Dosyanın içeriği. Tesbit. Tefekkür. Müzakere. Üç mertebe. Görünüş. Toplama. Yazı çalışmaları TESBİT. Bir Sâni'-i Zülcelal,

Benzer belgeler
İKİ TÜRLÜ MARİFET VAR

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._

Fatiha Suresi ve Meali

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK.

Nefsini Bilen Rabbini Bilir

NUR & MANA. Uluhiyet-i Mutlaka. Uluhiyetin Mahiyeti. Uluhiyetin Hakikati. Uluhiyet. Uluhiyetin Sureti

Cenab-ı Hakk neden insanları yarattı, imtihan olmadan cennete gönderseydi olmaz mıydı, insanın Yaratılış Gayesi Nedir?

Âyette belirtiliş ifadesiyle Allah a eş ve ortak koşma olan şirk bütün kâinata karşı büyük bir zulümdür.[1]

Otuz Üçüncü Söz'ün Otuz Birinci Pencere'sini izah eder misiniz?

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

n. Kâmil İman Mehmedkirkinci.com

"Şimdi senin hayatının sureti ve tarz-ı vazifesi şudur ki,.." İnsanın hayatının sureti ve tarzı vazifesi ne demektir, izah eder misiniz?

Kulun lisanı sadık olmadıkça, inancı sadık olmaz. Kalbi sadık olmadıkça, lisanı sadık olmaz. 45

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız.

Fatiha Suresi'nin Tefsiri ve Faydaları

BEDÎÜZZAMAN HAZRETLERİNİN İSİM VE ÜNVANLARI

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

"İşte, Rabbimizi bize târif eden Kur ân-ı Hakîm; şu kitab-ı kebîr-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi..."

ESMA VE SIFAT-I NEBİ (A.S.M)

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

ON EMİR الوصايا لعرش

Üstat Hazretlerinin, çok hakikatleri aydınlatan güneş-ayna misalinden bu konuda da faydalanabiliriz.

RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

Şeyh den meded istemek caizmidir?

Başta bu hadis-i kudsinin kaynağını vereceğiz. Ayrıca bu hadis-i kudsinin manası ve hakikatını vereceğiz. "Levlâke" hadîsinin kaynakları şudur:

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

Onuncu Söz, Yedinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz?

Ayetlerin Mealleri: الله لا ا ل ه ا لا ه و ال ح ي ال ق ي وم لا ت ا خ ذ ه س ن ة و لا

Bu sayfa şu linkten yazdırılmıştır: [

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

"Şimdi sen dahi, ey Katre içine giren hakîm feylesof!

Sorularlarisale.com. Risale-i Nur hem aklı hem kalbi hem diğer latifeleri işletme ve geliştirme konusunda velayet-i kübra mesleği üzere gidiyor.

Resulullah Efendimiz'in Diğer Peygamberlerden Üstünlüğü


Beşeri Terakki. Manevi Terakki

Risale-i Nur Külliyat'ının telif tarihleri hakkında kronolojik bilgi verir misiniz?

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

Hamd ve Şükür. Einfache Übersetzung Hamd = tanriya övgü sunma, tanriya övgü olsun Şükür = tanriya övgü Övgü = Lob Övmek = loben, preisen

İlk paragrafdaki uzun cümlede insanın farklı ve birbirinden önemli yönlerine dikkat çekilir.

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Bid'at münasebetlerde verilen ödüllerin hükmü

Burada mecazın, alimlerin elinden cahillerin eline geçmesi durumunda nasıl hakikate dönüştüğüne ve hurafelere kapı açtığına işaret olunuyor.

Ruhun Gayesi. Mehmedkirkinci.com

Asr-ı Saadette İçtihat

TESETTÜR TESETTÜR TOPRAĞI ALTINDA NEŞV-Ü NEMA BULUR (S/537) EDEBİN, BİR NEVİ' TESETTÜRDÜR. MÜCÎB-İ İSTİHRAK HÂLÂTI SETRETMEKTEDİR.

144. SOHBET ÖNEMLİ İMTİHAN: DİL

Cevşen duasının ehemmiyeti..

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

و ب و و و. Adem ve Vücud

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

Kur an-ı Kerim de şöyle bir ayet bulunmaktadır: Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki:

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

İsmi Tafdil. Alimde olan hilimden (yumuşaklıktan) daha güzel bir hilm hiçbir kimsede olmamıştır. Bu misalde ل الك ح lafzı, ismi tafdil olan

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

Hıristiyanlar âlim olunca, Hıristiyanlıkla alakaları kesilir, Müslümanlar cahil olunca İslamiyet le alakaları kesilir. der Charles Mısmer.

Hz.Muhammed (sav); yaratılış muammasını ve esma-i İlahiye'nin sırlarını keşfeden zat!

DUÂ-İ TERCÜMÂN-I İSM-İ Â ZAM DUÂ-İ İSM-İ Â ZAM


BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

MEVZUU : Sübhan Hakkı, kalble, ariflerin müşahedesinin hakikati ve tahkiki.. NOT: İMAM-1 RABBANÎ Hz. bu mektubu, Fakir Haşini Kişemî'ye yazmıştır.

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

Ruhun Vicdanla Münasebeti

Peki, bu bayramın bizlere nasıl hediye edildiğini biliyor musunuz? Dilerseniz bu kıssayı hep birlikte hatırlayalım.

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu Seyyid Nakib Şeyh Ferid Buhari'ye yazmıştır.

Bu sayfa şu linkten yazdırılmıştır: [

(4) O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh her iş için iner dururlar.

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım.

118. SOHBET Kadir Suresi SÛRE VE MEÂLİ:

EV SOHBETLERİ 133. SOHBET SOHBET HUZUR İSTİYOR MUYUZ?

ALLAH`I (C.C.) BİZE TANITAN ÜÇ BÜYÜK TARİF EDİCİ

Efendimizi (S.A.V.) Sevmek, Sünnet-i Seniyye ye Tabi Olmaktır.

*GALIBIYET VE MAGLUBIYET

HÜMEZE SÛRESİ Nuzul 34 / Mushaf 104

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 01 ER-RAB

NASIL BİR ALLAH A İMAN EDİYORUZ?


