GELİR İDARESİ ÖZELGELERİ. 16 Haziran 2015 BERN BÜYÜKELÇİLİĞİNDE ÇALIŞMA DOLAYISIYLA ALINAN ÜCRETİN VERGİLENDİRİLMESİ...2



Benzer belgeler
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Özelge: Mükelle yet Tesisi hk.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [ÖZG-15/59]

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. TUNCELİ VALİLİĞİ. Defterdarlık Gelir Müdürlüğü. Sayı :

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI TRABZON VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Sayı : [ÖZG ]

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü. Sayı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI. Konya Vergi Dairesi Başkanlığı. Sayı :

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2016/147

BAYRAK DENETİM & DANIŞMANLIK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sirküler no: 013 İstanbul, 3 Şubat 2009

DUYURU. Üyelerimize ve Kamuoyuna önemle duyurulur.

Kabul Tarihi: 31/12/2004 Resmi Gazete Tarihi : 31/12/2004

Anılan değişiklikler ile ilgili açıklamalarımız önceki yazılarımızda yer almaktadır.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER TARAFINDAN DÜZENLENMESİ GEREKEN SERBEST BÖLGE FAALİYET TASDİK RAPORU NA İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri /

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü I- GİRİŞ :

Damga Vergisine Tabi Olup Olmadığı Tartışmalı Olan Kurumların Damga Vergisi Karşısındaki Durumları

Özelge: Rusya'da mukim grup rması tarafından Türkiye'de görevlendirilen personele ödenen ücretlerin vergilendirilmesi hk.

GELİR VERGİSİ KANUNU ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Vergi tevkifatı ve muhtasar beyanname

sayılı Kanunun Geçici 19 uncu Maddesi Kapsamında İşe Alınan Ücretlilere İlişkin Gelir Vergisi Stopajı Teşviki Uygulaması

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

RASYO YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD.ŞTİ.

Yurt dışındaki rmadan uydu yayını için hizmet alımında ödenen bedelin vergisel durumu.

YATIRIM FON VE ORTAKLIKLARINDA VERGİ UYGULAMALARI

Arkan & Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

6728 VE 6745 SAYILI KANUNLARLA GELİR VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİ AÇIKLAYAN GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI:

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : KDV /07/2014

12/1/2009 TARİHLİ VE 2009/14580 SAYILI KARARNAMENİN EKİ KARAR

Özelge: Fahri konsolosların vergilendirilmesi hk.

TAM MÜKELLEF KURUMLARA YAPILAN ÖDEMELERDE VERGİ KESİNTİSİ

Konu: 295 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği 23 Aralık 2016 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.

SİRKÜLER 2009 / 5. 03/02/2009 tarihli ve Sayılı Resmi Gazete de aşağıda yer alan vergi tevkif oranları yayımlanmıştır.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

6111 SAYILI KANUN İLE YAPILAN DÜZENLEMELER (2) (Madde 6-9)

DUYURU: / tarihli Resmi Gazete de yayımlanan 10 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği nde;

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

KONU : 284 SERİ NOLU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ İLE DUYRULAN 2013 YILINDA UYGULANACAK DİĞER PARASAL YÜKÜMLÜLÜKLER

SİRKÜLER RAPOR GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ. ( Seri No : 284 )

BEYANANME VERME ZAMANI GELİR VERGİSİ GELİR VERGİSİ (BASİT USULDE VERGİLENDİRİ LENLER) GELİR VERGİSİ GELİR/KURUM GEÇİCİ VERGİ

4 TEMMUZ /2. DÖNEM SERBEST MUHASEBECĐ MALĐ MÜŞAVĐRLĐK VERGĐ MEVZUATI VE UYGULAMASI SINAVI SORULAR

YURTDIŞI İŞTİRAKTEN ELDE EDİLEN KAR PAYLARININ VERGİSEL DURUMU

SİRKÜLERİMİZİN KONUSUNU GELİR VERGİSİ KANUNU UYGULAMASINDAKİ YENİLİKLER OLUŞTURMAKTADIR.

Sirküler No: 122 İstanbul, 23 Aralık 2016

GERÇEK USULDEN BASİT USULE GEÇİŞE İLİŞKİN 93 NO LU GVK SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

KONU : 2013 YILINDA ELDE EDİLEN ÜCRET VE ÜCRET DIŞINDAKİ GELİRLERE UYGULANACAK GELİR VERGİSİ TARİFELERİ AÇIKLANDI.

Özelge: Ar-Ge ve yenilik projeleri kapsamında düzenlenen kağıtlara ilişkin damga vergisi uygulaması hk.

KOOPERATİFLERE AİT GAYRİMENKUL KİRA GELİRLERİNİN VE MEVDUAT FAİZLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

2013 yılında uygulanacak Gelir Vergisi Kanunu nda yer alan tutarlar

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/24 TARİH: Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin 2 Seri Numaralı Genel Tebliğ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Sayı : [5/h-2014/21]

SAYI : 2014 / 26 İstanbul,

KONU: Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Maktu Had ve Tutarlar ile Menkul Sermaye İradının Beyanında Dikkate Alınacak İnd. Oranı Uygulaması Hakk.

Konu : Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ile şahıs sigorta primleri

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2013/18 Ref: 4/18

Kurumlar Vergisi Genel Tebliği, Tevkifat Uygulamalarına İlişkin (Seri, Sıra Numarası, No : 81 Sayılı)

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/224 Ref: 4/224. Konu: 295 SERİ NUMARALI GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYINLANMIŞTIR

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI SAKARYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sirkülerimizin konusunu 6824 Sayılı Vergi Kanunlarında Gerçekleştirilen Düzenlemeler oluşturmaktadır.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

5746 SAYILI ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME VE TASARIM FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 5) YAYIMLANDI

Özelge: Şirket hissedarlarına ait arsanın kiralanarak arsa üzerine yapılacak binanın inşaasına ilişkin harcamaların GV ve KDV karşısındaki durumu.

[BELGE BAŞLIĞI] [Belge alt konu başlığı] [TARİH] TURMOB [Şirket adresi]

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : [ /5]

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

2009/ Konu: 15 ve 30 ncu Maddedeki Tevkifat Oranlarıyla İlgili Düzenlemeleri Açıklayan Kurumlar Vergisi Sirküleri

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (Seri No:266)

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

GELİR VERGİSİ KANUNU NDA YER ALAN MAKTU TUTARLAR ARTIRILMIŞTIR

KONU : 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme Ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü. Sayı :

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

Özelge: Yurt dışı mukimi 硸rmalardanشى alınan hizmetlerin gelir ve kurumlar vergisi ile KDV karşısındaki durumu ve belge düzeni hk.

