w w w. e s m a m e l t e m i. n e t KELÂM SIFATI



Benzer belgeler
1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Nefsini Bilen Rabbini Bilir

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız.

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Güzel Ahlâkı Kazanmak

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Herkes bir arayış içinde

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

...ekinleri... yaratan O dur.[2] Ve bunlar belli bir miktar ve ölçü de bitirilmiştir.[3]


NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.


Onuncu Söz, Yedinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz?

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Diğer müritlerin neşeyle elindekileri takdiminden sonra, Aziz Mahmut Efendi, boynunu bükerek bu kırık ve solmuş çiçeği üstadına takdim eder.

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

OKUNMAMIŞ ÜÇ MESAJINIZ VAR

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Dünya: Ilahi bir TV kanalından ibarettir

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Cenab-ı Hakk neden insanları yarattı, imtihan olmadan cennete gönderseydi olmaz mıydı, insanın Yaratılış Gayesi Nedir?

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz?

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

Sıra no Sûre Adı. Âyet sayısı O.B.E.B

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

"Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde" diyen Ziya Paşa nın sözleri ne kadar da manidardır.

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Kur an ın Özellikleri

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

Kur'an ve Anlam. Yazarlar Mürsel Ethem Yusuf Topyay Mehmet Akın. Editörler İsmet Eşmeli Mehmet Akın ISBN:

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 01 ER-RAB


Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Onuncu Söz, Beşinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz?

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

Muhammed Salih el-muneccid

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Hz. Peygamber'in Tefekkürü

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

KUR AN NEDİR? Kur an Dosdoğru Yola İleticidir


Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

ALLAH`I (C.C.) BİZE TANITAN ÜÇ BÜYÜK TARİF EDİCİ

"İşte, Rabbimizi bize târif eden Kur ân-ı Hakîm; şu kitab-ı kebîr-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi..."

Dua, kulluğun şuuruna varmak, kusurunun farkında olmak...acizliğinin, çaresizliğinin bilinciyle dergahı ilahiye durmaktır.

OKUNMAMIŞ ÜÇ MESAJINIZ VAR

Question. Kur an ın (Defaten Ve Tedricî) İnişi. Dr.İbrahimiyan

ALTININ DEĞERİNİ SARRAF, KELAMIN DEĞERİNİ ERBAP ANLAR!.. - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR?

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

Allah yolunda sarf ettiğiniz her şey(in karşılığı) size eksiksiz ödenir, asla haksızlığa uğratılmazsınız. (Enfal; 60)

Kelime anlamı itibarıyla kudsi,mukaddes,bütün kusur ve noksanlıklardan uzak,pâk ve temiz olan anlamınadır.

ARALIK 2013 SAYI 2 12/17/2013 1

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

SEÇİM VE GEÇİM Perşembe, 31 Ekim :31

Şeyh den meded istemek caizmidir?

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

söylediğine göre hayırlı olandır. Birçok insan vardır ki kendini aldatırlar ve biz muttakiyiz derler. Fakat muttaki ancak Yüce Allah ın cc

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 02 ER-RAHMAN

Allah ın varlığını reddetmek için en çok öne sürülen mesele evrim teorisidir.

Sabah, uyanabildiğinin şükrü olarak Rabbi için namaz kılar ve niyazda bulunur. Gününe, ilk olarak temizlikle (abdestle) başlar. Allah temizdir.

Transkript:

KELÂM SIFATI Kelâm; Yüce Allah ın bir sıfatıdır ki; Mevlâ nın kelâm edici yani mütekellim oluşu haktır. Kur an-ı Azimüşşan da Mevlâ, mütekellim olduğunu beyan eder: Bir kısım peygamberleri sana daha önce anlattık, bir kısmını ise sana anlatmadık. Ve Allah Musa ile gerçekten konuştu. 1 Şayet yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de arkasından yedi deniz katılarak (mürekkep olsa) yine Allah ın sözleri (yazmakla) tükenmez. Şüphe yok ki, Allah mutlak galip ve hikmet sahibidir. 2 Bilindiği gibi Kur an-ı Kerîm başlı başına, Rabb in, insan ve cin taifesi için gönderdiği kelâm-ı kadim idir. Rahman Kuran ı öğretti. İnsanı yarattı. Ona beyanı (açıklamayı) öğretti. 3 İşte böylece Mevlâ, Kuran ın kelâmullah olduğunu ve bu kelâmullah ı da insana beyan edip yani açıklayıp öğrettiğini bildiriyor. Kuran ı okumayı bilmeyen pek çok insan var. Bu öğretmenin mahiyeti nedir? Nasıl öğretti? Diye sorulacak olursa, denilebilir ki: Kuran ı Cebrail vasıtasıyla başta Efendimiz e (s.a.v) beyan edip öğreten Mevlâ, cümle insanları ve cinleri akl-ı selim kaydıyla- Kuran ı anlayacak, öğrenecek istidatta yaratmıştır ki; bu nidaya kulak veren ve bu mesajları okuyan herkes okur ve anlar. Bir ayet-i kerimede konuşulan dillerin muhtelif olmasının Allah ın varlığının ve kudretinin delillerinden 4 olduğunu beyan eden Allah, her peygamberi de kavmine Allah ın emirlerini onlara iyice açıklasın diye yalnız kendi kavminin diliyle göndermiştir. 5 Fakat Kur an-ı Kerîm bütün insanlığa gönderilmiş bir kitap olduğu için indirildiği kavim olan Arapların dili ile Arapçadır ama her milletin anlayabilmesi için Rabb ül âlemin olan Allah (c.c), özel kullarını bu vazife ile vazifelendirmiş, Hz. Peygamber den sonra bu vazifeyi devam ettirecek, toplumlara ve milletlere kendi dilleriyle Kuran ı anlatacak kullarını göndermiştir. Peygamber varisleri olan âlimleri, mürşidleri Cenab-ı Hakk her asırda, her milletin içinde bulundurmuştur. Çeşitli yollarla, pek çok çeşit sebeplerle mesajlarını beyan etmiştir. Yeter ki insanoğlu duyup öğrenmeyi murad etsin. Allah (c.c), mütekellimdir, kelâmı haktır ve cümle âleme de bu sıfatı ile tecelli etmiş, böylece her varlık kendine has kelâm ile kelâm edicidir. Kelâm nedir? Yalnız sesle ifade edilen kelimelerden ibaret midir? Hayır; Allah, kendi zatına has kelâm sıfatı için sese, harflere ve bu harflerden meydana gelen kelime ve cümleleri tertiplemeye muhtaç değildir. Yani O nun konuşması sesten de, harften de münezzehtir. Bütün ilahi kitaplar, kelâm sıfatının taallukuyla 6 zuhur etmiştir. Beşerin hayatını düzenleyen ve ebedi saadetinin reçetesini takdim eden bu kitaplar Cenab-ı Hakk ın kelâm sıfatının beşer kelâmı ve idrakine in ikası (yansıması)dır. Var olan bütün kelâmlar da Cenab-ı Hakk ın kelâm sıfatının birer tecellisidir. Böylece Allah Teâlâ, kelam sıfatındaki sonsuz kudreti tezahür ettirmekte, ayrıca kendi yüce ism-i şerifini sayısız lisan ile zikrettirmektedir. O, cansız zannedilenler de dâhil her mahlûka kelâm sıfatından ayrı bir lisan bahşetmiştir. Lisan-ı hâl denilen mânâ budur. 7 Ayet-i kerîmede buyrulur: Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan her şey O nu tesbih eder; O nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur; fakat siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O, halîmdir, bağışlayıcıdır. 8 Muhyiddin-i Arabî (k.s) mevcudatı Hakk ı tesbih cihetinde dört kısma ayırmıştır. Bu tasnife göre Hakk ı en çok zikredenler sırasıyla: 1. Cemadat (cansız zannedilen varlıklar, taş, toprak vs.) 2. Nebâtât (bitkiler) 1 Nisa:164 2 Lokman:27 3 Rahman:1 4 4 Rum:22 5 İbrahim: 4 6 taalluk: 1- ilgi, nisbet, 2- münasebetler, rabıta 7 İslâm, İman, İbadet, Osman Nuri Topbaş 8 İsra:44 1