şeyh Muhammed Salih el-muneccid

PEYGAMBERİMİZİN VASİYETİ VE GÖZÜMÜN NURU DEDİĞİ NAMAZ

حديث توسل آدم نليب وتفس : {وابتغوا يله الوسيلة} şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Ruhun Akılla Münasebeti

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Batıda yayılan milliyetçilik akımı bizde olduğu gibi İslâm dünyasını da etkisi altına almıştır.

Transkript:

MARİFET

Dosyanın içeriği Tesbit Tefekkür Müzakere Üç mertebe Görünüş Toplama Yazı çalışmaları TESBİT Bir Sâni'-i Zülcelal, kendi san'atının mu'cizeleri ile kendini tanıttırmak ve bildirmek ister. O da iman ile, marifet ile mukabele eder. ~RN-Sözler/329~ Sani'i Zülcelalin Sanatının mu'cizelerine İ man ve marifet ile mukabele edilmeli

Âlemde herbir şey, bütün eşyayı kendi Hâlıkına verir. Ve dünyada herbir eser, bütün âsârı kendi müessirinin eserleri olduğunu gösterir. Ve kâinatta herbir fiil-i icadî, bütün ef'al-i icadiyeyi kendi fâilinin fiilleri olduğunu isbat eder. Ve mevcudata tecelli eden herbir isim, bütün esmayı kendi müsemmasının isimleri ve ünvanları olduğuna işaret eder. Demek herbir şey, doğrudan doğruya bir bürhan-ı vahdaniyettir ve marifet-i İlahiyenin bir penceresidir. Evet herbir eser, hususan zîhayat olsa,

kâinatın küçük bir misal-i musaggarıdır ve âlemin bir çekirdeğidir ve Küre-i Arz'ın bir meyvesidir. ~RN-Mektubat/333~ Herbir şey Doğrudan doğruya Bir bürhan-ı vahdaniyettir Marifet-i ilahiyenin penceresidir Ey ehl-i İslâm! İ şte küre-i zemin gibi ağır ve âlem-i İslâmiyet'e çökmüş olan mesaib ve devahîye karşı nokta-i istinadımız: Muhabbet ile ittihadı, marifet ile imtizac-ı efkârı, uhuvvet ile teavünü emreden nokta-i İslâmiyettir. ~RN-Sünuhat Tüluhat İşârat/67~

mesaib ve devahiye karşı nokta-i istinadımız Nokta-i islamiyettir Muhabbet ile ittihad Marifet ile İ mtizac-ı efkar Uhuvvet ile teavün Hem dahi, ey bedbaht ehl-i dalalet ve gaflet! "Gayr-ı meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azab çekmektir." kaidesi sırrınca, siz, fıtratınızdaki Cenab-ı Hakk'ın zât ve sıfât ve esmasına sarfedilecek muhabbet ve marifet istidadını ve şükür ve ibadat cihazatını, nefsinize ve dünyaya gayr-ı meşru bir surette

sarfettiğinizden, bil-istihkak cezasını çekiyorsunuz. ~RN-Sözler/634~ Marifet istidadta Marifet istidadı fıtratta Merhametsiz azap niye çekiliyor? Muhabbet Marifet istidadı Ş ükür ve ibadat cihazatını Nefsine ve Dünyaya Gayr-ı meşru bir surette sarfettiğinde Hakikat ilmini, hakikî hikmeti istersen; Cenab-ı Hakk'ın marifetini kazan. Neden Çünki bütün hakaik-i mevcudat, İ sm-i Hakk'ın şuaatı ve esmasının tezahüratı ve

sıfâtının tecelliyatıdırlar. Maddî ve manevî, cevherî, arazî herbir şeyin, herbir insanın hakikatı, birer ismin nuruna dayanır ve hakikatına istinad eder. Yoksa hakikatsız, ehemmiyetsiz bir surettir. ~RN-Sözler/473~ Hakikat ilmini ve Hakiki hikmeti istersen Cenab-ı Hakk'ın Marifetini kazan Yani, cismaniyetin itibariyle küçük, zaîf, âciz, zelil,

mukayyed, mahdud bir cüz'sün. Onun ihsanıyla cüz'î bir cüz'den, küllî bir küll-ü nurani hükmüne geçtin. Zira hayatı sana vermekle, cüz'iyetten bir nevi külliyete ve insaniyeti vermekle hakikî külliyete ve İslâmiyeti vermekle ulvî ve nurani bir külliyete ve marifet ve muhabbeti vermekle muhit bir nura seni çıkarmış. ~RN-Sözler/360~ Hayatı vermekle Cüz'iyetten bir nevi külliyete İ nsaniyeti vermekle Hakiki külliyete İ slamiyeti vermekle

Ulvi ve nurani bir külliyete Marifet ve muhabbeti vermekle Muhit bir nura çıkarmış Kur'an-ı Hakîm'den alınan marifet ise, huzur-u daimîyi vermekle beraber, ne kâinatı mahkûm-u adem eder, ne de nisyan-ı mutlakta hapseder. Belki başıbozukluktan çıkarıp, Cenab-ı Hak namına istihdam eder. Herşey mir'at-ı marifet olur. ~RN-Mektubat/330~ Kur'an-ı Hakim'den Marifet alınır Bu marifet Huzur-u daimi verir Herşey mir'at-ı marifet olur

İ şte bu istidada binaen hayat-ı kalbî ve ruhîye medar olan marifet-i İlahiye ve muhabbet-i Rabbaniye ve ubudiyet-i Sübhaniye ve marziyat-ı Rahmaniye cihetiyle bu dünyadaki fâni ömür, bâki bir ömrü tazammun eder ve ebedî ve bâki bir ömrü intac eder ve bâki ve lâyemut bir ömür hükmüne geçer. Evet Bâki-i Hakikî'nin muhabbet, marifet, rızası yolunda bir sâniye, bir senedir. Eğer onun yolunda olmazsa, bir sene bir sâniyedir. Belki onun yolunda bir sâniye, lâyemuttur,

