ERZURUM İLİ NİN EĞİTİM COĞRAFYASI. Erkan IŞIK. Yüksek Lisans Tezi Coğrafya Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Cemal SEVİNDİ 2013 Her Hakkı Saklıdır

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ERZURUM İLİ NİN EĞİTİM COĞRAFYASI. Erkan IŞIK. Yüksek Lisans Tezi Coğrafya Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Cemal SEVİNDİ 2013 Her Hakkı Saklıdır"

Transkript

1 ERZURUM İLİ NİN EĞİTİM COĞRAFYASI Erkan IŞIK Yüksek Lisans Tezi Coğrafya Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Cemal SEVİNDİ 2013 Her Hakkı Saklıdır

2 ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ COĞRAFYA ANABİLİM DALI Erkan IŞIK ERZURUM İLİ NİN EĞİTİM COĞRAFYASI YÜKSEK LİSANS TEZİ TEZ YÖNETİCİSİ Yrd. Doç. Dr. Cemal SEVİNDİ ERZURUM-2013

3 T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEZ BEYAN FORMU SOSYAL BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE BİLDİRİM Atatürk Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliğine göre hazırlamış olduğum ERZURUM İLİ NİN EĞİTİM COĞRAFYASI adlı esermetin tamamen kendi çalışmam olduğunu ve her alıntıya kaynak gösterdiğimi taahhüt eder, eser-metin kağıt ve elektronik kopyalarının Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü arşivlerinde aşağıda belirttiğim koşullarda saklanmasına izin verdiğimi onaylarım: Lisansüstü Eğitim-Öğretim yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca gereğinin yapılmasını arz ederim. açılabilir. 1 yıl süreyle erişime açılmasını istemiyorum. Bu sürenin sonunda uzatma için başvuruda bulunmadığım takdirde, tezimin/raporumun tamamı her yerden erişime açılabilir Erkan IŞIK

4

5 I İÇİNDEKİLER ÖZET... III ABSTRACT...IV TABLOLAR DİZİNİ... V ŞEKİLLER DİZİNİ...IX HARİTALAR DİZİNİ... XII ÖNSÖZ... XIII GİRİŞ... 1 I. Araştırma Alanının Yeri ve Sınırları... 1 II. Araştırmanın Amacı ve Metodu... 2 BİRİNCİ BÖLÜM ERZURUM İLİ NİN GENEL COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ 1.1. FİZİKİ COĞRAFYA ÖZELLİKLERİ BEŞERİ COĞRAFYA ÖZELLİKLERİ İKİNCİ BÖLÜM EĞİTİM VE COĞRAFYA 2.1. EĞİTİMİN ÖNEMİ VE İŞLEVLERİ Bireysel İşlevleri Toplumsal İşlevleri Siyasal İşlevler Ekonomik İşlevleri ve Kalkınmadaki Rolü EĞİTİM COĞRAFYASI Tanımlar ve Kavramlar Eğitim ve Coğrafya İlişkisi Eğitim Coğrafyasının İlişkili Olduğu Bilimler Ekonomik Coğrafya Nüfus Coğrafyası Eğitim Bilimleri Sosyoloji Bilimi İstatistik Bilimi... 36

6 II ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ERZURUM İLİ NİN EĞİTİM COĞRAFYASI 3.1. ERZURUM İLİ NİN NÜFUS ÖZELLİKLERİ Nüfus Değişimleri Nüfusun Doğurganlık Oranı Aile Büyüklüğü Kırsal ve Kentsel Nüfus Nüfusun Yaş ve Cinsiyet Yapısı ERZURUM İLİ NİN EĞİTİM FONKSİYONLARI Giriş Okul Öncesi Eğitim İlköğretim Ortaöğretim Yüksek Öğretim Okuryazarlık ve Eğitim Durumu Erzurum un İlçelerinin Eğitim Fonksiyonları Erzurum un İlçelerinde Taşımalı Eğitim Eğitim Kampanyaları ve Sonuçları SONUÇ VE ÖNERİLER KAYNAKÇA ÖZGEÇMİŞ

7 III ÖZET YÜKSEK LİSANS TEZİ ERZURUM İLİ NİN EĞİTİM COĞRAFYASI Erkan IŞIK Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Cemal SEVİNDİ 2013, Sayfa: 186 Jüri: Yrd. Doç. Dr. Cemal SEVİNDİ (Danışman) Doç. Dr. Zeki KODAY Yrd. Doç. Dr. Alperen KAYSERİLİ Toplumların ekonomik yönden kalkınmaları, bilim ve teknoloji yönünden dünyadaki gelişmelere ayak uydurabilmeleri ve varlıklarını ilelebet devam ettirebilmeleri için eğitimli insan gücüne ihtiyaçları vardır. Bu nedenle bir ülkenin eğitimli nüfusu ile sosyal ve ekonomik gelişimi arasında doğrudan bir ilişki söz konusudur. Bu çalışmada ilk olarak Erzurum ilinin genel coğrafi özelliklerine, eğitim coğrafyasının ilişkili olduğu bilim dallarına, eğitimin bireysel, toplumsal, siyasal ve ekonomik işlevlerine değinilmiş ve daha sonra Erzurum ili nüfusunun yapısı ortaya konulmuştur. En son olarak da Erzurum ilinde ve ilçelerinde okur-yazar oranları, örgün eğitimdeki okullaşma oranları, okul, derslik ve öğretmen sayıları değerlendirilmiş ve çözüm önerileri sunulmuştur. Ayrıca ildeki ve ile bağlı ilçelerdeki ilköğretim, ortaöğretim ve yüksek öğretim mezunlarının oranlarına da çalışmada yer verilmiştir. Çalışmada değerlendirmelerin daha iyi yapılabilmesi için Türkiye İstatistik Kurumu 2000 Genel Nüfus Sayımı Sonuçları, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları, Milli Eğitim Bakanlığı ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü nün istatistiklerinden yararlanılarak tablo ve şekiller oluşturulmuştur. Sonuç olarak il nüfusunun eğitim durumu ve okullaşma oranları, eğitim coğrafyası bakımından ortaya konulmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Eğitim, Nüfus, Coğrafya, Okullaşma

8 IV ABSTRACT MASTER S THESIS EDUCATION GEOGRAPHY OFF ERZURUM PROVİNCE Erkan IŞIK Advisor: Assist. Prof. Cemal SEVİNDİ 2013, Pages: 186 Jury: Assist. Prof. Dr. Cemal SEVİNDİ (Advisor) Assoc. Prof. Dr. Zeki KODAY Assist. Prof. Dr. Alperen KAYSERİLİ Societies need educated work force so that they can develop economically, keep up with the developments in the world scientifically and technologically, maintain their existence forever. Thus, there is a direct relation ship between educated population and social and economic development in a country. In the current study, firstly general geographical features of Erzurum, disciplines related to education geography, individual, social and economic functions of education were discussed and then the structure of the population of Erzurum was presented. Finally, rate of literacy in Erzurum and its districts, rate of schooling in formal education, the number of schools, classroom and teachers were evaluated and offers of solution were presented. Additionally, the rates of the graduates of primary education, secondary education and higher education in the city and its districts were included in the study. For a beter evaluation in the study, Turkish Statistics Foundation general census results in 2000, Address-Based Population Register System results between , statistics of Ministry of National Education and Provincial Directorate of National Education were utilized and charts and graphics were formed. As a result, it was attempted to present educational status and rates of schooling of provincial population in terms of education geography. Keywords: Education, Population, Geography, Schooling.

9 V TABLOLAR DİZİNİ Tablo 3.1. Erzurum İli nde Nüfusun Gelişmesi ( ) Tablo 3.2. Erzurum İli nde Devresinde Meydana Gelen Göçler Tablo 3.3. Erzurum İli nde Devresinde Gerçekleşen Göç Hareketleri Tablo 3.4. Erzurum un İlçelerinde Nüfus Sayısı ve Yıllık Nüfus Artış Hızları (2000, 2012) Tablo 3.5. Erzurum İli Nüfusundaki Çocuk ve Kadın Oranları ( ) Tablo 3.6. Erzurum İli nde Doğurganlık, Bebek ve Çocuk Ölüm Hızları ( ) Tablo 3.7. Erzurum İli Toplam Hane Sayısı ve Ortalama Hane Halkı Büyüklüğü ( ) Tablo 3.8. Erzurum İli Kır-Şehir Nüfusu ( ) Tablo 3.9. Erzurum un İlçelerinin Kır-Şehir Nüfusu (2012) Tablo Erzurum İli nde İstihdamın Sektörlere Göre Dağılımı ( ) Tablo Erzurum un İlçelerinde Nüfusun Cinsiyet Oranları (2012) Tablo Erzurum İli nin Geniş Aralıklı Yaş ve Cinsiyet Yapısı (2000, 2011, 2012) Tablo Türkiye nin Geniş Aralıklı Yaş ve Cinsiyet Yapısı (2012) Tablo Erzurum un İlçelerinin Geniş Aralıklı Yaş ve Cinsiyet Yapısı (2012) Tablo Erzurum İli Okul Öncesi Eğitimde Okullaşma Oranları ( ) Tablo Türkiye Okul Öncesi Eğitimde Okullaşma Oranları ( ) Tablo Erzurum İli Okul Öncesi Eğitimde Yıllara Göre Öğretmen, Öğrenci, Okul ve Derslik Sayıları ( ) Tablo Erzurum İli Öğretim Yılı Okul Öncesi Genel Durum Tablo Erzurum İli nde Şehir ve Köylerde Okul Öncesi Eğitim İstatistikleri ( Öğretim Yılı) Tablo Türkiye de Şehir ve Köylerde Okul Öncesi Eğitim İstatistikleri ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum İli İlköğretimde Okullaşma Oranları ( ) Tablo Türkiye İlköğretimde Okullaşma Oranları ( ) Tablo Erzurum İli İlköğretimde Yıllara Göre Öğretmen, Öğrenci, Okul ve Derslik Sayıları ( )... 79

10 VI Tablo Erzurum İli Öğretim Yılı İlköğretim Okullarının Genel Durumu) Tablo Erzurum İli Ortaöğretimde Okullaşma Oranları ( ) Tablo Türkiye Ortaöğretimde Okullaşma Oranları ( ) Tablo Erzurum İli Ortaöğretimde Yıllara Göre Öğretmen, Öğrenci, Okul ve Derslik Sayıları ( ) Tablo Erzurum İli Öğretim Yılı Ortaöğretim Okulları Genel Durumu Tablo Atatürk Üniversitesi Akademik Personel Sayıları ( Öğretim Yılı) Tablo Atatürk Üniversitesi Fakülteler, Bölümler ve Akademik Personel Sayıları ( Öğretim Yılı) Tablo Atatürk Üniversitesi Yüksekokullar, Meslek Yüksekokulları, Bölümler ve Akademik Personel Sayıları ( Öğretim Yılı) Tablo Atatürk Üniversitesi Enstitüler, Bölümler ve Akademik Personel Sayıları ( Öğretim Yılı) Tablo Atatürk Üniversitesi Araştırma Merkezleri (2013) Tablo Atatürk Ünversitesi Ön Lisans ve Lisans Kayıt Sayıları ( ) Tablo Atatürk Ünversitesi Ön Lisans ve Lisans Mezun Öğrenci Sayıları ( ) Tablo Atatürk Ünversitesi Yayın Sayıları ( ) Tablo Öğretim Yılı Erzurum Teknik Üniversitesi Fakülteler, Yüksekokullar, Enstitüler, Bölümler ve Akademik Personel Sayıları Tablo Erzurum İli nde Okuma Yazma Durumu (6+yaş), (2000, 2011) Tablo Türkiye de Okuma Yazma Durumu (6+ yaş), (2000, 2011) Tablo Erzurum İli nde Yaş Gruplarına ve Cinsiyete Göre Okuma Yazma Oranları (2011 Yılı) Tablo Erzurum İli nde Nüfusun Okuryazarlık ve Eğitim Durumu (6+yaş) (2011) Tablo Türkiye de Nüfusun Okuryazarlık ve Eğitim Durumu (6+yaş) (2011) Tablo Erzurum un İlçelerinde Okul Öncesi Eğitim İstatistikleri (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı)

11 VII Tablo Erzurum un İlçelerinde Okul Öncesi Öğretmeni Durumu (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Yaşlara Göre Okul Öncesi Öğrenci Sayıları (Resmi Okullar), ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Özel Anaokulları İstatistikleri ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Özel Öğretim Kurumları Bünyesindeki Anasınıfları İstatistikleri ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı na Bağlı Gündüz Bakımevleri ve Kreşlere Ait İstatistikler ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde İlköğretim İstatistikleri (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Şehir ve Köylerdeki İlköğretim İstatistikleri (Resmi Okullar), ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde İlköğretim Okullarında Normal ve İkili Öğretim İstatistikleri (Resmi Okullar), ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Sınıflara Göre İlköğretim Öğrenci Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Yatılı İlköğretim Bölge Okulları Durumu ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında Branşlara Göre Öğretmen Dağılımı ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde İlköğretim Pansiyon Kapasiteleri ve Barınan Öğrenci Sayıları ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Özel İlköğretim Okulları İstatistikleri ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde İlköğretim Okulları Otistik ve Zihinsel Öğrenme Yetersizliğine Göre Öğrenci Sayıları ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Ortaöğretim İstatistikleri (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı)

12 VIII Tablo Erzurum un İlçelerinde Alt Türlerine Göre Mesleki Liseler Kurum Sayıları ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Genel Liselerdeki Öğretmen ve Yönetici Sayıları (Resmi Okullar), ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Mesleki Liselerdeki Öğretmen ve Yönetici Sayıları (Resmi Okullar), ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Ortaöğretim Okulları Sınıflara Göre Öğrenci Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Özel Liselerin İstatistikleri ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Ortaöğretim Pansiyon Kapasiteleri ve Barınan Öğrenci Sayıları ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Okul Öncesi Eğitim, İlköğretim ve Ortaöğretim Toplamı İstatistikleri (Resmi ve Özel Okullar), ( Eğitim ÖğretimYılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Lojman Sayıları (2011) Tablo Erzurum un İlçelerinde Birleştirilmiş Sınıf, Okul ve Bu Sınıflarda Öğrenim Gören Öğrenci Sayıları ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum un İlçelerinde Nüfusun Okuma Yazma Durumu (6+ yaş), (2011) Tablo Erzurum un İlçelerinde Nüfusun Okuryazarlık ve Eğitim Durumu (6+yaş), (2011) Tablo Erzurum un İlçelerinde Taşımalı Okul ve Öğrenci Sayıları ( Öğretim Yılı) Tablo Erzurum İli nde Haydi Kızlar Okula Kampanyası İle Okula Kazandırılan Kız Çocuğu Sayıları ( ) Tablo Türkiye Okuyor Kampanyası Dahilinde Erzurum un İlçelerinde Okunan Kitap Sayıları ( Öğretim Yılı)

13 IX ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 3.1. Erzurum İli Nüfusunun Gelişimi ( ) Şekil 3.2. Erzurum İli nde Matematiksel Nüfus Yoğunluğu ( ) Şekil 3.3. Erzurum İli Net Göç Hızı ( ) Şekil 3.4. Erzurum İli nin Net Göç Hızı ( ) Şekil 3.5. Erzurum İli nde Doğum Sayıları ( ) Şekil 3.6. Erzurum İli Ortalama Hane Halkı Sayısı ( ) Şekil 3.7. Erzurum İli nde Kır-Şehir Nüfusu Değişimi ( ) Şekil 3.8. Erzurum İli, Doğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye nin Kır-Şehir Nüfusu (2012 Yılı)...56 Şekil 3.9. Erzurum İli nin ve Türkiye nin Nüfusunun İstihdam Alanlarına Göre Dağılımı (2011) Şekil Erzurum İli nde Nüfusun Geniş Aralıklı Yaş Yapısı (2000, 2011, 2012 Yılı) Şekil Erzurum İli Bağımlılık Oranları ( ) Şekil Erzurum İli İlköğretimde Okullaşma Oranları ( ) Şekil Erzurum İli Ortaöğretimde Okullaşma Oranları ( ) Şekil Erzurum İli ve Türkiye Geneli Okuma Yazma Durumu (6+yaş), (2011 Yılı) Şekil Erzurum İli nde Cinsiyete Göre Okuma Yazma Durumu (6+ yaş), (2011) Şekil Türkiye de Cinsiyete Göre Okuma Yazma Durumu (6+ yaş), (2011 Yılı) Şekil Erzurum İlinde İlkokul Mezunlarının Cinsiyete Göre Dağılımı (2011 Yılı) Şekil Erzurum İli nde İlköğretim-Ortaokul veya Dengi Okul Mezunlarının Cinsiyete Göre Dağılımı (2011) Şekil Erzurum İli nde Lise veya Dengi Okul Mezunlarının Cinsiyete Göre Dağılımı (2011) Şekil Erzurum İli nde Yüksekokul veya Fakülte Mezunlarının Cinsiyete Göre Dağılımı (2011)

14 X Şekil Erzurum un İlçelerinde Okul Öncesi Okul (Anaokulu+Anasınıfı) Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde Okul Öncesi Derslik Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde Okul Öncesi Öğretmeni Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde Okul Öncesi Öğrencisi Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde Okul Öncesi Eğitimde Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde Okul Öncesi Eğitimde Bir Öğretmene Düşen Öğrenci Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde İlköğretim Okul Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde İlköğretim Derslik Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde İlköğretim Öğretmeni Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde İlköğretim Öğrencisi Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde İlköğretimde Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde İlköğretimde Bir Öğretmene Düşen Öğrenci Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde Ortaöğretim Okul Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde Ortaöğretim Derslik Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde Ortaöğretim Öğretmeni Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde Ortaöğretim Öğrencisi Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı)

15 XI Şekil Erzurum un İlçelerinde Ortaöğretimde Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı) Şekil Erzurum un İlçelerinde Ortaöğretimde Bir Öğretmene Düşen Öğrenci Sayıları (Resmi ve Özel Okullar), ( Öğretim Yılı)

16 XII HARİTALAR DİZİNİ Harita I. Erzurum İli nin Lokasyon Haritası Harita II. Erzurum İl İdari Haritası (2013)... 3 Harita 1.1. Erzurum İli nin Fiziki Haritası... 6

17 XIII ÖNSÖZ Erzurum ilinin eğitim coğrafyasını incelemeyi amaçlayan bu araştırma, bir yüksek lisans tez çalışmasıdır. Araştırmada, yüzölçümü itibarıyla Türkiye nin en büyük dördüncü ve Doğu Anadolu Bölgesi nin en büyük ili olan Erzurum da nüfusun eğitim durumu incelenmiş; fizikî alt yapı imkânları değerlendirilerek, ilçeler arası karşılaştırmalar yapılmıştır. Hazırlanan tablo ve şekillerle, il geneli ve ile bağlı ilçelerde okul, derslik, öğretmen ve öğrenci sayılarının örgün eğitim kademelerindeki durumu ortaya konulmuş, çözüm önerileri sunulmaya çalışılmıştır. Çalışmada eğitim ve öğretim yılında uygulamaya konulan eğitim sisteminden de bahsedilmiş fakat değerlendirmeler önceki eğitim sistemi olan 8 yıllık ilköğretim ve 4 yıllık ortaöğretime göre düzenlenmiştir. Bu çalışmanın ortaya çıkmasında ve eldeki duruma gelmesinde, öğretim üyesi hocalarımın katkısı büyüktür. Araştırma konusunun belirlenmesinde ve araştırmanın bütün aşamalarında büyük yardımlarını gördüğüm, desteğini hiç bir zaman eksik etmeyen tez danışmanı hocam Yrd. Doç. Dr. Cemal SEVİNDİ ye öncelikle şükranlarımı sunarım. Çalışmanın her aşamasında katkılarını gördüğüm ve gösterdikleri yakın alakanın yanı sıra, yetişmemde de büyük destekleri bulunan Coğrafya Bölümü öğretim üyesi hocalarımdan Prof. Dr. Saliha KODAY a, Prof. Dr. İhsan BULUT a, Prof. Dr. Kenan ARINÇ a, Prof. Dr. Mehmet ZAMAN a, Doç. Dr. Zeki KODAY a ve Doç. Dr. İbrahim KOPAR a teşekkürlerimi sunarım. Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Alperen KAYSERİLİ çalışma metnini inceleyerek gerekli bilimsel düzeltmeleri yapmıştır. Bundan ötürü kendisine teşekkürlerimi sunarım. Eserlerinden büyük ölçüde istifade ettiğim değerli hocam Prof. Dr. Hayati DOĞANAY a ve Yrd. Doç. Dr. Yaşar GÖK e katkılarından ötürü şükranlarımı sunarım. Yardım ve desteklerinden ötürü aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Erzurum İli nin Eğitim Coğrafyası konulu bu araştırmanın, Erzurum da eğitim ile ilgili sorunların çözümüne ve planlama kararlarının alınmasına yardımcı olacağı düşüncesini taşımaktayım. Erzurum-2013 Erkan IŞIK

18 1 GİRİŞ I. Araştırma Alanının Yeri ve Sınırları Çalışma alanını oluşturan Erzurum ili, Doğu Anadolu Bölgesi nin Erzurum-Kars ve Yukarı Murat-Van bölümleri ile Karadeniz Bölgesi nin Doğu Karadeniz Bölümü nde yer alır. Yaklaşık 40 kuzey enlemi ve 41 doğu boylamı üzerinde konumlu olan Erzurum, km 2 lik yüzölçümü ile Doğu Anadolu Bölgesi nin en büyük, Türkiye nin ise Konya, Sivas ve Ankara illerinden sonraki 4. büyük ilidir. Alansal büyüklüğü ile ülke yüzölçümünün %3,2 sini oluşturan ilin, iki coğrafi bölgede toprakları vardır. Topraklarının kuzey kesimi yani İspir, Narman, Oltu, Olur, Pazaryolu, Tortum ve Uzundere ilçelerinin toprakları Karadeniz Bölgesi nin Doğu Karadeniz Bölümü sınırları içinde kalmaktadır (Harita I). Ancak bu kesim, il topraklarının sadece %30 luk bir payını oluşturur. Geriye kalan %70 gibi büyük bir pay, Doğu Anadolu Bölgesi sınırları dâhilinde yer alır (Erzurum Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 2011: 18). Harita I. Erzurum İli nin Lokasyon Haritası.

19 2 Erzurum; kuzeyde Rize, doğuda Ağrı, batıda Erzincan, kuzeydoğuda Artvin, Ardahan ve Kars, kuzeybatıda Bayburt, güneyde Muş, güneybatıda Bingöl illeri ile çevrilidir. İlin en önemli yerleşmesi durumundaki Erzurum Şehri, aynı adı taşıyan ovanın güneydoğu yöresinde, Palandöken Dağları nın hafif eğimli yüzeyleri üzerinde kurulmuştur. Şehrin yerleşim sahasında zamanın akışı içinde çevreye doğru giderek genişlemeler olmuştur. Erzurum un özel konumu veya bir başka deyişle kendi yöresinin dışına açılma durumu, genellikle doğu-batı doğrultusunda önem kazanmıştır (Doğanay, 1989: ). Erzurum un Merkez ilçesi 2008 yılında 5747 sayılı kanun ile Aziziye, Palandöken ve Yakutiye olmak üzere 3 ilçeye ayrılmış, yine aynı kanun ile daha önce ismi Ilıca olan ilçe, Dadaşkent beldesi ile birleştirilerek Aziziye olarak değiştirilmiş ve Büyükşehir Belediyesi ne bağlanmıştır. Erzurum ilinde 3 tanesi Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisindeki metropol ilçeler olmak üzere toplam 20 ilçe mevcuttur. Bunlar: Aşkale, Aziziye, Çat, Hınıs, Horasan, İspir, Karayazı, Narman, Oltu, Olur, Pasinler, Şenkaya, Tekman, Tortum, Karaçoban, Uzundere, Pazaryolu, Köprüköy, Palandöken ve Yakutiye dir yılı Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre nüfusu en çok olan ilçeler kişi ile Yakutiye ve kişi ile Palandöken ilçeleri iken; nüfusu en az olan ilçeler kişilik nüfusuyla Olur ve kişilik nüfusuyla Pazaryolu ilçeleridir (Harita II). II. Araştırmanın Amacı ve Metodu Bu çalışmada eğitimin önemi ve eğitim coğrafyasının tanımından hareketle, Erzurum il geneli ve ilçelerde örgün eğitim kademelerindeki okul, derslik, öğretmen sayıları, okuryazarlık ve okullaşma oranları incelenmiş, Türkiye geneliyle karşılaştırmaları yapılmıştır. Böylece çalışmanın amaçlarından birini oluşturan Erzurum ilinin eğitim açısından ülke içerisindeki yeri belirlenmiştir. Araştırmanın diğer bir amacı ise, Erzurum ilinin fiziki ve beşeri çevre özellikleri ile eğitim arasındaki bağlantıların tespit edilmesidir. Nitekim bu bağlantıların belirlenmesi, eğitim sorunlarına akılcı çözümler sunma açısından son derece önemlidir. Belirlenen bu amaçlar çerçevesinde Devlet İstatistik Kurumu nun 2002 yılında yayınlamış olduğu 2000 Genel Nüfus Sayımı Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri: Erzurum adlı kitapçıktan, yine aynı kurum tarafından üretilen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi ( ) sonuçlarından, Milli Eğitim Bakanlığı ve İl Milli Eğitim

20 3 Müdürlüğü ne ait istatistiklerden yararlanılarak tablo ve şekiller oluşturulmuştur. Mevcut veriler Erzurum İl Özel İdaresi tarafından hazırlanan il idari haritası üzerine aktarılmış ve Erzurum ilinin eğitim coğrafyasına ait veri setleri görsel hale getirilmiştir. Hazırlanan tablo, şekil ve haritaların yorumları coğrafi bakış açısıyla yapılarak sonuca ulaşılmıştır. Harita II. Erzurum İl İdari Haritası (2013).

21 4 BİRİNCİ BÖLÜM ERZURUM İLİ NİN GENEL COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ 1.1. FİZİKİ COĞRAFYA ÖZELLİKLERİ Erzurum ilinin yeryüzü şekillerinde dikkati çeken en belirgin özellik, yer yer metreyi aşan platoların ve bunlar üzerinde kimi zaman metreyi aşabilen dağlık kütlelerin geniş yer kaplamasıdır. Akarsular bu yüksek araziler üzerinde vadilerini çoğu zaman derince kazmışlar, kimi zaman da nispeten genişlik kazanmış depresyonlar içerisinde akışını sürdürmüşlerdir. İl toprakları, Türkiye nin iç ve batı yörelerine göre hayli yüksek ve engebeli yörelerden oluşur. Türkiye yükselti diyagramında genel alanın %10 u metreden daha yüksek bölgelerden oluştuğu halde, Erzurum ilinde bu basamağın üstünde kalan arazi, il topraklarının %60 ına yakındır. Yani il topraklarının km 2 den fazlası, metre ve daha yüksek bölgelerden meydana gelmektedir (Doğanay, 1989: 252). Genel bir değerlendirme yapılacak olursa il yüzölçümünün %64 ü dağlık kütlelerden, %32 si platolardan ve %4 ü ovalardan meydana gelmektedir (Erzurum Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 2011: 19). İlin deniz seviyesine göre ortalama yükseltisi metre arasında değişmektedir. Erzurum ilinin kuzey kesiminde bir duvar gibi yükselen Rize Dağları bulunur. Doğu Karadeniz Dağları adıyla da anılan bu silsilenin en yüksek iki noktası metre yükseklik ile Kaçkar Tepesi ve metre yükseklik ile Verçenik Tepesi dir. Rize ve Erzurum illeri arasındaki idari sınır, Rize Dağları nın su bölümü çizgisinden geçer. Silsilenin güney yamaçları çok diktir ve derin vadilerle sık bir biçimde parçalanmış durumdadır. Rize Dağları nın güneyinde yer alan Çoruh Vadisi ve daha batıda bulunan Kelkit Vadisi Anadolu nun en önemli kırık hatlarından birisini oluşturur. Kuzey Anadolu Dağları nın iç sıralarını oluşturan ve Çoruh Oluğu ile Aşkale-Erzurum-Pasinler depresyonları arasında yer alan bu dağların başlıcaları Kop (2.980 metre), Yesirçöl (3.050 metre), Mescit (3.255 metre) ve Kargapazarı (3.288 metre) dağlarıdır. Genellikle güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda uzanan bu dağlar, yükseltilerinin fazlalığına rağmen, oldukça sade bir topoğrafya sergilerler (Sözer, 1973: 27). Erzurum ili topraklarının hemen hemen yarısına yakın bir bölümünü, çöküntü ovalarının güneyinde bulunan dağlık alanlar oluşturmaktadır. İl topraklarının bu

22 5 bölümünde, batıdan doğuya doğru uzanan ilk sırayı Karasu Dağları (Dumanlıdağlar m.), Şakşak Dağları, Palandöken Dağları (3.176 m.), Karagöl Dağları (3.000 m.), Yıldırım Dağları (2.830 m.), Konakgörmez Dağları (2.615 m.) ile daha doğuda Sakaltutan (3.070 m.) ve Çakmak Dağları (3.060 m.) meydana getirir. Bu dağlar Karasu-Aras depresyonunun güneyinde belirli doğrultularda uzanmakta olup, bunlardan Aras ve Sakaltutan Dağları doğu-batı yönünde, Şakşak ve Palandöken Dağları ise genellikle kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanırlar. İl topraklarının güney sınırında, Bingöl (3.250 m.) ve Hamorit Dağları (2.924 m.) bulunmaktadır. Bu dağların arasındaki yerler plato alanları olup, Aras ve Hınıs Çayları, Elmalı ve bunların da çok sayıda kolu ile yarılmış durumda bulunmaktadır (Doğanay, 1989: 258). Harita 1.1. Erzurum İli nin Fiziki Haritası. Çalışma sahasının önemli morfolojik ünitelerinden bir diğerini de ovalar oluşturur. İl topraklarının yaklaşık %4 ünü meydana getiren ovaların önemli bir bölümü Karasu-Aras Dağları nın kuzeyinde doğu-batı doğrultusunda sıralanmıştır. Karasu-Aras

23 6 koridorundaki bu dizinin ana unsurları batıdan doğu doğru Aşkale Ovası, Erzurum Ovası, Pasinler Ovası ve Horasan Ovası şeklinde sıralanmaktadır. Kuşkusuz ki bu ovaların en önemlisi, Erzurum Şehri nin de içinde yer aldığı Erzurum Ovası dır. Doğu Anadolu nun en büyük ovalarından birisini oluşturan Erzurum Ovası, kabaca KD-GB yönünde uzanmaktadır. Güneybatıda Dereboğazı ile kuzeydoğuda Akdağ köyleri arasındaki ovanın uzunluğu 47 km kadar, doğu-batı uzunluğu ise 35 km civarındadır. Erzurum Ovası batıda Turnagöl Dağı volkanik kütlesi ile iki kola ayrılır, güney koluna Sakalıkesik-Dereboğazı Ovası denilmekte olup, buradaki volkanik kütlelerin içerisine batı yönünde 7 km kadar sokulur. Ilıca nın batısında uzanan kuzey kolu ise Daphan Ovası teşkil eder. Öte yandan Erzurum Ovası, Dumlu yönünde kuzeye doğru Yeşildere Köyü ne kadar uzanır. Ana Erzurum Ovası diyebileceğimiz kesim ise Dumlu-Ilıca kasabaları arasında uzanmaktadır. Bir bütün olarak ele alındığında Erzurum Ovası nın güney kesiminde birikinti yelpazeleri, güneybatıda Pliyo-Kuvaterner çökelleri, batıda Daphan Ovası nda Pliyo-Kuvaterner depoları, kuzey ve kuzeydoğuda ise yine Pliyo- Kuvaterner tortulları uzanmaktadır. Ovanın merkezi kısmında yani Dumlu-Ilıca arasında yer yer bataklıklarla işgal edilmiş Kuvaterner çökelleri bulunmaktadır. Ovanın merkezi kısımlarında yükseklik metre civarında olduğu halde kenarlara doğru metreye kadar çıkmaktadır (Atalay, 1978: 52). Batı-doğu doğrultusunda uzanan Pasinler ovası yaklaşık 350 km 2 alanlı bir depresyon ovasıdır. Deniz seviyesinden yüksekliği, ortalama metre kadardır. Ova tarım arazileri, kuzeyinde ve güneyinde bulunan yüksek platolardan kaynaklarını alan akarsular ile onların oluşturduğu Hasankale Çayı ile sulanmaktadır. Ovayı batı-doğu yönünde kat eden Hamam Deresi, Değirmendere, Seliv Deresi ve Müceldi Çayı Pasinler İlçe Merkezi nin hemen batısında Hasankale Çayı adını almakta ve güneydoğuya yönelerek, Aras Nehri ne katılmaktadır. Pasinler Ovası nın havza tabanı fay hatları ile parçalanmış olup, kuzeyde ve güneyde kıvrılarak yükselmiş; aşınıp alçalmış yüksek platolar ve merkezi kesimde ise bir senklinal tabanıdır. Bu taban yer altı suyu bakımından zengindir ve çevre dağlardan kaynaklanan akarsular, bazen çok derin vadiler içinden akarak ovaya ulaşmaktadır (Ünal, 1994: 1-2). Aras Nehri boyunca, batı-doğu doğrultusunda uzanan Horasan Ovası nın en alçak kesimi, Horasan ilçesinin Sarıkamış ilçesi ile sınır teşkil eden Karakurt Boğazı yakınlarıdır. En yüksek kesimleri ise, kuzey ve güneydeki hafif tepelik alanlardır. Ova,

24 7 hem Erzurum, hem de Pasinler Ovası ndan daha alçaktır. Erzurum Ovası ortalama metre, Pasinler Ovası metre yüksekliğe sahipken, Horasan Ovası nın yükseltisi metre kadardır (Gök, 2007: 17-18). Erzurum da andezit ve bazalt gibi püskürük kütleler çok geniş ve yaygın bir örtü meydana getirmektedir. Bu volkanik örtü, kısmen Neojen ve kısmen de Dördüncü Zaman (Kuvaterner) lavlarından ibarettir. Çok nadir olarak satha çıkan tortular ise Oligosen ve Miyosen devirlerine ait tuzlu-jipsli depolar olup genellikle güneybatıkuzeydoğu doğrultusunda kıvrılmışlardır. İlin sahip olduğu bugünkü morfolojik durum, Neojen sonlarına ait genç bir aşınım sathının çok yakın bir zamanda yükselmesi, dislokasyon hatları ile parçalanarak çeşitli seviyelerdeki bölümlere ayrılması ve yüksek kısımların yarılması sonucunda meydana gelmiş olduğu izlenimi uyandırmaktadır. Erzurum da yer alan başlıca dağlar, ya bu aşınım yüzeyinin derin vadilerle yarılması sonucu oluşan sırtlar halindeki kısımlarda ya da depresyonların dik kısımlarında bulunur. Bu bakımdan sıra dağların uzanışı, akarsu sistemi ile depresyonların genel doğrultusuna uygunluk göstermektedir. İl topraklarındaki depresyonların tabanını, genellikle Oligosen-Miyosen devirlerine ait jipsli seri tabakaları ve daha yeni devirlere ait tatlı su depoları doldurmuştur. Bunlardan Oltu, Pasinler ve Aşkale havzaları kenar kısımlarından yarılmış ve suları düzenli bir şekilde boşalan düzlüklerdir. Erzurum Ovası yarılmamış havzaya tekabül ettiği için ovada alüvyonlar geniş yer kaplar ve bataklıklar gelişmiştir. Bu depresyonlar, faylarla sınırlandırılmış grabenler olduğundan kenarlarında sıcak su kaynakları (Ilıca ve Hasankale kaplıcaları) yer alır. Çoruh oluğunun da, aynı adı taşıyan nehrin şekillendirdiği bir dislokasyon hattı olduğu söylenebilir (Sözer, 1973: 28). Erzurum ve çevresi, Türkiye nin en aktif deprem bölgeleri arasında yer alır. İl arazisinin önemli bir bölümü Anadolu Plakası ile Karadeniz Dağları Yayı arasındaki çarpışma ve sıkışma kuşağı içerisinde bulunduğundan, tarihi çağlardan günümüze kadar Erzurum ve civarında çok şiddetli depremler meydana gelmiştir (Atalay, 1978: 31). İl yüzölçümünün %24,8 i birinci derece, %50,6 sı ikinci derece ve %24,6 sı üçüncü derece deprem bölgesi üzerinde bulunmaktadır. Bunlardan birinci derece deprem alanı yöreleri, Aşkale-Erzurum-Pasinler tektonik kuşağı ile bu yerleşme bölgelerinin çevresinde toplanmıştır. İkinci derece deprem yöreleri Çat, Hınıs, Tekman, Horasan,

25 8 Narman, Oltu ve Şenkaya; üçüncü derece deprem yöresi olanlar ise Olur ve İspir dolaylarıdır (Doğanay, 1989: 264). Doğal etmen ve süreçlerin etkisi altında yerkabuğunda ve daha az olarak da üst mantoda meydana gelen kısa süreli sarsıntılar olan depremlerin, yer şekillerinin oluşum ve gelişimleri üzerindeki etkilerinden bazıları; yeni fayların oluşması, eski fayların gençleşmesi, heyelan ve heyelan göllerinin meydana gelmesi, akarsu yataklarının bir takım değişikliklere uğraması, karstik sahalardaki mağara, galeri gibi yeraltı boşluklarının tavanlarının çökmesi, yeraltı suyu tablasında oluşan seviye değişmeleri, bazı kaynaklarda debi azalışı, bazılarında kuruma, yeni kaynak oluşumu gibi çeşitli şekillerde kendini gösterir. 30 Ekim 1983 Erzurum-Kars depremi sırsında faylar, tansiyon yarıkları, kaya düşmeleri, heyelanlar, heyelan gölleri oluşmuştur (Hoşgören, 2007: 37-38). Erzurum ili toprakları hidroşekil açıdan üç havza arasında bölünmüş durumda bulunmaktadır. İlin doğu bölümündeki akarsular Aras Nehri tarafından drene edilerek suları Hazar Denizi ne dökülürken, kuzey bölümündeki sular Çoruh Nehri (Tortum ve Oltu çayları) ve kolları aracılığı ile Karadeniz e ulaştırılır. İlin güneybatısındaki akarsular ise Karasu Irmağı tarafından drene edilmektedir. Erzurum Ovası nın kuzeydoğusunda Dumlu Dağı ndan doğan Karasu, Basra Körfezi ne dökülen Fırat Nehri nin iki büyük kolundan biri olup, Erzurum havzasındaki beslenme sahası km 2 yi bulmaktadır (Sözer, 1973: 31). Erzurum ili göller bakımından fazla zengin değildir. İlin en önemli gölü olan Tortum Gölü, Tortum Çayı vadisinin Kemerlidağ dan kaynaklanan bir heyelan kütlesi ile kapanması sonucunda oluşmuştur. Gölün gideğeni üzerinde yer alan yaklaşık 50 metre yüksekliğindeki eğim kırığına bağlı olarak Tortum Şelalesi meydana gelmiştir (Sözer, 1973: 31). Tortum Gölü nün sularının cebri borularla, Tortum Elektrik Santrali ne taşınmasına bağlı olarak, Tortum Şelalesi nde su; yağışlar ve kar erimesinin etkisiyle Nisan ayının ortasından, Haziran ayının başına kadar akmaktadır. Bu devrede, muhteşem bir görüntüye kavuşan şelale, çok sayıda turistin buraya gelmesine sebep olmaktadır (Zaman, 2007: 79). Yapay göller ilde yeni yeni oluşturulmaktadır. Bu göllerden en önemlilerini Lezgi Suyu üzerindeki Palandöken Göleti, Aras ırmağı üzerindeki Söylemez Barajı, Teke

26 9 Deresi Göleti, Ürünlü Göleti, Kapıkaya Göleti, Köyçeğiz Göleti, Porsuk Göleti, Şenkaya Göleti, Serçeme Çayı üzerindeki Kuzgun ve Tımar Çayı üzerindeki Demirdöven Barajı Göleti oluşturur (Mutlugün vd., 2010: 27, Erzurum Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 2011: 37). İklim, topografya ve ana kaya farklılıkları nedeni ile Erzurum ilinde yayılış gösteren toprak türlerinde belirgin bir çeşitlilik göze çarpar. Alüvyal topraklar: Erzurum da Aras ve Karasu nehirleri yatağı boyunca geniş yayılım alanı mevcuttur. Çoruh Nehri ve kollarının geçmiş olduğu yörelerde alüvyal toprakların toplam alanı hektardır. Hidromorfik alüvyal topraklar: Daha çok bataklık ve nispeten büyük akarsuların vadilerinde dikkati çeken hidromorfik alüviyal topraklar il genelinde yaklaşık 421 hektar alan kaplarlar. Organik topraklar: Erzurum un özellikle Hınıs ilçesinde yayılış gösteren bu topraklar 333 hektar yüzölçümüne sahiptir. Kolüvyal topraklar: İlin hemen hemen her bölümünde izlenen kolüvyal topraklar hektar alana sahiptir. Kahverengi orman toprakları: İspir ilçesinin Artvin il sınırı boyunca, Oltu, Olur ve Şenkaya nın kuzey kesiminde bulunurlar. Toplam alanları hektardır. Kireçsiz kahverengi orman toprakları: Şenkaya ilçesinin güneydoğu kesiminde hektar bir alanda izlenmektedirler. Kestane renkli topraklar: Narman ve Oltu ilçeleri dışında hemen hemen diğer bütün alanlarda bu topraklara rastlamak mümkündür. İldeki toplam yüzölçümü hektar kadardır. Kırmızı kestane renkli topraklar: Horasan ve Karayazı ilçelerinde rastlanan bu toprakların toplam kapladıkları alan hektardır. Kahverengi topraklar: İspir, Narman, Oltu, Şenkaya ve Tortum ilçelerinde yaygın olarak, Aşkale, Aziziye, Çat, Palandöken ve Yakutiye ilçelerinde de lokal olarak kahverengi topraklar izlenmektedir. Toplam alanları hektardır. Kireçsiz kahverengi topraklar: Tekman ilçesinin Bingöl sınırlarında bu topraklara rastlanır. Toplam alanları hektardır. Yüksek dağ-çayır toprakları: İspir ve Olur ilçelerinde Rize, Artvin ve Kars il sınırı boyunca bu topraklara rastlanır. Toplam kapladıkları alan hektardır. Bazaltik topraklar: Volkanik sahaların geniş alanlar kaplaması nedeniyle il genelinde bazaltik topraklara yaygın olarak rastlanmaktadır. Yaklaşık olarak hektara alan sahip bu topraklar, il yüzölçümünün %37 sinde yayılış gösterirler. Çıplak kaya ve molozlar: Toplam alanları hektar olup il yüzölçümünün %2 sini teşkil eder. Irmak taşkın yatakları: Kapladıkları alan hektardır (Erzurum Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 2011: 31-32).

