HERKESiçinFUTBOL programıyla, 200 bini a kın çocu umuz ye il sahalarla tanı tı, en mutlu anları payla tı.

Transkript

1

2 HERKESiçinFUTBOL programıyla, 200 bini a kın çocu umuz ye il sahalarla tanı tı, en mutlu anları payla tı. Kazakistan mücadelesinin her anında, Sarar millilerin yanında! Futbol Milli Takımları Resmi Moda Sponsoru Türkiye Futbol Federasyonu ile birlikte yürüttü ümüz HERKESiçinFUTBOL programı kapsamındaki projelerimizle 4 y lda Türkiye nin dört bir yan ndan 200 bini a k n çocu umuza ula t k. HERKESiçinFUTBOL merkezleri, futbol köyleri, futbol teknik e itim merkezleri kurduk, futbol enlikleri düzenledik. Hedefimiz daha fazla çocu u sporla tanı t rarak payla may, arkada l ve fairplay i ö retmek. Önce çocuklar. hif.oncecocuklar.com.tr

3 Ana hedef Euro 2012 Değerli futbolseverler; MEHMET ALİ AYDINLAR Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı President Turkish Football Federation Euro 2012 elemelerinde grubumuzdaki son 4 karşılaşmanın ilkini Kazakistan ile oynayacağız. Sadece Millî Takımımızın kadrosunda yer alanlar için değil, tüm ülkemiz için ana hedef, 2012 Avrupa Şampiyonası nda yer almak. Eylül ve Ekim ayındaki maçlarımızın üçünü evimizde oynayacak olmamız bu açıdan önemli bir şans. 10 Ağustos ta Estonya ile oynadığımız hazırlık maçı ile ilk defa millî heyecan yaşayan Türk Telekom Arena, Kazakistan maçında da ev sahipliği yapacak. Eylül 2010 da Astana da karşılaştığımız Kazakistan ı yeniden ülkemizde ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Main goal is Euro 2012 Dear fooball fans; We will firstly meet Kazakhstan in our last 4 group matches for the Euro 2012 Qualification. Qualifying to the Euro 2012 Finals is the main objective not only for our National Team squad but also for the whole country. Playing 3 games in September and October in front of our home fans will be an important advantage in this perspective. Türk Telekom Arena which hosted a National Team match for the first time on 10 August for the friendly match against Estonia, will be the host for the Kazakhstan game also. It is a pleasure for us to host Kazakhstan in our country following our last game in September 2010 in Astana. Türkiye Kazakistan 5

4 DÜNYANIN DÜNYANIN EN iyi EN iyi FUTBOL TOPU. FUTBOL TOPU. NIKE SEITIRO NIKE SEITIRO RADAR TEKNOLOJiSiNiN AVANTAJINI KULLANIYOR. NIKEFOOTBALL.COM RADAR TEKNOLOJiSiNiN AVANTAJINI KULLANIYOR. NIKEFOOTBALL.COM Guus Hiddink A Milli Takım Teknik Direktörü Turkey Head Coach Euro 2012 yolunda kritik virajdayız Yavaş yavaş sonuna yaklaştığımız 2012 Avrupa Şampiyonası elemelerinde, A Millî Takımımız bu ay iki önemli sınavdan geçecek. Rakiplerimizden ilki olan Kazakistan ile bu akşam Türk Telekom Arena da, Avusturya ile ise 6 Eylül de deplasmanda karşılaşacağız. Hedefimiz şüphesiz iki müsabakadan da üçer puan çıkartarak gruptaki asıl yerimiz olan ikinciliğe tekrar yerleşmek. Ayrıca Avusturya yı mağlup etmemiz, Euro 2012 finallerine gitme mücadelesinde bir rakibimizi daha saf dışı bıraktığımız anlamına gelecek. Kazakistan her ne kadar grupta son sırada yer alsa da oyuncularımız rakibe saygı çerçevesinde tüm maçlara gösterdikleri ciddi yaklaşımla bu karşılaşmaya çıkacak. Geçtiğimiz ay oynadığımız özel maçta, bu akşamki rakibimize benzeyen oyun tarzına sahip Estonya yı gol yemeden üç gol atarak mağlup etmemiz, yenilenme sürecindeki ekibimiz için umut verici oldu. İki maçta da stadyuma gelecek izleyicilere önemli bir hatırlatma yaparak yazımı sonlandırmak isterim. Takımımızın iddiasını sürdürmesinde en büyük yardımı tek yürek olup coşkulu tezahüratlarınızla siz yapacaksınız. Unutmayın ki vereceğiniz destek oyunculara itici güç, onların başarısı ise sizlere gurur vesilesi olacaktır. Key ties ahead in Euro 2012 final bid As we gradually approach the end of EURO 2012 qualifying campaign, Turkey will have two important tests this month. We ll meet our first opponents Kazakhstan this evening at Türk Telekom Arena before we travel to Vienna to face Austria on 6 September. Without a doubt, our main goal is to collect three points from both games in order to reclaim the second position. Meanwhile, a victory against Austria will mostly mean that one of our opponents will bow out from the EURO 2012 finals race. Despite Kazakhstan lie in the bottom of the qualifying group, our players will respect their opponents and go onto the pitch with a serious approach like they do for all matches. It was relishing to see revamped our side beat Estonia who had a similar playing style to Kazakhstan in last month s friendly, by scoring three goals and not letting in any. I would like to conclude my article with a reminder to all fans who will come to stadium for both games. Your passionate chantings in true unity will be the biggest help to our side in their EURO finals bid. Don t forget that your support will be a boosting power for them, while their success will be a source of pride for you. Türkiye Kazakistan 7

5 Dikkat! Keskin virajlar Millî Takımımız 3 Eylül 2010 günü başlayan ve toplam 14 ay sürecek olan Euro 2012 eleme macerasının son 2 ayına girdi. Bu dört maçın birincisi bugün oynanacak Kazakistan karşılaşması. Avusturya, Almanya ve Azerbaycan karşılaşmalarıyla devam edecek bu keskin virajlardan sağ salim çıkabilmek için, Kazakistan durağını hasarsız geçmek gerekiyor. Büyük turnuvaların eleme gruplarında her maç ve her puan çok değerlidir ama sonlara yaklaştıkça bu değer bir kaç katına yükselir. Artık hiç bir takımın tek puan kaybına bile tahammülü yoktur ve sahada her dakika, her saniye farklı bir anlam kazanır. Her top oyuncuların ayağını yakmaya başlar, her atak, her pozisyon yürekleri farklı bir şekilde gümbürdetir. İşte 2012 Avrupa Şampiyonası eleme grubunda da tam da bahsettiğimiz bu günlere geldik. Millî Takımımız 3 Eylül 2010 günü başlayan ve toplam 14 ay sürecek olan eleme macerasının son 2 ayına girdi. Geride bıraktığımız 12 aylık süreçte oynanan 6 maç bir yana, önümüzdeki 2 ay içinde oynanacak 4 maç bir yana... Yola çıkarken hesaplarımız Almanya ile grup birinciliği için çekişme üzereydi ama bu hayalimiz çok çabuk suya düştü. Almanya daki yenilgiyi Bakü deki şok Azerbaycan mağlubiyeti takip edince grup birinciliği hayallerine havlu atıverdik. Tabii bu havlu atışta Alman panzerinin yedide yedi yapan frenlenemez ilerleyişinin de payı büyüktü. Hâsılı kelâm, bugün geldiğimiz noktada bütün hesaplarımız ikincilik üzerinden yürüyor. Hatta Önümüzdeki dört maçı da kazanırsak en iyi grup ikincisi kontenjanından Ukrayna- Polonya yolunu vizesiz tutar mıyız? gibi bir umudumuzu da zayıf bile olsa aklımızın bir kenarında saklıyoruz. Lâkin şu bir gerçek ki, en iyisinden ya da en kötüsünden, grubu ikinci olarak bitirmemiz şart. Peki nasıl olacak bu iş? Millî Takımımızın şu anda 10 puanı var ve önünde iç sahada oynayacağı bugünkü Kazakistan, 7 Ekim deki Almanya ve 11 Ekim deki Azerbaycan maçları ile deplasmanda yapacağı 6 Eylül deki Avusturya karşılaşmaları bulunuyor. Şu anda ikincilik için çekişeceğimiz 1 numaralı rakip Belçika. Kırmızı Şeytanların bizden 1 maç fazlası ve 11 puanları bulunuyor. Millî Takımımız bugün Kazakistan la karşılaşırken, Belçika da Azerbaycan deplasmanında puan arayacak. Kâğıt üzerinde Türkiye ve Belçika nın bu maçları kazanması son derece normal görünüyor. Bizim açımızdan dananın kuyruğunun kopacağı gün 6 Eylül. O gün Belçika nın maçı bulunmuyor. Yani Millî Takımımız eksik karşılaşmasını tamamlayacak ve Belçika ile arasındaki puan farkının gerçek boyutu ortaya çıkacak. Kazanırsak 2 puan öne geçeceğiz. Berabere kalırsak puanlarımız eşitlenecek, aklımıza bile getirmek istemediğimiz ihtimal gerçekleşir de yenilirsek, Belçika 1 puanlık farkını korumuş olacak. Tabii 6 Eylül ü asıl önemli ve değerli kılan tek başına Belçika nın o gün maç oynamayacak olması değil. Millî Takımımızın rakibinin kimliği de bir o kadar önem taşıyor. Evet, 6 Eylül deki rakibimiz Avusturya da bizimle aynı maç sayısına sahip ve sadece 3 puan gerimizde duruyor. Yani Avusturyalılar da o maçı kazanıp ikincilik için yeniden şanslı konuma gelmeye çalışacak. Kısacası grubun kıyameti 6 Eylül günü kopacak. Millî Takımımızın o gün rakibini yenmesi, hem Avusturya yı saf dışı bırakması hem de bitime 2 maç kala Belçika nın 1 puan önüne geçmesi anlamına geliyor. Sonrası mı? Sonrasında bizim Almanya ve Azerbaycan la içeride, Belçika nın ise Kazakistan la içeride Almanya ile dışarıda maçları kalıyor. Yani fikstür avantajı da 1 puanlık farkla birlikte yanımızda duruyor. 8 Türkiye Kazakistan Türkiye Kazakistan 9

