T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ KARAYOSUNLARININ ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTESİ. Hazırlayan Nadiye ÖCALAN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ KARAYOSUNLARININ ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTESİ. Hazırlayan Nadiye ÖCALAN"

Transkript

1 T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ KARAYOSUNLARININ ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTESİ Hazırlayan Nadiye ÖCALAN Danışman Yrd. Doç. Dr. Dilşad ONBAŞILI Eczacılık Fakültesi Bitirme Ödevi Mayıs 2012 KAYSERİ

2 2 T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ KARAYOSUNLARININ ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTESİ Hazırlayan Nadiye ÖCALAN Danışman Yrd. Doç. Dr. Dilşad ONBAŞILI Eczacılık Fakültesi Bitirme Ödevi Mayıs 2012 KAYSERİ

3 ii BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK Bu çalışmadaki tüm bilgilerin, akademik ve etik kurallara uygun bir şekilde elde edildiğini beyan ederim. Aynı zamanda bu kural ve davranışların gerektirdiği gibi, bu çalışmanın özünde olmayan tüm materyal ve sonuçları tam olarak aktardığımı ve referans gösterdiğimi belirtirim. Nadiye ÖCALAN

4 iii Karayosunlarının Antimikrobiyal Aktivitesi adlı Bitirme Ödevi Erciyes Üniversitesi Lisansüstü Tez önerisi ve Tez yazma Yönergesi ne uygun olarak hazırlanmış ve Biyoteknoloji Anabilim Dalında Bitirme Ödevi olarak kabul edilmiştir. Tezi hazırlayan Nadiye ÖCALAN Danışman Yrd. Doç. Dr. Dilşad ONBAŞILI Biyoteknoloji Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Dilşad ONBAŞILI ONAY: Bu tezin kabulü Eczacılık Fakültesi Dekanlığı nın.../.../... tarih ve./.. sayılı kararı ile onaylanmıştır../.../.. Prof. Dr. Müberra KOŞAR Fakülte Dekanı

5 iv TEŞEKKÜR Bitirme tezi çalışmalarım süresince değerli bilgi birikimi ve tecrübesiyle yanımda olan ve benden desteğini esirgemeyen, tez danışmanım Yrd. Doç. Dr. Dilşad ONBAŞILI ya sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Yaşamım boyunca olduğu gibi tez çalışmalarım süresince de maddi ve manevi hiçbir desteğini esirgemeyen aileme sonsuz teşekkür ederim. Tez çalışmalarımı beraber yürüttüğüm arkadaşım İrfan YELOĞLU na ve tez çalışmamda desteği ve yardımını esirgemeyen Hacer PINARBAŞI na teşekkür ederim. Her anımda yanımda olan, desteğini, fedakârlığını esirgemeyen, üzüntümü ve sevincimi benimle paylaşan, en umutsuz anlarımda bana umut olan değerli arkadaşım Yasin KABALCI ya sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Her zaman yanımda görmek istediğim sohbetiyle bana huzur veren canım arkadaşım, meslektaşım sevgili Gamze DERELİ ye sonsuz teşekkür ederim. Nadiye ÖCALAN

6 v KARAYOSUNLARININ ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTESİ Nadiye ÖCALAN Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Bitirme Tezi, Mayıs 2012 Danışman: Yrd. Doç. Dr. Dilşad ONBAŞILI ÖZET Dünyada bütün iklim ve coğrafyalarda geniş yayılım gösteren karayosunları ekosistemi oluşturan zincirin en önemli halkalarından biridir. Geçmişte karayosunlarının infeksiyöz hastalıklarda ve yara tedavisinde kullanıldığı görülmüştür. Karayosunlarının geleneksel tıpta infeksiyöz hastalıklarda kullanılması bize yeni doğal antimikrobiyal maddelerin araştırılması için bir fırsat oluşturmuştur. Bu çalışmada karayosunlarının sekonder metabolitleri ve antimikrobiyal aktivitesi ile ilgili yapılan çalışmalar araştırılmıştır. Çalışmalar sonucu karayosunlarında antimikrobiyal etkiye neden olan aromatik bileşikler, terpenoitler ve yağ asitleri bulunduğu gözlenmiştir. Çalışmalarda disk difüzyon yöntemi kullanılarak bazı karayosunu türlerinin etanol ve metanol ekstresinin Salmonella, Escherichia coli, Pseudomanas aureginosa, Staphylococcus aureus, Bacillus cereus, Candida albicans, Saccharomyces cerevisiae mikroorganizmalarına karşı antimikrobiyal aktivitesi araştırılmıştır. Anahtar sözcükler: Karayosunları, antimikrobiyal aktivite, sekonder metabolit.

7 vi ANTIMICROBIAL ACTIVITY OF MOSSES Nadiye ÖCALAN Erciyes University, Faculty of Pharmacy Thesis, May 2012 Advisor: Yrd. Doç. Dr. Dilşad ONBAŞILI ABSTRACT Mosses which cover a wide mass in the earth, all climates and in geographies are one of the most important factor that compose the ecosystem chain. In the past mosses were used for curing infectious illness and scars. Bema used for curing infectious illness in traditional medicine give us an opportunity for examine new natural antimicrobial matter. In this study, the studies on antimicrobials activities and secondary metabolite of mosses were investigated. According to researches, mosses have aromatic compounds, terpenoids and fatty acids which can cause antimicrobial effect. In the researches, by using disc diffusion method, some types of mosses ethyl and methyl alcohol extract have been examined against some microorganisms such as Salmonella, Escherichia coli, Pseudomanas aureginosa, Staphylococcus aureus, Bacillus cereus, Candida albicans, Saccharomyces cerevisiae for antimicrobial effects. Key words: Mosses, Antimicrobial Activity, Secondary Metabolite.

8 vii İÇİNDEKİLER KARAYOSUNLARININ ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTESİ Sayfa İÇ KAPAK..... i BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK... ii KABUL ONAY SAYFASI... iii TEŞEKKÜR. iv ÖZET.... v ABSTRACT. vi İÇİNDEKİLER vii KISALTMALAR. ix ŞEKİLLER LİSTESİ... x TABLOLAR LİSTESİ. xi 1. GİRİŞ VE AMAÇ 1 2. GENEL BİLGİLER Karayosunlarının Genel Özellikleri Karayosunlarının Sınıflandırılması Karayosunlarının Kullanım Alanları Karayosunlarının Tıbbi Olmayan Kullanım Alanları İndikatör Bitki Olarak Kullanımları Erozyon Kontrol Amaçlı Kullanımları Toprağı Azotça Zenginleştirme Amaçlı Kullanımları Kirleticileri Temizleme Amaçlı Kullanımları Bahçecilik ve Tarımda Kullanımları Hayvancılıkta Kullanımları Yakıt Olarak Kullanımları Gıda Olarak Kullanımları İnşaat Sektöründe Kullanımları Kozmetik Sektöründe Kullanımları. 14

9 viii Karayosunlarının Tıbbi Amaçlı Kullanımları Karayosunlarının Antimikrobiyal Aktivitelerine Bağlı Kullanım Alanları Sargı Bezi Ticari Ürünler Biyofiltrasyon Karayosunlarından Elde Edilen Droglar Karayosunlarında Antimikrobiyal Aktiviteye Neden Olan Metabolitler Karayosunlarının Antimikrobiyal Aktivitesinin İncelenmesi Karayosunlarının Antimikrobiyal Aktivitesinin İncelenmesinde Kullanılan Bazı Mikroorganizmalar ve Özellikleri Bakteriler Escherichia coli Salmonella Pseudomonas aeruginosa Bacillus cereus Staphylococcus aureus Mayalar Candida albicans Saccharomyces cerevisiae Karayosunlarının Antimikrobiyal Aktivitesinin Ölçülmesinde Kullanılan Çözücüler Karayosunlarının Antimikrobiyal Aktivitesinin İncelenmesinde Kullanılan Yöntemler Tüp Dilüsyon Yöntemi Agar Difüzyon Yöntemi Kağıt Disk Agar Difüzyon Yöntemi Delik Agar Difüzyon Yöntemi TARTIŞMA VE SONUÇ KAYNAKLAR. 36 ÖZGEÇMİŞ. 39

10 ix KISALTMALAR AMM: Antimikrobiyal madde A.viticulosis: Anaprodan viticulosis B.aureus: Bacillus aureus B.arcuata: Bacillus arcuata B.javanica: Bacillus javanica B.rutabulum: Brachythocium rutabulum B.subtilis: Bacillus subtilis C.albicans: Candida albicans E.coli: Escherichia coli E.cloacae: Enterobacter cloacae E.rubicundus: Entodon rubicundus F.hygrometreca: Funaria hygrometrica G.pulvinata: Grimmia pulvinata H.cupressiforme: Hypnum cupressiforme H.devonicus: Hepaticies devonicus H.sericium: Homolothecium sericium H.splendens: Hylocomium splendens I.alopecuroides: Isothecium alopecuroides L.sciuroides: Leucodon sciuroides MBC: Minimum bakterisit konsantrasyonu MIC: Mimimum inhibisyon konsantrasyonu MFC: Minimum fungisit konsantrasyonu M.marginatum: Mnium marginatum M.polymorpha: Marchantia polymorpha P.aeruginosa: Pseudomonas aeruginosa P.commune: Polytrichum commune P.juniperum: Polytrichum juniperum P.mirabilis: Pseudomonas mirabilis P.squarrosa: Pleurochoeta squarrosa P.riparioides: Platyhronidium riparioides S.aureus: Staphylococcus aureus S.junghuhnionum: Sphagnum junghuhnionum S.cerevisiae: Saccharomyces cerevisiae T.tortuasa: Tortella tortuasa WHO: World Health Organization

11 x ŞEKİLLER LİSTESİ Sayfa Şekil 2.1. Bazı karayosunu türleri. 4 Şekil 2.2. Sporofit ve gametofit örnekleri. 6 Şekil 2.3. Sporofit ve gametofit taşıyan karayosunu türlerinden bazıları. 7 Şekil 2.4. Karayosunlarının üreme döngüsü. 7 Şekil 2.5. Akrokarp gelişim gösteren Syntrichia laevipila Şekil 2.6. Pleurokarp gelişim gösteren Hypnum cupressiforme Şekil 2.7. Bir grup gönüllü topladıkları Sphagnum ları dizerken 17 Şekil 2.8. Salmonella 22 Şekil 2.9. Escherichia coli 22 Şekil Pseudomonas aeruginosa Şekil Bacillus cereus 23 Şekil Staphylococcus aureus.. 24 Şekil Candida albicans 25 Şekil Saccharomyces cerevisiae.. 25

12 xi TABLOLAR LİSTESİ Sayfa Tablo 2.1. Fitokimyasal gruplandırılması 19 Tablo 2.2. Karayosunlarının sekonder metabolitleri 20 Tablo 2.3. Karayosunlarında bulunan terpenoitler ve sayısal dağılımları Tablo 2.4. Karayosunlarında bulunan aromatik bileşikler Tablo 2.5. Bitkilerde bulunan aktif maddelerin ekstraksiyonu için kullanılabilecek çözücüler... 26

13 1. GİRİŞ VE AMAÇ İnsanlar dünya kurulduğundan bu yana hastalıklarını iyileştirmede yakın çevresindeki bitkilerden, hayvanlardan, hatta sulardan, topraklardan yararlanmışlardır. İnsanlar deneme yanılma-izleme yöntemi ile hangi bitkinin hangi hastalığı iyileştirdiğini saptamışlar, bu bitkiler zamanla o bölgede kültür oluşturmuştur. Dünyada farklı bitkilerin yetiştiği değişik bölgelerde farklı kültürler ve farklı tedavi yöntemleri ortaya çıkmıştır [1]. Bitkiler alemi yüz milyonlarca yıl süren evrimleşme süreci içerisinde inanılmaz sayıda ve çeşitlilikte cins ve türlerin var olmasına şahit olmuştur. Tıbbi bitkilerin tarihi insanlık kadar eskidir. Geçmişte içgüdüsel, hayvan davranışlarını gözlemleyerek ve deneme yanılma yoluyla zehirli bitkiler, gıda bitkileri, ilaç bitkileri, kozmetik bitkileri bulunmuştur. Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization, WHO) ne göre tıbbi bitkiler; ilaçların geliştirilmesi için en iyi kaynak olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle dünyada bitki bileşenlerini ilaç yapımında kullanmak için çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Bitkilerin tedavide yararlı özelliklerin ispatı ile yeni ilaçların keşfi gerçekleştirilmiştir [2]. Bitkisel preparatların, yüzyıllarca ampirik olarak kullanılışından sonra, 19.yüzyılın başlarında bitkilerin etken maddelerinin izolasyonu, tıbbi bitkilerin modern kullanılışı için yeni bir çağ başlatmıştır. Sülfa ilaçları, penisilin gibi antibiyotikler ve diğer sentetik ilaçların keşfi ve kullanılışı, tıbbi bitkilerin tedavide kullanılışını çok azaltmışken son yıllarda bitkilere ilgi yeniden artmıştır [1]. Günümüzde bilim ve teknolojide ilerlemelere rağmen doğal kaynakların bilinçsizce tüketimi ve karşılaşılan ekonomik güçlükler, doğal kaynakların birçok amaçta kullanımlarını zorunlu kılmıştır. Enfeksiyöz hastalıklarla mücadelede bugüne kadar gerçekleştirilen doğal ve sentetik antibiyotiklerin mikroorganizmaların direnç