5746 SAYILI ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME VE TASARIM FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 5)

: Son Zamanlarda Verilen Bazı Özelgeler

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/17 TARİH: GVK 94 de Yer Alan Kazanç ve İratlardan Yapılacak Tevkifat Oranları

C) I-II-III D) IV-III

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI. Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

DANIŞTAYIN 1606 SAYILI YASAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERE TASDİKİ ZORUNLU İŞLEMLER YENİDEN DEĞERLEME ORANLARI YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİ VERİLMEYEN HALLER (2011 Yılı Gelirleri

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2017/34

SERBEST MESLEK FAALİYETİNİN ŞAHIS VE SERMAYE ŞİRKETİ ORGANİZASYONU DAHİLİNDE İCRASININ VERGİSEL AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

ADİ ŞİRKETLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ VE BU ŞİRKETLERİN VERGİLENDİRİLMESİ

SİRKÜLER 2011 / 01. Gelir Vergisi Kanununun 2011 Yılı Uygulamasına Yönelik Tarifeler, İstisna/İndirim Hadleri, Tutarları ve Oranları

Transkript:

GELİR İDARESİ ÖZELGELERİ 16 Haziran 2015 İçindekiler BERN BÜYÜKELÇİLİĞİNDE ÇALIŞMA DOLAYISIYLA ALINAN ÜCRETİN VERGİLENDİRİLMESİ....2 GERÇEK USULDEN BASİT USULE GEÇİŞ HK....4 KOOPERATİFİN ANA FAALİYET KONUSU DIŞINDA İŞLEM YAPMASI DURUMUNDA KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFİYETİ 6 MÜNFESİH KURUMUN BEYANNAMESİ EKİNDE VERİLECEK TAAHHÜTNAMENİN NOTER ONAYLI OLUP OLMAYACAĞI....8 SERBEST BÖLGEDE GERÇEKLEŞTİRİLEN SABİT KIYMET SATIŞINDAN VE SABİT KIYMETLERİN YENİLENMESİNDEN ELDE EDİLEN KAZANÇLAR İÇİN KURUMLAR VERGİSİ İSTİSNASINDAN YARARLANILIP YARARLANILAMAYACAĞI.... 10 SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA VAKFININ ÖĞRENCİ YURDU İNŞAATI NEDENİYLE YÜKLENİCİ FİRMAYA YAPILACAK HAKEDİŞ ÖDEMELERİNDEN STP. G.VERGİSİ, KDV TEVKİFATI VE DAMGA VERGİSİ KESİLİP KESİLMEYECEĞİ. 12 ÖZEL BÜTÇELİ KAMU KURUMU TARAFINDAN ELDE EDİLEN MEVDUAT FAİZİ GELİRLERİNDEN TEVKİFAT YAPILIP YAPILMAYACAĞI... 14 İMAR İŞLEMİ SONUCUNDA TEK TAPU VE HİSSELİ TAPU ALINMASININ MUAFİYETE ETKİSİ... 15 İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASI.... 16 İŞİN BAŞINDA BİLFİİL BULUNMAMASI DURUMUNDA BASİT USULDE MÜKELLEF OLUP OLMAYACAĞI... 19

Bern Büyükelçiliğinde çalışma dolayısıyla alınan ücretin vergilendirilmesi. Tarih: 08/06/2015 Sayı: 62030549-120[15-2014/334]-59339 GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) Sayı: 62030549-120[15-2014/334]-59339 08/06/2015 Konu: Bern Büyükelçiliğinde çalışma dolayısıyla alınan ücretin vergilendirilmesi. İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Bern Büyükelçiliğinde çalıştığınız, Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının 01/01/2013 tarihinde uygulamaya girmesi üzerine 2010 ile 2012 yılları arasında almış olduğunuz ücretler üzerinden İsviçre Konfederasyonu tarafından vergi talep edildiği belirtilerek, söz konusu ücretlerin vergilendirilmesi hususunda ve Türkiye deki İsviçre Büyükelçiliğinde görev yapan İsviçre vatandaşı veya çifte vatandaşın elde etmiş olduğu ücretlerin vergilendirilmesi hakkında bilgi talep edildiği anlaşılmış olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun Diplomat muaflığı başlıklı 15 inci maddesinde; Yabancı devletlerin Türkiye de bulunan elçi, maslahatgüzar ve konsolosları (Fahri konsoloslar hariç) ile elçilik ve konsolosluklara mensup olan ve o memleketin uyrukluğunda bulunan memurları, Türkiye de resmi bir göreve memur edilenler bu sıfatlarından dolayı ve karşılıklı olmak şartıyla Gelir Vergisi nden muaftırlar... hükmü yer almıştır. Aynı Kanunun Ücret istisnası başlıklı 16 ncı maddesinde ise Yabancı elçilik ve konsoloslukların 15 inci maddeye girmeyen memur ve hizmetlilerinin yalnız bu işlerinden dolayı aldıkları ücretler karşılıklı olmak şartıyla Gelir Vergisi nden istisna edilir. hükmüne yer verilmiştir. Diğer taraftan, aynı Kanununun 61 inci maddesinde, Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir... hükmü yer almış olup, aynı Kanunun 94 üncü maddesinde ise tevkifat kapsamına giren ödemeler bentler halinde sayılarak bir numaralı bendinde; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104 üncü maddelere göre vergi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun Tevkifata tabi olmayan ücretler başlıklı 95 inci maddesinde de; Aşağıda yazılı hizmet erbabının ücretleri hakkında vergi tevkif usulü cari olmaz;... 2-16 ncı maddede yazılı istisnadan faydalanmayan yabancı elçilik ve konsolosluk memur ve hizmetlileri;... Bunlar gelirlerini, bu kısmın 2 nci bölümündeki hükümlere göre, yıllık beyanname ile bildirirler. hükmüne yer verilmiştir. Konuya ilişkin olarak Dışişleri Bakanlığından alınan; - 29.07.2009 tarihli ve 2009/339357 sayılı yazı ekinde yer alan Yurtdışındaki Temsilciliklerimizde Çalışan Sözleşmeli Personel Ücretlerinin Gelir Vergisi Muafiyeti ni gösteren tablonun tetkikinden, Türk vatandaşlarının, İsviçre vatandaşlarının ve üçüncü ülke vatandaşlarının İsviçre tarafından vergilendirilmediği görülmektedir. - 09.05.2012 tarihli ve 2012/5502248 sayılı yazıda ise İsviçre deki Türkiye Cumhuriyeti temsilciliklerinde görevli yerel personelin gelir vergisi muafiyetinin tespitine ilişkin olarak Bern Büyükelçiliğimizce yapılan çalışma sonucunda,

İsviçre deki kantonal yapıdan kaynaklanan istisnalar olmakla birlikte genel uygulama çerçevesinde, istihdam edilmek üzere İsviçre ye giden personele (E ve K sınıfı ikamet izni olanlar) ödenen ücretlerin gelir vergisinden muaf tutulduğu, söz konusu temsilciliklerde çalışmaya başlamadan önce İsviçre de mukim personelin (B ve C sınıfı ikamet izni olanlar) ücretlerinin ise gelir vergisine tabi olduğu anlaşılmaktadır. denilmiş olup söz konusu temsilciliklerde çalışmaya başlamadan önce İsviçre de mukim personelin ücretlerinin İsviçre de gelir vergisine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, Bern Büyükelçiliğinde çalışmanız dolayısıyla elde etmiş olduğunuz ücretinizin İsviçre de nasıl vergilendirileceğine ilişkin hususun yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim.