çok senelerdir. Ve dünya cihetinde ehl-i gafletin yüz senesi, bir sâniye hükmüne geçer. ~RN-Lem'alar/16~ Hayat-i kalbi ve ruhiye Medar marifet-i ilahi Baki-i Hakiki'nin Muhabbet Marifet Rızası yolunda bir saniye Bir senedir İ mandaki marifetullah ve o marifetteki muhabbetullahın zevkini, safi tarîkat vasıtasıyla anlamak ve o anlamakla dünyanın vahşet-i mutlakasından ve insanın kâinattaki

gurbet-i mutlakasından kurtulmaktır. Çok Sözlerde isbat etmişiz ki: Saadet-i dâreyn ve elemsiz lezzet ve vahşetsiz ünsiyet ve hakikî zevk ve ciddî saadet, iman ve İ slâmiyetin hakikatındadır. İ kinci Söz'de beyan edildiği gibi: İ man, şecere-i tûbâ-i Cennet'in bir çekirdeğini taşıyor. İ şte tarîkatın terbiyesiyle, o çekirdek neşvünema bulur, inkişaf eder. ~RN-Mektubat/456~ İ MANDA Marifetullah MARİFETTE Muhabbetullah zevk-i

Sonra yaralarından tevellüd eden kurtlar, kalbine ve diline iliştiği zaman, zikir ve marifet-i İlahiyenin mahalleri olan kalb ve lisanına iliştikleri için, ~RN-Lem'alar/8~ Marifet-i ilahiyenin mahalleri. Kalb ve dil Demekki o yüzden Dilimizi gıybetten Yalandan Kötü sözden korumamız gerek Hem o imanda marifet ve muhabbetini verdi. O marifet ve muhabbetle o nimet-i vücud içinde

daire-i mümkinattan âlem-i vücuba ve daire-i esma-i İlahiyeye kadar hamd ü sena ile istifade için ellerini uzatabilir bir mertebe ihsan etti. ~RN-Şualar/68~ Marifet imanda O marifet ve muhabbetle O nimet-i vücut içinde Hamd ü sena ile İ stifade için Daire-i mümkinattan Daire-i esma-i ilahiyeye Ellerini uzatabilir Nimet. İ man. Marifet muhabbet. Hamd. Sena

Hâlıkımın muhit ilmini, iradesini, sem' ve basar ve kudret ve hayat gibi evsafını ve muhabbet ve gazab ve ş efkat gibi şuunatını anladım; iman ederek tasdik ettim ve itiraf ederek bir marifet yolunu daha buldum. ~RN-Şualar/72~ Halıkımızın Sıfatlarına... İlim. İrade. Sem basar. Kudret. Hayat Muhabbet gazap ş efkat.. Ş uunatına

İ man edince tasdik ediyorsun İ tiraf ederek Marifet yolunu buluyorsun insanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi; Hâlık-ı Kâinat'ı tanımak ve ona iman edip ibadet etmektir. Ve o insanın vazife-i fıtratı ve farîza-i zimmeti, marifetullah ve iman-ı billahtır ve iz'an ve yakîn ile vücudunu ve vahdetini tasdik etmektir. -Evet fıtraten daimî bir hayat

ve ebedî yaşamak isteyen ve hadsiz emelleri ve nihayetsiz elemleri bulunan bîçare insana, elbette o hayat-ı ebediyenin üss-ül esası ve anahtarı olan iman-ı billah ve marifetullah ve vesilelerinden başka olan şeyler ve kemalâtlar, o insana nisbeten aşağıdır. Belki, çoğunun kıymetleri yoktur. ~RN-Şualar/100~ İ nsanın vazife-i fıtratı Fariza-i zimmeti Marifetullah ve İ man-ı billahtır Marifetullah iz'an İman-ı billah tasdik Sonra, seyahat-ı fikriyede bulunan o meraklı

ve terakki ile zevki ve ş evki artan dünya yolcusu, bahar bahçesinden bir bahar kadar bir güldeste-i marifet ve iman alıp gelirken; hayvanat ve tuyur âleminin kapısı hakikat-bîn olan aklına ve marifet-aşina olan fikrine açıldı. ~RN-Şualar/116~ Seyahat-ı fikriyede bulununca Meraklı Terakki Zevk-i Ş evki artan Bahar bahçesinden Bir güldeste-i marifet ve iman alıp geliyor Hakikat-bin akıl Marifet-aşina fikir

Seyahat-i fikir Tefekkür Sonra o mütefekkir yolcu her sahifeyi okudukça saadet anahtarı olan imanı kuvvetlenip ve manevî terakkiyatın miftahı olan marifeti ziyadeleşip ve bütün kemalâtın esası ve madeni olan iman-ı billah hakikatı bir derece daha inkişaf edip manevî çok zevkleri ve lezzetleri verdikçe onun merakını şiddetle tahrik ettiğinden; ~RN-Şualar/111~ Saadet anahtarı İ MAN

Manevi terakkiyatın miftahı MARİFET İ man kuvvetlenince Marifet ziyadeleşiyor Nasıl? Tefekkürle Ş u tatlı havftan bir merak neş'et etti. Merakı da: " Acaba beni tecrübe edip ve kendini bana tanıttırmak isteyen ve bu acib yol ile böyle acib bir maksada beni sevkeden kimdir?" İ şte şu merak-ı marifetten, sahib-i tılsımın muhabbeti neş'et etti. ~RN-Nur'un İlk Kapısı/18~ Havftan merak neş'et etti Merak-ı marifetten Muhabbet neş'et ediyor

Diğeri, emr-i tekvinîdir ki, fıtrî kanunlar ile âdetullahın tazammun ettiği emirlerdir. Meselâ ilmin i'tası, manen ameli emrediyor; zekânın i'tası, ilmi emrediyor; istidadın bulunması, zekâyı; aklın verilmesi, marifetullahı; kudretin verilmesi, çalışmayı; cesaretin verilmesi, cihadı manen ve tekvinen emrediyor. *aklın verilmesi, marifetullahı;*......cihadı manen ve tekvinen emrediyor... Hilkatin en yüksek gayesi Fıtratın en yüce neticesi *iman-ı billah* İnsaniyetin en âlî mertebesi Beşeriyetin en büyük makamı İman-ı billah içindeki *marifetullahtır*

