1. BASKI. ISBN 978-605-88313-8-4 (1.c) Baskı, Cilt Erkam Matbaası Tel: (0212) 671 07 00



Benzer belgeler
Anlamı. Temel Bilgiler 1

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Abdest nedir? Abdest, dini bir temizliktir. Belli organları usulüne göre yıkamaktır. Abdest namazın hazırlık şartlarındandır.

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Abdest Gusül Teyemmüm

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım.

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

İslâm Dininde Orman ve Suyun Önemi

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

Dua ve Sûre Kitapçığı

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Ck MTP61 AYRINTILAR. 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi. Konu Tarama No. 01 Allah İnancı - I. Allah inancı. 03 Allah İnancı - III

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

5. Peygamberimizin Medine'ye hicret ettikten sonra yaptırdığı caminin adı nedir? 1. Aşağıdakilerden hangisi dinin faydalarından biri değildir?

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

ÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI

HAC YÜCE ALLAH IN (c.c) EMRİDİR.

Peki, bu bayramın bizlere nasıl hediye edildiğini biliyor musunuz? Dilerseniz bu kıssayı hep birlikte hatırlayalım.

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Rahmet Ayı RAMAZAN Pazar, 07 Haziran :17

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 1. DÖNEM )

MERSİN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI VAİZİN

BEP Plan Hazırla T.C Osmangazi Kaymakamlığı HAMİTLER TOKİ MTAL Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu. Namaz Kitabım. Bilal Yorulmaz

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

NAMAZ. 2 Namaz kimlere farzdır? Ergenlik çağına gelmiş, akıllı ve Müslüman olan herkese farzdır.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

3 Her çocuk Müslüman do ar.

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ

Organ bağışında bulunan herkesin organları kullanılabilir mi?

İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

En hayırlı söz faydalı olandır. Faydasız bilgide hayır yoktur. Lüzumlu olmayan bilgiden de bir fayda temin edilemez.

Kelime anlamı itibarıyla kudsi,mukaddes,bütün kusur ve noksanlıklardan uzak,pâk ve temiz olan anlamınadır.

CEVAP ANAHTARI. Meleklerin Özellikleri ve Görevleri - Meleklere İman, Davranışların Güzelleşmesine Katkıda Bulunur

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ


Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

ZEKÂT IN KELİME OLARAK; ARTMA ÇOĞALMA ARINMA BEREKET Bu anlamlara gelmektedir.

İBADET 1 İBADET NEDİR?

Transkript:

Adapazarı, 1433 / 2011

1. BASKI ISBN 978-605-88313-8-4 (1.c) Baskı, Cilt Erkam Matbaası Tel: (0212) 671 07 00 İsteme Adresi Okumayı Teşvik Derneği Tel: (0264) 274 16 31 info@okumayitesvik.com info@tomorhoca.com www.tomorhoca.com İnternet ortamında Ahmet Tomor un sohbetlerine ve bütün eserlerine ulaşabilirsiniz. iphone, ipod Touch, ipad App store > Books > Okumayi Tesvik Dernegi

A DAN Z YE İSLÂMÎ BİLGİLER -1. CİLT- (A-L) k Ahmet Tomor

www.tomorhoca.com

İÇİNDEKİLER k SUNUŞ... 11 A ABDEST ALMAK...15 ACELECİLİK VE TEENNÎ...19 AD KOYMA...21 ADAK ADAMA...23 ÂDEM ALEYHİSSELÂM...25 ÂDET GÖRME...29 AF EDİCİ OLMAK...31 ÂHİRETE ÎMAN...33 AHLÂK...36 AKRABALIK HAKKINI GÖZETME...39 AKSIRMA VE ESNEME...41 AKŞAM - SABAH OKUNACAK DUA...43 ALKOLLÜ İÇKİLER...44 ALLAH A ÎMAN...48 ALTIN YÜZÜK...52 ANA BABA HAKKI...54 ARA BULMA...57 ARKADAŞ SEÇİMİ...59 ARŞ IN GÖLGESİNDE KİMLER GÖLGELENECEK?...61 AŞIRILIKTAN KAÇINMA...63 AVCILIK...65 AY...67 ÂYET- EL- KÜRSÎ...69 AYIPLARI ARAŞTIRMA...71 B BAL VE ARI...72 BALIK...74 BÂSUR...76 BAŞA KAKMA...77 BAYRAM VE BAYRAM NAMAZI...78 BEDDUA...80 BERAT GECESİ...82

BESMELE...84 BEŞ VAKİT NAMAZ...86 BİD AT VE SAPIKLIK...90 BORÇLANMA...92 BOŞANMA...94 BÖBÜRLENME...96 BÖLÜNME (TEFRİKA)...98 BÜYÜ VE BÜYÜCÜLÜK...102 C - Ç CAHİLLİKTEN ALLAH A SIĞINMA...106 CEHENNEM...108 CEMAATLE NAMAZ KILMANIN FAZİLETİ...112 CENAZE VE MUHTEZAR... 114 CENÂZE NAMAZI... 117 CENNET... 119 CİHAD...125 CİMRİLİK...129 CİNLER...131 CUMA GÜNÜ VE GECESİNİN FAZİLETİ...135 CUMA NAMAZI...137 ÇAĞDAŞLIK TASLAYANLAR...140 ÇEVRE KİRLİLİGİ...143 ÇOCUK SAHİBİ OLMAK...145 ÇOCUK YETİŞTİRMEK...147 ÇÜRÜME OLAYI...149 D DÂBBBET ÜL-ARD...151 DARGIN DURMANIN GÜNAHI...153 DÂVETE İCÂBET...155 DECCAL FİTNESİ...157 DEDİKODU (GIYBET) HARAMDIR...159 DEPREM VE İLÂHÎ GAZAB...162 DİLİMİZİ KORUYALIM...164 DİN VE İSLÂM...166 DİN KARDEŞLİĞİ...169 DİN VE EĞLENCE...172 DOĞRU VE YALAN...174 DOMUZ PİS VE HARAMDIR...176