6 Biz yeniden bugünkü Kazakistan maçına, daha doğrusu bu maçın öncesindeki Estonya provasına dönelim. Estonya provası, belki Avusturya maçı için değil ama Kazakistan karşılaşması için gerçekten de biçilmiş kaftan niteliğini taşıyordu. Çünkü Estonya ile Kazakistan ın oyun anlayışları da oyuncu profilleri de birbirini andırıyordu. İki takımın da teknik kapasiteleri sınırlıydı. İki takım da bu eksikliğini kapatabilmek için çok koşuyor, fizik mücadeleyi öne çıkartıyor ve takım halinde yardımlaşmaya çalışıyordu. Dolayısıyla Estonya maçı, ortaya çıkacak defoların bir an önce giderilmesi açısından önem taşıyordu. Şimdi Estonya maçına biraz daha yakından bakalım ve o eksiklerimizin yanında fazlalarımızı da sıralayalım. Millî Takımımızın açısından en temel sorunun asıl nedeni, kendisinden kaynaklanmıyor. Şike ve teşvik primi soruşturması nedeniyle Spor Toto Süper Lig in henüz başlamamış olması, oyuncuları hem fiziksel hem de düşünsel açıdan performanslarının uzağında tutuyor. Bir çok oyuncunun kafası doğal olarak karışık. Bütün takımın ortak sorunu ise hazırlık kamplarının uzaması, araya tatillerin girmesi ve maç eksikliği nedeniyle ortaya çıkan fiziksel yetersizlikler. Estonya maçı bu çizdiğimiz çerçevenin içinde oynandı ve bugünkü Kazakistan karşılaşmasına kadar da şartlarda değişen bir şey olmadı. Estonya maçının sahaya yansıyan en sıkıntılı yanı savunmada yaşadığımız sorunlardı. Evet, oyun 3-0 bitti ve gol yenilmedi ama verilen pozisyon sayısı can sıkacak ölçülerdeydi. Estonların savunmanın arkasına attığı her topta pozisyon bulmasına rağmen gole ulaşamaması, kişisel beceri eksiklerinden kaynaklanmaktaydı. Millî Takım ın hatları arasındaki bağlantılar oyunun genelinde hücum yönünde sıkılaşırken, savunma açısından bakıldığında aynı yardımlaşma görüntüsü ortaya çıkmadı. Verilen pozisyonların çokluğunda defans bloğunun ön alandaki arkadaşlarından yeterli yardımı alamamasının payı vardı. Ancak bunca eksiğe rağmen maçın 3-0 kazanılması, bu tip rakipler karşısında Millî Takımımızın kalite üstünlüğünün bir sonucuydu. İlk yarıda sahada yer alan ideal on bir yeterince gol pozisyonu üretemedi ama oyuncuların özel klasıyla üç farklı bir skoru yakalayabildi. Estonya maçının üzerinden 23 gün geçti ve o günün artılarının ve eksilerinin üzerinden hem teknik ekip hem de oyuncular tarafından defalarca geçildi. Üstelik bu defa bir özel maç değil, Millî Takımımıza Polonya-Ukrayna yolunu açabilecek bir puan maçı duruyor karşımızda. Bugünden sonra önümüzde uzanan Avusturya, Almanya ve Azerbaycan karşılaşmalarının hâlâ anlamlarını sürdürebilmesi için de tek bir yol var, kazanmak. Kazanmanın anahtarı ise biraz ciddiyet, biraz azim, biraz istek, biraz destek ve biraz ruh... Kalite derseniz, o fazlasıyla mevcut! C M Y CM MY CY CMY K 10 Türkiye Kazakistan

7 Oğuz Çetin Sorumlu Yardımcı 1963 yılında Sapanca da doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi mezunu. Futbola Almanya da başladı ve 19 yıl profesyonel futbol oynadı. Türkiye de Sakaryaspor, Fenerbahçe, İstanbulspor ve Adanaspor formalarını giydi. 8 yıl oynayıp kaptanlığını yaptığı Fenerbahçe de 2 Süper Lig, 1 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası şampiyonluğu yaşadı. A Millî Takım formasını 70 kez giyerken, 33 kez kaptanlık bandını taktı, 3 gol attı yılında Fenerbahçe de yardımcı antrenör olarak mesleğe adım attıktan sonra 2002 de takımın teknik direktörlüğüne getirildi. Sırasıyla Kayseri Erciyesspor, Gençlerbirliği ve Diyarbakırspor da teknik direktörlük yaptı da Millî Takım Antrenörü oldu da ise A Millî Takım Sorumlu Yardımcısı görevine getirildi. Coca-Cola Akademi Ligi, 14, 15, 16 ve 17 ya gruplarındaki yetenekli gençleri "iyi birey, iyi vatanda, iyi futbolcu" prensibiyle yeti tirerek, gençlerin sadece teknik, taktik veya fiziksel anlamda de il; duygusal, zihinsel ve kültürel açılardan da geli mesine yardımcı oluyor. Gelece in futbolcularını sahaya hazırlarken, Türk futboluna da yatırım yapıyor. Teknik Direktör Guus Hiddink 1946 da Hollanda nın Varsseveld kentinde doğdu de De Graafschap ta başladığı profesyonel futbolculuk kariyerinde ülkesinde PSV, NEC Nijmegen, ABD de Washington Diplomats ve San Jose Earthquakes formalarını giydi. Futbolu 1982 de De Graafschap ta bırakırken aynı takımda yardımcı antrenörlüğe başladı yılında antrenör olarak geçtiği PSV de 1986 da teknik direktörlüğe yükseldi ve 4 sezonda 4 lig, 3 kupa, 1 de Şampiyon Kulüpler Kupası kazandı. Fenerbahçe, Real Madrid, Real Betis, ikinci kez PSV ve Chelsea görev yaptığı kulüp takımları oldu. Real Madrid le Kıtalararası Kupa yı, Chelsea ile FA Cup ı kazandı. İkinci PSV döneminde 3 lig şampiyonluğu daha yaşadı te başına geçtiği Hollanda Milli Takımı yla Euro 1996 da çeyrek final, 1998 Dünya Kupası nda yarı final gördü Dünya Kupası nda Güney Kore ile yarı final oynadı. Avustralya yı 2006 FIFA Dünya Kupası finallerine ve ikinci tura taşıdı. Euro 2008 de Rusya yı tarihinde ilk kez yarı finale ulaştırdı. TFF ile 17 Şubat 2010 da anlaştı, 1 Ağustos 2010 da Milli Takım daki görevine resmen başladı. Engin İpekoğlu Antrenör 1961 yılında İzmir de doğdu. Futbola Avusturya nın Prater SV kulübünde başladı yılında Sakaryaspor a transfer oldu. Daha sonra Beşiktaş ve Fenerbahçe de forma giydi ve futbolu Çanakkale Dardanelspor da bıraktı. Beşiktaş ta 2, Fenerbahçe de ise 1 lig şampiyonluğu yaşadı. A Millî Takım ın kalesini 32 kez korudu yılında Fenerbahçe de futbol kariyerine son verdi da Bursaspor da önce antrenör, ardından da teknik direktör oldu de Karşıyaka nın Teknik Direktörlüğüne getirildi in sonunda sezonun bitmesine 4 hafta kala işbaşı yaptığı Kocaelispor u Süper Lig e taşıdı. Daha sonra bir süre Sarkaryaspor da görev aldı. Bu yıl içinde A Millî Takım Antrenörlüğüne getirildi. Fuat Usta Antrenör 3 Temmuz 1972 de Samsun da doğdu. Futbol kariyerinin büyük bir bölümünü Hollanda da geçirdi. Fortuna Sittard, Cambuur, Sparta Rotterdam ve MVV Maastricht takımlarında forma giydi. Bir dönem Türkiye ye gelerek Beşiktaş formasını da giydi. Hollanda nın dışında Finlandiya nın FC Jokerit ve Japonya nın Omiya Ardija takımlarında da oynadı sezonunda Hollanda nın Fortuna Sittard ekibinde profesyonel oyunculuk hayatını noktaladı. Aynı yıl bu takımda yardımcı antrenörlük yapmaya başladı ve 2010 yılında Millî Takım ın yeni yapılanmasında Guus Hiddink in yardımcı antrenörlüğüne getirildi. 12 Türkiye Kazakistan