Cin en parlak saadeti İnsin en tatlı nimeti *Marifetullah içindeki muhabbetullahtır* Ruh-u beşer için en hâlis sürur Kalb-i insan için en safi sevinç *Muhabbetullah içindeki lezzet-i ruhaniyedir* Gül goncası gibi birbiri içinde iman-ı billah marifetullah muhabbetullah lezzet-i ruhaniye *ALLAH'IN MARİFETİ OLMAZSA* * Evet Onun marifeti olmazsa,* * ulûm evhama tahavvül eder.* * Hikmetler illet ve belalara tebeddül eder.* * Vücud ademe inkılab eder.* * Hayat ölüme* ve * nurlar zulmetlere* ve * lezaiz günahlara tahavvül eder.* *Evet Onun marifeti olmazsa,* * insanın ahbabı ve mal ve mülkü insana a'da ve düşman olurlar.*

* Beka bela olur*, * kemal heba olur,* * ömür heva olur.* * Hayat azab olur*, * akıl ikab olur.* * Âmâl, âlâma inkılab eder.* Mesnevi-i Nuriye - 110 Hem binler dua ve münacatlarından yalnız Cevşen-ül Kebir ile, öyle bir marifet-i Rabbaniye ile, öyle bir derecede Rabbini tavsif ediyor ki; o zamandan beri gelen ehl-i marifet ve ehl-i velayet, telahuk-u efkâr ile beraber, ne o mertebe-i marifete ve ne de o derece-i tavsife yetişememeleri gösteriyor ki, duada dahi onun misli yoktur. RN-Mektubat/217~ Cevşen-ül kebir ile Marifet-i Rabbaniye ile

Rabbini tavsif ediyor Ey aklı hüşyar, kalbi müteyakkız arkadaş! Eğer şu Yirmiikinci Söz'ün başından buraya kadar fehmetmişsen, Oniki Lem'ayı birden elinde tut. Binler elektrik kuvvetinde bir sirac-ı hakikat bularak, Arş-ı A'zamdan uzatılıp gelen âyât-ı Kur'aniyeye yapış. Burak-ı tevfike bin, semavat-ı hakaikte uruc et, arş-ı marifetullaha çık... ~RN-Sözler/310~ Kur'an Arş-ı azamda 12 lem'ayı elinde tut Binler elektrik gücünde Sirac-ı hakikat bularak Kur'an ayetlerine yapış Burak-ı tevfike bin Semavat-ı hakaikte uruc et

Arş-ı marifetullaha çık Demek insan bu âleme ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir. Mahiyet ve istidad itibariyle herşey ilme bağlıdır. Ve bütün ulûm-u hakikiyenin esası ve madeni ve nuru ve ruhu; marifetullahtır ve onun üss-ül esası da iman-ı billahtır. ~RN-Sözler/316~ Ulum-u hakikiyseniz esası Marifetullahtır Madeni

Nuru Ruhu Marifetullahın üss-ül esası İ man-ı billahtır Mesela, güneşe der: "Döner bir siracdır, bir lambadır." Zira güneşten, güneş için mahiyeti için bahsetmiyor. Belki bir nevi intizamın zembereği ve nizamın merkezi olduğundan, intizam ve nizam ise Sâni'in âyine-i *marifeti* olduğundan bahsediyor. Sözler(267) İNTİZAM ve NİZAM ÂYİNE-İ *MARİFETİ* SANİ'İN

Evet bütün hakikî saadet ve hâlis sürur ve ş irin nimet ve safi lezzet elbette marifetullah ve muhabbetullahtadır. Onlar, onsuz olamaz. Cenab-ı Hakk'ı tanıyan ve seven, nihayetsiz saadete, nimete, envâra, esrara; ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır. Onu hakikî tanımayan, sevmeyen ; nihayetsiz şekavete, âlâma ve evhama manen ve maddeten mübtela olur. ~RN-Mektubat/223~

Bütün hakiki saadet Halis sürur Ş irin nimet Safi lezzet. Marifetullah ve muhabbetullahtadır MARİFETİN YERİ... Allah kalbin bâtınını iman ve MARİFET ve muhabbeti için yaratmıştır. Kalbin zahirini, sair şeylere müheyya etmiştir. Risale-i Nur - Hutbe-i Şamiye(139) İNSAN,SIFAT VE ŞUUNATA MARIFET ÖLÇÜSU... insan, nasılki hayat-ı câmiasıyla Zât-ı Zülcelal'in sıfât ve ş uunatına bir mikyas-ı MARİFETTİR ve

cilve-i esmasına bir fihristedir ve şuurlu bir âyinedir bu kâinat, insan için halkedilmiş ve insan ise MARİFET ve muhabbet-i İlahiye için yaratılmış.. MARIFETIN MANİLERİ.. S- Şeytanın kalbinde MARİFET var mıdır? C- Yoktur. Çünki san'at-ı fıtriyesi iktizasınca, kalbi daima idlâl ile telkin için, fikri daima küfrü tasavvur etmekle meşgul olduğundan, kalbinde veya fikrinde boş bir yer MARİFET için kalmıyor. Risale-i Nur - İşârât-ül İ'caz(67) sanki nur-u MARİFET onların kalblerinin kapılarına geldiği zaman kalblerini açıp kabul etmediklerinden, Allah da gazaba gelerek kalblerini hatmetti. Dünyanın âhirete bakan yüzüyle,

esma-i İlahiyeye mukabil olan yüzünü sevmek; sebeb-i noksaniyet değil, belki medar-ı kemaldir ve o iki yüzde ne kadar ileri gitse, daha ziyade ibadet ve marifetullahta ileri gider. Sahabelerin dünyası ise, işte o iki yüzdedir. ~RN-Sözler/495~ Dünyanın ahirete bakan İ ki yüzünde ne kadar ileri gitse Daha ziyade ibadet ve Marifetullahta ileri gider Evet İlm-i Kelâm vasıtasıyla kazanılan marifet-i İlahiye, marifet-i kâmile ve huzur-u tam vermiyor. Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın tarzında olduğu vakit, hem marifet-i tâmmeyi verir, hem huzur-u etemmi kazandırır ki;

inşâallah Risale-i Nur'un bütün eczaları, o Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın cadde-i nuranîsinde birer elektrik lâmbası hizmetini görüyorlar. ~RN-Mektubat/330~ İ lm-i kelam vasıtasıyla kazanılan Marifet-i ilahiyye Huzuru tam vermiyor Kur'an-ı Mu'ciz-ül beyanın Tarzında olduğu vakit Marifet-i tammeyi verir Huzur-u etemmi kazandırır Ş u Otuzüç Pencereli olan Otuzüçüncü Mektub, imanı olmayanı inşâallah imana getirir. İ manı zaîf olanın imanını kuvvetleştirir. İ manı kavî ve taklidî olanın imanını tahkikî yapar. İ manı tahkikî olanın imanını genişlettirir.