DUÂ VE İNSAN...177 DUHÂN OLAYI...181 DÜNYA VE ÂHİRET...183 DÜŞÜNME (BEYİNSEL İBÂDET)...186 E ECEL TAKDİR EDİLMİŞTİR...190 EHL-İ BEYT'İ SEVMEK...192 EHL-İ SÜNNET VE'L-CEMAAT...195 EGEMENLİK ALLAH INDIR...202 EKMEĞE SAYGI...205 EL SIKIŞMA (MUSÂFAHA)...207 ELESTÜ Bİ- RABBİKÜM NEDİR?...209 EMÂNETİ GÖZETMEK...210 EMR-İ Bİ'L-MA'RÛF VE NEHY-İ ANİ'L-MÜNKER...213 EMZİRME VE SÜT KARDEŞLİĞİ...215 EVHAM NEDİR?...218 EVLÂTLIK EDİNME...220 EVLENME...222 EVLİYALAR...225 EZAN...228 F FÂİZ HARAMDIR...232 FARZ NE DEMEKTİR?...234 FÂTİHA SURESİ...236 FELÂK VE NÂS SÛRELERİ...238 FEN BİLİMLERİNİ ÖĞRENMEK...240 FERÂİZ (MÎRAS) İLMİ...242 FIKIH İLMİNİN ÖNEMİ...247 FUHUŞ HARAMDIR...249 G GAFLET...251 GAYBI ANCAK ALLAH BİLİR...253 GEBELİK VE ANNELİK...255 GENÇLİKTE İBÂDET...257 GIYBET HARAMDIR...259 GİYİNME (İSLÂM A GÖRE)...263 GÖZ DEĞMESİ...266 GUSÜL ABDESTİ...268

GÜNAH VE İNSAN...271 GÜNEŞ...274 GÜNEŞİN BATIDAN DOĞMASI...276 H HÂBİL İLE KÂBİL...278 HAC VE UMRE...280 HAK DİN...285 HARAMLAR...287 HASBÜNALLAH VE NÎ MEL VEKÎL...290 HASTALIĞA SABIR...293 HASTALIKTAN KORUNMA VE TEDAVİ...295 HAYÂ VE ÎMAN...297 HAYIR VE ŞER...299 HEDİYE VE RÜŞVET...301 HER CANLI ÖLÜMÜ TADACAKTIR...303 HEYKEL VE RESİM...305 HİCRET (GÖÇ)...307 HİCRÎ YIL...309 HİDÂYET VE DALÂLET... 311 HOROZ NİÇİN ÖTER?...314 HULEFÂ-İ RÂŞİDÎN...315 HURMA...320 İ İBÂDET VE İNSAN...322 İBLİS (ŞEYTAN)...324 İDDET VE İHDAD NEDİR?...328 İDRARDAN VE SÖZ TAŞIMADAN SAKINMA...330 İFTAR VAKTİ...333 İFTİRADAN SAKINMA...334 İHLÂS VE İHSAN...337 İKİYÜZLÜLÜK...339 İKİNDİ NAMAZI...340 İLİM ÖĞRENMENİN FAZÎLETİ...342 İMAMLIK KUTSAL GÖREVDİR...346 ÎMANIN TEMEL İLKELERİ...348 ÎMANIMIZI KORUYALIM...352 İNCİL...356 İNCİR...360

İNSAN...361 İNSAN VE GİYİM...363 İSA ALEYHİSSELÂM...365 İSA ALEYHİSSELÂM YERYÜZÜNE İNECEK Mİ?...369 İSLÂM DİNİ...371 İSRAF HARAMDIR...375 İSTİHÂRE VE İSTİŞÂRE...377 İYİ VE KÖTÜ ÖNDERLER...379 İZİNSİZ EVLERE GİRME YASAĞI...381 K KÂBE...383 KABİR HAYÂTI...386 KADERE ÎMAN...388 KADIN - ERKEK İLİŞKİSİ...394 KADİR GECESİ...396 KALP VE GÖNÜL...398 KANAAT VE HIRS...400 KELİME-İ ŞEHÂDET...402 KELİME-İ TAYYİBE...404 KIBLE...406 KIYÂMET...408 KIYÂMETİN ALÂMETLERİ... 411 KIYÂMET NASIL KOPACAK...417 KİN VE KISKANÇLIK...420 KİTAPLARA ÎMAN...422 KOMŞU HAKLARI...423 KORKU VE ÜMİT...426 KUL HAKKI...428 KUMAR VE ŞANS OYUNLARI...430 KUR AN-I KERİM...431 KUR AN VE SÜNNET...435 KURBAN...437 L LÂ HÂVLE VELÂ KUVVETE İLLÂ BİLLÂH...439 LÂNET ETMEKTEN SAKINMA...440 LOKMAN (A.S.) IN OĞLUNA ÖĞÜTLERİ...443 LÛT KAVMİ NEDEN HELÂK OLDU?...445

