işçi bülteni OSB -İ M E S Haramilerin saltanatına son vermek işçi sınıfının elinde! IMF ve Dünya Bankası nın İstanbul çıkarması

Benzer belgeler
İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi

Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler.

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

SUNUŞ. Birleşik Metal İşçileri Sendikası Genel Yönetim Kurulu

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2

Arka Plan: Mücadeleleri Birleştirelim!

Destek Personeli Eğitimleri

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BİRLEŞİK METAL İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI ADNAN SERDAROĞLU NUN 2011 MESS GREVLERİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. BASIN ÇALIġMALARI

7. dönem çalışma raporu TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI. EMO Kocaeli Şubesi 146

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

DÜNYA DA BARIŞ İSTİYORUZ!

MAYIS 2010 YAŞASIN 1 MAYIS ALANLARDAYIZ!


işçi bülteni Entes te direniş var! OSB -İ M E S

METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ

Maaşlarımıza Ek Artış İstiyoruz!

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ÇALIŞMA DÖNEMİNDE ANKARA İKK ÇALIŞMALARI

Ocak / January Temmuz / July 1985

işçi bülteni OSB -İ M E S 01 Şubat Pazar Saat : 11:00 Yıldız 1 Düğün Salonu

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Emeğin Örgütlenmesi

İşyerini işgal eden ERT işçileriyle röportaj

İşyeri Temsilcileri Rehberi

10SORUDA AİLE SİGORTASI

Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver!

İlerici Kadınlar Kimdir?

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

işçi bülteni OSB -İ M E S Asalak patronlardan hesap sormak, kölece çalışma koşullarını parçalamak için metal işçilerinin birliğini örgütleyelim

Sorunların Merkezinde Öğretmenler Değil, Eğitimi Ticarileştiren Politikalar Bulunuyor!

ONUR BAKIR HAKLARIMIZ VAR! İŞÇİ KADINLAR SORUYOR, EKMEK VE GÜL YANITLIYOR yılından 100 soru ve 100 yanıtta kadın işçilerin hakları

GÜVENCESİZ ÇALIŞMA NEDİR?

Metalde grev süreci hangi fabrikalarda başlıyor?

Ocak / January Temmuz / July 1985

Ocak / January Temmuz / July 1985

SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER EYLEM VE ETKİNLİKLER

Ev işçileri sendikalaşıyor

Şahsım ve Öz Taşıma İş Sendikası adına sizleri saygıyla selamlıyorum.

DEVRİMCİ İLETİŞİM VE ÇAĞRI MERKEZİ ÇALIŞANLARI SENDİKASI TANITIM BROŞÜRÜ

Daha güçlü bir Birleşik Metal-İş için İleri!..

YİSAD Üyelerinden Çanakkale Şehitliği ne ziyaret Ağustos 2012 / Demir Çelik Store

Ocak / January Temmuz / July 1985

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM

Ocak / January Temmuz / July 1985

Ocak / January Temmuz / July 1985

Olmazsa Olmaz Sosyal Güvenlik

Basından 27 Ekim - 2 Kasım Bütçe

MEMURUN HAYATI BORÇ ÖDEMEKLE GEÇİYOR! Yazar Editör Pazartesi, 20 Ocak :48

Buca da kadınlar yalnız değil Çaresiz Değiliz Çare Biziz

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

Number of workers (T) union members (S),their ratio (S/T) for each half year from January 1984 to July Ocak / January Temmuz / July 1985

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ocak / January Temmuz / July , ,992 24,009 25,142 26,003 32,581 41,462 46,587

YOL, YAPI, ALTYAPI, BAYINDIRLIK VE TAPU KADASTRO KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI

Asgari ücret ve Ocak ayı zamları belirleniyor. Taraf olmazsak sadakaya mahkum kalırız!

Ocak / January Temmuz / July 1985

Esenyurt İşçi Bülteni

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Ocak / January Temmuz / July 1985

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

Bölüm 18. Demokrasi Mücadelesinde Odamız

İsviçreli siyasetçi ve örgütler: Diktatörlüğe karşı Kürtlerle dayanışma büyütmeli

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

Birleşik Metal İş Sendikası üyesi işçilerin % 92,4 ü erkek, % 7,6 sı kadındır.

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

Başlamadan, önce KMO Yönetim Kurulu ve şahsım adına sizleri sevgi ve saygı ile selamlarım.

ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

Ocak / January Temmuz / July 1985

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

Ocak 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

fiç N N YASAL HAKLARI

ELEKTRİK BEDELİNDE TRT PAYININ KALDIRILMASI EKONOMİK KRİZİ ÖNLER Mİ?

KADIN EMEKÇ LER N TALEPLER...

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığında Basın Açıklaması Gerçekleştirdik!

Konumuz sol içi cinayetler, özel olarak da Acilciler bünyesindeki cinayetler

Transkript:

OSB -İ M E S işçi bülteni İşçi Bülteni Özel Sayı 489 EKİM 2009 IMF ve Dünya Bankası nın İstanbul çıkarması Haramilerin saltanatına son vermek işçi sınıfının elinde! Dünyayı saran kapitalizmin krizi devam ediyor. Krizin etkileri arttıkça patronlar ve onların temsilcisi hükümetler işçi-emekçilere yönelik saldırılarını arttırıyorlar. Sıfır zam dayatmalarıyla, ücretlerin düşürülmesiyle, işçi çıkarmalarla, tüketim mallarına yapılan fahiş zamlar vb. uygulamalarla kendi yarattıkları krizin bedelini biz işçi-emekçilere ödetmeye çalışıyorlar. Kriz bahane edilerek işsizlik fonu yağmalanıyor, kıdem tazminatı hakkımız elimizden alınıyor. İşsiz sayısı her geçen gün biraz daha artarak işsizler ordusu çoğalıyor. Patronlar krizi fırsata çevirmenin hesabını yaparken ve bu doğrultuda adımlarını hızlandırırken bizlere reva görülen yine açlık ve sefalet oluyor. İşte tam da böyle bir zamanda emperyalist-kapitalist sistemin iki mali kuruluşu IMF (Uluslararası Para Fonu) ve Dünya Bankası (DB) zirvesi Türkiye de toplanıyor. İşçi ve emekçi halkların düşmanı bu iki emperyalist suç örgütü, işçi sınıfı ve emekçilerin sömürüsünü katmerleştirmek ve bizleri daha fazla açlık ve sefalete mahkum etmek için zirvelerini İstanbul da gerçekleştirdiler. 1-7 Ekim tarihlerinde İstanbul da toplanan IMF-DB zirvesi soframızdaki son ekmeğe el koymak için bir araya geldi ve bu amaç doğrultusunda çeşitli toplantılar düzenledi. Bu zamana kadar el attıkları her ülkeyi sermayenin çıkarları doğrultusunda talan eden bu haydut takımı Türkiye deki işbirlikçileri tarafından saygıyla karşılandı. İstanbul un koca bir bölgesi işçiemekçilerin kanıyla beslenen bu haydutların güvenliği için güvenlik kordonu altına alındı, yollar trafiğe kapatıldı. Aynı zamanda ABD haricinde ilk defa başka bir ülkede ikinci

zirvesini gerçekleştiren emperyalist haydutların Türkiye ye gelmeleri bir bütün olarak sermaye devleti ve onun sözcüleri tarafından övgüye konu edildi. Emperyalizmin iki mali kuruluşu olan IMF ve DB on yıllarca işçi-emekçileri azgın sömürü koşullarına mahkum etmiştir ve etmeye devam etmektedir. Ve bugün her ne kadar ekonomimiz sağlam ve her şey yolunda denilerek pembe bir tablo çizilmeye çalışılsa da Türkiye de ki krizin etkileri artmaya devam etmektedir. Böyle bir dönemde IMF ve DB zirvesinin Türkiye de toplanması boşuna değildir. ABD nin etkin taşeronu olarak Türkiye önemli bir yerde durmaktadır ve son dönemde önemli roller üstlenmeye hazırlanmaktadır. Her ne kadar AKP IMF ile yapılması düşünülen anlaşmayı imzalamamış olsa da bu zamana kadar Türkiye de IMF programı uygulanmıştır ve uygulanmaya devam etmektedir. Bu da her geçen gün bizlerin sömürüsünün katmerleşmesi anlamına gelmektedir. IMF ve Dünya Bankası nın ortaya koymuş olduğu politikalar bu zamana kadar işçi ve emekçilere yıkım, açlık, sefalet ve sosyal hakların gaspından başka hiçbir şey getirmedi. Kısaca IMF tarihine bakıldığında bu açık bir şekilde görülmektedir. IMF İkinci Dünya savaşının ardından bir araya gelen emperyalistlerin ekonomik alandaki politikalarının bir parçasıdır. Emperyalistler dünya üzerindeki zenginlikleri paylaşmak için az gelişmiş ülkeleri IMF aracılığı ile kendilerine bağımlı hale getirmişlerdir. Az gelişmiş ülkelerin bir taraftan doğal zenginliklerine ve diğer ürettiği zenginliklere el konulurken, bir taraftan da bu ülkeleri borç bataklığına sürükleyerek kendilerine bağlamışlardır. Bu kurumlar eliyle ortaya konulan ve sermaye hükümetlerinin hayata geçirdikleri uygulamalarla KİT ler özelleştirilmiş, maaşlarımız düşürülmüş, sosyal güvencemiz elimizden alınmış, işsizlik artmış 2 ve işçi-emekçiler için yıkım demek olan birçok kölelik yasası hayata geçirilmiştir ve geçirilmeye devam etmektedir. Bu zamana kadar bizlere bir kurtuluş olarak gösterilen IMF reçeteleri sefaletin artmasından, sömürünün katmerleşmesinden başka bir şey getirmedi ve getirmeyecek de. Sömürü üzerine kurulu bir sistem olan emperyalist-kapitalizm ve onun kurumları, işçi ve emekçilerin sömürüsü üzerinden sistemin devamını sağlıyor. Böyle bir işleyiş içerisinde IMF-DB gibi emperyalist kurumların ve onların programlarını uygulayan hükümetlerin sermayenin çıkarları doğrultusunda işçiemekçiler için yıkım demek olan yasaları çıkarmaları kaçınılmaz bir durumdur. Bu zamana kadar hayata geçirilen uygulamalara bakıldığında bu açık bir şekilde görülmektedir. Bizzat bugün yaşamakta olduğumuz koşullar bunun en açık ve net bir göstergesidir. Ülkemizde asgari ücret açlık sınırının altındadır ve sosyal haklarımız her geçen gün elimizden alınmaktadır. Sessiz kaldığımız her geçen günde yaşadığımız koşullar daha da kötüleşecektir. Patronlar krizi fırsata çevirip servetlerine servet katmaktalar. IMF-DB temsilcileri ve patronlar bizim yaşam koşullarımızı belirleyecek kararlar almaktadırlar. Sermaye hükümetleri alınan kararları uygulamaya koymakta ve bizleri açlığa mahkum etmektedir. Tüm bunları durdurmak, bize reva görülen açlığı ve sefaleti parçalamak, sömürü sistemine son vermek ise bizim elimizde. Emperyalistlerle Açık-Gizli Tüm Anlaşmalar İptal Edilsin! Emperyalist Mali Kuruluşlarla Kölece İlişkilere Son! Krizin Faturası Kapitalistlere! Kahrolsun Ücretli Kölelik Düzeni!