27 10 Erzurum ili doğal bitki örtüsü özellikleri itibariyle Holartik Flora Alemi içerisinde Paleoboreal Bölge nin Avrupa Bölümü ile Turan Ön Asya Step Bölümü içerisinde yer almaktadır (Erinç 1977: 119). Bununla birlikte Erzurum ili arazisinin %60 tan fazlası step bitki türlerinin yayılış alanı içerisinde kalmaktadır. Bu doğal bitki örtüsü, yer yer geven topluluklarıyla verimsiz hale gelse de, geniş alanlarda mera hayvancılığına uygun verimli çayırlıklar bulunmaktadır. Pek yaygın olmasa da orman örtüsü Oltu, Olur ve Şenkaya ilçelerindeki sarıçam ve meşe ormanlarıyla, Erzincan-Aşkale sınırlarında rastlanan meşe ormanları ile temsil edilir (Mutlugün vd., 2010: 33). Erzurum Orman Bölge Müdürlüğü nün 2011 yılı kayıtlarına göre, ildeki ormanlık alan toplam arazinin %15 i kadardır (Erzurum Valiliği, 2012: 206). Erzurum Meteoroloji İstasyonu nun 42 yıllık ( ) gözlem sonuçlarına göre yıllık sıcaklık ortalaması 5,6 C olarak belirlenmiştir. Sıcaklığın en düşük değerler gösterdiği Ocak ayında, sıcaklık ortalaması -8,7 C ye kadar düşerken, en yüksek değerlerin belirlendiği Ağustos ayında sıcaklık 19,5 C ye yükselmektedir. Diğer taraftan istasyonun ekstrem sıcaklık ölçümleri incelendiğinde, sıcaklığın kış mevsiminde -37,2 C ye (Aralık-2002) kadar düşebildiği ve yaz aylarında ise 36,5 C ye (Ağustos-2006) çıkabildiği belirlenmiştir. Kuşkusuz sıcaklık amplitüdünün bu denli fazla olması, deniz seviyesinden yükseklik ve denizden uzaklığın bir neticesi olarak artan karasallık ile yakından ilgilidir. İstasyonda Aralık ayından Nisan ayına kadar dört ay boyunca sıcaklıklar sıfırın altında seyrederken, Nisan-Aralık devresinde sıcaklıklar artı değerler gösterir. Erzurum Meteoroloji İstasyonu verilerine göre yıllık toplam yağış miktarı 409,6 mm kadardır. Yağışların %38,4 ü ilkbahar mevsiminde, %24,1 i sonbahar mevsiminde, %21,9 u yaz mevsiminde ve %15,6 sı kış mevsiminde düşmektedir. Yıllık ortalama yağışlı gün sayısı 126,7 günü bulduğu Erzurum da donlu gün sayısı 155,7 gündür. Sıcaklık ve yağış rejimi özelliklerini dikkate alarak Erzurum un Karasal Doğu Anadolu İklimi nin etkisi altında olduğunu söylemek mümkündür (Koçman, 1993: 87). Ortalama basınç değerleri, Erzurum da atmosfer basıncının sonbahar ve kış aylarında yükseldiğini, ilkbahar ve yaz aylarında ise düştüğünü göstermektedir. Bu durum hava kütleleri arasındaki mücadeleleri açıklamaktadır. Gerçekten de kış mevsimi, Sibirya yüksek basıncının Ekim sonlarından Mayıs ayına kadar bölge üzerine yerleştiği devredir. Erzurum da hâkim rüzgâr yönü güneybatıdır. Ortalama rüzgâr hızı ise 2,8 m/sn. dir. En yüksek rüzgâr hızı 13,7 m/sn. ile 27,7 m/sn. arasında değişmektedir

28 11 (Sözer, 1973: 31). Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında etkili olan kar yağışları ve don olayları, başta ulaşım olmak üzere aynı döneme denk gelen eğitim-öğretim faaliyetlerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle taşımalı eğitimin yaygın olduğu kırsal kesimde, kış aylarında eğitim güçlükle sürdürülmektedir BEŞERİ VE EKONOMİK COĞRAFYA ÖZELLİKLERİ Erzurum ve çevresinde yerleşmenin tarihçesi M.Ö.4900 lü yıllara kadar uzanmaktadır. Bunun sebebi en eski çağlardan beri önemli ticari ve askeri yolların kavşak noktasında yer almaşı, zengin akarsu ağını bünyesinde bulundurması ve doğal savunma zeminine sahip olmasıdır. Saha, tarih öncesi çağlarda yaşayan insanların ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri elverişli bütün imkânlara sahipti. Nitekim su kaynaklarının fazla olması, tabii kaya sığınaklarının varlığı, geniş çayır ve ormanlık alanlarının bulunması ve özellikle av hayvanlarının bolluğu insanları en eski çağlardan itibaren bu yöreye çekmiştir (Erzen, 1992: 8-9). Erzurum'u da içine alan bölge tarih boyunca Urartu'lar, Kimmerler, İskitler, Medler, Persler, Partlar, Romalı'lar, Sasaniler, Araplar, Selçuklular, Bizanslılar, Moğollar, İlhanlılar ve Safaviler gibi çok çeşitli kavim ve milletler tarafından idare edilmiştir yılında şehir ve çevresini fetheden Osmanlılar, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1923 yılına kadar bu topraklarda hüküm sürmüşlerdir. Tarih boyunca farklı milletlerin egemenliği altında kalan Erzurum da, savaşlar ve göçler nedeniyle nüfus hızlı değişimler göstermiştir. Nüfus değişimlerinin izlenmesi açısından Cumhuriyet Dönemi nin düzenli sayım sonuçlarından yararlanılmıştır Erzurum ilinde nüfusun sayım dönemlerine göre gelişimi incelendiğinde; 1940 ve 1990 nüfus sayımı haricinde, diğer nüfus sayım dönemlerinde artış olmuştur yılında nüfusta % -0,2 azalış olurken 1997 yılından itibaren yılık nüfus artış oranında fazla belirgin olmamakla birlikte artış olmuştur. Erzurum ili nüfusu hakkında en sağlıklı bilgileri, kuşkusuz Cumhuriyet Dönemi nde başlamış olan periyodik nüfus sayımlarından elde etmekteyiz yılında kişi olan Erzurum ili nüfusu, 1985 yılı genel nüfus sayımındaki verilere göre e ulaşmıştır, 1990 genel nüfus sayımında e düşmüştür. Buna göre yılları arasında il nüfusu %0,93 lük bir azalma göstermiştir devresinde %10,51 lik bir artış yaşayan il nüfusu a

29 12 yükselmiştir Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2000 yılında olan Erzurum ili nüfusu 12 yıllık süre içerisinde kişi (%16,98) azalarak e gerilemiştir. İl nüfusundaki bu gerilemede, il dışına olan göçlerin rolü oldukça büyüktür. Türkiye İstatistik Kurumu nun verilerine göre yılları arasında ilin verdiği göç iken, aldığı göç ise dir. Yani bu 4 yıllık süre zarfında Erzurum ili civarında net göç vermiştir yılı Erzurum ili nüfusunun %65,5 ini şehir nüfusu, %34,5 ini ise kır nüfusu oluşturur. İlin toplam nüfusunun %50,3 ü erkek, %49,7 si kadındır. Nüfusun yaş gruplarına dağılımında %63,6 lık oran ile yaş grubu ilk sırada yer alırken, onu %29,1 ile 0-14 yaş grubu ve %7,3 ile 65 ve daha üzeri yaş grubu takip etmektedir (2012 ADNKS). Erzurum Şehri, kendi adıyla anılan ovanın güneydoğu köşesinde, Palandöken dizisi kuzey eteklerinde, silik bir topoğrafik alanda kurulmuştur. Şehrin tarihi çekirdeği, yakın çevresine göre yüksekçe bir platform üzerinde kurulduğu halde, zamanın akışı içinde çevresine doğru büyüyen şehir; güneyde Palandöken Dağı nın kuzey etekleri üzerindeki eğimli alanlara ve kuzey-kuzeybatıda ise Erzurum Ovası üzerine doğru genişlemiştir ve de genişlemeye devam etmektedir (Doğanay, 1983: 7). Erzurum, bir yol kavşağı niteliğinde olup, bölgeler arasındaki geçişler ancak bu konum kullanılarak sağlanabilmektedir. Erzurum Şehri, kale yapmaya elverişli alçak bir tepenin çevresinde kurulmuştur. Ortaçağda Ahlat ın sönükleşmesinden sonra Doğu Anadolu Bölgesi nin en önemli merkezi konumuna yükselmiştir. Günümüzde bu geçerli olmakla birlikte, nüfus ve ekonomik fonksiyonlar bakımından Malatya Şehri nin gerisinde kalmıştır (Arınç, 2009: 85). Erzurum, batıda Atatürk Üniversitesi yerleşkesi, doğuda yerleşime elverişsiz eğimli alanlar, güneydoğuda da Palandöken Dağı ve askeri alanlarla sınırlanmıştır. Yerleşim, büyük ölçüde batıdan gelerek kuzeydoğuya yönelen demir yolu ile güneydeki Trabzon-Erzurum-Ağrı transit yolu arasında kalan alanda yer alır. Yöre ikliminin soğuk ve kış mevsiminin uzun olması mesken kültürünü de etkilemiştir. Kırsal yerleşmelerde bulunan meskenler birbirlerine yakın veya bitişik bir şekilde inşa edilmişlerdir. Erzurum ve çevresinin dağlık ve orta büyüklükte vadilerle bölünmüş platolardan oluşması sonucunda kırsal yerleşmelerin bir bölümü su baskını, kaya düşmesi, çığ ve yer kayması gibi afetlere maruz kalmaktadır. Her yıl bölgede meydana gelen su baskını, kaya

30 13 düşmesi, yer kayması ve çığ gibi afetlerden dolayı yaklaşık yerleşim yerinin nakli yapılmaktadır (Erzurum Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 2011: 176, 236). Yükseklik, iklim, nüfus, yerleşme, dolayısıyla ekonomik faaliyetler özellikle tarım türü ve yetiştirilen ürün çeşidi üzerinde etkili olmaktadır. Erzurum'da yüksekliğin yanı sıra, taşlık kayalık ve eğimi fazla alanların çok yer kaplaması yerleşme yerlerinin dağılmasına, tarım topraklarının az ve dağınık olmasına ve en önemlisi, iklim faktörlerinin olumsuz etkilerinin artmasına yol açmaktadır. Arazinin ve iklim koşullarının olumsuz etkilerine karşın doğadan daha fazla yararlanma isteği, köylerde yaşanan kavgalar, kan davaları veya utangaçlıktan kaynaklanan sebepler tüm Doğu Anadolu Bölgesi nde olduğu gibi Erzurum da da köy altı yerleşmelerinin oluşmasına yol açmıştır. Erzurum da görülen köy altı yerleşmeleri genelde kom ve mezralardır. (Emiroğlu, 1974: 159). Komlar; adını kurucusundan almış olan, köyün veya ilçe merkezinin biraz uzağında, ekonomik bakımdan bağımsız, idari bakımdan köy ya da ilçe merkezine bağlı, mülkiyeti şahıslara ait otlak ve ekip biçme alanları ile iç içe, hâkim ekonomik faaliyetin hayvancılık olduğu fakat yer yer ekme dikme faaliyetlerinin de yapıldığı, aynı soydan gelen ailelerin oturması için yapılmış birkaç ev ve eklentilerinden oluşan, devamlı oturulan çiftlik yerleşmeleridir. Geçmişte kom yerleşmesi olup da bugün şehrin ya da köyün bir mahallesi veya bir köy yerleşmesi haline dönüşmüş olan kom yerleşmeleri de bulunmaktadır (Koday, 1999: 360). Mezralar, her zaman ziraat yapılan veya ekilen tarla anlamına gelmez. Ancak, Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki mezralar, genel olarak hayvan yetiştirme ve ekip biçme faaliyetlerinin başa baş sürdüğü, geçici veya devamlı yerleşmelerdir. Ekip biçme faaliyetlerinden, daha çok arpa ve çavdar yetiştirilir. Kuru çayır hazırlama faaliyeti de önem taşır. Hatta bazı mezralarda, kışlık kuru ot üretimi ve hayvan otlatma ön plana geçer. Erzurum un İspir, Tortum, Oltu, Olur ve Şenkaya ilçeleri mezralarında ekonomik faaliyet, birinci planda kuru ot üretimi ve hayvan otlatma faaliyetine dayanır. Fakat ekip biçmeye de uygun olan mezra yerleşmeleri; zamanla köye bağlı mahalleler, az nüfuslu köyler ve hatta Erzurum un Karayazı ilçe merkezi gibi, kasaba durumuna da gelebilmişlerdir (Doğanay, 1994: 280). Erzurum ilinde, özellikle kırsal kesimde halk geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadır. Hayvancılık önemli bir yer tutmakta ise de girdi maliyetleri yüksek olduğu için et ve süt üretimi düşük olmakta, bu ise hayat standardını önemli oranda etkilemektedir. Bunun yanı sıra memur ve işçi istihdamı, üniversite öğrencileri ve askeri

31 14 birliklerin ilde bulunması ekonominin hareketliliği bakımından önemli bir etki sağlamakla birlikte sosyo-kültürel yönden de olumlu sonuçlar doğurmaktadır (Erzurum İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, 2011: 11). Erzurum ili, yönetim sınırlarının kapsamıyla orantılı bir genişlikte tarımsal arazi büyüklüğüne sahip değildir. Bu durum, il arazisinin topoğrafik özellikleri ve iklim koşullarından ileri gelmektedir. Erzurum ilinde ekip biçme faaliyetleri, daha çok depresyonlarda toplanmıştır. Aşkale, Erzurum ve Pasinler depresyonları, bunların başında gelir. Hınıs, Tortum, Olur ve Oltu havzalarının, yer yer nispeten genişleyen vadi tabanlarında ve kenarlarında oluşmuş düzlükler, başlıca tarım kültürü bölgeleridir. İl dâhilindeki plato düzlükleri ise daha çok hayvancılık faaliyeti bakımından önem taşımaktadır (Doğanay, 1989: 318). İlin dağlık bir yapıya sahip olması, toprak ve topoğrafik yapısı ile iklim faktörlerinin olumsuzluğu, polikültür tarımı olumsuz etkilemektedir. Mevcut arazinin %12 si işlenmekte, %65 i tabii çayır ve mera olarak kullanılmaktadır. Erzurum ilinin kuzeyinde yer alan ve Çoruh Nehri ve kollarının oluşturduğu derin vadiler, mikro klima özelliğindedir. Kullanılabilir arazinin az olduğu bu kesimlerde sebze ve meyvecilik yapılmaktadır. Seracılık faaliyetleri de son yıllarda önem kazanmıştır. İlde 61 adet serada m 2 alanda sebze üretimi yapılmaktadır (Erzurum Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 2011: 144) yılı TÜİK verilerine göre Erzurum daki tarımsal üretim ürünleri ve miktarları şöyledir: Yonca ( ton), korunga ( ton), fiğ ( ton), buğday ( ton), şekerpancarı ( ton), arpa ( ton), mısır ( ton ), beyaz lahana (9.616 ton), elma (7.761 ton), ceviz (6.365 ton). İlde yem bitkilerinin (yonca, korunga, fiğ) yıllık üretiminin, 2011 yılında yaklaşık tona ulaşması hayvancılığın gelişmesi bakımından önemlidir. Erzurum ili topraklarının büyük bir bölümünün yüksek alanlardan oluşması ve buna bağlı olarak düşük sıcaklık değerleri, ilde vejetasyon süresini kısaltmış olduğundan tarımsal faaliyetler sınırlı ölçüde kalmış, buna rağmen ilin sahip olduğu geniş mera ve çayırlar hayvancılık faaliyetlerinin daha fazla önem kazanmasına neden olmuştur (Koday, 2005: 150). Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2011 yılında Erzurum ilinde büyükbaş hayvan, küçükbaş hayvan, kanatlı hayvan ve arı kovanı bulunmaktadır. İlin mera varlığı, kalitesi ve yem bitkisi

32 15 üretimi dikkate alındığında, mevcut hayvan varlığının çok daha üzerinde potansiyelinin olduğu anlaşılmaktadır (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2013: 5, 10). Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nın 81 İl Durum Raporu na göre 2012 yılında Erzurum ilinde sanayi siciline kayıtlı sanayi işletmesi sayısı 166 dır. Türkiye deki toplam sanayi işletmesi içinde %0,2 lik bir oran ile sanayisi az gelişmiş bir il olan Erzurum da işletmelerde çalışan personel sayısı sanayi sicil kayıtlarına göre kişidir. Erzurum ilinde bulunan sanayi işletmelerinin %32 si mikro ölçekli, %56 sı küçük ölçekli, %10 u orta ölçekli ve %2 si büyük ölçekli işletmelerdir. Sanayi işletmelerinin dağılımında %33 lük bir oran ile gıda ürünleri imalatı ilk sıradadır. İldeki diğer imalat sanayi sektörleri şunlardır: Plastik ve kauçuk ürünleri imalatı yapan işletmeler, makine ve teçhizatı hariç fabrikasyon metal ürünleri imalatı yapan işletmeler, giyim eşyası imalatı yapan işletmeler, tekstil ürünleri imalatı yapan işletmeler, metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatını yapan işletmeler, matbaacılık faaliyetinde bulunan işletmeler, kimyasal madde ve ürünlerin imalatını yapan işletmeler, metal döküm üzerine üretim yapan işletmeler, motorlu kara taşıtları için kasa, römork ve yarı römork imalatı yapan işletmeler ve soba, mangal, semaver vb. üretimi yapan işletmelerdir. Erzurum ili geçmişten günümüze İpek Yolu üzerinde yer alan önemli ticaret merkezlerinden biri durumundadır. İlde imalat sanayinin aksine, ticaret sektörü oldukça gelişmiş olup ilin ekonomisi üzerinde büyük etkiye sahiptir. Ticaret sektörünün gelişmesinde ilin ulaşım imkânları, ildeki öğrenci, memur ve asker sayısının fazlalığı, Erzurum un bölgede coğrafi olarak merkezi bir konumda olması, ilin bölgenin sağlık merkezi haline dönüşmüş olması, ildeki ticari örgütlerin gelişmiş olması gibi faktörler önemli rol oynamaktadır. Erzurum ilinde ağırlığını gıda ürünlerinin oluşturduğu bir ticari yapı görülmektedir. Bunlar arasında süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri, un ve yem gibi tarımsal ürünler öncelikli yer tutmaktadır. İlde iş merkezleri ve büyük marketlerin yanı sıra, çeşitli ulusal ve uluslararası markalar ticari açıdan faaliyet göstermektedirler (Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2012: ). Erzurum ili günümüzde henüz harekete geçirilmemiş ve sektörün hizmetine sunulamamış pek çok olanağa sahiptir. Bunlar; ilin doğal değer ve güzelliklerinden kültürel birikimlerine, arkeolojik ve tarihi eserlerinden canlı iş hayatına kadar çeşitlenebilmektedir. Erzurum un turizm sektörü potansiyeli genelde 10 grup halinde toplanabilir. Bunlar; Kış ve Kayak Turizmi, Kaplıca ve Kür Turizmi, Rafting ve Akarsu

33 16 Sporları, Tarih ve Kültür Turizmi, Yayla Turizmi, Dağcılık, Avcılık, İzcilik, Doğa Yürüyüşü ve Kamp Turizmi, Kutsal Su Turizmi (Dumlubaba Suyu), Günübirlik Turizm, Göl Turizmi, Su Sporları ve Spor Turizmi, Gençlik ve Kongre Turizmi dir. Coğrafi konumu nedeniyle en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Erzurum ilinde çeşitli dönemlere ait tarihi eserler yapıldıkları devrin kültürel ve sosyal yaşamları ile mimari özelliklerini günümüze kadar taşımaktadırlar. Bunların bazıları: Erzurum Kalesi, Oltu Kalesi, Çifte Minareli Medrese, Yakutiye Medresesi, Üç Kümbetler, Ulu Cami, Lalapaşa Cami, Çobandede Köprüsü dür (Erzurum Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 2011: 139). Metalik madenler bakımından ildeki en önemli metalik madenler bakır, molibden, krom ve cıva cevherleşmeleridir. İldeki önemli bakır-molibden cevherleşmesi İspir ilçesindedir. Aşkale ilçesi ve Palandöken silsilesi krom bakımından önemli potansiyele sahiptir. Endüstriyel hammaddeler bakımından Erzurum ili özellikle jips, perlit, tuğlakiremit ve mermer açısından önemlidir. Aziziye, Aşkale ve Pasinler ilçeleri tuğla, kiremit ve perlit bakımından önemli potansiyellere sahiptirler. Pasinler ilçesi özellikle perlit bakımından zengin rezerve sahiptir. Jips yatakları Oltu, Aşkale, Narman ve Tortum ilçelerinde yoğunlaşmaktadır (Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, 2010: 1). Tuz ise Aşkale, Çat, Hınıs, Narman, Şenkaya, Tekman ve Tortum ilçelerinden çıkarılır. İlin önemli yeraltı zenginliklerinden olan linyit yatakları Aziziye, Aşkale, Hınıs, Horasan, İspir, Oltu, Tortum, Palandöken, Pasinler ve Yakutiye dolaylarında bulunur. İlin diğer madenleri arasında Oltu daki manganez, Aşkale deki çimento hammaddesi manyezit sayılabilir. Karasu Irmağı vadi tabanının kuzey kesimindeki taraça yüzeyi üzerinde kurulmuş ve ulaşım hatları bakımından elverişli bir konumda olan Aşkale ilçesinin şehirsel bir yerleşme özelliği kazanmasında çimento fabrikasının etkin bir rolü bulunmaktadır. Türkiye Çimento Sanayi T.A.Ş Genel Müdürlüğü ne bağlı olarak 1968 yılında temeli atılan fabrika, 1971 de üretime başlamıştır. Üretilen çimento başta Erzurum ve ilçeleri olmak üzere, çevre illere pazarlanır (Doğanay, 1998: 1, 98, 102). Oltu ilçesi sınırları içerisinden çıkarılan ve süs eşyası yapımında kullanılan Oltu taşı ilin bir diğer zenginlik kaynağıdır (Erzurum Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 2012). Oltu taşı rezerv olarak; Oltu ilçesine bağlı Dutlu, Hankaskışla, Alatarla, Çataksu köyleri ve çevrelerinde yeterli miktarda bulunmakta, genelde Akdağ ın kuzeydoğuya doğru uzantısını meydana getiren Dutlu Dağı (Yasak Dağ) ve çevresinde

34 17 çıkarılmaktadır (Parlak, 2002: 6). Ayrıca Olur ve çevresindeki bazı köylerde de Oltu taşı çıkarılmakta olup buralarda Oltu taşı işletmeciliği daha çok ek gelir olarak aile ekonomisini desteklemektedir (Tüzemen, 1991: 205). Erzurum ili, enerji kaynakları potansiyeli bakımından; Hidrolik, linyit, jeotermal, güneş enerjisi kaynaklarına sahiptir (Kafalı, 2004: 12). Ulaşım araç ve sistemleri, mekânlar arası beşeri ve ekonomik ilişkilerin sağlanmasında en temel unsuru oluşturur. Çünkü farklı yerlerde gerekli olan mal ve hizmetler, ancak yollar varsa sunulabilir ya da bir bölgedeki insanlar, yollar yardımıyla başka yerlere ulaştırılabilir (Özgür, 2001: 183). Bir ilin gelişiminde ulaşım önemli bir yere sahiptir. Ulaşım olanakları bakımından Erzurum ili iyi bir konumda bulunmaktadır (Kafalı, 2004: 9). Erzurum Ovası, doğu-batı doğrultusunda uzanan Karasu-Aras doğal koridorunun merkezi kısmında bulunduğu için, çok eski çağlardan beri, kervan yollarının düğümlendiği önemli bir kavşak noktası olarak değerini hiçbir zaman kaybetmemiştir. Çin den gelerek Trabzon a kadar devam eden tarihi İpek Yolu ile Kafkasya ve İran dan gelerek Karadeniz, Akdeniz ve Basra Körfezi ne geçen yollar burada birleştiği için, Erzurum ortaçağda zengin ve nüfusça kalabalık bir ticaret şehri haline gelmiştir. Güney Asya ülkelerini Avrupa ya bağlayan bu ana ticaret yolu, yeni ve yakın çağlarda da önemini korumuştur (Sözer, 1970: 88). Günümüzde Erzurum un diğer illerle olan bağlantısı gelişmiş kara, hava ve demiryolu ile sağlanabilmektedir. Ayrıca ilin bütün ilçelerine karayolu bağlantısı ile ulaşmak mümkündür.

35 18 İKİNCİ BÖLÜM EĞİTİM VE COĞRAFYA 2.1. EĞİTİMİN ÖNEMİ VE İŞLEVLERİ İnsanın içinde bulunduğu doğal ve sosyal çevre sürekli olarak değişmekte ve yeni yaşam koşulları oluşmaktadır. İnsanın hayatta kalabilmesi ve neslini devam ettirebilmesi oluşan bu yeni yaşam koşullarına uyum sağlamasına bağlıdır. Çevreye uyum sağlayabilmesi için insanın bir takım içgüdüsel ve öğrenilmiş tepkilerde bulunması gerekir. İnsanın sahip olduğu içgüdüsel tepkiler, gerek nitelik ve gerekse nicelik açısından yeterli düzeyde değildir. İçgüdüsel tepkilerdeki bu yetersizlik insanın öğrenilmiş tepkilere olan gereksinimini artırmış ve bu gereksinim zamanla eğitimin ortaya çıkmasına neden olmuştur (Kızıloluk, 2007: 22). Yani insanoğlunun çevresindeki değişikliklere sosyal ve psikolojik yönden adapte olabilmesi, yaşamsal bir öneme işaret etmektedir. Bu adapte olma ihtiyacı, eğitimin ortaya çıkmasını sağlayan en önemli sebeplerden birisidir. Eğitim, insanoğlunun öğrenme yeteneğinin oluşmaya başlaması ile ortaya çıkmış ve yaşamı boyunca da devam eden bir süreçtir. İnsanın eğitilebilir bir varlık olması bu konuda önemli bir arayış ve bilgi birikimini de beraberinde getirmiştir (Aydın, 2003: 5). Eğitim (Education) sözcüğü Latince bir kökten türemiş olup, hem educare hem de educere sözcüklerine karşılık gelmektedir. Bu iki kelimenin yazılış ve okunuşları benzer olmasına karşın anlamları çok farklıdır. Educare sözcüğü, öğreneni özel bir beceriyle donatmak için bilgi kazandırmak anlamına gelir. Söz konusu beceri, bir mühendis ya da cerrahın, bir tamirci ya da sıvacının el mahareti veya bir dansçı ya da futbolcunun ayak mahareti gibi genellikle fiziksel bir beceridir. Educare, normal olarak iş ya da meslekle bağlantılıdır. Educere sözcüğü ise dışarı ya da ileri götürmek anlamına gelir. Educere yaklaşımına göre yürütülen eğitim, ilk başta bir yetkinleştirme (bir durumu değiştirme ve daha ileriye götürme), öğrencinin hem dünyayı hem de kendisini keşfine izin verme; herhangi bir pragmatik nedenle değil, kişi olarak bu fikirleri ve becerileri içkin olarak değerli olduklarından fikirleri izlemek ve beceriler geliştirmek olarak görülecektir (Billington, 2011: 379, 381). Yani Latince kökeniyle eğitim; çocuğu bilgiyle beslemek (educare), aynı zamanda ondaki olanakları dışarı çekmek, ortaya çıkarmak için yetiştirmek (educere) demektir (Bilhan, 1991: 52).

36 19 Eğitim kelime olarak, belli bir bilim dalı veya sanat kolunda yetiştirme, geliştirme ve eğitme işi; çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye (TDK, 2005: ) gibi anlamlara gelmektedir. Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir (Ertürk, 1994: 12). Eğitim, bireyde davranış değiştirme süreci olduğundan, temelde insan unsuruyla ilişkilidir. Bireyin mevcut potansiyelini, istidat ve yeteneklerini son sınıra kadar geliştirme gibi bir fonksiyonu olduğundan, eğitimde tüm çalışmalar, insanı izleyerek yürütülmektedir. İnsanoğlunun ve sonuçta toplumun gelişmesi için sosyal, politik, kültürel, ekonomik ve teknolojik faktörlerin de bu gelişmeyi destekleyici olması gerekir. Eğitim, sosyo-kültürel açıdan toplum dinamizmini canlı tutmak, böylelikle toplumun kurum ve kurallarını geliştirmek yönünden önemli bir fonksiyona sahiptir. Toplumun sahip olduğu bilgi birikiminin, kuşaktan kuşağa geliştirilerek aktarılması eğitim yoluyla sağlanmaktadır. Eğitim politikası, devlet politikasına paralel ve onun destekleyicisi olarak yürütülür. İnsanlarına eğitim hizmeti götüren devlet, öncelikle bu hizmetin politikasını oluşturur. Eğitim çalışmaları bu politikanın hem başlangıcı hem de sonucudur. Yani iyi bir eğitim, sağlıklı bir politik düzeni; iyi bir politik düzen de sağlıklı bir eğitimi gerçekleştirebilir. Ekonomik faktörlerin eğitimle ilişkisi ise, insan kaynaklarının geliştirilmesi yönündedir (Gürbüztürk, 1990: 743). Bilim ve teknolojideki hızlı ve kapsamlı gelişmeler, fert ve toplum hayatını önemli ölçüde etkilemektedir. Günümüzde bireyin günlük hayatını topluma uyumlu bir şekilde sürdürebilmesi ve mesleğindeki gelişmeleri yakından takip edebilmesi de kendini yenilemesi ile mümkün olabilecektir. Ferdin kendini sürekli yenilemesi ise ancak hayat boyu eğitim ile mümkün olabilecektir. Hayat boyu eğitim, bireyin özel, aile, sosyal ve mesleki yaşamında en büyük gelişmenin sağlanabilmesi için bireyin yaşamının tüm alanlarında yürüttüğü örgün, yaygın ve algın öğrenmeyi kapsamaktadır. Dolayısıyla hayat boyu eğitim, eğitim kademelerini ve biçimlerini, yani okul öncesi, ilk, orta ve yüksek öğretimi, örgün, yaygın ve algın eğitimi kapsamakta ve birleştirmektedir (DPT, 2001: 8-9). Eğitim; bağımsız bir toplum ve ulusu oluşturacak, bireysel moral düzeyi yüksek, sağlıklı bireylerin yetiştirilmesiyle hem bireysel hem de evrensel bir kültüre sahip,

37 20 zengin bir toplumu yetiştirmeyi amaçlar. Eğitimdeki tüm yenileşme ve gelişme girişimleri, toplumun her kesiminin ilgi alanına girmektedir. Eğitim, toplumda değişmelerden sorumlu olması nedeniyle değişime diğer sistemlerden önce uyum sağlamak durumundadır. Bir ülkenin refah ve mutluluğu; o ülke insanlarının nitelikli ve sürekli bir eğitim almalarına ve bununla kazandıkları bilgi, beceri ile ekonomik büyümeye yapabilecekleri katma değere bağlıdır. Bunun için, sosyo-ekonomik gelişmenin en önemli itici gücü ve verimlilik artışının en önemli unsuru, toplumun eğitim düzeyidir (Ereş, 2005: 320). Eğitim küreselleşmenin en önemli unsurlarından biri haline gelmiş, özellikle ekonomi ve iş yaşamında küreselleşmenin en önemli kaynaklarından biri olmuştur. Küreselleşme süreciyle bilgiye sahip olan toplumlar avantajlı hale gelmektedir. Bu sebeple hayatın her alanında eğitimin sürekli bir faaliyet olarak önemsenmesi gerekmektedir. Eğitimde küreselleşme kavramından; birbiri ile yakın ilişki içinde olan dünya toplulukları arasında rahatça dolaşabilecek, çalışabilecek, hatta farklı ortamlarda yaşayabilecek insanı yetiştirmek şeklinde bir anlam çıkarılabilir. Dolayısıyla küreselleşen dünya da eğitimin görevi, yalnızca ulusal sınırlar içinde başarılı olabilecek insanları değil, farklı kültür ve coğrafyalarda çevresine uyum sağlayabilecek insanların yetiştirilmesidir (Afşar, 2011: 25-26). Farklı coğrafyalarda yer alan toplumların çeşitli yönleri eğitim aracılığıyla incelenmelidir. Böylece incelenen toplumlardan gelişmiş olanların olumlu faaliyetleri örnek alınacak, geri kalmış olanların yaptıkları hatalardan da uzak durulacaktır. Bireylerin topluma ve dünyaya açık, demokrasi değerleriyle bütünleşmiş, insan hakları ve demokrasiye saygılı olmaları beklentisi modern toplumun eğitime yüklediği amaçlar arasındadır. Küreselleşme olgusu içinde ise bu hedeflerin gerçekleştirilmesi; demokrasi, etik ve insan haklarının geliştirilmesiyle yakından ilgili olduğu felsefesini öne çıkarır. Bu amaçla da bireylerin sosyal hareketliliği kadar uluslararası hareketliliği de önem kazanır. Küresel değerlerin içselleştirilmesinin yanı sıra geliştirilmesi de bu hareketliliğin bir sonucu olarak düşünülür. Bilgi toplumu bireyin ve bireysel yeteneklerin esas olduğu bir toplumdur. Bilgi toplumunda amaç her bir sorunun çözümünü araştırmada arayan bireyler yetiştirmektir. Kendini yetiştiren araştırma eğilimli bireyler de eğitimle topluma kazandırılır (Doğan, 2011: 407, 427).

38 21 Eğitim bir süreçtir. Dolayısıyla bu süreçte eğitimin çeşitli işlevleri bulunmaktadır. Eğitim kurumu diğer toplumsal kurumlar gibi toplumsal ihtiyaçları karşılamak için ortaya çıkmıştır. Temel amacı toplumdaki bireyleri yetiştirerek, onları topluma uyumlu ve topluma yararlı hale getirmek olan eğitim kurumunun işlevleri, o toplumdaki eğitimin amaçları ile bağlantılı olup aynı zamanda onun tarafından biçimlendirilir. Bu bağlamda, eğitimin işlevlerinin çeşitli toplumların farklı amaçlarına göre biçimlendiği söylenebilir. Eğitimin işlevleri ortaya konurken; bir yandan toplumu oluşturan bireylerin ilgi, yetenek ve gereksinim düzeyleri dikkate alınmalı, diğer yandan da bireylerin içinde yaşadığı doğal ve toplumsal çevre göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca toplumun sosyal, siyasal, ekonomik gereksinimleri de göz önünde tutulmalıdır. Bu bağlamda hemen her toplumda eğitimin değişmeyen genel işlevlerinin olduğu söylenebilir. Bunlar; bireysel, toplumsal, siyasal ve ekonomik işlevlerdir (Afşar, 2011: 45) Bireysel İşlevleri Bireylerin bedensel, zihinsel ve duygusal yönden gelişmelerine yardımcı olmak eğitimin bireysel işlevlerindendir. Bu anlamda eğitim bireyin kendini gerçekleştirmesine katkıda bulunur. Buna göre birey bir eğitim kurumu olan okullarda doğal ve toplumsal çevresini tanıyarak, bunlardan en iyi şekilde yararlanarak temel ihtiyaçlarını dengeli bir şekilde karşılama yollarını öğrenir. Bu işlev, özellikle modern ve demokratik toplumlarda bireye verilen değerin artması ile daha da önemli hale gelmiştir (Afşar, 2011: 46). Eğitim kurumlarının bireyi geliştirme işlevini üstlenebilmesi için, eğitim etkinliklerini bireyin ihtiyaçlarına uygun olarak düzenlemesi gerekir (Erden, 2009: 78). İnsan temelde biyolojik bir varlıktır ve geliştirilmesi gereken bir bedene sahiptir. Eğitim bireye teorik ve pratik bilgiler kazandırarak onun sağlıklı, güçlü, dayanıklı bir bedene sahip olmasını sağlar. Herhangi bir iş yaparken ya da mal veya hizmet üretirken, çeşitli araçları kullanırken bedenin, organların ve ellerin nasıl kullanılacağı eğitim yoluyla bireye kazandırılır (Kızıloluk, 2007: 22). Uygun öğrenme ortamlarına bağlı olarak eğitim, insanı zihinsel yönden geliştirmeyi de görev edinmiştir. Rasyonel bir varlık olarak insan üstün bir zekâya ve düşünme yeteneğine sahiptir. Doğru düşünebilen, akıl yürütmeleri yapabilen, rasyonel tepkilerde bulunabilen, kararları doğrusunda davranışlarına yön ve biçim verebilen bireylerin yetiştirilmesinde eğitim oldukça önemlidir (Afşar, 2011: 47).

