Saraylar. Atatürk için yazlık konut olarak FLORYA SOSYAL TESİSLERİ YENİLENDİ BÜLTEN



Benzer belgeler
hanedandan bir ressam Abdülm ecid y Efendi ^ 60yı] YAPI KREDİ m N A T IO N A L P A L A C E S T B M M M İLLİ S A R A Y L A R

ÇAVDARHİSAR KAYMAKAMLIĞI AİZANOİ ANTİK KENTİ TANITIM ÇALIŞMALARI RAPORU

MİLLİ SARAYLARA BAĞLI BİRİMLERİN TAHSİSİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK

TARİHİN IŞIĞINDA SANATSAL BİR DOKUNUŞ

Mustafa Tunçalp Seramikler Sergisi 21 Ekim 10 Kasım tarihlerinde Rezan Has Müzesi nde ziyaret edilebilir.

Beşiktaş Gazetesi. Gençlere anlatacaklar

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

''Hepimiz Atatürk'üz''

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

UNESCO GENEL KONFERANSLARI TARAFINDAN İLAN EDİLEN ANMA VE KUTLAMA YIL DÖNÜMLERİ

MİLLİ SARAYLAR DAİRE BAŞKANLIĞINA BAĞLI BİRİMLERDE FOTOĞRAF ÇEKME VE GÖRÜNTÜ ALMA YÖNETMELİĞİ

Alanında rakipsiz olan bu büyük kompleks, İstanbullular ve turistler için

Helena Center Helena Wood Art. Elegance of The Wood

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

UNESCO GENEL KONFERANSLARI TARAFINDAN İLAN EDİLEN ANMA VE KUTLAMA YILDÖNÜMLERİ

BİN YILLAR BOYU AZİZ İSTANBUL

A. KÜLTÜREL FAALİYETLER VE TANITMA ETKİNLİKLERİ : Şubat 2004, Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarına (EMITT) katkıda bulunuldu.

En İyi Üniversite Kampüsleri

Türk kültürünün binlerce yıllık birikimi, kültürel, coğrafi, felsefi, dini etkileşimlerin ve inançların bir ürünüdür.

TNB KEP R E K L A M L A R I N I Z İ Ç İ N : Günlük Ulusal Gazete. 8 NİSAN olarak adlandırılan

ĐSTANBUL DOLMABAHÇE SARAYI, SAAT KULESĐ VE CAMĐĐ TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

Mustafa Kemal ATATÜRK

Türkiye Büyük Millet Meclisi Şeref Holü nde...

İnsanlar yazdıkları eserler, besteledikleri müzikler, yaptıkları buluşlar ve yarattıkları sanat eserleri ile tarihe mal olur, takdirle anılırlar.

ANKARA Ü Nİ VERSİ TESİ GÜ ZEL SANATLAR FAKÜ LTESİ EG İ Tİ M-Ö G RETİ M YİLİ AKADEMİ K FAALİ YET RAPÖRÜ

TARİHİN IŞIĞINDA SANATSAL BİR DOKUNUŞ

ZEMİN KAT: 1. NORMAL KAT: 2. NORMAL KAT: ÇATI KATI: ÇATI ARASI KATI: 230 ADA 22 PARSEL :

şehir tanıtımı İLKBAHAR 2015 SAYI: 304

Beşiktaş Gazetesi. Ustalarının izinden!..

ÖLÜMÜNÜN 150. YILINDA SULTAN ABDÜLMECİD VE DÖNEMİ ( ) ULUSLARARASI SEMPOZYUM

LEVENT KUM VE KURSİYERLERİ ÇİNİ SERGİSİ

2. Enver Paşa. 3. Rıza Tevfik Bölükbaşı

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

BODRUM DA Geleneksel Türk El Sanatları sergisi

Aile Bülteni. ANKA Çocuk Destek Programı nın Tanıtımı Yapıldı. aile.gov.tr

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN

56. ULUSLARARASI AKŞEHİR NASREDDİN HOCA ANMA VE MİZAH GÜNLERİ PROGRAMI 5 TEMMUZ 2014 PAZAR

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

T.C. KAHRAMANMARAġ BELEDĠYESĠ PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ OCAK 2011 AYLIK FAALĠYET RAPORU

Prof. Dr. FARUK TAŞKALE

YAZ 2015 SAYI: 305. şehir tanıtımı

Doç.Dr. Abbas KETİZMEN Kazakistan milli televizyonunda

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf

T.C MARMARA ÜNİVERSİTESİ Adalet Meslek Yüksekokulu

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

YAHYA KEMAL BEYATLI ( )

BAŞDURAK KEMERALTI TURİSTİK EL SANATLARI ÇARŞISI

Etkinlikler. T.C İstanbul Aydın Üniversitesi

İBRAHİM BEDRETTİN ELMALI SEMPOZYUMU

Kuzey Hendeği nden Türk Sanat Müziği ezgileri yükseldi

Sakıp Sabancı Müzesi Sakıp Sabancı Cad. No:42 Emirgan İstanbul

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI AKADEMİK FAALİYET RAPORU

İŞ VE FAALİYETLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ. 15 Mayıs Nisan 2017