İ manı geniş olana bütün kemalât-ı hakikiyenin medarı ve esası olan marifetullahta terakkiyat verir; ~RN-Sözler/690~ Otuzüçüncü mektup İ manı geniş olana Bütün kemalatı-ı hakikiyenin Medarı ve esası Marifetullahta terakkiyat verir Halbuki hakikî lezzet ve muhabbet ve kemal ve fazilet odur ki; gayrın tasavvuruna bina edilmesin, zâtında bulunsun ve bizzât bir hakikat-ı mukarrere olsun. "Lezzet-i vücud ve lezzet-i hayat ve lezzet-i muhabbet ve lezzet-i marifet

ve lezzet-i iman ve lezzet-i beka ve lezzet-i rahmet ve lezzet-i şefkat ve hüsn-ü nur ve hüsn-ü basar ve hüsn-ü kelâm ve hüsn-ü kerem ve hüsn-ü sîret ve hüsn-ü suret ve kemal-i zât ve kemal-i sıfât ve kemal-i ef'al" gibi bizzât meziyetler; gayr olsun olmasın, ş u meziyetler tebeddül etmez. ~RN-Sözler/619~ Meziyet lezzet-i marifet Ve keza nazar ile niyet, mahiyet-i eşyayı tağyir eder. Günahı sevaba,

sevabı günaha kalbeder. Evet niyet âdi bir hareketi ibadete çevirir. Ve gösteriş için yapılan bir ibadeti günaha kalbeder. Maddiyata esbab hesabıyla bakılırsa cehalettir. Allah hesabıyla olursa, marifet-i İlahiyedir. ~RN-Mesnevi-i Nuriye/51~ Nazar ile niyet Mahiyet-i eşyayı tağyir eder Maddiyata esbab hesabıyla bakılırsa Cehalettir Allah hesabıyla olursa Marifet-i ilahidedir Marifet-i ilahiyedir Madem dünya hayatı

ve cismanî yaşayış ve hayvanî hayat böyledir; hayvaniyetten çık, cismaniyeti bırak, kalb ve ruhun derece-i hayatına gir. Tevehhüm ettiğin geniş dünyadan daha geniş bir daire-i hayat, bir âlem-i nur bulursun. İ şte o âlemin anahtarı, marifetullah ve vahdaniyet sırlarını ifade eden "Lâ İlahe İllallah" kelime-i kudsiyesiyle kalbi söylettirmek, ruhu işlettirmektir. ~RN-Mesnevi-i Nuriye/178~ Kalp ve ruhun derece-i hayatına gir O alemin anahtarı Marifetullah ve Vahdaniyet sırlarını ifade efen La ilahe illallah

İ şte o fâsıklar, bu gibi şeylerin arasında şer'an ve tekvinen tesis edilen muvasala hattını kesiyorlar. Meselâ akılları marifetullaha, zekâları ilme küs olduğu gibi; akrabalara ve mü'minlere dahi dargın olup, gidip gelmiyorlar ~RN-İşârât-ül İ'caz/174~ Fasık Akılları marifetullaha küs sanki nur-u marifet onların kalblerinin kapılarına geldiği zaman kalblerini açıp kabul etmediklerinden, Allah da gazaba gelerek kalblerini hatmetti. ~RN-İşârât-ül İ'caz/77~ Nuru marifet kalbe geliyor Marifet-i Sâni' denilen kemalât arşına uzanan

mi'racların usûlü dörttür: Birincisi: Tasfiye ve işraka müesses olan muhakkikîn-i sofiyenin minhacıdır. İkincisi: İmkân ve hudûsa mebni mütekellimînin tarîkıdır. Bu iki asıl, çendan Kur'andan teşa'ub etmişlerdir. Lâkin fikr-i beşer başka surete ifrağ ettiği için uzunlaşmış ve müşkilleşmiş, evhamdan masun kalmamışlar. Üçüncüsü: Şübehat-âlûd hükema mesleğidir. Dördüncüsü ve en birincisi: Belâgat-ı Kur'aniyenin ulvî mertebesini ilân etmekle beraber, cezalet cihetiyle en parlağı ve istikamet cihetiyle en kısası ve vuzuh cihetiyle beşerin umumuna en eşmeli olan mi'rac-ı Kur'anîdir. Hem o arşa çıkmak için dört vesile vardır: İ lham, talim, tasfiye, nazar-ı fikrî.

RN-Mesnevi-i Nuriye/252~ Marifet-i sani denilen Kemalât arşı buraya çıkmak için Vesileler. İ lham. Tasfiye Talim nazar-ı fikri MELEKLERİN GIDA VE LEZZETLERI... Nasıl insan mâ, hava ve ziya ve gıda ile tegaddi edip telezzüz eder Öyle de melekler, zikir ve tesbih ve hamd ve ibadet ve MARİFET ve muhabbetin envârıyla tegaddi edip telezzüz ediyorlar.