39 22 İnsan aynı zamanda duygusal bir varlıktır. Rasyonel kararların yanında duygusal kararlarda verebilir ve duygusal tepkilerde de bulunabilir. O nedenle insanın duygusal yönden de geliştirilmesi gerekmektedir. Eğitim insanı çevreye duyarlı, hissedebilen, duygulanabilen, duygusal kararlar verebilen, duygusal tepkilerde bulunabilen bir insan haline getirmeye çalışır. Ona sevmeyi, değer vermeyi, ilgi göstermeyi, işbirliği yapmayı, yardımlaşmayı, dayanışmayı, paylaşmayı öğretir (Kızıloluk, 2007: 23). Temel okuma-yazma becerileri, sayısal beceriler, sosyal beceriler, sorumluluklarını yerine getirme becerisi, vatandaşlık hak ve sorumluluklarının farkında olma becerisi, yaşadığı topluma uyum sağlama becerisi eğitim ile bireylere kazandırılır. Ayrıca kişilik gelişimi ve ahlak gelişimi gibi işlevlerde eğitimin bireysel işlevlerindendir. Özellikle zorunlu olmayan, yüksek düzeydeki eğitim kurumlarına devam eden bireyler, topluma yararlı olmanın yanı sıra, toplumda kendisine iyi bir statü kazanma, yüksek gelir elde etmesini sağlayacak bir meslek kazanma, kendini gerçekleştirme gibi bireysel çıkarları için de eğitim kurumlarına devam etmektedirler. Bu ihtiyaçlar bireyin okula karşı güdülenmesini sağlar (Erden, 2009: 78). Eğitim almış bireyler daha yüksek kazanç elde ederler, daha sağlıklıdırlar, kişisel yeti ve becerileri, topluma uyum becerileri, sorumluluklarını yerine getirme becerileri yüksektir. Eğitim sayesinde birey değişen yaşam koşullarına hazırlıklı hale gelir. Eğitimli kişinin çevre bilinci yüksek, suç işleme ihtimali daha düşüktür. Bütün niteliklerinin uyumlu bir biçimde gelişmesi bakımından eğitimli birey, eğitimsiz bireye göre daha öndedir (Türkmen, 2002: 45, 51) Toplumsal İşlevleri Her toplum, üyelerinin bir kuşaktan diğerine aktarılması gereken belirli toplumsal normlara, beklentilere ve davranış formlarına uymasını sağlamaya, dolayısıyla da sosyal düzeni korumaya ve sosyal değişmeyi kontrol etmeye çalışır. Bunları gerçekleştirebilmenin en iyi araçlarından biri eğitimdir. Eğitim aynı zamanda toplumun üyelerini eleştirel düşünme, yenilik, yaratıcılık ve bilimsel muhakeme yapmaya yönlendirir ve onların entelektüel ufuklarını geliştirir. Bunların yanı sıra gerçekleştirilen yapısal reformlarla birlikte eğitim kurumları yetenekli genç insanlara toplumda değer verilen bir konum sağlayabilecek becerileri kazandırarak sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin azalmasına katkıda bulunur. Ayrıca eğitim aracılığıyla kolektif yaşamın

40 23 talep ettiği ortak bir kültür, gerekli bilgi ve beceriler toplumun üyelerine aktarılır ve böylece toplumsal yaşamın kendisi olanaklı kılınır. Bu tür yönleriyle eğitim toplumsal bir nitelik kazanmakta, birey ve toplum arasındaki gerekli bağlantıyı sağlamaktadır. İnsanın toplumun üyesi olarak varlığını sürdürebilmesi, sosyal değişmeye ayak uydurabilmesi ve toplumsal bir varlık haline gelmesi için yaşam boyu süren eğitim sürecinden geçmesi gerekir. Bu açıdan değerlendirildiğinde eğitim aynı zamanda genel bir sosyalleşme sürecidir (Yanıklar, 2007: ). Eğitimin sosyal faydaları hakkında da pek çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaların en kapsamlılarından olan OECD-Avrupa Yatırım Bankası (AYB) çalışmasında, 22 OECD ülkesi ve 56 Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkesi olmak üzere toplam 78 ülkede eğitimin neden olduğu çeşitli faydalar incelenmiştir. Ayrıca ortaya çıkan faydaların doğru olarak hesaplanabilmeleri amacıyla kişi başına gelir ile ilgili düzeltmeler yapılmıştır. 78 ülke için yapılan bu çalışma incelendiğinde eğitimin dokuz net çıktısından söz edilebilir. Gelirdeki artış: Eğitimin bireylere sağladığı faydalardan birisi, belki de birincisi, bireylerin gelir seviyesindeki artışlardır. Bunun da temel sebebi ilave eğitimin bireye işgücü piyasasında katma değeri daha yüksek bir iş bulmasına sağladığı katkıdır. Daha iyi birey ve halk (kamu) sağlığı: Bireylerin aldıkları eğitimin, ortalama yaşam süresinin artması (doğuşta hayatta kalma ümidi), daha düşük bebek ölümleri gibi birey ve kamu sağlığı ile ilgili faydalarından söz edilebilir. Düşük doğurganlık oranı: Kadınların eğitim seviyesinin yükselmesi neticesinde daha düşük doğurganlık oranına ulaşılması, özellikle nüfus artış hızı yüksek olan yoksul ülkeler için önemli bir sosyal faydadır. Demokratikleşme: Eğitimin sosyal faydalarına ilişkin yapılan çalışmalar, eğitim ile demokratikleşme arasında bir ilişki bulunduğu yönündedir. Siyasi istikrar: Daha düşük demokratikleşmeye rağmen siyasi istikrarın olduğu ülkeler bulunsa da (Çin, Singapur gibi), siyasi istikrar ile demokratikleşme arasında sıkı bir ilişki vardır. Eğitimin demokratikleşmeye, insan haklarına ve siyasi istikrara olumlu katkıları yıl içerisinde hissedilmesi sebebiyle bu fayda siyasi karar vericilerin dikkatinden kaçabilse de eğitim plancılarının göz önünde bulundurmaları gereken bir husustur. Yoksulluğun ve eşitsizliğin azaltılması: Gini katsayısı ve yoksulluk indeksi ile ölçülen bu sosyal gösterge, sosyal refah ve adalet sistemi üzerindeki baskının azaltılmasına yol açarak önemli bir sosyal fayda sağlarken aynı zamanda özellikle fakir kişilerin daha iyi bir eğitim almaları sonucu, gelir

41 24 seviyelerinin artması ile özel faydaya yol açmaktadır. Artan çevre bilinci: Eğitim ve onun yol açtığı bilginin üretimi ve yaygınlaşmasının çevre bilincinin artmasıyla ilişkisi daha düşük ormansızlaşma oranları, daha düşük hava ve su kirliliği verileri ile ortaya çıkmaktadır. Suç oranında düşme: Bireylerin eğitim sürecine ve ortamına tabi olması, toplumdaki suç oranını düşürücü bir etki yapmaktadır. Özellikle ortaöğrenim kademesindeki eğitimin, suç oranlarının düşmesindeki payı büyüktür. Bunun yanı sıra eğitim toplumsal suçlarda ve mülkiyet suçlarında da düşüşe neden olmaktadır (Türkmen, 2002: 4-5, 47). Her toplumda eğitimin en önemli işlevlerinden birisi, toplumun kültürel mirasının birikimi ve sürekliliğini sağlamaktır. Bu miras yoluyla, her kuşak, kültür birikimi sürecini önceki kuşağın bıraktığı yerden devralarak sürdürebilmektedir. Bu devralma, o toplumun değerlerinin ve toplumsal normlarının öğretilmesi yoluyla gerçekleşir. Bir önceki kuşaktan bir sonrakine devretme araçları ise dil, deneyim ve bilgidir (Tezcan, 1997: 52). Sosyalleşme olgusu, içinde yetiştiği sosyal sistemin bir üyesi olarak insanın, karşılaşabileceği çeşitli durumlarda o sosyal sisteme özgü becerileri, tutum ve davranışları, değerleri öğrenip ona göre hareket etmesini ifade eder. Sosyal hayat şartları sürekli değişmekte, ama gene de bu değişim bireylerin hayatını çok çok aşmaktadır. Sosyalleşme bireyleri aynı şekilde yetiştirerek geçmiş kuşakların kültür birikimini sürdürmek, sosyal sistemlerin bireyler üstü devamını sağlamak için hemen her toplumda gereklidir (Ergün, 1994: 57). Eğitim kurumu bireyin topluma kazandırılması işlevini yerine getirmektedir. Eğitim yoluyla birey, toplumca kabul edilmiş davranış kalıplarını öğrenir ve toplumun bir üyesi durumuna gelir. Okullar toplumsal norm ve kurallarla birlikte çeşitli davranış kalıplarının bireylere planlı ve programlı olarak aktarıldığı kurumlardır. Öğretmen, toplumsal değerlerin ve davranış kalıplarının aktarımını görev edinmiştir (Topses, 2011: 2). Yenilikçi ve değişmeyi sağlayıcı bireyler yetiştirmek eğitimin toplumsal işlevlerinden birisidir. Bilim, teknoloji, sanayi ve ekonomide meydana gelen değişmelere paralel olarak toplumsal kurumlar da değişime uğrar. Bu yeniliklere ve değişimlere uyum sağlayacak bireyleri yetiştirmek eğitimin görevidir (Gelişli, 2011: 39-40). Eğitimin toplumsal değişmeye katkısının çağa uygun olabilmesi için eğitimde yeniden yapılanma gereği ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede eğitim programlarının

42 25 çağın gereklerine uygun olması; demokrasi ve hoşgörü kültürünün öne çıkarılması gerekir (Doğan, 2011: 365). Eğitimin toplumsal işlevlerinden bir diğeri ise toplumun yaşam standartlarının ve koşullarının iyileştirilmesi ve bu sayede toplumsal huzurun sağlanmasıdır. Bilindiği gibi, hemen bütün toplumlarda bir sosyal sınıftan diğerine geçişi sağlayan en önemli, faktör eğitimdir. Eğitim, yoksul kesimlerin yetenek ve becerilerini artırarak onların moral yönünden tatmin olmalarını, aynı zamanda rekabetçi bir ortamda nitelikli iş bulabilme olanaklarını geliştirmektedir. Toplumda eğitim hizmetlerinin aynı kalitede verilmesine özen gösterilerek, fırsat eşitliği sağlanması toplumsal gelirin artırılması ve dağılımın iyileştirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Böylece, çalışkan ve yetenekli vatandaşların içinde bulundukları bir sosyal sınıftan daha üst bir sınıfa atlamaları sağlanabilmektedir (Türkmen, 2002: 50). Eğitimin işlevlerinden birisi de öğrencileri ilgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitmektir. Her toplumda farklı yetenekte çocuklar vardır. Eğitim kurumları, çeşitli yetenekteki çocukların en iyilerini, en yeteneklilerini seçerek, onlara çok iyi bir eğitim olanağı sağlamak zorundadır. Böylece bu çocuklar, topluma önderlik edecek bireyler haline gelerek toplumun gelişmesine önemli katkıda bulunabilirler. Üstün yetenekli çocuklar zengin ya da fakir olabilirler. Bu nedenle, eğitim kurumlarının bu işlevi yerine getirebilmesi için eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması gereklidir. Eğitim kurumlarının seçme işlevinin yanı sıra yönlendirme işlevi de önemlidir. Her çocuk üstün yetenekli olmayabilir, ancak her çocuğun kendine özgü ilgi duyduğu ve yetenekli olduğu alanlar vardır. Eğitim kurumları öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini belirleyerek onları yönlendirmelidir. Böylece toplumdaki bireyler, hem daha mutlu hem de daha üretken olurlar (Erden, 2009: 77) Siyasal İşlevleri Ülkeleri ve toplumları yönetme sanatı olarak tanımlanabilecek siyasetin eğitimle olan ilişkisi eğitime siyasal yaşamda da işlevler yüklemiştir. Siyasal erk tarafından yönetilen eğitim sistemi hem siyasetin hem de devletin etkisinden kendini ayrı tutamaz (Gelişli, 2011: 40). Siyasal bakımdan eğitimin iki görevi vardır. Birincisi, devletin amaçlarına uygun iyi vatandaş yetiştirebilmektir. Bütün siyasal sistemler çocuklara ve yurttaşlara bir siyasal eğitim vermek isterler. Böylece topluma bir birlik ve dayanışma

43 26 ruhu kazandırırlar (Tezcan, 1997: 54). Geleneksel toplumlarda ailenin ve özel eğitim kurumlarının himayesinde bulunan eğitim, modern hukuk devletinde resmi nitelikte ve resmi kurumlarca yürütülen sosyal bir kurum olmuştur. Türk toplumunda eğitim, Sultan II. Mahmut tarafından zorunlu hale getirilmiş, daha sonra Anayasa metinleri arasına girerek devletin temel uğraşı alanlarından biri olmuştur. Tabiatıyla eğitimin toplumdaki fonksiyonu, devletin öteki alanlardaki politikasıyla uyum göstermek zorundadır. Bir devlet her şeyden önce siyasi sınırları dâhilindeki birlik ve beraberliği korumak ister. Birlik ve beraberlik siyasi, ekonomik ve kültürel sahalardaki bütünlükle sağlanır. Hepsinden önemlisi siyasi bütünlüktür. Siyasi bütünlük ise fertlerin devlete sadakatiyle gerçekleşir (Celkan, 1991: 47). Toplumsal çıkarların korunması ve sürdürülmesi anlamında her toplumun siyasal amaçları bulunmaktadır. Eğitim kurumu, toplumun siyasal amaçlarının bireylere kazandırılarak sürdürülmesi işlevini yürütmektedir (Topses, 2011: 3). Eğitim kurumları bireylere yönetim biçimlerini, milli ideolojiyi, milli değerleri ve idealleri kazandırarak onları mevcut düzene bağlı vatandaşlar olarak yetiştirirler. Okullarda çocuklara küçük yaşlardan itibaren bayrağı, milli değerleri ve sembolleri benimsemeleri öğretilir. Okullar belirli günlerde, haftalarda, törenlerde ve derslerde yapılan etkinliklerle tüm öğrencilere devletin dayandığı temel felsefe, ideoloji, ilkeler ve siyasal rejimin üstünlükleri kazandırılmaya çalışılır. Böylece mevcut düzenin korunmasına çalışılır (Fidan-Erden, 2001: 60). Eğitimin genel amaçları devletin siyasal yapısına, Anayasa sına bağlı yurttaşlar yetiştirmektir sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu nda belirlenen genel amaçlarda, nasıl bir insanın yetiştirileceği? sorusunun cevabı verilmektedir. Türkiye nin tüm eğitim kademelerinde, Cumhuriyet yönetimine, Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı, milli değerleri koruyan insanlar yetiştirilerek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne bağlı vatandaşlar yetiştirilmesi amaçlanır ve bu doğrultuda uygulamalar yapılır (Gelişli, 2011: 41) yılında kabul edilen Milli Eğitim Temel Kanunu na göre Türk Milli Eğitimi nin genel amaçları, Türk Milleti nin bütün fertlerini, Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve Anayasa da ifadesi bulunan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milleti nin mili, ahlaki, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasa nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan

44 27 Türkiye Cumhuriyeti ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek. Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek; ilgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamaktır. Böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milleti ni çağdaş uygarlığın yapıcı yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır. Eğitimin ikinci siyasal işlevi, önderlerin seçimi ve eğitilmesiyle ilgilidir. Önderlerin seçim ve eğitilmesinde de yine okullar birinci derecede rol oynarlar (Tezcan, 1997: 54). Okullar bir yandan öğrencilere milli kimlik kazandırarak hem devlete bağlı bireyler yetiştirir, hem de gelecekte devleti yönetecek olan bireylerin de yetişmesini sağlar (Gelişli, 2011: 41) Ekonomik İşlevleri ve Kalkınmadaki Rolü Eğitimde bireylerin tutum ve davranışlarında istenilen yönde değişiklikler temel amaçtır. Oluşturulacak davranışlarında toplumun sosyo-ekonomik ve siyasal yapısına, bireylerin beklentilerine uygun olması gerekir. Eğitim aynı zamanda bireye kaynakların akılcı bir biçimde kullanılması ve değerlendirilmesi için gerekli davranışlar kazandırarak ülke ekonomisine katkıda bulunur. Bu bağlamda; kurumları ve uygulamaları ile ekonominin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştirmek, bireylere ülke ekonomisinin gerektirdiği tüketici davranışlarını kazandırmak, ekonomik gelişmenin sağlanmasına yardımcı olmak, eğitimin işlevleri arasındadır (Afşar, 2011: 53-54). Eğitimin en genel anlamda ekonomik işlevi bireylere kendi yetenekleri doğrultusunda ve toplumun ekonomik işgücü gereksinimine uygun bilgi ve beceriler kazandırarak onları üretici duruma getirmektir. Eğitim yetiştirme görevini yerine getirirken ekonomi, sanayi, eğitim, iletişim gibi alanlarda toplumun ihtiyaçlarına dikkat etmelidir (Gelişli, 2011: 45).

45 28 Ekonomik yaşam, endüstriyel becerilerle donanmış yeterli sayıda insan gücüne ihtiyaç duyar. Eğitimin en önemli işlevlerinden olan ekonomik işlevi de ekonominin gereksinimlerine uyan nitelik ve nicelikte bireyler yetiştirmektedir (Babaoğlan, 2008: 65). Tezcan (1997) a göre İnsan gücü gereksinmeleri, hem nitel ve hem de nicel yönden incelenebilir. 1) Nitel yön: Burada nitel yönden, bireye genel eğitimle birlikte, endüstriyel becerilerin esaslarının öğretilmesi, ona endüstriyel becerilerin verilebilmesi anlaşılmaktadır. Bu da teknik eğitim yoluyla gerçekleştirilir. Böyle bir eğitimle işgücünün sanayiye bağlılığı sağlanacak, kişide tekniğe karşı alışkanlıklar kazandırılmış olacaktır. 2) Nicel yön: Gerekli sayıda işgücü sağlanmasıdır. Sanayide teknik yenileşme çok sık gerçekleşmektedir. Böylece yenileşme iki yoldan gerçekleşir. Birincisi, gerekli yeteneklere sahip, yeni elemanların eğitim sisteminden doğrudan alınması; ikincisi, mevcut işgücünün yeniden eğitilmesidir (Tezcan, 1997: 59). Eğitim insan gücü yetiştirirken ekonominin taleplerini göz önünde bulundurmalıdır. Ekonominin talep ettiği alanlarda, talep ettiği sayıda ve talep ettiği nitelikleri kazanmış insan gücü yetiştirmelidir. Eğitim, ekonominin talep ettiği alanlarda insan gücü yetiştirirken öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini göz önünde bulundurmalıdır. Öğrenciler ilgi ve yetenekleri doğrultusunda iş alanlarına ve mesleklere yönlendirilmelidir. Çünkü öğrenci ilgi duyduğu, sevdiği ve yeteneğinin olduğu bir mesleğe yönlendirilirse, mezun olup meslek hayatına atıldığı zaman mesleğinde daha başarılı olur, daha kaliteli mal ve hizmet üretir. Kaliteli mal ve hizmet üretimi ise beraberinde ekonomik ve sosyal kalkınmayı getirir. Eğitimin yetiştirdiği insan sayısı ve onlara kazandırdığı niteliklerle ekonominin talepleri arasında bir dengenin olması gerekir. Eğer bir dengesizlik varsa yani eğitim ekonominin taleplerinin çok üzerinde veya çok altında insan gücü yetiştiriyorsa bu durum beraberinde birtakım sorunlar getirebilir. Talebin üzerinde insan gücü yetiştirilmesi, işsizlik, gizli işsizlik, ücretlerde dengesizlik, kalitesiz mal ve hizmet üretimi, beyin göçü gibi sorunlara neden olabilir. Talebin altında insan gücü yetiştirilmesi durumunda ise yeteri kadar işgücü temin edilemediği için kurumların mal ve hizmet üretimi düşebilir, hatta kurumlar çalışmaz hale gelebilir (Kızıloluk, 2007: 28).

46 29 Eğitim ile iktisadi büyüme ve gelişme arasında çok sıkı bir ilişki vardır. Çünkü en verimli yatırım, insan kaynakları üzerine yapılan yatırımdır. Eğitim nicelik ve nitelik bakımından geliştikçe, fert ve toplum hayatında gözle görülür bir iyileşme kendini gösterecektir. Ayrıca eğitim, bilgi birikiminin kullanım yollarını göstermekle de ekonomik gelişmelere etki ederek, ekonominin hareketlenmesini sağlar. Özellikle uzmanlık bilgisi, bilgili insanın yerinde kullanımını ifade eden çağdaş bir anlayıştır. Günümüzün uzmanlık bilgisi, büyük bir ekonomik, hatta siyasi güçtür. Çünkü çağımız, bilgi ve teknoloji çağıdır (Akyüz, 2001: 283). Kalkınma, gelişmekte olan ülkelerin gelişmesini hızlandırmak, sanayi ve teknoloji alanında ilerlemektir (Tezcan, 1997: 84). Siyasi iktidarın belli ekonomi politikaları izleyerek, toplumun refah düzeyini artırmak amacıyla toplumun yapısını değiştirme girişimidir (Adem, 1993: 3). Ayrıca kalkınma sadece maddi gereksinimlerle ilgili olmayıp, insanların toplumsal koşullarının geliştirilmesi ile de ilgilidir. Günümüzde ülkelerin kalkınmışlık düzeyleri, milli gelir miktarı yanında; eğitim, sosyal, kültürel ve politik durumları ile de ölçülmektedir. İktisadi gelişme kişi başına düşen mal ve hizmet birimleriyle ifade edilebildiği gibi, kişi başına düşen eğitim ve sağlık harcamaları da gelişmişliğin önemli ölçüleri arasındadır. Bunlara paralel olarak okuryazarlık ve okullaşma oranı, ortalama yaşam süresi gibi değerler de bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin göstergesidir. Bütün bunlar kalkınmanın merkezine insanı yerleştirmektedir. İnsanın düşüncesi, yetenekleri, eğitim düzeyi ile oluşan ekonomik kültürel ortam yenilik ve yaratıcılığı gerçekleştirecek üretim sürecinin girdisi olarak ekonomiye katkı sağlamaktadır (Hoşgörür ve Gezgin, 2005: 5). 21. yüzyılda ekonomik anlamda gelişmiş ülkelere bakıldığında, bu ülkelerin eğitim, bilim ve teknoloji alanlarında ileri düzeyde oldukları görülür. Eğitimli olmak, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri takip etmek gelişmenin, ilerlemenin ve kalkınmanın temel unsurudur (Çolak, 2009: 16). Çağımızda toplumların ekonomik kalkınmasını belirleyen ve şekillendiren eğitim sonucunda meydana gelen, teknolojik gelişme ve bilimsel alandaki ilerlemedir. Bilgi çağını yaşayan dünyamızda, teknoloji alanındaki değişim çok süratli olmaktadır. Sadece teknoloji ithali ile sanayileşmesini gerçekleştirerek kalkınmayı amaçlayan gelişmekte olan ülkeler, artık bu imkânı kaybetmiş durumdadır. Çünkü ithal edilen teknoloji, çok kısa bir süre sonra yeterliliğini ve geçerliliğini kaybetmekte, bu alanda rekabet imkânı sağlayamamaktadır. Bu nedenle,

47 30 bilimsel bilginin ve insan kaynaklarının üretildiği yerler olan üniversitelerin önemi her geçen gün daha fazla artmaktadır. Artık üniversitelerde temel araştırmaların yanında, uygulamalı araştırmalar ve geliştirme çalışmaları da yoğun olarak gerçekleştirilmektedir (Çakmak, 2008: 38-39). Ülkelerin kalkınmışlık düzeyini belirlemede en önemli ölçüt olarak kullanılan bilginin, ülkeler tarafında kendi insanlarına aktarılması da çok önemli bir yatırım olarak görülmektedir. Bu anlamda eğitim ile ekonomi arasındaki bağı hem bireysel hem de toplumsal açıdan kurmak mümkündür. Kişisel anlamda düşünmek gerekirse; iyi ve yeterli eğitim almış insanlar iş piyasasına kalifiye eleman olarak girmekte, bu da ekonomik sektörde kaliteyi ve verimi artırmaktadır. Bugün geri kalmış ülkeler ihtiyaç duydukları iş gücünü yetiştirmede ciddi sorunlar yaşamaktadırlar. Ancak özellikle de yaptıkları işle ilgili olarak mesleki eğitim almış insanlar, çalıştıkları meslekle ilgili teknik bilgiyi, çalışma alanlarına aktarırlar, teknolojiyi takip ederek uygulamaya, geliştirmeye daha yatkın olurlar, kendi aralarında etkileşim ve iletişim güçlüğü çekmezler. Bunların sonucunda da ülkede kalkınma hızı artar, gelişme süreci kısalır. İnsanlarına kaliteli eğitim imkânı sunan, nitelikli iş gücü sahibi olan ülkeler sadece kendi ülkelerinde değil başka ülkelere de yetişmiş insan gücü sağlama itibariyle söz sahibi olmaktadırlar. Diğer taraftan yapılan araştırmalar eğitimli insanlardan oluşan toplumlarda sadece kişisel anlamda değil, toplumsal anlamda da gelir dağılımının daha dengeli olduğunu ortaya çıkarmıştır (Çolak, 2009: 17). Kalkınmış toplumların ayırt edici özellikleri vardır. Kalkınmış bir ülkede işgücü verimlidir. Dolayısıyla daha çok, daha kaliteli mal ve hizmet üretilir. Kişi başına düşen gelir düzeyi yüksektir. Daha çok ve daha kaliteli mal ve hizmet tüketilir. Toplumun refah düzeyi yüksektir (Kızıloluk, 2007: 28). Eğitim sistemi ile ekonominin işbirliği, verimin artırılması ve insan kaynağı israfının önlenmesi için önemli bir durum olarak görülmektedir. Son yıllarda birçok iktisatçı tarafından öne sürülen ekonomik büyüme ve insani kalkınma arasındaki ilişkilerin karşılıklı olduğu yani insani kalkınmanın işgücü verimliliğini artırarak ekonomik büyümeyi hızlandırdığı, ekonomik büyümenin de gelir artışı yoluyla sağlık, eğitim, sosyal harcamaları artırarak insani kalkınmayı yüksek düzeylere taşıdığı görüşü önem kazanmıştır (Hoşgörür ve Gezgin, 2005: 4).

48 31 Eğitim sektörü ile üretim sektörü arasındaki ilişkilerin analizinde şu görüşler ortaya çıkmaktadır: Eğitim seviyesi ile ekonomik büyüme arasında bir ilişki vardır. Bunun için eğitim yatırımlarına önem verilmeli ve bu arada bir yol izlenmelidir. Sanayileşme arttıkça ekonomik sistemin yetişmiş eleman ihtiyacı sürekli artmakta, belirli iş ve meslek alanlarında belirli ölçülere göre yetiştirilmiş elemanlar istenmektedir. Öte yandan, nüfusun artış hızına göre gelecekte ve şimdi belirli meslek adamlarına, doktorlara, öğretmenlere, avukatlara v.s. ihtiyaç artmaktadır. Bir ülkenin gelecekteki ihtiyaçlarına göre bunların zamanında temin edilmesi için şimdiden tahmin edilmesi ve planlanmasının yapılması gerekir (Ergün, 1994: 97-98) EĞİTİM COĞRAFYASI Tanımlar ve Kavramlar Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir (Ertürk, 1994: 12). Coğrafya, insanın içinde yaşadığı çevrenin doğal özelliklerini, insan-doğal çevre etkileşimini ve bu etkileşim sonucu insanın ortaya koyduğu beşeri ve ekonomik etkinlikleri kendi prensipleri çerçevesinde inceleyerek sonuçlarını açıklayan bilimdir (Şahin, 1998: 3). Eğitim coğrafyası ise insanların yaşadığı doğal çevrenin eğitim üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini tespit etmeye çalışan, bu çevredeki okul, derslik, öğretmen sayılarını, insanların eğitim düzeylerini ve okullaşma oranlarını coğrafyanın ilkelerini göz önünde bulundurarak araştıran beşeri coğrafyanın alt bölümüdür. Eğitim coğrafyası, yeryüzünde kıtalar ve ülkeler üzerinde yaşayan toplumların eğitim düzeylerini inceleyerek, ortaya çıkan durumun coğrafi dağılışını yapan ve bu coğrafi dağılışta etkili olan faktörleri coğrafyanın prensiplerine bağlı kalarak araştıran sosyal coğrafya dalıdır. Eğitim coğrafyasının asıl görevi, yeryüzünün bütününde veya bir bölümündeki eğitim düzeyini ve kalitesini tespit ederek, düzey ve kaliteye göre ortaya çıkan durumu coğrafi esaslara bağlı kalarak değerlendirmektir (Özçağlar, 2011: 112) Eğitim ve Coğrafya İlişkisi Eğitim hizmetlerinin, eğitim düzeyinin, okullaşma oranlarının coğrafi dağılımını tespit ederek, buna göre önlemler almak noktasında eğitim ve coğrafya bilimlerinin ilişkisi daha net olarak görülmektedir.

49 32 Toplumların gelişmemiş, az gelişmiş ve gelişmiş olmasında, eğitim düzeyi ile kalitesi ölçüt olarak değerlendirilmektedir. Ülkelerin ekonomik bakımdan gelişmişlik durumları ve eğitimle ilgili uyguladıkları politikalar eğitimin düzey ve kalitesi üzerinde etkili olmaktadır. Eğitim harcamaları için bütçelerinden yeterli pay ayıran ve her fırsatta eğitimin düzeyini ve kalitesini artıran ülkelerin genelde gelişmiş ülkeler oldukları görülmektedir. Bu nedenle, yeryüzünün bütününde veya herhangi bir bölümünde eğitimdeki düzey ve kalitenin artırılmasıyla ilgili hizmetlerin coğrafi dağılımı ve analizi ekonomik coğrafyanın; bu alt yapıya göre nüfusla ilişkili olarak ortaya çıkan seviye ve kalitenin alansal dağılımıyla analizi ise sosyal coğrafyanın konusunu oluşturmaktadır (Özçağlar, 2011: 112). Eğitimin kalitesini yükseltmek ve eğitimde başarıyı artırmak istiyorsak öncelikle eğitim kriterlerinin belirlenmesi gerekir. Bu kriterlerin belirlenmesinde temel oluşturacak olan değişken, coğrafyadır. Coğrafi faktörler ile eğitim seviyesi ve eğitimin dağılımı oldukça ilişkili bir durumdur (Çorbacıoğlu, 2007: 2). Eskiden beri coğrafi faktörlerle, insanın fiziki ve ruhi özellikleri arasında, sıkı bir ilişkinin olduğu bilinen bir gerçektir. Özellikle İbni Haldun un, dünyayı çeşitli iklim kuşaklarına ayırarak, bu kuşakların iklim özellikleriyle burada yaşan insanların karakterleri arasında uygunluk araması, daha sonraki dönemlerin coğrafyacı ekolü için de hareket noktası olmuştur. Bütün insanlar her türlü faaliyetlerini bir coğrafi mekân içerisinde yapmak zorundadırlar. Ayrıca insanın bütün mücadelesi ya mekâna uymak ya da mekânı değiştirmek şeklindedir. Burada insanın sahip olduğu doğuştan gelen nitelikleri yanında, bunların açılıp gelişmesine hizmet eden coğrafyanın özellikleri de önemlidir (Akyüz, 2001: 195). Nüfusun özellikleri arasında eğitim durumu, önemli bir yer tutar. Çünkü bilgi çağı olan zamanımızda, yeterli eğitime sahip olmayan insanlardan oluşan nüfus, ülkelerin kalkınmasına yardımcı olamaz. Bu nedenle herhangi bir yerleşim yerinin nüfusu değerlendirilirken, bazı özelliklerinin yanında eğitim durumu üzerinde de önemle durulur (Doğanay, 2005: 298). Nüfusun eğitim durumu deyimi ile, çoğu kez okuryazar olan ve olmayan nüfus anlaşılmaktadır. Gerçekten de, bir yerleşim yerindeki okuma yazma oranı, o yerdeki nüfusun eğitim düzeyi ve eğitim durumu konusunda temel göstergelerden ilkidir. Ama yeterli değildir. Çünkü bir ülke nüfusunun eğitim düzeyi, sadece okuryazarlık oranı ile ölçülemez. Bu temel sorun da, ülkedeki okullaşma oranı,

50 33 okul çağı nüfusunun eğitim kademeleri arası öğrenci akışı, okul-öğretmen-öğrenci sayısı dengesi ve benzerleri ile ülke nüfusunun ilköğretim, ortaöğretim ve yüksek öğretim mezunlarının, birbirine ve ülke nüfusuna oranları gibi kriterleri de dikkate alınmalıdır (Doğanay, 1994: 163) Eğitim Coğrafyasının İlişkili Olduğu Bilimler Eğitim coğrafyasının doğrudan ilişkili olduğu bilimlerin başında ekonomik coğrafya, nüfus coğrafyası, eğitim bilimleri, sosyoloji bilimi ve istatistik bilimi gelmektedir Ekonomik Coğrafya İnsanların yaşamaları ve yaşam düzeylerini yükseltebilmeleri için sürekli olarak çeşitli etkinliklerde bulunmaları gerekmektedir. İnsanların yaptıkları bu etkinlikler üretim ve tüketim olmak üzere iki ana grupta toplanır. Üretim ve tüketim etkinliklerini kendine konu alan bilim ekonomidir. İnsanların katıldıkları ekonomik etkinlikleri coğrafya biliminin kullandığı prensipler ve coğrafi koşullar çerçevesinde ele alan bilim ise ekonomik coğrafyadır. Ekonomik coğrafya, ekonomik olayların coğrafi özelliklerle olan ilişkisini, olayların dağılışını, bu dağılışın nedenlerini ve sonuçlarını araştırır (Doğanay, 2005: 352). Bir bölgenin ekonomik portresi çizilirken ekonomik coğrafya araştırması yapan kişi o bölgenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını, doğal koşullarını, sosyal ve kültürel özelliklerini irdeledikten sonra iktisadi özelliklerini ele almalıdır. Yani o bölgenin fiziki ve beşeri özellikleri ile ekonomik özellikleri bir bütün oluşturur ve araştırmacı bu coğrafi bütünselliği unutmamalıdır (Atasoy, 2010: 33). Eğitimdeki düzey ve kalitenin arttırılmasıyla ilgili hizmetlerin (bina, tesis, personel, yatırım vb.) dağılımı ve analizinin ekonomik coğrafyayı yakından ilgilendirmesi eğitim coğrafyasıyla ekonomik coğrafyayı birbirine yakınlaştırmaktadır (Özçağlar, 2011: 112) Nüfus Coğrafyası Coğrafyanın bu dalı; nüfusun çeşitli özelliklerini, dağılışını, göç hareketlerini inceler. Nüfusun yaş grupları, meslek grupları, gelir düzeyleri, öğrenim durumları gibi sosyal nitelikleri nüfus coğrafyasının konularındandır (Şahin, 1998: 28). Nüfus ülkelerin zenginlik kaynağıdır. Çünkü her ülkenin kalkınabilmesi için çeşitli üretim kollarındaki

51 34 iş yerlerinde işgücü olarak insana ihtiyaç vardır. Nüfusu fazla olan ülkeler bu işgücünü sağlamakta güçlük çekmez. Dünya nın büyük ülkeleri nüfusu fazla ve ekonomisi güçlü olan ülkelerdir. İyi eğitilmiş insanlardan oluşan fazla nüfuslu ülkelerde; eğitim, sağlık, bankacılık, turizm gibi çeşitli hizmet sektörlerinde çalıştırmak için kaliteli elemanlar bulmak kolaydır. Buna karşılık yeterli eğitimi almamış olan bireylerden oluşan kalabalık nüfus, ülke için bir güç kaynağı değil, tam aksine çeşitli sorunların kaynağıdır (Doğanay, 2005: 286). Bir ülkede yaşayan nüfusun miktarı ve nüfus yapısı o ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel ve politik gelişimini doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Bu nedenle bir ülkenin kalkınması, halkın refah seviyesi, ekonomik gelişimi, kişi başına düşen milli geliri, istihdam ve savunma yapısı, sağlık hizmetleri ve okullaşma oranları, üretim ve tüketim potansiyeli, yoksulluk ve işsizlik ile o ülkenin nüfus özellikleri arasında büyük bir etkileşim söz konusudur (Atasoy, 2010: 25). Nüfus coğrafyasının yapmış olduğu araştırmalarla eğitim coğrafyasının yaptığı araştırma ve çalışmaların ortak noktası insandır. Her iki bilimde de nüfus niteliksel ve niceliksel anlamda ele alınmaktadır. Nüfus coğrafyası nüfusun zaman içinde göstermiş olduğu sayısal, sosyal, ekonomik, kültürel değişimleri ve bu değişimlerin mekân üzerindeki dağılışını coğrafi açıdan değerlendirmektedir. Eğitim coğrafyası da nüfusun eğitim seviyesini, kalitesini oransal olarak ortaya koymakta ve yine nüfusun eğitim durumunun mekân üzerindeki dağılışını coğrafi açıdan değerlendirmektedir. Nüfus coğrafyası nüfusun mekân üzerindeki, mekânın nüfus üzerindeki karşılıklı etkilerini ortaya koyar, mekân-nüfus analizleri yapar ve bu analizlerin sebeplerini, sonuçlarını belirler. Eğitim coğrafyası da nüfusun eğitim durumunu mekân-zaman ilişkisi içinde ele alarak analizler yapar ve yine bu analizlerin sebep ve sonuçlarını belirler (Çolak, 2009: 13) Eğitim Bilimleri İnsanlarda, özellikle yeni kuşaklarda önceki kuşakların istediği davranışları oluşturma işi, yani insanı eğitme süreci bilimsel bir çalışma alanıdır. Eğitime ve eğitilme olgularını inceleyen bilime daha önceleri pedagoji, daha sonrada eğitbilim ya da eğitim bilimi denildi. Günümüzde, eğitime ve eğitilme olgularına ilişkin bilgilerin çoğalması ve olguların değişik yönleriyle incelenmesi, eğitim alanında değişik uzmanlık

52 35 alanlarının çıkmasına yol açtı; böylece eğitim alanını inceleyen bilimler çoğaldı; bunların tümüne birden eğitim bilimleri denildi (Başaran, 2007: 28-31). Eğitim bilimlerinde eğitim teftişi, planlaması ve ekonomisi, eğitimde ölçme ve değerlendirme, psikolojik danışma ve rehberlik, eğitim programları ve öğretim bilim dalları bulunmaktadır (Keskinkılıç, 2006: 102). Eğitim bilimi, eğitimin etkisi altında insanın davranışlarının nasıl şekil aldığını inceleyen bir bilimdir (Yılmaz, 1972: 84). Eğitim bilimi derken interdisipliner bir karakter taşıyan eğitimle ilgili bilimleri kastederiz. Yani eğitim etrafında meydana gelmiş ve kurulmuş olan her bir bilim eğitim bilimi sayılır (Değirmencioğlu, 1997: 7). Eğitim Bilimlerinin temel konusu eğitimdir. Fakat eğitimciler genellikle bir yerdeki eğitim kalitesinin artırılması için yapılması gereken somut çalışmalar üzerinde dururlar. Bir yerleşim yerindeki okul sayısıyla, tesislerin durumuyla, okul araç gereçlerinin yetersizliğiyle ilgilenirler. Eğitimin nasıl uygulandığına dair anketler düzenlerler. Yapılan birebir görüşmelerle nitel çalışmalar gerçekleştirirler. Öğrenme ve öğretme teknikleriyle ilgili kuramsal ve deneysel çalışmalar yaparlar. Coğrafi şartlarla eğitim arasındaki ilişki eğitim bilimcilerin ilgilendiği bir konu değildir. Kısacası eğitim coğrafyası ile eğitim bilimcilerin konu ortaklığı vardır ama konuyu ele alış şekli ve konuya bakış açısı oldukça farklıdır (Çolak, 2009: 13) Sosyoloji Bilimi Sosyoloji; sosyal hayatın, sosyal değişmenin ve insanların sosyal davranışlarının nedenlerinin ve sonuçlarının bilimsel yollarla araştırılmasıdır (Bahar, 2011: 23). İlk kez Fransız Auguste Comte tarafından kullanılan sosyoloji de temel amaç, toplumun ya da toplumsal ilişkilerin bilimsel olarak incelenişidir. Bu yönüyle sosyoloji, beşeri toplumun sistematik incelenmesiyle ilgilenen bir toplumsal kurallar bütünü olan toplum bilimidir. Toplumun her yerinde mevcut toplumsal davranışın kalıplaşmış düzenliliklerini inceler. Bu alandaki toplumsal kuralları ve yasaları belirlemeye çalışır (Tezcan, 2010: 1). Sosyoloji, toplumların bugüne kadar uymak zorunda oldukları evrensel ilişkileri ve en iyi toplumun hangi toplum olduğunu araştırmaz. Çünkü en iyi, felsefi bir kavram olduğu gibi ayrıca kişiden kişiye ve toplumdan topluma değişir. Onun için bu bilim, pozitif bilimlerde olduğu gibi gözlemlerden hareketle soyutlamalar yapan bir bilimdir. Bu soyutlamalar sonunda sosyal gruplarla ilgili sistematik ve gözlemlenmiş sosyolojik

53 36 teorilere ulaşır. Sosyoloji, teoriye yer verdiği gibi gözleme dayandığı için de deneysel bir bilimdir (Arslanoğlu, 2012: 4). Sosyolojik olarak düşünmeyi öğrenmek, dünyaya geniş bir görüşle bakmayı öğrenmektir. Yalnızca bireyi ilgilendirir gibi görünen birçok olayın gerçekte daha geniş sorunlarla ilgili olduğunun görülebilmesine yardımcı olur. İnsanlar, birey olarak içinde bulundukları toplumdan etkilenirler. Diğer taraftan bireylerin etkinlikleri, çevrelerindeki toplumsal dünyayı biçimlendirir. Sosyoloji, toplumsal çevrenin bireyin düşüncelerini, duygularını, davranışlarını nasıl etkilediğinden hareketle bireyin kendisini daha iyi anlamasını sağlar (İçli, 2005: 1). Sosyoloji bilimi toplumsal konularla ilgilenir. Toplumsal olaylar, çıkış noktaları, nedenleri, sonuçları ve yapılması gerekenler bu bilimin ilgi alanı içindedir. Eğitim de toplumsal bir konudur ve sosyolojik temellerle bağlantılı durumdadır. Yani sosyoloji bilimi de eğitimle ilgilenmekte ve bu açıdan eğitim coğrafyasıyla konu açısından ortaklığı bulunmaktadır (Çolak, 2009: 13) İstatistik Bilimi İstatistik çeşitli olgulara ilişkin verilerin toplanması, sınıflandırılması, özetlenmesi, organize edilmesi ve yorumlanması faaliyetlerini kendisine konu edinen veri bilimidir (Bakır-Aydın, 2010: 9). Bir kişi, kendisi doğrudan araştırma yapmasa bile başkalarının yaptığı araştırmaları anlamak ve öğrenmek istediğinde istatistiğin bilgili bir kullanıcısı olmak durumundadır. İstatistiği bilmeden, özellikle de nicel bir araştırmanın okunması ve değerlendirilmesi kolay değildir (Köklü-Büyüköztürk, 2000: 4). İş yaşamında pek çok bilgiye ihtiyaç duyulur, bunların çoğu sayısal veri biçimindedir. Bu sayılar denizinde boğulmadan yüzebilmek için bu verileri işleyip anlamlı olgulara, düşüncelere dönüştürmek gerekir, sonra da bunlardan kullanılabilir bilgiler türetilmelidir. İşte istatistik, bireyleri bu işleri yapacak yöntemlerle donatır. İstatistik, yöntemleri belirsiz durumlarda nasıl karar verilebileceğini gösterir. Alınan kararların önemli bir bölümü geleceğe, bazıları uzak geleceğe ilişkin sonuçlar doğurur, bu nedenle hayli erken alınmaları gerekir. Bu da bazı tahminlerin yapılmasını gerektirir. İstatistik burada da yardıma koşar ve geçmiş olaylardaki değişkenlerin yapısına göre gelecekteki gelişmelerin olası eğilimlerini kestirmede işe yarar. Sıradan bir vatandaş olarak istatistik öğrenmenin bir yararı, çevreden gelen veri bombardımanına karşı hazırlıklı olmaktır (Şenesen, 2006: 3-5).