Kobatan: Emperyalist haydutlara geçit vermeyeceğiz! Entes direnişçisi Gülistan Kobatan, direnişinin 139. gününde İstanbul Levent teki Kanyon Alışveriş Merkezi ndeki Dünya Bankası Ofisi önünde eylemdeydi. Kapitalizmin krizine karşı başlattığı direnişin 139. gününde, 6-7 Ekim de İstanbul da gerçekleşecek olan IMF ve Dünya Bankası Zirvesi ne karşı basın açıklaması gerçekleştiren Gülistan Kobatan, emperyalist haydutlara geçit vermeyeceğiz! dedi. OSB-İMES İşçileri Derneği üyelerinin de katıldığı eylemde Emperyalist haydutlara geçit vermeyeceğiz! IMF DB defol! / Direnen Entes İşçisi pankartını açan işçiler Emperyalizm yenilecek direnen işçiler kazanacak!, Krizin faturası kapitalistlere!, IMF - DB defol!, Emperyalist haydutlara geçit vermeyeceğiz! / OSB İMES İşçileri Derneği dövizlerini taşıdılar. Basın açıklaması öncesinde OSB İMES İşçileri Derneği adına yapılan konuşmada patronların, krizin bedelini işçilere ödetmek istediği belirtilerek, Gülistan Kobatan ın krizin bedelini ödememek için 139 gündür direndiği söylendi. Kapitalist krizin faturasını işçi ve emekçilere ödetmek için toplanan IMF ve Dünya Bankası nı protesto etmek için Kobatan ın bugün burada olduğu ifade edildi. Yapılan konuşmanın ardından Gülistan Kobatan basın açıklamasını okudu. Kobatan yaptığı açıklamada, kapitalizmin işçi ve emekçilere dayattığı açlık, sefalet ve vahşetin tüm dünya ölçeğinde katmerleşerek büyüdüğünü, hak arama mücadelesinde işçi ve emekçilere uygulanan faşist baskı ve terörünün de her geçen gün arttığını ifade etti. Ülkedeki onmilyonlarca işçi ve emekçinin de kapitalizmin dayattığı sefalet ve vahşetten nasibini fazlasıyla aldığını söyleyen Kobatan, sermaye sınıfının saldırılarına karşı direnen işçi ve emekçilerin baskı ve yıldırma politikalarına maruz kaldığını ancak, birçok direnişin mücadele kararlılığı ile devam ettiğini söyledi. Kobatan, uluslararası sermayenin efendilerinin en has iki kurumu olan IMF ve Dünya Bankası nın tek amacının, emperyalist efendilerden aldıkları sömürü ve talan direktiflerini, emekçi sınıflar üzerinde tahakküm kurmuş olan sermaye sınıfları ile işbirliği yaparak hayata geçirmek, sömürü ve sefaletin daha da artmasını sağlamak olduğunu belirtti Bu işbirliğinin sonuçları her zaman olduğu gibi yine açlık, sefalet ve vahşet olacaktır diyen Kobatan, açıklamanın sonunda şunları ifade etti: Emekçi kardeşler! Bu sömürü düzenini yıkmak ve sınıfsız, sömürüsüz bir dünya kurmak, yani sosyalizmi kurmak, tarihin, biz işçi ve emekçi sınıflara verdiği büyük tarihsel bir sorumluluktur. Biz gücümüzü yüz milyonlarca, milyarlarca emekçinin haklı davasından alıyoruz. Ve bu güç, nasırlı ellerimizdedir. Türkiye işçi sınıfı ve emekçiler emperyalistlere, onun yağma kurumlarına ve işbirlikçilerine hak ettikleri cevabı hep birlikte haykırmalıdır. IMF ve Dünya Bankası defol! İşçilerin birliği sermayeyi yenecek! 3

Sinteri İMF ziyaret etti Metal İşçileri Kurultayına Hazırlanıyoruz Direnişin 289. gününde Sinter metal Kasım ayında yapılacak olan Metal İşçileri işçilerine IMF ziyareti Kurultayı na Ümraniye den metal işçileri IMF (Uluslararası Metal İşçileri olarak hazırlanıyoruz. Hazırlık kampanyası Federasyonu) Genel Sekreteri Jyrki RAINA çerçevesinde her Perşembe OSB-İMES Türkiye de sendikal işleyişi gözlemlemeye İşçileri Derneği nde bir araya gelerek geldi. Birleşik Metal-İş sendikasında hazırlıklarımızı gözden geçiriyoruz. örgütlenen metal işçilerini fabrikalarında Bu ay içinde hazırlık çerçevesinde ziyaret ettikten sonra 289. gündür direnişte olan Sinter metal işçilerine de ziyaret ilk olarak Metal işçilerinin sorunları: gerçekleştirdi. İlk olarak Adnan Serdaroğlu ile Esnek çalışma ve Taşeronlaşma konulu fabrika önünde bir söyleşi gerçekleştirdikten seminer gerçekleştirildi. Kısa bir sunumun sonra, direnişteki işçilerin yaşadıklarını ve ardından işyerlerinde yaşanan örneklerle direnişte oluşan sorunları, direnişçi işçilerin tartışmalar yürütüldü. İkinci olarak İMF bire bir ağzından dinledi. ve Metal İşçileri konulu bir seminer Sinter metal işçileri, fabrika büyüdükçe gerçekleştirdik. Kısa birer sunum yapılan baskıların, sömürünün arttığını ve bunun seminerde İMF nin işçilerin çalışma ve sonucunda örgütlendiklerini anlattılar. yaşam koşullarının belirlenmesinde ve ücretli Davanın uzamasından söz ederek Türkiye deki kölelik düzenindeki işlevi üzerine tartışmalar hukuki sürecin çarpıklığını anlattılar. yürütüldü. IMF genel sekreteri; Sinter metalin bağlı olduğu firmalarla sendikal örgüt Bunların yanı sıra İMF-DB Defol, bazında bir bağlarının olmadığını, ana Açlık, yoksulluk ve savaş İSTEMİYORUZ!, firmalarla bağlantılarının olduğunu fakat Köleliğin Mimarları İMF-DB Defol Sinter metalin ilişkide olduğu fabrikaların şiarların yer aldığı afişlerimizi sanayi IMF ile bağlantılarının olmadığını bu bölgesine ve merkezi yerlere yaptık. yüzden bir baskı oluşturulamadığını anlattı. Çıkardığımız Haramilerin saltanatına Uzayan dava yüzünden mali sıkıntı çeken karşı işçi-emekçi barikatlarına! başlıklı Sinter metal işçilerine yalnızca mali destek bildirimizi fabrikalara dağıttık. Fabrika ve örgütleyebileceklerini söylediler. işçilere yönelik olan anketlerimizi yapmayı Ziyaret sırasında Yaşasın sınıf sürdürüyoruz. dayanışması! sloganı atıldı. Metal İşçileri Kurultayı Aynı zamanda Hollanda haber kanalı Nos Journal de işçilerle röportaj gerçekleştirdi. Ümraniye Hazırlık Komitesi 4