LALE BAHÇELİ SOKAKLAR

CAM SANATI. Selim SÜRER 11B 1315

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ SANAT TARİHİ TÜRK HEYKEL SANATI HEYKEL SANATINDA GERÇEKÇİ YORUMLAR

NECİP FAZIL KISAKÜREK

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ

Turizm Fakültesi Etkinlik Bülteni / Şubat Sayısı / 2016

Elektronik bilet uygulamasıyla, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı, bünyesinde bulunan tarihî. Milli Saraylar'da

Merkez Turgutreis İlköğretim Okulunun Tarihi Gelişimi

KREDİ YURTLAR KURUMU İL MÜDÜRÜ Yılmaz EREN Mustafa HAYDİM Odamızdan Ziyaretler

ÖZGEÇMİŞ KİMLİK BİLGİLERİ

TÜRKİYE DE MÜZECİLİK VE MÜZECİLİK TARİHİ

BASIN MÜZESİ. İstanbul'un özgün bir basın, kültür, tarih ve sanat merkezi. Çemberlitaş, Divanyolu Cad. No: 84 Tel: l Fax:

85 IVAN KONSTANTINOVIC AYVAZOVSKI ( ) Kalyonlar, tual üzeri yağlıboya, 1869 imzalı. 90x138 cm.

Tarihi Siyesepol Köprüsü nün altı 38 YEDİKITA EYLÜL 2014

İstanbul Aydınlı da konumu, manzarası ve benzersiz peyzajı ile lokum gibi bir proje hayata geçiriliyor.

BOĞAZA. sevgiyle gülümseyen bir ev... Özlem ve Halit Akyürek ten Boğaz da bir restorasyon çalışması...

KAYHAM STRATEJİK PLANINA GÖRE 2015 YILI FAALİYET RAPORU

Zeytinburnu Belediyesi

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

T.C. GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YÖNETİM BİRİMİ. Proje No: FEF.14.01

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

T.C. MELİKGAZİ KAYMAKAMLIĞI Şeker Lisesi Müdürlüğü

DESIGN WEEK ANTALYA İÇ MEKAN TASARIMI VE MOBİLYA Kasım 2017 Antalya Expo Center

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Boğaz'a 10 yeni otel daha geliyor!

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

ENDAZE. TMMOB Gemi Mühendisleri Odası. GEMİ İNŞAA&TASARIM SEKTÖRÜNDE DEVLET DESTEĞİ SEMİNERİ GERÇEKLEŞTİRDİK

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU

Amiral Turgut Reis 449 nci ölüm yıl dönümünde anıldı

VİRANŞEHİR ÖĞRETMENEVİ VE AKŞAM SANAT OKULU MÜDÜRLÜĞÜ BRİFİNG DOSYASI 2016

FOSSATİ'NİN "AYASOFYA" ALBÜMÜ

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

"15 Temmuz Şehidimiz hemşehrimiz Mustafa Cambaz ın kendisi artık belki aramızda değil, ancak onun Fotoğrafları Batı Trakya da sergileniyor.

parkresidencescadde.com

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR

Kökü Mazide Olan Âtiyim

Transkript:

BÜLTEN Ocak 2013 Sayı 42 Milli Saraylar Atatürk için yazlık konut olarak yaptırılan ve 14 Ağustos 1935 te kullanıma açılan Florya Atatürk Deniz Köşkü ile ek yapıları, 16 Eylül 1988 de, Cumhurbaşkanlığınca, TBMM Milli Saraylar'a devredilmiştir. Restorasyonu tamamlandıktan sonra, dönemi içinde modern bir anlayışla inşa edilmiş olan Köşk, tarzına uyacak dönem eşyasıyla tefriş edilerek Atatürk Müzesi haline getirilmiş; karada yapılmış olan Yaverlik ve Genel Sekreterlik binaları ise, TBMM Sosyal Tesisleri'ne dönüştürülmüştür. Bu binaların arasında kalan araziye daha sonra kafeterya ve restoran hizmeti veren yapı ilave edilmiştir. FLORYA SOSYAL TESİSLERİ YENİLENDİ Sosyal Tesisler, C ve D bloklarının da eklenmesiyle genişlemiş, 18 suit ve 23 normal oda olmak üzere, 41 oda sayısıyla hizmet verir hale gelmiştir. Yaverlik ve Genel Sekreterlik binalarının tadilat ve tefrişi 2011 yılında tamamlandı. C ve D blok, resepsiyon, restoran ve kafeterya bölümleri ise, 2012 yılında tadilata alındı ve bu bölümlerde pek çok yenilikler yapıldı. Restoranın ön cephesindeki eski cam doğramalar değiştirildi; yerine akordion kapı sistemi yapılarak, yaz aylarında daha fazla alandan yararlanılması sağlandı. Eski tenteler yerine, otomatik pergola sistemiyle gölgelik yapıldı; yıpranmış olan tüm ıslak zemin andazitle kaplandı; bahçe yeniden düzenlendi. Eski restoran tuvaletleri, çay ocağı, kafeterya zemini, kafeterya cam kubbesi, resepsiyon zemin ve kapıları ile ızgara yenilenerek modern bir yapıya kavuşturuldu. Daha önce mevcut olmayan bayan mescit ve abdest alma bölümleri eklendi, personel için yemekhane ve duş bölümü yapıldı. (Haber kaynağı: Firdes Sarak)