SUNUŞ k Yeryüzüne ibretle baktığımızda! Birbirinden güzel ve birbirinden farklı özellikler taşıyan canlı türleri ile dolu olduğunu görüyoruz. Bir yanda yemyeşil çayırlar, çimenler, bağlar, bahçeler, ağaçlar, çeşitli bitkiler ve farklı renkleri, farklı kokuları ile hayat saçan güller, çiçekler Diğer yanda havada uçuşan kuşlar, suda yüzen balıklar, çayırda otlayan kuzular, yumurtlayan tavuklar, süt veren inekler, bal yapan arılar, ya can ya da et derdiyle ormanlarda koşuşan hayvanlar ve yeryüzünün egemeni olan akıllı, bilinçli İNSAN!.. Bunlar yeryüzünde kalıcı mı? Hayır! Atalarımız, Mal da yalan, mülk de yalan, var biraz da sen oyalan demişler. Gerçekten her an, oyalanma sürecini tamamlayan trilyonlarca, katrilyonlarca canlı türlerinin hayâta veda edip gittiklerini ve yerlerine yenilerinin geldiğini görüyoruz ama gelenler de kalıcı değil ki! Peki, bunlar nereden geliyor ve nereye gidiyorlar? Yerlerin, göklerin tek egemeni olan Allah, dilediği an ölü atomları canlı organizma yoluyla canlı hücrelere, bitki, hayvan ve insan şeklinde canlı varlıklara dönüştürüyor ve yine dilediği an, canlı hü creleri ve canlı varlıkları tekrar aslına yani ölü atomlara dönüştürüyor. Yüce Allah ın koymuş olduğu bu çeviri (aslına dönüş) kanununu yürürlükten kaldıracak, erte leyecek ya da yerine başka bir kanun koyacak bir güç olmadığına göre bu uygulama kıyâmete ka dar devam edecek ve kıyâmetten sonra yeni bir düzene geçilecek. İnsanın farklı özellikleri ve beklentileri! Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık. (Tîn - 4) Fiziksel açıdan en güzel bir şekilde yaratılan, akıl ile bilinçlendirilen ve ruh ile sonsuzlaştırılan insanın varlığı, sadece geçici dünya hayâtı ile sınırlı değildir. Gerçi ölen insanın bedeni de diğer canlılar gibi çürüyüp toprağa dönüşür ama insanın gerçek kimliği ve kalıtsal kişiliği olan ruhu ve ruhsal duyguları ölmediğinden, 11

Doğal olarak insanın farklı özellikleri ve farklı beklentileri vardır. Şöyle ki; ruh ölümsüz bir hayat, gönül ruhsal huzur ve akıl da güvenli bir ortamda sürekli mutlu yaşamak ister. Ne yazık ki üzerinde yaşadığımız dünya gezegeni, insanların bu istek ve beklentilerini karşılayabilecek bir yapıya sahip değildir. Ya başka gezegenler? Gök bilimcileri uzayı araştırırken yeni galaksiler keşfetseler ve bizim güneş sistemimizin dışındaki bazı gezegenlerde canlı varlıkların yaşadığını kanıtlasalar da, insan başka gezegenlerde yaşayamaz. Çünkü Yüce Allah, dünyayı insanların yaşam koşullarına göre düzenlemiş ve insanları da fiziksel ve organik açıdan dünyadaki yaşam koşullarına göre yaratmıştır. Örneğin, suda hayat olduğu ve içinde canlı varlıklar yaşadığı halde, insan suda yaşayamaz. Çün kü insanın suda yaşayabilmesi için başta solunum sistemi olmak üzere, iç ve dış organları ile fizik sel yapısının kökten değişmesi yani insanın akıllı bir balık şekline dönüştürülmesi gerekir. Peki, insanların beklentileri gerçekleşmeyecek mi? Gerçekleşecek ama yedi kat göklerin (galaksilerin) ötesinde, farklı bir âlemde! Rabbinizin bağışlamasına ve takvâ sahipleri (günahlardan sakınanlar) için hazırlanan, genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşuşun! (Âl-i İmran - 133) İşte insanların tüm beklentilerini karşılayacak olan evrendeki tek adres, CENNET! Ölüm, hastalık, yaşlılık, keder, sıkıntı, stres ve bunalım olmayan farklı bir âlem ve farklı bir yaşam Yüce Allah koşuşun diyor, durmak olur mu? O güzelim cennetin adını duyup da duygulanmamak olur mu? Gelin Allah ın dâvetine icâbet edelim ve biz de cennet koşusuna katılalım. Çünkü bu koşu cennette noktalanacak ve oraya girenler ebedî mutlu olacak... ANCAK!.. İnsan bu bedensel yapısı ile suda ya da başka gezegenlerde yaşayamadığı ve suda yaşayabilmesi için bu bedensel yapısının kökten değişmesi gerektiği gibi, Cennette yaşayabilmesi için de dünyanın istikrarsız ve değişken atomlarından yaratılan bu bedensel yapısının kökten değişmesi yani ölüp çürü- 12

