DERGİDEN. FİGES ARGE Dergisi Nisan 2013 / Sayı: 1 (Nisan-Mayıs-Haziran 2013)



Benzer belgeler
BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) ELEKTRONİK HABERLEŞME, UZAY VE HAVACILIK SEKTÖRÜNDE AR-GE DESTEKLERİ

YAKIT PİLLERİ. Cihat DEMİREL

Makine Mühendisliği Bölümü

SU ALTI AKUSTİĞİ TEMELLERİ & EĞİTİM FAALİYETLERİ

İçerik. Giriş. Yakıt pili bileşenlerinin üretimi. Yakıt pili modülü tasarımı ve özellikleri. Nerelerde kullanılabilir?

BENZERSİZ SORUNLARA BENZERSİZ ÇÖZÜMLER

2003: Cummins Engine (ABD) - Öncelikli Analiz Tedarikçisi olarak seçildi. 2005: MİLGEM in ileri analizler proje alt yüklenicisi oldu

1995 TEN BUGÜNE STRATEJİK ORTAĞINIZ

Mühendislik Fakültelerinde Araştırma Süreçlerinin Teknoloji Transferi Ekosistemine Katkıları

DERS BİLGİLERİ. D+U+L Saat. Kodu Yarıyıl ELEKTROMAGNETİK TEORİNİN ANALİTİK ESASLARI. EE529 Güz Ön Koşul Dersleri. Dersin Koordinatörü

MAK 101 Makine Mühendisliğine Giriş. Mühendislik Branşları Örnekleri. Mühendislik. Makine Mühendislerinin İşleri Arasında:

MODERN ENERJİ DEPOLAMA SİSTEMLERİ VE KULLANİM ALANLARİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

ACP Yapı Elemanları Şirket Müdürü Erhan Karabağ

Doç. Dr. Özlem Esen KARTAL (A Şubesi) Yrd. Doç. Dr. Adil KOÇ (B Şubesi) :16:57 1

İÇİNDEKİLER 2

RÜZGAR TÜRBİNİ KANAT BAĞLANTI NOKTALARINDA ŞEKİL HAFIZALI ALAŞIMLARIN KULLANILMASI

YALOVA ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ENERJİ SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ UYGULAMALI MÜHENDİSLİK MODELLEMESİ

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Yapısal Analiz Programı SAP2000 Bilgi Aktarımı ve Kullanımı. Doç.Dr. Bilge Doran

İNSANSIZ HAVA ARACI PERVANELERİNİN TASARIM, ANALİZ VE TEST YETENEKLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Ürün Geliştirme. Oğuz ALTAY Satış Direktörü

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

Doğal olarak dijital

ANOVA MÜHENDİSLİK LTD. ŞTİ.

Doç. Dr. Bilge DORAN

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

İŞLETME FAKÜLTESİ İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ EKONOMİ İŞLETME (UOLP) İSTANBULTEKNİKÜNİVERSİTESİ.

Sayın Büyükelçi, Değerli Konuklar, Kıymetli Basın Mensupları,

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI

KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİ İŞ KÜMESİ

KONYA ÜNİVERSİTESİ. Necmettin Erbakan Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

TTGV ÇEVRE PROJE FAALİYETLERİ VE İŞBİRLİĞİ AĞLARI OLUŞTURULMASI PROJESİ

ÖĞRENME FAALİYETİ 49

TÜRKİYE VE ESKİŞEHİR SANAYİNİN 2023 STRATEJİSİ

TTGV Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Destekleri

Mikrodalga Konnektörler. Microwave connectors

TEKNOLOJİK ARAŞTIRMALAR

Yalova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü. Enerjinin Önemi? Enerji Sistemleri Mühendisi Kimdir?

Asenkron Motor Analizi

2013 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

I. YARIYIL (1. SINIF GÜZ DÖNEMİ) 2012 %25 DERS PLANI. Ders Saati İle İlgili Komisyon Görüşü Uygun Uygun Değil

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

ALMINA TECHNOLOGICAL SOLUTIONS

2023 e Doğru Kentsel Dönüşüm, Ulusal Çevre Politikaları ve Sektörden Beklentiler. 23 Ocak 2015, İstanbul. Sayın Bakanım,

SAYIN BAKANIM SAYIN BAŞKAN OTOMOTİV SANAYİİ DERNEĞİ NİN SAYGIDEĞER TEMSİLCİLERİ DEĞERLİ MİSAFİRLER VE KIYMETLİ BASIN MENSUPLARI

RÜZGAR YÜKÜNÜN BİR TİCARİ ARAÇ SERVİS KAPISINA OLAN ETKİLERİNİN İNCELENMESİ

Araştırma Geliştirme Ltd. Şti. - Firma Tanıtım Sunumu -

Prof. Dr. Yavuz YAMAN, Prof. Dr. Serkan ÖZGEN, Doç. Dr. Melin ŞAHİN Y. Doç. Dr. Güçlü SEBER, Evren SAKARYA, Levent ÜNLÜSOY, E.

YEKTAMAK Makine ve Mühendislik; YEKTAMAK müşterilerinin ihtiyaçlarının belirlenmesinden projenin teslim edilmesine kadar olan süreçte;

TÜRK HAVA YOLLARI-THY TEKNİK AŞ.

2012 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Teknoloji Geliştirme Alanında Üniversite Sanayi Ortak Çalışmalarında Deneyimler Dr.- Ing. Yalçın Tanes Ak-Kim Ar-Ge Direktörü

ÖĞRENME FAALİYETİ 49

İSO İNOVASYON ÖDÜLLERİ: BÜYÜK ÖDÜL. VİKO Elektrik ve Elektronik Endüstrisi San. Tic. A.Ş.

AKRO ArGe Ltd. Can Özcan GOSB Teknopark Autodesk

İŞLETME FAKÜLTESİ İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ (UOLP) EKONOMİ İŞLETME (UOLP) İSTANBULTEKNİKÜNİVERSİTESİ

Merkez Ofis : Up Hill Towers A1 B Blok No:146 TR Ataşehir / Istanbul

Bilgisayar Mühendisliği. Bilgisayar Mühendisliğine Giriş 1

Geleceğinize Açılan Kapı

Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü. Bilgisayar Mühendisliği

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ÜÇ BOYUTLU ÖLÇÜM VE ANALİZ SİSTEMİ.

HİDROJENLİ ENERJİ ÜRETEÇLERİ MESUT EROĞLU

1.Sınıf / Güz Dönemi

Hakkımızda. Yönetim Sistemi Lojistik. Yönetim Sistemi IAS ERP» Sertifikalarımız ISO » AQAP 2110»

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Taxim Hill Hotel İstanbul 20 Ocak 2012

Dijital pazarlama bir satış yöntemi değil; ulaşılan sonuçları sayesinde satış artışı sağlayan, bir ilişkilendirme ve iletişim sürecidir.

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI DOKTORA PROGRAMI

SAVUNMA SANAYİİ İÇİN ARAŞTIRMACI YETİŞTİRME PROGRAMI (SAYP)

Nanogemi Mühendislik FEA Uzmanlık Danışmanlık Desteği

TRABZONSPOR ŞENOL GÜNEŞ STADYUMU AÇILIŞI

TELSİZ SİSTEMLER İÇİN AKILLI ANTENLER VE YAYILIM

1.Sınıf / Güz Dönemi

Geometrik Optik ve Uniform Kırınım Teorisi ile Kapsama Alanı Haritalanması

Şekilde görüldüğü gibi Gerilim/akım yoğunluğu karakteristik eğrisi dört nedenden dolayi meydana gelir.

oda yayınları LPS ve CNG UYGULAMALARI SEMPOZYUMU BİLDİRİLER KİTABI

İçerik. TBT 1003 Temel Bilgi Teknolojileri

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAHAR YARIYILI YARIYIL İÇİ SINAV PROGRAMI

Müşteri taleplerini genişletir ve projenin her aşamasında hem müşteriye hem de kullanıcıya fayda getirecek yenilikleri kurgular ve uygular.

2-3 EKİM 2018, ANKARA

Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Bilimleri ve Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi

Kalkülüs II (MATH 152) Ders Detayları

ELEKTRİK - ELEKTRONİK FAKÜLTESİ

LEVENT KALIP TANITIM SUNUMU

ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9-10 Ocak 2013, Ankara

Hoşgeldiniz. Yön.Krl.Bşk. Dr.Ahmet Aydemir 7 Aralık 2012

Mekatroniğe Giriş Dersi

1.Sınıf / Güz Dönemi

NX Motion Simulation:

MBA MBA. İslami Finans ve Ekonomi. Yüksek Lisans Programı (Tezsiz, Türkçe)

Teknolojide Sürdürülebilir Rekabet için Sanayi 4.0. Ayşegül Eroğlu

SAP OEM PROGRAM ORTAKLIĞI REHBERİ. Türkiye nin ilk SAP OCP İş Ortağı MDS ap den OEM Programı Hakkında Bilmek İstedikleriniz...

Transkript:

DERGİDEN FİGES ARGE Dergisi Nisan 2013 / Sayı: 1 (Nisan-Mayıs-Haziran 2013) FİGES A.Ş. Adına Sahibi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tarık Öğüt Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali Özgür Emekli ozgur.emekli@figes.com.tr Yönetim Yeri FİGES A.Ş. Ulutek Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Uludağ Üniversitesi Görükle Kampüsü, 16059 Nilüfer Bursa Telefon : +90 224 280 8525 Faks : +90 224 280 8532 www.figes.com.tr Değerli okuyucularımız, Değerli müşterilerimiz, Dergimizin bu ilk sayısı ile Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Dr. Tarık Öğüt ün bizi olumlu yönlendirmesi sayesinde, bir düşümüzü daha gerçekleştirmiş oluyoruz. Kendisine, bizi bu yönde teşvik ettiği, birçok fikir verdiği ve desteklediği için, huzurlarınızda, teşekkürlerimi ve saygılarımı iletmek istiyorum. Ülkemizdeki birçok sanayi dalında, kaliteli üretim yeteneği sayesinde ihracat rakamlarımız olumlu şekilde büyümüştür. Son dönemde ise dünya piyasaları değerlendirildiğinde, özgün ürün yaratma, inovasyon sayesinde büyüme, kalıcılığı ve sürekliliği sağlama çabaları artmıştır. Bu hedeflere ulaşmada ise firmalarımızın, sanayimizin artık araştırma ve geliştirme yeteneklerine sahip olması, Ar-Ge ye önem vermekle kalmayıp gerekli altyapı, insan ve sistem yatırımlarını kalıcı bir şekilde yapması kaçınılmaz bir gereksinim olarak karşımızda durmaktadır. Bu dergiyi çıkarmaktaki amacımız; sizlere Ar-Ge çalışmaları içinde önemli bir rol oynayan ileri mühendislik analizleri, yani simülasyon dünyasından haberler vermek; tasarım ve ürüne yönelik konulardaki çalışmalarımızı paylaşmaktır. Mekatronik, sistem modelleme ve gömülü yazılımlar konularında, son dönemde bünyemizde oluşturduğumuz uzmanlıklarımızı da dergimizin sayılarında sizlerle paylaşacağız. Ayrıca, elektromanyetik alanındaki ilerlemeleri ve gelişmeleri duyuracağız. Bir diğer amacımız da dergimizi okunabilir kılmak; çalışmalarınıza, günlük hayatınıza ve işinize yararlı bilgileri sunabilir hale getirmektir. Bu yönde sizlerden eleştiriler almak bizleri çok sevindirir. Paylaşmak istediğinizi konuları duymak, bizleri çok mutlu eder. Derginin yayına hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür eder, iyi bir başlangıç olmasını dilerim. Basım Yeri İstanbul Ada Ofset Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi E Blok No: ZE-2 Kat:1 Topkapı / İSTANBUL Telefon: +90 212 567 1242 Matbaa Sahibi: Kemal Kabaoğlu Yayın Türü Yerel Süreli Türkçe İngilizce Bilimsel Yayın 3 ayda bir yayımlanır. Dergide Yayımlanan Yazı, Fotoğraf, Harita, İllüstrasyon ve Konuların Her Hakkı Saklıdır. Kaynak Gösterilmek şartıyla Alıntı Yapılabilir. Yayınlanan Eserlerin Sorumluluğu Eser Sahiplerine Aittir. Aksi belirtilmedikçe tüm görseller: ANSYS, MATHWORKS ve FİGES Para ile satılmaz 1 Dergiden 2 Figes ten 3 FİGES ten Haberler 4 Sinerjitürk, Vakıf Olarak Yeni Ufuklara Yelken Açıyor 8 Kuş Çarpma Analizleri 11 Numerik Yöntemlerle Radar Kesit Alanı Hesabı 14 Yakıt Pilleri Saygılarımla, Dr. Şadi Kopuz Genel Müdür 16 ANSYS 14.5 Sürümü Yenilikleri Yapısal Mekanik 21 Askeri Gemi Dizel Makine Egzoz Sistemi Tasarımı 24 Karmaşık Endüstriyel Denetim Stratejilerinin Tasarımı ve PLC lere Uygulanması 28 Yaklaşan Etkinlikler ARGE DERGİSİ 1

FİGES TEN Güçlü Türkiye için Güçlü ARGE Türk Sanayisi, yenilikçi ürünler geliştirme ve üretme açısından, adeta okun yaydan fırladığı duruma gelmiştir. Bir taraftan, 50 yıldan beri otomobil üreten Türkiye nin üretim tecrübesi ve oluşturduğu yüksek nitelikli yan sanayi; diğer taraftan, devletin sistematik olarak 15 yılı aşan bir zamandan beri uyguladığı araştırma ve geliştirme (ARGE) teşvikleri, sanayimizi heyecan verici bir noktaya taşımıştır. Buna ilaveten, yaklaşık 40 yıl önce ASELSAN ın kuruluşu ile başlayan, bugün ise kendi harp gemilerini tasarlayıp üretmekte olan ve teknolojik düzeyi ile bizleri gururlandıran bir Türk Savunma Sanayisi gerçeği vardır. Türkiye, beyaz eşya sanayisinde, Avrupa nın en büyük üretim üssü durumuna gelmiştir. Çelik üretiminde ise Avrupa da, Almanya dan sonra, ikinci sırada olduğumuzu hatırlatmak istiyorum. Ulaşım sektöründe THY, artık bir marka olmuştur; THY nin hedefi ise 2023 yılına kadar Avrupa nın en büyüğü olmaktır. İstanbul un üçüncü havalimanının, dünyanın ilk dördü arasında yer alacağını basından öğrendim. Gelmiş olduğumuz bu noktayı sadece korumak değil, aynı zamanda daha ilerilere, Türk Markaları yaratarak taşımak zorundayız. Ülke olarak bunu yapabilecek insan ve bilgi kaynaklarına sahibiz. Bir akıllı sistemler çağından geçiyoruz. Her geçen gün daha fazla akıllı sistem günlük yaşamımıza girmektedir. Bu sistemlerin ortak özelliği, daha az insan müdahalesine ihtiyaç duymalarıdır. Bu tür sistemlere birçok örnek verilebilir: İnsansız hava araçları, insansız kara ve deniz araçları, şu anda deneme aşamasında olan otonom taşıtlar, akıllı binalar, akıllı ev aletleri, akıllı telefonlar... Bu sistemlerdeki akıl denilen şeyin; algılayıcılar, entegre devreler ve bu donanımın içine gömülmüş olan yazılımlardan oluşan bir sistem olduğunu unutmayalım. Bu sistem, günlük hayatımızda kullandığımız her şeyin içinde olabilir. Peki, bu cihazların akıllı olmasının bize faydası nedir? Cevap basit: Kullanım hatalarından kaynaklanabilecek risklerin en aza indirgenmesi, enerji verimliliği, konfor; kısacası bizlere getirdiği daha yüksek yaşam kalitesidir. Akıllı sistemler açısından sanayimizin hangi düzeyde olduğuna bir göz atalım: Savunma sanayimizin oldukça iyi bir noktada olduğu söyleyebiliriz. Savunma ve havacılık sektörleri, her zaman ve her yerde yenilikçiliğin önderi olmuştur. Beyaz eşya sanayimizin de teknoloji ve yenilikçilikte dünyanın en iyileri ile yarıştığını söyleyebiliriz. Otomobilin Dört Tekerlekli Bilgisayar a doğru gelişmekte olduğunu dikkate alırsak, otomotiv sanayimizin akıllı sistemler yönünde büyük gelişme potansiyeline sahip olduğu söylemek yanlış olmaz. Bu noktada, Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) ve Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) ne önemli görevler düşmektedir. Ürünlerimizi dünya piyasalarında daha güçlü bir şekilde pazarlayabilmek için, güçlü markalar yaratmak zorundayız. Güçlü markalar yaratmanın yolu da daha fazla yenilikçilikten ve ARGE den geçmektedir. Bunun bilincinde olan mevcut TAYSAD yönetimi Güçlü Sanayi-Güçlü Marka sloganını benimsemiştir. Biz de bir ARGE şirketi olarak bir adım daha atarak Güçlü Türkiye için Güçlü ARGE diyoruz. ARGE kavramının çok farklı sektörlere ve uygulamalara uzanabileceğini göz önünde bulundurarak kendimiz için bir sınırlama getirmek zorundayız. Bizim ARGE dünyamız, uygulamalı fizik ve matematik ile bunu tamamlayan komşu alanlar olacaktır. Örneğin ölçüm ve test dünyası, bunun ayrılmaz bir parçasıdır. Aynı zamanda bilgisayar dünyası da bir ARGE mühendisinin olmazsa olmazı dır. Elinizde ilk sayısını tuttuğunuz bu dergi, bir ARGE şirketi olan FİGES in, hep bir hayali olmuştur. Sanal modelleme teknolojileri, matematiksel modelleme yöntemleri ve çözücüler gibi konulara da bu dergide yer vererek, ARGE kültürünün sadece sanayide değil, aynı zamanda orta öğrenimde ve elbette üniversitelerimizde yayılmasına bir nebze katkıda bulunmak istiyoruz. Belirli bir ölçüde ARGE mevzuatı hakkında okurlarımızı güncel bilgilerle donatmak, diğer bir hedefimiz olacaktır. Sizlerden gelecek önerileri çok önemseyeceğiz. Arzumuz, bu dergi vasıtasıyla sanayicilerimiz, mühendislerimiz ve öğrencilerimiz arasında sinerji yaratarak ARGE heyecanının yayılmasına katkıda bulunmaktır. Bir hayalimizi daha hayata geçirdiğimiz ve her sayısında yeni bilgileri sizlere ulaştıracağımız dergimizi, keyif alarak okumanızı diliyorum. Saygılarımla, Dr. Tarık Öğüt Yönetim Kurulu Başkanı FİGES A.Ş. 2 www.figes.com.tr

FİGES TEN HABERLER FİGES 2013 e Giriş Toplantısı Her yılbaşında olduğu gibi, bu yıl da 11 Ocak ta, İstanbul da, The Green Park Pendik Hotel de, tüm FİGES çalışanları bir araya gelerek, geride bıraktığımız yıl ile ilgili değerlendirmeler yaptık ve 2013'e ilişkin vizyon ve hedefleri paylaştık. Dört şehirdeki ofislerimizde çalışan doksanı aşkın personelimiz birbiriyle biraz daha kaynaşarak 2013 için motivasyonlarını ve görevdeşliklerini güçlendirdiler. OSTİM Atölyemiz Açıldı 4 katlı, 400 metrekare toplam alana sahip atölyemiz, anahtar teslim projelerimizdeki ürünlerin montajı, testi ve gerekli ölçümlerin yapılması amacıyla kullanılacak. Yakın zamanda gerekli makine yatırımlarını yaparak prototip üretimine de başlamayı hedefliyoruz. Abu Dhabi'de, IDEX Fuarı'ndaydık Birleşik Arap Emirlikleri nde, 17-21 Şubat tarihleri arasında düzenlenen IDEX fuarında (www.idexuae.ae), Savunma Sanayii Müsteşarlığının liderliğinde; FNSS, Otokar ve ASELSAN gibi gurur kaynağımız Türk firmalarıyla birlikte, 10-A26 numaralı standımızda yer aldık. EurasiaRail Fuarında Stant Açtık İstanbul'da, 7-9 Mart tarihlerinde, EurasiaRail fuarında (www.eurasiarail.eu) açtığımız stant ile yer aldık. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali Yıldırım'ın açılışını yaptığı fuardaki yerli katılımcı firmalardan biri olmak bizi gururlandırdı. Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği Üyesi Olduk Türkiye nin rüzgâr enerjisi potansiyelinin ülke ekonomisine kazandırılması doğrultusunda çalışmalarda bulunan Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB), bu alanda Türkiye deki en güçlü sivil toplum kuruluşudur. TÜREB, aynı zamanda, Avrupa Rüzgâr Enerjisi Birliği (EWEA)'nin de resmi anlamda Türkiye şubesi olarak çalışmaktadır. Aldığımız Ödül ve Teşekkürler n FİGES, savunma sanayisine yaptığı katkılardan dolayı Bursa Valiliği tarafından teşekkür belgesi ile onurlandırılmıştır (Ocak 2013). n Bilişim Sektörü İş Adamları Derneği (BİSİAD) tarafından düzenlenen BİSİAD Bilişim Ödülleri töreninde FİGES, Stratejik Sektörde Yazılım Geliştiren En Başarılı Şirket Ödülü nü aldı (Ocak 2013). n Dünyanın önde gelen sonlu elemanlar yazılımı ANSYS in geliştiricisi olan, aynı zamanda temsilciliğini yaptığımız ANSYS Inc. firmasının 2012 yılı için verdiği Dominator Nominee (Başarılı Distribütör) Ödülü nü FİGES aldı. Bu ödülü almamızdaki katkılarından dolayı, tüm müşterilerimize teşekkür ederiz (Şubat 2013). n FİGES, TEI tarafından, 2012 ticari yılına ait Firma Performans Değerlendirmesi sonucunda A sınıfı tedarikçi olarak değerlendirilmiştir (Şubat 2013). Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi Üyesiyiz Türkiye nin raylı ulaşım sistemlerindeki her türlü ihtiyacının yerli sanayici tarafından üretilebileceğini savunan raylı ulaşım sistemleri sanayicileri, destekleyici kurum ve kuruluşları ile birlikte iş birliği ve güç birliği inancıyla bir araya gelerek, Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi (ARUS) ni (anadoluraylisistemler.org) oluşturdu. FİGES olarak biz de ARUS'a üye olduk. ARGE DERGİSİ 3