8 Kazakistan a da Almanya ya da aynı ciddiyetle oynamalıyız İsmail Köybaşı Millî Takım'ın genç sol beki, elemelerde Azerbaycan yenilgisi dışında sürprizle karşılaşmadıklarını ve ikinciliğin en güçlü adayı olduklarını söylerken, Kazakistan'ı küçümsemenin de Almanya için "Nasıl olsa işi garanti" demenin de en büyük hata olacağını vurguluyor. Kazakistan maçı öncesinde Millî Takımımızın Euro 2012 elemelerindeki konumuna baktığımızda şu anda umduğumuz pozisyonun biraz gerisinde görünüyoruz. Sence elemelerde hesap dışı gelişmeler nelerdi? Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda Almanya ya yenilmemiz çok anormal bir sonuç değildi. Hesapta olmayan tek şey Azerbaycan mağlubiyetimizdi. Ancak bugünkü durumumuza baktığımızda ikinci olma ihtimalimiz çok yüksek. Kazakistan, Almanya ve Azerbaycan la içeride oynayacağız, deplasmanda sadece Avusturya karşılaşmamız var. Bu ciddi bir avantaj. Fakat kâğıt üzerindeki bu avantajları bir yana bırakıp saha içine odaklanmak ve orada kazanmak için her şeyi yapmak gerekiyor. Büyük taraftarlarımızın desteğiyle bu gruptan alnımızın akıyla çıkacağımıza inanıyorum. Kazakistan teknik adam değişikliğinin ardından yepyeni bir kadro oluşturdu ve Azerbaycan ı da yenmeyi başardı. Yani karşımızda, deplasmanda 3-0 mağlup ettiğimiz Kazakistan olmayacak. Yenilenmiş Kazak takımı bize ne kadar zorluk çıkartabilir? Biz kendi mantalitemizi, kendi sistemimizi sahaya yansıttığımız zaman, yardımlaşmayı da en üst düzeye çıkarttığımızda rakibimizin kim olduğunun bir önemi kalmıyor. Her şey bizde bitiyor yani. Biz oyuncular arkadaşımızın yerine ne kadar çok koşarsak, yardımlaşmayı o kadar üst düzeye çıkartırız. Bir yandan bakıldığında Kazakistan takımı FIFA sıralamasında bizden çok gerilerde ve maçın mutlak favorisi biziz. Ancak futbol çok hızlı gelişen bir oyun ve geri kalmış dediğimiz ülkeler bile bugün en azından koşu ve fiziksel kalitelerini üst seviyelere çıkarmış durumda. Herkes mücadele ediyor, koşuyor. Sıradan dediğiniz rakibiniz bir de iyi kapanıp hata yapmıyorsa, üstünlük sağlamak için işiniz iyice zorlaşıyor. Rakibinizi hataya zorlamak için en az onlar kadar koşmanız, tempo yapmanız ve hata anını yakaladığınızda da en iyi şekilde değerlendirmeniz gerekiyor. Bizim o hata anlarını yakalayıp değerlendirecek oyuncularımız var. Mesela gruptaki son Belçika maçında Arda nın ve Burak ın yeteneklerini bir anlık ön plana çıkartışı bize çok önemli bir puan kazandırdı. Gerçekten de Belçika o gün oyun anlamında bize üstünlük sağlamış ve öne de geçmişti ama sonrasında Arda nın yeteneklerini ön plana çıkardığı o anda beraberliği yakaladık. Aynı şekilde Avusturya maçının kırılma noktası da yine Arda nın bir taç atışı sırasında savunmanın arkasına yaptığı koşu olmuştu. Yani bizim takımımızda rakibimizin hatalarını iyi değerlendirebilecek ve sonucu her an değiştirebilecek kalitede oyuncular var. Avusturya yı iç sahada yenmeyi başardık ama onların da hâla ikincilik şansları var. Deplasmanda oynayacağımız maçın İstanbul daki kadar kolay olmasını bekleyebilir miyiz? Avusturya maçında yedek kulübesindeydim ve rakibi o gün yakından izleme fırsatı bulmuştum. Avusturya gerçekten çok mücadele eden bir takım. Belki kişisel yetenekleri çok yüksek oyuncuları yok ama maçı hiç bırakmıyorlar, oyun disiplinlerini asla kaybetmiyorlar. Ama biz de teknik kapasitesi yüksek bir takımız ve daha ofansif oynuyoruz. En az onlar kadar mücadele ederek ve sonrasında bireysel yeteneklerimizi ortaya çıkartarak Avusturya ya üstünlük sağlayabiliriz diye düşünüyorum. Avusturya Millî Takımı nda Beşiktaş tan arkadaşın Ekrem Dağ da forma giyiyor. Onunla bu konuda konuşuyor musunuz? Ekrem abiyle konuşuyoruz elbette. Onlar da çok iddialı, ikinci olmayı çok istiyorlar ve bu da son derece doğal bir şey. Aramızda tatlı bir rekabet yaşanıyor. Hatta ikimiz de o maçta oynarsak karşı karşıya gelme ihtimalimiz çok yüksek. Çünkü o sağ bek, ben de sol bekte oynuyoruz ve karşı karşıya olursak aynı çizgiyi kullanacağız. Bu arada Ekrem abiyi çok sevdiğimi de söyleyeyim. Dünya iyisi bir insan. Gaziantep te onunla bir kez arkalı önlü oynama fırsatı bulmuştum. O maçtan sonra Beşiktaş a gitmişti. Ben Beşiktaş a geldiğimde de yardımlarını hiç esirgemedi. Kişiliğiyle, karakteriyle mükemmel bir insan. Eylül deki Kazakistan ve Avusturya maçlarının ardından Ekim ayında çok kritik bir Almanya karşılaşmamız var. Deplasmandaki maçta bir varlık gösteremeden farklı biçimde kaybetmiştik. Ama bu defa şartlar değişik. Ununu elemiş bir Almanya ve iddialı bir Türkiye olacak sahada. Sence bu durum dengeleri değiştirir mi? Ben bu düşüncenin tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Almanlar hiç bir zaman hiçbir maçı ciddiye almazlık etmez. Grup birinciliğini garantilemiş bile olsalar bence bize karşı yine kazanmak için var güçleriyle oynayacaklardır. Ama biz, Almanlar nasıl olsa işi garantiledi diye düşünürsek yanlış yaparız. Bu düşünce bizi rehavete iter ki, bence Almanya maçı için en riskli durum da o zaman oluşur. Biz Almanya ya karşı en üst düzeyde ciddiyetle mücadele etmeliyiz. 14 Türkiye Kazakistan Türkiye Kazakistan 15