Entes Direniş Güncesinden 117. gün Metal işçileri kurultay hazırlık komitesi ilk adımı atmış oldu ve direniş yerine nöbete geldi. Bundan böyle her pazartesi kurultay hazırlık komitesinden bir kişi Entes nöbetine gelecek. Öğle yemeğimi de karşılayan Metal işçileri kurultayı hazırlık komitesine buradan teşekkürlerimi iletiyorum. 126. gün Bugün emekçi kadın komisyonları nöbetteydi. Nöbetçi arkadaşla beraber eşyalarımızı alarak direniş yerine geçtik ilk işimiz pankartı asıp çadırı kurmak oldu. Sincan kadın ceza evindeki tutsaklara mektup; Aşk demişti yaşamın bütün ustaları, aşk ile sevmek bir güzelliği 136. gün Zindanlarda haince saldırılara karşı boyun eğmeyen On yiğit devrimci şahsında cumartesi günü Karacaahmet mezarlığında Ümit Altıntaş ın mezarında düzenlenen anma etkinliğine katıldım. Onları anmanın onları katledenlere karşı aynı duruşu sergilemek olduğunun ifadesi oldu. Tüm sloganlar o irade ile atıldı. Tüm marşlar o iradenin ifadesi olarak söylendi. Devrim şehitleri ölümsüzdür! Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmezdir! 141. gün Her zamanki gibi pankartımızı astık. Direnişimize başladık. Direnişin ilk ziyaretçisi bir memur emeklisi idi. Bana sendikalardan destek var mı? diye sordu. Bende sendikaların yeteri kadar destek vermediğini, çoğu sendikalar bu direnişi görmezden geliyor dedim. Bende direnişe destekte bulunmak istiyorum dedi ve direnişe katkısını sundu. Lozan Bir-Kar dan özel bir çalışma yürüten sınıf kardeşlerimizin göndermiş olduğu 300 İsviçre frankı elimize ulaşmış oldu. Sınıf kardeşlerimizin direnişe maddi ve manevi destek sunmaları yalnız olmadığımızın bir göstergesidir. Göstermiş oldukları bu dayanışma örneği için teşekkür ediyorum. Birçok sendika ve IMF-DB karşıtı birliğin Taksimde düzenlediği eyleme katıldım. Taksim Tünelden yürüyüşle başlayan eylem tramvay durağında basın açıklaması ile sona erdi. 142. gün 2 gün önce Desan tersanesinde iş kazasına kurban giden işçi için Desan tersanesi önünde Tersane işçileri birliği derneğinin gerçekleştirdiği basın açıklamasına katıldık.. Kan emici patron asalaklarının kar hırsları yüzünden birçok can verildi. Ki yaşanan bu saldırılara karşı cevapsız kaldıkça, susmaya devam ettikçe bu ölümlerin ardı arkası kesilmeyecek. Gencecik bedenlerin iki kuruşluk maaş için kurban edilmesinin önüne geçebilecek olan yine biz işçi ve emekçileriz. Bunun için mücadeleden de başka çaremiz yoktur. Stuttgart ta kampanya yürüterek Entes direnişini yurt dışına da taşıyan sınıf devrimcilerinin göndermiş olduğu 450 Euro elime ulaşmış oldu. Beni yalnız bırakmayan ve Entes in soluğunu yurt dışındaki işçi ve emekçilere ulaştıran sınıf devrimcilerine buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Uzakta olsa bir yerlerde benimle birlikte aynı soluğu paylaşan insanların olduğunu bilmek umut verici. Yaşasın devrimci dayanışma! 5

Kartal da Sinter Metal işçileriyle dayanışma gecesi! DİSK e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası patronun toplu işten atma saldırısıyla karşılaşan ve işten atıldıkları 22 Aralık 2008 tarihinden beri direnişte olan Sinter Metal işçileriyle bir dayanışma gecesi gerçekleştirdi. 3-10 Ekim Dünya Güvencesiz Çalışmaya Karşı Mücadele Haftası kapsamında düzenlenen dayanışma gecesi 3 Ekim 2009 tarihinde Kartal Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi nde gerçekleştirildi. Saat 19.00 da başlayan geceye Sinter Metal işçilerinin yanı sıra destek veren ilerici devrimci kurumlar ve sendikalar pankart, döviz, flama ve sloganlarla geldiler. Gecenin yapıldığı salonda Direnişteki metal işçileriyle dayanışma gecesine hoş geldiniz / BMİS, Sinter Metal direnişin 290 onurlu günü, İşimizi istiyoruz / Sinter Metal İşçileri DİSK Birleşik Metal-İş pankartları ile Sendikal hakkımız engellenemez / Sabiha Gökçen çalışanları ve Güvencesiz çalışmaya hayır! No to preccarious work! pankartları yer aldı. Gece programı, Sinter deki direniş sürecinin anlatıldığı sineveziyon gösterimiyle başladı. BMİS Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ve DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de birer konuşma gerçekleştirdi. Uluslararası Metal İşçileri Federasyonu Genel Sekreteri Jyrki Raina da gecede bir konuşma gerçekleştirerek, enternasyonal dayanışmaya değindi. Sinter Metal işçilerine maddi destek göndereceklerini duyurdu. Jyrki Raina nın konuşması işçiler tarafından Yaşasın enternasyonal dayanışma! sloganıyla selamlandı. Sinter Metal işçileri adına söz alan Ferit Yalçın, direnişlerine destek veren kurum ve kişilere teşekkür etti. Anayasal haklarını kullandıkları için işten atıldıklarını ifade ederek, mücadeleye devam edeceklerini belirtti. Yapılan konuşmaların ardından Beyoğlu Kumpanya Topluluğu sahne aldı. Müzik ve tiyatro gösterileriyle geceye renk ve çoşku kattılar. Topluluk programını Erol Zavar ın şiirinden besteledikleri ezgiyle sonlandırdı. Yaşasın onurlu mücadelemiz!, İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!, Direne direne kazanacağız!, Sinter işçisi yalnız değildir!, Zafer direnen emekçinin olacak! ve İMF, DB karşıtı sloganların atıldığı dayanışma gecesi Yavuz Bingöl ün söylediği türkülerle son buldu. Dayanışma gecesine yaklaşık 600 kişi katıldı. Kızıl Bayrak / İstanbul 6