mesi ve kıyâmetten sonraki âhiret âleminin kalıcı ve istikrarlı maddelerinden yeniden yaratılması gerekmektedir. Çünkü kıyâmet olayında yerlerin, göklerin bugünkü yapısı kökten değişip yeni bir denge-düzen kurulacak ve atomlar parçalanıp kalıcı ve istikrarlı maddelere dönüşecek. Bu açıdan baktığımızda! Ölüm ve kıyâmet, Allah a inanan ve inançları doğrultusunda yaşayan mü minler için gerçekten büyük bir lütuf ve İlâhi rahmettir. Çünkü ölüm ve kıyâmetin dışında insanları cennete taşıyacak baş ka bir alternatif yoktur. Ölüm ve kıyâmet, Allah a inanan ve inançları doğrultusunda yaşayan mü minler için İlâhi lütuf ve rahmet olduğu gibi, inkârcılar için de korkunç bir gaflet ve felâkettir. Çünkü putlaştırdıkları insanların anısına dikilen heykellerin önünde saygı ile eğilmeyi, alkol tüketmeyi ve çıplaklığı çağdaşlık diye algılayan inkârcılar, doğal olarak ölmek ve öldükten sonra yeniden dirilmek istemezler. Bu nedenle avcıyı gören devekuşunun başını kuma sokup ve gözlerini kapayıp avcıyı yok sayması gibi, İnkârcılar da sapık inanç sistemlerinin ideolojik bataklıklarına başlarını sokup ve gerçeklere karşı, gözlerini kapayıp ölümü unutmaya ve âhireti yok saymaya çalışırlar ama, Kıyâmetin vakti gelmektedir; bunda kuşku yoktur ve Allah kabirlerdeki ölüleri diriltip kaldı racaktır. (Hac - 7) Gerçeklere karşı gözlerini kapayanların sadece kendi dünyaları kararır ve ön yargı ile hareket edenler sonunda pişman olur. Kıyâmet konusunda zaman, çoktan geriye doğru saymaya başlamıştır. Kuşkusuz, Allah ölüleri yeniden diriltip kabirlerinden kaldıracak ve mahşerde yargılayacaktır. ] ] ] Bir zamanlar ayaklar altında çiğnenen ölü toprak maddeleri idik. Bitki kökleri tarafından emil dik, sebze ve meyve adını aldık. İnsanlar tarafından yenilip sindirilince kana, üreme hücresine dö nüştük, sperm ve ovum adını aldık. Döl yatağına atılıp döllenince, küçücük bir insancık şeklinde dünyaya geldik ve bebek adını aldık. Ölü toprak maddelerinden aşama aşama insan şekline dönüşümümüz ve küçücük bir bebek şeklin de dünyaya gelişimiz, bizim istek ve irâdemize bağlı olmadığı gibi, dünyadaki yaşam sürecimiz de bizim ifânitek ve irâdemize bağlı olmadığından, 13

Ölüm meleği Azrâil her an karşımıza çıkabilir ve tatlı canımızı alabilir. Azrâil e şimdi git, son ra gel diyemeyeceğimize göre, ölüm çantamızı öncelikle hazırlayalım ve içini âhiret azığı ile dolduralım. Aksi halde dönüşü olmayan âhiret âlemine boş çanta ile gider ve orada çok pişman oluruz. Değerli okurlarım! Ben, âcizane olarak ve gücümü zorlayarak elimden geldiği kadar âhiret azı ğı ile ilgili kanımca en önemli ve en öncelikli konuları sizin için yazmaya çalıştım. Aradığınız bilgileri kolayca bulabilmeniz için, konuları alfabetik sıraya göre düzenledim ve A harfinden L harfine kadar olan birinci cildi Yüce Rabbimin yardımı ile tamamladım. Rabbim ömür ve sağlık verirse, İnşâAllah ikinci cildi de tamamlamaya çalışacağım. Siz değerli okurlarım için yararlı bir eser yazabilmişsem, bu Allah ın lütfudur, O na hamdü senâ lar ederim. Yararlı bir eser yazamamışsam, bu benim kusurumdur, Allah tan af etmesini dilerim. Bu eserin hazırlanmasında, basımında, dağıtımında ve okunmasında maddi, mânevî emeği geç en din kardeşlerimden Allah razı olsun. Hepiniz Allah a emânet olun!.. Ahmet TOMOR 1 Muharrem 1433 / Kasım, 2011 14

ABDEST ALMAK k Ey îman edenler! Namaza kalktığınız zaman, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başınızı mesh edin ve ayaklarınızı da topuklara kadar yıkayın. (Maide - 6) Abdest, ab (su) ve dest (el) yani elsuyu anlamında Farsça birleşik bir kelimedir. Arapça aslı ise vudü dur. Vudü, maddi ve mânevî kirlerden arınmak, temizlenmek demektir. Abdest gerçekten dünyada eşi olmayan ve sadece müslümanlar tarafından uygulanan İlâhi bir temizlik sistemidir. Günde beş defa abdest alan müslümanlar ter, kir, mikrop ve ayak kokusu gibi maddi kirlerden arındıkları gibi günah denilen mânevî kirlerden de arınır ve mahşer günü Allah ın huzuruna tertemiz ve yüzü ak olarak çıkarlar. Kuşkusuz benim ümmetim kıyâmet gününde abdest izlerinden yüzleri, elleri ve ayakları (nur gibi) parlak olarak (mahşer yerine) dâvet edilecekler. Kimin yüzünün parlaklığını arttırmaya gücü yeter se, bunu yapsın (çok abdest alsın). (Buhârî - Müslim) İnandığı halde abdest almaya üşenenler ve alınları secde görmeyenler kıyâmet günü yüzleri kap kara ve korkunç bir şekilde sorgulanmak üzere mahşer yerine giderken, Dünyada abdestlerini güzelce alanlar ve beş vakit namazlarını düzenli bir şekilde kılanlar, abdest azaları nur gibi parıldayarak ve gülümseyerek mahşer yerine gidecekler. Bir kimse abdest alırken, ağacın yaprakları döküldüğü gibi onun da günahları dökülür. (Beyhakî) Bir kimse abdest almaya başlayınca, sonbahar da ağaçların yaprakları döküldüğü gibi onun da günahları dökülür ve küçük günahlarından arınır. Ya büyük günahlar? Onlar için özel tevbe gerekir. Örneğin, kılmadığı namazları, oruçları kaza et mesi ve üzerinde kul hakkı varsa, onlarla helâlleşmesi gibi. 15