54 37 İstatistiklerin, her ne kadar yalnızca ekonomik incelemelerde gerekli olduğu düşünülürse de, istatistikler ekonomik coğrafyada ve beşeri coğrafyanın diğer alanlarında ve biraz daha az olarak fiziki coğrafyanın belirli kısımlarında olduğu kadar, bölgesel çalışmalarda da önemli veriler haline gelmişlerdir ( Özgüç, 1984: 33). İstatistik bilimi eğitimi çok farklı biçimde ele almaktadır. Şöyle ki; belli bir alanda nüfusun eğitim durumunun sayısal açıdan veriler şeklinde sunulması, bu verilerin tablolar, oransal dağılımlar, şekiller haline getirilmesi, farklı yöntemler kullanarak eğitimle ilgili göstergelerin oluşturulması şeklinde çalışmalar yaparlar. Eğitim coğrafyası gibi coğrafi açıdan konuya yaklaşmakla beraber, başka yönlerden konuyla ilgili yorum yapmazlar ya da durum değerlendirmesinde bulunmazlar. Eğitim coğrafyası, eğitimle ilgili istatistiklerin temininde bu bilimden yararlanmaktadır (Çolak, 2009: 13-14).

55 38 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ERZURUM İLİ NİN EĞİTİM COĞRAFYASI 3.1. ERZURUM İLİ NİN NÜFUS ÖZELLİKLERİ Nüfus Değişimleri Nüfus, sınırları belli bir alanda yaşayan insan sayısını ifade eder. Bu alan dünyanın bütünü olabileceği gibi kıta, ülke, bölge, şehir, köy veya konut gibi daha dar bir alan da olabilmektedir. Nüfus coğrafyasının yararlandığı dokümanların büyük bir bölümü, nüfus sayımı sonuçlarından elde edilir. Ayrıca göç, doğum, ölüm ve benzeri olayların kayıtlarında da nüfus coğrafyası büyük ölçüde yararlanır (Güner, 2010: 1). Çalışma sahasının nüfus özellikleri, düzenli nüfus sayımlarının gerçekleştirildiği Cumhuriyet Dönemi ni kapsayacak şekilde değerlendirilmiştir. İlk sayım yılını oluşturan 1927 yılında Türkiye de 63 il bulunmaktayken, özellikle 1985 yılından sonra idari bölünüş yapısında gerçekleştirilen değişikliklerin sonucu olarak 2000 yılında bu sayı 81 e yükselmiştir yılında Türkiye nin nüfusu , Erzurum ilinin nüfusu olarak tespit edilmiş ve Erzurum ili nüfus büyüklüğü açısından 63 il arasında 14. sırada yer almıştır. Aynı yıl en fazla nüfusa sahip üç il İstanbul, İzmir ve Konya olarak tespit edilmiştir (Devlet İstatistik Enstitüsü, 2002: 25). Cumhuriyet Dönemi nin ilk resmi sayımı olan 1927 sayımı sonuçlarına göre, Erzurum ilinin toplam nüfusu olup, bunun sı erkek, u kadın nüfustan oluşmaktaydı. Bu dönemde özellikle kadın nüfustaki fazlalık dikkat çekicidir ve Birinci Dünya Savaşı ndan sonraki yıllara rastlayan sayımda kadın nüfusun fazlalığı doğal kabul edilebilir. Nitekim erkek nüfusun bir kısmının savaşta kaybedilmiş olması veya esir düşmüş olması kuvvetli bir ihtimaldir. Cumhuriyet Dönemi nin ikinci resmi sayımı olan 1935 sayımı sonuçlarına göre il nüfusu kişidir. Şehirleşmeyi teşvik eden sektörlerin henüz pek gelişmediği bu dönemde, Türkiye nin birçok yerinde olduğu gibi, Erzurum ilinde de nüfusun çoğunluğu köylerde yaşamakta ve tarımla uğraşmaktadır sayım sonuçlarına göre ilin nüfusu olarak belirlenmiştir. Aynı dönemde Türkiye nüfusu bir önceki döneme göre yaklaşık %9 luk bir artış gösterirken, Erzurum ilinin nüfusunda, bir önceki döneme göre yaklaşık %10 luk bir gerileme olmuştur. Bu dönemde Erzurum un doğal nüfus artışını bile koruyamaması, ilin ekonomik şartlarının yetersizliği ve iklim şartlarının zorlayıcı nedenlerine dayalı

56 39 olarak ortaya çıkan göçlerle ilişkilendirilebilir yılında il nüfusu bir önceki döneme göre kişi artarak ya ulaşmıştır. Doğum hızının yüksek olduğu, ancak ölüm sayılarının da fazla olduğu bu dönemde, yıllık doğal nüfus artışı %1,3 kadardır. İkinci Dünya Savaşı sonrasına denk gelen 1950 sayımlarına ilişkin bilgiler pek sağlıklı olmayabilir. Ancak yine de il nüfusu hakkında bilgi vermektedir. Bir önceki döneme göre kişi (%14 dolaylarında) artan il nüfusu a ulaşmıştır. Bu artışın birinci nedeni yüksek doğum oranlarına bağlı doğal artıştır. Diğer nedeni ise İkinci Dünya Savaşı nedeniyle, yöre halkının göçe katılmamasıdır. Hem Türkiye de, hem de Erzurum ilinde şehirleşme hareketinin belirginleşmeye başladığı 1955 sayım döneminde tablo 3.1 de de görüldüğü üzere il nüfusu bir önceki sayım dönemine nazaran kişi artarak ya çıkmıştır. Bu artışın birinci nedeni yüksek doğum hızı, diğer neden ise, çevre illerden az da olsa göç almasıdır. İl dışına yönelik göçlerin fazla olmaması da nüfus artışında etkili olmuştur sayımlarında il nüfusu kişi artarak ye 1965 sayımlarında kişi artarak e ve 1970 sayımlarında da kişi artarak e ulaşmıştır. (Gök, 2011: 5-16, Tablo 3.1, Şekil 3.1). Tablo 3.1. Erzurum İli nde Nüfusun Gelişmesi ( ). Yıllar Nüfus Yıllık Nüfus Artış Hızı ( ) , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,40 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu 2000 Genel Nüfus Sayımı Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri ve Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçlarından Derlenmiştir.

57 Nüfus 40 Erzurum ilinin nüfusu 1975 sayımı verilerine göre önemli bir artış göstermiştir. İl nüfusu bu dönemde kişi artmış ve kişiye ulaşmıştır. Önceki dönemlerle karşılaştırdığımızda biraz daha fazla artış olmuştur. Türkiye de, az gelişmiş veya geri kalmış yörelerden, gelişmiş yörelere doğru göçün belirginleşmeye başladığı bu dönemde, ilin nüfus artışının devam etmesi, doğum hızının halen yüksek olduğunu, aynı zamanda Erzurum un çevredeki illerden (Kars, Ağrı, Artvin vb.) göç aldığını göstermektedir sayım dönemi, ulaşım ve iletişimde meydana gelen gelişmelerden dolayı, kırsal kesimdeki nüfusun şehir hayatını tanımaya başladığı ve bu nedenle, göç hareketinin hızlandığı bir dönemdir. İl dışına yönelik göçler mevcut olsa da özellikle Erzurum Şehri çevre yerleşmelerden göç almaya devam etmiştir. Göç ile kazanılan nüfus, yine göç ile kaybedilenden fazla olması nedeniyle il nüfusu büyümesini sürdürmüştür yılı sayımlarına göre bir önceki dönem kişi olan il nüfusu kişi artarak e çıkmıştır. Bu artışta başta Ağrı ve Kars illeri olmak üzere, Erzurum Şehri ile bazı ilçelerine çevre illerden başlayan göçler önemli rol oynamıştır. Önceki sayımlarla sürekli artış gösteren il nüfusu 1990 sayım sonuçlarına göre az da olsa azalmıştır. Bir önceki sayımda olarak belirlenen toplam nüfus, bu sayımla olarak tespit edilmiştir. Yüksek doğum oranlarına rağmen, nüfusun azalmasının en önemli nedeni, ilin göç verme hızının yükselmiş olmasıdır yılı sayımına göre Erzurum ili nüfusu, Cumhuriyet Dönemi sayımlarındaki en yüksek değere ulaşmıştır. Bu sayım sonuçlarına göre ilin toplam nüfusu dur. Yine bu dönemde Türkiye genelinde olduğu gibi, Erzurum ilinde de kır şehir nüfus dengesi, şehir nüfusu lehine değişmiştir (Gök, 2011: 16-22, Şekil 3.1) Şekil 3.1. Erzurum İli Nüfusunun Gelişimi ( ).

58 yılında ülke toplam nüfusunun %1,9 unu oluşturan Erzurum ili nüfusunun ülke nüfusu içindeki payı 2000 yılında %1,3 lere gerilemiştir. İlde nüfusun sayım devreleri arasında artış-azalış açısından değerlendirmeler yapmak da mümkündür , , , ile yılları arasında nüfusta düşüşler olmuş, bu dönemlerin dışında nüfusun genelde artış eğiliminde olduğu ancak, bu artışın da belirli devreler için az ya da çok olabildiğini söylemek mümkündür lı yıllara kadar yıllık nüfus artışı hızının genelde 30 un üzerinde olduğu ilde, yılları arasında yıllık nüfus artış hızının 20 nin altında seyrettiği görülmektedir. Söz konusu dönemde il nüfusundaki yıllık artış hızında görülen bu düşüşün temel sebebi doğum oranlarında görülen azalmadan ziyade göçler yoluyla ortaya çıkan nüfus kaybıdır. Türkiye nin genel ekonomik koşullarının bir sonucu olarak, bu devrede iş bulma ve daha iyi yaşam şartlarına sahip olabilme gibi çeşitli nedenlerle yörede, diğer dönemlere göre daha yüksek oranda bir nüfus hareketliğinin söz konusu olduğu söylenebilir yılları arasındaki bu 30 yıllık dönem içinde, yıllık nüfus artış hızının -2 lere kadar gerilediği gözlenmektedir (Çoşkun, 2008: ). Tablo 3.1 incelendiğinde döneminde il nüfusunda 9,3 lük bir düşüşün yaşandığı dikkati çekmektedir dönemi ise döneminin aksine il nüfusunda kişilik bir artışın olduğu, yaklaşık 11 lik yıllık nüfus artış hızına ulaşıldığı bir dönem olarak görülmektedir. Bu özellikleri itibariyle dönemi arasındaki nüfus büyüme dönemine benzetmek mümkündür. Erzurum Şehri nin bölgesel çekiciliğinin artışı, devresinin, önceki dönemlere göre yüksek bir nüfus artışıyla sonuçlanmasına neden olmuştur yılında kişi olan il nüfusu kişilik bir artışla a yükselmiştir (Çoşkun, 2008: 248) yılları arası nüfus kaybının yüksek düzeyde olduğu bir dönemdir. İlden göç edenlerin oranındaki artış, bu dönemdeki nüfusun azalmasında en önemli etkendir. Bu dönemde yıllık nüfus artış hızı -23,23 e kadar gerilemiş ve Erzurum ili nüfusu kişilik bir azalma ile e kadar düşmüştür. Tablo 3.1 de görüldüğü gibi 2000 yılında başlayan nüfus kaybı döneminde de devam etmiştir. Bu dönemde il nüfusunda kişilik bir azalma kaydedilmiştir de 15,29 luk artış gösteren nüfus 2012 de -3,40 lık düşüşle kişi olmuştur. Şekil 3.1 incelendiğinde genel anlamda Erzurum ili nüfusunda , , devrelerinde

59 Nüfus Yoğunluğu kişi/km² 42 artış gözlenirken, , ve devrelerinde ise azalma gözlenmektedir. Erzurum da matematiksel nüfus yoğunluğu (kişi/km²) 1927 yılında yaklaşık 10 kişi iken, 1935 de 15 kişiye yükselmiş fakat nüfusun azalmasına paralel olarak 1940 yılında 15 in a1tına inmiştir da bu oran 23 kişiye, 1985 yılında da 34 kişiye yükselmiş ancak dönemindeki nüfus kaybı ile 1990 da 34 ün altına gerilemiştir. Kilometrekareye düşen kişi sayısı 2000 yılında 37 kişiye yükselmiş, 2012 yılında ise yaklaşık 31 kişiye kadar düşmüştür. Buna göre döneminde il nüfusu artarken, döneminde azalmıştır (Şekil 3.2) Şekil 3.2. Erzurum İli nde Matematiksel Nüfus Yoğunluğu ( ). Sonuç olarak, Erzurum ilinde nüfusun gelişimini bir bütün halinde incelediğimizde Erzurum çevresinin ilkçağlardan beri önemli bir yerleşim ve nüfus birikim alanı olduğu, düzenli nüfus sayımlarının yapıldığı Cumhuriyet Dönemi nde görülen nüfusun gelişiminde ise belirli devrelerin ön plana çıktığını söylemek mümkündür. Cumhuriyet Dönemi boyunca, devresi yıllık nüfus artışının 52,81 ile en yüksek seviyeye ulaştığı dönem olarak dikkati çeker yılındaki kişilik nüfusa yaklaşık kişinin eklendiği bu devre Kurtuluş Savaşı nın yaralarının sarılmaya başlandığı, uzun süren savaş ortamının yerini yavaş yavaş barış ve huzur ortamına bıraktığı bir dönem olarak görülmektedir. Erzurum nüfusunda döneminde kişilik ve yılları arasında da kişilik bir azalma görülmektedir sonrasındaki on yıllık devre ise, ilde nüfus artış sürecinin olumlu seyretmeye başladığı bir dönemdir devresinde ve devresinde

60 43 Türkiye nüfusundaki artış devam ederken il nüfusunda görülen düşüş göçler ile ilişkili bir durumdur (Çoşkun, 2008: 249). Erzurum nüfusundaki en önemli düşüşün görüldüğü devre ise devresidir. Erzurum dan 2000 yılından itibaren hız kazanan göçler sonucu 2000 yılında olan nüfus sayısı 2007 yılında e düşmüştür den 2010 a kadar il dışına olan göçler devam etmiş ve 2010 da nüfus e gerilemiştir de azda olsa 15,29 luk nüfus artışıyla ye ulaşmış fakat ,40 lık bir azalışla Erzurum ili nüfusu e düşmüştür. Erzurum ilinden döneminde , döneminde , döneminde ve döneminde kişi göç etmiştir. İlin söz konusu dönemlerde aldığı göç ise verdiği göçün oldukça altındadır (Tablo 3.2, Şekil 3.3). Erzurum ilinden önemli bir sayıda göç, yılları arasında olmuştur. Bu dönemde ilin kırsalından ve şehirlerden kişi il dışına göç etmiştir. Bu dönem, hem Türkiye de hem de Erzurum ilinde şehirleşmenin en hızlı olduğu dönemlerden birisidir (Gök-Kayserili, 2010: 14). Erzurum ilinin net göç hızı devresinde -66,3, devresinde -64,8, devresinde -113,2 ve devresinde ise dir. Tablo 3.2. Erzurum İli nde Devresinde Meydana Gelen Göçler. Yıllar Aldığı göç Verdiği göç Net göç Net göç hızı ( ) , , , ,8 Kaynak: TÜİK Göç İstatistikleri. Doğu Anadolu Bölgesi nde sermayenin marjinal verimliliği, diğer bölgelere göre oldukça düşüktür. Bu nedenle yetersiz düzeyde de olsa, mevcut sermayenin yatırıma dönüşmesi çok zayıftır. Yöredeki yaygın düşünce, belirli bir büyüklükte kişisel servet birikimine ulaşıldığında bir an önce batıdaki büyük kentlere (çoğunlukla İstanbul, Bursa, İzmir, Mersin gibi) göç edilmesi gerektiği yönündedir. Doğu insanı böylesine olumsuz koşullar içerisinde çaresiz olarak kaderciliğe ve suskunluğa bürünmüş durumdadır. Uzun ve sert geçmesinin yanında, giyim, yakacak ve benzeri yüksek harcamalar gerektiren doğa ve iklim koşullarının elverişsizliği, Erzurum un batıdaki

61 Oran (%o) 44 büyük kentlere uzak olması, büyük ölçekli sanayi yatırımlarının bulunmaması, dolayısıyla iş ve istihdam imkânlarının çok yetersiz olması, halkın çoğunluğunun gelir düzeyinin düşük ve gelir dağılımının dengesiz olması, sermaye sahiplerinin yörede yatırıma teşebbüs etme düşüncesinden uzak olması, nispi olarak kültürel ve sosyal yaşam olanaklarının yetersizliği Erzurum dan il dışına yapılan göçlerin sebepleri arasında sayılabilir (Yavuz, 1994: 17) Şekil 3.3. Erzurum İli Net Göç Hızı ( ). Türkiye İstatistik Kurumu nun verilerine göre Erzurum dan başka şehirlere 2000 yılından sonra hız kazanan göçler ile 2000 de kişi olan il nüfusu 2007 yılında e gerilemiştir yılından 2007 yılına kadar geçen süre zarfında il nüfusu %16,26 gibi önemli bir düşüş göstermiştir. Nüfustaki azalma 2008 yılında da kendini göstermiş ve bir önceki yıl olan ilin toplam nüfusu 2008 yılında ye gerilemiştir ile 2010 yılları arasında il nüfusu den fazla gerileme göstermiştir yılından 2010 yılına kadar sürekli azalma gösteren Erzurum il nüfusu 2011 yılında bir önceki yıla göre %1,53 ( kişi) lük artarak ye ulaşmıştır yılında ise %0,34 (2.652 kişi) lük düşüşle e gerilemiştir (Tablo 3.3, Şekil 3.4). Tablo 3.3. Erzurum İli nde Devresinde Gerçekleşen Göç Hareketleri. Yıllar Aldığı göç Verdiği göç Net göç Net göç hızı ( ) , , , ,50 Kaynak: TÜİK ADNKS Sonuçları.

62 Oran(%o) Şekil 3.4. Erzurum İli nin Net Göç Hızı ( ). Tablo 3.3 ve şekil 3.4 incelendiğinde Erzurum ilinin 2007 ve 2008 yılları arasında verdiği göç , aldığı göç ise olduğu görülmektedir. Net göç miktarının ya ulaştığı bu dönem, ilin verdiği göçün yüksek değerlere ulaştığı bir dönemdir. Bu dönemi izleyen diğer yıllarda da Erzurum ilinin verdiği göç miktarı, aldığı göç miktarından fazladır yılları arasında net göç hızı -31,23, da -11,37, da -16,02 ve yılları arasında ise -7,50 dir. Erzurum un ilçelerinin yılları nüfus sayıları karşılaştırıldığında sadece Merkez ilçenin (2008 yılında 5747 sayılı kanun ile üç ilçeye ayrılmıştır) nüfusunun arttığı görülmektedir. Merkez ilçe (Aziziye, Palandöken, Yakutiye) nüfusu, 12 yıllık süre içerisinde 22,44 lük artışla, dan e yükselmiştir. Aziziye, Palandöken ve Yakutiye dışındaki bütün ilçelerde nüfus azalmıştır. Yıllık nüfus artış hızının en düşük olduğu ilçe -46,01 ile Pazaryolu ilçesidir. Pazaryolu ilçesini sırasıyla -40,10 ile Tortum ilçesi, -36,92 ile İspir ilçesi, -35,76 ile Narman ilçesi ve -33,54 ile Hınıs ilçesi takip etmektedir (Tablo 3.4). Tablo 3.4. Erzurum un İlçelerinde Nüfus Sayısı ve Yıllık Nüfus Artış Hızları (2000, 2012). İlçe Adı 2000 Yılı 2012 Yılı Yıllık Nüfus Artış Hızı ( ) Merkez Aziziye Palandöken Yakutiye ,87

63 46 Aşkale ,61 Çat ,14 Hınıs ,54 Horasan ,17 İspir ,92 Karaçoban ,19 Karayazı ,49 Köprüköy ,13 Narman ,76 Oltu ,59 Olur ,05 Pasinler ,15 Pazaryolu ,01 Şenkaya ,55 Tekman ,97 Tortum ,10 Uzundere ,27 Toplam ,18 Kaynak: TÜİK 2000 Genel Nüfus Sayımı, 2012 ADNKS Sonuçları Doğurganlık Oranı Nüfus artışının temel ve doğal nedeni olan doğurganlık, doğum yapabilecek çağdaki (15-49 yaşları arasındaki) kadınların doğurduğu ortalama çocuk sayısı ile ifade edilir (Doğanay, 2005: 290). Herhangi bir ülkede doğum oranları zaman zaman değişir. Bugün, dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan toplumlarda da doğum oranları birbirinden farklıdır. Yer yer ve zaman zaman görülen bu değişmeleri şu sebeplere bağlayabiliriz: Şehirleşme, sanayileşme ve sosyal hareketlilik; ailelerin ekonomik durumu; okuryazarlık ve eğitim; toplumların cinsiyet ve yaş bakımından yapıları; aile yapısında değişmeler ve ailede çocuğun rolü; kadının sosyal durumu ve işgücüne katılması; büyük afetler; ülkelerin nüfus siyasetleri (Güner, 2010: 18-21). İl bazında uzun dönemde

64 47 doğurganlık düzeyinde gerçekleşen değişim, çocuk-kadın oranına (doğurgan çağdaki yaş her 1000 kadın için 0-4 yaş grubundaki çocuk sayısı) göre incelenmiştir (Tablo 3.5). Erzurum ilinde doğurgan çağdaki kadın başına düşen ortalama çocuk sayısı 1960 yılına kadar yüksek düzeyde iken, bu yıldan sonra azalma göstermektedir.1960 yılında doğurgan çağdaki her kadına 773 çocuk düşerken, 2000 yılında her kadına 464 çocuk düşmektedir. Kadın başına düşen çocuk sayısı bu 40 yıl içinde yaklaşık %40 oranında azalma göstermiştir (DİE, 2002: 34). Tablo 3.5. Erzurum İli Nüfusundaki Çocuk ve Kadın Oranları ( ). Yıllar 0-4 Yaştaki Toplam Çocuk Sayısı Yaştaki Toplam Kadın Sayısı Çocuk-Kadın Oranı ( ) Kaynak: TÜİK 2000 Genel Nüfus Sayımı Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri. Genel nüfus sayımlarında, 1970 yılından itibaren kadının yaşamı boyunca doğurduğu çocuk sayısı derlenerek, doğurganlık ile ilgili bilgi elde edilmeye başlanmıştır. Bu bilgi ile birlikte 1980 yılından itibaren güncel doğurganlık düzeyinin belirlenmesi amacıyla sayımdan önceki son bir yılda gerçekleşen doğumlar derlenmeye başlanmıştır. Doğurganlık düzeyindeki değişimin yorumlanmasında kullanılabilecek bir başka gösterge de, doğurganlık döneminin sonu olan yaştaki bir kadın için ortalama çocuk sayısıdır. Bu gösterge Erzurum ilinde doğurganlık düzeyinin 1985 yılından sonra azaldığını göstermektedir (Tablo 3.6) yılında yaştaki

65 48 kadınlar ortalama 3-7 çocuk dünyaya getirmiş iken, 2000 yılında aynı yaş grubundaki kadınlar ortalama 3-5 çocuk dünyaya getirmişlerdir (DİE, 2002: 34). Tablo 3.6. Erzurum İli nde Doğurganlık, Bebek ve Çocuk Ölüm Hızları ( ). Yıllar Toplam Kadın Sayısı yaştaki kadın nüfus Canlı Doğan Çocuk Sayısı Ortalama Canlı Doğan Çocuk Sayısı Son Bir Yılda Canlı Doğan Çocuk Sayısı , , , , , , yaştaki kadın nüfus Çocuk Sahibi Toplam Bebek Ölüm Hızı Çocuk Ölüm Hızı Yıllar Olmada Ortalama Doğurganlık Hızı ( ) ( ) Yaş ,42 29, ,90 30, ,59 29, ,51 29, Kaynak: TÜİK 2000 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri. Bebek ölüm hızı, kadının hayatı boyunca doğurduğu canlı çocuk sayısı ve yaşayan çocuk sayısı bilgilerine göre tahmin edilmektedir. Uygulanan bu yöntem gereği, bebek ölüm hızı sayım tarihinden yaklaşık üç yıl önceki düzeyi yansıtmaktadır. Erzurum illinin 1967 yılından günümüze kadar olan dönemde bebek ölüm hızı ülke genelindeki yapıya benzer şekilde azalmaktadır yılında canlı doğumdan yaklaşık 213 ü bir yaşını doldurmadan ölürken, 1997 yılında canlı doğumdan 65 i bir yaşını doldurmadan ölmüştür (DİE, 2002: 35). Türkiye İstatistik Kurumu doğum istatistikleri sonuçlarına göre Erzurum da doğum yerine göre 2001 de , 2002 de , 2003 te , 2004 te , 2005 te , 2006 da , 2007 de , 2008 de , anne ikametgâhına göre de 2009 da , 2010 yılında , 2011 yılında doğum bildirimi olmuştur. Erzurum da 2011 yılında kaydedilen doğum sayısı 2001 yılına göre %26,9 oranında düşüş göstererek den e gerilemiştir (Şekil 3.5).

66 Doğum Sayısı Şekil 3.5. Erzurum İli nde Doğum Sayıları ( ) Aile Büyüklüğü Hane halkı, aralarında akrabalık bağı bulunsun veya bulunmasın, aynı konutta veya aynı konutun bir kısmında yaşayan, hane halkı hizmet ve yönetimine katılan, gelir ve giderlerini ayırmayan, bir veya birkaç kişinin oluşturduğu topluluktur. Toplam hane halkı nüfusunun toplam hane sayısına oranı olan ortalama hane halkı büyüklüğü, bir hane halkını oluşturan kişilerin ortalama sayısı olarak tanımlanır (DİE, 2002: 20). Ekonomik gelişme süreci içinde, sanayileşme ve şehirleşme ile birlikte ailenin yapısında bazı önemli değişmeler meydana gelmekte, yakın akrabaların bir arada yaşadığı aile biçimi yerini giderek anne, baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aile tipine bırakmaktadır (Güner, 2010: 20). Hane halkı büyüklüğünün şekillenmesinde doğumlar, ekonomik faaliyet ve geleneklerin ön plana çıktığı dikkati çeker. Bunlardan doğum oranlarının yüksekliği, ailenin kalabalık olmasında en önemli etkendir. Yapılan ekonomik faaliyetin türü ve ekonomik seviye de kalabalık ailelerin ortaya çıkmasına neden olur. Tarımsal faaliyetlerin egemen olduğu bölgelerde daha fazla işgücüne ihtiyaç duyulmakta ve doğumlar hızlanmaktadır. Bunun yanında gelir seviyesi düşük olan ailelerin yeni evlenen erkek çocukları ile bir arada yaşamak zorunda kalmaları, başka bir ifade ile bileşik aile yapılanmasını tercih etmeleri, aileyi kalabalıklaştırır. Son olarak anne babanın özellikle erkek çocuklarının yanında yaşamasının gelenek olduğu toplumlardaki

67 50 bileşik aile yapısı her ailenin en azından 2 kişi fazla olması gibi bir durumu ortaya çıkarmaktadır (Başıbüyük, 2005: 276). Türkiye de ortalama hane halkı büyüklüğü yerleşim yerlerine göre değişiklik göstermekle beraber 2000 yılı Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre 4,5 tir. Doğu Anadolu Bölgesi nde yer alan illerde ise hane halkı sayısı ülke ortalamasının üzerindedir. Erzurum da 2000 yılında ortalama hane halkı büyüklüğü 5,75 tir (Tablo 3.7) yılı itibariyle Erzurum ilinde bulunan hane halkının yaklaşık %60 ı şehirde yaşamaktadır. İl genelinde ortalama hane halkı büyüklüğü 5,75 tir. Hınıs ilçe merkezinde ortalama hane halkı büyüklüğü 9,2 ile en yüksek değere, Olur ilçe merkezinde ortalama hane halkı büyüklüğü 4,7 ile en düşük değere sahiptir. İl merkezinde yaşayan hane haklarının %97 si, ilçe merkezlerindeki hane halklarının %82 si tuvaleti içinde bulunan konutlarda oturmakta iken, köylerdeki hane halklarının %34 ünün konutunun içinde tuvaleti bulunmaktadır. İl merkezindeki hane halklarının %99 u, ilçe merkezindeki hane halklarının %90 ı içinde borulu suyu bulunan konutlarda yaşarken, köylerdeki her yüz hane halkından 50 sinin konutunun içinde borulu su bulunmaktadır. İl genelinde hane halklarının %75 i kendi evlerinde oturmaktadır. Oturduğu konuta sahip olan hane halklarının oranı yerleşim yerlerine göre farklılık göstermektedir. Kendi evinde oturan hane halklarının oranı il merkezinde %60, ilçe merkezinde %70 iken, köylerde bu oran %93 e yükselmektedir. Kiracı olan hane halklarının oranı da yerleşim yerlerine göre farklılık göstermektedir. İl merkezinde kiracıların oranı %31 ile en yüksek düzeye sahip iken, köylerde bu oran %2 dir (DİE, 2002: ). Tablo 3.7. Erzurum İli Hane Sayısı ve Ortalama Hane Halkı Büyüklüğü ( ). Yıllar Toplam Nüfus Toplam Hane Sayısı Ortalama Hane Halkı Büyüklüğü , , , , , , , , , ,70 Kaynak: TÜİK 2000 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri ve 2011 Nüfus ve Konut Araştırması İstatistikleri.

68 Hane Halkı Sayısı 51 Tablo 3.7 incelendiğinde Erzurum ilinde toplam hane sayısının genelde sayım yılları itibariyle artmakta, ortalama hane halkı büyüklüğünün ise azalmakta olduğu görülmektedir. Erzurum ilinde ekonomik faaliyetlere ve şehirleşme sürecine bağlı olarak bir hanede yaşayan ortalama birey sayısı giderek düşmektedir yılında Erzurum ilinde ortalama hane halkı büyüklüğü 6,98 iken, bu oran 2000 yılında 5,75 e ve 2011 de 4,70 e gerilemiştir yılında Erzurum ilinde olan toplam hane sayısı 2000 yılında artarak olmuş fakat 2011 de azalarak e düşmüştür yılında yaklaşık 7 olan ortalama hane halkı sayısı azalarak 1970 yılında 6,38 e düşmüş, 1975 yılında yükselişe geçerek 6,5 in üzerine çıkmıştır. Erzurum ilinde şehirleşme düzeyinin yükselmesine paralel olarak 1985 te 6,43 e, 1990 da 6,26 ya, 2000 yılında 5,75 e ve 2011 yılında 4,7 ye düşmüştür (Şekil 3.6) Şekil 3.6. Erzurum İli Ortalama Hane Halkı Sayısı ( ) Kırsal ve Kentsel Nüfus Şehirsel ve kırsal nüfus analizleri yapılırken, şehir ve kırı birbirinden ayırmaya hizmet eden nüfus eşik değerleri, kalkınma farklılıkları nedeniyle toplumdan topluma değişiklik gösterir. Bunun en önemli nedeni, yerleşmelerin insanların sosyo-ekonomik ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayıp karşılamaması durumuna göre klasifiye edilmeleridir. Beklentiler toplumların gelişme düzeyine göre şekillendiğinden, şehir-kır ayrımında kullanılan asgari nüfus miktarı da sürekli yükselmektedir. Son yıllarda bu tür

69 52 bir ayrım için yetersiz olduğu düşünülmesine rağmen, Türkiye de pratik karşılaştırmalara izin veren nüfus kriteri esas alınmaktadır (Türkiye şartları için alt sınır olarak nüfusu öneren çalışmalar da vardır). Yerleşmeleri sadece nüfus miktarına bakarak şehirleşmiş olarak kabul etmek ya da kabul etmemek genelleme amaçlıdır. Zaten bilimsel olarak bir yerleşmenin şehir niteliği kazanıp kazanamadığı konusu, o yerleşmenin fonksiyonlarının analiziyle anlaşılabilir ve her yerleşme için detaylı araştırmaları gerektirir (Arınç, 2009: 61). Bir ülkede veya bir bölgede nüfusun şehir veya kırlarda yoğunluk kazanması, o ülke veya bölgenin sosyo-ekonomik durumunu yansıtır. Sanayileşmiş ülkelerde nüfus şehirlerde yoğunlaşmıştır. Ekonomisi tarıma dayalı ülkelerde ise nüfusun önemli bir bölümü kırsal alanda toplanmıştır. Sosyal yapı bakımından da şehir ve kır toplumu arasında büyük farklar bulunmaktadır. Şehirlerde yaşayan insanlarda geleneksel kültür ve davranışlar önemli ölçüde erozyona uğramaktadır. Kır nüfusunda ise geleneksel davranışlar hâkimdir. Bu nedenle kırsal ve şehirsel nüfus hem ekonomik hem de sosyo-kültürel değer taşımaktadır (Güner, 2010: 32). Dünya nın çeşitli ülkelerinde kırsal ve şehirsel yerleşmelerin nüfus değerleri birbirinden farklıdır. Türkiye de nüfusu den az olan yerleşim birimleri kırsal yerleşmeler, bu yerleşmelerin nüfusu da kırsal nüfus olarak kabul edilir. Nüfusu den fazla olan yerleşmeler ise kent yerleşmelerini meydana getirir ve buralarda yaşayan nüfus ise kentsel nüfus olarak değerlendirilir (Doğanay, 2005: 300) yılında olan Erzurum ili nüfusunun unu kır nüfusu, sını da şehir nüfusu oluşturmaktadır. Yani il nüfusunun %85,17 gibi büyük bir çoğunluğunu kır nüfusu oluştururken, şehirli nüfusun oranı sadece %14,83 tür (Tablo 3.8, Şekil 3.7). Kır şehir nüfus ayrımının ayrıntılı olarak açıklandığı ilk sayım ise 1935 sayımıdır. Bu sayımın sonuçlarına göre, Erzurum ilinde kırsal nüfus oldukça fazladır. Söz konusu dönem, Türkiye genelinde olduğu gibi, Erzurum ilinde de henüz şehirleşmenin yeterli düzeyde olmadığı bir dönemdir. Sanayileşmenin henüz başlamadığı, hizmetler sektörünün ve ticaretin ise çok sınırlı olduğu bu dönemde, halkın büyük çoğunluğu köylerde yaşıyor ve tarım ve hayvancılıkla geçiniyordu. Diğer bir ifadeyle, kırsal kesimden şehre göçü teşvik eden faktörlerin henüz tam anlamıyla oluşmadığı bu dönemde nüfusun kırsal kesimde fazla olmasının bir diğer nedeni tarımda makineleşmenin olmayışıdır. Tarımsal faaliyetlerin neredeyse tümünün insan ve hayvan

70 Oran (%) 53 gücüne dayalı olması da, nüfusun kırsal kesimde kalmasına neden olan faktörler arasında sayılabilir. Tablo 3.8. Erzurum İli nde Şehir ve Kırsal Nüfusun Gelişimi ( ). Yıllar Şehir Nüfusu Kır Nüfusu Nüfus Sayısı % si Nüfus Sayısı % si , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,53 Kaynak: TÜİK 2000 Genel Nüfus Sayımı Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, ADNKS Sonuçlarından Derlenmiştir Şehir Nüfusu Kır Nüfusu Şekil 3.7. Erzurum İli nde Kır-Şehir Nüfusu Değişimi ( ). Erzurum ilinin kır-şehir nüfus değişim sürecinde uzun yıllar çok fazla bir değişiklik olmamıştır. Çünkü şehirleşmeyi teşvik eden sanayi, ticaret ve hizmetler