Çünki onlar nurdan mahluk oldukları için gıdalarına nur kâfidir. Risale-i Nur - Sözler(353) HAYVANATA DA BENZEYEN AMA MELEKLERDEN DAHA CAMİ OLAN INSAN.. Şu kâinat sarayında bir nevi hademe olan insanlar, hem melaikeye benzer, hem hayvanata benzer. Melaikeye, ubudiyet-i külliyede, nezaretin şümulünde MARIFETİN ihatasında, rububiyetin dellâllığında meleklere benzer. Belki insan daha câmi'dir. Sözler - 357 RUHUN DERECE-İ HAYATI VE MARIFETULLAH.. hayvaniyetten çık, cismaniyeti bırak, kalb ve ruhun derece-i hayatına gir. Tevehhüm ettiğin geniş dünyadan daha geniş bir daire-i hayat,

bir âlem-i nur bulursun. İşte o âlemin anahtarı, MARİFETULLAH ve vahdaniyet sırlarını ifade eden "LÂ İLAHE İLLALLAH" kelime-i kudsiyesiyle kalbi söylettirmek, ruhu işlettirmektir. Risale-i Nur - Lem'alar(137) CÜZ'İYETTEN MUHIT BIR NURA... hayatı sana vermekle, cüz'iyetten bir nevi külliyete ve insaniyeti vermekle hakikî külliyete ve İ slâmiyeti vermekle ulvî ve nurani bir külliyete ve MARİFET ve } muhabbeti vermekle} muhit bir nura seni çıkarmış. Risale-i Nur - Sözler(360) İNSANIN NIHAYETSIZ IZDIRABI... İ mahiyet-i insaniyedeki merak ve taleb-i hakikat cihetinden gelen

nihayetsiz ızdırabdan kurtaracak yalnız tevhid-i Hâlık ve MARİFET-i İlahiyedir. Risale-i Nur - Sözler(662) KUR'AN-I HAKÎM'DEN DOGRUDAN, VERASET-İ NÜBÜVVET SIRRIYLA ALINAN MARİFET.. Muhyiddin-i Arabî'nin nazarına, Fahreddin-i Râzî'nin İ lm-i Kelâm vasıtasıyla aldığı MARIFETULLAH ne kadar noksan görülüyor; öyle de; tasavvuf mesleğiyle alınan MARİFET dahi, Kur'an-ı Hakîm'den doğrudan doğruya veraset-i nübüvvet sırrıyla alınan MARIFETE nisbeten o kadar noksandır. VERASET-İ NÜBUVVET SIRRIYLA, HERŞEYDEN MARIFET PENCERESI AÇAR... Kur'an-ı Hakîm'den alınan MARİFET ise, huzur-u daimîyi vermekle beraber, ne kâinatı mahkûm-u adem eder,

ne de nisyan-ı mutlakta hapseder. Belki başıbozukluktan çıkarıp, Cenab-ı Hak namına istihdam eder. Herşey mir'at-ı MARIFET olur. Herşeyde Cenab-ı Hakk'ın MARIFETINE bir pencere açar. Risale-i Nur - Mektubat(331) İNSANIN IZDIRABINA TAM BIR MARIFET VE KUR'AN'IN TARZI... İlm-i Kelâm vasıtasıyla kazanılan MARIFET-i İlahiye, MARİFET-i kâmile ve huzur-u tam vermiyor. Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın tarzında olduğu vakit, hem MARIFET-i tâmmeyi verir, hem huzur-u etemmi kazandırır ki; KUR'AN'IN TARZI (VERASET-İ NÜBÜVVET SIRRI) R.NURLARIN ECZALARINDA... inşâallah Risale-i Nur'un bütün eczaları, o Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın cadde-i nuranîsinde birer elektrik lâmbası hizmetini görüyorlar. Risale-i Nur - Mektubat(330)

"Bütün ilimlerin ve marifetlerin ve kemalât-ı insaniyenin en büyüğü imandır ve iman-ı tahkikîden gelen tafsilli ve bürhanlı marifet-i kudsiyedir" diye ehl-i hakikat ittifak etmişler. ~RN-Sikke-i Tasdiki Gaybî/217~ Kemalât-ı insaniyenin En büyüğü İMAN Ve iman-ı tahkikiden gelen. Tafsilli. Bürhanlı Marifet-i kudsiyedir TEFEKKÜR Ş u tatlı *havftan* bir merak neş'et etti. Merakı da: "Acaba beni tecrübe edip ve kendini bana tanıttırmak isteyen ve bu acib yol ile böyle acib bir maksada beni sevkeden kimdir?"

İ şte şu *merak-ı marifetten*, sahib-i tılsımın muhabbeti neş'et etti. Nurun İlk Kapısı - 18 Cenab-ı hakka olan muhabbetin sebebi merak-ı marifet ve marifetullah, Demek marifetullah ilmi eksik ise Cenab-ı hakka, hakiki muhabbeti göstermiyoruz demektir. Evet onun marifetiyle elemler lezzetlere inkılab eder. Mesnevî / Hubab / 110 Acizane anladığım, Mesela bir elem yaşadım Kimden geldiğini Neden geldiğini ve Mükafatını *BİLİNCE* O elem LEZZETE dönüşüyor...

Tevhid ve marifet kalbin kullanma kılavuzu hükmündedir, kılavuza göre hareket edilmez ise kalp adi ve basit şeyler içinde boğulup gider. Kalbin o muazzam genişliği tevhid ve marifet olmaz ise basit ve adi bir mahlukta meccanen söner gider ve manasını yitirir. Tevhid ve marifet kalbi sahibine yöneltmesi noktasından kalbe yardım edip rehber oluyor. Nasıl tevhid ve marifet akla rehber olduğu zaman her şeyde Allah ı bulduruyor ise aynı tevhid ve marifet kalbe rehber olduğu zaman da kalbi kainatın dağınıklığından ve mecazi aşklarından kurtarıp Allah a yöneltiyor. MÜZAKERE Meselâ ilmin i'tası, manen ameli emrediyor; zekânın i'tası, ilmi emrediyor; istidadın bulunması, zekâyı; *aklın verilmesi, marifetullahı;* kudretin verilmesi, çalışmayı; cesaretin verilmesi, cihadı *manen ve tekvinen emrediyor*. İşarat-ül İ'caz - 174 Çok güzel Aklın kıblesi marifetullah

MâşâAllâh şöyle diyebilirmiyiz seyhan? *Allah'ı tanımayla* * akıl kıblesinde...* *Allah'a Ibâdet etmekle* *irâde kıbleside...* *Allah'ı sevmekle* *kalb kıblesinde* *Allah'ı tefekkür ile* *Latîfeler* *kıblesinde...* *Tek Kıble ALLAH* Kur'an-ı Hakîm'den alınan *marifet* ise huzur-u daimîyi vermekle beraber, ne kâinatı mahkûm-u adem eder, ne de nisyan-ı mutlakta hapseder. Belki başıbozukluktan çıkarıp