14 2 kazanmaları sonucu etkisiz kalmaları ve çeşitli yan etkilerinin bulunması araştırmacıları yeni ve değişik antimikrobiyal maddeler keşfetmek için doğaya yöneltmiştir [3,4]. Bitkilerin bakteri ve funguslara karşı inhibisyon etkisi gösteren bazı kimyasal maddeler ürettikleri bilinmektedir [3]. Bryofitler bilinen en eski kara bitkileridir. Bryofitlerin savunma mekanizmalarında antimikrobiyal aktivite özelliği olan ve sekonder metabolitler denilen kimyasal bariyerler rol oynamaktadır. Yapılan araştırmalarda Atrichum, Dicranum, Mnium, Polytrichum ve Sphagnum gibi bazı karayosunu cinslerinin antimikrobiyal aktiviteye sahip oldukları belirlenmiştir. Bazı Bryofit türlerinin ise antibakteriyel, antifungal, antiviral aktiviteleride bilinmektedir [5-7]. Dülger ve arkadaşları (2009 da) bazı karayosunu özütleriyle yaptıkları çalışmada antibakteriyel etkinin antifungal etkiden daha yüksek olduklarını tespit etmişlerdir [8]. Mevcut antibiyotiklere hızla direnç kazanan patojen mikroorganizmalara yönelik yapılan yeni antibiyotiklerin keşfi ya da sentetik antibiyotiklerin üretilmesi bilim insanları tarafından önem arz eden çalışmaların başında gelmektedir [5]. Bu gelişmelere paralel olarak halk arasında tedavi edici özellikleri yüzyıllardır bilinen ve antimikrobiyal özelliği kullanılan Bryofitlerin antimikrobiyal etkisini araştırmayı tezimin konusu seçtim. Bu çalışmada karayosunlarının genel özellikleri kullanımı ve antimikrobiyal aktivitesinin araştırılması amaçlanmıştır.

15 2. GENEL BİLGİLER 2.1. Karayosunlarının Genel Özellikleri Yaşamın çeşitliliği şeklinde ifade edebileceğimiz biyoçeşitlilik içerisinde bazı bitkisel yapılı bitki grupları bulunmaktadır. Bunların biri de Bryofitlerdir. Orman ekosistemi içerisinde ve dışında çok değişik habitatlarda yaşama yeteneği olan Bryofitler, ekosistemi oluşturan zincirin en önemli halkalarından biridir [9]. Karayosunları bölümü dünyadaki bütün iklim ve coğrafyaları kapsayan geniş bir yayılım göstermektedir [3,10]. Genellikle karasal olarak kabul edilmelerine rağmen, tamamı suya gömülü türleri de mevcuttur [3,11]. Bryofitlerin üremelerinin suya bağımlı olması fakat gelişmelerini sudan uzakta sürdürebilmeleri onların bitkiler dünyasının Amphibia ları olarak nitelendirilmesin sağlamaktadır [5]. Bazen tamamen suya gömülü, ıslak zeminlerde, nemli ortamlarda, toprak ve kayalar üzerinde ve ağaç gövdelerinde bulunabilirler [12]. Karayosunlarının büyük bir kısmı rutubetli yerlerde yaşamayı tercih ederler. Birçoğu uzun zaman kuraklıktan etkilenmeden yaşayabilirler [13]. Bryofitler, kuzey ve güney yamaçlarda, hem ılıman hem de tropikal bölgelerin çok nemli iklimlerinde vejetasyonun bir parçasını oluştururlar. Orman ekosisteminde toprak üzerinde halı şeklinde, parlak ve yeşil renkte, geniş turbalık alanlarda, tümsek ve çukurlar içinde, yeşil kahverengi ve kırmızı renkte bulunurlar. Bununla birlikte doğada taş üzeri, kaya üzeri, tamamen su içerisinde ve su içerisindeki kaya üzerinde bulunabileceği gibi, ölü ve canlı ağaçların gövdeleri ve dallarında, yarı saprofit olarak çürümekte olan organik maddeler üzerinde ve nemin çok az olduğu kurak alanlarda yaşayabilirler [9].

16 4 (a) (b) (c) (d) (e) (f) (g) Şekil 2.1. Bazı karayosunu türleri: (a) Fissidens sp., (b) Grimmia pulvinata, (c) Gymnostomum viridulum, (d) Brachythecium velutinum, Bryum dichotomum, (f) Enthostodon sp, (g) Orthotrichum anomalum [14].

17 5 Karayosunları genelde kendi içsel su kontrol mekanizmalarına sahip değillerdir ve buna bağlı olarak su düzeylerini genelde ortam koşulları belirler yani poikilohidrik organizmalardır. Bunun yanı sıra çok az bir kısmıda endohidrik özellik görülür. Gerçek kök, yaprak ve gövdeye sahip olmadıkları için suyu tüm bünyeleri ile alıp verirler. Suyun sınırlı olduğu durumlarda uyku durumu olarak adlandırılan pozisyona girerler ve suyun tekrar yeterli miktara ulaşınca birkaç saat içinde normal yaşamsal faaliyetlerine dönerler [3]. Bunun yanı sıra kuru ağırlıklarının ortalama 12 katı kadar suyu bünyelerinde barındırırlar. Böylece bulundukları zeminin nemli kalmasını sağlayarak ve diğer bitkilerin çimleşmesini kolaylaştırarak orman ekosistemine katkıda bulunurlar [12]. Mineral depo etmeleri, hayvanlar için besin kaynağı olmaları, birçok böcek türü için barınak ve yumurtlama ortamı oluşturmaları açısından ekolojik öneme sahiptir. Suda yaşayan omurgasız canlıların, alglerin ve amfibilerin yıl boyunca habitat gereksinimlerini karşılarlar [5]. Karayosunları talluslu bitkilerin evrimleşmiş taksonudur. Kök yoktur, rizoitleri ile toprağa tutunur, ilkel gövde görülür, fakat iletim demetleri yoktur. Yaprak vardır, hücrelerinde klorofil a ve b bulunur, her zaman yeşildirler; fotosentez ürünü nişastadır. Hücre çeperi selüloz yapısındadır [15]. Yapraklı karayosunu bitkisine gametofit (gametleri taşıyan bitki) denir: üzerinde gametangiyumlar (eşeysel hücreleri taşıyan organlar) bulunur. Şimdiye kadar incelenen Thallophyta bitkilerinde gametangiyumlar çoğunlukla tek hücrelidir, çok hücreli olanlarda ise koruyucu hücre tabakasına rastlanmaz. Karayosunlarında ise gametangiyumlar çok hücreli olup, bir sıra verimsiz koruyucu hücre tarafından çevrilmiştir. Mikrogametangiyum ve makrogametangiyum farklı yapıdadır. Makrogametangiyum = Arkegoniyum = dişi gametangiyum (dişi organ) bir sıra hücre dizisinden meydana gelmiş ve şişe şeklindedir. Karın kısmında ve ortada büyük bir hücre yer alır. Bu hücre erginleştikçe tabanda yumurta hücresine üstte ise boyun kanal hücrelerine ayrılır. Mikrogametangiyum = Anteridyum = erkek gametangiyum (erkek organ) küre veya yumurta şeklinde olup iki tip hücreden meydana gelmiştir. En dışta verimli hücreleri saran tek sıra verimsiz hücreler bulunur, verimli hücreler çok sayıda olup, spermatozoit ana hücreleri adını alır ve spermatozoitleri meydana getirir [15].

18 6 Bir karayosunu türünün hayat devri şöyledir: Sporofit in meydana getirdiği sporlar uygun şartlarda çimlenir ve önce protonema adı verilen küçük çim bitkisini, daha sonra da bunun üzerinde oluşan tomurcuklarda gametofiti meydana getirir. Yosunun türüne bağlı olarak bitki ya dioik ya da monoiktir. Monoik bitkide arkegoniyum ve anteridyum aynı bitki üzerinde bulunurken dioik bitkide aynı bitkinin farklı bireyleri üzerinde bulunur. Gametofit haploid bitkidir, yumurta hücresinin spermatozoitler tarafından döllenmesi ve bu zigotun gelişmesiyle diploid bitki yani sporotif meydana gelir. Sporofit kendi kendini besleyemez bütün hayatı boyunca gametofite bağlı kalır, yani parazittir. Sporofitin meydana getirdiği sporların dağılması rüzgar aracılığıyla olduğu halde, spermatozoitlerin arkegonyuma taşınması su vasıtasıyla olur [13]. Bryofitlerin sonradan suya geçenlerinin dışında hepsi karada yaşar ancak döllenme karada yaşayanlarda bile su aracılığıyla olur. Şekil 2.2. Sporofit ve gametofit örnekleri [14]. (a)

19 7 (b) Şekil 2.3.Sporotif ve gametofit taşıyan karayosunu türlerinden bazıları: (a) Sporotif, (b) Gametofit [14]. Şekil 2.4.Karayosunlarının üreme döngüsü [14]. Genellikle basit gövdeli ve yapraklı, bir kısmı ise sürücü ve parçalı talluslardır. Yapraklar bir orta damar ve birkaç sıra parenkimatik hücre dizisinden meydana gelmiştir. Mezofile rastlanmaz. Karayosunlarının bir kısmı kozmopolittir, (Marchantia polymorpha) bir kısmı ise ancak belirli bölgelerde bulunurlar [15].

20 8 Karayosunları yapıları itibariyle basit bitkiler olmasına rağmen adaptasyonlar ile kendilerine sağladıkları avantajlar sayesinde günümüzde de gelişmiş bitkilerle yaşamlarını sürdürebilmektedir. Karayosunları rizoid denilen kök benzeri yapıları sayesinde ortama tutunabilir ve gelişmiş bitkilerde olduğu gibi yaşamlarını sürdürebilmesi bu adaptasyona örnek verilebilir. Kuraklığa karşı dormansi durumuna geçebilirler, yani susuz ortamlarda ölmez, uyku durumuna geçerler ve yeniden suya kavuştuklarında birkaç dakika içerisinde fotosentez yapmaya başlayabilirler. Karayosunları toprağın sıcaklık, nem ve ph ı üzerinde de etkilidir. Bu değişimlerin bazı durumlarda gelişmiş bitkiler için uygun ortam sağladığı, bazı durumlarda ise rekabette karayosunlarının gelişmiş bitkilere karşı geliştirdiği bir mekanizma ile ortamı kendilerine uygun, gelişmiş bitkiler için ise uygun olmayan şekilde dönüştürdükleri ispat edilmiştir [16]. Karayosunları çok fazla miktarda su, azot ve karbonu bünyelerinde barındırırlar. Bünyelerinde barındırdığı su sayesinde toprağın nemli kalmasını sağlarlar. Ayrıca öldüklerinde toprağın azot açısından zenginleşmesine olanak sağlarlar. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, karayosunları sanılandan çok daha fazla karbondioksiti absorbe ederek organik materyale dönüştürmektedir. Bu nedenle küresel ısınmada karbon absorbsiyonunda önemli bir yeri olduğu anlaşılmıştır [12] Karayosunlarının Sınıflandırılması Karayosunları, Bryophyta divizyosu altında incelenmektedir. Bryophyta divizyosu; algler, mantarlar, eğreltiotları ve çiçekli bitkiler ile evrimsel açıdan karşılaştırıldığında, alglerden ve mantarlardan daha yüksek, eğreltiotları ve çiçekli bitkilerden daha aşağı seviyede kabul edilir. Bu divizyo, 1036 cins ve yaklaşık tür barındırmaktadır [12]. Bryofitler ilkel bitkiler olarak kabul edilmektedir. Teşhis edilen ilk fosil Bryofit kaydı Hepaticies devonicus dir. Günümüz bryofitlerinin atası kesin değildir. Bu konu ile ilgili olarak çeşitli hipotezler ileri sürülmektedir [12]. Öne sürülen ilk hipotezde yeşil alglerin ve bryofitlerin ortak bir atayı paylaştıkları düşünülmektedir. Yeşil algler, iki evrimsel hat gösterir. Bunlar Chlorophyceae ve Charophyceae dir. Bu hipotez, Bryofitler ve diğer arkegonium yapısı gösterenlerin Chlorophycean hattından türediğini