Reha Tekstil de kriz fırsatçılığı İşten atarken bile bölme-yalnızlaştırma oyunu! Alemdağ bölgesinde kurulu Reha Tekstil patronu krizi gerekçe göstererek 50 işçiyi işten çıkarttı. 300 işçiyi çalıştıran ve yurt dışına da üretim yapan Reha Tekstil patronu işçileri çıkarırken bakın nasıl bir oyun oynamış. Patron önce tüm işçileri 1 aylık izne çıkarıyor. Bu izinin bir kısmı yıllık izin, bir kısmı da ücretsiz izin... İzine çıkarttıktan 15 gün sonra 50 işçinin evine noterden tebligat gönderiliyor. Tebligatla işçilere çıkartıldıklarını ve alacaklarını bildiren bir yazı gönderiliyor. Ayrıca fabrikaya gelip paralarını almaları için bir gün veriliyor. Daha sonra işten atıldıklarını birbirine haber veren işçiler bir şey daha öğreniyor. Atılan işçilerin topluca fabrikada bir araya gelmemesi için, patron herkese paralarını almaları için farklı gün ve saat vermiş. Patronların sadece sermayelerini düşündüklerini gösteren işçiler için acı bir örnek. Yıllarca emeğimizi sömürerek sermaye biriktiren patronlar, biz işçileri bir çırpıda kapının önüne koyuverirler. İşsizliğin, açlığın içine artalar. Böylelikle fabrikada çalışan diğer işçilere işten atılma korkusu yayarlar. İşten atılma korkusuyla işçileri daha yoğun çalıştırırlar. Ve böylece atılan işçilerin işlerini de diğer işçilere yaptırır ve sömürüsünü arttırırlar. Yani her yanıyla krizi fırsata çevirip, sermayelerini bir kat daha artırırlar. İşte kapitalist düzenin işleyişi kısaca budur. Patronlar bu düzenlerini yıllarca böyle sürdürdüler. Bunu da biz işçilerin örgütsüz olmasından güç alarak yapıyorlar. İşçilerin paralarını bile ayrı ayrı ödeyen Reha Tekstil patronunun tek korkusu işten amalara bir tepki olmasıdır. Bunu önlemek için bile işçileri birbirinden yalıtmaya çalışmıştır. Yıllarca emek harcadıktan sonra bunları yaşamak istemiyorsak artık örgütlenmeli ve bu ücretli kölelik düzenine karşı mücadele etmeliyiz. İşte fabrikasının önünde tek başına işten atılmaya karşı direnen Entes işçisi Gülistan gibi, Sinter de direnen işçiler gibi Biz işçilerin mücadele etmekten başka yolu yoktur. Bu sömürünün son bulması, patronlardan hesap sorulması, biz işçilerin sınıf mücadelesini yükseltmesiyle başarılır. Dudullu OSB den bir işçi El ele verelim, hakkımızı yedirmeyelim! Ben 10 yıldır metal işinde çalışan bir kadın işçiyim. Ve sizlere yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Patronla bir konuşmamızda, Sigortamı yapın dememe karşılık aldığım cevap 200 adet iş çıkar sigortanı yapayım oldu. Bunun yanında işçiler patronların iki güzel sözüyle, az paraya sabahtan akşama kadar emeklerini yedirmeye devam ediyorlar. İşçi arkadaşlarımızı uyarmalıyız, haklarımızı savunmalıyız. Ve ben tüm emekçi kadınlarımıza sesleniyor, el ele verelim diyorum. Hakkımızı yedirmeyelim. Emeklerimizi, hakkımızı savunmak ve kazanmak için, kadın-erkek tüm işçiler patronlara karşı birlik ve beraberlik içinde olmalıyız ve hep direnmeli ve boyun eğmemeliyiz. Ümraniyeden bir kadın işçi 7