RÖPORTAJ Sinerjitürk, Vakıf Olarak Yeni Ufuklara Yelken Açıyor FİGES ARGE Dergisi: Abdullah Bey, okuyucularımıza kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz? Abdullah Raşit Gülhan: Öncelikle izninizle FİGES in bir dergi çıkarma girişimi hakkında düşüncelerimi aktarmak istiyorum. FİGES, benim için farklı konumda olan, kalbimde yer eden birkaç firmadan birisi. Türkiye de teknoloji üreten, hizmet ihraç eden ve bunu dünya ölçeğinde başarı ile yapan bir firmamız. Bu gibi firmalarımıza devletin, ilgili sektörleri yöneten yöneticilerin ve bu sektörlerdeki diğer oyuncuların özel önem vermesi, tabiri caiz ise onları bir Bohemya kristali, Faberge yumurtası gibi koruması, itina göstermesi gerektiğine inanırım. FİGES, birçok firmanın aksine, sadece kendisi kazanmak yerine, her zaman olduğu gibi yine ülkeye kazandırmayı tercih etmiş ve zor bir göreve soyunmuştur. Dergi çıkarmak, bilim ve teknoloji duayenlerini bir araya getirmek ve böylece ülkeye katkı sağlamak, her türlü takdirin ötesinde bir davranış olmakla beraber, son derece de güç bir çalışmadır. Ancak, FİGES e yakışan da bu: Güçlüklerin üstesinden gelmek ve ülkeye kazandırmak. Bu yeni girişiminizi kutluyor ve üstün başarılar diliyorum. Okuyucularınıza kısaca kendimi tanıtmak da isterim. Üniversite için Ankara ya gelinceye kadar; önce Kastamonu Araç ta başlayan hayatıma, Muğla Fethiye de devam ettim ve ilk, orta ve lise eğitimimi İzmir de tamamladım. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Mühendisliği bölümünü 1983 yılında bitirerek kariyerime Fizik Mühendisi olarak başladım. Bir yandan çalışırken diğer yandan yüksek lisansımı tamamlayarak Fizik Yüksek Mühendisi unvanıyla iş hayatıma devam ettim. Telsiz Genel Müdürlüğü adıyla bilinen kurumda, önce Elektronik Test ve Ölçüm Laboratuvarı nın kuruculuğunu yap- 4 www.figes.com.tr

tım. O laboratuvarın ilk mühendisi ve bilahare müdürü oldum. Uzun dönem, sadece laboratuvarda ölçtüğümüz cihazlar Türkiye ye girebiliyor veya kullanılabiliyordu. Telsiz cihazları, uydu cihazları, pager cihazları ve artık kullanılmayan veya çok az kullanılan NMT cihazları, yani araç telefonları gibi her türlü telsiz haberleşme cihazlarının tek geçiş noktası o laboratuvardı. Daha sonra, yine Telsiz Genel Müdürlüğünde, Radyo Televizyon Yayınları Şube Müdürlüğü ve Elektronik Ölçüm Laboratuvarları Şube Müdürlüğü görevlerinde bulundum. ABD ye gittim ve orada, SCA World Wide Marketing adlı bir şirket kurdum. Sonra Türkiye ye döndüm ve Sony nin Türkiye temsilciliğinde çalıştım. Burada Radyo-Televizyon Vericileri ve Radyo Stüdyoları Grup Direktörü olarak görev yaptım. Daha sonra, Motorola ve Harris gibi dünya çapında önemli markaların Türkiye temsilcisi olan SETKOM Şirketler Grubu nda Genel Koordinatör olarak görev yaptım. 2000 yılında, Kurul Üyesi olarak Telekomünikasyon Kurumunu kurmakla görevlendirilen ekibin içinde yer aldım ve Kurul II. Başkanı olarak 2004 yılında görevimi tamamladım. Bu görevimden sonra, ARG Danışmanlık Şirketi ni ve Sinerjitürk Platformu nu kurdum. Gördüm ki Sinerjitürk, ülkemize çok yarar sağlayacak. O yüzden ticari faaliyetlerimi bitirdim. Vaktimin tamamını ülkemizde teknoloji geliştirmeye ve Sinerjitürk e ayırdım. Sinerjitürk Etkin İş ve Güç Birliği Vakfının kuruluşu, 9 Kasım 2012 tarihli T.C. Resmi Gazetesi nde yayınlanarak tamamlandı. Halen Sinerjitürk Vakfı Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak çalışmalarımı sürdürüyorum. Dünyanın birçok yerinde, akademisyenlerimiz, iş kadınlarımız / adamlarımız ve profesyonel yöneticilerimiz var. Bunların önemli bir kısmı, son derece başarılı çalışmalara imza atıyorlar; ancak biz onların yaptığı başarılı çalışmalardan, hatta onların varlığından bile haberdar değiliz diye düşünerek Sinerjitürk Platformu nu, 2007 yılında kurdum. Düşününce, amacın, öncelikle beşeri kaynağımızdan tam olarak yararlanmak olduğunu söyleyebilirim. Sinerjitürk için; Beyin Göçümüzü Beyin Gücümüze Dönüştürme projesidir diyebilirim. FİGES ARGE Dergisi: Sinerjitürk nasıl ortaya çıktı? Amaçları nelerdir? Abdullah Raşit Gülhan: DPT nin 5 yıllık kalkınma planlarının hazırlanmasında aldığım çeşitli görevlerden yararlanarak, Sinerjitürk kapsamında hangi sektörler önemlidir diye düşündüm ve 8 ileri teknoloji alanında, çeşitli ülkelere dağılmış Türk iş kadınlarını, iş adamlarını, akademisyenleri ve profesyonel yöneticileri bir araya getirecek, Türkiye yi muasır medeniyetler üstünde bir seviyeye çıkartacak, Başbakanımızın ifadesi ile Türkiye yi Lider Ülkeler arasına sokacak bir çalışmanın yapılmasının elzem olduğuna inandım. Sinerjitürk, bu düşünce üzerine inşa edildi. 2006 yılında, 830 kişiye yolladığım bir e-posta ile bunu nasıl kurmalıyız tartışmalarını başlattım. 2007 yılında, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Sayın Binali Yıldırım ın da katıldığı 35 kişilik bir yemekte, bu fikrimi anlattım. Çok büyük bir ilgi ve kabul gördü. Onlara gerçekten şükranlarımı sunuyorum. Bugün, 81 ülkede, 260 bini aşan yurttaşımıza erişiyoruz. Sinerjitürk ün amaçlarını; temel olarak bu ülkeyle gönül bağı olan, kalkınmasını arzu eden, dini, etnik kimliği ve hatta milliyeti ne olursa olsun bu ülke ile bağ kurmuş vatandaşlarımızı ve yurttaşlarımızı bir araya getirmek; ülkemizin kalkınmasına katkı sağlamak; yurt dışındaki profesyonellerimizin daha üst konumlara gelmelerine katkı sağlamak ve gerek yurt içindeki gerekse dışındaki şirketlerimizin daha büyük, daha güçlü ve teknoloji üreten şirketler olmalarına katkı sağlamak olarak özetleyebilirim. FİGES ARGE Dergisi: Sizi Sinerjitürk ü kurmaya iten temel neden ne oldu? Abdullah Raşit Gülhan: Türkiye, dünyanın önde gelen ekonomileri arasında -büyük önderin çok bilinen veciz ifadesi ile Muasır medeniyetlerin üstünde - teknoloji üreten ve teknolojiye yön veren bir ülke olacaksa ülkenin insan kaynaklarının tümünden yararlanması gerektiğini düşündüm. Bu çok önemli beşeri kaynağın heba edilmemesi gerekir. Dünyanın birçok yerinde, akademisyenlerimiz, iş kadınlarımız / adamlarımız ve profesyonel yöneticilerimiz var. Bunların önemli bir kısmı, son derece başarılı çalışmalara imza atıyorlar; ancak biz onların yaptığı başarılı çalışmalardan, hatta onların varlığından bile haberdar değiliz diye düşünerek Sinerjitürk Platformu nu, 2007 yılında kurdum. Düşününce, amacın, öncelikle beşeri kaynağımızdan tam olarak yararlanmak olduğunu söyleyebilirim. Sinerjitürk için; Beyin Göçümüzü Beyin Gücümüze Dönüştürme projesidir diyebilirim. FİGES ARGE Dergisi: Sinerjitürk te öncelik verdiğiniz uygulama alanları nelerdir? ARGE DERGİSİ 5