21 9 öne sürmektedir. Bunun dayanağı Bryofitlerin protonemalarının yapısal olarak alglere benzemesidir [12]. Bryofitlerin orijini hakkındaki ikinci bir hipotez de; tek hücreli yeşil bir algin nemli toprak ortamına adapte olmuş bir bitkiye dönüşebileceğini ve arkegoniuma sahip bitkilerin ve aynı zamanda Charophyta alglerinin atası olabileceğini öngörür [12]. Üçüncü hipotez ise, Bryofitlerin ilkel vasküler bitkilerden türediğini öngörür [12,16]. Karayosunları taksonomik olarak 3 divisio altında sınıflandırılır: Hepatophyta (ciğer otları) Anthocerophyta (boynuzsu karayosunları) Bryophyta (yapraklı karayosunları) Bu divizyo içerisinde Musci (=Bryopsida) sınıfı 700 cins ve kadar tür ile en kalabalık olan sınıftır. Daha sonra Hepaticae (=Hepaticopsida) sınıfı 330 cins ve tür ile temsil edilmektedir. Son olarak da Anthocerotae (=Anthoceropsida) sınıfı 6 cins ve 409 türle temsil edilmektedir [1]. Ülkemizde ise şimdiye kadar yapılan çalısmalar sonucu Musci (=Bryopsida) sınıfından 726 tür ve tür altı takson, Hepaticae (=Hepaticopsida) sınıfından 165 tür ve tür altı takson, Anthocerotae (=Anthoceropsida) sınıfından ise 3 türün kaydı verilmiştir [1]. Bryofitler ilkel bitkiler olarak kabul edilmektedir. Teşhis edilen ilk fosil bryofit kaydı H. devonicus materyalidir. Bu fosil devonien çağında göze çarpan, küçük fragmentlerden oluşmuş yapraksı bir ciğerotu tallusudur. Bu materyal sporofit ve eşey organlarını taşımadığından tereddütler doğurmaktadır. Çünkü bazı eğreltilerin gametofitleri yapısal olarak bu yapıya benzerlik gösterebilmektedir [1]. Bugün genelde karayosunları denildiğinde Bryophyta (yapraklı karayosunları) anlaşılmaktadır. Ciğer otları genelde nemli ortamlarda yaşayan (higromorf) bitkilerdir. Kurak ortamda (ksenomorf) ve ağaç üzerinde (epifit) olarak yaşayanlarda vardır. Ciğer otlarına verebileceğimiz en güzel örnek tıbbi aktivitesi de kanıtlanmış ciğer otu M. polymorpha (Marchantiaceae) dir. Yaprak yosunları ise yeryüzünde geniş yayılış gösteren bitkiler olup değişik ortamlarda (karanlık ortamlarda, kaya ve ağaçların

22 10 üzerinde, bataklıklarda ve nadiren su içinde) yaşayabilirler. Yaprak yosunlarının büyük bir kısmı higromorftur. Kurak ortamda yetişebilen hatta kuraklığa yıllarca dayanabilen türleride vardır. Yaprak yosunlarına verebileceğimiz en güzel örnekler Sphagnum (Sphagnaceae) ve Polytrichum commune (Polytrichaceae) dir. Bu bitkiler rutubetli yerlerde yetişen bitkiler olup geleneksel tıpta birçok drog yapımında kullanılmış ve antimikrobiyal etkisi bulunulmuştur [14]. Karayosunları, morfolojik olarak ikiye ayrılırlar. Pleurokarpik ve akrokarpik olarak adlandırılan bu iki terim ilk olarak Bridel (1826) tarafından kullanılmış, Schimper (1860) tarafından sistematik açıdan değerlendirilmiş ve ana sistematik karakterlerini göstermek amacıyla kullanılmıştır [17]. Akrokarp karayosunları substratuma dik olarak büyürler, çoğunlukla dallanma görülmez ya da çok az görülür. Ayrıca sporofitleri gametofitlerinin terminalindedir [18]. İkinci gruptaki karayosunları pleurokarplar olarak adlandırılırlar. Bunların gametofitleri akrokarpların aksine, substrata paralel büyüyerek yığınlar oluştururlar. Sporofitleri gametofitlerine dik olarak çıkan pleurokarp karayosunları, substrata (tutunulan nesne) paralel bir halı örtüsü oluşturur ve kurutucu etkenlerden uzak alanlarda yayılırlar [3,18]. Genellikle nemli habitatlarda yayılış göstermeleriyle akrokarplardan ayrılan pleurokarp karayosunları dünyada var olan karayosunları türlerinin yaklaşık olarak % 42 sini oluşturmaktadır. Moleküler verilerin filogenetik analizlerine göre pleurokarplar jeolojik olarak yakın zaman periodlarında çeşitlenmişlerdir [19]. Pleurokarp karayosunlarında, kapsüllerin dalların yanında büyüdüğü görülebilir. Bu karayosunları kimliklerini ön plana taşıyan gövde ve dallara sahiplerdir. Genelde sürünen dallara rastlanılmaktadır [3]. Sistematik açıdan pleurokarplar, leptoid ve hidorid bulundurmamaları, yaprak laminasının tek tabakalı, hücrelerinin uzamış (vermicular, fusiform), papilla var ise basit ve alar bölgesinin belirgin olması ile akrokarplardan ayrılırlar [5].

23 11 Şekil 2.5. Akrokarp gelişim gösteren Syntrichia laevipila ( Brid.) [5]. Şekil 2.6. Pleurokarp gelişme gösteren Hypnum cupressiforme (Hedw.)[5] Karayosunlarının Kullanım Alanları Karayosunlarının birçok farklı özelliğe sahip olması karayosunlarının farklı alanlarda kullanılmasını sağlamıştır. Karayosunlarının kullanımı, tıbbi olarak kullanımı ve tıbbi olmayan kullanım alanları olarak iki ayrı grup altında incelenir Karayosunlarının Tıbbi Olmayan Kullanım Alanları Karayosunlarının erozyon kontrol amaçlı, toprağı azotça zenginleştirme, kirleticileri temizleme amaçlı, bahçecilik ve tarımda, hayvancılıkta, yakıt olarak, kozmetik sektöründe kullanımları mevcuttur [16] İndikatör Bitki Olarak Kullanımları Karayosunları çevresel koşulların belirlenmesi için çok iyi indikatör özellik gösterirler. Bu özellikleri ilk kez 1929 yılında A.H.Brinkman tarafından ve 1932 yılında P.W.Richards tarafından duyulmuştur. Karayosunları toprağın mineral durumunu

24 12 belirlemede özellikle metal parametrelerini çıkartmakta kullanılmıştır. Örneğin bakır ın olduğu topraklarda iyi gelişim gösterdiği tespit edilen türler Mielichhoferia elongata, Mielichhoferia mielichhoferi bu amaçlı kullanılmıştır [16]. Demir oranının tespitinde de karayosunlarından yararlanılmıştır. Özellikle Brachythecium rivalure ve Fontinalis in demiri oksitlenmiş olarak depoladıkları ve oluşturdukları tufa nın sertliği ile bunu gözlemlenebilir şekilde indike ettikleri anlaşılmıştır. Sphagnum ve Polytrichum un da benzer şekilde demir cevherini depoladığı anlaşılmıştır. Hatta Japonya da karayosunlarının demirce zengin topraklarda kültüre edilerek demir cevheri eldesinde kullanılabileceği savunulmuştur [16]. Toprağın azot oranının belirlenmesinde de karayosunları kullanılmaktadır. Ceratodon purpures un azotça zengin topraklarda geliştiği Poganatum alginum ve Poganatum urginerum gelişiminin ise azotça fakir toprakları işaret ettiği bulunulmuştur. ph indikatörü olarak kullanımında ise Polytrichum ve Leucobryum tercih edilmektedir. Bunların yanı sıra toprağın temel bileşenlerinin(ca, Mg, K ve Na) tespitinde de kullanılmaktadır [16]. Karayosunları geçmiş iklimsel durumun araştırılması ve atmosferdeki SO 2 kirliliğinin tespitinde de kullanılmaktadır. Karayosunları yoğun olarak ağır metal ve SO 2 indikatörü olarak kulanılsa da, aynı zamanda hidrojen florid ve ozon gibi farklı atmosferik kirleticilerin analizinde kullanılmaktadır. Hidrojen florid çalışmaları Orthotrichum obtusifolium türü ile gerçekleştirilirken, ozon çalışmaları Sphagnum un farklı türleri ve Polytrichum commune türü ile gerçekleşmektedir [16]. Dünyaya ulaşan UV-B ışınlarının tespitinde ise karayosunlarından faydalanılmaktadır. Karayosunları su kalitesinin belirlenmesinde de kullanılmaktadır. Balıkların ve diğer su canlılarının yaşayamadığı yoğunlukta kirleticiye dayanabilen karayosunları bu amaçlı kullanılmalarına olanak sağlamaktadır [16] Erozyon Kontrol Amaçlı Kullanılmaları Çıplak toprak tabakasına karayosunu türlerinin yayılması yöntemiyle erozyon kontrolü amaçlı kullanılmaktadır. Barbula, Bryum ve Weissa nın çıplak toprağı tutan ve gelişmiş

25 13 bitkiler alana yayılana kadar toprağın yitirilmesini engelleyen önemli pioneer bitkiler olduğu tespit edilmiştir. Sphagnum gibi su tutma kapasitesi yüksek türler ise yoğun yağışlarda fazla suyu tutarak toprakta ani yağışlarla oluşan aşınmayı önlediği gözlenmiştir [16] Toprağı Azotça Zenginleştirme Amaçlı Kullanımları Karayosunlarının azot fiske eden Cyanobacterler için yaşam alanı oluşturduğu ve birim alanda oldukça yüksek miktarda azot tutulumu sağladıkları tespit edilmiştir. Bu özellikleri nedeniyle modern tarımda karayosunları sıkça kullanılmaktadır [16] Kirleticileri Temizleme Amaçlı Kullanımları Karayosunları toksik atıkların temizlenmesinde de kullanılmaktadır. Dış ortamdan materyali bünyelerine alıp biriktirmeleri ve birçok kirleticiye karşı çok dirençli olmaları bu şekilde kullanımlarına olanak sağlamaktadır. Araştırmalar göstermiştir ki, çok zehirli bir madde olan pentaklorfenol (PCP) Sphagnum tarafından 5 saat çerisinde % 91 oranında temizlenebilmektedir [16] Bahçecilik ve Tarımda Kullanımları Karayosunları toprak kalitesinin artırılmasında kullanılmaktadır. Karayosunları yapıları itibariyle yağmur suyundaki potasyum, kalsiyum ve magnezyumu depo eder ve zamanla bu maddeleri toprağa verirler. Aynı zamanda toprağın organik maddelerce zenginleşmesini sağlarlar. Bu nedenle başta Japonya olmak üzere birçok yerde karayosunları toprak kalitesini artırma amaçlı kullanılmaktadır. Eğrelti otlarının yetiştirilmesinde orkide ve begonya yetiştiriciliğinde sıkça kullanılmaktadır [16] Hayvancılıkta Kullanımları Japonya da Barbella pendula türü tavukçulukta B 12 vitamin kaynağı olarak uzun yıllar kullanılmaktadır. Dünya nın birçok yerinde domuz yetiştiricileri de Sphagnum türlerinden vitamin ve demir kaynağı olarak yararlanmaktadır [16].

26 Yakıt Olarak Kullanılmaları Sphagnum tarafından oluşturulan bataklık kömürü (turba) çok uzun yıllardır yakıt olarak kullanılmaktadır. Kanada daki bataklık kömürü rezervlerinin ülkedeki odun ve petrol rezervlerinden daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Ekologlar tarafından yapılan araştırmada Sphagnum un jenerasyonu yenileme hızı oldukça tatminkârdır ve bu nedenle yenilebilir enerji kaynağı olarak adlandırılmıştır [16] Gıda Olarak Kullanımları Karayosunlarının gıda olarak kullanımı yaygın değildir. Karayosunları daha çok baharat olarak kullanılmaktadır. Ayrıca viski yapımında lezzet sağlaması amacıyla Sphagnum türlerinin kullanıldığı bilinmektedir [16] İnşaat Sektöründe Kullanımları Karayosunları tüm dünyada özellikle odun ve diğer materyallerin bulunmadığı ya da çok pahalı olduğu yerlerde inşaat malzemesi olarak kullanılmıştır. Filipinler de karayosunları günümüzde hala dolgu malzemesi olarak kullanılmaktadır. Sphagnum ses ve ısı izolasyonu için evlerde ve soğuk hava depolarında kullanılmaktadır. Karayosunların binalarda ısı dengesinin sağlanması, izolasyon için uygun olması, küf tutmaması, ev içi hava kalitesinde artış sağlaması ve ucuz olması nedeniyle inşaatlarda tercih edilen bir malzemedir [16] Kozmetik Sektöründe Kullanımları Polytrichum dan elde edilen bir yağ saç bakım setlerinde saç güçlendirici olarak kozmetik sanayinde kullanılmaktadır. Ayrıca Sphagnum un işlenmesi ile tuvalet kağıdı olarak kullanımı yaygın olmasa da uygulanmaktadır. Sphagnum türleri ve Dicranum scoparium dünyanın birçok yerinde bebek bezi olarak kullanılmıştır. Su emme kapasitesi ve hijyenik oluşu bu kullanımda tercih edilmesinin sebebidir. Günümüzde bile Sphagnum Johnson&Johnson tarafından üretilen çocuk bezlerinde kullanılmaktadır [16].