71 54 sektörlerinde önemli gelişmeler olmadığı gibi, kırsal kesimden nüfusu itici faktörler olan; makineleşme, ulaşım, iletişim vb. faktörlerde de uzun süre gelişme olmamıştır. Bu yüzden, ilin kır-şehir nüfus oranlarındaki değişim çok yavaş seyretmiştir. Yirmi yıllık bir süreçte, şehir nüfusu lehine yaklaşık %10 luk bir değişim olmuştur.1955 sayımı ile kır nüfusunun oranı %79,07 ye gerilerken, şehir nüfusunun oranı %20,93 e yükselmiştir. Bu artış sadece şehirleşmenin gelişmesiyle olmamıştır. Bu yirmi yıllık süre içerisinde, daha önce köy ve bucak statüsünde olan bazı yerleşmeler (Karayazı, Şenkaya, Tekman, Çat, Horasan, Narman ) ilçe merkezi haline getirilmiştir. Diğer bir ifadeyle, önceki dönemlerde kır nüfusuna dâhil olan beş ilçenin nüfusu şehir nüfusuna dâhil edildiğinden, şehir nüfusunun oranını artırmıştır. Yine bu devrede Yusufeli ve Tercan ilçeleri de Erzurum ilinden ayrılmıştır. Bu ilçelerin ayrılması hem kır nüfusunun hem de şehir nüfusunun azalmasına neden olduğundan, nüfus oranlarının değişiminde önemli rol oynamamıştır (Gök-Kayserili, 2010: 7-8). İlin şehir ve kır nüfusundaki değişim süreci 1960 sayım döneminde de devam etmektedir. Bir önceki dönem şehir nüfusunun oranı %20,93 iken, bu oran %22,82 ye çıkmıştır. Ama yine de Türkiye genelinin (%31,92) oldukça gerisinde bulunmaktadır. Önceki dönemlerde çevresinden göç alan il, gelişmiş illere doğru göç vermeye başlamıştır. Bir önceki dönemde bucak merkezi olan Olur 1958 yılında ilçe statüsüne kavuşturulmuşsa da, şehir nüfus artışına pek katkısı olmamıştır. Beş yıllık sürede şehir nüfusu sadece kişi artmıştır. Dolayısıyla, artış oranı bir önceki dönemin artışına (%42,57) göre, daha düşük olup, %19,29 oranında artış olmuştur. Ancak, ilin kır nüfusunun artış oranı (%6,78) çok daha düşüktür. Türkiye genelinde şehirleşme hareketinin önem kazanmaya başladığı 1965 sayım dönemi verilerine göre Erzurum ilindeki şehirleşme hareketlerinin çok yavaş olduğunu söyleyebiliriz. Şehirleşme hareketlerinin belirginleşmeye başladığı 1970 döneminde Erzurum ilindeki şehirleşme, Türkiye geneline göre yavaştır. Türkiye genelinde şehirli nüfus oranı %38,45 iken, ildeki şehirli nüfus oranı %28,74 tür sayım sonuçlarına göre nüfusu armaya devam eden ilin, şehir-kır nüfusu oranı da şehir nüfusu lehine değişmiştir. Diğer bir ifadeyle, şehir nüfusunun oranı artarken, kır nüfusunun oranında azalma olmuştur. Bir önceki sayım döneminde %28,74 olan şehir nüfusu, %32,34 e yükselmiş, kır nüfusu ise %67,66 ya inmiştir. Böylece, ildeki nüfusun yaklaşık üçte biri şehirlerde yaşamaya başlamıştır. Bunun en önemli nedeni, köylerdeki sosyal imkânların çok kısıtlı olması,

72 55 buna karşın şehirlerde bu tür imkânların bulunmasının yanı sıra iş bulma olanağının varlığının şehirlere doğru göçü artırmasıdır (Gök, 2011: 12-16). Türkiye de şehirleşmenin hız kazandığı, kırdan şehre göçün artış gösterdiği dönemin başlangıç yılları 1980 li yıllardır. Tarımda makineleşmenin artış göstermesi, öte yandan ulaşım ve iletişimin gelişmesi, şehir hayatının cazip hale gelmesi, kırdan şehre göçün hızlanmasına neden olmuştur. Bir taraftan sanayileşmenin gelişmesi, öte yandan kamu ve özel sektör hizmetlerinin çoğalması, nüfusun şehirlere doğru akın etmesini sağlamıştır. Özellikle kamu kurum ve kuruluşlarının çeşitlenmesi ile buralara çok sayıda personelin alınması önemli sayıda nüfusun şehirlere gelmesini teşvik etmiştir. Erzurum Şehri de Doğu Anadolu Bölgesi nin en önemli merkezlerinden biri olmuş ve birçok kamu kurumunun bölge ve il müdürlüklerinin bulunması nedeniyle, hem çevresinden hem de yakın illerden göç almıştır. Kamu kurum ve kuruluşları ile diğer hizmet sektörlerinin artışı, ticareti de olumlu etkilemiş, dolayısıyla il merkezinde ticari iş yerleri de artmıştır. Bu durum ilçe merkezlerinin de gelişmesine neden olmuş, bazı ilçeler (Oltu, Pasinler, Horasan, Aşkale ve Hınıs gibi) şehirleşme yönünden az da olsa mesafe kaydetmişlerdir. Bu gelişmelerin yanında Erzurum Şehri, kırsal göç almakla birlikte aynı zamanda göç veren bir yerleşme konumundadır (Gök-Kayserili, 2010: 8, Ünal, 2007: 91). Erzurum daki şehirleşme hareketi, Türkiye geneline göre daha geri olmasına rağmen, 2000 li yıllarda şehirleşme daha belirgin hale gelmiştir. İlk defa bu sayım ile şehirli nüfus, kırsal nüfusun önüne geçmiş, nüfusun yarıdan fazlası (%59,80) şehirli nüfusu oluştururken, kırsal nüfusun oranı %40,20 ye düşmüştür. Şehirli nüfusun artışında doğal artışın yanı sıra çevreden gelen göçler ile bazı yerleşmelerin ilçe merkezi (Karaçoban, Köprüköy, Pazaryolu ve Uzundere) durumuna getirilmiş olmasının önemli katkısı olmuştur. Ancak şehirleşmenin yapısında bir değişiklik olmamıştır. Şehir nüfusunun büyük çoğunluğu hizmet sektöründe istihdam edilmektedir. Yine bu sayım ile ilin nüfusu en yüksek miktara ( ) ulaşmıştır. Ancak bundan sonra, il nüfusunda sürekli bir azalma meydana gelmiş, böylece hem kırsal nüfus hem de şehirli nüfus miktarında önemli düşüşler görülmüştür yılında olan nüfus 2007 yılında e düşmüştür. Erzurum ili nüfusu yedi yıllık bir süre içerisinde kişi azalmıştır. Diğer bir ifadeyle, bu sürede yaklaşık %16 lık bir azalma olmuştur yılına kadar ilin kırsal nüfusunda azalma olurken, şehir nüfusunda sürekli bir artış

73 56 gözlenmiştir yılında ise hem kırsal nüfusta hem de şehir nüfusunda düşüş meydana gelmiştir. Şehir nüfusu lik bir azalışla den e düşerken, kırsal nüfus lık bir azalışla den e gerilemiştir. Yani Erzurum ili hem kırsal nüfusta hem de şehirli nüfusta önemli miktarda nüfus kaybına uğramıştır yılında, mevcut nüfusu kır-şehir bakımından ele aldığımızda, şehirsel nüfusun kırsal nüfusa göre daha fazla (%61,86) olduğu görülür yılında ildeki en yüksek şehir nüfusuna sahip olan Erzurum Merkez ilçenin de nüfusu azalmıştır yılı sayımına göre olan nüfusa, 2004 yılında çıkarılan 5272 sayılı yasa ile çok sayıda köyün nüfusa dâhil edilmesi ile büyükşehir nüfusu e çıkmıştır (Şekil 3.7). Buna rağmen 3 yıllık süre sonunda (2007 yılında) Merkez ilçenin nüfusu e düşmüştür (Gök-Kayserili, 2010: 10-11). Kırsal Nüfus %23 Türkiye Şehirsel Nüfus %77 Doğu Anadolu Bölgesi Erzurum İli Kırsal Nüfus %35 Kırsal Nüfus %43 Şehirsel Nüfus %65 Şehirsel Nüfus %57 Şekil 3.8. Erzurum İli, Doğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye nin Kır-Şehir Nüfusu (2012).

74 yılına gelindiğinde 2007 yılında olan Erzurum ili toplam nüfusu lük bir azalışla ye düşmüştür. Şehirli nüfusta 2007 yılına nazaran %4 lük bir artış olmuş ve şehirsel nüfus sayısı 2011 de yükselmiştir. Kırsal nüfusta ise 2007 yılına göre yaklaşık %8 lik bir azalma olmuş ve kırsal nüfus sayısı e gerilemiştir. Tablo 3.8 incelendiğinde 2011 yılında şehirsel nüfusun (%64,70) kırsal nüfusun (%35,70) kişi olduğu ve 2012 de şehirsel nüfus artarak (%65,47) ve kırsal nüfus ise azalarak (%34,53) kişi olduğu görülmektedir yılından 2012 yılına kadar Erzurum ilindeki şehir nüfusu sürekli artış göstermiş, kır nüfusu ise sürekli azalma göstermiştir de yaklaşık %30 olan şehir nüfusu, 2007 de %60 ın üzerine, 2012 yılında ise %65 in üzerine çıkmıştır. Azalan kır nüfusu ise 1970 de yaklaşık %70 iken 2012 de %35 e kadar düşmüştür. Kır nüfusundaki bu düşüş şehirlere olan göçü göstermektedir yılında Erzurum ilinde şehir nüfusu %65 iken, Doğu Anadolu Bölgesi nde bu oran %57, Türkiye de ise %77 dir. İlde kır nüfusu oranı %35 iken, Doğu Anadolu Bölgesi nde bu oran %43 ve Türkiye de ise %23 tür. Buna göre şehirsel nüfus oranı bakımından Erzurum ili Doğu Anadolu Bölgesi ortalamasının üstünde fakat Türkiye ortalamasının altındadır (Şekil 3.8). Erzurum ilinde şehir nüfusu oranının fazla, kır nüfusu oranının az olduğu ilçeler Yakutiye (%99,18 i şehir, %0,82 si kır nüfusu), Palandöken (%98,77 si şehir, %1,23 ü kır nüfusu), Aziziye (%79,70 i şehir, %20,30 u kır nüfusu), Oltu (%67,84 ü şehir, %32,16 sı kır nüfusu) ve Aşkale (%51,14 ü şehir, %48,86 sı kır nüfusu) dir. Şehir nüfusu oranının az, kır nüfusu oranının fazla olduğu ilçeler ise Köprüköy (%9,39 u şehir, %90,61 i kır nüfusu), Tekman (%12,29 u şehir, %87,11 i kır nüfusu), Şenkaya (%12,89 u şehir, %87,11), Karayazı (%15,67 si şehir, %84,33 ü kır nüfusu), Tortum (%20,18 i şehir, %79,82 si kır nüfusu) ve Çat (%23,15 i şehir, %76,85 i kır nüfusu) tır (Tablo 3.9). Tablo 3.9. Erzurum da İlçelere Göre Kır-Şehir Nüfusu (2012). İlçe Adı Şehir Nüfusu % si Kır Nüfusu % si Aşkale , ,86 Aziziye , ,30 Çat , ,85 Hınıs , ,85 Horasan , ,63 İspir , ,79 Karaçoban , ,18

75 58 Karayazı , ,33 Köprüköy , ,61 Narman , ,13 Oltu , ,16 Olur , ,14 Palandöken , ,23 Pasinler , ,11 Pazaryolu , ,46 Şenkaya , ,11 Tekman , ,71 Tortum , ,82 Uzundere , ,36 Yakutiye , ,82 Toplam , ,53 Kaynak: TÜİK Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları (2012). Dünyanın gelişmiş ülkelerinde şehirleşme daha çok sanayileşmeye dayalı iken, Türkiye deki şehirleşmenin temelinin daha çok geçim sıkıntısına dayalı olduğu ifade edilebilir. Erzurum ilinin şehirleşmesi de, yine sanayileşmeden ziyade daha iyi yaşama ve iş bulma isteği ve bu amaçla ortaya çıkan nüfus hareketlerine dayanmaktadır. Gerçi büyük çaplı bir iki sanayi kuruluşu (Erzurum Şeker Fabrikası, Aşkale Çimento Fabrikası) ve küçük ölçekli sanayi tesisleri varsa da büyük miktarda istihdam oluşturacak sanayi kuruluşları mevcut değildir. Bu nedenle, şehirdeki nüfusun en önemli istihdam alanları hizmet sektörüdür. Bunların başında; Üniversite, karayolları, köy hizmetleri, hastaneler, iletişim kuruluşları (Telekom, Türkcell, Telsim vb.) ile kamu kurumlarının bölge ve il müdürlükleri gelmektedir. Bu kurum ve kuruluşların yanı sıra, özel sektöre ait hizmet birimleri de yine önemli sayıda istihdam oluşturmaktadır. Tarım sektörünü bir kenara bırakacak olursak ki, bu istihdam alanı kırsal nüfusa aittir. Diğer sektörler arasında (sanayi %3,7, inşaat %3,8) en fazla payın %30,1 ile hizmetler sektörüne ait olduğu görülmektedir (Tablo 3.10, Şekil 3.9). Bu durum Türkiye için de geçerli olup, Türkiye genelinde de şehir nüfusunun büyük çoğunluğu hizmet sektöründe (%33,5) istihdam edilmektedir. Ancak, Türkiye genelinde sanayi sektörünün payının, Erzurum a göre oldukça yüksek (%13,3) olduğu da görülmektedir. Bu durum da gösteriyor ki, Erzurum daki şehirli nüfusun büyük çoğunluğunu hizmet sektöründe çalışanlar oluşturmaktadır. Bu açıdan ele alındığında, il genelinde kır-şehir nüfusundaki değişimlerin ortaya çıkışındaki önemli nedenlerden birinin iş ve istihdam alanlarında şehirlerin lehine ortaya çıkan gelişmeler olduğu ifade edilebilir. Erzurum ili kır-şehir nüfusunun incelenmesinde dikkate alınması gereken hususlardan biri de, ilin aldığı ve

76 59 verdiği göç miktarıdır. Bu durum kır-şehir nüfus miktarını önemli ölçüde etkilemektedir (Gök, Kayserili, 2010: 12-13). Tablo Erzurum İli nde İstihdamın Sektörlere Göre Dağılımı ( ). Erzurum İli Tarım Sanayi İnşaat Hizmet İyi Tanımlanmamış Yıllar (%) (%) (%) %) (%) ,1 3,9 3,0 19,7 0, ,4 3,5 2,4 21,5 0, ,0 4,1 2,9 22,5 0, ,3 3,7 3,8 30,1 0,1 Yıllar Tarım (%) Türkiye Geneli Sanayi İnşaat (%) (%) Hizmet (%) İyi Tanımlanmamış (%) ,0 11,6 4,1 23,4 1, ,0 11,4 3,7 25,5 0, ,7 12,8 5,1 27,9 0, ,4 13,3 4,6 33,5 0,1 Kaynak: TÜİK 2000 Genel Nüfus Sayım Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri Yılı Erzurum İli Nüfusunun Sektörel Dağılımı 2011 Yılı Türkiye Nüfusunun Sektörel Dağılımı Tarım %45 Hizmet %42 Tarım %26 Hizmet %48 Sanayi %13 Sanayi %26 Şekil 3.9. Erzurum İli nin ve Türkiye nin Nüfusunun İstihdam Alanlarına Göre Dağılımı (2011). TÜİK verilerine göre 2011 yılı itibariyle Erzurum ilinde istihdam kaydı bulunan kişinin %45,3 lük kesimi tarım sektöründe yer alırken, bu sektörü %41,4 ile hizmet sektörü ve %13,3 lük oranla da sanayi sektörü izlemektedir. Türkiye de ise %48,1 lik oranla hizmet sektörü ilk sırada, %26,5 ile sanayi sektörü ikinci sırada ve

77 60 %25,5 ile de tarım sektörü üçüncü sırada yer almaktadır. Verilere göre Erzurum, tarımda istihdam edilenlerin oranı bakımından Türkiye ortalamasının üzerinde yer alırken, sanayi ve hizmetler sektöründe istihdam edilenler oranı bakımından Türkiye ortalamasının altında bulunmaktadır (Şekil 3.9) Nüfusun Yaş ve Cinsiyet Yapısı Nüfusun bir başka özelliği de kadın ve erkek oranıdır. Kadınların, erkeklerden daha fazla ya da az oldukları yerleri belirlemek için yapılacak bir analiz cinsiyet oranının coğrafyası demektir. Coğrafyacıların çok kullandıkları bir kıstas olan cinsiyet oranı bir yerdeki 100 ya da kadına düşen erkek sayısıdır. 100 den (ya da den) büyük sayılar yüksek bir cinsiyet oranını; yani erkeklerin kadınlardan daha fazla olduğunu gösterirken, 100 den (ya da den) küçük sayılar ise kadınların erkeklerden daha fazla olduğunu gösterir (Tümertekin-Özgüç, 2002: 291). Ülkelerin nüfuslarında cinsiyet durumunun ayrı bir yeri vardır. Zira, kadın ve erkek nüfuslarındaki dengesizlik, cinslerin yaratılışındaki farklılık nedeniyle toplumsal, ekonomik, siyasal ve askeri pek çok sorunun gündeme gelmesine yol açabilir (Özgür, 2001: 136). Belirli bir yerleşim yerinde özellikle göç ve ölüm gibi olaylar, cinsiyete göre farklı bir yapı göstermiyorsa kadın ve erkek nüfusun aynı büyüklükte olması beklenir (Başıbüyük, 2005: 69). Erzurum ilinde 2012 yılı TÜİK verilerine göre en yüksek cinsiyet oranına sahip olan ilçe Oltu ilçesidir. İlçe nüfusunun %52,1 i erkek, %47,9 u kadın olup, cinsiyet oranı 109 dur. Oltu ilçesini 104 erlik cinsiyet oranları ile Aziziye, Çat, Karayazı, Köprüköy ilçeleri izlemektedir. İlde cinsiyet oranını en düşük olduğu ilçe Pazaryolu ilçesidir. İlçe nüfusunun %48,3 ü erkek, %51,7 si kadın olup, cinsiyet oranı 93 tür. Cinsiyet oranının düşük olduğu diğer ilçeler ise 97 şerlik cinsiyet oranları ile İspir, Narman ve Uzundere ilçeleridir (Tablo 3.11). Nüfusun, herhangi bir mekân hatta herhangi bir büyük şehir ölçüsünde değişen özelliklerinden birisi de yaş yapısıdır. Belirli bir mekândaki nüfusun miktarı yanında, onun çeşitli yaş gruplarına göre durumu ve özellikle çalışabilir ya da faal nüfus olarak adlandırılan yaş arasındaki nüfus miktarları iş gücü kapasitesi, gıda ve çeşitli hizmetlere olan ihtiyaç, aile tipleri, ölüm ve doğum oranları ve göçler bakımından önem taşımaktadır. Ülke nüfuslarının yaşla birlikte cinsiyet yapılarını da çeşitli şekillerde

78 61 şekil haline sokmak mümkünse de, nüfusun yaş yapısını en ayrıntılı biçimde gösterdiği için bu konuda kullanılan yöntem yaş ve cinsiyet şekilleri ya da daha iyi bilinen adıyla nüfus piramitleri dir (Tümertekin-Özgüç, 2002: ). Tablo Erzurum un İlçelerinde Nüfusun Cinsiyet Oranları (2012). İlçeler Erkek Nüfus (%) Kadın Nüfus (%) 100 Kadına Düşen Erkek Sayısı Aşkale 49,6 50,4 98 Aziziye 51,1 48,9 104 Çat 51,0 49,0 104 Hınıs 50,3 49,7 101 Horasan 50,6 49,4 102 İspir 49,3 50,7 97 Karaçoban 50,6 49,4 102 Karayazı 50,9 49,1 104 Köprüköy 50,9 49,1 104 Narman 49,3 50,7 97 Oltu 52,1 47,9 109 Olur 49,5 50,5 98 Palandöken 50,3 49,7 101 Pasinler 50,4 49,6 102 Pazaryolu 48,3 51,7 93 Şenkaya 50,0 50,0 100 Tekman 50,6 49,4 102 Tortum 49,5 50,5 98 Uzundere 49,2 50,8 97 Yakutiye 49,8 50,2 99 Toplam 50,3 49,7 101 Kaynak: TÜİK ADNKS Sonuçlarından Hesaplanmıştır. Bir ülke veya bölgenin yaş yapısı, askeri, siyasi, sosyal ve ekonomik bakımdan farklı yorumlara temel teşkil eder. Doğumlar, doğum yapabileceklerin oranı, ekonomik bakımdan faal olabilecekler, askeri bakımdan insan gücü kaynakları, ülkenin uluslararası boyutta ise kudreti, nüfusun miktarı ve yaş yapısı ile çok yakından ilgilidir. Yine nüfusun yaş yapısı, ihtiyaçların büyüklüğü, tüketim hacmi ve kalıbını etkilemektedir (Kocaman, 2002: 11). Bir ülkenin veya herhangi bir yerin nüfusunun yaş yapısının belirlenmesi planlama açısından büyük değer ifade eder. Çocuk sayısına bakarak bu çocuklara sağlıklı büyüme, iyi beslenme ve kaliteli eğitim alma ortamları hazırlamak, yetişkin miktarına göre; onlara meslek ve mesleki eğitim kazandırma, istihdam alanları yaratma ve evlilikten sonra doğan konut ihtiyacını giderme çabasında olmak, fiziksel ve ruhsal gerileme dönemini yaşayan yaşlıların nüfustaki hisseleri ve sayılarını dikkate alarak bu insanların sağlık ve bakım sorunlarını çözümleme ilk

79 62 yapılacak işler arasındadır. Yani düzenli bir toplum yapısının oluşturulmasında, yaş yapısının önemi büyüktür (Özgür, 2001: 137). Nüfusun yaş gruplarına göre dağılımını ortaya koyabilmek için belli sayım dönemlerindeki nüfusu, yine belli yaş dilimi aralıklarını esas alarak gruplandırmak gerekir. Bu gruplandırma uluslararası ölçülere göre çocuklar (0-14 yaş arası), yetişkinler (15-64 yaş arası) ve yaşlılar (65 yaş ve daha yukarısı) şeklinde yapılabilir. Buna geniş aralıklı gruplandırma denir. Nüfusun yaş yapısını belirleyen ana etmen, doğum oranıdır. Bunun dışında savaşlar, göçler ve salgın hastalıklar da etkili olabilir. Doğum oranı yüksek olan ülkelerde çocuk ve genç nüfus oranı fazla, yaşlı nüfus oranı ise azdır. Dolayısıyla bağımlı nüfus oranı yüksektir. Çünkü yaş arasındaki nüfus çocuk ve yaşlı nüfusa bakmak zorundadır. Bağımlı nüfus oranının yüksek olduğu ülkeler gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerdir (Güner, 2010: 26-27). Genel bir kaide olarak az gelişmiş ülke veya bölgelerde nüfusun büyük çoğunluğu gençlerden oluşmakta, yaşlı nüfusun oranı düşmektedir. Buna karşılık gelişmiş bir nüfus yapılanmasında doğurganlığın düşük olması nedeniyle üst yaş gruplarının toplam nüfus içerisindeki payı artmaktadır (Başıbüyük, 2005: 70) ADNKS sonuçlarına göre Türkiye de 0-14 yaş grubu nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı % 24,9, yaş grubunun oranı %67,6 ve 65+ yaş grubunun oranı ise %7,5 tir (Tablo 3.12). Bu verilere göre Türkiye de yaşa bağımlılık oranı 2012 yılı itibariyle %48 dir. Tablo Türkiye nin Geniş Aralıklı Yaş ve Cinsiyet Yapısı (2012). Yaş Grubu Erkek % si Kadın % si Toplam % si , , , , , , , , ,5 Toplam , , ,0 Kaynak: TÜİK ADNKS Sonuçları. Genel sınıflandırma içerisinde 0-14 yaş grubu çocuk nüfus olarak adlandırılır. Bu yaş grubu doğumlar, nüfus artış hızı ve bağımlı nüfus oranı hakkında bilgi vermektedir. Bu yaş grubunun miktarı, devletin nüfusun bu kesimine yönelik yatırım ve projelerinde yapılacak olan çalışmalara yön vermektedir. Çocuk sayısına bakarak çocuklara yönelik

80 63 kaliteli ve yeterli eğitim ortamları hazırlanır, sağlıklı büyümeleri için gerekli şartlar oluşturulmaya çalışılır (Çolak, 2009: 40). Çocuk nüfusu oluşturan bu yaş grubu, 2000 yılında Erzurum ili nüfusunun %35,1 ine 2011 yılında ise %29,7 sine ve 2012 de ise %29,1 ine karşılık gelmektedir yılından 2011 yılına kadar 0-14 yaş grubu lik bir azalma ile ten a gerilemiştir. Bu düşüş 2012 yılında da kendini göstermiş ve bir yıllık süre içerisinde den fazla azalarak e düşmüştür. Yani yılları arasında geçen 12 yıllık süreçte 0-14 yaş grubunda i aşan bir azalma görülmüştür. Doğum oranlarının yüksek veya düşük olması bir yerdeki çocuk nüfusun sayısını belirleyen en önemli etkendir. Dolayısıyla Erzurum da bu on iki yıllık süreçte doğum oranlarında düşüş olduğunu söylemek mümkündür yaş grubunun cinsiyete göre dağılımına gelince 2000 yılında (%18,4) u erkek, (%16,7) i kadındır de (%15,2) ü erkek, (%14,5) sı kadındır yılında da bir önceki yıl benzer bir dağılım oranı vardır (%14,9) ü erkek, (%14,2) i kadın nüfustur. Yani bu yaş grubundaki erkeklerin sayısı, üç dönemde de kadınların sayısından fazladır (Tablo 3.13, Şekil 3.10). Tablo Erzurum İli Nüfusunun Yaş ve Cinsiyet Yapısına Göre Geniş Aralıklı Gruplandırması (2000, 2011, 2012) Yılı Yaş Grubu Erkek % si Kadın % si Toplam % si , , , , , , , , ,9 Toplam , , , Yılı Yaş Grubu Erkek % si Kadın % si Toplam % si , , , , , , , , ,0 Toplam , , , Yılı Yaş Grubu Erkek % si Kadın % si Toplam % si , , , , , , , , ,3 Toplam , , ,0 Kaynak: TÜİK 2000 Genel Nüfus Sayımı ve ADNKS Sonuçları.

81 Oran (%) 64 Erzurum da 2012 yılında 0-14 yaş grubundaki nüfusun il toplam nüfusu içindeki oranı %29,1 iken, bu oran Türkiye de %24,9 dur. Buna göre Erzurum ilinin bu yaş grubundaki oranı Türkiye ortalamasının üzerindedir yaş nüfus gurubu yetişkin nüfus olarak adlandırılır. Bu yaş grubu, çalışacak yaştaki nüfus yani bölgedeki işgücü durumu hakkında bilgi verir. Bu grubu oluşturan nüfus kesiminde belirli bir işe sahip olan aktif nüfus ve herhangi bir işte çalışmayan işsiz nüfus yer almaktadır. Yetişkin nüfusun fazla, iş sahalarının yetersiz olduğu yerleşim birimlerinde işsizlik oranının fazla olduğu bilgisine ulaşılabilmektedir. Yetişkin nüfus sayısına bakılarak istihdam alanları oluşturulmaya, bu yaş grubunun sosyal, ekonomik ve kültürel anlamda ihtiyaçları giderilmeye çalışır, bu alanlara yönelik çalışmalara öncelik verilir (Çolak, 2009: 41) Yaş Yaş 65+ Yaş Şekil Erzurum İli nde Nüfusun Geniş Aralıklı Yaş Yapısı (2000, 2011,2012) yılında Erzurum da yaş grubunun toplam nüfus içindeki oranı %60 iken, 2011 yılında bu oran %63,3 e ve 2012 yılında da %63,6 ya yükselmiştir yılında yetişkin nüfusun sayısı iken, 2012 de bu sayı e kadar gerilemiştir. 12 yıllık sürede yaş grubunda lik bir azalma olmuştur. Dolayısıyla bu sürede yaşa bağımlılık oranı da düşmüştür. Yaşa bağımlılık oranı 2000 yılında %66,54 iken, 2007 de %62,53 e, 2009 da %60,03 e, 2011 yılında %57,90 a ve 2012 yılında da %57,15 e düşmüştür. Erzurum da bağımlılık oranının bu 12 yıllık sürede azalma göstermesi ilin kalkınmasını olumlu etkilemiştir yaş grubunun

82 Bağımlı Nüfus Oran (%) 65 cinsiyete göre dağılımına bakınca 2000 yılında (%30,6) si erkek, (%29,4) i kadındır de bu yaş grubundaki erkeklerin sayısı (%32,0), kadınların sayısı (%31,3) dir yılında yüzdelik dağılım bir önceki yılın aynısıdır, erkekler (%32,1), kadınlar ise (%31,5) kişidir. Erzurum da 2012 yılında yaş grubundaki nüfusun il toplam nüfusu içindeki oranı %63,6 iken, bu oran Türkiye de %67,6 dır. Buna göre Erzurum ilinin bu yaş grubundaki oranı Türkiye ortalamasının altındadır Şekil Erzurum İli Nüfusunun Bağımlılık Oranları ( ). Yaşlı nüfus olarak değerlendirilen 65 yaş üstü nüfus grubu ise ülkedeki yaşlı sağlık hizmetlerinin gelişmişliği hakkında önemli ipuçları vermektedir. Devlet bu yaş grubuna yönelik çalışmalarını, yaşlı nüfus oranına bakarak gerçekleştirmektedir. Öncelikli olarak sağlık sorunlarına yönelik çözüm çalışmaları yapılır, ayrıca düşkünleri koruma evleri, huzur evleri, dinlenme alanları gibi yapıların nereye, ne ölçüde yapılması gerektiği yine bu nüfus grubunun oranına bakılarak belirlenir. Yaşlı nüfusun çok az miktarda oluşu, gelişmiş ülkelerin aksine, yaşam standartlarının düşük olduğuna, sağlık hizmetlerinin yetersiz olduğuna, ortalama ömrün kısalığına işarettir (Çolak, 2009: 41-42). Yaşlı nüfusu oluşturan bu yaş grubu 2000 yılında Erzurum ili nüfusunun %4,9 una, 2011 yılında %7 sine ve 2012 de ise %7,3 üne karşılık gelmektedir de olan yaşlı nüfus sayısı artarak 2011 de e ve 2012 yılında ise ye yükselmiştir. Yani yaş grubunun hem il nüfusundaki yüzdelik değeri hem de

83 66 sayısal değeri artmıştır. İlde sağlık alanındaki gelişmeler, yaşlılara yönelik yatırımların artırılması, yaşam standartlarının yükselmesi söz konusu artışın nedenleri arasında sayılabilir. İlde yaşlı nüfusun cinsiyete göre dağılımına bakıldığı zaman, 2000 yılında (%2,5) inin kadın, (%2,4) ünün erkek olduğu; 2011 de (%3,8) sinin kadın, (%3,2) sının erkek olduğu görülmektedir yılında ise yaşlı nüfusun (%4) i kadın, (%3,3) si erkek nüfustan oluşmaktadır. Erzurum ilinde 65 yaş üstü nüfus grubundaki kadınların sayısı her üç dönemde de erkeklerin sayısından fazladır. Yaşlı nüfustaki kadınların sayısı, söz konusu dönemlerde sürekli artış göstermiştir. Erzurum da 2012 yılında 65+ yaş grubundaki nüfusun il toplam nüfusu içindeki oranı %7,3 iken, bu oran Türkiye de %7,5 tir. Buna göre Erzurum ilinin bu yaş grubundaki oranı Türkiye ortalamasının altındadır. Erzurum ilinde çocuk nüfus olarak adlandırılan 0-14 yaş grubu oranının en yüksek olduğu ilçeler %41 ile Karaçoban, %40 ar ile Karayazı ve Tekman, %37,9 ile Köprüköy, %36,4 ile Horasan, %33,8 ile Hınıs ve %33,4 ile Çat ilçeleri, en düşük olduğu ilçeler ise %15,1 ile Olur, %17,4 ile Pazaryolu, %17,9 ile İspir ve %19,8 ile Uzundere ilçeleridir. Yetişkin nüfus yani çalışacak yaştaki nüfus olan yaş grubu oranının en yüksek olduğu ilçeler %68,6 ile Yakutiye, %67,2 ile Palandöken, %66,3 ile Oltu ve %65,7 ile Aziziye ilçeleri, en düşük olduğu ilçeler ise %54,6 ile Karaçoban, %55,4 ile Tekman, %55,5 ile Karayazı ve %56,4 ile Köprüköy dür. Yaşlı nüfus olan 65+ yaş grubu oranının en yüksek olduğu ilçeler %25,3 ile Olur, %22,7 ile Pazaryolu, %20,8 ile İspir, %18,4 ile Uzundere ve %17 ile Tortum ilçeleri, en az olduğu ilçeler ise %4,4 ile Karaçoban, %4,5 ile Karayazı ve %4,6 ile Tekman ilçeleridir ( Tablo 3.14). Tablo Erzurum İlçelerinin Geniş Aralıklı Yaş ve Cinsiyet Yapısı (2012). İlçeler 0-14 yaş (%) 15-64yaş (%) 65+ (%) Aşkale 29,7 61,8 8,5 Aziziye 27,3 65,7 7,0 Çat 33,4 60,7 5,9 Hınıs 33,8 60,4 5,8 Horasan 36,4 57,9 5,7 İspir 17,9 61,3 20,8 Karaçoban 41,0 54,6 4,4 Karayazı 40,0 55,5 4,5 Köprüköy 37,9 56,4 5,7 Narman 27,5 61,7 10,8 Oltu 22,2 66,3 11,5 Olur 15,1 59,6 25,3

84 67 Palandöken 27,5 67,2 5,3 Pasinler 33,3 60,0 6,7 Pazaryolu 17,4 59,9 22,7 Şenkaya 25,9 58,9 15,2 Tekman 40,0 55,4 4,6 Tortum 20,3 62,7 17,0 Uzundere 19,8 61,8 18,4 Yakutiye 26,0 68,6 5,4 Toplam 29,1 63,6 7,3 Kaynak: TÜİK ADNKS Sonuçlarından Hesaplanmıştır ERZURUM İLİ NİN EĞİTİM FONKSİYONLARI Giriş Eğitim, toplumun ahlak kurallarının, ekonomik ve politik yapısının belirlediği, toplumsal düzenin devamını sağlayan bir sistemdir (Buluç, 1997: 11). Eğitimin amacı; kişileri yaşadığı toplumun ve toplumun bağlı bulunduğu çağdaş dünyanın uyumlu bir üyesi haline getirerek, onları çağın gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatmaktır. Dolayısıyla ülkeler eğitim sistemlerini kurarken, ulusu oluşturan fertlerin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerini göz önünde bulundurarak, onları milli değerlere bağlı, bilim ve teknolojik gelişmelere ayak uydurabilen, aldıkları eğitimi gelecekte kullanabilen ve kendisini yenileyebilen bireyler olarak yetiştirmeyi amaç edinmelilerdir (Ayaz, 1994: 3). Sosyal bir kurum ve organizasyon olan eğitim, toplumdaki sosyal yapı ve şekillenmelerin oluşması, sürdürülmesi ve yeni durumlar almasında hem bir iç hem de bir dış faktör olarak düşünülebilir. Nasıl ki eğitim, varlığını sürdürebilmek için toplumsal zemin ve atmosfere gerek duyuyorsa, toplum, dolayısıyla toplumdaki çeşitli kültürel ve sosyal pozisyonlar da hayatlarını eğitimin yetiştirdiği insana borçludurlar. Çünkü bütün sosyal faaliyet ve yapıların temeli insan unsurudur (Akyüz, 2001: 168). Üzerinde önemle durulması gereken diğer bir husus da, nüfusun niteliğidir. Nüfusun niteliğinden amaçlanan, bilhassa nüfusun eğitim durumudur. Bir yerdeki nüfusun okuryazarlık durumu yanında; eğitimin niteliği de çok önemlidir. Bir ülkedeki ekonomik gelişme kadar, hatta ondan daha da önemlisi, eğitimdeki gelişmedir. Eğitimde fırsat eşitliği ilkesinden hareketle ülke genelindeki okul çağı nüfusun hepsinin aynı oranda ve kalitede eğitim alması gerekmektedir. Cumhuriyetin ilanı ile başlayan, her alandaki gelişme kendisini eğitim durumunda da hissettirmiştir (Koday, 2005: 46). Bilimsel düşüncenin ve buna dayalı yaşam biçiminin topluma yerleşmesi ve gelişmesi,

85 68 kuşkusuz bilime ve akla dayalı, evrensel değerlere sahip bir eğitim sistemi ile sağlanabilir. Dengeli ve sürdürülebilir kalkınma hedefiyle uyumlu yüksek yaşam normuna ulaşmak için, yüksek nitelikli eğitim zorunludur. Gelişme: hammadde, işgücü, sermaye ve diğer kaynakların bilimsel ve teknolojik olanaklarla, belirli bir mantık çerçevesinde etkili ve verimli kullanımıyla sağlanmaktadır. Gelişmeyi, var olan kaynaklardan çok yaratılan kaynakların sağlıyor olması, nüfusun eğitimsel niteliklerinin artırılmasını gerektirmektedir (Tuzcu, 2006: 9). Kalkınma unsurları, ancak iyi eğitilmiş bir nüfus kitlesi sayesinde, ortaya çıkarılabilir, harekete geçirilebilir veya yönlendirilebilir. İyi eğitilmiş, üretken insan gücü, teknoloji ve bilgi çağını yaşayan günümüz dünyasında büyük önem taşımaktadır. Eğitim ve öğretim için yapılan tüm yatırımlar, ülkenin ekonomik ve toplumsal gücünü artırır. Bu nedenle ülkeler, insanların eğitimine büyük pay ayırarak yatırım yaparlar. Gelişmiş ülkelerde nüfusun tamamına yakını okuma-yazma bilir ve önemli bir kısmı yükseköğrenim görmüştür (Güner, 2010: 31, Özgür, 2001: 140). Bir ilin kalkınması, o ilde yaşayan insanların eğitilmesi, onlara beceri ve yetenekler kazandırılması, yeni teknolojiler geliştirilmesi ve bu teknolojilerin yaygın ve etkin bir biçimde kullanılması ile mümkündür. İllerin gelişmesinde sadece doğal kaynaklar yeterli olmayıp, ilerleme ve gelişme için eğitime önem verilmelidir (Ayaz, 1994: 3). Bu nedenle çalışmanın bu bölümünde Erzurum ili nüfusunun eğitim durumu ve okullaşma oranları incelenmiştir. Okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve yüksek öğretim kademelerinde okullaşma oranları araştırılmış, Erzurum un eğitim durumu tablolarla Türkiye geneliyle, ilçelerde birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Ortaya çıkan sonuç, mevcut sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde durulmuştur. Net okullaşma oranı; ilgili öğrenim türündeki teorik yaş grubunda bulunan öğrencilerin, ait olduğu öğrenim türündeki teorik yaş grubunda bulunan toplam nüfusa bölünmesi ile elde edilir. Öğrencilerin bitirdiği yaş temel alınarak; okul öncesi teorik yaş 3-5, ilköğretimde teorik yaş 6-13, ortaöğretimde teorik yaş yükseköğretimde teorik yaş olarak kabul edilmiştir (MEB, 2012a: 16) yılında yürürlüğe konulan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile belirlenmiş olan Milli Eğitim Sistemi, örgün eğitim ve yaygın eğitim olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır.