RÖPORTAJ Öncelikle, belirlediğimiz teknoloji alanlarında halen faaliyet gösteren Türk şirketlerinin ve Türk profesyonellerinin ayrıntılı listesini hazırlamak istiyoruz. Bu anlamda iki veri tabanı hazırlığımızı yaptık. Hemen anlaşılabileceği gibi bu veri tabanları; Türk Şirketleri Veri Tabanı ve Türk Profesyonelleri Veri Tabanı olacak. Abdullah Raşit Gülhan: Sinerjitürk Vakfı, şimdilik 8 ileri teknoloji alanı ile ilgileniyor. Bu alanları şöyle sıralayabilirim: 1. Endüstriyel Tasarım, 2. Enerji, 3. Gemi İnşa, 4. Nanoteknoloji, 5. Otomotiv, 6. Sağlık Teknolojileri (biyomedikal, ilaç, tıbbi cihaz, biyoteknoloji vb.), 7. Savunma-Uzay-Havacılık, 8. Telekomünikasyon-Bilişim Bu alanlar, bizim, şimdilik kaydı ile belirlediğimiz alanlar. Teknolojideki gelişmeye paralel olarak veya ülkemizin gereksinimlerine bağlı olarak bu alanlara yeni alanlar ekleyebilir veya bu alanlardan bazılarını çıkartabiliriz. FİGES ARGE Dergisi: Sinerjitürk ne tür çalışmalar yürütüyor? Abdullah Raşit Gülhan: Etkinlikler düzenliyoruz. Zira etkinlikler, düşüncemize göre, iş birliğinin temeli olan tanıma, dostluk oluşturma ve dostlukları pekiştirmek için elzem. Bu açıdan etkinlikler bizim için önemli bir araç; fakat Sinerjitürk, bir etkinlik düzenleme vakfı değil. Öncelikle, belirlediğimiz teknoloji alanlarında halen faaliyet gösteren Türk şirketlerinin ve Türk profesyonellerinin ayrıntılı listesini hazırlamak istiyoruz. Bu anlamda iki veri tabanı hazırlığımızı yaptık. Hemen anlaşılabileceği gibi bu veri tabanları; Türk Şirketleri Veri Tabanı ve Türk Profesyonelleri Veri Tabanı olacak. Bu konuda bir deneme çalışması da gerçekleştirdik. Altyapımızı uygun ve tam güvenli hale getirince, bu çalışmayı başlatacağız. Herhangi bir yurttaşımız veya şirketimiz, örneğin Andorra da otomobil lastiği işinde bir şirketimiz veya profesyonelimiz var mı? diye sorduğunda, ona bu konuda destek olacağız. Öte yandan, ülkemizin ihtiyaçlarına uygun olarak, üniversitelerde kuracağımız öğrenci topluluklarıyla birlikte, yurt dışında yüksek lisans ve doktora yapmak isteyen öğrencilerimize destek sağlayacağız. Üniversitelerin kıstaslarını sağlamaları koşulu ile yurt dışında, ülkemizin ihtiyaç duyduğu tezleri yapmak üzere ilgili programlara katılmalarına yardımcı olacağız. Yurt içinde ve dışında çeşitli etkinlikler düzenleyerek şirketlerimizin ve profesyonellerimizin birbirlerini tanımlarına ve şirketlerimizin kabiliyet ve kapasiteleri hakkında farkındalık oluşmasına katkı sağlayacağız. Yönetmeliği üzerinde çalışmalara devam ettiğimiz yurt dışı temsilciliklerimizi, yakın zamanda resmen kuracağız. Bugüne kadar temsilcilerimiz, gayri resmi olarak bize destek veriyorlardı. Onları resmen görevlendirmiş olacağız. Teknolojideki gelişmeleri yakından izleyerek ve teknolojinin gelişme eğilimini inceleyerek; kamu kurumları tarafından hazırlanan kalkınma planları gibi çeşitli çalışmalara katkı sağlayacak, çeşitli strateji raporları hazırlayacağız. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanımız ve Savunma Sanayii Müsteşarımız ile paylaştığımız ve olumlu düşüncelerini de aldığımız strateji gruplarımızı oluşturacağız. Burada hepsini sayamayacağım birçok alana yaygınlaştıracağımız faaliyetlerimizi, ülkemize hizmeti ön planda tutarak, fikirsel olarak destek verecek dostlarımızın katkılarıyla gerçekleştirmeye çalışacağız. FİGES ARGE Dergisi: Sinerjitürk ün bir vakıf haline gelmesinin nedenleri ve avantajları hakkında neler söyleyebilirsiniz? Abdullah Raşit Gülhan: Evet, daha önce de ifade ettiğim üzere, Sinerjitürk Vakfı, 9 Kasım 2012 tarihinde, T.C. Resmi Gazete de yayınlanan tebliğ ile kuruluşunu gerçekleştirmiş oldu. 9 kurucusu var. Benim dışımda; Abdullah Çörtü, Cihat Bilal, İlhan Barlas, Murat Dursun, Özhan Kocaman, Refik Demirci, Tolga Belen ve Umut Taştan isimli dostlarımızla birlikte kurduk. Kendileri Sinerjitürk Vakfı, dolayısı ile ülkemiz için özveriyle gayret göstermekteler. Vakıf kuruluncaya kadar, Sinerjitürk bir platform olarak çalışmalarını sürdürdü. Bildiğinizi üzere platform yapısının Türk hukukunda bir tanımı ve kabulü yok. Bu bakımdan vakıf statüsünü kazanmamız, öncelikle devletimiz nezdinde kabul edilir bir kimliğimiz olması anlamına geldi. Bu nedenledir ki, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız başta olmak üzere, çeşitli 6 www.figes.com.tr

Bakanlarımızdan ve üst düzey yöneticilerimizden randevu talebinde bulunduk. Sayın Cumhurbaşkanımız, çeşitli Bakanlarımız, çeşitli kamu yöneticilerimiz ve sivil toplum örgütü başkanlarımız ile görüştük. İleriye yönelik müşterek çalışmalar yapabilmek, daha başarılı çalışmalara imza atabilmek hususunda onların değerli öneri ve değerlendirmelerinden istifade ettik. Son olarak; biz vakfımızı kurarken birçok vakfın aksine, mümkün olduğunca şeffaf bir yapı kurmayı, hesap verebilir olmayı arzu ettik. Vakfımız, bağımsız bir denetçi tarafından denetlenecek. Bu da ileride, vakfımıza bağışta bulunan, destek veren kuruluşlarımıza güven verecek. Bunu platform çatısı altında yapmamız mümkün değildi. Bu nedenle 2007 yılından itibaren, kimseden bağış ve maddi destek almadan çalışmalarımızı kendim finanse ettim. FİGES ARGE Dergisi: Türkiye nin, 2023 te, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girme hedefi var. Ayrıca şimdiden 2035 ve 2071 vizyonlarından da bahsediliyor. Bu paralelde, Sinerjitürk ün geleceğe ilişkin vizyonu nedir? Sinerjitürk gelecekte neler yapıyor olacak? Abdullah Raşit Gülhan: Başta da belirttiğim üzere, Sinerjitürk olarak bizim hedefimiz; muasır medeniyetlerin üstüne çıkmak. Başbakanımızın ifadesi ile Türkiye nin lider ülke olmasına katkı sağlamak. Bu açıdan bakınca, biraz hayalperest bir yaklaşım olarak görülse de bizim hedefimiz, ülkemizin lider ülke olması; katkı sağlamak istediğimiz husus da bu. Sinerjitürk Vakfı olarak; öncelikle yurt içindeki ve dışındaki Türk şirketlerinin arasındaki iş birliğinin gelişmesini destekleyeceğiz ve dünyada teknolojik gelişmeler ile yeni ortaya çıkan disiplinlerdeki tüm gelişmeleri ülkemize kazandıracak yapıların ve verimli teknoloji transfer ofislerinin kurulmasına katkı sağlayacağız veya bu merkezleri oluşturacağız. Sinerjitürk, oluşturacağı strateji grupları ile ileri teknoloji ile sınırlı kalan bir çerçeve içinde, Sinerjitürk, oluşturacağı strateji grupları ile ileri teknoloji ile sınırlı kalan bir çerçeve içinde, ülkemizin kalkınmasına bir düşünce kuruluşu olarak katkı sağlayacak; politikaların oluşmasında rol alacak önemli bir merkez olmak arzusundadır. Öte yandan, halen 81 ülkede 260 bin kişiyi aşan ağımızı daha da genişleteceğiz ve oluşturacağımız veri tabanları ile şirketlerimize ve profesyonellerimize daha güçlü destek verir olacağız. ülkemizin kalkınmasına bir düşünce kuruluşu olarak katkı sağlayacak; politikaların oluşmasında rol alacak önemli bir merkez olmak arzusundadır. Öte yandan, halen 81 ülkede 260 bin kişiyi aşan ağımızı daha da genişleteceğiz ve oluşturacağımız veri tabanları ile şirketlerimize ve profesyonellerimize daha güçlü destek verir olacağız. Bu anlamda, kendimizi, ileride, ülkemizin kalkınması yolunda has, içten ve özverili bir hizmetkâr olarak görmeyi arzu ediyorum. FİGES ARGE Dergisi: Sinerjitürk e katılmak ya da katkıda bulunmak isteyen kişiler neler yapabilir? Abdullah Raşit Gülhan: Önümüzdeki üç yıl boyunca, Sinerjitürk Vakfına üye kabul etmeyeceğiz. Mütevelli Heyeti olarak, Sinerjitürk ün kurumsallaşmasını tam olarak tamamlayarak, daha başarılı bazı çalışmaları gerçekleştirdikten sonra, bu çalışmalarla müstakbel vakıf üyelerinin karşısına çıkmak istiyoruz. Ancak, Sinerjitürk ün e-posta listesine, her okuyucunuzun ve okuyucularınızın dostlarının katılmasını gönülden arzu ederim. Ara ara yolladığımız elektronik iletilerimizle bizden haber alabilirler ve çalışmalarımıza katkı sağlayabilirler. Oluşan iş birliği ortamında, biz de onlara katkı sağlayabiliriz. Ayrıca Sinerjitürk ü LinkedIn, Facebook, XING, Twitter ve Google+ gibi platformlardan da takip edebilirler. Yakında yenileyeceğimiz İnternet sayfamızın, tüm profesyonellerimize ve tüm şirketlerimize destek verecek, katkı sağlayacak önemli bir platform olacağına inanıyor ve bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sinerjitürk Vakfı, sizlerin, tüm dostlarımızın bağışlarını kabul etmektedir. İsteyenler, Vakıflar Bankası Cumhurbaşkanlığı Şubesi nezdinde açılan Sinerjitürk Etkin İş ve Güç Birliği Vakfı nın hesabı aracılığıyla bağış yapabilirler. ARGE DERGİSİ 7