Gerçek usulden basit usule geçiş hk. Tarih: 11/06/2015 Sayı: 38418978-120[46-15/2]-632 GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Sayı: 38418978-120[46-15/2]-632 11/06/2015 Konu: Gerçek usulden basit usule geçiş hk. İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ortaklık olarak şehir içi dolmuş işletmeciliği faaliyetinizden dolayı mükellef olduğunuz, ortaklardan birinin kepçe alması sonucunda 2010 yılı itibariyle gerçek usulde vergilendirilmeye başladığınız, ortağınızın söz konusu kepçeyi 12.12.2014 tarihinde sattığı belirtilerek, hangi tarihten itibaren basit usule geçebileceğiniz hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtildikten sonra, ticari kazancın, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve Gelir Vergisi Kanununda yazılı gerçek (Bilânço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 46 ncı maddesinde; 47 ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançları basit usulde tespit olunur.... Aynı işte ortak olarak çalışanlar hakkında 47 nci maddede yazılı yıllık kira bedeli ve 48 inci maddede yazılı iş hacmi ölçüleri toplu olarak, diğer şartlar ortakların her biri için ayrı ayrı aranır. Ortaklarından birisi gerçek usule göre gelir vergisine tabi bulunan ortaklıklarda, diğer ortakların ticari kazancı da gerçek usulde tespit olunur. Adi ortaklık halinde çalışanlardan aynı zamanda diğer şahsi bir işle de iştigal edenlerin gerçek veya basit usulden hangisine göre vergilendirileceği, 47 nci maddenin 2 numaralı bendi ile 48 inci maddede yer alan ölçülerden şahsi işine ait olanlara, ortaklıklardan hissesine düşen miktarların eklenmesi suretiyle tespit olunur. Şahsi işin mevcut olmaması halinde, muhtelif ortaklıklardaki hisselerin toplanması ile yetinilir. Basit usule tabi olmanın şartlarından herhangi birini takvim yılı içinde kaybedenler, ertesi takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Basit usulün şartlarını haiz olanlardan, bu usulden yararlanmak istemediklerini yazı ile bildirenler dilekçelerinde belirttikleri tarihten veya izleyen takvim yılı başından, yeni işe başlayanlar ise işe başlama tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden, 47 nci maddede yazılı şartları taşıyanlardan arka arkaya iki hesap döneminin iş hacmi 48 inci maddede yazılı hadlerden düşük olanlar, yazılı talepleri üzerine bu şartın gerçekleşmesini takip eden takvim yılından başlayarak basit usule geçebilirler. İşin eş ve çocuklara devri halinde iş hacminin hesabında devirden önceki süreler de dikkate alınır. Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenledikleri tespit edilenler hiçbir suretle basit usulde vergilendirilmezler. Gerçek usulde vergilendirilmekte iken işini terk eden mükellefler ile basit usulün şartlarını kaybedenlerden gerçek usulde vergilendirilmeye başlamadan önce işini terk eden mükellefler, terk tarihini takip eden yılın başından itibaren iki yıl geçmedikçe basit usule dönemezler. Bu hüküm, işin eş veya çocuklara devri halinde de uygulanır.... hükümlerine yer verilmiştir. Gerçek usulden basit usule geçiş ile ilgili ayrıntılı açıklamalar, 27.07.2012 tarihli ve 28366 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 283 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 18/12/2013 tarihli ve 93 Seri No.lu Gelir Vergisi Sirkülerinde yapılmıştır. 93 Seri No.lu Gelir Vergisi Sirkülerinde; Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı şartları topluca taşıyan ve arka arkaya son iki yıl alış, satış ve/veya hâsılat tutarlarının her biri aynı Kanunun 48 inci maddesinde yazılı hadlerden

düşük olan gerçek usule tabi mükellefler, bu şartın gerçekleşmesini izleyen yılın Ocak ayının başından otuz birinci günü akşamına kadar yazılı olarak bağlı bulundukları vergi dairesine başvurmaları halinde basit usulde vergilendirmeye geçebileceklerdir. Söz konusu mükelleflerin, anılan Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen faaliyetlerde bulunmaması ve diğer şartları da topluca taşımaları gerekmektedir. açıklamasına yer verilmiştir. Diğer taraftan, aynı Kanunun Basit Usulün Hududu başlıklı 51 inci maddesinde; basit usulden faydalanamayacaklar bentler halinde sayılmış olup, anılan maddenin (10) numaralı bendinde Şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılığı yapanlar ile treyler, çekici ve benzerlerinin sahip veya işleticileri (Yapısı itibariyle sürücüsünden başka ondört ve daha aşağı oturma yeri olan ve insan taşımaya mahsus motorlu kara taşıtları ile yolcu taşıyanlar hariç) nin basit usulden faydalanamayacakları hüküm altına alınmıştır. Öte yandan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3 üncü maddesinde, İş makineleri: Yol inşaat makineleri ile benzeri tarım, sanayi, bayındırlık, milli savunma ile çeşitli kuruluşların iş ve hizmetlerinde kullanılan; iş amacına göre üzerine çeşitli ekipmanlar monte edilmiş; karayolunda insan, hayvan, yük taşımasında kullanılamayan motorlu araçlardır. şeklinde tanımlanmıştır. Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Gelir Vergisi Kanunun 51 inci maddesinin 10 numaralı bendi kapsamında bulunan kepçe işletmeciliği faaliyetinin terk edildiği 12.12.2014 tarihini takip eden takvim yılı başından itibaren iki yıl geçmedikçe, diğer bir ifadeyle 01.01.2017 tarihinden önce basit usulde vergilendirmeden yararlanmanız mümkün değildir. Buna göre, 01.01.2015 tarihinden itibaren gerçek usulden basit usule geçmeye ilişkin tüm şartların topluca taşınması kaydıyla 01.01.2017 tarihinden itibaren basit usule dönebileceğiniz tabiidir. Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatifin ana faaliyet konusu dışında işlem yapması durumunda Kurumlar Vergisi mükellefiyeti Tarih: 26/05/2015 Sayı: 51421814-125[4-2014/107]-105 GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI DENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Sayı: 51421814-125[4-2014/107]-105 26/05/2015 Konu: Kooperatifin ana faaliyet konusu dışında işlem yapması durumunda Kurumlar Vergisi mükellefiyeti... Vergi Dairesi Müdürlüğünün 28.0..2014 tarih ve... sayılı yazısı ekinde alınan ilgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kooperatifinizin ortaklarının sulama suyu ihtiyacını sağladığı, sulama ve ortak aidatı dışında başkaca bir geliri olmadığı, kurumlar vergisi ve KDV yönünden mükellefiyet kaydı bulunmadığı bildirilerek kooperatifinizin asıl faaliyet konusu olan sulama dışında ana sözleşmesindeki kırsal turizm ortaklarınıza ve yakınlarına sosyal faaliyetlerde bulunmak amacıyla hazineye ait yeri çay bahçesi, lokanta, piknik alanı ve benzeri faaliyet konularında işletmek istediğiniz belirtilerek kurumlar vergisi ve KDV mükellefiyeti yönünden durumunuzun ne olacağı hususunda bilgi verilmesi istenilmiştir. KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN: 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklar ile iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu, hüküm altına alınmıştır. 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 4.13. Kooperatifler başlıklı bölümünde muafiyet şartları detaylı olarak açıklanmış, takip eden bölümlerde ise ortak dışı işlemler kooperatif türlerine göre ayrıntılı olarak örneklendirilmiş olup 4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi başlıklı bölümünde de; Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir. Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır. açıklamalarına yer verilmiştir. Kooperatifçe yapılan bir işlemin ortak içi işlem olarak dikkate alınabilmesi için; işlemin kooperatifin faaliyet amacına, diğer bir ifadeyle, kooperatifin ana sözleşmesinde belirtilen uğraşı konusuna dahil olması ve faaliyet amacına dahil olan işin münhasıran kooperatif ortağıyla yapılması gerekmektedir. Buna göre, asıl faaliyet konusu ortaklarının tarımsal sulama ihtiyacını karşılamak olan kooperatifinizin ana sözleşmesinde yer alan, ancak asıl faaliyet konusu dışında kalan kırsal turizm ile ortaklarının ve bunların yakınlarının sosyal faaliyetlerinde kullanılmak üzere hazineye ait kargir bina ve arsasının çay bahçesi, lokanta, piknik alanı ve benzeri faaliyet konularında işletilmesi, muafiyet şartlarından biri olan sadece ortaklarla iş görülmesi şartının ihlali sayılacağından ortak dışı işlem olarak değerlendirilecek olup, söz konusu faaliyetlere başlanıldığı tarihten itibaren gerek sulama ve gerekse çay bahçesi, lokanta vb. işletmecilik faaliyetleri nedeniyle kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekecektir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN: 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17/1 inci maddesinde; Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasî partiler ve sendikalar, kanunla kurulan veya tüzelkişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlı kooperatifler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların: a) İlim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetleri, ile kanunun aynı maddesinin 4/h bendinde; ziraî amaçlı su teslimleri ile köy tüzel kişiliklerince köyde ikamet edenlere yapılan ticarî amaçlı olmayan perakende içme suyu teslimleri kamu kuruluşları, tarımsal kooperatifler ve çiftçi birliklerince yapılan arazi ıslahına ait hizmetler, katma değer vergisinden istisna tutulmuştur. Bu nedenle yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde, kooperatifinizce yapılan zirai amaçlı su teslimlerinin Katma Değer Vergisinden istisna tutulması, ancak çay bahçesi lokanta vb. faaliyetleriniz katma değer vergisine tabi olduğundan katma değer vergisi mükellefiyetinizin tesis edilmesi gerekecektir. Bilgilerinize rica ederim.