Haber 2012 Yılında Milli Sarayları 1 Milyon 157 Bin Kişi Gezdi Milli Saraylar'a bağlı bulunan saray, köşk ve kasırlarımız 2012 yılında yoğun bir ilgiyle karşılaştı; yerli ve yabancı toplam 1 milyon 157 bin den fazla (1.157.467) ziyaretçi gezdi. Milli Saraylar arasında Dolmabahçe Sarayı, geçtiğimiz yıl içinde, 271 bini (271.000) yerli ve 527 bini (527.000) yabancı olmak üzere, toplam 798 bin (798.000) kişiyle en çok ziyaretçi çeken mekân olurken, Beylerbeyi Sarayı 93 bini (93.000) yabancı ve 44 bini (44.000) yerli olmak üzere toplam 137 bin (137.000) ziyaretçiyi ağırladı. Saray koleksiyonları Müzesi; Yıldız Şale; Küçüksu, Maslak, Aynalıkavak, Ihlamur Kasırları; Florya ve Yalova Atatürk Köşkleri ise, 2012 yılı genelinde toplamda 184 bin (187.000) yerli ve yabancı ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Geçtiğimiz yıl içinde toplamda 530 bin (530.000) yerli, 627 bin (627.000) yabancı ziyaretçinin gezdiği Milli Saraylar'da, 19 milyon 271 bin TL si (19.271.310,00 TL) Dolmabahçe Sarayı ndan olmak üzere, toplam 21 milyon 820 bin TL (21.820.093.00 TL) gelir elde edildi. Yıldız Porselen Ürünleri Dünyaya Açılıyor Yıldız Çini ve Porselen Fabrikası, özellikle son dönemde koleksiyon ve protokol ürünleriyle dikkati çekiyor. TBMM Başkanlık makamının tercih ettiği hediyelik grubunun hazırlıkları ve üretimi devam ederken, son yıllarda, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık makamlarının da hediyelik veya dekoratif ürünlerinin önemli bir bölümünün üretimini gerçekleştiriyor. 2009 yılı başında sofralık grup üretimi durdurularak, fabrikanın ana misyonu olan el dekor üretimine ağırlık verildi. Bu karar, üretimde yeni bir çok çalışmaya da olanak sağladı. Bu konudaki ilk yeni çalışma, 2011 yılında, Milli Saraylar Tablo Koleksiyonu'nda yer alan eserlerin 68 cm lenger tabaklara resmedilmesi oldu. Ayrıca yine, TBMM Başbakanlık makamına, yaklaşık 30 yıldır üretimde olmayan özel vazo koleksiyonu hazırlandı ve sertifikalı olarak teslim edildi. Yaklaşık 120 yılı aşan bir geçmişi olan fabrikanın ilk yıllarında üretilen ve orijinali Dolmabahçe Süfera Salonu'nda olan Süfera Salon Vazosu da, 2011 yılında başlayan ve halen üretimi kurum içi talep doğrultusunda devam eden önemli bir çalışma. Fabrikanın boyut ve dekor alanı olarak en yüksek hacimli vazosu olan bu eser, üç parça montajıyla üretiliyor. İlk yıllardaki üretiminde dönemin şartlarına göre hataları olan, yeni üretiminde ise hataları giderilen vazonun ahşap kaidesi Ağaç Oyma Atölyesi'nde estetik olarak çalışıldı. Türk el sanatının porselene aktarılması ve dünyaya tanıtılması konusunda son yıllarda ciddi bir başarı söz konusu. Bunlardan biri, İstanbul a gelen turistlerin çıkış yaptıkları önemli yerlerin başında olan, Atatürk Havalimanı dış hatlar çıkış noktasında yer alan ATU hediyelik eşya mağazasında satışa başlanması oldu. Ayrıca, Katar emirinin ailesinin siparişleri olan Yıldız Porselen ürünleri, Katar yönetiminin ülke toplantılarının yapıldığı salonlarda dekoratif olarak sergilenecek. 2

