korhan Gümüş (İnsani Yerleşimler Derneği): Kentsel dönüşüm projelerinde önemli bir nitelik değişimi olması beklenebilir çünkü biz katılımcı bir projeyi hayata geçiriyoruz. Sivil toplumla, devletin ve yerel yönetimin kol kola çalıştığı bir proje. Toplumun bütün katmanlarının beraber karar verdiği bir projeler dizisi hayata geçirilecek. Vecdi Sayar (Kültürler arası İletişim Derneği)
İstanbul'un doğasının ve eski kuşaklarının elde ettiği bir başarıdır aslında bu. Bizim iki büyük projemizi Tarih ve Deniz Şenliği ile İstanbul Kent Müzesi projeleri bu 2010 İstanbul Avrupa kültür başkenti projeleri arasında yer alıyor. Orhan Silier (Tarih Vakfı)