27 Karayosunlarının Tıbbi Amaçlı Kullanımları Bitkilerden elde edilen ikinci metabolitler uzun zamandan beri ilaç olarak kullanılmaktadır ve bu doğal ürünlere talep gün geçtikçe artmaktadır. İnsanlar, yüksek bitkilerden elde edilen maddeleri geniş alanlarda değerlendirmelerine rağmen karayosunundan elde maddeler yüksek bitkiler kadar ilgi görmemiştir [20]. Buna karşın Bryofitler medikal bitki olarak Çin, Avrupa, Kuzey Amerika da kullanıldıkları kayıtlarda mevcuttur [21]. Çin, Avrupa ve Kuzey Amerika da karayosunlarının tıbbi olarak kullanıldığını belirten birçok kaynak vardır [12]. 400 yıl önce Çin de Fissidens ve Polytrichum türleri diüretik ve saç büyütme amaçlı kullanılmıştır [21]. Geleneksel tıpta 40 karayosunu türü; kardiyovasküler sistem, tonsillit, bronşit, orta kulak iltihabı, sistit, yanık, cilt hastalıklarında kullanılıyordu [8]. Çin de tarih boyunca kullanılan karayosunlu örnekler, Rhadobryum roseum kardiyovasküler ve nörolojik rahatsızlıkların tedavisinde, P.commune enflamatuar olarak, Haplocladium microphyllum bronşit tedavisinde kullanılmıştır [16]. Bunlara ek olarak karayosunları Çin kültüründe göz hastalıkları için de kullanılmıştır [22]. Karayosunlarının Çin, Avrupa ve Kuzey Amerika da bakteri, mantar, salyangoz, böcek ve yılan saldırılarına karşı kullanımına da rastlanmaktadır [23]. Sphagnum cinsi karayosunu türleri dünya savaşları sırasında yaralı askerlerin kanamasını durdurma, mikroorganizmalara karşı antibiyotik aktivitesi olarak kullanılmıştır [24]. Mnium türleri Çöl Hintlileri tarafından yanık ağrılarını hafifletmek için kullanılmıştır [25]. Karayosunlarının külleri yağ ve bal ile karıştırılarak Himalaya bölgesinde kesikler, yanıklar ve yaralar için merhem olarak kullanılmıştır [26]. Kuzeyde yaşayan Hintlilerinin karayosunlarını çıban, egzema, kesik, ısırma ve yanıklar için merhem olarak kullandıkları bilinmektedir [27]. Karayosunları çürükler ve yaralar için, bir örtü olarak veya kırık kemiklerin düzeltilmesinde atel dolgusu olarak kullanılmıştır [12]. Kuzey Amerika Kızılderilileri Bryum, Mnium, Philonotis spp. ve Polytrichum juniperinum türlerini yanıkların, eziklerin, yaraların tedavilerinde, Fransa da ise M.polymorpha türleri idrar söktürücü olarak kullanılmaktadır [21]. Mikroorganizmalar doğal ve sentetik antibiyotiklere karşı direnç kazanarak bulaşıcı hastalıklara karşı savaş yaparlar. Bu direnç kazanmayı önlemek için bilim adamları yeni

28 16 antimikrobiyal maddeleri keşfetmeye başladılar. Doğal orjinli bitkilerin ilaç olarak geliştirilip kullanılmasıyla çeşitli hastalıkların tedavisi arttı. Karayosunlarının mantar ve prokoryatik hücrelere karşı antibiyotik etkisi kabul edilmiştir [4]. Karayosunları, basit arazi bitkileri olarak adlandırılan, anatomik engelleri daha az, sekonder metabolitleri antimikrobiyal etki gösteren savunma mekanizmasına sahip bitkilerdir [28]. Birçok karayosunu türünün çürümesinde bakterilerin önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Bunun nedeni karayosunlarının üretmiş olduğu antibiyotiklerdir [12]. Sphagnum un antimikrobiyal etkisi nedeniyle yanıklarda ve böcek ısırıklarında kullanımı günümüzde dahi yaygındır. Yapılan bilimsel araştırmalar antimikrobiyal anlamda yoğun etkisi bulunan karayosunlarının Atrichum, Dicranum, Mnium, Polytrichum ve Sphagnum olduğu belirtilmiştir. Antiviral çalışmalalar göstermişki Sphagnum ve Camptothecium ekstraktlarının Herpes simplex (1-2) ve Polioviruslere karşı etkili olduğu bulunmuştur. Antifungal çalışmalar ise birçok karayosunu türünün antifungal etki gösterdiğini göstermekle birlikte, bu etkinin H.cupressiforme de en yoğun olduğu gözlemlenmiştir. Antitümör etki konusunda günümüzde çalışmalar hala devam etmektedir. P. juniperum türünden elde edilen ekstraktın sarkoma-37 ye karşı etkili olduğu fare deneylerinde ortaya çıkarılmıştır [16]. Karayosunlarının bazı hastalık ve yaraların tedavisinde geçmişte kullanıldığı göz önüne alındığında, antimikrobiyal aktivite gösteren karayosunu türlerinin analiz edilip, antimikrobiyal aktiviteye neden olan maddelerin saflaştırılması ve bu maddelerin ilaç tasarımında yapılması, ileride önemli olacaktır [12]. Bu ilerlemenin yapılması için, olabildiğince fazla karayosunu türleri kullanılarak ekstraksiyonlar hazırlanmalı, bu ekstraksiyonların antimikrobiyal etkisi değişik bakteri örnekleri üzerinde denenmelidir. Bunun için antimikrobiyal aktivitiye neden olan etken maddenin saflaştırılması ve saflaştırılan etken maddenin açıklanması yeni ilaç geliştirilmesinde önemli olacaktır Karayosunlarının Antimikrobiyal Aktivitelerine Bağlı Kullanım Alanları Sargı Bezi Sphagnum cinsine ait karayosunları hem ucuz, hem de kolay bulunabilir olmaları nedeniyle I. Dünya Savaşı sırasında yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Çünkü bu dönemde pamuk kıtlığı yaşanmış bu durum pamuk fiyatlarında artışa neden olmuştur. Bundan dolayı bazı ülkeler (İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada) yara bandajı olarak

29 17 pamuk yerine Sphagnum u tercih etmiştir. Daha sonraki yıllarda, Sphagnum un incelenmesi sonucunda çeşitli bakım ürünlerinin üretilmesinde, sağlık sektöründe ve emici materyal olarak da kullanılabileceği açığa çıkmıştır [12]. Şekil 2.7. Bir grup gönüllü topladıkları Sphagnum ları dizerken [12] Ticari Ürünler Bryofitler, antiseptik maddeler içerir. Ayrıca iyi bir emici olup aynı zamanda da çevre dostudurlar. Bu özelliklerinden dolayı çocuk bezi, cerrahi sargı bezi, dezenfektan, bebek kremi gibi piyasada yer alan birçok üründe yaygın olarak kullanılmaktadırlar [12] Biyofiltrasyon Bryofitler içerisinde özellikle karayosunları şehir ve endüstriyel alanların hava ve su kirliliği haritalarının ortaya çıkarılmasında kullanılmaktadırlar. Karayosunlarının bu amaçla kullanılmalarını sağlayan özellikleri su gereksinimlerini kendilerini çevreleyen ortamdan sağlamaları ve basit yapılı olmalarıdır. Çevrelerindeki değişikliklerden doğrudan etkilendiklerinden likenler ile birlikte kirlilik için indikatör olarak değerlendirilmektedirler [12]. Ayrıca karayosunları atık suların arıtılmasında da kullanılırlar. Biyofiltrelerin çevre dostu olmaları nedeniyle son zamanlarda Kanada,

30 18 Amerika ve Avrupa daki kullanımı artmıştır. Bu amaçla kullanılan biyofiltrelerden biri de Ecoflo biyofiltresidir. Yapısında ince fiberglass korumalar ve işlenmiş karayosunları yer alır. Bu biyofiltre, günde litreye yakın atık suyu süzebilme kapasitesine sahiptir [12] Karayosunlarından Elde Edilen Droglar İlaç haline getirilebilen biyolojik, anorganik veya sentetik kökenli bütün ilkel maddeler drog olarak kullanılmaktadır. Karayosunlarından ciğerotunun yaprakları Herba Hepaticae fontinalis adı altında eskiden karaciğer hastalığına karşı kullanılmıştır. Sphagnum cinsinin bileşiminde bulunan sfagnol antiseptik etki gösterir. P. commune (Polytrichaceae) tallusları Herba Adianti aurei isimli droğu verir. Bu drog; tanen, reçine ve yağ içerir. Astrenjan, diyaforetik ve tonik olarak kullanılır. P.juniperinom un talluslarından elde edilen Herba Polytrichi juniperinae ise diüretik etkilidir [15] Karayosunlarında Antimikrobiyal Aktiviteye Neden Olan Metabolitler Primer metabolitler, hemen hemen bütün yaşayan organizmalar için zorunlu sayılır ve primer metabolizma reaksiyonlarından türer. Bunlar arasında, karbonhidratlar, nükleotidler, proteinler, trikarboksilik asit devri ara ürünleri, lipidler, fotosentetik proseslerin yaygın pigmentleri ve lignin sayılmalıdır. Bryofitlerin primer metabolizmaları damarlı bitkilerinkine çok benzer. Hücre duvarlarında selüloz gibi esansiyal bilesikler, klorofil a, klorofil b, ana karotenoidler, nisasta, nükleik asitler, sekerler ve bazı lipidleri içerir. Bryofitlerle yapılan çalısmalarda, lignin benzeri aromatik bilesiklere, karbonhidratlara, aminoasitlere, rastlanmaktadır. Karayosunlarının yapısında bulunan sekonder bileşikler arasında aromatik bileşikler, terpenoidler ve yağ asitleri bulunmaktadır [1]. Bitkilerin çoğunluğu, fenol yapısındaki aromatik maddeler sentezler (Geissman 1963). Bu maddeler çoğu zaman mikroorganizmalar, böcekler ve herbivorlara karşı bir savunma mekanizması olarak kullanılır. Bunlardan bazıları, örneğin terpenoidler, bitkilere kokularını verirken; birçok bileşik, bitkinin tadını belirler, bazı bileşikler ise bitkilerin tıbbi amaçla kullanılmalarında rol oynar [12].

31 19 Antimikrobiyal aktivite gösteren fitokimyasallar Tablo 2.1 de verildiği gibi gruplanabilir [29]. Fenolikler Sınıf Terpenoidler, Yağlar Alkoloidler Lektinler ve Polipeptitler Poliasetilenler Tablo 2.1. Fitokimyasal gruplandırılması Basit fenoller Felonik asitler Kinonlar Flavonoidler Flavonlar Flavoneller Tanninler Komarinler Alt Sınıf Sekonder metabolitler bitkilerin temel faaliyetlerini doğrudan etkilemeyen fakat temel faaliyetlerle doğrudan ilişkili primer metabolitlere sahip bileşiklerdir [30]. Sekonder metabolitler, primer metabolitlerden biyosententetik yolla üretilmiş bitkilerdir. Sekonder metabolitlerin bitkilerdeki önemli görevleri şunlardır: 1. Kuraklık, tuzluluk, UV ışınları vs. gibi değişik çevre faktörlerinin oluşturduğu stres ortamına karşı koyma, 2. Herbivorlara (böcek, sürüngen vb.) karşı savunma, 3. Mikroorganizmalara (bakteri, mantar vb.) karşı savunma, 4. Bazı metabolik ve daha gelişmiş ekolojik işlevler [3]. Karayosunlarının yapısında bulunan sekonder bileşikler arasında aromatik bileşikler, terpenoidler ve yağ asitleri bulunmaktadır. Terpenoidlerin yanında, aromatik bilesikler bryofitlerin en önemli sekonder ürünleridir. Bryofitlerde bulunan aromatik bilesikler benzoik ve sinnamik asit türevleri, fenoleterler, alkilfenoller, fenilglikozitler, bisbibenziller, bisbibenzil dimerleri, stilbenler, fenantrenler, naftalenler, asetofenonlar, lignanlar, flavonoidler, kumarinler, isokumarinler, komestanlar, benzonaftoksantenonlar sayılabilir. Flavonoidler, boynuzotlarında bilinmese de, bryofitlerde en yaygın gözlenen fenoliklerdir. Bryofitlerde bulunan flavonoid türleri, flavon aglikonlar ve glikozitler,

32 20 flavonol aglikonlar ve glikozitler, antosiyaninler ve türevleri, auronlar, biflavonoidler, flavanonlar, dihidrokalkonlar, dihidroflavonoller, izoflavonlar, triflavonlar şeklinde sıralanabilir [29]. Tablo 2.2. Karayosunlarının sekonder metabolitleri [30]. Bileşik Sınıfları Karayosunları Terpenoidler + Aromatik bileşikler ++ Nitrogen içeren bileşikler (+) Sülfür içeren bileşikler - Klor içeren bileşikler - Not: ++>100 bileşik; bileşik; (+) <10 bileşik Tablo 2.3. Karayosunlarında bulunan terpenoidler ve sayısal dağılımları [30]. Terpenoid Sınıfları Karayosunları Monoterpenler 3 Sesquiterpenler 9 Diterpenler 4 Triterpenler 25 Steroidler 10 Tetraterpenler 28 Politerpenler + Tablo 2.4. Karayosunlarında bulunan aromatik bileşikler [30]. Bileşik Sınıfları Karayosunları Benzoik ve sinnamik asit türevleri + Fenoleter, alkilfenol, fenilglikozit - Bibenzil, bisbibenzil, bisbibenzil (+) dimerleri, stiben ve ilişkili bileşikler Fenantrenler - Naftalinler - Asetofenonlar - Lignanlar - Flavonoidler ++ Kumarinler, izokumarinler, kumestan + Benzonaftoksantenon (+) Not: ++>100 bileşik; bileşik; (+) <10 bileşik