Haber Saraydaki Japon Modası Sergiye Çıkıyor TBMM Milli Saraylar tarafından, 15 Şubat-15 Mart 2013 tarihleri arasında, Dolmabahçe Sanat Galerisi nde düzenlenmesi planlanan "Japonya dan İstanbul a, Osmanlı Sarayı'nda Japon Eserleri sergisinin hazırlıkları devam ediyor. Osmanlı-Japon ilişkilerini anlatan sergiyle, gerek satın alma gerekse hediyeleşme yoluyla Osmanlı saraylarına kazandırılan eserlerle ilgili bilgiler verilerek, geçmişten günümüze kültürel bir bağ kurulması hedefleniyor. Milli Saraylar'a ait, mobilya, vazo, sofra takımları, petrol lambaları ve işlemeli eserlerden oluşan koleksiyon, o dönemde Avrupa da yaygın olan Japonisme (Japon zevki) modasını yansıtıyor. Japon eserlerinden oluşan koleksiyonun sergisini hazırlayan Milli Saraylar araştırmacılarının danışmanlığını ise, İstanbul da bulunan Japon araştırmacı Miyuki Aoki Girardelli yapıyor. Aoki, Japonya'nın en yüksek trajlı ekonomi gazetesi olan Nikkei nin 17 Kasım 2012 tarihli baskısında yayımlanan röportajında sergi ile ilgili bilgiler veriyor. 19. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu saraylarında 250 adetten fazla eser toplandığından bahseden Osmanlı sanat tarihi uzmanı Aoki ye göre; bu koleksiyon, 1890 lı yıllardan başlayarak sonraki 20 küsur sene boyunca saraya girmeye devam etmiş. Aoki röportajında; eserleri inceleyerek imzaları ararken, ihracat için üretilen el sanatı ürünlerinde Edo döneminden beri devam eden müthiş usta işçiliklerle karşılaştığını da söylüyor. Bu eserle-rin çoğunu Japonya dan satın alıp getiren ise, Yamada Torajiro adında Meiji döneminden bir kozmopolitmiş. Yamada, henüz iki ülke arasında resmî ilişkiler olmadığı zamanlarda Padişah ın misafiri olarak İstanbul da kalıp bir mağazayı işletmiş ve kültürel etkileşimler için çaba göstermiş. Milli Saraylar Kafeteryalarında Kış Keyfi Milli Saraylar bünyesinde hizmet veren Dolmabahçe Sarayı Saat Kule Kafeteryası, özellikle yaz aylarında serin Boğaz manzarası arayanların uğrak yerlerinden biri. Yazları açık alanla birlikte 800 kişi ağırlayabilen kafenin kapalı alan kapasitesi yaklaşık 100 kişi. 1984 yılından bu yana hizmet veren Saat Kule Kafeteryası, geçen yıla kadar kış aylarında kapatılıyordu. Mevcut kafeterya binası yeniden yapılandırılarak 2012 yılının Şubat ayında açıldı. Artık kışları kapalı alanında camdan Boğaz manzarası sunan kafenin zengin menüsü; kahvaltısından salebine, dönerinden tatlısına kadar çeşitlilik arzediyor. Özellikle sıcak salep ve elde açma mantısı en çok tercih edilen ürünler arasında yer alıyor. Tatlılar Sütiş'ten geliyor. Yakın zamana kadar kafaterya, Osmanlı mutfağından lezzetlerle daha da çeşitlenecek. Dolmabahçe Camii'nin yanında daha önce atıl vaziyette bulunan Sahil Kafeterya da, Milli Saraylar'a geçmesiyle birlikte nezih bir hale getirildi ve ürün yelpazesi genişledi. Saat Kulesi Kafeterya 09.00-24.00 saatleri arasında; Sahil Kafeterya ise, hafta içinde 09.00-02.00, hafta sonlarında 09.00-04.00 saatleri arasında hizmet veriyor. Ayrıca dışarıda arabaların park ettiği Dolabahçe Camii'nin yanındaki alan, gece saat 2'ye kadar açık. Arabaya servis de var. Ayrıca, Beylerbeyi Sarayı ile Ihlamur, Küçüksu, Aynalıkavak Kasırları'ndaki kapalı alanlar da kış döneminde hizmete devam ediyor. 3