MAKALE 1. Giriş Hava araçları ile kuşların havada çarpışması durumu (İngilizcesi bird strike), uçuş güvenliğini etkileyen önemli etmenlerden biridir ve büyük maddi hasara ve bazı durumlarda, can kayıplarına yol açabilir. Bu kazalardan dolayı oluşan senelik hasar, ABD de 400 milyon dolar, tüm dünyada ise 1,2 milyar dolar olarak tahmin edilmektedir [1]. Birçok olası kuş çarpmasının, kuşların son anda yön değiştirmeleri neticesinde önlendiğine inanılmaktadır. Ancak, özellikle kuşlara yön değiştirmeleri için çok az bir zaman bırakan uçaklar, yüksek hızlarda hareket ettikleri için büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (International Civil Aviation Organization / ICAO) raporlarına göre, kuş çarpışmalarının yüzde 90 gibi büyük bir çoğunluğu, havaalanları yakınında ve kalkış ya da iniş sırasında meydana gelmektedir. Çarpmaların çoğunluğu, etkisini hava aracının ön kısımlarında gösterirken, birçok durumda da kuş, hava aracının jet motoru tarafından emilir ve motorun pallerinin ve gövdesinin hasara uğramasına neden olur. Kuş Çarpma Analizleri Güralp Başaran Yapısal Analiz Mühendisi Yapısal Analiz ve Tasarım Ekibi - Ankara FORÇA AÉREA BRASILEIRA Şekil 1. Kuş çarpması sonucu oluşan hasara örnek [2] Darbenin kuvveti; çarpan hayvanın ağırlığına, yönüne ve darbe esnasındaki hız farkına bağlıdır. Aracın ağırlığı genellikle göz ardı edilir; çünkü çoğunlukla çarpan hayvanla kıyaslandığında çok daha büyüktür. Darbenin enerjisinin büyüklüğü, hız farkının karesi ile orantılı olarak artar. Kuş çarpmasının etkilerinin test ortamında tekrarlanamıyor olması, bu etkilerin bilgisayar ortamında hesaplamalı mekanik yardımıyla benzetilmesini şart koşmaktadır. Bu analizlerin ürün geliştirme aşamasında kullanılması, kayıpların asgari değerlerde tutulması açısından büyük önem taşımaktadır. Analiz sonuçları, malzeme değişikliği ve yapısal / geometrik iyileştirmelerin belirlenmesinde, tasarıma önemli girdiler sağlayabilmektedir. Bu makalede, kuş çarpması analizlerinin detaylarına değinilmiş ve bu analizler üzerinden, farklı diskritizasyon metotlarının karşılaştırması yapılmıştır. Kuş çarpma analizinde kullanılan SPH (Smoothed-Particle Hydrodynamics) nümerik diskritizasyon metodunun, Lagrange, Euler ve ALE (Arbitrary Lagrangian Eulerian) gibi diğer metotlarla çözüm süresi, modelleme ve gerçeğe yakınlık FORÇA AÉREA BRASILEIRA 8 www.figes.com.tr

yönünden kıyaslamaları yapılmıştır. Bu metotlar arasında, SPH yöntemi ile uçak kanadına kuş çarpması benzetiminin bir örneği, ANSYS LS-Dyna yazılımı kullanarak yapılmıştır. 2. Lagrange, Euler ve ALE Yaklaşımları Kuş çarpma analizlerinde en yaygın yaklaşım, kuşun, analiz ortamında silindirik, elipsoid veya yarım küresel katı olarak modellenmesi ve malzeme özelliklerinin, suyun malzeme özelliklerine yakın seçilmesidir. Kuşun nümerik diskritizasyonu Lagrange, Euler, ALE veya SPH yaklaşımı uygulanarak sağlanabilir. Lagrange yaklaşımı, malzeme koordinat sistemini kullanır. Bu sistem, Lagrange koordinatları olarak da bilinir. Düğüm noktaları, geometriyle beraber hareket eder. Tek bir eleman içerisindeki kütle korunur ve elemanlar arası kütle transferi olmaz. Bu nedenle deformasyon sonrası malzeme sınırlarını veya dış yüzey konturunu, diğer metotlara nazaran daha doğru tanımlar. Bu yöntemin en önemli avantajı, analiz süresinin diğer yöntemlere nazaran daha kısa olması ve düşük deformasyon değerleri için sonuçlardaki güvenilirliğinin daha fazla olmasıdır. Lagrange yönteminde genelde karşılaşılan problem, yüksek deformasyon miktarları sonucunda ağ yapısındaki elemanların kalitesinin değişmesine bağlı olarak, sonuçların hassasiyetinin ve nümerik stabilitenin daha düşük gerçekleşmesidir. Yüksek deformasyonların görüldüğü analizlerde, Lagrange yaklaşımında hassasiyet yakalamak için remeshing yapılabilir; ancak bu işlem de analiz süresini arttıran bir faktördür ve her geometride istenen kalitede bir ağ yapısı oluşturamayabilir. Bunun yanında, Lagrange ağ yapısı oluşturmanın karmaşık geometrilerde güç olması da bu yaklaşımın dezavantajları arasındadır. Euler metodu, çoğunlukla akış analizlerinde tercih edilir. Ağ yapısı uzayda sabit ve hareketsizdir. Malzeme, ağ yapısının içinden akar; dolayısıyla Euler elemanlarının arasında kütle transferi olmaktadır. Malzemenin dış yüzeyi de sabit ağ yapısı içerisinden aktığı ve yer değiştirdiği için boşluk (veya hava) da modellenmelidir. Her bir eleman veya hücre içerisinde birden fazla akışkan veya gaz bulunabilmektedir. Ağ yapısı malzemeyle beraber hareket etmediği ve uzayda sabit olduğu için bozulması veya doğruluğunu kaybetmesi gibi bir sorun bulunmamaktadır. Euler metodunun en büyük dezavantajlarından birisi, Lagrange a nazaran eleman formülasyonunun çok daha fazla hesaplama içermesi ve dolayısıyla da analiz süresinin uzun olmasıdır. ALE metodu ise Lagrange ve Euler yaklaşımlarının birleşimidir. ALE elemanları arasında Euler de olduğu gibi kütle transferi olabilmektedir ve eleman içerisinde birden fazla malzeme bulunabilmektedir (İngilizcesi multi-material ALE). Ancak Euler den farklı olarak ağ yapısı, uzayda malzeme noktalarından bağımsız olarak hareket edebilmektedir. ALE, tek bir malzeme üzerinde kullanıldığı durumda (İngilizcesi single-material ALE), düğüm noktaları, malzemenin serbest yüzeyini takip edecek şekilde hareket edebilmektedir. Bu modelleme yöntemi, daha çok katı cisimler için kullanılır. Bu durumda, malzemenin sadece kendi içerisindeki elemanları arasında kütle transferi olmakta, serbest yüzeydeki düğüm noktaları yine yüzeyde kaldığından dolayı boşluğun (veya havanın) modellenmesine gerek kalmamaktadır. Şekil 2. (1) Lagrange, (2) Euler, (3) ALE yöntemlerinde ağ yapısı davranışı [3] 3. Ağsız Yöntemler ve SPH Yaklaşımı Sonlu elemanlar metodundan farklı olarak, ağsız yöntemlerde çözüm bölgesi, noktasal parçacıklarla (nodlarla) modellenir. Her parçacığın temsil ettiği hacme tekabül eden bir kütle değeri vardır. Bu nodları birbirine bağlayan elemanlar bulunmamaktadır. Bu özellik, bütün ağsız yöntemler için ortaktır. Sonlu elemanlarda, her eleman için lokal şekil fonksiyonları tanımlanırken, ağsız yöntemlerde, parçacıklar için global tek bir şekil fonksiyonu tanımlanır. SPH yöntemi de bir ağsız yöntemdir; parçacıklar malzeme noktalarını takip ettiği için, bir tür ağsız Lagrange yöntemi olarak da tanımlanabilir. Şekil 3. SPH nodları ve I nodunda tanımlı şekil fonksyonu. Ağsız yöntemler, genellikle, sonlu elemanlar yönteminde karşılaşılan olumsuzlukların aza indirilmesini sağlamak için geliştirilmiştir. Sonlu elemanlar yöntemi; malzeme aşınma, kırılma, kopma ve ayrılma senaryolarından doğan süreksizlikler için özel modelleme teknikleri kullanılmasını gerektirmektedir. Bu tarz senaryolarda ağsız yöntemlerin (veya SPH nin) Lagrange modellemeye karşı avantajı, yüksek deformasyonlarda doğruluğunun ve stabilitenin bozulmaması ve malzeme kopması ve ayrılması gibi durumları daha kolay ele alabilmesinden kaynaklanır. Aynı zamanda, parçacıklarla diskretizasyon oluşturulurken eleman tipi, büyüklüğü ve kalitesi gibi kaygılar bulunmadığı için, karmaşık geometriler çok rahatlıkla SPH nodlarıyla diskretize edilebilmektedir. Euler ve ALE metotlarıyla karşılaştırıldığı zaman SPH nin en önemli özelliği, malzeme sınırlarını ve serbest yüzeylerini, doğruluğu yüksek bir şekilde benzetebilmesidir. ARGE DERGİSİ 9