9 YÜREĞİYLE OYNAYANLARA YÜREKTEN DESTEK TTNET TEN! 16 Ben o maçtaki en önemli avantajımızın taraftarımız olacağını düşünüyorum. Taraftarımızın da desteğiyle Almanya yı yeneceğimizden kuşku duymuyorum. Yakın zamana kadar Genç ve Ümit Millî Takımlarda da yer almış bir oyuncusun. Millî Takımımızın geleceğini oluşturacak olan oradaki genç oyuncular hakkında neler düşünüyorsun? A Millî Takımın gelecekte de çok iyi bir jenerasyonu olacağından kuşku duymuyorum. Bugün de Teknik Direktörümüz Guus Hiddink benim gibi genç oyunculara güvenerek A Millî Takım kadrosunda yer veriyor. Oyuncuların da bunun kıymetini bilmesi gerekiyor. Zaman zaman gözlerimi kapatıyorum ve kendimi yarım saatliğine sokaktaki Mehmet gibi düşünüyorum. Bırakın Süper Lig i, amatör bir takımda bile futbol oynamaktan mutlu olacak bir Mehmet gibi... Yarım saat sonra İsmail Köybaşı olarak geri dönüyorum. Beşiktaş ta oynuyorum, Millî Takım da oynuyorum ve yüz binlerce insanın hayallerini gerçekleştiren bir kaç şanslı kişiden birisiyim. İşte bunun için kıymet bilmekten söz ediyorum. O zaman bir hayal daha kuralım. 7-8 yıl sonra İsmail Köybaşı çok daha tecrübeli bir oyuncu olarak A Millî Takım ın kaptanlık bandını taktığında etrafında hangi genç oyuncular yer alabilir? Beşiktaş tan Necip Uysal var kesinlikle. Yine bizim altyapımızdan yetişen Muhammet Demirci var. Muhammet hem çok yetenekli bir oyuncu hem de çok saygılı bir insan. Üzerinde çok baskı var ama ben onun yeteneklerine her zaman güveniyorum. Muhammet i futbolda çok az bulunan bir cevher olarak görüyorum. Zidane, Alex veya Mesut Özil tarzı bir oyuncu. Sorumluluğunu biliyor ve iyi çalışıyor. Yine bizim takımdan gidersek bir Burak Kaplan var. Furkan Şeker, Sezer Özmen, Atınç Nukan yine öyle. Gaziantepspor dan Muhammet Demir keza çok özel bir golcü. Şu anda aklıma gelen oyuncular bunlar. Türkiye Kazakistan 2014 Dünya Kupası kuraları çekildi ve rakiplerimiz belli oldu. Bu gruptaki eşleşme hakkında neler söylersin? Önce bir 2012 yi düşünelim de (gülüyor). Herkes Hollanda yı favori olarak gösteriyor ama onlarla oynadığımız son maçta çok daha üstün bir futbol ortaya koyduk. Her ne kadar 1-0 yenilsek de Hollanda ya oranla daha çok pozisyona giren, oyunu domine eden taraf bizdik. Bence grupta Hollanda yı favori göstermek için çok erken. Türkiye sistemini oturtmuş, oyun karakteri belli bir takım olarak sahaya çıkacak ve grubu kimin birinci bitireceğini o zaman göreceğiz. Millî Takım kariyerin boyunca unutamadığın maç hangisi? İstanbul da 3-2 kazandığımız Belçika maçı. O maçta açıkçası oynama ihtimalimi herkes düşük görüyordu. Ben sürpriz olarak on birde yer aldım. Ama kafa olarak çok iyi hazırlanmıştım. 1-0 yenik duruma düştükten sonra beraberlik golünün asistini yapmıştım. İlk yarıyı 1-0 geride kapatmıştık. Soyunma odasında Hiddink bize, İnanılmaz iyi gidiyorsunuz, bu maçı alacağınızdan eminim, rahat olun demişti. O sözler bizde çok farklı bir güven duygusu uyandırmıştı. Bugün geriye baktığımızda Belçika maçını kazanmanın bize nasıl bir avantaj getirdiğini çok daha iyi görüyoruz. O Belçika maçında seyircinin katkısı da çok büyüktü. İkinci yarının başında muhteşem bir destek vermişlerdi. Sonrasında Avusturya maçında da yine müthiş bir seyirci desteği gördük. Son maçlarda giderek artan bu desteği saha içinde de hissediyor musunuz? Kesinlikle... Onların itici kuvveti saha içine mutlaka yansır. Elbette bazen her futbolcu saha içinde bütün istediklerini yerine getiremeyebilir ama tribünlerin bu konuda anlayışlı davranması gerekiyor. Son dönemde bu anlayışın giderek arttığını görüyoruz. Demek ki futbol seyircisi giderek daha bilinçli bir şekilde maç izliyor. Sadece Türk Milli Futbol Takımları nın değil, pencereden gooool diye bağırmaların, tek yürek olmanın, heyecan dolu sessizliklerin, birlikte üzülmenin, sevinmenin, sevinç gözyaşlarının, bitmeyen kutlamaların, yüzlerdeki boyaların da sponsoruyuz. Yüreğini sahaya koyan Milli Takımımıza, Avrupa yolunda başarılar dileriz

10 Türkiye nin numarası Volkan Demirel Bir dönem Türk futbolunun en çok tartışılan oyuncularından birisi olsa da kariyeri boyunca her sezon üzerine biraz daha koydu ve bugün geldiği noktada bütün tartışmalara bir son verdi. Taraflı tarafsız her futbolsever için Volkan Demirel Türkiye'nin 1 numaralı kalecisi ve kolay kolay vazgeçilmezi. 27 Ekim 1981 de Artvinli bir baba ve Rizeli bir annenin çocuğu olarak İstanbul da doğan Volkan Demirel, Kartalspor da gösterdiği başarılı performansın sonucu sezonunda Fenerbahçe ye transfer oldu. İlk sezonunda 26 Nisan 2003 te oynanan Fenerbahçe-Samsunspor karşılaşmasında forma giyen Volkan, bir dönem Rüştü Reçber in arkasında yedek bekledi. Rüştü nün Barcelona ya gittiği dönemde kaleyi devralan ve başarıyla koruyan Volkan, Rüştü nün geri gelişinden sonra dönüşümlü olarak Fenerbahçe kalesinde görev aldı. Bir dönem kaleyi Serdar Kulbilge yle dönüşümlü olarak korusa da son dört sezondur Fenerbahçe kalesinin değişmez ismi Volkan Demirel di. Yüksek formu geçmişte dönem dönem konsantrasyon eksikliğinden yenen gollerle sarsılsa da Millî Takım ın da 1 numarası olarak kendisini kabul ettiren Volkan Demirel, kariyerinin en verimli yıllarını yaşıyor ve artık tartışılmaz bir biçimde Türkiye'nin en iyi kalecisi olarak kabul ediliyor. 50 kez A Millî Takım forması giyen Volkan, ilk A millî maçına 24 Mayıs 2004 te Avustralya karşısında çıktı. O gün oynanan hazırlık maçının ikinci yarısında Rüştü nün yerine oyuna girerek A millî olan Volkan, o dönemden itibaren yavaş yavaş Rüştü'nün veliahdı olarak ay-yıldızlı forma için de hazırlanmaya başladı. Aslında Fenerbahçe'nin yedek kalecisi olarak ligde fazla maç oynayamadan bu konuma gelmesi bile ondaki kalecilik yeteneklerinin anlaşılması için yeterli bir kanıt sayılabilir. Rüştü Reçber sonrası için A Millî Takım kalesinde Ömer Çatkıç, Özden Öngün, Orkun Usak'lı alternatiflerin de bulunduğu dönemde öne çıkan isim Volkan Demirel oldu Dünya Kupası elemeleri sırasında Teknik Direktör Ersun Yanal tarafından kadroda çok fazla düşünülmese de, Fatih Terim'in göreve gelmesiyle birlikte şansı da açıldı. Son grup maçında da kalede o vardı, İsviçre ile oynanan ünlü baraj maçlarında da. Ve bu üç maçta da Rüştü Reçber yedek kulübesinde yer almıştı. Yani Terim'in Rüştü Reçber sonrası tercihi de büyük ölçüde belirginlik kazanmıştı. Volkan Demirel, Türkiye'nin 1 numaralı tercihi olma yolunda sağlam adımlarla ilerliyordu. Lâkin Rüştü Reçber hâlâ ayaktaydı ve tıpkı bugün Volkan'ın kurduğu hegemonya gibi o dönemde de Rüştü'nün yeri tartışılmazdı. Dolayısıyla 2008 Avrupa Şampiyonası'nın elemelerinde de başlangıçta kalede Rüştü vardı. Ancak Rüştü'nün yaşı ilerledikçe artan sağlık problemleri Volkan Demirel'in de önünü erken açtı. Finallere giden yolda ve Euro 2008 finallerinde artık Türkiye'nin kalesinde Volkan vardı. Volkan son Avrupa Şampiyonası nda yine tartışmaların göbeğine oturmuştu. A Millî Takım, İsviçre yi 2-1 mağlup ederken kurtarışlarıyla ön plana çıkan Volkan, Çek Cumhuriyeti karşısında 3-2 yi yakaladıktan sonra gördüğü kırmızı kartla büyük bir tartışma yaratmıştı. Bu kırmızı kart nedeniyle turnuvayı kapatan Volkan ın yerine kaleyi Hırvatistan ve Almanya maçlarında Rüştü korumuştu. Volkan yaptığı hatalarla anılmasından da rahatsız. Euro 2008 öncesi konuştuğumuzda kendisine İtalya maçında yaptığı hata ve ardından oynanan Yunanistan maçındaki başarılı performansını hatırlatmış ve şu cevabı almıştık: Genellikle iyi yapılan işler görülmez de kötü olanlar anımsanır. Yunanistan maçındaki kurtarışlarım çok hatırlanmaz ama İtalya maçındaki hata unutulmaz. Bunun doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum. Ben belki hep kendi açımdan bakıyorum. Ama kendimi diğer insanların yerine de koymaya çalışıyorum. Herkesin düşüncesine de saygılıyım. Ben hatalarımdan ders aldım. Bunları tekrar yaşamak istemiyorum. Yaşamayacağıma da ina- Türkiye Kazakistan 19