Cenab-ı Hak namına istihdam eder. Her şey mir'at-ı *marifet* olur. Her şeyde Cenab-ı Hakk'ın *marifetine* bir pencere açar. Mektubat(371-372) KURAN'I HAKÎM'DEN ALINAN *MARİFET* Huzuru daimîyi verir KÂİNATI Mahkûm-u ademden ve Nisyan-ı mutlaktan ve Başıbozukluktan çıkarır Cenab-ı Hakk namına istihdam eder Mirat-ı *marifet* olur Cenab-ı Hakk'ın *marifetine* pencere açar

*Mirat- ı marifet Gösteren ve gösterdiği şeyi (bakan kişinin)meratibine göre Esma i ilahiyle inşa eden Kainat ayna Yaratılanlar mirat Tefekkür pencere Şöyle de diyebiliriz... KAINAT Mirat HERBİRŞEY pencere Çünki MİRAT toprak gibidir...yani o miratta inşa ve ihya edilerek yansıma olur...ayna gibi sureti göstermez... ÜÇ MERTEBE Hem Muhyiddin-i Arabî'nin nazarına,

Fahreddin-i Râzî'nin İ lm-i Kelâm vasıtasıyla aldığı marifetullah ne kadar noksan görülüyor; öyle de; tasavvuf mesleğiyle alınan marifet dahi, Kur'an-ı Hakîm'den doğrudan doğruya veraset-i nübüvvet sırrıyla alınan marifete nisbeten o kadar noksandır. İ FRATI Çünki Muhyiddin-i Arabî mesleği, huzur-u daimîyi kazanmak için ه و ا ا ل ا م و ا ج ود ل ا deyip, kâinatın vücudunu inkâr edecek bir tarza kadar gelmiş.

TEFRİTİ Ve sairleri ise, yine huzur-u daimîyi kazanmak için ه و ا ا ل ا ا م ش ه ود ل ا deyip, kâinatı nisyan-ı mutlak altına almak gibi acib bir tarza girmişler. VASATI Kur'an-ı Hakîm'den alınan marifet ise, huzur-u daimîyi vermekle beraber, ne kâinatı mahkûm-u adem eder, ne de nisyan-ı mutlakta hapseder. Belki başıbozukluktan çıkarıp, Cenab-ı Hak namına istihdam eder. Herşey mir'at-ı marifet olur. ك ر د گ ار ا م ع ر ف ت ا ا ز ا د ف ت ر يس ت ا و ر ق ى ه ر ا ه وش ي ار ا ن ظ ر ا د ر ا gibi: Sa'dî-i Şirazî'nin dediği Herşeyde Cenab-ı Hakk'ın

marifetine bir pencere açar. 26.Mektub/4.Mebhas/2.M. GÖRÜNÜŞ Dimağda İ lim Vicdanda Marifetullah Ruhda Lezzet-i ruhaniye Eylemde Herşey mir'at-ı marifet olur. Herşeyde Cenab-ı Hakk'ın marifetine bir pencere açar. MARİFETİN Evveli İ man-ı billah Ahiri Muhabbetullah Zahiri İ lim Batını Tahkikî iman TOPLAMA Niçin Cenab-ı Hakk'ın sıfât ve esmasının marifeti, enaniyete bağlıdır? ELCEVAB:

Çünki mutlak ve muhit bir şeyin hududu ve nihayeti olmadığı için, ona bir şekil verilmez ve üstüne bir suret ve bir taayyün vermek için hükmedilmez, mahiyeti ne olduğu anlaşılmaz. Meselâ: Zulmetsiz daimî bir ziya, bilinmez ve hissedilmez. Ne vakit hakikî veya vehmî bir karanlık ile bir had çekilse, o vakit bilinir. İ şte Cenab-ı Hakk'ın ilim ve kudret, Hakîm ve Rahîm gibi sıfât ve esması; muhit,

hududsuz, ş eriksiz olduğu için onlara hükmedilmez ve ne oldukları bilinmez ve hissolunmaz. Öyle ise hakikî nihayet ve hadleri olmadığından, farazî ve vehmî bir haddi çizmek lâzım geliyor. Onu da enaniyet yapar. ~RN-Sözler/536~ Ş imdi dünyayı tahkir edenler dört sınıftır: Birincisi: Ehl-i marifettir ki, Cenab-ı Hakk'ın marifetine ve muhabbet ve ibadetine sed çektiği için tahkir eder. İkincisi:

Ehl-i âhirettir ki; ya dünyanın zarurî işleri onları amel-i uhrevîden men'ettiği için veyahut şuhud derecesinde iman ile Cennet'in kemalât ve mehasinine nisbeten dünyayı çirkin görür. Evet Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm'a güzel bir adam nisbet edilse, yine çirkin göründüğü gibi; dünyanın ne kadar kıymetdar mehasini varsa, Cennet'in mehasinine nisbet edilse, hiç hükmündedir. Üçüncüsü: Dünyayı tahkir eder. Çünki eline geçmez. Ş u tahkir, dünyanın nefretinden gelmiyor; muhabbetinden ileri geliyor. Dördüncüsü:

Dünyayı tahkir eder. Zira dünya, eline geçiyor. Fakat durmuyor, gidiyor. O da kızıyor. Teselli bulmak için tahkir eder. "Pistir" der. Ş u tahkir ise; o da, dünyanın muhabbetinden ileri geliyor. Halbuki makbul tahkir odur ki, hubb-u âhiretten ve marifetullahın muhabbetinden ileri gelir. ~RN-Sözler/626~ Evet fikr-i san'at, meyl-i marifet, kesretten çıkar ~RN-Sünuhat Tüluhat İşârat/65~ Vicdanın* anasır-ı erbaası ve ruhun* dört havâssı olan irade,