MAKALE Ayrıca ALE yaklaşımının, SPH ve Lagrange yaklaşımına nazaran, temas kuvvetlerinin hesaplanmasında yeterli derecede verimli olmadığı söylenebilir. Bu durum, ALE ağ yapısının yoğunlaştırılması ile çözülebilir; fakat bu da analiz çözüm süresini diğer iki yaklaşıma göre oldukça fazla uzatacaktır Şekil 4. Farklı yöntemler kullanılarak balistik benzetim sonuçları. Şekil 7. Kuşun kanatta yarattığı deformasyon miktarları. Kuşun kanatta yarattığı deformasyon miktarları, Şekil 7 de gösterilmiştir. Burada kanat elemanları üzerinde 0,1 lik plastik gerinme değerinin aşılması durumunda elemanların silinmesi, *MAT_ADD_EROSION komutu ile sağlanmıştır. Kuşun çarpma hızında kanat yüzeyini delerek kanadın içine doğru girdiği ve kanatta önemli derecede hasar yarattığı görülmüştür. Şekil 5. Farklı yöntemler kullanılarak Taylor Darbe Testi sonuçları. 4. Kuş Çarpması Analizleri Bu çalışmada, kuşun modellenmesi için literatürde ve uygulamada en çok rastlanan SPH yöntemi kullanılmıştır. Kuşu temsil eden geometri, hem çok yüksek deformasyonlara uğradığından hem de istenen doğruluğu makul analiz süreleri içerisinde sağlayabildiğinden dolayı, SPH bu problem için en uygun yöntemdir. Uçak kanadı, Lagrange kabuk sonlu elemanlarıyla modellenmiştir. Çalışmada, uçak kanadına bir kuşun çarpması ve bu çarpışma esnasında uçak kanadında ne miktarda enerji sönümlendiğinin ve kanatta oluşacak deformasyonun incelenmesi gerçekleştirilmiştir. Şekil 6. Problemin LS-Dyna modeli, kuşun Lagrangian solid ve SPH modelleri. Kuş, elipsoid olarak modellenip, SPH parçacıklarıyla diskretize edilmiştir. Kanat parçası 10.200 adet shell elemanı; kuş ise 8.020 adet SPH parçacığıyla modellenmiştir. Kuşun malzeme özellikleri, su malzeme özelliklerine yakın alınmıştır; çünkü kuşun yapısının büyük bir oranını su oluşturmaktadır ve bu oranın yanında kas ve kemikler düşük bir mukavemete sahiptir. Kanat malzeme modeli, *MAT_PIECEWISE_LINEAR_PLASTICITY olarak, LS-Dyna içerisinde modellenmiştir. Özellikle darbe ve çarpma benzetimlerinde önemli bir faktör olan deformasyon hızı (İngilizce strain-rate) etkisi, bu malzeme modeliyle tanımlanabilmektedir. Çarpışma hızı olarak 250 m/s lik (900 km/saat) bir çarpışma durumu incelenmiştir. Tablo 1, Analizlerin birbirleriyle kıyaslaması Tablo 1 de, farklı ağ sayısında diğer yaklaşımlarla yapılan kuş çarpma analizlerinin birbirleriyle süre yönünden kıyaslaması gösterilmiştir. Analizlerde elde edilen temas kuvvetleri ve deformasyon miktarlarının birbirine oldukça yakın olduğu göz önünde bulundurulduğunda, analiz süresinin en kısa olduğu ve modelleme (ağ yapısı oluşturma) kısmında daha az efor gerektiren SPH yaklaşımının, diğer yaklaşımlara göre daha avantajlı olduğu söylenebilir. Kaynaklar: [1] Wikipedia, http://en.wikipedia.org/wiki/bird_strike [2] http://www.fab.mil.br/portal/operacoes_aereas/ cruzex5/index.php?page=mostra&id= 344&idioma=1 [3] Do I., Day J., Overview of ALE Method in LS-Dyna, Lawrance Livermore Software Technology (LSTC), 2005 [4] V. K. Goyal, C. A. Huertas, T. J. Vasko, 2013. Bird-Strike Modeling Based on the Lagrangian Formulation Using LS-DYNA, Am. Trans. Eng. Appl. Sci. 2(2): 057-081. [5] J. Lacome, Smooth Particle Hydrodynamics (SPH): A New Feature in LS-DYNA, in: Proceedings of the 6th International LS-DYNA Users Conference, 2000. [6] J. Metrisin, B. Potter, Simulating Bird Strike Damage in Jet Engines, ANSYS Solutions 3 (4) (2001) 8 9. 10 www.figes.com.tr

Numerik Yöntemlerle Radar Kesit Alanı Hesabı Özge Taşkın ANSYS, Elektromanyetik Uygulama Mühendisi Prof. Dr. Caner ÖZDEMİR Mersin Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Yrd. Doç. Dr. Deniz BÖLÜKBAŞ İstanbul Arel Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü FİGES, Elektromanyetik Tasarım ve Analizler Ekibi Lideri 1. Radar Kesit Alanı Radar kesit alanı (RKA), bir nesne tarafından karşılanan ve geri yayılan elektromanyetik (EM) enerjinin bir ölçüsüdür. Kabaca RKA; bir nesnenin (ya da hedefin) EM bir dalga ile aydınlatıldığında, efektif eko (ya da yansıma) alanı olarak da tanımlanabilir. Radar alıcısı açısından ele alındığında ise RKA, bir nesnenin EM enerjiyi radar alıcısı yönündeki yansıtabilirliğinin bir ölçüsü olarak da düşünülebilir. RKA nın birimi metrekaredir. Bir nesnenin RKA sı nesnenin gerçek büyüklüğüyle orantılıdır. RKA nın daha resmi tanımı şu şekilde yapılabilir. RKA; bir nesneden steradyan (sr) başına radar alıcısı yönünde yansıyan gücün, nesne tarafından karşılanan güç yoğunluğuna oranıdır. Eğer nesne tarafından saçılan güç yoğunluğu W s olarak gösterilirse; {R 2 W s } miktarı radar alıcısı tarafından steradyan başına saçılan EM enerjiyi verir. W i ise nesne tarafından karşılanan güç yoğunluğu olarak ele alınırsa; nesnenin RKA sı aşağıdaki gibi hesaplanabilir: (1) RKA değeri, genel olarak hedefin, radarın uzak alan bölgesinde olduğu düşünülerek ele alınır ve dolayısıyla yukarıdaki denklemdeki R değeri sonsuza çekilir. Dolayısıyla denklem; daha pratik olarak gelen ve saçılan elektrik alan şiddetleri cinsinden aşağıdaki gibi yazılabilir. (2) Burada E i ve E s ; gelen ve yansıyan elektrik alan şiddetlerini vermektedir. Şekil 1 de görüleceği üzere, bir EM dalga nesneye çarptıktan sonra, genel olarak her yöne doğru saçılma yapar. RKA hesabında, sadece radar alıcısı yönündeki saçılma enerjisi kullanılır. Eğer radarın alıcı ve verici anteni aynı ise geri saçılan enerji radar alıcısı tarafından toplanır ve hesaplanan RKA değeri, monostatik Şekil 1: Radardan gelen EM enerji, nesneye çarptıktan sonra her yöne saçılır. RKA yı verir. Eğer radar alıcısı, radar vericisinden uzayda farklı bir konumda bulunuyorsa hesaplanan değer bistatik RKA yı verir. Bir nesnenin RKA sı hem nesneye doğru bakış açısına hem de gönderilen EM dalganın frekansına göre değişir. Bu değişim, çok küçük açı değişimlerinde bile çok fazla olabilmektedir. Aynı durum, frekans için de geçerlidir. Bir nesneye hangi yönden baktığınıza göre, o nesnenin bakış yönünüze dik olan iz düşümü kesiti de değişir. Bu durum; geri yansıyan EM enerjinin de değişmesine neden olur ve RKA değeri de değişir. Ancak küre şeklindeki bir nesnenin iz düşümü kesiti bakış açısına göre değişmeyeceğinden, RKA sı da değişmeyecektir. Frekans değiştikçe; nesnenin elektriksel uzunluğu da değişeceğinden RKA sı da değişir. Genel olarak frekans yükseldikçe, nesnelerin RKA ları artar. Nesnenin yapılmış olduğu malzeme de EM dalganın yansımasını etkileyeceğinden dolayı RKA değerini de etkiler. Metal nesneler, EM enerjinin hepsini ARGE DERGİSİ 11

MAKALE geri yansıtırken, dielektrik (yalıtkan) temelli nesneler, bu enerjinin ancak bir bölümünü geri yansıtmaktadırlar. 2. RKA nın Önemi ve FİGES te Yapılan Çalışmalar RKA, askeri platformların (uçaklar, gemiler, tanklar, vb.) tespitindeki ana parametredir. Hayalet uçak (stealth) olarak tabir edilen ve radar tarafından yakalanmamak üzere tasarlanmış olan platformlar; tehdit frekanslarında düşman radarı tarafından tespit edilemeyecek kadar oldukça düşük RKA değerlerine sahip olacak şekilde tasarlanmaktadır. Düşük RKA özelliği, platform üzerinden düzlemsel yapıların kullanılması ve radar soğurucu malzemeler ya da boyalar kullanılması sayesinde gerçekleştirilmektedir. EM problemlerin numerik çözümleri konusunda bilgi birikimi ve deneyimiyle FİGES Elektromanyetik Tasarım ve Analizler Ekibi, RKA değeri simülasyonu ve sonuçların ölçümlerle doğrulanması konusunda çalışmalar yürütmektedir. Bu kapsamda yapılan çeşitli projeler başarıyla tamamlanmıştır. 3. Numerik RKA Hesabı RKA hesabında; Elektrik-Alan İntegral Denklemi (EAİD) ve Manyetik-Alan İntegral Denklemi (MAİD) temelli ya da Sonlu Elemanlar Yöntemi (Finite Element Method / FEM) gibi tam-dalga çözümleri, elektriksel büyüklüğü çok fazla olmayan nesneler için kullanılabilmektedir [1-3]. Özellikle son dönemde bilgisayar teknolojisinin hızla ilerlemesi ve çok çekirdekli ya da çok işlemcili yapılarla paralel programlama tekniklerinin gelişmesi sonucunda, tam dalga çözümleri etkin olarak kullanılmaya başlanmıştır [4-5]. FİGES te RKA tahmini amacıyla yapılan çalışmalarda, ANSYS HFSS (High Frequency Structural Software) yazılımı kullanılmaktadır. Endüstride standart olan ANSYS HFSS, 3 boyutlu EM alan simülasyonlarında başarımı ispatlanmış bir yazılımdır. Yazılımda kullanıcı seçimine bağlı olarak Sonlu Elemanlar Yöntemi ya da Integral Denklem Yöntemi kullanılabilmektedir. Örnek çalışma için, üçgensel üçyüzlü köşe yansıtıcı ile dairesel üçyüzlü köşe yansıtıcılarının ANSYS HFSS yazılımı ile RKA değeri hesaplanmış ve sonuçlar bu bölümde gösterilmiştir. Her iki saçıcının da mükemmel elektrik iletken olması durumunda, azami RKA değerleri analitik olarak bilinmektedir. Şekil 2 de, problem çözümünde kullanılan koordinat sistemi gösterilmiştir. Üçgensel üçyüzlü köşe yansıtıcının RKA değeri Denklem 3 te ve dairesel üçyüzlü köşe yansıtıcının RKA değeri ise Denklem 4 te verilmiştir. (3) (4) Bu denklemlerde ơ max (m 2 ) azami RKA, λ (m) etkiyen EM dalganın dalga boyu ve L (m) yansıtıcı geometrisinin dikme uzunluğudur. Denklem 3 ve 4 te görüldüğü gibi, ơ max, yansıtıcının dikme uzunluğu arttıkça ve etkiyen EM dalganın dalga boyu küçüldükçe artmaktadır. Şekil 3 te, mükemmel elektrik iletken üçgensel üçyüzlü köşe yansıtıcının 8-16 GHz aralığında analitik RKA değerlerinin dikey-dikey (DD) ve yatay-yatay (YY) polarizasyon için ANSYS HFSS yazılım sonuçlarıyla karşılaştırması yer almaktadır. Üçgensel üçyüzlü yansıtıcı için 8 GHz frekansında azami RKA değeri 50,65 dbm 2 olarak hesaplanmıştır. Her iki polarizasyonda, geometri 8 GHz frekansında en düşük RKA değerini almakta ve frekans arttıkça azami RKA değerleri artmaktadır. 8 GHz frekansında azami RKA değeri DD polarizasyon için 50,65 dbm 2 ve YY polarizasyon için 50,56 dbm 2 dir. 16 GHz frekansında azami RKA değeri DD polarizasyon için 50,65 dbm 2 ve YY polarizasyon için 56,58 dbm 2 dir. Azami RKA değeri, benzetimlerde kullanılan en yüksek frekans olan 16 GHz frekansında elde edilmektedir. RKA değeri hesaplanacak olan saçıcının malzeme özelliği, yazılım kütüphanesinden seçilebilmektedir. Yukarıda mükemmel elektrik iletken olarak tanımlanan saçıcılar, dielektrik olarak da Şekil 2: Üçgensel üçyüzlü köşe yansıtıcısının x ekseni ile yaptığı açı (φ açısı) ve z ekseni ile yaptığı açı (θ açısı). 12 www.figes.com.tr