Sermaye sınıfının işçi sınıfına yönelik kölelik dayatmaları her geçen gün daha da yoğunlaşıyor. Çalışma ve yaşam koşulları sürekli olarak ağırlaştırılırken bunlara baskıcı yasa ve uygulamalar eşlik ediyor. Sermaye böylece her türlü dayatmasını karşı çıkmadan kabul edecek itaatkâr köleler yaratmak istiyor. İşçi sınıfının toplamına yönelen bu saldırılardan metal işçileri de üzerine düşeni fazlası ile alıyor. Özellikle kriz söylemi ile yoğunlaşan bu saldırılarda işten atmalardan, ücretsiz izinlere, esnek üretim uygulamalarına kadar birçok saldırı pervasız bir şekilde hayata geçirildi. Patronların yıllardır sömürü oranlarını arttırarak kârlarını katladıklarını gören ve hak ettikleri gibi yaşamak isteyen metal işçileri bir kez daha kriz ortamında işsizlik sopası ile terbiye edilmeye çalışıldı. Ne yazık ki metal patronları bu çabalarının karşılığını da fazlası ile aldılar. İşsizlik korkusu ile susmak tercih edilse de metal işçilerinin büyük bir bölümü bu saldırıları en yoğun şekli ile yaşadılar. Hatta birçok sektörde çok daha öncesinden uygulamalarına başlanan, ancak metal sektöründe bugüne kadar hayata geçirilemeyen esnek üretim saldırıları tam da bu dönemde pervasızca uygulamaya kondu. MESS in kuruluşundan bu yana sistematik bir şekilde hayata geçirilen saldırılar da böylece bir üst aşamaya ulaşıldı, işçi sınıfının örgütsüzlüğünün karşısında sermayenin örgütlü yapısı beklenileceği üzere sonuçlarını çok kolay üretti. Sanayi üretiminin bel kemiğini oluşturan, ancak konumunun ve görevlerinin bilincinde olmayan metal işçilerinin kölelik prangaları da böylece katmerleşmiş oldu. Yine bu dönem boyunca açığa çıkan tepkiler ise sürekli sendikal bürokrasi duvarına takıldı. Zaten sınırlı alanlarda açığa çıkan ve bir taban inisiyatifinden yoksun olan bu 8 Metal işçilerinin birliği için ileri! direnişlerin kaderi daha en başından sendika ağalarının denetimine terk edilmişti. Uzunca bir dönemdir sendikalarda denetimi ellerine alan işbirlikçi, ihanetçi ve uzlaşmacı sendikal anlayışların metal işçilerinin mücadelesini ileriye taşıyamayacağı bir kez daha son dönemin hareketli süreçlerinde açığa çıktı. Çelik İş Sendikası İSKA örneğinde olduğu gibi açığa çıkan tepkileri patronlar adına sindirme yoluna giderken Türk Metal çetesi bunun çok daha ötesinde bir görev bilinciyle hareket etti. En yalın haliyle Erdemir de ücretlerin %35 oranında düşürülmesinde olduğu gibi metal işçilerine yönelik saldırıların hayata geçirilmesinde baş aktör konumundaydı. Halen metal işçilerinin önemli bir çoğunluğunun umut beslediği Birleşik Metal İşçileri Sendikası ise siyasal alandaki reformist anlayışını sendikal alana uzlaşmacılık ile taşıdı. 98 yılında Türk Metal çetesine rağmen harekete geçen binlerce metal işçisini sokakta bırakan Birleşik Metal son dönemde de kendisine sıradan işçi bilincinin dar ekonomik taleplerini bayrak edindi, mücadeleyi de bu dar alana hapsetti. Söylemlerindeki tüm militanlıklara rağmen pratikleri aslında olmayan örgütlülükleri tabela üzerinde korumak adına patronlarla uzlaşmak oldu. Ancak ihanet, işbirlikçilik ve uzlaşmacılığın hiçbiri sermayenin azgınca saldırıları karşısında kendisini korumayı dahi başaramadı. Fabrika kapatmalar ve işten çıkarmalarla birlikte metal işkolunda sendikalarda örgütlü işçi sayısı son bir yılda nerede ise yarı yarıya azalmış oldu. Tüm bu yaşananlar her zaman söylediğimiz bir gerçeğin yeni bir kanıtı oldu. Bu, tüm işçi sınıfının olduğu gibi metal işçilerinin geleceğinin de kendi ellerinde olduğu gerçeği idi. Metal işçileri fabrikalarından başlayarak havzalarda ve genelde ortak bir mücadeleye

adım atmadıkça ne en sıradan taleplerini elde edebilecek ne de tarihsel rolüne uygun bir mücadelenin içine girebilecekti. Öyleyse öncü metal işçilerinin önünde iki temel görev duruyor. Hem sermayeden koparıp almak için mücadele edeceği talepleri en doğru şekilde belirleyebilmek, hem de bu mücadeleyi verirken önündeki tüm engelleri aşacak ortak bir iradeyi oluşturabilmek gerekiyor. İşte Metal İşçileri Kurultayı fikri tam da bu ihtiyacın ürünü olarak ortaya çıktı. Yıllardır İstanbul un birçok sanayi havzasında sendikalı-sendikasız metal fabrikalarında çalışan, sermayenin saldırılarına ve sendikal bürokrasinin ihanetlerine karşı mücadele etme niyetinde olan sınıf bilinçli metal işçileri olarak artık bu gidişe Dur! diyebilmek, metal işçilerinin ortak iradesini oluşturup sokağa taşıyabilmek için yola çıktık. Esenyurt tan Gebze ye kadar çeşitli sanayi havzalarında oluşturduğumuz Kurultay Hazırlık Komiteleri ile oluşturmayı hedeflediğimiz ortak iradenin ilk temellerini de atmış olduk. Artık ne metal patronlarının saldırıları karşısında boyun eğiyor, ne de ihanet ve uzlaşmadan başka bir şey bilmeyen sendika ağlarına karşı söylenmekle yetiniyoruz. Tüm bunların hesabını soracak, hak ettiğimiz dünyayı ellerimizle yaratacağımız bir mücadele için ellerimizi taşın altına koyuyoruz. Tüm metal işçilerini de mücadeleye ortak olmaya, geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Gelin, kriz fırsatçılığına soyunan patronlardan hesabı direnişlerle soralım. Gelin, sendika ağalarını sendikalarımızdan defedip buraları gerçek birer sınıf örgütü haline getirelim. Gelin, 30 yıl önce DGM yi ezdik, sıra MESS de! diyen metal işçilerinin mücadele birikimini daha da ileriye taşıyalım. Gelin, Metal İşçilerinin Birliği ni hep birlikte yaratalım. Metal İşçileri Kurultayı Hazırlık Komitesi Geleceğimize sahip çıkalım! Sermaye medyasına göre haber değeri taşıyan bir haberi sizlerle paylaşacağım. Bu habere göre bir kasabada 15 yaşındaki bir çocuk 10 yaşındaki arkadaşını önce kablo ile boğarak öldürüyor ve bununla yetinmeyip, öldükten sonra kafasını bir kaya ile eziyor. Olayın vahşet boyutunu bir yana bırakıyorum, spikerin bu haberi sunarken söylediği bir cümle var. Tamı tamına şöyle: Bu çocuklara ne oluyor, bu nasıl bir vahşet! Bunun nasıl bir vahşet olduğunu tartışacak değilim. Ama bu kokuşmuş sistemde çocuklarımızın nasıl yetiştirildiğini bilen bir insan olarak, bu ve bunun gibi olayların bu düzende aslında çok doğal ve sıradan birer olay olduğunu söylemem yanlış olmaz her halde. Her TV kanalında birbirini aratmayacak iğrençlikte mafya dizilerine yer verildiği ve bunların ana haber bültenlerine konu edildiği bir sistemden başka ne beklene bilir ki? Bu sistem var olduğu sürece, kimileri arkadaşının kafasını taşla ezerek öldürür, kimileri babasının parasına güvenerek kız arkadaşının kafasını testereyle keser. Ne de olsa sermaye sınıfı kendi kokuşmuşluğunu teşhir eden ilerici ve devrimci tüm güçlere karşı her zorbalığı yapmayı meşru görüyor. Bizler ezilen-sömürülen işçiler ve emekçiler olarak, geleceğimize sahip çıkmadığımız koşullarda sistemin kokuşmuşluğu, çürümüşlüğü bizi de, geleceğimiz olan çocuklarımızı da çürütür. Tersini düşünmek hepimizin payına sorumluluktan kaçmaktan başka bir şey değildir. Ya barbarlık içinde çöküş ya da sosyalizm! Samandıra dan sınıf bilinçli bir işçi 9