zihin, his, latîfe-i Rabbaniye, herbirinin bir gayatü'l-gayatı var: İ radenin ibadetullahtır. Zihnin marifetullahtır. Hissin muhabbetullahtır. Latîfenin müşahedetullahtır. Takva denilen ibadet-i kâmile*, dördünü tazammun eder. Şeriat şunları hem *tenmiye*, hem *tehzib*, hem bu *gayatü'l-gayata* sevkeder. Hutbe-i Şamiye - 136 ONUNCU NOTA: Bil ey gafil, müşevveş ( Nursena) Said! Cenab-ı Hakk'ın nur-u marifetine yetişmek ve bakmak ve âyât ve şahidlerin âyinelerinde cilvelerini görmek ve berahin ve deliller mesamatıyla temaşa etmek iktiza ediyor ki; senin üstünden geçen, kalbine gelen ve aklına görünen herbir nuru tenkid parmaklarıyla yoklama ve tereddüd eliyle tenkid etme! Sana ışıklanan bir nuru tutmak için elini uzatma; belki gaflet esbabından tecerrüd et, onlara müteveccih ol,

dur. Çünki ben müşahede ettim ki: Marifetullahın şahidleri, bürhanları üç çeşittir. Bir kısmı: Su gibidir;... Lemalar/128... ve madem bu kâinat, insan için halkedilmiş ve insan ise marifet ve muhabbet-i İlahiye için yaratılmış... Lemalar/306 Kat'iyyen bil ki:* Hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi * iman-ı billahtır. Ve *insaniyetin en âlî mertebesi ve beşeriyetin en büyük makamı,* iman-ı billah içindeki *marifetullahtır.* Cin ve insin *en parlak saadeti ve en tatlı nimeti, o marifetullah içindeki* muhabbetullahtır. Ve *ruh-u beşer* için en hâlis sürur ve *kalb-i insan* için en safi sevinç, o muhabbetullah içindeki *lezzet-i ruhaniyedir.* Mektubat - 222 Ey arkadaş! Kur'an-ı Kerim tarih, coğrafya muallimi değildir. Ancak âlemin nizam ve intizamından bahisle, Sâni'in marifet ve azametini

cumhur-u nâsa ders veren mürşid bir kitabdır. Binaenaleyh bunda iki makam vardır:... İşarat - ul i'caz /188 S- Şeytanın kalbinde *marifet* var mıdır? C- *Yoktur*. Çünki san'at-ı fıtriyesi iktizasınca, kalbi daima idlâl ile telkin için, fikri daima küfrü tasavvur etmekle meşgul olduğundan, *kalbinde veya fikrinde boş bir yer MARİFET için kalmıyor.* İşarat-ül İ'caz - 67 Vicdanın anasır-ı erbaası ve ruhun dört havâssı olan irade, zihin, his, latife-i Rabbaniye, herbirinin bir gayat-ül gayatı var: İradenin ibadetullahtır. Zihnin *marifetullahtır.* Hissin muhabbetullahtır. Latifenin müşahedetullahtır. Takva denilen ibadet-i kâmile, dördünü tazammun eder. *Şeriat* şunları hem *tenmiye, hem tehzib, hem bu gayat-ül gayata* sevkeder. Hutbe-i Şamiye - 136...!!Fakat Kur'anın mu'cizekâr cadde-i kübrasının gösterdiği hakaik-i imaniye

ve *marifet-i kudsiye*; o ülema ve evliyanın pek çok fevkinde bir kuvvet ve yüksekliktedir. İşte Risale-i Nur bu câmi' ve küllî ve yüksek cadde-i saadeti ve mi'rac-ı marifeti tefsir edip, bin seneden beri Kur'an aleyhine ve İslâmiyet ve insaniyet zararına ve adem âlemleri hesabına tahribatçı küllî cereyanlara karşı Kur'an ve iman namına mukabele ediyor, müdafaa ediyor.... Miftah- ul İman/93 binlerce *musibet* ve *müzahamelere* karşı yegâne nokta-i istinad yine *marifet-i Sâni'dir.* Mesnevi-i Nuriye - 255 Yazılan Sözler tasavvur değil tasdiktir; teslim değil, imandır; marifet değil,

şehadettir, şuhuddur; taklid değil tahkiktir; iltizam değil, iz'andır; tasavvuf değil hakikattır; dava değil, dava içinde bürhandır. Sikke-i Tasdiki Gaybi 232 Fakat haşrin meratibi var. Bir kısmına iman farzdır, marifeti lâzımdır. Diğer kısmı, terakkiyat-ı ruhiye ve fikriyenin derecatına göre görünür. Ve ilim ve marifeti lâzım olur.

RN-Sözler/614~ Evet İlm-i Kelâm vasıtasıyla kazanılan marifet-i İlahiye, marifet-i kâmile ve huzur-u tam vermiyor. Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın tarzında olduğu vakit, hem marifet-i tâmmeyi verir, hem huzur-u etemmi kazandırır ki; inşâallah Risale-i Nur'un bütün eczaları, o Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın cadde-i nuranîsinde birer elektrik lâmbası hizmetini görüyorlar. Hem Muhyiddin-i Arabî'nin nazarına, Fahreddin-i Râzî'nin İ lm-i Kelâm vasıtasıyla aldığı marifetullah ne kadar noksan görülüyor; öyle de; tasavvuf mesleğiyle alınan marifet dahi, Kur'an-ı Hakîm'den doğrudan doğruya veraset-i nübüvvet sırrıyla alınan marifete nisbeten

o kadar noksandır. Çünki Muhyiddin-i Arabî mesleği, huzur-u daimîyi kazanmak için ه و ا ا ل ا م و ا ا ج ود ل ا deyip, kâinatın vücudunu inkâr edecek bir tarza kadar gelmiş. Ve sairleri ise, yine huzur-u daimîyi kazanmak için ه و ا ا ل ا ا م ش ه ود ل ا deyip, kâinatı nisyan-ı mutlak altına almak gibi acib bir tarza girmişler. Kur'an-ı Hakîm'den alınan marifet ise, huzur-u daimîyi vermekle beraber, ne kâinatı mahkûm-u adem eder, ne de nisyan-ı mutlakta hapseder. Belki başıbozukluktan çıkarıp, Cenab-ı Hak namına istihdam eder.

ا ز ا د ف ت ر يس ت ا و ر ق ى ه ر ا ه وش ي ار ا ن ظ ر ا د ر ا gibi: Herşey mir'at-ı marifet olur. Sa'dî-i Şirazî'nin dediği ك ر د گ ار ا م ع ر ف ت ا Herşeyde Cenab-ı Hakk'ın marifetine bir pencere açar. 26.Mektub/4.Mebhas/2.M. YAZI ÇALIŞMALARI