Sergi Kuşaktan Kuşağa Kâtı' Minyatür Sergisi Geleneksel sanatlarımızda önemli yeri olan katı' sanatının yeniden canlandırılması ve kuşaktan kuşağa aktarılması amacıyla minyatürleriyle bütünleştirdiği eserlerini sanatseverlerle buluşturan Emel Nurhan Ogan, 4-11 Aralık 2012 günleri arasında Dolmabahçe Sanat Galerisi'ndeydi. Geleneksel Türk güzel sanatları tekniklerini, akademik eğitimi ve çağdaş bakış açısıyla bütünleştirerek eserlerine yansıtan sanatçının, "Kuşaktan Kuşağa... Kâtı' Minyatür Sergisi"nde, "Büyük Denizci Piri Reis'e Atfen" gerçekleştirdiği haritalar da sergilendi. Dolmabahçe'de Minyatür Ayaklanması Ressam Günseli Kato'nun, klasik minyatürü, soyutlama yöntemiyle alışıldık iki boyutlu dünyasından çıkarıp, güncel sanat anlayışını katarak farklı bir açıdan yeniden ele aldığı "Gelenek Şimdi" projesinin ikinci adımı sayılan "Minyatür Ayaklanması" sergisi, 10 Aralık 2012 Pazartesi günü Dolmabahçe Sanat Galerisi'nde açıldı. 3 Ocak 2013 Perşembe gününe kadar açık kalan serginin, İstanbul'dan sonra Düsseldorf ve Los Angeles'ta da açılması planlanıyor. 80 farklı işin yer aldığı serginin temelinde, geleneksel sanatların, günün taleplerini karşılar hale getirilmesi fikri var. "Minyatür, geleneksel bir sanat olduğu için eskide kalmış, güncel sanatlarda yeri olmayan bir alan olarak görüldü hep. Bu ayaklanmayı aslında ben değil, bir köşede unutulan minyatür sanatı başlattı. Onlar geçmişe ait olmaya razı değiller. Bu ayaklanma dalga dalga yayılacak ve kıtaları aşarak minyatürün gerçek değerini bulmasını sağlayacak." diyen Kato'ya göre, gelenekle övünebilmek için minyatürü şimdiye uyarlamak, türetmek ve tüketmek şart. 4

Konser Büyük Bestekâr Itrî, Dolmabahçe Sarayı'nda Eserleriyle Anıldı UNESCO nun Paris te düzenlenen 36. Genel Konferansı nda, 2012 yılı, ülkemizin teklifi üzerine Bestekâr Buhurizâde Mustafa Itrî Efendi nin (1640-1712) vefatının 300. yılı olarak anma programına alınmıştı. 17. yüzyılın bu büyük Türk bestekârı, vefatının 300. yılında Milli Saraylar tarafından düzenlenen Saray Konserleri'nde de yad edildi. Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu tarafından icra edilen ve şefliğini Fatih Salgar, solistliğini ise usta hanende Münip Utandı ile Ezgi Köker'in üstlendiği konser, Dolmabahçe Sarayı Medhal Salon da 24 Aralık 2012 Pazartesi akşamı saat 20.00 de gerçekleşti. Konserde; Nevâ Fahte Peşrev, Nevâ Kâr, Hisâr Devr-i Kebîr Beste, Hisâr Aksak Semâî, Pençgâh Fer Beste, Segâh Yürük Semâî, Segâh Mevlevî Âyinî gibi tamamı Itrî'nin besteleri olan, güftesi ise Hâfız-ı Şîrâzî, Bâkî, Nef î ve Hz. Mevlânâ eserlerinden oluşan bir repertuar sunuldu. Buhûrîzâde Mustafa Itrî Kimdir? Şiirlerinde Itrî mahlâsını kullanan bestekâr hakkındaki bilgiler, genellikle yazılı kaynaklardan çok rivayetlere dayanıyor. Asıl adı Mustafa; lâkabı ise Buhurizâde olan bestekârın, Mevlânakapısı civarındaki Yayla semtinde doğduğu söylenir. Musikide Hâfız Post, Küçük İmam, Kasımpaşalı Koca Osman ve Derviş Ömer den meşketmiştir. Bestekâr ve hânende olarak IV. Mehmed döneminde parlamış, saray fasıllarına hânende olarak katılmıştır. Eserleriyle padişahtan büyük yakınlık gören Itrî, uzun yıllar Enderun da musiki hocalığı ve hânendelik yapmıştır. Yakınlık gördüğü bir başka devlet adamı da, şiirleri ve musiki sevgisiyle tanınan Kırım Hanı I. Selim Giray dır. IV. Mehmed le yakınlığının bir sonucu olarak, kendisine esirciler kethüdâlığı görevi verilmiş, musikideki ünü saraydan ayrıldıktan sonra da sürmüştür. Devrinin usta şairi Itrî, naat, gazel, muammâ, tahmis, nazîre ve tarih beyitleri dışında hece vezniyle türküler de yazmıştır. Itrî nin meyveciliğe ve çiçekçiliğe meraklı olduğu; ıtır dan gelen Itrî mahlasının da çiçek merakından dolayı olduğu rivayet edilir. Ölümünden sonra Mevlevihane kapusu haricine gömülmüş; ancak ne yazık ki mezar taşı kaybolmuştur. 5