değerinin düşük olması hedeflenmekte ve RKA azaltıcı yöntemler uygulanmaktadır. FİGES in Elektromanyetik Tasarım ve Analizler Ekibi, bilgi birikimi ve deneyimi ile RKA hesaplamasını başarımı kanıtlanmış yazılımlar kullanarak başarıyla gerçekleştirmektedir. Şekil 3: Mükemmel elektrik iletken üçgensel üçyüzlü köşe yansıtıcısının 8-16 GHz aralığında analitik RKA değerinin DD ve YY polarizasyon için ANSYS HFSS yazılım sonuçlarıyla karşılaştırılması. seçilebilmekte ve RKA analizi yapılabilmektedir. ANSYS HFSS yazılımı ile hesaplanan RKA değeri, çeşitli makalelerdeki ölçüm sonuçlarıyla karşılaştırılmış ve başarılı sonuçlar elde edildiği bildirilmiştir. Şekil 4 te, Amerikan Kara Kuvvetleri Araştırma laboratuvarı (Army Research Laboratory / ARL) tarafından gerçekleştirilen çalışmanın sonuçlarından bir örnek yer almaktadır [6]. Şekil 4(a) da görülen dielektrik pervane modeli için; 10 GHz frekansında Ɵ = 0 elevasyon açısında, HFSS yazılımı kullanılarak hesaplanan ve ölçüm sonucu elde edilen RKA değerleri Şekil 4(b) de görülmektedir. RKA, saçıcıların radar tarafından tespit edilmesi probleminde oldukça önemli rol oynadığından, platformların tasarım sürecinden başlamak üzere dikkate alınmalıdır. Özellikle savunma amaçlı kullanılan platformların RKA Şekil 4: (a) RKA hesaplamaları ve ölçümlerinde kullanılan pervane modeli, (b) 10 GHz frekansında Ɵ = 0 elevasyon açısında dielektrik pervanenin dikey-dikey polarizasyon RKA değeri (açık mavi: HFSS; kırmızı: ölçüm sonucu), Yatay-yatay polarizasyon RKA değeri; (açık yeşil: HFSS, turuncu: ölçüm sonucu) Kaynaklar: [1] Balanis, C. A., Antenna Theory, Analysis and Design, Harper & Row, New York, 1982. [2] Ekelman, E. and Thiele, G., A hybrid technique for combining the moment method treatment of wire antennas with the GTD for curved surfaces, IEEE Trans. Anten. Propag. AP-28: 831, 1980. [3] Kim, T. J. and Thiele, G., A hybrid diffraction technique general theory and applications, IEEE Trans. Anten. Propag. AP-30: 888 898, 1982. [4] Ramahi, Omar M. and Mittra, R., Finite-element analysis of dielectric scatterers using the absorbing boundary condition, Magnetics, IEEE Transactions on Volume: 25, Issue: 4, Page(s): 3043 3045, 1989. [5] Jian-Ming Jin, Finite element analysis of antennas and phased arrays in the time domain, Electromagnetics in Advanced Applications (ICEAA), 2012 International Conference on, Page(s): 139, 2012. [6] William A. Spurgeon, Robert B. Bossoli, Nicholas Hirth and Kenneth Ferreira, RCS Predictions From a Method of Moments and a Finite-Element Code for Several Targets, Army Research Lab, ARL-TR-5234 July 2010. ARGE DERGİSİ 13

MAKALE Yakıt Pilleri Sevil Çınar İncir FİGES Akışkanlar Dinamiği Analizleri Mühendisi Ali Murat Soydan Yüksek Mühendis, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Yerleşmiş enerji üretim yöntemlerinin kullanımı ve geliştirilmesi ile geçen bir yüz yılın ardından, enerji piyasasının talepleri doğrultusunda, yeni teknolojiler ve alternatif çözümler üretilmeye başlanmıştır. Bu talepler; enerjinin daha güvenilir, daha ucuz ve daha kaliteli olması ile birlikte, daha çevreci olması yönündedir. İçten yanmalı motorların aksine, yüzde 95 e varan verimlerle çalışabilen ve çevre dostu hidrojen enerjisini kullanan yakıt hücreleri, günümüzün en popüler çalışma konularından biridir. Sürekli olarak çalışabilen bir batarya sistemine benzeyen yakıt hücreleri, bataryada olduğu gibi anot ve katottan oluşan iki elektrota ve bunları ayıran bir elektrolite sahiptir. Bataryalarda, indirgeme ve oksitleme reaksiyonlarında kullanılan kimyasal maddeler, aynı yerde bulunmakta ve aynı anda reaksiyona sokulmaktadır. Elektrokimyasal bir enerji çevrim aracı olan yakıt pillerinde, reaktanlar sürekli olarak reaksiyon bölgesine akış yolu ile beslenir. Böylelikle, kullanılan yakıtın enerjisi, klasik bataryalardan daha verimli bir şekilde, doğrudan elektrik enerjisine çevrilir. Yakıt hücresinin çalışma prensibi, kataliz temeline dayanır; l Reaksiyona giren yakıtın elektron ve protonları ayrılır, l Elektrolit iletken olmadığından (Elektrolitler iyonik iletkendir, yakıt hücresi tipine göre oksijen iyonu ya da hidrojen iyonlarını ileterek iyonik iletkenlik gerçekleştirmiş olurlar), elektronlar bir elektronik devre üzerinden akmaya zorlanır ve böylece elektrik akımı üretilmiş olur. Bir diğer katalitik prosesle de geri toplanan elektronlar, protonlarla ve oksitleyici ile birleşerek atık ürünler açığa çıkar. Yakıt pillerinde en çok kullanılan yakıt hidrojendir. Bunun yanında, doğalgaz gibi hidrokarbonlar ve metanol gibi alkoller de yakıt olarak kullanılabilir. Klasik bataryalarda olduğu gibi tek kullanımlık veya şarj edilmesi gereken metal reaktanlar yerine, harici hidrojen ya da oksijen kullanması, yakıt hücrelerinin önemli bir artısıdır. Böylelikle yakıtla desteklendiği sürece, yakıt hücresinden elektrik enerjisi sürekli olarak elde edilebilir. Klasik bataryalarda ilk olarak gerçekleşen yanma reaksiyonunun verimi, üretilen elektrik enerjisinin verimini doğrudan etkilerken, yakıt hücrelerinde doğrudan elektrik enerjisi üretildiğinden, yanma aşamasındaki kayıplar yakıt hücreleri için önemli değildir. Sessiz ve modüler yapıları, düşük emisyonları ve yüksek verimleri ile yakıt hücreleri, genel olarak ulaşım sektöründe, elektriğini ve ısısını kendi üreten binalarda (combined heat & power / CHP), uzayda elektrik ve su üretmek amacıyla ve savunma sanayisinde kullanılan sensörlere ve diğer elektronik ünitelere güç sağlamak amacıyla kendisine kullanım alanı bulmaktadır. Bir yakıt hücresinde depolanabilen yakıt miktarı, aynı kütledeki veya hacimdeki bir bataryanınkinden birkaç kat daha fazla olduğundan, gelecekte yakıt hüc- Şekil 1. Yakıt pili katı modeli. 14 www.figes.com.tr

Şekil 2. Elektrolit yüzeyindeki statik sıcaklık dağılımı. relerinin küçüleceği ve çok daha fazla alanda kullanılabileceği tahmini kolaylıkla yapılabilir. Yakıt hücreleri, kullanılan yakıt ve çalışma sıcaklıklarına bağlı olarak 5 türdür: l Düşük sıcaklıkta çalışanlar: Alkaline Fuel Cell (AFC) ve Solid Polymer Fuel Cell (SPFC) dir. l Orta sıcaklıkta çalışanlar: Phosphoric Acid Fuel Cell (PAFC) dir. l Yüksek sıcaklıkta çalışan yakıt hücreleri ise Molten-Carbon Fuel Cell (MCFC) ve Solid-Oxide Fuel Cell (SOFC) dir. SOFC'lerde katı oksit veya seramik elektrolit kullanılmaktadır. SOFC ler 500-1000 o C arası sıcaklıklarda çalışır ve 1 Watt tan MW lar mertebesine kadar güç üretebilir.. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü (GYTE) Nano Teknoloji Araştırmaları Merkezi ve Kalekalıp bünyesinde, Ali Murat Soydan ın doktora tezi kapsamında yapılan ortak çalışmada, GYTE tarafından tasarlanan yakıt pillerinin (SOFC) akışkanlar dinamiği analizleri, FİGES tarafından gerçekleştirilmiştir. Bataryalar yerine geçebilecek olan askeri güç ünitelerinin tasarlanıp üretilmesini hedefleyen bu projede, yapılan modelleme çalışmasının amacı, yakıt pilini hesaplamalı akışkanlar dinamiği yöntemleriyle modelleyip optimizasyon çalışmalarının gerçekleştirilmesiydi. Yakıt pili malzemeleri ve üretim yöntemleri yüksek maliyetlere sahip olduklarından, bilgisayar ortamında simülasyonlarının gerçekleştirilmesi maddi açıdan kar sağlamaktadır. GYTE tarafından tasarlanan yakıt pillerinin simülasyonlarına geçilmeden önce, doğrulama çalışmaları yapılmıştır. Yapılan bu çalışmada kullanılan geometri, Şekil 1 de gösterilmektedir. Analizler, ANSYS Fluent yazılımı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Anot ve katot elektrotlarının arasında elektrolit bulunmaktadır. SOFC modellenirken, elektrolit yüzey olarak modellenmektedir. Yakıt olarak hidrojen kullanılmıştır. Reaksiyona giren yakıtın elektron ve protonları ayrılır ve elektrolit iletken olmadığından, elektronlar akım toplayıcılarda toplanarak elektronik bir devre üzerinden akmaya zorlanır. Böylece elektrik akımı üretilmiş olur. Fluent te yapılan simülasyonun sonuçları, Şekil 2 ve Şekil 3 te görülmektedir. Yakıt pillerinde, akım yoğunluğu artarken elektrik potansiyelinin de artması gerekir. Yapılan analizde, bunun doğrulandığını görülebilmektedir. Elektrolit yüzeyi üzerindeki akım yoğunluğu, elektrik potansiyeli ve sıcaklık dağılımlarına bakıldığında, akım yoğunluğu ve elektrik potansiyeli girişten çıkışa doğru azalırken, sıcaklık artış göstermektedir. Yüksek sıcaklık ve düşük akım yoğunluğundan dolayı optimum bir tasarım için buradaki yakıt pilinin boyunun kısaltılması gerekir. Şekil 3. (a) Elektrolit yüzeyindeki elektrik potansiyeli dağılımı (b) Elektrolit yüzeyindeki akım yoğunluğu dağılımı. ARGE DERGİSİ 15

