Degerli ILKYAR Dostlari, Ozellikle Istanbuldaki arkadaslarimiza cagri ile basliyalim... 1.3 cuma sevgili Vural Hocamizi/Arkadasimizi sabah 10:30da Anadoluhisar Mezarliginda, ogleden sonra 14:00'da Bogazici Universitesi Rektorluk salonunda aniyoruz, Prof Dr Levent ani konusmasini ani konferansini da Prof Dr Ali Alpar verecek duyuru asagida yer aliyor... 2.3 cumartesi sabah gonullulerimizle bir araya geliyoruz saat 11:00 gibi "Ogretmen Olmak" seminerinde beraber olacagiz... ogleden sonra 14:00'da yillik faaliyet raporumuzu sunacagimiz bir toplanti gerceklestirecegiz... Toplanti da Bogazici Universitesinde gerceklesecek... B E K L I Y O R U Z... 2.3 cumartesi gunu Efe Erenel ve Nevra Uçak RUNTALYA'da ILKYAR icin guzel cocuklarimiz icin kosacaklar... Bagisinizi yaparken RUNTALYA (Efe veya Nevra) kendi isminizi belirtirseniz cok seviniriz... Projelerimizde benzer basliklar benzer duygular goruyorsunuz ama gonullulerimiz ve cocuklarimiz farkli, hepsi de birbirinden guzel sevgili Gozdem yazmis guzellikleri... Saygilarimizla ILKYAR Guzel cocuklarimizin gelecegine guzellikler katmak icin belki bir kitap, belki de bir kitaplik icin, RUNTALYA icin Hayat Bayram Olsa kitapligi icin, Sev Kardesim kitapligi icin, belki de daha fazlasi icin: (lutfen bagisinizi hangi amacla yaptiginizi aciklama kismina yazin Sev Kardesim icin, Musa lar icin, kitaplik, vs) Is Bankasi ODTU Subesi (4229) 706968 TL TR26 0006 4000 0014 2290 7069 68 -- Cocuklarimiz, ilk goz agrilarimiz, ilk yarimiz; hele ki uzaklardaki, YIBO lardaki cocuklarimiz, kardeslerimiz site: http://www.ilkyar.org.tr e-posta: ilkyar.yonetim@gmail.com Vural Beyimiz> http://vuralaltin.blogspot.com/ Kas Gucuyle Devri Alem Erden> http://www.kaslagit.com
D A H A Ç O O K Y O L U M U Z V A R Tarih 10. 02. 2013. Gidilecek daha çok yolumuz var diyoruz ya her zaman. Yine düştük yollara. Yol uzundu, sonunda uzaklardaki kardeşlerimize ulaşacağımız mutluluğu büyüyordu her dakika. O temiz, sevgi dolu yüreklere. Kasaba Şehit Yusuf Polat Yibo İlk karşılaşma Birbiri ardına çözülen çiviler; 2 li, 3 lü, 4 lü Off abla, çok zor. Değil, çok kolay bi yolu var, zor kullanmadan yapmalısın, pes etme Hatta bir kardeşim için 8 li Parçalanmış bir ailesi, öz ve üvey çok kardeşi vardı; biri bu okuldaydı. Daha sonra bu kardeşimin 10 lu çözdüm abla. demesi o kadar mutlu etti ki Kendisi ciddi bir hastalığa yakalanmış, ama sesi çok güzel olan bir kızla tanıştım, o da çiviler konusunda bayağı iyiydi. Bir kardeşim vardı ki kendimi ona diğer çocuklardan daha yakın hissetmekten kendimi alamadım. Arkadaş edinemiyor, çekingen olduğunu söylüyordu; oysa bence oldukça sıcakkanlı bir öğrenciydi. Akşam sunumundan sonra kız kardeşlerimizin odalarına gittim. Öyle saf ve temiz seviyor ki bu çocuklar, çıkarsız ve bir anda, bu çocuklar gerçekten eşsiz. Yatakhanenin durumu çok iyiydi, daha önce gittiğim diğer YİBOlarla karşılaştırınca daha iyi anlıyorum.