3. Hayvanat 4. İnsanlar (Hakk ı en az zikreden insanlardır.) 9 Her ne kadar konu zikir değilse de; zikir de kelâma girdiği için ve cümle varlıkların kendine has lisan-ı hâl ile kelâm ettiklerini bilmemiz için böyle bir beyanda bulunulmuştur. Evet, kelâmın Allah ın bir sıfatı olduğu muhakkaktır. Zatına, mevcudiyetine iman ettiğimiz gibi zatına ait bütün sıfat ve esmasına da iman ediyoruz. Mahlûkat açısından kelâm; her mahlûkun kendine has hâl dili ve kâl diliyle veya bir takım işaretler, rumuzlar kullanarak beden diliyle sesli veya sessiz maksadını ifade etmek, Yaratıcı yı anmak, Yaratıcı sının mevcudiyetine şahitlik etmek amacıyla mesajlar sunmak, akıl sahipleri ile hal, kâl veya beden dili ile konuşarak gerek kendi cinsleri arasında, gerekse diğerleriyle sesli veya sessiz iletişim kurmaktır ki; bunun daha pek çok yönleri vardır. Cümle varlık kelâm sıfatı ile kelâm etme ve zikretme durumunda ve yeteneğindedir. Allah Teâlâ Süleyman (a.s) a mahlûkatın dilinden anlamayı lutfetmiştir: Süleyman Davud a varis oldu ve dedi ki: Ey insanlar! Bize kuşdili öğretildi ve bize her şeyden (nasib) verildi 10 Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir karınca: Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin! Dedi. (Süleyman) onun sözünden dolayı gülümsedi 11 Göklerde ve yerdekilerin hepsi Allah ı tesbih eder. O üstündür, hikmet sahibidir. 12 Kur an-ı Kerîm de ve hadis-i şeriflerde ahirete ait haberlerde de insanoğlunun lehine veya aleyhine şahitlik edecek olan şeylerden de haberler mevcuttur: Yerküre kendine has sarsıntıyla sallandığı, toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı ve insan ne oluyor buna! dediği vakit, işte o gün (yer) Rabbinin bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır. 13 Allah ın düşmanları, ateşe sürülmek üzere toplandıkları gün, hepsi bir araya getirilirler. Nihayet oraya geldikleri zaman, kulakları, gözleri, derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir. Derilerine: Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz? Derler. Onlar da: Her şeyi konuşturan Allah bizi de konuşturdu. İlk defa sizi O yaratmıştır. Yine O na döndürülüyorsunuz, derler. Siz, ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızın çoğunu Allah ın bilmeyeceğini mi sanıyordunuz. 14 Resulullah (s.a.v) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde Kıyamet gününde Kuran ve hayatını ona göre tanzim eden Kuran ehli mahşer yerine getirilirler. Bu sırada Bakara ve Âl-i İmran sureleri Kuran ın önüne geçer Her ikisi de kendilerini okuyanları müdâfâ için birbiriyle yarışır. 15 buyurarak Kuran ın hatta içindeki surelerin şahitlik edeceğini bildirmektedir. Muhakkak ki dünyada ve ukbada cümle varlık konuştuğu gibi ameller, taatler, isyanlar, kâinat, Kuran, melekler Mevlâ nın dilemesiyle yine O nun dilediği kadar lehte veya aleyhte konuşup şahitlik edeceklerdir. Mevlâ ya hamd-ü senâ ederiz ki; hakikatleri bildirerek bizleri temkinli, dikkatli davranmaya, kulluk vazifemizin ciddiyetine ve istikamet üzere olmaya bu haberleri ile yardımcı oluyor. Mümine düşen, hesabını vereceği bir hayat yaşadığının şuurunda olup, cümle şahitlerin lehine şehadet etmelerini sağlamaya çalışmaktır. Kâinat, bütün esma-i ilâhiyenin fiilî, Kur an-ı Kerîm ise kelâmî bir tezahürüdür. Diğer bir ifadeyle Kur an-ı Kerîm, kelâm suretine bürünmüş bir kâinattır. İnsan ise o kâinatın özü, tohumu gibidir. Çünkü Allah ın bütün sıfatlarından az veya çok nasib almış tek varlık odur. 16 İnsan Kur an-ı Kerîm i ve kâinat kitabını okuyacak kabiliyettedir. Mevlâ bu iki iktabın ibretle okunmasını, mütâlaa edilip Yüce Mevlâ nın azamet-i uzmasının ve 9 Musahabe 6, M. Sami Ramazanoğlu 10 Neml: 16 11 Neml:18 19 12 Saff:1 13 Zilzâl:1 5 14 Fussilet:19 22 15 Müslim, Müsafirin, 253 16 Nebiler Silsilesi 1, Osman Nuri Topbaş 2