86 69 Örgün eğitim; belirli yaş grubundaki ve aynı seviyedeki bireylere, amaca göre hazırlanmış programlarla, okul çatısı altında düzenli olarak yapılan eğitimdir. Örgün eğitim; okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve yüksek öğretim kurumlarını kapsar (MEB, 2012a: 11). Yaygın eğitim, örgün eğitim yanında veya dışında düzenlenen eğitim faaliyetlerinin tümünü kapsar. Yaygın eğitimin özel amacı; milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak, örgün eğitim sistemine hiç girmemiş olan veya herhangi bir kademesinden bulunan, ya da bu kademeden çıkmış vatandaşlara örgün eğitimin yanında veya dışında; okuma-yazma öğretmek, eksik eğitimlerini tamamlamaları için sürekli eğitim olanağı hazırlamak; bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelere uyumlarını kolaylaştırıcı eğitim olanağı sağlamak, milli kültürel değerleri koruyucu, geliştirici, tanıtıcı ve benimsetici nitelikte eğitim yapmak; toplu yaşama, dayanışma, yardımlaşma, birlikte çalışma ve örgütlenme anlayış ve alışkanlıkları kazandırmak; ekonominin gelişmesi doğrultusunda ve istihdam politikasına uygun meslek edinmelerini sağlayıcı olanaklar hazırlamak; beslenme ve sağlıklı yaşam tarzını benimsetmek; çeşitli mesleklerde çalışanlara, gelişmeleri için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmak; boş zamanlarını yararlı bir biçimde değerlendirme ve kullanma alışkanlıkları kazandırmak (MEB, 2012a: 14) Okul Öncesi Eğitim Okul öncesi eğitim; isteğe bağlı olarak zorunlu ilköğretim çağına gelmemiş, 3-5 yaş grubundaki çocukların eğitimini kapsar. Okul öncesi eğitim kurumları bağımsız anaokulları olarak kurulabildikleri gibi, gerekli görülen yerlerde ilköğretim okullarına bağlı ana sınıfları halinde veya ilgili diğer öğretim kurumlarına bağlı uygulama sınıfları olarak da açılmaktadır (MEB, 2012a: 11) yılında kabul edilen 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu nun 20. maddesine göre okul öncesi eğitimin amaç ve görevleri, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak, çocukların beden, zihin ve duygu gelişmesini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını sağlamak; onları ilköğretime hazırlamak; şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetişme ortamı yaratmak; çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamaktır öğretim yılında uygulamaya geçilen eğitim sistemi ile okul öncesi eğitime başlama yaşında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Yani sistem gerçekleştirilmeden önce 37-

87 70 72 ay arasındaki çocuklar okul öncesi eğitime gidebiliyorlardı. Şimdi de yine 36 ayını tamamlamış çocuklar okul öncesi eğitime başlayabileceklerdir. Ancak zorunlu temel eğitime başlama yaşı değişmiş olduğundan üst sınırda bir değişiklik söz konusudur. Buna göre, 30 Eylül 2012 tarihi itibariyle ay arasındaki çocukların anaokulunda veya uygulama sınıflarında,, ay arasındaki çocukların ise anasınıflarında okul öncesi eğitim almaları sağlanmıştır ay arasındaki eğitimini kapsayan okul öncesi eğitimde şu anda faaliyetleri devam eden 3, 4, 5 Erken Eğitimi Seç programını uygulayan Milli Eğitim Bakanlığı nın okul öncesi eğitimde hedefi %100 okullaşmadır (MEB, 2012b: 14,16) öğretim yılı itibariyle Milli Eğitim Bakanlığı nın istatistiklerine göre Türkiye de okul öncesi eğitimde okullaşma oranları 3-5 yaş aralığında %30,87, 4-5 yaş aralığında %44,04 ve 5 yaş grubunda ise %65,69 dur. Okul öncesi eğitim, çocuğun doğumundan ilköğretime başlayıncaya kadar olan tüm yaşantılarını içeren bir eğitim sürecidir. Bu dönem eğitiminde en etkili kurum aile olmakla birlikte yakın çevre, okul öncesi eğitim kurumları, kitle iletişim araçları da ailenin eğitim çabalarına destek olabilirler (Oktay, 2007: 11). Okul öncesi yıllar; çocuğun kişiliğinin oluşumu, temel bilgi, beceri, tutum ve alışkanlıklarının kazanılmasında ve geliştirilmesinde en önemli yıllardır. Bu dönemde çocuğa kazandırılacak olan davranış örnekleri onun kişilik gelişimini ve ileriki yıllardaki öğrenim yaşamını etkileyebilecektir. Çocuğun okul öncesi eğitimi tesadüflere bırakılmamalı, ciddi bir şekilde ele alınmalı ve bilimsel yollarla eğitilmeleri sağlanmalıdır (Başal, 1998: 4). Okul öncesi eğitim dönemini kapsayan 0-6 yaş, çocukların bedensel, zihinsel ve sosyal gelişimlerinin en hızlı olduğu dönemlerden biridir. Bu dönemdeki gelişmeler, çocuğun ilerdeki yaşamında büyük önem taşımaktadır. Bloom un yaptığı araştırmalara göre, 17 yaşına kadar olan zihinsel gelişmenin %50 si 4 yaşında, %30 u 4 yaşından 8 yaşına kadar, %20 si ise 8 yaşından 17 yaşına kadar oluşmaktadır. Yani çocuğun eğitiminde erken yılların değeri büyüktür ve bu dönemde çocuğun yetenek ve becerilerini geliştirmek için ona rehberlik etmek, çocuğun doğru davranışlarını pekiştirmek gerekir. Bu da ancak en iyi bir şekilde planlanmış, sistemli bir okul öncesi eğitim ile olur (Poyraz, 2003: 17). Erzurum da öğretim yılında okullaşma oranları incelendiğinde (Tablo 3.15), 4-5 yaş okullaşma oranının (%43,19), 3-5 yaş okullaşma oranından (%30,03)

88 71 fazla olduğu görülmektedir. Her iki yaş grubunda da okul öncesi eğitimde okullaşma oranlarında erkekler, kızlardan fazladır. Tablo Erzurum İli Okul Öncesi Eğitimde Okullaşma Oranları ( ) Öğretim Yılı Yaş Erkek (%) Kız (%) Toplam (%) ,49 29,55 30, ,08 42,26 43, Öğretim Yılı ,17 30,46 30, ,39 43,25 43, ,01 62,36 63,72 Kaynak: Milli Eğitim Bakanlığı Örgün Eğitim İstatistikleri yılı Erzurum da okul öncesi okullaşma oranları incelendiğinde (Tablo 3.15), 3-5 yaş okullaşma oranının %30,83 olduğu, 4-5 yaş okullaşma oranının %43,83 olduğu, 5 yaş okullaşma oranının %63,72 olduğu görülmektedir. Bütün yaş gruplarında okul öncesi okullaşmada erkeklerin oranı kızlardan fazladır, bu fark en fazla 5 yaş grubunda görülmektedir. Bu yaş grubunda erkeklerin okullaşma oranı %65,01 iken kızların %62,36 dır ve öğretim yılı karşılaştırıldığında Erzurum da okul öncesi okullaşma oranlarında artış olmuştur. Söz konusu öğretim yıllarında Türkiye deki okul öncesi okullaşma oranlarında da benzer bir artış görülmektedir. Tablo 3.15 ve Tablo 3.16 karşılaştırıldığında, Erzurum da öğretim yılında okul öncesi okullaşma oranı Türkiye ortalamasından biraz fazladır. Fakat bu oran öğretim yılında Türkiye ortalamasının altına düşmüştür. Tablo Türkiye Okul Öncesi Eğitimde Okullaşma Oranları ( ) Öğretim Yılı Yaş Erkek (%) Kız (%) Toplam (%) ,25 29,43 29, ,70 42,47 43, Öğretim Yılı ,23 30,49 30, ,56 43,50 44, ,20 65,16 65,69 Kaynak: MEB Örgün Eğitim İstatistikleri.

89 öğretim yılında ilde okul öncesi öğretmeni sayısı 287 iken, öğretim yılında 168 e düşmüş fakat bu yıldan itibaren öğretmen sayısı yükselişe geçmiş ve de 574 e ve öğretim yılında da 654 e yükselmiştir öğretim yılında olan öğrenci sayısı okul öncesi öğretimde okullaşma oranlarının artışına paralel olarak öğretim yılında e kadar ulaşmıştır. Tablo 3.17 deki söz konusu öğretim yıllarının tamamında okul öncesi öğrencilerinin çoğunluğu erkektir. Bu farkın en fazla olduğu dönemler ve dur. Bu öğretim yıllarında okul öncesi öğrencilerinin %54 ü erkek iken %46 sı kızdır. Okul sayısı döneminde 123 iken, sürekli artış göstererek döneminde 302 ye, öğretim yılında da 618 e ulaşmıştır. Derslik sayısı döneminde 674 e yükselmiş fakat döneminde 541 e gerilemiş, öğretim yılında bir önceki yıla göre artarak 605 e ulaşmıştır (Tablo 3.17). Tablo Erzurum İli Okul Öncesi Eğitimde Yıllara Göre Öğretmen, Öğrenci, Okul ve Derslik Sayıları ( ). Öğretim Yılı Öğretmen Sayısı Öğrenci Sayısı Erkek Kız Toplam Okul Sayısı Derslik Sayısı Kaynak: MEB Örgün Eğitim İstatistikleri öğretim yılı itibariyle Erzurum ilinde 600 ü resmi okul, 6 sı özel okul ve 13 ü kreş olmak üzere 619 okul öncesi eğitim veren okul bulunmaktadır. Bu okulların 580 i ilköğretim okulu bünyesindedir. İlde okul öncesi eğitimde toplam 605 derslik yer almaktadır. Erzurum da 568 i resmi okullarda, 34 ü özel okullarda ve 52 si Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı na Bağlı kreşlerde olmak üzere toplam 654 okul

90 Kreşler Özel Resmi 73 öncesi öğretmeni görev yapmaktadır. İlde okul öncesi eğitimi almakta olan öğrencinin %52 sini erkek ve %48 ini kız öğrenciler oluşturmaktadır. Derslik başına düşen öğrenci sayıları resmi okullarda 24, özel okullarda 8, kreşlerde 11 ve toplamda 22 dir (Tablo 3.18). Tablo Erzurum İli Öğretim Yılı Okul Öncesi Genel Durum. Öğrenci Sayısı Derslik Kurum Türü Okul Sayısı Derslik Sayısı Öğretmen Sayısı Erkek Kız Toplam Başına Düşen Öğrc. Sayısı Okul Öncesi (Bağımsız Anaokulu) Anasınıfı (İlköğretim Okulu Bünyesinde) Toplam Okul Öncesi (Bağımsız Anaokulu) Anasınıfı (İlköğretim Okulu Bünyesinde) Toplam Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı na Bağlı Toplam Genel Toplam Kaynak: Erzurum İl Milli Eğitim Müdürlüğü yılı itibariyle Erzurum ilinde 219 u şehirlerde, 399 u köylerde olmak üzere toplam 618 okul öncesi eğitim veren okul/sınıf vardır. Bu okullarda çalışan 431 i şehirlerde, 223 ü köylerde olmak üzere toplam 654 öğretmen bulunmaktadır. Erzurum ilinde okul öncesi eğitim kurumlarında bir öğretmene düşen öğrenici sayısı şehirlerde

91 74 13, köylerde 36 ve il genelinde 21 dir. Türkiye de ise bu oranlar; şehirlerde 19, köylerde 29 ve ülke genelinde 21 dir. Bu verilere göre, Erzurum ili, okul öncesi eğitim kurumlarında bir öğretmene düşen öğrenci sayısı bakımından, şehirlerde Türkiye ortalamasının altında, köylerde Türkiye ortalamasının üstünde, il genelinde ise Türkiye ortalamasına eşittir. Erzurum ilinde okul öncesi eğitim kurumlarında derslik başına düşen öğrenci sayısı şehirlerde 16, köylerde 31 ve il genelinde 22 dir. Türkiye de ise bu oranlar; şehirlerde 25, köylerde 20 ve ülke genelinde 24 dür. Bu verilere göre Erzurum ili, okul öncesi eğitim kurumlarında derslik başına düşen öğrenci sayısı bakımından şehirlerde ve il genelinde Türkiye ortalamasının altında, köylerde ise Türkiye ortalamasının üstündedir (Tablo 3.19, Tablo 3.20). Tablo Erzurum İli nde Şehir ve Köylerde Okul Öncesi Eğitim İstatistikleri ( Öğretim Yılı). Yerleşim Yeri Okul / Sınıf Sayısı Şube Sayısı Derslik Sayısı Öğrenci Sayısı Erkek Kadın Toplam Öğretmen Sayısı Şehir Köy Toplam Kaynak: Milli Eğitim Bakanlığı Örgün Eğitim İstatistikleri. Tablo Türkiye de Şehir ve Köylerde Okul Öncesi Eğitim İstatistikleri ( Öğretim Yılı). Yerleşim Yeri Okul / Sınıf Sayısı Şube Sayısı Derslik Sayısı Öğrenci Sayısı Erkek Kadın Toplam Öğretmen Sayısı Şehir Köy Toplam Kaynak: Milli Eğitim Bakanlığı Örgün Eğitim İstatistikleri. Sonuç olarak Erzurum da köylerde bir öğretmene 36 öğrencinin düşmesi, köylerde okul öncesi öğretmenlerinin sayısının yetersiz olduğu ve artırılması gerektiği sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca Erzurum da köylerde derslik başına yaklaşık 31 öğrencinin düşmesi de köylerde okul öncesi eğitim veren kurumlarının ve derslik sayılarının artırılması gerekliliğini göstermektedir.

92 İlköğretim öğretim yılından itibaren uygulamaya konulan eğitim sisteminden sonra zorunlu eğitim 6287 sayılı kanun ile 12 yıla çıkarıldı ve eğitim kademelere bölündü. Birinci kademe 4 yıl süreli ilkokul, ikinci kademe 4 yıl süreli ortaokul ve üçüncü kademe 4 yıl süreli lise olarak yapılandırılmıştır. Mecburi ilköğretim çağı 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsar. Bu çağ çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlar, 13 yaşını bitirip 14 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda biter. İlköğretim kurumları; dört yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile dört yıl süreli zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullar ile imam hatip ortaokullarından oluşur. Ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarında lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur (MEB, 2013: 14) sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu nun 23. maddesine göre ilköğretimin amaç ve görevleri, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak, her Türk çocuğuna iyi bir vatandaş olmak için gerekli temel bilgi, beceri, davranış ve alışkanlıkları kazandırmak; onu milli ahlak anlayışına uygun olarak yetiştirmek; her Türk çocuğunu ilgi, istidat ve kabiliyetleri yönünden yetiştirerek hayata ve üst öğrenime hazırlamaktır. İlköğretimin son ders yılının ikinci yarısında öğrencilere, ortaöğretimde devam edilebilecek okul ve programların hangi mesleklerin yolunu açabileceği ve bu mesleklerin kendilerine sağlayacağı yaşam standardı konusunda tanıtıcı bilgiler vermek üzere rehberlik servislerince gerekli çalışmalar yapılır. Nüfusun az ve dağınık olduğu yerlerde köyler gruplanarak, merkezi durumda olan köylerde ilköğretim bölge okulları ve bunlara bağlı pansiyonlar, gruplaştırmanın mümkün olmadığı yerlerde ise yatılı ilköğretim bölge okulları kurulmuştur (Ada- Baysal, 2010: 14). Özel eğitim gerektiren bireyler, ilköğretimlerini özel eğitim okulları veya diğer ilköğretim okullarında sürdürürler (573 Sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, madde 8). Görme, işitme ve ortopedik yetersizliği olan bireyler için, kaynaştırma uygulamaları esas olmakla birlikte, her tür ve kademede, gündüzlü veya yatılı özel eğitim kurumları açılır. Özel eğitim gerektiren bireylere (görme engelliler, işitme engelliler, ortopedik engelliler, zihinsel eğitilebilir, öğretilebilir engelliler,

93 76 uyum güçlüğü olanlar, dil ve konuşma güçlüğü olanlar, üstün ve özel yetenekliler ile uzun süreli hasta ve hastanede yatan çocuklar) ilköğretim kurumlarında eğitim verilmektedir. Türkiye de ayrıca Açık İlköğretim Okulu da faaliyet göstermektedir. Milli Eğitim Bakanlığı 2009 Bütçe Raporuna göre öğretim yılında bu okullarda okuyan öğrenci sayısı dir. Bu okullar Bakanlık Makamı nın tarih ve 1651 sayılı onayı ile Film Radyo Televizyonla Eğitim Başkanlığı na bağlı olarak kurulmuştur öğretim yılında Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü bünyesinde öğretime başlayan okul halen hizmet vermeye devam etmektedir. Açık İlköğretim Okulu, çeşitli nedenlerle ilköğretimlerini tamamlayamayan ve zorunlu ilköğretim yaş sınırını aşarak eğitim-öğretim sisteminin dışında kalan yetişkinlere uzaktan eğitim ilke ve teknikleriyle her yerde ve her durumda eğitimöğretim olanağı vermek; bu yolla toplumun eğitim ve kültür düzeyini yükseltmek, vatandaşların meslek edinmelerini kolaylaştırmak, ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmalarını sağlamak ve onları bir üst öğrenime hazırlamak amacındadır (MEB, 2010: 35). 12 yıllık zorunlu kademeli eğitimin üç kademesinden ilki olan ilkokul 4 yıllık bir süreyi ( ve 4. sınıf) kapsamaktadır. Esasen ilkokula (zorunlu eğitime) başlama yaşı yeni düzenleme ile Milli Eğitim Sistemi nin iki temel kanunu olan 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu nda önceki düzenlemeye göre bir farklılık yapılmamış, sadece iki kanun arasında paralellik sağlanmıştır. Her iki kanunda da aynı şekilde düzenlenen 5 yaşını o yılın Eylül ayı sonunda dolduran öğrenciler ilkokula başlar hükmü gereğince, öğretim yılından itibaren esasen 30 Eylül 2012 tarihi itibarıyla 60 ayını dolduran çocukların ilkokula başlamaları gerekmektedir. Ancak kamuoyunda yaşanan yoğun tartışmalar, talepler ve Milli Eğitim Bakanlığı nın değerlendirmeleri sonucunda Eylül sonu itibarıyla 66 ayını dolduran çocukların ilkokula kayıt yaptırmasına Bakanlık tarafından karar verilmiştir. Ancak yaşça kayıt hakkı elde etmemiş olduğu halde fiziki ve ruhi gelişim yönünden hazır olduğu düşünülen ay arasındaki çocuklar da velisinin yazılı isteği üzerine ilkokul eğitimine yönlendirilebilir (MEB, 2012b: 14). 12 yıllık zorunlu kademeli eğitim ikinci kademesini oluşturan ortaokul 4 yıllık bir süreyi ( ve 8. sınıf) kapsar. Özellikle ikinci kademe, yani ortaokullar, öğrencilerin daha özgür bir birey olarak sivil toplum ve demokratik devlet anlayışı gereğince eğitim

94 77 süreçlerinde özgür ve karar değiştirme hakkına sahip olmalarına fırsat vermektedir. Eğitim süresinin önemi kadar, öğrencilerin sistem içindeki programlarda tercih değişikliği yapabilmeleri de en az o kadar önemlidir. Ayrıca ortaokullarda Türkçe, Matematik, Fen, Sosyal Bilgiler ve Yabancı Dil gibi temel dersler dışında seçimlik dersler ile lise eğitimi için alt yapı oluşturulacaktır. Ortaokullardaki zorunlu dersler dışındaki seçimlik dersleri, öğrencinin veya ebeveyninin isteğine ve tercihine bağlı olarak alabilme hakkı getirilmektedir. Böylece bireylerin demokratik hak ve taleplerine sınırlama değil, aksine seçme hakkı sağlanarak bireylere ilgi, istek ve yeteneklerine uygun bir eğitim alma yönünde taleplerinin karşılanması imkânı sağlanmıştır (MEB, 2012b: 10-11) öğretim yılı başında Erzurum da ilköğretim kademesinde okullaşma oranı erkeklerde %93,43, kızlarda ise %91,75 olup erkeklerde okullaşma oranı kızlardan fazladır. Diğer öğretim yıllarına baktığımızda ise ilde ilköğretim de okullaşma bakımından erkek ve kızların oranları birbirine oldukça yakındır. İlde ilköğretimde söz konusu yıllarda toplam okullaşma oranları sürekli artış göstermektedir öğretim yılı başında ilköğretimde okullaşma oranı %92,61 iken öğretim yılı başında %96,25 e, öğretim yılı başında %96,80 e ve öğretim yılı başında da %97,49 a yükselmiştir (Tablo 3.21, Şekil 3.12). Tablo Erzurum İli İlköğretimde Okullaşma Oranları ( ). Öğretim Yılı Başı Erkek (%) Kız (%) Toplam (%) ,43 91,75 92, ,45 96,04 96, ,77 96,82 96, ,44 97,54 97,49 Kaynak: MEB Örgün Eğitim İstatistikleri. İlköğretimde okullaşma oranları bakımından Erzurum ili ve Türkiye karşılaştırıldığında söz konusu 4 öğretim yılında da Erzurum un ülke ortalamasının altında olduğu görülmektedir. Okullaşma oranları arasındaki farkın en fazla olduğu öğretim yılı başı dur. Bu dönemde Erzurum da bu oran %92,61 iken Türkiye de %96,49 dur. Bu farkın en az olduğu öğretim yılı başı ise dir. Bu dönemde ilde ilköğretimde okullaşma oranı %97,49 iken, Türkiye de %98,67 dir (Tablo 3.21, Tablo 3.22).

95 Oran (%) 78 Tablo Türkiye İlköğretimde Okullaşma Oranları ( ). Öğretim Yılı Başı Erkek (%) Kız (%) Toplam (%) ,99 95,97 96, ,47 97,84 98, ,59 98,22 98, ,77 98,56 98,67 Kaynak: MEB Örgün Eğitim İstatistikleri. 98,00% 97,00% 96,00% 95,00% 94,00% 93,00% 92,00% 91,00% 90,00% Şekil Erzurum İli İlköğretimde Okullaşma Oranları ( ). Şekil 3.12 incelendiğinde Erzurum ilinde ilköğretimde okullaşma oranlarının sürekli artış gösterdiği görülmektedir öğretim yılında ilköğretimde okullaşma oranı %92,61 iken, da %96,25 e, de %96,80 e ve öğretim yılı başında ise %97,49 a yükselmiştir öğretim yılında olan öğretmen sayısı yaklaşık %23 oranında artarak öğretim yılında ye ulaşmıştır. Bir sonraki yıl öğretmen sayısında düşüş olurken 2009 yılından itibaren yükseliş devam etmiş ve ilde ilköğretimdeki öğretmen sayısı da a, de ya ulaşmıştır öğretim yılında ilköğretimde öğretmen sayısı olmuştur. Tablo 3.23 de söz konusu olan öğretim yıllarının tümünde ildeki ilköğretim öğrencilerinin sayısı bakımından erkekler kızlardan fazladır. Bu farkın oransal olarak en fazla olduğu öğretim yılı olup bu dönemde ilköğretimdeki erkek öğrencilerin oranı %52,8 iken, kız öğrencilerin oranı %47,2 dir.

96 79 Bu farkın en az olduğu öğretim yılı ise olup bu dönemde erkeklerin oranı %50,2 iken kızların oranı %49,8 dir (Tablo 3.23). Tablo Erzurum İli İlköğretimde Yıllara Göre Öğretmen, Öğrenci, Okul ve Derslik Sayıları ( ). Öğretim Yılı Öğretmen Sayısı Öğrenci Sayısı Erkek Kız Toplam Okul Sayısı Derslik Sayısı Kaynak: MEB Örgün Eğitim İstatistikleri. Tablo 3.23 incelendiğinde bütün öğretim yıllarında ildeki ilköğretim okul sayılarının düşüş gösterdiği görülmektedir. Şöyle ki öğretim yılında okul sayısı iken, öğretim yılında 976 ya ve öğretim yılında 944 e kadar gerilemiştir öğretim yılında ilköğretimdeki derslik sayısı iken, da ya düşmüş fakat daha sonra yükselişe geçerek öğretim yılında a ulaşmıştır öğretim yılı itibariyle Erzurum ilinde 938 i resmi okul, 5 i özel okul olmak üzere 943 ilköğretim okulu bulunmaktadır. Bu okulların 920 si ilköğretim okulu, 19 u yatılı ilköğretim bölge okulu, 1 i işitme engelliler ilköğretim okulu, 1 i görme engelliler ilköğretim okulu ve 2 si eğitim uygulama okuludur. İlde ilköğretimde toplam derslik yer almaktadır. Erzurum da ü resmi okullarda, 231 i özel okullarda olmak üzere toplam ilköğretim öğretmeni görev yapmaktadır. İlde ilköğretim eğitimi almakta olan öğrencinin %50,7 sini erkek ve %49,3 ünü kız öğrenciler oluşturmaktadır. Derslik başına düşen öğrenci sayıları ilköğretim okullarında 26, yatılı ilköğretim bölge okullarında 24, işitme engelliler ilköğretim okullarında 5, görme engelliler ilköğretim okullarında 2, eğitim uygulama okullarında 10, özel ilköğretim okullarında 19, özel eğitim uygulama okullarında 0 ve toplamda 25 tir (Tablo 3.24).

97 Özel Resmi 80 Tablo Erzurum İli Öğretim Yılı İlköğretim Okullarının Genel Durumu. Kurum Türü Okul Sayısı Derslik Sayısı Öğretmen Sayısı Öğrenci Sayısı Erkek Kız Toplam Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı İlköğretim Okulları Yatılı İlköğretim Bölge Okulları İşitme Engelliler İlköğretim Okulları Görme Engelliler İlköğretim Okulları Eğitim Uygulama Okulları Toplam Özel İlköğretim Okulları Özel Eğitim Uygulama Okulu Toplam Genel Toplam Kaynak: Erzurum İl Milli Eğitim Müdürlüğü Ortaöğretim öğretim yılındaki değişiklikle, 12 yıllık zorunlu kademeli eğitimin getirilerek 12 yıllık sürenin üç kademeye ayrıldığı daha önce belirtilmişti. Ortaöğretim diye adlandırılan eğitim dönemi, eğitim sisteminin üçüncü kademesi olan 4 yıl süreli lise ( ve 12. sınıf) olarak düzenlenmiştir. Lise (ortaöğretim) düzeyinde temel olarak iki farklı tür bulunmaktadır. Genel ortaöğretim kurumları (liseler) ve mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları (liseler). Ancak bunların içindeki türlere geçildiğinde tür ve program bazında farklılıklar çoğalmaktadır. Son yıllarda bu türlerin

98 81 azaltılması ve programların güncellenerek artırılması yönünde bir çalışma Milli Eğitim Bakanlığı tarafından devam etmektedir. Şu anda sistemde bulunan genel ortaöğretim kurumları genel liseler, Anadolu liseleri, fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, Anadolu öğretmen liseleri, güzel sanatlar ve spor liseleridir (MEB, 2012b: 18). Ayrıca, son yıllarda devam edilen genel liselerin Anadolu liselerine dönüştürülmesi çalışmaları bu öğretim yılında da devam etmektedir. Önümüzdeki birkaç yıl içinde bu çalışmaların tamamlanarak genel liselerin tamamen kaldırılması ve bunların ya Anadolu lisesi ya da mesleki ve teknik liseye dönüştürülmesi Bakanlık tarafından planlanmaktadır. Bu çalışma tamamlandığında hem tür bazında azalma hem de türlerin programları bazında bazı değişiklikler hayata geçirilecektir. Mesleki ve teknik eğitimde ise türlerin tamamının kaldırılması ve programların güncellenerek artırılması çalışması devam etmektedir. Bunların sonucunda türler arasında programlardan kaynaklanan kalite farklılıkları kaldırılmış olacak ve ortaokullardan liselere geçişlerde seçme ve sıralamaya dayalı merkezi sınav uygulaması da gereksiz hale gelecektir (MEB, 2012b: 19). Türk Eğitim Sistemi nde ortaöğretim, ilköğretime dayalı, dört yıllık zorunlu, örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarının tümünü kapsar ve bu okulları bitirenlere ortaöğretim diploması verilir. İlköğretimini tamamlayan ve ortaöğretime girmeye hak kazanmış olan her öğrenci, ortaöğretime devam etmek ve ortaöğretim imkânlarından ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanmak hakkına sahiptir (1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu; maddeler 26-27). Ortaöğretimin amaç ve görevleri: Milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak, bütün öğrencilere ortaöğretim seviyesinde asgari olarak bir genel kültür vermek suretiyle onlara kişi ve toplum sorunlarını tanımak, çözüm yolları aramak ve yurdun iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunmak bilincini ve gücünü kazandırmak; öğrencileri, çeşitli program ve okullarla ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda yüksek öğretime veya hem mesleğe hem de yüksek öğretime veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaktır. Bu görevler yerine getirilirken öğrencilerin istekleri ve kabiliyetleri ile toplum ihtiyaçları arasında denge sağlanır (Milli Eğitim Temel Kanunu; madde 28).

99 82 Ortaöğretim, çeşitli programlar uygulayan liselerden meydana gelir. Belli bir programa ağırlık veren okullara lise, teknik lise ve tarım meslek lisesi gibi eğitim dallarını belirleyen adlar verilir. Nüfusu az ve dağınık olan ve Milli Eğitim Bakanlığı nca gerekli görülen yerlerde, ortaöğretimin, genel, mesleki ve teknik öğretim programlarını bir yönetim altında uygulayan çok programlı liseler kurulabilir. Ortaöğretim kurumlarının öğrenim süresi, uygulanan programın özelliğine göre, Milli Eğitim Bakanlığı nca tespit edilir (Milli Eğitim Temel Kanunu; madde 29). Türkiye de olduğu gibi Erzurum ilinde de her geçen yıl ortaöğretimde okullaşma oranları artmaktadır. İlde öğretim yılı başında %43,87 olan ortaöğretimde okullaşma oranı öğretim yılı başında %52,48 e ulaşmıştır. Tablo 3.25 te söz konusu yılların tamamında genel ortaöğretimde okullaşma oranları, mesleki ve teknik ortaöğretimden fazla olmuştur. İlde öğretim yılı başında genel ortaöğretimde okullaşma oranı %29,84 iken, mesleki ve teknik ortaöğretimde okullaşma oranı %22,64 tür. Yine ilde bahsedilen yıllarda hem genel ortaöğretim hem mesleki ve teknik ortaöğretimde okullaşma oranları bakımından erkeklerin oranı kızlardan fazladır öğretim yılı başında ortaöğretim toplamında okullaşmada erkeklerin oranı %58,02 iken, kızların oranı %46,62 dir (Tablo 3.25). Tablo Erzurum İli Ortaöğretimde Okullaşma Oranları ( ). Öğretim Yılı Başı Mesleki ve Teknik Genel Ortaöğretim (%) Ortaöğretim Toplamı (%) Ortaöğretim (%) Erkek Kız Toplam Erkek Kız Toplam Erkek Kız Toplam ,54 23,57 27,14 20,44 12,85 16,73 50,99 36,42 43, ,50 24,94 27,79 25,80 15,68 20,86 56,30 40,61 48, ,23 26,20 28,78 25,20 16,75 21,08 56,43 42,94 49, ,00 27,55 29,84 26,02 19,07 22,64 58,02 46,62 52,48 Kaynak: Milli Eğitim Bakanlığı Örgün Eğitim İstatistikleri. Erzurum ile Türkiye de ortaöğretimde okullaşma oranları karşılaştırıldığında ilin Türkiye ortalamasının altında olduğu görülmektedir. İlde öğretim yılı başında okullaşma oranları genel ortaöğretimde %29,84, mesleki ve teknik

100 Oran (%) 83 ortaöğretimde %22,64 ve ortaöğretim toplamında %52,48 iken Türkiye de bu oranlar sırası ile %35,14,%32,24 ve 67,37 dir. Buna göre Erzurum da genel ortaöğretimde, mesleki ve teknik ortaöğretimde okullaşma oranları artırılmalıdır (Tablo 3.25, Tablo 3.26, Şekil 3.13) öğretim yılından itibaren uygulamaya konulan eğitim sisteminden sonra zorunlu eğitim 6287 sayılı kanun ile 12 yıla çıkarılması Türkiye genelinde olduğu gibi Erzurum da da ortaöğretimde okullaşma oranlarının artmasını sağlayacaktır. Tablo Türkiye Ortaöğretimde Okullaşma Oranları ( ). Öğretim Yılı Başı Mesleki ve Teknik Genel Ortaöğretim (%) Ortaöğretim Toplamı (%) Ortaöğretim (%) Erkek Kız Toplam Erkek Kız Toplam Erkek Kız Toplam ,62 34,45 33,51 28,01 21,85 25,01 60,63 56,30 58, ,92 36,41 35,65 32,63 25,79 29,30 67,55 62,21 64, ,66 36,63 35,62 33,51 27,24 30,46 68,17 63,86 66, ,80 36,54 35,14 34,73 29,60 32,24 68,53 66,14 67,37 Kaynak: Milli Eğitim Bakanlığı Örgün Eğitim İstatistikleri. 54,00% 52,00% 50,00% 48,00% 46,00% 44,00% 42,00% 40,00% 38,00% Şekil Erzurum İli Ortaöğretimde Okullaşma Oranları ( ).

101 84 Kızların ortaöğretimde okullaşma oranı bakımından Erzurum ile Türkiye karşılaştırıldığında mevcut fark daha da yükselmektedir öğretim yılı başında ilde ortaöğretim toplamında kızların okullaşma oranı %46,62 iken, bu oran Türkiye de %66,14 tür. Buna göre ilde ortaöğretimde kızların okullaşma oranları artırılmalıdır. Şekil 3.13 incelendiğinde Erzurum ilinde ortaöğretimde okullaşma oranlarının sürekli artış gösterdiği görülmektedir öğretim yılı başında ilde ortaöğretimde okullaşma oranı %43,87 iken, da %48,65 e, de %49,86 ya ve öğretim yılı başında ise %52,48 e yükselmiştir öğretim yılında ilde ortaöğretim okullarında olan öğretmen sayısı öğretim yılında ye gerilemiş fakat bundan sonraki yıllarda sürekli artarak öğretim yılında e ulaşmıştır. Tablo 3.27 de söz konusu olan öğretim yıllarının tümünde ildeki ortaöğretim öğrencilerinin sayısı bakımından erkekler kızlardan fazladır. Bu farkın oransal olarak en fazla olduğu öğretim yılı olup bu dönemde ortaöğretimdeki erkek öğrencilerin oranı %64 iken, kız öğrencilerin oranı %36 dır. Bu farkın en az olduğu öğretim yılı ise olup bu dönemde erkeklerin oranı %57 iken kızların oranı %43 tür. Tablo Erzurum İli Ortaöğretimde Yıllara Göre Öğretmen, Öğrenci, Okul ve Derslik Sayıları ( ). Öğretim Yılı Öğretmen Sayısı Öğrenci Sayısı Erkek Kız Toplam Okul Sayısı Derslik Sayısı Kaynak: MEB Örgün Eğitim İstatistikleri.

102 Özel Özel Liseler Mesleki ve Teknik Liseler Resmi Genel Liseler 85 Tablo 3.27 incelendiğinde öğretim yılında 102 olan ortaöğretim okul sayısı öğretim yılında 100 e düşmüş fakat 2009 yılından itibaren artarak da 107 ye, de 109 a ve öğretim yılında da 118 e ulaşmıştır öğretim yılında ilde ortaöğretim okullarında derslik varken, öğretim yılında derslik bulunmaktadır öğretim yılında Erzurum ilinde 52 si genel lise, 41 i meslek lisesi ve 6 sı özel lise olmak üzere toplam 99 ortaöğretim okulu bulunmaktadır. Bu okullardaki derslik sayısı ise toplam tür. Genel liselerde 1.254, mesleki ve teknik liselerde ve özel liselerde 170 olmak üzere toplam öğretmen görev yapmaktadır. İlde ortaöğretim oklularında derslik başına düşen öğrenci sayıları genel liselerde 24, mesleki ve teknik liselerde 30, özel liselerde 18 ve orta öğretim toplamında ise 26 dır (Tablo 3.28). Tablo Erzurum İli Öğretim Yılı Ortaöğretim Okulları Genel Durumu. Kurum Türü Okul Sayısı Derslik Sayısı Öğretmen Sayısı Öğrenci Sayısı Erkek Kız Toplam Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı Lise Anadolu Lisesi Anadolu Öğr.Lis Anadolu Güzel S.L Fen Lisesi Sosyal Bilimler L Spor Lisesi Genel Lise Toplamı Erkek Teknik Kız Teknik Sağlık Meslek Ticaret Turizm İmam Hatip İşitme Engelli.M.L Meslek Lisesi Top Özel Lise Özel Anadolu Lis Özel Fen Lisesi Özel Lab.Lis Özel Liseler Top Ortaöğretim Genel Toplamı Kaynak: Erzurum İl Milli Eğitim Müdürlüğü Yüksek Öğretim Yükseköğretim; ortaöğretime dayalı, en az iki yıllık yüksek öğrenim veren eğitim kurumlarının tümünü kapsar (Milli Eğitim Temel Kanunu; madde 34). Bireylerin, bir

103 86 meslek sahibi olmak için gerekli bilgi ve beceriyi edindikleri öğretim kurumudur. Bu kurumlarda ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeylerinde eğitim verilmektedir yılında kabul edilen 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu nun 3. maddesinde belirtildiğine göre, ön lisans: Ortaöğretime dayalı dört yarıyılı (2 yıl) kapsayan ve ara insan gücü yetiştirmeyi amaçlayan, yani lisans öğretiminin ilk kademesini oluşturan bir yüksek öğretimdir. Lisans: Ortaöğretime dayalı en az sekiz yarıyıllık (4 yıl) programı kapsayan bir yüksek öğretimdir. Lisans düzeyinde örgün, açık ve dışarıdan (ekstern) eğitim verilmektedir. Lisansüstü: Yüksek lisans, doktora, tıpta uzmanlık ve sanatta yeterlik eğitimini kapsar. Yüksek öğretimin amaç ve görevleri, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak, öğrencileri ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda Türkiye nin bilim politikasına ve toplumun yüksek seviyede ve çeşitli kademelerindeki insan gücü ihtiyaçlarına göre yetiştirmek; çeşitli kademelerde bilimsel öğretim yapmak; Türkiye yi ilgilendirenler başta olmak üzere, bütün bilimsel, teknik ve kültürel sorunları çözmek için bilimleri genişletip, derinleştirecek inceleme ve araştırmalarda bulunmak; Türkiye nin türlü yönde ilerleme ve gelişmesini ilgilendiren bütün sorunları, Hükümet ve kurumlarla da elbirliği etmek suretiyle öğretim ve araştırma konusu yaparak sonuçlarını toplumun yararlanmasına sunmak ve Hükümetçe istenecek inceleme ve araştırmaları sonuçlandırarak düşüncelerini bildirmek; araştırma ve incelemelerinin sonuçlarını gösteren, bilim ve tekniğin ilerlemesini sağlayan her türlü yayınları yapmak; Türk toplumunun genel seviyesini yükseltici ve kamuoyunu aydınlatıcı bilim verilerini sözle, yazı ile halka yaymak ve yaygın eğitim hizmetlerinde bulunmaktır. Yükseköğretim kurumları; Üniversiteler, fakülteler, enstitüler, yüksekokullar, konservatuarlar, meslek yüksek okulları, uygulama ve araştırma merkezleridir (Milli Eğitim Temel Kanunu; madde 35 ve 36) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası nın 130. maddesine göre; Türkiye de üniversiteler, çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile ortaöğretime dayalı, çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzel kişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip olarak devlet tarafından kanunla kurulur. Yüksek öğretim kurumları; devlet ve vakıf (kâr amacı gütmeyen) yüksek öğretim kurumları olmak üzere iki grupta ele alınmaktadır sayılı Yüksek Öğretim Kanunu,