Münfesih kurumun beyannamesi ekinde verilecek taahhütnamenin noter onaylı olup olmayacağı. Tarih: 19/03/2015 Sayı: 93767041-125[19-20-2014/7]-28 GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Sayı: 93767041-125[19-20-2014/7]-28 19/03/2015 Konu: Münfesih kurumun beyannamesi ekinde verilecek taahhütnamenin noter onaylı olup olmayacağı. İlgide kayıtlı özelge talep formunda, limited şirket iken tür değiştirerek anonim şirkete dönüşen şirketiniz tarafından münfesih kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesi ekinde vergi dairesine verilecek münfesih kuruma ait tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğinize ve diğer ödevleri yerine getireceğinize ilişkin taahhütnamenin, noter onaylı olarak ibraz edilip edilmeyeceği ve bu taahhütnamenin damga vergisinden istisna olup olmadığı ve harca tabi olup olmadığı hususlarında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinde kurumların, birleşme sonucunda infisah eden kurum ile birleşilen kurumun kanunî veya iş merkezlerinin Türkiye de bulunması, münfesih kurumun devir tarihindeki bilânço değerlerinin, birleşilen kurum tarafından bir bütün halinde devralınması ve aynen bilânçosuna geçirilmesi şartları dahilinde tür değiştirmelerinin de devir hükmünde olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanunun Devir, Bölünme ve Hisse Değişimi Hallerinde Vergilendirme başlıklı 20 nci maddesinde de; (1) Devirlerde, aşağıdaki şartlara uyulduğu takdirde, münfesih kurumun sadece devir tarihine kadar elde ettiği kazançlar vergilendirilir; birleşmeden doğan kârlar ise hesaplanmaz ve vergilendirilmez: a) Şirket yetkili kurulunun devre ilişkin kararının Ticaret Sicilinde tescil edildiği tarih, devir tarihidir. Münfesih kurum ile birleşilen kurum; 1) Devir tarihi itibarıyla hazırlayacakları ve müştereken imzalayacakları münfesih kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesi ile, 2) Devir işleminin hesap döneminin kapandığı aydan kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar geçen süre içerisinde yapılması halinde, münfesih kurumun önceki hesap dönemine ilişkin olarak hazırlayacakları ve müştereken imzalayacakları münfesih kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesini, birleşmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde münfesih kurumun bağlı bulunduğu vergi dairesine verirler. b) Birleşilen kurum, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini münfesih kurumun birleşme sebebiyle verilecek olan kurumlar vergisi beyannamesinin ekinde vereceği bir taahhütname ile taahhüt eder. Mahallin en büyük mal memuru, bu hususta birleşilen kurumdan ayrıca teminat isteyebilir.... hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 19 ve 20 numaralı bölümlerinde konu ile ilgili ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir. Bu çerçevede,... Tic. San. Ltd. Şti. nin devir tarihindeki bilânço değerlerinin, tür değişikliği suretiyle kurulan şirketiniz tarafından bir bütün halinde devralınması ve aynen bilânçosuna geçirilmesi kaydıyla söz konusu tür değişikliği işlemi, 5520 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi kapsamında gerçekleştirilen bir devir işlemi olarak kabul edilecek olup bu tür değişikliğinde ayrıca bu Kanunun 20 nci maddesinde belirtilen şartlara uyulduğu takdirde devir nedeniyle doğan kârlar hesaplanmayacak ve vergilendirilmeyecektir. Öte yandan, münfesih kurum ile şirketiniz tarafından devir tarihi itibarıyla hazırlanan ve

müştereken imzalanan münfesih kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesinin tür değişikliğinin Ticaret Sicili Gazetesi nde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde münfesih kurumun bağlı bulunduğu vergi dairesine verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, tür değişikliği sonucu kurulan şirketiniz, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini beyanname ekinde vereceği bir taahhütname ile taahhüt edecek ve söz konusu taahhütname ile birlikte devre ilişkin bilanço ve gelir tablosunu da verecektir. birleşme, devir, bölünme ve nev i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemlerinin 492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesi hükmüne göre harçlardan istisna edilmesi gerekmektedir. Buna göre, Kurumlar Vergisi Kanununda belirtilen şartlar dahilinde limited şirketten anonim şirkete dönüşen şirketinizin tür değişikliği işlemi nedeniyle düzenlenen kağıtlar damga vergisinden ve yapılan işlemler harçtan müstesnadır. Bilgi edinilmesini rica ederim. Bu itibarla, şirketinizin tür değişikliği dolayısıyla münfesih kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesi ekinde vereceği taahhütnamenin noter onaylı olacağına dair mevzuatımızda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Diğer taraftan, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (I) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade ettiği; 9 uncu maddesinde ise bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmış olup mezkur Kanuna ekli (2) sayılı tablonun IV - Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar başlıklı bölümünün (17) numaralı fıkrasında, Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan birleşme, devir ve bölünmeler nedeniyle düzenlenen kağıtların damga vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır. 492 sayılı Harçlar Kanununun Özel Kanunlardaki Hükümler başlıklı 123 üncü maddesinde; Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemler ile Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (Bu kooperatifler ile... Anonim Şirketi tarafından bankalardan kullandırılacak krediler için verilecek kefaletler dahil) bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilere, bunların teminatlarına ve geri ödenmelerine ilişkin işlemler(yargı harçları hariç) bu Kanunda yazılı harçlardan müstesnadır. hükmü yer almaktadır. Madde hükmünün tetkikinden de görüleceği gibi, anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin

Serbest Bölgede gerçekleştirilen sabit kıymet satışından ve sabit kıymetlerin yenilenmesinden elde edilen kazançlar için kurumlar vergisi istisnasından yararlanılıp yararlanılamayacağı. Tarih: 15/05/2015 Sayı: 84098128-125[5-2014/15]-226 GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Sayı: 84098128-125[5-2014/15]-226 15/05/2015 Konu: Serbest Bölgede gerçekleştirilen sabit kıymet satışından ve sabit kıymetlerin yenilenmesinden elde edilen kazançlar için kurumlar vergisi istisnasından yararlanılıp yararlanılamayacağı. İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; şirketinizin... Serbest Bölgesinde özel alaşımlı alüminyum jant imalatı faaliyeti ile iştigal ettiği, imal edilen ürünlerin %85-90 ının yurtdışındaki otomobil fabrikalarına satıldığı, jant imalatı sırasında çelik kalıplar kullanıldığı, her proje başlangıcında müşteri ile anlaşılarak ilgili projede kullanılacak kalıp sayısı ve müşterinin kalıplar için ödeyeceği bedelin belirlendiği, daha sonra söz konusu kalıpların şirketinizce Türkiye deki bir tedarikçiye imal ettirildiği, tedarikçi tarafından şirketinize kesilen kalıp faturalarının 253- Tesis, Makine ve Cihazlar hesabına kaydedilerek, bu kıymetler üzerinden amortisman ayrıldığı, müşteriler ile yapılan sözleşmelerdeki şartlar yerine getirildiğinde müşteriye satış faturası kesildiği ve ilgili kalıbın şirket aktifinden çıkışının yapıldığı, bu kayıtlar sırasında sabit kıymet satış karı veya zararı oluştuğu, bu noktadan sonra şirketinizce söz konusu kalıplar kullanılarak üretime devam edilmekle birlikte kalıpların mülkiyetinin müşteri firmaya geçtiği, bazı müşterilerle yapılan anlaşma gereği kalıplara bakım onarım masrafı yapılması nedeniyle müşterilere yenileme bedeli faturası kesildiği belirtilerek, söz konusu kalıpların müşterilere satılmasından ve kalıplara ilişkin yenileme işleminden doğan ve üretim faaliyetinizin bir yan unsuru olarak şirketinizce elde edilen kazançlara 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununa göre kurumlar vergisi istisnasının uygulanıp uygulanamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmektedir. 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre; serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergileme döneminin sonuna kadar gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır. 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 5.12.3. bölümünde söz konusu istisnanın uygulanmasına ilişkin açıklamalar yapılmış olup 5.12.3.7.1. bölümünde ise; Serbest bölgelerde imalat faaliyetinde bulunan mükelleflerin bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Türkiye nin Avrupa Birliğine tam üyeliğinin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar kurumlar vergisinden istisnadır. Bu istisnadan, bölgede yeni faaliyete geçen mükellefler ile faaliyet ruhsatlarında yer alan sürenin dolmasıyla normal vergileme rejimine tabi olacak mükellefler yararlanacaktır. Ancak, - Üretim dışı faaliyetlerden, - Serbest bölge dışında üretilen malların satışından,

- Faaliyet ruhsatında belirtilen alan dışında üretilen malların satışından, - Serbest bölgede veya serbest bölge dışında fason olarak imal ettirilen ürünlerin satışından elde edilen kazançlar istisna kapsamında değerlendirilmeyecektir... açıklamalarına yer verilmiştir. Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizce tedarikçilere imal ettirilen çelik kalıpların müşterilere satışından ve söz konusu kalıpların yenilenmesinden elde edilen kazançların kurumlar vergisi istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bilgi edinilmesini rica ederim.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının Öğrenci Yurdu İnşaatı Nedeniyle Yüklenici Firmaya Yapılacak Hakediş Ödemelerinden Stp. G.Vergisi, Kdv Tevkifatı Ve Damga Vergisi Kesilip Kesilmeyeceği Tarih: 25/03/2015 Sayı: 61504625-559/425-18 KÜTAHYA VALİLİĞİ DEFTERDARLIK GELİR MÜDÜRLÜĞÜ Sayı: 61504625-559/425-18 25/03/2015 Konu: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının Öğrenci Yurdu İnşaatı Nedeniyle Yüklenici Firmaya Yapılacak Hakediş Ödemelerinden Stp. G.Vergisi, Kdv Tevkifatı Ve Damga Vergisi Kesilip Kesilmeyeceği İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, vakfınızca ilçeniz merkezinde yaptırılacak 300 kişilik öğrenci yurdu inşaatı nedeniyle yüklenici firmaya yapılacak hakediş ödemelerinden stopaj gelir vergisi, katma değer vergisi ve damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır. GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN: 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesinin birinci fıkrasında, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zararın, işin bittiği yıl kati olarak tespit edileceği ve tamamının o yılın geliri sayılarak mezkur yıl beyannamesinde gösterileceği; aynı Kanunun 44 üncü maddesinde ise, inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihin; diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihin bitim tarihi olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır. Ayrıca, Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamına giren işlerde işin başlangıç tarihi olarak, sözleşmede yapılacak iş için yer teslimi öngörülmüş ise yerin teslim edildiği tarihin, sözleşmede yer teslim tarihi belirtilmemiş ise sözleşmede belirtilen işin başlangıç tarihinin, sözleşmede bunların hiçbiri belirtmemiş ise sözleşmenin imzalandığı tarihin kabul edilmesi gerekmektedir. Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinde; kamu idare ve kuruluşları, iktisadî kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, ziraî kazançlarını bilânço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben yaptıkları ve madde metninde belirlenen ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben kesinti yapmak zorunda oldukları hüküm altına alınmıştır. Mezkûr maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde de, Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemelerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı belirtilmiş olup, kesinti oranı 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile % 3 olarak belirlenmiştir. İlgide kayıtlı özelge talep formu ekinde yer alan ve 300 kişilik öğrenci yurdu binası yapımına ilişkin olarak vakfınız ile... -... İş Ortaklığı arasında 30.10.2012 tarihinde düzenlenen sözleşmenin 9 uncu maddesinde; Yüklenici taahhüdün tümünü, işyeri teslim tarihinden itibaren 300 (Üçyüz) gün içinde tamamlayarak geçici kabule hazır hale getirmek zorundadır. hükmü yer almaktadır. Bu itibarla, vakfınız tarafından yaptırılan öğrenci yurdu inşaatının Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında inşaat ve onarma işi olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, bu iş için yapılacak hakediş ödemelerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince istihkak sahiplerinin kurumlar