Kim abdestini güzelce alırsa, o kimsenin günahları tırnaklarının altına kadar bütün vücudundan çı kar. (Müslim - Nesâî) Abdest basit bir el, yüz ve ayak yıkama olayı değil, insanı tırnaklarının altına varıncaya kadar günahlardan arındıran ve kararan gönülleri aydınlatıp huzura kavuşturan mânevî temizlik sistemidir. Maddi ve mânevî kirlerden arınmamız ve kararan gönüllerimizin aydınlanıp huzura kavuşması için abdestlerimizi güzelce alalım ve beş vakit namazı düzenli bir şekilde kılalım. Abdesti güzelce almak için, öncelikle abdestin farzlarını, sünnetlerini güvenilir kaynaklardan öğ renip uygulayalım, bid atlardan ve şeytanın dürtülerinden (evhamlardan) titizlikle kaçınalım. Bu ümmetten ileride öyle kimseler gelecek ki, onlar duada ve temizlikte haddi aşacaklar. (Ebû Dâvûd - İbni Mâce - Hâkim - İbni Hibban) Peygamberlerden sonra insanların en iyileri olan sahabeler abdest, gusül ve diğer temizlik işle rinde sadece Allah ın ve Resûlünün emirleri olan farzları ve sünnetleri uygularken, Günümüzde sayıları azımsanmayacak kadar pek çok kimse, abdesti güzelce alayım derken kaş yaparken göz çıkarıyor yani farzları, sünnetleri terk edip bid atlara sarılıyor, özellikle abdest ve gu sül alırken şeytanın dürtülerinden kaynaklanan evham bataklıklarında oyalanıyor. Abdest vesvesesinden (evhamlarından) Allah a sığının. (İbni Ebû Davud) Kuşkusuz abdest şeytanı (abdest alanla uğraşan şeytan) vardır ki, ona el-velhan denir. (İbni Mâce) Su uyur, düşman uyumaz derler. Gözle görülmediği için en büyük ve en tehlikeli düşmanımız olan şeytan uyumadan, usanmadan sürekli bizimle uğraşır ve kalbimize vesveseler verip îmanımızı çalmaya ve bizi hak yoldan saptırmaya çalışır. Bunda başarılı olamazsa, abdest almamıza ve namaz kılmamıza engel olmaya çalışır. Bunda da başarılı olamazsa, abdest alırken ve gusül yaparken kalbi mize vesveseler verip, şurasını yıkamadın, burası kuru kaldı ya da bir defa mı, iki defa mı yıkadın gibi varsayıma dayalı kuşkularla bizi lavabonun başında tutmaya çalışır. Sonuçta yine olmadı diye kalbimize kuşkular verip gönlümüzü sıkar ve bizi abdestten, namazdan soğutmaya çalışır. 16

Şeytanın bu oyununa gelmemek için abdeste başlarken Eûzü billâhi mineş şeytânir racîm diye önce, el-velhân denilen şeytanın vesvesesinden Allah a sığınalım. Abdest alırken elimi yıkadım mı, yüzümü yıkadım mı ya da acaba kaç defa yıkadım gibi varsayıma dayalı evhamlardan şiddetle kaçına lım, garanti olsun diye kesinlikle bir defa daha yıkamayalım ve abdest aldıktan sonra kuşkulanarak tekrar lâvaboya geri dönmeyelim. Abdestte yüzü, elleri ve ayakları birer defa yıkamak ve başı bir defa mesh etmek farzdır. Ağzı, burnu, yüzü ve elleri üçer defa yıkamak ise sünnettir. Şeytanın oltasına takılıp sonu belirsiz evham bataklıklarına sürüklenmemek için, Yüzümüzü, ellerimizi birer defa yıkamış ya da ağzımızı ve burnumuzu hiç yıkamamış olsak bile abdestimiz yeterli olduğundan, gönül huzuru ile namazımızı kılalım ve evhamdan kaçınalım. Şeytanın asıl amacı, varsayıma dayalı hayâli kuşkularla bizi oyalayıp karamsarlığa sürüklemek ve sonuçta dinin direği olan abdestten, namazdan ve hatta îmandan koparmaktır. Abdest almanın sağlık ve psikolojik açıdan yararları Abdest almaya başlarken, önce eller yıkanır. Neden? Ellerimiz bedenimizin temizlik aleti olduğu ve diğer abdest azalarımızı ellerimizle yıkayacağı mız için abdest almaya başlarken öncelikle ellerimizi yıkamamız doğal ve zorunludur. Sonra ağız? Sindirim sistemi ağızda başlar ve biz gıdalarımızı ağız yolu ile alırız. Bu nedenle ağız ve diş sağ lığımızı korumak, ağız boşluğunda ve dişler arasında zararlı bakterilerin yuvalanıp çoğalmasını önle mek için, her abdest alışımızda bol su ile ağzımızı üç defa yıkamak sağlığımız açısından gereklidir. İşte beş vakit namazı düzenli bir şekilde kılan müslümanlar, her abdest alışlarında ağızlarını üçer defa bol su ile yıkadıkları ve misvak (doğal fırça) ile de fırçaladıkları için onların ağız boşluğunda ve dişleri arasında zararlı bakteriler yuvalanıp çoğalamaz. Sonra burun? Solunum sistemi burunda başlar ve biz her an atmosfere karbondioksit gazı verip oksijen gazı alı rız. Solunum esnasında hava ile giren tozların ve yabancı maddelerin pek çoğu burunda tutulur ve üst solunum yollarına gitmeleri önlenir. İşte beş vakit namazı düzenli bir şekilde kılanlar her abdest 17