11.02.2013. 2 tane 1.sınıf kardeşimi bahçe boyunca kovaladım, tanışmayı hiç istemediler. Hatta sarışın olanı Kızları sevmem ve Ben dövüşçüyüm dedi. Daha sonra etkinliklere başladık. Müzik odasında Göremediğimiz Canavarlar etkinliği, projeksiyonu olan bir sınıftı. Tek amacımız çok çalışmanız, çok okumanız ve bizi geçmeniz. 0.saatte zil çalmadı ve küçücük çocukları sınıfta tutmanın ne kadar zor olduğunu o zaman anladım. Etkinlikler birbiri ardına sürdü ve ben şanssızdım, bilgisayarım bozuldu. Yine de etkinlik arkadaşım ve ben bildiklerimizi slayt kullanmadan anlattık. Akşam sunumu, gece deneyleri ve akşam eğlencesinden sonra vedalaştık kardeşlerimizle. Sabah erken yola çıkacaktık çünkü. Biraz daha kalsanız olmaz mı? Ama diğer kardeşlerinize de gitmemiz gerekiyor. Sabah uyandırın bari Hayır siz kalkmadan gideriz, çok erkenden Sonra sabah uyku sersemi ve şaşkın ben: Sizin uyuyor olmanız gerekiyordu ama Olsun abla biz uyandık. 12. 02. 2013. Finike Kum Yibo Sabah sporumuza kahverengi bir köpek de katıldı, çocuklar da sayesinde erkenden ısınmış oldular. Projeksiyon konusunda Bekir arkadaşım yardımcı oldu. Büyük bir okul sayılmazdı, 1 3 sınıfı azdı; ben de strateji, müzik vb. etkinliklere de katıldım. Bahçede jenga ve tabu oynadık. Sürekli fes takan bir çocuk vardı, nedenini sordum, arkadaşlarının yeni kestirdiği saçlarıyla dalga geçtiğini söyledi ve o fesi tüm gün çıkarmadı. Yaramazlığıyla ünlü 4B sınıfı vardı bir de, Etem ve Mehmet unutulmazdı herkes için. Bir de Beka vardı tabi, hepimizin aklında yer etti...
Öğle yemeği için YBO nun pansiyonuna doğru yola koyulduk, bizi okulun hemşiresi karşıladı. Daha sonra okula geri döndük ve etkinliklerimizi tamamladık. Yurttaki akşam eğlencesinden sonra kardeşlerimizi yatakhanelerine çok zor gönderdik, masa ve sandalye taşınmasına yardım etmek istiyorlardı. Hemen sonra toplantı yapmamız gerekti nöbetçi öğretmenimizin kemanı ve elbette Finike portakalı eşliğinde ertesi günkü okul için. 13.02.2013. Kumluca Ziya Gökalp Yibo Yaklaşık 1300 kişi, ne kadar da çoktu mini mini 1ler, tam 10 oyun etkinliği Zor görünse bile bizler hazırlıklıydık, uykumuzu iyi aldık ve güne zinde başladık. 3A sınıfına girdim önce, öğretmenleri vardı bana projeksiyon konusunda yardımcı oldu. Sınıfa çantasıyla gelip oturanlarla birlikte kalabalık bir sabah sporuna koştuk, Haberleri yok muydu acaba bizlerin geleceğinden? sorusu kafamı kurcalamadı değil. Daha sonra projeksiyonu teknolojitasarım sınıfına kurup tüm gün orada yaptım etkinliği, bu kez tek başıma. 0.saatteki sınıfımı o kadar çok sevdim ki onlara teşekkür etme gereği duydum, beni ilgiyle dinledikleri için. Öğle arasında yürüyerek gittik yurdun yemekhanesine, yaklaşık 1km.ydi. Adem adlı bir çocuğun sohbeti sarıp sarmalıyordu herkesi, yolu bize o gösterdi. Dönerken de 2 kız kardeşimin peşine takıldım; muz ağaçlarını gösterdiler, köylerindeki barajı, ailelerini, tavşanlarını anlattılar yolda bamyaya o kendi hoş şiveleriyle pamya diyen o birbirinden güzel kızlar. Yemekten sonra cıvıl cıvıl dış deneyler, cıvıl cıvıl dış etkinlikler yaptık ve yurda geri döndük. Bir kız kardeşim daha oldu 1.sınıf, abisiyle beraber kalıyormuş yurtta. Hafta sonları gidiyoruz köyümüze, ama çamur olursa gidemiyoruz. dedi. Teleskopla ilk bakanlardan biri olduk ve incecik Ay ı inceledik. Akşam eğlencesinde ikimiz oynadık ve kucaklayıp döndürdüm onu. Çok kalamadık ve yollara düştük ardından.