vergisine mahsuben vergi kesintisi yapmanız gerekmektedir. KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanunun 19 uncu maddesinde ise; uluslararası anlaşma hükümlerinin saklı kalması koşuluyla diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi bakımından geçersiz olduğu, katma değer vergisine ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği belirlenmiştir. Buna göre, vakfınızın her türlü mal ve hizmet alımları ile teslim ve hizmetleri genel hükümler çerçevesinde katma değer vergisine tabidir. Diğer taraftan, anılan Kanunun 9 uncu maddesi ile vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları vergi alacağının ödenmesinden sorumlu tutma konusunda Bakanlığımıza yetki verilmiştir. Bu maddenin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1/b) bölümü ile Mülga 117 Seri Nolu KDV Genel Tebliğinin (3.1.2/b) bölümünde kısmi tevkifat uygulaması kapsamında KDV tevkifatı yapmak üzere sorumlu tayin edilen belirlenmiş alıcılar sayılmış ve kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler içinde yer alan yapım işlerinde ise belirlenmiş alıcılara karşı ifa edilen yapım işleri tevkifat uygulaması kapsamına alınmıştır. Bu itibarla, belirlenmiş alıcılar kapsamında yer almayan vakfınız tarafından ihale edilen öğrenci yurdu inşaatı kapsamında gerçekleşecek yapım işine ilişkin istihkak ödemeleri üzerinden hesaplanan KDV, tarafınızdan tevkifata tabi tutulmayacaktır. Söz konusu işe ilişkin istihkak ödemeleri üzerinden hesaplanan KDV nin vakfınızca tevkifata tabi tutulmuş olması durumunda ise bu verginin, KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.4.3) numaralı bölümü ile Mülga 117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (4.3.) bölümünde yer alan açıklamlar çerçevesinde iade edilmesi mümkün bulunmaktadır. DAMGA VERGİSİ YÖNÜDEN: 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, ayrıca kişilerle resmi daireler arasında düzenlenen işlemlere ait kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği; 8 inci maddesinde, bu Kanunda yazılı resmi daireden maksatın, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu ve bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı hüküm altına alınmıştır. Anılan Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV. Makbuzlar ve değerli kağıtlar başlıklı bölümünün 1/a fıkrasında, resmi daireler tarafından yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeler (avans olarak yapılanlar dahil) nedeniyle, kişiler tarafından resmi dairelere verilen ve belli parayı ihtiva eden makbuz ve ibra senetleri ile bu ödemelerin resmi daireler nam ve hesabına, kişiler adına açılmış veya açılacak hesaplara nakledilmesini veya emir ve havalelerine tediyesini temin eden kağıtların nispi damga vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır. Öte yandan, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 8 inci maddesindeki resmi daire tanımı kapsamında yer almayıp, adı geçen vakıfların; 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununun Muafiyetler başlıklı 9 uncu maddesi (c) fıkrası uyarınca yapacakları her türlü muameleler nedeniyle düzenleyecekleri kağıtlar yönünden damga vergisi muafiyeti bulunmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, damga vergisi uygulaması bakımından resmi daire tanımı içerisinde yer almayan vakfınızca yaptırılan 300 kişilik öğrenci yurdu inşaatı nedeniyle yapılacak hakediş ödemelerinin kişiden kişiye yapılan ödemeler kapsamında bulunması ve bu ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtların (1) sayılı tabloda sayılan kağıtlar arasında yer almaması nedeniyle, damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim.

Özel bütçeli kamu kurumu tarafından elde edilen mevduat faizi gelirlerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı Tarih: 06/04/2015 Sayı: 62030549-125[GEÇ.67-2014/406]-626 GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) Sayı: 62030549-125[GEÇ.67-2014/406]-626 06/04/2015 Konu: Özel bütçeli kamu kurumu tarafından elde edilen mevduat faizi gelirlerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 3289 sayılı Kanunla kurulmuş özel bütçeli kamu kurumu olduğunuzu belirterek, elde ettiğiniz mevduat faizleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşleri sorulmaktadır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında; Bankalar ve aracı kurumlar takvim yılının üçer aylık dönemleri itibarıyla; a) Alım satımına aracılık ettikleri menkul kıymetler ile diğer sermaye piyasası araçlarının alış ve satış bedelleri arasındaki fark, getirileri (herhangi bir menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracına bağlı olmayan), d) Aracılık ettikleri menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası araçlarının ödünç işlemlerinden sağlanan gelirler, Üzerinden % 15 oranında vergi tevkifatı yaparlar. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki mükellefler ile münhasıran menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracı getirileri ile değer artışı kazançları elde etmek ve bunlara bağlı hakları kullanmak amacıyla faaliyette bulunan mükelleflerden 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları ve yatırım ortaklıklarıyla benzer nitelikte olduğu Maliye Bakanlığınca belirlenenler için bu oran % 0 olarak uygulanır. hükmü yer almaktadır. Anılan maddenin (4) numaralı fıkrasında, bankalar arası mevduat ile aracı kurumların borsa para piyasasında değerlendirdikleri kendilerine ait paralarına yürütülen faizler hariç olmak üzere, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarından ödemeyi yapanlarca % 15 oranında vergi tevkifatı yapılacağı; söz konusu maddenin (5) numaralı fıkrasında ise gelir sahibinin gerçek veya tüzel kişi ya da dar veya tam mükellef olmasının, vergi mükellefiyeti bulunup bulunmamasının, vergiden muaf olup olmamasının ve elde edilen kazancın vergiden istisna olup olmamasının (1), (2), (3) ve (4) numaralı fıkra hükümleri uyarınca yapılacak tevkifatı etkilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Yukarıdaki hükümler çerçevesinde, gerek vergi kanunlarında gerekse kendi özel kanunlarında gelir ve kurumlar vergisinden muaf olduğu belirtilen kurum ve kuruluşlarca elde edilen söz konusu gelirler üzerinden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi kapsamında tevkifat yapılması gerekmekte olup, Kurumunuz tarafından elde edilen mevduat faizi gelirleri bu kapsamda %15 oranında vergi tevkifatına tabidir. Bilgi edinilmesini rica ederim. b) Alımına aracılık ettikleri menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası araçlarının itfası halinde alış bedeli ile itfa bedeli arasındaki fark, c) Menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının tahsiline aracılık ettikleri dönemsel