11 nıyorum. Elimden gelenin en iyisini her zaman yapmaya çalışan bir insanım. Ne zaman görev verilirse de o görevi yapmaya hazırım. Bu arada belirtmeden geçmeyelim, o dönemde İtalya maçının hemen ardından açıklama yapan Fatih Terim, Yunanistan karşılaşmasında da Volkan ın kaleyi koruyacağını şu sözlerle dile getirmişti: 'Volkan'ı psikolojik olarak da maça kadar hazırlayacağız. Şu anda takımda tek garanti isim, bir sakatlık olmazsa Volkan dır. Volkan bu hatalarının pek çoğundan arındı aslında. Şu an tek tartışılan yönü, zaman zaman kazanma hırsından dolayı yaptığı agresif hareketler. Rüştü Reçber ve Ömer Çatkıç sonrası gelen yeni nesil kalecilerden övgü dolu sözlerle bahseden Volkan, şunları söylüyor: Şu anki kaleci çeşitliliği Türkiye Millî Takımı için büyük bir kazanç. Rekabetin olduğu yerde başarı gelir. Her zaman Türk kalecilere güvenilmesinden yanaydım. Bunun gerçekleştiğini görmek mutluluk verici. Türk kaleciler kendilerini kanıtladılar. Rüştü ağabeyin arkasından çok iyi bir jenerasyon geldi. Volkan Demirel kimi zaman ilginç eleştiriler de alabiliyor. Örneğin dört sezon önce yediği hatalı bir golün ardından taraftarlar Volkan ın jölesine takmışlardı. Fakat Volkan o saçlarıyla Fenerbahçe yi Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline taşıyan isimlerin en önemlilerinden birisi olmuştu. Buna rağmen ertesi sezon Volkan ı kısa saçlarıyla sahada gördük. Volkan saha dışındaki eleştirileri kabul etmediğini şu sözlerle dile getirmişti: F u t b o l d a dün yoktur. Her zaman bugün ve yarına bakmanız lâzım. Ben eleştiriye her zaman açığım ama sahada yaptığım hatayla eleştirsinler beni. Jölemmiş, dış görünüşümmüş, başka şeylermiş. Eğer bunlarla ilgileniyorlarsa, çok kişinin başka şeyleriyle de ilgilenmeleri lâzım. Beni oynadığım futbolla, saha içerisinde yaptığım hatayla sabaha kadar eleştirsinler. Ama özel hayatıma girmelerinde kasıt olabilir diye düşünüyorum. Ki bunu da yaşadım ve yaşamaya da devam ediyorum. Ama alıştım artık, gülüp geçiyorum. O günlerin altından çok sular aktı ve Volkan Demirel artık geçmişteki hatalarıyla eleştirilen değil, kalecilik yetenekleriyle genç nesle örnek gösterilen bir usta. Dev fiziğiyle rakip forvetlere korku salan, o cüssesine rağmen inanılmaz reflekslere sahip, karşı karşıya kolay geçit vermeyen, yer toplarına kolaylıkla inebilen, zaman zaman spektaküler hareketleriyle tribünle seyir zevki veren bir kaleci. Arkasından gelen Tolga Zengin, Onur Kıvrak, Sinan Bolat, Cenk Gönen, Mert Günok gibi daha genç kalecilerin varlığı da Volkan Demirel'i her daim diri tutuyor. Öyle görünüyor ki, tüm bu yetenekli kalecilerin varlığına rağmen, bu formunu devam ettirdiği sürece Millî Takım'ın kalesi uzun yıllar Volkan Demirel'in üzerinde tapulu kalacak. MAÇ DOKSAN DAKİKA DESTEĞİMİZ SONSUZ! MiLLiLERiMiZiN HEP YANINDAYIZ! MİLLİ TAKIMLAR TEKNOLOJİ TEDARİKÇİSİ 20 Türkiye Kazakistan Türkiye Kazakistan 21

12 Volkan Demirel Sinan Bolat Tolga Zengin Gökhan Gönül Sabri Sarıoğlu Serdar Kesimal (Fenerbahçe, Fatih, 50 maç) (Standard Liege, Belçika, 1 maç) (Trabzonspor, Hopa, 2 maç) (Fenerbahçe, Bafra, 25 maç, 1 gol) (Galatasaray, Çarşamba, 39 gol) (Fenerbahçe, Köln, 5 maç) Egemen Korkmaz Servet Çetin Gökhan Zan Çağlar Birinci İsmail Köybaşı Hakan Balta (Beşiktaş, Balıkesir) (Galatasaray, Tuzluca, 57 maç, 3 gol) (Galatasaray, Antakya, 34 maç) (Galatasaray, Trabzon, 4 maç) (Beşiktaş, İskenderun, 8 maç) (Galatasaray, Berlin, 29 maç, 1 gol) Mehmet Topal (Valencia, Malatya, 19 maç) Emre Belözoğlu (Fenerbahçe, İstanbul, 77 maç, 8 gol) Selçuk Şahin (Fenerbahçe, Tunceli, 22 maç) Selçuk İnan (Galatasaray, İskenderun, 13 maç) Mehmet Ekici (Werder Bremen, Münih, 5 maç) Kazım Kazım (Galatasaray, Londra, 31 maç, 2 gol) Gökhan Töre Arda Turan Tunay Torun Burak Yılmaz Cenk Tosun Umut Bulut (Hamburg, Köln, 1 maç) (Atletico Madrid, Fatih, 45 maç, 12 gol) (Hertha Berlin, Almanya, 1 maç) (Trabzonspor, Antalya, 9 maç, 1 gol) (Gaziantepspor, Wetzlar) (Toulouse, Yeşilhisar, 3 maç) Türkiye Kazakistan 23