104 87 yüksek öğretimi; milli eğitim sistemi içinde, ortaöğretime dayalı, en az dört yarıyılı kapsayan her kademedeki eğitim-öğretimin tümü olarak tanımlamaktadır. Buna göre, yüksek öğretim kurumları şöyle sınıflandırılabilir. Üniversiteler: Fakülteler, enstitüler (lisansüstü okullar), yüksek okullar vb. öğretim ve araştırma birimlerinden oluşur. Yüksek Teknoloji Enstitüleri: Üniversite düzeyinde olup, teknoloji ağırlıklı programlar uygulayan kurumlardır. Üniversitelere benzer öğretim ve araştırma birimlerine sahip olabilirler. Yüksek öğretimde eğitim türleri; derslere devamın zorunlu olduğu örgün eğitim, radyo televizyon vb. araçlarla yapılan açık eğitim, devam zorunluluğu olmaksızın sadece sınavlara katılma zorunluluğu olan dışarıdan (ekstern) eğitim ve toplumun her kesimine bilgi ve beceri kazandırmayı amaçlayan yaygın eğitim (diploma sağlamaz) olmak üzere dört türdür (MEB, 2010: 39). Atatürk Üniversitesi, 7 Haziran 1957 tarihinde 6990 sayılı kanunla kurulmuş, Türkiye nin en eski 6. üniversitesidir. 17 Kasım 1958 de Ziraat ve Fen-Edebiyat fakülteleri ile öğretime başlandığında toplam 135 öğrencisi vardı. Öğretim kadrosu, 3 misafir öğretim üyesi ve 23 asistandan oluşuyordu (Kaya, 2007: 28). Üniversitede akademik yılında ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora olmak üzere toplam öğrenci öğrenim görmektedir. Ayrıca e yakın öğrenci uzaktan eğitim almaktadır (Atatürk Üniversitesi, 2010: 12) yılı itibariyle Atatürk Üniversitesi nde 20 fakülte, 7 enstitü, 4 yüksekokul, 12 meslek yüksek okulu ve 19 araştırma merkezi bulunmaktadır. Halkın eğitim ve kültür seviyesini artıran Atatürk Üniversitesi çalışmalarıyla ve yıllardır vermiş olduğu mezunlarıyla bölgesel ve ulusal düzeyde kalkınmaya katkıda bulunmuştur. Atatürk Üniversitesi nin amacı; verdiği eğitimin, ürettiği bilgi ve teknolojinin, sunduğu hizmetlerin dünyada öncelikli olarak talep edildiği bir üniversite olmaktır. Erzurum ilinin önemli kaynakları arasında sayılan Atatürk Üniversitesi kuruluşundan bu yana Doğu Anadolu Bölgesi nin eğitim ve kültür merkezi olarak hizmet vermektedir. Üniversitenin isminden de anlaşılacağı üzere Doğu Anadolu Bölgesi nde bölge üniversitesi niteliğinde bir üniversite kurulması gerekliliği fikrini ilk kez 1937 yılında T.B.M.M nin açılışı esnasında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk dile getirmiştir. Atatürk ün bu dileği Atatürk Üniversitesi nin şehir merkezindeki geçici binalarda eğitim ve öğretime başlayan Ziraat Fakültesi ve Fen-Edebiyat Fakültesi nin açılmasıyla gerçeğe dönüşmüştür. Kuruluşunun hemen ardından ABD de bulunan

105 88 Nebraska Üniversitesi ve Atatürk Üniversitesi arasında işbirliği anlaşması imzalanarak bu iki üniversite kardeş üniversite ilan edilmiştir. Atatürk Üniversitesi kardeş üniversitenin teknik ve akademik tecrübelerinden yararlanmıştır (Atatürk Üniversitesi, 2010: 10). Erzincan Üniversitesi, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Kars Kafkas Üniversitesi ve Bayburt Üniversitesi nin kurucu üniversitesi olan Atatürk Üniversitesi Türkiye Cumhuriyeti yönetim tarihinin farklı dönemlerinde görev alan mezunları ile Türkiye nin gelişimine katkıda bulunmuştur. Atatürk Üniversitesi nin kurumsal kimliği şu değer ve ilkelerden oluşmaktadır: Bilimsellik, yaratıcı düşünce ve eleştiriye açık olma, ulusal ve evrensel değerlere bağlılık, Türkçeyi doğru ve güzel kullanma, katılımcılık ve paylaşımcılık, şeffaflık, adalet ve özgürlükten yana olma, liyakate değer verme, emeğe saygı gösterme ve başarıyı takdir etme, şikâyet yerine çözüm üretme ve uygulama, yaşam boyu öğrenme, eğitimde kuram kadar uygulamaya da önem verme, toplumsal, kültürel, çevresel ve sanatsal duyarlılık, toplam kalite yönetimi felsefesini benimseme, kaynakları etkin kullanma, sürekli ilerlemeyi ve yeniliği teşvik etme, insan haklarına ve düşünce farklılıklarına saygılı olma, yönetişim anlayışını benimsemek ve uygulamak (Atatürk Üniversitesi, 2010: 9). Atatürk Üniversitesi nde öğrencilerin ortak kullanımına sunulan, eğitim ve araştırma faaliyetlerinin yürütüldüğü toplam 345 laboratuar mevcuttur. Fakülte, yüksekokul, enstitü ve araştırma merkezlerinin bünyesinde kurulmuş olan bu laboratuarlar günümüzün en son teknolojisi ile donatılmıştır. Atatürk Üniversitesi görsel, işitsel ve elektronik yayınlarıyla in üzerinde kitap ve süreli yayın bulunduran, 550 okuyucuya hizmet verebilen, bilgisayarlarla donatılmış, modern bir kütüphaneye sahiptir. Kayıtları, tarihi kitapları ve koleksiyonları bakımından Türkiye nin en zengin kütüphanelerinden biridir. Paha biçilmez el yazmaları ciltlerinden oluşan nadir eserlere sahip kütüphane, aynı zamanda Ulusal Akademik Araştırma Ağı üyesi olarak üniversitenin eğitim ve araştırmasını doğrudan destekler. Üniversitede öğrencilerin var olan yeteneklerinin geliştirilmesi için her yıl halk oyunları, Türk halk müziği, batı müziği, bağlama ve tiyatro kursları açılmaktadır. Üniversite bünyesinde 10 spor salonu, uluslar arası standartlara sahip seyirci kapasiteli bir stadyum, bir yüzme havuzu, tenis, basketbol ve voleybol kortlarından ve mini bir futbol sahasından oluşan 2 spor kompleksi, metrekarelik oturma alanına sahip 8 kulvarlı bir bowling

106 89 salonu, dinlenme alanları bulunan yürüme ve koşu parkurları, olimpik boyutlara sahip 7 kulvarlı atletizm tesisi bulunmaktadır. Ayrıca Atatürk Üniversitesi yerleşkesinde izleyici kapasiteli buz hokeyi salonu, atlama kuleleri, antrenman salonları bulunmaktadır (Atatürk Üniversitesi, 2010: 21-22, 33-34). Üniversite kuran üniversite unvanına sahip Atatürk Üniversitesi nde yetişmiş bini aşkın öğretim üyesi Türkiye nin diğer üniversitelerinde idari ve akademik kadrolarda görev almışlardır. Atatürk Üniversitesi nde öğretim yılı itibari ile 359 u profesör doktor, 292 si doçent doktor, 568 i yardımcı doçent doktor, 95 i öğretim görevlisi, 132 si okutman, 909 u araştırma görevlisi, 67 si uzman olmak üzere toplam akademik personel görev yapmaktadır (Atatürk Üniversitesi, 2010: 12), (Tablo 3.29). Tablo Atatürk Üniversitesi Akademik Personel Sayıları ( Öğretim Yılı). Prof. Dr. Sayısı Doç. Dr. Sayısı Yrd. Doç. Dr. Sayısı Öğr. Gör. Sayısı Okutman Sayısı Araş. Gör. Sayısı Uzman Sayısı Toplam Akademik Personel Sayısı: Kaynak: Atatürk Üniversitesi Tanıtım Kataloğu. Tablo Atatürk Üniversitesi Fakülteler, Bölümler ve Akademik Personel Sayıları ( Öğretim Yılı). Fakülteler Bölümler Akademik Personel Sayısı Açık Öğretim Fakültesi Adalet, Bankacılık ve Sigortacılık, Çağrı Merkezi Hizmetleri, Dış Ticaret, Halkla İlişkiler ve Tanıtım, İlahiyat, İşletme Yönetimi, Lojistik, Menkul Kıymetler ve Sermaye Piyasası, Reklamcılık, Sağlık Kurumları İşletmeciliği Ön Lisans Programı. Halkla İlişkiler ve Tanıtım, İşletme, Sosyal Hizmet, Sosyoloji Lisans Programı ve Güvenlik Birimleri Lisans Tamamlama Programı. 13 Diş Hekimliği Fakültesi Klinik Diş Hekimliği 51 Eczacılık Fakültesi Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü, Eczacılık Teknolojisi Bölümü, Temel Eczacılık Bilimleri Bölümü. 29 Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı, Arkeoloji, Bilgi ve Belge Yönetimi, Coğrafya, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları, Doğu Dilleri ve Edebiyatları, 145

107 90 Felsefe, Fransız Dili ve Edebiyatı, İngiliz Dili ve Edebiyatı, Rus Dili ve Edebiyatı, Sanat Tarihi, Sosyoloji, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı, Fen Fakültesi Biyoloji, Fizik, Kimya, Matematik, Moleküler Biyoloji ve Genetik, 175 Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf, Geleneksel Türk El Sanatları, Şekil, Heykel, Müzik Bilimleri, Resim, Sahne Sanatları, Seramik, Sinema-TV, Tekstil ve Moda Tasarımı, Temel Eğitim Bölümü. 88 Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku, Özel Hukuk Bölümü. 31 İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri, Ekonometri, İktisat, İşletme, Kamu Yönetimi, Sosyal Hizmet, Uluslararası İlişkiler, Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü. 85 İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Eğitimi, İslam Tarihi ve Sanatları, Temel İslam Bilimleri, İLİTAM Programı. 89 İletişim Fakültesi Gazetecilik, Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü. 31 Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi, Eğitim Bilimleri, Güzel Sanatlar Eğitimi, İlköğretim, Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitimi, Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi, Özel Eğitim, Türkçe Eğitimi, Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, 284 Mimarlık ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık, Mimarlık, Peyzaj Mimarlığı, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü 20 Mühendislik Fakültesi Bilgisayar, Biyomedikal, Çevre, Elektrik-Elektronik, Endüstri, Enerji Sistemleri, İnşaat, Kimya, Makine, Mekatronik, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği. 181 Oltu Yer Bilimleri Fakültesi Harita, Jeofizik, Jeoloji, Maden, Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği. 20 Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik, Ebelik, Hemşirelik. 59 Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Avlama İşleme Teknolojisi, Su Ürünleri Temel Bilimler, Su Ürünleri Yetiştiriciliği Bölümü. 13

108 91 Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri, Dâhili Tıp Bilimleri, Temel Tıp Bilimleri. 521 Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Rekreasyon Yönetimi, Turizm İşletmeciliği, Turizm Rehberliği. 2 Veteriner Fakültesi Gıda Hijyeni ve Teknolojisi, Klinik Bilimler, Klinik Öncesi Bilimler, Veteriner Hekimliği Temel Bilimler, Zootekni ve Hayvan Besleme Bölümü. 60 Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri, Bitki Koruma, Gıda Mühendisliği, Tarım Ekonomisi, Tarım Makineleri, Tarımsal Biyoteknoloji, Tarımsal Yapılar ve Sulama, Tarla Bitkileri, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme, Zootekni Bölümü. 137 Kaynak: Çeşitli nedenlerle herhangi bir özgün yüksek öğretim programında eğitim-öğretim imkânı bulamayan öğrenci adayları ile yaşam boyu öğrenimi benimseyen vatandaşlara zaman ve mekândan bağımsız olarak açık öğretim teknolojileri ile eğitim fırsatı sunmak Açık Öğretim Fakültesi nin kuruluş amaçlarındandır. Fakülte 2010 yılında kurulmuş ve eğitim öğretim yılında öğrenci almaya başlamıştır. Açık Öğretim Fakültesi nde öğretim yılı itibariyle 12 si ön lisans ve 5 i lisans programı olmak üzere toplam 17 program bulunmakta ve 2 si yardımcı doçent doktor, 6 sı araştırma görevlisi, 5 i uzman olmak üzere toplam 13 akademik personel görev yapmaktadır. Kurulduğu 1971 yılından bu yana Türkiye de diş hekimliğinde önde gelen bir yüksek öğretim kurumu olarak bilinen Diş Hekimliği Fakültesi nde 22 si profesör doktor, 11 i doçent doktor, 17 si yardımcı doçent doktor ve 1 i araştırma görevlisi olmak üzere 51 akademik personel görev yapmaktadır.1997 yılında kurulan Eczacılık Fakültesi 3 bölümden oluşmakta ve fakültede 29 akademik personel görev yapmaktadır. Bunların 3 ü profesör doktor, 4 ü doçent doktor, 10 u yardımcı doçent doktor, 11 i araştırma görevlisi ve 1 i öğretim görevlisidir. Atatürk Üniversitesi nin en eski fakültelerinden birisi olan Edebiyat Fakültesi 1958 yılında Fen Fakültesi ile ortak kurulmuştur. Tablo 3.30 da da görüldüğü gibi 14 bölümden oluşmakta ve 145 akademik personel görev yapmaktadır. 145 akademik personelin 42 si profesör doktor, 29 u doçent doktor, 53 ü yardımcı doçent doktor, 3 ü öğretim görevlisi, 14 ü araştırma görevlisi, 2 si okutman ve 2 si uzmandır. Türkiye de lider fakültelerden biri olan Fen Fakültesi her akademik yıl içerisinde düzenlenen pek çok çalıştay, seminer, panel, kongre ve sempozyuma ev sahipliği yaparak araştırmacıların fikir alışverişinde

109 92 bulunmalarını sağlayan bir merkez haline gelmiştir. Fen Fakülte sinde 5 bölüm bulunmakta ve 77 si profesör doktor, 34 ü doçent doktor, 44 ü yardımcı doçent doktor, 16 sı araştırma görevlisi ve 4 ü uzman olmak üzere toplam 175 akademik personel görev yapmaktadır yılında kurulan Güzel Sanatlar Fakültesi kuruluşundan bir yıl sonra öğrenci alarak eğitim öğretim faaliyetlerine başlamıştır. Fakültede 11 bölüm bulunmakta ve 12 si doçent doktor, 29 u yardımcı doçent doktor, 7 si öğretim görevlisi, 33 ü araştırma görevlisi, 2 si okutman, 5 i uzman olmak üzere toplam 88 akademik personel görev yapmaktadır yılında kurulan Hukuk Fakültesi, Atatürk Üniversitesi nin en yeni fakültelerinden birisidir. Fakültede 2 bölüm bulunmakta ve 1 i profesör doktor, 2 si doçent doktor, 6 sı yardımcı doçent doktor, 20 si araştırma görevlisi, 2 si okutman olmak üzere toplam 31 akademik personel görev yapmaktadır. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi nde 8 bölüm bulunmaktadır. Öğretim kadrosu 29 profesör doktor, 13 doçent doktor, 28 yardımcı doçent doktor ve 15 araştırma görevlisinden oluşmaktadır (Atatürk Üniversitesi, 2010: 46-92, Tablo 3.30). İlahiyat Fakültesi nde 4 bölüm ve İLİTAM programı bulunmaktadır. Öğretim kadrosu 31 profesör doktor, 17 doçent doktor, 25 yardımcı doçent doktor, 14 araştırma görevlisi, 1 okutman ve 1 uzman olmak üzere toplam 89 akademik personelden oluşmaktadır. Üç bölümden oluşan İletişim Fakültesi nde 3 profesör doktor, 4 doçent doktor, 10 yardımcı doçent doktor, 2 öğretim görevlisi, 7 araştırma görevlisi, 4 okutman, 1 uzman olmak üzere, toplam 31 akademik personel görev yapmaktadır yılında ilk olarak Eğitim Enstitüsü adı altında kurulan, 1980 yılında Yüksek Öğretmen Okulu na dönüştürülen Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi, 1982 yılında Yüksek Öğretim Kurulu nun yeniden yapılanmasıyla birlikte Atatürk Üniversitesi ne bağlı bağımsız bir eğitim kurumu haline getirilmiştir. Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi nde 10 bölüm bulunmakta, 43 ü profesör doktor, 40 ı doçent doktor, 116 sı yardımcı doçent doktor, 32 si öğretim görevlisi, 40 ı araştırma görevlisi, 12 si okutman, 1 i uzman olmak üzere 284 akademik personel görev yapmaktadır. Mimarlık ve Tasarım Fakültesi nde 4 bölüm bulunmakta ve öğretim kadrosu 3 profesör doktor, 2 doçent doktor, 7 yardımcı doçent doktor, 8 araştırma görevlisi olmak üzere toplam 20 akademik personelden oluşmaktadır yılında kurulan Mühendislik Fakültesi 11 bölümden oluşmaktadır. Fakültede 41 profesör doktor, 41 doçent doktor, 63 yardımcı doçent doktor, 5 öğretim görevlisi, 23 araştırma görevlisi ve 7 araştırma görevlisi doktor

110 YÜKSEK OKULLAR 93 ve 1 uzman olmak üzere 181 akademik personel görev yapmaktadır. Beş bölümden oluşan Oltu Yer Bilimleri Fakültesi nde 2 doçent doktor, 6 yardımcı doçent doktor, 12 araştırma görevlisi olmak üzere toplam 20 akademik görev yapmaktadır. Atatürk Üniversitesi nin yeni fakültelerinden olan Sağlık Bilimleri Fakültesi, 2009 yılında Hemşirelik Yüksekokulu ve Erzurum Sağlık Yüksekokulu nun tek bir birimde birleştirilmesiyle kurulmuştur. Fakültede 3 bölüm bulunmakta ve 3 profesör doktor, 10 doçent doktor, 20 yardımcı doçent doktor, 2 öğretim görevlisi, 22 araştırma görevlisi, 1 okutman, 1 uzman olmak üzere toplam 59 akademik personel görev yapmaktadır. Su Ürünleri Fakültesi nde 3 bölüm bulunmakta ve 4 ü profesör doktor, 3 ü doçent doktor, 4 ü yardımcı doçent doktor, 2 si araştırma görevlisi olmak üzere toplam 13 akademik personel görev yapmaktadır. Atatürk Üniversitesi nin en eski fakültelerinden biri olan Tıp Fakültesi 1962 yılında kurulmuştur. Fakültede 3 bölümden bulunmakta ve 101 i profesör doktor, 42 si doçent doktor, 74 ü yardımcı doçent doktor, 1 i öğretim görevlisi, 288 i araştırma görevlisi, 2 si okutman, 13 ü uzman olmak üzere toplam 521 akademik personel görev yapmaktadır. Turizm Fakültesi nde 4 bölüm bulunmakta ve 2 akademik personel görev yapmaktadır. Veteriner Fakültesi 5 bölümden oluşmaktadır. Öğretim kadrosu 9 profesör doktor, 16 doçent doktor, 25 yardımcı doçent doktor, 8 araştırma görevlisi ve 2 araştırma görevlisi doktor olmak üzere 60 akademik personelden oluşmaktadır yılında kurulan Ziraat Fakültesi, Atatürk Üniversitesi nin en eski iki fakültesinden biridir. Fakültede 10 bölüm bulunmakta ve 64 ü profesör doktor, 36 sı doçent doktor, 27 si yardımcı doçent doktor, 9 u araştırma görevlisi, 1 i uzman olmak üzere toplam 137 akademik personel görev yapmaktadır (Atatürk Üniversitesi, 2010: 46-92, Tablo 3.30). Tablo Atatürk Üniversitesi Yüksekokullar, Meslek Yüksekokulları, Bölümler ve Akademik Personel Sayıları ( Öğretim Yılı). Yüksekokullar ve Meslek Yüksekokulları Bölümler Akademik Personel Sayısı Atatürk Üniversitesi Devlet Konservatuarı Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük Eğitimi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği, Rekreasyon, Spor Yöneticiliği. 35

111 MESLEK YÜKSEKOKULLARI MESLEK YÜKSEKOKULLARI 94 Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Konaklama İşletmeciliği, Turizm ve Otel İşletmeciliği, Yiyecek ve İçecek İşletmeciliği. 13 Yabancı Diller Yüksekokulu Adalet Meslek Yüksekokulu Aşkale Meslek Yüksekokulu Büro Hizmetleri ve Sekreterlik, Elektrik ve Enerji, Makine ve Metal Teknolojileri, Muhasebe ve Vergi, Tıbbi Hizmetler ve Teknikler, Yönetim ve Organizasyon. 12 Erzurum Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Teknolojileri, Büro Hizmetleri ve Sekreterlik, Çocuk Bakımı ve Gençlik Hizmetleri, Dış Ticaret, El Sanatları, Elektrik ve Enerji, Elektronik ve Otomasyon, Gıda İşleme, Görsel İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı, İnşaat, Kimya ve Kimyasal İşleme Teknolojileri, Makine ve Metal Teknolojileri, Malzeme ve Malzeme İşleme Teknolojileri, Mimarlık ve Şehir Planlama, Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri, Muhasebe ve Vergi, Mülkiyet Koruma ve Güvenlik, Otel Lokanta ve İkram Hizmetleri, Seyahat Turizm ve Eğlence Hizmetleri, Tekstil Giyim Ayakkabı ve Deri, Ulaştırma Hizmetleri. 53 Hınıs Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme, Laboratuar Veteriner Sağlık, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları, Su Ürünleri. 8 Horasan Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Teknolojileri, Büro Yönetimi ve Sekreterlik, Elektrik ve Enerji, Finans Bankacılık ve Sigortacılık, Hemşirelik ve Bakım Hizmetleri, Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları, Mülkiyet Koruma ve Güvenlik, Veterinerlik. 7 İspir Hamza Polat Meslek Yüksekokulu Büro Hizmetleri ve Sekreterlik, Dış Ticaret, Elektrik ve Enerji, Finans-Bankacılık ve Sigortacılık, Gıda İşleme, Hayvansal ve Bitkisel Üretim, Muhasebe ve Vergi, Ormancılık, Su Ürünleri, Yönetim ve Organizasyon. 19 Narman Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim, Büro Hizmetleri ve Sekreterlik, Finans-Bankacılık ve Sigortacılık, Gıda İşleme, İnşaat, Madencilik ve Maden Çıkarma, Muhasebe ve Vergi, Tıbbi Hizmetler ve Teknikler, Veterinerlik. 18

112 95 Oltu Meslek Yüksekokulu El Sanatları, Elektrik ve Enerji, Finans-Bankacılık ve Sigortacılık, Gıda İşleme, İnşaat, Muhasebe ve Vergi, Ormancılık, Pazarlama ve Reklamcılık, Tasarım. 20 Pasinler Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Teknolojileri, Büro Yönetimi ve Sekreterlik, Elektrik ve Enerji, Elektronik ve Otomasyon, Finans- Bankacılık ve Sigortacılık, İnşaat, Mimarlık ve Şehir Planlama, Muhasebe ve Vergi, Otel Lokanta ve İkram Hizmetleri, Yönetim ve Organizasyon. 13 Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi, Diş Protez Teknolojisi, Diyaliz, Fizyoterapi, İlk ve Acil Yardım, İlk ve Acil Yardım (İ.Ö.), Odyometri, Ortopedik Protez-Ortez, Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik, Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik (İ.Ö.), Tıbbi Görüntüleme Teknikleri, Tıbbi Laboratuar Teknikleri, Tıbbi Laboratuar Teknikleri (İ.Ö.), Yaşlı Bakımı. 16 Şenkaya Meslek Yüksekokulu Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Programı. -- Tortum Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Programcılığı, Şekil Tasarım, Peyzaj ve Süs Bitkileri. 7 Kaynak: Tablo 3.31 de görüldüğü gibi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu nda 4 bölüm ve 35 akademik personel, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu nda 3 bölüm ve 13 akademik personel, Yabancı Diller Yüksekokulu nda 41 akademik personel bulunmaktadır. Aşkale Meslek Yüksekokulu 3, Erzurum Meslek Yüksekokulu 21, Hınıs Meslek Yüksekokulu 4, Pasinler Meslek Yüksekokulu 10, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu 14, Şenkaya Meslek Yüksekokulu 1, Tortum Meslek Yüksekokulu 3 bölümden, Horasan Meslek Yüksekokulu, İspir Hamza Polat Meslek Yüksekokulu, Narman Meslek Yüksekokulu ve Oltu Meslek Yüksekokulu 9 ar bölümden oluşmaktadır. Adalet Meslek Yüksekokulu nda 3, Aşkale Meslek Yüksekokulu nda 12, Erzurum Meslek Yüksekokulu nda 53, Hınıs Meslek Yüksekokulu nda 8, Horasan Meslek Yüksekokulu nda 7, İspir Hamza Polat Meslek Yüksekokulu nda 19, Narman Meslek Yüksekokulu nda 18, Oltu Meslek Yüksekokulu nda 20, Pasinler Meslek Yüksekokulu nda 13, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu nda 16, Tortum Meslek Yüksekokulu nda 7 akademik personel görev yapmaktadır (Tablo 3.31).

113 96 Tablo Atatürk Üniversitesi Enstitüler, Bölümler ve Akademik Personel Sayıları ( Öğretim Yılı). Enstitüler Ana Bilim Dalları Akademik Personel Sayısı Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Eğitim Bilimleri Enstitüsü Bilgisayar ve Eğitim Teknolojileri Eğitimi, Eğitim Bilimleri, Güzel Sanatlar Eğitimi, İlköğretim, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Eğitimi, Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitimi, Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi, Türkçe Eğitimi, Yabancı Diller Eğitimi. 49 Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri, Bitki Koruma, Biyoloji, Çevre Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Fizik, Gıda Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği, Kimya, Kimya Mühendisliği, Makine Mühendisliği, Matematik, Moleküler Biyoloji ve Genetik, Nanobilim ve Nanomühendislik, Peyzaj Mimarlığı, Su Ürünleri Mühendisliği, Tarım Ekonomisi, Tarım Makinaları, Tarımsal Biyoteknoloji, Tarımsal Yapılar ve Sulama, Tarla Bitkileri, Toprak, Zootekni. 140 Güzel Sanatlar Enstitüsü Sağlık Bilimleri Enstitüsü Ağız-Diş-Çene Hastalıkları ve Cerrahisi, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği, Doğum Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği, Eczacılık Analitik Kimya, Eczacılık Biyokimya, Eczacılık Farmakognozi, Eczacılık Farmasötik Kimya, Eczacılık Farmasötik Teknoloji, Endodonti, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, Halk Sağlığı Hemşireliği, Hemşirelik Esasları, İç Hastalıkları Hemşireliği, Konservatif Diş Tedavisi, Nükleer Tıp, Oral Diagnoz ve Radyoloji, Ortodonti, Pedodonti, Periodontoloji, Protetik Diş Tedavisi, Psikiyatri Hemşireliği, Radyasyon Onkolojisi, Sağlık Spor Bilimleri, Tıbbi Biyokimya, Tıbbi Biyoloji, Tıbbi Mikrobiyoloji, Tıp Anatomi, Tıp Farmakoloji, Tıp Fizyoloji, Tıp Halk Sağlığı, Tıp Histoloji- Embriyoloji, Veteriner Anatomi, Veteriner Biyokimya, Veteriner Cerrahi, Veteriner Doğum ve Jinekoloji, Veteriner Fizyoloji, Veteriner Gıda Hijyeni ve Teknolojisi, Veteriner Hayvan Besleme ve Besleme Hastalıkları, Veteriner İç Hastalıkları, Veteriner Patoloji, Veteriner Zootekni. 81

114 97 Sosyal Bilimler Enstitüsü Alman Dili ve Edebiyatı, Arkeoloji, Coğrafya, Doğu Dilleri ve Edebiyatları, Ekonometri, Felsefe, Felsefe ve Din Bilimleri, Fotoğraf, Fransız Dili ve Edebiyatı, Gazetecilik, Geleneksel Türk El Sanatları, Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Heykel, İktisat, İngiliz Dili ve Edebiyatı, İslam Tarihi ve Sanatları, İşletme, Kamu Hukuku, Müzik Bilimleri, Radyo-Televizyon ve Sinema, Resim, Sahne Sanatları, Sanat Tarihi, Sosyoloji, Tarih, Temel İslam Bilimleri, Türk Dili ve Edebiyatı. 93 Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Kaynak: Eğitim Bilimleri Enstitüsü nde 9, Fen Bilimleri Enstitüsü nde 24, Sağlık Bilimleri Enstitüsü nde 42, Sosyal Bilimler Enstitüsü nde 27 ana bilim dalı bulunmaktadır. Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü nde 10, Eğitim Bilimleri Enstitüsü nde 49, Fen Bilimleri Enstitüsü nde 140, Sağlık Bilimleri Enstitüsü nde 81 ve Sosyal Bilimler Enstitüsü nde 93 akademik personel görev yapmaktadır yılı itibariyle Atatürk Üniversitesi bünyesinde 19 araştırma merkezi bulunmaktadır (Tablo 3.33). Tablo Atatürk Üniversitesi Araştırma Merkezleri (2013). Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Yöntemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Astrofizik Araştırma ve Uygulama Merkezi ATA-İSİGAM: İş Sağlığı, İş Güvenliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Bilgisayar Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Biyoteknoloji Araştırma Merkezi Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Deprem Araştırma Merkezi Dil Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Halıcılık Eğitim Merkezi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Nano Bilim ve Nano Mühendislik Araştırma ve Uygulama Merkezi Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Orta Doğu ve Orta Asya-Kafkaslar Araştırma ve Uygulama Merkezi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Tıbbi Deneysel Uygulama ve Araştırma Merkezi Toplumsal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Kaynak: Atatürk Üniversitesi nde ön lisans ve lisans düzeyi kayıt sayısı öğretim yılında 125 iken, öğretim yılında ye, öğretim yılında ise

115 e yükselmiştir (Tablo 3.34). Atatürk Üniversitesi ne kuruluşundan bugüne kadar kayıt yaptıran öğrenci sayısı ön lisans ve lisans düzeyinde , lisansüstü düzeyinde ise tür. Atatürk Üniversitesi ilk mezunlarını öğretim yılında vermiştir. İlk mezunlarının sayısı 118 dir. Üniversiteden öğretim yılında ise ön lisans ve lisans düzeyinde öğrenci mezun olmuştur (Tablo 3.35). Atatürk Üniversitesi kuruluşundan bugüne kadar u ön lisans, lisans öğrencisi ve si lisansüstü öğrencisi olmak üzere toplam öğrenci mezun vermiştir. Tablo Atatürk Ünversitesi Ön Lisans ve Lisans Kayıt Sayıları ( ). Dönem Kayıt Sayısı Dönem Kayıt Sayısı

116 Toplam Kaynak: Atatürk Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı. Tablo Atatürk Ünversitesi Ön Lisans ve Lisans Mezun Öğrenci Sayıları ( ). Dönem Mezun Öğrenci Sayısı Dönem Mezun Öğrenci Sayısı

117 Toplam Kaynak: Atatürk Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı. Bir yüksek öğretim kurumunun gelişmesinin göstergelerinden en önemlisi uluslararası dizinlere giren yayın sayısıdır. Atatürk Üniversitesi bilimsel nitelikli yayınlar bakımından Türkiye deki üniversiteler içinde ilk on arasında yer almıştır (Tablo 3.36) yılında 160 yayınla 11., 2002 yılında 372 yayınla 7., 2003 yılında 532 yayınla 5., 2004 yılında 478 yayınla 8., 2005 yılında 524 yayınla 8., 2006 yılında 448 yayınla 10., 2007 yılında 422 yayınla 12. ve 2008 yılında 650 yayınla 9. sırada yer almaktadır (Atatürk Üniversitesi, 2010: 24). Tablo Atatürk Üniversitesi Yayın Sayıları ( ). Yıllar Yayın Sayısı Türkiye deki Sıralaması Kaynak: Atatürk Üniversitesi Tanıtım Kataloğu. İldeki diğer bir üniversite olan Erzurum Teknik Üniversitesi, Erzurum da ikinci bir devlet üniversitesi olarak tarih ve sayılı kararla kurulmuştur.

118 101 Üniversitede 6 fakülte, 3 enstitü ve 1 yüksekokul bulunmaktadır. Eğitim kalitesiyle ve bilimsel araştırmalarıyla bir dünya üniversitesi olmayı amaçlamaktadır öğretim yılı itibariyle Erzurum Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi nde 9, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi nde 7, Fen Fakültesi nde 3 bölüm bulunmaktadır. Mühendislik Fakültesi nde 5, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi nde 14, Fen Fakültesi nde 13 akademik personel görev yapmaktadır (Tablo 3.37). Tablo Öğretim Yılı Erzurum Teknik Üniversitesi Fakülteler, Yüksekokullar, Enstitüler, Bölümler ve Akademik Personel Sayıları. Fakülteler Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Bölümler Makine Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Bilgisayar Mühendisliği, Kimya Mühendisliği, Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama, İç Mimarlık. İktisat, İşletme, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, Ekonometri, Maliye, Bankacılık ve Finans, Uluslar arası Ticaret ve Lojistik. Akademik Personel Sayısı 5 14 Edebiyat Fakültesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik, Matematik, İstatistik. 13 Sağlık Bilimleri Fakültesi Spor Bilimleri Fakültesi Yabancı Diller Yüksekokulu Sosyal Bilimler Enstitüsü Fen Bilimleri Enstitüsü Sağlık Bilimleri Enstitüsü Kaynak:

119 Okuryazarlık ve Eğitim Durumu Okuryazarlık oranını bulabilmek için, 6 ve daha yukarı yaştaki okuma yazma bilenlerin sayıları, o yaştaki toplam nüfusa oranlanır. Erzurum ilinde 2000 yılı itibariyle okuma yazma bilenlerin oranı %83,6 dır. Aynı yıl itibariyle, Türkiye nin okuma yazma oranı %87,3 tür. Bu verilere göre Erzurum ilinde okuma yazma oranı Türkiye ortalamasının altında bir durum göstermektir. Erzurum ilinde 2000 yılında okuma yazma oranı 83,6 dır. Aynı yıl itibariyle kadın nüfusun okuma yazma oranı %74,6, erkek nüfusun okuma yazma oranı %92,2 dir (Tablo 3.38, Tablo 3.39, Şekil 3.14). Tablo Erzurum İli nde Okuma Yazma Durumu (6+yaş), (2000, 2011) Yılı Cinsiyet Okuma Yazma Bilmeyen Okuma Yazma Bilen Erkek Kadın Toplam Yılı Cinsiyet Okum Yazma Bilmeyen Okuma Yazma Bilen Erkek Kadın Toplam Kaynak: TÜİK 2000 Genel Nüfus Sayımı, 2011 ADNKS Sonuçları yılı için Erzurum ilinin okuma yazma durumu incelendiğinde; 6 ve daha yukarı yaştaki kişiden tespit edilebilen kişi arasında okuma yazma bilenlerin sayısı kişi olup, okuma yazma oranı %92 dir. Buna göre 11 yıllık süre içerisinde ilin okuma yazma oranı %8,4 oranında bir artış göstermiştir. Erzurum ilinde 6 ve daha yukarı yaştaki kadından i okuma yazma bilmekte olup, kadın nüfusun okuma yazma oranı %87 dir. İldeki 6 ve daha yukarı yaştaki erkekten si okuma yazma bilmekte olup, erkek nüfusun okuma yazma oranı %97,3 tür yılından 2011 yılına gelinceye kadar kadın nüfusun okuma yazma oranı %12,4 oranında, erkek nüfusun okuma yazma oranı ise %5,1 oranında artış göstermiştir.

120 103 Tablo Türkiye de Okuma Yazma Durumu (6+ yaş), (2000, 2011) Yılı Cinsiyet Okuma Yazma Bilmeyen Okuma Yazma Bilen Erkek Kadın Toplam Yılı Cinsiyet Okuma Yazma Bilmeyen Okuma Yazma Bilen Erkek Kadın Toplam Kaynak: TÜİK 2000 Genel Nüfus Sayımı, 2011 ADNKS Sonuçları. Okuma Yazma Bilmeyen %8 Erzurum İli Okuma Yazma Bilen %92 Okuma Yazma Bilmeyen %5 Türkiye Okuma Yazma Bilen %95 Şekil Erzurum İli ve Türkiye Geneli Okuma Yazma Durumu (6+yaş), (2011).

121 yılından 2011 e kadar Türkiye genelinde olduğu gibi Erzurum ilinde de okuma yazma oranı yükselmiştir. 11 yıllık süre içerisinde Türkiye genelinde okuma yazma oranı %87,3 ten %95,1 e yükselmiş, Erzurum da da %83,6 dan %92,2 ye yükselmiştir yılı itibariyle Erzurum ilinde okuma yazma oranı Türkiye ortalamasının altında bir durum göstermektedir (Tablo 3.38, Tablo 3.39, Şekil 3.14). Erzurum'da Okuma Yazma Bilmeyen Erkek %17 Erzurum'da Okuma Yazma Bilen Kadın %47 Kadın %83 Erkek %53 Şekil Erzurum İlinde Cinsiyete Göre Okuma Yazma Durumu (6+ yaş), (2011). Türkiye'de Okuma Yazma Bilmeyen Türkiye'de Okuma Yazma Bilen Erkek %17 Kadın %48 Kadın %83 Erkek %52 Şekil Türkiye de Cinsiyete Göre Okuma Yazma Durumu (6+ yaş), (2011).

122 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre Erzurum ilinde okuma yazma bilmeyen nüfusun %83 ü kadın iken %17 si erkektir. Türkiye de de bu oran Erzurum ilindeki verilerle aynıdır. Hem Erzurum ilinde hem de Türkiye de okuma yazma bilmeyenlerin büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır. Erzurum da okuma yazma bilen nüfusun %53 lük kısmını erkekler, geriye kalan %47 lik kısmını da kadınlar oluşturmaktadır. Türkiye de ise okuma yazma bilen nüfusun %52 si erkek iken, %48 i kadındır. Okuma yazma bilen kadın nüfusun oranı bakımından Erzurum Türkiye ortalamasının az da olsa altındadır (Şekil 3.15, Şekil 3.16). Tablo Erzurum İli nde Yaş Gruplarına ve Cinsiyete Göre Okuma Yazma Oranları (2011). Yaş Grubu Toplam Okuma Yazma Bilmeyen Okuma Yazma Bilen Erkek Kadın Erkek Kadın % si , , , , , , , , , , , , ,7 Kaynak: TÜİK, ADNKS Sonuçları.

123 106 Okuma yazma oranının %99,9 ile en yüksek olduğu yaş grubu 6-13 yaş grubudur. Bu yaş grubunu %99,4 ile yaş grubu izlemektedir yaş grubunda okuma yazma oranının yüksek olması, 8 yıllık zorunlu ilköğretimle alakalıdır. Okuma yazma oranının %95 in üzerinde olduğu yaş grupları 6-21 yaş grubu ve yaş grubudur ve yaş gruplarında okuma yazma oranı azda olsa %95 in altına inerken yaş grubunda %91,4 e gerilemiştir yaş grubundan itibaren okuma yazma oranı %90 ın altına düşerken, yaş grubunda %81,3 e, yaş grubunda %73,3 e, 65 yaş ve üzerindeki yaş grubunda ise %56,7 ye kadar düşmektedir. Yaş grupları içinde okuma yazma oranının en düşük olduğu yaş grubu 65+ yaştaki nüfustur. Cinsiyete göre okuma yazma oranları incelendiğinde; okuma yazma bilmeyenlerin içerisinde kadın nüfusun çok daha fazla olduğu dikkati çekmektedir. Bazı istisnalar olmasına rağmen, yaş arttıkça okuma yazma bilmeyenlerin sayısı kadın nüfusun aleyhine artmaktadır. Kadın nüfusta okuma yazma bilmeyenlerin sayısının, erkek nüfusta okuma yazma bilmeyenlerin sayısından 6 kat daha fazla olduğu devre yaş grubudur yaş grubunda 429 erkeğin okuma yazma bilmemesine karşın, kadın okuma yazma bilmemektedir yaş grubundan itibaren kadın nüfusta okuma yazma bilmeyenlerin sayısı kişinin üzerine çıkarken, erkek nüfusta okuma yazma bilmeyenlerin sayısı yalnızca 65+ yaş grubunda in üzerine çıkmaktadır (Tablo 3.40, Tablo 3.41). Tablo Erzurum İli nde Nüfusun Okuryazarlık ve Eğitim Durumu (6+yaş), (2011). Eğitim Durumu Erkek Kadın Toplam % si Okuma Yazma Bilmeyen ,84 Okuma Yazma Bilen Fakat Bir Okul Bitirmeyen ,23 İlkokul Mezunu ,34 İlköğretim-Ortaokul veya Dengi Okul Mezunu ,46 Lise veya Dengi Okul Mezunu ,49 Yüksekokul veya Fakülte Mezunu ,64 Kaynak: TÜİK ADNKS Sonuçlarından Hesaplanmıştır.