Kardeşler; Biz işçiler yıllardır emeğimizi patronlara satarak sömürü çarkının dişlileri arasında öğütülüyoruz. Sadece patronların cebini biraz daha fazla şişiriyor, kâr sahibi olmaları için kölelik koşullarında çırpınıyor, alınterimizin karşılığını dahi alamıyoruz. Onlar bize insanlık dışı bir yaşamı reva görüyorlar. Kendi krizlerini dahi bize fatura edip bu dönemi zararsız atlatmayı düşünüyorlar. Hatta sınıfımızın suskunluğundan, ölüm uykusuna yatmış olmasından yararlanıp krizi fırsata çeviriyorlar. Bir yandan sürekli işçi kıyımına, işten atma saldırısına başvuruyorlar, bir yandan da çalışma koşullarını ağırlaştırıp, sömürüyü yoğunlaştırarak tüm işçi ve emekçilere daha beter bir insanlık dışı yaşam dayatıyorlar. Ant Tekstil işçileri; Krizin faturasını ödediğiniz artık yetmiyor mu? Patronlar, istedikleri ürünleri yetiştirmek için sizi gece gündüz çalıştırmadı mı? Şimdi de toplu işten çıkartılıyorsunuz. İstenildiği zaman nefes almadan çalıştırılıp, istenildiği zaman işi bitince değersiz bir bez parçası gibi kapı önüne atılan kim? Lin Tekstil işçileri; Gelen malı yetiştirmek için dur durak bilmeden çalıştırılan, sürekli hakaretlere maruz bırakılan, yeri geldi mi öğle arası molası bile çalınan, aşağılanan kim? Sıra maaşlara zam yapılmasına gelince çocuk kandırır gibi üç kuruşa kandırılanlar kim? Kadın işçiler, kardeşler; Yaşadığımız onca soruna karşın işçiler olarak susuyoruz, her şeyi görmezden geliyoruz ya da dayanamayıp istifa etmeyi 10 Ağır sömürü koşullarında çalışan LİN ve ANT Tekstil işçileri; Köle değil işçiyiz örgütlüysek güçlüyüz! düşünüyoruz. Yaşadığınız bu sorunlar, belki de daha ağırı bütün fabrika ve atölyelerde yaşanıyor. Önemli olan kaçıp gitmek değil, çalıştığımız yeri güzelleştirmek, gasp edilen haklarımızı mücadele ederek alabilmektir. Bizler OSİM-DER Emekçi Kadın Komisyonları olarak, bu sömürü çarkında yaşam kavgası veren Ant ve Lin Tekstil kadın işçilerini erkek sınıf kardeşleri ile örgütlenmeye, mücadeleye etmeye ağrıyoruz. En kısa zamanda sayıya takılmadan, üç-dört kişi ile olsa bile fabrika komitesi kurup örgütlenme çalışmasına başlayalım. Biz işçiler ancak o zaman insan yerine konulan, alınterinin karşılığını alan bir duruma geliriz. Kadın erkek el ele örgütlü mücadeleye! Yaşasın örgütlü mücadelemiz! OSİM-DER Emekçi Kadın Komisyonu