13 Arena da ilk resmi geçit 10 Ağustos'taki Estonya karşılaşmasıyla Millî Takım'a hoş geldin diyen Türk Telekom Arena, Kazakistan maçıyla bugün ay-yıldızlılara ilk kez bir resmi müsabakada ev sahipliği yapıyor. 52 bin 650 kişi kapasiteli statta tribünler iki kademeli olarak inşa edildi ve 157 adet de loca bulunuyor. Tüm tribünlerin kapalı olduğu Arena'da, alttan ısıtmalı sistem sayesinde soğuk havalarda sahanın donmasının önüne geçilebiliyor. Drenaj sistemi sayesinde de zeminde su birikintileri oluşmuyor. Güzel futbol güzel statlarda oynanıyor artık. Ya da güzel ve modern statlar, zeminleri, tribünleri, konforlarıyla bambaşka bir ambiyans oluşturuyor ve belki vasat oyunları bile makyajının kalitesiyle güzelleştiriyor. Modern statlar ulaşım kolaylıkları, tribünlerindeki konforları, oyunu izleme rahatlıkları, mimari güzellikleri, ferahlıkları ve sadece maç günlerinde değil 7/24 yaşayan özellikleriyle günümüz futbol endüstrisinin ihtiyaçlarına cevap veriyor. Bir zamanlar Avrupa da gıptayla izlediğimiz, isimlerinden efsane gibi bahsettiğimiz modern statların benzerleri artık Türkiye de de yükseliyor. Bu çizginin ulaştığı son nokta, Seyrantepe de inşa edilen Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena oldu. Çok uzun yıllar öncesinden hayalleri süsleyen, sık sık maket halinde önümüze gelen stat, devletin işe el atmasıyla çok kısa bir sürede tamamlanarak hizmete girdi. Maçlarını Ali Sami Yen Stadı nda oynayan ancak bu stadın hem eskimesi hem de şehir içinde kalması nedeniyle modern bir stat için yıllardır çaba harcayan Galatasaray yönetimi, Faruk Süren ve Mehmet Cansun dönemlerinde Ali Sami Yen in yeniden inşasını esas alan projeler hazırlamış, fakat bu projeler hayata geçirilme şansı bulamamıştı. Rahmetli Özhan Canaydın ın başkanlığı döneminde ise TOKİ ile yapılan anlaşmayla Seyrantepe deki stadın temeli 13 Aralık 2007 tarihinde atıldı. Türk Telekom Arena nın mimarlığını bu tarz uluslararası projelerde daha önce çeşitli görevler almış olan ve Stuttgart taki stadın yenilenmesi çalışmalarında da bulunan Mete Arat üstlendi. Oldukça kısa bir sürede tamamlanan Türk Telekom Arena, 15 Ocak 2011 günü Galatasaray ile Ajax arasında oynanan özel maçla hizmete girdi. Stadın kapasitesi 52 bin 650 kişilik. Stadın araziye konumlanmasıysa kuzey-güney oryantasyonuna yakın bir açıda. Toplam saha boşluğu kenar çekmeleri ile birlikte yaklaşık 10 bin metrekare. Tribünler ise iki kademeli olarak inşa edildi. Oturum alanı yaklaşık 43 bin metrekareyi buluyor. Statta 157 loca, 5 bin 500 VIP koltuk bulunuyor. İki kademeli tribünlerin alt kademesi yaklaşık 20 derece eğimli. Bu sayede alt tribünlerin iyi bir seyir için sahayı tam olarak görebilmesi amaçlandı. Üst kademe tribünlerin eğimi ise yukarıdan tüm sahayı taç çizgisi de dâhil görebilmesi için 34 derece olarak yapıldı. Alt ve üst tribünlerin arasında localar, VIP alanları, stadyum yönetimi, Galatasaray Müzesi, GS Store satış noktaları ve restoran bulunuyor. Tribünlerin sahaya yakınlığı da UEFA kriterlerine uygun olarak düzenlendi. Sahayla tribünlerin başlangıcı arasındaki mesafe 6 metre. Bu sayede hem reklam panolarının rahatça saha içine konması hem de gerekli hallerde itfaiye veya ambulansın rahatlıkla saha içine girmesi amaçlandı. Tüm tribünlerin kapalı olduğu Arena da, alttan ısıtmalı sistem sayesinde soğuklarda sahanın donmasının önüne geçilebiliyor. Drenaj sistemi sayesinde de zeminde su birikintileri oluşmuyor. UEFA standartlarında yapımı gerçekleştirilen stat, Millî Takım a ilk kez Estonya ile oynanan özel maçta merhaba demişti. Bugünkü Kazakistan karşılaşması ise Türk Telekom Arena da oynanacak ilk resmi millî müsabaka olma özelliğini taşıyor. 190 metre eni, 228 metre boyuyla dünyanın modern statları arasına katılan Türk Telekom Arena, 69 metrekare büyüklüğündeki digital skorboarda sahip. Çim sahanın ölçüleri ise 68x105 metre. Statta 193 kişi kapasiteli basın tribünü bulunuyor. Ayrıca 150 kişilik basın çalışma salonu ile birlikte basın tribünü her türlü teknolojik donanıma sahip. Naklen yayın kamera yerlerine Türkiye de ilk defa yapılan sabit kablolama gerçekleştirildi. Statta futbolcular için konferans salonu, ısınma odası, futbolcu restoranı, eşler ve çocuklar için kreş, oyun ve bekleme odaları var. Galatasaray ın oynayacağı maçlarda kullanılmak üzere 300 metrekarelik Wembley tipi özel soyunma odası bulunuyor. Galatasaray ın oynamadığı maçlarda kullanılmak üzere iki yabancı takım için ekstra soyunma odaları da var. Takımlar, hakemler ve VIP misafirleri özel bir yoldan, kimseyle karşılaşmadan stada girebilecek. Modern statların önemli özelliklerinden birisi çabuk dolması ve çabuk boşalabilmesi. Türk Telekom Arena da bu özelliklere sahip bir stat. Giriş ve çıkışlar planlanırken kitle kontrolüne dikkat edilmiş. Misafir seyirci, açık tribün seyircisi gibi farklı seyirci gruplarının kontrollü bir şekilde stada giriş - çıkışının sağlanmasına özen gösterilmiş. Koridorlar ve merdivenler bu ihtiyaçlara cevap verecek biçimde ayarlanmış. Seyirci 8-10 dakikada stadı boşaltabiliyor. Stat girişinde 84 adet turnike var ve girişlerden turnike başına saate 660 kişi geçebiliyor. Tüm katlara asansörle ulaşılabiliyor. Tribünlere çıkmak için ayrıca hem merdivenler hem de yürüyen merdivenler bulunuyor. Stadın otoparkı ise 3 bin 500 araç kapasiteli olarak inşa edildi. Stada seyirci taşıyan otobüsler Cendere Deresi yolundaki bir noktada park ediyor. Ayrıca görevliler ve güvenlik birimleri için de aynı mahalde belirli bir yer bulunuyor. Metro ile gelenlerse Seyrantepe durağından TEM in altından inşa edilen geçitten geçerek stada ulaşabiliyor ve yaklaşık 250 metrelik bir mesafeyi yürüyerek tribünlere girebiliyor. 24 Türkiye Kazakistan Türkiye Kazakistan 25