İmar işlemi sonucunda tek tapu ve hisseli tapu alınmasının muafiyete etkisi Tarih: 17/03/2015 Sayı: 38418978-125[4-14/15]-294 GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) Sayı: 38418978-125[4-14/15]-294 17/03/2015 Konu: İmar işlemi sonucunda tek tapu ve hisseli tapu alınmasının muafiyete etkisi İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kooperatifinize ait tarladan imar geçmesi üzerine, 15385 m² tek tapu ve 5317 m² ticari rekrasyon olarak tapu alındığı belirtilerek, kurumlar vergisi mükellefiyetiniz hakkında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf oldukları hükme bağlanmıştır. Konuyla ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 4.13.1. ve 4.13.2. bölümlerinde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiş olup 4.13.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar başlıklı bölümünde;...yapı kooperatiflerinin yapı ruhsatı veya arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına bulunmadığı durumlarda da muafiyetten yararlanılması mümkün değildir. Örneğin, inşaatı üstlenen müteahhit adına düzenlenecek bir yapı ruhsatı, yapı kooperatifinin muafiyetten yararlanmasını engelleyecektir. Henüz arsa temini veya inşaat aşamasına gelmemiş bulunan dolayısıyla, işyeri veya konut teminine yönelik faaliyeti bulunmayan kooperatifler için bu şartlar aranmayacaktır. Örneğin, arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliğine ait olmakla birlikte, henüz inşaat aşamasına gelmemiş bulunan konut yapı kooperatifinden inşaat ruhsatına ilişkin şart aranmayacaktır. açıklamasına yer verilmiştir. İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve ekinde yer alan belgelerin tetkikinden; kooperatifiniz adına 15385m² arsa tapusu ile 5317/64731 hisseli arsa tapusunun bulunduğu anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan hükümler uyarınca, henüz inşaat aşamasına gelinmemiş olması nedeniyle kooperatifiniz nezdinde 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yazılı muafiyet şartları arasında yer alan yapı ruhsatının kooperatif tüzel kişiliği adına bulunması şartı aranmayacak olup, anılan maddedeki diğer şartları da taşımanız kaydıyla arsa tapusunun bir tanesinin hisseli olması kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmanıza engel teşkil etmeyecektir. Ancak, inşaat aşamasına gelinmesi durumunda arsa tapusunun ve yapı ruhsatının kooperatif tüzel kişiliği adına bulunması şart olup bu aşamada arsa tapusu ve/veya yapı ruhsatının belli bir hisse ile adınıza tescilli olması durumunda ise kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmanız mümkün olmayacaktır. Bilgi edinilmesini rica ederim.

İndirimli kurumlar vergisi uygulaması. Tarih: 17/02/2015 Sayı: 62030549-125[32A-2013/331]-269 GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) Sayı: 62030549-125[32A-2013/331]-269 17/02/2015 Konu: İndirimli kurumlar vergisi uygulaması. İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Şirketinizin ilk ve orta öğretime yönelik eğitim hizmetleri verdiği, 01/07/2012-30/06/2013 özel hesap döneminde...,... ve... İlköğretim Hizmetleri konusunda yatırım yaptığı, bu yatırımlara ilişkin yatırım teşvik belgelerinde yatırıma katkı oranının %40 vergi indirim oranının %80 olarak belirlendiğinden bahisle, 6322 sayılı Kanunun 39 uncu maddesiyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesinin birinci fıkrasına eklenen c bendi kapsamında şirketinizin yatırım döneminde diğer faaliyetlerinden elde edilen kazançlarına indirimli kurumlar vergisi uygulanmasına ilişkin olarak, - Vergi Usul Kanununun 174 üncü maddesi uyarınca özel hesap dönemi tayin edilenlerin kazancı, kapandığı takvim yılının kazancı sayıldığından özel hesap dönemi kazancının tamamı üzerinden mi, yoksa sadece 1 Ocak 2013 tarihinden 30 Haziran 2013 tarihine kadar oluşan kazanca mı indirimli kurumlar vergisi uygulanabileceği, - yatırıma katkı tutarına mahsuben hesaplanacak tutarın, toplam yatırıma katkı tutarının %50 si ve gerçekleştirilen yatırım harcaması tutarını geçmemek üzere hesaplanmasından, indirimli kurumlar vergisi matrahının yatırıma katkı tutarının %50 sini aşamayacağı şeklinde mi, yoksa gerçekleştirilen yatırım harcaması tutarı üzerinden vergi indirimi dolayısıyla hesaplanacak verginin mi yatırıma katkı tutarının %50 sini aşamayacağı, harcama tutarının katkı tutarının %50 sini aşabileceği şeklinde mi anlaşılması gerektiği, - teşvik belgesi kapsamında fiilen yapılan yatırım harcaması tutarının, yatırım teşvik belgesinde yer alan yatırım harcaması tutarını aşması ve diğer faaliyetlerden elde edilen kazanç mevcut olması halinde; yatırıma katkı tutarının %50 sini aşmamak üzere, fiilen yapılan harcaması tutarı kadar bir tutarın indirimli kurumlar vergisi matrahı olarak dikkate alınıp alınamayacağı, - söz konusu yatırım teşvik belgesi kapsamındaki okullar için faaliyete geçtikleri tarihten itibaren 5 hesap dönemi eğitim öğretim istisnası mevcut olduğundan, bu istisna süresi içinde yatırım tamamlanmış olmasına rağmen yatırıma katkı tutarının %50 sine kadar diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlarımıza indirimli kurumlar vergisi hesaplanıp hesaplanmayacağı, - eğitim kazanç istisnası ile indirimli kurumlar vergisi uygulamasının öncelik olarak hangisinin tatbik edilmesi gerektiği, hususlarında tereddüde düşüldüğü belirtilerek, konuya ilişkin Başkanlığımız görüşleri talep edilmektedir. Özelge talep formunuz ekinde alınan yatırım teşvik belgelerinin incelenmesinden, yatırımlarınızın bölgesel - öncelikli yatırım olarak değerlendirilmek suretiyle 5 inci bölge desteklerinden faydalandırıldığı ve 15.6.2012 tarihli ve 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi eki Karara istinaden düzenlendiği anlaşılmıştır. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde; okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okulları ile Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara veya kamu yararına çalışan derneklere bağlı rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden, ilgili Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceği usuller çerçevesinde beş hesap dönemi itibarıyla elde edilen kazançların kurumlar vergisinden müstesna olduğu ve istisnanın, belirtilen okulların ve rehabilitasyon merkezlerinin faaliyete geçtiği hesap döneminden itibaren başlayacağı hüküm altına alınmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 5.10 Eğitim tesisleri ile rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden elde edilen kazançlara ilişkin istisna bölümünde konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir. Kurumlar Vergisi Kanununun Vergilendirme dönemi ve tarhiyat başlıklı 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında kurumlar vergisinde vergilendirme döneminin hesap dönemi olduğu; kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerin vergilendirme döneminin ise özel hesap dönemi olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 32/A maddesinde finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar, iş ortaklıkları, taahhüt işleri, 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Kanun ile 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan yatırımlar ile rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlar hariç olmak üzere, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen ve Ekonomi Bakanlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançların, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu maddenin ikinci fıkrasına 01.01.2013 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere 6322 sayılı Kanunun 39 uncu maddesiyle eklenen (c) bendinde; Bakanlar Kurulunun, yatırıma başlanan tarihten itibaren bu maddeye göre hesaplanacak yatırıma katkı tutarına mahsuben, toplam yatırıma katkı tutarının %50 sini ve gerçekleştirilen yatırım harcaması tutarını geçmemek üzere; yatırım döneminde kurumun diğer faaliyetlerinden elde edilen kazançlarına indirimli kurumlar vergisi oranı uygulatmak suretiyle yatırıma katkı tutarını kısmen kullandırmaya, bu oranı her bir il grubu için sıfıra kadar indirmeye veya %80 e kadar artırmaya yetkili olduğu hükme bağlanmıştır. Konuya ilişkin olarak 19.06.2012 tarihli Resmi Gazete de yayımlanan 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Vergi indirimi başlıklı 15 inci maddesinde indirimli kurumlar vergisine ilişkin hükümlere yer verilmiş olup maddenin beşinci fıkrasında, bu maddeye göre hesaplanacak yatırıma katkı tutarına mahsuben, gerçekleştirilen yatırım harcaması tutarını aşmamak ve toplam yatırıma katkı tutarının; büyük ölçekli yatırımlar ve bölgesel teşvik uygulamaları kapsamındaki yatırımlarda; 2 nci bölgede yüzde onunu, 3 üncü bölgede yüzde yirmisini, 4 üncü bölgede yüzde otuzunu, 5 inci bölgede yüzde ellisini ve 6 ncı bölgede yüzde seksenini; stratejik yatırımlarda; 6 ncı bölgede yüzde seksenini, diğer bölgelerde yüzde ellisini geçmemek üzere yatırım döneminde yatırımcının diğer faaliyetlerinden elde edilen kazançlarına indirimli gelir veya kurumlar vergisi uygulanabileceği kararlaştırılmıştır. Söz konusu BKK ya göre yatırım teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan henüz kazanç elde edilmemiş olsa dahi yatırım döneminde belirli oranlarda olmak üzere, 1.1.2013 tarihinden itibaren diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlara indirimli kurumlar vergisi uygulanabilecektir. Yatırım dönemi ifadesinden ise, yatırıma fiilen başlanıldığı tarihi içeren geçici vergilendirme döneminin başından tamamlama vizesi yapılması amacıyla Ekonomi Bakanlığına müracaat tarihini içeren geçici vergilendirme döneminin son gününe kadar olan sürenin anlaşılması; yatırımın fiilen tamamlandığı tarihin, tamamlama vizesinin yapılmasına ilişkin olarak Ekonomi Bakanlığına müracaat tarihinden önceki bir geçici vergilendirme dönemine isabet etmesi halinde ise yatırımın fiilen tamamlandığı tarihi içeren geçici vergilendirme döneminin son gününün dikkate alınması gerekmektedir. Bu hüküm ve açıklamalara göre; - Her bir yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan yatırımdan elde edilecek kazançlara ilgili teşvik belgesi ile sağlanan vergi indirim oranına göre indirimli kurumlar vergisi uygulanacaktır. - Yatırım döneminde mükelleflerin diğer faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlara indirimli kurumlar vergisi oranı uygulaması 01.01.2013 tarihinden itibaren elde edilen kazançlar için uygulanmak üzere yürürlüğe girdiğinden, şirketinize tayin olunan özel hesap döneminin sadece 01/01/2013-30/06/2013 tarihleri arasında kalan kısmında diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlarınıza indirimli kurumlar vergisi uygulanması mümkün olup 01.07.2012-31.12.2012 tarihleri arasında kalan kısmında diğer faaliyetlerden elde ettiğiniz kazançlarınıza indirimli kurumlar vergisi uygulanması mümkün bulunmamaktadır. - Yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımınız devam ederken, teşvik belgesinde yer alan toplam yatırım tutarı ile yatırıma katkı oranının çarpılması suretiyle bulunacak toplam yatırıma katkı tutarının yarısını geçmemek ve fiilen gerçekleştirilen yatırım