MAKALE ANSYS 14.5 Sürümü Yenilikleri Yapısal Mekanik Ercenk Aktay FİGES İzmir Bölgesi Yapısal Analizler Yöneticisi Değerli okuyucularımız, Bu yazımızda, ANSYS in 2012 sonbaharında piyasaya sürülen en güncel versiyonu 14.5 in içerdiği yapısal mekanik tarafındaki güncellemeler hakkında sizleri bilgilendirmeyi amaçladık. Bu güncellemeler arasından öne çıkanları derledik. 1. Büyük ve Karmaşık Modellerin Analizlerindeki Yenilikler Sonlu elemanlar dünyasında birçok kullanıcı için büyük ve karmaşık modeller üzerinde analizler yapmak artık standart hale gelmiştir. Bu nedenle; geometriden, sonuçların alınmasına kadar olan aşamalarda yapılan işlemler için harcanan zamanın azaltılması ve kullanılabilirliğin arttırılması oldukça önemlidir. a. Geometri İmport İşlemlerinde Hızlanma: ANSYS 14.5 te gelen Workbench Geometry Type import seçeneği sayesinde, büyük modellerin analiz ortamına alınması ve çözüm ağının oluşturulması işlemleri, 10 kata kadar hızlandırılmıştır (Şekil 1). b. Kontak Bağlantı Matrisi ANSYS 14.5 te gelen Connection Matrix özelliği sayesinde, montajı oluşturan alt parçaların birbirleri ile yapmış olduğu kontak durumları daha net şekilde anlaşılabilmektedir (Şekil 2). c. Model Kurulumu Filtreleme ve Görsel İpuçları Modelin okunabilirliğini arttırmak için; yüklemeler, sınır koşulları gibi seçeneklerde, rassal renklendirme alt seçe- Şekil 1. Designmodeler Import detay seçenekleri. neği kullanıcının hizmetine sunulmuştur (Şekil 3). Böylelikle, birbirine yakın bölgelerdeki unsurlar, analizci tarafında rahatlıkla ayırt edilebilmektedir. Şekil 3. Filtre ve renk kodu seçenekleri. Şekil 2. ANSYS WB Bağlantı Matrisi. 16 www.figes.com.tr

e. Otomatik Submodeling Bilindiği üzere submodeling tekniği, büyük modellerin belirli bir kısmının daha detaylı incelenmesi gerektiği durumlarda, çözüm süresinden büyük ölçüde tasarruf edilmesini sağlayabilen, oldukça verimli bir analiz metodu olarak öne çıkmaktadır. 14.0 sürümüne kadar ANSYS WB de makrolar aracılığı ile faydalanılabilen bu yöntem, 14.5 sürümünde, artık tamamen otomatik kurulum kullanılarak gerçekleştirilebilmektedir (Şekil 5). Şekil 4. Obje Jeneratörü. d. Obje Jeneratörü ANSYS 14.5 sürümü ile birlikte gelen Obje Jeneratörü sayesinde; sınır koşulları, sonlu elemanlar ağı, temas ve geometri dalındaki herhangi tür bir öğe, analiz modeli kurulumunu basitleştirmek amacıyla named selection lar üzerinden çoğaltma işlemine tabi tutulabilmektedir (Şekil 4). f. HPC ve GPU Gelişmeleri Çözücü olarak Sparse Solver tercih edilmesi durumunda, analiz zamanını azaltmak için birden fazla GPU dan faydalanabilmek, ANSYS 14.5 te artık mümkün hale getirilmiştir. Şekil 6 daki grafikte, sarı kutucuk içerisinde özellikleri verilmiş olan 2 GPU lu Linux iş istasyonunda kontur dağılımı verilmiş olan türbin modelinin ANSYS 14.5 üzerinde koşulması ile elde edilmiştir. Test cihazı üzerinde 8 adet CPU ve Distributed ANSYS çözücüsü ile sırasıyla 0, 1 ve 2 GPU destekli çözümler gerçekleştirilmiştir. Dikkat çekicidir ki; 1 ve 2 GPU kullanımının çözüm süresine yaptığı ilave katkı, her üç çözümde de kullanılan 8 CPU nun yaptığı ana işten hiç de aşağı kalmamaktadır (Şekil 6). g. Sonuç Dosyalarının Boyutunda Azalma ANSYS 14.5 te, asal gerilmelerin hesaplanıp sonuç dosyaları içerisinde depolanmasından ziyade, söz konusu gerilmelerin talep anında hesaplanmaları metodu benimsendiği için, özellikle dinamik analizlerin sabit disk ihtiyacı, yaklaşık yüzde 50 oranında azalmıştır (Tablo 1). Şekil 5. Submodeling Proje Şematik Penceresi. ARGE DERGİSİ 17

MAKALE site Prepost (ACP) modülünün kompozit katı model yaratma yeteneği de bir basamak daha ileriye taşınmıştır. Şöyle ki; ACP, eldeki kabuk sonlu elemanlar ağını ve kompozit katman tanımlamalarını esas alarak katı elemanları yaratabilmekte, böylelikle katı parçanın bir nevi birebir eşleniğini yaratmış olmaktadır (Şekil 7). Eğim, katman sayılarında azalma ve bunun gibi kompozit kalınlığını değiştirecek olan, modellemesi zorlu etmenler de bilahare bu modelleme tekniğinde kolaylıkla modele dâhil edilebilmektedir. Bunun haricinde kompozitlerden ve izotropik malzemelerden oluşan parçalar, ayrıca tek bir modelin içerisinde birbirlerine entegre de edilebilinmektedirler (Şekil 8). Şekil 8. Kompozit ve isotropik parçaların montajı. Şekil 6 Çift GPU ile performans artışı. Tablo 1 Modal ve harmonik analizlerde sonuç dosyaları büyüklüğündeki değişim. h. Daha Hızlı Sonuç Görüntüleme Çok sayıda parça ve eleman sayısı içeren modellerin post processing hızı yüzde 40 arttırılabildiğinden dolayı, result set tabanlı animasyonları oluşturmak, eski sürümlere kıyasla oldukça az zaman almaktadır. Şekil 7. Katı kompozit basınçlı kap. 2. 3 Boyutlu Kompozitlerin Modellenmesi Kalın kesitli yapılarda, kabuk teorisinin temel varsayımları, temel geçerliliklerini ciddi derecede yitirmektedir. Bu yüzden, bu türden kompozit yapıları incelerken de tabakalı kabuk teorisinin kullanılmasında ısrar etmek, analiz sonuçlarında önemli hataların ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. Dolayısıyla bu nitelikteki yapıları, kabuk elemanlardan ziyade, 3 boyutlu elemanlar kullanarak modellemek ciddi bir gereksinim olarak öne çıkmaktadır. ANSYS 14.5 sürümünün çıkışı ile ANSYS Compo- 3. WB Mechanical ın Özelleştirilmesi ANSYS in, çok çeşitli sektörlerde ARGE yapan işletmelerin oldukça geniş bir spektruma yayılabilen ihtiyaçlarını, yıllardır başarıyla karşılayabiliyor oluşunun altında yatan en önemli neden, ileri düzey bir "low-end" programdan beklenenleri, kurulduğu günden bu yana neredeyse eksiksiz yerine getirebilmiş olmasıdır. Ancak, bazen uygulama spektrumunun ucundaki niş bir problem bile, sık tekrarlanmak durumunda kalındığı zaman, artık hızla çözüm almak için bir metot geliştirmenin daha ideal hale geldiği bir uygulama alanına pekâlâ dönüşebilmektedir. Bu nedenle müşterilerinin ihtiyaçlarını her zaman karşılayabileceği iddiasında olan low-end bir benzetim programının, gerektiğinde standart yeteneklerin ötesinde kullanılabilir ilave yetenekler oluşturmaya olanak sağlayarak, tabiri caizse high end bir programa hızlıca dönüşebilmesi beklenir. High end uygulamalar oluşturma yönünde ANSYS ailesi içerisindeki programlardan en öne çıkanı; birçok firmanın kendi proseslerini kodlamak -yeni bir yük veya sınır koşulu yaratabilmek gibi- için uzun zamandır halihazırda doğal bir metot olarak kullanmakta olduğu ANSYS in APDL dilidir. ANSYS Workbench platformu tabanlı Mechanical arayüzü ise tıpkı APDL gibi, bu türden yerel prosesleri oluşturmaya epeydir imkan vermekteydi. Buna rağmen, uzman olmayan geliştiricilerin de ANSYS komutlarını rahatlıkla kullanabilmesine olanak sağlayabilecek kadar kullanıcı dostu bir ortam sunamıyordu. Bu nedenle, Mechanical arayüzü, özelleştirilmiş uygulamalar söz konusu olduğunda, APDL in esnekliğinin gerisinde bir araç olarak bilinegelmiştir. Sonuç olarak, çalışma alanla- 18 www.figes.com.tr