33 Karayosunlarının Antimikrobiyal Aktivitesinin İncelenmesi Richardson (1981) un belirttiği gibi birçok karayosunu türünün çürümesinde bakterilerin önemli bir rol oynamadığı bilinmektedir [31]. Bunun nedeni, karayosunlarının üretmiş olduğu antibiyotiktir. Yapılan araştırmalarda bazı türlerin (ör. Sphagnum cinsine ait türlerin) yüksek antibiyotik aktivitesine sahip olduğu görülürken, bazı türlerin, örneğin Funaria hygrometreca nın, ise test edilen bakteri ve mantar türlerine karşı aktivite göstermediği görülmüştür. Bu durumun, türün yaşadığı habitatla ilgili olduğu düşünülmektedir. F.hygrometreca türü, yangın sonrasında gelişmeye açık alanlara yerleşir. Bu alanlarda rekabet edeceği çok az sayıda canlı olduğu için antibiyotik sentezleme özelliğinin bulunmadığı düşünülmektedir [12]. Karayosunlarının bazı hastalıkların ve yaraların tedavisinde yüzyıllardır kullanıldığı göz önüne alındığında, antimikrobiyal aktivite gösteren karayosunu türlerinin analiz edilip, antimikrobiyal aktivitiye neden olan maddelerin saflaştırılması ve bu maddelerin kullanılarak ilaç tasarımlarının yapılması çok önemli olacaktır [12]. Bunun için yapılması gereken, öncelikle olabildiğince fazla karayosunu türü kullanılarak ekstraksiyonlar hazırlanmalı, bu ekstraksiyonların antimikrobiyal etkisi geniş bir yelpazede yer alan değişik suşlar üzerinde denenmelidir[12]. Antimikrobiyal etki gösteren karayosunu türlerinde, antimikrobiyal aktiviteye neden olan etken maddenin saflaştırılması ve daha sonra bu maddenin tespit edilmesi çalışmaların devamı için çok önemli olacaktır. Saflaştırılan aktif maddenin aktivite mekanizmasının açıklanması da ilaç tasarımı için önemli adımlardan biri olacaktır [12] Karayosunlarnın Antimikrobiyal Aktivitesinin İncelenmesinde Kullanılan Bazı Mikroorganizmalar ve Özellikleri Bakteriler Escherichia coli Enterobacteriaceae familyasına bağlı Escherichia cinsi içerisinde yer alan gram negatif çomaklardır. Çomak şeklinde, sporsuz, hareketli, fakültatif anaerobik bir bakteridir. MacConkay agarda pembe, EM3 agarda metalik koloniler oluşturur. Birçok karbonhidratı (laktoz, mannitol, glukoz) asit ve gaz oluşturarak fermente eder.

34 22 Nörotoksinler, endotoksin ve sitotoksik nekroz adlı toksin üretirler. Fiziksel ve kimyasal antibiyotiklere karşı oldukça dirençlidir. Fenol ve kreosol gibi dezenfektanlara da direnç gösterirler. Bağırsak florası içinde yer alan bu bakteri canlının savunma gücünün azaldığı durumlarda doku ve kana yayılarak enfeksiyon yapma özelliğindedirler. Hasta ve sağlıklı hayvan ve insanların bağırsağında yaşarlar. E.coli gastrointestinal sistemde yüksek miktarda bulunur ve bakteriyel enfeksiyon, neonatal menenjit, üriner sistem enfeksiyonu ve gastroenterite neden olur [32] Salmonella Fakültatif anaerob Enterobacteriaceae grubu üyesidir. Basil şeklinde peritrin kirpikleri aracılığı ile hareketli, sporsuz, kapsülsüz, gram negatif, aerop ve ya fakültatif anaerop üreyebilen bir bakteridir. Genellikle S tipi koloniler yaparlar. Serolojik testler için özgül antijenlerin hazırlanmasını sağlarlar. Salmonella farklı klinik tablolar gösteren ve dünyanın her bölgesinde görülebilen enfeksiyonlara yol açar. Tifo, paratifo ve besin zehirlenmelerinde yol açar [32]. Şekil 2.8. Salmonella [5] Şekil 2.9. Escherichia coli [5] Pseudomonas aeruginosa Pseudomonaceae familyasına bağlı Pseudomonas cinsi bakteriler gram negatif çomaklardır. Gram negatif, aerobik hareket edebilen çubuk şeklinde bakterilerdir. Genellikler tek hücre olmalarına rağmen ara sıra birkaç hücrenin birleşerek kısa

35 23 zincirler oluşturduğu görülmektedir. İnsanlarda patojenlerdir. P.aeruginosa bilhassa bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda solunum ve idrar yollarında enfeksiyona neden olurken, yanıklar ve açık yaralar için fırsatçı patojen olarak nitelendirilmektedir. Kanda da enfeksiyon yapabilmektedir [32] Bacillus cereus Gram pozitif düz veya düze yakın hücrelerdir. Aerobik veya fakültatif anaeroplardır. Peritrik flagellalı ve flagellaları hareketlidir. Çok sıcak derecelerde bile canlı kalırlar. Genelde beyaz ve krem renkli kolonilere sahiptir. Karbon kaynağı olan organik asit, şeker ve alkol içeren; nitrojen kaynağı olarak da amonyum bulunduran sentetik ortamlarda çok iyi gelişirler. Toprak, su, süt tozunda bulunur. Sütün bozulmasına yol açar ve insanlarda besin zehirlenmesine yol açabilir. Ayrıca özellikle direnci kırılmış kimselerde selülit, göz içi enfeksiyonları, menenjit, akciğer ve böbrek enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları gibi hastalıklara da yol açar [32]. Şekil P. aeruginosa [5] Şekil B. cereus [5] Staphylococcus aureus Pigmentli, fakültatif anaerop çoğunlukla aerop üreyen, koagülaz ve hemoliz pozitif, mannitol, sukroz, maltoz ve trehalozdan asit yapabilen, %10 NaCI da üreyebilen, alfa toksin yapabilen, Novobiocin e duyarlı, sporsuz, hareketsiz ve kapsülsüzdür. Bu mikroorganizmalar deri ve mukozal yüzeylerin florasında normal olarak bulunmaktadır [32]. Vücuda girdiğinde bazı hastalıklara neden olur. Bu hastalıklardan bazıları

36 24 yanıklar, selülit, çıban, apse, ciltte kabartılar gibi basit deri enfeksiyonu olabildiği gibi pnömoni, menenjit, toksik şok sendromu ve septisemi gibi daha ciddi hastalıklar da olabilir. S.aureus bakterilerinin günümüz için en önemli yönleri kullanılmakta olan kemoterapötik maddelerin birçoğuna hızla dayanıklılık kazandırılmalarıdır. Bu nedenle eskiye oranla enfeksiyonlarına daha sık rastlanılmaktadır [5]. Şekil S. aureus bakterisi [33] Mayalar Candida albicans C.albicans enfeksiyonları ağız yoluyla bulaşabildiği gibi genital yollada bulaşabilir. C.albicans insanın normal florasında bulunup ağız ve sindirim sisteminde bulunur. Sindirim sistemindeki görevi başka patojenlerin çoğalmasını engellemektir. Sağlıklı kadınların vajinasında da bulunur. C.albicans vücudun diğer çevreye açık ve nemli dokularında aşırı çoğalırsa kandidoza yol açabilir. Kandidoz kanla ve genital yolda da oluşabilir. Hastanelerde bulaşan mantar enfeksiyonunun en genel sebebidir. Zayıf immün sisteme sahip hastalarda önemli sonuçlara neden olmaktadır [32].

37 25 Şekil C. albicans [34] Saccharomyces cerevisiae Tomurcuklanan bir maya türü olup eski çağlardan beri bira, şarap ve ekmek yapımında kullanılmıştır. S.cerevisiae, kalın bağırsak iltihabına (kolit) neden olan Clostridium difficile bakterisinin biyolojik kontrolünde bir probiyotik katkı olarak kullanılır. Çok hasta insanlarda bu uygulamanın sistemik maya iltihabına yol açabileceği gözlemlenmiştir [34]. Şekil S. cerevisiae [35]

38 Karayosunlarının Antimikrobiyal Aktivitesinin Ölçülmesinde Kullanılan Çözücüler Cowan (1999) nın yaptığı çalışmalara göre bazı bitkiler mikroorganizmalar üzerine etkilidir. Bu bitkilerden çeşitli maddeler elde edildiğinde bu maddelerin çoğunun aromatik bileşik ya da doymuş organik yapıda olduğu tespit edilmiştir. Buna bağlı olarak da aktif maddelerin metil alkol ve etil alkol gibi çözücülerle rahatlıkla ekstrakte edilebileceği ortaya konmuştur [29]. Karayosunlarının bileşiminde aromatik bileşikler ve doymuş organik bileşiklerin bulunması karayosunlarının antimikrobiyal aktivitesini ölçerken spesifik çözücülerden yararlanılması gerektiğini gösterir. Tablo 2.5. Bitkilerde bulunan aktif maddelerin ekstraksiyonu için kullanabilecek çözücüler [29] Su Etil Alkol Metil Alkol Kloroform Eter Antosiyanin Tanninler Antosiyaninler Terpenoidler Alkaloidler Nişasta Polifenoller Terpenoidler Flavonoidler Terpenoidler Tanninler Poliasetilenler Saponinler Komarinler Saponinler Flavonol Tanninler Yağ Asitleri Terpenoidler Terpenoidler Ksantoksilenler Polipeptitler Steroller Totarol Lektinler Alkaloidler Kuasinoidler Propolis Laktonlar Flavonlar Fenonlar Polifenoller Bu çözücülere ek olarak, bitkilerden aktif maddelerin ekstraksiyonunda n-hekzan, etil asetat, benzen ve aseton da kullanılmaktadır [12]. Karayosunlarının antimikrobiyal aktivitesinin incelenmesi ile ilgili çalışmalar incelendiğinde ekstraksiyon sırasında kullanılan bitki örneği/çözücü oranının çok değişken olduğu gözlenmiştir. Bu farklılığın nedeni kullanılan örneğin karakteristik özellikleri ile ilgili olabileceği düşünülebilir. Yapılan araştırmalar incelendiğinde genellikle kloroform, etil alkol, metil alkol ve aseton özütleri kullanılmıştır.

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

Ekosistem Ekolojisi Yapısı Ekosistem Ekolojisi, Ekosistemin Yapısı Ekosistem Ekolojisi Yapısı A. Ekoloji Bilimi ve Önemi Ekoloji canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle olan etkileşimlerini inceleyen bilim dalıdır. Günümüzde teknolojinin

Detaylı

SEKONDER METABOLİTLER

SEKONDER METABOLİTLER SEKONDER METABOLİTLER Primer bileşikler=karbohidrat+lipid+protein Sekonder bileşikler-dağılımları sınırlı Savunma, korunma, uyum, yaşamı sürdürme, nesli devam ettirme Patojen ve herbivorlara karşı koruma

Detaylı

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ Ekosistem, birbiriyle ilişkili canlı ve cansız unsurlardan oluşur. Ekosistem, bu unsurlar arasındaki madde ve enerji dolaşımı ile kendini besler ve yeniler. Madde döngüsü

Detaylı

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres nedir? Olumsuz koşullara karşı canlıların vermiş oldukları tepkiye stres denir. Olumsuz çevre koşulları bitkilerde strese neden olur. «Biyolojik Stres»: Yetişme

Detaylı

ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri

ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri Ayrıca bitkilerin yapraklarına yeşil rengi de klorofil adı verilen bu yapılar verir. Besin Zinciri: - Aynı ekosistemde yaşayan canlıların

Detaylı

Biyofilm nedir? Biyofilmler, mikroorganizmaların canlı/cansız yüzeye yapışmaları sonucu oluşan uzaklaştırılması güç tabakalardır.

Biyofilm nedir? Biyofilmler, mikroorganizmaların canlı/cansız yüzeye yapışmaları sonucu oluşan uzaklaştırılması güç tabakalardır. Biyofilm nedir? Biyofilmler, mikroorganizmaların canlı/cansız yüzeye yapışmaları sonucu oluşan uzaklaştırılması güç tabakalardır. Birbirine bağlı bu hücreler genellikle kendilerince üretilen hücre dışı

Detaylı

T.C. NİĞDE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOLOJİ ANA BİLİM DALI BAZI BRYOFİT TÜRLERİNİN ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTESİNİN BELİRLENMESİ

T.C. NİĞDE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOLOJİ ANA BİLİM DALI BAZI BRYOFİT TÜRLERİNİN ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTESİNİN BELİRLENMESİ NİĞDE ÜNİVERSİTESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ P.TEKERLEK,2013 FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. NİĞDE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOLOJİ ANA BİLİM DALI BAZI BRYOFİT TÜRLERİNİN ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTESİNİN

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ BAZI KARAYOSUNU TÜRLERİNİN ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTESİNİN BELİRLENMESİ. Ergin Murat ALTUNER

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ BAZI KARAYOSUNU TÜRLERİNİN ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTESİNİN BELİRLENMESİ. Ergin Murat ALTUNER ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ BAZI KARAYOSUNU TÜRLERİNİN ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTESİNİN BELİRLENMESİ Ergin Murat ALTUNER BİYOLOJİ ANABİLİM DALI ANKARA 2008 Her hakkı saklıdır TEZ

Detaylı

Mikroorganizmalar gözle görülmezler, bu yüzden mikroskopla incelenirler.