Kurumsal Dolmabahçe Sarayı Kitabevi Açıldı Daha önce Muayede Salonu çıkışında bulunan eski Hediyelik Eşya Satış Mağazası'nın yerine Dolmabahçe Sarayı Kitabevi açıldı. Hediyelik eşyalarla birlikte satılan kitaplarımız bundan böyle yeni kitabevinde satışta olacak. Kitabevinde, Milli Saraylar yayınları ağırlıkta olmakla birlikte saray ve saray hayatını konu alan 10-12 farklı dilde kitap, yerli ve yabancı ziyaretçilerimize satışa sunulacak. 2012 Yılının Son Yayınları Milli Saraylar Sanat-Tarih-Mimarlık Dergisi'nin 10. sayısı çıktı. Dergi; 2010'da 5-6., 2011'de 7-8., 2012'de 9-10. sayıları olmak üzere, son üç yıldan bu yana yılda iki kez basılıyor. 2012 yılında ikincisi basılan derginin 10. sayısının konusunu ise, 19. Yüzyılda Osmanlı Ekonomisi dosyası oluşturuyor. İstanbul Şehir Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Mehmet Genç, 19. Yüzyıl Ortalarında Osmanlı Ekonomisi, başlıklı yazısında dönemin finansal gelişmelerini, yapılan yatırımları karşılaştırmalı bir içerikle sunuyor. Araştırmacı-Nümismat Güçlü Kayral, Abdülmecid Dönemi'nin En Önemli Mali Reformu/Sorunu: Kâğıt Para adlı yazısında kötüye giden Osmanlı ekonomisini toparlamak üzere, para ve bütçe üzerinde alınan önlemler, kağıt paranın ilk kez basılması (kaime) ve yaşanan sonuçları değerlendiriyor. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ömerül Faruk Bölükbaşı, II. Abdülhamid Dönemi Maliyesine Genel Bir Bakış adlı yazısında yaşanan büyük borçlanmalar, para krizi ve devletin iflasını ilan etmesinden sonra alınan sıkı önlemleri, bu amaçla Düyûn-u Umumiyye idaresinin faaliyetlerini genel olarak ele alıyor. Dergide, Dr. Halil İbrahim Erbay'ın Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Edhem Eldem ile yaptığı 19. Yüzyıl Ekonomisi, Toplumu ve Saray Hayatı üzerine bir röportajı da yer alıyor. İstanbul Şehir Üniversitesi Tarih bölümü öğrencisi Saro Dadyan, Sultan Abdülaziz, V. Murad ve II. Abdülhamid Dönemlerinin Osmanlı Hariciyesinde Üst Düzey Gayrimüslim Bürokrat ve Diplomatlar; Dolmabahçe Sarayı Müdürü T. Cengiz Göncü, Osmanlı Sofrasında Kar ve Buz Kullanımı; Arkeolog-Sanat Tarihçisi Dr. Jale Dedeoğlu, Aynalıkavak Kasrı'nın Osmanlı Hanedan KLASİK Yaşamındaki Yeri; Milli Saraylar Araştırmacıları Ayşe Fazlıoğlu ile Ali Gözeller, Yıldız Sarayı Tef- TÜRK SANATLARI rişi; İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Afife Mat, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Müzesi; Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi Müdürü Dr. Zübeyde Cihan Özsayıner, 2013 Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi'ndeki Kutsal Kent Tasvirleri; Milli Saraylar Tablo Restoratörü Satberk Banu Çakaloz ise, Tablo Konservasyonunda Yeni Ufuklar "Çin Örneği" konulu yazılarıyla derginin 10. sayısına katkıda bulunuyorlar. Belge-Yorum bölümünde Müzikolog Dr. Hikmet Toker, Sultan Abdülaziz'in Müzisyen Kişiliğiyle İlgili İngiltere'de Yayınlanmış Bir Makale "Sultan and His Music" başlıklı yazısında adı geçen makaleyi incelerken; Milli Saraylar Araştırmacısı Ali Gözeller, Halîmî Efendi'nin Kaleminden Sultan Abdülaziz'in Avrupa Seyahati'ni transkripsiyon olarak sunuyor. Milli Saraylar tarafından her yılın sonunda baskısı gerçekleştirilen yeni yıl takviminin bu yılki konusu ebru, minyatür, hat, tezhip sanatı örnekleri. TBMM Genel Sekreterliği'ne (Milli Saraylar) bağlı Klasik Sanatlar Eğitim Merkezi'nin ustalarına ait eserler 2013 takvim sayfalarını süslüyor. 6