hikmet dolu mesajlarının algılanmasını murad etmiştir. Her şeyi kulları için yarattığını bildiren Allah, eşref-i mahlûkat olarak yarattığı kullarının her şeyle konuşup ayrı ayrı mesajlar alarak Rabbin kudreti, azameti, hikmeti, merhameti karşısında kulluğun şuuruna ermesini ve marifetullahta derinleşip, kemâle erip dolayısıyla gayenin tahakkukunu murad etmiştir ve de insanı böyle bir istidatta yaratmıştır. Bu iki kitabı yani Kuran ı ve kâinat kitabını algılamamız şu şekillerde olur: 1. Bazen göz kanalı ile olur ki; Rabb ül âlemin bizimle sessiz sedasız konuşur, maksad bildirir. Bu gerek Kuran ın göz ile okunup sese gerek duymadan kelâmı manen duyup anlamakla gerekse kâinattaki hadisata bakıp ibret almakla olur. 2. Bir başkasından ses vasıtası ile kulak yoluyla o kelâmı dinleyip algılamaktır. Kelâm bu iki yolla kalbe, kafaya intikal eder. Bu iki yönlü kelâm etme vasıtası ile her çeşit bilgi alınır. İnsanlar kendi dilleri ile kelâm edip aralarında konuşarak maksatlarını beyan ederler. Yazarak, okuyarak kelâm edilir ve gaye tahakkuk eder. 3.Beden dili ile; yani insanlar zaman olur, işaretlerle de maksatlarını beyana çalışırlar ki; bu da kelâmın, beyanın ayrı bir yönüdür. Bu şekilde birbirinin dilini bilmeyen iki kişi pekâlâ birbiriyle anlaşır. Kulakları duymayan kimselere de işaret diliyle maksat beyan edilir. Bunu kötüye kullanıp işaret ile gıybet edenler, Hümeze lümeze yapanların hepsine veyl olsun. 17 şeklinde tehdit edilmişlerdir. Ayrıca Allah, insanların açıklamayıp kalplerinde gizledikleri şeyleri 18, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini 19, nefsinin insana neler fısıldadığını 20 bildiğini beyan ederek dile getirilemeyen maksatlara da muttalî olduğunu (bilmek, anlamak, farkında olmak) bizlere bildirmekte, bu meyanda Resulullah da Ameller niyetlere göre değer kazanır 21, Niyetler amellerin fevkindedir tarzındaki hadis-i şerifleri ile niyetlerimiz hususunda bizleri uyanık olmaya teşvik etmektedir. Böylece mezkûr ayet ve hadislerin ışığında kelâmın pek çok nev i olduğu anlaşılıyor. Evet, kelâm, bir maksadı ifade etmektir denilirse, bu ifade tarzı ses ile, yazı ile, işaret ile olduğu gibi bu zahir yönlerinin yanı sıra batın yönü olarak da niyetler, temenniler, nefretler, tefekkür kanalı ile insanın kendi kendine konuşması; edindiği bilgileri tefekkür edip mütâlaa etmesi, nefsin, şeytanın vesvesesi, meleklerin ilhamları ile ve daha pek çok kanalla insanoğlu kelâm etme ve kelâmı algılayabilme yeteneğine sahip kılınmıştır. En küçük bir otun tohumunu ele alalım. O tohumun sessiz sedasız bize edeceği kelâmı kalp, ruh dünyamızla dinleyelim bakalım, bize neler söylüyor. Adeta şöyle dediğine şahit olacağız: Beni Rabbim senin için yarattı, ben senin için varım. Beni toprağın bağrına göm. Allah ın izni ile toprak altında bir tohum iken toprak üstüne yemyeşil bir ot olarak çıkacağım. Beni Rabbimin canlı makineleri yiyecek, Rabbim orada posamı ayırarak, beni, sana tertemiz gıdalar -et, süt, yağ vs.- olarak takdim edecek. Böylece halden hale geçerek bu sefer senin midene ineceğim. Senin ihtiyacına sunulmuş bir nimet olarak ben, bana düşeni yapmış olacağım. Bundan sonrasını sen düşün. Bir otun bu sözlerini vicdanlarımızda hissedeceğiz, eğer gönül kulağımızla dinlersek. Mevlâ, cümle varlığın kendilerine has lisan-ı hâli ile insanoğluna mesajlar sunup Yaratanı nın mevcudiyetine, birliğine şahitlik ettirirken aynı zamanda da yaratılış hikmetini, kalbi ölmemiş, vicdanı paslanmamış, aklı dumura uğrammış olan insana açık seçik beyan eder. Hayvanatın en ufak olanlarından bir olan arı ile şöyle bir hasbıhal etsek, görecek, duyacak ve duygulanacağız. Bu esrarengiz muamma karşısında hayretimiz artacak. Zaten tasavvufta derinleşen kişi hayret makamı denen makama gelir ki, bu durumdaki sâlikin, marifetullahta derinleşmesi, ferasetinin inkişafı nispetinde kâinat kitabını okuyup, esma-i ilahiyenin tecellilerinin temâşâsı ile hayreti artar. İşte bu hayret ki, kişiye bütün zerreleri ile Sübhanallah, Allah-u ekber dedirtecektir. 17 Hümeze:1 18 Mülk:13 19 Mü min:19 20 Kaf:16 21 Buhari, Müslim 3