Mikroorganizmalar gözle görülmezler, bu yüzden mikroskopla incelenirler. 10. Sınıf Enfeksiyondan Korunma 2.Hafta ( 22-26 / 09 / 2014 ) ENFEKSİYON ETKENLERİNİN SINIFLANDIRILMASI 1.) BAKTERİLER 2.) VİRÜSLER Slayt No : 2 Mikroorganizmaların Sınıflandırılması ; a.) Sayısal Yöntem,

Detaylı

KARANFİL YAĞININ ANTİ-BAKTERİYEL VE SERBEST RADİKAL TUTUCU ANTİ- OKSİDAN ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ

KARANFİL YAĞININ ANTİ-BAKTERİYEL VE SERBEST RADİKAL TUTUCU ANTİ- OKSİDAN ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ KARANFİL YAĞININ ANTİ-BAKTERİYEL VE SERBEST RADİKAL TUTUCU ANTİ- OKSİDAN ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Proje Ekibi GRUP MİKROP Muhammet ZOPUN Sercan FİDAN Ali SAKARYA PROJE AMACI Karanfil Yağının; Gram (+)

Detaylı

SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR

SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR Süt ve süt ürünleri mikrobiyolojisinde yararlı mikroorganizmalar temel olarak süt ürünlerinin üretilmesinde kullanılan çeşitli mikroorganizmaları tanımlamaktadır.

Detaylı

ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMAKOGNOZİ

ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMAKOGNOZİ PROGRAM KOORDİNATÖRÜ Prof. Dr. İhsan ÇALIŞ, icalis@neu.edu.tr ECZACILIK FAKÜLTESİ YÜKSEK LİSANS DERSLERİ EFG 600 Uzmanlık Alanı Dersi Z 4 0 4 EFG 601 Farmakognozi Semineri Z 0 2 0 EFG 602 Doğal Bileşik

Detaylı

BAL TANIMI BALIN BİLEŞİMİNİ OLUŞTURAN MADDELER

BAL TANIMI BALIN BİLEŞİMİNİ OLUŞTURAN MADDELER BAL TANIMI Bal, Türk Gıda Kodeksi 2000/39 sayılı Bal Tebliğinde "Bal; bal arılarının çiçek nektarlarını, bitkilerin veya bitkiler üzerinde yaşayan bazı canlıların salgılarını topladıktan sonra, kendine

Detaylı

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN EKOSİSTEM Cihangir ALTUNKIRAN Ekosistem Nedir? Bir bölge içerisinde bulunan canlı ve cansız varlıkların karşılıklı oluşturdukları sisteme ekosistem denir. Ekosistem Bileşenleri Canlı Öğeler Üreticiler

Detaylı

İlk «sarı renkli koliform» olarak 1929 da rapor edildi

İlk «sarı renkli koliform» olarak 1929 da rapor edildi Tarihçe İlk «sarı renkli koliform» olarak 1929 da rapor edildi Bebekte septisimiyaya neden olmuştur 1958 ve 1961 de İngiltere de yine iki ölümcül menenjit vakasına neden olmuştur Enterobacter sakazakii

Detaylı

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR ANTİOKSİDANLAR Aktif oksijen türevleri (ROS) normal metabolizma sırasında vücudumuzun ürettiği yan ürünlerdir. Ancak bazı dış kaynaklardan da serbest

Detaylı

CANLILAR VE ENERJİ İLŞKİLERİ

CANLILAR VE ENERJİ İLŞKİLERİ CANLILAR VE ENERJİ İLŞKİLERİ Besin Zincirindeki Enerji Akışı Madde Döngüleri Enerji Kaynakları ve Geri Dönüşüm Hazırlayan; Arif Özgür ÜLGER Besin Zincirindeki Enerji Akışı Bütün canlılar yaşamlarını devam

Detaylı

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop:  Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir. Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Gözümüzle göremediğimiz çok küçük birimleri (canlıları, nesneleri vs ) incelememize yarayan alete mikroskop denir. Mikroskobu ilk olarak bir kumaş satıcısı

Detaylı

Toprak organizmaları arasında birkaç üretici olmasına rağmen ana. bileşenleri tüketiciler, ayrıştırıcılar ve cansız maddelerdir.

Toprak organizmaları arasında birkaç üretici olmasına rağmen ana. bileşenleri tüketiciler, ayrıştırıcılar ve cansız maddelerdir. EKOSİSTEM OLARAK TOPRAK Toprak organizmaları arasında birkaç üretici olmasına rağmen ana bileşenleri tüketiciler, ayrıştırıcılar ve cansız maddelerdir. Toprağın mineral ve organik madde parçaları karasal

Detaylı

- Su hayatsal olaylar - Çözücü - Taşıyıcı - ph tamponlaması - Fotosentez - Mineral madde alınımı - YAĞIŞLAR

- Su hayatsal olaylar - Çözücü - Taşıyıcı - ph tamponlaması - Fotosentez - Mineral madde alınımı - YAĞIŞLAR OTEKOLOJİ SU - Su hayatsal olaylar - Çözücü - Taşıyıcı - ph tamponlaması - Fotosentez - Mineral madde alınımı - YAĞIŞLAR ÇİĞ VE KIRAĞI - Toprak yüzeyinin sıcaklığını kaybetmesi - Suyun yoğunlaşması - Çiy

Detaylı

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTENİN KONULARI Toprağın Oluşumu Fiziksel Parçalanma Kimyasal Ayrışma Biyolojik Ayrışma Toprağın Doğal Yapısı Katı Kısım Sıvı Kısım ve Gaz Kısım Toprağın Katmanları

Detaylı

Biyofilmler; mikroorganizmaların, biyotik veya abiyotik yüzeylere adhezyonu sonrasında oluşturdukları glikokaliks olarak da adlandırılan

Biyofilmler; mikroorganizmaların, biyotik veya abiyotik yüzeylere adhezyonu sonrasında oluşturdukları glikokaliks olarak da adlandırılan Biyofilmler; mikroorganizmaların, biyotik veya abiyotik yüzeylere adhezyonu sonrasında oluşturdukları glikokaliks olarak da adlandırılan ekstraselluler matriks içinde, birbirlerine yapışarak meydana getirdikleri

Detaylı

Saprolegnia (Su Küfü)

Saprolegnia (Su Küfü) MYCOPHYTA Saprolegnia (Su Küfü) Yaygın bir su küfü olup, türleri tatlı sularda ve ıslak topraklarda yaşarlar. Saprofit olarak sulardaki ölü böcekler, balıklar, kurbağa yavruları ve diğer su hayvanlarının

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 46. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-6 PROTİSTA ALEMİ

ADIM ADIM YGS-LYS 46. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-6 PROTİSTA ALEMİ ADIM ADIM YGS-LYS 46. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-6 PROTİSTA ALEMİ PROTİSTA ALEMİ Koloni, tek ve çok hücreli ökaryot canlıların bir arada bulunduğu karışık bir gruptur. Protista alemindeki canlılar

Detaylı

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler) Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler) Başak Avcıoğlu Çokçalışkan Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Biraz ekolojik bilgi Tanımlar İlişkiler

Detaylı

GIDALARDA ÖNEMLİ MİKRO ORGANİZMALAR: Gıdalarda önem taşıyan mikroorganizmalar; bakteriler, funguslar (maya-küf) ve virüslerdir.

GIDALARDA ÖNEMLİ MİKRO ORGANİZMALAR: Gıdalarda önem taşıyan mikroorganizmalar; bakteriler, funguslar (maya-küf) ve virüslerdir. GIDALARDA ÖNEMLİ MİKRO ORGANİZMALAR: Gıdalarda önem taşıyan mikroorganizmalar; bakteriler, funguslar (maya-küf) ve virüslerdir. Bu mikroorganizmalardan; bakteriler ve funguslar gıdalarda çoğalarak gıdaların

Detaylı

milyon yıl önce. 500 milyon yıl önce. 385 milyon yıl önce MBG-112 GENEL BİYOLOJİ II TOHUMSUZ BİTKİLER. Doç. Dr. Yelda Özden Çiftçi

milyon yıl önce. 500 milyon yıl önce. 385 milyon yıl önce MBG-112 GENEL BİYOLOJİ II TOHUMSUZ BİTKİLER. Doç. Dr. Yelda Özden Çiftçi MBG-112 GENEL BİYOLOJİ II TOHUMSUZ BİTKİLER Doç. Dr. Yelda Özden Çiftçi 1.2 milyon yıl önce Siyanobakteriler Protistler 500 milyon yıl önce Küçük bitkiler Mantar ve hayvanlar Uzun bitkiler 385 milyon yıl

Detaylı

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir

Detaylı

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA 6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA 1 METABOLİZMA Hücrede meydana gelen tüm reaksiyonlara denir Anabolizma: Basit moleküllerden kompleks moleküllerin sentezlendiği enerji gerektiren reaksiyonlardır X+Y+ENERJİ

Detaylı

Gıda zehirlenmeleri neden önemlidir?

Gıda zehirlenmeleri neden önemlidir? GIDA KAYNAKLI İNTOKSİKASYON VE ENFEKSİYONLAR Gıda zehirlenmesi nedir? 1 2 İNTOKSİKASYON TİPİ GIDA ZEHİRLENMESİ Bazı bakteriler gıda üzerinde gelişerek toksin üretirler ve toksin içeren gıdanın tüketilmesi

Detaylı

Çevre Biyolojisi

Çevre Biyolojisi Çevre Biyolojisi 115-02 Bölüm 03-02 Temel Ekolojik Kavramlar ve Süreçler Çağatay Tavşanoğlu 2017-2018 Güz Biyojeokimyasal döngüler ve madde geri kazanımı Ekosistem boyunca enerji akışı tek yönlü bir süreçtir

Detaylı

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri On5yirmi5.com Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri Bir bölgedeki canlı varlıklarla cansız varlıkların oluşturduğu bütünlüğe ekosistem denir. Ekosistemdeki canlı ve cansız varlıklar birbiriyle

Detaylı

-Kloroplast ve mitokondri bulunmaz fakat bu organellerde bulunan aynı bulunur.

-Kloroplast ve mitokondri bulunmaz fakat bu organellerde bulunan aynı bulunur. BAKTERİLER GENEL ÖZELLİKLERİ: -Prokaryot hücre yapılı, tek hücreli canlılardır. -Halkasal DNA ya sahiptirler. Bazı bakterilerde plazmit bulunur. Plazmit: Küçük ve halka şeklinde DNA parçacıklarıdır. Bakterilerin

Detaylı

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00 ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ Sıra No: SULAMA SUYU ANALİZLERİ: 2014 FİYATI 1 ph 14,00 2 Elektriksel İletkenlik 14,00 3 Sodyum (Na)

Detaylı

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI Dünyamızda o kadar çok canlı türü var ki bu canlıları tek tek incelemek olanaksızdır. Bu yüzden bilim insanları canlıları benzerlik ve farklılıklarına göre sınıflandırmışlardır.

Detaylı

1.10.2015. Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL

1.10.2015. Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL Kömür ve Doğalgaz Öğr. Gör. Onur BATTAL 1 2 Kömür yanabilen sedimanter organik bir kayadır. Kömür başlıca karbon, hidrojen ve oksijen gibi elementlerin bileşiminden oluşmuş, diğer kaya tabakalarının arasında

Detaylı

BESİN HİJYENİ VE TEKNOLOJİSİ ANABİLİM DALI ANALİZ FİYAT LİSTELERİ

BESİN HİJYENİ VE TEKNOLOJİSİ ANABİLİM DALI ANALİZ FİYAT LİSTELERİ BESİN HİJYENİ VE TEKNOLOJİSİ ANABİLİM DALI ANALİZ FİYAT LİSTELERİ I- İÇME SUYU ANALİZİ A- Kimyasal Analiz FİYAT 1 ph 20.00 TL 2 Klorür (klorid) 30.00 TL 3 Serbest Klor 35.00 TL 4 Total Sertlik 40.00 TL

Detaylı

ENTERİK BAKTERİLER. Enterik bakteriler barsak florasında bulunan bakterilerdir

ENTERİK BAKTERİLER. Enterik bakteriler barsak florasında bulunan bakterilerdir 12.Hafta:Enterik Bakteriler ENTERİK BAKTERİLER Enterik bakteriler barsak florasında bulunan bakterilerdir Barsakta yaşayan enterik bakterilerin en klasiği E- coli dir ve non-patojendir.yine barsakta yaşayan

Detaylı

GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR. Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır.

GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR. Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır. GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır. Gıda Enfeksiyonu: Patojen bir m.o ile kontamine olmuş bir gıdanın yenmesi sonucu oluşan

Detaylı

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Hazırladığımız bu yazıda; organik bileşikler ve organik bileşiklerin yapısını, canlılarda bulunan organik bileşikleri ve bunların görevlerini, kullanım alanlarını, canlılar

Detaylı

Komplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni çoklu dirençli patojenlerin bakteriyofaj duyarlılıklarının araştırılması

Komplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni çoklu dirençli patojenlerin bakteriyofaj duyarlılıklarının araştırılması Komplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni çoklu dirençli patojenlerin bakteriyofaj duyarlılıklarının araştırılması Aycan Gundogdu, Ph.D. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim

Detaylı

A. TOHUMLU BİTKİLERİN TEMEL KISIMLARI

A. TOHUMLU BİTKİLERİN TEMEL KISIMLARI Bitkilerin Yapısı Biyoloji Ders Notları A. TOHUMLU BİTKİLERİN TEMEL KISIMLARI Karasal bitkiler iki organ sistemine sahiptir. Toprakların su ve mineral alınmasını sağlayan toprak altı kök sistemi ve gövde,

Detaylı

ECF202 FARMASÖTİK BOTANİK. Dersin Amacı:

ECF202 FARMASÖTİK BOTANİK. Dersin Amacı: ECF202 FARMASÖTİK BOTANİK Bu ders kapsamında, ilaç etken maddesi taşıyan tıbbi bitkiler ve bunların çeşitli organlarından elde edilen droglar, kapsadıkları etken maddelerle, kullanıldığı yerler hakkında

Detaylı

Doğal Bileşikler ve Yeni İlaçların Keşfindeki Önemi

Doğal Bileşikler ve Yeni İlaçların Keşfindeki Önemi Doğal Bileşikler ve Yeni İlaçların Keşfindeki Önemi Doç. Dr. Ömer KOZ HO Bursa Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü HO BTÜ, 2014-2015 Güz Yarıyılı Seminerleri «Perşembe Seminerleri» 20 Kasım 2014 Bursa Başlıklar:

Detaylı

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı

Detaylı

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER 1. Vankomisin Vankomisin, Nocardia Orientalis in (eskiden Streptomyces orientalis olarak bilinen) belli suşlarından elde edilen amfoterik

Detaylı

Kanatlı. Hindilerde salmonellanın başarıyla azaltılması

Kanatlı. Hindilerde salmonellanın başarıyla azaltılması Hindilerde salmonellanın başarıyla azaltılması KONU İLGİ Hindilerde pozitif salmonella koşullarında Fysal Fit-4 ve Selko-pH uygulamasının ardından kalan salmonella miktarının araştırılması Hindilerde salmonella

Detaylı

Ġ.Ü. MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ

Ġ.Ü. MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ Ġ.Ü. MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ Çevre Mikrobiyolojisi Dersi Laboratuvar Uygulama 6 BOYAMA TEKNİKLERİ Mikrobiyolojide çeşitli organizmaları ve bunların farklı bölgelerini boyamak için

Detaylı

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK ÇEVRE KORUMA ÇEVRE Öğr.Gör.Halil YAMAK 1 Çevre Kirlenmesi İnsanoğlu, dünyada 1,5 milyon yıl önce yaşamaya başlamıştır. Oysa yer küre 5,5 milyar yaşındadır. Son 15 yıl içinde insanoğlu, doğayı büyük ölçüde

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 47. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-7 MANTARLAR ALEMİ

ADIM ADIM YGS-LYS 47. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-7 MANTARLAR ALEMİ ADIM ADIM YGS-LYS 47. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-7 MANTARLAR ALEMİ MANTARLAR (FUNGİ) ALEMİ Genellikle çok hücreli olan ökaryot canlılardır. Kloroplastları yoktur. Bu nedenle fotosentez yapamazlar.parazit

Detaylı

İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı

İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı F. Elçin Erkurt, Behzat Balcı, E. Su Turan Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Giriş Su, tüm canlılar için en önemli

Detaylı

Kateter İnfeksiyonlarında Mikrobiyoloji Doç. Dr. Deniz Akduman Karaelmas Üniversitesi it i Tıp Fakültesi İnfeksiyon hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D Kateter infeksiyonlarında etkenler; kateter

Detaylı

Fesleğenin (ocimum bacilicum) Antibakteriyel Etkisinin Araştırılması. Grup Ege

Fesleğenin (ocimum bacilicum) Antibakteriyel Etkisinin Araştırılması. Grup Ege Fesleğenin (ocimum bacilicum) Antibakteriyel Etkisinin Araştırılması Grup Ege Gülsüm UYAR Yalçın KABAK Proje Fikrinin Ortaya Çıkışı Fesleğenden sinek kovucu sprey yapalım! Toplu taşıma araçlarında kullanılacak

Detaylı

Staphylococcus Gram pozitif koklardır.

Staphylococcus Gram pozitif koklardır. Staphylococcus Gram pozitif koklardır. 0.8-1µm çapında küçük, yuvarlak veya oval bakterilerdir. Hareketsizdirler. Spor oluşturmazlar ve katalaz enzimi üretirler. Gram boyama Koagülaz, alfatoksin, lökosidin,

Detaylı

Canlıların birbirleriyle ve yaşadıkları ortamla olan ilişkisini inceleyen bilim dalıdır.

Canlıların birbirleriyle ve yaşadıkları ortamla olan ilişkisini inceleyen bilim dalıdır. EKOLOJİK BİRİMLER *Ekoloji: Canlıların birbirleriyle ve yaşadıkları ortamla olan ilişkisini inceleyen bilim dalıdır. *Populasyon: Belli bir bölgede yaşayan, (1) türe ait bireylerin oluşturduğu topluluğa

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis Bacillus anthracis Gram pozitif, obligat aerop sporlu, çomak şeklinde bakterilerdir. 1µm eninde, 2-4 µm uzunluğunda, konkav sonlanan, kirpiksiz bakterilerdir. Bacillus anthracis in doğal yaşam ortamı topraktır.

Detaylı

HAYVANSAL KAYNAKLI AMİNO ASİT İÇEREN ORGANİK GÜBRE. Çabamız topraklarımız için. www.letafet.co

HAYVANSAL KAYNAKLI AMİNO ASİT İÇEREN ORGANİK GÜBRE. Çabamız topraklarımız için. www.letafet.co HAYVANSAL KAYNAKLI AMİNO ASİT İÇEREN ORGANİK GÜBRE Çabamız topraklarımız için www.letafet.co LETAMİN BASE HAYVANSAL KAYNAKLI AMİNO ASİT İÇEREN SIVI ORGANİK GÜBRE Letafet Uluslararası Pazarlama Gıda Satış

Detaylı

Gram (+)Bakterilerde Duvar Yapısı Gram (-) Bakterilerde Duvar Yapısı Lipopolisakkaritin Önemi

Gram (+)Bakterilerde Duvar Yapısı Gram (-) Bakterilerde Duvar Yapısı Lipopolisakkaritin Önemi Gram (+)Bakterilerde Duvar Yapısı Çoğunluğu peptidoglikan yapıdır. Bunun yanında teikoik asitte içerirler. Bu yapı gliserol veya Ribitolün PO4 gruplarına bağlanmasıyla oluşur. Teikoik asitler peptidoglikan

Detaylı

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS), Merkezi Sinir Sistemine (MSS) bilgi ileten ve bilgi alan sinir sistemi bölümüdür. Merkezi Sinir Sistemi nden çıkarak tüm vücuda dağılan sinirleri

Detaylı

CİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD

CİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD CİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD CİLT MİKROBİYOTASI CİLT MİKROFLORASI DERİ MİKROBİYOTASI DERİ MİKROFLORASI DERİ Deri en büyük organımız 2 m² alan Vücudu

Detaylı

Ayxmaz/biyoloji. Öğrencilerin sonuçlarına göre, katalaz hangi ph düzeyinde en iyi çalışır A) 1 B) 4 C) 7 D) 10 E) 14

Ayxmaz/biyoloji. Öğrencilerin sonuçlarına göre, katalaz hangi ph düzeyinde en iyi çalışır A) 1 B) 4 C) 7 D) 10 E) 14 1- Katalaz bitki ve hayvan dokularında bulunan bir enzimdir. Katalaz hücre solunumunda oluşan hidrojen peroksiti (bir toksin) su ve oksijen gazı haline dönüştürerek birikimini önlemeye yardımcı olur. 10

Detaylı

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ LIQUIDAMBAR ORIENTALIS ANADOLU SIĞLA AĞACI Muğla Relikt Tarihteki Önemi Kleopatra aşk iksiri ve parfüm olarak kullanmıştır Hipokrat döneminden beri ilaç olarak kullanılmıştır.

Detaylı

ÇANAKKALE BOĞAZI NDAKİ DENİZ YOSUNLARININ ANTİBAKTERİYEL ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ. GRUP-ANTİ Ceren KUZNEK Belgin SERT Fatma OĞUZ

ÇANAKKALE BOĞAZI NDAKİ DENİZ YOSUNLARININ ANTİBAKTERİYEL ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ. GRUP-ANTİ Ceren KUZNEK Belgin SERT Fatma OĞUZ ÇANAKKALE BOĞAZI NDAKİ DENİZ YOSUNLARININ ANTİBAKTERİYEL ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ GRUP-ANTİ Ceren KUZNEK Belgin SERT Fatma OĞUZ SUNUM AKIŞI Projenin Amacı Genel Bilgiler Materyal ve Yöntemler Bulgular

Detaylı

KATI ATIKLARIN ARITILMASINDA MİKROORGANİZMALARIN KULLANIMI

KATI ATIKLARIN ARITILMASINDA MİKROORGANİZMALARIN KULLANIMI ÇEVREYE ZARAR VEREN MADDELERİN ORTADAN KALDIRILMASINDA MİKROORGANİZMALARIN KULLANIMI ÖZET Mikroorganizmalar, çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük ve tek hücreli canlılardır. Bakteriler, mayalar, küfler,

Detaylı

LABORATUVAR 4: ÖKARYOTİK HÜCRELER

LABORATUVAR 4: ÖKARYOTİK HÜCRELER LABORATUVAR 4: ÖKARYOTİK HÜCRELER Ökaryotik hücreler, sahip oldukları hücre iskeleti, nüklear membran ve organelleri içeren bölümleri ile prokaryot hücrelerden ayırt edilebilmektedir. Kimyasal analizler

Detaylı

Enterobakteriler. Dr. Kaya Süer. YDÜ Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Enterobakteriler. Dr. Kaya Süer. YDÜ Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Enterobakteriler Dr. Kaya Süer YDÜ Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Enterobakteriler Nerelerde bulunur? Toprak, Su, Sebze-meyve İnsan ve Hayvan bağırsak florası Enterobaktriler

Detaylı

AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI UZAKTAN EĞİTİM ÖNLİSANS PROGRAMLARI DERS PLANI GIDA KALİTE KONTROLÜ VE ANALİZİ ÖNLİSANS PROGRAMI

AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI UZAKTAN EĞİTİM ÖNLİSANS PROGRAMLARI DERS PLANI GIDA KALİTE KONTROLÜ VE ANALİZİ ÖNLİSANS PROGRAMI GIDA KALİTE KONTROLÜ VE ANALİZİ ÖNLİSANS PROGRAMI Uygulama Dersinin Adı SINAV TARİHLERİ SINAV TÜRÜ VE YÜZDELİK BİLGİLERİ Gıda Laboratuvarı Dersi Programı (GKA220U) (2 Hafta) ARA SINAV 09.06.2017 DÖNEM

Detaylı

GÖRÜNÜR IŞIĞIN HAVUZ SULARININ DEZENFEKSİYONUNDA ALTERNATİF BİR YÖNTEM OLARAK KULLANILMASI

GÖRÜNÜR IŞIĞIN HAVUZ SULARININ DEZENFEKSİYONUNDA ALTERNATİF BİR YÖNTEM OLARAK KULLANILMASI GÖRÜNÜR IŞIĞIN HAVUZ SULARININ DEZENFEKSİYONUNDA ALTERNATİF BİR YÖNTEM OLARAK KULLANILMASI Hazırlayan Öğrenciler Dila Berfin UÇAN 7-F Ekin Ladin TÜRKMEN 7-F Danışman Öğretmen Melike TURAN İZMİR, 2014 İÇİNDEKİLER

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım EKOLOJİ 7 MADDE DÖNGÜLERİ (Su, Karbon ve Azot Döngüsü)

ADIM ADIM YGS LYS Adım EKOLOJİ 7 MADDE DÖNGÜLERİ (Su, Karbon ve Azot Döngüsü) ADIM ADIM YGS LYS 100. Adım EKOLOJİ 7 MADDE DÖNGÜLERİ (Su, Karbon ve Azot Döngüsü) MADDE DÖNGÜLERİ Ekosistemde kimyasal elementler sınırlı sayıda bulunur. Bu nedenle bu kimyasal elementeler organik ve