Personel Personel Haberleri TBMM Konukevi'nde resepsiyon görevlisi Ahmet Al'ın bir kız çocuğu olmuştur. Kendisini tebrik eder, Zeynep Dila bebeğe sağlıklı ve uzun bir ömür dileriz. Sosyal Hizmetler'de muhasebe görevlisi Hüsnü Erten'in bir erkek çocuğu olmuştur. Kendisini tebrik eder, Emre bebeğe sağlıklı ve uzun bir ömür dileriz. TBMM Konukevi sorumlusu Kaya Sözal'ın annesi Sebiha Sözal vefat etmiştir. Merhumeye Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz. Florya Sosyal Tesisler sorumlusu Firdes Sarak'ın babası Agâh Bayrak vefat etmiştir. Merhuma Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz. Satın Alma biriminde görevli Aylin Ercan'ın babası vefat etmiştir. Merhuma Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz. Küçüksu Kasrı'nda gişe memuru Muhittin Uluca'nın babası Niyazi Uluca vefat etmiştir. Merhuma Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz. Restorasyon ve Teknik Uygulamalar Başkanlığı bürosunda görevli Seher Küçükşahin'in annesi Bergüzar Küçükşahin vefat etmiştir. Merhumeye Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz. Restorasyon ve Teknik Uygulamalar Başkanlığı'nda Mimar Ziya Beyoğlu'nun ablası Pakize Beyoğlu vefat etmiştir. Merhumeye Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz. Koruma Şube Müdürlüğü'nde görevli Polis Memuru Ümit Salih Buzoğlu'nun babası Ziya Buzoğlu vefat etmiştir. Merhuma Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz. Kızlarağası binasında hizmetli Mustafa Kaya'nın erkek kardeşi, taşçı ustası Mehmet Kaya ve ablası Ayşe Kılıç vefat etmiştir. Merhum ve merhumeye Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz. Restorasyon ve Teknik Uygulamalar Başkanlığı teknik personellerinden iskeleci Şerafettin Çelik ile emekli bahçıvan Nizamettin Çelik'in annesi Sakine Çelik vefat etmiştir. Merhumeye Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz. Restorasyon ve Teknik Uygulamalar Başkanlığı'nda görev yapan Kalemkâr Ayla İrtem'in kızkardeşi vefat etmiştir. Merhumeye Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz. TBMM Milli Saraylar Adına Yayınlayan: Dr. Yasin YILDIZ TBMM Genel Sekreter Yardımcısı Milli Saraylar Yayın Kurulu Adına Editör: İlhan KOCAMAN İletişim Koordinatörü: Mehmet Ali GÜVELİ Yayına Hazırlayan: Nesrin TAŞER Fotoğraf : Suat ALKAN İletişim: Tel: +90 212 236 90 00-1116 Faks: +90 212 236 60 98 Baskı: Scala Matbaacılık www.scalamatbaa.com Tel: +90 212 281 62 00 Faks: +90 212 269 07 34 7