124 107 Tablo Türkiye de Nüfusun Okuryazarlık ve Eğitim Durumu (6+yaş), (2011). Eğitim Durumu Erkek Kadın Toplam % si Okuma Yazma Bilmeyen ,87 Okuma Yazma Bilen Fakat Bir Okul Bitirmeyen ,23 İlkokul Mezunu ,57 İlköğretim- Ortaokul veya Dengi Okul Mezunu ,81 Lise veya Dengi Okul Mezunu ,26 Yüksekokul veya Fakülte Mezunu ,26 Kaynak: TÜİK ADNKS Sonuçlarından Hesaplanmıştır. Erzurum da 2011 yılı itibariyle 6 yaş ve daha üzerindeki nüfusun ü yani %7,84 ü okuma yazma bilmemektedir. Bunların i kadın, u erkektir. Türkiye de ise okuma yazma bilmeyenlerin oranı %4,87 dir. 6+ yaş grubunda okuma yazma bilmeyenlerin oranı bakımından Erzurum ili Türkiye ortalamasının üzerindedir. Erzurum ve Türkiye de 6+ yaş grubunda okuma yazma bilmeyenlerin %83 gibi büyük bir kısmını kadınlar oluşturmaktadır. Okuma yazma bilen fakat bir okul bitirmeyenlerin oranı Erzurum da %26,23 iken, Türkiye de bu oran %21,23 olup, Erzurum bu bakımdan Türkiye ortalamasının üzerinde yer almaktadır. Okuma yazma bilen fakat bir okul bitiremeyen nüfusun içinde kadınların oranı hem ilde hem de Türkiye de %53 tür İlkokul mezunlarının sayısı ilde kişi ile %20,34 lük bir orana karşılık gelmektedir. Türkiye de ise %23,57 ile ilkokul mezunları ilk sırada yer almaktadır. Buna göre il ortalaması Türkiye ortalamasının altındadır. Hem Erzurum da (%58) hem de Türkiye de (%56) ilkokul mezunlarının çoğunluğunu kadın nüfus oluşturmaktadır. İlköğretim-ortaokul veya dengi okul mezunları ve de lise veya dengi okul mezunlarının oranı bakımından Erzurum ili Türkiye ortalamasının altında yer almaktadır. İlde ilköğretim-ortaokul veya dengi okul mezunlarının oranı %21,46, lise veya dengi okul mezunlarının oranı %16,49 iken, Türkiye de bu oranlar sırasıyla %22,81 ve %18,26 dır. İlde ilköğretim-ortaokul veya dengi okul mezunlarının içinde kadınların oranı %41,73, Türkiye de ise kadınların oranı yaklaşık %43 dür. İlde lise ve dengi okul mezunlarının içinde kadınların oranı yaklaşık %35, Türkiye de %42 dir (Şekil 3.17, Şekil 3.18).

125 108 Ortaokul ve lise mezunlarının içerisinde kadınların oranı bakımından da Erzurum ülke ortalamasının gerisinde kalmıştır yılı itibariyle Erzurum ilinde ilkokul mezunlarının sayısı kişidir. Bunların (%58,03) si kadın (%41,97) si erkektir. İlkokul mezunu olan kadınlar, erkeklerden kişi daha fazladır. İlde İlköğretimortaokul veya dengi okul mezunlarının sayısı kişidir. Bunların (%58,27) u erkek (%41,73) i kadındır. İlköğretim-ortaokul veya dengi okul mezunu erkekler, kadınlardan kişi daha fazladır. Erzurum ilinde lise veya dengi okul mezunlarının sayısı kişidir. Bunların (%64,7) sı erkek (35,3) sı kadındır. Lise veya dengi okul mezunu erkekler, kadınlardan kişi daha fazladır (Şekil 3.19). Erkek %42 Kadın %58 Şekil Erzurum İli nde İlkokul Mezunlarının Cinsiyete Göre Dağılımı (2011). Kadın %42 Erkek %58 Şekil Erzurum İli nde İlköğretim-Ortaokul veya Dengi Okul Mezunlarının Cinsiyete Göre Dağılımı (2011). Erzurum ilinde yüksekokul veya fakülte mezunlarının oranı %7,64, Türkiye de ise %9,26 olup Erzurum, Türkiye ortalamasının altındadır. İlde (%63) ü erkek, (%37) ü kadın olmak üzere toplam yüksekokul veya fakülte mezunu

126 109 bulunmaktadır. Türkiye de (%58) ü erkek, (%42) i kadın olmak üzere toplam yüksekokul veya fakülte mezunu bulunmaktadır (Şekil 3.20). Buna göre yüksekokul veya fakülte mezunu olan nüfus içerisinde kadınların oranı bakımından Erzurum ili Türkiye ortalamasının altında yer almaktadır. Ayrıca Türkiye de ve ilde yüksekokul veya fakülte mezunu kadınların sayısı artırılmalıdır. Kadın %35 Şekil Erzurum İli nde Lise veya Dengi Okul Mezunlarının Cinsiyete Göre Dağılımı (2011). Erkek %65 Kadın %37 Erkek %63 Şekil Erzurum İli nde Yüksekokul veya Fakülte Mezunlarının Cinsiyete Göre Dağılımı (2011). İlde yüksekokul veya fakülte mezunlarının sayısı kişidir. Bunların (%63,08) ü erkek (%36,92) sı kadındır. Erzurum da yüksekokul veya fakülte mezunu erkekler, kadınlardan kişi fazladır. Bu veriler ilde yüksekokul veya fakülte mezunu kadınların sayısının artırılması gerekliliğini göstermektedir.

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: DOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Ülkemizin doğusunda yer alan bölge kabaca üçgene benzer. Marmara ve Ege Bölgeleri hariç her bölge ile komşudur. Suriye hariç bütün doğu komşularımızla

Detaylı

ERZURUM İLİ MEYVECİLİĞİ YAYMA VE GELİŞTİRME PROJESİ

ERZURUM İLİ MEYVECİLİĞİ YAYMA VE GELİŞTİRME PROJESİ T.C. ERZURUM VALİLİĞİ İl Gıda,Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ERZURUM İLİ MEYVECİLİĞİ YAYMA VE GELİŞTİRME PROJESİ PROJEYİ HAZIRLAYAN Cevdet SUNAY Ziraat Mühendisi KONTROL EDEN Mehmet KANTARKAYA B.Ü.S Şube

Detaylı

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir. Çaldıran Tarihçesi: İlçe birçok tarihi medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Medler, Bizanslılar, Urartular, İranlılar ve son olarak Osmanlı devleti bu ilçede hâkimiyet sürmüşlerdir. İlçenin tarih içerisindeki

Detaylı

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701 COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701 Türkiye de Arazi Kullanımı Türkiye yüzey şekilleri bakımından çok farklı özelliklere sahiptir. Ülkemizde oluşum özellikleri birbirinden farklı

Detaylı

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri Türkiye de Sıcaklık Türkiye de Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Türkiye haritası incelendiğinde Yükseltiye bağlı olarak

Detaylı

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası: Başkale nin Tarihçesi: Başkale Urartular zamanında Adamma olarak adlandırılan bir yerleşme yeriydi. Ermeniler buraya Adamakert ismini vermişlerdir. Sonraları Romalılar ve Partlar arasında sınır bölgesi

Detaylı

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi: Saray İlçesinin Tarihçesi: Saray İlçesinin ne zaman ve kimler tarafından hangi tarihte kurulduğu kesin bilinmemekle beraber, bölgedeki yerleşimin Van Bölgesinde olduğu gibi tarih öncesi dönemlere uzandığı

Detaylı

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? 1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? a. Ova b. Vadi c. Plato d. Delta 2- Coğrafi bölgelerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a. Coğrafi özellikleri

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası: Başkale nin Tarihçesi: Başkale Urartular zamanında Adamma olarak adlandırılan bir yerleşme yeriydi. Ermeniler buraya Adamakert ismini vermişlerdir. Sonraları Romalılar ve Partlar arasında sınır bölgesi

Detaylı

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 BAYRAM MERAL 1 Genel Yetenek - Cihan URAL Yazar Bayram MERAL ISBN 978-605-9459-31-0 Yayın ve Dağıtım Dizgi Tasarım Kapak Tasarımı Yayın Sertifika No. Baskı

Detaylı

2016 Özalp Tarihçesi: Özalp Coğrafyası: İlçe Nüfus Yapısı: Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam 0-14 Yaş Yaş Yaş Yaş Yaş

2016 Özalp Tarihçesi: Özalp Coğrafyası: İlçe Nüfus Yapısı: Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam 0-14 Yaş Yaş Yaş Yaş Yaş Özalp Tarihçesi: Özalp ilçesi 1869 yılında Mahmudiye adıyla bu günkü Saray ilçe merkezinde kurulmuştur. 1948 yılında bu günkü Özalp merkezine taşınmış ve burası ilçe merkezi haline dönüştürülmüştür. Bölgede

Detaylı

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ Erzurum, 2015 Proje adı Şenkaya ilçe merkezinin mekan olarak değiştirilmesi

Detaylı

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA III.BÖLÜM Bu bölümde ağırlıklı olarak Kızılırmak deltasının batı kenarından başlayıp Adapazarı ve Bilecik'in doğusuna kadar uzanan ve Kastamonu yu içine alan Batı Karadeniz Bölümü, Kastamonu ili, Araç

Detaylı

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS 31. 32. Televizyonda hava durumunu aktaran sunucu, Türkiye kıyılarında rüzgârın karayel ve poyrazdan saatte 50-60 kilometre hızla estiğini söylemiştir. Buna göre, haritada numaralanmış rüzgârlardan hangisinin

Detaylı

Türkiye nin Nüfus Özellikleri ve Dağılışı

Türkiye nin Nüfus Özellikleri ve Dağılışı Türkiye nin Nüfus Özellikleri ve Dağılışı 1 Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Nüfus miktarı kadar önem taşıyan bir başka kriter de nüfusun yaş yapısıdır. Çünkü, yaş grupları nüfusun genel yapısı ve

Detaylı

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Ülkemizin güney doğusunda yer alan bölge nüfus ve yüzölçümü en küçük bölgemizdir. Akdeniz, Doğu Anadolu Bölgeleriyle, Suriye ve Irak Devletleriyle

Detaylı

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi KİMLİK KARTI Başkent: Roma Yüz Ölçümü: 301.225 km 2 Nüfusu: 60.300.000 (2010) Resmi Dili: İtalyanca Dini: Hristiyanlık Kişi Başına Düşen Milli Gelir: 29.500 $ Şehir Nüfus Oranı: %79 Ekonomik Faal Nüfus

Detaylı

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir. 2012 LYS4 / COĞ-2 COĞRAFYA-2 TESTİ 2. M 1. Yukarıdaki Dünya haritasında K, L, M ve N merkezleriyle bu merkezlerden geçen meridyen değerleri verilmiştir. Yukarıda volkanik bir alana ait topoğrafya haritası

Detaylı

Şimdiye kadar özelliklerini belirtmeye çalıştığımız Kütahya Yöresi'nin kuzey kesimi içerisinde de farklı üniteler ayırd etmek mümkündür.

Şimdiye kadar özelliklerini belirtmeye çalıştığımız Kütahya Yöresi'nin kuzey kesimi içerisinde de farklı üniteler ayırd etmek mümkündür. Akarsularla boşaltılmış ovalar daha çok Kütahya'nın güneyinde ve güneybatısında, başka bir tarifle Murat Dağı'nın kuzey ve kuzeydoğusunda yer almaktadırlar. Bunlar: Adırnaz Çayı ve Kocaçay'ın yukarı çığırlarındaki

Detaylı

SİVRİCE-MADEN YÖRESİNİN MEVZİİ COĞRAFYASI

SİVRİCE-MADEN YÖRESİNİN MEVZİİ COĞRAFYASI I T. C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ COĞRAFYA ANABİLİM DALI SİVRİCE-MADEN YÖRESİNİN MEVZİİ COĞRAFYASI (DOKTORA TEZİ) Tez Yöneticisi: Prof.Dr. H. Hilmi KARABORAN Hazırlayan: Ali YİĞİT ELAZIĞ

Detaylı

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler : TÜRKİYE NİN İKLİMİ İklim nedir? Geniş bir bölgede uzun yıllar boyunca görülen atmosfer olaylarının ortalaması olarak ifade edilir. Bir yerde meydana gelen meteorolojik olayların toplamının ortalamasıdır.

Detaylı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ: TARİHİ : Batı Toroslar ın zirvesinde 1288 yılında kurulan Akseki İlçesi nin tarihi, Roma İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. O devirlerde Marla ( Marulya) gibi isimlerle adlandırılan İlçe, 1872

Detaylı

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI ENVANTERİ ENV. NO. 58.01.0.02 ÇİMENYENİCE KÖYÜ, KÖROĞLU TEPELERİ, I39-a4 MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI İL SİVAS İLÇE HAFİK MAH.-KÖY VE MEVKİİ Çimenyenice Köyü GENEL

Detaylı

MURADİYE Nüfus Erkek Kadın Toplam Gürpınar Oran %52 % Kaynak: Tüik

MURADİYE Nüfus Erkek Kadın Toplam Gürpınar Oran %52 % Kaynak: Tüik Muradiye Tarihi: Muradiye, cumhuriyet ilanına kadar Kandahar ve Bargıri adıyla iki yerleşim birimi olarak anılırken cumhuriyet sonrası birleşerek Muradiye ismini almıştır. Tarihi ile ilgili fazla bilgi

Detaylı

Ö:1/5000 25/02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:0 533 641 14 59 MAİL:altinoluk_planlama@hotmail.

Ö:1/5000 25/02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:0 533 641 14 59 MAİL:altinoluk_planlama@hotmail. ÇANAKKALE İli, AYVACIK İLÇESİ, KÜÇÜKKUYU BELDESİ,TEPE MAHALLESİ MEVKİİ I17-D-23-A PAFTA, 210 ADA-16 PARSELE AİT REVİZYON+İLAVE NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU Ö:1/5000 25/02/2015 Küçüksu Mah.Tekçam

Detaylı

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ TOPOĞRAFYA, YÜKSELTİ VE RÖLİYEF Yeryüzünü şekillendiren değişik yüksekliklere topoğrafya denir. Topoğrafyayı oluşturan şekillerin deniz seviyesine göre yüksekliklerine

Detaylı

DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: 244.110 km2 NÜFUSU: 57.411.000 RESMİ DİLİ: İngilizce

DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: 244.110 km2 NÜFUSU: 57.411.000 RESMİ DİLİ: İngilizce İNGİLTERE DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: 244.110 km2 NÜFUSU: 57.411.000 RESMİ DİLİ: İngilizce DİNİ: Hıristiyanlık PARA BİRİMİ: Sterlin 1.

Detaylı

Konu: Bölgeler Coğrafyası Özet-2

Konu: Bölgeler Coğrafyası Özet-2 AKDENİZ BÖLGESİ Tarımsal ürün çeşitliliği fazladır. Yüksek sıcaklık isteyen ürünler yetiştirilebilir. Yıl içinde aynı yerden birden fazla ürün alınabilir. Tarım ürünlerinin en erken olgunlaştığı Yer şekilleri:

Detaylı

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş ) Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; ülkelerin kalkınmasında, ülkenin dünyadaki etki alanını genişletmesinde potansiyel bir güç olarak önemli bir faktördür. Nüfusun potansiyel gücü, nüfus miktarı

Detaylı

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU AKÇAKALE KÖYÜ (MERKEZ/GÜMÜŞHANE) 128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU 2016 AKÇAKALE KÖYÜ-MERKEZ/GÜMÜŞHANE 128 ADA 27 VE 32 NUMARALI PARSELLERE

Detaylı

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ Doğal, beşerî ve ekonomik özellikler bakımından çevresinden farklı; kendi içinde benzerlik gösteren alanlara bölge denir. Bölgeler, kullanım amaçlarına göre birbirine benzeyen

Detaylı

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI COĞRAFİ KONUM Herhangi bir noktanın dünya üzerinde kapladığı alana coğrafi konum denir. Özel ve matematik konum diye ikiye ayrılır. Bir ülkenin coğrafi konumu, o ülkenin tabii, beşeri ve ekonomik özelliklerini

Detaylı

SEYİTÖMER LİNYİT ÇIKARIM SAHASI

SEYİTÖMER LİNYİT ÇIKARIM SAHASI Yoncalı Ovası Kütahya ovası kuzeydeki "Yoncalı Depresyonu"ndan bir eşik alanıyla ayrılmaktadır. Zengin linyit yataklarının içinde yer aldığı neojen bir düzlük olan Yoncalı Depresyonu, Kütahya Ovası'ndan

Detaylı

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN EDİRNE UZUNKÖPRÜ MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI Yunanistan sınırına 6 kilometre uzaklıkta yer alan Edirne nin Uzunköprü ilçesi, Osmanlı İmparatorluğu nun Trakya daki ilk yerleşimlerinden biri. Ergene

Detaylı

Test. Beşeri Yapı BÖLÜM 7

Test. Beşeri Yapı BÖLÜM 7 BÖLÜM 7 Beşeri Yapı 1. Yeryüzünde sıcaklık ve yağış gibi iklim özellikleriyle birlikte denizler, buzullar ve yüksek alanlar gibi etkenler nüfus ve yerleşmenin dağılışında önemli rol oynar. Doğal şartlar

Detaylı

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI Avusturya da un üretimi sağlayan 180 civarında değirmen olduğu tahmin edilmektedir. Yüzde 80 kapasiteyle çalışan bu değirmenlerin ürettiği un miktarı 500 bin

Detaylı

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR Havadaki su buharı ve gazların, cisimler üzerine uyguladığı ağırlığa basınç denir. Basıncı ölçen alet barometredir. Normal hava basıncı 1013 milibardır.

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ankara Ülke Ekonomisinde Etkili Olan Faktörler Tarih Doğal Kaynaklar Coğrafi yer Büyüklük Arazi şekilleri

Detaylı

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

Tanımlar. Bölüm Çayırlar Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 1 1 1.1. Çayırlar Bölüm 1 Tanımlar Genel olarak düz ve taban suyu yakın olan alanlarda oluşmuş, gür gelişen, sık ve uzun boylu bitkilerden meydana gelen alanlardır. Toprak

Detaylı

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2. Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2. Özel Konum 1. Türkiye nin Matematik (Mutlak) Konumu Türkiye nin Ekvatora ve başlangıç

Detaylı

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM Rehber Öğretmen : Şule Yıldız Hazırlayanlar : Bartu Çetin Burak Demiral Nilüfer İduğ Esra Tuncer Ege Uludağ Meriç Tekin 2000-2001 İZMİR TEŞEKKÜR Bize bu projede yardımda bulunan başta

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA 6.3.2.4. Akdeniz Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Akdeniz kıyıları boyunca uzanan Toros

Detaylı

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

Türkiye'de Toprakların Kullanımı On5yirmi5.com Türkiye'de Toprakların Kullanımı Türkiye de arazi kullanımı dağılışı nasıldır? Yayın Tarihi : 14 Kasım 2012 Çarşamba (oluşturma : 12/13/2018) Ülkemiz topraklarının kullanım amacına göre dağılımı

Detaylı

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi) YERYÜZÜNDEKİ BAŞLICA İKLİM TİPLERİ Matematik ve özel konum özelliklerinin etkisiyle Dünya nın çeşitli alanlarında farklı iklimler ortaya çıkmaktadır. Makroklima: Çok geniş alanlarda etkili olan iklim tiplerine

Detaylı

VAN OVASININ İKLİM ÖZELLİKLERİ. Doç. Dr. Ejder KALELİOĞLU GİRİŞ

VAN OVASININ İKLİM ÖZELLİKLERİ. Doç. Dr. Ejder KALELİOĞLU GİRİŞ VAN OVAININ İKLİM ÖZELLİKLERİ Doç. Dr. Ejder KALELİOĞLU GİRİŞ Doğu Anadolu, denizlerden uzak ve yüksek bir bölgedir. Bölgenin ortalama yüksekliği 2000 m.'yi bulur. Bunun için bölgede şiddetli karasal bir

Detaylı

KPSS 2008 GK (31) G.K. SORU BANK. / 408. SAYFA / 10. SORU KONU ANLATIM SAYFA 19 / 3. SORU

KPSS 2008 GK (31) G.K. SORU BANK. / 408. SAYFA / 10. SORU KONU ANLATIM SAYFA 19 / 3. SORU KPSS 2008 GK (31) G.K. SORU BANK. / 408. SAYFA / 10. SORU 31. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye nin Kuzey Yarım Küre de yer aldığının bir göstergesi olamaz? A) Akdeniz Bölgesi ndeki akarsuların kuzeyden

Detaylı

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale (*)Türkeş, M. ve Koç, T. 2007. Kazdağı Yöresi ve dağlık alan (dağ sistemi) kavramları üzerine düşünceler. Troy Çanakkale 29:18-19. KAZ DAĞI YÖRESİ VE DAĞLIK ALAN (DAĞ SİSTEMİ) KAVRAMLARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247 KAHRAMANMARAŞ İLİNİN GENEL MEYVECİLİK DURUMU Mehmet SÜTYEMEZ*- M. Ali GÜNDEŞLİ" Meyvecilik kültürü oldukça eski tarihlere uzanan Anadolu'muz birçok meyve türünün anavatanı

Detaylı

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ Topraklar zonal, intrazonal ve azonal topraklar olmak üzere üçe ayrılır. 1. Zonal (Yerli) Topraklar iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak oluşan ve bütün katmanların(horizonların)

Detaylı

İTALYA. Sanayi,Turizm,Ulaşım

İTALYA. Sanayi,Turizm,Ulaşım İTALYA FİZİKİ ÖZELLİKLERİ Coğrafi konum Yer şekilleri İklimi BEŞERİ ÖZELLİKLERİ Nüfusu Tarım ve hayvancılık Madencilik Sanayi,Turizm,Ulaşım İTALYANIN KİMLİK KARTI BAŞKENTİ:Roma DİLİ:İtalyanca DİNİ:Hıristiyanlık

Detaylı

MENTEŞE YÖRESİ Kıyı Ege Bölgesinün Büyük Menderes Oluğu güneyinde kalan kesimine "Menteşe Yöresi" denilmektedir. 13. yüzyılda Manteşe yöresi

MENTEŞE YÖRESİ Kıyı Ege Bölgesinün Büyük Menderes Oluğu güneyinde kalan kesimine Menteşe Yöresi denilmektedir. 13. yüzyılda Manteşe yöresi MENTEŞE YÖRESİ MENTEŞE YÖRESİ Kıyı Ege Bölgesinün Büyük Menderes Oluğu güneyinde kalan kesimine "Menteşe Yöresi" denilmektedir. 13. yüzyılda Manteşe yöresi Bizanslıların elinde bulunuyordu. Bizanslıların

Detaylı

BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI

BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI Arş. Gör. Hakan YİĞİTBAŞIOĞLU Göller Yöresinde yeralan Burdur Havzası'nın oluşumunda tektonik hareketlerin büyük etkisi olmuştur. Havza

Detaylı

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU Rapor No. :1 Tarihi: 04/12/2012 IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU Projenin Adı: Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Proje Alanının Genel Özellikleri: Iğdır İli Aralık İlçesinde

Detaylı

Finlandiya nın Tarihçesi

Finlandiya nın Tarihçesi Finlandiya Yüzölçümü :338.145 km 2 Nüfusu :5.175.783 İdare şekli :Cumhuriyet Başkenti :Helsinki Önemli şehirleri :Tampere, Espoo, Turku Dili :Fince Dini :Hristiyanlık Para birimi :Euro, Fin Markası Finlandiya

Detaylı

ÜLKELER NEDEN FARKLI GELİŞMİŞLERDİR

ÜLKELER NEDEN FARKLI GELİŞMİŞLERDİR ÜLKELER NEDEN FARKLI GELİŞMİŞLERDİR Ülkelerin Gelişmişliğini Belirleyen Faktörler Coğrafya Öğretmeni Gelişmeyi tek bir ölçütle ifade etmek, ülkelerin ekonomik, sosyal ve siyasal yapılarındaki farklılık

Detaylı

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri Okyanuslar ve denizler dışında kalan ve karaların üzerinde hem yüzeyde hem de yüzey altında bulunan su kaynaklarıdır. Doğal Su Ekosistemleri Akarsular Göller Yer altı su kaynakları Bataklıklar Buzullar

Detaylı

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele MUĞLA İLİ, FETHİYE İLÇESİ, GÖCEK MAHALLESİ, 265 ADA 1 PARSEL, 266 ADA 1 PARSEL 433 ADA 1 PARSEL ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele 1 İÇİNDEKiLER BÖLUM -1: TAŞINMAZLARA YÖNELiK MEVCUT DURUM ANALiZi...

Detaylı

Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara "Batı Menteşe Dağları" denir.

Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara Batı Menteşe Dağları denir. Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara "Batı Menteşe Dağları" denir. yukarıda adı geçen dağlardan oluşan "Doğu Menteşe Dağları" arasında arasında Çine Çayı Vadisi uzanır. Aydın iline

Detaylı

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik TARIM VE EKONOMİ Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik düzeyine bağlıdır. Bazı ülkelerde tarım tekniği

Detaylı

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3 Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km3 tür. Bu suyun % 97'si denizlerde ve okyanuslardaki tuzlu sulardan oluşmaktadır. Geriye kalan yalnızca % 2'si tatlı su kaynağı olup çeşitli amaçlar için kullanılabilir

Detaylı

EGE BÖLGESİ BÖLGENİN YERİ VE SINIRLARI

EGE BÖLGESİ BÖLGENİN YERİ VE SINIRLARI 1/5 EGE BÖLGESİ BÖLGENİN YERİ VE SINIRLARI Türkiye nin 7 coğrafi bölgesinden biri olan Ege Bölgesi, 85.000 km2 lik yüzölçümüyle Türkiye topraklarının %11 ini kaplar. (Harita:1) Ege Bölgesi, Anadolu nun

Detaylı

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK İKLİM ELEMANLARI Bir yerin iklimini oluşturan sıcaklık, basınç, rüzgâr, nem ve yağış gibi olayların tümüne iklim elemanları denir. Bu elemanların yeryüzüne dağılışını etkileyen enlem, yer şekilleri, yükselti,

Detaylı

İdari Durum. İklim ve Bitki Örtüsü. Ulaşım

İdari Durum. İklim ve Bitki Örtüsü. Ulaşım . İdari Durum İlçemizde belediye teşkilatı 1884 yılında kurulmuştur. İlçeye bağlı 16 mahalle muhtarlığı bulunmaktadır. Mezra ve oba mevcut değildir. İklim ve Bitki Örtüsü İnönü Marmara, Ege ve İç Anadolu

Detaylı

BÖLÜM 1. Eskipazar Dere ve Sırt Havzaları Sulama ve Tarımsal Dönüşüm Projesi Sayfa 3

BÖLÜM 1. Eskipazar Dere ve Sırt Havzaları Sulama ve Tarımsal Dönüşüm Projesi Sayfa 3 BÖLÜM 1 PROJE ALANININ TANITILMASI 1.1. DOĞAL COĞRAFYA 1.1.1 Projenin Yeri Proje Sahası; Karabük İli Eskipazar ilçesi, Merkez ve 49 köyü kapsayan Adiller-Göksu ve Haslı Sulama göleti havzasıdır. Yapımı

Detaylı

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Bölge yurdumuzun güneyinde, Akdeniz boyunca bir şerit halinde uzanır. Komşuları Ege, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgeleri, Suriye, Kıbrıs

Detaylı

YGS COĞRAFYA HIZLI ÖĞRETİM İÇİNDEKİLER EDİTÖR ISBN / TARİH. Sertifika No: KAPAK TASARIMI SAYFA TASARIMI BASKI VE CİLT İLETİŞİM. Doğa ve İnsan...

YGS COĞRAFYA HIZLI ÖĞRETİM İÇİNDEKİLER EDİTÖR ISBN / TARİH. Sertifika No: KAPAK TASARIMI SAYFA TASARIMI BASKI VE CİLT İLETİŞİM. Doğa ve İnsan... YGS COĞRAFYA HIZLI ÖĞRETİM EDİTÖR Turgut MEŞE Bütün hakları Editör Yayınevine aittir. Yayıncının izni olmaksızın kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması

Detaylı

5. Ünite. ÇEVRE ve TOPLUM. 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz?... 154. 2. Çevre Sorunları... 156. Konu Değerlendirme Testi... 158

5. Ünite. ÇEVRE ve TOPLUM. 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz?... 154. 2. Çevre Sorunları... 156. Konu Değerlendirme Testi... 158 412 5. Ünite ÇEVRE ve TOPLUM 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz?... 154 2. Çevre Sorunları... 156 Konu Değerlendirme Testi... 158 153 Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz? 413 414 İNSANLARIN DOĞAL ÇEVREYİ KULLANMA

Detaylı

YAPRAK TEST-31 4. SORU KPSS 2009 GK-(31) KONU ANLATIM SAYFA 33 13. SORU

YAPRAK TEST-31 4. SORU KPSS 2009 GK-(31) KONU ANLATIM SAYFA 33 13. SORU KPSS 2009 GK-(31) 31. Bir Türkiye fiziki haritasında kahverengi tonlarının fazla olduğu yerlerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Karın yerde kalma süresinin uzun olduğu B) Yıllık sıcaklık

Detaylı

ÖSYM YGS / SOS M Diğer sayfaya geçiniz.

ÖSYM YGS / SOS M Diğer sayfaya geçiniz. 17. 18. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güvenir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar içinde dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumuzun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.

Detaylı

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler Nüfusun Dağılışında Etkili Faktörler Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler 1-Doğal Faktörler: 1.İklim : Çok sıcak ve çok soğuk iklimler seyrek nüfusludur.

Detaylı

Kütahya nın Sosyo-Ekonomik Göstergeleri

Kütahya nın Sosyo-Ekonomik Göstergeleri Kütahya nın Sosyo-Ekonomik Göstergeleri Dr. Mehmet AKYOL Manisa Bölge Müdürü Sunum İçeriği Nüfus Demografik Yapı Eğitim Kültür Sağlık İşgücü Sanayi Dış Ticaret Tarım Motorlu Taşıtlar Enerji Çevre Nüfus

Detaylı

2. PLANLAMA ALANININ ÜLKE VE BÖLGEDEKİ YERİ

2. PLANLAMA ALANININ ÜLKE VE BÖLGEDEKİ YERİ SELMA KISA PLANLAMA MANİSA İLİ, AKHİSAR İLÇESİ, ATATÜRK MAHALLESİ 2304 ADA 1 PARSEL VE 2305 ADA 1 PARSELİN DOĞUSUNDAKİ 30 METRELİK YOLA İLİŞKİN 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA

Detaylı

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi Tilting effect on the morpho-tectonic evolution of Karasu River valley Nurcan AVŞİN 1 1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Coğrafya Bölümü Öz: Karasu

Detaylı

ÇATAK Kaynak: Tüik

ÇATAK Kaynak: Tüik Çatak Tarihçesi: İlçenin esas adı olan Şatak veya Şatakh 1960 yılına dek kullanılmış, daha sonra Türkçe anlam yüklenerek Çatak adı verilmiştir. Eski bir Ermeni yerleşimi olan yörenin adı en erken 870 yılı

Detaylı

MANİSA İLİ ŞEHZADELER İLÇESİ KARAAĞAÇLI MAHALLESİ TEKNİK TARIM ÜRÜNLERİ İTH. İHR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

MANİSA İLİ ŞEHZADELER İLÇESİ KARAAĞAÇLI MAHALLESİ TEKNİK TARIM ÜRÜNLERİ İTH. İHR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. MANİSA İLİ ŞEHZADELER İLÇESİ KARAAĞAÇLI MAHALLESİ TEKNİK TARIM ÜRÜNLERİ İTH. İHR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU ÖLÇEK:1/1000 Pafta No: 23 - O - I c Parsel No:

Detaylı

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Proje Alanının Genel Özellikleri: Iğdır ili Türkiye nin en kurak ili olup yıllık yağış miktarı 250 mm civarındadır (Meteoroloji kayıtları). Yağan yağış ya da

Detaylı

kpss coğrafya tamam çözümlü mesut atalay - önder cengiz

kpss coğrafya tamam çözümlü mesut atalay - önder cengiz kpss soru bankası tamam çözümlü coğrafya mesut atalay - önder cengiz Mesut Atalay - Önder Cengiz KPSS Coğrafya Soru Bankası ISBN 978-605-364-240-4 Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarlarına

Detaylı

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU Yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde uygun jeolojik şartlarda doğal olarak oluşan,

Detaylı

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS 18. Doğal ve beşerî unsurlar birbirleriyle karşılıklı etkileşim içindedir. 19. Arazide yön ve hedef bulma sporlarında pusula ve büyük ölçekli haritalar sporcuların en önemli yardımcılarıdır. Sporcular

Detaylı

BÖLÜM B EŞ ERİ DOKULAR

BÖLÜM B EŞ ERİ DOKULAR BÖLÜM 6 Rİ DOKU L A ŞE R BE BÖLÜM 7 COĞRAFYA Coğrafya nın iki ana bölümü vardır: Yer şekillerini, iklim, toprak, bitkiler, hayvanlar ve benzeri elemanlardan oluşan fiziki (doğal) çevreyle ilgilenen fizik

Detaylı

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü 20142012 YILI ALANSAL YILI YAĞIŞ YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2014

Detaylı

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin Akdeniz iklimi / Roma Okyanusal iklim / Arjantin Savan iklimi/ Meksika Savan iklimi/ Brezilya Okyanusal iklim / Londra Muson iklimi/ Calcutta-Hindistan 3 3 Kutup iklimi/ Grönland - - - - - - -3-4 -4 -

Detaylı

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014 BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM DOÇ. DR. YASEMEN SAY ÖZER 26 ŞUBAT 2014 1 19.02.2014 TANIŞMA, DERSLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER, DERSTEN BEKLENTİLER 2 26.02.2014 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 3 05.03.2014 DOĞAL

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA Doğu Anadolu Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Ülkemizin en yüksek ve engebeli bölgesidir.

Detaylı

B-) Aşağıda verilen sözcüklerden uygun olanları ilgili cümlelere uygun biçimde yerleştiriniz.

B-) Aşağıda verilen sözcüklerden uygun olanları ilgili cümlelere uygun biçimde yerleştiriniz. A-) Aşağıdaki bilgilerden doğru olanın yanına (D), yanlış olanın yanına (Y) yazınız. 1-( ) Ege Bölgesi nde dağlar kıyıya paralel uzanır. 2-( ) Çarşamba ve Bafra Karadeniz kıyısındaki delta ovalarımızdır.

Detaylı

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bursa Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 28.05.2013 Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bursa Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 28.05.2013 Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi 2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 28.05.2013 Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Küreselleşme Küresel ekonominin bütünleşmesi Eşitsiz büyüme Ekonomik

Detaylı

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar; Tarımı gelişmiş ülkelerin çoğunda hayvancılığın tarımsal üretim içerisindeki payı % 50 civarındadır. Türkiye de hayvansal üretim bitkisel üretimden sonra gelmekte olup, tarımsal üretim değerinin yaklaşık

Detaylı

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ Okulumuz Gezi İnceleme ve Tanıtma Kulübümüz 17-18 Ocak 2015 tarihinde bir gece konaklamalı KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA gezisi gerçekleştirdi.. 17 Ocak 2015 Cumartesi sabahı

Detaylı

2-Maden bakımından zengin olduğu halde endütrisi yeterince gelişmemiş olan bölgemiz hangisidir?

2-Maden bakımından zengin olduğu halde endütrisi yeterince gelişmemiş olan bölgemiz hangisidir? KPSS Coğrafya Kısa Bilgiler 1-Bitki çeşitliğinin en fazla olduğu bölgemiz hangisidir? -Marmara Bölgesi 2-Maden bakımından zengin olduğu halde endütrisi yeterince gelişmemiş olan bölgemiz hangisidir? -Doğu

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R 1 A- BİRİNCİ BÖLÜM: İLÇENİN SOSYAL VE EKONOMİK YAPISI...

İ Ç İ N D E K İ L E R 1 A- BİRİNCİ BÖLÜM: İLÇENİN SOSYAL VE EKONOMİK YAPISI... İ Ç İ NDEKİ LER Önsöz... v Tablolar Dizini... xv Grafikler Dizini... xix Giriş... 1 A- BİRİNCİ BÖLÜM: İLÇENİN SOSYAL VE EKONOMİK YAPISI... 7 A.1. Kağızman İlçesinin Tarihçesi... 7 A.1.1. Tarih Öncesi Dönem...

Detaylı

COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA

COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA COĞRAFİ KONUM COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA Yeryüzünün belli bir bölümünü FİZİKİ coğrafya BEŞERİ ve gösterir. EKONOMİK -Doğa olaylarını -Kıtalar coğrafya konu alır. -Ülkeler -İnsanlar ve -Klimatoloji

Detaylı

YENİ OKUL SİSTEMİ (4+4+4) UYGULAMALARININ YANSIMALARI

YENİ OKUL SİSTEMİ (4+4+4) UYGULAMALARININ YANSIMALARI YENİ OKUL SİSTEMİ (4+4+4) UYGULAMALARININ YANSIMALARI İsa KORKMAZ Giriş Yöntem Bulgular Tartışma, Sonuç ve Öneriler Kaynakça DOI: http://dx.doi.org/1.14527/978653183563.11 Giriş Türkiye de cumhuriyet dönemi

Detaylı

COĞRAFİ FAKTÖRLERDEN YERŞEKİLLERİNİN HARPUT UN KURULUŞU, GELİŞMESİ VE ŞEHRİN YER DEĞİŞTİRMESİ ÜZERİNE OLAN ETKİLERİ

COĞRAFİ FAKTÖRLERDEN YERŞEKİLLERİNİN HARPUT UN KURULUŞU, GELİŞMESİ VE ŞEHRİN YER DEĞİŞTİRMESİ ÜZERİNE OLAN ETKİLERİ Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 81 COĞRAFİ FAKTÖRLERDEN YERŞEKİLLERİNİN HARPUT UN KURULUŞU, GELİŞMESİ VE ŞEHRİN YER

Detaylı

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir.

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir. HARİTA NEDİR? Yeryüzünün tamamının veya bir parçasının kuşbakışı görünümünün, istenilen ölçeğe göre özel işaretler yardımı ile küçültülerek çizilmiş örneğidir. H A R İ T A Yeryüzü şekillerinin, yerleşim

Detaylı

Yazar Administrator Perşembe, 26 Nisan 2012 17:25 - Son Güncelleme Cumartesi, 19 Mayıs 2012 14:22

Yazar Administrator Perşembe, 26 Nisan 2012 17:25 - Son Güncelleme Cumartesi, 19 Mayıs 2012 14:22 Batman'ın tarihi hakkında en eski bilgiler halk hikayeleri, mitler ve Heredot tarihinde verilmektedir. Ortak verilere göre MED kralı Abtyagestin'in torunu Kyros karsıtı Erpagazso M.Ö. 550 yilinda yenilince

Detaylı

Bayraklı İlçe Raporu

Bayraklı İlçe Raporu 2014-2023 İzmir Bölge Planı İlçe Toplantıları Mayıs, 2013 Nüfus Yapısı Genel Bilgiler Yüzölçümü, 2002: 37 km 2 Nüfus, ADNKS, 2012: 309.137 kişi Nüfus Yoğunluğu, 2012: 8.350 kişi Şehirleşme Oranı, 2012:

Detaylı

İspanya ve Portekiz de Tahıl ve Un Pazarı

İspanya ve Portekiz de Tahıl ve Un Pazarı İspanya ve Portekiz de Tahıl ve Un Pazarı İspanya da 120 un değirmeni olduğu bilinmektedir. Bu değirmenlerin çok büyük bir çoğunluğu yılda 2000 tonun üzerinde kapasiteyle çalışmaktadır. Pazarın yüzde 75

Detaylı

4. Ünite ÜRETTİKLERİMİZ

4. Ünite ÜRETTİKLERİMİZ 4. Ünite ÜRETTİKLERİMİZ Ekonomi: İnsanların geçimlerini sürdürmek için yaptıkları her türlü üretim, dağıtım, pazarlama ve tüketim faaliyetlerinin ilke ve yöntemlerini inceleyen bilim dalına ekonomi denir.

Detaylı

1. İnsan etkisi dışında, kendiliğinden oluşan her unsur doğayı oluşturmaktadır. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi bir doğal unsurdur?

1. İnsan etkisi dışında, kendiliğinden oluşan her unsur doğayı oluşturmaktadır. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi bir doğal unsurdur? COĞRAFYA, yeryüzünü oluşturan doğal ortamların özelliklerini, Dünya üzerindeki dağılışlarını; doğal ortamla insan toplulukları ve etkinlikleri arasındaki karşılıklı ilişki ve etkileşimi nedenleriyle birlikte

Detaylı