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

Lourdes. Serbest Radikallerle Savaşan SAĞLIK ve GENÇLİK DOLU SU

Lourdes. Serbest Radikallerle Savaşan SAĞLIK ve GENÇLİK DOLU SU Lourdes Serbest Radikallerle Savaşan SAĞLIK ve GENÇLİK DOLU SU Serbest Radikaller Yaşlanma sürecinin en önemli unsurlarından biri serbest radikallerin hücrelerimiz ve DNA mıza verdiği zararlardır. Serbest

Detaylı

İnsan Mikrobiyom Projesi. Prof. Dr. Tanıl Kocagöz

İnsan Mikrobiyom Projesi. Prof. Dr. Tanıl Kocagöz İnsan Mikrobiyom Projesi Prof. Dr. Tanıl Kocagöz Human Microbiome Project İnsan Mikrobiyom Projesi (İMP) 2007 yılında NIH tarafından başlatıldı 300 gönüllünün 5 vücut bölgesinden değişik zamanlarda, toplam

Detaylı

KONU MOTORLARIN ÇEVREYE OLUMSUZ ETKĠLERĠ VE BU ETKĠLERĠN AZALTILMASI

KONU MOTORLARIN ÇEVREYE OLUMSUZ ETKĠLERĠ VE BU ETKĠLERĠN AZALTILMASI KONU MOTORLARIN ÇEVREYE OLUMSUZ ETKĠLERĠ VE BU ETKĠLERĠN AZALTILMASI HAVA Etrafımızı saran gaz karışımıdır ( Atmosfer). Kuru Temiz hava içerisinde yaklaģık olarak ; - %78 Azot - %21 Oksijen - %0,03 Karbondioksit

Detaylı

Kategori Alt Kategori Program İçeriği Kazanımlar Dersler Arası İlişki I. HAYATSAL OLAYLAR

Kategori Alt Kategori Program İçeriği Kazanımlar Dersler Arası İlişki I. HAYATSAL OLAYLAR 200 Kategori Alt Kategori Program İçeriği Kazanımlar Dersler Arası İlişki I. HAYATSAL OLAYLAR I.1. Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji İnsan için önemli olan birçok ürünlerin üretimi biyoteknolojinin

Detaylı

STERİLİZASYON DERSİ 4. HAFTA DERS NOTLARI YRD. DOÇ. DR. KADRİ KULUALP

STERİLİZASYON DERSİ 4. HAFTA DERS NOTLARI YRD. DOÇ. DR. KADRİ KULUALP STERİLİZASYON DERSİ 4. HAFTA DERS NOTLARI YRD. DOÇ. DR. KADRİ KULUALP STERİLİZASYON YÖNTEMLERİ SÜZME YÖNTEMİ FİLTRASYON İLE STERİLİZASYON Süzme mekanizmalarına göre; a) Absorbsiyonla mikroorganizmaları

Detaylı

Hava kirleticilerinin çoğu havaya küçük miktarlarda katılır. Kirleticilerin yoğunluğu değişik biçimlerde ifade edilir.

Hava kirleticilerinin çoğu havaya küçük miktarlarda katılır. Kirleticilerin yoğunluğu değişik biçimlerde ifade edilir. HAVA KİRLETİCİLER Dünyayı saran atmosferin % 21 oksijen, % 78 azot, % 0.03 karbondioksit vardır. Bunlara ek olarak asal gazlar denen argon, neon, helyum gibi gazlar bulunur. Su buharı havada değişik oranlara

Detaylı

Hd 50. Hidrojen Molekülleri. Hidrojen bakımından zengin alkali su. Gerekli mineral takviyeleri. Üstün antioksidan etkisi

Hd 50. Hidrojen Molekülleri. Hidrojen bakımından zengin alkali su. Gerekli mineral takviyeleri. Üstün antioksidan etkisi Hd 50 Hidrojen Molekülleri Hidrojen bakımından zengin alkali su Üstün antioksidan etkisi Gerekli mineral takviyeleri Dayanıklı ve mükemmel performans Hidrojen molekülleri doğal ortamda bulunur, basit yapıdadır

Detaylı

00220 Gıda Biyokimyası

00220 Gıda Biyokimyası 00220 Gıda Biyokimyası Hazırlayan: Doç.Gökhan DURMAZ 00220 Gıda Biyokimyası-Şubat 2013 1 Bu notların hazırlanmasında aşağıdaki eserlerden yararlanılmıştır; Biyokimya, Engin Gözükara, Nobel Tip Kitabevi,

Detaylı

Eco new farmers. Modül 1- Organik Tarıma Giriş. Bölüm 4- Organik Tarım ve Koruma

Eco new farmers. Modül 1- Organik Tarıma Giriş. Bölüm 4- Organik Tarım ve Koruma Eco new farmers Modül 1- Organik Tarıma Giriş Bölüm 4- Organik Tarım ve Koruma Modul 1- Organik Tarıma Giriş Bölüm 4 Organik Tarım ve Koruma www.econewfarmers.eu 1. Giriş Organik tarım kültür alanlarında

Detaylı

DİSTİLEX NANO TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ

DİSTİLEX NANO TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ DİSTİLEX NANO TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ Distilex tesislerinde; bitki ve meyve özütleri uygun yöntem ve ileri teknoloji ile elde edilerek gıda, ilaç, kozmetik, kimya, insan sağlığında gıda takviye ürünleri, hayvan

Detaylı

KLİMALARDA ÜREYEN BAKTERİLERE BİTKİSEL YAĞLARIN ETKİSİ

KLİMALARDA ÜREYEN BAKTERİLERE BİTKİSEL YAĞLARIN ETKİSİ KLİMALARDA ÜREYEN BAKTERİLERE BİTKİSEL YAĞLARIN ETKİSİ Hazırlayan Öğrenciler Fulya MORDOĞAN 7-B Pırıl ALP 7-B Danışman Öğretmen Demet EROL İZMİR, 2012 1 İÇİNDEKİLER 1. Proje özeti...3 2. Projenin amacı...3

Detaylı

Mantarlar genel özellikleri. Üremeleri

Mantarlar genel özellikleri. Üremeleri Mantarlar genel özellikleri Eukaryotik, sporla ürerler, eşeyli ve eşeysiz üreme görülür, Mantarlar hayvanlar gibi aktif hareket edemezler bitkiler gibi klorofil de taşımazlar, heterotrofdurlar. parazitik,

Detaylı

ANTİSEPTİKLERİN KULLANIM YERLERİ

ANTİSEPTİKLERİN KULLANIM YERLERİ ANTİSEPTİKLER 1 Kavramlar: Antiseptik: Canlılar üzerinde (cilde ve dışarı açılan boşlukların mukozasına) dıştan uygulanmak suretiyle kullanılan antimikrobik ilaçlardır. Dezenfektan: Cansız cisimler (cerrahi

Detaylı

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Edafik ve Biyotik Faktörler. Edafik Faktörler

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Edafik ve Biyotik Faktörler.   Edafik Faktörler ÇEV 219 Biyoçeşitlilik Edafik ve Biyotik Faktörler Öğr. Gör. Özgür ZEYDAN http://cevre.beun.edu.tr/zeydan/ Edafik Faktörler İklimsel faktörleri değiştirebilen veya bu faktörlerin yerini alabilen faktörler.

Detaylı

VİTAMİN NEDİR? Vitaminler organik besinler grubunda bulunup

VİTAMİN NEDİR? Vitaminler organik besinler grubunda bulunup VİTAMİN NEDİR? Vitaminler organik besinler grubunda bulunup normal yaşamın sürdürülmesi için gerekli olan, yiyecekler içerisinde doğal olarak bulunan basit yapılı bileşiklerdir. VİTAMİNLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ=)

Detaylı

EKOLOJİ #1 EKOLOJİK TERİMLER EKOSİSTEMİN CANSIZ BİLEŞENLERİ SELİN HOCA

EKOLOJİ #1 EKOLOJİK TERİMLER EKOSİSTEMİN CANSIZ BİLEŞENLERİ SELİN HOCA EKOLOJİ #1 EKOLOJİK TERİMLER EKOSİSTEMİN CANSIZ BİLEŞENLERİ SELİN HOCA EKOLOJİK TERİMLER EKOLOJİ: Canlıların kendi aralarındaki ve çevreleri ile olan ilişkilerini inceleyen bilim dalına EKOLOJİ denir.

Detaylı

Mikroorganizmalar gıda üretiminde en önemli tehlike veya tehlike kaynaklarıdır. Hayatımızda da önemli yere sahip olan bu canlılar hakkında genel

Mikroorganizmalar gıda üretiminde en önemli tehlike veya tehlike kaynaklarıdır. Hayatımızda da önemli yere sahip olan bu canlılar hakkında genel 1 Mikroorganizmalar gıda üretiminde en önemli tehlike veya tehlike kaynaklarıdır. Hayatımızda da önemli yere sahip olan bu canlılar hakkında genel bilgi edinmemiz hem gıda üretimi sırasında dikkat etmemiz

Detaylı

7. BÖLÜM MİKROBİYAL GELİŞİM

7. BÖLÜM MİKROBİYAL GELİŞİM 7. BÖLÜM MİKROBİYAL GELİŞİM 1 Gelişim Tek hücreli organizmalarda sayı artışı Bakterilerde en çok görülen üreme şekli ikiye bölünmedir (mikroorganizma sayısı) Çok hücreli organizmalarda kütle artışı Genelde

Detaylı

KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR.

KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR. KIRMIZI ETLER KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR. ETTEKİ ENZİMLER VE MİKROBİYEL AKTİVİTE BOZULMANIN BAŞLANGICIDIR.

Detaylı

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Mikroorganizmaların gıdalarla gelişmesi; Gıdanın karekteristik özelliğine, Gıdada bulunan m.o lara ve bunlar arası etkileşime, Çevre koşullarına bağlı

Detaylı

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu Burcu EKMEKÇİ PROBİYOTİKLER, DOST CANLILAR Probiyotikler Nedir? Probiyotik kelimesi Yunanca da pro bias yani yaşam için olan anlamına gelmektedir.

Detaylı

Pastırmada Enterokoklar

Pastırmada Enterokoklar Pastırmada Enterokoklar Özlem ERTEKİN 1 Güzin KABAN 2 Mükerrem KAYA 2 1 Munzur Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü, TUNCELİ 2 Atatürk Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü, ERZURUM Laktik asit bakterileri

Detaylı

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi Dr. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 26.12.15 KLİMİK - İZMİR 1 Eklem protezleri

Detaylı

Mikrobiyal Gelişim. Jenerasyon süresi. Bakterilerde üreme eğrisi. Örneğin; (optimum koşullar altında) 10/5/2015

Mikrobiyal Gelişim. Jenerasyon süresi. Bakterilerde üreme eğrisi. Örneğin; (optimum koşullar altında) 10/5/2015 Mikrobiyal Gelişim Tek hücreli organizmalarda sayı artışı Bakterilerde en çok görülen üreme şekli ikiye bölünmedir (mikroorganizma sayısı) Çok hücreli organizmalarda kütle artışı Genelde funguslarda görülen

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI

Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI Genel olarak gözle net olarak görülemeyecek kadar küçük canlıları inceleyen ve onları konu olarak ele alan bilim dalıdır. Gözle ayırt edilemeyen canlılar; Virüsler, bakteriler,

Detaylı

TÜBİTAK-BİDEB Lise Öğretmenleri (Kimya,Biyoloji,Fizik,Matematik) Proje Danışmanlığı Eğitimi LİSE-1 ÇALIŞTAY 2011 KEPEZ/ÇANAKKALE TEMMUZ-2011

TÜBİTAK-BİDEB Lise Öğretmenleri (Kimya,Biyoloji,Fizik,Matematik) Proje Danışmanlığı Eğitimi LİSE-1 ÇALIŞTAY 2011 KEPEZ/ÇANAKKALE TEMMUZ-2011 TÜBİTAK-BİDEB Lise Öğretmenleri (Kimya,Biyoloji,Fizik,Matematik) Proje Danışmanlığı Eğitimi LİSE-1 ÇALIŞTAY 2011 KEPEZ/ÇANAKKALE TEMMUZ-2011 İŞLENMİŞ TÜTÜN(Nicotiana tabaccum)ekstresinin ANTİBAKTERİYAL

Detaylı

2005 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

2005 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 2005 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 1. Aşağıdaki tabloda I, II, III, IV olarak numaralandırılan bakteri, mantar, bitki ve hayvan hücrelerinin bazı yapısal özellikleriyle ilgili bilgiler verilmiştir.

Detaylı

DOMUZ GRİBİYLE MÜCADELE. Halk Sağlığı Projesi

DOMUZ GRİBİYLE MÜCADELE. Halk Sağlığı Projesi DOMUZ GRİBİYLE MÜCADELE Halk Sağlığı Projesi Neden Salgınlarla Mücadele Etmeliyiz Kentler nüfus yoğunluğu nedeniyle bulaşıcı hastalık ve salgınlar için uygun ortamlar olması. (Kişiden kişiye, su-gıda,vektör,yüzey,hava

Detaylı

RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ

RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ Rumen mikroorganizmaların (bakteriler,protozoalar ve mayaların) bir denge içinde çalıştırdığı kusursuz bir makinedir. Yüksek et-süt verimi isterken bu hayvandaki

Detaylı