Tarihten Notlar Vefatının 95. Yılında Sultan II. Abdülhamid O smanlı padişahlarının 34'üncüsü, İslâm halifelerinin ise 99'uncusu olan Sultan II. Abdülhamid Han, Osmanlı tarihinde en uzun hükümdarlık yapan pa-dişahlardandır. 33 yıl devleti tam bir şahsî idareyle yöneten II. Abdülhamid Han, yaşarken, özellikle de vefatından sonra, hakkında aleyhte ve lehte en çok eser yazılıp tartışılan Türk devlet adamıdır. İç ve dış karışıklıkların çok olduğu şartlar içerisinde tahta çıkan II. Abdülhamid Han hak- kında bugüne kadar hakikaten binlerce kitap yazılmıştır. Kâh yerin dibine geçirilen, kâh göklerin zirvesine çıkarılan, kesinlikle ne taraftan bakılmak istenirse öyle görünen çok cepheli bir şahsiyettir. Ancak kendisinden sonra cereyan eden hadiselere bakıldığı zaman, yetki ve idarecilik yönünden hakîkatte Osmanlı devletinin son padişahı olarak tarihe geçtiği açıkça görülür. Sultan II. Abdülhamid tahta çıktığı zaman Osmanlı devleti en buhranlı günlerini yaşıyordu. Devletin her türlü düzeni bozulmuş; eğitim, maliye, ticaret, ziraat, sanayi neredeyse felç olmuş; İmparatorluk dağılmanın eşiğine gelmiş ve bütün Avrupa kamuoyu Osmanlı Devleti aleyhine dönmüş durumdaydı. "Bir gemi kaptanı gemiye kumanda ettiği zaman nasıl ki icab eden hale göre kumanda ederse, ben de kumanda mevkiine gelince selâmet-i memleket hangi sûret-i idarede olduğuna kanaat gelirse ve hayırlı görülürse onu ihtiyar ederim. diyen Sultan II. Abdülhamid kısa zamanda bu felaketlere karşı kendine göre tedbirler almaya başlamış ve sevilse de sevilmese de gerçek olan şudur ki, sürdürdüğü dış diplomasisi yanında ülke içerisinde tatbik ettiği idare tarzıyla devletin dağılmasını önlemesini bilmiştir. Tarihçilere göre, siyasî dehası yanında, fevkalâde zekâsı ve hafızasıyla ünlü olan bu padişahın, babası Sultan Abdülmecid gibi hususî muamelelerinde çok nazik olması, herkesi ayakta karşılaması, huzurunda yer öpülmek gibi bir ortaçağ adetini kesin şekilde yasaklaması, çok tesirli, tatlı, kalın bir erkek sesi olması ve pek güzel konuşması, hiç kimseye, hatta çocuklarına bile "sen" diye hitâb etmemesi birçok şahsı kendisine bağlamış ve bu özellikleri 33 yıllık uzun şahsî iktidarının sebeplerinden biri sayılmıştır. Halkının "Sultan Hamid" dediği II. Abdülhamid Han ın saltanatı boyunca ülke içinde en çok ağırlık verdiği husus şüphesiz birinci derecede eğitim, ikinci derecede bayındırlık olmuştur. Ne var ki, 24 Temmuz 1908 de II. Meşrutiyet in ilanı, ardından 13 Nisan 1909 tarihinde İttihat ve Terakki iktidarına karşı halk arasında bir süreden beri oluşmakta olan hoşnutsuzluğun sonucu patlak veren ve Rûmi takvime istinaden 31 Mart İsyanı olarak bilinen karışıklıklar Sultan II. Abdülhamid in sonunu hazırladı. Meşrutiyet in muhafazası için İttihat ve Terakki tarafından Selânik teki 3. Ordu'nun tümeninden İstanbul a getirilerek Taksim Taş Kışlası nda konuşlandırılan Avcı Taburları'nın başlattığı bu isyânı bastırmak için yine İttihat ve Terakki tarafından kurulan Hareket Ordusu nun İstanbul a girerek şehre hâkim olmasından sonra Meclis-i Meb ûsan ın 27 Nisan 1909 tarih- li olağanüstü oturumunda Sultan II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesine karar verilmiştir. Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu, II. Meşrutiyet in ilanının 50. yılı münasebetiyle 1958 yılında Hürriyet gazetesinde yazdığı makalesinde II. Meşrutiyet olaylarından bahsederken Mustafa Kemal Atatürk ün Sultan Abdülhamid hakkındaki görüşüyle alakalı Dolmabahçe Sarayı nda yaşanan bir hatırasına yer verir: "..Rahmetli Atatürk ün bir mütalaasını da katma- dan bu bahse son vermek doğru olmaz.1937 yılında idi. Doğrudan doğruya kendi kontrolündeki bir gazetede 'Makedonya' adlı bir eserim tefrika ediliyordu. Bir akşam üstü başyaver Celâl Bey beni telefonla aradı. Dolmabahçe Sarayı na davet edildim ve saraya gidince de, hemen hiç bekletilmeden, üst kata çıkarıldım. Bir kapı açıldı, kendimi büyük adamın karşısında buldum. Saygılarımı bildirince mutad bir iki nezaket cümlesi ile beni taltif etti. Sonra: - Yazını okuyorum, dedi. Hürriyetin ilân edildiği zaman küçük bir çocuk olman lâzım fakat tebrik ederim, o günleri iyi canlandırıyorsun. Yalnız Abdülhamid i hiç sevmediğin belli. Biraz durdu. Elindeki bir renkli kalemi, önünde açık duran kalın ciltli bir Fransızca kitaba dikine vurarak düşünür gibi oldu. Ben susuyordum. Bu hal bir iki dakika devam etti. Sonra birdenbire şu sözler çıktı ağzından: - Sevme Abdülhamid i. Gene de sevme! Fakat sakın hatırasına hakaret edeyim deme. Senin neslin biraz daha temkinli kararlar vermeye alışmalı. Bak çocuk! Şahsî kanaatimi kısaca söyliyeyim: Tecrübe göstermiştir ki toprakları üstünde yaşayan insanların çoğunun ahvali meşkûk ve hudutları yalnız düşmanlarla çevrili bir büyük devlette Abdülhamid in idare tarzı âzamî müsahamadır. Hele bu idare on dokuzuncu yüzyılın son yıllarında tatbik edilmiş olursa Bunun üzerine ayrılmama müsaade buyurmuşlardı. Saygılarımı tekrarlayarak huzurlarından uzaklaşmıştım Kılıç alayında 13 Eylül 1876 günü 600.000 kişinin yollara döküldüğü Sultan Abdülhamid, I. Dünya Savaşı nın sonlarına doğru, 10 Şubat 1918 saat 15.00'de Beylerbeyi Sarayı ndaki mütevazı yatak odasında vefat etti. Osmanlı tarihinde gerçek anlamda hükümdarlık onunla son bulmuştur. Öldüğünde 75 yaşını 4 ay, 9 gün geçiyordu. Hal i üzerinden 8 yıl, 9 ay, 13 gün geçmişti ve İmparatorluk ateşler içerisinde çöküyordu. Sultan Abdülhamid, parlamenter sistemin, mevcut Osmanlı toplumunun milliyetler, dinler, mezhepler mozaiği olan bünyesine uygun olmadığı düşüncesinden hareketle, uyguladığı idare tarzı yüzünden ağır eleştirilere maruz kaldı. Ölümünden sonra ise, kendisine, tahttaki hükümdarlara mahsus cenaze merasimi yaptırıp, başları önlerinde tabutunu takip edenler de yine kendisini hakaretlerle tahtından atmış olanlardı "Ölmeden bilinmedi kadri Babam Abdülhamid Hân ın Hiç kimseye bâkî değildir. İtibari bu fâni cihanın." Ayşe Osmanoğlu. Ünal Karıncalı