IMF-DB nin ve işbirlikçi hükümetin işçi düşmanı politikalarına karşı işçi-emekçi barikatlarına! Merhaba ağır çalışma koşularına maruz bırakılan işçi kardeşlerim. IMF-DB etiketli kanemicilerin neden İstanbul da toplandıklarını, yapılan görüşmelerin nelere gebe olduğunu az çok tahmin edebiliyoruz. Hani Başbakan R.T. Erdoğan ın sağlık sistemini düzelteceğiz şeklinde açıklamaları vardı. Düzelteceğiz dedi, özel hastanelere yolladı bizi. Hatırlıyorum, çoğu arkadaşımız sevinmişti, artık kuyruk beklemeyeceğiz diye. Sonra tüm hastaneler özelleştirildi. Ameliyata girebilmek için neşter parası ödemek zorunda kaldık. Peki ya o parayı ödeyemediği için acı çekenleri düşündük mü? Demokratik devlet anlayışına sahibiz diyenler nasıl da gerçek yüzünü açığa vuruyordu. Parası olan ameliyat oldu, tedavi oldu. Ya ötekiler, hani milyonlarca işsiz ya da aldığı ücretlerle geçinemeyenler? Sağlığı bir hayale çeviren politikalar, IMF ile para karşılığında imzalanan anlaşmalar sonucunda planlanıp uygulandı. Eğitime de el attı IMF, eğitimi de paralı hale getirdi. Sen işçisin çocuğun da işçi olacak işçi kalacak mantığında yürüttü her şeyi. Kaç kişimizin çocuğu iyi, sağlıklı eğitim alabiliyor? Çocuğumuzu okula yazdırmak için kaç kat borcun altına girdik Harç paralarına % 500 zam yapılacaktı ama üniversite öğrencileri sesini çıkardı da bunu şimdilik yapamadılar. Yoksa kredi çekip çocuğumuzu üniversiteye gönderecektik. Türkiye nin IMF ye bağlanması gibi biz de bankalara bağlanacaktık. Öde ödeyebiliyorsan kredileri. Yine patronların hizmetindeki hükümetin bir gecede geçirmeye çalıştığı, şimdilik alışsınlar sesini çıkarmasınlar diye gündeme getirip götürdüğü özel istihdam büroları var. Şimdilik veto edilmiş olan yasa geçtiğinde hepimiz amele pazarlarında satılan insanlar olacağız. Üç gün çalışıp üç ay iş arayacağız ve on sekiz aydan fazla çalışamayacağız. Sözüm ona işsizliğe karşı hazırlanmış özel istihdam büroları yasası, aslında kıdem tazminatlarımıza, örgütlenmemize karşı yapılmış bir saldırıdır. Devamlı işçiler iş yeri değiştirirse sendikalaşamazlar. Emeklilik yaşı zaten 65 olmuş, hadi gel de bu ülkede emekli ol. Yaşamının geriye kalanını yine sürünerek geçin. Sürünerek geçin diyorum, çünkü emeklilerin aldığı maaş ortada. Geçenlerde de beş-on liralık zamlar yapıldı. Diyorlar geçinin bu parayla. Ve aslında diyorlar ki sizi adam yerine koymuyorum, ne haliniz varsa görün! Şimdi bu ülkenin patronları yeni görüşmelerde Türkiye ye ne kadar para geleceğinin hesaplarını yapıp iştahlarını kabartıyorlar. IMF den borç olarak alınan hangi para biz işçiler için kullanıldı. Kullanılmadı ise neden biz bu parayı ödemek için ha bire vergi ödüyoruz? Geçen bir gazetede okumuştum. İşçinin emekçinin ödediği vergiler maaşının %36 sını oluşturuyor diyor. Nedeni ise patronların vergi ödememek için yaptıkları hilelermiş. Bu ülkenin maliyesi bu kadar mı bilmiyor, bunları neden denetlenmiyor sorusu hep aklımın bir köşesinde kaldı. Düşünün ki Afganistan da, Irak ta, Filistin de yaşayan sizlersiniz. Veya ülkeye savaş açıldı. Ve bu alınan kararlarla çocuklarımız öldürülüyor. Yıllardır uygulanan politikalarla işçileri emekçileri açlığa, yoksulluğa mahkum edenler, sefalette yaşatanlar yine soframızda kalan tek lokmaya, çocuğumuza götürmek istediğimiz tek lokmaya göz koyuyorlar. İşçi ve emekçilere taktıkları zincirlerine yenilerini ekliyorlar. Sana iki seçenek sürüyorlar şimdi işçi-emekçi kardeşim. Ya öleceksin (IMF ye karşı bir duruş sergilemeyerek, ses çıkarmayarak zaten bir gün cinnet geçirir ölürüz) ya da Artık yeter! Ben boynumda, ayaklarımda, kollarımda prangalar istemiyorum dersin ve mücadele edersin. Tüm işçi ve emekçileri IMF-DB gibi kirli silahları olan emperyalizmi durdurmak için mücadeleyi yükseltmeye davet ediyorum. OSB-İMES ten sınıf bilinçli bir işçi OSB-İMES İŞÇİLERİ DERNEĞİ Y. Dudullu Mah. Kerem Sok. No: 5/3 (MODOKO Camii arkası) ÜMRANİYE TEL: 0 (216) 540 35 80 e-mail: osimder@yahoo.com 11

şiir CAFNA MUNZUR VE GÜLİSTAN Bedeli katmer katmer ödenmiş Sevdalara kucak açmıştı yeryüzü Gülüşümüz hep vardı Kimi zaman acıya bulanmş Kimi zaman zafere yatkın Kimi zaman bir dilim ekmeği Paylaşmanın Ya da Tırnakla umudu kazmanın gülüşü Ama hep vardı Mercanda 17 kör bıçak bilenmişti İçimizdeki derinliğe göz dikmiş Kan kokusuna sırıtkan Biliyorduk Tanıyorduk Boylu boyunca uzanmıştık Yeryüzünün en dirençli magmasına En sıcak yerine Acıyla yoğrulmuş bir halkın Nasırlı ellerine tutunmuştuk Kan kokusu Barut kokusu Mercanın nergizleri Bağdaş kurmuştu bedenimizin her parçasına Ve Ölüm halay çekiyordu TAMİL in bedeninde Ulucanlara selam dururcasına İnatla! Onüçlük bir tamilli kızın Gözlerinde donup kalmıştı Bir damla kan... Cafnadan Munzurdan Zifiri dumanların yükseldiği Fabrikalardan Bizim alınterimizdi süzülen Ki Bir kız daha direniyordu Cafnayı munzuru alınterini yüreğine sığdırıyordu Fabrika kapısında tek başına sıkılı yumruğu ile Gülümsüyordu pir-u pak emekçiler adına direniyorum diyordu BİZ KAZANACAĞIZ! Ümraniye den tekstil işçisi Halen bıçaklar bileniyordu Cafnaya uzanıyordu barut Artık yüreğimiz 17 bin parça Cafnanın dev dalgalarında Örseleniyordu Her kudurgan dalga 17 bin darbe vuruyordu Suskundu yeryüzü Kirli bir suskunluk Akbabaların sinsi bakışı İşçi Bülteni Özel Sayı: 489 * Fiyatı: 25 YKr * EYLÜL 2009 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Ayten ÖZDOĞAN EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Mollaşeref Mah. Millet Cad. 50/10 Fatih/İstanbul * Tel: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat. * Adres: Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. C Blok No: 242 Topkapı/İST * Tel: 0 (212) 577 54 92