14 Yepyeni bir rakip Kazakistan Futbol Federasyonu nun kuruluşu 1914 yılına dayansa da ülkenin Sovyetler Birliği hegemonyasına girmesinin ardından ülke futbolu da Sovyetler Birliği futbolunun bir parçası olarak değerlendirildi. Kazakistan Millî Takımı da ülkenin 1991 de Sovyetler Birliği nden bağımsızlığını kazanmasının ardından kuruldu. Kazakistan, ilk millî maçını 1 Haziran 1992 de Türkmenistan la oynayarak futbol sahnesine adım attı te FIFA ya üye olan Kazakistan Futbol Federasyonu, 2002 yılına kadar Asya Futbol Konfederasyonu nun üyesi olarak yoluna büyük kıtanın bir parçası olarak devam etti. Kazakların uluslararası alanda ilk sınavı 1996 Asya Uluslar Kupası elemeleri oldu. Ancak ne 1996 ne de 2000 finalleri için vize alabildiler de radikal bir kararla AFC den ayrılıp UEFA ya üye oldular. Kazakistan, Dünya Kupası macerasında ilk kez 1998 in elemelerine katıldı. O dönemde AFC üyesi olan Kazakistan, 9. Grup ta Pakistan ve Irak la eşleşti. Belki kimse Kazaklardan böyle bir başarı beklemiyordu ama onlar iki rakiplerini de içeride dışarıda yenmeyi başararak grubu 12 puanla ilk sırada tamamladılar. Evlerinde 3-0 mağlup ettikleri Pakistan ı deplasmanda 7-0 la bozguna uğratmaları, tarihlerinde elde ettikleri en çarpıcı galibiyet olarak tarihlerine geçti. Irak ı ise deplasmanda 2-1, içeride de 3-1 lik skorlarla mağlup ederek gruptan çıkmayı başardılar. Ancak elemelerin ikinci turunda o kadar şanslı değillerdi. Bu kez çok daha güçlü rakiplerle eşleşmişlerdi ve Güney Kore, Japonya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Özbekistan ın yer aldığı bu gruptan çıkmaları hiç de kolay görünmüyordu. 8 maçın sonunda grup sonuncusu oldular ama yine de elde ettikleri 1 galibiyet, 3 beraberlik küçümsenemezdi. Bu üç beraberliğin ikisini, grubu açık ara ilk iki sırada bitiren Güney Kore ve Japonya dan almaları da çarpıcıydı. Diğer beraberliklerini Özbekistan karşısında elde ettiler, tek galibiyetlerine ise Birleşik Arap Emirlikleri ni 3-0 yenerek ulaştılar. Yine de 7 golle grubun en az gol atan ve 19 golle en çok gol yiyen takımı olmaktan kurtulamadılar Dünya Kupası elemelerinde Kazakistan bu kez Asya nın 6. Grubu nda yer aldı. Gruptaki diğer takımlar ise bir önceki elemelerde olduğu gibi Irak ın yanı sıra Nepal ve Macau ydu. Ancak Kazakistan bu defa averajla Irak ın arkasında kalarak gruptan çıkamadı. İki takım, birbirleriyle oynadıkları iki maçtan da 1-1 beraberlikle ayrılmış, ancak Irak, Nepal maçlarını 9-1 ve 4-2, Macau maçlarını da 8-0 ve 5-0 gibi farklı skorlarla kazanmıştı. Dolayısıyla Macau yu 5-0 ve 3-0, Nepal i de 6-0 ve 4-0 yenen Kazakistan ın nefesi Irak ı gol averajıyla geçmeye yetmedi. Kazakistan ı 2006 Dünya Kupası elemelerinde ilk defa Avrupa kıtasında ve üstelik Millî Takımımızla aynı grupta görüyoruz. Ukrayna nın ilk sırada tamamlayarak Futbol Federasyonu'nu 1914'te kuran Kazakistan'ın futbol sahnesine çıkışı 1990'ları buluyor. 1994'te FIFA'ya üye oldular, kısa bir Asya Futbol Konfederasyonu üyeliğinin ardından UEFA şemsiyesine girdiler. Bugüne kadar elle tutulur bir başarıları yok. Euro 2012 elemelerine de çok kötü başladılar ve ilk 5 maçı hiç gol atamadan, hep kaybederek geçirdiler. Ancak yeni teknik direktörleri Beranek yönetiminde 13 yeni oyuncuyla büyük bir revizyona gittiler ve bunun semeresini de 2-1'lik Azerbaycan galibiyetiyle gördüler. finallere direkt katıldığı, Millî Takımımızın ise ikinci sırayı elde ederek baraj maçı oynadığı ancak İsviçre yi geçemediği o elemelerde Kazakistan yine grup sonuncusu olmuştu. Grup, Türkiye, Ukrayna, Danimarka, Yunanistan, Arnavutluk, Gürcistan ve Kazakistan dan oluşmuştu. Ukrayna nın 25 puanla birinci, Türkiye nin 23 puanla ikinci, Danimarka nın 22 puanla üçüncü, Yunanistan ın 21 puanla dördüncü, Arnavutluk un 13 puanla beşinci ve Gürcistan ın 10 puanla altıncı olduğu grubu Kazakistan sadece 1 puanla tamamlayabilmişti. Üstelik sadece 6 gol atarken, kalelerinde 23 gol görmüşlerdi. Kazakistan, 2006 elemelerinde en farklı iki mağlubiyetini de Millî Takımımızdan aldı. Türkiye deki maç 4-0, Kazakistan daki karşılaşma ise 6-0 sona erdi. Türkiye den sonra Kazakistan ı en farklı yenebilen ülke, 3-0 lık galibiyetle Danimarka oldu. Danimarka ya evlerinde de 2-1 mağlup oldular. Grubu lider bitiren Ukrayna ya 2-1 ve 2-0, Yunanistan a 3-1 ve 2-1, Arnavutluk a 1-0 ve 2-1, Gürcistan a da 2-1 yenildiler. Tek puanlarını Gürcistan deplasmanından golsüz beraberlikle çıkardılar. Attıkları 6 golün altında ise 6 farklı oyuncunun, Kapovich, Baltiev, Kenzhekhanov, Nizovtsev, Zhalmagambetov ve Kuchma nın imzaları vardı. Kazaklar, Avrupa Şampiyonası elemelerinde ise ilk kez Euro 2008 için yer aldı. Bu defa gruplarında Polonya, Portekiz, Sırbistan, Finlandiya, Belçika gibi kendilerinden daha üst kategori takımların yanı sıra baş edebilecekleri Azerbaycan ve Ermenistan da yer alıyordu. Elbette bu gruptan çıkmaları söz konusu değildi. Ama Kazakistan futbol tarihi açısından ilkler de Euro 2008 elemelerinde gerçekleşti. Kazaklar, UEFA ya katıldıktan sonra ilk resmi galibiyetlerini Euro 2008 elemelerinde Sırbistan gibi güçlü bir rakibi 2-1 yenerek elde etti. Bununla da kalmadılar, deplasmanda Ermenistan ı da 1-0 lık skorla mağlup ederek elemeleri iki galibiyetle tamamladılar. Dört beraberliklerini ise hem iç sahada hem de deplasmanlarda Azerbaycan ve Belçika karşısında aldılar. Polonya nın 28 puanla lider, Portekiz in 27 puanla ikinci sırada yer aldığı grupta 24 puanlı Sırbistan ve Finlandiya ile 18 puanlı Belçika nın ardından 10 puanla altıncı sırayı elde ettiler. 9 puanlı Ermenistan ve 5 puanlı Azerbaycan ın üzerine çıkmaları, Kazak futbolu adına bir aşama olarak değerlendirilmeli. Üstelik bu defa attıkları 1 gole karşılık 21 gol yemeleri ve 14 maçı eksi 10 averajla tamamlamaları da kolay kolay teslim olmadıklarının göstergesiydi. En farklı yenilgilerini Polonya ve Portekiz deplasmanlarında 3-1 ve 3-0 lık skorlarla aldılar, başka hiç bir maçta kalelerinde üç gol görmediler Dünya Kupası elemelerinde İngiltere, Ukrayna, Hırvatistan, Belarus ve Andora ile 6. Grup u paylaşan Kazakistan, en kötü eleme performanslarından birini yaşadı ve Euro 2008 elemelerini çok aradı. İngiltere nin 27 puanla lig- Teknik Direktör Miroslav Beranek Kazakistan Millî Takımı nın başına son iki maçta geçen ve Almanya yenilgisinin ardından 2-1 lik Azerbaycan galibiyetiyle takıma yeni bir hava getiren Miroslav Beranek, 24 Nisan 1957 doğumlu. Çek futbol adamı oyunculuk kariyerine Jindrichuv Hradec takımında başladıktan sonra Spartak Pelhrimov ve FC Viktoria Plzen formalarını giydi. Daha sonra adının özdeşleşeceği Slavia Prag da 6 sezonda 100 ün üzerinde maça çıkıp 34 yaşında SV Gmünd formasıyla futbolculuğa veda etti. Antrenörlüğe de SV Gmünd de oyuncu-teknik direktör olarak adım attı. Slavia Prag, SK Kladno, FK Chmel Blsany kulüplerinin ardından Çek Cumhuriyeti U21 ve A Millî Takımlarında Karel Brückner in yardımcılığını yaptı. Daha sonra Debreceni, Al Wasl ve Zbrojovka Brno nun teknik direktörlüğünü üstlenen Beranek 2011 de Kazakistan Millî Takımı nın başına getirildi. 26 Türkiye Kazakistan Türkiye Kazakistan 27

15 der bitirdiği grupta Ukrayna nın 21, Hırvatistan ın 20, Belarus un 13 puanı varken, Kazakistan 6 puanla sadece puansız Andorra yı geçebildi. Tahmin ettiğiniz gibi o 6 puanı da Andorra yı iki maçta da 3-1 ve 3-0 lık skorlarla yenerek elde ettiler. Andorra dışındaki bütün rakiplerine ise içeride dışarıda mağlup oldular. Attıkları 11 golün 6 sını Andorra ağlarına gönderdiler. Diğer rakipleriyle oynadıkları 8 maçta 28 gol yiyerek çok kötü bir savunma performansı gösterdiler. İngiltere ye 5-1 ve 4-0, Hırvatistan a 3-0, Ukrayna ya 3-1, Belarus a 5-1 ve 4-0 yenildikleri maçlarda adeta hezimete uğradılar. 2-1 lik Ukrayna ve Hırvatistan yenilgileri ise onurlu mağlubiyetler sınıfından sayıldı. Bu grupta attıkları 11 golün altında Ostapenko ve Khizhnichenko nun üçer imzası vardı. Diğer gollerini ise Uzdenov, Kukeyev, Abdulin, Nusserbayev ve Baltiev kaydetmişti. Gelelim Kazakistan ın Millî Takımımızla birlikte yer aldığı 2012 Avrupa Şampiyonası eleme grubundaki performansına. 7 şer maç oynayan Almanya nın 21 puanla lider olduğu grupta Belçika da 11 puanla ikinci sırada yer alıyor. Diğer takımlar ise bugüne dek 6 şar maç yaptı. 10 puanlı Türkiye üçüncü, 7 puanlı Avusturya dördüncü, 3 er puanlı Azerbaycan ve Kazakistan ise son iki sırayı paylaşıyor. Kazaklar bu 6 maçta 1 galibiyet alabilirken, diğer 5 karşılaşmadan yenilgiyle ayrıldı. Yedikleri 15 gole karşılık sadece 2 gol atabildiler. Gruba evlerinde uğradıkları 3-0 lık Türkiye yenilgisiyle başladılar, ardından Avusturya deplasmanından 2-0 lık yenilgiyle döndüler. Ancak bu maçta gerçekten şanssızdılar. Çünkü iki golü de 90 artılarda kalelerinde gördüler ve önemli bir sürprizi kaçırdılar. Eve dönüşlerinde Belçika ya 2-0, Almanya ya da 3-0 mağlup oldular. Almanya deplasmanında ise 4-0 kaybettiler. Gruptaki en mutlu günleri 3 Haziran dı. O güne kadar tek puan bile alamadan ve tek gol bile atamadan gelen Kazakistan, 3 Haziran da Azerbaycan ı Astana Arena da 2-1 yenmeyi başardı. İki gollerinin altında de Sergei Gridin in imzası vardı. Kazakistan, Euro 2012 elemelerinde 6 maçta tam 31 farklı oyuncuya şans tanıyarak bir kadro istikrarı yakalayamadı. Zaten ilk dört maçı kaybettikten sonra Alman Teknik Direktör Bernd Storck un görevine son verdiler ve takımın başına Çek Teknik Direktör Miroslav Beranek i getirdiler. Beranek ilk maçında Almanya deplasmanında 4-0 lık yenilgiyle karşılaşsa da Kazakistan a 2-1 lik Azerbaycan galibiyetini hediye eden adam oldu. Kullanılan oyuncu sayısının fazlalığında da bu teknik direktör değişikliğiyle birlikte yapılan kadro revizyonunun büyük rolü bulunuyor. Storck 4 maçta 18 farklı oyuncuya şans tanırken, yerine gelen Beranek, iki maçta 13 yeni oyuncuya forma verdi. Beranek in ilk maçı olan ve 4-0 kaybedilen Almanya karşılaşmasına Kazakistan ilk on birinde 5 farklı oyuncuyla çıktı. Sonradan oyuna giren üç oyuncudan ikisi de Euro 2012 elemelerinde ilk defa görev verilen isimlerdi. Ancak Beranek kadroya asıl neşteri Azerbaycan maçında vurdu ve sonucunu da 2-1 lik galibiyetle aldı. Azerbaycan maçında Kazakistan kadrosunda eski dönemden sadece üç oyuncu yer alabilmişti; Heinrcih Scmidtgal, Kazbek Geteriyev ve Sergei Ostapenko. Beranek, ilk maçında şans tanıdığı oyunculardan Vladislav Chernyshov, Maksat Bayzhanov, Zhambyl Kukeyev, Kairat Nurdauletov, Ulan Konysbayev ve Anton Chichulin in yanı sıra Roman Nesterenko, Yuri Logvinenko, Samat Smakov, Mukhtar Mukhtarov, Sergei Gridin ve Marat Khairullin i de Euro 2012 elemelerinde ilk kez oynattı. Kazakistan ın elemelerdeki iki golü de millî formayı ilk kez giyen 24 yaşındaki orta saha oyuncusu Sergei Gridin tarafından kaydedildi. Kısacası bugün Millî Takımımızın karşısına çıkacak Kazakistan, Astana da 3-0 yendiğimiz Kazakistan olmayacak. Ne teknik direktörüyle ne de kadrodaki oyuncularıyla... Son Azerbaycan maçının on birinde, Millî Takımımıza karşı oynayan sadece iki oyuncu vardı; Scmidtgal ve Ostapenko... Elbette Kazakistan a bir sihirli değnek değmedi. Ancak kadrodaki bu değişimin de farkında olmak gerek. 28 Türkiye Kazakistan