14. 02. 2013. Serik Yukarı Kocayatak Yibo Sabah gitmesi çok zor olacağı düşüncesiyle geceleyin etkinlikleri tamamladıktan sonra yola koyulduk... Gece yarısı vardık okula, nöbetçi öğrertmenler, yönetici hocalarımız ve feakar yibo çalışanı karşıladı bizi... Sabah müzik sesiyle uyandık. Kalktığımda kardeşlerim de uyanıklardı, birkaçıyla koridorda tanıştım. Yurdun yanında yeni okul binası vardı, 500 m. ileride de eski olanı. Bilim otobüsüyle gittik 1 5 lerin etkinlik yapacağı eski okula, çocuklarla birlikte. Otobüsten projektörü almayı unutmayı beklemediğim için 500 m. yi tabana kuvvet geri tepeceğim aklımın ucundan bile geçmemişti doğal olarak. Daha sonra bulduğum 2 projektörü yüklenip gerisin geri döndüm ve o saat etkinliğinde Ayser i yalnız bırakmış oldum. Ve tabii ki mutlu(!) son; bir projektörün güç kablosu yoktu, diğeri de çok çabuk ısınıp kapanıyordu. Projektörü olan sınıflara girdiğimde mutlu bir insan olarak, olmayanların da sınıfını başka bir sınıfla değiştirerek etkinliklerimizi tamamladık ve eski okula geri döndük başarı ödülleri için. Gamze diye bir kardeşimle tanışmıştım, çok güçlü olduğunu söylüyordu, öyle ki çivileri zor kullanarak açmaya çalışırsa zaten kırılıp elinde kalacaklarını. Özgüveni hoşuma gitmişti. Akşam olduğunda edebiyat atölyesine katıldım ilk defa, daha önce 2 kez yapmama rağmen edebiyat etkinliğini atölyeyi uzun zamandır ilk defa gerçekleştiriyoruz sanırım. Kalemi iyi olanları gördükçe yazma ihtiyacı hissettim ben de, ama yazdıklarımı kendime saklıyorum. Atölye sırasında akşam sunumunun büyük bir kısmını kaçırmışım sanırım. Gece deneyleri ve akşam eğlencesinden sonra kardeşlerimizin odalarına gittik. Saçlarımı açık gören kardeşlerimin iltifatlarından sonra farkettim ki, projelerde saçlarımı örmeye çok daha önce başlamalıymışım, çok önemli olan bir kuralı hiçe sayıyordum, bu da bir nevi itiraf niteliğinde. Daha sonra uykuya daldık, ertesi sabah yola çıkacaktık çünkü.
15. 02. 2013. Manavgat Beşkonak Yibo Köprülü Kanyon yolunun başlarındaydı Sabah erkenden yollara düştük yine. Yeni yeni uyanıyorlardı kardeşlerimiz. Bahçede çok az çocuk vardı. Gündüzlülerin de gelmesiyle sayımız arttı. Yağmur bize engel olamadı, bahçede geniş bir alanın üstü örtülmüştü bu gibi durumlar için; çivilerimizi çözmeye orada devam ettik. Küçük Elif herkesin sevgilisiydi, hemencecik çözdü çivisini. Bir kardeşim de çok hırslıydı, kahvaltıda bayağı sohbet etmiştik, bizim ona o gün boyunca benimsetmek istediğimiz cümleyi o zaten önceden biliyordu: Asla pes etme. Elif i görünce daha da hırslandı. Gün içinde geldi yanıma ve çözdüğünü söyledi. Ata Hoca nın sunumuna gittik bir grup çocukla. Yusuf Ziya Hoca nın 40 yaşından sonra okumaya başlamasını duyan çocuklardan Aa tembel, Herhalde okumayı seviyor. gibi doğal tepkileri duymak hoşuma gitti. Daha sonra etkinliklere başladık. Bir sınıfta dişleri parlak olan kediciğin resmini gören bir kardeşimle aramda güzel ve doğal bir diyalog geçti: Benim dişlerim hayatta böyle olmaz? Neden ki? Bir sürü çürük var. Fırçalamıyor musun? Fırçalıyorum. O zaman düzgün fırçalaman gerekiyor, yoksa çürümezdi. Fırçalıyorum her zaman dişlerimin arkalarını, üstlerindeki etlerini filan, ama biz geçen gün annemle dişçiye gittik, macun alcaktık, set yapmışlar bedavaydı, dişime dolgu yaptılar. Öğle arasında herkesin farkettiği üzere yatılı ve gündüzlüler farklı yemekler yiyordu, küçücük çocuklar arasındaki bu ayrım kurallar gereği uygulanıyordu, ama pek memnun olan yoktu sanki. 4.saatte 2 arkadaşımla anasınıflarına etkinliğe gittik. Mikrop dememle birlikte çocuklar Bay mikrop şarkısına başlayıverdiler. İlk kez projeksiyon gören minik eller, duvarda gölge oyunları oynamaya başladılar. Yine de ilgiliydiler, ailelerinin gelmesiyle etkinliğimiz kısa sürdü; ama bir kardeşim gelip Hani daha mikrop resmi? deyince Keşke daha uzun sürseydi demiştim içimden.