alışlarında burun içlerini üçer defa bol su ile yıkayıp, sertçe sümkürürken, bu yabancı maddeler ve sümük denilen yapışkan salgı dışarı atılır ve solunum yolları bunlardan arındırılmış olur. Sonra yüz, el ve ayaklar? Dışa açık olduğu için en çok kirlenen, terleyen yüzümüz, ellerimiz ve ayaklarımız belirli vakit lerde yıkanınca, buralarda bakterilerin yuvalanıp çoğalması önlenir ve deri yolu ile bedene girmeye çalışan mikroplar imha edilir. Ayrıca bedendeki elektriğin fazlası dışarı atıldığından insan gerilim den kurtulup rahatlar, yorgunluğu ve baş ağrısı hafifler. Gazab (öfke) şeytandandır, şeytan ise ateşten yaratılmıştır. Sizden biriniz kızdığı zaman gusül (veya namaz) abdesti alsın; çünkü su ateşi (öfkeyi) söndürür. (İbni Asâkir - Ebû Nuaym) Aşırı öfkelenen kimse hemen soğuk su ile abdest alır ya da ılık su ile gusül yaparsa, kan dolaşı mı kolaylaşır, sinir sistemi rahatlar, yükselen tansiyonu, şekeri düşer, fazla elektriklenmeden kaynaklanan gerilimi gider, öfkesi sakinler ve psikolojik açıdan rahatlar. Abdestte ve gusülde yıkanan yerleri hafifçe ovmak yani masaj yapmak Hanefî ve Şâfî de sün net, Mâlikî de farzdır. Çünkü abdest alan ya da gusül yapan kimse yıkadığı yerleri hafifçe ovar yani masaj yaparsa akupunktur noktaları uyarıldığı için vücudun direnci artar, bağışıklık sistemi güçle nir, kan dolaşımı kolaylaşır ve vücuttaki enerji dağılımı dengelenir. Abdestin yararları kuşkusuz bunlarla sınırlı değildir. Bunların ötesinde daha pek çok yararları vardır ama ibâdetlerdeki asıl amaç ihlâstır yani her şeyi sadece Allah rızası için yapmaktır. Bir kimse güzelce abdest alsa, sonra (tefekkür için) başını göğe doğru kaldırıp Eşhedü en lâ ilâhe illâllahü vahdehü lâ şerîke leh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlüh derse, cennetin sekiz kapısı açılır, (o anda ölse) dilediği kapıdan cennete girer. (Ebû Dâvûd - Nesâî - Hâkim - Taberânî -Ahmed İbni Hanbel) 18

ACELECİLİK VE TEENNÎ k İnsan aceleci (bir yapıda) yaratıldı. (Enbiya - 37) Sınav gereği yapısında acelecilik duygusu olan insan genelde sabırsızdır. Bu nedenle çabuk daralır, bunalır, sıkılır ve aklına takılan bir şeyin hemen oluvermesini ister. Ancak kulun acele etmesi ile tabii ki Allah acele etmez ve her şey takdir edilen vaktinde olur. Teennî Allah tan ve acelecilik şeytandandır. (Beyhâkî) Teennî nedir? Teennî acelecilik ve tembellik gibi iki aşırı ucun tam ortasıdır ve Allah katında sevimli olanı bu dur. Çünkü teennî ile hareket eden kimse yapacağı işin sonunu düşünür, ne getireceğinin, ne götüreceğinin hesabını yapar ve fevri (ani) kararlardan kaçınıp sağduyusu ile hareket eder. Teennî Allah tan olduğu için sonu hayırlı olur. Çünkü teennî ile hareket edene Allah yardım ed er ve işini kolaylaştırır. Acelecilik ise şeytandan yani şeytanın dürtüleri ile olduğu için acele edenle rin işi zorlaşır ve sonu hayırsız olur. Ey insanlar! Yavaş olun, çünkü acelecilikle doğruya ulaşılmaz. (Buhârî - Müslim - Nesâî) Acele eden, hata eder. (Tirmizî) Güncel olay haline gelen trafik kazalarının pek çoğu, genelde iki taraftan birinin aceleciliğinden kaynaklanmaktadır. Acele eden kimse çoğunlukla hata eder ve sonunda pişman olur ama ne yazık ki bu pişmanlığını ya maddi zararla ya sakat kalma ile ya da hayâtı ile ödemek zorunda kalır. Sevgili Peygamberimiz bizlere her işimizde teennî ile yani düşünerek, araştırarak ve gereğinde istişare yaparak (danışarak) hareket etmemizi tavsiye ediyor. Özellikle meslek seçimi, iş kurma, işe girme, ev alma, evlenme ve boşanma gibi hayat maratonu nun keskin virajlarında, acelecilikten kaçınmalı ve teennî ile hareket etmelidir. 19