harcamasını aşmamak üzere, yatırım döneminde şirketinizin diğer faaliyetlerinden elde edilen kazancına indirimli kurumlar vergisi uygulanacaktır. Diğer bir deyişle yatırım döneminde kurumun diğer faaliyetlerinden elde ettiği kazanca indirimli kurumlar vergisi uygulanması suretiyle tahsilinden vazgeçilecek vergi tutarının üst sınırını, toplam yatırıma katkı tutarının yarısı ile fiilen gerçekleştirilen yatırım harcaması tutarından düşük olanı oluşturmaktadır. - Teşvik belgesi kapsamında fiilen yapılan yatırım harcaması tutarının, yatırım teşvik belgesinde yer alan yatırım harcaması tutarını aşması durumunda indirimli kurumlar vergisi matrahının tayininde, yatırım döneminde diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlarınız için yatırıma katkı tutarının %50 sini aşmamak üzere, yatırım teşvik belgesinde yer alan yatırım harcaması tutarı dikkate alınacaktır. - Diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlara indirimli kurumlar vergisi uygulaması yatırım dönemi ile sınırlı olarak uygulandığından bu dönemin sona ermesinden sonra söz konusu kazançlara indirimli kurumlar vergisi uygulaması mümkün bulunmamaktadır. - 2012/3305 sayılı BKK ya göre düzenlenmiş olan yatırım teşvik belgeleriniz kapsamındaki yatırımlarınızın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren bu yatırımlardan elde edilen kazançlarınıza ilişkin olarak indirimli kurumlar vergisinden yararlanılması mümkün olup okulunuzun faaliyete geçen kısmıyla ilgili Bakanlığımıza başvurarak eğitim-öğretim kazancı istisnasından faydalanmanız halinde kurumlar vergisi matrahı doğmayacağından, söz konusu istisnanın uygulanacağı beş vergilendirme dönemini izleyen dönemlerde indirimli kurumlar vergisi teşvikinden faydalanabileceğiniz tabiidir. Bilgi edinilmesini rica ederim.

İşin başında bilfiil bulunmaması durumunda basit usulde mükellef olup olmayacağı Tarih: 08/06/2015 Sayı: 46480499-120[2015/1494]-47 GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BALIKESİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Sayı: 46480499-120[2015/1494]-47 bulunmamalarına bakılmaz.) hükmüne yer verilmiştir. Konuya ilişkin olarak Sındırgı Vergi Dairesi Müdürlüğü ile yapılan yazışma sonucu alınan 22/01/2015 tarihli ve 160 sayılı yazı ile eki 20/01/2015 tarihli ve 455080000001 sayılı yoklama fişinin tetkikinden, odun, kozalak satışı işinden dolayı gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olduğunuz, işyerinde babanızın durduğu, kendinizin Esnaf ve Sanatkarlar Odasında sigortalı olarak çalıştığınız anlaşılmıştır. Bu hüküm ve açıklamalara göre, mahrukatcılık faaliyetinizin yanında, başka bir işyerine bağlı olarak çalışmanız, Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak şartının ihlali anlamına geleceğinden, basit usulden yararlanmanız mümkün bulunmamaktadır. Bilgi edinilmesini rica ederim. 08/06/2015 Konu: İşin başında bilfiil bulunmaması durumunda basit usulde mükellef olup olmayacağı İlgide kayıtlı özelge talep formunda, mahrukat işinden dolayı gerçek usulde mükellef olduğunuz ve kazancınızın çok az olması sebebiyle basit usulde mükellef olmak istediğiniz ancak, aynı zamanda sigortalı bir işte çalıştığınız, mesai bitiminden sonra ve hafta sonları işyerinize gittiğiniz, diğer zamanlarda işin başında eşinizin durduğu belirtilerek, basit usulde mükellef olup olamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun Basit Usulde Ticari Kazancın Tespiti başlıklı 46 ncı maddesinde, 47 ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit olunacağı hükme bağlanmış olup, anılan maddelerde basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları açıklanmıştır. Aynı Kanununun 47 inci maddesinin birinci bendinde ise; Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak (işinde yardımcı işçi ve çırak kullanmak, seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak bilfiil işinin başına bulunmamak bu şartı bozmaz. Ölüm halinde iş sahibinin dul eşi veya küçük çocukları namına işe devam olunduğu takdirde, bunların bilfiil işin başında bulunup