Binlerce örneğin içinden mesela ipek böceği ve dut yaprağını alalım. Bir böcek dut yaprağını yiyecek, o yaprak ona hem besin olacak, hem aynı zamanda ipek denilen en değerli bir ipliğe hammadde olacak. O kurtçuk, yediği o ağaç yaprağından muhteşem, rengârenk ipek dokuyacak. Akıllara durgunluk verecek bu oluşlar ki; birazcık tefekkürle, ferasetle hadiselere bakıldığında öyle bir kelâm ettiklerine şahit olunacak ki; bu sırlı işler ferasetle bakıp düşünen insana Rabb ül âlemin in ibret dolu mesajlarını sunacak. Bu duygu ve düşünceyle hadiseleri değerlendiren şahıs, -anlayışı, sezişi nispetinde- hayreti artıp lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi l aliyyil azîm deyip, o Yüce Mevlâ nın o yüce kudret ve azamet-i ilâhiyesini, Kur an-ı Kerîm deki tebârekellezî ayetini bütün canlılığı ile duyup duygulanacaktır. İşte böylece Kitab-ı Kur an ile kitab-ı kâinat arasındaki irtibatı anlayacaktır. Kur an da: De ki: Göklerde ve yerde neler var, bakın da ibret alın Fakat inanmayan bir topluma deliller, uyarılar fayda sağlamaz. 22 buyruluyor. Ancak bir mikroskop ile görülebilen mikroptan tutun da insanın mahiyeti, çekirdeği mesabesindeki hücreye kadar -yerler gökler, zahir batın- her şey Yüce Yaratıcı nın namına ibret, hikmet dolu mesajlar sunarlar. İnsan kendine ait iç ve dış azalarına bakıp onların vazifelerinin neler olduğunu, var oluş hikmetlerini, faydalarını, vazifelerini aksatmadan bihakkın ifa ettiklerini, vazifelerini aksatacak olsalar nasıl bir tehlikenin baş gösterebileceğini en ince ayrıntıları ile haber alır. Bir Hak dostunun beyanıyla: Bunca çiçekler, rengârenk çeşit çeşit sümbüller, pek çok nev i olan çiçeklerin bu dünyamızdaki görevi nedir acaba? Mademki kâinattaki her şey biz insanlar için yaratılmış, binlerce hikmetle istifademize sunulmuş, bu muhteşem envai çeşit çiçekler bize ne gibi fayda sağlayacak? Yüce Sanatkâr bu lâtif sanat eserleriyle bizlere nelerden bahisler ediyor? Ne gibi mesajlar veriyor? İşte muhterem üstad, Hak dostu, kâinat kitabının mütâlaacısı şöyle der: Her bir çiçek sana şöyle der: Ben cennetten bir numune olarak yeryüzüne geldim. Rabbimin beni senin nazarına arz etmesinden maksadı beni görüp de cennete iştihan artsın diyedir. Benim asıl vatanım cennet yurdudur. O membadan bir demet olarak Rabbim bu dünya âlemine gelmemi ve kısa bir