16 Tarih Çağdaş Kazakların kökenleri 1400 lü yıllara kadar gitmektedir lü yıllarda çeşitli Türk kavimlerinin bir araya gelmesiyle Orta Asya da yeni bir boy doğmuştur lü yıllar öncesinde Kazak toprakları pek çok Türk devletinin kurulduğu geniş bozkır alanlarıdır. Kazak bozkırları dâhil Orta Asya da milattan önce yılları arasında Afanesyova, Andrenova ve Karasuk gibi kültürler yaşamıştır. Bu dönemden sonra Kazak steplerinde kurulan medeniyetler şöyle sıralanabilir: Sakalar, Hiung-nu, Çi-çi yönetimindeki Hiungnular, Avarlar, Göktürk Kağanlığı, Batı Göktürk İmparatorluğu, Hazarlar ve Bulgar Dönemi, II. Göktürk Kağanlığı, Türgiş Devleti, Karluklar ve Kimekler, Karahanlı Devleti, Oğuz Yabgu, Kıpçaklar, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Harzemşahlar Devleti, Moğol Hakimiyeti, Altın Orda Devleti dönemleri. Ata yurdu Kazakistan Kazakistan Cumhuriyeti, Orta Asya'da yer alan bağımsız bir devlet. Batı Avrupa'nın yüzölçümü kadar toprak genişliğiyle, dünyanın en büyük dokuzuncu ülkesidir. Müslüman ülkelerin ve Türk devletlerinin yüzölçümü bakımından en büyüğü, doğal kaynaklar bakımından da en zenginidir. Türk tarihinin önemli devletlerinden Saka, Hun, Göktürk, Kıpçak, Karahanlı, Altın Orda gibi devletlerin merkez üssü, Kıpçak, Oğuz, Karluk gibi Türk boylarının da beşiğidir. Kuzeyde Rusya, güneyde Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan, doğuda Çin Halk Cumhuriyeti ile çevrilidir. Ülkenin ayrıca Hazar Denizi ve Aral Gölü'ne kıyısı vardır. Bağımsızlığın kazanılmasına doğru 1989 yılında 16 milyon 464 bin 464 kişi olan ülke nüfusu, 1999 yılına gelindiğinde Slav ve Almanların ülkeden göç etmeleriyle 14 milyon 900 bine kadar düşmüştür. 2010'da ise bu sayı 16 milyon 500 bine yükselmiştir. Ülke bugün nüfus bakımından dünyanın 60. büyük ülkesi olmakla birlikte, kilometrekare başına düşen ortalama 5.5 insanla 210. sıradadır. Kazakistan dışında 30'dan fazla ülkede Kazak Türkleri bulunmaktadır. Kazakistan'daki 11 milyon Kazak'a karşılık diğer ülkelerde 5 milyon Kazak yaşadığını söylersek, ülke dışında yaşayanların büyük oranı da ortaya çıkar. Kazak sözcüğü ise "sert, özgür, yiğit" anlamlarında kullanılmaktadır. Çağdaş Kazakların doğuşuna gelince... Kazak Hanlığı, 1465 ten 1847 ye kadar Kırgız bozkırlarındaki Türk kavimlerinin ortak adı oldu. Kazak Hanlığı, bugünkü Kazakistan toprakları üzerinde üç parçadan oluşuyordu; Büyük Cüz, Orta Cüz, Küçük Cüz. Söz konusu cüzler 1771 den sonra birbirinden bağımsız hareket etmeye başladı sonlarında Kazak cüzleri güçlü Rus İmparatorluğu ve Çin arasındaki mücadele arasında kaldı de Kazak Hanı olan Kenesarı Han döneminde Ruslar, Kazak cüzleri üzerindeki egemenliklerini tam olarak sağladı te tüm Orta Asya da bir Türkistan Genel Valiliği kuruldu ve bölge bölümlere ayırdı. Bu dönemde Ruslar, Kazak bölgesini, Kazak Kırgızları Hanlığı olarak adlandırdı lerle birlikte pek çok Rus, Kırgız bozkırlarına yerleşmeye başladı da Orta Asya yı Rusya ya bağlayan demiryolu bitirildi. Açlık ve politik sebeplerle yılları arasında Rus hükümetine karşı Orta Asya da ayaklanma başladı de Çarlık Rusyası nda ihtilâl olması sebebiyle Orta Asya da bağımsız dönem yaşandı yılları arasında eski Kazak cüzleri bir araya gelerek bağımsız Alaş Orda Devleti ni kurdu. Hükümet Başkanı Alikhan Bokeikhanov, başkenti Semey olan bu devlet üç yıl yaşayabildi den sonra Ruslar egemenliği ele geçirdi ve bu tarihten sonra Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dönemi başladı de Orta Asya da Ruslar iki Sovyet Cumhuriyeti kurdu. Bugünkü Kazakistan da kurulan Cumhuriyete Ruslar Kırgızistan Özerk SSC adını verdi te ise yanlış adlandırıldığı gerekçesiyle Rus yönetimi, Kırgızistan Özerk SSC adını, Kazakistan Özerk SSC olarak değiştirdi. İlk dönemler Orenburg şehri de Kazakistan a dâhildi ancak daha sonra Rusya ya bağlandı da özerk ibaresi kaldırılarak Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu ten 1934 e kadar tarım politikaları nedeniyle sorunlar yaşandı. Pek çok Kazak boyu, Uygur bölgesine göç etti. II. Dünya Savaşı nda zor dönemler geçiren ve nüfusunda büyük azalma olan Kazakistan SSC, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dönemi boyunca Sovyet tarım politikalarının uygulandığı bir merkez oldu yılında meydana gelen ekonomik krizler ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği nin yıkılmasından sonra 1991 yılında bağımsız olarak dünya arenasında yerini aldı. Kazakistan ı tanıyalım Ülke Adı Kazakistan Cumhuriyeti Yönetim Biçimi Başkanlık Tipi Cumhuriyet Başkenti Astana Dili Kazakça, Rusça Nüfus 16 milyon 500 bin Yüzölçümü 2 milyon 717 bin 300 kilometrekare Kişi Başına Geliri 11 bin 693 dolar Para Birimi Estonya Kronu 30 Türkiye Kazakistan Türkiye Kazakistan 31