Ancak! Her şeyin istisnası (ayrıcalığı) olduğu gibi aceleciliğin de istisnası olduğundan, Rabbinizin bağışlamasına ve takvâ sahipleri (günahlardan sakınanlar) için hazırlanan, genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşuşun. (Âl-i İmran - 133) Bu âyet-i kerîmede, koşuşun emri acele edin anlamına geldiğinden, bazı konularda acele edil mesi zorunludur. Şöyle ki; İslâm dışı sapık ideolojileri ve din karşıtı rejimleri benimseyenlerin, bu tür sapıklıklardan kopup İslâm a dönmede ve tevbe etmede acele etmeleri farzdır. Alkol, kumar, uyuşturucu, fuhuş, faiz, yalan, rüşvet ve dedikodu gibi Allah ın yasakladığı günahları işleyenlerin, bu günahlardan kopup tevbe etmede acele etmeleri farzdır. İnandığı halde beş vakit namazı terk edenlerin namaza başlamada acele etmeleri farzdır. Annesi ve babası ile dargın olup ilişiği kesenlerin, onlarla barışmada acele etmeleri farzdır. Amca, dayı, hala, teyze ve kardeş gibi en yakın akrabaları ile dargın olup ilişiği kesenlerin de bu yakın akrabaları ile barışmada acele etmeleri vâcibtir. Komşusu, arkadaşı ve din kardeşi ile dargın olanların da barışmada acele etmeleri sünnettir. Evlenme çağına gelen kız ve erkeğin İslâm a uygun talipleri çıkınca, evlenme konusunda acele etmeleri sünnettir. Borçlu olanların borcun ödeme tarihi geldiğinde, borçlarını ödemede acele etmeleri vâcibtir. Doktorların ve sağlık görevlilerinin, hayâti tehlikesi olan ağır hastalara müdahale etmede acele etmeleri vâcibtir. Ölen bir müslümanın yıkanıp kefenlenmesi ve cenaze namazının kılınıp kabre defin edilmesi farz ve bu konuda acele edilmesi sünnettir. Acelecilik ile Teennî, gaz ve fren pedalları gibidir ve her ikisi de gereklidir. Önemli olan bunları yerinde kullanmaktır. Çünkü gaz yerine frene ve fren yerine gaza basmak ne derece sakıncalı ve tehlikeli ise acele edilmesi gereken yerde teennî etmek ve teennî edilmesi gereken yerde acele etmek aynı derecede sakıncalı ve tehlikelidir. 20

AD KOYMA k (Allah) Âdem e bütün isimleri öğretti. (Bakara - 31) Hz. Âdem den önceki dönemlerde de madde ve madde ötesi, canlı ve cansız bütün varlıkların adları (isimleri) vardı ki, Allah (c.c.) bunların hepsini Hz. Âdem e öğretti. İnsana gelince! İlk insan olan Hz. Âdem ile Hz. Havva nın anne-babası olmadığı için onların adını Allah (c.c.) koydu ve evlâtlarına ad koyma yetkisini onlara verdi. Hz. Âdem ile Hz. Havva kendilerine verilen yetkiye dayanarak evlâtlarına ayrı ayrı adlar koya rak insanlık tarihinde bir ilki yani ad koyma işlemini başlattılar. Hz. Âdem ile Hz. Havva nın başlat tığı ad koyma işlemi kesintisiz günümüze kadar geldiği gibi kıyâmete kadar da devam edecektir. Evladın babası üzerindeki hakkı ona güzel ad koyması ve güzel terbiye etmesidir. (Beyhâkî) Çocuğun ana-babası üzerindeki haklarından biri ve en önemlisi, anababanın çocuklarına anlamı güzel bir ad koymaları ve onu İslâm ahlâki doğrultusunda güzel terbiye etmeleridir. Ana-babanın evlâtlarına ad koyma konusunda çok dikkatli, bilinçli olmaları ve bu yetkiyi kötü ye kullanmamaları gerekir. Çünkü insanların adları buğday, arpa ve mısır gibi yalnızca dünya hayâtı ile sınırlı olmayıp, âhiret aleminde de aynı adı taşıyacaklarından ve aynı adla çağırılacaklarından, İslâm dışı uydurma ve anlamsız isimlerden kaçınıp, müslümanlar arasında benimsenen ve anlamı güzel olan isimleri tercih etmelidir. Allah katında en sevimli isimler, abdullah ve abdurrahman dır. (Müslim - Ebû Dâvûd - Tirmizî) Bu isimler neden Allah katında sevimlidir? Yüce Rabbimizin Allah isminin önüne abd (kul) kelimesi eklenince abdullah (Allah ın kulu) ve Rahman isminin önüne abd kelimesi eklenince ab- 21

durrahman (Rahman ın kulu) anlamına geldiği için sevimlidir. Bu isimler Allah katında sevimli olduğu gibi, Yüce Rabbimizin diğer isimlerinin önüne abd kelimesi eklenince, kuşkusuz onlar da Allah katında sevimli olur. Örneğin, abdülkadir, abdülaz iz, abdülkerim, abdüssamed, abdüllatif ve abdülvâhid gibi. Bir uyarı! Yüce Rabbimizin isimlerinin önüne abd (kul) kelimesi eklenmeden, bunlar insanlara ad olarak konulamaz. Örneğin, insanlara Kadîr, Azîz, Kerîm, Samed, Lâtif ve Vâhid denilemez. Peygamberlerin isimleri ile ad koyun, meleklerin isimleri ile (Cebrâil, İsrâfil, Mikâil ve Azrâil gibi) ad koymayın. (Buhârî) Eski dönemlerde yaşayan peygamberlerden bazılarının adlarının anlamı günümüzde bilinmese de, kuşkusuz hepsinin adı ve anlamı güzeldir. Çünkü içlerinden birinin adı ve anlamı güzel olmasaydı, derhal vahiy gelir ve değiştirilirdi. Peygamberlerin adları ve anlamları güzel olduğu gibi peygamber eşleri ile çocuklarının ve îman eden ümmetlerinin adları ve anlamları da güzeldir. Aksi halde peygamberler onları değiştirirdi. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Ömer in kızı Âsiye nin adını Cemile olarak değiştirdiği gibi. İnsan kendi adını değiştirebilir mi? Ad konusu çok önemli olduğu için hiç kimse annesinin, babasının koymuş olduğu uydurma, anlamsız ya da anlamı kötü olan bir adı dünyada ve âhirette taşıma zorunluluğunda değildir. Bu nedenle Peygamberimiz (s.a.v.), yeni müslüman olanlara adını sorar ve beğenmediğini derhal değiştirirdi. Bir kimsenin üç erkek evladı olduğu halde, birine Muhammed adını koymazsa câhillik etmiş (aldan mış) tır. (Taberânî) Çocuğunuza muhammed adını koyduğunuz zaman, ona ikram (saygı) edin, toplantı yerlerinde en güzel yeri ona ayırın ve onu aşağılamayın. (Hâkim) Kim yeni doğan çocuğunun sağ kulağına ezan ve sol kulağına kâmet okursa, çocuğa Ümmü Sibyan (denilen havale hastalığı) zarar veremez. (Ebû Ya lâ) 22