zamanda vazifemi bitirip gitmemi emir buyurdu der. Bazısı aylık, bazısı birkaç hafta, bazısı birkaç gün gibi kısa bir zamanda pörsür gider ve yerine başka vazifeliler gelir ve her şey gibi onlar da doğar, ölür, yerini başka cinslerine devreder. İşte çiçekler kervanı dahi ferasetle bakanlar için pek çok hikmetli mesajlar sunarlar. Bilhassa ibret dolu cümle canlı varlıkların binlerce hikmetle var oluşları. Her nevi canlının Rabb ül âlemin den aldığı ilhamla hayatını devam ettirmesi feraset ehline pek çok mesajlar sunmaktadır. Bir de görülmeyen fakat mevcudiyeti hak olan şeylerden örnek verecek olursak: Elektrik akımını görmüyoruz fakat ne işler yaptığını sual edip dinleyecek olsak onun da kendine has lisan-ı hâl ile neler söyleyeceğini düşünelim. Bilindiği üzere dünyamızda bir yer çekimi mevcut. Bu da hikmeti sonsuz Yüce Mevlâ nın bir kanunudur ki; o olmasa arzda hiçbir canlı tutunamaz, yürüyemez. Bu muazzam kanunla konuşmayı hiç akıl ettik mi? Merak edip o nimet-i ilâhî ile konuşsak o da muhakkak lisan-ı hâl ile meramını, bu kâinattaki aldığı rolü anlatacaktır. Sürekli aldığımız hava da ayrı bir mesaj sunup üstlendiği görevin azametini kısmen de olsa- anlatacaktır. Evet, adeta her şey Yüce Mevlâ nın vazifeli askerleri gibi sorana maksatlarını bildirip dinleyenlere Rabb ül âlemin den mesajlar sunarak ikinci bir vazife daha yapmış olurlar. Kişi, bu tılsımlı sanatın arkasında Sanatkârı, bunca nakışların arkasında Nakkaş ı, cümle mahlûkun arkasında Hâlık ı bulur ki; böyle bir seziş, anlayış, idrakle inşallah Rabb e kurbiyet ve imanda yakîn hâsıl olur. Yeter ki kâinat ve içindeki cümle mahlûkun sana sunduğu hikmet, ibret dolu ikazları ile Hâlık ını tanı, bunca nimetleri, hikmetleri kâinat kitabında oku ve idrak edip ibret almaya çalış. Bak göreceksin cümle varlık seninle nasıl da hoşça sohbet edecek, öyle sohbetler ki cümle esmânın sırları orada çözülecek ve 22 Yunus:101 4

kelâm ettiğin her bir varlık sana esma-i ilâhî adına mesajlar sunup O Yüce Yaratıcı ya yaklaşmana ve marifetullah hüzmeleri toplamana sebep olacaktır. Bir de Rabb in bahşettiği kelâm sıfatını yine Rabb in istediği gibi kullanıp günah kirlerine bulaştırmaya gayret edeceksin. Mevlâ dan bahşetmiş olduğu kelâm sıfatının hakkına riayet edip kâinat kitabını ve Yüce Kuran ı okumayı, ilim sahibi olmayı nasib etsin. Âmin. 5