Etkinliklerden sonra ilk kez Hedef 4 turnuvasına katıldım. Kardeşlerimden birinin güvenini boşa çıkarmadığım için mutluyum. Akşam eğlencesinde o kadar az kişiydik ki Yatakhanede 4 kız kardeşimiz vardı, kitap okuduk 2 siyle. Sabah yanaklarına öpücük kondurduktan sonra yola çıktık. 16. 02. 2013. Demirtaş Yibo 80 kişilik bir okuldu, 1 3 ü hiç olmayan. Dolayısıyla benim etkinliğim yoktu. Önce yatılı olan az sayıda kişiyle karşılaştık, kahvaltı ettik beraberce. Bir kardeşim ağlıyordu abisi gideceği için, çok konuşmuyordu, çivilerle sohbeti sağladım. Daha sonra gündüzlü kardeşlerimiz geldi. Okulun planı, lisemin planıyla aynıydı; anılarımı tazelediğim bir gün oldu. Gündüz eğlencesinde bir gönüllüye 2 çocuk düşecek şekilde beraberce oynadık, halaylar çektik bahçede. Daha sonra okul müdürünün gezisine katıldık ve yöredeki tüm ağaç isimlerin öğrenerek muz serasına doğru yola koyulduk. Bir seranın bu kadar büyük bir yer olabileceğini asla tahmin etmezdim. Günün 2. okuluna doğru yola çıktık. Gazipaşa Cumhuriyet İlk ve Ortaokulu Bu okulda da etkinliğim yoktu, çünkü sadece 1 tane 2.sınıf öğrencisi gelmişti cumartesi akşamı; geriye kalanlar ortaokullardı. Bu çocuklar çok şanslı, eğitim açısından da öyle, hayat onlara bu denli cömert davrandığı için çok teşekkür etmeliler. Güzel etkinlikler izledim bu okulda da, kahkahalar attım bilgisayar, edebiyat ve strateji etkinliklerinde. Bir çocuğun jenga oynarken korkusu gözlerden kaçmadı, Anne diye bağırması da kulaklardan. Başarı ödüllerinden sonra yollara düştük gece yarısı, bu kez kendi okulumuza, Ankara ya doğru. Bir hafta ve 7 okul geçti Her şey çok güzeldi, eksiksizdi. Herkes içinden gelenin en iyisini yaptı. İLKYAR gittiği her okulda mutlulukla karşılandı ve takdir edildi. Her projede tekrar anlıyorum ki İLKYAR hayatımdaki belki de en güzel şey.
YİBOlarda buldum mutluluğu çünkü, o güzel çocukların mutlu olmasına bir gün olsun katkıda bulunduğumuzu düşünerek. Küçük yaşta çok şeyle yüzleşmek zorunda kalan, yine de saf ve temiz, canım kardeşlerim Her şey sizinle güzel, sizin varlığınızla. Hiç büyümeyin, siz hiç büyümeyin. Hayatı hep toz pembe görün. Bizler hep yanızdayız. Sizin temizliğinizden, kişiliğinizden öğreneceğimiz daha çook şey, gidilecek daha çook yolumuz var. www.ilkyar.org.tr ilkyar.yonetim@gmail.com, Gözdem Çavdar Moleküler Biyoloji ve Genetik 1.Sınıf Çocuklarımız ilk göz ağrılarımız ilkyar larımız... www.ilkyar.org.tr güzel çocuklarımızın geleceğine güzellikler katmak için belki bir kitap için, belki bir kitaplık, belki de daha fazlası için: İş Bankası ODTÜ Şubesi (4229) 706968 TL TR26 0006 4000 0014 2290 7069 68 Lütfen bağışınızın açıklama kısmına isminizi mutlaka, eğer özel bir amaçla bağış yapıyorsanız o konuda da açıklama lütfen belirtin