ADAK ADAMA k Adaklarını yerine getirsinler. (Hac - 29) Yüce Allah emir sigasıyla Adaklarını yerine getirsinler buyurduğu için dînî açıdan geçerli olan adakların yerine getirilmesi vâcibtir. İki çeşit adak vardır; 1- Şarta bağlı olan adaklar: Bir kimse eğer bir işe girersem ya da hastam iyi olursa, üç gün oruç tu tacağım ya da iki rek at namaz kılacağım diye sözlü olarak bunlardan birini yapmayı adarsa, buna şarta bağlı olan adak denir. Koştuğu şart yerine gelirse yani bir işe girer ya da hastası iyi olursa, adağını yerine getirmesi vâ cib olur. Eğer koştuğu şart yerine gelmezse yani bir işe girmez ya da hastası iyi olmazsa adağını yerine getirmesi gerekmez. 2- Şarta bağlı olmayan adaklar: Bunlar da mutlak (vakti belirsiz) ve muvakkat (vakti belirli) olmak üzere iki kısımdır; a- Şarta bağlı olmayan mutlak adak: Bir kimse şu işim olursa gibi bir şart koşmaksızın ve vaktini belirlemeksizin, Allah rızası için fakirlere sadaka vereceğim ya da umre yapacağım diye sözlü olar ak bunlardan birini adarsa, dilediği vakitte adağını yerine getirmesi vâcib olur. b- Şarta bağlı olmayan muvakkat adak: Bir kimse şart koşmaksızın filan ayın başından itibaren Allah rızası için üç gün oruç tutacağım ya da bir kurban keseceğim diye sözlü olarak bunlardan birini adarsa, belirlediği ay ve günde adağını yerine getirmesi vâcib olur. Eğer filan câmide iki rek at namaz kılacağım diye, belirli bir yerde namaz kılmayı adarsa, adadığı yere gitme zorunluluğu yoktur, dilediği yerde bu namazı kılabilir. Her adağın yerine getirilmesi zorunlu mudur? Hayır! Bir adağın yerine getirilmesinin zorunlu yani vâcib olması için namaz, oruç, hac, sadaka ve kurban gibi farz ya da vâcib türünden ve bağımsız bir ibâdet olması gerekir. Karşılığında farz ya da vâcib türünden bir ibâdet olmayan adakları yerine getirmek vâcib olmadığı gibi abdest almak da bağımsız bir ibâdet olmayıp namazın şartı olduğundan, yerine getirilmesi vâcib değildir. 23

Örneğin, Bir kimse şu işim olursa mevlit, hatim, kırk Yâsin, salât-ı tefriciye okutacağım ya da abdest alacağım diye bunlardan birini adarsa, bu tür adakları yerine getirmek vâcib değildir. Çünkü İslâm da mevlit, hatim, kırk Yâsin ve salât-ı tefriciye okutmak gibi farz ve vâcib türünden bir ibâdet yoktur. Ancak bir kimse mevlit ve salât-ı tefriciyenin dışında, hatim ya da kırk Yâsin okuyacağım diye adarsa, bu adak geçerlidir. Çünkü namazda Kur an okumak farzdır. Kim Allah a itaat edeceğim diye bir adakta bulunursa, Allah a itaat etsin. Kim de Allah a isyan edeceğim diye bir adakta bulunursa, Allah a isyan etmesin. (Buhârî - Ahmed İbni Hanbel) Beş vakit namazımı düzenli bir şekilde kılacağım, ramazan ayında orucumu tutacağım, başımı örteceğim ve alkollü içki ve sigara içmeyeceğim diye adakta bulunan kimsenin, bu adağına bağlı kalması farz dır ve ayrıca adağına bağlı kaldığı sürece sevab da kazanır. Alkollü içki içeceğim, kumar oynayacağım, açık saçık gezeceğim ve gayr-i meşru cinsel ilişki de bulunacağım diye adakta bulunan kimsenin de, adağını yerine getirmemesi ve tevbe edip yemin ke fareti vermesi gerekir. Adak kurbanı! Adak kurbanının mutlaka kesilmesi ve etinin fakirlere dağıtılması şarttır. Adak kurbanı kesilme den canlı olarak fakirlere verilemez ve kurban yerine değeri de para olarak verilemez. Kurban adayan kimse, adadığı kurbanın etinden kendisi yiyemediği gibi eşi, çocukları, torunları,. annesi, babası, dedeleri ve büyük anneleri de yiyemez ve dinen zengin sayılan kimseler de yiyemez. Adak ve kader Adak adayan kimse dilediği işe girebilir, dilediği kimse ile evlenebilir ve sağlığına kavuşabilir mi? Kuşkusuz adak adamakla Allah ın takdir etmediği bir şey, insanın eline geçmez. Ancak adak kaderle örtüşürse!.. (Müslim - İbni Mâce) Adak eşittir kader olmayınca, insan binlerce kurban adasa elden ne gelir ki! 24